Şaud 4: “Bu Zamana Uygun Öneriler”

Tobias’ın katılımıyla, Kanallık, Geoffrey Hoppe

Kırmızı Çembere sunulmuştur
1 Kasım 2008
www.crimsoncircle.com – http://kirmizicember.org

Ve öyledir – Ben, Tobias, dünyanın her yanındaki her birinizle birleştiğim bu toplantılarda biz kendimizi böyle açıyoruz. Ve öyledir – tüm enerjilerimizi birleştirmemizin bu ne güzel bir yolu, ve bugün birçok yeni kişiye de hoşgeldiniz diyoruz. Tanrısal dediğimiz bu yere, Var Olma Noktası, Şimdi ânı olan bu yere sizi enerjiler getirdi – sizi ruhunuz buraya getirdi.

Şambra olarak bilinen ve uzun, çok uzun zamandır böyle toplanan bu grubun enerjisinde ve bilincinde olmanız için ruhunuz size çağrıda bulundu. Buna inanabilirseniz ve hayal edebilirseniz, Atlantis zamanlarında – ah, bir Atlantis vardı – bu grup biraraya gelirdi. İsa olarak da bilinen Yeshua zamanlarında bu grup Eseneler’di. Derin içsel düzeylerde araştırmalar yapıp eğitim görenler onlardı. 2.000 yıl öncesine kadar dayanan zamanlarda, şimdi içinde yaşadığımız zamanlara hazırlık olarak yeni bilinç tohumlarının ekilmesine yardımcı olan onlardır.

Bilinç Değişiyor

Bu şimdi olmakta, sevgili Şambra, sevgili ziyaretçiler ve dostlar. Bilinçte muazzam bir değişiklik, titreşimin eski enerjisinden çıkıp Yeni Enerjinin genişlemesine giriş, dünyanın her yanında şimdi meydana geliyor. İnsan biçimi içinde Dünya’da var olan ruhun bir parçası, ve yalnızca bir parçası, bir yaşamdan ötekine fiziksel enkarnasyonlarla arayış içindeydi, keşfediyordu, öğreniyor ve oynuyordu, ama çoğu kez tanrısallığından, ruhundan, gerçek benliğinden uzaktı.

Ama, tanrısal olanla insan olanın yeniden biraraya gelmesi şimdi oluyor, ve bu, olduğunu sandığınız şey değildir. Bu, büyük, yumuşak kanatlarıyla gelip de dünyanızı kurtaracak bir melek değildir. Bu sizin tanrısal parçanızdır, en basit, en kolay ve en sevecen parçanız. Bu, sizi hep sevmiş ve hep orada olmuş olan, ama insan denen diğer parçanızın kendi işleminden/sürecinden geçmesini bekleyen yanınızdır.

Biz bunun şimdi meydana geldiğini söylerken, tüm zamanların başlangıcından bu yana beklenen mezuniyet günü/yuvaya dönüş olduğunu kastediyoruz. Bu, yeniden birliğe dönen Ayrılığın birinci Mührüdür, ve bu şimdi olmaktadır. (Tanrısal İnsan dizinin 12.Şaudu “Yedi Mühür”e göndermede bulunuyor.)

Geçen ay Adamus Saint Germain’i dinlediniz, o, şu anda dünyada meydana gelen tüm değişimler – olacak olan şeyler – hakkında konuştu, ve size bir farkındalık vermeye çalıştı, korku uyandıracak bir bakış açısından değil de, çevrenizdeki dünyayı anlamanız ve şu anda neden burada olmayı seçtiğinizi anlamanız açısından. Bugünün Şaud’u çok daha kolay ve belki de çok daha kısa olacak.

Bugünün Şaud’unda… (Tobias güler) Dünyanın her yanından ferahlamış bir iç geçirme geliyor! (Tobias yeniden güler)

Sevgili Şambra, bugün – bugün biz biraz arkamıza yaslanacağız, gevşeyeceğiz, ve ben size Tobias’ın Bu Zamana Uygun Önerileri’nin bir uyarlamasını daha sunacağım. (bazı gülüşmeler) Bu aslında bir Şaud’da ilk kez oluyor ama, tanrı bilir ben bunu kaç zamandır sizin için yapıyorum, ve şimdi bunu herkesin önünde yapalım.

Ama bu şu anda olmaktadır. Dünya değişiyor, siz değişiyorsunuz, bilinç gelişiyor/tekâmül ediyor. Ben, Tobias için, Kırmızı Meclis’in diğer varlıkları ve diğer meleksel meclisler için gözlemlemek çok ilginç oluyor, çünkü biz hem Dünya’da bulunan sizlere neler olduğunu görüyoruz – içinden geçtiğiniz şeyin güzelliğini görüyoruz – hem de, biliyor musunuz, meleksel koridorlarda, ki çok, çok farklı boyutlar ya da koridorlar var, neler olduğunu görüyoruz.

Ama biz bundan, Tüm Var Olan’daki genişlemenin, Tek ve Çok Olan’daki genişlemenin, nasıl durma noktasına geldiğinden uzun süre önce söz etmiştik. O yalnızca gidebildiği ölçüde genişleyebilmişti. Ve meleksel varlıklar olarak siz, bu yüzden Dünya’ya gelmeyi kabul ettiniz, fiziksel olmayan alemlerde edindiğiniz deneyimlerin birçoklarına geri gidip bunu yavaşlatılmış olarak fiziksel realitenizde gerçekleştirmeyi, ve böylece bilinçli olarak seçimi ve sonra da seçiminizin sonucunu fark edebilmeyi kabul ettiniz.

Burada uzun bir süre geçirdiniz – bazılarınızın Dünya’da bindörtyüz, binbeşyüz yaşamı oldu – ve (bu değişim) oluyor şimdi. Tüm diğer boyutlardaki enerji yeniden hareket etmeye başlıyor. Genişliyor, ama önceden genişlediği gibi değil. Enerji bilinci, daha Dünya yaratılmadan çok önce, belli bir hareket biçimine sahipti. O şimdi yeniden hareket ediyor, ama çok farklı bir biçimde hareket ediyor. Yeni bir bilinçle ve kendiyle ilgili yeni bir duyuyla, anlamla hareket ediyor.

Bunun sonucu olarak, spiritüel aileler – sizin geldiğiniz spiritüel aileler – de yeniden hareket ediyor. Onlar uyanıyorlar. Onlar yeniden hareket edebilmeye ve kendi enerjilerini özgürleştirebilmeye başlıyorlar. Ve biz bu yüzden son toplantılarda size Dünya’nın asıl olduğunu, esas olduğunu söyledik. Bu Dünya, fiziksel gezegenlerin ilkidir, ve Dünya’dan sonra ona benzeyen çok, birçokları olacak – belki sizin alışık olduğunuz bu boyutta değil, ama burada öğrenilenler sayesinde birçok başka Dünyalar yaratılacak ve spiritüel ailelerinizin birçoğu da, kendileri hakkında öğrenmek üzere oralara gidecekler. Ruhun onlara bahşettiği, eşsiz kimlik – bir ruh, bir Tanrıbenliği – denen bu muazzam armağanı öğrenmek için gidecekler.

Tabi, sizin bu Dünya’daki birçok yaşamınız boyunca içinden geçtiğiniz o yoğun deneyimlerden geçmek zorunda kalmayacakları kabul edilmeli, çünkü siz onlara yolu açtınız. Onlar bindörtyüz yaşamdan geçmek zorunda kalmayacaklar. Kendilerini gerçekten tekâmül ettirmek amacıyla o kaybolmuşluk hissinden, kendilerinin geri kalan parçalarından ve Ruh’tan tümüyle kopmuş olmaktan geçmeleri gerekmeyecek, çünkü siz bunu onlar adına gerçekleştirdiniz.

Biliyorum, bazılarınız belki içinden biraz sövüyor, bütün bunları spiritüel aileler adına yapmışım, ve onlar hiç bu zorlukları yaşamayacaklarmış, diyorsunuz. Ama sevgili varlıklar, onlar sizi çok onurlandırıyorlar. Ve ayrıca, sizi çok özlediklerini de söylemem gerekir. Burada, Dünya’da olduğunuzdan beri onlarla olan ilişkiniz kesildi ve onların da sizinle olan ilişkisi. Ne elde etmeye çalıştığınızı biliyorlardı, ama nelere bulaşmak zorunda kalacağınızı bilmiyorlardı. Sizi yeniden hissedebilmeleri için uzun bir sürenin geçmesi gerektiğini biliyorlardı.

Şimdi sizi hissediyorlar, ve siz de onları hissetmeye başlıyorsunuz. Ve belki de böylece buraya gelmeyi neden seçtiğinizin, tümüyle kaybolmuş hissetmeyi neden seçtiğinizin asıl sebebini biraz anlamaya başlarsınız.

Şimdi derin bir nefes alalım.

(duraklama)

Ne görkemli bir gün. Bu olmakta. Bu burada. Dünya denen bu büyük ve görkemli yer, değişimlerle karşı karşıya. Hayatta olmak inanılmaz bir şey, siz olmak inanılmaz bir şey, ve ben, Tobias, çok yakında Dünya’ya geri dönmeyi, sizinle birlikte yürümeyi, bu deneyimleri paylaşmayı, Şambra dediğinizin bir parçası olmayı, nasıl da heyecanla bekliyorum.

Bugünün Konuğu

Böylece bugün… bugün biraz daha kolay geçecek. Biz şimdi günün konuğunu içeriye davet edeceğiz. Onlar, sonraki birkaç bölümde bizimle olacaklar. Konuğumuz, gelecek birkaç ay boyunca etrafınızda olacak, sizinle olacak. Bazılarınız, geçmiş bir yaşamda bu konuğumuzla birebir çalıştınız. Bazılarınız onu ve öğretilerini ve anlayışlarını araştırıp öğrendiniz.

Böylece konuğumuz bugün onurlandırıldığı bir yere geliyor. Derin bir nefes alın ve Carl Gustav Jung’u toplantımıza kabul edin. O, geri gelmeye ve böyle sahnede bize katılmaya can atıyordu. Dünya’da yeniden enkarne olmadı ama yakında olacak. Belki benim Sam kimliğim Jung’un bu yeniden bedenlemesiyle belki burada, Dünya’da karşılaşacak.

O, zamanında bir liderdi, yeni fikirler ve yeni bir bilinç geliştirdi, ve onun yaşadığı günlerde bilim ve teknoloji alanlarında büyük hareketler olmasına rağmen, dedi ki, “Durun bir dakika. HERŞEY bilimle ilgili değil. Aslına bakarsanız, herşeyi olgulara ve rakkamlara ve yalnızca mikroskopla görülebilen ya da bir matematik formülüyle ifade edilebilen şeylere dayandırırsanız, varlık, yani insan, kendinin çok önemli bir parçasından mahrum edilmiş / yoksun bırakılmış olur. Daha fazlası olan bir şey var. Tin denen bir şey var. Ruh denen bir şey var, ve kişi dindar olsun ya da olmasın, bu onun yaşamında çok önemli bir rol oynuyor, kişinin bilincini, kendi içsel benliğini, ve zihnin ötesine geçen şeyi anlaması (önemlidir).”

O, kendi zamanında bir öncüydü ve bu yüzden geri gelmeyi ve bu yeni çağın öncülerini görmeyi, sizlerden öğrenmeyi istedi, böylece yeniden bedenlendiğinde, hepinizden edindiği çok değerli derslere, gelişmesine yardımcı olduğunuz sezgilere ve farkındalıklara sahip olacak.

Carl, sizin şu anda gördüğünüz bu büyük değişimler kadar olmasa da, kendi döneminin de önemli bir zamanında dünyaya geldi. Sevgili Carl, tıpkı çoğu İsviçreli genç gibi, çok ders çalışmak, çok ezberlemek ve bir dolu kitap devirmek zorunda kaldı. Bir vaiz olan babası, onun iyi bir öğrenci ve hayatta başarılı bir insan olmasını istiyordu. Ama Carl’ın içinde hep eğitime direnmesine ve içerlemesine neden olan bir şey vardı, kendi yaşıtlarına – sekiz, dokuz, on yaşındaki – diğer oğlanlara göre çok daha fazla (tepki veriyordu). Kendini disipline sokabilmesine rağmen, çok çalışıp fena olmayan notlar almasına rağmen, içinde kızmaya başlayan, eğitimine sinirlenmeye başlayan bir yan vardı. O, hayallerinin peşinden gitmek istiyordu. Sezgisini hissetmek istiyordu. Ruhuyla bağlantı kurmak istiyordu.

