ŞAUD 3: “Bilinç Genişlemesi”

Öğretmenlik Dizisi:
Tobias’ın katılımıyla, Kanallık: Geoffrey Hoppe
Kırmızı Çembere sunulmuştur
7 Ekim 2006

www.crimsoncircle.com – www.kirmizicember.org

Ve öyledir, sevgili Şambra, Öğretmenler ve Bayraklar. Enerjilerimizi bir kez daha, şu anda yarattığımız bu güzel ve kutsal alanda birleştiriyoruz. Bu alan bir an önce var değildi. Eh, fiziksel alanınız kesinlikle buradaydı, ama bizim alanımız, birlikteliğimizin bilinci, şu anda yaratıldı. Beraber oturduğumuz ve nefes aldığımız, müziğin güzelliğini ve ifadesini paylaştığımız anda, alanımızı yarattık.

Bu alan güvenlidir, kim iseniz o olabilirsiniz. Daha fazla saklanmak, daha fazla –mış gibi davranmak, daha fazla yanılsama yok. Kim iseniz o olabilir, kendi haklarına sahip bir yaratıcı olabilirsiniz. Keşfetmenin yeni formuna doğru uzun ve akıl almaz yolculuğa çıkmış bir insan olabilirsiniz.

Keşfetmekte olduğunuz şey, meleklerin keşfetmiş olduğu bir şey değildir. Bu, büyük üstatların keşfetmiş olduğu bir şey değildir – keşfetmediler. Sıklıkla, Şambra ve ruhsal varlıklar arasında, bazı yüce semavi seviyelerde bulunanlarımızın tüm cevaplara haiz olduğu fikri mevcuttur. Oysa bu cevaplara haiz olup bunları sizlerle paylaşmamak haksızlık olurdu. Bizler şu an bu cevapların yolculuğunu beraber gerçekleştiriyoruz.

Bu içinden geçiyor olduğunuz yanılsamalar ve labirentler serisinden öğrendiğiniz şey, başka hiçbir varlığın öğrenmediği bir şeydir. Uzun zaman önce, yükselişe giden bu yoldan geçen ilk kişiler olduğunuzu söyledik size. Ve yükselişin anlamı, sadece bir sonraki düzeye geçiyor olmanızdır; Benliğinizin tüm parçalarını ve kısımlarını bir bütün haline getirmenizdir; bir döngüyü, hatta bir çemberi tamamlamanızdır, ve bu Dünya alanından, ki o en zor ve meydan okuyan deneyimlerden biridir – ben kendi deneyimlerime dayanarak konuşuyorum – yeni bir düzeye geçmektir. Biz buna Üçüncü Çember diyoruz. Başka yerlerde başka bir adı da olabilir, ama gittiğiniz yer burasıdır.

Kişisel eğitiminizden sonra gideceğiniz yer burasıdır. Kişisel inisiyasyonunuzdan sonra gideceğiniz yer, bir sonraki saf yaratıcı varlık olma düzeyidir. Ama siz oraya, seçimlerin sonuçlarını anlayarak gidersiniz. Siz oraya, enerjinin nasıl çalıştığını ve enerjinin nasıl yaratılabileceğini anlayarak gidersiniz. O saf yaratıcı düzeylerine, kendinizi ayırıp bölmenin ve sonra da yeni bir kimlikte yeniden birleştirmenin nasıl bir şey olduğunu anlayarak gidersiniz. O yeni yaratıcı düzeylerine, bir yaratıcı olarak seçimlerle ilgili yaptığınız şeylere hep bir etki ve tepkinin olduğunu anlayarak gidersiniz. Siz oraya, yeni bir bilgelik ve anlayışla gidersiniz.

Bu nedenden ötürü bu çok zorlu işlemden, Dünya’daki bu yolculuktan ve onun türlü unsurlarını ve yanlarını deneyimleyerek geçtiniz. Bu bir sınav değildir. Bir sınav değildir. Bu bir deneyimdir – ve arada fark vardır. Sınavlar genelde yanıtları bilenler tarafından verilir, ve biz yanıtları bilmediğimiz için, bu da bir sınav olamazdı! (kahkahalar) Bu sadece tanrısal bir varlık olarak yararını gördüğünüz bir deneyim değildir; ama öğrendiğiniz şey, yani bilgi ve gelişen bilinciniz, sonradan, kendi yaşamlarında yanıtlar arayan diğer varlıklara hizmet etmeye gider.

Yeni Dünya denen bir yerin olduğunu daha önce söyledik ve Yeni Dünya, bilincin kitaplığıdır. Yeni Dünya, Yuva’yı terk ettiğinizden bu yana sizin ve herkesin yaptığı herşeyin tarihini saklar. Bunlar Akaşik kayıtlar değildir, biraz farklıdır. Yeni Dünya bir kitaplıktır, bir başvuru kaynağıdır. Akaşik kayıtlar veridir. Yeni Dünya bilinçtir, anlıyor musunuz.

Bir bilinç kitaplığını hayal edebilir misiniz? Kitaplık, ciltlerce kitapla dolu değildir. Enerji ve deneyimle doludur. Sizden sonra gelecekler, o melekler…bu arada onlar başka alemlerde bekliyorlar, çoğu daha önce hiç Dünyaya gelmedi ve buraya gelme fırsatını bekliyorlar… çoğu, Yeni Dünya’dan geçecekler. Kitaplığa gidecekler. Deneyimlerinizi hissedecekler. Sadece incelemekle kalmayacak, hissedecekler. Sizin şu anda gerçekleştirdiğiniz, kitaplığın bir parçasıdır. Geçen hafta yaptığınız, son Şaud’umuzda sözünü ettiğimiz şeyler, kitaplığın bir parçasıdır, ve onlar oraya gidecektir.

Onlara yardım ve hizmet edenler olacak, ve evet, o asistanlardan ve hizmetkârlardan, o Üstat Öğretmenlerden bazısı siz olabilirsiniz. Bu fiziksel yaşam sürecini terk ettiğiniz zaman, Üçüncü Çembere gitmeden önce çoğunuz Yeni Dünyada zaman geçirmeyi seçeceksiniz, melek varlıklara öğretmek için zaman harcayacaksınız…çoğu, sizi arayıp bulan ve meleksel ailelerinizden gelen varlıklar olacak… ve siz onlarla oturacaksınız. Deneyimlediklerinizin bilincini anlamalarına yardımcı olacaksınız.

Bunun, onlar için bir örnek oluşturacağı açıktır. Bu, onlar için Dünya’ya gelmeden önce başarılacak bir standart oluşturacaktır, böylece Dünya’ya geldiklerinde, et ve kemiğe büründüklerinde, travmatik bir şok yaşamayacaklardır. Ha, elbette bu onlar için sürpriz olacaktır, ama bu bilincin bir kısmını sizin vasıtanızla ve sizin kitaplıktaki katılımınızla deneyimlemiş olacakları için, nedenini ve amacını anlayacaklardır. Siz – çoğunuz – bunu pek anlamadınız, çünkü Dünya’ya gelenlerin başında yer alıyordunuz. Meleksel biçimde olan bilinciniz kendini ansızın bir girdaba çekilirken buldu, dilerseniz buna bir kapı da diyebilirsiniz, o kendini yerçekimi, elektromanyetik enerji, toprak, su, katılık, fiziksel realite denen şeylerin ağırlığına çekilirken buldu. Ve bu sizin sisteminizde bir şok etkisi yarattı. Ama arkanızdan gelecekler böyle bir şey yaşamayacak.

Tüm şu yeniden-doğma kavramı – birçok, birçok yaşam, tekrar tekrar – ne halt olduğunu anlamadınız. Öldüğünüz zaman, ailenize, meleksel alemlere, ya da en azından Başmelekler Düzeni’ne geri gideceğinizi düşünüyordunuz. Ama onun yerine, çoğunuzun karanlık uçurumlara yuvarlanmak olarak deneyimlediği bir düşüşten geçtiniz ve bir başka fiziksel bedende, bir başka yaşamda, sırt çantanızda daha fazla karma, daha fazla yanılsama ve ayrılık ile, bir yaşamdan ötekine uyanıp durdunuz. Yeni Dünya kitaplığına incelemek için gidenler, birçok yaşama duyulan gereksinimi ve bundaki neşeyi, sevinci anlayacaklardır, çünkü bu birçok yaşam size – ve onlara – farklı kimlikler üstlenmenin nasıl bir şey olduğu deneyimini sunar; farklı veçheler üstlenmek – ister eril ister dişil olsun –; farklı kültürlerden veçheler edinmek; gönüllü olarak ve deneyimlemek amacıyla – sizin deyiminizle – zihinsel ya da bedensel kusurlar üstlenmek; sevgiyi, meleklerin bile sevemeyeceği bir biçimde deneyimlemek. Çünkü gerçekten, birbirini bilinçli olarak ve bir bilinç yolu olarak sevmek başka, o sevgiyi fiziksel forma alıp da onu çok candan, çok mahrem bir şekilde paylaşmak çok daha başkadır.

Yeni Dünya kitaplığında araştırma yapanlar, sizin bilincinizi öğrenecekler, deneyimlerinizi hissedeceklerdir. Kazandığınız bilgeliği anlayacaklardır. Sonra da kendi başlarına yola koyulacaklardır. Dünya’ya geleceklerdir, çünkü herşey, her varlık Dünya’dan geçmek durumundadır. Bu yazılıdır. Bu bilinir. Herşey, her varlık, Üçüncü Çembere gitmeden önce Dünya’dan geçmek zorundadır.

Onun için Şambra, burada yaptıklarınız gerçekten önemlidir. Siz gerçekten Üstatlarsınız. Siz, bundan geçen ilk varlıklarsınız, ve ben Tobias, bunu asla unutmamanızı rica ediyorum. Kim olduğunuzu asla unutmayın; burada, Dünya’da ne yaptığınızı; eskisinden yenisine geçtiğiniz bu enerji geçişi dönemini neden yaşadığınızı; bizim size neden Öğretmen olduğunuzu söylediğimizi, bazıları hâlâ bu fikirle rezonansta olmasa da. Biz Öğretmensiniz dediğimizde, ne dediğimizi anlamıyorsunuz, siz Şambra’sınız, siz Bayrak’sınız, başkaları için yolu oluşturan sizsiniz.

Bazılarınız, daha önce bu yolu kimsenin gitmemiş olmasını kaygı verici buluyor. Bu yolu sizden önce gitmiş olan üstatların olduğunu, sizden önce giden bir örnek olduğunu düşünmekten hoşlanıyorsunuz. Bazılarınız, cenette yolu bilen bir Tanrı’nın varlığını, herşeyi anlayan ve herşeyi yanıtlayabilen bir Tanrı’nın varlığını düşünmekten hoşlanıyor. Bunun böyle olmadığını bilmek biraz kaygılanmaya yol açıyor. Tüm yanıtlara sahip olan bir Tanrı yoktur. Evrimden geçmeyi ve genişlemeyi seçen bir Tanrı vardır, her farklı düzeyde deneyimler edinmeyi seçen bir Tanrı vardır, ve siz de o Tanrı’sınız. Yanıtlar sizdedir. Bu yanıtlar zihinden gelmez, onlar genişlemiş bir bilinçten gelir – şu anda tekamül ettiğiniz yeni bir bilinçten gelir.

Böylece Şambra, bugün Şaud’a başlarken – ve her birinizi tanıdığımı, ne yaptığınızı, neden burada olduğunuzu bildiğimi bildiğinizi gözönüne alarak – bu ânı, kendinizi onurlandırmak ve kabul edip onaylamak için kullanın. Ne kadar küçük olduğunuzu düşünseniz de, benim gözümde siz büyük bir Üstatsınız. Ne kadar cahil, aptal, budala olduğunuzu düşünürseniz düşünün (bazı gülüşmeler) ben yüreğimde, sahip olduğunuz bilgeliği biliyorum. Ne kadar zayıf olduğunuzu düşünseniz de, ben bunun bir oyun olduğunu biliyorum. Bir yanılsama olduğunu biliyorum. Muhteşem olduğunuzu biliyorum. Ha, belki önceleri insanın muhteşemliğini tanımlamak için kullanılan biçimde muhteşem değil. İnsanın muhteşemliğine ilişkin o tanımlama eski bir kalıptı, eski , çok eski bir standarttı.

İnsanın muhteşemliği, fiziksel kuvvet, fiziksel güzellik gibi şeylerle belirlendi. Maddesel zenginliğiniz ya da IQ’nuz gibi şeylerle belirlendi. Bunlar, “muhteşemliği” belirlemenin eski yollarıdır, ve sizin de deneyimlediğiniz gibi, bunların çıkmaz sokaklar olduğunu gördünüz, çünkü er ya da geç biri gelecek ve daha kuvvetli ve daha güzel olacaktır. Er ya da geç, daha akıllı ya da zengin biri olacaktır.

O nedenle, çok derine kazınmış bir inanç sistemi olan ve hâlâ birçoğunu tuzağa düşüren bu insan standardı biçimini bırakıyorsunuz. Siz yaşamlar boyunca bu standardı izlediniz. Yaşamlar boyunca. O çok tanımlanabilir bir noktaya geldi. Kişinin zeka oranını tanımlayabiliyorsunuz, onların güzelliğini ve kuvvetini ve zenginliğini tanımlayabiliyorsunuz. Ama siz yeni bir standarda, yeni bir insan ve tanrısallık kimliğine geçiyorsunuz, ki o şu anda ve herhalde gelecekte de uzun bir süre, her türlü tanıma kafa tutacaktır. Eğer spiritüel ve insan bilinci için hiç bir ölçü yoksa, kendinizi başkalarıyla nasıl kıyaslarsınız, hatta kendinizle bile? Yeni insan Bayrağı bilince sahiptir. Yeni insan Bayrağı eski ve kısıtlı hallerden, tarzlardan çıkar, genişler ve genişlemiş bilince geçer.

Ben bunları bugün başlarken söylemek istedim. Her bir Şambra’yı kabul edip onaylamak istedim ve burada olduğunuz için teşekkür ederiz.

Öğretmenlik Dizisi’nin bu 3.Şaud’unda bugün konuğumuz, herşeyden önce, Karşılık-gelen Varlığınızdır. Onlar geri geldiler, Karşılık-gelen-Varlıklar bu seans boyunca sizinle birlikte oturmak için geri geliyorlar. Onlar buradalar, bugün buraya geldiğinizden beri buradalar. Onlar, tüm şu yeni bilinç genişlemesi alanında size yardımcı olmak amacıyla buradalar. Bu, onların öncelikli rolleri, öncelikli görevleri.

Bilinç birçok farklı düzeyde iş görür, ama siz ona yalnızca birkaç düzeyde iş gördürdünüz. Siz şu anda tam anlamıyla bir bilinç geçişi yaşıyorsunuz. Biz burada düşünceden söz etmiyoruz. Zihinden söz etmiyoruz. Biz bilinçten ve farkındalıktan söz ediyoruz. Böylece, Karşılık-gelen-Varlığınız bugün sizinle birlikte, ve bir kez daha, size en iyi şekilde nasıl hizmet edebileceğini soruyor. Şu anda size bunu soruyorlar, “Sana nasıl hizmet edebilirim? Ben senin Karşılık-gelen-Varlığınım. Sana hizmet etmek bir onurdur, bir onurdur Üstat. Sana şimdi nasıl hizmet edebilirim?”

