Ders İki: İnsan Benliğini Kabul Et

Crimson Circle’de (Kırmızı Çemberde) sunuldu

TOBIAS:

Ve öyledir sevgili öğretmenler, bugün bu kutsal çemberde sizinle tekrar biraraya gelmekteyiz. Size daha fazla ev ödevi vermek için toplanmaktayız! Yeni “Yaratıcı Dizisi” Ders İki için toplanmaktayız. Her birinize, bu alana hoş geldin demekteyiz.

Şimdi, sizin zamanınızla birkaç dakikalığına, enerjileri bütünleştirmek ve uyumlamak için her birinizle çalışacağız. Her birinizin, Olduğunuz Tümü hissetmeniz ve duyumsamanız için çalışacağız. Sevgili dostlar, sevgili öğretmenler, bu zamanı, sadece yüreklerinizi açmak için kullanın. Derin nefes alın. Tüm insan benliğinize, baştan başa derin nefes alın. Benliğinizin ve Ruh’un sevgisinin, bedeninizin her hücresine, DNA’nıza, öz (esas) düzeyinize işlemesine (nüfuz etmesine) izin verin. Derin nefes alın. Derin nefes alın ve gevşeyin. Bu zamanı, kendinizle birlikte getirdiğiniz insanca görev duyguları ya da endişeleri bir kenara koymak için kullanın. Şimdi bunları sadece bırakın, çünkü siz bunu yaptıkça, bu enerjinin bütünleşmesi çok daha tamam hale gelmektedir.


Sevgili dostlar, bugün sizinle birlikte bu çembere geri gelmek sevinç vericidir. Geçtiğiniz üç hafta boyunca, gerçekleştirdiğiniz çalışmayı görmek sevinç vericidir. Siz gerçekten “ duvarın arkasında durma” alıştırmasını gerçekleştirdiniz. Şimdi biz, sizin yaptığınız yolculuğun zor olduğunu bilmekteyiz. Bu meydan okuyucudur. İnsan olarak yapılan bu yolculuk, meydan okuyucudur. Bugün bunu biraz ayrıntılı olarak açıklayacağız. Işık işçileri olarak seçtiğiniz yolculuk ise daha da meydan okuyucudur. Yaşamınızda nelerden vaz geçtiğinizi bilmekteyiz. Anlamı olan ilişkileri, inanç olarak size çok şeyler ifade eden şeyleri, ya da bolluğu, ya da maddi şeyleri salıverdiğinizi bilmekteyiz. Burada her birinizin yürüdüğü yolculuğun – zor olduğunu bilmekteyiz. Onun için şimdi bu odaya teşekkür ve sevgi akıtmaktayız.

Bu çalışmayı yapmak için bir yaşamdan ötekine, geri gelip durdunuz. Şimdi de, bu yeni enerji sınıfının bir parçası olmak ve öğretmenler olmak için, bir aydan ötekine bu Kırmızı Çembere gelmektesiniz. Yaptığınız şey için onur vardır. Ve biz bunu hafife alarak söylememekteyiz – bu bizim ve şimdi burada toplanmakta olan tüm varlıkların özünden gelmektedir. Siz yüreklerinizi açtıkça, bu oda, sizinle çalışmış olan ve yaptığınız çalışmayla özel olarak ilgilenen varlıklarla dolmaktadır. Onlar başmeleklerdir. Onlar kutsal olanlardır. Onlar rehberlerinizdir, melek dostlar dediğiniz varlıklardır bu odaya akan. Gerçekleştirdiğiniz çalışmaya teşekkür etmek üzere gelmekteyiz.

Şimdi, bugünün Ders İki’sine geçmeden önce bir an özet geçelim. Sevgili dostlar, siz – ve biz bunu hep tekrarlayacağız – Tüm Olan’ın çemberinden gelmektesiniz. Bu, bizim “ilk yaratılış” dediğimiz şeydir. Burası sizin Yuvanızdı. Herşeyin Yuvası bu çemberde bulunmaktadır. Ve biz, daha iyi anlaşılabilmesi için kesinlikle mecazi konuşmaktayız.

Ama dostlarım, sizin melekler olduğunuz ve Tüm Olan’ın çemberi içinde bulunduğunuz bir zaman vardı. Siz Yaratıcılardınız. Siz öğretmenlerdiniz. Siz, çok olağanüstü türde yaratıcı ve öğretmendiniz. Siz her zaman, Sonsuz Olan’ın, Yaradan’ın, Tanrı’nın ya da Ruh’un – Bir’liğe her ne ad taktıysanız, onun – gelişmeye devam etmesini sağlamak amacıyla, sınırları zorladınız ve hep yeni deneyimleri araştırdınız. Sizin, Tüm Olan’ın çemberinde, esas yaradılışın içinde edindiğiniz deneyimler, çemberin gelişmesini sağlamıştır.

Sonra yaradılışın dış kuşatmasını zorlamaya başladınız. Tüm Olan’ın var oluşunun çok ince çizgisinde, onu daha derin anlayabilir misiniz diye baktınız. Sizin sevgiyle Ruh’a ilettiğiniz ve Ruh’un da teşekkür ve onurla kabul ettiği deneyimler edinmeye başladınız. Kendinize anımsamak için bir an izin verin, Tüm Olan’ın tam sınırında yaşarken, bu kuşatmayı zorladınız.

Daha önce hiç hissetmediğiniz bir gürültü hissetmeye başladınız. Şimdiye kadar içinizde hiç bilinmeyen bir belirsizlik hissetmeye başladınız. Ruh’la olan bağınızın kopmaya başladığını hissettiniz. Sizin algılarınıza göre, artık Ruh’un Bir olmadığını hissetmeye başladınız. Bu, içinizde bir belirsizlik ve güvensizlik duygusunu yaratmıştır. İçinizde, herşeyin belki de düşündüğünüz gibi olmadığı duygusunu yaratmıştır. Ruh’un, Sonsuz Olan’ın herşeyi kontrol etmediğini hissettiğiniz ilk kez, gürültüyü duydunuz. Siz, ilk yaradılışın çemberinin dış sınırında yaşamaktaydınız. Bu bir anlamda, sözünü ettiğimiz, daha ileriye gidemediğiniz yoldaki engeldi.

Bu “yaratılışın sınırında” siz bir çeşit yol engeline takıldınız, ve ondan sonra da, herşeyin özünün parçalanmakta olduğunu hissettiniz – ve biz burada sadece “hissetmek” sözcüğünü vurgulamaktayız -. Herşeyin özü, parçalara ayrılmaktaydı. Belirsizlik hissi vardı, güvensizlik duygusu vardı ve Bir’in evinde bölünmelerin olduğu hissi vardı. Dostlarım, bu hisleri, Yaradılışın dış sınırlarında yapmakta olduğunuz çalışmadan dolayı deneyimlediğinizi anlayın. Çalışmalarınızda o kadar ileriye gitmiştiniz ki, bu engel, kendi içinde bir bölünme yaratmaktaydı. Her ne kadar siz bunu böyle ve herşeyin birbirinden kopartılarak ayrıldığını hissettiyseniz de, bu bölünme özün kendisinden gelmemekteydi.

Burada betimlemesi zor düzeyler vardır. Bu meydana gelen büyük ve muhteşem işlemle, sizin tarafınızdan ve diğer melekler tarafından, Tüm Olan’la çok az kesişen, çok az üst üste gelen bir çember, Tüm Olan’ın dışında bir çember yaratılmıştı. Tüm Olan’ın sınırında yaşayan sizler ve diğer melekler, bu yeni çembere geçmişti. Orada, kim olduğunuzu unutmayı, nereden geldiğinizi unutmayı deneyimlemeye başladınız. Daha önce hiç tanımadığınız bir bölünmüşlük ve dualite duygusu edindiniz ve Yuva’nın kapısını tamamen kapattınız. Bunu, İkinci Yaratılışın temel enerjisini oluşturmak amacıyla kapalı bir çevre yaratmak için yaptınız. Siz yaptınız, Yaratıcılar!

Şu anda yaşamınızda deneyimlemekte olduğunuz şeyler, geçmiş yaşamlarınızla ilgili değildir! Kontratlarınız bitmiştir. İçinizde hissettiğiniz gürültüler, geceleri size gelen deneyimler, rüyalarınızdaki terör, bu esas ayrılığın hissiyle ilgilidir. Bu, geçmiş yaşamlarınızla ilgili değildir. Bu hatta, bu yaşamdaki sizle bile ilgili değildir!

Siz, içinizdeki öz düzeyde olan bir şeyle tekrar bağlantıya geçmektesiniz. Yaşamınızda şimdi (deneyimlediğiniz) zorlukların ne zaman sona ereceğini Ruh’a, meleklerinize ve Kırmızı Meclis’ten olanlara sormaktasınız. Sevgili dostlar, biz değişeceğini söylemekteyiz. Bu zorluklar değişecektir ve siz değişeceksiniz. Çevrenizdeki Dünya’nın tüm zorlukları yarın sona erecek değildir. Hayır, yaşamınız yarın çayırda geziniyormuş gibi (kolay) olmayacaktır. Ama burada öğrendiğiniz şeyler, başka bir yerde geçmişe tekrar bağlanmakla ilgili öğrendiğiniz şeyler, sizin, yeni yaratıcılar olarak, yaşamınızdaki değişimleri gerçekleştirmenizi sağlayacaktır. Bu, sizin de yürüdüğünüz zor yolu seçen diğer insanların, öğretmeni olmanızı sağlayacaktır.

Gerçekleştirdiğiniz şey için size duyduğumuz onuru şimdi hissedebiliyor musunuz? Birçok varlık, ve bu varlıklara tapınmanız ve hayran olmanız öğretildi size, bugün sizden öğrenmek üzere gelmektedir! Size neden öğretmenler dediğimizi anlıyor musunuz? Biz sizden öğrenmekteyiz!