Ve küçük bir oğlan olarak bununla ilgili konuşmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edebilirsiniz, o günlerin düzeninde iyi notlar almak gerekiyordu, ve tek erkek çocuk, ailenin tek çocuğu olarak, başarılı olması ve ailenin adını sürdürebilmesi için iyi notlar alması gerekiyordu.

Kendisi için küçük ilginç bir durum oluşturdu, ki bunu çoğunuz küçükken yaptınız. Ben sizden yaşamınızda, diyelim yedi ila oniki ya da onüç yaşlarına kadarki dönemde olmuş bir olayı hatırlamak için kendinize izin vermenizi isteyeceğim. Rotayı değiştiren, kendinizi açmanıza neden olan travmatik bir şey olmuştu.

Carl için bu, bir gün sınıf arkadaşlarıyla yaptığı bir tartışma oldu. Bu tartışma biraz çirkin bir hal aldı, birbirlerine pek de güzel olmayan sözler söylediler. Carl kendini tuttu, gerçi yüzünün kızardığını ve yumruklarını sıktığını hissediyordu ama, kızmamaya çalışıyordu, taa ki bir okul arkadaşı – ondan çok daha gelişmiş bir oğlan – Carl’ın annesi hakkında uygunsuz bir yorumda bulunana dek. Şimdi, bazılarınız bunun nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz. Ama bu kez bu gerçekti, çünkü Carl’ın annesi ağır depresyon, korku sorunları yaşıyordu. Sık sık uzaklara gönderiliyordu, hatta birkaç kez kilit altına da alınmıştı, ve annesinden ayrı olmak Carl’ın zihninde ve kalbinde derin (izler bırakıyordu). Hem ona ilgi göstermek, hem de onun yüzünden utanmak.

Böylece, öbür çocuk, şimdi sizin ‘senin annen’ diyeceğiniz hakkında ileri-geri konuştuğunda, Carl’ın içinde bastırdığı tüm kızgınlık, tüm hınç ve tüm o olumsuz hisler ortaya çıktı, ve saldırgana girişti. Ve tabii çok daha büyük ve güçlü olan ve yanındaki diğer haydutlardan da destek alan çocuk, Carl’ın suyunu çıkardı, onu yere yapıştırıp, bilinçsiz bir hale gelip cansız kalana dek kafasını sert zemine vurup durdu.

Bu, Carl’ın yaşamında bir dönüm noktası oldu, çünkü orada öylece bilinçsiz bir halde yatarken, yeni enerji ona aktı. Ne olduğunu bilirsiniz – bazen bir araba kazası geçirirsiniz; bazen düşer feleğinizi şaşırırsınız; bazen, tıpkı Carl gibi, biri sizi yumruklar.

Orada bilinçsiz bir halde yatarken, içinde bir değişim oldu ve kalbi açıldı. Kendine gelip de düşe kalka eve döndüğünde, bir daha asla okula gitmeyeceğine yemin etti. Bakın, suçu okula attı, ama başka bir şey iş başındaydı. Babasına ve bakıcısına okula geri gitmesinin mümkün olmadığını, çünkü onu yine pataklayacaklarını söyledi. Ama bu, Carl’ın yaşamını çok, çok biçimlendirecek bir şeyin bahanesiydi.

Biraz babasının gözetiminde öğrenim gördü, ama zamanının büyük bir çoğunu kendiyle geçirdi, bazılarının hayal kurmak dediği şeyle, ama bu onu genişletiyordu. Bazıları buna, sadece öylece yatakta yatmak diyebilirdi, ama o buna, başka alemlere gitmek diyordu. Bazıları buna, kendi-içine kapanmak diyebilirdi, ama o aslında kendini bilmeye başlıyordu. Sezgisini ve benlik duygusunu ön plana çıkartabilmek amacıyla birkaç yıl boyunca zihninden ve öğreniminden uzak durdu.

Bu, Carl’ın kendisi için oluşturduğu bir kurguydu – bir “her ihtimale karşı” kurgusu – hani olur da, korktuğu başına gelir de, kendini öğrenimine fazla kaptırırsa diye. Dünya’ya yapmak üzere geldiği şeyi unutacak olursa diye – ki bu, bilinç kapılarını açmak, kozmik bilinç gibi şeylerden söz edebilmek, başka boyutların ve ruhların farkında olmak, buraya psikiyatri, felsefe, psikoloji öğrenmek için gelmiş olmak, ama bunlara yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşmak – ne o katı akılcı açıdan, ne de dinsel açıdan, ama sizin şimdi yeni bilinç diyeceğiniz açıdan yaklaşmaktı.

Böylece, oniki yaşındayken meydana gelen olaylar, onun çok zihinsel olan yolunu değiştirdi. Ha evet, sonunda – sonunda – günün birinde eğitime geri dönmeyi seçti, ve şimdi bunu yepyeni bir alandan gerçekleştirdi. Sadece ezberlemiyor, bilgiyi içine alıyordu. Bunu yalnızca iyi notlar alabilmek ve iyi bir okula gidebilmek için değil, ama şimdi insan bilincini öğrenmeye, insan tarihini ve insan potansiyellerini öğrenmeye can attığı için yapıyordu.

Tabii, sizin de bildiğiniz gibi, meşhur oldu, kitaplar yazdı, dünyanın birçok yerinde dersler, konferanslar verdi, dönemin büyüklerinden bazısıyla tanıştı. Bir süre Freud’la çalıştı, ama ilişkilerinin bir noktasında anlaşmazlığa düştüler ve Jung kendi yoluna giderken, Freud da kendi yoluna gitti. Elbette gerek siz, gerekse Freud ve Jung, onların yaşamının geri kalanının nasıl geçtiğini biliyorsunuz.

Sevgili Şambra… sevgili, sevgili Şambra, Carl bize katılıyor – biz ona C.J. (Sicey) demekten hoşlanıyoruz – o, bu özel toplantıda, bilincin bir sonraki düzeyinin – bilincin evriminin – meydana gelişini izlemek için bize katılıyor. Tabii gerçekleştirilenlerin çok özlemini çekiyor; bunun bir parçası olabilmeyi arzuluyor, onun için de çok yakında yeni bir fiziksel beden içinde geri gelmeyi seçti. Ve bazılarınızla karşılaşabilir. Bazılarınızın altında, genç bir yetişkin olarak öğrenim görebilir. Bazı kitaplarınızı okuyabilir. Bazı resimlerinizle, buluşlarınızla tanışabilir. O nedenle, onun, geçmiş bir zamanın yeni bilinç öncüsünün gelip de şimdiki yeni bilinç öncülerini ziyaret etmesi, gerçekten onur verici bir şeydir. Büyük bir onurdur.

Hadi derin bir nefes alalım…

(duraklama)

… ve Tobias’ın Bu Zamana Uygun Önerileri’ne geçelim.

Güncel Olaylar

Hepinizin bildiği gibi, yoğun, çok yoğun aylar geçti, ama özellikle de şu son ay. Yoğunluk sürecek. Ve şeyler tam da biraz rahatlıyormuş gibi göründüğünde, borsa biraz kendine geldiğinde, haberler birkaç günlüğüne yatıştığında, yeniden başlayacak. Öyle zamanlar olacak ki, her düzeyi kapsayan ve dalga dalga gelen bu değişimlerin neden olduğuna şaşacaksınız. Bunun sadece, meydana gelen değişimlerle ilgili olduğunu anımsayın. Bu doğal bir işlem/süreçtir. Yalnızca insanlar paniklediğinde ve insanlar suçladığında ve suçlamalarını başkalarına yönelttiğinde, ya da insanlar çok, çok eski yollara, tarzlara, biçimlere tutunmaya çalıştığında, ki bu artık uygun değildir, sorunlar ortaya çıkmaya başlar.

Ha, değişimler yine de doğal olarak meydana gelecektir. Bilincin evrimi yoluna girmiştir, bu değişmeyecektir. Ama kendini geri tutmaya çalışan, direnmeye çalışan insanlar olacak, ve bu en sonunda onlar için öylesine zor bir hale gelecek ki, burada, Dünya’da kalmamayı seçecekler. Bağlantıyı kesecekler, deyim yerindeyse, bırakıverecekler. Ben, köprülerden ya da binalardan atlamaktan söz etmiyorum, ben, bedenden akan o yaşam gücü enerjisini bırakmaktan söz ediyorum, çünkü bunlar zor ve meydan okuyan zamanlardır. Ama öyle olması gerekmiyor.

Siz bir değişim daha, çok muazzam bir değişimin geldiğini göreceksiniz – gelecek hafta. Şimdi bu, yapılacak seçimlerin bir parçası olacak. Bunun… kimin kazanacağını söylemeyeceğim, ama sanırım bunu hepimiz zaten biliyoruz. (kahkahalar) Bu, bir değişimi seçmek – buna oy kullanmak ve seçmek – ve ona izin vermekle ilgilidir.

İlginçtir ki… biz yine enerjileri Melek Zirvesi’ndeki pozisyonumuzdan gözlemliyoruz. Biz yalnızca oy kullanma yerine gidip de oy kullananları değil… ama her oy kullananın arkasında on ya da yirmi kişi daha görüyoruz oy kullanan – bunlar, (bu olaya) katılan, gezegenin her yanında bulunan insanların bilinci. Bu, benzerleri arasında bu denli büyük çapta gerçekleşen ilk seçim, enerjinin yalnızca oy kullanan kişiden çok daha fazla insanla bağlantı kurduğu, ve oy kullananların dünya çapında ve benzer titreşimdeki insanların bilincini de hissettikleri bir seçim. Bunun, şimdiye kadar meydana gelmiş ilk gerçek global seçim olduğu da söylenebilir. Şimdi, onlar x sayıda milyonlarca oy pusulasını sayacaklar, ama bunların her birinin arkasında bir on, onbeş, belki yirmi oy pusulası daha olacak, dünyanın her yanındaki insanların bilinci tarafından, “Biz değişim istiyoruz, biz değişim için hazırız” diyenler, ya da “Biz değişime pek hazır değiliz. Biz o eski kalıpların ve biçimlerin bazısında kalmak istiyoruz” demiş olanlar tarafından atılan oylar olacak.

O nedenle, sadece seçim gününü ya da gecesini değil, ondan sonraki üç günü de izleyin. Şeylerin nasıl hareket ettiğini ve değiştiğini ve geliştiğini izleyin. Kendi duvarınız yıkılsa bile kısa duvarın arkasında durun. (kahkahalar) Biraz semavi çimento bulun, duvarı tamir edin ve o kısa duvarın arkasında kalarak gözleyin. Bir enerji gözlemcisi olun, tıpkı bizim burada, ya da her neredeysek orada olduğumuz gibi. Geride durun ve gel gitleri, hareketi izleyin.

Enerjinin nasıl hızla, büyük bir hızla hareket etmeye başladığını, ve sonra ansızın durduğunu izleyin, tıpkı arabanızda aniden frene basmanız gibi. Ve bu, başka insanlarda devreye girecek ve “Bu çok hızlı gidiyor. Bunu yavaşlatmak zorundayız” diyen korkulardır. Ve sonra yeniden o enerjinin çözülmesini sağlayan, onu harekete geçiren bir şey olur. Ama o zaman da biraz yalpalama ve istikrarsızlık eğilimi baş gösterir, enerji kendi yerini yeniden bulmaya çalışır, eski anlayışlara ve eski programlamalara geri dönmeyi denerse de, bu iş görmez.

Böylece, o kitle bilinci, deyim yerindeyse, derin bir nefes alırsa, yeni düzeyini de bulur. Yeni dengesini yeni bir yerde bulur. Bu, sizin içinden geçtiklerinize çok benzerdir. Tıpkı, fazla hızlandığında frene basmanız gibi. Tıpkı, tümüyle dengeden çıktığınızı hissedip de sonunda vazgeçip bırakıverdiğinizde, kendinizi yeni bir alanda, yeni bir düzeyde yeniden dengelemeniz gibi.

Gelecek hafta burada bir değişim seçiminin yapıldığını göreceksiniz. Sonuçları – üç günkü, özellikle de bir hafta sonraki sonuçları – izleyin, nasıl iş gördüğünü izleyin. Bir monitör olun. Bir gözleyici olun. Bir süreliğine bu tarafa geçin ve bize katılın. Dramlardan uzaklaşın ve olan biteni izleyin. İnanılmaz olacak, eşi benzeri görülmemiş olacak, ve bir anlamda çok, çok güzel olacak.

Biz burada (heyecanla) bekliyoruz. Ben şimdiden yerimi ayırttım (kahkahalar), diğerlerini de topluyoruz, kurabiyeler yapıyor biraz da yeni şarap mayalıyoruz ki, gelecek birkaç günde insanlığı – gösteriyi – izleyebilelim. Reality TV’den söz ediyorum! (kahkahalar) Bu en hakikisi.