Böylece, şimdi Şambra, Karşılık-gelen-Varlığınla bu güvenli ve kutsal alanda paylaşmak zamanıdır. Korkmayın. Isırmazlar. Yargılamazlar. Size hayranlık içinde saygı duyuyorlar. “Sana nasıl hizmet edebilirim?” Ve sizden şimdi onlara bir yanıt vermenizi istiyorlar. Derin bir nefes alın, ve bu güzel meleksi varlığın size nasıl hizmet edebileceğini bilmesini sağlayın. Açık olun, onlarla dürüst olun.

(duraksama)

Şimdi bizim… Karşılık-gelen-Varlıkların, arzularınızı karşılayacaklarını söylemediğini fark ettiniz. Onlar, “Sana nasıl hizmet edebilirm?” diyorlar. Bir kez o enerjinin ne olduğunu… onların size nasıl hizmet etmelerini istediğinizi tanımlamaya başladınız mı, herşey hareket etmeye ve akmaya başlar. Enerji değişir ve dönüşür, ve siz şu anda kısıtlı bir bilinç tarzıyla iş gördüğünüzden, o enerjinin birazını alıp başka bilinç düzeylerinde uygulamaya konmasına yardım edebilirler. Onu hareket ettirip, getirip götürmeye yardım edebilirler. Enerjilerin size uygun bir biçimde geri gelip hizmet etmesini sağlayacak şekilde onları kutuplaştırıp canlandırabilirler.

Bu, Şambra, hergün yapmanız için sizi yüreklendireceğim bir şeydir. Sabahları ilk iş olarak gözlerinizi açtığınızda, “Sana nasıl hizmet edebilirim?” diyecekler. Bunu kulaklarınızla duyacaksınız, yüreğinizde hissedeceksiniz. Onlar orada olacaklar, Dünya üzerindeki bir başka günde daha, sizinle birlikte olmaktan heyecanlı ve mutlu bir halde orada olacaklar. Ve paylaşın onlarla, kendinizi geri tutmayın. Onlarla paylaşın. Ama sizin yerinize bir şey yapmayacaklarını da anımsayın. Onlar bir mucize yaratmazlar, sihirli bir değneği sallamazlar. Bunu siz yaparsınız. Seçtiğiniz şeyin ne olduğunu onlara bildirirseniz Üstatsınızdır. Onlar sadece niyetinizi alır, arzunuzu ve tutkunuzu alır ve onları çok-boyutlu hareket ettirmeye yardımcı olurlar. Size nasıl hizmet edebilirler?

Böylece, Karşılık-gelen-Varlığınız bugün burada, ve Karşılık-gelen-Varlıklarınızla birlikte Karşılık-gelen-Varlıkların usta çavuşu da burada: Hossaf (“ho-SOFF” olarak telaffuz eder) bugün yeniden bizimle birlikte. Hossaf, Kırmızı Çemberden olup da Dünya’ya bir deneyim ya da yolculuk için gelenlerle, yani Şambrayla, sizinle çalışıyor. Tüm etkinliklerin düzenlenmesine yardımcı oluyor.

Bakın geceleri, herhalde çoğunuzun fark ettiği gibi, siz sadece uykuya yatmıyorsunuz. Enerji transferleri bu sırada yapılır. Biliyor musunuz, bu İnternet teknolojinizle öylesine ilintili ki… ki bu arada, İnternet bir yanılsamadır. O tümüyle bir yanılsamadır ama siz ona inanıyorsunuz. Onu deneyimliyorsunuz. Kullanıyorsunuz. O sadece bir yanılsamadır. O küçük paketlerin nereye gittiğini sanıyorsunuz? O küçük enerji nabızlarının, pozitif/negatif enerjinin nereye gittiğini sanıyorsunuz? Ne oluyor sanıyorsunuz? Hepsi bir yanılsama, ama hepiniz bunu kabul ettiniz.

Benzer şekilde, geceleri de bu enerji transferi olageliyor. Bakın, fiziksel dünyanızda geceleri, diğer enerjiler sessizleştiğinde, insanlar binalarda meşgul olmadıkları zaman, İnterneti kullanmakla meşgul olduklarında İnternet üzerinden çok şey transfer ediliyor. Bankalar, şirketler arasında çok bilgi gidip geliyor, emailler – hatta çöp olan emailler de gece gönderiliyor.

Geceleri siz uyurken olanlar da buna çok benzerdir. Muazzam miktarlarda bilgi…bunlar paketler halinde bile değildir, bilinç baloncuklarıdır… bilinç alemleri ya da düzeyleri arasında ileri geri transfer edilirler. Bunlar burada, Dünya’da bulunan sizlerle Kırmızı Meclis arasında gidip geliyor. Sizden, Dünya’dan, yeni kitaplığa geri gidiyor. O gün yaptığınız her deneyim, her düşünce, her seçim, her gözlem, temelde Yeni Dünya’ya indiriliyor – ya da yükleniyor. Yaptığınız herşey, edindiğiniz her deneyim, geceleri sizi bekleyen meleksel ailelerinize yükleniyor.

İnsan örneğini kullanacak olursak, onlar bunun tümünü hemen okumuyorlar. Bazısı, askıya alınmış bir bilinç halinde orada öylece bekliyor, onlar tarafından kabul edilmeyi ya da açılıp ulaşılabilir hale gelmeyi bekliyor. Birçok insan, melek, hepsi askıya alınmış bir bilinç haline sahip. Biz bundan bugünkü Şaud’da söz edeceğiz.

Hossaf ile birlikte sevgili bir dost da geliyor, doğrudan Hossaf, Karşılık-gelen-Varlıklarınız ve sizinle daha yakından çalışmak için Kırmızı Meclis mevkilerinden geliyor. O (çvr: dişi için kullanılan she), size hizmet eden bu takıma dişil bir enerji dengesini getiriyor. Onun adı, onun enerjisi, Oseo (Oo-sii-oo) olarak telaffuz edilebilir. Çoğunuz geçmişte onunla rüya hallerinde öyle ya da böyle çalıştınız. Oseo şimdi Hossaf enerjisiyle birleşerek, daha dengeli bir eril/dişili sunmak için, sizinle şimdi çalışmakta olan enerjinin daha tamamlanmış bir halini sunmak için öne çıkıyor. Böylece, derin bir nefes alın ve Karşılık-gelen-Varlığınızın, Oseo’nun ve Hossaf’ın enerjilerini hissedin.

Başka alemlerde ve düzeylerde, perde arkasında ne kadar çok çalışmanın olageldiğini genel ya da alışılmış insan bilinciyle fark etmek zordur, ama bu, Dünya’da bir denge duyusunu, akıl sağlığını korumak için kesinlikle gereklidir de. İnsanlar bu gelip giden, karşılık gelen enerjileri engelledikleri zaman, melek varlıklar…onlar bu enerjilerin tümünü engelledikleri zaman, deliriyorlar. Meleksel düzeylerle insan düzeyleri arasındaki uygun dengeyi koruyamıyorlar.

Uykunun nedenlerinden biri de, sadece ve tümüyle insan yaşamınıza odaklanmamanız için o dengeyi sağlamaktı. Uyku olmasa, bunların içinde çok kaybolurdunuz. İnsanlar bunların tümünü engelledikleri zaman (kendilerini bunlara kapattıkları zaman), diğer düzeylerde onlarla çalışan varlıklar çıldırmak eğiliminde oluyor. Kendi enerjileriyle nasıl çalışacaklarını artık bilemez oluyorlar. Haberlerde deneyimlediğiniz şey, en azından şu son birkaç haftadır dünyanın bu bölgesinde olan, bunun bir göstergesidir: çıldıran bir varlık. Onlar çıldırdıklarında, kendi içlerindeki en duyarlı alan, dengeden en çok çıkmış alan doğrudan darbe alır.

Ve şu anda dünyanın neredeyse tüm kültürlerinde en çok dengeden çıkmış şey nedir? Seksüel enerji. Seksüel enerji. Seksüel enerji doğrudan erille dişilin dengesiyle ilgilidir; insanla tanrısallığın dengesiyle; insanın meleksel düzeylerle olan dengesiyle; insanın kendi bilinciyle ilgili koruduğu dengeyle ilgilidir.

Onun için, gitmeye yatkın olacak ilk şey, seksüel enerji olacaktır, özellikle de böyle bir zamanda. Biz inanılmaz bir dönüşüm zamanından geçiyoruz. Enerji değişimi. Ve çoğunuzun son dönemlerde kendi yaşamında gözlemlediği gibi, eski sistemlere, yeni ve farklı bir enerji karışıyor – hem de çok karışıyor, sistemlerin içinden akıyor – ve bu eski sistemlerin birçoğu bununla baş edemiyor. Patlıyorlar. Bilgisayarlarınız, televizyonlarınız, arabalarınız, bunların hepsi bunun bir göstergesidir. Bunlar örneklerdir.

Kendi eril-dişil dengesini ele almamış birçok insanın içsel derinliğinde şu anda olan, çok çarpıtılmış ve bazen çok karanlık ve bastırılmış bir cinsel enerjiye sahip olma eğilimidir. Yeniden-dengelemenin bir yolunu bulmaya çalıştıkları zaman da – gerçi kaybolmuş bir haldeler, nereye gideceklerini bilemiyorlar – ama gidip beslenmeye çalışıyorlar, çünkü onlardan da beslenilmiştir. Ve gidip beslenmeye çalıştıklarında en kolay olduğunu düşündükleri şeyin peşine düşüyorlar. Ödül olduğunu düşündükleri şeyin peşine düşüyorlar. Daha saf bir enerjiyi koruduklarını düşündükleri kişilerin peşine düşüyorlar. İşte o zaman geçenlerde meydana gelen olaylara benzer şeyler olur, okullarda silahlar konuşur. Bu ateş etmekle ilgili değildi. Hatta öfkeyle bile ilgili değildi. Bu, çarpıtılmış ve dengesiz enerjilerle – seksüel enerjiyle – ilgiliydi.

Siz bu şeyleri giderek daha fazla göreceksiniz. İlle de okullarda değil, ama giderek daha fazla örnekler göreceksiniz.Ve bu şeylere baktığınız ve başlıkları okuduğunuz zaman, gerçekte olan biteni görmek için perde arkasına bakın. Bir seksüel enerji sorunu olma eğilimi vardır.

Sizde, bu Amerika ülkesinde bile, seksüel enerji dengesizliğine sahip senato/meclis üyeleri var ve sonra bu dengesizlik, içinde bulundukları güç ve kontrol ve otorite pozisyonlarında abartılıyor. Ve belli bir kimliği korumaları gerektiğini düşündükleri için de – kendilerini dünyanın geri kalanına nasıl gösterdiklerine tutundukları için – er ya da geç bu dengesizlik ortaya çıkacaktır. İşte ortada böyle bir meclis üyesi var; o bir kimliği korumaya çalışırken kendine engel olamadı, çünkü yüzleşmediği ya da ele almadığı bir seksüel enerji dengesizliğine sahipti. Böylece, uygun olmayan şeyler oluyor ve siz de olan biteni haberlerde görüyorsunuz. Şimdi bu güç konusunda bir değişim söz konusu. Ve siz bunları giderek daha fazla görmeyi sürdüreceksiniz.

İki hafta önce Avusturya’daki bir Şambra grubuna konuştuk. Dünya hakkında konuştuk. Biz, dünyanın şu anda parçalanmayacağını söyledik, o nedenle bu konudaki kaygıları bir kenara bırakın. Dünya şu anda kendini imha etmeyecek, onun için kaygılanmaktan vazgeçin. Bir dolu insan, yaşam tutkularıyla ilgili planlarını tam anlamıyla yarının asla olamayacağı gerçeği üzerine, dünyanın parçalanabileceği gerçeği üzerine kuruyorlar. Biz şu anda Şambraya şunu söylüyoruz, “Dışarı çıkın, araştırın. Dışarı çıkın, inşa edin. Dışarı çıkın ve birşeyler yapın, çünkü dünya parçalanmayacak.” Şu anda enerjilerin biçimi bu yönde değil.

Tabi, bildiğiniz gibi, dünya üzerinde enerjilerin öfke ve saldırganlık ve çatışma (savaş) ile ilgili olduğu zamanlar vardı. Dünya savaşları, Atlantis çöküşünün ikinci bölümüne neden olabilecek savaşlar. Dünya enerjileri şu anda öyle değil. Farklı. Ülkeler arasında bazı savaşlar yine de olacak. Sizin, intihar bombası dediğiniz şeyler yine de olacak, ama bunların oranı fazla olmayacak.

Bu şeyler yerine, çok daha kişisel düzeyde meydana gelen şeyler göreceksiniz. İnsanların tek tek delirdiğini. İnsanların parçalandığını. Liderlerinizin parçalandığını. Kiliselerin… kiliseler muazzam miktarlarda bastırılmış seksüel enerji tutuyorlar. Bunu yapmak zorundalar. Bunu korumak zorundalar çünkü çok uzun zamandır onu bastırıyorlar. Dişil enerjiyi reddedip eril enerjide dengesizliğe düştüler. Er ya da geç, bilinç evrimleştikçe, bu da değişmek zorunda kalacaktır. Biz bunun örneklerini gördük. Bundan daha önce söz ettik. Bu her yerde şimdi ortaya çıkıyor ve çıkmaya da devam edecek. Bu iş dünyasında – seksüel enerji işinde – sorun olmayı sürdürecek, orada bir dengesizlik söz konusu. Siz şu anda bu sorunun dünyanın en büyük şirketlerinden bazısını nasıl devirebildiğini görüyorsunuz. Seksüel enerji sorununun tümü sadece yeniden-dengelenmekle, bir bütünlüğe ve tamlığa geri gelmekle ilgilidir.

Böylece…Şambra, siz bunlardan çoğunun ötesine geçtiniz. Bu yaşamınızda derin sorunlara, karanlık sorunlara el attınız. Eril ve dişilin dengesine el attınız, ve bunun her zaman da güzel olmadığını biliyoruz. Eğlenceli olmadı. Siz içinizdeki bu konuların/sorunların birçoğunu ele aldınız. Ve bizim bunları size söylememizin nedeni, dünyada olan biteni anlamanıza yardımcı olabilmek içindir. Sizde olan biten ise tümüyle farklı bir şeydir. Tümüyle farklı. Lütfen kendinizi şu anda dünyanın geri kalanıyla kıyaslamayın. Siz, çoğunluğun geçtiğinden çok, çok daha farklı bir işlemden geçiyorsunuz.