Bu Kırmızı Çemberin oturumunda duyduğunuz şeyler dostlarım, sizi şaşırtmamalıdır. Bu zaten sizin bize verdiğiniz bilgidir. Biz bunu sadece, gerçekten içinden geçtiğiniz şeylerin onayı olarak size geri yansıtmaktayız. Biz yolu bilmemekteyiz. Bizim gerçekten farklı bir bakış açımız vardır. Size yol gösterebildiğimiz ve yardım edebildiğimiz zamanlar vardır, çünkü bütünü (üstten) görebilmekteyiz. Ama biz gerçekten her birinizden öğrenmekteyiz.

Sizin zamanınızla geçtiğiniz üç hafta boyunca, siz duvarın öte yanında durmayı öğrendikçe, biz de sizin boyutunuzda dualitenin birliğe getirilmesi hakkında çok şey öğrendik. Biz sizin deneyimleriniz kanalıyla öğrenmekteyiz. Biz sadece bilgiyi kaydedenleriz, tarihinizi yazanlarız, sizin hakkınızda yeni kitapları yazanlarız.

Sevgili dostlar, şimdi bu anı, gerçekleştirdiğiniz tüm çalışmalar için sizi kucaklamak ve sevmek ve onurlandırmak için çemberinize gelmemize gerçekten izin vermek için kullanın. Yolculuğunuzu hafife almayın. Biz almamaktayız. Bu mesajları sözcüklere döken dostumuz Cauldre’dan (Geoffrey Hoppe) bir an sessiz olmasını rica etmekteyiz. Bu zamanı, sizi kucaklamamıza, şevkatle öpmemize ve yanınızda durmamıza izin vermek için kullanın. Bir dakikaya kadar geri geleceğiz.

(uzun bir duraksama)

Sevgili öğretmenler, yeni enerjinin sınıfına tekrar hoş geldiniz. Bugün sizin için yeni bir ders, yeni bir anlayış açıklayacağız. İlkine göre meydan okuma katsayısı daha fazla olacaktır ama armağanı da daha fazla olacaktır. Aynı Ders Bir gibi, yapmanız için ev ödevi verilecektir. Sizin zamanınızla önünüzdeki birkaç gün içinde, gerçekten kim olduğunuzu anlamanızı sağlayacak deneyimler verilecektir size.

En son toplandığımızda, “herşeyi olduğu gibi kabul etmek”ten söz etmiştik. Dualitenin içinden çıkmak ve dokumanın nasıl dokunduğunu gözlemlemek için kısa duvarınızın arkasına geçmenizden söz etmiştik. Oh, gözlemleriniz ve anlayışlarınızla, şeylerin gerçekte nasıl yapılandığını görmeye başlamaktasınız. Eğer geri çekilmediyseniz sevgili öğretmenler, kargaşanın ve oluşumların ve dualitenin içinde kalmaya devam etmişsinizdir. Bir şeyin, bir diğerini nasıl etkilediğini görmemişinizdir. Yaşamınıza zorlayıcı bir durum geldiğinde, bilinçli olarak şöyle söyleyin, “Ben kısa duvarın, yeni evimi çevreleyen kısa duvarın öbür yanına gideceğim. “ Geri durmak ve bunun alıştırmasını her gün yapmakla, durumları, daha önce hiç düşünemediğiniz bir şekilde takdir edebileceksiniz.

Tanrı’nın yeni zihninden, çevrenizde olmakta olan her hangi bir durum için doğruların ya da yanlışların olmadığı anlayışına geleceksiniz. Oh, insanoğlu için, – biz burada Cauldre’ya Haçlı Seferlerini anımsatıyoruz! – seçmek ve doğruda olmak ve bu doğruluğun ve ışığın kendi yanında olduğunu varsaymak, o kadar baştan çıkarıcıdır ki. Ama, karşı tarafın da, haklı olduğunu ve ışıkta olduğunu hissettiğini bilmekte misiniz? Şimdi bu nasıl olmaktadır?

Geri çekilmekle, çevrenizdeki insanların ve durumların enerji dinamiklerini çok açık bir şekilde görmeye başlayacaksınız. Bu önünüzdeki ay, ev ödevinizin bir bölümü, gerçekleştirdiğiniz çalışmaya – duvarın arkasında durmaya – devam etmeniz olacaktır. Sevgili dostlar, bu basit alıştırmayı, duvarın arkasında durmak alıştırmasını bir anda, bir dakika içinde kullanacağınız bir noktaya geleceksiniz. Her hangi bir durumda yapılandırılan enerji dinamiklerini anında farkedeceksiniz. Sizden bununla çalışmaya devam etmenizi rica etmekteyiz.

Burada gerçekleştirdiğiniz çalışma, duvarın arkasında durmak bile olsa, sizden birşey yapmak üzere enerjinizi koymanızı istemektedir. Ev ödevi vardır. Sizin zamanınızla önünüzdeki 11 ay boyunca, birbiri üstüne kurulan, bir dizi derslerden geçeceğiz. Sizin için, tüm dünyadaki aile için, alıştırmaların bilinçli olarak yapılmasına devam etmek, bilinçli olarak kabul etmeye devam etmek önemli olacaktır. Bunu hepiniz iyi başardınız. Hepiniz iyi başardınız. En azından bir kere denediniz! Çok kişi de her gün ve her saat denedi. İşte bu şekilde öğretmen olacaksınız. Bu şekilde Işık Üstatları olacaksınız.

Şimdi bugünün dersine, Ders İki’ye geçiyoruz. Bunu yaparken de, önce bir kısa öykü anlatacağız. Susan adında bir ışık işçisinin öyküsünü anlatacağız. Susan, ister erkek, ister kadın olsun, bu odada bulunan her birinize çok benzemektedir.

Susan’ın, sizin de olduğu gibi, çok geçmiş yaşamları olmuştur. Bu yaşamlar, Atlantis’in güçlü ve enerjisel yaşamlarından, eski Mısır’ın çekici yaşamlarına ve dünyanızın her yerindeki ülkelerde yaşanmış birçok hayattan, Sevginin Üstadı, Yeshua Ben Joseph tarafından etkilenmiş bir yaşamı da içeren (burada bulunan çoğunuzun olduğu gibi) hayata kadar uzanmaktadır. Bu yaşamlar boyunca Susan’ın deneyimlediği ve öğrendiği çok şey olmuştur. Bunlar benliğinde birçok enerjisel anılar ve izler bırakmıştır. Bu odada bulunan ve bu materyeli okuyan kişiler gibi, ve özellikle de Sevginin Üstadı bu dünyada yürüdüğünden beri yaşadığı bir dizi hayatta, Susan büyük bir gayretle çalışmıştır. Yüreğinden verdiği bir söz vardı – çoğunuzun verdiği gibi – “Onun bana gösterdiği çalışmaya devam edeceğim” dedirten bir söz. Susan, çoğunuz gibi, bir dizi zorlu yaşamlardan geçmiştir. Çoğunuz onu, kurduğunuz manastırlardan ve kiliselerden tanımaktasınız, çünkü o oradaydı.

Susan çok mücadelelerden geçmiştir. Ama karma çemberinde dönüp dolaşıp, son salıvermelerin gerçekleşeceği bu yaşamına gelmiştir. Şimdi o, birlikte olmanın, en iyimser ifadeyle zor olarak nitelendirileceği bir aileye doğmuştu – çoğunuzda olduğu gibi. Susan’ın, kontrolü çok elinde tutan, talepkar ve bencil bir annesi vardı. Her zaman gücünü başkalarına veren ve sık sık da gücünü alkole verdiği bilinen bir babası vardı. Babası, yaşamının, kontrolü elinde tutan anne tarafından yönlendirilmesine izin vermişti. Tipik bir babanın olması gerektiği güç figürü pek değildi.

Susan bununla büyüdü ve gençliğinde utangaçtı. Oh, o okulda çok başarılıydı. Notları yüksekti, ama hiç bilinmez. Susan utangaçtı. Kalabalık içinde kendini garip hissederdi. Kendisiyle ilgili özel bir şeye sahip olduğunu bilmesine rağmen, ışığını bir türlü ortaya çıkartamamaktaydı. Geçmiş yaşamlarından getirdiği ağır yükleri vardı. Bu yaşamındaki aile durumları bunu daha da yoğunlaştırmaktaydı.

Susan çoğu zaman yalnızdı. Birkaç yakın arkadaşı vardı ama, okul aktivitelerine katılan, ya da sınıfta en popüler olan kişi değildi. Ortaya çıkmak için, içinde bağırıp çağıran güçlü ve özel bir şey vardı, ama onu geri tutan bir şey de vardı.

Susan, mümkün olan ilk fırsatta, çok zorlayıcı olan ailesel durumundan kurtulmak ve gidip kendini keşfetmek amacıyla evden ayrıldı. Üniversiteye ilk gittiği yılda bir oğlana aşık oldu, ya da olduğunu sandı. Hamile kaldı. Genç ve korku dolu bir halde olduğu için Susan çocuğu aldırdı. Bu, ruhuna çok ağır geldi.

Buna rağmen okulda iyiydi. Enerjisini derslerine odakladı ve onur derecesiyle mezun oldu. Üniversite yıllarından sonra gerçekten sevdiği adamı, bu yaşamda birlikte olacaklarına dair önceden anlaştıkları adamı buldu. Susan ve yeni eşi evlendiler ve birkaç çocuk yetiştirdiler. Onlar da, diğer insanların karşılaştığı tipik sorunlardan geçtiler. Yol boyunca parasal problemler oldu. Sadakatsizlik sorunları oldu. Çocukların okul sorunları oldu. Ama aynı zamanda çok sevgi de vardı. Ve evet, gerçekten sorunlar vardı. Susan bu sorunları ağır ve derin olarak üstlendi.

Susan yaşamında yeni bir ışığa, yön gösterecek bir şeye gereksinim duyduğu bir noktada, kiliseye gitmeye başladı. Bu geleneksel kiliseye birkaç yıl gitti. Tanrı’yı öğrenmeye ve anlamaya çalıştı. Kilisenin açtığı okullara ve her Pazar da dua etmek ve tapınmak için kiliseye gitti. Daha önce kapağını açmadığı İncil’i öğrendi.