Böylece, Jung’un hiç böyle bir etkinlikle karşılaşmamış olması ilginçtir, ve sanırım biraz da, bunun değişik bir şey olacağını düşünüyordu, Şambra denen şeyi tam anlayamıyor, ama buna alışırsınız.

B.E.A.P. (BİİP)

Şimdi neler yapabileceğinizden söz edelim. Bunlar çok pratik, çok kişisel, öyle havadan sudan değil, çok topraklanmış şeyler. Biz, yaşamınızda yapabileceğiniz bazı çok basit şeyleri gözden geçirmekle başlayacağız.

Ben bu gözden geçirmeye – ben ona BEAP diyeceğim, BEAP. B-E-A-P, ama bize izin verirseniz, bazı bip seslerini programlayacağız ya da duyacağınız bazı bip’ler oluşturacağız, tıpkı elektronik gürültülerdeki bip gibi ya da bazen kaygıya ve korkuya kapılıp da onu üstlendiğinizde size hatırlatmak için devreye girecek bir bip sesi. Böylece, küçük bir bip sesi duyduğunuzda, bu size bu çok basit dört noktayı hatırlatacak.

B – (Breathe) Nefes al. Şimdi, bunun geleceğini biliyordunuz. Tüm bu Dünya’nın ve insanların ve meleksel alemlerin enerjisiyle bombardımana tutulduğunuzda, nefes almak, kendiniz için yapabileceğiniz en iyi şeydir. Bir saldırı olarak bombardımana tutulmak değil, ama muazzam bir enerji hareketi var. Ve size, sadece nefes alın dediğimizde, bazılarınızın bize çok sinirlendiğini de biliyoruz, çünkü bunu daha karmaşık hale sokmak istiyorsunuz. Öyleyse kafa üstü durup da nefes alın! (kahkahalar) Çok istiyorsanız nefes alırken çapraz bulmaca da çözün ama, nefes alın.

Nefes almak, enerjiyi hareket ettirir. Nefes almak, enerjiyi hareket ettirir. Bu gezegeni ilk kez ziyaret etmeye başladığınız zamandan bu yana, nefes bu amaç için tasarlanmıştı, ve bugün hâlâ da öyledir. Nefes almak sizi bedeninize geri getirir, çünkü şu anda çoğunuzun en az üçte ikisi dışarlarda. Başka yerlere gidip duruyorsunuz. Nefes almak sizi merkezinize geri getirir, enerjinin akmasını sağlar.

Çok sık sıkışıp kalıyorsunuz. İlerliyor, sonra sıkışıp kalıyorsunuz. Nefes almak yardımcı olur. Nefes almak temelde spiritüel bir yağlama maddesidir. Şeylerin kaymasını sağlar, şeylerin hareket etmesini sağlar. O aslında – bunu söyleyen Saint Germain, ben değil – ama Saint Germain diyor ki, nefes almak sizi suskunlaştırır. Suskunlaştırır. Yani sizi kafanızdan uzaklaştırır. Öyle çok düşünmekten vazgeçersiniz. Temel olana, basitliğe geri dönersiniz.

Böylece, derin bir nefes alın.

Her zaman derin bir nefes alın. Bu, bu kadar kolaydır.

İkincisi, “E”. “E” kolaylığın e’si (Ease). Kolaylık. Eğer yaşamınızda fazlasıyla çaba olduğunu görüyorsanız, herşeyin zor ve meydan okuyucu olduğunu görüyorsanız, onu yanlış yapıyorsunuzdur. Gerçekten yanlış yapıyorsunuzdur. Şimdi, ben giderek daha yoğun, daha gergin olmayacak, enerji hissetmeyeceksiniz demiyorum, ama bunun sizi aşağılara çekmesi gerekmiyor. Birçoğunuzda bu ay gördüğümüz gibi bedenlerinizi aşağıya çekmesi gerekmiyor.

Ansızın edindiğiniz tüm bu rahatsızlıklar, hastalıklar nedir? Bu ay ortaya çıkan, eskisine oranla çok daha fazla olan ağrılar ve sızılar. Bu, işi zorlaştırdığınız için oluyor. Size meydan okuyor. Benliğiniz size bunun kolaylıkla olması gerektiğini söylemeye çalışıyor. Eğer kolay değilse, durun, derin bir nefes alın ve yaptığınızı farklı biçimde yapın. Kimse ıstırap çekmeniz gerektiğini söylemedi. Eh, ana-babanız dedi ama (bazı gülüşmeler) başka kimse ıstırap çekmeniz gerektiğini söylemedi. Melekler, Ruh, Yeshua, onların herhangi biri, ıstırap çekmek zorunda olmadığınızı söyleyecektir. Yapacağınızı kolaylıkla yapın. Bunun ne kadar da şaşırtıcı bir biçimde kolay olabileceğini göreceksiniz, özellikle de nefese geri dönerseniz, kendinize döndüğünüzü göreceksiniz.

Şimdi, ben bunun çevrenizdeki insanlar için de kolaylaştırıcı olacağını söylemiyorum, ve çoğu kez sizi aşağıya çekenler, şeyleri zorlaştıranlar, meydan okumalara neden olanlar, onlardır. Onlar kendi bilinçlerinde ve kendi yollarında devam edebilirler, ve bu pekâladır. Ama sizin için, yaşamınızdaki şeyler, şu anda yapmak istedikleriniz, kolaylıkla gerçekleşmelidir. Eğer böyle olmuyorsa, durun. Farklı bir yoldan gerçekleştirmeye bakın.

Bazılarınız şeylerin zor olmasından sadistçe bir sevinç duyuyor. Şu teoriye prim veriyorsunuz: “emeksiz yemek olmaz”, oysa bu doğru değildir. Bu kolaylıkla olmalı. Ne kadar kolaylık, o kadar kolay iş. Bu, şeyleri hareket halinde tutar. Enerjilerin genişlemesini sürdürür. Evet, bunu çamurluğunuza bir stiker olarak yapıştırabilirsiniz! Ama, sevgili Şambra, eğer kolaylıkla olmuyorsa, durun, derin bir nefes alın, bir süre eğlenceli başka bir şey yapın ve sonra ona tümüyle farklı bir biçimde yaklaşın. Olan, kolaylıkla olmalı.

“A”… bip sesimizin “A”sı –(Awareness) farkındalık anlamına geliyor. Farkındalık.

Siz, çok nesillerden beri, çok yaşamlardan beri, çok çağlardan beri muazzam miktarlarda hipnotize edici örtücü-katmanları olan bir toplumda yaşıyorsunuz. Ve bunların hepsi şimdilerde birbirine karıştı. Bu sanki insanlığın bilincindeki bir yara izi gibi. Insanlar aslında farkında bile değil – çok, çok az bir farkındalık var. Onlar programlanmış haldeler. Zihindeler. Zihin, çağlar öncesinden programlandı, ama özellikle şu anda ona yeni bir programlama düzeyi ekleniyor. Bu, medyadan geliyor, kitle bilincinden geliyor, ve eğitimden geliyor.

Böyle bir muazzam hipnotik örtücü-katman var. Çoğu insan ayak parmaklarını farkında bile değil. Bu kulağa basit gibi geliyor ama, farkında değiller. Ayak parmaklarınızın farkında değilseniz, bedeninizde olmak gerçekten zordur. Çoğu insan fiziksel bedenini farkında değil. Onu hergün gönülsüzce beraberlerinde sürüklüyorlar ama, onun farkında değiller. Oysa o ne kadar da güzel, değerli bir kap.

Bedeninizin farkında olduğunuzda, nefes yaptığınızda, bu, bedeninize daha fazla yaşam-gücü enerjisi sağlar ve daha az gıdasal beslenme talep eder. Bedeniniz daha verimli bir düzeyde işler. Bedeninizde kalırsınız. Bedeninizin yarısından çıkarak dolandığınızda, şeylere çarpıp durursunuz. Şu son haftalarda birşeylere çarpma oranının arttığını fark ettiniz mi? Bedeninizde olduğunuz zaman çok daha verimlisinizdir.

Farkında olmak, bilinçli olarak soluduğunuz havayı, dışardaki ağaçları, gökyüzünü, kuşları, doğadaki herşeyin farkında olmak demektir. Bu neredeyse utanç verici. Neredeyse ziyankârlık. Bazı insanlar hayatlarını yaşarken çevrelerini hiç farkında değiller. Ha, zamanın farkındalar. Bu (onlar için) çok önemli. Insanlar zamanın farkındalar, ama doğanın güzelliğinin, yüze yansıyan güneşin farkında değiller. Sadece ara sıra bir an duruyorlar.

Seslerin farkında olun. Gördüğünüz ve kokladığınız şeylerin farkında olun. Koku – bu, sezgiyi tanrısal ve kutsal bir düzeyde uyandırmanın en güzel yollarından biridir. Insanların koku alma duyusunun yüzlerce, belki binlerce yıldan bu yana en düşük noktaya geldiğini fark ediyor musunuz? Bu, çevrelerindeki şeyleri duyumsamadıkları gerçeğine işaret ediyor. Böylece sinüsler, geniz, koklama duyusu kapanıyor. Onlar küçük bir hipnoz içindeler. Küçük hipnoz.

Yani, farkında olun, yalnızca kendi çevrenizi değil – evet, ve ben bilinçli olarak diyorum. O ağaca bir bakın. Yanına gidip onu hissedin. Bir ırmağın ya da derenin ya da gölün akan suyuna elinizi daldırın, ve sadece hissedin. Ona herhangi bir şey yapmaya kalkmayın. Farkında olmaktan başka hiç bir şey yapmayın.

Çevrenizdeki diğer enerjileri farkında olun, onlar şimdiye kadar hiç olmadığı gibi geliyorlar. Ben, meleksel alemlerden, yakın dünya alemlerinden, görünmez alemlerden gelen enerjilerden söz ediyorum. Şu ara Dünya’ya muazzam bir dikkat yönelmiş durumda – yakınlarda öbür tarafa geçmiş olup da Çiçekler Köprüsüne gitmemiş olanlar. Onlar çevrede toplanıp Dünya’da neler olup bittiğini merak ediyorlar – bazıları dehşete düşmüş halde, bazıları yeniden geri dönecek olmanın heyecanı içinde. Onlar buradalar. Onlar şu anda bu salondalar. Bilgisayarının önüne oturmuş konuştuklarımızı dinleyenlerin yanıbaşındalar. Yalnız değilsiniz. Onlar her yerdeler.

Ama, sizi desteklemek ve size hizmet etmek için gelen enerjiler de var, şimdi bize katılan Jung gibiler; o özellikle yakın olmak istiyor, nelerden geçtiğinizi bilmek istiyor, ama size kendi düşüncelerini ve sezgilerini de sunmak istiyor. Meleksel varlıklar, onlar hep çevredeler. Siz onların ne zaman ortaya çıkacağını sorup duruyorsunuz, ama onlar buradalar, ve eğer farkındalığınız ölüyse, onları hissetmeyeceksiniz. Farkındalık.

Ve nihayet “P” – Var Olma Noktası (Point of Presence). Var Olma Noktası. Bu, üzerinde konuştuğumuz ve konuşmaya devam edeceğimiz bir şeydir.

Bazılarınız bunu Şimdi ânı olarak biliyor, ama biz bunu burada Var Olma Noktası olarak tanımlıyoruz. Şu anda neredesiniz? Varlığınız nerede? O parlak, sizin deyiminizle, ışık parıltısı ya da aydınlanma ya da farkındalık nerede? Yarında mı? Eh, insan bilincinin büyük bir bölümü aslında öyle. O, dışarıya bir yerlere çıkıp gitti, aylardır orada. İnsanlar Var Olma Noktalarında değiller.

Dışarlarda bir yerlerdeler, potansiyel geleceklerini araştırıyorlar, çünkü şu anda Dünya’daki birçok insan – milyarlarca ve milyarlarca insan – yarın, sonraki hafta, sonraki yıl ne olacak diye kaygılanıyor. Onun için de onların Var Olma Noktaları şu anda burada değil. O çıkmış felaket potansiyelini, dünyanın sonu, günlerin sonu, iyi şeylerin sonu potansiyelini araştırıyor. O çıkmış korku ve endişe potansiyelini araştırıyor. O nedenle, son zamanlarda hissettiklerinizi neden hissettiğinizi sanıyorsunuz? Siz başka yerlere çıkıp gitmiş bu insanları hissediyordunuz. Ama siz, hemen burada, hemen şimdi, kendi Var Olma Noktanızda kalabilirsiniz.