Biz şimdi bir dakikamızı Bayrak Teknolojisi deneyimine ayıracağız. Önce, kişisel bir deneyimimiz, sizin deneyiminiz olacak. Ama bugün, bir düşünceyi ele alacağız. Bir düşünceyi, bir bilinci. Geçen ayki toplantımızda biyolojiden söz ettik. Biz bir hücre seçtik ve sizin bu dengeli, mükemmel biçimde yenilenmiş hücreyle çalışmanızı istedik. Bu arada, bedeninizde bu tür hücrelerden tam anlamıyla milyonlarca var. Bazılarınız sağlıklı bir hücreye sahip olup olmadığını merak etti. Gerçekten de sahipsiniz! (kahkahalar) Onlardan milyonlarcası var sizde. Tabi, dengesiz bir halde bulunan çok, çok hücreniz de var. Tam anlamıyla ölü ya da yenilenme halinde olan birdolu hücre. Biz bir hücreden söz ettik.

Ama şimdi bir bilinci ele alalım. Bir bilinci. Ha, bunu nerede bulursunuz? Beyninizde değil, fiziksel bedeninizde de değil. Bilinç her yerdedir. Bilinç hem size çok yakın hem de çok, çok uzaklardadır. Bilinç, farkındalıktır. Önce kendinin, kimliğin, ve sonra sonuçta herşeyin farkındalığı. İşte bilinç budur.

Siz bilinçsiniz. Siz, eşsiz bir kimliği olan bilinçsiniz. Size bizim – ya da sizin – ruh varlığı dediğimiz şey bahşedildi. Her varlık bir ruha sahip değildir. Ağaçlar, Dünya gezegeni, çoğu hayvanlar sizin gibi bir ruh varlığına sahip değildirler. Ruh varlığı aynı zamanda yaratıcılığın anahtarıdır, ya da yaratıcılık anahtarını elinde tutar. Sizler bir ruh varlığısınız. Siz bilinçsiniz.

Sizin bilinç odağınız ve farkındalığınız uzun süredir kısıtlıydı, özellikle de Dünya’ya geldiğinizden beri. Hatta fiziksel olmayan alemlerdeki ve kristalin alemlerdeki ve yüksek melek alemlerindeki meleksel varlıklar bile kısıtlı bir bilince sahiptir. Kısıtlılık oranı birçok farklı faktöre bağlıdır, ama burada, Dünya’da olmakla, siz bilincinizi bilerek odakladınız, bilerek bilincinizi kısıtladınız.

Biz sizin askıya alınmış bir bilinç halinde bulunduğunuzu söylüyoruz, çünkü kendinizi yeniden açtığınızda, tüm bu ulaşılabilinir enerjiler, bilinç enerjileri size geri akacaktır. Bunun hakkında konuşmayı ya da bunu açıklamayı bu denli zor kılan, bu şeylerin zihinsel düşünceler olmamasıdır, ve sizler zihinsel düşünceleri devreye sokmaya çok programlandınız ya da eğitildiniz – kendinizi eğittiniz. Zihinsel düşünceler, bilincin çok sınırlı bir parçasıdır, ama siz bununla çalıştınız, bunda ustalaştınız ve kendinizi de böyle sınırladınız.

Peki, zihinsel düşüncelerin ötesine nasıl geçeriz? İşte bu zor. Büyük soru bu. Bilincin ve farkındalığın daha yüksek düzeylerine nasıl ulaşırız? Bilincin bu engellerini ve katmanlarını nasıl bırakırız? Yeni bilinç standartlarını, beyin onları reddetmeden ve atmadan nasıl devreye sokarız? Bunların hepsi güzel sorular, hepsi de, şu anda Dünya’da bulunan bir varlık olarak üzerinde çalıştığınız şeyler. İnsanlığın geri kalanı, eril ve dişil enerjilerin dengesi gibi bazı temel şeyler üzerinde çalışıyor. Sizlerse şu anda, zihinsel düşüncenin ötesine genişleyen bir bilinç gibi şeyler üzerinde çalışıyorsunuz. Bu çok zordur ve biz şu anda enerjinizi hissediyoruz. Zihinsel düşüncenin ötesine nasıl gidersiniz? Zihin kapanına öylesine kısılmışsınız ki, oradan nasıl çıkarsınız?

Biz bugün bunu deneyimleyeceğiz. Sizinle, tüm Şambrayla bu Şaud’da bunu yapmak üzere önceden anlaşmaya vardık. Bu güvenli ve kutsal alanda bir standardı ele alacağız ve saf bilincin Bayrak Teknolojisini kullanacağız.

Şimdi, zorluk şurada: siz bunu anlamaya çalışacaksınız – ve anlayamazsınız. Kulağa biraz gnost gibi geliyor, ve öyledir de. Onlar birbirleriyle ilgilidir. Akrabadırlar. Saf bilincin bir gündemi yoktur ama tutkusu vardır. Saf bilincin açıklığı/berraklığı vardır. Saf bilincin yönlendirilmeye ya da kontrol edilmeye gereksinimi yoktur. Sürekli bir evrileşme ve gelişme halidir. Saf bilinç, anlaşmazlığın ya da çatışmanın antitezidir. Biz çatışma ya da anlaşmazlıktan az sonra söz edeceğiz. Saf bilinç, zihinsel düşünce tanımının ötesindedir, ama hissedilebilir. Deneyimlenebilir.

Şimdi o standardı ele alalım. Biz hepimiz, saf bilinç standardını deneyimleyebilmeniz için geri planda çalıştık ve size bu toplantıda hizmet etmek için hazırız. Saf bilincin minicik bir partikülü. İhtiyacınız olan, onun sadece bir zerresidir. Tüm bilinci bir seferinde kapmak zorunda değilsiniz, bu zaten beyinlerinizi parçalardı. Ama saf bilinci sadece bir tatmak, sadece bir damla, sadece bir his.

Karşılık-gelen-Varlıklarınız, Hossaf, Oseo, ben Tobias, bunu bugün size sunmak için çalıştık.

Şimdi, çabalamayın. Şu anda çabalamaya kalkmayın. Bırakın içeri süzülsün. Bu arada o zaten sizin. Bizim değil. Sizin, size ait.

(yumuşak ve yavaş bir biçimde konuşarak)

Onu bir an için inceleyin, keşfedin…

Duyumsayın…

İçinize soluyun…

Şimdi şöyle ilginç bir şey oluyor, çünkü biz daha önce bunu küçük bir grupla sınadık: Zihniniz onu anlamaya çalışıyor, onu tanımlamaya çalışıyor. Birçoğunuzda, bilgisayar beyniniz deli gibi çalışıyor. Ve bu pekâladır, bunu durdurmaya çalışmayın. Bu yapay bir engellemedir. Bunu durdurmaya çalışmayın, sadece aşmaya çalışın. Bunun ötesine geçin.

Bir an bilincin bu standardını duyumsayın.

(duraksama)

Çoğu kez zihin onu birşeyle denkleştirmeye, onu bir şeye bağlamaya/ilişkilendirmeye çalışır. Zihin böyle çalışır. O ilişkisel/bağlantısal bir veritabanıdır. Herşey bağlantılıdır. Onun için de zihin, gelen bu yeni bilinç enerjisini bir şeyle ilişkilendirmeye çalışacaktır: bir kuş, bir güneş ışını, bir renk, bir altın para. Bunların tümü uygundur. Bir başlangıçtır. Bunu boşaltmaya çalışmayın.

Derin bir nefes alın.

(duraksama)

Şimdi bırakın, o saf bilinç standardı yumuşak bir biçimde içinize emilsin, yumuşakça girsin.

Tekrarlıyoruz, bu sizin bilinciniz. Bize ait değil. O sizin.

Gerçekliğinize girmesine izin verilen – başka bir deyişle, tarafınızdan kabul edilen, onaylanan – bu tek bilinç incisi, diğer biliçlerinizin tümünü yükseltmek ya da yenilemek potansiyeline sahiptir. O bir standart, bir bayrak oluşturur. Saflığa ve dengeye sahiptir. Bir genişleme, sürekli kendini yenileme halindedir. Açık ve berraktır ve eski kalıpların yükünü taşımaz. Böylece bu şimdi bir standart, bir bayrak, bilincinizin her bir parçasına bir yansıma olarak yaşantınıza giriyor.

Şimdi bir an için bilincinizin o öbür parçasına girelim. Bilincinizin öbür parçası beyninizdeydi, zihninizdeydi, sahip olduğunuz o bağlantısal veritabanındaydı. Şu anda içinde varolduğunuz bilinç, herşeyden çok inanç sistemleri üzerine kuruludur. Bir dizi inanç sistemleridir: doğru ve yanlış inancı; Tanrı inancı; kendine inanç; insanlığa inanç; kendinizi ne kadar zorlayabileceğiniz inancı; ne kadar akıllı olduğunuz inancı; ve tüm diğer şeyler. En üst düzeyde duran sayısız inanç sistemleri, ve bunlar sonradan, sizin deyiminizle, aşağıya doğru inerek fiziksel gerçekliğinizi ve sonuçta o fiziksel gerçeklik içindeki deneyiminizi yaratırlar.

Böylece, askıya alınmış alemlerden, uzun bir süredir gitmediğiniz o alemlerden gelen bu bilinç standardının, inerken bir an için, inanç sistemlerinizin her birine yayılmasına, ışımasına izin verin.

(duraksama)

Bırakın, bugün düşündüğünüz her düşünceye yayılsın. Bugün düşündüğünüz her düşünceye.

(duraksama)

Bırakın, bugün deneyimlediğiniz ve düşüncelerinizi ve inançlarınızı temel alan her deneyime yayılsın, ışısın.

(duraksama)

Ve şimdi de bırakın, bu bilinç teknolojisi bayrağı, bugünün geri kalan tüm potansiyellerine yayılsın, ışısın. Geri kalan potansiyellerinize. Gününüzün belli olduğunu düşünüyorsunuz, gününüzün geri kalanının size neler hazırladığını bildiğinizi düşünüyorsunuz. Bu bir inançtır ve bu bir sınırlamaydı. Şimdi bırakın saf bilinciniz günün geri kalan potansiyellerine yayılsın.

(duraksama)

Bu Bayrak Teknolojisinin yayılım işlemi/süreci kasten ve bilgece – sizin deyiminizle – yavaş çalışır. Oluşan ritimler ve döngülerle birlikte çalışır. Kendi biyolojinizin ritimleriyle, zihninizin ritimleriyle. Zihniniz, belirli ve kasti ritim dizilerine sahiptir ve onları izler. Bayrak Teknolojisi güneş ve ayın ritimleriyle çalışır, Yerkürenin ritimleriyle, gezegenlerin ritimleriyle çalışır. Onlar tarafından kontrol edilmez ama onlarla çalışır. İnsan kimliğiniz ritimlerin ve kalıpların bir yan ürünüdür: inançların, düşüncelerin ve deneyimlerin.

Böylece bilincin Bayrak Teknolojisi, bilincin saflığı, o kadar bilgedir ki, o ritimlerle nasıl çalışacağını bilir. O ritimlerin özünde de evrimleşme isteğinin yattığını anlar. Onlar da kendi bilinçlerini arttırmak istiyorlar.

Yani Bayrak Teknolojisi gelip de eski kalıpları ve ritimleri parçalamaz. Onlarla çalışır. Örneğin, fiziksel bedeninizin ritimlerine yayılır, çünkü bedeninizin bir döngüler kalıbıyla çalıştığını bilir ve sizinle birlikte o döngüye girer. Ve sonra, bir kez oraya girdikten sonra, o döngünün evrimleşmesine yardımcı olur. Belki, o döngünün, artık ona ihtiyaç kalmadığını anlamasına yardımcı olur. Sizler şu anda bir yaşlanma döngüsündesiniz. Fiziksel bedenin içinde bulunan bir melek varlık olarak bir ölüm döngüsündesiniz. Doğduğunuz günden itibaren ölüme götüren bir döngüdeydiniz, ölüme götüren bir kalıpta. Böylece bilinç – Bayrak Teknolojisindeki bilinç – gelir, ölüme olan bu inancı, bu ölüm kalıbını bulur ve sonra şefkatle, zorlamadan, hatta hiç beklentisiz, gündemsiz, ona girer ve sadece yayılır, ışır.

Ve sizin bu kalıbınız, bu ölüm kalıbı, farklı bir şey hissetmeye başlar, kendini farklı hissetmeye başlar. Ve kimliğini ölüm olarak saptamak, ölümle özdeşleşmek, bir ölüm inancı olmak yerine ve ölümle sonuçlanacak bir deneyim yerine, şöyle der, “Bana hâlâ gereksinim var mı? Ölüm, son anlamına mı gelmeli? Ölüm, benim kendimi bildiğim haliyle, korku olmak zorunda mı?” Ve siz şimdi yüksek bilincin bu basit zerresinin herşeyi nasıl değiştirmeye başladığını görüyorsunuz, en küçük düzeyde bile, o küçük döngüde.

Bu bilinç, bu güzel bilinç, Bayrak Teknolojisi gelip de sürekli sahip olduğunuz o döngüye, o parasal bolluk döngüsüne girdiğinde… Hiç fark ettiniz mi, yaşamınızdaki parasal kalıplarınız… bazılarınız buna “hem içeri akıyor, hem de dışarı” diyor, bazıları da, “Param var, ama ertesi gün meteliksizim” diyor. Siz bu kalıplara giriyorsunuz. Bu kalıpları siz oluşturdunuz. İnanç sisteminiz ve sonra da zihinsel düşünceleriniz, deneyimi yaratıyor. Ama bu yüksek bilinç o döngüyle birlikte oturabilir.

Diyelim ki şu anda düşük bir döngüdesiniz. O bilinç oraya girer. Onu değiştirmeye çalışmaz. Ona saldırmaya çalışmaz, yoksa içerde büyük bir çatışma çıkardı. O yüksek bilinç, sizin yüksek bilinciniz, çok bilgedir, ve o sadece yayılır, ışır. Sadece oraya girer.

Bu saf bilince bir an için izin verin…

(duraksama)

…. bolluk döngüsünün içine girebilmesi için.

Kendi kimliğine sahip olan bu bolluk enerjisi – bir bilince sahiptir. Bolluğa ilişkin inancınız, düşünceleriniz ve döngüleriniz, bir bilince sahiptir. Enerji, kendini bir biçime sokmuştur ve buna “bolluğunuz” denir. O, zaman zaman öyle değilmiş gibi davransa da sizin bir parçanızdır.

Böylece, yüksek bilinç oraya girer ve yayılır, ışır. Orada öylece oturur… döngülerini, hareketlerini, arzularını ve sınırlarını şefkatle ve kabul ederek ve gözlemleyerek… ve ışır.

Gerçeği ışır.

Özgürlük ışır.

Başka bir potansiyeli ışır.

Ve sonunda, bilincin Bayrak Teknolojisiyle birlikte eski döngüleriniz, bolluk bilincindeki eski kimliğiniz kendini sorgulamaya başlar. “Ben kimim? Beni buraya kim koydu? Bu döngüleri sürdürmek istiyor muyum? Kısıtlı kalmaya ihtiyacım var mı? Paranın kötü olduğu fikrini nerede kabul ettim? Paranın kısıtlı olduğu fikrini bana kim yerleştirdi?”

