Şaud 3: Değişimleri Bedenlemek

Bedenleme Dizisi – 02 Ekim 2004

Crimson Circle’e (Kırmızı Çembere) sunulmuştur

VARLIK: Namaste. (Duraklama) Namaste (daha yüksek sesle).

ŞAMBRA: Namaste.

VARLIK: Namaste.

ŞAMBRA: Namaste.

Tobias’ın buradaki büyük koltuğunda bulunmak, ben, Kuthumi için bir onur ve sevinçtir (kahkahalar). Gerçekten de, bizim gelip de değişimler hakkında konuşmamızı siz istediniz. Böylece biz de, değişimlerle ilgili size konuşanı değiştiriyoruz (yoğun kahkahalar).

Tobias aslında şu anda trafikte sıkışıp kaldı (yoğun kahkahalar). Siz böyle toplandığınız zaman, bu cennet otoyolları bugünlerde çok yoğun oluyor. Peki, ben bugün burada olmaktan ötürü kendimi çok iyi hissediyorum.

Ve, sizi enerji farkını hissetmeye davet ediyorum. Bay Tobias’ın burada olmamasından ötürü ve ondan destek alamayacağı için, Cauldre’nın biraz paniklediğini biliyoruz. Ama sizinle paylaşacak çok şeyimiz var. Ve birşeyleri biraz da değiştirmek istedik. Ve,Kuthumi’ye burada olmak çok iyi geliyor.

Sizi kokluyorum. (kahkahalar) Kokunuzu, enerjilerinizin kokusunu alıyorum. Ve siz de bunu yapabilirsiniz. Evet, enerjileri koklayabilirsiniz. Bu, bunların tümünü içinizde hissetmenin en kolay yoludur. Onun için sizi şu anda enerjileri koklamaya, onu burnunuzdan içinize solumaya davet ediyorum. Evet, nefes alın…. ve sonra da nefes verin (Kuthumi nasıl yapılacağını gösterir). Şimdi, Kuthumi’yi koklayın….beni soluyun…ve verin nefesinizi, bırakın çıksın.

Ve şimdi kendinizi soluyun. Gerçekten de bunu yapabilirsiniz – böyle değil (izleyicilerden bazısı fiziksel olarak kendini koklamaya kalkınca kahkahalar yükselir) – koklayın kendinizi, kim olduğunuzu, çünkü siz bir enerji özüne sahipsiniz. Evet, koklayın…o derin nefesi alın….ve sonra da verin.

Şimdi, içinizde değişen tüm enerjiyi koklayın. Onu burnunuzdan soluyun. Koklayın. Ve sonra nefesi verin, bırakın çıksın. Hayır, gerçekten verin nefesi. (Kuthumi nasıl yapılacağını gösterir) Tekrar kendinizi koklayın ve gerçekten bırakın çıksın (göstermeye devam eder).

Bu eğlenceli (yoğun kahkahalar).

Ve, içinizde kapana kısılmış ve hapsedilmiş değişen çok enerji var. Ve, onlar çürümüş, küflenmiş çöp haline gelirler. Ve her zaman da pek iyi kokmazlar. Hadi yeniden koklayın…ve sonra bırakın çıksın. Bu harika….iyi nefes verdiniz Şambra! (kahkahalar) İyi gidiyorsunuz.

Evet, bugün o eski, alışık olduğunuz ciddi enerji ile olmayacağız, biraz eğleneceğiz. Evet, Tobias….bu bittikten sonra, neler yaptığına şaşabilir.

Oo Şambra, geri dönmek güzel. Bu mekanda sizinle olmak güzel. Ve bu farklı türden enerji de güzel. Buradan farklı bir şeyin geldiğini görmek ve hissetmek SİZİN için güzel. Birçoğunuzla farklı yollardan çalıştığımı biliyorsunuz. Ama şimdi, asılıp kalan tüm o diğer enerjiler olmadan tam burada sizin enerjinizde olmak….doğrudan konuşan siz ve benim.

Ve yapacak çok işimiz var. Ve bu heyecan verici, çünkü bu fiziklerin bir karışımı. Ruhsallığın bir karışımı. Zihninizin ve bedeninizin bir karışımı. Ve bunlar, Kuthumi olarak yaşadığım hayatta benim üzerinde çalıştığım şeylerdir. Ama ben bunlarla fazla öteye gidemedim. Dünya hazır değildi. Bu bazen bir duvara konuşmak gibiydi. Ama şimdi buraya gelebiliyorum, ve biz çılgın gibi görünebilecek şeylerden, farklı görünebilecek şeylerden, ve bazı bilim kitaplarınızdan öğrendiğiniz şeylerle doğrudan çelişebilecek şeylerden söz edebiliyoruz. Biz bunlardan söz edebiliyoruz.

Ve bugün, Dünya’da olagelen büyük ve muhteşem değişimlerden söz ediyoruz. Bugüne kadar, Dünya tarihinde değişimler hiç bu denli hızlı meydana gelmemiştir. Evet, bu de-de-değişimler çok, çok hızlı olmaktadır. Ben şu anda şarkı söylemek istiyorum ama Cauldre bana izin vermiyor (David Bowie’nin “Ch-Ch-Ch-Changes – De-De-De-Değişimler” adlı şarkısına göndermede bulunması ve Cauldre’nın da toplum içinde şarkı söylemeye karşı, herkes tarafından bilinen suskunluğu, izleyicileri kahkahaya boğar).

Oo Şambra, bazen herşeyin çok ciddi olması gerektiğini düşünüyorsunuz. Ve bizim ciddi olduğumuzu düşünüyorsunuz. Bazen öyle anlarımız vardır, ama biz bunu hafife almaya çalışıyoruz. Şeylerin ağır olmak ve yük haline gelmek zorunda olmadığı, biraz da saçmalayabileceğimiz anlayışına sahibiz. Biz gülebiliriz ve içinden geçtiğiniz tüm bu işlem (süreç), aslında neşeli, sevinç dolu bir işlemdir.

Bugünkü zamanımız dolmadan daha bundan söz edeceğiz. Ama gülmek iyidir. Enerjiyi hareket ettirir. Sizin kendinize farklı bir açıdan bakmanızı sağlar. Herşeyi oluşa bırakmak, gevşememize izin vermek, çok iyidir.

Şimdi, bu Kuthumi’nin – nasıl desek – çok bilimsel, çok ciddi olduğunu düşünen çok insan var. Ama bu hiç de benim tarzım değildi. Yaşamı hiç bu denli ciddiye almadım. Ben yaşantımla eğlenmiştim. Gezilere çıktım. Her yere gittim. Çok insanla konuştum. Çok eğlendim. Kuthumi olarak bilinen ben, bir lord değildi, bir peygamber değildi….sadece, yaşamı ve enerjileri anlamak için inanılmaz bir susuzluk ve açlık çeken basit bir insandı.

Bu yüzden bugün sizinle birlikte burada olmak, sahnede yer almak, tüm enerjilerinizi hissetmek ve koklamak bir nimettir. Ve biz bugün biraz eğleneceğiz.

Ama bütün bunların altında şu yatıyor, ben, olmakta olan tüm dinamiklere bakmanızı istiyorum. İçinden geçtiğiniz değişimlere ve onların neden orada olduğuna bakmanızı istiyorum. Onları zorla anlamlandırmaya çalışmaktan vazgeçin. Hiçbiriniz için böyle olmak zorunda değildir.

İnsan biçiminde olduğum, Dünya’da bulunduğum günlerden bu yana uzun zaman geçmedi, bu yüzden de nerede bulunduğunuzu anlıyorum. Ama ben bugün, bu değişimlerin sevinçli ve hafif bir biçimde bedenlenilmesinin önemini size vurgulamak için burada bulunuyorum.

Geçen ay ya da şu son zamanlar, birçoğunuz için zorlu geçti. Ve evet, enerjiler değişiyor. Ve gelecek birkaç yıl için Eylül, hem kendi içinizde, hem de tüm çevrenizdeki dünya için değişimler zamanı olacaktır. Bildiğiniz gibi bu enerjisel döngü birkaç yıl önce oluşturuldu. O oluşturuldu ve Eylül ayları boyunca devinmeye ve gelişmeye devam edecektir. Yaşantınızda çok, çok değişimlerden geçeceksiniz. Değişimlerin zor olması gerekmiyor. Değişimler, çok, çok eğlenceli olabilir. Siz onlardan çok sevinç duyabilirsiniz.

Şimdi de, kendi içinizde değişimleri bedenlemeye bir göz atalım. Değişimlerin nasıl meydana geldiğinin fiziğine bir bakalım. Değişimler doğaldır. Bu enerjiye karşılık gelen, tekabül eden herhangi bir enerji ve herhangi bir varlık – ya da sizin deyiminizle bir ruh – olduğu sürece, değişimler olacaktır. Tekâmülün (gelişmenin), genişlemenin ve enerjinin yeni ifadesinin süregelmesi, olduğunuz Ruh’un ve Tanrı’nın doğası gereğidir. Bu burada, değişimlerin her zaman olacağı anlamına gelir.

İnsanlık bir tür değişmez bir programa, değişmez alışkılara saplanıp kalmış. Değişimlerden hoşlanmıyorlar, çünkü sonuçları onları kaygılandırıyor. Onlar – bildikleri şeyden değil de pek – bilmediklerinden kaygılanıyorlar. Bazı insanlar kendi dertleri ve acıları ve kederleri içinde çok rahatlar, çünkü bunu en azından anlıyorlar. En azından parametreleri biliyorlar. Ya da, birçoğunuzun diyeceği gibi, savaş alanını tanıyorlar. Onun için de bu yerde kalıyorlar. Ve – doğal olan – değişim gelip çattığında, ona direniyorlar. Ona direniyorlar.

Eski Enerji’de yaşantınıza değişimler girdiği zaman, bu değişimlere karşılık verecek durumlar oluşturulurdu. Örneğin beden, gelmekte olan değişimi hisseder. Bir düzeyden onunla savaşmaya ya da değişimi durdurmaya çalışır. Bu gelişen, tekâmül eden enerjiyle nasıl başa çıkacağını bilmez. Zihin ise kesinlikle değişimleri sorgular ve tartar. Onu durdurmaya çalışmak için herşeyi yapacaktır. Bu, Benliği koruma yollarından biridir….ama aynı zamanda da değişen enerjiyle rahat olmadığındandır. Böylece, bir anlamda, bir duvar oluşturacak, ya da değişimlerle savaşacak, değişimlerin oluşumunu durduracak bir dinamik vardır.

Ve şimdi direnç var. Evet, direnç var. Dualitede meydana gelen bir sürtüşme var, herşey değişimlere direniyor….ya da en azından kendi kimliğini, kendi öyküsünü korumaya çalışıyor…anlıyor musunuz. Bu harika bir şeydir. Bu doğal bir şeydir. Bu, uzun bir süre önce hepiniz tarafından hazırlanmış, kurgulanmış bir şeydir. Bu bir tür zorlanmış dirençtir.

Ve bu, sonuç olarak bedeninizde ve zihninizde etkisini gösteriyor. Bunu hissedebiliyorsunuz. Özellikle de zamanınızın son ayında falan bunun nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz. Bedenin hızla nasıl güçsüzleştiğini biliyorsunuz. Değişim zamanında o çabuk yoruluyor. Hatta yerküre değişimleri ve ay ve güneş değişimleri….bunlar bedeninizi etkiliyor. Onlara karşı doğal bir direnç var.

İnsanlar bir tür değişmez alışkılara, bir tür rahat olma alanına girme eğilimi gösteriyorlar. Ve enerji için, kendi doğal döngüsünü sürdürmek zaman zaman çok zor oluyor. Enerjiler çok engellendiğinde, değişime büyük direnç gösterildiğinde, sisteminizde, fiziksel sisteminizde geri çekilirler. Zihinde de geri çekilirler. Ve siz kendinizi kaybolmuş ya da kafanız karışmış ya da yönünüzü kaybetmiş gibi hissedersiniz.

Yani bu şu anda hissettiğiniz işlemin bir parçasıdır, hem de şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla. Bu, değişen enerjilerin doğasına bir göz atmanızı, Eski Enerji’de değişimlerin nasıl baş edildiğiyle, Yeni Enerji’de değişimlerin nasıl bedenlenildiğine bir bakmanızı isteyen yanınızın çağrısıdır.

Şimdi, size çok ilginç bir yanınızdan söz etmek istiyoruz. Beden, varolduğunuz realitede olmanızı sağlayan araçtır. Zihin, verileri depolayan araçtır. Hatırlamalara sahiptir…bir anı bankasına sahiptir. Ve aynı zamanda, yargılama armağanıyla donatılmıştır.