Bu Var Olma Noktasında herşey size gelir. Dışarılarda olduğunuz zaman, gelmez. Bu, bu kadar basittir. Burada olduğunuz zaman, o size gelir. Burada olup da bilinçli seçimler yaptığınızda, bir anlamda, sizi mıknatıslaştırır. O şeylerin şimdi gerçekliğinize akmaya başlamasını sağlar.

Belirleyici olmanız gerekmiyor. “Bin dolara ihtiyacım var” demeniz gerekmiyor. Ama eğer Var Olma Noktanızdaysanız ve bolluğu seçmişseniz, o orada olacaktır. Var Olma Noktasında sağlık geri gelir, canlılık, enerjiler – herşey – Var Olma Noktasında geri gelir.

Böylece bunlar çok basit, basit yönergelerdir – BEAP – ve siz bunlardan uzaklaştığınızda, biz bip’leyeceğiz. Sizin için klaksona basacağız.

Nefes alıyor musunuz? Şeyleri kolay yoldan yapıyor musunuz? Çevrenizdeki ve içinizdeki şeylerin farkında mısınız? Var Olma Noktanızda mısınız?

Buna derin bir nefes alalım.

(duraklama)

Tobias’ın Bu Zamana Uygun Önerileri

Ben olacak şeylerle ilgili birkaç sezgimi ve önerimi sunmak istiyorum… ya da şeyler olurken nasıl yaşanacağını, diyeyim. Bunlar öngörü falan değildir, ama daha çok Yeni Enerji varlığı için öneriler niteliğindedir.

Aslında bunlar bana ait değil, size aitler. Ben bunları son haftalarda sorduğunuz sorulardan ve vardığınız yanıtlardan biraraya getirdim, tabi kendi enerjimizi de içine kattık.

Biz, şu ara çoğunlukla sorulan sorular listesini tarayacağız. Öncelikle, ve herhalde çoğunuzun aklına ilk gelen soru, paramı nereye yatırmalıyım? (kahkahalar) Bunu çok basitleştireceğim. Eğer yatırım yapma olanağınız varsa, şu anda böyle bir sermayeniz varsa… ve Cauldre bana, mali danışmanlık iznimin olup olmadığını soruyor. (kahkahalar) Elbette var – ben Yahudiyim! (yoğun kahkahalar, Tobias da güler)

–Yatırım

Pekâla, nereye yatırım yapmalı? Nereye yatırım yapmalı? Toprak, gayrimenkul. Ah, sevgili Şambra… şimdi diyorsunuz ki, “Ama baksana, piyasa giderek berbatlaşıyor. Tüm fiyatlar düşüyor.” Aynen. Aynen. Fiyatlar düşüyor, ve bunun biraz da yapay olarak düştüğünü, aşağı çekildiğini söylemek zorundayız. Neden? Çünkü çok parası olup da, malına ipotek koydurmak ya da haciz yoluyla satmak zorunda kalanlardan ucuza arazi almak isteyen bir dolu insan olduğu için. Bu, planın bir kısmı. Toprak, Dünya üzerindeki en değerli, doğal kaynak.

Şimdi, fiyatlar hemen yükselmeyecek ama yükselecek. Özellikle, para dünyada yeniden pay edildiğinde ve bazıları şu anda büyük miktarlarda para kazandıklarında, bunun olduğunu göreceksiniz. Onlar aptal değiller. Onlar altına ya da pırlantaya yatırım yapmayacaklar. Piyasaya sürmeyecekler. Onlar elle tutulur ve gerekli bir şeye yatırım yapacaklar, ve buna da toprak deniyor.

Toprak, açık, boş arazi biçiminde olabilir. Gayrimenkul olabilir, ama bir parça toprak, bir parça arazi üzerindeki herşey çok, çok değer kazanacak. Siz bu alanda, özellikle de önünüzdeki üç, dört yıl içinde büyük bir değişim göreceksiniz. Ama paranız olmadığı halde, bir gecede köşeyi döneceğinizi varsayarak, hemen bugün koşa koşa gidip de mala mülke yatırım yapmayın. Ben uzun vadeli konuşuyorum. Toprak, Dünya’da en değerli mal olacak, ve gerek altını gerekse diğer değerli şeylerin bazısını, gayrimenkulleri geride bırakacak.

Altını izlemek ilginç olacak. Bazılarınız bana bu konuyu sordu, ve ben şu anda altını önermiyorum. Birkaç yıl önce, bana sormadığınızda, altını önerebilirdim, ama şu anda altından yana değilim, çünkü şu anda altın ve bazı diğer değerli metaller ve mücevherler yapay olarak manipüle ediliyor. Ve altın – altın sadece, tekrarlıyoruz, bir güven meselesidir. Güveninizi şu kağıt paralara ya da elektronik paraya yerleştirdiğinizi biliyorsunuz. Diyorsunuz ki, ama, “biliyor musun, gerçekten önemli olan altındır”. O yalnızca metaldir. Yalnızca metaldir, hepsi bu. İnsanlar metali takmaktan ve gösteriş yapmaktan hoşlanıyorlar, ama onun herhangi bir gerçek değeri yoktur.

Böylece, altın piyasasının kendi sallantılarından geçtiğini göreceksiniz, ve şunu da söylemem gerekir ki, son aylarda enerjileri izlediğimde… şimdi ben kimseyi kırmak istemiyorum ama, korkaklar altına yöneldi. Onlar yöneldi. Çünkü şöyle düşündüler, “Bu güvenli. Paranı yastığın altına koymaktan başka yapılabilecek en iyi şey.” Böylece altına yöneldiler. Ve altın, büyük oranlarda korku ve açgözlülük enerjisi taşıyor, bir dereceye kadar pırlanta ve platin de şu anda. İnsanlar için, şu anda, gayrimenkul.

Bunları stoklamayın, istiflemeyin. Gidip de büyük büyük araziler satın almayın. Eğer ilgileniyorsanız ve gücünüz yetmiyorsa, kaynaklarınızı bir havuzda toplayın, Şambra. Bu çağlar boyu böyle yapıldı. Bu, hatırlayabildiğim çağlara kadar, ki bu uzun bir zamandır, geri giden bir uygulamadır. Kaynaklarınızı bir fonda ya da birlikte (kuracağınız) bir şirketin havuzunda toplayın. Ama sonra sabırla oturup bekleyin – büyük, büyük bir sabırla. Nefes alın. Toprağa nefes alın. Yatırıma nefes alın. İşte benim önerim bu.

Eğer şu ara borsada oynayacak olursanız, iki şey özellikle söz konusu. Şimdi biliyorum, bazılarınız hemfikir olacaktır ya da olmayacaktır, ama yine, gelip benim yanımda durun, bir süreliğine buraya çıkın. Enerjinin nasıl çalıştığını ve hareket ettiğini izleyin. Birkaç şey var ki, şu anda bunların çok etik olduğunu hissediyorum, ve yatırımlarınızın size çok iyi bir dönüş yapmasını, ve sizin de o zaman enerjileri hareket halinde tutabilmenizi sağlayacağını hissediyorum.

İki şey – şu ara hem tarım araştırmaları hem de enerji araştırmaları yapılıyor. Bunu biraz daha genişleteyim, ve tıp ve bilim alanlarında da araştırmalar yapıldığını söyleyeyim, ama özellikle tarım araştırmaları ve enerji araştırmaları. Şimdi, ben, rüzgar tirbünleri ya da güneş ya da hatta okyanus veya dalga enerjileri gibi oldukça geleneksel diyeceğim enerji şirketlerine yatırım yapmaktan söz etmiyorum. Ben, enerji üzerinde, çok, çok derin fizik ve yeni fizik düzeylerinde çalışan şirketlerden söz ediyorum.

Şu anki güneş enerjisi, önünüzdeki yirmibeş yıl içinde Dünyanın gereksineceği enerjiyi karşılamayacaktır. Nokta. Biz bunun kötü bir şey olduğunu söylemiyoruz, ama eğer paranızla yatırım yapacaksanız, şu anda enerjinin kuantum fiziği üzerinde çalışan şirketler var, ve onlar buluşlar yapacaklar. Hepsi değil, ama bu hepsini etkileyecek. Enerji araştırmaları.

Şimdi, sizlerin bu şirketleri hissetmeniz gerekecek. Biraz araştırma yapmanız gerekecek. Ama bir kez – nasıl desek – bir kez kendinizi ona manyetize ettiniz mi, bu şirketlerle ilgili bilgi size gelecektir. Ya bir yerlerde okuyacaksınızdır, ya da duyacaksınızdır. Onları, gecenin geç saatlerinde yayınlanan yatırımla ilgili reklamlarda bulamayacaksınız, ama size gelecektir.

Tarım araştırmaları – şimdilerde sessiz sedasız yürütülen araştırmalar – ama bu patlayacak. Ben son aşamada üretimden ya da ürünlerin dağıtımından söz etmiyorum, ama bunların gerisindeki araştırmaları kastediyorum, çünkü, bizim atomik partiküllerin ve tohumun bazı temel prensiplerinin manipülasyonu diyeceğimiz şeyleri içermeyen, onun yerine bazı enerjilerin desteklenmesini ya da aslında genişlemesini içeren bu araştırmalarda çok, çok yakında büyük gelişmeler ya da buluşlar ortaya çıkacak.

Özellikle de önünüzdeki üç ila beş yıl içerisinde, dünyanın kendisini beslemekte zorlandığı açıkça belli olacak. Nüfuslar arttıkça, onlar daha fazla yiyecek talep ettikçe, her kişi daha fazla yiyecek tükettikçe, tarım teknolojisinde, tohumun kendisinde ve bazı yetiştirme tekniklerinde, gerçek gelişmelere ya da buluşlara duyulan gereksinimin çok önemli boyutlara ulaştığını göreceksiniz. Şu anda bu alana öyle fazla bir para akıtılmıyor, çünkü çok da heyecan verici görünmüyor. Ama kısa sürede çok, çok heyecanlandırıcı bir hâl alacak.

Şu ara meydana gelen bir şey de, dünyayı ayakta tutacak belirli bir gıda enerjisi düzeyinin olmasıdır. Ama giderek daha fazla insan uyanmaya başladığında ve daha fazla insan hipnotik uykusundan çıkmaya başladığında, daha çok yiyecek tükettikleri bir dönemden geçecekler. Şu anda Dünya’da olan tipik bir insanı ele alalım – ortalama bir insanı – ve diyelim ki, onlar günde on ünite gıda enerjisi tüketiyor. Uyanmaya başladıklarıında ise, o insan günde yirmi ve otuz gıda ünitesi tüketecektir, çünkü onlar bir metamorfozdan, bir değişimden geçiyor olacaklar, ve daha fazla gıda enerjisine ihtiyaç duyacaklar. Şimdi bu, bir noktada tersine dönmeye başlar, ve bu insanlar devam edebilmek için daha az gıda enerjisi gereksinirler, çünkü bedenleri daha verimli/yeterli hale gelmiştir.

Böylece, yatırımla ilgili tüm sorular için böyle önerilerde bulunacağım. Nihayet, Tobias ifşa ediyor. (Linda sorar, “Bu yasal mı?) Farketmez, ben burada değilim. (kahkahalar) Bunun için beni dava ettiklerini görmek isterdim. (yoğun kahkahalar) Özür dilerim Cauldre. Bir keresinde hapse girmiştim. Sen de hapsi boylayabilirsin. (Linda, “Teşekkür ederim” der. Tobias güler) Şaka yapıyorum.

–Nerede Yaşamalı

Sonraki soru. Nerede yaşamalı? Nerede yaşamalı? Şimdi ben bunu burada basit tutacağım ama, siz yine de bana daha sonra sorular soracaksınız. Aslında fark etmez. Aslında fark etmez. Vorteksler ve enerji ağları ve bu tür şeyler açısından Dünya üzerinde herhangi bir yerden daha fazla potansiyele sahip olan yerler yoktur. Bu, eski enerjidir. Yeni Enerji insanı, kendi güvenli ve kutsal alanını kendi gerçekleştirir, kendi yaratır.

Ama bunu, biraz daha fazla güneş ışığı alan bölgelerde gerçekleştirmenin daha kolay olduğunu göreceksiniz. Güneş ışığı, sisteminizi nasıl canlandıracağınıza ilişkin farkındalığınızı arttırmanın yollarına sahip olacaktır. Ayrıca güneş ışığı – güneş – fiziksel bedeninizin daha rahat olmasını sağlar ve onun bazı şifa işlemlerine de yardımcı olur. Ben, yılın her günü güneş olması gerektiğini söylemiyorum. Ama eğer yaşamak için bir yer seçecekseniz, biraz daha güneşli bir yer olsun diyorum.