Bakın olan şudur: Bayrak Teknolojisi gidip onu yok etmeye çalışmaz. Oraya girer ve yeniden-tanımlamaya çalışır. Daha büyük ve daha muhteşem bir resim sunmaya çalışır, daha geniş bir bilinç.

Şimdi bu noktada ilginç bir şey olur. Bolluk bilinciniz kendinden kuşku duymaya başlar, ve kendinizden kuşkulanmaya başlamanın nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz. Herşey sanki parçalanmaya başlar. Duvarlar inmeye başlar. Bazen, sanki soyunmuş ve çırılçıplak kalmış gibi, herşey sizden alınmış gibi hissedersiniz. Oysa öyle olmamıştır. Siz yalnızca bilincin eski formasyonunun kendini değiştirmesine izin vermişsinizdir. Bazen kendinizi korunmasız hissedersiniz. Bazen kaybolmuş. Bazen de kimliğinizi sonsuza dek kaybettiğinizi hissedersiniz. Bu sadece geçici bir şeydir. Bu bir bilinç evrimidir. Bir bilinç değişimi.

Sözünü ettiğiniz, arzuladığınız, arayış içinde olduğunuz bu Yeni Enerji alanına geçmedeki sorunun bir bölümü de, o olduğu gibi geldiğinde paniklemenizden kaynaklanır. Allak bullak olursunuz. Bazen korkuya kapılırsınız. Oysa o sadece meydana gelmekte olan bir bilinç evrimidir.

Parçalanmayacağınızı bilecek kadar kendinize güvenebilir misiniz? Siz yok olmayacaksınız. Kendi içinizde sizi patlatacak ya da havaya uçuracak denli içsel bir anlaşmazlık ve çatışma yaratmayacaksınız. Bu olmayacaktır.

Bu olmayacaktır.

Bayrak Teknolojinizle gelen bilinç, bu saf bilinç, fazlasıyla bilgedir. Öyledir. Neden kendinizi yok etmek isteyesiniz ki? O fazlasıyla dengelidir. Kendini, kimliğini anlar, bilir. Kendini o denli iyi anlar ki, bir yerde kilitli kalacak bir kimliği biçimlendirmeye bile çalışmayacağını bilir. O bir kimlik biçimlendiremez. Bakın, bu yeni bilinç, bu Bayrak Teknolojisi, bu saf bilinç dilimi, kendini kendi içinde tutsak olmuş bir kimlik olarak oluşturmaya çalışmayacaktır. Korkularınızdan biri de budur, anlıyor musunuz.

Bu dünyasal insan gerçekliğine bilinç geldiği zaman ve kendini biçimlendirdiği zaman, neler olduğunu gördünüz. Bilinç kendini tanımlamaya çalışır ve sonra da korumaya çalışır. İnsanların yaptığı budur. Fiziksel bir formda Dünya’ya gelen meleksel enerji, saf bilinç, önce bir kimlik yaratmaya ve sevgili yaşam adına ona tutunmaya çalışır. İkinci olarak da kendini tekrar ve tekrar ve tekrar korumaya çalışır.

Sizin bu yeni yüksek bilincinizin böyle bir şey gerçekleştirme arzusu yoktur, kendini hiç bir şekilde tanımlama arzusuna kesinlikle sahip değildir. Çünkü fark eder ki… geçmiş deneyimlere dayanarak ve enerjinin nasıl evrimleştiğine dayanarak, kendini bir kimliğe kenetlerse, kendinizi bir kimliğe kenetlerseniz, en son, en mükemmel deneyimi ve bilinci kaybedeceğini fark eder. Böylece, şu anda oyuna giren siz, daha yüksek olan bilinç, kendini tanımlamak ve korumak arzusuna sahip değildir.

Evet, çıplak ve korunmasızdır. Evet, eski insan veçhesi için, kendinizin eski insan bilincine tutunmak, korkutucudur. Bir yaşamdan ötekine gelmeye, tekrar tekrar kimlikler oluşturup duvarlar örerek kendinizi korumaya alışıksınız. Burada, o yeni bilinç, o yeni siz, bunlardan hiç biri olmaksızın geliyor. Eski benlik, bu dünyanın zorluklarına ve katılığına alışık olan eski benliğin tüyleri bu düşünceyle diken diken oluyor. Ama gerçekten öyle mi?

Bir an – bilincin Bayrak Teknolojisini alın ve – bir an, Dünya üzerindeki varoluşun bilincine, fiziksel bedende kimlikler yaratma inancındaki bilince gidin ve ona bir bakın. Şimdi ışıyan enerjinizi alın ve bırakın o döngünün bir parçası olsun, enkarnasyon döngüsünün, kimlik oluşturma döngüsünün bir parçası olsun.

Bir an için nefes alın.

(duraksama)

Bunu bedeninizde… zihninizde… bilincinizde hissedin.

Tüm o kimlikleri yaratmak gerçekten gerekli miydi? Kimlikler yaratmayı sürdürmek ve onları korumak, onları oraya mıhlamak gerekli miydi? Bırakın o saf Bilincin Bayrak Teknolojisi, kimliklerinizi yaratan o bilinç parçanıza girsin. Bırakın o şefkatle, güç kullanmadan, değişimi zorlamaya çalışmadan girsin. Bırakın bu yüksek bilincin parlaklığı, kendi yeni enerjisini, kimlik-oluşturan o eski enerji bilincine yaysın ve neler olduğunu izleyin. Olanları hissedin.

(duraksama)

Bilinç inanılmaz bir şeydir. O farkındalıktır ve başka alemlere, başka düzlemlere uzanabilir, genişleyebilir. Ve tekrarlıyoruz, bunlar lineer düzlemler değildir, bunlar çok-boyutludur. Siz tasarım ve seçim gereği burada bilincin yalnızca birkaç yanına odaklıydınız. Ama dediniz ki, “Artık bunun ötesine geçme zamanı. Yeni bilinci keşfetme zamanı, ama zihinsel düşünceyle değil. Zihinsel düşünceyle değil. Hislerle, duyumsamalarla, hayal gücüyle, gnost’la.”

İşte yanıt budur. Gnost kendi yanıtını yaratır, ve yanıt gnost’tur. Zihinsel düşüncenin ötesine nasıl geçersiniz? Tüm o yeni bilinç düzeylerine nasıl girersiniz? Askıya alınmış bilinci nasıl kurtarırsınız? Size bakıyoruz. Biz büyük bir enerji baloncuğu, harika bir enerji baloncuğu örneğini kullanıyoruz. Ve o enerji merkezinde aktiftir, canlıdır, bilinçtir. Bu 3B gerçekliğine odaklanmış bir bilinç noktasıdır. Ama sonra, sizi oluşturan bilincin enerji balonuna bakıyoruz ve geri kalanın askıya alındığını görüyoruz. Geri kalanı donmuş ve cansız bir halde, durdurulmuş.

Bu noktada, sizin bilincinizle meleksel düzeylerdeki bilinç arasındaki paralellikleri de fark etmek ilginç olacaktır. Hani çok uzun bir süre önce herşeyin bir durma noktasına geldiğinden söz etmiştik. Bilinç bir durma (duraklama) noktasına gelmişti. Biz burada fiziksel aktiviteden söz etmiyoruz, bilinç genişlemesinin bir duraklama dönemine girdiğini söylüyoruz. Siz, kendi gerçekliğinizde bunun buradaki mikrokozmik, mikro-örneğisiniz. Tüm çevrenizdeki bilinci askıya aldınız.

Bilinç kısıtlanmasından zihinsel düşünceyle çıkmaya çalışıp durdunuz ve bu kendi içinde, yine kendine dönen bir döngüdür. Başka bir deyişle, hep o sıçan tekerleğine tutunmayı sürdürüyorsunuz. Daha yüksek bilinç düzeylerinize asla zihinsel düşünceyle ulaşamazsınız. İşte bu, insanlığın, filozofların ve bilim adamlarının ve kâşiflerin ve hatta yaratıcı çok kişinin yüzyıllardır karşılaştığı en büyük zorluk ve meydan okumalardan biri olmuştur. Bu genişlemiş bilinç hallerine nasıl ulaşırsınız?

Bazılarınız, oraya ulaşmak için zihin değişikliğine neden olan o hapları aldı, ama ilginç olan şuydu ki: Siz sadece kendi zihninizi aldatıyordunuz. Bilincinizi genişlettiniz, ama bu kendinizi aldattığınız bir şeydi. Zihniniz şöyle dedi, “Eh, onlar benim burada farklı bir şey yapmamı istiyorlar. Genişlememi istiyorlar. Bu genişlemeyi hızlandırmak için türlü kimyasallar kullanıyorlar,” ama bu yine zihin yoluyla oluyordu. Onun için buna zihni-uçuran bir deneyim dendi. (kahkahalar)

Biz farklı bir yolda gideceğiz, Şambra. Bu gnost’tur. Gnost’tur. O, zihinsel düşüncelerin ötesinde yeni bir bilinç düzeyine girmektir ve size birçok farklı yollardan hizmet edecektir. Hemen fark edeceğiniz yollar… iki şeyi hemen fark edeceksiniz…Cauldre hemen devreye girip bizim – nasıl desek – duruma açıklık getirmemizi istedi.

Biz buna girdikçe – siz buna girdikçe, iki şey fark edeceksiniz: Verimlilik. Biz bir grupla, birçok enerjinin olduğu gölün sahilinde otururken (Tahoe Gölünden söz ediyor) ilk Öğretmen grubuyla verimlilik hakkında konuştuk. Ve dedik ki, “Yaşamınıza bir verimliliğin girdiğini göreceksiniz. Daha yüksek bilince gnost’la girmenin bir sonucu olarak herşeyde yeni bir verimlilik göreceksiniz.” Ve ben burada vurgulamak durumundayım: daha yüksek bilinç dediğim zaman, bazılarınız hemen daha akıllı olacağını düşünüyor. Ama daha akıllı hale gelmeden önce daha aptal olursunuz! (kahkahalar) Biz zihinsel düşünceden söz etmiyoruz. Bilinç, zihinsel düşüncenin yönlendirmesiyle sonunda boğulur, ya da askıya alınmış bir canlılık haline girer. Biz zihnin ötesine geçeceğiz.

Böylece siz bunu, bugün kullandığımız o Bayrak Teknolojisinin o küçük örneğini gerçekleştirdiğinizde ve bunu kullanmaya devam etmeye başladığınızda, o standardı – o yeni bilinç standardını yaşamınıza getirdiğinizde – çok daha verimli hale geleceksiniz. Herşey gelecek. Bilincin daha yüksek düzeyleri doğal olarak daha verimlidir. Daha düşük düzeyler ya da tıkanıp kalmış düzeyler çok kullanışsız, çok hantaldır. Siz bunlarla çalışıyordunuz. Çalışmayı kabul ettiğiniz şeyler bunlardı. Bu yeni bilinç düzeyleri, zihnin ve aklın alamayacağı verimlilik skalasını içerecektir. Böylece gelen bir yeni bilince sahipsiniz ve o verimlilik sağlayacaktır.

Peki bu pratikte sizin için nasıl çalışacaktır? Fiziksel enerji düzeyinizde daha verimli hale geleceksiniz. Ve tekrarlıyoruz, bu bir gecede olmaz. Bu bir gelişimdir – ama çok güzel – bir açığa çıkmadır. Kendinizi sürdürmek, muhafaza etmek için daha az uykuya, daha az yiyeceğe gereksinim duyacaksınız, ya da yiyecek konusunda – sizin deyiminizle – aşırıya kaçacak olursanız, bedeniniz de o kadar daha verimli hale gelecektir. Onu depolamak yerine dışarıya nasıl atacağını bilecektir. Bu verimliliktir.

Siz zihni, aklı çok şeyler için kullanıyorsunuz ve o güzel bir şeydir. Çok pratik bir şeydir. Fiziksel bedenin bir ihtiyacıdır. Bir zihninizin, aklınızın olması gerekiyor. Zihin, bilgiyi depolamak için çok şey yapıyor. Ama zihniniz daha verimli hale gelecektir. Şu anda zihin – size bir bilmece ya da bir soru verildiğinde – zihin çalışıyor… biz güzel bir örnek bulmaya çalışıyoruz. Zihin, aynı düzlemde ya da aynı bilinç düzeyinde bir dolu farklı yöne enerjilerini fırlatır; ve gidip yanıtları aramaya koyulur; ve o gidip de çözümün saklandığı yeri bulmak için, deyim yerindeyse şu dokunaçları fırlatır.

Bu, zihinsel düşünceye dayalı bir bilinçte olur. Ve bunu yapmak muazzam miktarlarda enerjiye neden olur. Çalışmak için – sizin tam anlamıyla araştırma ekipleri diyeceğiniz – ya da enerji uzatmaları kullanması gerekir. Sonra, yanıtı ya da çözümü bulduğunu hissettiğinde, tüm o uzatmaları ya da enerjiyi araştırma ekiplerini toplar ve onu değerlendirmeye ya da analiz etmeye başlar. “Bu doğru yanıt mı?” der. İşte bu noktada o zihin denen şeyin içine girmişsinizdir. Onun çalıştığını hissedebilirsiniz. Zihninizin verileri çözümleme işlemine daldığını hissedebilirsiniz.

Genelde tam bir anlaşmaya ya da görüş birliğine varmaz, ama o fikri ya da o çözümü geri getirmeye yetecek kadar enerji anlaşması sağlanmıştır. Ve siz şimdi altı artı altının ne ettiğini anlamışsınızdır. Onikidir. Ama altı artı altının yanıtına ulaşmak için birçok enerji dokunacının gidip analiz etmesi ve gözden geçirmesi, değerlendirmesi ve sonra onu geri getirmesi gerekmiştir – üstelik bu, kolay olan bir işlemdi!

Şimdi, bir Yeni Enerji zihinsel düşünce verimliliği, tüm o dokunaçları ya da tüm o enerji kollarını uzatıp da yanıtı bulmaya çalışmaz. Yanıt zaten oradadır. Zaten oradadır, ve yanıt öylece ortaya çıkıverir. Zihnin çalışması için bir araştırma ve sondaj ekibinin olması gerekmez.

Ve şimdi bu, bazı durumlara çok benzerdir… bu noktada içimizden biraz gülmek geliyor…- nasıl desek – bu, Crimson Circle web sitesinde çalışanların (Tobias kendi kendine güler) şu anda deneyimlediği durumlara çok benziyor. Siz eski teknoloji ya da eski bilinci kullanıyorsunuz. Sizin içinizde olanlarla ve çevrenizdeki herşeyle tam olarak paralel giden şeyler var. Böylece… zihinsel olarak çok daha verimli hale gelirsiniz.

Duygusal olarak daha verimli hale gelirsiniz. Enerjinizin muazzam bir bölümü duygulara harcanıyor. Duygular, enerji hareketlerinden başka bir şey değildir. Çok büyük hareketler. Bu hareketlerin bazısı çok zor, bazısı güzeldir. Bir şey deneyimleyebilmeniz için, duygularınızın önceki gibi hantal hareketlere gereksinmediğini göreceksiniz. Ağlamaya, gülmeye, herhangi bir duygunun çıkmasını sağlamaya muazzam miktarlarda enerji harcandı.

Bu duygular bazen… bir benzetme kullanacak olursak, iki kişilik bir şilteyi tek başınıza kaldırmayı hiç denediniz mi? Bunu yapmak zordur. Ve sonra onu merdivenlerden aşağı, koridorlardan ve kapılardan geçirmeyi. Bu zordur. İlle de çok ağır olması gerekmez. Güzel ve yumuşaktır elbette, ama hantaldır. Duygularınız da buna çok benzerdir – çok zordurlar. Hantaldırlar. Başa çıkması zordur. Duygularınızda bir verimlilik ve bir açıklık, berraklık hayal edebilir misiniz? Duygulara muazzam miktarlarda enerji harcamanızın gerekmediğini.

Aklınız. Aklınız, dediğimiz gibi, iş görmek için muazzam bir enerji harcar. O artık bunu yapmaktan yoruldu. Akılcı işlemin olmasını sağlayan daha iyi, daha verimli bir sistem var. Yüksek bilincin Bayrak Teknolojisine gelmesi için izin verdiğinizde… zorlamadan, herhangi bir beklenti olmadan, ama bunun varlığınızın en yüksek halinde bulunan siz olduğunuzu fark ederek… işte bu, her sistemi değiştirecektir. Bu iyi haber. Kötü haber ise, onun sisteminizdeki her bölümü değiştirecek olmasıdır. (kahkahalar)

İnsanlar, yaşamlarında farklı bir şey için yalvarmaya ama değişiklik için de gönülsüz olmaya yatkınlar. Sanki kavramlarda bir çelişki varmış gibi görünüyor. Bu enerji verimliliği işleminden geçerken… şimdi Cauldre bizim bu dipnotu eklememizi istiyor, çünkü geçenlerde bir grupla verimlilik hakkında konuştuk ve sonra sizin deyiminizle, işler sarpa sardı. Şeyler parçalanmaya başladı – ya da öyle göründü. Gerçekten öyle mi oldu? Gerçekten öyle mi oldu, yoksa şeyler sadece gelişip değişti mi?

Varlığınızın her bir parçasında yeni bir enerji verimliliğine girerken, kısa duvarın arkasında durun ve bu değişimlerin nasıl ortaya çıktığına dikkat edin. Farklılıklara dikkat edin. Şeyleri yaparken nasıl tek bir yol kullandığınızı, oysa şimdi onun yeni bir yoldan nasıl doğal olarak meydana geldiğini fark edin. İşlemi yeniden tasarlamanız gerekmez. Kendinizi yeniden inşa etmeniz gerekmez, o sadece olmaya başlar. Olmaya başlar çünkü Bayrağın devreye girmesine izin vermişsinizdir. Bu durumda, Bilinç Bayrağı’nın. Bedeninizin durumunda, Biyoloji Bayrağı’nın.

Bu, başka Şaud’larda da üzerinde konuşacağımız şeydir: Yeni Enerjinin Bayrağı (Standardı), ki o, bu Bilinç Bayrağı (Standardı) ile çok ilişkilidir. Açıktır ki, Teknoloji ve Eğitim ve sözünü ettiğimiz bu önemli alanların Bayrakları (Standartları) olacaktır. Bilinç ya da bayrak, o yüksek standart, buradadır. O girmeye hazırdır. Siz onu akılcı bir biçimde zihinsel düşünceyle getirmeye çalıştınız. Bu asla bu yoldan olmayacaktır. Bu, onun doğal olarak gelmesine, onun gnost yoluyla gelmesine izin vermek meselesidir.

Şimdi yeniden bir grup olarak, bir Şambra grubu olarak bir dakikamızı ayıralım. Şambra bilincinin saflığını buraya getirelim, eterik düzlemlerde olan bir potansiyeli, gelmek için askıya alınmış halde bekleyen bir potansiyeli getirelim. Ve dünyanın her yanındaki Şambra için, daha sonraki bir tarihte gelecek Şambra için, Şambra Bilinci’nin yeni Bayrağını herkes için buraya getirelim.

(duraksama)

Onu nasıl getirirsiniz? Zihinsel düşünceyle değil. Yalnızca gnost ile. O arzunuzla ve seçiminizle birlikte doğru zamanda, doğru mekandadır ve ortaya çıkar.

Şambra’nın yeni bir bilinci var. Bir süredir vardı ama donmuştu. Sizi bekliyordu ve siz de onu bekliyordunuz. Diyorsunuz ki, “Peki ne yapacak?” Ve ben diyorum ki, onu deneyimleyin. Onu keşfedin.

(duraksama)

Bu Bayrak Teknolojisi, Şambra, öyle güzel, öyle basitdir ki. Bir bilinç parçasını alıp onun bu gerçekliğe ışımasına izin vermek kadar basit.

Sağlıklı bir hücre parçası ve onun bedeninize ışımasına izin vermek.

Seçtiğin herneyse, onun bir parçası ve onu bir standart olarak, örnek olarak, rehberlik olarak kullanmak. Bu çok basittir.

Biz bu Bayrak Teknolojisinin bazısıyla hızlı ilerleyeceğiz, ama hızlıymış gibi gelmeyecek. Birçok enerji hareketleri olacak, ama çok çalışılıyormuş gibi görünmesi gerekmeyecek. Değişiklik fark edeceksiniz, yenilik fark edeceksiniz, ama bu artık eskiyi yok etmek zorunluluğu anlamına gelmeyecek, özellikle de, ortada bir yenilenme işlemi olduğunu kabul eder de, onu sapına kadar analiz etmeye çalışmazsanız. Başınızı derde sokan budur. Sık sık bu değişiklikler olmaya başladı ama siz onları aşırı analiz ettiniz. Bu, bilinç genişlemesinin bir parçasıdır.

Siz bilinçsiniz. Tüm olduğunuz budur. Siz bilinçsiniz. Bilincinizin ilk rolü, kendini farkında olmaktı, ama Benliğini tek bir kimlikle sınırlamak değildi, anlıyor musunuz. Siz, şu anda fark edebildiğinizden, aklınızın alabileceğinden çok daha ötesine geçen bilinç ve farkındalıksınız. Ama o oradadır. Şimdiye kadar askıya alınmış bir halde bekliyordu.

Ben Tobias, Hosaff, Oseo ve Karşılık-gelen-Varlıklarınız için, bunu bugün bu bilinç noktasında sizinle paylaşmak, bir onurdu.

Ve öyledir.

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Kırmızı Çember, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan küresel bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 50.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Kırmızı Çember her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Kırmızı Çember toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Kırmızı Çember bolluğunu, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışlarıyla sürdürür.
Kırmızı Çemberin en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.

Sorular ve Yanıtlar

Öğretmenlik Dizisi – 07 Ekim 2006
ŞAUD 3: “Bilinç Genişlemesi”
Tobias’ın katılımıyla, Kanallık: Geoffrey Hoppe

Kırmızı Çembere sunulmuştur
www.crimsoncircle.com – www.kirmizicember.org

Ve öyledir sevgili Şambra, bugünün enerjisiyle devam ediyoruz. Bu son Şaud’un satır aralarını okuyabildiyseniz, mesaj yüksek sesle ve açıkça ortadadır: Hazırlıklı olun. Siz gerçek bir bilinç değişimi deneyimleyeceksiniz. Sadece küçük bir değişim değil, sadece düşünce bazında bir değişim değil, biraz daha sezgisel olmak değil, gerçek bir bilinç değişimi. Bu, bu yaşamda şimdiye kadar deneyimlediklerinize benzemeyecek, o kadar ki, hiç bir beklenti oluşturmamanızı isteyeceğiz. Gidip de onu üretmeniz gerekmiyor. O yolda. Size geliyor.

Bu yaz dağlarda yaptığımız toplantının üzerinden çok geçmedi, ve Şambra bu toplantıda, içsel düzeylerde, bir grup olarak gerçek bir bilinç değişiminden geçmeyi kabul etti. Siz bunu elbette kendi bireysel düzeyinizde deneyimleyeceksiniz, ama bundan birlikte geçeceğimiz, Şambra’nın kolektif grup enerjisinde hissedildi. Şimdi siz bu deneyimin türlü farklı uyarlamalarını yaşayacaksınız, ama bundan birlikte geçmekle, yalnız olmadığınızı, gerek Şambra düzeyinden gerekse Kırmızı Meclis düzeyinden çok destek ve yardım aldığınızı kesinlikle anlayacaksınız. Ben bunun için bir zaman belirlemek istemiyorum, çünkü bu, onu zihine yerleştirmek anlamına gelir. Daha önce deneyimlediğiniz şeylere hiç benzemeyeceğini söylemekten başka, tam olarak neler olacağını söylemek istemiyorum. Yeni bir bilinç adına Bayrak Teknolojisini devreye sokarak edindiğimiz grup deneyimi, onu bir adım daha yakına getirdi.

Onunla çalışabilmeniz için, ona yardımcı olabilmeniz için ve onun oluşuyla ilgili daha derin bir anlayış kazanabilmeniz için sizden biraz ev ödevi, eğlenceli bir ev ödevi, kolay bir ev ödevi yapmanızı isteyeceğiz. (Tobias kendi kendine güler) Oflayıp puflamak gerekli değildir! (bazı gülüşmeler) Hepiniz, öyle ya da böyle ev, yuva dediğiniz bir evde ya da apartmanda yaşıyorsunuz. Ona, Dünya’daki fiziksel bir gerçeklik olarak sahipsiniz. Dünyadaki her fiziksel gerçeklik, başka alemlerde karşılık gelen bir enerjiye sahiptir. Eğer Dünyada bir eviniz varsa, ister küçük bir daire ister büyük bir malikâne olsun, başka alemlerde de bir eviniz olacaktır.

Bu, yaptığınız her şeyde meydana gelen – bizim deyimimizle – bir paralel etki ya da ayna etkisidir. Sizin Dünyada fiziksel bir bedeniniz var; başka alemlerde de bir enerji bedeniniz var. Sahip olduğunuz herşey, örneğin, Dünyadaki arabanız. Biliyor musunuz, başka alemlerde de bir arabanız var. Bir enerji aracı. Bir Ford ya da bir İsuzu’ya benzemez ama, kullandığınız bir araçtır. Herşeyin karşılığı vardır. Tüm bu deneyimin güzelliği de burada işte.

Pekâla, Dünyada bir eviniz var ve siz de bunun farkındasınız, ya da öyle olduğunu sanıyordunuz. Aslında ona o kadar alışıksınız ki, onun dönüştüğünü ve değişimlerden geçtiğini unuttunuz.

Örneğin, bir yatak odasındaki duvarların 3 metreye 4 metre olduğunu düşünüyorsunuz. Gerçekten öyle mi? Yerde belli bir halının olduğunu varsayıyorsunuz. Gerçekten öyle mi? Evin belli bir tarzda döşendiğini varsayıyorsunuz, ama bu yalnızca bir algıdır.

Ev ödeviniz, fiziksel olmayan boyutlarda varolan diğer-alemdeki evinize gitmek. Onu orada siz yarattınız. Siz inşa ettiniz. Siz dayayıp döşediniz – bazen zevksiz – ama siz yaptınız… (kahkahalar) Ben sizin enerjisel evlerinizden bazısına gittim (kahkahalar) ve birkaçı biraz temizlense iyi olurdu!! (yoğun kahkahalar, Tobias da güler) Ve ben bu konuda çok ciddiyim. Bu tür şeyleri boşlamaya yatkınsınız. Bazılarınız düzenli olarak oraya gidiyor, bazılarınız da o kadar sık değil. Burada, Dünyadaki işlerinizle o kadar meşgulsünüz ki, yapmanız gereken bir şey olduğunu düşünüyor ve oraya gitmeyi unutuyorsunuz. Ve bir süre içinde yaşanılmayan her ev gibi, orası da enerji niteliklerini değiştirmeye başlar ve bazen çürümeye, bazen kendini yeniden-yaratmaya, bazen de terk edilmişlik haline girmeye başlar.

Hepiniz ona sahipsiniz. Her birinizin diğer alemlerde bir evi var. Oraya gidin. Orada biraz zaman geçirin. Zihinlerinizi evde – burada, dünyada – bırakın. Gidin oraya ve içinde dolanın. Oraya gitmek için hayal gücünden geçin. Geçip gidin. Bunu şu anda yapıyorsunuz ve size tanıdık geldiğini fark ediyorsunuz. O sizdir. O, siz kokar, bazen de güzel kokmaz… (kahkahalar) O, sizin özünüzü içerir, tüm çevresinde sizin enerjiniz vardır. Siz bu şeyleri yaparsınız. Başka alemlerde doğal olarak ya da ilgili enerjileri iki nedenden ötürü yapılandırırsınız. Birincisi: Buradaki enerjinizin dengelenmesini sağlamak için, ve İkincisi: Bazen oradaki evinizi inşa edersiniz ya da başka alemlerdeki evlerinizi yaratırsınız ve sonra da aynı türden bir şeyi burada yaratmaya çalışırsınız. Bu her zaman iş görmez, ama size en azından, burada işler zorlaştığında gidebileceğiniz bir sığınak ya da inziva yeri sağlar.

Onun için, başka alemlerdeki fiziksel olmayan yuvanıza geri gitmenizi ve orada dolanmanızı ve şeyleri fark etmenizi isteyeceğim. Bazı şeylerin nasıl tanıdık geldiğini, bazısının da hiç tanıdık gelmediğini fark edin. Onun nasıl değiştiğini fark edin. Onun içinde durduğunuz zaman nasıl değiştiğini fark edin. İçindeki herşeyi fark edin. Evet, o Dünya’daki evinize çok, çok benzer ya da paraleldir, ama ille de Dünya’daki evinizin aynısı değildir. Ama oraya gidin ve şeyleri fark edin. Herşeyin farkında olun. Açıkça görünenin ötesindeki şeylere bakın. Enerjilere bakmaya başlayın. Şeylerin nasıl değiştiğini ve değişmeyi sürdürdüğünü izlemeye ve gözlemlemeye başlayın.

Enerji yuvanızda bazı çok ilginç ipuçları vardır, onları sizin adınıza oraya yerleştirmemize izin verdiniz. Bunlar, burada, Dünya’da ve başka alemlerde kendi içinizde deneyimleyeceğiniz bilinç değişimiyle ilgili ipuçlarıdır. Bu – nasıl desek – bir bilmece değildir. Bu… biz burada oyun oynamaya çalışmıyoruz. Aslında yapmak istediğimiz, bu bilinç dönüşmesini çok daha kolay hale getirmek, beyniniz için çok daha tatmin edici bir hale getirmek ve onun içinden geçerken onu tam olarak deneyimleyebileceğiniz bir olay haline getirmektir, çünkü genelde çoğunuz yaşamınızda meydana gelen olayları sonradan anımsamak üzere bekliyorsunuz. Seçiminiz bu yöndeyse, oraya sık gidin.

Fiziksel olmayan evinizdeki önemli şey, çok farkında olmaktır. Çok farkında. Fiziksel olmayan eviniz oldukça canlıdır. Onun kendi bilinci vardır. Onun bilinci, sizin bir yansımanızdır, hatta kendinizin farkında olmadığınız veçheleridir. Fiziksel olmayan evinizin dolaplarına, ya da bodrumuna, kilerine gittiğinizde, ya da lavabonun altına ya da çekmecelere baktığınızda bunu fark edeceksiniz. Onun için, öylecene geçip gitmeyin, araştırmaya başlayın. Orada, şu anda Dünya’daki fiziksel benliğinizde yaşayacağınız bu olağanüstü bilinç değişimi için size çok yardımcı olacak çok şey, çok değerli araçlar bulacaksınız.

Evet, bilinç değişimi geliyor ve o size geliyor. Onu zorlamanız gerekmiyor. Hatta bizim onun üzerinde çalışmamız bile gerekmiyor. Bu, tüm Şambrayla – sizinle anlaşmaya varıldığı gibi oluyor. Bu bilinç değişimi yolunuza çıkıyor. O kesinlikle yolunuza çıkıyor. Böylece bu, Kuantum Sıçrayışı ve o enerjiler için bir hazırlıktır, ama siz asıl Kuantum Sıçrayışı tarihinden çok önce bir tür evrimleşmeden geçeceksiniz.

Sorulara geçmeden önce, duyduğumuz birkaç soruyu yanıtlayalım.

Kuthumi nerede?

Kuthumi, Tahoe gölündeki ofiste yapılanan enerjilerle çalışan Şambra’ya geçici olarak yardım etmek üzere oraya atandı. Böylece onun enerjisi, bu yılın sonuna kadar orada çok mevcut olacak. Şu anda Şambra’da çok bilinç değişimleri meydana geldiğinden, Kuthumi’nin mizahına, basitlik ve sadeliğine ve şeyleri gerçekleştirmedeki rahatlığına ihtiyaç var. Aslında pek de oraya atanmış sayılmaz, kendisi tüm Şambra adına, sadece orada bulunan personel için değil, ama tüm Şambra adına oraya gitmeyi seçti. Çünkü bireysel olarak sizde bir bilinç değişimi olduğu kadar, bir organizasyon ya da bir düzen olarak Şambra’da da bilinç değişimi olur.

Başka bir soru, Saint-Germain nerede?

Tam bu anda, Saint-Germain Paris’te. Saint-Germain…ah… aşık oldu. (kahkahalar) Ve o bundan her 200 yılda bir geçer ve üstelik ben bunu duyduğumda onun için kaygılanmıyorum bile. (yoğun kahkahalar) Öylesine aşık ki…. ve hayır, aşık olduğu varlık (çvr: burada hanımlar ya da dişi varlıklar için kullanılan she kelimesi kullanılıyor) fiziksel bedende değil. O da bir varlık, ama Saint-Germain’in keskinliğine ve açıklığına, berraklığına uygun olabilecek bir varlık. Onlar son zamanlarda… ben bunu biraz kızararak söylüyorum ama gerçektir de… benim kulübemdeki bir toplantıda karşılaştılar, ve Saint-Germain son günlerde pek kendinde değil. (yoğun kahkahalar)

Şambra’da birçok değişimlerin olduğu bir zamanda onun dikkati dağıldı. (kahkahalar) Biraz sinirlendiğimi söylemeliyim, ama içim de biraz rahatladı. (kahkahalar) Bu diğer varlık vasıtasıyla kendini buldu. O şu anda deli gibi aşık bir halde ve Kuan Yin, Kuthumi ve ben onun dikkatini çekmeye, sizlerin onu gereksindiğinizi söylemeye çalıştıysak da, aşk macerasında kendine çok düştü. Onun için, biz bir süre onsuz devam edeceğiz ve bunun nasıl gelişeceğini göreceğiz. Dediğim gibi, her birkaç yüzyılda bir bundan geçer ve biz katlanırız ve sonra üstesinden gelir. (kahkahalar)

Bunu da söyledikten sonra sorularınızı yanıtlamaktan mutlu olacağız.

LİNDA: Şu ev ödevi, evsiz olduğunu keşfedersen ne olacak?

TOBIAS: Evsiz olan yoktur. Gerçekten yoktur. Her varlık ne türden olursa olsun, sizin deyiminizle, başını sokacak bir yere sahiptir. Her varlığın burada, Dünya’da bir yeri vardır, ve başka alemlerde de buna karşılık gelen bir enerjiye sahiptir. Ama… bunu söyledik ama, eğer burada, Dünya’da evsiz olduğuna inanıyorsan, öbür tarafta da evsiz olursun, ve bu, içinde bulunulacak çok, çok rahatsız bir durumdur.

1.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Sen, dünyanın sonunun gelmeyeceğini söylüyorsun, ama Kuzey Kore ve İran’ın nükleer silahlar geliştirmesi, buna inanmayı zorlaştırıyor. Lütfen yorumda bulun.

TOBIAS: İki ayrı konu: Dünyanın sonu gelmeyecek ve evet, bu ülkeler silahlarını geliştiriyorlar. Bunun birçok enerjisel nedeni var: birincisi dikkattir, ve ikincisi – her iki tarafta da bunu kesinlikle görebildiğiniz gibi, enerjiyi hissedebildiğiniz gibi – gerek liderlikte gerekse insanlarda cinsel enerjide bir dengesizlik var. Dikkatleri çekmeyi gereksinen derin bir dengesizlik. Onlar çağrıda bulunuyorlar. Bu çok ilkel ve çocuksu bir biçimde yapılıyor ama, onlar yardım çağrısında bulunuyorlar. Yardıma ihtiyaçları var. Bunu inkar etseler de, aslında yardım istiyorlar.

Ayrıca, bu ülkeler yüzyıllardır kendi enerjilerini teslim ettiler. Kuzey Koreliler Lemurya enerjisinin torunlarıdır. O huzur, sevgi ve yumuşak enerjiye kendilerini teslim ettiler. Onlar Lemuryalı olarak kendi enerjilerini teslim ettiler ve şimdi kızgın çocuklar gibi geri geliyor ve “Dikkat çekebilmek için birşeyleri yıkacağız” diyorlar. Yani gördüğünüz gibi, bu tür şeyler dünyanın sonu anlamına gelmez, sadece, dünyanın bu dengesiz bölgelerinde farklı bir bilinç ve dikkat çekmek anlamına gelir. Ve ben “dengesiz” kelimesini herhangi bir yargıda bulunmadan kullanıyorum. Bu sadece enerjinin bir evrimidir.

Biz, gerçek kaygıların kaynağı olarak bunları görmüyoruz. Gelecek yıllarda… önünüzdeki iki yıl içinde ama herhalde bir yıl gibi çok daha yakın bir zamanda, pis bir nükleer saldırı potansiyeli var – ve bu sadece bir potansiyeldir. Bu belli bir ülke tarafından gerçekleştirilmeyecek. Enerjileri eski biçimine zorlamaya çalışacak küçük bir grup tarafından gerçekleştirilecek. Onlar tutunmaya çalışıyorlar.

Peki neden bomba? Neden öldürmek? Çünkü böyle bir şey olduğu zaman, çoğu insanlara ne olur? Geri giderler. Çekilirler. Eğer dünyanın her yanında tutuculuğun yeni bir dalgasını görmek istiyorsanız, sadece böyle bir olayın olmasını sağlayın. Herkes eski pozisyonlarına geri gidecektir, daha köktendinci kiliselere, aşırı tutucu hükümetlere geri gidecektir. Bunu şu anda görüyorsunuz.

Ben burada bir öngörüde bulunmuyorum, ama örneğin, dünyada bu tür olaylar olacak olursa, dünyanın birçok yanında gündemde olan seçimleri, gelecek yıllarda yapılacak önemli seçimleri, eli-ağır tutucu bir liderin çok daha kolay kazanabildiğini göreceksiniz. Yani başka bir deyişle, Yeni Enerjiye bu büyük geçiş zamanında eski biçimlere tutunmak isteyen aşırı tutucu ve isyankar bir grup var, ve tüm dünyanın eski biçimlere tutunmasını sağlamak için bu tür bir bombalamadan daha iyi ne olabilir. Ve biz bunu bir potansiyel olarak görüyoruz. Bir kehanette bulunmuyoruz.

LİNDA: Teşekkür ederim.

2.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Tobias, bugün verdiğin bilgilere teşekkürler ve bu Bilinç Bayrağını, yaşantımda süregelen “sadece yeterince” kalıbını değiştirmek için kullanabileceğimi görüyorum.

TOBIAS: Gerçekten de.

2.ŞAMBRA: Ama yine de sorumun bir bölümünü soracağım, ve ben sanki yaşantımda parasal bolluk potansiyellerini yaratmada oldukça iyiyim gibi görünüyor. Aslında şu anda üç büyük potansiyele sahibim…

TOBIAS: Ama sen onlara ulaşamadan hep yok oluveriyorlar.

2.ŞAMBRA: Evet.

TOBIAS: Evet. Biz bunu izliyoruz ve…

2.ŞAMBRA: Benim istediğim…

TOBIAS:…ne inanılmaz bir yaratansın, önce inşa ediyorsun sonra yıkıyorsun…

2.ŞAMBRA: ….ben yaratıyorum…

TOBIAS: …onu neden yaşamına kabul edemiyorsun? Seni geri tutan ne olabilir?

2.ŞAMBRA: Düşünüyorum da, biraz da…

TOBIAS: ….düşünüyorsun, işte ilk sorun bu.

2.ŞAMBRA: Peki, kendini-kabul-etme hisleri ve kendime inanmak, değerli olmanın o derin eksikliği. Sanırım bunlar bunun bir parçası, ama bundan başkasını bilmiyorum. Ve ben bu potansiyelleri bir para akışına nasıl çevirebileceğimi bilmek istiyorum, çünkü şu anda gerçekten paraya ihtiyacım var. Onun için, bu konuda bana yardımcı olabilir misin?

TOBIAS: Gerçekten… hayır! (Tobias kendi kendine güler, izleyiciler de)

2.ŞAMBRA: Hayır mı?

TOBIAS: Buna sen yardımcı olabilirsin. Daha önce sözünü ettiğimiz kalıplara ve döngülere bir bak, ve biz bolluk döngüsünden özellikle söz ettik. Senin döngülerin yapılanıyor, yapılanıyor, yapılanıyor, ve zirveye yaklaştığında onları düşürüveriyorsun, devreden çıkartıyorsun. Yani bunu engelleyen enerjisel bir unsur olmalı. Bir inanç sistemi ya da eski bir kalıp olmalı. Biz bunu – nasıl demeli – senin adına açıklamak istemiyoruz, ama sen böyle bir kalıba sahip olduğunu fark edecek kadar bilinçlisin. Ama bu aslında çok basit. Bu sorunun tüm tozlarını temizlersen, gerçekten basit.

Biz senden şunu isteyeceğiz, fiziksel olmayan evine gittiğinde ve orada dolandığında, bir süredir kilitli kalmış birkaç eski sandığı aç. Şimdi, sen… biz bunu açıklamak istemiyoruz, bunu senin deneyimlemeni istiyoruz. Ama eski sandıkların zenginliklerle dolu: altın, mücevherler, para, her türden bolluk. Şimdi bunları bu sandıklara kim koydu ve kim kilitledi?

2.ŞAMBRA: Ben.

TOBIAS: Gerçekten de, ve bunu neden yapmış olabilirsin?

2.ŞAMBRA: Bilmiyorum.

TOBIAS: Biliyorsun, bilmiyormuş gibi davranıyorsun. Bu oynaması harika bir oyun. Biz sana birkaç ipucu vereceğiz…

2.ŞAMBRA: Ama ben o oyunu oynamaktan vazgeçmeye hazırım.

TOBIAS: Gerçekten. Biz bunun için geçmiş yaşamları suçlamak istemiyoruz ama sen bu şeylere sahiptin. Oradalar. Senin fiziksel olmayan evindeler. Zenginlik orada. Daha önce ona sahiptin. Daha önce ona sahipken ne oldu?

2.ŞAMBRA: Kötüye kullanmak mı?

TOBIAS: Neyi?

2.ŞAMBRA: Parayı kötüye kullanmak. Gücü kötüye kullanmak. Enerjiyi kötüye kullanmak mı? Ahh…

TOBIAS: Tam orada kim duruyor?

2.ŞAMBRA: Kendimi kötüye kullanmak!

TOBIAS: Gerçekten de. Gerçekten. (kahkahalar) Ve bu kötü niyetli bir istismar değildi, ama bolluğun aktığı yaşamlarda, onun seni çok değerli bir şeyden uzak tuttuğunu hissettin: ruhundan. Senin dikkatini dağıtıyordu, yoldan saptırıyordu. Peki bu yaşamın boyunca ne yaptın? Neyi arayıp durdun?

2.ŞAMBRA: Kendimi aradım.

TOBIAS: Gerçekten de. Böylece, seni yoldan saptırdığını düşündüğün şeyden kendini yoksun kılarak, sadece en temel ihtiyaçları karşılaman gerektiğini hissettin, dediğin gibi, sadece yeterince ve bu da seni aç bıraktı. Ve aç olduğun zaman zorlu ve derin bir araştırmaya girersin, ki sen bunu bu yaşamında yaptın. Ve şimdi, “Bu oyundan yoruldum. Onun üstesinden nasıl gelirim” dediğin bir noktaya geldin. Onun üstesinden gelmek sana kalmıştır. Çok büyük miktarlarda paran olsaydı ne olurdu?

2.ŞAMBRA: Sanırım istediğim herşeyi yapabilirdim. Gezilere gidebilirdim. İstediğim şekilde harcardım.

TOBIAS: Bununla ilgili, yani büyük miktarlarda paran olması hakkında konuşmanın sende bir korku düzeyini tetiklediğini hissediyor musun?

2.ŞAMBRA: Hayır, şimdi hissetmiyorum.

TOBIAS: İyi. Yani bunu devreye sokabilecek olan sensin. Onu dışarda gerçekten engelleyen bir şey yok. Bu elbette üzerinde çalışması en zor enerjilerden biridir, ama bir anlamda sana iyi hizmet etti. Onun için, evine geri git. Onlara geri git – zenginliklerle ve hazinelerle ve mücevherlerle dolu çok, çok sandığın var – ve git ve onlarla oyna ve enerjileri hisset ve onlara sahipken bunun nasıl bir şey olduğunu hisset. Onları neden bir kenara koyduğunun enerjisini hisset ve sonra kendine soruyu yeniden sor, kendi başınayken, bu grupla birlikteyken değil. Gerçekten hazır mısın?

Ve ben burada bir kehanette bulunacağım. Fazla kehanetlerde bulunmam, ama kendine “yaşantımda bu bolluğa yeniden sahip olmaya gerçekten hazır mıyım” diye sorduğunda şöyle diyeceksin, “Eh, en azından birazına. (kahkahalar) Şu altın paralardan bir iki tanesi, belki inci bir kolye ya da bir yüzük ya da onun gibi bir şey.” Ve geçmişte biriktirdiğin mücevherlerle dolu sandıkların ortasında otururken bile enerjiyi yine de kısıtlayacaksın.

Evin, ruhu olan bir varlık olarak şimdiye kadar gerçekleştirdiğin herşeyi içerir. O mücevherlere geri gittiğin zaman, bak bakalım onların tümünü kabul edebilecek misin. Bak bakalım, büyük bir zenginliği kabul edebiliyor musun, ve onu hisset. Zihin oyununu oynama, onu gerçekten hisset. Bulantı hissedecek olursan, başının döndüğünü hissedecek olursan, bunu neden yaşadığına bak. Bu sorunlar gerçekten zorlu değil. Büyük sorunlar değil. Üstesinden oldukça kolay gelinebilir.

Sonra bilinç bolluğunun Bayrak Teknolojisini kullan, sadece bir parçasını. Onun yaşamına gelmesine izin ver ve yaşamına yayılmasına, ışımasına izin ver. Ona sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu hisset. Cennetlerde, Kırmızı Mecliste ya da herhangi bir yerde, spiritüel olmak için yoksunluk içinde olman gerektiğini söyleyen yazılı bir kural yoktur. Bazılarınız bunu kendiniz için yarattınız, çünkü geçmişte bunun yolunuzu engellediğini hissettiniz. Bu, yeni bir enerji ve yeni bir bilinçtir. O para, o bolluk, sana hizmet etmek istiyor. Sana şimdi hizmet etmek istiyor. Onun sana bu yaşamda nasıl hizmet etmesine izin vereceksin? Teşekkür ederiz.

2.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

3.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda sorar): Geçen yaz senin Rüya Yürüyüşü ölüm okuluna katıldım, ve okula gitmeden önce haftalarca hislerime dönmüştüm ve yaşantımdaki durumların tüm yanlarına açık ve keskin bir bakışla bakarak en derin arzumun gerçekten ne olduğunu bulmuştum, ve Rüya Yürüyüşü kanallığı sırasında Çiçekler Köprüsünden geçmek için açık bir seçimde bulundum. Ben bu seçimi yapabileceğime inanıyordum. Ne de olsa son iki yıldır, 2004’e dayanan ‘yaşamı seç’ mesajlarında yaşamayı ya da ölmeyi seçebileceğimizi duyuyorduk. Yine de, çok dikkatle düşünülmüş bir seçim yapmama karşın, yapabileceğimizi söylediğin gibi o zaman o geçişi gerçekleştirmedim. Seçim açık, berrak bir seçimdi, önceden iyi düşünülmüştü, ve ben neler olduğunu anlamak istiyorum. Ayrıca, gitmeyi gerçekten seçemiyorsak, o zaman yaşamı seçmek nasıl bir anlama sahip olabilir ki?

TOBIAS: Mükemmel bir soru, ve biz bunu şöyle görüyoruz. Sen hâlâ Köprünün üstünde duruyorsun. Sen gitmek istediğine dair zihinsel bir seçim yaptın, ama tüm varlığından gelen bir seçim yapmış olsaydın, melekler geldiğinde ellerini uzatır ve onlara dokunurdun. Ve o anda bu, senin şimdiki haliyle bildiğin yaşamı sonlandırırdı. Sen uzanıp hiç bir meleğe dokunmadın. Çiçekler Köprüsünde bir adım daha atmadın. Orada durdun ve bunu bizim yapmamızı bekledin, ve doğrusunu istersen, biz profesyonel ötenazistler değiliz. (kahkahalar) Bir seçim yaptın ama eylemde bulunmadın. Hiç bir şey yapmadın.

Özellikle de Çiçekler Köprüsünde, senin yerine biz yapamayız. Hiç kimse senin yerine yapamaz. Enerjin hâlâ orada duruyor, yaşantın onun için bir duraksama içindeydi. Gerçekte hiç bir şey olmuyordu. İleri de gitmiyorsun, geri de. Eğer bu zamanda öte tarafa geçmek istiyorsan, o adımı atman gerek ya da eğer orada bir melek bulunuyorsa, elini ona uzatman gerek.

Aksi takdirde, Dünyaya geri gel. Burada yapılacak işimiz var. Senin bir Şambra ailen var. Senin deneyimlerinden – tüm deneyimlerinden – öğrenmeyi gereksinen kişiler var. Öyle bir ruhsal arzun var ki, bir anlamda, burayı terk etmek isteyen insanca arzunu geçersiz kılıyor. Ve işte bu nedenle, sen gitmeyi seçtiğini düşünürken, başka bir yanın meleklerden birine dokunmak için elini uzatmayı düşünmedi, çünkü o zaman hemen giderdin.

Buradaki sorumluluklarına ve yaratılarına bir bak. Bazı çok ilginç dinamikler olagelmekte, ve sana sevgili dost şunu önereceğim: Ayağını şimdi Çiçekler Köprüsünden çek ve bu tarafa geri gel, biraz Dünya’ya doğru gel. Şeylerin değiştiğini göreceksin. Sen yaşamın zor olduğunu düşünüyordun ve belki de, yapmak istediğin şeylerin çoğunu tamamladığını düşünüyordun ve bu değişecektir, özellikle de bu yeni bilinç dalgası gelirken. Ve bu arada, biz sana dokunmamakla akıllılık etmişiz. Teşekkür ederiz.

4.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Ben bu soruyu, sırtını inciten bir kardeşim adına soruyorum, ve onun da Şambra olup olmadığını merak ediyorum. Ve sen bir zamanlar benim bir şifacı olabileceğimi söylemiştin, ama insanlar beni tedirgin ediyor ve o da. Ama yapabilseydim onu iyileştirmek isterdim, çünkü onun ıstırap çektiğini görmekten nefret ediyorum ve o da benim gibi yapıcı biri.

TOBIAS: Gerçekten de, ve ilk sorunu yanıtlayacak olursak, işte bu mükemmel bir örnek. Kişi, öyle olduğunu hissettiği zaman Şambra olur. Bu önceden saptanmış bir şey değildir. Yeni Enerjiye geçen bu öncü grubun bir parçası olduklarını hissettiklerinde ve “Ben yalnızca kenardan izlemek değil, buna katılmak istiyorum. Sınıflarda oturmak yerine öğretmek istiyorum. Dışarı çıkıp bunu gerçekleştirmek istiyorum” dediklerinde, kendilerini Şambra olarak kabul etmiş olurlar. Bu, bizim tarafımızdan ya da herhangi biri tarafından bahşedilen bir şey değildir. Burada Şambra üyelik kartlarının dağıtılmadığını fark etmişsindir, çünkü bunun kalpte olması gerekir.

Böylece, burada harika bir örnek var. Sana söylediğimiz gibi, senin çok güçlü enerjiyi haraket ettirme/şifa becerilerine sahip olduğun açık. Şimdi burada nedeni ne olursa olsun ıstırabı olan, sevdiğin ve bu kadar güvendiğin bir kişi var, ve bu ne büyük bir fırsat. Ona bu süreçten geçmesine yardım etmek… onu şifalandırmak değil, ama onu sahip olduğu sorunlara götüren bir enerji sürecinde yardımcı olmak.

Biz – nasıl desek – biz senin bu duruma, “Bazı enerjileri hareket ettirmeye hazır mısın” diyerek ve onun iznini alarak yaklaşmanı istiyoruz. Şifa kelimesini bile kullanma. “Bazı enerjileri hareket ettirmeye hazır mısın?” Ve sonra… bu senin açından biraz korkutucu olacak ama an’da kal. Ben sana şu anda bir reçete vermek istemiyorum… ama onunla an’da ol. Ne yapacağını bileceksin. Bu, ellerini hareket ettirmek olabilir. Solumak olabilir. Birkaç fıkra anlatmak olabilir. Ona akşam yemeği pişirmek olabilir. Beklentin olmasın. Onunla an’da ol, çünkü sen, bak bakalım izin vermiş mi, o, şifanın olabilmesini sağlayacak bilinci yaratıyor. Bu senin yöntemin değil, onun arzusudur. Sen sadece, “Bazı enerjileri hareket ettirmek ister miydin” dersin. Ve işte biz bunun için yöntemlerle hem fikir değiliz, çünkü yöntem demek, bu senin gündemin demektir, alıcının ya da birlikte-çalıştığın kişinin değil.

Eğer sen gerçekten şifa dediğin, aslında sadece yeniden dengelenen bir enerjinin açık, berrak bir noktasında bulunuyorsan, o insanlarla an’da olursun. Onlar şimdi kendi evlerini yaratmış ve seni de davet etmişlerdir. Tüm enerjilerin farkında olmalısın. Burada bir dönüşüm ya da şifa evi söz konusudur. Oraya girersin. Dinle, hisset, gözlemle. Bilincin yüksek bir halinde ol. Kendinden kuşkulanma, çünkü çok ilginç bir şeyle karşılaşabilirsin. Kafasının arkasına bir şaplak indirmen gerektiğini algılayabilirsin… ama sen bunu zaten yapmak istiyorsun! (kahkahalar) Ona bir şiir kitabı okuman gerektiğini algılayabilirsin. Hiç bir önyargın olmasın. Sen şimdi onun bilinç oyununun içindesindir, ama o, enerjiyi hareket ettiren biri olarak senin girmene kabul vermiştir.

Şifalandırmanın eski biçimiyle, kişinin kendi enerjisini hareket ettirmesine yardımcı olmanın yeni biçimi arasındaki farkı görebiliyor musun, Şambra? Bu, çok güzel, muhteşem bir basitliktedir. Böylece, senin görevin bu ve senden bir geri bildirim almak bizi çok mutlu edecektir.

4.ŞAMBRA: Peki. Teşekkür ederim.

TOBIAS: Ha ve bizim bu noktada bir şey daha söylememiz gerekiyor. Sevgili varlık….ah, bazı başka ilginç olaylar da olacak ve yaşamında çok yakında iş fırsatları ortaya çıkacak. Onları lütfen gözden kaçırma.

4.ŞAMBRA: Bir tüyo verebilir misin, emlakçılık falan gibi mi…

TOBIAS: Çok yakında bazı önemli iş fırsatları yaşamına girecek. İyi bir tahmindi! (kahkahalar)

LİNDA: Cauldre ile önceden yaptığım anlaşmaya göre son soru beş dakika önce sorulmuş olmalıydı, onun için…

TOBIAS: Biz Şambra’yla birlikteyken, hep birlikteyken, zaman da neymiş! Birkaç tane daha alacağız.

LİNDA: Sorun yok.

TOBIAS: Bu, Linda ve benim birbirimizle oynadığımız neşeli bir oyun. Ve o, Cauldre’nın enerjilerini ve burada bulunan herkesin ve personelin de enerjisini onurlandırmaya çalışıyor, ve harika bir iş çıkartıyor. Ve biz biraz enerjileri çekelediğimiz bu oyunu oynamaya bayılıyoruz.

LİNDA: Ah ben de çok keyfine varıyorum.

5.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Neale Donald Walsch, 1.Kitabı ‘Tanrı’yla Sohbetler’de, bizim şu anda açlığa bir son verme ve hastalıkları iyileştirme gücüne sahip olduğumuzu söylüyor. Bu kitap biraz eskidiği için, bizim bunu, Afrika’daki sorunları yaratan paradigmadan daha gelişmiş bir paradigmayla gerçekleştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu sorunları çözmenin tek yolu, besleyici gıda, temiz su, tıbbi yardım, doğru dürüst temiz yerleşim alanları tezahür ettirmek, doğum oranını azaltmak, politik belirsizliği ve kavimler arası savaşları çözmek, çocukları ve kadınları okullarda eğitmeye başlamak, sağlık hizmetleri kurmak, sivrisinekler ve sineklerden kurtulmak diye düşünüyorum (ve ben açıklamaya çalışıyorum). Bu unsurların hepsi birbiriyle bağlantılı. Ben bunu nasıl yapacağımı düşünüyordum, ama öncelikle, bunu yapabilecek kapasitede miyim? Ve Afrika’nın başka nelere gereksinimi var? Afrika hakkında başka ne bilmeliyiz ve Afrika neden karanlığı üstlenmeyi kabul etti?

LİNDA: İyi soru, değil mi?

TOBIAS: Gerçekten. Gerçekten de öyle. Mükemmel bir soru ve çok da akılcı bir yaklaşım. Sen yüzeye bakıyorsun. Sen düşünüyorsun, “Oraya yiyecek yollasak mı acaba?” Yiyecekler yenir ve sonra o insanlar yine şeyleri yapmanın eski tarzına geri dönerler. Oraya ilaç gönderebilirsin ve onlar ilaçları kullanır ve şeyleri yapmanın eski tarzına geri dönerler. Oraya sivrisinekleri öldürecek kimyasallar gönderebilirsin ve sivrisinekler ölür ve sonra yeniden geri gelirler. Oradaki enerjisel çevre yüzünden buna farklı bir düzeyden yaklaşmak gerekir.

Biz, insanların şu anki bir numaralı sorununa geri döneceğiz: İnsanlar enerjilerini veriyor, teslim ediyorlar. Uzun, çok uzun zamandır onu teslim ediyorlar. Hepsi değil, ama Afrika bölgelerindeki yerlilerin bir kısmı, çok ilginç ve uzun bir öyküye sahip olan spiritüel bir aileden geliyorlar. Aslında ben Tobias’ın gerçekleştirmek istediğim projelerden biri de, bu spiritüel aileyi cennetlerden Başmelekler Düzenine ve oradan da Dünyaya kadar izlediğim bir öykü yazmaktır. Ve enerjileri teslim etmenin bir geçmişi var.

Bu geçmiş, bu enerji öylesine güçlü ki, o spiritüel aileden olmayanları bile etkiledi. Dünyanın bu bölgesinde işlerin nasıl görüldüğünün bir parçası haline geldi. Bir anlamda, Afrika’nın, dünyanın geri kalanı adına birçok sorunu, birçok karanlığı üstlendiği de söylenebilir. Onu teslim etmek, onların süreçlerinin bir parçasıdır. Sahip oldukları şeyi teslim ediyor ve diğer herkesin çöpünü alıyorlar. Bu enerji dengesinin çarpıtılmış bir amaca hizmet ettiği zamanlar oldu, ama artık buna gerek yoktur.

Şimdi, oraya gidip de bir fark yaratmak istiyorsan, herşeyden önce… herşeyden önce lütfen şefkatli ol. Herhangi biriniz dışarı çıkıp da biriyle çalışmaya başlamadan önce, ister doktor olun ister öğretmen, bir bakan ya da herneyse. Kapınızdan çıkmadan önce, şefkat ayakkabılarınızı ayağınıza geçirin. Ona ihtiyacınız olacak.

Siz… birlikte çalıştığınız her insana şefkat duymanızı istiyoruz. Eğer onlara acıyacak olursanız, çalıştığınız kim olursa olsun, ister Afrika kıtası ister yanıbaşınızdaki komşu, onlara acıyacak olursanız, anında çevrenizdeki o enerjinin içine girersiniz. Ve o enerji sizin enerji standardınız (bayrak enerjiniz) haline gelir, anlıyor musunuz. Bir kalıp haline gelir ve siz şimdi bir keder enerjisiyle çalışıyor olursunuz ve bu sizi ya hasta eder ya da etkisiz kılar. Onun için, dışarıya çıkmadan önce şefkat ayakkabılarını ayağınıza geçirin. Her bir insanın, bulunduğu yeri tam olarak seçtiğini anlayın. Sokaktaki en yoksul dilenciye bakıp da onlara şefkat besleyebilir misiniz? Onların yaratmak istediği tam olarak buydu.

