Şaud 7: Güç İllüzyonu

Crimson Circle’de (Kırmızı Çemberde) sunulmuştur

TOBIAS: Ve öyledir sevgili Shaumbra, Kırmızı Çember enerjisinde biraraya geliyoruz. İnsan biçiminde bulunan meleklerin zorlu yolunu yürümüş olanlar, paylaşmak, öğrenmek, öğretmek ve gerçekten uçmak, yükselmek için şimdi toplanmaktadır. Ben, Tobias, duygularla ve sevgiyle dolup taşıyorum. Burada, bu alanda olan titreşimi kucaklıyorum. Bu sadece fiziksel bir alan değildir, bu herkesin biraraya geldiği bir enerji ve bilinç alanıdır.

Kendi enerjilerimi Kırmızı Çember’in bu alanına uyumlamak, bir dakikamı alıyor. Her birinize bakmaya bayılıyorum. Her birinizi tanıyorum, hepinizi ve her birinizi….bu ister Dünya üzerinde birkaç kahkaha, birkaç gözyaşı paylaştığımız bir yaşamdan olsun…ister yaşamlar arasında burayı, Kırmızı Meclis’i ziyaret ettiğiniz, ve bizim oturup Dünyadaki harika maceralarınızın öykülerini dinlediğimiz zamanlardan olsun.

Yaşamlarınız arasında buraya geldiğiniz zaman, size soruyoruz, “Yeniden bir insan olarak yaşamayı deneyimlemek nasıl bir histi? Sevgiyi bu kadar derinden deneyimlemek nasıl bir histi? Ölüm acılarından geçmeyi deneyimlemek nasıl bir histi? Bir insan bedeni içinde doğmak, bizimle olan ilişkiyi kaybettiğini düşünmek nasıl bir histi? Ellerini kullanarak bir şey yaratmak nasıl bir histi? Ah, ve ruhunu kullanarak ve yaratıcılığını kullanarak bir şey yaratmak nasıl bir histi? Kendi başına olduğun o anda, güneşin batışına bakmak nasıl bir histi? Bizim, senin yanında oturduğumuzu biliyor muydun?”

Buraya geri geldiğiniz zaman öykülerinizi dinlemeye bayılıyoruz. Ve biliyor musunuz, bu birlikte oturup da yargılamakla, ve nerede doğru, nerede yanlış yaptığınıza bakmakla ilgili değildir. Bu, dualitede yaşayan bir insanın niteliğidir. Gerçekten doğru ya da yanlış yoktur. Sadece deneyim ve ifade vardır.

Buraya geri geldiğiniz zaman, yaşamınızın her bir eylemini gözden geçirip, daha iyisini nasıl gerçekleştirebileceğinizi söylediğimiz hızlandırılmış kurslar yoktur burada. Bu, bu şekilde işlemez. Biz sadece oturuyor ve öykülerinizi dinliyoruz. Tıpkı iyi bir psikolog gibi, “Bu nasıl bir histi?” diyoruz. (kahkahalar) “Bu nasıl bir histi?”

Ve sonra bir gülümsemeyle göz kırpıp, “Bunların tümünü yeniden yapacak olsaydın, ne yapardın?” diyoruz. Ve hoop, Dünya’ya geri dönüyorsunuz! (kahkahalar) Gözlerimizin hemen önünde yok oluyorsunuz! İşte bu kadar güçlüsünüz. Böylesine güçlü bir yaratıcı enerjiye sahipsiniz. “Evet, geri dönüp bunu farklı bir biçimde gerçekleştirmek istiyorum, böylece farklı bir hisse sahip olurum” diye düşündüğünüz anda, yok oluyorsunuz. Yok oluyorsunuz.

Şimdi, sevgili dostlar, bugün hakkında konuşacağımız çok şey var. Şaud’da SİZİN söyleyeceğiniz çok şey var. Onun için biz kendi payımızı nispeten kısa tutacağız. Biz önceden size şöyle bir bağlandık…biz, bugünkü Şaud’un neyle ilgili olduğunu görmek için, deyim yerindeyse, kulise bir göz attık. Ve farkına vardığınız…..farkına vardığınız anlayış, görüş, çok ilginçtir.

Şimdi, bugünün konuğunu, ziyaretçimizi buraya getirmek için bir dakikanızı alacağız. Sevgili dostlar, bu enerjiyi hissedin. Onu hissedin. Beyninizde belirecek bir ad ya da görüntüyle ilgilenmek zorunda değilsiniz. Bu sonradan gelebilir. Ama özel konuğumuzun enerjisini hissedin. Fikir tohumları mevcut….çok, çok fikirler mevcut…birçok tarlayı dolduracak kadar tohumlar mevcut burada.

Bugünün konuğu, geçen ay da burada olan sevgili dostumuzdur – St. Germain’in enerjisidir. Ziyaret etmek için geri geliyor. Söylediğimiz gibi, o sizinle çalışacaktır. Geçtiğiniz haftalarda, o hepinizi şu ya da bu şekilde ziyaret etmiştir.

Siz şöyle diyorsunuz, “Peki ama, ben onu görmedim. Ben onun orada olduğunu bilmedim.” Geriye gidip bir düşünün. Hatırlayın. O size küçük bir hayvan ya da küçük bir çocuk olarak görünmüş olabilir, ve enerjisini onlar kanalıyla yaymış olabilir. O size geceleri, sabahın 3’ünde ya da 4’ünde birdenbire uyandığınızda görünmüş olabilir. Arabayla yolda giderken, ah, dingin bir alanda olduğunuz zaman birçoğunuzla konuşmuştur. O sizinleydi. Bu yıl boyunca da çevrenizde olmaya devam edecektir. Sevgili dostum St. Germain….Meryem Ana’nın sevgi dolu, besleyici enerjisiyle birlikte , hemen yanıbaşınızda olacaktır. Onlar, sizinle çok yakından çalışacak iki sütun, dayanak gibi olacaklardır.

Son konuşmamda da değindiğim gibi, St. Germain epey bir süredir uzaklardaydı, bizim taraftaki meleklere, Yeni Dünya dediğimiz bu yeri doğurmada ve geliştirmede yardımcı oldu. Bu projeyle meşguldü ve onunla ilişki kurulamıyordu. Enerji ağının şimdi uyumlanmasıyla, o da enerjisini şimdi her iki yere birden, hem içinde oturduğunuz bu fiziksel Dünya’ya, hem de Yeni Dünya’ya getirmektedir. İkisi arasında bir kanal gibidir.

St. Germain doğrudan Başmelek Cebrail’in düzeniyle çalışmaktadır. Biz onu burada, insan biçiminde bağlantı kurabilen bir melek olarak tanırız. Biz onu burada Zebael adıyla tanırız….Zebael. Ona St. Germain demeyiz. Bu, onu tanımlamak için sizin kullandığınız bir insan adıdır.

Bir hafta önce (Denver’deki) Kanal Olmak (Kanallık Etmek) Semineri’nde bana büyük sevinç veren bir şeyden söz etmek istiyorum. Cesur olan, nasıl kanal olunacağını öğrenmek amacıyla rahatlık sınırını aşan Tanrısal İnsanların enerjisinde bulunmak büyük bir sevinçti.

Sıra, ağzınızı açıp da ruhunuzun kendini ifade etmesine izin vermeye geldiğinde, ne hissettiğinizi anımsayın. Sinirli halinizi, korkuyu, ürpermeyi, ya da belki bloke olduğunuz hissini, yanıtları bildiğinizi, yanıtların orada olduğunu, ama belki yanlış sözcükleri söyleyeceğiniz hissini, uygun olmadığı hissini, bunun belki de büyük ve önemli bir şey olması gerektiği hissini anımsayın. Evet, her biriniz, her biriniz o riski göze aldınız, o sınırı aştınız. İnsanların yeniden hissettiğini görmek büyük bir mutluluktu.

Size mantıklı olmak, önceden belirlenmiş bir biçimde düşünmek öğretildi. Bu eylemler yüzünden enerjiniz o kadar kısıtlanmıştır ki. Ama şimdi, nasıl HİSSEDİLECEĞİNİ yeniden öğrenmektesiniz…ve belki de hisleriniz yüzünden başlangıçta biraz korku duyuyorsunuz.

Evet, gerçekten, içinizdeki Ruh’a açılmak, eski anıları geri getirir. Bu size uzun, çok uzun zaman önce, daha Dünya’ya gelmeden önceki anıları, çok güçlü ve çok etkileyici olduğunuz, muhteşem şeyler yarattığınız, ve aynı zamanda yıkıcı ve korkunç şeyler de yarattığınız zamanların anısını geri getirir. Ve siz kendinizi kapatırsınız. Kendinizi yeniden açıp, hissetmeyi öğrenmek, başlangıçta biraz kafa karıştırır ve biraz da korkutucudur.

Bu Kanal Olma Semineri deneyiminden geçenleriniz, dev bir adım atmıştır. Siz kendinize, hissetmek için izin verdiniz. Söylediğimiz gibi, bu kanal olmakla ilgili değildi. Kanal olmakla ilgili değildi. Kanal olmak, kanallık eskidir. Bir kenara konacaktır. Özür dilerim Cauldre (Geoffrey Hoppe)! (kahkahalar)

Bu, HİSSETMEK için kendinize yeniden izin vermekle ilgilidir. Ve kendinize hissetmek için izin vermeniz, kendi tanrısallığınız ve kendi Tanrı-benliğinizle birleşme kapısını açar. Kendinize hissetmek için izin verdiğiniz zaman, her bir şeyle bağlantı kurabilirsiniz. Bunun bir tireşimi vardır. Bunun kendine özgü, enerjisel bir parmak izi vardır. Ve siz bununla bağlantı kurabilirsiniz.

Hissetmek için kendinize izin verdiğiniz zaman, bir ağacın enerjisini algılayabilirsiniz. Ağacın kelimeler ya da önemli bir bilgelik anlamında belki sizinle paylaşacak bir şeyi yoktur. Sizden sadece enerjisini hissetmenizi isteyebilir. Ve o da sizinkini hisseder. Siz o ağaçla bağlantı kurarsınız. Kanallık ettiğinizi söyleyebilirsiniz. Siz ve o ağaç arasında bir kanal vardır.

Bağlantı kurmayı öğrendiğiniz zaman, hislerinizi açtığınız zaman, ancak o zaman bir başka insanla bağlantı kurabilirsiniz. Özellikle de kısa duvarın arkasında durduğunuz ve dramdan çıktığınız zaman ve hiç yargılamadığınız ve büyük bir şefkat duyduğunuz zaman başka insanlardaki çok şeyi hissedeceksiniz. Oo, oo, ve kendinizi açtığınız hisleri hissedeceksiniz! Onların tüm öyküsünü duyabilecek, ve hissedebilecek, ve sezinleyebileceksiniz. Yuva’yı terk ettikten şimdiye kadar yaptıkları yolculuğun tüm öyküsünü hissedebileceksiniz.