Bu yüzden de sık sık, sizi engelleyenin, direnenin zihin olduğunu düşünüyorsunuz. Egoyu zihinle bağdaştırıyorsunuz. Ve, zihnin bir şekilde sizi durdurmaya çalıştığını düşünüyorsunuz. Ve, zihninizle savaşıyorsunuz. Gidip geliyorsunuz. Sizi izliyorum. Bunları zihninizde yaptığınızı duyuyorum.

Ama sizinle, bu değişime gösterilen direnç hakkında bir şey paylaşmak istiyoruz. Direnen ruhtur, Şambra….o ruhtur. Şimdi burada ruhun tanımına bir bakmamız gerekiyor, çünkü insan terminolojisi bu şeyleri her zaman tam olarak tanımlayıp resmetmiyor. Ruh, bizim “Alan” dediğimiz, Tüm Var Olan’ın enerji kaynağına bağlanan enerji parçanızdır. Şu anda ruhunuz, enerjiniz, nasıl yapıldığını bildiği yoldan bağlanıyor Alan’a. Onun Alan’a, enerjinin o sonsuz, sonsuz kaynağına, Yuva’nın dışındaki Tüm Var Olan’ın kaynağına nasıl bağlandığını neredeyse görebilirsiniz, tıpkı otoyollar gibi, caddeler gibi, ya da iplikler gibi, ya da onlara her ne ad vermek isterseniz. Ruhunuz ona bağlanıyor. Ve kendini çok rahat hissediyor.

Şimdi, bir an için geri çekilip, ruh (spirit) enerjinizle can, öz (soul) enerji arasında bir fark olduğunu söylemek zorundayız – en azından bizim bakış açımıza göre. Özünüz, şimdiye kadar gerçekleştirdiğiniz ve olduğunuz ve düşündüğünüz herşeyin toplamıdır. O, deneyimlerinizin TÜMÜDÜR. Özünüz budur. Ama ruhunuz, içinizdeki yaşam gücü enerjisidir. Ve tüm bu değişimlere direnen aslında ruhunuzdur.

Ben bunun üzerinde çalıştım. Ben bunun üzerinde yaşam sürecimde çalıştım. Ve kendi bulgularımla sarsıldım. Diğer varlıkların – birlikte çalıştığım diğer varlıkların – bana söylediği şeylerle sarsıldım. Ve bunun gerçek olduğunu keşfetmem, uygulamalı deneyimlerle geçen çok, çok yılımı aldı. Aslında direnen zihin değil. O sadece ruhun hissettiğini korumaya, ona tutunmaya çalışıyor. Direnen beden değil. Beden sadece tepki veren harika bir araç, harika bir yaratıdır, beden tepki verir. Eğer bedene çağrı yapılırsa, o şifalandırma ve yeniden-dengeleme, ve yenilenme yeteneklerinin tümüne sahiptir.

Ama ruh direnir. Peki bu niye böyledir, Şambra? Ruh neden direnir? Çünkü o, Alan’a, o sonsuz enerji kaynağıyla belirli bir biçimde bağlantıda olmaya ve belirli bir biçimde iletişimde olmaya alışıktır. O bununla rahat eder. Alan’la çok belirli bir tarzda bağ kurmuştur. Bu bağı değiştirdiğinde olacaklardan pek emin değildir.

Ruh enerjisinin, travmaya uğramış enerji olduğunu söyleyebilirsiniz. Sizin ruh enerjiniz, çok, çok zorluklardan geçmiş bir enerjidir. Onun kendine has bir kimliği, kendi rezonansı, ya da belki sizin deyiminizle titreşimi vardır. O bir anlamda, çocuk gibidir. Başka bir anlamda da, ahmak adamın, eşek herifin teki gibidir (bazı gülüşmeler). Çok inatçıdır…çok, çok inatçı….zaman zaman da çok katıdır, eğilmezdir.

Yani bunun için zihninizi suçlamaktan vazgeçmenizi istiyoruz. Sizin ruhunuza konuşmanızı….öze konuşmanızı….enerjilere konuşmanızı istiyoruz. Zihniniz aslında çok, çok akıllıdır.

Ve bu arada evet: sen akıllısın, sen dengedesin, hatta, sen biraz seksisin (gülüşmeler) gibi şeyler söylemek iyidir. İnsanlar kendileri hakkında konuşmakla ilgili şu olumsuz tutumu geliştirdiler. Birçok insan kendini aşağılamak zorunda olduğunu, ya da kendi hakkında kötü bir şekilde, ya da başarısızmış, kusurluymuş gibi söz etmek zorunda olduğunu düşünüyor.

Bunu önünüzdeki günlerde bir deneyin. Ama önce kendinizle başlayın. Kendiniz hakkında iyi, güzel konuşun. Kendiniz hakkında iyi, güzel konuşun ve bedeniniz bunu duyacaktır, ve zihniniz de, ve hatta ruhunuz. Şu anda bile toplum içine çıkıp da övünemeyeceğinizi düşünüyorsunuz – insanlar sizi taşlar (sanıyorsunuz). Ama farklı bir enerji alanında olduğunuz zaman, insanların aslında size hayran olacağını farkedeceksiniz. Kendiniz hakkında iyi ve güzel konuşabildiğinize hayran olacaklar. “Ben bilgeyim; gerçekten öyleyim” diyebilecek kadar güvenli ve dengeli bir alanda olan insanı bir hayal edin.

Ben, Kuthumi, gerçekten öyleyim! (kahkahalar) Bunu biliyorum. Ben çok bilgeyim….evet, ve aynı zamanda oldukça da yakışıklıyım (yoğun kahkahalar). Ama bu örneği size öğretebilmek amacıyla kullanıyorum. Kendiniz hakkında iyi ve güzel konuşmak iyidir. Bu tüm varlığınızda rezonansa geçecektir.

Ama şimdi ruha geri gelelim. Bir kaynağa bağlı olan, Alan’dan ya da – dediğimiz gibi – kaynaktan gerçekliğinize enerji çeken bu enerji biraz eğilmezdir. Biraz sarsıntılar, travmalar geçirdi. Artık kendinden pek emin değil.

Peki ruhu kim kurtarır? Ne gelip de ruha güvence verir? Bunu siz yaparsınız…siz yaparsınız, çünkü siz bedeninizin…ve zihninizin…ve ruhunuzun… ve tanrısallığınızın…ve özünüzün toplamısınız…SİZ. Siz sadece burada oturan bir insan olduğunuzu sanıyordunuz. Sizi sersemler…sizi gidi sersemler! Ben bir şarkı yazacağım – “Budala, Sersem İnsan” (kahkahalar).

Onun başka bir yerden geleceğini düşünüp duruyorsunuz, başka bir şeyin gelmesini. Ruhunuzun ya da tanrısallığınızın gelip de tüm bunları halledeceğini düşündünüz – sizi gidi sersemler. Oo hayır….oo hayır. O sizdir….hemen burada, şu anda…siz, ben, geri kalanı. Bunu gerçekleştirebilecek olan sizsiniz.

Evet, hemen şu anda bunu gerçekleştireceğiz. Ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz – solumanız gerekiyor (Kuthumi derin bir nefes alır)….ve nefesi salın (Kuthumi gösterir). Teşekkür ederim. “Eyvah, tüm mikroplar çevrede uçuşuyor” diye düşünüyorsunuz (kahkahalar), “Hay Allah, tüm odada! Aman, aman, mikroplardan saklanalım!” Sizi sersemler….sizi gidi sersemler! Mikroplar size zarar vermeyecektir. Mikroplar size zarar vermeyecektir. Onları soluyun (Kuthumi yeniden gösterir)….mikropları soluyun. Ve şimdi salın. Onları nefesinizle salın. Onlar size zarar vermez….hayır, hayır, hayır.

Aman Cauldre, çok daha kötüsü olabilirdi – Oamah burada olabilirdi! (yoğun kahkahalar) Çok daha kötü olabilirdi! (yoğun kahkahalar)

Şimdi bir an için benim enerjimi hissetmenizi istediğimi söylemek zorundayım. Bilin bakalım ben hangi filmdeydim….iki, iki tanesine kanallık yaptım…enerjilerimi getirdim. O “Star Wars – Yıldız Savaşları”ydı. Evet….bilin bakalım kimi oynadım. C-3-P-O! (Kuthumi’nin filmdeki robotlardan birine, protokol için proglanmış olup da film boyunca sürekli kaygılanan robota göndermede bulunması yoğun kahkahalara neden olur) evet…evet. O bendim. Yazar kanalıyla, sesler kanalıyla C-3-P-O’yu getirdim. Beni tanıdınız mı? Çok eğlenceliydi!

Şimdi şu mikroplar hakkında konuşalım. Mikroplar size zarar veremez. Mikroplar sadece enerjidir. Ve onlar size çarptığında, değişmelerine izin verirseniz, saf enerjiye,– mikrop enerjisine değil – saf enerjiye dönüşeceklerdir, tüm oldukları budur.

Ama şimdi sizinle ve ruhunuzla ilgili konuşalım ve ruhunuza (herşeyin) pekâla olduğunun, kendi yeni dengesini, ve Alan’daki yeni güvenli enerji alanını bulabileceğinin güvencesini nasıl vereceğinizden söz edelim. Şimdi, tekrarlıyoruz, Alan, nötr bir alanda bulunan enerji kaynağıdır. Atomaltı düzeyi olarak niteleyeceğiniz şeyin çok altındadır. O, alanlar arası, uzaylar arası alandadır, ne demek istediğimi anlıyor musunuz.

O orada uykuda. Onun için onlar onu göremiyor. O, bir anlamda, görünmez halde. Aktive olmayı bekliyor, Ona ulaşılıp girilmesini bekliyor. O zaman yepyeni bir işlemden geçer – Alan’daki enerji – size olan bağlantıyı geri izler. O ruh enerjisi olarak gelir, ve sonra sizin deyiminizle bir ışık enerjisine dönüşür, ve sonra elektrik enerjisine dönüşür, ve sonra da gerçekliğinize, realitenize getirilir.

Bu muhteşem bir işlemdir. Tüm bu işlem , tüm bu, Alan’daki ruh enerjisinin ışık enerjisine dönüşme işlemi şu anda bedeninizde olmaktadır. Işık enerjisi tüm bedeninizde. Her hücrede. Her bir diğer hücreyle iletişim halinde. Zihninizle iletişim içinde, biyolojinizle ve ruhunuzla. Her an, saniyenin her bölümünde, varlığınızda, bedeninizde olagelen milyonlarca ve milyonlarca bireysel ileteşimler söz konusu. Tekrarlıyoruz, o Alan’dan yayılıp bu realiteye geliyor.

Oo ama ruhunuz bunların tümüyle başa çıkmanın yeni yollarını bulmada biraz gönülsüzdü. Ve, zihninizdeki ve bedeninizdeki ve başka herşeydeki geri durmanın nedeni budur. Ve bu yüzden benim bugün gelip konuşmam istendi. Ve ben onun için şimdi, sevgili Şambra, sizden….sizden….ve sizden….herşeyin yolunda olduğunu tüm benliğinize…ruhunuza bildirmenizi rica ediyorum.

Siz her zaman herşeyin yolunda olduğunu, pekâla olduğunu ruhunuzun size bildirmesi gerektiğini düşündünüz. Ama herşeyin pekâla olduğunu siz – hepinizin bedenlenmiş hali – söyleyebilir ruhunuza. Bu güvenlidir. Bu, sizin seçiminiz olan şeydir. Bu, sizin seçiminiz olan şeydir. Siz bu seçimlerden çok zarif bir biçimde geçmeyi seçiyorsunuz….çok sevecen bir biçimde….eğlenceli biçimde….o kadar zor ya da meydan okuyan olmak zorunda olmayan bir biçimde….sizi yeniden yapılandırmak için artık sizi paramparça etmek zorunda olmayan bir biçimde geçmeyi seçiyorsunuz. Yepyeni bir alan enerjisi dalgasının gelebilmesini sağlayacak bir aralık yaratmak amacıyla parçalanmanın…her yana dağılmanın…parçalara bölünmenin neye benzediğini biliyorsunuz.

Biz bunu şu anda gerçekleştirebiliriz. Sizin size güvenmeniz gerekiyor. “Ama ben kimim? Hangi parçam?” diye sorguluyorsunuz. O, şu anda ona konuştuğum parçadır – başka bir yerlerde dolanan büyük bir melek değil….sadece zihniniz değil…sadece bedeniniz değil – ama siz. Biz bunu gerçekleştirebiliriz. Bunu hemen şimdi gerçekleştirelim. “Ruh…ben…oradaki ben…buradaki ben…ruh, bunu seçiyorum. Yeni Enerji’yi bedenlemeyi seçiyorum. Bu değişimlere zerafetle sahip olmayı seçiyorum. Ruh, Alan’a ve Tüm Var Olan’a….evrene…enerji ağına…kozmik enerji ağına…adına her ne demek istiyorsanız…bağlanmayı seçiyorum. Ben yeni ve açık bir yoldan bağlanmayı seçiyorum.”