Şimdi fark şu ki, onlar bunu yaratmak istemiş olabilirler… Afrika’dakiler, dünya sorunlarını ve acılarını ve karanlık enerjilerini üstelenme durumunu yaratmak istemiş olabilirler. Onlar bunu seçmiş olabilir, bunun için onlara şefkat besle. Ama fark şurada: Onlar bundan nasıl çıkacaklarını bilmiyorlar. İşte Şambra bayrakları burada devreye girer. Tıpkı az önce eski bolluk döngüsünden nasıl çıkacağını bilemeyen sevgili varlık gibi. Bunu seçen oydu. O kendini çok güzel bir nedenden ötürü bu duruma getirdi. Şimdi de içinde sıkışıp kaldı. Az bir enerji gelişmesiyle ve bugün burada dinleyen herkesin ona sunduğu yardımla oradan güzel bir biçimde çıkacak. Sizler bir saniye için, bir an için, onun bolluk enerjisi bayrağı oldunuz.

Şimdi asıl soruya geri gelecek olursak: Şefkatli ol, ve sonra onların belki de sıkışmışlıktan kurtulma çağrısı yaptıklarını farket. Ve işte bilge Şambra enerjisi burada devreye girer. Onlar gerçekten sıkışmışlıktan kurtulma çağrısında mı bulunmaktalar? Gerçekten bu rolden – sizin üçüncü dünya ülkeleri ya da kıtası dediğiniz şeyden – çıkmak mı istiyorlar? Oraya girmen ve enerjiyi hissetmen gerek. Onlar gerçekten ‘sıkışıp kaldık ve birine ihtiyacımız var’ mı diyorlar? Ve eğer açık ve objektif bir biçimde onların, evet böyle dediğinin ve artık karanlık ve umutsuzluk oyununu oynamayı seçmediklerinin doğruluğunu onaylarsan, o zaman devreye gir. Gıda ya da yiyecekle değil, ilaçla değil, hatta parayla da değil.

Bir Öğretmen olarak gir. Onlara, bir daha enerjilerini nasıl teslim etmeyeceklerini öğret. Onlar bunu bir kez öğrendikten sonra parayı ve yiyeceği ve sanayi bilgisini ve ekspertizini ya da her türlü başka şeyi oraya getir. Ama döngüyü kırman gerekir ve şu anda döngü, onların enerjilerini teslim ettikleri bir döngüdür. Teşekkür ederiz.

5.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

6.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selam Tobias. Ben belki de sadece kendim için olmayan birkaç soru soruyorum. Ben, gnost’umuzu aktive edip etmediğimizi ve ışımamızı gerçekleştirip gerçekleştirmediğimizi ve Karşılık-gelen-Varlıklarımızla iletişim kurup kurmadığımızı bilmek istiyorum.

TOBIAS: Başlıyorsunuz. Küçük bir başlangıç, ama biz bu nedenle şu son birkaç Şaud’da bu şeyleri yapmanız, gnost ile çalışmanız için sizi yüreklendirip duruyoruz. Siz bunu yaptıkça, o kendini aktive edecektir.

Şimdi, başlarda bu sandalyelerde oturduğun ve bizim “hiç bir şey yapmamaktan” söz ettiğimiz zamanı anımsa. Şimdi bazı Şambra bunu fazla ciddiye aldı! (kahkahalar) O geçici bir zaman içindi. Yükselişin geçiş sürecinin bir parçasıydı. Ve bu süreçten geçen her varlık için, yaptığı şeyleri bırakması gereken bir dönem vardır. Öylesine işbaşında olan bir momentumları var ki, o zamanlar “hiç bir şey yapmayın” dedik.

Ama şimdi, yapmak zamanıdır, enerjileri aktive etmek, onlarla çalışmak zamanıdır. Birçok Şambra’nın aklı karışıyor, çünkü “Ben onun bana gelmesini bekliyorum” diyorlar. Ve öyle de, geliyor, ama hiç bir şey yapmazsanız, enerji hareketinin içinde olmazsanız, size gelmekte olan bu şeyler de hareket etmez, anlıyor musun. Biz bir spiritüel varlıklar toplantısında dedik ki: Siz başladığınız zaman başlar. Onun için, sen Karşılık-gelen-Varlığınla çalışmaya başlarsan, karşılık-gelen varlığın da seninle çalışabilir. Gnost enerjisiyle çalışmaya başlarsan, o da seninle çalışır.

Bu başlangıca “enerji hareketinin gerçekleştirilmesi ya da yaşama geçirilmesi” diyelim ve buna da aktivasyon diyelim. Sen, onu deneyimlemekle aktive edersin.

6.ŞAMBRA: Eh, Avustralyaca konuşmadıkları zaman iş biraz zorlaşıyor. Neyse… ve bilmek istediğim ve senin herhalde 999 kez yanıtladığın şey…

LİNDA: Hadi devam et ve yeniden sor!

6.ŞAMBRA: Teşekkürler! (kahkahalar) Seni seviyorum! Öğretme işimize nasıl başlarız? Ben bunu yapmak istiyorum ve paylaşacak güzel şeylerim olduğunu düşünüyorum, ama gerçekten nereden başlayacağımı bilemiyorum.

TOBIAS: Nasıl başlarsın?

6.ŞAMBRA: Bilmiyorum. Bilseydim sormazdım.

TOBIAS: O zaman biz de bilemeyiz.

6.ŞAMBRA: Kahretsin! (kahkahalar)

TOBIAS: Kahretsin! (Tobias kendi kendine güler, izleyicilerden kahkahalar yükselir) Hadi zamanda geri gidelim. Zamanın 83 saniye öncesine geri gidelim. Sen başladığın zaman başlar. (kahkahalar)

Bak, bu ister öğretmenlik okullarından birine yazılmak olsun, ister bunu yapacağına dair kararlı olmak olsun. Yıllardan beri size verilen bol bol bilgi var, ve bu bilgiyi kendi kelimelerinle ifade edebilir ve kendi tarzında öğretebilirsin. Sen başladığında başlar. Ben senden fiziksel olmayan evine gitmeni isteyeceğim. Oraya yolculuk et. Çok yaratıcı ol. Orası çok güzel bir ev, güzel döşendiğini söylemek zorundayım.

6.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Evet, ve çok iyi bir mülk, iyi seçilmiş. (kahkahalar, çünkü soruyu soran kişi bir emlakçıdır)

6.ŞAMBRA: Seni zaten seviyorum, bunu söylemen gerekmiyor!

TOBIAS: ( güler) Kimsenin yaltaklık ederek kanına girmek zorunda değilim!

6.ŞAMBRA: (güler) Biliyorum. (yoğun kahkahalar). Çok haklısın! Özür dilerim!

TOBIAS:…tabii Saint-Germain’den başka! (yoğun kahkahalar)

6.ŞAMBRA: Haa! (yoğun kahkahalar)

TOBIAS: Ama o bugün bunu duyamaz. ÖYLESİNE aşık ki, tiksiniyorum.

6.ŞAMBRA: Eh, bu iyi. Biraz eğlenceyi hak ediyor.

TOBIAS: Hm, burada, Dünyada yapacak işimiz var, saçma sapan bir aşk macerasının zamanı değil. (kahkahalar) Ben Saint-Germain ile ilgili bir kehanette bulunacağım: O kendine bir beden tezahür ettirmeye çalışacak ki, kim-olduğunu-bildiğiniz varlıkla ne-olduğunuz-bildiğiniz şeyi yapabilsin diye. (yükselen kahkahalar)

6.ŞAMBRA: Bak bu doğru işte. Ben onun kim olduğunu bilmediğim varlıkla ne yapmak istediğini biliyorum. (güler)

TOBIAS: Soruya geri gelelim. Sen başladığında başlar. O ilk adımı attığında. İlk adım, “Ben bir öğretmenim” diyen bir kartvizit bastırmak olabilir. Sadece bir sınıf tarihini saptamak olabilir. Şimdi bunun biraz korkutucu olduğunuz biliyoruz, önce o öğrencilerin geleceğini bilmek istersin.

6.ŞAMBRA: Ha-hmmm. Korkutucu.

TOBIAS: Bu, Yeni Enerji ve yeni bilinçtir. Önce sınıfın tarihini belirle, sonra onların nasıl sana gelmeye başladığını izle. Dünyaya ilan et. Hemen şimdi, eğer gerçekten yapacaksan, sınıfının ne zaman ve nerede olacağını ilan et. Bu, bedava bir reklam ânı ve fazla kişiye nasip olmaz.

6.ŞAMBRA: Bunu gazetede mi duyuruyorsun yoksa sadece Şambra’ya mı?

LİNDA: Şimdi, burada. Hemen şimdi!

6.ŞAMBRA: Peki, bir bakalım, gelecek ayın üçüncü Cumartesisi olabilir, ve ben ne öğreteceğimi bilmiyorum. (izleyicilerin arasından biri “Nerede” diye sorar) Evimde. (izleyicilerden bir adam “ben geliyorum” der) (Tobias ve izleyiciler güler).

TOBIAS: Bir sınıf anında nasıl tezahür ettirilir, bunu öğretebilirsin! (kahkahalar) Ama biz bunu tüm Şambra’ya yayacağız ve bu birçokları için geçerli olan harika bir soru. Bu şu anda, bir öğretmen olarak, sadece bir karar almak sorunudur. O adımı atmak ve “Ben bunu sadece yapacağım” demek. Hiç bir beklenti olmadan. Ve yalnızca tek bir kişi gelebilir. Belki iki. Belki de bir ev dolusu insan gelir. Bunu beklentin olmadan yap. Bunların hepsi işlemin bir parçasıdır.

Şu anda, ne öğreteceğini bilmediğini söylüyorsun, ama aslında biliyorsun. O nedenle, senden bu küçük deneyimi gerçekleştirmeni isteyeceğiz. Fiziksel olmayan evine git. İçinde dolan. Orada bir oda var. Orada, pek de farkında olmadığın bir oda var. O odaya gir ve bak bakalım orada ne keşfedeceksin. O senin öğretmenle ilgili. Ve orada biraz oyalan, öyle fırtına gibi girip çıkma. Orada biraz zaman geçir.

6.ŞAMBRA: Tamamdır. Çok teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz.

LİNDA: Bu arada, Edith’in sorusunda bir ironi var, çünkü Edith yıllardır ve yıllardır ve yıllardır Kırmızı Çembere geliyor ve Edith’le iletişim kurdukları için Kırmızı Çembere gelen çok insan oldu. Onun için Edith’i, zaten bir Öğretmen olduğunu görmeye davet ediyorum.

TOBIAS: Gerçekten.

LİNDA: Ve bu, en son soru.

TOBIAS: Son soru.

7.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Merhaba. Birkaç yıldır süren ciddi sağlık sorunlarım var, ve onunla başa çıkmak için çok şeyi denedim. Köksel nedenin ne olduğunu ve onu etkili bir biçimde nasıl şifalandıracağımı bana söyleyebilir misin?

TOBIAS: Gerçekten de. Bunu çok basit tutacağız – çok, çok kolay, çünkü öylesine çok kuşku ve akıl karışıklığı ve uygun olmayan tıbbi öneriler katmanlarıyla kaplanmış ki. Asıl neden, senin de dediğin gibi, çok basit, sen burada, Dünyada pek olmak istemiyorsun. Geri gelmeye zorlandığını hissettin. Aslında dünyaya geri çekildin, neredeyse istem dışı, bu doğum vorteksinin, girdabının hemen içine çekildin. Ama bu, senin ruhsal anlaşma diyeceğin, ve senin bu zamanda burada olman gerektiğini söyleyen eski bir anlaşmanın parçasıydı. Ama sen buna direndin ve onunla çatıştın ve temelde biyolojin de uygun bir tepki verdi. Senin gerçekten yaşamana izin vermedi.

Böylece şimdi buradasın. Biz senin bir süre daha burada olacağını öngörüyoruz, o zaman yaptığın şeyleri bedeninin de yakalamasına neden izin vermeyesin? Bırak bedenin burada yaşamanın tadını çıkartsın. Bu, herhangi bir derin, karanlık, büyük, eski karma sorunu değil. Bu, üzerinde çalışması oldukça kolay bir şey. Sen sadece burada olmak istemedin.

Son Şaud’umuzda sözünü ettiğimiz şu Bayrak Teknolojisiyle çalış. Tek bir sağlıklı hücreyi al – ki sende ondan milyonlarcası var – varlığındaki o tek sağlıklı hücreyi al ve onunla bağlantı kur. Onunla bir ilişki geliştir. Onu düşünme, sadece hisset. Onun özüne git. O senin bir parçandır. O, biyolojik mükemmeliyettir. Bu sağlıklı hücre, enerjisini yayıyor, ışıyor. Tıpkı bir radyo istasyonu gibidir. Bedenindeki tüm diğer hücrelere ışıyor ve o, sağlığı ve iyilik halini ve dengeyi her bir diğer hücreye ışıyabilir, yayabilir. Her bir diğer hücreye konuşabilir ve şöyle diyebilir, “Ben Ben’im ve sen de öyle.”

Onun, dengesizliklerin dönüştürülmesi ya da… bedeninin reddettiği canlı özün gerçek yoksunluğu konusunda her bir hücre üzerinde etkisi vardır. Ve o seni tam anlamıyla sağlıklı bir hale geri dönüştürecektir. Bu, seni dizlerinin üstüne çöktüren ve herşeyin ansızın yok olduğu ve bizim de senin üzerine su serpiştirdiğimiz (kutsadığımız) türden, mucizevi bir iyileşme olmayacaktır. Bu, ışıyarak tüm bedene yayılan bir şeydir. Böylece, yenilenme ya da yeniden-dengelenme işleminin bir dizi aşamasından geç.

Bu Bayrak Teknolojisini yalnızca bir kez yapma. Bu sağlıklı hücrenin özünü tümüyle bilecek bağı kurduğunu hissedene dek hergün yap. Onu içten ve dıştan bilirsin. Hatta adını bile bilirsin. Onun bilincinin tam bileşimini bilirsin, çünkü o budur. Onu o kadar iyi bilirsin ki, bedeninin her bir bölümüne gitmesini sağlarsın.

Öte yandan sen, ruhsal benliğinin daha yüksek düzeydeki Dünya tutkusunu ya da hedefini yerine getirebilirsin, başkalarına örnek olabilmek için kendini tıbbi olarak Yeni Enerji yoluyla dönüştürmüş biri olabilirsin, ve senin burada olmayı seçmenin gerçek tutkusu ve gerçek nedeni budur.

Ve öyledir.

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Kırmızı Çember, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan küresel bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 50.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Kırmızı Çember her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Kırmızı Çember toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Kırmızı Çember bolluğunu, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışlarıyla sürdürür.
Kırmızı Çemberin en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.