Ama sevgili dostlar, Susan, öğretmen olduğunuzda her birinizin bir gün karşılaşacağı Susan, kiliseden gelen sözcükler ve yüreği arasında bir ilişki kuramıyordu. O bir günahkar olduğunu hissediyordu; ve onun için de İsa ve Tanrı’nın onu sevmesi mümkün değildi. Yavaş yavaş kiliseden çekildi, ve bütün bunların anlamının ne olduğunu merak ederek günlük yaşamına geri döndü.

Birgün Susan bir kitapevindeydi. Kitapların arasında, okuyacak bir şeyler aranırken, bir kitap, sanki rafından fırlayıp önüne düştü. Bu ilginç kapağı olan bir kitaptı. Yeni ışık ve yeni yol hakkındaydı. Bu onu cezbetti, ama aynı zamanda da utandırdı. Satın aldığı diğer kitapların arasına saklayarak, okumak üzere olduğu bu ışık ve sevgi ve Yeni Çağı anlatan garip kitabı kimsenin görmemesini ümid ederek, aceleyle kasaya yürüdü. Eve gitti ve anında bu kitaba bir çekim hissetti. Kelimesi kelimesine okuyarak kitabı bir günde yuttu. İçinde bunun doğruluğunu hissediyordu. Ağladı ve ağladı ve ağladı, çünkü bu Yuva’nın mesajıydı.

Şimdi, çoğunuz Susan’ın devam eden öyküsünü bilmektesiniz, değil mi? Susan Yeni Çağı araştırdı (öğrendi), seminerlere gitti ve Shaumbra olan diğer kişilerle karşılaştı. Yaptığı keşiften dolayı çok heyecanlıydı. Kim olduğunu, ilk kez anlamaya başlıyordu. Şeylerin yeni düzeniyle ilgili anlayışlara gelmeye başlıyordu.

Ama Susan’ın içinde onu hala kaygılandıran, bırakamadığı, özgür olmasına engel olan bir şey vardı. Yeni Çağın bu yeni çalışmasını sevmesine rağmen, depresif hissettiği ve tüm bedeninin ağrıdığı günler vardı. Yüreğinde gerçekten arzu ettiği şeyleri yaratamadığı için hayal kırıklığına uğradığı günler vardı. Yeniden Ruh’a çağrı yapmaya ve “bilmem gereken nedir?” diye sormaya başladı.

Ruh’a, yaşamındaki zor (meydan okuyucu) deneyimlerin ne zaman biteceğini sordu. Nirvana denilen yere, dinginlik içinde olacağı bu yere ne zaman geleceğini sordu. Yaşamını ve ailesini ve olduğu tümü sevmesine rağmen, Susan’ın, terk etmek isteyen, yorgun olan, Yuva’ya geri dönmek isteyen bir parçası vardı. Ama Susan sezgisel olarak Yuva’nın da artık Yuva olmadığını biliyordu. Sezgisel olarak, çalışmasına devam etmesi gerektiğini biliyordu.

Geçen gece Susan, yaşamından mutlu ve içinden gülümseyerek, ama yine de bilmesi gereken şeyin ne olduğunu sorgulayarak, sorgulayarak ve sorgulayarak yatağına uzandı. Kırmızı Çemberin materyellerini okuyordu. İzin vermek ve herşeyi olduğu gibi kabul etmekle ilgili (bölümleri) okumuştu. Kısa duvarın arkasında durma alıştırmasını yapmıştı. Yeni farkındalıklara gelmekteydi ama yine de hala büyük bir engel vardı.

Böylece Susan, bugün sana ve burada bulunan herkese seslenmekteyiz. Ders İki, insan benliğini kabul et, ve tanrısal benliğini bilmeye başlayacaksın. Bu basit bir derstir, ama en güçlü ve alacağınız en meydan okuyucu derslerden de biridir. Şimdi bunun neyle ilgili olduğunu, Ders İki’nin – insan benliğini kabul et ve tanrısal benliğini bilmeye başlayacaksın – neyle ilgili olduğunu açıklayalım.

Susan bu yaşamına birçok deneyimleri birlikte getirdi. İlk yaratılışın dış sınırlarında bulunmanın neye benzediğiyle ilgili bilişin esas deneyimini getirdi. İçindeki, tüm şeylerin artık Bir olmadığına dair esas hissi tanıyordu. “Herşeyin özü”nün içinde gürültüler olduğu hissini tanıyordu. Ruh’la bağlantının kopmuş olduğu hissini tanıyordu. Susan bu hisleri (bu yaşama) birlikte getirdi.

Bu Dünya üzerinde yaşanmış binlerce hayatın suçluluk duygusunu ve deneyimini ve acısını ve meydan okumasını ve zorluğunu getirmişti. Susan, bu yaşamındaki insanca deneyimlerinden, suçluluk duygusu ve yargılama ve acı getirmişti. Babasının içki içmesinden dolayı ve babasının güçsüzlüğü için kendini suçluyordu. Onu sevdiğini babasına daha sık söylemediği için kendini suçluyordu, çünkü bir anlamda, böyle olduğu için babasını küçük görüyordu ve onun için de kendini şuçluyordu. Kendi öz annesi hakkındaki kaba, insafsız düşünceleri için suçlanıyordu. Oh, çocukken geceleri annesini boğduğunu hayal ederdi. Bu ona iyi gelirdi, ve ama suçlu da hissederdi.

Gençliğinde karşılaştığı kişilere daha iyi bir arkadaş olamadığı için ağır bir yük taşıyordu. Bu insanlar, kendisinin farketmediği bir ışığı gördükleri için ona çekiliyordu. Lise ve üniversitedeki arkadaşları ona şifa için geliyordu, ama Susan o kadar çekingen ve utangaçtı ki, sezgisel olarak nasıl yapılacağını bildiği çalışmayı gerçekleştirmek için kendine izin vermedi. Saklandığı için, ve daha güçlü olmadığı için, ve ona gelenlere şifa vermediği için suçluluk duyuyordu. Bunları yapmak yerine, daha kolay ve daha güvenli olduğundan, sadece birkaç kişiyle arkadaş olup, kendini izole etti.

Gebe kaldığı ve sonra da o çocuğu aldırdığı için büyük bir suçluluk duyuyordu. Tanrı’nın böyle insanlardan nefret ettiğini duymuştu. Kürtaj yaptırıldığında bir ruhun öldürüldüğünü duymuştu. Bu ona çok ağır geliyordu. Bu onun en derin ve karanlık kabuslarından biriydi. Suçluluk duyuyordu.

Evliliği ile ilgili, kendi bolluk sorunlarını deneyimlemekte olan kocasını daha çok desteklemediği için suçluluk duyuyordu. Kocası, bir işte her terfi alışında zorluklar yaşamaktaydı. Her finansal özgürlüğe ulaştığında, bunu paramparça eden bir şey oluyordu. (Örneğin) işten çıkardı. Kocasının değersizlik sorunlarının üstesinden gelebilmesine yardımcı olamadığı için suçluluk duyuyordu. Bununla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu.

Çocuklarına daha iyi bir anne olamadığı için suçluluk duyuyordu. Onların sorunlarını halletmek, onları korumak, incinmelerine izin vermemek konularında, daha fazla birşeyler yapmış olmayı istiyordu. Arada onları lanetlediği için suçluluk duyuyordu. Odasına gider, kapıyı kilitler ve “bir daha benimle konuşma(yın)” derdi. Bunun için suçluluk duyuyordu. Aşırı suçluluk duyuyordu.

Kiliseye gittiği zamanlar, içinde bir şeyleri keşfetmeye çalıştığında, kendini değersiz hissediyordu, çünkü Tanrı ve İsa onunla konuşmuyordu. Yeniden doğmuş ve yenilenmiş olarak hissetmiyordu. Kiliseye giden diğer insanların hissettiği tutkuyu hissetmiyordu. Ellerini aynı onlar gibi tutkuyla kaldırıp da “hallelujah” diye şarkı söyleyemiyordu. Kendini kirli ve suçlu hissediyordu. Kiliseye gittiğinden, (öğretildiği gibi) bir günahkar olduğunu biliyordu, çünkü İsa bile onunla hiç bir işi olsun istemiyordu.

Sevgili öğretmenler, hakkında konuştuğumuz Susan, her birinizin bir parçasıdır. Sözünü ettiğimiz Susan, şifa için ve yeni enerjiyi öğretmeniz için size gelecek kişidir.

Susan’ın, Ders İki’yi duyduktan sonra ne yaptığını anlatalım size. Eve gitti, kapısını kapattı ve bundan dolayı suçluluk duymadı. Bir yaşamdan ötekine yadsıdığı şeyi, kendi insan benliğini kabul etmeyi öğrendi. Yüzlerce yaşam boyunca, insan benliğini yadsımaktaydı. İnsan olduğunu bile yadsımaktaydı; kendinin insan tarafı, alçak insan tarafıyla yüzleşmemek için, yükselmek denen o şeyi istemekteydi.

Dostlarım, İlk Yaradılışı terk edip de fiziksel bir beden edindiğinizde, bu kadar kaba ve aşağı bir şeye sahip olmak zorunda kaldığınız için şok geçirdiğinizi bilmekte misiniz? Bu bedeni bir yaşamdan ötekine taşıyacağınızı bilmekteydiniz. Siz bu bedeni, İlkYaradılışın sınırlarını çok zorladığınız için bir ceza olarak algıladınız. Bu böyle değildir, ve biz sizden tüm bu düşünce ve inançları şimdi bırakmanızı rica etmekteyiz.

Şimdi Susan’a geri dönelim. Susan eve gitti, kapıyı kapadı ve yaptığı tüm insanca şeyleri yadsıdığını, hatta nefret ettiğini farketti. Yaptığı insanca şeyler ve taşıdığı insan bedeniyle ilgili gerekeni yapmamak için, bir yükseliş haline ulaşmaya çalışmaktaydı. Kırmızı Çember’de içine soru sormayı öğrenmişti. “İnsan benliğimi nasıl kabul edeceğimi pek bilemiyorum. Geri gidip, tüm geçmiş yaşamların yeniden hesabını mı yapmalıyım? Şeyleri işlemden geçirmek için daha fazla zaman mı harcamalıyım?”

Ve yanıt, içinden duyduğu yanıt……”hayır”dı. Yatağında yatarken, tanrısal benliğini bilmeye gelebilmek için, kendini ve tüm insan tarafını nasıl kabul edeceğini sormaktayken, gelen ses yüksek ve açıktı. Basitti. İçinden gelen sözler – dışardan değil, içinden – gelen sözler, “tutunduğun şeyi(leri) bırak; sadece tutunduğun şeyi(leri) bırak” demekteydi.

Ve öyle yaptı, şu anda SİZİN tutunduğunuz şeyi(leri) bıraktığınızda hissedeceğiniz gibi hissetti. Elleri bir şeye sıkı sıkı tutunmuştu. SİZİN elleriniz bir şeye sıkı sıkı tutunmaktadır. Tutunduğunuz şeyi bırakın. Bu zamanda ellerinizi açın. Her birinizden bunu şimdi yapmasını istemekteyiz. Ellerinizi açın. Bırakın, tutunduğunuz şeyi salıverin.

Susan ne kadar sıkı tutunduğunu farketti. Ellerini açtığında, şelaleden sandalıyla düşen Oryan’ın alegorik öyküsünü anımsadı. Umurunda değildi. Kendini açtı. “Kendi adıma, kim olduğumu zannettiğim her şeyi bırakmak zamanı. Kendi adıma, beraberimde taşıdığım tüm inançları bırakmak zamanı. Kendi adıma, her bir suçluluk, her bir acı duygusunu bırakmak zamanı. Kendi adıma, ellerimi açarken, insan benliğimi kabul etmek zamanı. Ben bunu yaptıkça, emin bir şekilde de tanrısal benliğimi bilmeye başlayacağım.”

Şimdi, önünüzdeki ay boyunca yapacağınız ev ödevini bilmektesiniz! Bu, tutunduğunuz şeyi bırakmak ve tanrısal benliğinizi anlayabilmek için, insan benliğinizi ve tüm kimliğinizi kabul etmektir. Önünüzdeki birkaç gün içinde, bunu deneyimleme fırsatının size verileceğinden emin olun! Son seferde de olduğu gibi, size bir fırsat verilecektir; kendinizi yargılamamanız gereken, suçluluk taşımak ya da hissetmemeniz gereken, olduğunuz tümü kabul etmeniz gereken bir durumda kalmak fırsatı verilecektir.

Sevgili öğretmenler, bugün yanınızda bulunan bizler, melekler ve başmelekler diyeceğiniz tüm varlıklar, Ruh olanın tümü…..biz sizi insan olarak KABUL ETMEKTE ve SEVMEKTEYİZ. Biz her düşünceyi, her eylemi, her hareketi, Ruh’un tutkusu ve sevgisi ve bilgeliği içinde kabul etmekteyiz. Sonsuz Olan, sizi sonsuz, tükenmez ve koşulsuz olarak sevmektedir!

Daha önce de söylediğimiz gibi, Ruh hesap peşinde (beklenti içinde) değildir. Bir doğru yol ya da yanlış yol yoktur. Sadece yeni yol vardır, ve siz bunu yaratmaktasınız. Ruh sizi o kadar derinden sevmekteyse ve bir beklentisi yoksa, o zaman siz de sevgili öğretmenler, insan benliğinizi kabul edebilir ve Susan’ın yaptığı gibi, bırakabilirsiniz. Susan tüm tutunduğu inançları ve suçluluk duygusunu ve acıyı bıraktığında, ve yaptığı her şeyi, koşulsuz bir kendini bağışlama ile kabul ettiğinde, kendi tanrısallığını anlamaya, bilmeye başlamıştır.

Susan gece, uyanık bir halde, salıvermenin dalgalarını muazzam bir şekilde hissederek yatarken, başka bir farkındalığa daha erişti. Gelecekte yaşadığını farketti, ve gelecekte olabilecek şeylerle ilgili korku dolu görüntüler yarattığını farketti. Var olmayan bir gelecekte, ödenmemiş faturalarla ilgili endişeleri olduğunu farketti. Ona gelebilecek bir hastalık hakkında endişelenmekteydi. Bunların hiçbiri gerçek değildi, ama o kendi değersizlik dugularını geleceğe yansıtmaktaydı. Gelecek, tanrısallığına olan güvensizliğini simgelemekteydi. Zamanının ve enerjisinin çoğunu korkularıyla birlikte gelecek için harcadığını farketti. Kendine güldü ve bunu neden yaptığına şaştı.

Tutunduğu şeyi bırakıp da avucunu açarken, şöyle dedi, “Ben şimdi ‘şimdide’ yaşayacağım. Artık, var olmayan bir gelecekten korkmayacağım. Ben ‘şimdide’ yaşayacağım.” Herşeyi kabul ederek kısa duvarın arkasında durmak alıştırmasına devam ederken, “şimdide” yaşamaya başladı. Tutunduğu kendi suçluluk duygusu ve acı ve geçmişini bilinçli olarak bırakmaya başladığında, yaşadığı “şimdi”de, bir an, tanrısal bir an yarattığını farketti. Bir kez daha, kendine güvenmeyi öğrenmekteydi. Gelecekle ilgili bir korku senaryosunu yansıtmasına gerek olmadığını, sadece “şimdi”de yaşamak durumunda olduğunu öğrenmekteydi. Bunu yaptıkça, insan yanı ile tanrısal yanının eşsiz bütünleşmesi meydana gelmekteydi. “Tanrısal anı” sağlamada, kendine güvenebildiğini öğrenmeye başlamaktaydı. “Tanrısal anı” sağlamada kendi içine güvenebilmekteydi. Artık, tanrısal anı sağlamasını Ruh’tan istemek için dışarıya bakmamaktaydı. Susan içine dönmekteydi.

İçindeki Ruh’un her zaman – her zaman – tanrısal anı sağladığını, ama kendinin bunu engellediğini farketti. Aynı çocukluğunda olduğu gibi; bunu yapabileceğini bildiği halde, kendi ışığını engellemişti ve başkalarına da öğretmek ve şifalandırmada yardımcı olmamıştı. Bir duvar örmüştü, değersizlik duvarını. Ama şimdi, Işık İşçisi olarak (sürdürdüğü) erişkin yaşamında, Kırmızı Çemberin bir öğretmeni olarak, tanrısal anı sağlamada kendi içine güvenebileceğini farketmişti.

Öğrendiği iki basit dersle, yepyeni bir dizi farkındalık ve anlayışlara varmaya başlamıştı. İlki, duvarın arkasında durmak ve herşeyi olduğu gibi kabul etmekti. Ve ikincisi, tutunduğu şeyi bırakmak ve tanrısal benliğini anlamak amacıyla insan benliğini kabul etmekti. Yaşamı değişmeye başlamıştı. Oh, çevresinde şeyler, ailesi ve diğer şeyler aynı kalmaya devam etmekteydi ama O değişti. O yeni farkındalıklara erişti. Hiç beklemediği bir şekilde, şifa ve bilgelik öğretileri için, insanlar ona gelmeye başladı. Onlar Susan’dan başka bir varlığa kanallık etmesini istemediler! (kendi kendine güler) Onlar Susan’dan, Tanrısal Işık İşçisi İnsan’dan istemeye geldiler. Yaptığı çalışma iyiydi. Başkalarına, kendi kendini nasıl şifalandıracağını öğretti.

Sevgili dostlar, Susan’ın deneyimi, her biriniz için tek bir öyküye konmuş, sizin kollektif deneyiminizdir. Doğrudan kendi içinizde olduğunu farkedeceğiniz bölümleri vardır. Buradaki meydan okuma, kendi insan benliğinizi kabul etmek olacaktır. Bu ağırdır ve içinizin derin bir yerindedir. Suçluluk ve acı ve zorluğa (şimdiye kadar) iyi yatırım yaptınız. Verdiğimiz basit alıştırmayla – ellerinizi açmakla – artık size hizmet etmeyen geçmişin şeylerine ne sıklıkta tutunduğunuzu görmeye başlayacaksınız. Bu, gitmeye hazır olan eski inanç sistemlerini de içermektedir. Fiziksel bedeninizde hissettiğiniz ağrıların çoğu, artık size hizmet etmeyen eski inanç sistemlerine tutunmakla, doğrudan bağlantılıdır. Fiziksel bedeninizdeki ağrıları, tutunduğunuz şeyi bırakmanız, salıvermeniz konusunda bir hatırlatma olarak hissetmektesiniz. Bu ağrılar, eski inançların, suçluluk duygusunun, şeylerin nasıl olması gerektiğiyle ilgili düşüncelerinizin ağrılarıdır. Salıvermek, tanrısallığın içeri girmesine izin verir ve yaratmayı seçtiğiniz anı sağlar.

En büyük zorluk (meydan okuma), Tüm Olan’ın dış sınırlarında yaşadığınız zamanı hatırlamakta olacaktır. Bu, dualitenin ve ayrılığın esas gürültülerini duyduğunuz ve Ruh’a olan güveninizi kaybettiğiniz zamandır. Sizi zorlamak üzere geri gelecek olan budur. Bu, geçmiş yaşamlarınızla ilgili değildir. Bu yaşamla bile ilgili değildir. Gördüğünüz kabuslar, farklı bir zaman ve farklı bir yer ve halının ayaklarınızın altından çekilmesiyle ilgili esas hisle ilgilidir. Biz size bunu hatırlatmaktayız , aynı zamanda da, benliğinize güvenmenizi istemekteyiz. Meydan okuma bu olacaktır.

Çözüm birçok düzeyde gerçekleşmektedir. Ama sizin bulunduğunuz ilk bilinç düzeyinde, bu sadece açmak ve tutunduğunuz şeyleri bırakmaktır, olduğunuz herşeyi kabul etmektir, kendiniz için tanrısal anı sağlayacağınızı kabul etmektir. Önünüzdeki haftalarda yapılacak çok ev ödevi vardır!