Kendini ayıranın ruh olması, belki de sizi koruyanın ruh olması ya da sizin onu korumanız komik değil mi? Fark eder mi? Kendinizi döverek, bunların hepsinin nereden çıktığını sürekli anlamaya çalışarak tüm bu zamanlar boyunca hep zihninizi suçlamış olmanız komik değil mi?

O şu anda sizsiniz. Evet, direksiyonda oturan sizsiniz. Kontrolü elinde tutan sizsiniz. Seçimleri yapan ve kararları alan sizsiniz….siz. Kendinizi tüm o parçalara bölmeyin. Yönünüzü kaybedersiniz. O sadece şu andaki sizdir. Bu, Tobias’ın diyeceği gibi, çok, çok basittir.

Şimdi, demin yaptığımız bu basit şeyi hatırlamanızı istiyorum…basit…siz.

Atlantis….ben sizinle birlikte oradaydım. Hepimiz beraberdik. Çok ilginç zamanlardı….çok sevecen zamanlar. Oo Şambra, biz o zamanlar yeni dünyayı yarattığımızı sandık. Ve bir anlamda da bunu yaptık. Enerjilerin nasıl çalıştığına dair tüm gizemleri açığa çıkarttığımızı sandık. Ve bir anlamda bunu da yaptık. Utopyayı yarattığımızı, yaşamanın mükemmel yolunu yarattığımızı sandık. Ve evet, yarattık.

Tien’de hepimiz birlikteydik. Tien’de kendimiz hakkında çok şey öğrendik. Biçimleri değiştirmeyi öğrendik. Enerjileri nasıl hareket ettireceğimizi öğrendik. O, ruhun – sizin ruhunuzun, benim ruhumun – zerafetle dans ettiği bir dönemdi. Esnek olmaktan korkmuyordu. Alan’a bağlanmak için yeni yollar, ilginç ve cesur yollar bulmaktan korkmuyordu.

Atlantis ruhumuzda çok acıya neden oldu….bakın…ruhta acıya neden oldu. Ruhunuzda olan o acıyı, geçmişin anılarını soluyun. Onu soluyun. Ve sonra salıverin (Kuthumi gösterir). Tüm o yapışıp kalmış enerjiyi bırakın gitsin. Salıverin. Bırakın. Bırakın gitsin. O içerde sıkışıp kalmış halde.

Ve Atlantis şu anda yüzeye çıkıyor. Bunu fiziksel dünyanızda görebilirsiniz – Yerküre değişiklikleri ve kasırgalar ve hatta deprem potansiyelleriyle çok daha kötüsü olabilirdi. Ve yakında patlayabilecek olan….evet, o şu anda yüzeye çıkıyor (A.B.D.’nin Washington eyaletinde bulunan St.Helens dağındaki volkanik hareketlerden söz ediyor). O içinizden çıkıyor. Onu içerde tutan enerjiden özgürleşmek istiyor. Öyküsünden özgürleşmek istiyor.

Şambra’yla konuştuğumuz en zor şeylerden biri de bu – Atlantis – çünkü o zamanlar zordu…evet, son zamanlarda orayla bağlantıya geçenler için gerçekten zordu. Biz Tien’deyken Şambra enerjisinde bir ayrılık vardı. Aile içi anlaşmazlıklar vardı. Ve bu hepimiz için kaygı vericiydi, çünkü her zaman birlik ve uyum içinde olacağımızı hissetmiştik.

Ve o zamanlar, kendimizi insanlığa göstermemize karşı çıkanlar vardı. Saklı kalmak isteyenler vardı. Ve, daha fazla felakete, daha fazla tacize, daha fazla işkenceye engel olabilmek için, kendimizi dünyanın geri kalanına görünür kılmak zorunda olduğumuzu düşünenler vardı.

Aramızda savaşmak isteyenler vardı, (o zamanlar) kullandığımız – sizin belki şimdi kara büyü ya da büyücülük olarak tanımlayacağınız – enerji mekanizmalarını kelimenin tam anlamıyla alıp da, bunları Atlantis’i kontrol etmek isteyen güçlere karşı kullanmak isteyenler vardı. O zamanlar ailemizin kendi içinde çok savaşlar oldu. Anlaşmazlıkların bazısının şimdilerde geri gelmesi, bazı öfkeli enerjilerin yeniden ortaya çıkması şaşılası bir şey mi?

Atlantis’in bu Eski Enerjileri salınmak istiyor. Bu Eski Enerjiler, değişebilmek için salınmak istiyor. Ama tüm bu şeyler şimdi olagelmekte….dışardaki değişimler…. ortaya çıkan ve değişmek isteyen Atlantis enerjileri….herşey size çağrıda bulunuyor…dikkatinizi talep ediyor…enerjinizi talep ediyor. Bu yüzden şu anda bu kadar kafanız karışıyor. Ama böyle olmak zorunda değil Şambra.

Atlantis enerjileri….yükseldiğinde, ortaya çıktığında çok savaşçı enerjileri gibi hissedilir. Bir başka anlamda da çok kurban enerjileri gibi hissedilir. Onlar da bunu – nasıl desek – zaman zaman kaybolmuşluk, umutsuzluk hissi olarak hissederler, çünkü bizim çok umudumuz….çok hayallerimiz vardı. Boyutlar-arası enerji hakkında çok şey öğrenmiştik.

Ve bu sonra susturulmuştu, ve daha da kötüsü, sadece susturulmakla kalmayıp işkence edilmişti…parçalanmıştı…ayrılmıştı…kırılmıştı….evrenin her yanına atılmıştı…kelimenin tam anlamıyla parçalanıp bu Dünya’nın topraklarına atılmıştı. Ve bu enerjiler bir süredir çıkmaya başladı. Ve tümüyle akıp gitmeleri birkaç yıl alacaktır. Bunun nereden geldiğini anlayın. Ve onu reddetmeye kalkmayın. Ama onun tarafından kurban edilmeye de izin vermeyin. Bu enerjiler ortaya çıkmak istiyor.

Bu Atlantis zamanından kalma çok yapılanmış ve sıkışıp kalmış ve acıyan…evet acıyan bir parçanız var. O ortaya çıkıyor, çünkü o da değişim istiyor. Ve SİZİN – burada oturan, burada dinleyen sizin – bunun olmasına izin verdiğinizi bilmek istiyor. Evet, ruhunuzun büyük bir bölümü o enerjilere bağlı. Özünüzün büyük bir bölümü sizin enerjilerinize bağlı. Ve onların tümü değişimin ve salıvermenin olmasına izin verin diye size bakıyorlar….evet.

Şimdi, dünyanızın şu anda bir enerji krizinden geçmesi çok ilginçtir….yakıt rezervinin, topraktan çekilen eski fosil yakıtından gerçekten az kalmış olması çok ilginçtir. Bunların tümü…hep bugün sözünü ettiğim şeylerle bağlantılıdır. Şunu da eklemek ilginçtir – biz şimdi komplolara kapılmanızı istemiyoruz – ama, çoğu liderin kabul etmek isteyeceğinden daha az yakıt rezervinin olduğunu söylemek zorundayız. Kabul etmek istemiyorlar, çünkü ederlerse panik olacağından korkuyorlar. Ve olması da olasıydı.

İçinde bulduğunuz bu ülkede şimdi yapılacak seçimlerde, odağın başka şeylere yönelmiş olması, gerçek konulardan, gerçek konulardan tümüyle uzaklaşmış olunması ilginçtir. Enerjiler için, hâlâ kalmış az rezervler için yapılan savaşlar var. Sizin yaşam sürecinizde kökü tümüyle kuruyacak şeylerden söz etmiyoruz. Ama gittikçe daha zor olacaktır. Ve gelecek birkaç nesil belki de sizin sahip olduğunuz Eski Enerji bolluğuna yaklaşamayacak bile….anlıyor musunuz. Dünya bir enerji krizinden geçiyor – gerçekten, göz ardı edilecek kadar yeterli Eski Enerji yoktur. (bazı gülüşmeler ve Kuthumi kendi kendine güler)

Böylece Şambra, bu, Yeni Enerji’yi getirmekle ilgili – öyle değil mi – gerçekten şu anda Dünyanızda, topraktan çıkmayan, ama nötr olan boyutlar-arasından gelen yeni türden yakıt kaynaklarını getirmek. Ama bilim adamları onu daha göremiyorlar, çünkü o nötrdür. Onlar dinamik bir şeyi arıyor, sizin dualitik özellikler diyeceğiniz – bir pozitif ve bir eksiye, karşıt bir güce sahip bir şeyi arıyorlar. Onların aradıkları budur.

Ama belki de bilge biri başka düzeylere girilip de bu realiteye, maddesel bir realiteye geri getirilebilecek, olağanüstü miktarlardaki sınırsız enerjiyi yakında keşfedecektir. Bakın…bu olasıdır. Belki de bu olduğunda, buna bir keşif bile demeyeceksiniz, çünkü o şimdiden olmaktadır.

Siz bunu biz şu anda konuşurken gerçekleştiriyorsunuz….anlıyor musunuz. Ruhunuz Alan’a bağlanıyor ve enerjiyi Şimdi’nize getiriyor. Ruhunuz bunu biraz Eski Enerji tarzında gerçekleştiriyor…evet. Biz bunu bugün burada sizinle birlikte düzeltiyoruz. Biz onun Yeni Enerji yoluyla bağlanmasına yardımcı oluyoruz.

Böylece, bu boyutlar-arasının atomaltı düzeyindeki dokunulmamış enerji potansiyelini bilim adamları inşallah keşfedecek…. gerçek keşif ya da icat, onun 3-B dünyanızdaki maddesel uygulamaya nasıl geçirileceği olacaktır. O, oradadır. Onu buraya nasıl getirirsiniz?

Ah…evet, bu benim çok ilintili olduğum çok ilginç bir fiziktir. Ve sadece onu bu realiteye getirmenin fiziksel yöntemleriyle ilgili değildir. Bu, boyutlar-arası ayrılığın algısıyla ilgilidir…anlıyor musunuz. Biz, ayrılık olduğuna dair, bu diğer enerjinin oralarda bir yerlerde ve sizin de burada olduğunuz (anlayışının, algısının) ötesine geçmek zorundayız.

Bu yüzden de ben şimdi filmlerde yapmadığım çalışmayı yapıyorum (bazı gülüşmeler). Ben anlasınlar ve görsünler diye bazı bilim adamlarıyla çok çalışıyorum. Bu bazen zor oluyor, çünkü birçok bilim adamının, hatta birçok fizikçinin, birçok düşünenin sahip olduğu “kendini-kapatma”yla çalışmak zorundayım. Düşünenler benim kitabımda kokanlardır (yoğun kahkahalar). Onlarla çalışmak zordur, çünkü kendilerini çok kapatmışlardır ve düşündükleri şeyden de çok emindirler. Herkesin de onlar gibi düşünmesini isterler….zor. Burada bize ait çalışmalarımız var. Yani Şambra, hem gerçek bir enerji krizi var, hem de mecazi anlamda bir enerji krizi var.

Bu, içinden geçtiğiniz bir başka şey dahaydı – kendi varlığınız içindeki kendi enerji kriziniz. Bedeninizin nasıl farklı olduğunu – daha kolay yorulduğunu…. size nasıl farklı tepki verdiğini….içinden geçtiği değişimleri – farkettiniz mi? O hâlâ Eski Enerji’yi kullanmaya çalışıyor. Ve Yeni’yi kullanmak zamanı olduğunu biliyor. Hatta zihniniz de kaynaktan Eski Enerji’yi kullanıyor, kaynağı Eski Enerji yoluyla getirmeye bakıyor. Ve fakat daha iyisini de biliyor.

Farklı bir şey istediğinizi bilmiyor musunuz? Çok derinlerden farklı bir şey arzulamıyor musunuz? Daha kolay….daha zarif…daha eğlenceli….daha tamamlayıcı, tatmin edici olmasını arzulamıyor musunuz? Bolluğu….ilişkileri…ve tüm o diğer şeyleri arzulamıyor musunuz? Biz geri tutmuyoruz. Ruhunuz tutuyor…evet. Bunun çok, çok tartışmalara, çok söylemlere ve burada gerçekte ne olup bittiğiyle ilgili spekülasyonlara neden olacağını biliyoruz. Bir sonraki ay bunların tümünü açıklığa kavuşturacağız.

Bunların tümüne eklemek istediğim bir şey daha var. Ve bunların tümü birbiriyle bağlantılıdır. Bunların tümünün – enerji krizi, yükselen Atlantis enerjisi, tümü, içinden geçtiğiniz değişimler – birbiriyle nasıl bağlantılı olduğuna bir bakın. Onların tümü içiçe dokunmuştur.

Bu noktada size bir şey sormak istiyorum. Size bir şey sormak istiyorum. Eğer herşeyin yolunda gideceğini bilseydiniz, şu anda farklı olmaz mıydınız? Bu, yaşamım zamanında kendime sorduğum bir sorudur. Sonra kendi kendime şöyle düşündüm, “Herşeyin yolunda gideceğini ve benim de iyi olacağımı, yaşamın iyi, güzel olacağını, benim iyi olacağımı bilseydim, neyi farklı yapardım?” Kaygılanmaktan vazgeçerdim. Korkmaktan vazgeçerdim. Kendimi parçalamaktan vazgeçerdim. Her bir anın keyfini çıkartırdım.

Şambra, kendinizi şimdiden üç yıl sonrasına yansıtabilir misiniz? Herşey yolunda gitmiş. Siz hâlâ buradasınız ve gevezeliğimizi dinliyorsunuz (bazı gülüşmeler). Hâlâ bol yiyeceğiniz var. Hâlâ yaşamak için harika bir yere sahipsiniz. Bazen onları reddetmenize karşın sizi hâlâ seven ve sizinle ilgilenen insanlara sahipsiniz. Tüm bunlara sahipsiniz. Herşey yolunda gitmiş. Herşeyin yolunda gittiği potansiyelini seçmişsiniz.

Şu anda sizin için var olan milyonlarca ve trilyonlarca potansiyelden bu potansiyelleri seçmişsiniz. Herşeyin yolunda gitmesine izin verenleri seçmişsiniz.

Peki, şimdiden yolunda gittiğini bilseydiniz, şeyleri farklı yapmaz mıydınız? Görüyor musunuz….ne dediğimi görüyor musunuz? Kaygılanmaktan vazgeçebilirsiniz. Sadece potansiyeli seçin ve bırakın sizin adınıza çalışmaya başlasın.

Şimdi, bazılarınız şöyle diyor, “Peki ya yanlış potansiyeli seçersem ne olacak? Doğru potansiyeli seçtiğimi nasıl bileceğim? Belki seçtiğim potansiyel…. belki onda negatif, görmeyeyim diye saklanmış bir şey vardır. Yok hayır…hayır, bunları seçersem ne olacak?” İşte bu, filmdeki C-3-P-O olan bendim (yoğun kahkahalar) – herşeyle ilgili kaygı, kaygı, kaygı!

Peki….ama iyi bir yaşamın saf potansiyelini seçerseniz ne olur? Kaygılanmayı bırakabilirdiniz. Şimdi, ne olur? Bu çok ilginçtir. Biz sizden enerjileri hissetmenizi ve koklamanızı rica edeceğiz. Yani, şimdiden üç yıl sonrasında herşeyin yolunda olduğu potansiyelini seçersiniz. Ve, biz şu anda burada otururken kaygılanmaktan vazgeçersiniz. Herşeyin olmasına ve yerli yerine oturmasına izin verirsiniz.

Bu noktada başka bir dinamik işin içine girer. Başka bir dinamik oyun alanına girer. Bunu tanımlamak zordur ama bu temelde, enerji bazında gerçekleştirilen gerçek bir kuantum sıçrayışıdır, çünkü neler olacağı hakkında artık kaygılanmıyorsunuzdur. Artık bunu deneyimlemek zorunda değilsinizdir. Ama şu anda sahip olduğunuz deneyim bile daha genişletilebilir, daha tamamlayıcı, tatmin edici, ve hatta daha sevinç dolu olabilir. Bu sadece gevşemek ve keyfine varmak için kendinize izin vermek değildir, ama şimdi o katlanmıştır, ya da onu daha keyiflendirici ve rahatlatıcı kılan bir enerji kuantum sıçrayışı olmuştur.

Bu yüzden size soruyorum, tıpkı önceki yaşamımda kendime sorduğum gibi, “Potansiyelleri doğru olarak seçtiğimi bilebilir miyim?” Oo, bu büyük bir sorudur! Kendinize o denli güvenebilir misiniz? Bir an sonra size olacaklar için Eski karma-bağlantılı potansiyelleri seçmek zorunda olmadığınızı anlayabilir misiniz? Size büyük bolluk getirecek, sadece küçük bir bolluk değil, muazzam bolluk getirecek potansiyeli seçebilecek kadar kendinize güveniyor ve kendinizi seviyor musunuz?

Neden sadece küçük bir bolluk seçeseniz ki? (bazı gülüşmeler) Diğer herkes için yeterince olmadığını mı düşünüyorsunuz? Potansiyel olarak muazzam bir bolluk seçin. Bunu seçin. Sağlıklı bir beden seçin. Bunu şimdiden yaptığınızı biliyoruz ama bazen bloke oluyor. Ve sizden geçen bazı şeyler zavallı bedeninizde çok zorlanmalara neden oluyor.

Böylece, tüm bu muazzam potansiyelleri seçersiniz…..MUAZZAM potansiyelleri, Şambra, öyle mırın kırın potansiyelleri değil….MUAZZAM potansiyelleri. “Ben akıllıyım; ben muazzam potansiyelleri seçiyorum; evet, ben dengedeyim; Eski karmalarla ve kokuşmuş enerjilerle çevrelenmiş potansiyellere ihtiyacım yok” diyebilir misiniz? “Ve ayrıca oldukça da yakışıklıyım” diyebilirsiniz kendinize (yoğun kahkahalar). Evet, bunu diyebilirsiniz. Siz bunların tümünü seçiyorsunuzdur. Ve o, içinde yaşadığınız anı değiştirir.

Biz geçmişi ya da geleceği manipüle etmekten söz etmiyoruz. Bu sadece seçtiğinizle ilgilidir. Siz herşeyin güvenli….herşeyin pekâla…herşeyin muazzam olduğu potansiyelleri seçiyorsunuzdur….herşey, bir Yaradan’ın….kendilerini seven ve kendilerini de Tanrı olarak onurlandıran Yaradan’ın yaratacağı biçimdedir.

Böylece, Tobias yolda. Cennete giden yollar açıldı. O gelecek ve sorularınızı yanıtlayacak. Ama biz bugün size konuşma biçimimizi, sizinle enerjisel olarak çalışma biçimimizi değiştirdik. Ve sizin Tobias’ı çok özlediğinizi biliyoruz. Ama, sizinle birlikte burada olmakla ben hayatımın (en güzel) zamanını geçirdim (kahkahalar).

Böylece, şimdi Şambra, yeniden koklamak iyidir, ağızdan, burundan nefes alın, ve salıverin (Kuthumi yeniden gösterir). Enerjileri harekete geçirin. Nefes alın ve koklayın ve verin. Sevgili otobüs şöförümüz Gary’nin diyeceği gibi, “Ve şimdi biliyorsunuz.”

Sorular ve Yanıtlar

Bedenleme Dizisi – 02 Ekim 2004
Şaud 3: Değişimleri Bedenlemek

Crimson Circle’e (Kırmızı Çembere) sunulmuştur

Ve öyledir sevgili Şambra, Ben Tobias şimdi size konuşmak için geliyorum. Oynanan bu oyundan sonra sahneye çıkmak zordu (Tobias’ın Kuthumi’nin mesajına göndermede bulunması bazı izleyicileri güldürür), ama kendi açımdan dinlemek beni çok mutlu etti, dinlemek ve izlemek, çünkü genelde çok, çok yıldan beri burada sizinle birlikte olan bendim. Ve şimdi, gözlemleyen olmak amacıyla, izlemek ve gülmek, ve enerjilerinizin nasıl değiştiğini görmek için İkinci Çembere geldim. Ama bu iskemleye geri dönmek güzel. Enerjileriniz hissetmek güzel.

Ve ben, olmakta olan ve olmayı sürdürecek değişimlerle ilgili Kuthumi’nin söylediklerinin devamı niteliğinde sizinle sadece bir dakika konuşmak istiyorum. Bu değişimler devam edecektir Şambra. Önünüzdeki yıllarda – özellikle de gelecek üç yıl içinde – şimdiye kadar hiç olmadığı kadar hızlanacaktır. Bu değişimler sizin içinizde ve tüm çevrenizde olacaktır. Biz bu yüzden geçen ay dört farklı MEK/MAK hakkında konuştuk – odaktan uzaklaşmamak yeteneği, şeyleri açık biçimde algılamak, onay için dışarıya bakmamak. Sözünü ettiğimiz tüm bu şeyler Şambra, değişimlerin geldiğini size bildirmek ve hazırlanmanıza yardımcı olmak içindi….değişimler gezegenin her yanında….ve kesinlikle sizin içinizde girdap halinde dönüyor.

Değişimler, Kuthumi’nin de söylediği gibi, Atlantis’te, Tien Tapınaklarında birlikte olduğumuz zamanların anılarını geri getiriyor. Onlar, bizi çok derinden yaralayan, hâlâ varolan yaralara neden olan değişim zamanlarıydı. Biz o zamanlar birlikteydik. Dünyayı değiştiriyorduk. Kendimizi değiştiriyorduk. Ve ben orada sizinle birlikte olduğum için biliyorum.

Ve biz, dünyanın geri kalanına kendi değişimlerimizi zorla kabul ettirmeye çalışıyorduk, kendimizi ve kendi yollarımızı kabul ettirmeye çalışıyorduk….anlıyor musunuz. Bu yüzden şimdi bunun dünyayı onurlandırmakla, ve başka herkesi de onurlandırmakla ilgili olduğunu söylüyoruz. Öğrendiğimiz önemli şeylerden biri de buydu.

Tien Tapınaklarında birçok büyük keşifte bulunduk, bu keşifler epey bir süre saklı kaldı ve şimdi yeniden-keşfedileceklerdir – enerjinin nasıl iş gördüğüne dair keşifler….çeşitli unsurların birbiriyle nasıl oynadığı….enerjinin, kullanıldıktan sonra bile kendini nasıl yenileyebileceği. Biz bu keşifleri yaptık, ve sonra da uzun, çok uzun bir süre saklı kaldılar.

Bu yüzden, geri gelmekte olan bu şeylerle ilintili bir korku söz konusu. Yükeselen-Atlantis-deneyiminin tümüyle ilintili olan bir korku var. Ve bu şeyler şimdi yaşantınıza giriyor. Ve siz tepki veriyorsunuz. Korkuyorsunuz. Ödünüz patlıyor. Doğru şeyi yapıp yapmadığınızı merak ediyorsunuz. Yaşantınızdaki herşeyi fazla analiz ediyorsunuz. Yanıtlar için, aydınlanma için o dışsal kaynağı bulmaya çalışıyorsunuz. Sizi kurtarsın diye bir şeyi ya da birini bekliyorsunuz. Kendinizi küçük, sadece bir insan olarak görüyorsunuz.

Sevgili Şambra, Kuthumi’nin bugün söylediği gibi, siz şu anda sizsiniz. Size konuştuğum bu anda siz herşeysiniz. Siz bedensiniz, ve zihinsiniz, ve ruhsunuz, ve özsünüz, ve tanrısallıksınız. Eğer bizim görebildiğimiz gibi görebilseydiniz – ve görebilirsiniz – herşeyin bu anda olduğunu, tüm bu şeylerin şimdide zaptedildiğini görürdünüz.

Siz sizsiniz. Potansiyelleri seçebilirsiniz. Geçenlerde sözünü ettiğimiz Eski öyküleri bırakabilirsiniz. Eski öyküler sizi sınırlı bir alanda tutar, sizi hapseder. Biz bu yüzden, “Onları salıverin; onlara kızmayın, sadece enerjiyi salıverin. Yapısını bozun. Size yepyeni bir biçimde geri gelmesine izin verin” dedik. Bunların tümünü gerçekten yarattığınızı göreceksiniz.

Bazılarınız sıkışıp kaldığını biliyor. Hatta bazılarınız sıkışmışlıkta ısrar ediyor, herşeyi denemiş olduğunda ısrar ediyor, ilişki ve bolluk konularında herşeyi yaptığında ısrar ediyor. Bu neredeyse, hem talep edip, hem de bu şeylerden bazılarına asılmak gibi bir şey. Bize kızıyorsunuz. Başka insanlara kızıyorsunuz.

Yenilgiye uğruyorsunuz ve hevesiniz kırılıyor. Diyorsunuz ki, “Bu mümkün değil. Bolluğa sahip olmamı bir şey ya da biri engelliyor, çünkü denediğim hiçbir şey işe yaramadı….ya da beni ilişkilerde engelledi, çünkü her denediğimde, işe yaramadı, ve ben herşeyi denedim.” Böylece öykünüze o denli candan sarılıyorsunuz ki, çevrenizdeki potansiyelleri bile göremiyorsunuz. O kadar kızıyorsunuz ki, çevrenizdeki bu şeylerin güzelliğini ve sevincini göremiyorsunuz.

Ve sonra da yavan sözlerden hoşlanmadığınızı söylüyorsunuz. Sadece kelimelerden hoşlanmıyorsunuz. Ama sıkışıp kalmış hissediyorsunuz. Ne yapacağınızdan emin değilsiniz. Peki ne yapıyorsunuz? O sıkışmış haldeyken ne yapıyorsunuz? Sanki hiçbir şey işe yaramıyormuş gibi, bizim söylediklerimiz, sizinle yaptıklarımız bile işe yaramıyormuş gibi. Ve bu, sonuçta tüm sisteminizi etkiliyor. Sisteminiz çöküyor. Ya hastalanıyorsunuz ya da aniden ölüyorsunuz, bizim tarafa geri geliyor ve herşeye yeniden başlıyorsunuz. Bu, bu kadar zor olmak zorunda değil. Bu, bu kadar meydan okuyucu olmak zorunda değil. Gerçekten değil, Şambra.

Size konuştuğum şu anda – size, hepinize – yaratan sizsiniz. Tanrısallık denen o şeyi bile beklemeyin. Hiçbir şeyi beklemeyin. Siz şu anda sizsiniz.

Ayırdığımız ve parçalara böldüğümüz parçaları geri çekiyoruz. Onları biraraya çekiyoruz. Birkaç ay önce karanlık parçasını geri çekmiştik. Karanlığın tanrısallığınız olduğunu söyledik, çünkü o sizden ayrılmış, uzaklaştırılmıştı. Siz ondan korkuyordunuz. Ondan nefret ediyordunuz. Kendi kendinizi inkâr ettiniz. Biz onu geri çektik.

Biz tüm parçaları geri çektik. Tüm Eski Enerji yapılarını bıraktık şimdi, o Eski öyküleri de. Özün, canın (soul) gerçek özgürlüğü budur. Gerçek özgürlük budur. İçinden geçtiğiniz ve tüm çevrenizde deneyimlediğiniz bu değişimler zor olmak zorunda değildir. O zarif bir dans olabilir.

Bugün Kuthumi duğrudan ruhunuza, tüm diğer enerji kaynaklarına bağlanan enerjilerinize konuştu. O aynı zamanda özünüze ve zihninize ve bedeninize de konuştu. Dedi ki, “Kendinize esnek olmak için şu anda, zarif olmak için şu anda izin verin.” Kuthumi’nin dediği gibi, sen, şu anda burada oturan sen, bir tür tanrısal hayal aleminde olan değil….sen, ayrı ya da farklı olan değil…ama sen, Tanrı, tam burada, bunların tümünü şu anda sen yaratıyorsun.

Kendinizi esnek kılabilirsiniz. Kendinize sevinci verebilirsiniz. Eski öyküleri bırakabilirsiniz. Onlar size tutunmuyor. Sizin onları bırakmanızı istiyorlar…anlıyor musunuz. Sizin onları bırakmanızı istiyorlar. Bu, izin vermek kadar kolay bir şeydir.

Bu çok derine inen bir konu olabilir. Bu çok zor bir konu olabilir – eğer öyle olmasını isterseniz. Ya da, çok basit olabilir. Çok seviç dolu olabilir. Bugün Kuthumi’nin değindiği gibi çok mizah dolu olabilir. Kuthumi bu yeteneğe sahiptir. O bizi burada çok kez güldürdü. St.Germain ve Madam B ile sürekli esprileşmesi bir çok yönden biraz da sıkıcı oldu. O bir yere girip enerjilerin özgürleşmesini sağlama yeteneğine sahiptir.

Böylece Şambra, değişimler buradadır. Devam edeceklerdir. Seçimlerinizi yapabilirsiniz. Kuthumi’nin söylediği şeye bayıldım, “Farzedin ki herşey şimdiden yolunda gitti…herşey yolunda. Fiziksel olarak güvendesiniz, akılsal olarak güvendesiniz, ruhsal olarak güvendesiniz. Herşey yolunda. Peki şimdi nasıl farklı yaşardınız? Yaşamın keyfini nasıl çıkartırdınız? Yaratıcı enerjilerinizin akmasına ve dans etmesine nasıl izin verirdiniz?”

Yaşantınızın bazı anlarında hepiniz sevinç ve tutku dolu bir alanda olmayı ve enerjilerle kaynaştığınız bir alanda olmayı deneyimlediniz. Kesinlikle çok keyif aldığınız bir şey yaptınız ve enerjiler sadece akıp gitti. Bu hissi biliyorsunuz – bunlar sadece birleşti. Senkronize oldu. Aktı. Herşey birlikte iş gördü. O bir sevinç ve yaratı noktasıydı. Bunun nasıl bir his olduğunu biliyorsunuz.

Eski öyküyü bıraktığınızda…yarınla ilgili kaygıyı….ve size sözünü ettiğimiz tüm o şeylerle ilgili kaygıyı saldığınızda – bu, yaşantınızın her anında olabilir. Her an, ruhun ve insanın ve benliğin birleşmiş, kaynaşmış akışına ve tüm yanıtların da hemen orada olmasına sahip olabilir. Söylediğimi reddedebilirsiniz. Size söylediklerimiz hakkında benimle tartışabilirsiniz. Ama, biz biliyoruz. Biz birçoğunuzu izlemekten biliyoruz – bu gerçektir, ve doğrudur, ve şu anda mümkündür.

Dünya, Tien döneminde yaşadığımız çalkantılı ve felaket dolu değişimlerden geçmek zorunda değildir. O zamanlar yaşadığımız savaşlardan ve işkencelerden geçmek zorunda değiliz. Dünya bundan geçmeyecektir. O, olaylar dalgacıklarından geçecektir. Farklı tekrarlardan geçecektir, ama bunlar felaket olmayacaktır.

Biz şimdi Dünya’yı batırmayacağız. Bunun için fazla yol katettik. Biz, bu fiziksel Dünya’ya uygun gelen (tekabül eden) enerjilerle Yeni Dünya’yı oluşturduk; bu Yeni Dünya yerli yerinde ve Eski Dünya’ya bağlı, birlikte ikiz gibi, sevgi dolu ikizler gibi çalışıyorlar. O, bu Dünya’nın tüm dengesini ve dinamiklerini değiştirdi, ve bu Dünya yok edilmek zorunda kalmıyor. Potansiyellerinin tamamını farketmek için artık zorluklardan geçmek zorunda değildir.

Bir an için, sözünü ettiğimiz bu Yeni Dünya’nın – hem fiziksel olan, hem de fiziksel olmayan bu yerin – Dünya’daki herşeyin, ve semavi alemlerdeki herşeyin en iyi dinamiklerini ve özelliklerini kendinde nasıl topladığını hissetmenizi istiyorum. O şimdi Eski Dünya ile nabız nabıza çalışıyor. Onların kalpleri birlikte atıyor. Bu, sözünü edeceğimiz bazı çok ilginç şeyleri, ikisi arasında oluşan bazı çok ilginç enerji modellerini ve bağlantıları oluşturuyor – aynı zamanda hem orada, hem de burada nasıl olabileceğiniz gibi.

Sevgili Şambra, bildiğiniz gibi, sizi candan seviyoruz, ve bugün farklı bir enerjiyi getirmek ilginçti, size konuşanın Ben Tobias’dan farklı biri olması ilginçti. Bunu daha çok yapmayı planlıyoruz. Biz, siz değiştikçe, sürekli değişmeyi planlıyoruz.

Ve şimdi sorularınızı yanıtlamaktan mutlu olacağız.

1.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Tobias, bu soru büyük bir olasılıkla gündeme gelmeyecek, ama yine de öbür tarafta duyuluyor ve hissediliyor. Neden Tobias, Yeni tanrısal enerjilerin tezahür etmesi için izin verilmesini, Eski öykünün bırakılmasını ısrarla söylüyor ve vurguluyorsun, sonra da ay be ay Eski öykülere ve Eski enerjilere kök salmış konuklar getiriyorsun? Neler oluyor Tobias, sözde alçak gönüllülük ve sınırlı yargı gibi hissedilen mizah anlayışın da neyin nesidir? Peki şefkat nerede? Bu tür bir enerji, geldiğini iddia ettiğin alemlerde mevcut değildir.

TOBIAS: Bir an için durup, SENİN kimi getirdiğine bir bakmanı rica ediyoruz (kahkahalar). Biz sadece hepinizin bir yansımasıyız. Biz belki de senin enerjilerimizle birleşmenin bir yansımasıyız, belki geçmişten kalan, belki de değil. Biz zaman zaman kendi yargılarınızın bir yansımasıyız. Evet, kendi kimliğimizi koruyoruz, ama biz sadece size kanallık ediyoruz. Sorun bizi mutlu etti. Ve bir dahaki sefere aynaya baktığında bir an durmanı rica ediyoruz (yoğun kahkahalar ve ah vahlar).

LİNDA: Ayy!

2.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selam Tobias. Cennetin trafiğinden kurtulup da geldiğin için teşekkürler. Ben, anımsayabildiğim kadarıyla, yaşantımın en tatsız ayını yaşadım. Ve bu yüzden de görüşlerini paylaşmanı ve doğru yolda olup olmadığımı söylemeni istiyorum ve….ben halimden şikâyetçiyim.

TOBIAS: Gerçekten de, bu zor bir aydı, sadece senin için değil, bu yüzden sadece sana hasmış gibi hissetme. Birçok Şambra için zordu. Ve, söylediğimiz gibi, Eylül ayı, değişim ayı olmak gibi bir döngüye sahip oldu. Ve bu, sisteminizi zorlayabilir. Sen bir anlamda – nasıl demeli – sen değişimlere kendi içindeki en derin düzeyden izin veriyorsun, ama özellikle de doğru şeyi yapıp yapmadığın konusunda endişeleniyorsun. Bu da sende oldukça çok travmaya neden oluyor.

Gerçekten de, sen doğru yerdeSİN, sen doğru seçimleri yapıyorSUN. Bazen seçimlerini öylesine bir tutkuyla yaşamak eğilimine sahipsin ki – nasıl desek – bu, yaşantında çok dramatik etkilere neden oluyor. Sen bunu farkettiğin sürece bu da uygundur. Ama boğazına kadar batmak zorunda olmadığını da farketmen gerekir. Bunu o noktaya kadar yaşamak zorunda değilsin. Bu, yani yaşamında olan biten herşey, sana eziyet olsun diye olmuyor.

Onun için şu anda senden, yaşamınla ilgili ne istediğinin potansiyelini seçmeni, o potansiyeli oluşturmanı rica ediyoruz, ve çevrendeki tüm dışsal enerjilerin ya da meydana gelen değişimlerin merhametine kalmadığını da anlamanı istiyoruz. Sen, başka insanlardaki değişimleri ve insanlık enerjilerini bedenlemek gibi bir eğilime sahipsin. Artık bunu yapmak zorunda değilsin. Bu, kendi değişimlerini bedenlemekle ve yaptığın seçimleri bedenlemekle ilgilidir.

Böylece ikimiz burada bir anlaşmaya varalım, çünkü bildiğin gibi, biz çok kez birlikte çalıştık. Biz şimdi düzenli bir biçimde birlikte çalışıyoruz. Ama, artık bu şeyleri yaşamak zorunda olmadığına dair bir anlaşma yapalım. Bunlar, kapını çalan ve şu anda kapını yıkmaya çalışan bu zorluklar, yaşantında olmak zorunda değildir. Onlara gitmelerini söyle. Onları getiren sensin. Şimdi de gitmelerini söyle. Orada olmak zorunda değiller.

2.ŞAMBRA: Ben onların gitmesini istiyorum, ama gerçekten….

TOBIAS: Ben bir “ama” duydum.

2.ŞAMBRA: Git! Git! Seni küçük kötü şey, her neysen git!

TOBIAS: Gerçekten de. Onları sen yarattın…”ama”lar yok!

2.ŞAMBRA: Peki, git. Ben….ben kayıt tutuyorum. Kayıt tutmaya çalışıyorum. Bana bunu Başmelek Mikail söyledi. Bu doğru mu? Ama öylesine altüst durumdayım ki….

TOBİAS: Sen bizim Başmelek Mikail’in söylediğine karşı çıkmamızı mı istiyorsun? (yoğun kahkahalar) Kayıt tutman gerekiyorsa tut.

2.ŞAMBRA: Hayır, ona karşı çıkmanı değil, ama onun söylediğini yapmak zorunda mıyım? (yoğun kahkahalar)

TOBİAS: Başmelek Mikail’e duyduğumuz en büyük hayranlık ve saygıyla şunu söylemek zorundayız ki, herşeyden önce, hiç birimiz sana ne yapacağını asla söylemeyiz. Eğer böyle algılıyorsan, yanlış algılıyorsun demektir. Ve sen, ne yapacağımızı ya da nereye gideceğimizi BİZE her zaman söyleyebilirsin. (yoğun kahkahalar)

2.ŞAMBRA: Peki, yani yapmak zorunda değilim. Eğer kanallık kitapları yazmak istemiyorsam, onları yazmak zorunda değilim.

TOBIAS: Hayır, hayır, sen sensin. Ya da Kuthumi’nin bazen dediği gibi, “Heey, sen sensin. Guru olan sensin.” (Guru=G-U-R-U). Hiçbirimizin söylediğine kulak asmak zorunda değilsin. Biz sana (size) bir şeyler söylemiyoruz. Biz seni (sizi) seviyoruz. Biz seni (sizi) destekliyoruz. Biz farklı bakış açılarını göstermeye çalışıyoruz. Ama, sana ne yapacağını söylemiyoruz.

Ve eğer kayıt tutmakla mücadele ediyorsan, bırak kayıt tutmayı. Eğer dua etmekle mücadele ediyorsan, dua etmeyi bırak. Eğer meditasyon yapmakla mücadele ediyorsan, meditasyonu bırak. Burada hiçbir formül söz konusu değildir. Size mümkün olan her türlü farklı yoldan sürekli söylemeye çalıştığımız tek şey, “Sen de Tanrısın. Onu sen yaratıyorsun”dur. Biz seni destekliyoruz. Başmelek Mikail seni destekliyor, ister kayıt tutmak için mücadele et, ister kayıt tutmayı bırak. Bu, sana kalmış bir şeydir.

2.ŞAMBRA: Ben ne yapmak istediğimi bilmiyorum. Büyük bir bolluğa sahip olmak istiyorum.

TOBIAS: O zaman öyle olsun.

2.ŞAMBRA: Ben bolluğu hissetmek, görmek, ona dokunmak ve onu harcamak istiyorum (yoğun kahkahalar ve alkış).

TOBIAS: Bu büyük bir şey. Ve bununla ilgili birçok Şambra’da hâlâ yoğun suçluluk duyguları var. Ve buna direnç var. Ona sahip olmak harika bir şeydir! Ve size hemen şunu söyleyebiliriz Şambra, bilgeliğiniz ya da enerjiniz ya da dengeniz, onu kötüye kullanmaya müsait değildir. Onu sevebilirsiniz….ve keyfine varabilirsiniz….ve sizden akıp gitmesine izin verebilirsiniz. Ama onu kötüye kullanmayacağınızı biz biliyoruz. Siz hâlâ o suçluluk duygusuna ve korkuya sahipsiniz. Eğer sizde çok olursa, başkalarında hiç olmayacak sanıyorsunuz.

Şambra, bu böyle iş görmez. Enerji böyle iş görmez. Onu yaşamınıza sokun. Biz bunu istiyoruz. Ona sahip olmanız için sizi tümüyle destekleyeceğiz. Ve onun nereden geleceğini zihninize danışmayın. O size yolunu bulacaktır. Bu bir fizik kuralıdır. Bunlar sözcükler, sadece sözcükler değildir. Bu bir fizik kuralıdır. Eğer Şimdi anınızda bir bolluk alanındaysanız, bolluktan başka hiçbir şey çekmezsiniz kendinize. Bolluğa sahip olmamanız gerektiğini söyleyen dersler çekmezsiniz kendinize. Böyle hissetmenize neden olacak Eski karmaları kendinize çekmezsiniz. Bolluk, bolluğu çeker.

2.ŞAMBRA: Ben bunları kendime çektiğimi bilmiyordum….

TOBIAS: Ben daha bitirmemiştim (kahkahalar). İlişki, ilişkiyi çeker. Senin kendinle bir ilişkin varsa – biz burada diğer kimselere konuşuyoruz – senin kendinle bir ilişkin varsa, bu başka ilişkileri çeker. Kendinle sağlıklı bir ilişkiye sahipsen, bu başka sağlıklı ilişkilerin yaşamına girmesine neden olur. Bu, bu kadar basittir. Peki şimdi….evet.

2.ŞAMBRA: Peki, yani son 20 yıllık yaşam tarzımı değiştirmek için gayrimenkulumu satmak pekâla mı? Ve umarım “poşetli kadın” olmam! (yoğun kahkahalar) (çvr.: “poşetli kadın”, usa’da sokaklarda yaşayan, oradan buradan bulduklarını poşetlerine dolduran evsiz kadınlar için kullanılan bir deyim)

TOBIAS: Şu anda ne yapmayı seçiyorsun?

2.ŞAMBRA: Eh, binayı satılığa çıkarttım.

TOBIAS: Yani satmayı seçiyorsun.

2.ŞAMBRA: Bu sadece param olsun da….

TOBIAS: Ama biz senin “poşetli kadın” olmayı seçtiğini de duyuyoruz, ve bu bizi şaşırtıyor (kahkahalar).

2.ŞAMBRA: HAYIR!

TOBIAS: Yarattığın dinamik ilginç ve bunu kendine çekeceksin de! Bunu yapmayı neden seçiyorsun ki?

2.ŞAMBRA: Hayır, seçmiyorum. Bunu istemiyorum. Ben sadece…. Janice Burney dedi ki, eğer “poşetli kadın” olacaksa, güzel bir poşeti olacakmış. Hayır, ben “poşetli kadın” olmak istemiyorum.

TOBIAS: Gerçekten de….peki ne seçiyorsun?

2.ŞAMBRA: Eh, Kuthumi’nin dediği gibi, yaşantımda herşeyin muhteşem olmasını isterdim….muhteşem bolluk gibi, herşeyin muhteşem olması gibi.

TOBIAS: Ve bunu mu seçiyorsun?

2.ŞAMBRA: Evet.

TOBIAS: Ve bunu yaşantına sokuyor musun?

2.ŞAMBRA: Evet.

TOBIAS: Ve, kabul ediyor musun?

2.ŞAMBRA: Evet.

TOBIAS: Ve, değerli olduğunu biliyor musun?

2.ŞAMBRA: Evet.

TOBIAS: Ve, Yaratan olduğunu biliyor musun?

2.ŞAMBRA: Evet.

TOBIAS: Öyle olsun.

2.ŞAMBRA: Evet! Teşekkür ederim.

TOBIAS: Bu o kadar basit ki (izleyicilerin alkışları).

3.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Başka bir insanla ilişkide olmanın hasretini çekip çok arzulayanlarımıza, kendiyle mükemmel bir ilişki içinde olan bir insanın yaşantısındaki bir gün nasıl olur, lütfen açıklar mısın. Bunu soruyorum, çünkü az önce ilişkilerle ilgili kanallığı dinledim, ve bir dolu duygu yükseldi içimde. Ben sanki bir ilişki için fazlasıyla hazır olduğumu hissediyorum, oysa bana yalnız olmanın bir armağan olduğu ve bir süre yalnız kalmamın benim için en iyisi olduğu söyleniyor. Yaşamımı biriyle paylaşmak istiyorum. Neden bu kadar çok beklemeliyim?

TOBIAS: Gerçekten de….bunu neden seçtiğini kendine yeniden sormalısın. Biz seni buna zorlamıyoruz. Senden daha güçlü olup da bunu olduran dışsal bir enerji yoktur. Senin dönüp kendine bakman gerekiyor. Kendinle ilişki kurma meselelerine bakman gerek ve değersizlik meselelerinin bazılarını ele alman gerek, sadece kendinle zaman geçirmek…. gibi meselelere el atman gerek.

Kendinle sağlıklı bir ilişkide olduğun yaşamın bir günü neye benzer, bunu tanımlamak zor. Ve bu bireysel olarak her birinize kalmış bir şeydir.

Ama benim bakış açıma göre Ben Tobias için kendimle kurduğum ilişkinin yaşamdaki bir günü, daha önce de değindiğim gibi, kendimle başbaşa kalmak için kulübeme gitmek, yarattığımın tam ortasında olmak ve onu yarattığımın farkında olmak olurdu. Ben bu gerçek, sevimli, güzel yeri yarattım. Ve kendim için o zamana sahip olabilir ve sadece parlarım. Orada yaptığım budur….sadece parlarım…sadece akarım…sadece olurum. Ve, başkalarını da davet edebilirim. Kuthumi’yi, ya da St.Germain’i, ya da herhangi bir varlığı kendimle ilişki kurduğum o alana davet edebilirim.

Bu, kim olduğunla barışık olmak, dingin olmakla ilgilidir. Ve senin enerjine bakıyorum, ve kendi benliğinle yüzleşmek zorunda kalmayasın diye yaşantına başka birini sokmak isteyen çaresiz bir enerjinin var olduğunu görüyorum. Ama sana bakıyorum, ve muazzam, muazzam bir Tanrı enerjisi görüyorum. Ve bu, kendi içinde onu bulmakla ilgilidir. Başkalarıyla bir ilişkiyi çok arzuladığını biliyorum, ama o önce kendi içinde başlar. Ve, yaşamındaki arkadaşlara bir bak, ilişkilere bile değil, sadece yaşamındaki arkadaşlara. Ve, aldığın zevke bak. Ve, bazı sorunlarına bak. Bunların tümü senin yansımalarındır. Teşekkür ederiz.

4.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias. Son zamanlarda, son Şaud’da kavramsal olmayan alem ya da dünya ya da ona benzer bir şey hakkında söylediklerinle paralel gittiğini düşündüğüm bazı deneyimler yaşıyorum. Ve epey bir süredir sabahları ve akşamları yatmadan önce uzunca bir süre soluma yapıyorum ve sadece kendime dönüyorum. Ve şu son aylarda olan, şu genişlik, açıklık. O, o kadar büyük ve o kadar güzel ki. Ve bana çok iyi geliyor. Ama onu yakalamaya çalıştığım an yok oluyor. Ve sonra bir şey daha farkediyorum, köpeğimi yürütürken, neredeyse o 5-yaşındaki-kızmışım hissine kapıldığım deneyimler yaşıyorum. Ve sırma saçlı iki kızın paten yaptığını görüyorum, ve tüm bu harika, kesinlikle harika deneyimlere geri gidiyorum. Ve ben çöplerimle, (içimdeki) pisliklerle çalışırken, psikolojik düzeyde bu tür deneyimler hiç yaşamadım. Ve ben şimdi….hergün, günde dört ya da beş kez bu deneyimleri yaşıyorum, bilirsin işte, çocukluğum oldukça iyiydi. Ve iyi olduğumu biliyorsun. Ve bu kavramsal-olmayan açılım, genişlik, yokuş aşağı gitmek….bu inanılmaz….bu neredeyse, sanki ben arabanın önündeymişim de arabayı yokuş aşağı kullanmamı izliyormuşum gibi bir şey. Ben deliriyor muyum?

TOBIAS: Gerçekten de (yoğun kahkahalar)….gerçekten, beyinle ilintili konulara ve herşeyle başa çıkmanın analitik yoluna sıkı sıkıya tutunmayı bırakıyorsun. Ve – nasıl desek – kendinle ilgili şeyleri anlamana yardımcı olmak için içinde olduğun o alana girmiştin.

Ama onu şimdi dönüştürdün. Tüm o psikolojik değerlendirmeyi dönüştürdün. Onun çok sınırlı enerji olduğunu farkediyorsun. Ve Yeni alemlere ilerledin. Böylece, kendini genişlettin. Zihninden çıkmak için kendine izin veriyorsun. Bir yandan Şimdi anında kalırken, bir yandan da çok-boyutlu alemlerde dans etmek için kendine izin veriyorsun. Onun sahip olduğu engin potansiyellere daha şimdi dokunmaya başlıyorsun, bu ister 5-yaşındaki-kızı hayal etmek olsun, ister arabanın önünde olmak. Bunlar daha sadece başlangıç.

Eski biçimleri bıraktıkça, kendinize çok daha fazla çok-boyutlu olmaya izin verdikçe, bunların gitgide daha gerçek olabildiğini hepiniz farkedeceksiniz. Bunlarda belki bazı zorluklar da çekeceksiniz, çünkü “gerçeği” tanımlamak çok zor hale gelecektir. Şu anda burada olmayı ya da online bizi dinlemeyi gerçek olarak tanımlıyorsunuz, ama size öyle oluşlar olacak ki, kendi kendinizi sorgulamak durumunda kalacaksınız. “Şimdi bu gerçek miydi yoksa benim hayal gücüm mü?” demek durumunda kalacaksınız. Ve biz de, “Ne fark eder? Ne fark eder?” demek durumunda kalacağız. Bu realite, 3-B, sadece çok, çok dar bir odağa, belki de şu anda gevşeyip genişlemeyi öğrendiğiniz bir odağa yerleştirilmiş hayal gücünüzdür.

Yani, içinden geçtiğin şey gerçektir. Deneyimlediğin şeyin meydan okumalarından biri de, – nasıl desek – sen açılıyorsun, ama senin bir parçan var ki – ona Kuthumi’nin dediği gibi ruh diyelim – bir parçan, belki de bazı müşterilerinin, alıcılarının gittiği yola girdiğini hissediyor. Ve bir anlamda, giriyorsun da, çünkü bildiğin gibi, onların birçoğu oralara gitti. Realite onlar için çok bulanıktı. Ama sen bunu bir Şimdi duruşuyla ve dengeli bir duruşla gerçekleştiriyorsun. Fark budur, evet, gerçekten. Harika yorumların için sana teşekkür ediyoruz.

5.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Sevgili Tobias, insanlara oy kullanmamalarını öğütlemen beni kızdırdı. Oy kullanmak politikaları etkiler, bu da insanları, genellikle de içimizdeki en incinebilir olan insanları etkiler. Oy kullanmak, kendimiz için bir şeye ihtiyacımız olmasa bile başkalarını korumak için sesimizin kullanılmasıdır. Bir oy, taciz edilmiş bir çocuğu ya da ilaç alamayacak durumda bulunan yaşlı bir insanı koruyabilir. Bir oy, gezegeni dengeye getirebilir ve çevrenin korunmasını sağlayabilir. Hainler, alçaklar, hesaplarını oy hakkı olanların kayıtsız kalması üzerine kuruyorlar. Lütfen öğüdünü bir kez daha gözden geçir (bazı gülüşmeler ve Tobias da güler).

TOBIAS: Buna nasıl cevap verirsin? E öyleyse kullan oyunu! (yoğun kahkahalar) Biz hemen (olaya) atlayıp oy kullanmanı….ve dünyayı değiştirmeye çalışmanı…ve tümünü dualite içinde karmakarışık etmeni rica ediyoruz. Ve bir yıl sonra falan bize gelip de işlerin senin için neden yolunda gitmediğini merak ettiğinde, başlangıca geri döneceğiz. Diyeceğiz ki, “Kısa duvarın arkasında dur. Dualitenin nasıl iş gördüğünü gözlemle. Gerçek değişimlerin nasıl gerçekleştirildiğini gözlemle, dualite değişimlerini değil, ama gerçek değişimlerin, Şambra.” Bir yıl sonra seni yeniden dinlemeyi umuyoruz (yoğun kahkahalar).

6.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Tobias, ben çok harika bir ilişki sürdürüyorum, ancak bu boyutlar-arası bir ilişki. Arkadaşım üç ay önce göçtü (öldü). Ve insanlar şöyle diyor, “Onu özgür bırak; yas tutma.” Ben yas tutmuyorum. Bu kişi beni sıkça ziyaret ediyor. Ve (bu ziyaretler, ilişki) gitgide daha derin, daha sevgi dolu ve daha harika oluyor. Ve ben sadece kimsenin genişlemesine engel olmadığıma dair – ruhsal spor (fitnes) hocamdan – kardeşçe bir onay bekliyorum.

TOBIAS: Gerçekten de engel olmuyorsun. Bu harika bir ilişki türü….herşey, cinsellik hariç (kahkahalar). O daha zordur. Ama biz – aramızda kalsın – burada diyeceğiz ki, bunu birbirinizle enerjisel olarak gerçekleştirmenin yolları vardır (yoğun kahkahalar).

6.ŞAMBRA: Teşekkür ederim. Ve ben kısa duvarın arkasında durup oy kullanma düğmesine öyle basacağım.

TOBIAS: Gerçekten de…ama hepiniz bunun gitgide böyle olduğunu göreceksiniz. Bu….sen Eski Enerjiye asılmıyorsun ya da tutunmuyorsun. Aslında sen bunun çok yeni bir biçimde olmasına izin veriyorsun. Birisi fiziksel bedenini terk edip de bizim tarafa geldiğinde, eğer suçluluk duygusunu temel alan bir yas söz konusuysa, o varlığın buraya kolaylıkla ve zerafetle gelmesi çok zorlaşır. Ve onlar bir anlamda dünyaya bağlı tutulurlar. Ama eğer yas tutma kabul edilir düzeydeyse, anlayış ve özgür bırakma söz konusuysa, o zaman o melek (o varlık) ziyarete geri gelebilir ve siz harika bir ilişkiye, harika bir eşe sahip olabilirsiniz. Ve onlar sizin fiziksel olmayan bazı alemlere gitmenize yardımcı olacaktır. Onlar bu konuda size rehberlik edecektir. Ve bu harikadır.

Seninle kurduğumuz ilişkiyi seviyoruz. Buraya geri gelebilme yeteneğine bayılıyoruz. Sen bize asılmıyorsun. Biz alemler arasında kapılar açıyoruz. Biz tüm bu dualite perdesini kaldırıyoruz. Ve, ziyaret amacıyla geri gelmeye bayılıyoruz. Yani hayır, biz yaptığın şey için seni cesaretlendiriyoruz.

7.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Yıllarca İsa’nın küçük kızkardeşi olduğuma çok inandım. Bu tabi hem benim, hem de karşılaştığım psikiyatristlerin başını çok ağrıttı (yoğun kahkahalar). Bana çok ilaç verdiler, ama ben hâlâ buna inanıyorum (kahkahalar). Psikiyatri’nin onu şimdi öldürdüğünü hissediyorum. Ama hâlâ merak ediyorum. Bununla ilgili bir şey söyleyebilir misin? Orada bulunduğun için teşekkür ederim.

TOBIAS: Gerçekten….biz burada dikkatli olmak istiyoruz. Bunu ne onaylamak, ne de yalanlamak istiyoruz. İçinden geçtiğin bu durum kendine daha fazla güvenmene ve kendi içgörülerine sahip olmana yardım eden – nasıl desek – kendi özünün sürecinin, işleminin bir parçasıdır. Yani demek istediğimiz, sen bizim bunu ne onaylamamızı, ne de yalanlamamızı istiyorsun. Psikiyatrların karşı çıkmasıyla, yapabilecekleri herşeyi yapmaya çalışan ilaçları almakla, sen kendini epey bir meydan okumayla karşı karşıya bırakıyorsun. Oynadığın oyun çok ilginç. Ve biz bunu aslında çok sevecen bir biçimde söylüyoruz.

Sen gerçekliğin doğasıyla ilgili muazzam bir içgörü geliştirmeye ve kazanmaya çalışıyorsun, özellikle de unsurlarla kendi parçaların arasındaki güvenin doğası hakkında. Buradaki Yeshua’nın kızı kurgusu, buradaki kurgu, tümüyle bununla ilgili, ama buna odaklanmaman gerekiyor. Bu, sana eğlenceli gelen ve öğretici olan tüm diğer dinamiklere bakmanla ilgilidir.

Ve bu işlemde biz yanındayız. Ve bundan nasıl sıyrıldığını izlemeye devam edeceğiz. Ve bu, senin psikiyatri ile ilgili gerçekten çok, çok güçlü bir çalışma gerçekleştirme potansiyeline sahip, ama aynı zamanda da gerçekliğin doğasının ne olduğuyla ilgili ve çok-boyutlu realitelerdeyken, kendine ait tüm veçhelerinle dengeyi nasıl koruyacağınla ilgili. Yani bu çalışmaya devam et ve cesaretini kırmasına izin verme. Senin dışındaki insanların dikkatini dağıtmasına da izin verme.

8.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Selam Tobias, ben 7 Ağustos tarihli Şaud 1’den bir şey okumak istiyorum. “Yatağa yattığınız ve bedeninizi ve zihninizi dinlendirmek için eterik alemlere süzüldüğünüz, ve gördüğünüz o güzel rüyalarda ruhunuzun ortaya çıkıp da oynamasına izin verdiğiniz bu zamana bayılıyorsunuz.” Görünen o ki ruhsal yaşamımda çok, çok şanslıyım. Hiçbir sorunum yok. Bana zor gelen bir yaşam değil. Çok kolay geliyor. Tüm enerjileri kabul ediyorum. Orada gerçekten endişelenecek hiçbir şeyim yok. Bir yük değil. Zor değil. Ama rüya halim tümüyle farklı. Normal gecelerimde çok net anımsadığım iki, üç, dört rüya görüyorum. Onların hepsi de çok rahatsız edici, sinirlendirici.Yaptığım şeyle kesinlikle başa çıkamıyorum. O kapasiteye sahip değilim. Yapmaya çalıştığım hiçbir şeyi bitiremiyorum; tamamlayamıyorum. Onu gerçekleştirmek imkansız. Ve bu 30 yıldır falan böyle. Yani bu, yaşantımın normal bir parçası, demek istiyorum. Onunla yaşamayı öğrendim. Bazen rüyaların arasında her seferinde uyanıyorum ve etkilerinden, baskılarından ve şundan ve bundan kurtulmaya çalışıyorum. Ve senin derin nefes almak ve gevşemekle ilgili sözlerini hatırlıyorum. Ve bir dakika kadar yatakta oturuyorum ve derin nefesler alıyorum. Ve iki dakika sonra, diğerlerinden daha da beter başka bir rüyaya dalıyorum. Sanki geri tepiyor. Bu yüzden herhangi bir önerin var mı diye merak ediyorum. Güzel bir rüyayı, harika rüyaları belki de ayda bir görüyorum. Sonuncusu ne zamandı anımsayamıyorum bile.

TOBIAS: Evet, gerçekten…gerçekten de…ve bir insan uyanış sürecine girip de açılmaya başladığında, etkilenen ilk şeylerden biri de, senin de deneyimlediğin rüyalarıdır. Rüyalar çok yoğun olmaya başlar, ve bazen de oldukça vahşi, ya da kafa karıştırıcı, ya da gücünü elinden alıyormuş gibi görünür.

Bu rüyaların büyük bir çoğunluğu, Dünya’ya gelmeden önce Yıldız Savaşları dediğimiz zamanla ve Boşluk’ta olduğun zamanlarla ilgilidir. Ve o zamanlar o kadar çok şey oldu ki, hepimiz hâlâ bunları anlamaya, bunlarla halleşmeye çalışıyoruz. Rüya haline girdiğin zaman, neredeyse anında bu Dünya-öncesi günlere, fiziksel bedenin olmadığı günlere geri dönüp anlamaya ve durumu çözmeye çalışıyorsun. O zamanlar meydana gelmiş, çatışan enerji durumlarının parçalarını ve veçhelerini gerçekten seçiyorsun. Bazı enerjileri Şimdi gerçekliğine, bu yaşantına çekip, çözülmelerini sağlamak amacıyla rüyalarınla gerçekten oraya geri gitmeye çalışıyorsun. Kendini kurtarmak için oraya geri gittiğini söyleyebilirsin.

Şimdi, artık onu bu şekilde yapmak zorunda değilsin. Geri gidip, ve rüyaların travmasından geçip, olmuş olan bir dolu şeyi kurtarmak zorunda değilsin. Senin bu Dünya-öncesi enerji veçhelerinin şimdi sana gelmesine, bu mekanda seninle olmasına gerçekten izin verebilirsin. Sen güzel ve güvenli bir ev kurdun, yani bu yaşamında kendi çevrende çok sabit ve çok sağlıklı bir enerji yarattın.

Şimdi kendinin tüm o veçhelerini – onlar senin ruhsal akrabaların gibidir – evine davet edebilirsin. Onları evinde şifalandırabilirsin. Onları, bağlı oldukları enerjilerden özgürleştirebilirsin. Kim olduğunu onlara söyleyebilirsin. Onlarla oturabilir…ve yüreğinde hissettiğin sevgiyi….yaşama sevincini….insan biçiminde olmakla neler öğrendiğini….ve Dünya’nın neyi temsil ettiğini paylaşabilirsin. Böylece, onları evine davet et. Onları şimdilerde bağlı oldukları enerjilerden o zaman özgürleştirebilirsin. Büyüyü çözebilirsin, anlıyor musun. Ve artık bu tür rüyaların seni etkilemesine gerek kalmıyacaktır.

8.ŞAMBRA: Çok teşekkür ederim.

TOBIAS: Ben teşekkür ederim.

9.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Tobias, içimizde eril/dişil enerjileri dengelemenin ne denli önemli olduğunu yıllardır duyuyorum. Şimdiye kadar da kimse çıkıp bize bunun nasıl gerçekleştirileceğini söylemedi. Bununla çalışıp ilerlememizi sağlayacak bir şey sunabilir misin? Ve, eril/dişil enerjilerimizin tümüyle dengede olduğunu ne zaman ya da nasıl anlarız?

TOBIAS: Gerçekten de, bu erille dişilin dengesi için senin ve birçok başka insanın yaratmaya çalıştığı enerjilerin birçoğu Uyumlu Birleşme’nin meydana gelmesiyle tezahür etmiş, bu gerçekliğe gelmiştir. Şimdi bu enerjiler hem senin için, hem de herkes için kullanılabilir haldedir.

Erille dişilin dengesi, tüm veçheleri – duyarlılıkları, muktedirliği – tüm bu veçheleri gerçekten anlamaktır. Bu, onları yaşamına getirmekle ilgilidir. Bu ille de kesin, şiddetli fiziksel değişimler olacak anlamında değildir. Enerjilerin bu dengesi daha çok duygusal ya da özsel düzeydedir.

Senin bu soruyu soruyor olman, bu dengeyi gerçekleştirmeye başladığının göstergesidir. Hem erilin, hem de dişilin, birbiri için bir alana izin vermek ve bu alanı tutmak zorunda olduğunu farkındasın. Ve o zaman onlar bunu doğal olarak yaparlar. Bu – eril ve dişilin bu dengesi – doğal bir işlemdir. Öyledir. Enerjiler yeniden birleşmek istiyor. Ayrıyken neler öğrendiklerini birbirleriyle paylaşmak istiyorlar. Onlar yeniden birleşmek istiyor. Yani bunun bir tekniği ya da hilesi olmadığını söylüyoruz. Gitmen gereken belirli bir okul yok. Bu, güvenli alanı yaratmakla ilgilidir. Ve onlar birbiriyle birleşecektir. Teşekkür ederiz.

10.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Tobias, zaman kavramı öykümüzün salmamız gereken sadece başka bir parçası mı? Ve eğer tüm korkularımızın, kuşkularımızın, ve dirençlerimizin tümünü aynı anda salıvermek için kendimize izin verseydik, ve kendimize koşulsuzca güvenmek konusunda yine kendimize gerçekten izin verseydik ne olurdu?

TOBIAS: Bu daha önce hiç yapılmadı, bu yüzden bilmiyoruz (kahkahalar). Bu – ve bu şimdi çok karmaşık bir yanıt olabilir – öncelikle zaman hakkında konuşalım. Zaman gerçekten de öykünüzün bir parçasıdır. Ve onu açıklamak çok zordur. Zamanla olan ilişkiniz, kol saatlerinizi ve saatleri, ayın ve güneşin ve Dünya’nın kendi ritimlerinin döngüsünü ve kalıplarını temel alır. Zaman biriminizi bunun üzerine kuruyorsunuz. Bu bir yanılsamadır, ama deneyimlerin akışına izin veren şeyler de vardır.

Bize birkaç kez, geçmiş, şimdi ve geleceğin birlikte meydana geldiğinin doğru olup olmadığı soruldu. Bu yine, yanıtlaması zor sorulardan biridir. Ama sizin bakış açınıza göre, hayır, onların hepsi birlikte meydana gelmiyor demek zorundayız. Gelecek daha yaratılmadı bile. Geçmişe geri gidip öyküyü – ya da öyküyle ilgili algınızı – değiştirebilirsiniz, ama olayları değiştiremezsiniz. Gerçekten önemli olan, içinde bulunduğunuz Şimdi anıdır. Önemli olan gerçekten budur. Yani harika sorular soruyorsunuz. Ve bunlar kendinize Şimdi’de olmaya izin vermekle çok ilgilidir.

Sen teorik ya da kuramsal bir soru sordun. Tüm korkularını salıp kendine tümüyle güvenseydin, bu kutsanmış bir şey olurdu. Bu değişimlerin tümünün bir anda olmasını beden kaldırabilir miydi bilmiyoruz. Kendi benliğinin bütün parçaları buna dayanabilirdi, biliyoruz, ama bu, bedenin kaybedilmesine neden olabilir. Aslında biz burada onaylanıyoruz. Bu gerçekten bedenin kaybına yol açacaktır (bazı gülüşmeler). Beden, geride bırakılan bir giysi yığınından başka bir şey olmayacaktır (kahkahalar). Ve bunun nedeni de, enerjilerin anında gelip, bir anlamda bedeni yakacak olmasındandır. Ve bedenin bu işlemden geçip kalmayı becerebilseydi bile, bedenden kurtulmak için ansızın öylesine bir arzu duyulurdu ki, ruhun çıkıp gidiverirdi. Teşekkür ederiz.

11.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Yaratıcı Dizisi, Ders 3, sanırım orada yeni bir dualite olacağından söz ettin. Bu dualite daha zevkli ya da üstesinden gelmek daha kolay olacak mı?

TOBIAS: Biz Yeni Enerjiler hakkında konuştuk. Ve şimdiye kadar size sözünü ettiğimiz Yeni Enerjiler, dualite enerjilerini de içerir. Yani, bir anlamda onun dualite veçhelerine sahip olduğunu söyleyebilirsin. Yeni Enerji dualite veçhelerini içermek zorundadır, çünkü geldiği yer orasıdır. Yeni Enerji’ye ulaşmak için gittiğiniz yol odur. Dilerseniz, yani bunu seçerseniz, dualiteyi açıp kapama yeteneğine daima sahip olacaksınız. Siz dualitede olmak ya da ondan çıkmak yeteneğine sahipsiniz. Bu yüzden bu gerçekten her an aktive edilebilecek ya da durdurulacak Yeni bir dualite türüdür. Teşekkür ederiz.

12.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Selamlar Tobias. Ben son zamanlarda enerji bedenimin çok, çok büyük olduğunu deneyimliyorum, ve aynı zamanda da melekler alemlerine çok yakın olduğumu deneyimliyorum. Ve benim melekler alemleriyle ve özellikle de Başmelek Mikail ile olan bağlantılarım hakkındaki görüşlerini almak istiyorum.

TOBIAS: Gerçekten de, sözünü ettiğin bedenindeki, ve özellikle de fiziksel bedenindeki bu tamlık (duygusu), birkaç ay önce söylediğimiz şeydir; “Karanlık dediğiniz şeyi yeniden kucaklamayı öğrendikçe, başka bir deyişle, tüm negatifliği kendinde tutmuş olan o şefkatli yanınızı kucaklamayı öğrendikçe, bedeninizde bir tamlık, bütünlük hissedeceksiniz, çünkü onu olduğunuz herşeyle yeniden dolduruyor olacaksınız” demiştik. Geçmiş yaşamların – hatta bu yaşamın – Eski öykülerini salıverdikçe, bedeninde daha bir tamlık, canlılık hissedeceksin, çünkü onlar boş alanları doldurmak üzere geri gelecektir.

İlginçtir – bazılarınız biyolojik bedenlerinizde çok boş alanlara sahipsiniz. Ve onları yiyecekle doldurmaya çalışıyorsunuz. Ve sonra da neden kilo aldığınıza şaşıyorsunuz. Ama içinizde bir boşluk var. Ve sen, tam, bütün bir bedene sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu deneyimliyorsun. Bazı insanlar….onlar bundan şikayet ediyorlar; anlamıyorlar. Kafaları karışıyor. Yeniden doldurmaya başlayıncaya kadar ne kadar boş olduklarını anlamıyorlar. Senin de anladığın gibi, bu, bedende hissedilen yepyeni bir duygudur. Ağrılar ve acılar hissediyorsunuz Şambra, ama gerçekte bedeninizi hissetmiyorsunuz, çünkü o epey bir süredir boştu.

Melekler alemleri ve özellikle de Başmelek Mikail’in enerjilerine geri gelirsek, gerçekten de algıların doğrudur. Sen bu çalışmayı gerçekleştiriyorsun. Ve şu anda senden istedikleri bir şey varsa – ve sen de bu mesajı aldın – onları buraya, Dünya’ya getirip, bu enerjilerin daha fazlasını burada tezahür ettirmeni rica ediyorlar. Başka bir deyişle, toplantıların için melekler alemine gitmektense, onları buradaki toplantılara getir. Şu anda işlerin oluş biçiminde büyük değişiklikler var. Bu da tıpkı rüyalarla ilgili önceki soru gibidir. Geçmişe rüyalarında geri gitmektense, rüyalarını buraya, Şimdi’deki evine davet et. Ve onların basit arzusu budur. Eğer bunu yaparsan, eğer onların enerjilerini buraya getirirsen, seni desteklemek daha kolay olacaktır.

12 ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Ben teşekkür ederim.

LİNDA: Dilersen bu son soru olsun.

13.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias, benim aslında iki sorum var. Büyük oğlum deyim yerindeyse hücreden yeni çıktı. Ve…

TOBIAS: Neden oraya girmişti ki? (yoğun kahkahalar)

13.ŞAMBRA: O, senin deyiminle karışık olanlardan biri. Ve ben onun için endişeleniyorum. Biraz kararsız görünüyor. Ve, o iyi olacak mı?

TOBIAS: Bunu yanıtlamak bizim için zor, çünkü potansiyeller arasında tam bir seçim yapmadı henüz. O – nasıl desek – kendinden pek emin değil ve bundan sonra yaşamına girecek şeyi daha seçmedi. Onu seçmekte çok suskun davranıyor, çünkü kim olduğunu daha tümüyle kabul etmiş değil. Yani bunu yanıtlamak bizim için çok zor. Ama senin buradaki enerjini temel alırsak, sözsüz olarak burada birbirimizle yaptığımız konuşmayı temel alırsak, şu anda ona özellikle yakın olmanı söyleyeceğiz. Ve soruyu doğrudan yanıtlayamadığımız için üzgünüz, ama o, potansiyelleri seçtiği bir noktada değil.

13 ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Ama biz – başka bir sorunu yanıtlamak için söylüyoruz – biz SENİN iyi olduğunu hissediyoruz. Sen doğru mekândasın. Ve biz bunu sadece kendini iyi hissedesin diye söylemiyoruz. Ama son zamanlarda senin muazzam izler sürdüğünü ve bunların gelip fiziksel dünyandaki ve düzenli yaşamındaki yerlerini gelecek birkaç ay içinde alacaklarını görüyoruz, evet.

13.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Evet. Ve, bir soru daha alalım.

14.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Merhaba Tobias, burada olduğuma seviniyorum. Ve, evimde bana katıldığın için sana teşekkür ediyorum. Nimetlerin çoğunu farkındayım. Onları hissediyorum. Onları sadece hakkım olarak kabul etmekle kalmıyor, ama hâlâ çıkıp dışsal onay arıyorum. Bu neden böyle oluyor?

TOBIAS: Bir anlamda, bunun sana iyi geldiğini söyleyebilirsin. Seni onaylıyor. Ve bu tüm Şambra’nın içinden geçtiği çok zor bir deneyimdir, çünkü daha önce gerçekleştirilmemiştir. Bazen, şimdi nerede olduğunu ya da nereye geldiğini anlamak için geriye dönüp arkana bakmak kolaydır. Onay ararken yaptığın budur. Böyle durumlarda onay aramak uygunsuz değildir. Bununla ilgili tek endişemiz, Eski Enerji dünyasının genelde sana o onayı vermeyeceğidir.

Eğer onay arıyorsan, Şambra’da ara. Kendi içinde ara. Ve bu onay – nasıl desek – garip bir biçimde, bazı çocukların içinde, sizin “kristal” dediğiniz bazı küçük çocuklarda olacaktır. Ve tekrarlıyoruz, biz bu terimden pek hoşlanmıyoruz. Ama bu küçükler seni herşeyden çok onaylayacaktır, çünkü onlar öyle çok sınırlı bir dualiteden gelmiyorlar. Onlar daha açık bir alandan geliyorlar. Onların bir ayakları şimdiden Yeni Enerji’dedir. Onlar liderlik için sana bakıyorlar, ama sana onay vereceklerdir.

Bu yüzden, çok küçük olanların bazısıyla konuş. Bu iki ya da üç yaşında olanlardan başlayıp, bazı durumlarda dokuz ya da hatta on yaşında olanlara kadar çıkabilir. Eğer sen buna açık olursan, onlar sana erişme yollarını bulacaklardır. Ve senin gözüne öyle bir bakacaklar ki, başka insanlar bunu hiç yapamaz. Ve, senin kim olduğunu görecekler, ve seni onaylayacaklar. Ve bunu yaptıkları zaman, onayın değerini bebeğin ağzından çıktı diye indirgeme, daha çok, berrak ruhların ağzından çıkanlar olarak algıla.

14.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Ben teşekkür ederim. Böylece Şambra, bu harika bir gün oldu. Programın büyük bir bölümünü Kuthumi’ye devretmek ben Tobias için bir onurdu. Ve bildiğiniz gibi, buraya konuk davet etmeyi seviyoruz. Size birçok farklı yoldan konuşmaya bayılıyoruz. Ve bu enerjiyi kabul ettiğiniz için de çok mutluyuz. Ve bu, genişlemenin ve yenilenmenin ve sizinle birlikte eğlenceli yerlere gitmenin bir kez daha gerçekleşmesine izin veriyor. Ve bildiğiniz gibi, Kuthumi oldukça nüktedan biri. Oama tutku ve güce sahip. Ve biz yakında, Cauldre’nın izniyle – bize parmağını sallıyor – yakında doğrudan Kont St.Germain’i dinleyeceğiz ve daha birçokları gelecek. Ve bunların tümü, sizin yarattığınız, bu genişleyen enerjinin bir parçasıdır.

Ve öyledir!

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.