Gürültüden, büyük şehirlerin gürültüsünden – enerji gürültüsünden – uzak yerler. Ve tekrarlıyorum, belirli ya da belirli-olmayan kapılar falan olduğu için değil, ama Dünya’da, şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla titreşimsel gürültü, enerjisel gürültü var, ve bu, yoğun insan kitlelerinden geliyor, ve özellikle de bu tür bir hipnoz içinde oldukları zaman. Makinelerden geliyor. Makineler, farkında olun ya da olmayın, muazzam bir gürültüye neden oluyor – enerji gürültüsüne, sadece gürültüyü duymak değil – ve bu gürültü, özellikle de nüfusu çok yoğun bir şehirde sisteminizi çok zorlayabilir.

Arabalardan muazzam miktarlarda gürültü çıkıyor. Herşeyden gürültü çıkıyor, ve bu, fiziksel sistem için zordur. Şehirden çok uzaklaşmanız gerekmez. Birkaç kilometre – on, yirmi kilometre – ve gürültü düzeyi büyük ölçüde düşer. Bu, bedenin Dünya ile daha yakın bir bağlantı kurmasına, Gaia ile daha yakın bir bağlantı kurmasına izin verir, ve bedenin bir arınma ve yeniden-uyumlanma işleminden çok daha kolayca geçmesine izin verir. Büyük bir şehirdeyseniz, bedeni, zihni ve ruhu yeniden-uyumlamak zordur, ki şimdilerde bunun çok, çok düzenli bir biçimde yapılması gerekir. Yani, biraz daha güneşli, biraz daha sessiz ortamlar öneriyoruz.

Biz sizin belirli bir bölgede yaşamanızı istemiyoruz, ya da dünyanın belirli bir bölgesine ya da belirli bir ülkesine gitmenizi falan istemiyoruz, artık böyle düşünmenizi istemiyoruz. Bunlar eski günlerde kaldı. Şimdiyse yeni, ve bu gerçekten sizin nerede olmak istediğinize bağlı.

Böylece, derin nefes…

(duraklama)

–Nerede Çalışmalı

İşten söz edelim. Sorup duruyordunuz, “Ben ne tür bir iş yapmalıyım?” Ve buna verilecek yanıt gerçekten oldukça basit – “Yapmak istediğin şeyi”, ama (o iş herneyse) onu kendi başınıza yapmanızı öneririz. Başka şirketler, kurumlar için çalıştığınız bir zamanı geride bırakıyorsunuz. Sizin ve hemen yakınınızda bulunan insanların enerjisini gerçekten tüketen şeylerden biri de, bir şirket için çalışmaktır. Başka bir şirkete ya da kuruma medyunsanız/borçluysanız, egemen ya da mutlak bir varlık nasıl olabilirsiniz?

Tabii o şirketin bir parçasıysanız, liderlerinden biriyseniz ya da kurucularından biriyseniz, başka. Ama yalnızca hayatta kalmak adına oradaysanız, sizi her düzeyden tüketecektir. Bolluk yeteneğinizi de sınırlayacaktır. Bazılarınız için kendi yoluna gitme macerasına atılmak korkutucu gelse de, bunun çok daha ödüllendirici olduğunu, çok daha fazla bolluk potansiyeli içerdiğini göreceksiniz, ve bu ayrıca çok daha tatmin edicidir.

Böylece bu sorunuza yanıtımız, kendiniz için çalışındır. Burada olmanız için size bir neden sunan, tutkunuz olan kendi şirketinizi yaratın, çünkü o öbür şirketler için çalışmaya ne kadar devam ederseniz, o kadar tükeneceksiniz.

–Ne Yemeli

Ne yemeli, beslenmeniz. Şu ara beslenmenizde günde en az bir kez, bizim işlemden geçmemiş ya da canlılığını koruyan diyeceğimiz türden yiyecekler tüketmenizi öneririz. Biz, tümüyle işlenmemiş ya da hatta tümüyle organik besinler tüketin demiyoruz.

Diyelim ki, işlemden geçirilmiş yiyecekleri yemeyi çok seviyorsunuz. Bazılarınızın, cips dediğiniz şu şeyleri, işlemden geçirilmiş etleri, işlemden geçirilmiş konserve gibi şeyleri inanılmaz miktarlarda yediğini görüyoruz, ama bu pekâladır, çünkü bedeniniz sezgisel olarak o yiyeceğin içindeki gerçek enerjileri nasıl aktive edeceğini bilir. Ama içinde halâ yaşam enerjisi olan, işlenmemiş, tercihen organik olan gıdaların, ki organik olması şart değil, bir hatırlatıcı olmaları açısından yardımları olur. Bu, tükettiğiniz o işlemden geçmiş diğer yiyecekler için bir öz ya da titreşim türü ya da hatırlatma tabanı oluşturur. Özünün – genelde topraktan, bazen bir hayvandan – geldiğini hatırlatır, ama hayvan bile, bildiğiniz gibi, ot ve tahıl ve diğer şeyleri yemiştir.

Böylece, her gün yiyeceğiniz işlemden geçmemiş gıdalar – salatalar, sebze, meyve, çok olması gerekmiyor, sadece biraz – sisteminize aldığınız o diğer şeylere, nereden geldiklerini hatırlatır. Ve bunlar besine dönüştürülür, hatta daha derin bir düzeyde, bedeninizin daha çok boyutlar-arası enerji düzeyinde kullanabileceği farklı ama gerçek bir enerji türüne dönüştürülür. Böylece biz beslenmenizde bu doğal gıdalardan biraz tüketmenizi öneriyoruz.

–Şifalanma ve İlaçlar

Şifalanma ya da, ilaçlar diyelim. (Linda, “Bunu, S&Y’ları yapmayalım diye mi yapıyorsun? der, Tobias güler) Şimdiden yanıtlıyorum. Şifa ya da ilaçlar. Bazılarınız soruyor, ne yapmalıyım. Size hemen şunu söyleyeyim, daha çok alternatif tıbba yönelin – sizin alternatif dediğinize – ama bu, kendini-şifalandırma anlayışını içermelidir. Başka bir deyişle, kendi şifanızı başka birine teslim etmemek. Yardıma ya da yönlendirmelere gereksinim duyduğunuz zamanlar, bir başkasıyla birlikte çalışmanın sağladığı desteğe ihtiyaç duyduğunuz zamanlar vardır. Ama şu ara ortaya çıkan bir dolu iyi alternatif tıp türleri var – otlar, organik şeyler, hatta nefes bile ilaçtır, biliyorsunuz.

Bizim özellikle bunu gündeme getirmemizin nedeni, bazılarınızın aldığı uyuşturucu ilaçları sormasıdır. Bu ilaçlar bazen geçici bir rahatlama sağlayarak stabilize olmanıza yardım edebilir, ama uzun dönemde, bu tür ilaçlar size karşı çalışır. Benim ve Saint Germain’in alçak gönüllü görüşü şudur ki, siz ilaca dayalı bir yaşam… (Linda, “Ne??” der) … alçak gönüllü görüşümüz (kahkahalar) – siz ilaca dayalı bir toplumda yaşıyorsunuz ve bu sürecektir. Siz ilaç şirketlerinin giderek büyüdüğünü ve büyüdüğünü ve büyüdüğünü göreceksiniz. Ben onları yatırım önerilerime katmadım, tıpkı silahları ve bu tür başka şeyleri katmadığım gibi, çünkü şu anda bunların paranızı yatırmak için çok da dürüst bir alan olduğunu düşünmüyorum. Ama onlar büyüyüp gelişecekler. Ve biliyorum, bazılarınız şimdiden şöyle not alıyor – ‘eczacılığa yatırım yap’.

Bu arada, ilaç şirketlerini gelecek yıllarda büyük oranda hükümetler düzenleyecek ve bazıları da hükümetlerin yönetimine girecek. Bu sizi korkutmalı. Bu sizi korkutmalı. Kullanacakları yöntem, ilaç şirketlerinin iflas etmesi ve insanların da yaşamak için bu ilaçları gereksinmeleri olacak. Ama aslında burada şöyle bir şey olacak, hükümet bir kez bir ilaç şirketini ele geçirdi mi – hepimizin çok, çok nefes alması gerekecek.
İlaçlar, fiziksel ve psikolojik bir hipnoz türüdür, ve bir insanla uğraşmaktansa, ona ilaç vermek (onu ilaçla uyuşturmak) çok daha kolaydır. (Tobias güler; izleyiciler güler) Bu, ilaç vermekle, kişinin kendi içinden şifalanmasını istemek arasında bir seçim meselesi olacak. Bu yüzden, herşey için ilaç alan – psikolojik şeyler için, elbette, ki bu salgın gibi büyüyor, ama bedeninizdeki şeyler için de – çok, çok ilaca bağımlı bir toplum göreceksiniz. “Karaciğerinde bir sorun mu var? Bir hap al. Ağrıların, sancıların mı var? İki hap al. Kalbinde sorun mu var? Beş hap al.

Ve biliyorsunuz, bozulmaya başlayan tüm şu farklı şeyler için bir kez tüm o farklı hapları almaya başladığınızda, bir noktada hepsi patlayacaktır. Fazlasıyla yabancı enerji, bedeninizin bazı doğal sistemleriyle uyuşmayan enerjileri almış olursunuz. O nedenle, olabildiğince alternatif tedavilere yönelin. Kendinizi stabilize etmek için bir şeyler almanızı gerektiren zamanlar olacaktır, evet. Ama Bayrak Teknolojisinde konuştuklarımızı da hatırlayın. Bedeniniz, kendini nasıl şifalandıracağını bilir, tabi ona izin verirseniz. Bedeniniz, kendini nasıl dengeye getireceğini bilir, tabi izin verirseniz.

Ve bunu biraz da soyutlarsak, bedeninizin şimdilerde içinden geçtiği şeylerin çoğu, ille de tıbbi bir müdahaleyi gerektiren şeyler değildir. Cauldre bunu tekzip etmemi (yalanlamamı) istiyor. Her zaman doktorunuza gidin ama… (bunu da söyleyerek) bu engeli de ortadan kaldırdık. (kahkahalar) Bir doktor size ilaç verecektir. O doktor sizi ilaçla tedavi edecektir. Onlar bunu yapmak üzere eğitildiler ve hipnotize edildiler. En son ne zaman bir doktora gittiniz de doktor gözlerinizin içine baktı? “Gerçekten iyileşmek istiyor musun?” dedi. “Hadi şimdi seninle bir ya da iki saatimizi birlikte geçirelim” dedi. En iyi koşullarda beş ya da altı dakikalarını ayırıyorlar, en iyi koşullarda, üstelik bu süreye onların kötü fıkralar ve spor öykülerini anlatmaları da dahil. (kahkahalar)

Böylece sevgili Şambra, beden, kendini nasıl şifalandıracağını bilir, ve bırakın o işini görsün. Şu ara içinden geçtiğiniz işlemlerin bazısı, o ağrılar ve sancılar, özellikle de organların bazı farklı faaliyetlerde bulunması, bedeninizin yeni DNA’sı için gerçekleştirdiği uyumlamalardır. Bazen, evet, rahatsız ediyor ve ıstıraplı oluyor. İçinize bir göz atın. Bedeniniz neden böyle davranıyor?

Derin bir nefes alalım…

(duraklama)

Bedeninizi hissedin… enerjinizi hissedin.

–Zihin

Tobias’ın günün Önerileri’ndeki bir diğer şey de, ve kalanları da siz sorularınızı sorduğunuzda yanıtlayacağız, zihindir. Zihin. Şu ara zihninizle ne yapıyorsunuz? Bizim, zihnin ötesine gitmekle ilgili konuştuğumuzu duydunuz. Zihnin nasıl bir rol oynadığını merak ediyorsunuz. Zihninizi sevmeli misiniz? Zihninizden nefret mi etmelisiniz? Hain mi, düşman mı, yoksa dostunuz mu?

O sizin bir parçanızdır. Sizin çok önemli bir parçanızdır ve bir dolu çok önemli amaçlara (fonksiyonlara) hizmet eder. Ama şu anda siz zihnin ötesine geçmeye başladınız. Bunu hissedebiliyorsunuz, olmakta olduğunu biliyorsunuz. Sezgi geliyor, şimdiye kadar hiç olmadığı gibi şeyleri hissetmek. Zihne geri zaplıyorsunuz çünkü o bu şekilde programlanmıştı. Ama artık cesurlaşmaya başlıyorsunuz. Sezgilerinize gitmek için kendinize vermek konusunda çok, çok cesurlaşıyorsunuz. Ve bu, Jung’un özellikle buraya gelmek istemesinin nedenlerinden biriydi. O, sezgiye ve bilişe çok inanan biriydi. Onun nasıl çalıştığını tam olarak hiç anlayamadı, ama onun olduğunu biliyordu.

Şimdi zihinde bir takım şeyler var. Onu sevin, elbette. Onun, önemli bir amaç için burada olduğunu anlayın, ama çok daha fazlası olduğunu da anlayın. Şimdi, gerçi birçok Şambra bunu yapmıyor ama, ben sizin arada bir buna geri gittiğinizi görüyorum. Şöyle şeyler… biliyorum, bazılarınız bana çok kızacak ama, bana kızan zihniniz, aklınızdır. Onaylama, olumlu konuşma – yalnızca olumlu düşünmek – gibi şeyler. Zihin kontrolü ve zihin odaklama gibi şeyler sizin için uygun değildir – belki, enerjilerini nasıl yöneteceklerini hâlâ öğrenmekte olan başka insanlar için uygun olabilir – ama siz bunun ötesine geçtiniz.

Onaylamalar temelde, eh, kendinize yalan söylemeniz gerekiyor. Bir şeyi güçlendirmeye çalışmanız gerekiyor ve (aslında) bir yanınızı reddetmiş oluyorsunuz. Tüm şu olumlu bildiriler, ‘olumlu düşün’ gibi. Bu harika ama, olumsuz da düşünün. Gerçekten, gerçekten. Düşüncelerinizi hissetmek ve düşünmek ya da hissetmek ve gözlemlemek için kendinize izin verin – yani, nasıl düşündüğünüze, düşünme kalıplarınıza ya da modellerinize bakın. Düşünme işlemini ayarlamaya kalkmayın. Eğer Yeni Enerjinin gelmesine, kendinizde yeni bir bilince izin veriyorsanız, ve sonra geri gidip zihin kontrolü, düşünce kontrolü, olumlu onaylamalar, ve bunun gibi şeyler yapmaya kalkarsanız, bu, enerjilerin bükülüp dolanmasına ve sizin de çok, çok rahatsız olmanıza, hatta belki azıcık da delirmenize neden olacaktır.

Böylece, bu tür şeyleri bırakın. İyi bir olumsuz düşünce ve iyi bir olumlu düşünce gibisi yoktur! Olumsuz düşüncelerden korkmayın. Zihin, düşüncenin kendisi gerçekliği yaratacak kadar güçlü ya da etkili olsaydı, gerçekliğiniz çok farklı olurdu, öyle değil mi? Ama değil. Çok şükür ki, bir düzeyde, zihin gerçekliği yaratmıyor. Sanırım siz bunu azçok onun içine programladınız. Çünkü daha o zamanlardan – çok, çok uzun zaman önce – zihin gerçekliği yaratabilecek olursa, gerçekliğin, yaşaması inanılmaz tehlikeli bir yer olacağı biliniyordu.

Yani gerçeklik çok farklı bir düzeyde yaratılıyor – bir ruh ve tutku ve gerçek arzu düzeyinde – ama zihinden yaratılmıyor. O nedenle, şimdi geri gidip de zihin kontrolü yapmaya çalışmak ya da gerçekliği zihinden yaratmaya ve düşüncelerinizi filtrelemeye çalışmak ters tepecek ve sizin de biraz delirmenize neden olacaktır.

Böylece, sevgili Şambra, biliyoruz uzun sürdü. Bunlar bugün için Tobias’ın Bu Zamana Uygun Önerileri’ydi.

Derin bir nefes alalım. Bu Yeni Enerjiye genişlemeyi sürdürdükçe daha fazlası da gelecek. Konuğumuz Carl Jung’u bugün buraya getirmek ve tüm Şambra’yla birlikte burada olmak, ne büyük mutluluktu – sanki Jung ve Restless gibi oldu (Tobias’ın bizde Yalan Rüzgarı olarak bilinen Amerikan pempe dizi “The Young and the Restless”e göndermede bulunması yoğun kahkahalara neden olur).

Ve öyledir.

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Kırmızı Çember, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan küresel bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 50.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Kırmızı Çember her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Kırmızı Çember toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Kırmızı Çember bolluğunu, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışlarıyla sürdürür.
Kırmızı Çemberin en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.

Sorular ve Yanıtlar

Geri Dönüş Dizisi:
ŞAUD 4: “Bu Zamana Uygun Öneriler”
Tobias’ın katılımıyla, Kanallık, Geoffrey Hoppe

Kırmızı Çembere sunulmuştur
1 Kasım 2008
www.crimsoncircle.com – www.kirmizicember.org

Ve öyledir, soru ve yanıt zamanı.

Başlamadan önce kısa bir yorumda bulunalım. Biz Carl Jung’un öyküsünü anlattık, onun nasıl oniki yaşında küçük bir oğlanken o travmatik âna geldiğini, bilinçsiz kalana dek yumruklandığını, ama bu olayın daha yüksek bir bilince ait enerjilerin ona gelmesine, sezgiye geçebilmesine ve yapmak üzere Dünya’ya geldiği gerçek çalışmanın yolunu açmasına nasıl izin verdiğini anlattık.

Şimdi buna tekrar değiniyor ve sizden, küçükken bir nedenden ötürü deneyimlediğiniz şeylerin bazısını hatırlamanızı istiyoruz. Siz bilincinizin bir başka düzeyine genişleme sürecinden geçiyorsunuz, ve çoğunuzda bunu, yaşamınızdaki bu oldukça travmatik olay sayesinde gerçekleştirebilme potansiyelini görüyoruz. Böylece bu konuya yeniden değinmek istedik ve, o daha yüksek bilinci bu gerçekliğe getirmenin daha güzel bir yolu olabilir mi, demek istedik. Aptalca dayak yemeniz gerekiyor mu? Yumrukla yere serilmeniz? Olası bir hastalık ya da sorun? Araba kazası – bu tür herhangi bir şey? Yoksa bunu nefes yoluyla, farkındalıkla, bu Şimdi ânında, var olma noktasında bulunarak gerçekleştirebilir misiniz? Bunu kolaylıkla gerçekleştirebilir misiniz?

Derin bir nefes alın ve kendiniz adına bir seçim yapın.

Bu enerji buraya geliyor, akıyor. Bazen bedendeki, zihindeki ve ruhtaki programlanma şöyle der, “Biz bunu önceki gibi yapmalıyız”, ama bunu farklı bir yoldan yapsanız ne olur? Ya bu mutlak bir kozmik bilinç ânındaysa – sizin kozmik bilincinizdeyse? Ya tam da o anda ruh ve tanrısallık, zihin ve beden, tümü var olma noktası denen bu yerde biraraya geliyor ve kendi gerçek benliğiniz içinize akıyorsa?

Böylece, sorulara geçelim.

1.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Seni rüyamda bulduktan ve Kırmızı Çemberden sonra, tüm değişimler gerçekten hafif, basit, zerafetle ve mizahla meydana geldi. Geçenlerde, tüm yaşantım boyunca yapmayı beklediğim şeyi yaptım, o yaşam değiştirici ve basit Seksüel Enerji Okulu’nu. Ben şimdi herşeyin yaşamla, arzuyla, yeni seçimlerle, yeni potansiyellerle kaynadığı bir alanın ortasındayım. Bir öğretmen olarak ve daha birçok açıdan hayatımın yeni bir aşaması gibi görünen şeye açık ve hazırım. Bize – bana ve tüm diğer Şambra’ya – bu anla ilgili içgörülerini sunabilir misin?

TOBIAS: Gerçekten. Senin bu içgörüyü buradaki sözlerinle zaten sunduğunu düşünüyorum, ama hemen hepiniz buraya bir amaç uğruna geldiniz. Karma için değil, işlemden geçirmek için değil – işlemden geçirmek fazlasıyla zihinde olan bir şeydir – ama siz buraya, diğerlerini yönlendirme çalışmasını gerçekleştirmek için, kendi yaşamınızın tadını çıkartmak için, Yeni Enerjiye geçebilmek için geldiniz. Ve bu, senin enerjinde özellikle ve şu anda birçok Şambra’da da olduğunu gördüğümüz şeydir.

Buradaki önemli nokta şudur; kaynakları ele geçirmek amacıyla dışarıda koşturman gerekmiyor. Onlar sana gelir. Kendini polarize ya da manyetize ettiğinde, seçimleri Şimdi ânında yaptığında, o kaynaklar da sana gelir. Yalnızca onların orada olduğunun farkında ol. Teşekkür ederiz.

2.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Tobias, ben Sion’um. Üç hafta önce seni ve tanrısal dostlarını, annemin geçişine yardımcı olmaya davet etmiştim, ve ben sadece bir bakmak ve nasıl olduğunu görmek istemiştim.

TOBIAS: Herhalde bildiğin gibi… bazı zorluklar vardı. Bizim tarafa geçmesi biraz sarsıcı bir yolculuk oldu. Bazı eski sorunlar, bazı kızgınlıklar ve pişmanlıklar burada bırakıldı. Çoğu kez, öbür tarafa yapılan bu yolculuğun başlangıcında, bunu yalnız yapman gerekir. Ama annen bir kez öbür alemlere ulaştığında, onu kuşatan çok sevecen varlıklar oldu, sen ve torunları ve birkaç kişi daha dahil, ve bu da onun, yaşamı boyunca zaman zaman sevgiyi ne kadar karmaşık ve zor hale getirdiğini, ve o sevgiyi sadece kabul etmek yerine, insanları ona olan sevgilerini ispatlamaya nasıl zorladığını anlamasını sağladı.

Böylece, birkaç meleksel gözyaşı döküldü. Annen şimdi Yakın Dünya alemlerinde, ama çok, çok iyi bir alanda, ve çok açık bir biçimde sevginin önemine göz atıyor. Onunla bağlantı kurduğumuzda, enerjilerinin senin çevrende olduğunu ve bir süre daha da olacağını görüyoruz, ve sonra şu Rüya Yürüyüşünü yapması daha uygun olacak.

2.ŞAMBRA: Tamam. Teşekkür ederim. Benim için herhangi bir Tobias’ın Bu Zamana Uygun Önerisi var mı?

TOBIAS: Biz çabucak bir bakıyoruz ve… (duraklama) Ben bunu sana offline (bağlantıda değilken, çevrimdışıyken) söyleyeceğim. Kötü değil ama sana offline söyleyeceğim.

2.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Gerçekten.

3.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Otizm giderek yaygın bir hal almaya başlıyor. Sebebi nedir?

TOBIAS: Otizmin birkaç sebebi var, ve bu konu gerçekten, biz Linda’nın bu konuyu takvime işaretlemesini isteyeceğiz, çünkü ben gitmeden bu konuda özel bir seans yapmak istiyoruz.

LİNDA: İyi.

TOBIAS: Bunun birçok nedeni var. Bir tanesi, ilaçların kendisidir, ve biz tanı koymadaki abartılar ve ilaç vermedeki abartılarla ilgili birkaç güçlü söylemde bulunacağız. Bugünlerde gelen (doğan) yeni varlıklar farklı bir duyarlılığa sahipler ve donanımları da farklı. Ana-babaları, büyükanne-babaları, öğretmenler, onların belli bir biçimde davranmasını bekliyorlar, ve öyle davranmadıklarında, odaklanmada zorlandıklarında, otizm ya da bu tür şeylerin tanısını, ama yanlış tanı koyuyorlar, ve onlara hemen o ilaçları vermeye başlıyorlar, ki bu ilaçlar uzun vadede tüm sistem için çok zorlayıcıdır.

Biz, bu donanım biçiminin küçük çocukların çoğunda nasıl çalıştığını araştırmak istiyoruz, neden farklı olduğunu ve neden odaklanma eksikliği ya da hatta bazen zekâ eksikliği gibi göründüğünü. Oysa gerçek şu ki, onlar bazı başka alemlerde de faaliyetdeler. Diğer alemlerle olan bağlantıyı tutmaya çalışıyorlar.

Çoğu kez Dünya’ya geldiğinizde, sanki uzay aracı atmosfere yeniden giriyormuş gibi olur. Ve bilincinizin diğer boyutlardaki parçalarının birçoğu yanar, ve siz kendinizi ansızın fiziksel bir bedene bedenlenmiş halde bulursunuz ama, nedenini ya da nasılını ya da kendinize buraya getireceğinizi söylediğiniz tüm o şeyleri hatırlayamaz olursunuz.

Bu küçük çocukların birçoğu aslında şimdi bunları buraya getiriyor, ama bu da, bu oldukça katı, acımasız gerçekliğe doğrudan odaklanmalarında onlara zorluk çıkartıyor. Gerçek şu ki, ergenlik çağından geçtiklerinde, bu çocukların büyük, çok büyük bir kısmı yeniden-bütünleşecek, ve aynı anda birçok yere birden odaklanabileceklerdir. Ama onlara ilaç verildiğinde ya da özel okullara yerleştirildiklerinde ya da onlara, sanki uygun olmayan, yanlış bir şey varmış gibi davranıldığında, herşeyin dengeden çıkmasına neden olunur, ve bu bazen o kadar zor bir hale gelir ki, bunun uzun bir hayat olmamasını seçerler, çünkü – nasıl desek – asıl görevlerinin (misyonlarının) yolu kesilmiştir. Böylece, bunu listemize eklersen, bu konuda konuşmak isteriz.

LİNDA: Aralık gibi mi düşünüyorsun?

TOBIAS: Programı sen yapıyorsun canım.

LİNDA: Tamamdır!

4.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Evet, ben “Uzun Zebra” denen yeni bir işi geliştirme sürecindeyim, ki bu iş, Yeni Enerji web siteleri geliştirmektir, ve ben gerçekten, Saint Germain’in de geçen sefer söylediği gibi, yeni iş kuran bir dolu insana odaklanmak istiyorum. Yani ben gerçekten Şambra’ya, ışık işçilerine, diğer herkese Yeni Enerji sağlayan web siteleri yaratmaya odaklanmak istiyorum. Ve onun için de sunabileceğin her türlü içgörü… ve bu dot.net nükleer teknolojisine dayanacak, ki az önce bunun Yeni Enerji olduğuna değindin, ve ben gerçekten bu teknolojiye ve potansiyellerine hayranım. Yani ben Uzun Zebra, dot.net nükleer teknolojisi ya da lightworkeronline.com gibi ışık işçileri topluluğunun gelişmekte olan web sitesi için herhangi bir içgörü sunup sunamayacağını merak ediyordum.

TOBIAS: Gerçekten. Şu… bu noktada şunu söyleyelim, ben bir programcı değilim ve olmak niyetinde de değilim, ama burada programlamanın ötesine geçen ve parmaklarınla yaptığın önemli bir unsur var. Sen bu siteleri yaratırken, bunu o Yeni Enerji bilinciyle yap, ve müşterilerine gelince, birlikte çalıştığın o insanların da kendi Yeni Enerji potansiyellerini bu sitelere koymalarını sağla. Bu – bilinç aslında çok kolayca bu programlamaların içine tam anlamıyla örülebilir, çünkü çok esnek bir doğası vardır. Sen bilinci programın içine örebilirsin ve bu tam anlamıyla yazılımı bazı oldukça ilginç yollardan geliştirecektir, ama aynı zamanda bir taşıyıcı – yani yazılımın – yüksek bilinç potansiyelleri için bir taşıyıcı olmasına yardımcı olacaktır.

Şimdi, biz senin bir dairenin içinde oturup da bu enerjiyi doldurmak için belli sözcükler söylemen gerektiğini söylemiyoruz. Bunu yalnızca seçimle yap, ve o orada olacaktır. Ve onunla bağlantı kuracak olanlar, yeni blincin saflığını ve içindeki Yeni Enerji potansiyelini de hissedebileceklerdir.

Böylece, programını hazırlarken, bunun kodlarını geliştirirken, sadece onun o programın içinde olmasına izin ver. Biz seni davet ediyoruz – hepinizi – Şambra sitesine daha girmediysen, o site dünyanın her yanındaki Şambra’nın Yeni Enerji potansiyellerine sahip, bunlar tam anlamıyla o sitede mevcut. Böylece…

4.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Böylece, aslında sitenin diliyle ilgili çok da fazla kaygılanma, gerçi daha yeni olan diller daha fazla açıklığa sahipler – nasıl desek – bu yeni bilinci yerleştirmek için daha fazla alana sahipler. Ve bu arada, İnternet de zaten bu, devasa bir bilinç havuzu.

4.ŞAMBRA: Yani onlara bunu sorduğum bir süreçten geçeceğim, yani siteyi yapacak olursam – ve seni doğru anlıyorsam – bazı süreçlerden mi geçeceğim?

TOBIAS: Evet, daha yüksek bilince ve Yeni Enerjiye izin verecek bir seçim yapıyor musun?

4.ŞAMBRA: Ve onlara bunu mu sorayım.

TOBIAS: Kesinlikle. Kesinlikle.

4.ŞAMBRA: Peki.

TOBIAS: Ve onlar hayır diyecek olursa işi kabul etme! (kahkahalar)

4.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

5.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Lütfen Tobias, bana Tanrı’yı gösterebilir misin? Teşekkür ederim.

TOBIAS: Aynaya bak demem gerekir. Aynada biraz çarpıtılmış bir temsilcisini göreceksin ama, ayna iyi bir başlangıç yeridir.

Biliyor musun, insanlar ve melekler zamanın başlangıcından beri Tanrı’yı arıyorlar. Ve şaka – Tanrı’nın şakası – biz burada bazı kötü şakalar da yaptık, ama Tanrı’nın şakası şu ki, sen ona zaten sahipsin. O hep oradaydı. Kendine ait herşeyi senin içine yerleştirmeden, Ruh neden seni yaratsın ya da seni ifade etsin ki? Yani bu ne bir hazine avcılığı ne de herhangi bir arayış. O zaten orada. Teşekkür ederiz.

6.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Tobias, geçen yılı (sanki) çölde bir kutunun içinde geçirdim, ve farkına vardım ki, 13 yaşındayken bana ilaç verilmeye başlandığında, karanlık yanlarım (ağlamaya başlar) yeni doğan sevgili bir varlığa aktı. Biz çok kötü bir yıl geçirdik, sanki – ikimiz de – bunu halletmeye çalıştık, ve şimdi ortam daha sakin görünüyor, ama ben yine de karanlık yanlarımın bana geri gelmesini fazla deneyimlemedim. Sonra bir de bu sevgili varlığın nasıl olduğunu, bunu tamamlamak için ne yapabileceğimi, sonra ne olacağını, ve o kitabı yakmam mı gerek, merak ediyorum.

TOBIAS: Gerçekten, burada birkaç şey var. Sen, kendi dönüşümün ya da şifan için çok önemli olan bazı farkındalıklara ulaştın. Şimdi yapılacak şey ise, artık bu yolu izlememektir, bununla daha ileriye gitmemektir. Önceden yapılmış bazı anlaşmalar vardı, bunun neden olacağına ilişkin bir anlayış vardı, onun için bir anlamda bunu bitirilmemiş halde bırakmak gerçekten en iyisidir. Yoksa gerek senin için gerekse diğer kişiler için hiç de gerekli olmayan duygusal yaralar açabilir. Ne olduysa oldu, bunu böylece kabul edebilirsen, ve herşey kendi mükemmel haliyle oldu.

Bugün sana sunacağımız birkaç öneri, artık çölde bir kutu içinde olman gerekmediğidir. Bu bir mecaz tabi eğer ne demek istediğimi anlıyorsan. Ve ayrıca, kitabı yakman da gerekmiyor. Bu, kitabın, sahip olduğun bazı yeni anlayışlara geçmesine izin vermekle ilgilidir.

6.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz.

7.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Tobias, bu yılın başlarında Kuthumi’nin Columbus, Ohio’da yaptığı atölye çalışmasına katıldığım için çok şanslıydım. Eksik olan şey(ler)den geçip gittiğimi hissediyorum ve şimdi ne gelecek diye merak ediyorum. Yorumların ve önerilerin makbule geçecek. Bir de, şu “Eksik Olan Ne” programına ne oldu?

TOBIAS: Gerçekten. Kimseyi suçladığımızdan değil ama Cauldre bunun üstüne oturdu, ve biz bunu bir kitap ya da film projesine dönüştürmeyi çok isterdik, ama Cauldre’nın zamanını ve yükümlülüklerini biraz dikkate alması gerekiyor.

Eksik olanın ne olduğunu anladıktan sonra, ki bu temelde kendi yaşamındaki kendi tanrısallığındır, bir kez onun artık eksik olmadığını fark ettiğinde, istediğin her şeyi yapabilirsin; gerçi hâlâ birçoklarınızda devrede olan şu örtücü-katman var, buraya gelmeden önce kendinizden ya da belli meleksel düzenlerden aldığınız spiritüel görevler ya da spiritüel hizmetler olduğu şeklinde. Onun için de birçoğunuz merak ediyorsunuz, bir sonraki emriniz (ya da sizden istenen) nedir diye. Ruh sizi nereye gönderecek? Size nasıl bir görev verilecek? Ama artık görev falan yok. Artık, gerisi sana kalmış bir şey. Ne yapmak istiyorsun? Günün birinde başkalarına görevler veren kişi sen olabilirsin. Teşekkür ederiz.

8.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Es-selamun-aleyküm. Benim sorum ya da merakım şu, son 2.000 yıldır, bizler dünya üzerinde eril bir rol oynadık. Yeshua’nın kim olduğunu biliyoruz. Buddha’nın kim olduğunu biliyoruz. Biz onların… yani onların kim olduğunu biliyoruz demek istiyorum. Onlar eril, erkek, ve bilgeliği bağıra bağıra dünyaya yayan da onlar. Ve benim anlayışıma göre biz bu zamanda, sanki, erille dişilin daha fazla dengelendiği bir hale gireceğiz. Senin, bu noktaya kadar neden, deyim yerindeyse, bu kadar eril ağırlıklı olduğu hakkında konuşmanı rica ediyorum.

TOBIAS: Gerçekten.

8.ŞAMBRA: Ve bu dengeye gelecek mi – daha dengeli bir hale – ya da bu nasıl olacak ve işleyecek.

TOBIAS: Eh evet, bu konuda uzun uzadıya konuşabilirdik, ama erilin sesi daha fazla çıksa da, dişil enerjiye yapılanları da yabana atma. Dişil enerji çarmıha gerilmek zorunda kalmadı, ne demek istediğimi anlıyorsun, değil mi, ya da ön saflarda olması gerekmedi. Dişil enerji – ve lütfen bunu hiç biriniz erkek ve kadınla karıştırmayın. Eril/dişil enerjiler, erkek bedeni ya da kadın bedeninden oldukça farklı şeylerdir. Dişil enerji daha derin, daha sessiz ve çok daha engin bir düzeyde iş görüyordu. Ona odaklanılmasına ve dikkat çekmeye ihtiyacı yoktu. Ve o tam anlamıyla eril enerjiyle birlikte çalıştı, ama ben senin son zamanlarda dünyada olan değişimlere bir bakmanı istiyorum – ve gelmekte olan değişimlere bir bak ve gözlemeyi sürdür, çünkü eril ve dişil gerçekten yeniden birleşiyorlar.

Dişil enerji çok daha sabırlıydı, çok daha az-savaşçıydı, çok daha besleyiciydi, ve özellikle de 2.Dünya Savaşı’ndan sonra dünyada meydana gelen birçok değişimin sorumlusudur. O nedenle, sakin ol, nefes yap, dişil enerjinin gerçekten oynadığı rolü hisset, sadece önündeki resimde gördüğüne (odaklanma). O çok derinlerdeydi.

9.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Ben, veçheyle ilgili birkaç soru sormak istiyorum. Veçhe, yaşamda nasıl iş görür? Tüm veçheler birleştirildiğinde ne olacak? Ve, gelecekte Aspektoloji Okulu’nu yapmaya niyetli olanlar için bir mesaj verebilir misin. Seni yeniden Japonya’da görmekten mutlu olacağız.

TOBIAS: Veçheler, senin yaratıcı ifadelerindir, yaşamda farklı şeyler deneyimlemek üzere yaratılmışlardır, ve ruhun her zaman saf kaldığı öncül bir kabuldür. Ruh ya da çekirdek benlik kırılmış ya da çarpıtılmış değildir. Onun tamir edilmeye ihtiyacı yoktur, ancak ruh, çıkıp da deneyimlemek için veçheler yaratır. Bazısı sıkışıp kalır. Bazısı aslında büyük başarılar elde etmiştir. Bazısı seninle olan ilişkisini öylesine kesmiştir ki kendini kopuk hissedersin. Kendini parçalanmış ya da kırılmış hissedersin. Er ya da geç tüm veçheler, senin her bir parçan, yuvaya, sana geri dönmek zorundadır. Ve birçok Şambra ve sen de, bunu bu yaşamda gerçekleştirmeyi seçiyorsunuz. Bu, yükselmenin esaslarından biridir. Kendinin tümünü almadan yükselemezsin.