Sonra, hislerinizi gerçekten açtığınızda, bizi hissedebilirsiniz, şu fiziksel-olmayan varlıkları, melekleri, başmelekleri, büyüklerin en büyüğünü. Bizi hissedebilir ve bizimle iletişim kurabilirsiniz. Biz size şimdi yaptığımız gibi, ille de sözcüklerle konuşmayacağız. Biz sizinle hislerle konuşacağız.

Biz burada, sizin Dünya’da sahip olduğunuz gibi dillere sahip değiliz. Biz titreşim, ve his, ve enerji bağlantılarına sahibiz, oo, ve bunlar sözcüklerden çok daha bütündür, tamamlayıcıdır. Size sözcüklerle konuşmaktan hoşlanmıyoruz, çünkü bunlar çok kısıtlıdır. Bizden gelen hisleri ve düşünceleri alıp, başkalarının anlayabileceği sözcüklere çevirmeyi öğrenmek, Cauldre’nın zamanını almıştır.

Geçen hafta, Kanal Olma Semineri’ne katılan insanlar aynı şeyi deneyimlemiştir – yani bir hisler okyanusunu algılayıp, onu küçük bir ırmağın akışına indirgemeyi. İşte insan diliniz böyle bir şeydir – çok kısıtlıdır. Ama insanların yeniden hissettiğini görmek büyük bir mutluluktu.

Okullarınız ve aileleriniz ve iş yerleriniz size hissetmemeyi öğretmektedir. Çocuklarınıza hissetmemek öğretilmektedir. Onlara şu akıl, beyin denen şeyin kullanılması öğretilmektedir. Oraya odaklanmak öğretilmektedir. Hissetmek öğretilmemektedir.

Sevgili dostlar, sevgili dostlar, bu çok büyük bir sevinçti. Bu öğretmen grubunu, bu seminerleri vermeye devam etmeleri için cesaretlendireceğiz. Belki bir gün, hatta bu yaşam sürecinizde, nasıl yeniden hissedeceği öğretilmiş, hissetmek için cesaretlendirilmiş milyonlarca ve milyonlarca ve milyonlarca insan olacaktır.

Siz fikirler ve yaratıcı şeyler ve tutku hakkında konuşuyorsunuz. Bunların tümü hislerinizdedir. Bazen yaşamınızda neden tutku hissetmediğinizi merak ediyorsunuz. Çünkü artık hissetmiyorsunuz. Tutkuyu, beyninizde yaratmaya çalışıyorsunuz. Beyniniz tutkusuzdur.

Sen melek, ve sen Tanrı, tutkuyla dolusun. Bu, hislerinizden çıkar gelir. Tutkunun nerede olduğunu bilmek istiyorsanız, o hisler denen şeyin içindedir. O oradadır, ama siz onu beyninizde keşfetmeye çalışıyorsunuz.

Bu okulda olmak ne büyük bir mutluluk!

(duraklama)

Sevgili dostlar, bir dakika kadar Cauldre’nin bugün sunduğu şey, Shaumbra Üniversitesi hakkında konuşalım. Cauldre çok kez bize geldi. “Tobias, Tobias, ne yapmalıyım?” “Farketmez” dedik ona. “Farketmez. Hiç bir şey yapmayabilirsin. Ya da tümü için kollarını sıvayabilirsin.”

“Tobias, nasıl bir şey olmalı, neye benzemeli?” “Umurumuzda değil” dedik. (kahkahalar) “Buna karar vermek sana ve Shaumbra’ya kalmış bir şey. Bunu bu resmin içinde biçimlendirecek birini bul Cauldre. Shaumbra’ya kanallık eden birini, bunu tuvale aktarabilecek birini bul.”

“Tobias, Tobias” dedi Cauldre. “Bu çok mu büyük?” Ve biz de, “Fazla büyük!” dedik. (kahkahalar) “Şu anki düşünce biçimin için fazla büyük. Düşünce tarzını değiştir, ve hislerini değiştir, ve kendini aç. Neden kendini kısıtlıyorsun Cauldre?”

Ah, takıldığımız sadece Cauldre değildir. Biz hepinize takılıyoruz. (yoğun kahkahalar) Bizi duydunuz!

Ve Cauldre, “Bunu nasıl gerçekleştireceğiz? Lojistiği nedir?” dedi. Ve biz de, “Cauldre, SEN insan olmak üzere Dünya’ya bunun için gittin.” dedik. (kahkahalar) “Bu, insan olan bir meleğin yolculuğudur. Bunu sen bulacaksın.”

Ve sonunda çaresizlik içinde şunu dedi, “Ama Tobias, Tobias, sen bu konu hakkında ne hissediyorsun?” Ve ben de ona şunu söyledim, “Biz bunun Yeni Enerji olduğunu hissediyoruz. Bunun uygun olduğunu hissediyoruz. Bunu gerçekleştirmemeyi seçersen, anlarız. Dünya’nın her yanındaki Shaumbra, bunun bir parçası olmamayı seçerse, bunun da uygun olduğunu anla. Sen bunu gerçekleştirmeyecek olursan, bir sonraki grubun gerçekleştireceğini anla.” (kahkahalar)

Biz şimdi hepinizle bir şey paylaşıyoruz. Biz – nasıl desek – kıkırdayıp duruyorduk. Biz bunu bekliyorduk. Bunu Cauldre ya da diğerleriyle paylaşmadık. Ama bunu şimdi, şu anda sizinle paylaşıyoruz.

Shaumbra Üniversitesi dediğiniz bu yer, resimde çizilmiş halini gördüğünüz bu yer, şimdiden mevcuttur. Bu, burada, bu gezegende değildir. Bu başka bir yerde ve başka bir boyuttadır. Siz hepiniz bunu şimdiden inşa ettiniz. Bu, perdenin bizim yanındadır.

Geçtiğiniz 12 yıldır falan inşa halindeydi. Siz, onun üzerinde çalıştınız. Onun enerjilerini kurdunuz. Tüm çerçevesini yerleştirdiniz ve sonra da içini uygun enerjilerle doldurdunuz. Yükseliş statüsüne geçmenin zorlu ve meydan okuyucu deneyimlerinden geçtiğiniz her sefer, onu, Shaumbra Üniversitesini o enerjiyle doldurdunuz.

O şimdiden farklı bir boyutta ve farklı bir yerde mevcuttur. O şimdiden mevcuttur, ve şu anda Yeni Dünya denen yere birleştirilmektedir. Bakın, Yeni Dünya, Yeni Enerji’nin kütüphanesi ve üniversitesidir. Yeni Dünya, Tanrısal İnsanın kütüphanesi, ve üniversitesi, ve araştırma merkezidir.

Böylece, sizin tohum dediğiniz bu fikir, şimdiden filizlenmiştir. Biz bunu şimdiye dek Cauldre ile, ya da her hangi birinizle paylaşmak istemedik. Kararları sizin vermenizi istiyoruz.

Shaumbra Üniversitesinin enerjilerini buraya, Dünya’ya getirmeyi seçerseniz, bu kolay olacaktır. O şimdiden mevcuttur. Aktığını göreceksiniz. Gerekli olan bolluğu sağlayan, yetenek, ve para, ve sevgi, ve şefkat, ve bilgi, ve bilgelik, ve tüm bu şeylerin bolluğunu sağlayan insanların öne çıktığını göreceksiniz. Onlar öne çıkacaktır. Ama onlar sizi bekledi. Gözüpek olup cesaret edebilmek için sizi….evet, Cauldre….sizi, Shaumbra’yı beklediler.

Şimdi burada, bunlardan bazılarının nasıl işlediğinden söz edelim. Metafizikçiler, paralel evrenler ve realitelerle ilgili çok tartışmaktadır. Biz geçmişte bunun üzerinde pek durmadık, çünkü yaşamlarınızın “şimdi” anına odaklanmanızı istiyoruz. Ama gerçekten başka realiteler vardır, ve bunlar tüm çevrenizde mevcuttur. Bunlar dışarıya, evrene doğru var olmaktadır.

Siz evreni görüyorsunuz. Oraya bakıyor ve onu gözlerinizin boyutundan görüyorsunuz. Belirli noktalarda olan yıldızlar görüyorsunuz. Var olan tüm katmanları ve çok-boyutları ise görmüyorsunuz. Siz, insanın kısıtlı gözleriyle bakıyorsunuz. Eğer, insan gözüyle bakıldığında evrenin büyük göründüğünü düşünüyorsanız, bir de bir meleğin gözünden ne kadar büyük olduğunu görün!

Orada, dışarda neler olduğunu hissettiğinizde, fiziksel evreninizin oldukça boş olduğunu fark edeceksiniz. Ama tüm evrenler, onların içinde ve çevresinde var olan tüm katmanlar, oldukça doludur. Dışarda, bu çok-boyutlulukta, insan deneyimleri ve yolculuklarının bir çoğunun üzerinde çalışılmaktadır.

Örneğin, çoğunuzun pek hoşlandığı Camelot ve Kral Arthur efsanesi, üzgünüz ama pek de burada, Dünya üzerinde olmuş bir şey değildir. Başka boyutlarda olmuş bir şeydir. Sizin Arcturus olarak bildiğiniz yeri çevreleyen enerjilerde meydana gelmiştir. Orada yaşanmıştır, fiziksel insan biçiminde değil, ama tüm realite ve arkasında yatan tüm kavram ve enerjiler hep orada oynandı. Bir Kral Arthur, ve Guenevere, ve bir Merlin, ve tüm diğer karakterler oradaydı. Sevgili dostlar, bu, bir değişim zamanı için o kadar önemli ve simgeseldi ki.

Sizler o oyunun oyuncularıydınız. Rol yapmadığınız zamanlar, sahne arkasında yardımcı oluyordunuz. Bazen de seyircilerin arasında oturuyor, ve Kral Arthur efsanesiyle Camelot öyküsünün gözler önüne serilişini izliyordunuz. Ve bu orada meydana gelmiştir. Meydana gelmiştir.

Bu, önceden yazılmamış bir metindi. Öykünün sonunu biz bilmiyorduk ve siz de bilmiyordunuz. Bir anlamda, Kral Arthur öyküsünün bu başka boyutlarda devam ettiğini söyleyebilirsiniz. Öykü hiç bir zaman son bulmadı. O devam etmektedir. Tekrar bağlanmak için zaman zaman oraya geri gidersiniz. Bu enerjilerin çoğu buraya, Dünya’ya sizin tarafınızdan getirilmiştir, çünkü siz bu öykünün bir parçasıydınız.

Evet, burada birçok Kral Arthur vardır, birçok Gueneveres, birçok Merlin, ve tüm o karakterler. Bazen şöyle diyorsunuz, “Oh Tobias, sanırım geçmiş yaşamlarımdan birinde ben Kral Arthur’dum. Ama bu nasıl olabilir ki? Daha dün ve evvelsi gün aynı şeyi düşünen birine rastladım.” (kahkahalar)

Kafanızı kaşıyıp şöyle diyorsunuz, “Biz nasıl bu kadar çok olabiliyoruz? Ben gerçekten deli olmalıyım. Bunların tümü gerçekten, günlük yaşamını yadsımak isteyen deli bir insan aklının sanrıları.”

Hayır sevgili dostlar, bu o değildir. Siz…siz Kral Arthur’dunuz. Bir noktada sahneye çıktınız ve o enerjiyi üstlendiniz ve bir süre o rolü oynadınız. Ve sonra bir başkası gelip o rolü oynadı, sonra da bir başkası. Sonra, rolleri değiştiniz. Bu dinamik dramda farklı karakterleri oynadınız.

Sonra, Dünya’ya geldiğinizde, oo, bu öyküyle çok ilişkili olduğunuzu hissettiniz, onun meydana geldiği yerle çok ilişkili olduğunuzu hissettiniz. Bu, olmuştur. Bazı bölümleri ve parçaları burada, Dünya’da meydana gelmiştir. Bazı bölümleri ve parçaları burada olmuştur, ama çoğu kozmik düzeylerde meydana gelmiştir.

Bu, çok-boyutlu düzeylerde üzerinde çalışılan çok şey için geçerlidir. Oo, bu düzeyler oldukça hareketlidir, oldukça hareketli. Sevdiğiniz biri, insan bedeninden çıkıp da bizim tarafa geri geldiği zaman, neden kısa bir süre için ondan haber aldığınızı, ve sonra hiç haber alamaz olduğunuzu merak ediyorsunuz. Sevgili dostlar, burada, bizim tarafta çok aktiviteler vardır. Nasıl desek – bizim tarafta olduğunuz her hangi bir gece, bir oyuna, birçok oyuna, oynanmakta olan çok şeye gidebilirsiniz. Okullara gidebilirsiniz. Kendi başınıza gidebilirsiniz….burada çok şey olmaktadır.

Bunu gündeme getirmemizin nedeni, Shaumbra Üniversitesi dediğiniz bu resmi gördüğünüze dair destek vermek içindir. O şimdiden inşa edilmiştir. Siz şimdi sadece bu enerjileri insan realitenize getirmektesiniz. Onu Dünya’da da inşa edebilirsiniz. Onu birçok yerde inşa edebilirsiniz. Onu tek bir yerde tutmayın. Shaumbra Üniversitesini dünyanın her yanında inşa edin.

Size çok sık söylediğimiz gibi, başkalarının öğrenebileceği, yolculuğunuzdan öğrenebileceği enerjisel bir yere çok ihtiyaç vardır, öğretmenlere çok ihtiyaç vardır. Onlar sizden öğrenebilirler. Sınıflarınıza girebilir ve kitaplarınızı okuyabilirler. Hatta, hislere açılmakla, yeniden yaratıcı olmakla ilgili terapilerinize gelebilirler.

Burası, çocukların geleceği bir yerdir. Siz onlara farklı yollardan öğreteceksiniz. Onlara tüm kaynaklarını kullanmak öğretilecektir, sadece aklı kullanmak değil, sadece matematik ve fen ve bilgisayarlar değil, ama yeniden nasıl hissedileceği öğretilecektir.

Farklı türde ve kategoride çocuklardan söz edilip duruldu – indigolar, ve berrak, şeffaf olanlar, ve kristaller, ve Tanrı bilir daha neler neler. Ama, Shaumbra Üniversitesinden tanrısal ve yaratıcı çocuklar çıkacaktır. Yeni Enerji budur.

Döndüğünden beri St. Germain ve ben iyi vakit geçirdik. O eski bir dosttur, ve ikimiz de, geçmişte insan olmuş olma niteliğini paylaşıyoruz. Böylece, zamanın geçmiş kısa bir döneminde, o ve ben (bu anı) yeniden yakalamakta, yeniden birleşmekte, birlikte gülüp, insan öyküleri anlatmaktaydık. Sanırım öykülerimizden bazıları – birbirimizi geçmeye çalıştık – harika bilimkurgu eserleri olurdu.

Yaptığımız şeylerden biri de, son zamanlarda sizden gelen ve bizim şaka yollu “m-mail”, “melek-maili” dediğimiz iletileri gözden geçirmek oldu. (kahkahalar) Bize patlatıp durduğunuz o kadar çok sorunuz vardı ki. Bunların tümünü duyuyoruz. Bunların tümünü dinliyoruz. Şaud başlamadan önce sorularınızdan birkaçına açıklık kazandırmak istiyoruz.

St. Germain şu anda yorumda bulunuyor….”İnsanlar en lanet soruları soruyor.” Biz buna bu adı vereceğiz, televizyon programlarınızda bir oyun – insanlar en lanet soruları sorar. (kahkahalar)

Sizler en basit ve en önemli soruları soruyorsunuz. Onun için, bunlardan birkaçı hakkında konuşalım.

“Tanrı var mıdır?” Bu, sizden sürekli aldığımız bir sorudur. Yanıt, “Hayır”dır….ve “Evet”tir. İnsanların geleneksel düşünce tarzı anlamında, Tanrı yoktur. İnsanlara Tanrı’nın, cennet denen bu yerde tümüyle muktedir bir eril figür olduğu öğretilmiştir. Her ne kadar Shaumbra, daha doğrusunu biliyor olsanız bile, bu kalıp aklınıza kazınmıştır. Hâlâ yukarlarda bir yerlerde büyük bir adamın olduğunu düşünüyorsunuz. Hâlâ bu enerjiyle bağlantı kurmaya çalışıyorsunuz.

Bu anlamda, Tanrı yoktur. Sizinle ilgili her hangi bir yargıda bulunan bir Yaratan yoktur. Bu tür bir Tanrı yoktur.

Evet, bir Tanrı vardır, içinizde olan bir Tanrı, her zaman sizinle olmuş olan bir Tanrı vardır. Sizi doğurmuş olan bir Tanrı-kaynağı, bir Yuva vardır. Sizi çok seven Kral ve Kraliçe’nin enerjisi vardı. Birbirlerinin gözüne baktıklarında, ve sevgileri birleştiğinde….bu sizi doğurmuştur…ancak yeni bir enerjiyi…Kâşif enerjisini….Ruh’un sevgisini alıp yeni yerlere götüren….yeni boyutlara götüren…daha önce hiç var olmamış yerlere götüren enerjiyi.

Sizi her zaman sevmiş olan Tanrı ve şefkat ve birlik vardır. Sözünü ettiğiniz ana/baba enerjileri vardır. Ama bakın, siz Tanrı’nın ayrı olduğunu düşünüyorsunuz. Tanrı’nın yolda giderken sizi unuttuğunu düşünüyorsunuz. Yol üstünde yanlış yere saptığınızı düşünüyorsunuz. Ve şimdi de Yuva’ya geri dönmek için çabalamanız gerektiğini düşünüyorsunuz. Bu anlamda bir Tanrı yoktur.

Şu anda burada oturan, ve tüm çevrenizde var olan, ve evrenin çok-boyutluluğunda var olan anlamda bir Tanrı mevcuttur. Krallıkta oturan ve sizi özleyen, çok özleyen bir Tanrı vardır. Size gelmekte olan bir Tanrı vardır, çünkü siz Yuva enerjisini genişletmektesiniz ve Tanrı size gelmektedir. Onun için, bize soruyu sorduğunuz zaman, “hem evet, hem hayır” yanıtını almanızın nedeni budur.

Birçoğunuz da bize şu soruyu sormaktadır, “En büyük, en muhteşem melek kimdir? Yukarlarda, sizin oralarda bir hiyerarşi olduğunu biliyoruz. En büyük melek kim? Ve sevgili Tobias, bir dip not olarak, sen bunun neredesin?” (kahkahalar) “Daha yüksek kademelerde misin, yoksa sadece orta-düzeyli bir melek misin?”

Sevgili dostlar, bu meleklerin hiyerarşi çizelgesini yaratan insanlardır. Biz bunların komik, çok komik olduğunu düşünüyoruz. Siz tüm bu hiyerarşik Düzenlere sahipsiniz. Tüm şu melek ailesi ağaçlarına ve bunlardan çıkan dallara ve tüm şu farklı meleklere, ve kim kimden yükümlü, bunlara sahipsiniz. Ve biz gülümsemek zorunda kalıyoruz.

Sonra, büyük melekler çizelgesinin en altına bazen insanı sıralarsınız…en altına. En büyük meleğin kim olduğunu gerçekten bilmek istiyorsanız, o çizelgeyi tersine çevirin. Onu tersine çevirin. Sizler çizelgenin en üstündesiniz! Patron sizsiniz. Biz, size destek olmak için buradayız. Daha önce de söylediğimiz gibi, biz sizin ayak izlerinizi izliyoruz.

Şimdi şuna bir yanıt verebiliriz, ama Cauldre….o şöyle diyor, “Bu yerin, bu Shaumbra Üniversitesinin doğmasını, ve inşa edilmesini, ve yaratılmasını istiyor musun?” Burada bulunan hepimiz başımızı sallıyoruz, “evet”, çünkü sizin ayak izlerinizi izlediğimizde, ve Dünya’ya geldiğimizde, ve kendi Yükseliş işlemimizden geçtiğimizde, böyle bir yere sahip olmayı çok isterdik. (kahkahalar) Öğretmenlerimizin SİZLER olmasını çok isterdik.

Böylece evet, gerçekten, meleklerin en büyüğü sizlersiniz. Onun için hepimiz, burada bir hiyerarşi olmadığından başka, sizi desteklemek amacıyla burada bulunuyoruz.

Sizin ışık ve karanlık diyeceğiniz tüm enerjilerin ve tüm meleklerin birleşik bir fikir birliği (konsensusu) olarak yaratılan, ve Başmelekler Düzeni denilen bir şey vardır. Bu meleklerin tümü, bu Başmelekler Düzenini, bir sonraki anlayışa geçmek için yaratmıştır. Bakın, uzun çok uzun bir zaman önce evren bir durma noktasına geldiğinde, tüm enerjiler yavaşlamıştır, ve bir durma noktasına gelmiştir. Çözümler bulmak zorundaydık, çünkü enerjinin kilitlenip kalması hiç kimseye ya da hiç bir şeye hizmet etmiyordu.

Böylece biz, hepimiz, iyi adamlar ve kötü adamlar, biz bu Başmelekler Düzeni denen şeyi yarattık. Bunun içinde ilk örnekleri oluşturan enerjiler vardır. Cebrail’in, Rafael’in, Amael’in ve Başmelekler Düzenin’de olan tüm diğer varlıkların enerjileri vardır.

Ama onlar başmelek olan tekil varlıklar değildir. Onlar enerjileri temsil ederler. Evet, bazen Rafael’in enerjilerini görebilir ya da hissedebilirsiniz. Ama o tekil bir melek değildir. Birleşmiş bir enerjidir. Sizin bir parçanızdır. Sizin bir parçanızdır.

Böylece, şunu oldukça sık duyuyoruz, “Meleklerin en büyüğü kim? Orada, yukarlarda kim yükümlü?” Metatron’un enerjisi, çoğunuzun bildiği gibi, Ruh’un sağında oturmaktadır. Ama bildiğiniz gibi, Metatron sizdir. Metatron, Ruh’taki sizin sesiniz. Metatron tekil bir enerji olarak da algılanabilir, çok-katmanlı, çok-boyutlu bir enerji olarak da.

Ben, Tobias, bunun neresinde bulunuyorum? Bu komik bir soru. Sevgili dostlar, benim burada taktığım ve birçok meleğin ya da varlığın takmadığı belli bir onur nişanı vardır. Böylece ben zaman zaman biraz özel bir hizmet alırım. Bir noktada insan olmuş olduğum gerçeği, belli bir onur ve payenin varlığı anlamına gelir. Ve evet, bana bakmak için, benden bir şeyler duymak için, uzaklardan gelen başka melekler vardır.

İnsan olmak işleminden geçmiş bir melek onları çok büyülemektedir. Onun için, buraya geri geldiğiniz zaman çok onurlandırılırsınız, ve çevrenizde toplanacak, ve evet, bir anlamda enerjisel imzanızı isteyecek, Dünya’da olmakla ilgili öykülerinizi duymak isteyecek çok, çok melek vardır.

Bizim tarafta sık sık duyduğumuz bir başka soru da şudur, “Savaş neden var? Dünya üzerinde neden savaş var?” Bu ilginç bir sorudur. Sevgili dostlar, biz size, savaşın insanlar için anlaşmazlıkları halletme yolu olduğunu söylüyoruz.

Size uzun bir zaman önce söyledik, Dünya üzerindeki tüm deneyimleriniz, bir anlamda, insan biçimi almadan çok önce deneyimlediğiniz şeylerin yeniden canlandırılmasıdır. Siz, evrenin çok uzak bir yerindeki deneyimlerinizi yeniden canlandırmaktasınız. Dünya’ya gelmekte ve bunu çok yavaşlatılmış bir enerjiyle, sonraki adımınızı belirlemek için bilinçli bir seçim yapma fırsatına sahip olduğunuz bir enerjiyle canlandırmaktasınız.

Dünya’ya gelmeden çok önce bir deneyim edinmiş olabilirsiniz, evrenin bir yerinde, birbirinizin enerjisini tüketmeye çalıştığınız bir başka varlıkla bir tür büyük bir savaş deneyimine sahip olabilirsiniz. Şimdi, Dünya’ya geliyorsunuz, ve nelerin olup bittiğini içeren daha büyük bir anlayışa sahip olmak istiyorsunuz. Bunu yeniden deneyimleyebilmek istiyorsunuz, ama yeni bir biçimde, bununla ilgili bir hisse sahip olabileceğiniz bir biçimde.

Böylece, bu yaşamda o varlıkla karşılaşabilirsiniz. Şimdi her ikiniz de insan biçimindesinizdir. Biraraya gelmek için geçmişte bir tür anlaşma yapmışsınızdır. Bu karma değildir. Bu bir seçimdir. Bu, çok uzun zaman önce olmuş bir şeyi yeniden deneyimlemek seçimidir.

Böylece, bu insanla evlenirsiniz. (izleyicilerin gülmesi, Linda ve Geoff’in birbirine bakmasıyla devam eder) Ve sonra onlarla sevginin ne olduğunu, paylaşılan sevginin ne olduğunu deneyimlersiniz. Oo, zaman zaman bazı anlaşmazlıklarınız olur. Ama onlarla şimdi anlaşmazlıklarla başa çıkmanın yeni bir yolunu, farklı enerjilerle başa çıkmanın yeni bir yolunu deneyimlersiniz. Onlarla şimdi, tümüyle aşık olmanın nasıl bir şey olduğunu deneyimlersiniz.

Bakın, insan olmadan önceki deneyiminizde, kendinizi açmak ve onlara ait enerjinin sizinkiyle birleşmesine izin vermek, aklınızdan bile geçmezdi. Onların sizi tüketmeye çalışacağından korkardınız.

Ama, Dünya’da bulunan bir insan olarak kendinizi açabilir, ve birlikte aşık olabilirsiniz. Çözümleri nasıl üretebileceğinizi öğrenebilirsiniz. Bakın sevgili dostlar, burada, Dünya’da gerçekleştirdiğiniz şey, geçmişte deneyimlediğiniz şeylerin daha büyük bir anlayışına ulaşmaktır.

“Neden savaş var?” diye soruyorsunuz. Hâlâ bazı gruplar…..hâlâ anlamaya çalışan bazı bireyler var. Onun için de bunlar birbiriyle savaşmaktadır. Savaşın hiç bir şeye götürmediğini anlayacaklardır, tıpkı sizin anladığınız gibi. Hiç bir taraf, hiç bir zaman üstün olamayacak ya da diğer tarafın idaresini elinde tutamayacaktır.

Bunu Dünya tarihinizde gördünüz. Bir ülkenin, bir diğerini işgal ettiğini gördünüz. Ama buna birkaç yüz yıl verin, ve (durum) değişecektir. Buna birkaç yüz yıl verin, hatta şimdilerde daha bile az, ve durum ters yüz olacaktır. Bir enerji, asla bir başkasına üstün olamaz. Bir melek, asla başka bir meleğe sahip olamaz.

Onlar eski deneyimleri sonuna kadar yaşamaktadır. Onun için biz, “Bunlardan geçmelerine izin verin” diyoruz. Bundan usanacaklardır. Kendilerini parçalamaktan, ülkelerini ve binalarını parçalamaktan usanacaklardır. Bununla ilgili olan tüm olumsuz enerjilerden usanacaklardır.

Sonra, sevgili dostlar, sizin çalışmalarınızın başlayacağı zaman gelecektir. Bu insanların yolları bir şekilde, bir yerde sizi çıkacaktır. Sizi bulacak ve şöyle diyeceklerdir, “Savaş hiç bir şeyi kanıtlamadı. Buradan nereye gideceğiz?” Birbirine üstün olmak ya da birbirini teslim almaktan bıkacaklardır. Ne kadar büyük ve güçlü olduklarını göstermeye çalışmaktan bıkacaklardır. Seslerinin duyulmadığını hissettiklerinde, terörist eylemlerden bıkacaklardır.

Bunun için savaş var. Bunun için biz sizden bunu onurlandırmanızı, ama aynı zamanda onların bundan bıkacağını da anlamanızı rica ediyoruz.

Sevgili Tobias, sevgili St. Germain diyorsunuz, “Şu anda neden böyle sıkışmış kalmış hissediyorum? Mesajları okuyorum, birçok şey okuyorum, birçok seminere gidiyorum, ve hâlâ kendimi takılmış kalmış hissediyorum, neden? Hâlâ tanrısallığımla o bağı kuramıyorum.”

Ve biz de size şunu söylüyoruz sevgili dostlar, “Şu beyninizle fazla çabalıyorsunuz. Nasıl hissedileceğini unuttunuz. Kendinize hissetmek için izin vermediğiniz için sıkıştınız. Anlamaya çalışmakla o kadar meşgulsünüz ki, nasıl hissedileceğini unuttunuz.”

Böylece biz size, “şu anda sıkışmış olmanızın nedeni yüreğinizi açmadığınızdandır” diyoruz. Yüreğinizi açmaya çalıştığınız…açmaya çalıştığınız o az fırsatlarda….korktunuz. Ne yapacağınızı bilemediniz. Kendinizi duygu ve his ve vizyonlar seline kapattınız. Deneyimler içeri akmaya başladı, ve siz yüreğinize o kapıyı açtığınızda, kontrolü kaybettiğinizi hissettiniz. Bunun için kendinizi sıkışmış hissediyorsunuz. Kapıyı açın. O hislerin çıkmasına izin verin. Yeniden hissetmek için kendinize izin verin.

Bu çerçeve içinde bize şunu da soruyorsunuz, “Ben neden tutku hissetmiyorum?” Sözcüklerde nasıl da çelişki var….siz hiç hissetmiyorsunuz ki, tutkuyu hissedeseniz. (kahkahalar) Varlığınızın en derin düzeylerinde hissetmek için kendinize izin verdiğiniz zaman, tutkunuzu da hissedeceksiniz.

Siz tutkuyu aklınızda yaratmaya çalışıyordunuz. Bu, bu şekilde işlemez. Siz tutkuyu imal etmeye, onu bir kağıda çizmeye çalışıyorsunuz. Siz tutku mimarları ve müteahhitleri olmaya çalışıyorsunuz. Onu asla orada bulamayacaksınız.

Tutku, Gülün Meyvesi, her zaman içinizdeydi. O şu anda da oradadır. Hissettiğiniz zaman, kendinizi açtığınız zaman, eski yöntemleri bırakmak için kendinize izin verdiğiniz zaman, aklınızı bir kenara koyduğunuz ve yüreğinize girdiğiniz zaman, tutkuya ulaşabileceksiniz sevgili dostlar.

Sevgili Tobias, sevgili Tobias, diye yazıyorsunuz, “Şu Crimson Circle (Kırmızı Çember) mesaj tahtası hakkında ne düşünüyorsun?” (kahkahalar) Oh sevgili dostlar, bu aldığımız en popüler soruların içinde ilk üçten biri. Bazen gülmek zorunda kalıyoruz, sorduğunuz tüm bu sorular…mesaj tahtanız ve İnternet sisteminiz. Biz geriye yaslanıp kendi kendimize gülüyoruz.

Dualiteyi ifade etmek için ne mükemmel bir yer! Bakın, çok şey öğreniyorsunuz, ama yine de, hâlâ bu çelişkilere sahipsiniz. Bunlar (sitenin) mesaj tahtasında ortaya çıkıyor. Bu tahtada bazı bilge ve harika paylaşımlar olmuştur. Ama epey bir çelişki de var. Üzerinizde, sevgili dostlar, o kadar çok baskı var ki. Siz – nasıl desek – orada patlıyorsunuz.

Ne hissettiğimizi, şu moderatörlük statüsü hakkında ne hissettiğimizi bilmek isteyenlerinizi duyuyoruz. (kahkahalar) Bize şunu söylediğinizi duyuyoruz, “Ama Tobias, bize kuralların olmaması gerektiğini söylüyorsun. Öyleyse mesaj tahtasında neden kurallar var? Tobias, Cauldre ile konuş. Şu kahrolası moderatörlerle bir konuş.” (yoğun kahkahalar)

Sevgili dostlar, biz konuşmadık. Biz konuşmadık. Bunun size ait olmasına izin veriyoruz. Ama size hatırlatıyoruz…ve Cauldre’ya, o şimdi kendi kendine gülüyor. Sözünü ettiğimiz şu kuralların – kuralları bırakmak zamanıdır – biz size KENDİNİZle ilgili KENDİ kurallarınızdan, kendiniz için koyduğunuz kendi kurallarınızdan söz ettiğimizi hatırlatıyoruz. Ancak siz tüm enerjinizi dış kurallara, diğer kurallara odaklamak istiyorsunuz.

Sevgili dostlarım, her zaman kurallar olacaktır. Bizim tarafta bile, belli şeylerin olma biçimi için belli parametrelere ya da anlaşmalara sahibiz. Biz onlara kurallar ya da kanunlar demiyoruz.

Dünya’da olduğunuz sürece anlaşmalar ya da kurallar olacaktır. Bir dur levhası gördüğünüzde, durmanız gerekir. Geçip giderseniz ve bir ağaca çarpıp kaza yaparsanız, Tobias size kurallar olmaması gerektiğini söylediği için dur işaretini görmezden geldiğinizi söylemeyin polise. Hayır sevgili dostlar, sözünü ettiğimiz kurallar, kendi kendinize koyduğunuz kurallardır.

Şimdi, kurallarınızı yıkabiliyor musunuz……ve enerjilerinizi uyumlayabiliyor musunuz….ve her hangi bir enerjisel çevreye, gerçek bir şefkatle ve drama kapılmadan girebiliyor musunuz….bu ister İnternet’teki bir mesaj tahtası olsun…ister araba kullanmak ve trafik akışıyla ilgili belli anlaşmalara uymak olsun….ister iş yerinizin belli anlaşmalarına ve parametrelerine bağlı kalmak olsun?

Biz sizi tanıyoruz Shaumbra. Sizler sistem yıkanlarsınız. Kuralları hiç sevmezsiniz. Ama gerçek soru şudur, “Kendi kurallarınızı, her tür çevrede ya da yerde bulunup onlarla akabilecek gibi yıkabiliyor musunuz? Bir lokanta olsun ya da tiyatro…bir ofis olsun ya da ev…her hangi bir yere gidip, o enerjinin bir parçası olan bireylerin belirli anlaşmaları neden yarattığını anlayabiliyor musunuz…ve her şeye rağmen kendi tanrısal alanınızda kalabiliyor musunuz?

Belki, belki Shaumbra, her hangi bir enerjideki aydınlığınız ve varlığınız, onun bir sonraki düzeye geçmesini sağlayacaktır. Belki, özellikle de şu mesaj tahtası dediğiniz şeyle, belki orada bulunabilir ve titreşimlerin, parametreler olmayacak biçimde yükselmesini sağlayabilirsiniz.

Bizim bu konu hakkında öyle ya da böyle bir fikrimiz yok. Ama dualiteyi oynamanızı izlemekten, ve orada benim sözlerimi çarpıttığınızı görmekten keyif alıyoruz. Evet efendim! (kahkahalar)

Sevgili dostlar, bize sıkça gelen sorulardan biri de şudur, “Neden buradayım? Ben Dünya’da ne yapıyorum?” Bu iyi bir sorudur. Bu, iyi bir soru, çünkü bir anlamda yanıt, hiç bir şey ve her şeydir. Dünya’yı şimdi terk edecek olsaydınız, geri dönüşünüz burada sevinçle karşılanırdı. Buraya geri gelseydiniz, oo, öyle bir yeniden-buluşma olurdu ki!

Dünya’da ne yapıyorsunuz? Ruh’un tümü adına, yeni anlayışlara ve yeni bilgeliklere gelinmesine yardımcı oluyorsunuz. Kendi hakkına sahip çıkan bir yaratan olmak, gidip Ruh’un sevgisini yaymak için Ruh adına çok uzun bir zaman önce – ama hiç de o kadar uzun olmayan bir zaman önce – Yuva’yı terk ettiniz. Onun için Dünya’dasınız. Bu, bu kadar basittir. Buradasınız, an’da yaşayıp deneyimliyorsunuz, ve Tüm Olan adına an’da yaratıyorsunuz.

Ve son olarak sevgili dostlar, bize soruyorsunuz, “Sevgi nedir? Sevgi nedir?” Ah, bu basit bir sorudur. Sevgi, her şeyi kabul etmektir. Biz size, Ruh’un sizi koşulsuz olarak sevdiğini söylediğimiz zaman, Ruh’un sizinle ilgili her şeyi sevdiğini, olduğunuz her şeyi ve şimdiye kadar olmuş olduğunuz her şeyi kabul ettiğini demek istiyoruz. Sevgi, her şeyin kabul edilmesidir. Bu, bu kadar basittir.

Sevgi, şefkattir, merhamettir. Şefkat, kabul etmektir. Şefkat, dışardan nasıl görünürse görünsün, her şeyin uygun olduğuna dair bir bilgelik ve anlayıştır.

Sevgi ifadedir de aynı zamanda. Sevgi, kendini tüm düzeylerde paylaşmak arzusuna sahiptir. Sevgi, dönüp içeriye bakar. Aynı zamanda da dışarıda ifade bulur. Yuva’nın ve Krallığın rahatını terk ettiğiniz zaman, gitmenize neden olan şey, bu sevgiyi ifade etme arzusuydu. Sevgi, sevincin kabul ve ifade edilmesidir.

Şimdi, bunlar bize yöneltilen çok, çok sorudan, sizinle bugün konuşmak istediğimiz sadece birkaçıdır. Gelecekte bunlar hakkında daha söz edeceğiz. Bizimle istediğiniz zaman – nasıl desek – bağlanmak için kendinizi özgür hissedin.

Ama şimdi sizi duymak istiyoruz. Sizin Shaumbra, Şaud dediğimiz, sizin konuştuğunuz ve bizim dinlediğimiz bu zamana, bu harika şeye tüm enerjilerinizle bağlanmanızı rica ediyoruz. Böylece, enerjileri uyumlamak için bir dakikanızı alacağız. Bundan sonra duyacağınız şey, Şaud’da kendi sesiniz olacaktır.

(duraklama, Cauldre Tobias’tan Shaumbra’ya kanallık etmek üzere uyumlanır)

Şaud : Biz Shaumbra’yız. Biz aileyiz. Biz tek sesiz ve bu dünyanın her yerinden ve yaradılışın her yerinden çok, çok sesiz. Biz sadece ayda bir kez burada toplandığımız zaman değil, sık sık bunun gibi bir bağlantıda ve Şaud’da biraraya geliyoruz. Ama artık çok sık birbirimizle bağlantı içindeyiz.

Birbirimizle ilk kez karşılaştığımızda, geçmişte çok sık birlikte olduğumuz için, sadece yeniden buluşmuş oluyoruz. Şu anda Shaumbra olarak yaşantılarımızda çok şeyler olup bitiyor. Bu gezegenin her yerinde, hepimizin bir parçası olduğu çok değişimler meydana geliyor. Shaumbra olan bizler, insan olarak burada bulunmanın, Yeni Enerji’ye geçmenin gerçek sevincini ve heyecanını hissetmeye başlıyoruz.

Shaumbra olarak, geçmişe ait birçok yükün bizi terk ettiğini hissediyoruz. Yükün omuzlarımızdan kalktığını, biyolojik bedenlerimizi terk ettiğini hissediyoruz.

Shaumbra olarak, içinde bulunduğumuz anın heyecanını hissediyoruz. Birlikte yaratabileceğimiz her şeyin heyecanını hissediyoruz. Yavaş yavaş, adım adım, geçmişe ait zorluklar, yükseliş yolunu yürüdüğümüz o günler gittikçe geride kalıyor gibi görünüyor. Yeni anlayışlara ve aydınlanmalara erişiyoruz. Birbirimizle, şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla paylaşıyoruz.

Shaumbra olarak bizim son zamanlarda keşfettiğimiz bir şey var. Bu, Tobias’tan, ya da Metatron’dan, ya da St. Germain’den, ya da diğer meleklerin her hangi birinden gelmedi. Bunu biz keşfettik. Biz bunu yaşantılarımızda küçük küçük deneyimledik. Ve şimdi de, farkettiğimiz şeyi ifade etmek için buradayız.

Krallığı terk ettiğimiz, Yuva’yı terk ettiğimiz, Ateş Duvarı’ndan geçtiğimiz ve ilk kez kendi bireysel kimliğimizi duyumsadığımız zamana bir geri gidelim. Biz o noktada bir güç hissetmeye başladık, gidip yıldızlar ve galaksiler, ve gezegenler yaratabileceğimiz bir güç hissettik. Biz bunları hiç bir şeyden yaratabiliyorduk. Bakın, biz boşluktaydık. Orada hiç bir şey yoktu.

Tüm bu muhteşem şeyleri yaratabildiğimiz yere doğru akan büyük bir gücün, bir ifadenin bizden çıkıp yayıldığını hissettik. Başka bir varlıkla, başka bir melekle karşılaştığımız zaman güç hissettik. Ve o zaman birbirimizin enerjileriyle çarpışabiliyorduk. Savaşabiliyorduk, ve kimin en güçlü, en dayanıklı, en iyi olduğunu görebiliyorduk. O zamanlar hem yaratmak, hem de yok etmek için çok güce sahiptik. Ama bu bir anlamda, sadece enerjiyi bir halden ötekine dönüştürmekti.

Güç, bağımlılık yaratıyordu. Güç, canlandırıyordu ve biz onun hep daha fazlasını istiyorduk. Güç hissetmek, daha fazla güç elde etmek, ve sonra bunu kullanmak – bu, kendi kimliğimizi Yuva’nın dışında deneyimleme yollarından biriydi.

Ama bir noktada, evrendeki tüm enerjiler yavaşlamaya başladı ve durma noktasına geldi. Ne kadar güce sahip olduğumuzu düşünürsek düşünelim, tüm enerjilerimizin kilitlenmesine neden olan bir şey vardı.

Çözüm bulmak ve enerjimizi yeniden özgürleştirmek için Başmelekler Düzeni’nin yaratılması bu zamana denk gelir.

Biz Shaumbra, o noktada Dünya’ya gelmeyi ve insan bedenleri üstlenmeyi seçtik. Buraya indiğimiz zaman, titreşimimizi düşürüp maddeyi üstlendiğimiz zaman, bir şey keşfettik. Güce sahip olmamanın, insan olarak fazla bir şey yaratamadığımızı hissetmenin, incecik havadan yaratabilme yeteneğinin ve bir evren yaratabilmenin sihri bizden alınmış gibi hissetmenin nasıl bir şey olduğunu keşfettik. Güçsüz olmanın ne anlama geldiğini öğrenmek bizi oldukça sarstı.

Bundan geriye dönüş yolunu bulmaya çalışmak için, hiç bir yere benzemeyen ve Dünya denilen bu komik yerde kendi gücümüzü yeniden keşfetmeye çalışmak için, çok, çok yaşamlar harcandı. Güçlü melekler ve güçlü varlıklar nasıl oluruz? Bir şeyi sadece düşünmekle ya da iradeyle hemen önümüzde nasıl tezahür ettirebiliriz?

Böylece, güç isteyerek, bunun bize geri gelmesini isteyerek, hiç güce sahip olmayan bu komik bedenlerin içinde bulunarak….hatta bazı günlerde iş bulmak, ya da kendimizi beslemek, ya da yaşantımızda istediğimiz şeyleri yaratmakta zorlanarak, bu gerçek dualite yolculuğunu yaptık.

Dünya’ya gelmeden önce bir yıldız yaratmanın, yeni bir yaşam biçimi yaratmanın kolay olduğu dönemleri daha derin bir düzeyden hatırlıyoruz. Yani, çok uzun zamandır içinde bulunduğumuz çıkmaz budur.

Şimdi Yeni Enerji geliyor. Şimdi, farkındalığımız açılıyor. Ve şimdi, gücün olmadığına dair farkındalık geliyor. (Güç) Hiç bir zaman olmadı. O bir illüzyondu. Gücün illüzyonu….bunu keşfetmek için buraya kadar gelmemiz, bu uzun yolculuğu gerçekleştirmemiz gerekiyordu. Gücün hiç bir zaman olmadığı, anlayışına gelebilmek için, güç olduğunu sandığımız şeye bir noktada sahip olmak, sonra Dünya’ya geldiğimizde o gücün tümünü kaybetmek zorundaydık.

Enerji vardır. Ve bu enerjiyi istediğimiz her şeye dönüştürebiliriz. Ama güçle ilgili tüm bu kavramlar geçersizdir (yoktur). Bu bir illüzyondu. Kendi yaşamımızda güç için mücadele ettik. Ancak o bir illüzyondur. Artık mücadele etmek yok.

Sadece enerji var. Bu enerji, ne kadarını kendimizde barındırdığımız ya da kontrol ettiğimizle ölçülmez. Gücün bu olduğunu sanıyorduk. Enerji vardır. Ona, onunla çalışmak için sahibiz, bir başkasına karşı kullanmak için değil, geçmişte yaptığımız gibi biriktirip depolamak için değil, daha büyük olduğumuzu başkalarına göstermeye çalışmak için kullanmak değil.

Güç yok Shaumbra. O bir illüzyondu. Sadece enerji vardı. Sadece sevgi ve ifade vardı. Şu anda aklımız bunu anlamaya çalışsa da, ne demek istediğimizi biliyoruz. Ne demek istediğimizi biliyoruz. Bu, güç illüzyonudur.

Güçlü varlıklar olduğumuza dair sahip olduğumuz tüm kavramları bırakabiliriz. Artık buna ihtiyaç yoktur. Ve öyledir.

(Cauldre, Tobias’a uyumlanırken duraklama)

Tobias: Şimdi, Ben Tobias ve sevgili St. Germain buraya geri geliyoruz. Söylediğiniz şeyi sevdik. Fark ettiğiniz şeyi sevdik.

Shaumbra bilincinize önceden bağlanıp da bugün ne hakkında konuşacağınızı gördüğümüzde, başta şaşırdık. Bakın siz kendinizden bir şey öğrendiniz. Bunu anlamak sizin için zordur, çünkü bizim tarafta….siz bizim her şeyi bildiğimizi düşünüyorsunuz. Ruh’un her şeyi bildiğini sanıyorsunuz. Ama sevgili dostlar, bu her zaman böyle değildir. Bazen önce siz keşfedersiniz. Önce siz aydınlanırsınız. Bazen bizi şaşırtıyor ve hayran bırakıyorsunuz.

Sizin içinize bakıp, geldiğiniz farkındalığı gördüğümüzde sevgili dostlar, bunu bizim tarafta bulunan diğerlerine götürdük. Şunu dedik, “Bilin bakalım insanlar ne farketmiş?” (kahkahalar) Ve onlar şöyle dedi, “Ne?” Ve biz dedik ki, “İnsanlar bugün güç hakkında konuşacak.” Ve diğer melekler başlarını salladı, “Evet, güç, o harika bir şey, harika bir şey.” Ve biz şunu söyledik, “Hayır, hayır, anlamıyorsunuz. İnsan melekler, gücün bir illüzyon olduğu farkındalığına erişmişler.”

Ve perdenin bizim yanındaki melekler göz yaşlarına boğuldular. Bu, onlar için yeni bilgiydi. Onlar bunu sizin sayenizde farketmişlerdi. Bu (farkındalık), burada gerçekleştirdiğimiz bir çok şeyin veçhesini değiştirmiştir. Bunun, bazılarınızın kafasını karıştırdığını biliyoruz. Anlayacaksınız. Ama sevgili dostlar, biz sizi, öğretmenleri tebrik ediyoruz ve onurlandırıyoruz.

Sizi candan seviyoruz. Hiç bir zaman yalnız değilsiniz. Yolculuğumuz birlikte devam etsin.

Ve öyledir!

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.

Sorular ve Yanıtlar

Tanrısal İnsan Dizisi – 01 Şubat 2003
Shoud 7: Güç İllüzyonu

Crimson Circle’de sunulmuştur

TOBIAS : Ve öyledir sevgili dostlar, bu Shaumbra gününe, birlikte olduğumuz bu zamana geri geliyoruz. Evet gerçekten, kim olduğunuzu sandığınız şeyleri daha da bıraktıkça, ve eski kimliğinizin sınırlarını saldıkça, yeni anlayış ve içgörülere sahip olmak için gerçekten yeniden doğabildiğinizi gördünüz. Her şeyin ne kadar da uygun olduğu anlayışına gelebilirsiniz. Eski kimliği salıverdiğiniz zaman, şimdiye kadar hayalini bile kuramadığınız bir sevgi ve enerji ve yaratıcılıkla dolu, yepyeni bir benlik keşfedersiniz.

Geçenlerde yapılan kanal olma seminerinde, çoğunuz bunu üstü kapalı bir biçimde hissetmişti, Ruh’un sizden ortaya çıkmasının, kendi tanrısallığınızın ortaya çıkmasının ne anlama geldiğini, üstü kapalı bir biçimde hissetmişti. Eski kavramları ve sanıları, fikirleri salmanın ve an’da olmanın ne anlama geldiğini üstü kapalı bir biçimde hissettiniz. Zihniniz size bunun çok sıkıcı olduğunu söyleyecektir, biliyorsunuz. Her şeyi salarsanız, o ‘elle tutulur’ hiç bir şeye sahip olamayacaktır.

Oo, ama sevgili dostlar, salıverdiğiniz zaman, bu bir ırmak gibidir. Baraj kapaklarını açar, ve gerisinde birikmiş olan her şey akmaya başlar. Bakın, eski bakış açısıyla baraja baktığınızda, o akarsuya damla damla akan bir su gibi görünürdü. Barajın öbür yanında var olan enerji ve sevginin hacmini ise göremiyordunuz.

Eski kimliği bıraktığınız zaman, “sahipsiz, hiç bir yerdeki adam” (nowhere man) olursunuz. (Tobias burada, Soru&Yanıtlar başlamadan önce çalan ve bir Beatles şarkısı “Nowhere Man”in yeni bir yorumu olan şarkıya göndermede bulunmaktadır.) Siz gerçekten her şey olabilirsiniz, her şey, sözlerle anlatılması zor yepyeni bir deneyim düzeyine gelebilirsiniz. O noktada, bir kimlik edinmeniz gerekmez. Siz her şeysinizdir. Bu, sevinç ve neşe dolu bir deneyimdir. Bunu anladığınız zaman, Ruh’un sizin kanalınızla dans etmesine izin vermenin ne anlama geldiğini, ruhunuzun kısıtlanmadan, özgürce dans etmesine izin vermenin ne anlama geldiğini anladığınız zaman, dizlerinizin üstüne çökeceksiniz.

Birkaç dakika önce Şaud Yedide söylediğiniz gibi, güç oluşturmak için bir neden yoktur. Güç biriktirmek ve güç olmaya çalışmak için bir neden yoktur. Evrendeki tüm güce sahip olmanın, sonra da onun elinizden alınmasının nasıl bir şey olduğunu hissettiniz. Gücün bir illüzyon olduğunu farkettiniz. Güce ihtiyacınız yoktur. Siz zaten herşeySİNİZ.

Kendi kimliğinizi ve güç temelinizi kendi içinizde kurmaya çalışmanız gerekmez. Biri size saldıracak olursa, bir insan, sözleriyle ya da fiziksel varlığıyla sizi taciz edecek olursa, güce ihtiyacınız yoktur. Siz enerjisiniz. Sizden uçup gideceklerdir. Ve siz etkilenmeyeceksinizdir.

Geçmişte, güç temelinizi kurmaya çalıştınız. Kendinizi Yuva ve Ruh’la olan bağlantınızdan kopmuş hissettiniz, onun için de çevrenize bir güç yapısı yaratmak zorundaydınız. Şimdi ise bunu yapmak gereği olmadığını farkediyorsunuz. İhtiyacınız olan her şey an’dadır. Şimdi ihtiyaç duymadığınız şey ise, an’daki güçtür. Orada her şey yolundaysa, pekala ise, güç illüzyonuna neden gerek duyasınız ki?

İnsanlar güçlü ve dayanıklı olmaktan söz eder. Bunun arayışı içindedirler. Bunu arzu ederler. Bunun peşine düşerler. Şimdi buna gerek yoktur. Bunu yaşamınızda kullanın. Bu güç kavramını bir illüzyon olarak kullanın. Kullanın bunu yaşamınızda. Nasıl hissettirdiğine bir bakın. Başlangıçta biraz çıplak hissedebilirsiniz. Bu eski kavramın tümünü bir anda bırakmamak eğilimine sahip olabilirsiniz.

İçinizden bir korku çıkıp şöyle diyebilir, “Ama tüm gücümü bırakacak olursam, o zaman gerçekten bir şey gelip beni teslim alacaktır, tüketecektir.” Deneyin sevgili dostlar, onu bırakmayı deneyin. Hiç bir varlığın ya da grubun sizi asla tüketemeyeceğini keşfedeceksiniz…asla. Siz kendinize has ve kendi içinizde bütünsünüz. Bu farkındalık için, bu güç illüzyonu için sizi bugün alkışlıyoruz. Ve bunu da söyledikten sonra, sizinle sohbet etmekten mutluluk duyacağız.

1.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Tobias biz, “otistik” etiketiyle damgalanan çok sayıda çocuğun, Yeni Enerjilere uyum sağlamakta zorlanan Shaumbra’lar olup olmadığını merak ediyorduk. Torunumuz neredeyse üç yaşında ve “otistik” olarak damgalandı. Biz, doğduğundan beri onun Shaumbra olduğunu hissettik. Bu çocukların kendilerine tutunmalarına ve onları bunaltan, karşı koyamadıkları bu enerjilere alışabilmelerine yardımcı olmak için yapabileceğimiz şeyler hakkında bir önerin var mı?

TOBIAS: Gerçekten, şimdi, bu zamanda gelen – sizi ana-baba olarak seçen – aydınlanmış varlıkların çoğu, hiç bir karma temeline sahip olmadan gelmektedir. Çok açık ve berrak bir biçimde gelmektedirler. Ancak çok duyarlılar, ve çevrelerindeki tüm titreşimlerden derinden etkileniyorlar. O kadar duyarlılar ki, bazen dengeden çıkıyor ve bir insan olarak bu dünyadaki odaklarına tutunamıyorlar. Böylece çoğu sizleri ana-baba, ve rehber, ve öğretmen olarak seçmiştir. Onlar sizin enerjinizi tanıyorlar. Sizin enerjiniz onları besleyecek ve koruyacaktır.

Çok açıklar, ve hissediyorlar. Ama yine de, çevrelerindeki her şeye uyumlanmakta zorlanıyorlar. Kendilerini güvende hissetmeleri önemlidir. Bu (güven) onlara, topraklanmaları için, başka şeylere göre çok daha fazla yardımcı olacaktır. Onlarla konuşun. Onlara, birlikte yarattığınız o güvenli alandan söz edin.

Kendilerini Gaia’nın sevgisine topraklamalarından söz edin….Gaia, o kendi içinde öylesine değerli, öylesine değerli bir ruhtur ki, öylesine besleyici ve sevecen bir ruhtur ki. Gaia’ya topraklanmalarını sağlayın. Kendilerini, kökleri güçlü bir biçimde Gaia’ya, dalları da cennetlerin enerjilerine açılan bir yaşam ağacı olarak düşlemelerini sağlayın. Evet, böyle bir topraklanma ve tanrısal enerjiyi alma kombinasyonu, buna yardımcı olacaktır.

Açık ve berrak insanlar olarak bu dünyaya geri gelmekle, bu zor rolü seçtiklerini biliyorlardı. Ve sizin sürekli güven tazelemenize ihtiyaçları vardır….oo, özellikle de her hangi bir davranışta bulundukları zaman. Bir anlamda, hangi hisler içinde olurlarsa olsunlar, sizin her zaman yanlarında olacağınızı bilmek istiyorlar.

Böylece evet, sözünü ettiğin bu sevgili varlık Shaumbra’dır….yuvadan gelen aile, daha önce birlikte olmuş bir aile, Tanrısal İnsan enerjisini bu zamanda Dünya’ya getirmek yolculuğuna çıkmış bir aile anlamında Shaumbra. Shaumbra, katılmak zorunda olduğunuz bir grup değildir. Bu sadece, daha önce birlikte olduğumuz ve ortak bir yolu yürüdüğümüz, ve insan kılığında Dünya’dayken, Ruh’un açılmasına, yayılmasına izin veriyoruz anlamına gelir.

2.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Tobias, bir insan öfke içindeyken, 3-B(boyutlu) bir ölümle ölürse, o kişi kızgınlığını ve sınırlı inançlarını perdenin öbür yanına birlikte götürür mü? Yakın zamanlarda geçiş yapmış bu ruhlara, niyet edip, dönüştüren mor ışını göndermekle, astral düzeydeyken kızgınlıklarını dönüştürmelerine yardımcı olabilir miyiz?

TOBIAS: Doğrusu, bu bize bir dakika kadar, Shaumbra’nın üzerinde çalışacağı bir projeden söz etme fırsatı veriyor. Biz buna – şu ölümle ilgili kapsamlı konuya – daha önce değindik. Bunun üzerinde, siz (daha) Dünya’dayken çalışılmalıdır.

Birisi öldüğü zaman, tüm sorunlarının, tüm yanlış-anlamaların ya da dengesizliklerin gittiğini sanıyorsunuz. Sevgili, sevgili Shaumbra, bu hiç de böyle değildir. Dünya’dayken öfke içinde olan biri öldüğü zaman, burada da öfkelidirler. Bu, kendinizi birdenbire fiziksel bir bedende olmadığınızı düşlemek kadar basittir. Bilinç, ister istemez değişecek değildir, özellikle de aydınlanmamış halde olanlar için.

Shaumbra buraya geri geldiği zaman, genellikle geçiş işlemini anlar. Dualiteyi beraberlerinde taşımak zorunda olmadıklarını anlarlar. Ama insanların büyük bir çoğunluğu, öfke içinde olduğu zaman, buraya da öfke içinde gelir. Tanrı’yla ilgili çok kısıtlı ve katı inançlara sahiplerse, buraya bununla gelirler.

Daha önce de söylediğimiz gibi, Dünya düzeyini terk etmiş, buraya geri gelmiş ve bekleyen milyonlarca ve milyonlarca ve milyonlarca insan vardır. Onlar yargılanmayı beklemektedir. Onları gelip ziyaret eden en büyük melekleri (bile) dinlemiyorlar. İsa’nın gelip onları kurtarmasını ve yargılamasını bekliyorlar.

Biz onlara yaklaştığımız zaman, bizi içeri bırakmazlar, çünkü bu tek varlığı bekliyorlar. Hatta Yeshua, Sananda enerjisi onların arasında gezindiğinde, onu farketmediklerini bile size söyleyelim. Şöyle dediler, “Bu bir aldatmaca, bir hile.” Onun için, biz gerçekten onların neyi beklediğinden pek emin değiliz!

İnsanlar geçiş yaptıkları zaman, çoğu zaman bize kadar bile ulaşamıyorlar. Enerjileri biraz Dünyaya-bağlı bir halde kalıyor. Artık fiziksel bir bedende olmadıklarını anlıyorlar ama tümüyle bizim tarafa gelmek için kendilerine izin vermiyorlar. Genellikle olan şudur, çok kısa bir süre için bedensiz halde kalırlar.

Sonra, insan biçimine hemen geri gelmek için güçlü bir çekim hissederler. Yaşamlarını gözden geçirmek için zaman ayırmazlar. Bizim taraftaki “psikolog melek”le konuşmak için zaman ayırmazlar. (kahkahalar) Anında dualiteye geri gitmek isterler. Kızgınlık ve öfke de çok kez içlerindedir. Dengesizliğe sahiptirler ve bununla büyürler.

Bu zordur, çünkü yaşamlar arasında bir geçiş dönemine ihtiyaç vardır. Ama çok varlık bunu seçmez. Gittikten birkaç gün ya da hafta sonra insan biçimine geri gelen insanlar vardır. Bunu çok sık olarak, onlar bir savaşta öldürüldükleri zaman göreceksiniz. Sevdikleri biriyle birlikte olmak için geri gelmek isterler. Bu, onları anında Dünya’ya geri çeker.

Biz sizi, ölüm ve geçiş konuları üzerinde Shaumbra Üniversitesinde çalışmanız için cesaretlendiriyoruz. Yeni Enerji ölümü, fiziksel bedeni zarafetle, incelikle nasıl terk edeceğinizle ilgilidir….gitmeden önce nasıl bırakacağınızla…buraya vardığınız zaman ne bekleyeceğinizle ilgilidir.

Oo, size meydan okuyanlar olacaktır. Evet, evet, onlar, yargılanmak için orada bir sıra olduğuna, yargılanmak için bekleyen büyük bir günahkarlar sırası olduğuna inanmak istiyorlar. Ne kadar bağış yaptıklarına ya da yaşamları sırasında ne gerçekleştirdiklerine göre cennetin belirli düzeylerinden birine kabul edileceklerine inanmak istiyorlar.

Bunların hiç biri, sevgili dostlar, gerçek (realite) değildir. Bunların gerçek olacağı, insan sağduyusuna, insan mantığına bile sığar mı? Sanmıyoruz! Böylece sana bu soru için ve biraz da Papa vari konuşabilmek fırsatına teşekkür ederiz. (kahkahalar)

3.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Geçenlerde bana okumam için, “Ben Oyum” adında, 30 yıl önce yazılmış bir Eski Enerji kitabı verildi. Sadece şöyle bir üstünden geçtim, ve mesajı temel olarak Tobias’ın bize söylediğiyle aynıydı – içine dön, zihnini devreden çıkart, ve Şimdiki anda kal. Sen, ehliyetinin üstünde yazan ad değilsin. Bunların tümü bir illüzyondur. Peki Yeni Enerji, bundan 30 yıl sonra bakanları nasıl etkileyecek? Onlar için daha hızlı ve daha kolay mı olacak? Tobias, gelecekte enkarne olacak meleklerin, (burayı) atlayıp Yeni Dünya’ya gidemeyeceklerini söyledi. Bu, hâlâ aynı mesajın geçerli olacağı anlamına mı geliyor?

TOBIAS: Sevgili dostlar, modern tarihin akışı içindeki bilgelik kitaplarına bakarsanız, mesajımızın tekrar ve tekrar ve tekrar yinelendiğini göreceksiniz. Biz bunu çok farklı biçimlerde söylüyoruz, çünkü dinleyen çok farklı kulaklar vardır. Ama mesajın özü aynıdır. Gerçek aynıdır:

SEN DE TANRISIN.

Ve Cauldre, biz hâlâ o kitabın çıkmasını bekliyoruz! (kahkahalar)

Ama sevgili dostlar, perdenin bu yanında, bu mesajı tekrar tekrar topraklamak amacıyla birçoğunuzla konuşanlarımız vardır. Ben Tobias, bu mesajı iletebilmek için, yeni zamanların akışı içinde birçok insanla ilişkiye geçtim. Onların çoğu (ve siz), kanal olduğunun farkında değildir, ama öyledirler.

Ve biz bu mesajı vermeye devam edeceğiz – SEN DE TANRISIN. Sizler, Tanrısal İnsanlarsınız. Her şey sizin içinizdedir. Bu, büyük sevgi üstadı Yeshua’nın basit mesajıydı. Ama bu, kiliseler tarafından tekrar tekrar çarpıtılmıştır, onun için bu mesajı yeni seslerle ve yeni yollardan sürekli geri getirmek zorunda kalıyoruz.

Yeshua yolda bir insana rastlardı. Onlara şunu derdi, “Baba, senin içindedir. Tanrı, senin içindedir. Sen Tanrısın. Şifa mı bulmak istiyorsun? Ben seni şifalandıramam. Ben senin için bir mucize gerçekleştiremem. Ama sana kendini nasıl şifalandıracağını gösterebilirim. Dengeye nasıl geri geleceğini gösterebilirim.” Onun sözlerini izleyen çok kişi vardı. Yeshua ile alay eden çok kişi vardı. Onun sözlerini izleyip, Ruh’un kendi içlerinden ortaya çıkarak fiziksel bedenleri şifalandırmasının, ve daha birçok başka mucizeyi gerçekleştirmesinin nasıl bir şey olduğunu öğrenen çok kişi vardı. Ve evet, doğrusu, İsa bir başkası üzerinde asla bir mucize gerçekleştirmemiştir. Bunu, kendileri için yine kendilerinin nasıl gerçekleştirebileceğini göstermiştir.

4.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Tobias, sen bize birçok ilginç konuk getirdin. Ve ben bir konuğun gelmesini rica ediyorum. Ben, Muhammed’i duymaktan çok mutlu olacağım.

TOBIAS: Bu çok ilginç, çünkü biz bunun sohbetini yapıyorduk. Cauldre, Muhammed’in ne zaman geleceğini sordu. Onun enerjisi çok, çok kez İkinci Çemberde bulunmuştur. Ama biliyor musunuz, o bir anlamda – nasıl desek – olup biten başka şeylerle çok meşguldü. (yoğun kahkahalar) Gelmesi programa alınmıştır, ama doğrudan, öncelikli bir konuk olarak burada bulunmak istemeyişinin, enerjisel nedenleri vardır.

Birçok üstadınızla ilgili çok şaşkınlık, karışıklık hakimdir. Onlar bazen öne çıkmamayı tercih ederler. Enerjilerin ya da dikkatin onlara odaklanmasını istemezler. Şu insanların onları izlemesini istemezler. Ve tartışmaları engelleyecek dengenin gerekliliğini bilirler. Ama bu sorun için sana teşekkür ederiz, ve Muhammed’in burada olacağından emin ol. Onunla konuştuğumuzdan – geldiği zaman sizin için çok çarpıcı bir mesajı olacağından – emin ol. (kahkahalar) Evet gerçekten, zamanında bu yönüyle de tanınıyordu.

5.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Tobias, Gaia’nın ham petrolü nasıl imal ettiğini bize söyleyebilir misin?

TOBIAS: Bu soruyu yanıtlamanın birçok yolu vardır. Bilimsel düzeyde, Gaia sadece gezegeninizde olan yaşam (canlı) biçimlerinin moleküler yapılarını, birçok farklı enerjisel kaynakla birleştirerek yeniden düzenlemektedir.

Bu yağın bir anlamda “Gaia’nın teri” olduğunu da söyleyebilirsiniz. Bu, Gaia denen bu harika organizmaya ait tüm dönüşmelerin ve enerjisel hareketlerin bir yan ürünüdür.

Bu ham petrolün, insanlar tarafından kullanılması uygun olmuştur. Gaia açısından bununla ilgili bir kızgınlık ya da dargınlık söz konusu değildir. Ama sevgili dostlar, bildiğiniz gibi, Dünya’nız üzerinde enerjilerin bir sonraki düzeyine geçmek zamanıdır. Bir dakikaya kadar bunun hakkında konuşacağız.

6.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Tobias, akıl hastası olan, yani bizim akıl hastalığı dediğimiz şeye sahip olan sevdiğim bir insana, en iyi şekilde nasıl şefkat aracı (vasıtası) olabilirim? Ve ilaçlar olmadan akıl hastalığını nasıl iyileştirebiliriz?

TOBIAS: Sen zaten bir şefkat aracı oldun. Sen de bunu biliyorsun. Sinirlerinin bozulduğu günler oldu. Ama, oo, bu, yaşamına çok sevinç ve yeni bir anlayış getirmiştir. Bu, insanların bunu yaşamında seçtiklerini bilmek kadar basit bir şeydir. Bu, doğanın bir hatası değildir. Tanrı’nın verdiği bir ceza değildir. Onlar bunu çeşitli nedenlerden dolayı seçerler.

Eğer daha da anlayışlı ve şefkatli olmak ve bunların tümünün nasıl kurgulandığını görmek istiyorsan, kanal ol, hisset ve yaşamlarında bunu neden seçtiklerinin dinamiğini daha fazla anlamana yardımcı olmasını sevdiğin bu insandan iste. Duyacağın bazı şeylere sen de şaşıracaksın.

Ve eğer şöyle diyorsan, “Ama Tobias, ben nasıl kanallık edileceğini pek bilmiyorum”, bu yanlıştır, çünkü sen bunu uzun zamandan beri gerçekleştiriyorsun, özellikle de bu kişiyle. Ne söyleyeceklerini ‘duymak’ amacıyla onların hislerine girmek için kendine izin ver. Sana harika bir öykü anlatacaklardır, geçmişteki seni de içeren bir öykü. Sen o zaman, seni onlara bağlayan Eski Enerjiyi salabilirsin. Onlara yepyeni bir biçimde, yepyeni bir anlayışla bakabilirsin.

Akıl hastalığı, iyileştirilebilen bir şey değildir. Bu, biri doğduğu zaman anlaşma gereği perdenin bizim yanından getirilen bir haldir. Onlar bunu – senin özürlü olarak nitelendireceğin, oysa hiç de öyle olmayan bu hali – çeşitli nedenlerden dolayı seçerler.

Ve evet….bunu yeterince nasıl söyleyebiliriz ki? Akıl için geliştidiğiniz şu ilaçlar, uyuşturucular, bilinç tekamülüne engel olmaktadır. Bunların zaman zaman bazı şeyleri dengelemeye yaradığını biliyoruz. Durumu daha rahat bir hale getirmektedirler. Ama biz bunlardan yana değiliz. Bu insanların, akıllarını kısıtlayan bu ilaçları bırakmalarına yardımcı olacak ve homeopati doktorlarınızın verebileceği homeopatik özler, (ilaçlar) vardır. Böylece biz sana homeopatları görmeni öneririz, onlardan birkaçı bugün bu odadadır. Onlarla, ne yapılabileceğini konuş. Onlar seni bu toplantıdan bulacak ve seninle konuşacaktır, çünkü yürekli şefkatle doludur.

7.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Tobias, ben 2001 yazında öteye geçmiş bir arkadaşımı sormak istiyorum ve onun neden….son iki haftadır onunla bir bağ kurmamın anlamı nedir, çünkü bundan önce onunla hiç bir bağ kurmadım. Ve sanki çok sık geliyor. Ben sadece onun nasıl olduğunu ve bunun ne anlama geldiğini bilmek istiyorum.

TOBIAS: Burada kalabilirsin. (Tobias bunu soruyu soran ve mikrofondan uzaklaşmaya başlayan kişiye söyler) Seninle konuşmak istiyoruz. (kahkahalar) Pekala, onunla konuşurken, sana nasıl olduğunu söylüyor?

7.SHAUMBRA: İyi, çok iyi. Aslında olağanüstü iyi.

TOBIAS: Ve burayı, bizim tarafı beğeniyor mu?

7.SHAUMBRA: Çok.

TOBIAS: Ve, Dünya’ya geri gelmeyi istiyor mu?

7.SHAUMBRA: Evet.

TOBIAS: Ve, ne bekliyor?

7.SHAUMBRA: Sanırım bizim yeni okulu, Shaumbra Üniversitesini bitirmemizi bekliyor. (yoğun kahkahalar ve alkışlar)

TOBIAS: Biz gülüyoruz, ve Cauldre gülüyor. Cauldre…. finansman gibi şeyler, bu okulu destekleyecek enerjilere duyulan gereksinimler gibi şeyler, bazen ona meydan okuyor. Böylece biz de bunu gündeme getirmek için sinsi planlar yapıyoruz. (devam eden yoğun kahkahalar) Ve işin güzeli, o da bunu biliyor.

Peki, kendini nasıl hissediyorsun, o arkadaşın gittiğinde nasıl hissettin, ve sence o (dünyayı) terk etmeden önce onunla neden bir bağ kurdun? O çok kısa dönemin anlamı neydi? Buna çok açık ol. Kendine izin ver. Nasıl kanal olacağını biliyorsun.

7.SHAUMBRA: Sanırım merak ediyordu, ya da sanırım, ben o zamanlar varlığımın enerjisini çok tuttuğum için beni seçti. Ben (varlığımla) çok bağ kuruyordum. Ve o beni çok güldürüyordu. Bu kadar sık gelmesi şaşırtıcıydı, ve o….kendiyle ilgili belli bir bilgeliğe sahipti.

TOBIAS: Hem de, zamanının yaklaştığını biliyordu. Ve, bir çok insanın ölmekle ilgili sahip olduğu korku ve endişelerden bazılarına o da sahipti. Bir yaşam deneyiminin güzelliğini ve sevincini bir düzeyde anlıyordu, ve bunu terk edip bizim tarafa gelmeyi anlıyordu.

Ama bunun ona hatırlatılmasına ihtiyacı vardı. Yaşama ait nimetlerin ona hatırlatılmasına ihtiyacı vardı. Hatta fiziksel bedeni bırakıp, bizim tarafa gelmede bile bir sevinç olduğunun ona hatırlatılmasına ihtiyacı vardı. Bizim tarafta, neyi doğru ya da yanlış yaptığını görmeyi bekleyen, öc alan ya da yargılayan bir Tanrı olmadığını anlamaya ihtiyacı vardı. Bunlardan bazılarını unutmuştu.

Onun, bilgeliğe sahip birinin mevcudiyetine ihtiyacı vardı. Onun için de sana geldi. Bir bağ kuruldu. Bu ona olduğu her şeyi ve öğrendiği tüm şeyleri hatırlatıyordu. Ve o sana çok minettardır. Ve bundan dolayı sana gelmeye ve şaka yapmaya devam ediyor.

Ve evet, gerçekten, gerçekten de geri geliyor. O gerçekten, kendi tanrısallıklarıyla merkezlenmiş ve topraklanmış bir grup insanı bekliyor. Böyle bir aileye getirilmek istiyor. Zor ailelere geldiği birçok yaşamı oldu. Ama bu bilge varlık, artık bunu seçmenin bir anlamı olmadığını biliyor. Eğer bir seçime sahipsen, seni Yeni Enerjide sevecek ve besleyecek bir aileye geri gelmeyi şimdi seçebilirsin. Ve onun da beklediği budur.

8.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Tobias, benim bu sabah meydana gelen, uzay mekiği Columbia kazasıyla ilgili bir sorum var. Ben, bu yedi ruhun bu alemden bugün gitmek için gönüllü olduğuna inanıyorum. Ve şu ana kadar nasıl olduklarını bilmek istiyordum, ve belki de resmin bütününe bakıp, bu kararı neden bugün aldıklarını (bilmek istiyorum).

TOBIAS: Gerçekten, bunu gündeme getirmenden mutluluk duyduk. Sizler ya da insanların büyük bir çoğunluğu, dünyadan ayrılma senaryonuzu belirleyip not etmezsiniz. Mevcut potansiyeller vardır. Ama bu görevde bulunanlar tehlikeyi ve riskleri çok, çok düzeylerden biliyorlardı. Ama bugün biteceğini bilmiyorlardı ve bu asla önceden not edilip belirlenmiş değildir. Onun için de senin, hepinizin anlamasını istiyoruz, gelecekte, bize geri geleceğiniz belirli bir tarih ya da zaman yoktur. Bu tümüyle potansiyellerle ilgilidir.

Şu anda birçoğunuz…..sizler neredeyse ölümcül bir araba kazasıyla, bir faciayla, ölümle burun buruna geldiğiniz deneyimlerden geçtiniz. Ama ölümü deneyimlemediniz. Onu değiştirdiniz. Siz onu değiştirdiniz.

Şimdi, bir dakika kadar şu Columbia felaketinden söz edelim. Burada çok simgesellik (sembolizm) olduğunu ve anlaşılacak çok şey olduğunu da anlamanızı istiyoruz. Bizim söyleyeceğimiz şeyin dramına kapılmamanızı ve fakat bunu daha derin düzeylerden anlamanızı da rica ediyoruz. (Tobias devam etmek için tereddüt eder ve izleyiciler güler) Cauldre söylemek üzere olduğumuz şeyden hoşlanmadı ama biz ona rağmen size konuşacağız.

Sizin zamanınızda, uzay misyonu dediğiniz şey çok, çok kez gerçekleştirildi. Dünya’nız alemlerinin dışında olup bitenle ilgili, uzayda ne olduğuyla ilgili büyük bir merak söz konusudur. Bu doğaldır. Bilim adamları ve hükümetlerin epey bir süre önce öğrendiği şeylerden biri de, Dünya’nın enerjisel örtüsünü terk ettiğiniz zaman, uzaya çıktığınız zaman, şeylerin oldukça farklı olduğudur. Onlar, içine girilebilen muazzam enerjilerin olduğunu öğrenmişlerdir.

Kryon bu enerjilerden, bir tür kozmik kafes olarak söz eder. İçine girilebilen muazzam enerjiler vardır. Dünya’da olduğunuz zaman bunlarla bağlantı kurmak çok zordur. