Tobias’ın katılımıyla, Kanallık, Geoffrey Hoppe
Kırmızı Çembere sunulmuştur
3 Ocak 2009
www.crimsoncircle.com – http://kirmizicember.org
Ve öyledir, sevgili Şambra. Bu güvenli ve kutsal alanda, bu Şambra ve Ruh ve tüm olmuş olanın, tüm olacak olanın enerjisinde biraraya geliyoruz. Ve olmuş olan artık “yoktur, bitmiştir, geçip gitmiştir”. Sizin olacağını sandıklarınız, olmayacaktır. Ve bu da büyük ölçüde bu gelecek yılı özetliyor. (kahkahalar, Tobias güler)
Ah, sevgili Şambra, bu ne mutluluk. İnsanların eğlendiğini, yaşamın keyfini çıkarmalarını, korkuların salıverilmesini, olabileceklerin salıverilmesini duymak ve hissetmek, ne büyük mutluluk; olabileceklerin de salıverilmesi, çünkü olabilecekleri ne kadar düşünmeye çalışırsanız çalışın, büyük bir olasılıkla yine de değişecektir. Öyleyse, içinizin en, en derin düzeylerinde yarattığınızın keyfini neden çıkarmamalı ki.
Bu, sizlerle birlikte çalışacağım son takvim yılı olacak diye Cauldre’nın üzüntüsünü ve Linda’nın ve birkaç başka kişinin üzüntüsünü hissediyorsunuz. Ama bakın, ben geri geleceğim. Ben gitmiyorum. Bu yolculukta size katılmak üzere insan biçimine geri dönüyorum. Bunu, evrenin tüm yıldızları pahasına da olsa, kaçıramazdım. Hiçbir şey pahasına kaçıramazdım.
Ha evet, belki biraz da gerçeklik payı içeren bir söylemle, önce sizlerin gelip de yolu açmanıza, zorluklardan geçerek bilinci değiştirmenize ve yeni bir biçim almasına yardım etmenize izin verdiğim, ve sonra da sadece buraya gelip arkanızdan sizi izleyeceğim söylenebilir. Ama ben şu son 10, 20, bazılarınızla 30 yıldır bu yolculuğu birlikte yapıyorum. Ben, Atlantis ve Tien Tapınakları zamanından beri, birçoğunuzla Eski Mısır, ve 2000 yıl önceki Yeshua zamanından beri bu yolculukta sizinle birlikteydim. Ben bu son kanallıklarımdan hiç de üzüntü duymuyorum, çünkü artık sizinle aramda bu perde ya da bu ayrılık olmayacak. Ben sizinle birlikte hemen orada olacağım.
Birçoğunuzla şahsen karşılaşacağım. Bazı toplantılar olacak, bundan çok, çok yıllar sonra, ve benim karşılaşacağım kişiler… size şimdi bakabiliyorum, (Cauldre’nın gözleri açılır) kim olduğunuzu görebiliyorum… (duraklama) (Cauldre’nın gözleri kapanır ve Tobias güler, izleyiciler de güler ve alkışlar) Cauldre bunun geleceğini bilmiyordu ve hemen buna son verdi, ama… (yoğun kahkahalar) İşte ben bu yüzden Dünya’ya geri gelmek zorundayım – o (Cauldre), o gözleriyle öylesine cimri ki! Bana tüm verdiği kısacık bir göz atma fırsatı! (kahkahalar) Sadece gözlerinize bakabilmek için insan biçimine geri gelmek zorundayım. (Tobias güler) Yakaladım seni, Cauldre.
Böylece, bu yıl sizin için sürprizlerle dolu olacak. Ve şimdi Şaud’a başlayalım. Bugün üzerinde konuşacağımız çok şey var – birçok ilginç haber ve bilgi – ve herşeyin arkasında yatan muazzam miktarlarda bilinç. Bugünün konuklarıyla başlayalım.
Bugünün Ev Ödevi
Ama bunu yapmadan, önce ev ödevinizi vermek istiyorum… önce ev ödevinizi. Ha bu, bu kez kolay bir ev ödevi. Geride bırakmanızı istediğim bir şey var. Onu geçen yıldan… aslında son yaşamdan… aslında, çok uzun bir süre öncesinden buraya getirdiniz. O, beraberinizde taşıyıp durduğunuz bir şey. Maddesel olması gerekmiyor. O bir duygu, bir his, ya da belki bir inanç sistemi olabilir. Yeni bir yıla girdiğimiz bu günler, onu geride bırakmak için harika bir zamandır. Buradan çıkıp giderken onu kapıya bırakıverin. Evinize vardığınızda onu banyoda bırakıverin. Sadece oraya bırakıverin. Bu yeni yıla girerken onu geride bırakın. Ona ihtiyacınız yok. Ve ben sizin onunla biraz nefes yapmanızı isterdim.
Peki nedir? Siz onu hissediyordunuz, hatta son zamanlarda düşünüyordunuz da. Siz bu ağırlığı, bu yükü hissediyordunuz. Ama bazen dönüp de doğrudan yüzüne bakmaya çalıştığınızda, yok oluyor. Bir belirsizliğe, bir bulanıklığa geri dönüyor. Ama yaşamınızda bir şey var.
Şimdi, zihniniz ânında devreye girdi. Bunu bırakalım. Hisse gidelim. His, bedeni, zihni ve ruhu birleştiren, tümünü kapsayan yanınızdır. His, duyularınızı ve farkındalığınızı açmaktır – gerek fiziksel duyuları gerekse tanrısal duyuları.
Sanki onu beraberinizde taşımak zorundaymışçasına, bir zincir ve top gibi sürükleyip durduğunuz bir şey var. Bu belki eski bir karmik ilişkidir. Belki eski bir inanç sistemidir – alışık olduğunuz o iyi-kötü inancı. Belki, değersizlik inancıdır. Belki, yaşamın zor olması gerektiğini söyleyen bir inanç – değerli olabilmesi için bir mücadele, çaba olması gerekiyor gibi. Bu belki, bir şeyi oldurmak yerine onun olmasını beklemeye ilişkin bir inançtır – onun size geldiğine ilişkin bir inanç, ama onu Şimdi ânınıza getirmek yerine, size gelmesini sürdürmek gibi; hayalleri gerçekleştirmek yerine, hayallerin hayal olarak kalmasının daha iyi olduğu inancı.
Bazen, olabilecekleri hayal etmek çok daha kolaydır, çünkü hayal ettiğiniz kadar güzel olmayabilir diye onu gerçekliğinize getirmekten ödünüz patlıyor. Bazen hayalleri ayrı bir gerçeklikte ayrı bir dünyada tutmak daha iyi geliyor size, çünkü belki orada güvendedirler. Hayallerinizi, özlemlerinizi, kalbinizi, oyunculluğunuzu, yaratıcılığınızı başka bir yerde tutuyorsunuz, çünkü, ya Dünya’ya gelir de fiziksel beden gibi, amaçlar, hedefler gibi yok olur giderse (diyorsunuz)?
Belki bu eski bir inanç sistemidir, Şambra, artık geride bırakabileceğiniz eski bir inanç sistemi. Ha, o, meleksel varlıklar tarafından temizlenecektir. O, enerjiyi yalayıp yutan, onu parçalayan, ve onu sıkışıp kalmak yerine doğal, saf enerji haline geri getiren tüm o küçük – nasıl diyorsunuz – çokboyutlu böcekler tarafından temizlenecektir.
O nedenle, bir an için, neyi geride bırakmayı seçtiğinizi hissedin – ve ben seçim kelimesinin altını çiziyorum. Burada hokus pokus ya da üçkağıt yapmanız gerekmiyor. Üzerine kutsal su serpmeniz gerekmiyor, ve sizden bunu alsın ya da dönüştürsün diye bir gurunuzun olması gerekmiyor. Bunu siz yapabilirsiniz. Yeni Enerjinin güzelliği budur. Siz yapabilirsiniz.
Neyi geride bırakmayı seçiyorsunuz? Ve bu ne tür bir boşluk bırakıyor? Hangi oyunu oynamaktan vazgeçmeniz gerekiyor? Ah. Neden onu bunca zamandır taşıyıp durdunuz? Bir amaca hizmet etmiş olması gerekir. Ve onu geride bıraktığınızda, nesini özleyeceksiniz?
Şimdi, sizi uyarıp diyeceğim ki, onu geri bıraktığınız zaman, dönüp arkanıza bakmayın. Dönüp arkanıza bakmayın. Böyle bir eğilim var – sanırım böyle bir öykü var İncil’de, geriye bakmakla ilgili – arkanıza bakmayın, çünkü bu sadece, belki de gerçekten bırakmaya hazır olmadığınızı söyleyen bir simgedir. Bıraktığınız zaman, bırakın gitsin. Onu statik bir boyutta tutmayın. Fikrinizi değiştirecek olursanız diye, onu orada tutmayın. Bir seçim yapın ve bırakın.
Ben sizin İnternet mekanizmanızda, o Mesaj Tahtanızda, birbirinizle iletişim kurmanızı istiyorum. Birbirinizle neyi bıraktığınızı paylaşın, ki başkaları da onun arkasında yatan tutkuyu, ve belki çabayı ve sevinci de hissedebilsin. Kalpten paylaşın. Bütünlüğünüzden ve özgünlüğünüzden paylaşın. Bıraktığınız zaman, arkanıza bakmayın – ha, buraya bir dipnot koyayım – özellikle, özellikle de bu bir ilişkiyse.
Şimdi dipnota da bir dipnot koyacağım ve diyeceğim ki, eskimiş ya da tükenmiş karmik bir ilişkiyi bırakıp, arkanıza da bakmadan sevinç dolu yolculuğunuzda yürümeyi sürdürürseniz, o ilişkinin yol üstünde karşınıza çıkma olasılığı çok, çok yüksektir. Yolunuza çıkacaktır. Ama artık o ilişki dönüşmüştür. Enerjisi ve eski karması dönüşmüştür. Böylece bir zamanlar ilişkide olduğunuz kişiyle yeniden karşılaştığınızda, (o ilişki) artık geçmişe dayanmayacaktır.Yeni potansiyelleri ve fırsatları temel alacaktır. Artık o ıstırapları ve acıyı ve suçluluğu taşımayacak, ama yeni bir potansiyel taşıyacaktır – bunu seçerseniz tabii. Belki de o ilişkiyi yeniden kurmayı seçmeyeceksiniz. Belki o sevgili varlığı sadece yolda selamlamak, kutsamak, onurlandırmak, ve yaşamınızda size verdiği herşey için teşekkür etmek isteyeceksiniz.
Böylece derin bir nefes alın, ve bugün birlikte gerçekleştirdiğimiz Şaud’umuzun sonunda – fazla uzun sürmeyecek, sevgilim – Şaud’un sonunda, bir şeyi geride bırakın ve dönüp arkanıza bakmayın. Yeni Enerjiye doğru yürüyün gidin.
Hmm… ah, geri dönmeyi nasıl da sabırsızlıkla bekliyorum!
Bugünün Konukları
Bugünkü konuklarımızın arasında, özellikle üçü (öne çıkıyor): İlki, Yeni Enerji biçiminde insan doğasını inceleyen ve yeniden gelen Carl Jung. O, Yeni Enerji bilinci kitaplarını ve Eski Enerji psikolojisinden çok farklı olan Yeni Enerji psikoloji kitaplarını yazmanızda bazılarınızın – burada bulunan bazı kişilerin – esinlenmesine yardım edecek. Bazılarınızın, yeni kozmik bilinç hakkında kitaplar yazmasına yardım edecek, ki kendi de geçmişte birkaç tane böyle kitap yazmıştı. Ama o, sizin adınıza yazmaya, bir hayalet gibi, hazır ve gönüllü bir halde geliyor – burada panik yaratmaya çalışmıyoruz, (kahkahalar)… bu cümleyi benim için o yazdı – gerçekten, benim ikili-varoluş diyeceğim hale girdiğinizde, sizin adınıza yeni kozmik bilinçle ilgili kitapları yazmaya geliyor. Ve ben birazdan ikili-varoluşu açıklayacağım.
Böylece, yazar olan ya da yazar olacak olan bazılarınız, son zamanlarda yazma güdüsünü hisseden bazılarınız, psikoloji dalında klinik bir eğitime ya da üniversite geçmişine sahip olmadığınız gerçeğinin üstesinden gelin. Bunu bir nimet olarak görün. Jung gelecek, ve sizinle yeni psikoloji üzerinde çalışacaktır. O bunu dikkatlice inceliyordu, ve bu toplantıya yeniden bir konuk olarak geri gelmesinin nedeni de budur.
İkinci konuk: Benim Sam dediğim sevgili varlık. Sam şu anda geliyor. O, uyanık bir halde. Şimdi, çoğunuzun bildiği gibi, Sam, benim Dünya üzerindeki bir sonraki enkarnasyonum. Sam, Birleşik Devletler’in batısında yaşayan, bu ara çok canlı olan genç bir çocuk. Ben bir süredir özümü Sam’le birleştirip bütünleştiriyorum. Sam, kendi kimliğine epey sahip. Ben yalnızca Sam’i kontrol eden Tobias değilim. Ben, Sam’i yaratmaya yardımcı oluyorum, ama Sam’i yaratmaya ne kadar yardımcı olursam olayım, ona özgürlüğünü, bağımsızlığını, kendi egemenliğini de verdim. Bedenlenmeler, en iyi durumlarda, böyledir; sizin ruhsal varlık diyeceğiniz, Dünya’daki insanın yaratımına egemenlik verir. Ve ben de Sam’e bunu verdim, yavaşça kendimi onunla bütünlüyorum, ve bu inanılmaz, inanılmaz bir çalışma.
Farkındalık ve bütünleşme çift yönlü çalışır, her zaman. İşte, elimizde Sam var, genç bir oğlan, şu anda uyanık bir halde, gerçi şu anda biraz hayallere dalmış durumda ama, son kez bizimle birlikte olduğundan çok daha olgun bir halde. Bir şeylerin olmakta olduğunu biliyor. Şu anda evdeki gerçekliğinde çok mevcut, İnternet denen şeyin dikkatini dağıttığını düşünüyor. İnternette gezinip duruyor, ve şu işe bakın, kendini nerede buluyor dersiniz? Crimson Circle web sitesinde. Şu anda canlı yayına bağlı değil, ama Kırmızı Çemberin enerjisinde bulunuyor.
Ruhsal enerjisi de burada, sizinle ve benimle birlikte, birlikte gerçekleştirdiğimiz bu Şaud’un özünü hissediyor, ve içinde birşeylerin canlandığını, ona çağrıda bulunduğunu, onu katılmaya davet ettiğini hissediyor.
Ruh-İnsan Bütünleşmesi
Sam, özellikle de şu son aylarda bütünleşiyordu. Çoğunuzun yaptığı gibi bilinçli olarak değil, ben Tobias’ı da içeren, ama Tobias’la da sınırlı olmayan tanrısal özünün daha fazlasını bütünleştiriyordu. O, ona akan bir enerjinin, bir bilincin olduğunu, bunun kendi gerçekliğinin doğasını değiştirdiğini, ona sezgiler sunduğunu, şimdiye kadar hiç sahip olmadığı farkındalıklar sunduğunu giderek daha çok fark ediyor. O ve ben düzenli olarak konuşuyoruz, ama o beni Tobias olarak nasıl tanımlayacağını daha bilmiyor. Sadece, giderek ona daha tanıdık gelen, daha rahat hissettiği bir yanı olduğunu biliyor, ve bu yüzden de o yanını yaşamına katılmaya davet ediyor.
Hepiniz kendinizi açmaya başladığınız bir geçmişten gelirken, o tanrısal yanınızı başka bir yerlerde uzak tuttunuz; onun buraya, Dünya’ya giriş yapmasına izin vermediniz; onun Dünya enerjileriyle çarpıtılmasını ya da başka insanlar tarafından manipüle edilmesini – belki de enerjilerinin çalınmasını ya da başkalarının onu sizden almasını – istemediniz; oysa Sam şu anda çok açık. Bu tür korkuları yok, onun için de tanrısalın bütünleşmesine izin veriyor. Bu kavramları daha bilmiyor, ama yakında bunların çoğunu Crimson Circle web sitesinde ve Kryon web sitesinde ve başka web sitelerinde bulacak. Ona kozmik bilinç ya da ruhun uyanışı hakkında bir zemin sağlasın diye Jung’la ilgili çok şey okuyacak.
Böylece o, bu bütünleşmenin olmasına izin veriyor, ve bu onun için inanılmaz – bazen de korkutucu – bir keşif. Ama aynı şekilde, sevgili Şambra, aynı şekilde ben de onunla bütünleşiyorum. Sam denilen varlığı giderek daha çok farkında oluyorum. Onun insanca eğilimlerinin ve insanca gereksinimlerinin giderek daha çok farkında oluyorum. Kısmen, insan tarafından davet gelmediği için, kısmen de bir üst-ruh fazla yakına gelmekten korktuğu için, genelde bir ruhun ya da bir üst-ruhun gerçekleştirdiğinden çok daha yakına gelmek için kendime izin veriyorum.
Yani benim açımdan da bir bütünleşme söz konusu. Bir taraftan Sam’in kendini açıp, Dünyasal fiziksel bedenine girmem için izin verdiği de söylenebilir. Ama, benim de kendimi açıp Sam’i ruhsal alemlerde kabul ettiğim, insan özünün bana katılmasına, bu alemlerdeki üst-ruha katılmasına izin verdiğim de söylenebilir.
Burada parlak bir ders, bugün burada bulunan hepiniz ve tek tek her biriniz için bir ders söz konusu, çünkü sık sık… sık sık üst-ruh insan alemlerinde kendinin bir ifadesini yaratır, ama sonra da uzaklığını korur. Çoğu kez üst-ruh insan varlığını yaratır, ama onunla bağlantı kurmak ona zor gelir. Perde, çift yönlü çalışır – kesinlikle çift yönlü çalışır. Üst-ruh bazen bunu kendi insan varoluşuna karışmak istemediği için yapar; bazen de çok yakına gelip de insan gerçekliği denen şeye çekilmekten korktuğu için yapar; bazen de üst-ruhun bazı kısımları çok yaralı ve çarpıtılmıştır. Üst-ruhun bazı kısımları, kendi korkularına ve kendi cehennemlerine kapılmış halde yakın Dünya alemlerinde kalır, o nedenle de, Dünya üzerinde yaşayan insan denen şeye karşı biraz ilgisizdirler.
Böylece, ruh, üst-ruh, varlığın kendi veçheleri ve Dünya’daki insan arasında büyük bir kopukluk vardır. Ruhla insan arasındaki kopukluğu, ruhun kendi ifadesine nasıl gücendiğini ya da onu reddedip sırtını döndüğünü ne kadar sık gördük ve hissettik – gerçekten de, evet, ruhlar bunu yapar, o insan ifadesine sırtını döner – ve o Dünya’daki insan ne hisseder? Değersiz, sevilmediğini, ona gerek duyulmadığını.
Siz Dünya’daki çalışmanızı, bilinç değişimi ve evrimi çalışmasını gerçekleştirirken, bizim tarafta da buna paralel bir çalışma sürüyor – yaralı, parçalanmış, tecavüz edilmiş, hapsedilmiş, kendi ruhlarının bile bakamayacağı kadar işkence görmüş insan enkarnasyonlarına sahip ruhların uyanması ve yeniden-bütünleşmesi, onların yeniden bütünlüğe geri getirilmeleri. Siz çalışmanızı gerçekleştirirken – ki bunun önceliği vardır, yolu açar. Siz çalışmalarınızı gerçekleştirirken, bizim tarafta da, ruhları insan ifadelerine geri getirme çalışmaları sürüyor. Sadece bu yaşamın insan ifadeleri değil, ama Dünya toprağına gömülmüş ifadeler, yakın Dünya alemlerinde dolanan ifadeler, yeniden biraraya getiriliyor.
Sam’le edindiğim deneyimler bana yeni içgörüler kazandırıyor, ve bana insan yaratımıyla, insan ifadesi ve onun egemenliği ile varlığın üst-ruhu arasındaki ilişkide yeni içgörüler kazandıracak kitaplar da olacak. Bu farkındalık… tüm bu farklı düzeylerin aynı zamanda meydan geldiğine ilişkin farkındalık, yalnızca insanla ilgili bir şey değildir. Ruhla da ilgilidir.
Ve sevgili Şambra, sizler Dünya’da başı çeken ve kendi özünü, kendi ruhunu, kendi benliğini geri çağıran, onun Dünya’da sizinle bütünleşmesine izin veren ve sizi, diğer alemlerde de onunla bütünleşmeniz için cesaretlendirmesine izin veren, kendini yeniden biraraya getiren Bayraklarsınız.
İnsanlar bazen geceleri yakınıyor, geceleri dua ediyor. Anlayış ve rehberlik için dua ediyorlar. Kırık bir kalbi onarmak, kendi insan zihinlerindeki karışıklığı yatıştırmak için dua ediyorlar. Ve merak ediyorlar… neden herkesin onları duymaz göründüğünü merak ediyorlar. Bu bazen ruhtur. Ruh, ya kendine özgü bir eziyet içindedir, ya da sırtını dönmüştür.
Yeni Enerji budur. O eski dinamikleri değiştiren, özü ve ruhu buraya, Dünya’ya getiren ve başka alemlerde kendi farkındalığınızı ruha katmak için ruha izin veren sizsiniz. İşte cennet ve Dünya bu noktada karşılaşır. Yeni bilinç budur.
Sam’in burada olması ne büyük bir onur. Sam’in beni dünyasal varlığına davet etmesi, onun için ne büyük bir onur. Onun burada, diğer alemlerde olması benim için ne büyük bir mutluluk.
İkili-Varoluş Hali
Sam ikili-varoluşa çok sahip olmaya başlıyor. İkili-varoluş – yeni bir kelime. Bu, sizin şu anda olduğunuz gibi, an’da olmak, ama aynı zamanda birçok farklı yerde olmak anlamına geliyor. Bu bir çelişki gibi gelse de, aslında hiç değil. Siz şu anda bunu, bilerek ya da bilmeyerek, yapıyorsunuz. Siz sadece bu yıl bu konuda daha iyi üstatlar haline geleceksiniz.
Şu anda Sam uyanık bir halde bilgisayarının başında… Cauldre Macintosh’mu diye soruyor. (kahkahalar) Değil. Ana-babasının üniversitede profesör olduğunu size söylemiştim, çok zihinseller. Böylece… (Tobias güler) Böylece, Sam şu anda çok uyanık bir halde. Ayrıca Crimson Circle web sitesinde de dolanıyor. Ve aynı zamanda kendi insan gerçekliğinde benim mevcudiyetimi hissediyor, ve benim gerçekliğimde de kendi varoluşunu. O bunların hepsini aynı anda ve kusursuz bir biçimde yapıyor, ve bunu yapmada ustalaştıkça, bunun tüm ince ayrıntılarını ve farklı düzeylerini de giderek fark etmeye başlıyor. İşte buna ikili-varoluş hali deniyor. Bu, kendinize, aynı anda çoklu boyutlarda ve gerçekliklerde olma iznini vermektir.
Farklı varoluş noktaları ya da farklı gerçeklik düzeyleri arasında sıçrayıp durmak yerine, ikili-varoluş hali, tüm farklı boyut hatlarının – ve anımsayın, boyutlar birbiri üzerine istiflenmezler, onlar birbirine karışır – ama tüm bu farklı boyutların aynı noktada birleşmesi anlamına gelir. Varolma Noktası’nda.
Geçmişte bunu gerçekleştirmek çok zordu. Beden için yıkıcıydı, ve zihin de onu anlayamazdı. O nedenle farklı gerçekliklere sıçrayıp durduğunuzu görüyor ve yalnızca bir tanesine odaklanabiliyordunuz. Hayal kurduğunuz bir halde, ya da Dünya’daki bir projeye çok odaklanmış bir halde olabiliyordunuz, ama her ikisini de aynı anda yapmak çok zordu. Uykunuz sırasında rüyalarınızda bir yerlere gidebiliyor, ya da çok uyanık bir halde arabanızı kullanabiliyordunuz. Ama her ikisini aynı anda yapmak çok zordu.
Bu yıl, kendi ikili-varoluşunuzun da farkına varabildiğinizi, aynı anda birçok şeyi birden yapabildiğinizi göreceksiniz. Bunun kafanızı karıştırması gerekmiyor. Sizi yoldan çıkarması gerekmiyor. Birçoğunuz – nasıl desek – yerinizi kaybedeceksiniz, dengenizi kaybedeceksiniz ve büyük bir uçuruma yuvarlanacaksınız kaygısı taşıyor. Oysa salıverdiğiniz zaman, aslında büyük bir zerafetle genişlediğinizi fark edeceksiniz. Tüm farklı gerçeklikler, sizin Varoluş Noktanızda birleşecektir. İkili-varoluş halinde olmak, bu anlama geliyor.
Böylece Sam bize katılıyor, çünkü ben giderek onun yaşamının bir parçası oluyorum, ve o da benimkinin. Ve ben sizi şimdi, ister bu sandalyelerde oturuyor, ister dinliyor ya da ister bunu sonradan okuyor olun, bir an için durmaya davet ediyorum. Derin bir nefes alın. Ruhunuzu, özünüzü, şu anda yaşamınızda size katılmaya
davet edin.
(duraksama)
Yaşamınıza, sanki kırık dökük, pis bir eve bakıyormuşçasına bakmayın. Onunla ilgili yargıda bulunmayın. Ruhunuzu, tanrısallığınızı, bir onur konuğu olarak içeri davet edin. Onu, bahaneler bulmadan, şunu ya da bunu sonradan düzelteceğinizi söylemeden, önce kendinizi arındırmanız gerektiğini söylemeden, ortaya özürler ya da gerekçeler atmadan davet edin. Şu anda ikili-varoluş halindeyken özünüzü, ruhunuzu, gerçekliğinize davet edin.
Ve ruhunuz, ona, onun bütünlenmiş benliğine katılmanız için sizi çağırdığında, o cesur ve gözüpek hamleyi yapın. Ona katılmak amacıyla, diğer alemlerde, diğer boyutlarda kendinize, ruhunuza katılmak amacıyla o adımı atın. Diğer boyutların buradan bir milyon mil uzakta olması gerekmiyor. Onlar yarım nefes uzaklığındalar. Kendi ruhunuza katılacak kadar, fizikselin ve zihinselin ötesine genişleyerek ona katılacak kadar kendinizi açabileceğinize güvenin, bu güvene izin verin.
Buna derin bir nefes alalım.
(duraksama)
Ruhunuz çok meraklıdır. Ha, siz onun sadece damarınıza bastığını ve iplerin elinde olduğunu ve size önceden belirlenmiş bir hayat biçtiğini mi sanıyordunuz? Hiç de değil. İyi, kötü ya da kayıtsız gerçekliğinizi yaratanın ruhunuz olduğunu düşünüyordunuz. Oysa onu yaratan sizsiniz. Ruhunuz bu konuda size katılmak istiyor, ve sizin de onun yolculuğuna katılmanızı istiyor. Şimdi bu, gerçek bütünleşmedir, ve sizin için bu yıl böyle bir yıl olacaktır – her düzeyde gerçek bütünleşme.
Üçüncü Konuk
Sonraki konuğumuz… derin bir nefes alalım ve içelim. Görüyorum ki, bu ay o gazlı içecekten yok, şu alışılmadık, tatlı su var.
Sonraki konuğumuz, ki bu, yıl ilerledikçe önem kazanacak bir konuktur: Birleşmiş Milletler dediğiniz grubun özü. Şimdi, onların hepsinin aynı anda buraya akması gerekmiyor, bir öz vardır. Birleşmiş Milletler’i temsil eden bir varlık türü vardır.
Bu kuruluş hakkında ne düşünüyor olursanız olun, o, bir bütün olarak dünyayı temsil etmeye çalışan ve yönlendirmeye ve etkilemeye çalışan ve Dünya üzerinde az sayıdaki kültürel, politik, coğrafi kuruluşlardan bir tanesidir. O – her zaman başarılı olmasa da – Dünya’ya huzur, barış ve uyum getirmeye çalışan az sayıdaki kuruluşlardan biridir. Evet, bir insan kuruluşu olarak onun da bozulup kokuşabileceğini biliyorum. O da bürokrasilere kapılabilir. O da kendi para mücadelelerine kapılabilir , çok da insanca davranışlarda bulunabilir. Ama burada bir umut var. Burada, bu gelecek yıl içinde Dünya için bir umut var, ve Dünya’nın bu gelecek yılda ona ihtiyacı olacak.