Böylece biz bu harika Aspektoloji kursunu yapıyoruz, veçheleri sana geri dönmeye nasıl davet edeceğini (gösteriyoruz). Veçhelerin psikolojisine girmeye – onları yuvaya geri getirenin ne olduğuna, inatçı olanlarla nasıl başa çıkılacağına, hatta en karanlık olanlarla nasıl halleşileceğine – birkaç gün ayırıyoruz. Birçoğunuzun kafasının içinde duyduğu o sesler, bu veçhelerden geliyor. Onlar oyun oynuyor. Manipüle etmede ustalar, ve senin sahip olduğun bir şeyi istiyorlar – ruhunu. Onlar ruhu olan varlıklar değiller, hiç değiller. Ama senin etkili bir patron ya da yönetici olduğunu da düşünmüyorlar, senin işine sahip olmak istiyorlar. Biz Aspektoloji vasıtasıyla, senin nasıl yeniden bütünleşeceğini, aslında kendini nasıl seveceğini anlamana yardımcı oluyoruz, böylece onlar da en sonunda seni sevebileceklerdir. Teşekkür ederiz.

9.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

10.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias. Boyutlar-arası Seminer’de sen, bir boyutun fiziksel hale gelmesini sağlayan özel bir formül olduğuna değinmiştin. Bunu açar mısın? Ve bu, bu boyuta enerji getirmekle ilgili midir?

TOBIAS: Evet, ve formülü böyle kısa bir zamanda açıklamak çok zor olacaktır. Karmaşıktır ama oldukça da basit, ama matematiksel bir formül değildir. Bir fizik formülüdür. Yani biz… biz bunu bir noktada anlatırız, ama birçok insana bir şey ifade etmeyecektir. Bu, enerjisel fiziktir, ki şu anda, diğer alemlerde olduğu gibi, Dünya’da daha araştırılmıyor bile. Ama evet, enerji bilincinin genişlemesini bu aleme getirmede etkilidir. Ama sen bu formülle oraya varamazsın. Formül yalnızca bunun nasıl meydana geldiğinin anlaşılmasını sağlar, ama olmasını sağlamaz.

Onun olmasını seçim ve kabul sağlar, onu nefesle buraya getirmek ve bugün sözünü ettiğimiz o noktalar – nefes, kolaylık, farkındalık, ve Var Olma Noktası – sağlar. Sizi yeni bilincinize götüren tünel ya da kapı budur.

10.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz.

LİNDA: İki soru daha?

TOBIAS: Beş, on.

LİNDA: Dos. (İki)

11.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selam Tobias. Yakınlarda Sand Creek denen ören yerinde bir onurlandırma toplantısı yapıldı. Orada olanlar ve olmayanlar açısından çok ilginçti. Orada olanlarla ilgili daha geniş bir bakış açısını çok merak ediyorum.

TOBIAS: Dinleyiciler için daha açık konuşabilir misin, tam olarak ne soruyorsun?

11.ŞAMBRA: Orası bir katliamın gerçekleştirildiği yer, ve orada olmuş negatif veçhelerle değil de, Yeni Enerji açısından bir onurlandırma (toplantısı) yapıldı. Ören yerine yaklaşırken bir dolu varlık ve birçok ruh vardı, işte onlara ne deniyorsa. Ama ören yerinde hiçbir şey yoktu. Tüm bu yolculuğun – insanların oraya gitme işleminin – amacı neydi?

TOBIAS: Hâlâ topraklarda gömülü o kadar çok enerji – yaralar – var ki, ve bu Dünya’nın topraklarında gömülü hâlâ o kadar çok varlık var ki, Gaia’nın gitmeye başlaması, bir salıverme işlemini de başlatıyor. Birçoğunuzun hâlâ yerin iki metre altında gömülü olan, sanki geri gelip de o kemikleri alacakmışsınız gibi ya da biri geri gelip de sizi kurtaracakmış gibi hâlâ Yerkürenin içinde yatan geçmiş yaşamları, enerjileri vardı. O yüzden, Dünya’da travmaların ve yaraların, savaş ve katliamların gerçekleştiği yerlerdeki inanılmaz yoğunluğu ya da enerjiyi bir düşün. O enerjilerin büyük bir bölümü oralarda kaldı, hâlâ savaşıyorlar, hâlâ travmaları – dünyanın çeşitli yerlerinde o katliamları ve savaşları – tekrar tekrar yineliyorlar.

Denilir ki, kendi varlığının merkezinde bulunan, kendisiyle büyük bir oranda yeniden-bütünleşmiş ve aydınlanmış bir insan, bu toprakları ziyaret eder de orada meydana gelmiş şeyleri onurlandırırsa – ki bu çok önemlidir, katliamları onurlandırırsa, gerek acıları gerekse deneyimi onurlandırırsa – ve sonra hâlâ o topraklarda ve çevresindeki havada ve suda sıkışıp kalmış enerjileri salıverilmeye davet ederse, o enerjiler, sürekli yinelenen kâbuslardan ve korkunçluklardan tekrar tekrar geçmek zorunda kalmazlar. Bunlar, o süreklilik gösteren döngüden salınabileceklerini duyan bazı enerjiler ve bazı varlıklardır. Hâlâ kapana kısılı varlıklardan birkaçı oraları terk etmeye başlarsa, en sonunda diğer enerjilerin de terk etmeye davet edildiği bir alan yaratılmış olur. Onlar artık Yerkürenin içinde tıkılı kalmaz, diğer alemlere geri dönebilir hale gelirler. İlerleyebilirler.

Önereceğimiz tek şey – biliyorum, burada biraz konudan sapıyorum ama, bir noktaya değinmek istiyorum – önereceğimiz tek şey, bu tür yerleri ziyaret ettiğinde onurlandırman ve salıvermendir. Oraları şifalandırmaya ya da tamir etmeye ya da düzeltmeye çalışmak değil, çünkü bu aslında meydana gelmiş deneyimi reddetmek olur, ve oradaki olaylara katılanları da, olanların bilgeliğinden yoksun bırakmak olur. Bu bir davettir. Şambra’ya daha önce de söylediğimiz gibi, mezarlıklardan geçerken hâlâ orada sıkışıp kalmış olanlara, geçmişten özgürleşmek için, kendilerine geri dönmek için, bunun iyi bir zaman olduğunu söyleyerek (onları bunu gerçekleştirmeye) davet edin. Ve senin sözünü ettiğin durumda o yeri ziyaret eden grup (sayesinde), o alanda sıkışıp kalmış olanlarda bir enerji hareketi ya da değişimi oldu, ama daha hepsi orayı terk etmedi.

11.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz.

LİNDA: Son soru.

12.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias. Bugün sen ve senin Sam nasillar?

TOBIAS: Gerçekten. Sam – sorduğun için teşekkür ederim – Sam şu son birkaç haftadır Dünya’daki enerjileri hissettiği için bazı zorluklar yaşadı, bu çılgın zamanda neden geri geldiğine şaştı! (bazı gülüşmeler) Ve biz, gerçekte olan bitenle ilgili uzun uzun konuşmak zorunda kaldık. Ben Sam olarak bile, Dünya’nın bazı dramlarına çekiliyorum, ki bu dramlardan çok var. Sam, bir gece anne ve babasının dünya hakkındaki kaygılarını dile getiren konuşmalarına kulak misafiri oldu, ve kendi ana-babasının böyle bir dram düzeyine çekildiğini izlemek, onu çok şaşırtan bir şey oldu.

12.ŞAMBRA: Şaşırttığına eminim.

TOBIAS: Ama sorduğun için teşekkür ederim.

12.ŞAMBRA: Bir şey değil.

TOBIAS: Ve bu benimle ilgili değil, o yüzden… (güler)

12.ŞAMBRA: Ve şimdi de şunu sormak zorundayım, senin önerilerini izlemeyi çok istiyorum…

LİNDA: Son soru.

12.ŞAMBRA: … ve saygı duyduğum… (Linda’ya döner ve, “seni seviyorum canım, sabırlı ol” der) (kahkahalar) … bu, ilaçlarla ilgili. Doktor, bilirsin işte, benim kalbimde stent var, ve doktor diyor ki, Plavix (adlı ilacı) ve aspirin almam gerekiyormuş, yoksa pıhtılaşma olurmuş. Ve seni candan seviyorum ama daha da gelip seni görmek istemiyorum (Tobias güler), onun için de bunu nasıl yapacağız diye merak ediyorum – o ilaçları alacak mıyım? Ve aynısı tansiyon ilaçları içinde geçerli, yani tansiyon ilaçları almak zorunda olanlar için.

TOBIAS: Gerçekten, iki farklı soru. Senin durumunda, kalp organında yapılan bazı değişikliklerde, ki bu ameliyatlar, senin sözünü ettiğin ilaçları almaya dayanıyor, biz olsak ilaçları almaya devam ederdik. Bizim sözünü ettiğimiz daha çok, bir soruna tanı koyma aşamasıyla ve o sorunu halletmek için yalnızca ilaç kullanılmasıyla ilgiliydi. Senin geçirdiğin müdahaleci ameliyatlara alternatifler var, ama o zaman için bu herhalde uygundu.

Yüksek tansiyona gelince – biz bunu geçenlerde çok küçük bir Şambra grubuyla konuştuk – beden muazzam bir yeniden yapılanmadan geçiyor. Bu, her hücreyi, her organı, kalp dahil bedenin her bir parçasını etkiliyor. Enerjinin, kanın, oksijenin ve gıdaların bedendeki dağılımında bir değişime neden oluyor.

Böylece şu anda senin kalbin, ki bu birçoğunuz için geçerlidir, senin kalbin yeni düzeyini belirlemeye çalışıyor. Ne yazık ki, geleneksel tıp bir Yeni Enerji bedeninde olup bitenleri anlamıyor, ve sadece aynı eski ölçümleri yapıp aynı eski ilaçları veriyor, ama kan basıncında şu ara meydana gelen değişkenliklerin bir nedeni olduğunu anlamıyorlar. Böylece ben tek tek her birinizden, yapay olarak kan basıncını ve kalbin bazı diğer işlevlerini ve organların bazı diğer işlevlerini düzenlemeye çalışacak o çok güçlü ilaçları almanız gerektiğine inandırılmadan önce, nasıl hissettiğinizi hissetmenizi istiyorum – Kendinizi sağlıklı hissediyor musunuz? Kendinizi dengede hissediyor musunuz?

Ben şunu söylemeye çalışıyorum, doktorların çoğu, DNA’daki ve bedenin biyolojisindeki değişimleri şu anda anlamıyorlar. Biz bazı Yeni Enerji doktorlarının öne çıkıp da, geleneksel biyoloji bilgilerinin yanısıra, bir insan bu tür değişimlerden geçtiğinde meydana gelen şeylerle de ilgili bir anlayışa sahip olmalarını bekliyoruz.

12.ŞAMBRA: Bu iyi olurdu. Teşekkür ederim.

TOBIAS: Böylece şunu demek istiyoruz, bu ameliyatı olduğuna göre, şimdilik o kalp ilaçlarını almaya devam et, ve bedeninin geri kalanının farkında ol.

12.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz. Ve böylece…

LİNDA: Ama sen tıbbi önerilerde bulunmadın, değil mi?

12.ŞAMBRA: Hayır.

TOBIAS: Eh, ben bir anlamda mevcut bile değilim, nasıl tıbbi önerilerde bulunabilirim ki? (kıkırdar)

LİNDA: Ve ben buna değinmek istedim çünkü çok tehlikeli olabilir, yani eğer birisi tansiyon için ilaç alıyorsa ve bunu keserse, bu çok tehlikelidir.

TOBIAS: Bunu eklediğin için teşekkür ederiz, AMA (kahkahalar) daha önce söylediğimi tekrarlayacağım. Kendi bedeninizi hissedin. Onun size ait olduğunu anlayın. O, gittiğiniz doktora ait değildir. O doktorla yalnızca beş dakika geçirebildiğinizi hatırlayın. Oysa siz kendinizle günün 24 saati birlikte yaşamak zorundasınız. Kendi bedeninizi hissedin, ve ben bazı yeni bilinç doktorlarını öne çıkmaları ve yalnızca beş dakikalık varlığı değil de varlığın tümünü anlamalarını konusunda yüreklendiriyorum.

Ve böylece, bir harika Şambra toplantısını daha sona erdiriyoruz. Gelecek ay boyunca o bip ve vızıltı seslerini bekleyin. (kahkahalar)

Ve öyledir.

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Kırmızı Çember, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan küresel bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 50.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Kırmızı Çember her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Kırmızı Çember toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Kırmızı Çember bolluğunu, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışlarıyla sürdürür.
Kırmızı Çemberin en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.