Siz, yeni enerjinin sınıfısınız. Deyim yerindeyse, dış sınırdaki bir şeyi deneyimleyen sizsiniz. Tekrarlıyoruz, bu korku ve belirsizlik hisleri yaratmaktadır, çünkü önceden olduğu gibi, sınırda olmanın ne anlama geldiğini hatırlamaktasınız. Ve şimdi yine buradasınız! Ama burada aile olarak birlikteliğimizden, büyük sevinç duyduğunuzu ve büyük armağanlar aldığınızı de bilmekteyiz. Burada, bu sınıfta yapacağımız her ders, sizin öz (esas) düzeyinize önemli bir deneyim ve önemli bir anlayış sağlayacaktır. Bunlar biraraya getirildiğinde, şimdiye kadar Dünya üstünde hiç gerçekleştiremediğiniz şekliyle, nasıl olunacağını ve nasıl yaratılacağını anlamanızı sağlayacaktır. Sizinle birlikte şimdi gerçekleştireceğimiz her işlem, sizi, evreninizin, Tüm Olan’ın eşini şimdiye kadar görmediği yeni yaratıcı varlıklar olmanıza, bir adım daha yaklaştıracaktır!

Bunların tümü belki kulağa muhteşem gelmektedir, ama böyle olduğu için, size her birinizin de öyküsü olan, Susan’ın öyküsünü anlattığımızda, gözlerimizden yaşlar akmaktadır. Bunların tümü belki kulağa muhteşem gelmektedir, ama böyle olduğu için, şu anda size baktığımızda ve gerçekleştirdiğiniz çalışmayı bildiğimizde, ışımaktayız.

Sevgili dostlar, sizi o kadar yürekten sevmekteyiz ki. Her zamanki gibi, yolculuğunuzda hiç yalnız olmadığınızı hatırlatıyoruz. Siz aileyle birliktesiniz ve biz de onun bir parçasıyız.

Ve öyledir

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.

www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.

Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.

Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.

Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.

Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.

Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.

Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir.

Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.

e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.

Sorular ve Yanıtlar

Yaratıcı (Yaratan) Dizisi – 10 Eylül 2000
Ders İki: İnsan Benliğini Kabul Et

Crimson Circle’da Sunuldu

Ve öyledir sevgili öğretmenler, daha önce yapılandırmaya başladığınız (kanallık sırasında) çemberin enerjisine devam etmekteyiz. Bu akşamki sorularınızı yanıtlamaya çalışmadan önce, sunduğumuz açıklamalara bir düşünceyi, bir ifadeyi daha ekleyeceğiz. Bir çoğunuz önünüzdeki günlerde, yaptığımız açıklamalarla ilgili ne çeşit deneyimlerin yolunuza çıkacağını merak ettiniz. Öncelikle, sahip olabileceğiniz korkularınızı, geleceğinize yansıtmayın, ve yolunuza çıkacak bu önemli ve anahtar deneyimleri, kendiniz için sağlayanın yine siz olduğunu anlayın. Tobias değildir. Bileceğiniz gibi, Ruh değildir. Bu deneyimi size veren Cauldre de değildir. Bildiğiniz gibi ve daha önce de değindiğimiz gibi, bu zamanda size gelen tüm deneyimler ve öğretiler, aynı zamanda sizden gelmektedir.

Önünüzdeki günlerde yaşamınıza gelecek, kendinizi insan olarak kabul etmeyle ilgili deneyimler, şimdiden tarafınızdan yaratılmaktadır. Bunun kurgusu, hemen köşeyi dönünce, hazırdır. Biz sadece size bu işlemde önceden yardımcı olmaktayız. Önünüzdeki kısa dönemde sahip olacağınız deneyim, bir kişi ya da kişilere karşı duyacağınız suçlulukla doğrudan ilişkili olacaktır. Bu deneyim, içinizdeki çok derin bir düzeyde, suçluluk duygularını tetikleyecektir. Bu, tüm suçluluk duygusuna bakmanız, onu anlamanız ve bırakmanız için anahtar deneyim olacaktır.

Kendinizi affetmektense, bir başkasını affetmek size daha kolay gelmektedir. Yolunuza çıkacak olan deneyim, kendinizi affetmeniz ve salıvermenizle ilgili olacaktır. Biz sizden sadece işlemden geçirilen şeyi anlamanızı istiyoruz. Bu, suçluluk duygusunu içinizde nasıl yapılandırdığınızı, ve bu deneyimin çok güzel bir bilgelik incisi barındırdığını anlayacağınız bir deneyim olacaktır.

Şimdi bunu açıkladıktan sonra, sorularınızı yanıtlamaktan onur duyacağız.

SORU: Tobias, izin vermek ve kendini şifalandırmayı bırakmak ruhu (bilinci) içinde, ek olarak aldığımız haplara, örneğin bağışıklık sistemini güçlendirici, ağır metallerden arındırıcı, vs. haplara karşı tutumuz ne olmalıdır?

TOBIAS: Kendi bakıç açımızdan gördüğümüz kadarıyla, Işık İşçileri geçmişte, kendini tümden şifalandıracak terapiler ya da ‘ilaçlarla’ çok meşguldu. Açıklamalarımızda, bunların hepsini bırakmanızı sizden rica etmiştik. Bunun içinizde size meydan okuduğunu bilmekteyiz! Kısa duvarın öbür yanında durmaktayken ve herşeyi olduğu gibi kabul ederken, herhangi bir terapi ya da ilacın gerçek etkisinin, arkasında yatan niyet olduğunu kabul edin. Biz bunu dünkü oturumumuzda, orada bulunan doktorlarla da konuşmuştuk (Dr.Todd Ovokaitys ve Dr.Mindy Reynolds); ve onlara, her hangi bir teknoloji için eksik olan anahtar malzemenin, bunun arkasında yatan, kişinin kendi bilinci ve niyeti olduğunu söylemiştik.

Şimdi, Kırmızı Meclis olarak biz herhangi özel bir ürünü uygun görmekte değiliz. Bu, insan olarak size kalmış bir şeydir. Bize, belli ürünlerin değeri hakkında soru sorulduğunda, doğrudan bilgi verebilmekteyiz. Dr.Ovakaitys’in, lazerle aktive edilmiş yiyecekler hakkındaki çalışmasını olağanüstü değerde görmekteyiz, ama yine de, bunun bir tümden-şifa olmadığına dair her birinizin dikkatini çekmek isteriz. Bu yiyecekler, kendi içinde sizi yükseliş düzeyine getirmeyecektir. İşleme yardımcı olabilir, ama biz, kendi gücünüzü, herhangi bir özel ürün, madde, terapi ya da ilaca vermemenizi rica etmekteyiz. Eğer niyetiniz, tanrısallığınızı kabul etmek ve içinizde bu tanrısallığı aktive etmekse, o zaman bu özel formülün ya da gelecekte karşınıza çıkacak diğerlerinin, size çok daha fazla enerji sağlayacağını anlamaya başlayacaksınız.

Ve tekrarlamaktayız, biz gerçekten, meydana gelmekte olan şeylerin dinamiğini anlayabilmeniz amacıyla, ilk elden bu şeyleri bırakmanızı söylemiştik. Sonuçta, ne alacağınızı, özgür iradeye sahip olan sizler seçeceksiniz. Biz sadece yol göstermek amacıyla, ve sadece, yeni bir berraklıkla görebilmenizi sağlayacak, herşeyin bırakılmasının ne denli değerli olduğunu anlamanıza yardımcı olmak için buradayız. Biliyoruz, doğrudan bir yanıt vermediğimiz için Cauldre şimdi bizi azarlamaktadır. Sonuç olarak, bu size kalmış bir şeydir, ve işlemlerinize yardımcı olacak bu şeylerin değerini biçmek üzere içinize bakmanızdır.

SORU: Tobias, ben ait olmadığımı hissetmekten ve aynı zamanda da reddedilmekten yoruldum. Yardım söz konusu mudur? Nerede arayacağım?

TOBIAS: Bunun basit yanıtı sevgili dostum, içine bakmandır. Bu özellikle de bugün sunduğumuz Susan’ın öyküsüyle (10 Eylül mesajında anlatılan öykü) – onun varlığını çevreleyen suçluluk duygusu ve duvarlar ve acıyla, kendinde taşıdığı tüm bu şeylerle ilişkilidir. Sonuç olarak reddedilme gerçekten dışardan değil, içinden gelmektedir. Bu gelişmemiş, temel bir şeydir, ve senin için insan yanını kabul etmek, esastır. Burada bulunan ve her ne kadar daha gerçekte keşfetmedilerse de, tanrısallıklarını bir dereceye kadar kolay kabul edebilen kişiler vardır. Ama onlar insan benliklerini kabul etmemektedir.

Bugün verdiğimiz mesajın bütünü, olduğunuz tümü kabul etmeyi öğrenmekle ilgilidir. Siz bunu yaptıkça, diğer kişiler de sizi kabul edecektir. Hiç olmadığı gibi size geleceklerdir, ve bir öğretmen ve şifacı ve rehber, bir insan rehber arayışı içinde size geleceklerdir. Reddedilme ve kabul edilmemenin kaynağı gerçekten içinizdedir. Söylediğimiz gibi, tutunduğunuz şeyleri, tutunduğunuz şeyleri bırakmak ve kendinizi kabul etmek zamanıdır.

Burada temel bir konu vardır, duyduğunuz ve zihinselleştirdiğiniz bir konu vardır ama biz sizden şimdi çalışmaya devam etmenizi rica etmekteyiz. Ve bu konu, kendinizi affetmekle ilgilidir. Şimdi, affetmek kavramı, kendi başına bile doğru bir enerjiye sahip değildir, çünkü bir anlamda affetmek demek, uygun olmayan bir şey yapıldı demektir. Ama dostlarım, siz öğretileriniz sayesinde affetmek kavramını, kimliğinizi kabul etmeyi, içinizde her yere taşıdığınız tüm bu şeyleri bırakmayı anlamaktasınız. Senin için önceliği olan şey, kendi insan benliğini kabul etmektir ve sonra dışardan kabul göreceksin.

SORU: Yaratılışın ilk çemberine geçtiğimize ve ‘çizilmiş’ sınırı aştığımıza göre, bunu neden bastırmaya çalışıp da esas çembere geri dönmek isteyelim ki?

TOBIAS: Bu çok iyi bir sorudur. Önceki mesajlarımızda, Dünya üzerindeki yaşamlarınız arasında, deyim yerindeyse, Yuva’ya dönmediğinize değinmiştik. Esas yaratılışa, ilk çembere geri dönmemektesiniz. Arada bulunan bir bölgeye geri dönmektesiniz, ve sizi orada, meleksi düzeylerden olan, dünyasal yaşamları olmuş varlıklar karşılamaktadır. Bir anlamda, bu cennet yolu istasyonuna ilk vardığınızda, fiziksel bedeninizi bıraktığınız ve çok daha hafif hissettiğiniz için, sizde buranın cennet olduğu, Yuva olduğu duygusu oluşmuştur. Ama dostlarım, buranın Yuva olmadığını söylemekteyiz size. Dünyasal yaşamlar arasında Yuva’ya geri dönmemektesiniz, çünkü dönseydiniz, dünya çemberine geri gelmeyi seçmezdiniz ya da aslında, gelemezdiniz. Hem, bu zamanda tam olarak Yuva’ya dönseydiniz, onu tanıyamazdınız da. Yuva’yı, terk ettiğiniz sırada bildiğiniz, tanıdığınız Yuva olarak bulmayacaktınız. Bu kendi içinde, çok daha büyük açıklamaları gerektirecek bir konudur. Ama sizin insan çemberinde gerçekleştirdiğiniz çalışmalar, Yuva olarak adlandırdığınız yerin doğasını çok değiştirmiştir.

Şimdi, Cauldre ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ilk mesajlardan birinde, insanların gerçek olarak evreninizin yıldızlarını yarattığına değinmiştik, ve Cauldre şimdi bizi bu konuda çok zorlamaktadır. O bizim mecazi anlamda konuştuğumuzu sanmaktadır, ama ona gerçeği konuştuğumuzu söylemekteyiz. Fiziksel evreninizde gördüğünüz şeyler – olmaya başlayan yeni yıldızlar ve yeni keşifler – sizin yarattığınız, burada gerçekleştirdiğiniz çalışmalarla yaratmakta olduğunuz şeylerdir. Ve Cauldre geçen akşam yıldızlara baktığında, bize şöyle sormuştur, “orada gerçekten yeni yaşam var mı? Orada, evrende gerçekten insan tarzında yaşam ya da herhangi bir yaşam var mı?” Ve bizim ona verdiğimiz yanıt “çok yok” olmuştur.

Evreninizde belli yaşam formları vardır, ama hiç biri insan bileşkenliğinde değildir. Düşündüğünüz gibi -ve bazıları şimdi zorlanacaktır -, küçük gemilerde, gezegenden gezegene uçan yabancı varlıklar yoktur. Sizin hissettiğiniz, yorumladığınız ve anladığınız şeyler, esas çemberde, siz buraya gelmeden önceki esas yaratılışta meydana gelmiş aktivitelerdir. Siz bunları insan anlayışına tercüme etmekte ve yorumlamaktasınız.

O Yuva’nın uzay boyutlarında…..orada, şimdi sizin yabancı varlıklar olarak adlandırdığınız ve yorumladığınız çok aktiviteler vardı. Evreninize baktığınızda, sizin bildiğiniz şekliyle çok az yaşam formları vardır.

Muazzam bir enerji formu ve yapısı ve aktivitesi meydana gelmektedir, bunlar insan gözüyle pek de görülemeyen şeylerdir. Yeni dokumanın muazzam dokunuşu meydana gelmektedir. Ve sonra Cauldre gökyüzüne bakmış ve orada fazla bir şey olmadığını ve cennetin bulunduğu yerin orası olmadığını farketmiştir, ve şu soruyu sormuştur, Dünya’dan başka, fazla bir şeyin bulunmadığı, bu denli geniş bir evren neden vardır ki. Ve bizim yanıtımız basitti – bu ikinci yaratılışın temeli ve modelidir – çünkü siz (onu) yolda giderken yaratmaktasınız. Bu uzunca yanıt için özür dileriz ama bu bilgiyi vermenin uygun olduğunu düşündük.

SORU: Tobias, kendi kendimizi yok edeceğimiz noktayı aşmış olabiliriz ama kutuplardaki buzulların erimesi gibi, büyük dünyasal uyumlamaların olduğu haberleri devam etmektedir. Bunun hakkında konuşabilir misin?

TOBIAS: Bunlar genel korku senaryolarıdır. Bunlar, bugünkü kanallık sırasında açıkladığımız, gelecekte korku yaratmakla ilgilidir. Öğretmenler olarak bunlar hakkında neden endişelenmektesiniz ki? Şimdi sen, global ısınmayı kurtarmak için, diğer felaketleri kurtarmak için bunun içine atlaman gerektiğini düşünmektesin, ama kendin ve insanlık adına yapabileceğin en büyük şey, uyanmakta olan kendi tanrısallığının gücünü anlamaktır. Yaratılışın gerçek oluşumunu anla. Şeyleri gerçek olarak nasıl etkileyebileceğini anla. Aile olarak burada bulunmamızın nedeni kesinlikle budur.

Sizin zamanınızla önünüzdeki 11 ay boyunca, şeyleri şekillendirmek ve yaratmakla ilgili kendi gücünüz ve yeteneğiniz hakkında öğreneceğiniz şeyler, şimdi burada oturup da, bizim bu zamanda meydana geldiğini görmediğimiz bu senaryolar hakkında endişelenmekten, çok daha etkili olacaktır. Bu, dualiteye yakalanmakla, belli bir doğru ve yanlış seçmekle ve kesinlikle de şeylerin doğru olduğuna inanan insanca tutumla ilgili başka bir örnektir. Bu duygular geldiğinde, şimdi’de olmak zamanı olduğunu anlamanı ve yol üstündeki her adımınla tanrısal anı nasıl yarattığını anlamanı rica etmekteyiz. Bunun, daha oluşmamış bir gelecekteki şeylere endişelenmekten ve diğer insanlar ve gezegen için herhangi bir şifadan, çok daha büyük bir etkisi olacaktır.

SORU: Tobias, Hawaii de bulunan Fred Sterling’in kanallığını yaptığı Kariel, sigaralara, bağımlılık yapan gizli bir maddenin eklendiğini söylemiştir. Bunun hakkında ne biliyorsun?

TOBIAS: Kısaca, son soruya verdiğimiz yanıtı okuyabilirsiniz. Dostlarım, bu korku senaryoları hakkında konuşan ve Internet’inizde üretilen senaryolar vardır. Öğretmen ve Işık İşçileri olarak geri durmak, bunlarla gerçekte meydana gelmekte olan şeyin ne olduğunu anlamak, ve bunların dramına kapılan kişileri gözlemlemek, size kalmış bir şeydir. Biz burada öyle ya da böyle bir yargıda bulunmamaktayız. Biz sizden geri durmanızı rica etmekteyiz. Siz bunu görmektesiniz. Cauldre bunu her gün Internette, olmayan virüsler için gelen yeni uyarılar gibi basit şeylerde görmektedir. Bu virüsler hiç yoktu. Şimdi tabi gerçek ve elle tutulur virüsler vardır, ama kısa duvarın öbür yanına geri çekildiğinizde, meydana gelmekte olan şeyerin dinamiğini görecek ve kendinizi kargaşanın içinde bulmayacaksınız. Başka bir insanın ilgi çekmek istediğini ya da enerjinin nereye kadar gidebildiğine baktığını ya da rahatsızlık yaratmak istediğini göreceksiniz. Şeyleri, oldukları gibi göreceksiniz. Sorunun doğrudan yanıtı, biz bu sigaralar hakkında bir şey bilmemekteyiz.

Ama şunu da eklemekteyiz, gezegeninizin bilinci değiştikçe, beden ve zihin daha çok anlaşıldığında, bu maddeler uzaklaşmaya başlayacaktır. Daha sağlıklı yiyecekleri, bedeninizle daha doğrudan bir etkileşim içinde olan, canlı özü içeren yiyecekleri göreceksiniz. Bedeninizin yeni titreşim düzeyine karşılık veren, daha sağlıklı ürünleri göreceksiniz. Ve bu eski – çok üzgünüz Cauldre – ve alçak titreşimli ürünlerin gitmeye başladığını göreceksiniz.

SORU: Tobias, insanların söylediği herşey, kendi sözlerim dahil, kulağıma palavraymış gibi geliyor, birşeyleri yapmak palavraymış gibi geliyor, bedenimle ilgilenmek palavraymış gibi geliyor. Bunun hakkında konuşabilir misin? Hem Kryon’un yeni bilim hakkında söylediklerini ve Dr.Todd Ovokaitys’in de yaptığı harika şeyi biliyoruz, ama yine de bu kulağa palavraymış gibi geliyor, palavraymış gibi hissediliyor. Herşey zihinde bitiyorsa, bilimin oynadığı rol nedir?

TOBIAS: Oldukça basit olarak, senin burada öğrenmekte olduğun şey – ve bu şeylerin sana doğru gelmemesinin nedeni – birçok insan gibi, yanıtları, gizli maddeyi, ya da sana mutluluk ve sevinç ve huzur verecek sihirli iksiri dışarda aramandır. Sevgili Işık İşçileri, farkettiğiniz gibi, bu böyle değildir. Bu, bu şekilde olmamaktadır. İçinizde gerçekle aynı titreşimde olmadığınızı hissetmenizin nedeni, içinize bakmamanızdır.

Dışardaki ürünlere bakmaktasınız. Dışardaki sınıflara (seminerlere) bakmaktasınız. Bugün size söylediğimiz gibi, gerçekten içinize bakma zamanıdır. Çoğunuzun ümitsizlik içinde reddetmek istediğiniz, insan tarafınızı kabul etmek zamanıdır. “Tanrısal anı” sağlamak amacıyla gerçekten kendinize güvenmek zamanıdır. İçinizde var olmayan biz değiliz, Sonsuz Olan değildir, altın melek değildir, ama kendi benliğinizdir. Siz ona konuşmaya başladıkça, benliğinize güvenmeye başladıkça, bu tanrısal anları hissetmeye başlayacaksınız, ve bu tanrısal anlarda, gerçek, içinizde yüksek ve açık olarak yankılanacaktır. Bu, “yanlış yere bakmaktasın” diyen kendi benliğinizdir. Bu sözlere kulak verin, çünkü burada çok bilgelik vardır.

SORU: Tobias, “tanrısal an”ı biraz daha açabilir misin?

TOBIAS: “Tanrısal an” şimdide meydana gelmektedir. Bu, gelecekte olmasını beklediğiniz bir şey değildir. Bu şimdide olmaktadır. Bu, içinden gelmekte olan tanrısallığın ve ışığın salıverilmesine izin vermektir, ve burada olan, tanrısal bütünleşmenin meydana geldiğini hissetmektir, biraz önce değindiğimiz gibi, bir gerçeğin, Birlik hissinin meydana gelmesidir. Bazıları bunu kozmik bilinç olarak tanımlamıştır. Bu, herşey bilinçli mükemmeliyet içinde biraraya geldiğinde olur.

Şimdi tekrarlamaktayız, bu dışınızdan gelmemektir. İçinizden gelmektedir, ve siz herşeyi olduğu gibi kabul edip, olmasına izin verdiğinizde gelmektedir. Bu, insan tarafınızı kabul ettiğiniz zaman, bu tanrısallığın, bu ışığın – içinizdeki her hücreden ve DNA’nızın her sarmalından ve her titreşimden salıverilmeyi bekleyen bu ışığın – ortaya çıkabilmesidir. (Tanrısallığınız, ışığınız) salıverilmeyi beklemektedir. Siz kendinizi açtığınızda ve izin verdiğinizde ve korkuları bıraktığınızda, bu benliğinizin içinde yolunu bulabilecektir.

Bilinçli bir tepki (reaksiyon) olacaktır, aynı zamanda da duygusal ve fiziksel bir tepki olacaktır. Fiziksel tepki, bir noktada ölçülebilinir olacaktır. Tanrısallığa açılmanın tepkileri, insan ve fiziksel varlığınızın yapısını değiştirecektir. Biz size tanrısal anı nerede bulacağınızı söyleyemeyiz, ama bunun potansiyelinin her birinizin ve hepinizin içinde olduğunu söyleyebiliriz. Bunun olabilmesi için, sadece tutunduğunuz şeyleri bırakın sevgili dostlar.

Bu zor bir noktadır, çünkü bir parçanız hala eski enerjiye tutunmak isteyecektir. Siz bunu yapmaya devam ettikçe, salıverilmeyi bekleyen bu tanrısallık, ortaya çıkamayacaktır. Kendi tanrısallığınız sizi o kadar onurlandırmakta ve sevmekte ve saygı göstermektedir ki, ortaya çıkmak için, eski insan oyunlarınızı bırakana kadar sizi bekleyecektir.

SORU: Tobias, iki Dünya’nın yan yana olması ve bunun üzerine kurulmakta olan yeni yuva kavramı kafamı karıştırdı.

TOBIAS: Tartışmalarımız sırasında, birçok başka düzeyde meydana gelmekte olan şeyleri açıklayabilmek amacıyla birçok mecazlar kullanmaktayız. Biz sizden bu kavramları ayırmanızı rica etmekteyiz. Yeni evinizin, yeni bilinciniz, yeni fiziksel varlığınız, ve yeni tanrısallığınızın ortaya çıkabilmesi için bir mecaz olduğunu anlamanızı istemekteyiz. Yeni eviniz, olduğunuz tümü simgelemektedir. Çucukların, yada ailen ya da birlikte çalıştığın kimseler gibi, daha yeni evini inşa etmemiş çok insan vardır…..onlar hala eski evlerinde yaşamaktadır. Eski evleri karma hakkındadır. Eski evleri kontratla ilgilidir. Eski evleri, yolları için gerekli olan deneyimler hakkındadır ve onlar hala eski evde oturmaktadır. Bununla ilgili yargıda bulunmayın, çünkü sevgili dostlar, orada bulunmayı seçmelerinin bir nedeni ve amacı vardır. Bu amaç ve neden, aynı zamanda size de yeni evinizde yol göstermektedir. Böylece biz belki fazla mecazlar kullanmaktayız, ama bunu basite indirgersek, yeni evinde, yüksek bir teknolojiye sahip evinde bulunduğunu imgele. Onlar hala eski evlerinde yaşamaktadır. Senin yeni evini de hiç anlamamaktadırlar.

Bu aynı zamanda, birlikte çalışan iki ayrı enerjinin bu zamanda var olduğunu söylemektir. Bizim adlandırdığımız gibi, iki dünya vardır. Bunu sana bu şekilde tanımlamamızın nedeni, hala eski enerjide bulunan insanlarla birarada var olan yeni düzeylere, bir kez daha geçmekte olduğunu anlaman içindir.

SORU: Sevgili Tobias, burada bizimle olduğun ve paylaştığın için teşekkür ederim. Bir arkadaşım, bir başkasının bedenini kullanan bir varlık olduğunu hissetmektedir.(walk-in; çvr. bir insanın yaşarken, bedeninden ayrılarak, onu başka bir ruha devretmesi) Bedene-giren varlıklar hakkında konuşabilir misin? Arkadaşımda olan bu mudur, yoksa başka bir şey midir?

TOBIAS: İnsanlar birçok akıllıca oyunlar icat etmiştir! Senin bedene-girmek olarak bildiğin çok az örnekler vardır. Bu sadece fiziksel açıdan zor değil, ama aynı zamanda spiritüel açıdan da genelde uygun değildir. Bir insanın çok kısa bir dönem içinde büyük değişimler gerçekleştirdiği durumlar vardır. Onlar, aynı yaşam dönemindeki fiziksel bedenlerine yeniden doğduklarını hisseder. Bu oldukça sık meydana gelen bir şeydir ama zaman zaman bu olay, bedene-giren (başka bir varlık) gibi etiketlendirilmektedir. Bazen, insan benliği aşırı derecede reddedilmekte, ve bunun sonucu olarak da, eski kötü kişinin bedenden çıkıp, yeni iyi bir kişinin girdiğine inanmak seçilmektedir.

Sevgili öğretmenler, öğretilerinizde bunun gibi çok dengesizliklerle çalışıyor olacaksınız. Bu insanlarda ayırt etme yeteneğinizi kullanmanızı rica etmekteyiz. Onlara, kendi insan benliklerini kabul etmek ve geçmişte meydana gelmiş herşeyi kabul etmek hakkında konuşmak zamanıdır. Bu insanlar, bedene-girme gibi kavramlara ve insanların kendini eğlendirdiği başka kavramlara sıkı sıkıya tutunacaklardır. Bu tutundukları şeyleri yumuşak ve sevecen bir şekilde bırakmalarına ve sonra da, oldukları tümü kabul etmelerine yardımcı olun.

SORU: Tobias, bize “ikiz alevler” (çvr. eşruhlar) hakkında ne söyleyebilirsin?

TOBIAS: Biz bir önceki sorunun yanıtına göndermede bulunacağız. Siz olduğunuz tümsünüz. Sizin bir yarınız, sizinle yeniden birleşmek üzere bir yerlerde beklemekte değildir. Varlığınız, olduğunuz tümü kapsamaktadır. Yüksek Benliğiniz ya da Gerçek Benliğiniz olarak bildiğiniz, adlandırdığınız şey bile sizden ayrı değildir. Hepsi bilinciniz ve varlığınızın kapsamı içindedir. Gezegeninizde, geçmişte karşılaşmış ve çok tutkulu bir ilişki yaşamış ve bir yaşamdan ötekine (birlikte) gelmiş ve alevi ve ışığı ve aydınlanmayı hissetmiş insanlar hakkında harika aşk öyküleri vardır. Ama insanların – bir parçanızı bir yerlerde bırakmış olma – kavramını biz pek anlamamaktayız.

Yeni öğretmenler olarak size, reddetmekten uzaklaşmanız, bu tip durum ve çevreyi yaratmaktan uzaklaşmanız konusunda meydan okunmaktadır. Bu boyut merdivenleri ve ikiz alevler ve bedene-girenler……dostlarım, bu şeyler hakkında söylenen şeyler hakkında ayırt edici olun. Gerçek anlamda, evet, biz Biriz ve her zaman da öyle olduk. Biz birçok farklı ifadeler olarak Biriz. Böylece felsefe yapacak olursak, evet, hepimiz, hep birlikte, alevleriz. Biz hepimiz tek bir güzel mumu oluşturan parlak alevleriz.

SORU: Tobias, yakınlarda duyduğum bir şey hakkında, Ashtar Kumandası hakkında bana biraz bilgi verebilir misin? Teşekkürler.

TOBIAS: Sana son iki yanıta bakmanı önermekteyiz. (dinleyicilerin coşkun kahkahaları)

SORU: Tobias, evime gelip de bazı yiyecekleri ve kişisel eşyalarımı çalanın kim olduğunu bana söyleyebilir misin?

TOBIAS: Senin çocuklarından birinin bir arkadaşıdır.

SORU: Bir böcek, örümcek, sinek, yılan ısırığı gibi……bizde nefret uyandıran doğal şeylerin arkasında yatan amacı kabul etmek neden en zor şeylerden biridir?

TOBIAS: Bu da ilginç bir sorudur. Biz Cauldre hakkında bir öykü anlatacağız, çünkü o yılanları sevmemektedir. Cauldre bunu başkalarıyla paylaşmamıştır. Bu gece bizim erken bitirmemizi istemektedir. (dileyicilerden coskun kahkahalar) Bilinmeyen yerlerden çıkıveren böceklerin neden olduğu acı gibi şeyler vardır. Bunun olmasını istememek, insanların doğal tepkisidir. Bu tür şeyler insanın gençliğinde canını yakmışsa, çoğu kez bunlarla ilgili bir korku duygusu geliştirilmektedir.

Bundan doğabilecek anlayışların çoğu, bu ister doğada olsun, ister insanlığın içinde olsun, ister kendi içinde olsun, herşeyin içindeki birliğe bakmakla ilgilidir. Erken yıllarda deneyimlenen bir olay sonrası geliştirilen, böcek ve Cauldre’nın durumunda yılan korkusu vardır. Yine geri durmak, kısa duvarın arkasında durup, bu şeylerin birliğine bakmak zamanıdır. Bunları saldırgan olarak görmeyin, bütün yaratılışın bir parçası olarak görün. Bunlar, en az herşey kadar, olduğu gibi kabul etmeniz gereken şeylerdir.

SORU: Tobias, sen yıldızları yarattığımızı söyledin. Kayan bir yıldız gerçekte neyi simgelemektedir?

TOBIAS: Bunun birden fazla yanıtı vardır. Hayal kuran biri için kayan bir yıldız, bir yolculuğun, bir hayalin gerçekleşmesini simgeler. Bu, sanki bir işaretmiş gibi görülür. Doğru yolda olduğunu söyleyen bir işaret görmüş gibi algılanır. Hayal kuran kişi için bu böyledir, ve bunda çok gerçek yan da vardır. Fiziksel açıdan kayan bir yıldız, yörüngenize giren ve alev alan, tutuşan, sonra da gecenin karanlığında aydınlanan bir enkazdır. Bunun da arkasında, saklı kalmış bir anlam yoktur.

SORU: Tobias, Dünya’yı temizleyecek teknolojileri yaratan şirketleri satın almak ve kurmak görevini üstlenmiş olan İnsanlık Vakfı (Humanity Fund) hakkında bana ne söyleyebilirsin? Özellikle de, Hydro…….adındaki şirket hakkında.

TOBIAS: İnsanlık Vakfı’nın enerjisi, birey niyetinin onurlandırıldığı, yeni ve büyümekte olan bir bilince örnektir. Bu, bizim bakış açımızdan görüldüğü şekliyle, Yeni Dünya enerjisinin güzel bir örneğidir. Bu, bu vakıf eski Dünya sistemi içinde başarılı olacak, demek değildir, ama biz bunu, sıkça görülen ahlak dışı endüstriye, yeni tip bir ahlak anlayışını getirmenin ilk girişimi olarak görmekteyiz. Sorduğun özel şirketle ilgili olarak da – o ortaya çıkmaktadır. Bu şirket yeni enerjinin prensiplerini uygulamaktadır, ama şaka yollu sizden rica etmekteyiz, bizden hisse senetleriyle ilgili öneri istemeyin. (kahkahalar).

SORU: Tobias, ben gençken İsa’nın görüntüsünü yıllarca gördüm. Her zamanda bu görüntünün amacını ve bana ne söylendiğini merak ettim.

TOBIAS: Bu görüntünün amacı, sadece yalnız olmadığının sana anımsatılmasının bir simgesiydi. Gördüğün görüntü, İsa’nın görüntüsü, sana aynı zamanda kim olduğunu da….. Mesih tohumunu içinde taşıdığını da anımsatmaktaydı. Yaşamın süresince gerçekleştireceğin çalışmanın da anımsatılmasıydı. Bu, Mesih tohumuna sahip olduğunun ve bu tanrısal çalışmayı gerçekleştireceğinin ve bunun da zor olacağının anımsatılmasıydı.

SORU: Dr. Todd’un Gematria ürünleri, yükseliş statüsüne ulaşmama yardımcı olacak mıdır?

TOBIAS: Öncelikle her birinizin bu fırsatı, içinizdeki gerçeği keşfetmek için kullanmanızı rica etmekteyiz. Biz size sağa ya da sola dönün demek için burada değiliz. Biz, ailenin daima yanınızda bulunduğunu size bildirmek için ve şeylerle ilgili kuşbakışını, üstten görünümü sunmak için buradayız. Kırmızı Çemberin enerjisi – ki bu sizsiniz – bugünkü tartışmanıza izin vermezdi. Bir grup olarak bireyler arası ahenk olmasaydı, bu ürüne gösterilen ilgi ve yapılan araştırmalara bu enerji izin vermezdi, ve bu da ilk ipucu olsun. Ama yineliyoruz, içinize bakmanızı rica etmekteyiz. Sorularınız varsa, ürünü daha yemeden, enerjisel olarak içinize sorun. Kendi kendinize varacağınız yanıtlara güvenmeye başlayın. Bu, anlamak ve ayırt etmek için güzel bir deneyim ve güzel bir derstir. Sonra, bu adım size uygun göründüyse, bir sonraki adıma geçin, ürünü yiyin ve ne hissettiğini bedeninize sorun sevgili dostlar, bedeninize sorun. Temel düzeylerinize inin, “bu benim oluşumuma bir katkıda bulunuyor mu?” diye DNA’nıza sorun, ışık bedeninize ve ortaya çıkmakta olan tanrısallığınıza sorun. Tekrarlıyoruz, biz size hangi yöne doğru dönmeniz gerektiğini söylemek üzere burada değiliz. Bu size kalmış bir şeydir. Ama Dr. Ovakaity’nin burada bulunmasını sağlayan ve yolunu açtığınız enerjinin, onun yaptığı araştırma ve çalışmanın doğasıyla ilgili bir işaret olduğu ipucunu da vermekteyiz.

SORU: Tobias, bu soruların çoğu Dr. Todd’un gerçekleştirdiği çalışmanın enerjisi ve yönüyle ilgili, oysa ürünün kendi ve gelecekte, daha büyük bir çalışmanın gerçekleştirilme potansiyeli nedir. Bu konuda başka söyleyecek bir şeyin var mı?

TOBIAS: Bu soruyu, dün gece Dr.Ovakaitys ile yaptığımız kanallık sırasında konuşulanları kısaca açıklayarak yanıtlayacağız, çünkü hepiniz, eğer seçerseniz, bu işlemin bir parçası olabilirsiniz. Aradığı yanıtlar, araştırmalarını adadığı yanıtlar, henüz mevcut değildir. Ruh’un kendinde alakoyduğu ve onun ya da sizin doğru şeyi yapmanızı bekleyerek (sakladığı) bir yanıt yoktur. Ruh, Tüm Olan, henüz yanıtı bilmemektedir. Ama dün gece doktora da söylediğimiz gibi, gerçekleştirdiği çalışma ve Işık İşçilerinin desteğiyle, eksik olan bağlantılar ortaya çıkmaya başlamaktadır. Yani onun yaptığı araştırma, tümüyle yeni bir şeyi yaratmaktadır. Bu, sadece eski yanıtları kazarak çıkartmak değildir. Bu yepyeni bir şeydir. Şu anda bu sadece gelecekle ilgili bir potansiyeldir. Siz, bireysel olarak ya da bir grup olarak bunu desteklemeyi seçerseniz, bu zamanda bu Gematria çalışmasının enerjisi oldukça artacaktır. Sonuç olarak bu, arkasında yatan niyete bağlıdır. Ama biz, Cauldre’nın bugün söylediği bir şeyle aynı fikirdeyiz. Bu çalışma, uyanmakta olan tanrısallığın potansiyeli açısından ve insanlığın şifalandırılmasının bir parçası olarak bu şifanın insanlara sunulması açısından önemlidir. Bu çalışma, en yüksek sosyal, tıp ve politik çevrelerinizin onayını almak potansiyeline sahiptir.

SORU: Tobias, izin vermekle ilgili olarak – eğer bir şeylerden geçmekte olan küçük bir çocuğun varsa, ve sen yardımcı olmak amacıyla bazı araçların yoluna çıktığını hissediyorsan, ne yapman gerekir?

TOBIAS: İlk ve öncelikle, kısa duvarının arkasında durup gözlemlemelisin. Ondan sonra, araçları en iyi şekilde nasıl kullanacağını, kullanıp kullanmayacağını, içinden bileceksin. Biz sadece, hemen (olayın içine) atlamadan önce, geri çekilmekle daha büyük bir anlayışa sahip olacağını söylemekteyiz. Belki o an, yardımcı olacak, sahip olduğun yeni araçları geçerli kılacaktır. Belki de daha önce göremediğin, buna karışmamanı senden nazik bir şekilde isteyen, bir enerji kurgusunu görmeni sağlayacaktır.

SORU: Yıldız-tohumlu yabancı anababamızı açıkla.

TOBIAS: Yıldız tohumlu yabancı anababalarımızın açıklaması, (bu geceyi) bitirmek için iyi bir sorudur. Bu biraz karmaşıktır. Bir anlamda, kendinizin, fiziksel benliğinizin, başka gezegenlerdeki yabancılardan, özellikle de yunuslardan (coşkun kahkahalar), türediğini sanmamanızı rica etmekteyiz. Gelecek oturumlarda bunun üstünden tekrar geçeceğiz – bedeninizin yapı, çerçeve ve fiziğinin kuruluşuyla ilgili konuşacağız. Ama biz şimdi, şu anda yaşamınızda meydana gelmekte olan olaylara bakmanızı isteyeceğiz. Özellikle de yaşamınıza giren korkulara bakın, ve bunların kaynağının, esas yaratılışta, öbür çemberde bulunduğunuz zamandan kalma olduğunu bilin. (Orada) her birinizin yoğun olarak yaşadığı deneyimler olmuştur. Bu, biyolojik bir bedenle buraya gelmenizi mümkün kılan enerjinin itilimine neden olmuştur. Biz sizden, fiziksel varlığınızın, kendinizin, fiziksel evreninizde bulunan başka gezegenlerdeki yabancılar tarafından yaratıldığını düşünmemenizi istemekteyiz. Kendi benliğinizin, buraya gelmeden önce gerçekleştirilmiş, yoğun enerjisel deneyimler kanalıyla, Gerçek Benliğiniz, kendi yaratıcı benliğiniz tarafından yaratılmış olduğunu düşünün. Siz kendi kendinizin anababasısınız.

Ve öyledir.

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.

www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.

Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.

Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.

Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.

Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.

Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.

Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir.

Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.

e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.

Leave a Reply