Böylece biz Birleşmiş Milletler’in – tüm milletlerin – özünü buraya davet ettik. Onu şefkat ve kabulle buraya davet ettik. Onu, bu Şambra enerjisini hissetmesi ve değişimin önce bilinçte meydana geldiğini ve sonra dünyaya yayıldığını anlaması için buraya getirdik. Onun için, sizden Şambra, bu Dünya’nın bilinç işçilerinden, Birleşmiş Milletler’in enerjisini buraya davet etmenizi rica ediyoruz.
Gelecek Yıl
Şimdi 2009 hakkında konuşalım. Ah, insanlar yılın başındaki bu öngörülere bayılıyorlar. Sorun şu ki, kimse yılın sonunda geri dönmüyor! Ama biz döneeceğiz. Siz döneceksiniz… siz döneceksiniz.
Şimdi bu gelecek yılla ilgili öngörüler hakkında konuşalım, ve ben buna, sizden gelenleri dinlemekle başlamak istiyorum! Ha, buna ekleyeceğim kendi görüşlerim var, ama birkaçınızın bu gelecek yılın enerjilerini – bilincini – sadece kendi bakış açınızdan değil de, daha küresel/evrensel bir açıdan bilinçli olarak kısaca hissetmesini istiyorum. Biz şu küresel/evrensel (global) açı konusuna az sonra değineceğiz. Siz onu son zamanlarda hissediyordunuz. Değişiklikleri hissediyordunuz. Enerjilerin değiştiğini ve hareket ettiğini ve kendilerini yeniden yapılandırdığını hissediyordunuz. Sezgileriniz üzerinde çalışıyordunuz.
Şimdi biz burada o tipik öngörülerde ve kehanetlerde bulunmaktan söz etmiyoruz, ama yön nedir? Bu gelecek yıl nelere gebe? Ve ben bir kişinin, burada ortaya çıkan şeylerin bir listesini yapmasını, ve bu listenin İnternetiniz vasıtasıyla genişletilmesini ve başkalarının da ona katkıda bulunmasını istiyorum, elbette belli bir tarihe kadar. Ben bu listenin, crimsoncircle.com denen bu güvenli alanda yayınlanmasını ve tutulmasını istiyorum. Böylece yıl boyunca hepiniz oraya bakabilecek ve gerçekten ne kadar bilge – gerçekten bilge – olduğunuzu görecek, anlayacaksınız. Şimdi, bunu insanca kelimelerle tanımlamaya kalktığınızda tam olarak ifade edemeyebilirsiniz, ama onun arkasındaki enerji önemlidir.
Böylece, biz bugün küçük bir oyun oynayacağız. Biz, “İnsanlığı ve Dünya’yı Bekleyen Nedir?” oyununu oynayacağız. Biz sevgili Esa’lı Linda’dan mikrofonu izleyicilere uzatmasını isteyeceğiz, ve sizden de bunu kısa ve öz tutmanızı ve hissetmenizi rica edeceğiz. Ve, ha, bir noktaya değinmek istiyorum. Bazılarınız bu güdüyü hissediyor ama, kalkıp konuşmaya cesaret edemiyor. Bunun ötesine geçin. Bunu da geride bırakın. Linda mikrofonu dolaştırırken kendi gerçeğinizi dile getirin.
Hadi başlayalım.
1.ŞAMBRA: Daha global bağlantılar kurulacak.
TOBIAS: Güzel. Biz bir liste yapılmasını tekrar isteyeceğiz.
LİNDA: Bunu kaydedebildik mi? Daha global bağlantılar. Tamam.
2.ŞAMBRA: Bir dolu potansiyelin açılması.
TOBIAS: Mükemmel. Bir dolu potansiyelin açılması.
3.ŞAMBRA: Biz, başkaları yerine kendimizi dinlemeye başlayacağız.
TOBIAS: Ah, gerçekten de. Başkaları yerine kendini dinlemek.
Bir hissedin. Genel olarak insanlığı ve gezegeni hissedin. Bu yıl olacak olan şeylerin bazısı nedir?
4.ŞAMBRA: Bilinçle para arasındaki bağlantıya ilişkin gerçek bir his.
TOBIAS: Gerçekten.
5.ŞAMBRA: Temiz ve olabildiğince özgür enerji.
6.ŞAMBRA: Birlikte çalışma.
7.ŞAMBRA: Ben, Obama ile başlayan ve kalpten gelen dünya çapında bir bağlantı duyumsuyorum, ve ayrıca politik olarak bunun burada, Colorado’da da başladığını fark ediyorum.
TOBIAS: İki tane daha.
8.ŞAMBRA: Ben, ordumuzun savaşa alternatifler bulacağını, ve bunların daha barıştan yana görüneceğini duyumsadım.
LİNDA: (Bu yılın) biraz daha sarsıntılı geçebileceğini bir tek ben mi düşünüyorum?
9.ŞAMBRA: Kaos/Karmaşa.
TOBIAS: Kaos. Gerçekten de. Peki… bize karşı sabırlı ol Linda.
LİNDA: Sorun değil.
TOBIAS: Peki eksik olan ne? Bir dolu dram. Ben burada Şambra’dan bir dolu dram duymadım, ki bu iyiye işaret.
Ben devam edip üç tane daha almak isterim. Aandrah, Garret ve Patricia. Sizler aslında bunun araştırmasını yapan kişilersiniz, ve biz sizin verilerinizi duymak isterdik, ve biraz ayrıntılara girmenize de izin verin. Ve siz bunun geleceğini biliyordunuz.
AANDRAH (Norma): Evet. Gerçek/özgün nitelikleri duyumsarken, insanların kendi kişisel bütünleşmelerini içlerine çekeceğini (söyleyebilirim). Sözünü etmek değil de, içine dalmak. Bütünleşmelerini ve buna sahip çıkmalarını sağlayacak tutkuya gerçekten, gerçekten izin vermek.
GARRET: Biz dünya bilincinin “Biz değişim istiyoruz” dediğini duyduk. Ben bizim aslında şeylerin değişmesine hazır/istekli/gönüllü olacağımıza inanıyorum.
TOBIAS: Ve, eğilimleri araştıran Patricia.
LİNDA: Patricia Aberdeen.
TOBIAS. Evet.
PATRICIA: Ben, emlak piyasasındaki iyileşmenin yavaş olacağını düşünüyorum. Borsanın toparlanacağını, ama sonra keskin bir inişe geçeceğini düşünüyorum.
TOBIAS: Gerçekten de. Ve nihayet, Linda. (Linda’nın nefesi kesilir, Tobias güler)
LİNDA: Ben gerçekten, gerçekten bilincin, bizim görebileceğimiz bir biçimde, sadece bizde değil de, bizleri de çok aşan bir biçimde uyanacağını, insanların gerçekten bir noktada şeyleri farklı yapmaya açık olacağını, yeni bir şeye açık olacağını düşünüyorum. Ve bu… biz bunu, insanların gerçekten daha fazlasına odaklanacağını – kendini açacağını – tüm çevremizde göreceğiz. Gerçekten kendilerini açtıklarını tüm çevremizde göreceğiz, ve bu gerçekten nefes kesen bir güzellik olacak. Ve bu ille de herşey kolay olduğu için olmayacak. Çoğu kez, olan bitenler “Bunun farklı olmasını istiyor musun?” dememizi gerektireceği için olacak.
TOBIAS: Gerçekten, ve biz hepinize katkılarınız için ve olacakların enerjisini hissettiğiniz için teşekkür ediyoruz. Ve bu ayrıca, bu arada, bu gerçekliğin yaratılmasını sağlıyor.
Ve şimdi, bizim bakış açımıza gelelim – ve biz bunu çok dikkatlice izliyoruz. Biz insan bilincinin yönlerini hissediyor ve eğilimlere, meydana gelen daha yüksek eğilimlere bakıyoruz. Tam bir öngörüde ya da kesin bir kehanette bulunmak çok zordur, ve insan olarak sizler bunu bilirsiniz – birçoğunuz geçmiş yaşamlarda enerjileri okurdunuz, çingeneydiniz ve büyücü, ve bazı enerjileri hissederdiniz – ama belirleyici olmak çok zordur. O nedenle, olduğunu gördüğümüz şeylerle ilgili daha yüksek bir bakış açısına geçelim, ve sonra ayrıntılara inelim.
Kuantum Sıçraması bir yıl kadar önce oldu, ve bu, Dünya’ya yeni ve farklı bir enerjinin gelmesi anlamındaydı. İnsanlar, Dünya ve Dünya bilinci hâlâ bununla nasıl çalışacağını öğreniyor. Bu daha emekleme döneminde. Yeni Enerji, Eski Enerji’den çok farklıdır – ben burada bilinci kastediyorum, yakıtı değil – ama o (Yeni Enerji), günlük yaşamda inceden inceye yolunu buluyor, ve çoğu insan bunu fark etmiyor bile. Az sayıda insan onunla ne yapacağını, onun nasıl çalıştığını biliyor.
Geçmişte de söylediğimiz gibi, eski titreşimsel enerji oldukça önceden kestirilebilir haldeydi. Her zaman, gerçekliği yaratmak için birbirine karşı iş gören karşıt iki güç vardı. Yeni Enerji karşıt güçlerle ilgili değildir, onda bir sürtüşme söz konusu değildir, bu yüzden de gerçekliği aynı şekilde yaratmaz. Yeni Enerji gerçekten aynı anda tüm yönlere genişleyicidir. Ve bunu zihinle anlamak çok zordur, ve bazen birisi Yeni Enerjiye girer de onunla tek bir durum için çalışırsa, bunu tekrarlamak istediğinde (Yeni Enerji) ortaya çıkmayabilir. Kaybolmuş görünür, oysa hiç de kaybolmuş değildir.
Yeni Enerji kendi geçmişini izlemez. O sürekli yeni potansiyellere, ve geçmiş deneyimlere dayanmayan potansiyellere doğru genişler. Bunların hepsi, Yeni Enerji çok farklı çalışır demenin karmaşık bir yoludur. Önceden kestirilemez gibi görünse de, aslında bir kez o titreşimsel ya da Eski Enerji beklentilerini bıraktığınızda, oldukça da basittir.
Peki bu, insanlık bilinci için ne anlama geliyor? İnsanlık bilinci çok derin düzeylerde değişiyor. Bunu kendi yaşamınızda gördünüz. Bunu şu geçen yıl, 2008 yılında gördünüz. Mali piyasalarda, politik arenalarda, olacağını hiç beklemediğiniz şeyler gördünüz. Başkalarının, değişimlerin yüzlerce yıl alacağını düşündüğü eski sistemlerdeki tümden değişiklik, birkaç hafta içinde meydana geldi. Ha, bunun zemini elbette önceden hazırlandı, ama olaylar, mali piyasalardaki değişimin kendisi, birkaç hafta içinde oldu. İşte, şeyler bu kadar hızlı oluyor.
2009’da neler olacak? Belki bu heyecanlandırıcı ya da dramatik değil, ama çok dikkate değerdir. Biz buna ‘hava koşulları’ yılı diyeceğiz – ‘olsa da olmasa da’ diyeceğiz – ama Dünya’daki fiziksel hava koşulları da söz konusu. Nedeni oldukça basit: Çünkü bilinç değiştikçe, Yeni Enerji geliyor, Eski Enerji çıkıp gidiyor. Dünya içinde sıkışıp kalmış Eski enerji değişiyor ve gidiyor. Yüzlerce, binlerce ve onbinlerce yıl önce (toprağa) gömülmüş olan bedenler, şimdi gidiyor.
Gaia, gezegenin kendisi, gezegenin enerjisi ve özü ayrılıyor, ve bu muazzam gezegenin sorumluluğunu, onun içinde yaşayanlara devrediyor. Gaia, tek bir gün içinde gitmeyecek, ve bu çok, birçok yıl alabilir, ama bu geçiş olmaktadır. Şu anda Dünya’nın en derin düzeylerinde bir arınma meydana geliyor, ve bu da, Dünya’nın hava koşullarında çok büyük değişiklikler anlamına geliyor.
Dünya’daki Hava Koşulları
2009, fırtınalar yılı olacak – manşetlere çıkacak ve dramlara neden olacak türden fırtınalar – ister depremler, ister şimdiye kadar böylesi hiç ölçülmemiş şiddette fırtınalar olsun; rüzgarlar, yağmur, şimşekler – dünyanın her yanında garip ve alışılmadık şimşekli fırtınalar, geçmişte hiç görülmemiş türden şimşekli fırtınalar – bunlar, Dünya’nın her yanında olacak.
Bazıları bunun küresel ısınmanın sonucu olduğunu söyleyecektir. Herşeyi küresel ısınmaya bağlayacaklardır. Panik ve drama kapılacaklardır. Aşırı uçlara kayacaklardır, çünkü bu, oynaması eğlenceli bir oyundur.
Bazıları bunu Tanrı’ya bağlayacaktır. “Tanrı öfkeli, Tanrı insanlara kızgın” diyeceklerdir. “Bu, sonun başlangıcı, Dünya’nın kendinden geçmesi, sonu, ve Tanrı, insanlardan duyduğu memnuniyetsizliğini ifade ediyor ve bu yüzden bu doğa güçlerini ve havayı gönderiyor, insanları uyandırmak için” diyecekler. Ve bazen tek bir “bombardımanda” binlerce, onbinlerce ya da yüzbinlerce insanı alıyor (denecek).
Bazıları da bunu Dünya’nın kendisine bağlayacak – ki bunlar bilimsel bir zihine sahip kişiler olacak – ve bunların, daha önce öngörülemeyen, Yerküreden ve güneş sisteminden kaynaklanan güçler olduğunu ve düzensiz/değişken durumlara da bu güçlerin neden olduğunu, ve belki de Dünya’nın parçalanmaya başladığını söyleyeceklerdir.
Bunların hiçbiri gerçek değildir, bunlar dramdır. Dramdır. Bunlar akılcı ya da duygusal dramlardır.
Burada olan, Dünya bilincinin değişme derecesinin hava koşullarını etkilemesidir. Hava durumu, insan bilincine karşılık olarak meydana gelir. Ve bu, havanın her zaman güzel ve güneşli olması anlamına da gelmez. (bazı gülüşmeler) Hava, temizlik sağlar. Hava, içgörü ve farkındalık da sağlar.
Dünya’nın hava koşulları, çok ilginç bir biçimde dünyanın her yanında bilincin paylaşılmasını, enerjilerin paylaşılmasını sağlar. Bu belki de, bir kültürün ya da dünyanın bir bölgesinin bilincini bir başka bölgeye ulaştırmanın yegâne ve en önemli yöntemi olmuştur. Bilincin farklı bölümlerinin eterik bir düzeyden dünyanın yeni bölgelerine getirilmesi, böyle gerçekleşmiştir. 10.000 yıl önce Çin’de gerçekleşen bir buluş, ve çok benzer bir zaman diliminde dünyanın öbür tarafında da aynı buluşun gerçekleşmesi, böyle mümkün olmuştur. Bunun bir bölümü eterik olarak, bir bölümü de fiziksel olarak meydana gelir. Bu nedenle, hava, bilincin yayılması için kullanılmıştır, ve hâlâ da öyledir. Hâlâ da öyledir. Daha somuttur.
Gerçi başka sistemler ve teknolojiler de bir rol oynamıştır, İnternetiniz gibi. Ama hava, dünyanın her yerine – yalnızca insanlara değil, hayvanlara, toprağa, Dünya üstündeki bitki yaşamına – önemli bir mesaj taşımada hâlâ hayati bir rol oynamaktadır. Hayvanlar, toprak, bitkiler, İnternet’e pek bel bağlamıyorlar. (kıkırdar) Onlar hâlâ havaya güveniyorlar.
Havanın, sizin nabız diyeceğiniz bir kalp atışı vardır. Havanın bir nabzı vardır. Şimdi, buna çok istatiksel bir açıdan baktığınız zaman, böyle görünmeyecektir. Ama bulutların kendisini hissederseniz, Yerküreyi hissederseniz, ve onun kendiyle, suyla ve havayla ilişkisini hissederseniz, nabzı da hissedebileceksiniz, ve havanın, 2009 yılında Dünya’daki değişken havanın, kendi arınmasını gerçekleştirdiğini anlayacaksınız. Ve o, bitkilere ve hayvanlara ve Yerküreye ve suya, yeni bir mesaj taşıyacaktır. Ve siz de bunun bir parçası olacaksınız. Kendinizi havayla çok, çok bağlantılı hissedeceksiniz.
Bunun sizde korku uyandırmasına izin vermeyin. Kendi içsel kargaşanızın ve öfkenizin bir fırtına yoluyla ifade edildiğini düşünmeyin. Şimdiye kadar hiç yapmadığınız şekilde havayı hissetmenize izin verin, çünkü o, bu gelecek yılda Dünya’nın derin katmanlarına ve düzlemlerine yeni bilinci taşıyacaktır.
Hava durumu manşet olacak, özellikle – özellikle – de bu yılın ilk çeyreğinden sonra. Bilim adamlarının ve hava durumunu araştıranların, inceleyenlerin kafasını allak bullak edecektir, ve onlar, manyetik kutuplardaki değişimin ve aynı zamanda Dünya’nın manyetik çekiminin ve bu çekimdeki yoğunluğun neden bu kadar düzensiz ya da değişken olduğuna şaşacaklar. Her iki manyetik kutup da değişecek, ve Dünya’daki yer çekiminin kuvveti – ya da kuvvetin azalması – bu yıl değişecektir, ve çok düzensiz ya da değişken olacaktır. Güzel, simetrik bir yol izlemeyecektir. Bu, Dünya’nın her bölgesinde değişecektir, ve Dünya’nın her biyolojik veçhesi bunu hissedecektir, ama çoğu, neler olup bittiğini anlamayacaktır.
Birçoğu, neler olacağını bilmediğinden dramlara ve duygulara kapılacaktır. Bütün bunların, Dünya’nın insandan daha büyük olduğuna ilişkin, insanların Dünya’yı kötüye kullandığına ve şimdi Dünya’yı onurlandırmak ve ona saygı duymak zamanı olduğuna ilişkin, Dünya’nın bir hatırlatması olduğunu söyleyeceklerdir. Bir anlamda, evet – Dünya’yı her zaman onurlandırın ve ona her zaman saygı duyun. Ama ondan korkmayın. O sizin bir parçanızdır. Hava, yüzyıllardır (dünya içinde) tutulmuş olan ve gitmeyi bekleyen enerjilerin salınabilmesi için önemli değişiklikler sağlayacaktır.
Çoğunuz enerjilerinizi, toprağa gömülmüş olan ölü geçmişlerinizi geri çağırdınız. Ama şimdi, varlıkların başka veçheleri de kendilerini yeniden toplayacaktır.
Dünya’yı temelli olarak terk edecek türler var. Onlar, yeni türler gelişebilsin ve gelebilsin diye gidiyorlar; insan türü evrimleşebilsin ve değişebilsin diye gidiyorlar. Bütün bunlar, sevgili Şambra, muazzam büyük bir nimettir.
Yatağınızın altında yattığınız, bodrumda saklandığınız zamanlar olacak, büyük çayırlarda ya da açık alanlarda fırtınanın ortasına düştüğünüz, ve uçuşlarınızın (uçakların) günlerce ve günlerce ve günlerce ertelendiği zamanlar olacak, ve siz bana söveceksiniz. Üzgünüm. (kahkahalar) Kar yüksekliği boyunuzu aştığında ve siz dışarı çıkamadığınızda, ya da gök gürültüsü ve şimşeklerin sürekli bombardımanı bitip tükenmeyecekmiş gibi göründüğünde, bana söveceksiniz.
Ama hatırlayın, bugün burada konuştuklarımızı hatırlayın. Hava, bilinçtir, ve o değişiyor. Hava, insanlığa hizmet ediyor. Hava, bu basit şeyin olmasına, enerjinin çözüm, dönüşüm, yenilenme arayışına izin vermenin çok mükemmel bir yoludur. Ve bu yıl olacak olan, budur.
Gıdalar Üzerindeki Etkiler
Bunun dramatik olmayan kısmı, hemen manşet olmayacak kısmı, önünüzdeki en az birkaç yıl boyunca gıda kıtlığına neden olacak küresel iklim değişikliğidir. Yiyeceklerin yetişeceğine güvenilen alanlar ekilemeyecektir. Yerkürenin derinliklerinde bulunan su havzaları kuruyacak ya da bitkiler için zararlı/zehirli hale gelecek. Ilımlı bir iklim deneyimlemiş olan bölgeler, daha şiddetli hava koşulları deneyimlemeye başlayacak – fazla soğuk, fazla sıcak gibi – ve bir zamanlar o yüzeylerde yetişen bitkiler, pek de dayanıklı olamayacak, belki de hiç yetişmeyecektir. Ve bu, Dünya’da gıda temininde bir kıtlığa neden olacak.
Bu öyle hemen manşet olmayacak, borsanın çökmesi ya da iyi bir savaş gibi hemen manşet olmayacak. O, sübtil/ince ve sessiz haberlerde görülecek. Ama ben sizin farkında olmanızı istiyorum. Ben hepinizin havanın bilincinde olmasını istiyorum. Baş sayfadaki manşetlerin ötesine geçip haberlerin derinine inin. Hatta ben, farklı ülkeleri temsil eden Şambraların biraraya gelerek bir grup oluşturduğunu ve hava durumunu sunduğunu, böylece diğer Şambraların da neler olup bittiğini anlamasına yardımcı olduğunu görmek isterdim. Bunun bir dram alanından değil de, bir anlayış alanından gerçekleştiğini.
Böylece, yiyecek kıtlığı baş gösterdiğinde, bunun tümüyle farklı bir enerji türü oluşturacağı da açıktır. Şu anda parasal meselelerle ve politik meselelerle ve savaşlarla uğraşan ve bunlarla çok meşgul olan ülkeler ve kuruluşlar var. Onlar işlerle meşgul. Onlar, ekonomiyi kurtarmakla meşgul. Ve onlar büyük bir çabayla şeyleri tam da toparlamaya başladığında, kötü haberi alacaklar – “Yiyeceğimiz tükeniyor.”
Bu bir kaos mudur yoksa bir nimet mi? Bir felaket mi yoksa yalnızca bir değişim mi? Hangisine inanmak istiyorsunuz? Hangisinde yaşamak istiyorsunuz?
Şambra, bunların tümü, çok doğal olarak meydana geliyor. Gruplar – büyük insan grupları – aynı anda Dünya’yı terk etse bile, bir düzeyde bir seçim söz konusudur. Bu grupların bazısı kendi kültürlerine, ya da atalarından kalma kültürel karmalarına öylesine bağlılar ki, o halde Dünya’da kalmaları mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, bir düzeyde, toplu göçü (topluca ayrılmayı) kabul ediyorlar.
Dünya’da bulunan bazı hayvan ve bitki türleri, artık eski biçimde insanlara ve Dünya’ya hizmet etmeleri gerekmediğini biliyorlar, onun için de gidecekler. Her seferinde bir toplu göç (toplu ölümler) olduğunda, bu, bir sonraki kuşağın ve bir sonraki devrenin ve evrimin gelmesini sağlayan bir fırsat ve bir açılımdır – ve Dünya’da olan budur.
Hava koşullarını uzaylılar manipüle etmiyor. Bulutları hükümet tohumlamıyor. Hükümet aptalca şeyler yapıyor, (kahkahalar) ama aptallığın başarısız olması fazla uzun sürmez. Hava koşullarında meydana gelen şeyler, dağların içinde yaşayan insanlar tarafından manipüle edilmiyor, çünkü dağların içindeki insanlar çoktan gitti. Onların, Dünya adına enerjileri tutmaları artık gerekmiyordu.
Havayı izleyin. Yiyecek üretiminde meydana gelecek değişimleri izleyin. Bazıları için krizlerin nasıl oluştuğunu ve kargaşanın ve dünyanın-sonu-senaryolarının ve komplo teorilerinin ve diğer herşeyin nasıl oluştuğunu izleyin… ve sevgili Şambra, sizi, bunun bir yeniden-dağıtım (yeniden dağılım, yeniden bölüştürme) olduğunu anlamaya davet ediyoruz. Bu bir değişimdir, ve uygundur.
Yeni Potansiyeller
Hava koşulları yoğun olacak, özellikle de bu yılın ikinci yarısında, sonraki yıla girerken. Dediğimiz gibi, gıda düzeninde de bir değişime neden olacak. Ama şu işe bakın ki, parlak kişiler ve bilinçli kişiler, gerçekten ne olup bittiğini anlayan kişiler, Dünya üzerinde bulunan sizin gibi spiritüel varlıkların enerjilerine bağlanacaklar. Ve işte gerçek çalışma ve gerçek buluşlar ve yaratılar ve yeni teknoloji, o zaman ortaya çıkacak.
Şu anda yiyecek üretimiyle ilgili olup da finansman eksikliği ya da ilgi eksikliği yüzünden laboratuvardan çıkamayan teknolojiler var. Şu anda, öne çıkmaya çok hazır olan teknolojiler var. Ama ortaya çıkmıyorlar, çünkü, David’in de söylediği gibi, bu teknolojiler temiz, çok ucuz yakıtlarla ilgilidir. Bunlar öne çıkmaya hazırlar, ama bir finansman ya da ilgi eksikliği var, ya da bazen sadece kapılar kapalıdır. Bu şeyler ortaya çıkmaya hazırdır. Şu anda öyle teknolojiler var ki, sevgili Şambra, bunlar şimdiden geliştirilmiş ve
şifa konusunda sizi şaşkınlığa düşürecek teknolojilerdir. Onlar yalnızca bazı ayrıntıları ve arkalarındaki parasal desteği gereksiniyorlar. Ve siz bu noktaya devreye giriyorsunuz. Bilinç, bu noktada devreye giriyor.
Bu, dramlara, komplolara, dünyanın-sonu-senaryolarına kapılmak zamanı değildir. Bunları aşmak zamanıdır, bu yeni teknolojilerin ortaya çıkmasına yardım etmek amacıyla yaratıcı enerjilerinizi, yaratan enerjilerinizi kullanmak zamanıdır. Ve tüm yapmanız gereken de, umut ve vizyon ve farkındalık ve anlayış sahibi olmak, ikili-varoluş halinde olmak, bu an’da olmaktır. Bedeninizi terk etmek değil, başka bir yerde saklanmak amacıyla bu gerçekliği terk etmek değil, bunlar olmuyormuş gibi davranmak değil, ama bunun yeni bir çağ, yeni bir dönem olduğunu anlamaktır. Bu, yeni bir zamandır. Şeyler değişiyor.
Derin bir nefes alın Şambra.
(duraksama)
Bu, kaçınılmaz son değildir, değişimdir. Bunu hatırlamada zorlandığınız günler olacak. Diğer insanlarla birlikte dramlara kapıldığınız, olan bitene şaştığınız günler olacak. Böyle bir şey olursa, o derin nefesi alın ve hatırlayın… o fırtınayı hissetmeyi hatırlayın.
Şambra için Kişisel Çıkarsamalar
Peki bu şahsen sizin için ne anlama geliyor? Bir sonraki sorunuz buydu, “Bu yıl Şambra ne yapmalı?” Ah, inanılmaz. Dünya çapında onca fırtınalar olsa da, ve Dünya kendini bu yıl parçalasa da ve püskürtse de – ki buna ihtiyacı vardır – bu yıl, o yıl olarak tanımlanabilir – ve burada “o”nun altını çizin, yani birkaç yıldan biri değil, o yıldır – Şambra’nın ve spiritüel bilgeliğini kendi insan varoluşuyla bütünleştirmiş herkesin, fırsat yılıdır.
Kendi işinizi kurmak için daha fazla fırsatınız olacak; kendi tarzınızda – kendi tarzınızda – şifa çalışmaları için daha fazla fırsatınız olacak; paylaşmaya hazır olduğunuz şeyleri öğretmek için daha fazla fırsatınız olacak; başka insanlar için Bayrak olma, ıstırap içindeki insanlara bir ışık sütunu olma fırsatınız artacak. Rüyalarınızı, hayallerinizi Dünya’ya getirmek için, onları burada tezahür ettirmek için ve onları sevinç içinde yaşamak için daha fazla fırsatınız olacak. Özünüzü, tanrısallığınızı, gerçek Benliğinizi, Dünya’daki yaşam denen bu deneyimde size katılmaya davet etmek için, her zamankinden daha fazla fırsata sahip olacaksınız.
Yaşamınızda bolluk için daha fazla fırsatınız olacak. Birçok yıldır yaptığınız gibi, bu yıl da başka yöne bakmayın. Sizden önce gelen ve size bolluk hakkında konuşan, onun nasıl gerçekleştirileceği hakkında konuşan, evet, bazı riskler içerebileceği, ama ödüllendirici de olabileceği hakkında konuşan öğretmenler oldu. Eğer bollukla ilgili sorunlarınız olduysa, bundan kaçmaktan vazgeçin. O oyunu oynamaktan vazgeçin. Onların size söyleyeceklerini dinleyin bu yıl. Kendinizi dinleyin bu yıl. Benliğiniz acı çekmekten yoruldu, faturaları zorlukla ödeyebilmekten yoruldu. Bu, eski bir oyundur.
Bu, fırsat yılıdır, ve siz şimdi diyorsunuz ki, “İyi de, dünyanın geri kalanı tüm bu mücadelelerden geçecek ve sen Tobias, bize yiyeceğin zor bulunur, sınırlı olacağını söylüyorsun.” Ben size onun zor bulunur olacağını söylemedim. Bunu demedim. Üretim değişecek, ve Dünya’nın şimdiye kadar hiç görmediği türden yeni üretimleri gerçekleştirecek teknoloji mevcut, ve diğer insanları bir kıtlık olduğuna inandıracak insanlar da mevcut. Bu tuzağa düşmeyin. Gıda üretiminde bir değişim söz konusudur.
Ve şöyle de demeyin, “Ama dünya şu anda çok zor bir noktada. Bu yıl daha fazla bolluğa sahip olacağımı nasıl söylersin?” Çünkü, dünyanın geri kalanı, insanlığın geri kalanı fırtınaya bakarken, sizin, gökkuşağına bakma fırsatınız olacak.
Ve gökkuşağında… sevgili dostlar, bu yıl pek de fazla insan ona bakıyor olmayacak, – o yöne bakıyor olsalar bile – onlar eski gökkuşağını ve gökkuşağının sonundaki eski altın kabı arayacaklar. Ama fırtına, onların dikkatini dağıtacak. Fırsat mevcuttur. Hep mevcuttu. Ama, geçmişte göründüğünden biraz farklı görünecektir. O gökkuşağının, her zamankinden çok farklı renk tonları ve farklı bir eğrisi ve köprüsü olacak. Ve evet, bu gökkuşağı benzetmesi bu yıl boyunca size çok kez görünecek, tam anlamıyla.
Bu benzetmeyi şunu demek için kullanıyoruz; dünyanın geri kalanı başka bir yere bakarken, şu anda çok fazla fırsat var – gerçek olan, başka birilerinin elinden almayan bir fırsat, başkaları pahasına elinden almak ya da yapay olarak manipüle etmek anlamında spekülatif olmayan bir fırsat – sizin ortaya çıkmanızı sağlayacak fırsatlar. Bu yılı kaçırmayın.
Yaşamlarında spiritüellik eğilimine ya da spiritüel bir temele sahip olanlar için bir daha böyle büyük bir fırsat çıkmayacak. 2010 ya da 2011 ve kesinlikle 2012 yıllarında fırsatlar aynı olmayacak. Eğer 2012’yi bekliyorsanız, beklemeye devam eder durursunuz. 2012’den sonra 2020 olacak – tabii o kadar yaşarsanız, (Tobias güler) ve beklemeyi sürdürürseniz. Bu yıl, Şambra için fırsatlar yılıdır.
Eğer bunu düşünüyorduysanız, eğer hissediyorduysanız, eğer dürtülüyor ve hevesleniyorduysanız, onu bu yıl gerçekleştirin. Onu bu yıl gerçekleştirin, Şambra. Kaynakların ne denli ulaşılır olduğuna şaşacaksınız. Şimdi, parmağınızı ve elinizi oynatmanız gerekecek. Kendinizden biraz bir şeyler katmanız gerekecek. Öylece oturup da hiçbir şey yapmamazlık edemezsiniz. Bir şey yarattığınız zaman, katılımcı bir enerji türü söz konusudur. Ama onu bu yıl gerçekleştirin.
Berraklık, Sevinç ve Seçim
Bir noktaya daha değineceğim. Geçmişte, bilinç öyle bir haldeydi ki, tek bir gerçeklik içinde varolan birçok farklı dünyayı ve gerçeklikleri görmek zordu. Başka bir deyişle, herşey biraz puslu ve sanki birlikte akıyormuş gibi görünüyordu. Bilincin farklı düzlemlerini birbirinden ayırmak çok zordu. Sanki hepsi birleşip bulanıklaşıyordu – sadece sizin için değil, ama genelde dünya için (bu böyleydi). Siz, ve dünyada bulunan birçokları, ama özellikle siz, siz yeni bir berraklıkla göreceksiniz. Herşey birbirine karışmayacak – biz genel anlamda insan bilincinden söz ediyoruz.
Siz, dünyalar içinde dünyaların, ve gerçeklikler içinde gerçekliklerin varolduğunu göreceksiniz. Bunun artık öyle düz, üç-boyutlu bir yaşam olmadığını göreceksiniz. O, çok-boyutludur. İnsanlığın birçok farklı kısımları, bölmeleri olduğunu göreceksiniz, yalnızca coğrafi bağlamda değil, ama kültürel, inanç sistemleri, dinler bağlamında da. Siz farklılıkları hiç olmadığı kadar büyük bir berraklıkla göreceksiniz. Hepsi birbirine karışmayacak.
Bu, birkaç nedenden ötürü önemli bir faktördür, çünkü gerçekliğin ne kadar çeşitli olduğunu fark edeceksiniz. O, tekil değildir. Çok çeşitlilik gösterir. Bunun ikinci ve en önemli noktası ise, hangisinin içinde yaşamak ve hangisini deneyimlemek istediğinize ilişkin bir seçiminizin olmasıdır.
Sabah anne kuş uyandığında… ben kuşlara bayılırım. Saint Francis ve ben – gerçek kuş aşıklarıyızdır.
Anne kuş sabah güneş bile daha çıkmadan uyandığında, günü dört gözle ve sevinç içinde karşılar. Güneşin çıkmasını bile beklemez. Uyanır, ve hemen şakımaya başlar. Solucanın ya da yiyeceğin ya da böceğin nereden geleceğine kaygılanmaz. Günün neşelerini şakımaya başlar – şakır ve yuvasına, yavrularına bakar, onlarla birlikte yaşamın keyfini çıkarmayı şakır. O gün yapılması gereken şeyler için tasalanmaz.
Daha yavrular bile uyanmadan kanatlarını açar, ve uçar gider. Onu, önce yavrularının sonra kendisinin kahvaltısına, yiyeceğe götürecek bilinç ve rüzgar akımına giriverir. Ve yiyecek oradadır. Ve onun orada olmadığı günler vardır, ama anne kuş yine de şakımayı sürdürür, çünkü onun için, bu anne kuş için, sadece yaşamı deneyimlemek, kanatlarını açıp Dünya üzerinde uçmak, yeterli bir sevinçtir, bu, bir sonraki an yok olsa bile.
Genellikle, yavruları için gagasında taşıdığı yiyecekle yuvasına geri döner, ve şakımasını gün boyunca, geceye kadar sürdürür. Bir kuşun yaşamı, işte böyledir. Korku yoktur. Kuş, gereksinim duyduğu herşeyi ona sağlayacak sezgisi ve kuş bilinci ve Dünya bilinciyle çalışır.
Siz uyandığınızda – başka insanlar uyandığında – ilk yaptıkları şey, endişelenmektir. Daha yataktan çıkmadan, o ilk derin ve bilinçli nefesi almadan, önlerindeki gün için endişelenirler. Karşılaşacakları şeyler için ve faturaları ve işleri ve ilişkileri için endişelenirler. Sağlıkları için endişelenir ve korkarlar. Bir şarkı ve nefesle uyanmak yerine, günle mücadele ederek uyanırlar. Ve bu böyle olmak zorunda değildir.
Hangi dünyanın içinde yaşayacağınızı seçebilirsiniz. Fırtınaların Dünya’yı parçaladığı, ekinleri biçtiği bir dünyada mı? Ha, ve ekinler değişimden geçmeye başladığında, yeni bir parazit ya da böcek türünü de beraberinde getirecek. Yeni bitki hastalıklarını getirecek. Bu korkunç görünebilir – eğer yaşamak için bu dünyayı seçerseniz.
Ya da sabahları uyandığınızda, o derin nefesi alabilirsiniz. Fiziksel bir beden içinde bu Dünya’da olduğunuz için o sevinç/neşe şarkısını söyleyebilirsiniz. Yaşam şarkısını söyleyebilirsiniz, yaşam o günün sonunda son bulsa bile. Farketmez ki. Bu, burada, bu Dünya’da olma deneyimi olmuş olurdu. İçindeyken Dünya’yı ve yaşamı hissettiğiniz fiziksel bir bedene sahip olmanın şarkısını söyleyin. İyi ya da kötü, ilişkilerin şarkısını söyleyin, çünkü onların hepsi size bir şey verdi.
Böylece, tek tek her birinize şu soruyu soruyorum, içinde yaşamak için hangi dünyayı seçiyorsunuz? Kargaşa ve dram ve fırtına dolu dünyayı mı? Yoksa, çevrenizde ne fırtınalar koparsa kopsun, bolluk ve fırsatlar ve sevinç dünyasında mı yaşamayı seçiyorsunuz? İçinde yaşamak için hangi dünyayı seçiyorsunuz?
Şimdi, ben burada çok önemli bir noktaya değineceğim. Sözünü ettiğim, olumlu düşünmek değildir. Ben, kendinizi olumlu düşünmeye zorlamaktan söz etmiyorum. Bu işe yaramaz, çünkü gerçek ve özgün değildir. Burada sözünü ettiğim şey, bilinçli bir seçim yapmaktır – hangi dünyanın içinde yaşamak istiyorsunuz.
Gün size ne sunacak olursa olsun, yataktan kalkmadan önce, güne duyduğunuz sevinç içinde o derin nefesi alabiliyor musunuz? Kendinize bir şarkı mırıldanabilir misiniz? Kendinizi açıp tüm çevrenizi kuşatan meleksel varlıklarla bağlantı kurabilir misiniz? Çabalamaktan vazgeçecek kadar yaşamınızdan sevinç duyabilir, bolluğun gelmesine izin verebilir misiniz? Hayallerinizi gerçekliğinize, ruhunuzu yaşamınıza getirebilir misiniz? Aynı zamanda ruhunuzun bir parçası olmanıza da izin verebilir misiniz?
Bu yıl hangi dünyada yaşamayı seçiyorsunuz?
Ve öyledir.
Sorular ve Yanıtlar
TOBIAS MATERYALLERİ
Geri Dönüş Dizisi:
ŞAUD 6: “Dünya Çapında Hava Koşulları”
Tobias’ın katılımıyla, Kanallık, Geoffrey Hoppe
Kırmızı Çembere sunulmuştur
3 Ocak 2009
www.crimsoncircle.com – http://kirmizicember.org
Ve öyledir, sevgili Şambra, soru ve yanıt zamanı. Söyleyecek daha çok şeyim vardı, ama bugün çok, çok, birçok soru olduğunu görüyoruz, bu nedenle söyleyeceklerimi bir sonraki sefere saklıyorum.
Tek bir önerim var. Dediğim gibi, bu yıl, tek tek her biriniz için bir fırsatlar yılı olacak. Ben onun için bu Şaud’un başında, size hizmet etmeyen şeyi geride bırakın, dedim. O çapayı, o zinciri ve gülleyi – geride bırakın ki, fırsatı keşfedebilesiniz. Kim bilir, belki de bu, Şambra için şarkısı söylenecek derslerdir! (kahkahalar)
Bunu da söyledikten sonra, günün sorularına geçelim.
LİNDA: Pekâla. Bu soruyu okumamın nedeni ondan hiç bir anlam çıkaramadığım içindir. Yani bunu sana bırakıyorum.
1.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Tobias, AIDS ve doğum kontrolüne ne diyorsun? Yeni Enerjide prezervatifler gereksiz olmayacak mı?
TOBIAS: (güler) Bu komik işte, Sam de bana bunu sordu. (kahkahalar) Bu konuda çok meraklı olmaya başladı! AIDS – bu AIDS salgını – bizim, SES (Seksüel Enerji) Okulu dediğiniz seminerde sözünü ettiğimiz seksüel enerji dengesizliğinin bir sonucudur. Dengesizlikler, AIDS gibi şeylerde tezahür eden hastalıkları da beraberlerinde getirirler.
Şimdi, eğer gerçekten bütünlenmişsen, AIDS taşıyan birine çekilmeyeceksindir, ve bu yüzden, bir prezervatifin korumasına da ihtiyacın kalmayacaktır. Ama kendine bir bak. Dengede misin? Bütün müsün? Öncelikle kendine aşık mısın? Yoksa seksi yalnızca zevk almanın bir yolu olarak mı kullanıyorsun – gerçi bunun yanlış bir tarafı yok – ya da seksi, enerjisel olarak bir başkasından beslenmek için mi kullanıyorsun? Sonuçta seçim senin, ama teoride, kesinlikle. Prezervatiflere ihtiyaç kalmaz eğer… eğer kendin dengedeysen, bir denge alanındaysan, o tür bir eşi kendine çekmeyeceksindir. Teşekkür ederiz.
LİNDA: Pekâla. Bundan hoşlandığımı sanmıyorum. (kahkahalar)
2.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias. Benim sorum bollukla ilgili…
TOBIAS: Gerçekten.
2.ŞAMBRA: … ve bunun iki bölümü var. İlk bölümü şu, birkaç Şambra arkadaşımla yaptığım bir yatırım var, ve son birkaç aydır bazı şeyler değişti. Yatırım kısmı başlarda olduğu gibi akmıyor, ve epey bir kafa karışıklığı ve karmaşa ve önceden kestirememe durumu var. Ve ikinci bölüm…
TOBIAS: Önce bunu yanıtlayalım.
2.ŞAMBRA: Tamam.
TOBIAS: Ve sen iyi bir noktaya değindin, yalnızca kendi kişisel durumun için değil, ama dünyanın her yanındaki Şambra, yatırımlarını düşünüp duruyordu. Yeni Enerji türünde bir yatırım var. O da şu, sana kendini iyi hissetiren bir şeyi ortaya koyarsın, seninle bağlantılı gerçek nitelikleri/kaliteleri olduğunu hissettiğin bir şey vardır, ve sen onu ortaya koyarsın.
Yeni Enerjideki yatırımlar tuhaftır, çünkü her zaman sana, onu koyduğun yerden geri gelmezler. Hmm. Yani bu o akışla ilgilidir. Senin niyetinle ilgilidir. Ve yaptığın bu yatırımın, ve onu koyduğun yerde kesinlikle kaybettiğin bu yatırımın, koyduğun ya da yerleştirdiğin kaynaktan sana geri gelmesini hiç bekleme. Bambaşka farklı bir yerden çıkacaktır, ve “Tanrı aşkına, sen o yatırımla ne yaptın” diyerek kendini yine bir kurban haline sokmadan korkularını salıverirsen – ve kendini dövmekten vazgeçersen – potansiyel olarak sana çok daha muhteşem bir biçimde geri dönme potansiyeli vardır. Yani bu yatırımı salıver. Enerjiyi ortaya koyarsın. Onun, onu koyduğun aynı kapıdan geri gelmesi gerekmez, anlıyor musun. Bolluğun, çok ilginç ve bilinmeyen yerlerden nasıl geldiğini izle.
Ve bu, hepiniz için söz konusudur, sevgili Şambra, hepiniz için. Eğer belli bir yere para koyacağınızı – yatırım yapacağınızı – ve bunun size belli bir biçimde geri geleceğini düşünüyorsanız, aslında Yeni Enerjiyle çalışmıyor olursunuz.
2.ŞAMBRA: Yani açıkçası, sen bize paramızı kaybettiğimizi mi söylüyorsun? (kahkahalar)
TOBIAS: Daha açık nasıl söyleyebiliriz ki! (Tobias güler)
2.ŞAMBRA: Ve bu nereden geri gelecek? (yoğun kahkahalar)
LİNDA: Nefes al!
TOBIAS: O şu anda geri gelmiyor, çünkü sen hâlâ ona tutunuyorsun. Az önce, buradan çıkarken birşeyi burada bırakmanızdan söz etmiştim, bu yatırım, senin için burada bırakılacak mükemmel bir şey olabilir – onu bırakmak zor olabilir, çünkü o senin hayatındı, ama aynı zamanda da senin Eski Enerji hayatındı. Böylece, onu geride bırak. O çoktan gitti. Ona, elden çıkmış gözüyle bak. (Tobias güler) Çoktan gitti.
2.ŞAMBRA: Tamam.
TOBIAS: Ama şimdi – şimdi sen, bir Bayrak olarak, bir öğretmen olarak, o derin nefesi alabilirsin. O hâlâ dışarlarda bir yerlerde. Çevrede süzülüp duruyor, ama aynı kapıdan geri gelmeyecektir. Oralarda bir yerlerde. Onu özgür bırak. Onu o kadar özgür bırak ki – bir sıcak hava balonu gibi – süzülüp gidebilsin ve daha yüksek bir düzey bulabilsin, daha bereketli genişlemiş bir düzey bulabilsin, ve sonra sana geri gelsin. Şimdi, eğer bir zaman ve yer ve miktarla ilgili beklentilerin varsa, eski oyuna geri dönmüş olursun. Salıver gitsin. Enerji, enerjidir. O, orada bir yerlerdedir. Senindir, sana aittir. O senin kalbindir. Senin ruhundur. Senin alın terindir. Salıver, ve o güzelim yollardan nasıl geri geldiğini izle.
İnsanların – özellikle de Şambra’nın – düştüğü tuzak, bu tür şeylerin belirli bir sonucu olması gerektiğini ya da her gün bunlar için endişelenmek gerektiğini düşünmeleridir. Bu şeyler de bu yüzden eterik sistemden ve finansal sistemden geçip size geri gelemezler, anlıyor musun. O, oralarda. Bırak gitsin.
2.ŞAMBRA: Peki. Ve bu beni bolluğumun ikinci bölümüne getiriyor. Büyük bir tazminatı içeren işimi bırakmayı seçtim, çünkü bu… gitmem gerektiği çok açık. Ama ben o sıçramayı nasıl yapacağımı bilmiyorum…
TOBIAS: Elbette biliyorsun. Gözlerini kapatır atlayıverirsin! (kahkahalar)
2.ŞAMBRA: … tamam – kolaylıkla ve, bilirsin işte, bir birikimin olmasıyla, ve ben bu yatırımın bizi (parasal olarak) destekleyeceğini ummuştum.
TOBIAS: Kuthumi’nin deyimiyle, aptal, aptal insan. (kahkahalar) Yaptığın yatırımın kırmızı halısında yürümek istiyorsun, ve Yeni Enerji bu şekilde iş görmüyor. Bu arada, bunu yalnızca seni kastederek söylemiyoruz. Sen burada Şambra’nın büyük bir bölümünü temsil ediyorsun. Diyorsun ki, “Bir eski enerji işinde güvendeyim”, oysa o işte mutlu olmadığını biliyorsun. O iş, başka sorunlara da neden oluyor. Böylece diyorsun ki, “Ama o sıçramayı yapmadan önce, uçurumun ne kadar derin olduğunu, karşı tarafın uzaklığını ve beni karşı tarafta neyin beklediğini bilmek istiyorum.”
2.ŞAMBRA: Doğru.
TOBIAS: Ama bu hiç eğlenceli değil! (Tobias güler)
2.ŞAMBRA: Ama o sıçramayı yapmak çok korkutucu.
TOBIAS: Ben senin şu ön sırada oturan iki kişiye bir bakmanı istiyorum – Aandrah ve On (Norma ve Garret); Cauldre ve Linda’ya bakmanı istiyorum, ve bu salonda oturan birçok kişiye bakmanı istiyorum; onlar bu sıçramayı gerçekleştirdiler, hem de bazen büyük bir çabayla, ve çığlık çığlığa. Ama o sıçramayı yaptılar. Ve onlar kendi deneyimlerine dayanarak sana bunun korkutucu olduğunu, ve ama heyecanlandırıcı ya da costurucu olduğunu da söyleyeceklerdir. Ya hep ya hiçti. Ama çok da özgürleşticidir. Ve ben sana ne zamandır söylüyorum – biz çok sık konuşuyoruz – Yeni Enerjide, er ya da geç başkası için çalıştığın, bir adam için 9-5 çalıştığın, ya da o şarkılar herneyse (Tobias, kendi esprisine güler), bir işi bırakman gerekecek diye ne zamandır söylüyorum.
Şimdi, biz hemen şu anda gitmen gerek demiyoruz – bunu hiçbir Şambra’ya söylemiyoruz – ama er ya da geç o Eski Enerjiden çıkman ve kendi yolunu bulman gerekecek. Yani uçurumun iki kenarı arasındaki uzaklık bir mil de olabilir, yarım metre de. Bilmiyoruz. Aslında pek de umurumuzda değil. (kahkahalar)
2.ŞAMBRA: Benim umurumda!
TOBIAS: Çünkü, bak, kanatların var. Sen bunu sadece unutmuş bulunuyorsun. Yükselip uçabilirsin. Yalnızca yürümeye ya da insanca bir atlayış yapmaya çalışman gerekmiyor. Yükselip uçabilirsin. Böylece derin bir nefes al, ve dünyanın her yanındaki Şambra’nın geri kalanıyla birlikte, kanatlarını aç. Bırak açılsınlar – o mecazi kanatların, spiritüel kanatların, seni yeni yerlere getiren kanatların. Kanatlar – tıpkı az önce sözünü ettiğim kuşun kanatları gibi, hani hangi konumda, toprağın neresinde kaç tane solucan bulacağına kaygılanmayan, o solucanların sadece orada olacağını bilen kuşun kanatları gibi. O kanatlarını aç ve nefes almayı sürdür.
2.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.
TOBIAS: Biz teşekkür ederiz. Ve tüm Şambra adına konuştuğun için de teşekkür ederiz.
3.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Ben, 10 yılı aşkın bir zamandır vejetaryenim, ve senden nicedir bununla ilgili bir şeyler duymayı bekliyordum. Sonunda hepimizin vejetaryen olacağını biliyorum, o zaman neden bu konuda konuşmaktan çekiniyorsun? Bu şeyler hakkında birşeyler söylemenin zamanı geldi diye düşünüyorum. Ve hayvan hakları ne olacak?
TOBIAS: Şimdi… ah, evet gerçekten. Sam, biftekleri ve hamburgerleri ve maalesef domuz etini mideye indirmekten büyük keyif alıyor, gerçi onu domuz eti yemekten vazgeçirmeye çalışıyorum ama… bu bir yahudi esprisidir. (Tobias kıkırdar ve izleyiciler güler) Şimdi biliyorum ki, Temmuz’dan sonra geldiğinde Saint Germain bu konudan çok söz edecek. O daha – nasıl desek – bana göre beslenmeye daha çok önem verir, ve tabi benden daha formda.
Ama bu noktada şunu söyleyeyim, Dünya’daki her hayvan, hizmet amacıyla buradadır… hizmet amacıyla buradadır. Melek/insan krallığı en büyüğüdür. Her hayvan – tavuk, her inek, her geyik – her hayvan, öyle ya da böyle hizmet için buradadır. Onlar, Dünyayı beslemek amacıyla kendilerinden verirler, ve bu şu anda, Dünya’da protein almanın yoludur. Bu değişecektir, gerçekten de, ama bu dini ya da spiritüel bir şey değildir. Beden, protein ve gıda ve diğer şeyleri alma ve kullanma biçimini değiştirecektir. Ama bu, vejetaryen olduğun bir yaşama kendini mahkum etmen anlamına gelmiyor. Öyle zamanlar vardır ki, bedenin o eti tam anlamıyla gereksinir. Her gün değil, ve büyük miktarlarda da değil, ama şu anda bedende kayıtlı olan o genetik kodlar yüzünden gereksinir.
Bedenine sadece sor. Ne istiyor? Kendini daha hafif hissetmek istediğin ya da sudan başka bir şey istemediğin günler olabilir. Bazı günlerde de bedenin bir çeşit et gereksinebilir ya da isteyebilir. Elbette, er ya da geç aydınlanmış insanların etten uzaklaşacağını söylerken, haklıydın, çünkü o ağırlığa ihtiyaçları kalmayacak. Ama bu, o zavallı hayvanlar yüzünden değildir. Hayvanları onurlandır, ister yetiştirilme döneminde, ister kesimde ya da önündeki tabakta olsunlar. Onları onurlandır. Bu, sizin gaddarlık dediğiniz enerjinin dönüştürülmesidir.
İnsanlar, çiftlik hayvanlarının yetiştirilmesinde ve onların ürünlerinde ve bu hayvanları onurlandırmada daha çok farkındalığa sahip olacaklar – ve bitkilerde de tabi. Senin buradaki listende, salataların ve fasulye filizlerinin zavallı kafasından (kahkahalar) söz etmiyorsun, ama onlar hayvanlardan pek de farklı değillerdir. Bu, insanın onları onurlandırmasıyla ilgilidir. Ve sorun için sana teşekkür ediyoruz…
LİNDA: Fasulye filizleri mi? (kıkırdar)
TOBIAS: Onların hepsi bir bilince sahiptir, gerçekten. Ve ben bunu şaka yollu söylemiyorum. İçinize aldığınız yiyeceği onurlandırın, ve kendi biyolojinizin, gereksinim duyduğu şeyleri değiştirdiğini göreceksiniz. Öyle bir noktaya gelinecek ki, kesinlikle gelinecek, ki sorulan soru da buydu – “Yalnızca su içip hava soluyabilecek miyim?” Kesinlikle, ama bunu zorlamayın. Bu, doğal olarak meydana gelecek. Teşekkür ederiz.
4.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam, 2.Şambra’nın kocası): Pekâla Tobias…
TOBIAS: Soru sormaya cesaret edebiliyorsun demek. (Güler)
4.ŞAMBRA: Sen de karımla nasıl böyle konuşmaya cesaret ediyorsun? (Tobias ve izleyiciler güler) O şoktan sonra hâlâ burada durabildiğime şaşıyorum.
TOBIAS: Ben de.
4.ŞAMBRA: Benim aslında bir sorum yok, sanki silinip gitti. 2009 için ne bilmem gerekiyor?
TOBIAS: Kendin için mi?
LİNDA: Dikkat et, kendisi hassastır da! (Tobias güler)
TOBIAS: Bizim ne kadar dürüst olmamızı istiyorsun?
4.ŞAMBRA: Çok.
LİNDA: Emin misin?! (kahkahalar)
TOBIAS: Biliyor musun, bunu bize hep söylerler, ve sonra da hep bizden nefret ederler. Seninle şakalaşıyoruz tabi. Önemli, tek bir kelime: Liderlik. Liderlik – önce kendine. Kendine öncülük et. Bu, kulağa garip geliyor, ama insanlar genelde kendilerine öncülük etmiyor (kendilerine yol göstermiyor). Sana gelince, sen ilginç bir – ben çatışma demek istemiyorum – ama beş tane falan farklı dinamik seni kuşatıyor ve seçimleri yapacak ve enerjiye yol gösterecek bir lider yok. Bunların hepsi, elbette, senin içinde, dışarda değil. Aile içindeki liderlikten çok, kendi içindeki liderlik.
Ve dışarı adım atıp, olduğunu bildiğin lideri olmak zamanıdır, ama sen kendini bu konuda geri tutuyorsun. O çağrıyı duyduğun her sefer, frene basıyorsun. Saklanıveriyorsun. Biliyorsun ki – ve konuştuğumuz için ben de biliyorum ki – sen doğal olarak lidersin, ama bunu bastırıyorsun, ve bu baskılama sende tedirginliğe, sıkıntıya neden oluyor, sonra da bu sıkıntı, aptalca bir yatırım gibi şeyler yapmana neden oluyor, ki bu… (kahkahalar) liderliği ele alırsan sana sonradan yeni bir biçimde geri gelecektir. Böylece… işte bu. Liderlik.
4.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.
TOBIAS: Biz teşekkür ederiz. Ve ben şaka yapıyordum. Hiç de aptalca bir yatırım değildi, çünkü sen bir noktada onun yalnızca enerji olduğunu anladın. O bir yerlere gider. Birçok farklı yollardan sana, hepinize, geri dönmek üzere oralarda bir yerlerdedir. Eğer paranı petrole ya da altına yatırıp yatırmamayı düşünüyorsan – bunu önermem… önermem – ama paranı, iyi olduğunu hissettiğin bir şirkete yatırabilirsin. Para sana o belirli şirketten geri gelmek zorunda değildir. Bolluğun aktığı birçok yol vardır. Bolluk ırmağının bir dolu kolu vardır. Teşekkür ederiz.
5.ŞAMBRA’NIN SORUSU (Linda): İnsanların sevdiğine inandığı insanlarla ilişkilerine dair gönderilen çok sayıda soru var. Bu sorularda, birşeylerin değiştiği, ve ama emin olamadıkları ifade ediliyor. Gitme zamanının (ilişkiyi bırakma zamanının) geldiğini nereden bilirsin?
TOBIAS: Soruyu sorduğun zaman, gerçekten. (kahkahalar)
LİNDA: Bu benim sorum değil.
TOBIAS: Bu soru ortaya çıktığı zaman – ve bu artık zihinsel bir soru değildir, gerçekten kalpten gelen bir sorudur – “Acaba gitmek zamanı mıdır?” dediğinizde, bu soruyu kendinize sormanızın nedeni, herhalde gitmek, ayrılmak zamanı olduğu içindir. Gerçek soru şudur, “Bu ilişkiyi nasıl halledeceğim, nasıl çözeceğim? Bunu, büyük bir sevgi ve onurlandırmayla nasıl gerçekleştirebilirim? Kendimin ya da diğer insanın, ıstırap çekmesini nasıl engelleyebilirim?” Gerçek soru şudur, “Ayrıntıları nasıl hallederim? Çocukları nasıl hallederim? Ya, malı mülkü?” Bir açıdan karar vermişsinizdir bile. Şimdi bu ilişkiyi çözmek için harekete geçmeniz gerekir.
İlişkilerin sonsuza dek sürmesi asla öngörülmemişti. İlişkilerin bir yaşam boyu sürmesi bile öngörülmemişti. İlişkiler değerlidir. Güzeldir. Ama sonsuza dek sürmesi kimseye zorla kabul ettirilmemişti. Kendi karmik döngünüzden çıktığınızda, karmaya dayalı eski ilişkilerinizin de sonu gelir. Onları bırakmak zamanı gelir. Onları bıraktığınız zaman, yol üstünde onlarla yeniden karşılaşırsınız, ama eski karmanın yükümlülükleri, sorumlulukları olmadan. Onları beraberinizde sürükleyip durursanız, gerek sizin yaşamınızdaki gerekse ilişkide olduğunuz kişinin yaşamındaki sevinçler yok olacaktır. Bırakın gitsin.
6.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias. Ben şu ara yaşamımın bir geçiş dönemindeyim, çoğunlukla iyi yönde. Çok yeni emekli oldum. Birkaç ay önce ilk kitabımı yazmayı bitirdim, ve birkaç haftaya 60 olacağım. Yani bunun heyecanlı bir geçiş yılı olduğunu hissediyorum, ve merak ediyordum acaba önümdeki günlerle ilgili bana önerilerde bulunabilir misin diye, ve belki de odaklanmadığım, ama odaklanmam gereken şeyler var mı diye.
TOBIAS: Sen şimdiye kadar çok şey salıverdin. Kendini özgür bıraktın, ve bu, bir dolu fırsatın yolunu açıyor. Ben herhangi bir alanı seçmek ya da belirlemeye çalışmak istemiyorum. Bu gerçekten tutkunun ne olduğuna ve ne yapmak istediğine bağlı. Öğretmeyi seviyorsun, birçok farklı yoldan. Özellikle de gençlerle, ergenlik çağındakilerle bunu yapmayı seviyorsun. Aslında senin sorun şu, “Bunu nasıl uygulamaya başlayabilirim? O öğretmeni nasıl olurum ve nasıl paylaşırım?”
Şimdi, sen bunu kitabınla gerçekleştiriyorsun ki, bu ilk adımdır. Şu anda yapılacak olan şey, hangi olasılıkları ya da fırsatları değerlendirmek istediğine karar vermektir, ve bu, aynı zamanda birkaç tanesi birden de olabilir. Sadece bir tane olması gerekmiyor. Bazısını harekete geçir ve diğer unsurların oyun alanına nasıl girdiğini izle. Ve özellikle de… biz, özellikle kafaları karışmış ergenlerle, ve sonunda, gelmekte olan Kristal Çocuklarla çalışmaya çok çekildiğini ya da bu konuda bir tutku görüyoruz. Ama kendin için istediğini seç. Ve tekrarlıyoruz, kendini birçok eski şeyden özgürleştirdiğini bil. Neredeyse ne istiyorsan yapabilirsin.
6.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.
TOBIAS: Biz teşekkür ederiz.
7.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selam Tobias. Sanırım bu sorunun iki bölümü var. Bu, yaratılarımı eyleme sokmakla ilgili. Geçen yıl bir iş kurdum ve yaptığım atölye çalışmalarına katılım azdı. Ve sonra, danışanların beni tükettiğini hissettim. Onun için biliyorum ki, yaratılarımı düşündüğüm zaman, enerjierimin insanlar tarafından yağma edileceğine ilişkin bir korkum var. Ve bunu biliyorum. Nefes alıyorum. Bunu saldığımı düşünüyorum ama inanılmaz bir tembellik var üstümde. Her Allah’ın günü hiçbir şey yapmıyorum. Hiçbir şey.
TOBIAS: Ben seni, ve hepinizi, burada düzeltmek istiyorum. Diyorsun ki, üzerinde inanılmaz bir tembellik var ve hiçbir şey yapmıyorsun. Sen aynı anda birçok farklı düzlemde birden yaşıyorsun. İnsan benlik aslında geri durup dinleniyor, farklı düzlemlerde yenileniyor. Ve öyle parçaların var ki, farklı alemlerde inanılmaz çalışmalar gerçekleştiriyor. Hepiniz bunu bu yıl daha açıkça göreceksiniz. Uyku halinle uyanıklık halin arasındaki, ya da bazılarınız başka gerçeklikler, paralel boyutlar diyeceği ya da adına her ne diyorsanız, işte o başka yerlerde gerçekleştirdiğin çalışmalar arasında böylesine kesin bir ayırımın olması gerekmiyor. Sen inanılmaz derecede çok iş görüyorsun. Sadece insan biyolojisi şu anda biraz ağırdan alıyor. Böylece, sorunun ikinci bölümüne geçerken soruyoruz sana, o diğer gerçekliklerde ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun?
7.ŞAMBRA: Bana mı soruyorsun?
TOBIAS: Sana soruyorum, evet! (Tobias güler) Biliyorum. Sana soruyorum. (kahkahalar) Gelişigüzel bir tahminde bulun.
7.ŞAMBRA: Eh, bir projem var, yeni bilince sahip bedenle ilgili. Bunu yaratmak istiyorum, bununla ilgili yazmak istiyorum. Ama tüm yıl boyunca çok hastaydım.
TOBIAS: Gerçekten de.
7.ŞAMBRA: Bu herhalde buna bağlı bir şeydi.
TOBIAS: Bu, bedenin yeniden-çalışmasıdır – bir yenilenme – ve bu arada, birçok Şambra bu yıl, daha önce yaşamadıkları hastalıklarla karşılaşacaklar, ister – sizin deyiminizle – bir soğuk algınlığı ister grip ya da başka bir şey olsun. Ve kendilerini yenilmiş hissedecekler, çünkü fiziksel bedenlerinden daha güçlü olmadıklarını düşünecekler. Ama senin de içinden geçtiğin türden hastalıklar, beden devrelerinin yenilenmesiyle ilgilidir. Ve sen, bir süreliğine hasta olduğunu algılarsın. Oysa hastalık değildir. Bu bir yeniden-çalışmadır, ve işte bedene olan güven burada devreye girer.
Diğer gerçekliklerde gerçekleştirdiğin çalışmalar, bütünleşmeyle ilgili, Aspektolojiye benzer bir şey, ama sen diğer alemlerde çok, çok bölünmüş varlıklarla çalışıyorsun, ve bu konuda çok iyisin. Parçaların birleştirilmesine yardım ediyorsun. Bu, fiziksel bedenin bu çalışmaya katılmasa bile, kendi başına yorucu bir iştir. O nedenle, bu yıl danışanlarının bazısıyla çalışırken, çok tükendiğini ve boşuna çalışıyormuşsun gibi hissettiğini gördün. Ama o danışmanlık odasında seninle birlikte oturan birey, başka düzeylerde çalıştığın kişinin yalnızca küçük bir parçasıydı. Farklı bir alana geçtin, çünkü bu alanı test ettiğini düşünüyordun, oysa önce diğer alemlerde ve sonra insan düzeyinde çalıştığın danışanlarla bağlantıyı kurmak amacıyla oraya bile bile geçtin.
Bu gerçekten bunaltıcıdır, çünkü sen onların tüm veçheleriyle çalışıyorsun. Ve sen, (çalıştığın kişinin) sadece sandalyede oturan o birey olduğunu düşündün – insan benliğin böyle düşündü. Ama sen onların birçok başka veçhesiyle birçok başka boyutta uğraşıyorsun. O danışmanlık odasında seninle birlikte sandalyede oturan, yalnızca buzdağının tepesiydi.
Böylece sen kendine, varlığın doğasının tümünü anlamak için böyle bir fırsat verdin. Şimdi öğrendiklerini alıp kabul et – kendini dövmekten vazgeç – diğer alemlerde öğrendiklerinden yararlan. Diğer alemlerde meydana gelen bir psikoloji türü vardır ya da adına her ne diyorsanız. Ona burada, bu gerçeklikte odaklan. Ve böylece sana gelecek danışanlarla bütünsel olarak tüm farklı düzlemlerde çalışacaksın – yalnızca insan veçhesiyle değil.
Bu, çok geniş bir çalışma olacak. İlle de bunaltıcı olması gerekmiyor. Fiziksel bedenin, artık bunlarla başa çıkabilecek şekilde kendini yeniden donattı. Ama yalnızca bir iskemlede oturan insanla uğraşmadığını da bil. Sen hâlâ eski enerji psikolojisinin bazı yanlarını uygulamaya çalışıyorsun, çünkü bazen kendini yetersiz hssediyorsun, ya da uygun araçlara sahip olmadığını. Bunu bir kenara koy. Danışanlarınla çalışmaya başlamak için sezgisel Yeni Enerji araçlarına ve Aspektolojinin özüne ilişkin bazı anlayışlara güven. Sen, birkaç yaşam geri gitmek konusunda inanılmaz bir yeteneğe sahipsin. Bunu şimdi kullanmaya başla.
7.ŞAMBRA: Ve bu, benim bolluğumla da ilişkili olabilir mi? Bolluğumu nerede engelliyorum? Ben… arabamın kaskosu bile yok, ve ben 38 yaşındayım. Başka biriyle birlikte yaşıyorum. Bu… görüyor musun… benim içinde bir şey var da… sanki…
TOBIAS: Hizmetlerin için çok para al.
7.ŞAMBRA: Gerçekten mi?!
TOBIAS: Bu, bolluk sorununun üstesinden gelecektir.
7.ŞAMBRA: Ve bunu hak ettiğimi mi bileyim, çünkü fazla para istemekten çok korkuyorum.
TOBIAS: Hak ettiğini düşünmesen bile, bu çalışmanın karşılığında çok para talep et, o zaman bunu hak ettiğine inanmaya başlayacaksın.
7.ŞAMBRA: Tamam.
TOBIAS: Çok para al. Ve artık… sen şu bağışları yapmayı seviyorsun. Birçok açıdan spiritüel bir sosyal hizmetlisin, çünkü öbür alemlerde para almıyorsun. Ama burada, Dünya’da alabilirsin. (kahkahalar ve alkışlar)
7.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.
LİNDA: Bu çok uzun bir soru. Birçok insanın sorusunu temsil ediyor. Ben bir bölümü okuyacağım ve sen konuyu anladığında beni durdurabilirsin.
TOBIAS: Gerçekten.
LİNDA: Tamam.
8.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): … daha büyük sorun, 8.Önergenin geçmesine ilişkin birçok eşcinselin (gay ve lezbiyenin) hissettiği derin yaradır. Ben öylesine çok nefret ve taciz gördüm ki ve bunu şahsen de hissediyorum. Hakaretlere, zorbalıklara maruz kaldığını, duygusal açıdan tükendiğini hisseden ve kendini ikinci sınıf vatandaş gibi hisseden çok eşcinseller gördüm. Kendi ailem bile, bir kız kardeşim hariç, evet oyu kullandı ve bana kötü olduğumu, haksız olduğumu söyledi. Ben kim olduğum gerçeğini biliyorum, ama tüm bu eşcinsel yandaşlarımın ve 13.Sarmala sahip olan kişilerin ıstırabını içime almaktan nasıl kurtulacağımı bilmiyorum. Haklı tarafın hiçbir şey yapmadığını hissediyorum… (Linda ‘vs vs vs’ der) Hıristiyanlık (enerjilerinden) ve sıkışıp kalmış enerjilerden çok bıktım, saldırgan insanlar, tanıdığım insanları taciz ediyor, hatta Long Beach’de, yürüyüş yapan binlerce insan penceremin önünden geçiyor. İnsanlar bağırıyor, dram ve nefret ve kargaşa var. Bu yalnızca…
LİNDA: Bunu daha fazla okumak istemiyorum, ama 8.Önergeyle ilgili kızgınlık duyan çok sayıda insan olduğunu söyleyeyim.
TOBIAS: Gerçekten.
LİNDA: Bir yerlere varılacağını düşünüyorlardı ve (şimdi) çok kızgınlar.
TOBIAS: Böylece ben, 13. Sarmala sahip kişilerin, sizin deyiminizle eşcinsel (gay ve lezbiyen) olan kişilerin, derin bir nefes almasını isteyeceğim. Ve sizin hatırlamanızı istediğim tek bir cümle var. Bir Kurban Olmanın Üstesinden Gelin. Bu mektup, kurban-olma enerjisiyle, ve ‘zavallı ben’ ve ‘ben, eşcinsellerin haklarını gündeme getirmek için mücadele ediyorum’ enerjisiyle yüklü. Bir kurban olmanın üstesinden gel.
8.Önerge son değildi. Başlangıçtı. Farkındalığı ortaya çıkardığı gibi, sorunları da ortaya çıkardı. Hepinizin – 13.Sarmala sahip olanların – yaptığı şudur; siz bu yaşama kabul edilmek için gelmediniz. Gelmediniz. Siz, insanlar tarafından kabul-görmeyeceğiniz bir yol seçtiniz, ama bunun Dünya bilincini değiştireceğini, bilincin her türlü tercihe – dinsel, cinsel, ırksal ya da diğer tüm tercihlere – hoşgörü ve kabulle yaklaştığı bir noktaya geleceğini biliyordunuz. Ama sen şimdi – ve bu mektup bunu temsil ediyor – birçoğunuz yeniden kurban-olma enerjisine geri düştünüz, ve o diğer grupların bazısının da istediği tam olarak budur, çünkü bir şeyi neden yaptığını bilen birine göre, kendini kurban hisseden biriyle başa çıkmak çok daha kolaydır. Cinsel tercih konusu ve gaylerin evlenme ve sevdiği kişiyle birlikte olmayı isteme konuları, dünyanın her yanında öne çıkmaya başlıyor.
8.Önerge son değildi. Ve sen buna kızmak istiyorsun, ve sen öfkelenmek istiyorsun, ama bir an için durup da, 13.Sarmala sahip olan sizlerin, hoşgörü sorununu ortaya atmak için neler yaptığına bir bakar mısın. Sadece cinsel hoşgörü değil – dinsel hoşgörü, ırksal hoşgörü ve diğer herşeyle ilgili hoşgörü. Eğer şu anda Dünya’da bulunan o 13.Sarmala sahip kişiler hoşgörü sorununu ortaya atmasaydı, Birleşik Devletler’e Siyahi bir başkanın seçilmesi zor olurdu. Dünya değişiyor, ve siz de onun değişmesine yardımcı oluyorsunuz, ama bir kurban olmanın üstesinden gelmek zorundasın. Teşekkür ederiz.
LİNDA: Teşekkürler.
9.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias. Ben, huzur halini nasıl koruyacağıma ilişkin öneriler istiyorum. Sık sık, arada bir, kalbim daralıyor, ve bazen de sabah kalkıyorum ve belki iyi bir gün geçiriyorum, belki bu nasıl uyuduğumla ilgilidir ya da o gece gördüğüm rüyayla. Ama, içinde olmayı istediğim denge halini koruyabilmem için bana ne gibi önerilerde bulunabilirsin.
TOBIAS: Gerçekten. Senin için en büyük mesele, ve yine aynı zamanda birçok Şambra için de, tüm çevrendeki enerjileri – Dünyanın kendi bilincini – hissettiğini anlamaktır. Ve az önce sözünü ettiğim o fırtınalardan biri kopmadan, ya da Dünya sallanmadan birkaç gün önce, sen kendini çok huzursuz ve dengesiz hissedeceksin. Bunları sezgisel olarak hissedeceksin. Istıraplardan geçen ya da farklı düzeylerde değişimlerden geçen insanların enerjilerini hissedeceksin. Bunları sana aitmiş gibi yorumlayacak ve dinginlik ya da huzur alanından çıktığını hissedeceksin.
Buradaki asıl mesele, bunların seninle ilgili olmadığını anlamaktır. Sen hissediyorsun. Bu, kendini açmakla ilgilidir ve enerjilere karşı daha hassas olunca da herşeyi hissedeceksin. Bir köpeğin yaralandığını ya da hasta olduğunu, daha sahipleri bile bilmeden hissedeceksin. Ve sen bunu hissedeceksin ve diyeceksin ki, “Kendimi çok huzurlu ya da dingin hissetmiyorum.” Bunu, diyelim ki, borsalarda büyük bir dalgalanma olmadan önce hissedeceksin. Kalbinde bir şey hissedeceksin, o dalgalanmayı, o dengesiz ritmi, ve diyeceksin ki, “Ama benim dinginliğim etkileniyor.” Bunun seninle ilgili olmadığını anlarsan, etkilenmez. İşte hissettiklerin, bu meselelerdir.
Onları hissetmene izin ver. Engelleme, ama bunların sen olmadığını da anla. Bunu gerçekleştirmek zaman zaman zor olabilir, çünkü diyeceksin ki, “Ben bu yoğun baskıyı ya da büyük korkuyu hissediyorum. ‘Onu hissetmene sadece izin ver’ derken, ne demek istiyorsun Tobias? Bundan hoşlanmadım.” Ama bir süre sonra, enerjileri hissetmede ve kendi üstüne almamada ustalaşacaksın. Sana ait olanı da, olmayanı da anlayacaksın. Huzur alanına hep sahip olacaksın. Denge alanına sahip olacaksın, özellikle de düzenli olarak nefes yaparsan. Nefes, sana ait olanlarla, dışardakilere ilişkin hissettiklerin arasındaki ayırım çizgisini tutmana yardımcı olur.
Şambra için dinginlik, dışarıyı engellemek ve hisleri durdurmak anlamına gelmez. Bunun pek de işe yaramadığını öğrendiniz. Hisleri reddetmek, hiç de huzur getirmez. Hayal kırıklığı getirir, sinirlenmenize neden olur. Ama sezgisel ve çok duyarlı biri olarak hissettiklerinizin size ait olmadığını anlamak (önemlidir). Bu, kendi içinde huzura neden olur.
9.ŞAMBRA: Çok teşekkür ederim.
TOBIAS: Biz teşekkür ederiz.
LİNDA: Pekâla, br seçime sahipsin. Ya üç tane kısa soru ya da bir tane uzun soru alabilirsin.
TOBIAS: (güler) Üç kısa…
LİNDA: Peki.
TOBIAS: … ve üç uzun yanıt. (kahkahalar)
LİNDA: Saat 17.30. Cauldre’ya iyi davran.
10.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selam Tobias. Bana bir dolu müziksel enerjiler geliyor. Son birkaç yıldır ışık diliyle çalışıyordum, ve bugünlerde bana bir dolu şiir (şarkı sözü) ve bir dolu müzik tonları geliyor, ve ben bunları yüksek sesle söyleme güdüsünü hissediyorum. Şunu bilmek istiyorum, gerek kendim gerekse başkaları için, bana gelen bu yeni müzik enerjilerini en iyi şekilde nasıl kullanabilirim?
TOBIAS: Gerçekten. Muazzam yeni müzik enerjileri geliyor, ki bundan, Yeni Enerji Müziği’yle ilgili geçenlerde burada yaptığımız ve kayıt ettiğimiz oturumumuzda söz ettik, bu yeni müziğin, müziğin zihinsel yanlarına yakalanmayacağından, daha çok özünün ve hissin (öne çıkacağından) söz ettik. Ve yine bu oturumda, müziğin şifa için ve dengelenme için, olmadı, bedeninizden enerjiyi geçirmek için kullanılabileceğinden konuştuk. Bedeninizin bir enerji akışına ihtiyacı vardır, ve müzik de bunu sağlar. Müzik çok, birçok farklı biçimde ve yalnızca zevk için kullanılabilir. Böylece biz bu fırsatlar yılında, içinde çalan o müziğe kendini açmana izin vermeni önereceğiz.
10.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.
11.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Tobias, bugün bize sözünü ettiklerine dayanarak lütfen Yeni Enerji tarımı, küçük çapta çiftçilik ve Şambra’nın rolü hakkında konuşur musun.
LİNDA: İşte bu, uzun bir yanıt gibi geliyor kulağa.
TOBIAS: Gerçekten.
11.ŞAMBRA: Bu kolay bir yanıt. Kolay bir yanıt.
TOBIAS: Gerçekten de, çok kolay bir yanıt. Ben, Yeni Enerji tarımıyla ilgili sizin “Tobias’a Sor” dediğiniz türden bir oturum yapmak isterdim. Ve aslında tohum ve genetik düzey gibi ayrıntılara girmek, ve Yerküre’yle ilişkileri, ve şu ara nasıl yeni, tam anlamıyla yeni bitki türlerinin – gıda formlarının – gerek başka alemlerden gerekse Yerküre’nin kendisinden gelmeye çalıştığı, ve bunların hepsini nasıl uyumlayabileceğimiz hakkında konuşmak isterdim. Bu nedenle, sevgili Linda’nın, biz gitmeden bunu programa almasını isteyeceğim.
LİNDA: Tamamdır.
TOBIAS: Bu soruyu gündeme getirdiğin için teşekkür ederiz.
11.ŞAMBRA: Ben teşekkür ederim.
LİNDA: Çok iyi. Teşekkürler, Catherine. Son soru.
TOBIAS: Gerçekten de.
12.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selamlar Tobias. Biliyor musun, çaldığın müziğe bakacak olursak, sana Kırmızı Kral demeliyiz. (Tobias güler) Herneyse, birkaç şey var. Hani uçurumdan düşmekten söz ettin ya, biliyorsun, ben kendi uçurumumdan düştüm, ve bir kez, düşerken kanatlarımın olduğunu ve nasıl uçacağımı öğrendikten sonra, bilirsin, gerçekten uçmaya alıştım. Hiçbir yere konmak istemiyorum! Bu gerçekten harika bir hal aldı. Ve para için de kaygılanmamak, çünkü – altı haneli bir gelire sahipken banka hesabında 3.27 $ kalması ve (İnternette) eBay’de eşyalarını nasıl satacağını öğrenmek (kahkahalar) gerçekten harika bir his. Harika. Ve bunu sen de yapabilirsin. (yoğun kahkahalar) Yani arabanın kaskosu için falan kaygılanmaya gerek yok. Ona ihtiyaç yok. Uçun.
Birkaç şey… evet, sana bunu yapacağımı söylemiştim. Çok yakınlarda kanallık yapma becerilerim arttı ve enerjilerini okumamı isteyen insanlar da çoğaldı. Ve bana gelen rehberlik – ki bildiğin gibi ben meleksel ailemle çok bağlantıdayım. Bu daha çok, senin sezgi CD’sinde sözünü ettiğin gibi bir şey, yani yükselmş bir üstada değil de kendimize kanal olduğumuz bir durum, ama birçok farklı enerjinin birleşmesiyle, ve bunun da Kırmızı Çemberin gittiği yön olmasıyla ilgili.
LİNDA: Sorun nedir tatlım?
12.ŞAMBRA: Hay Allah! Tamam, benim sorum şu, bunlar olup biterken ve ben bir yandan da şeyleri eski biçimlerde oldurmaya çalışırken, nihayet bir noktaya kadar salıverebildim ve bu sabah Tazmanya’daki çok sevgili bir arkadaşım beni arayıp oraya gitmemi, çok büyük olan evini satmama yardım etmemi istedi. Bildiğin gibi, bu konuda çok deneyimim var. Ve ayrıca, o aynı zamanda bir müzisyendir de, ve bir işbirliği yapmak ve bir bağlantı kurmak (iyi olurdu). Onun adı Julie McAllister. Bana bununla ilgili ne söyleyebilirsin?
TOBIAS: Bu benim – nasıl desek – böyle online bir ortamda yanıtlamayı tercih edeceğim bir şey değil. Biz seninle bunu sonra konuşacağız. Genelde güzel bir şey. Genelde çok olumlu bir şey, ve bu grubun önünde durup da salıvermek hakkında, bırakmak hakkında, özellikle de eski yaraları – çok, birçok yaşamdan gelen çok derin yaraları salıverip de kendinle en karanlık ve en korkulu anlarda yüzleşmen, ama seni o sıçramaya götüren, o yeni benliğine götüren nefesi alacak kadar da kendine inanman, daha önemliydi diye düşünüyorum. Ve sen temelde, çok derin bir düzeyde, olağanüstü yeni bir biçimde dönüşmene izin verecek bir bütünleşme gerçekleştiriyorsun. Sen, başkalarına örnek oluyorsun, ve bu para sorunu da, bildiğin gibi, çok, çok geçici. Sen, taa yukarlarda, yüksek bir konumdayken – bir dolu para ama içsel mutluluğun olmadığı bir konumdayken – herşeyi bırakmanın, ve sonra bunun nasıl tümüyle farklı bir yoldan geri akmasının ne olduğunu, nasıl olduğunu biliyorsun.
Müzik… müzik. Sen bunu da sürdürmek istiyorsun, çünkü o mükemmel bir şekilde senin yapacağın diğer şeylere bağlanacak. Onun için, ben senin müziğe geri dönmeni önereceğim, ama farklı bir biçimde. Bu sorunun diğer kısmını biz sana – Cauldre sana offline (çevrimdışıyken) yanıtlayacak.
12.ŞAMBRA: Teşekkür ederim. Shalom, Tobias.
TOBIAS: Evet, Shalom.
Ve böylece Şambra, uzun ama çok güzel bir gün oldu. Bu yeni yıla giriyoruz – gerçi bu, takvimdeki tarihlerden başka bir şey değildir ama, insan bilinci bunu bu yılın öbür yanına geçmek için bir işaret olarak, bir kilometre taşı ve bir hedef olarak belirler. Çok değişimler göreceksiniz, özellikle de hava koşullarında, ama bunların tümünün uygun olduğunu anlayın. Bu, bilinci taşır. Dünya’nın kendisine, toprağa, ekinlere, hayvanlara ve dönüp insanlara (yağmur gibi) yeni bilinci yağdırır. Enerjiyi yayar, ve bu yıl hava durumu, dünyanın her yanında enerjinin yeniden-dağıtılması ve yeniden-dengelenmesi için kullanılacaktır.
Bu – bu Yeni Enerji’nin yayılması, yeniden-dağıtımı – kozmik ya da eterik bir düzeyden meydana geliyor, ama aynı zamanda hava denen bu şeyle de çok pratik bir düzlemde meydana geliyor.
Hatırlayın, hava durumu bu yıl düzensiz ve değişken olursa, ve havanın yarattığı dramlarla ilgili bağırıp çağıranlar olursa, bu 2009 yılında bunun ne büyük bir nimet olduğunu hatırlayın.
Ve öyledir.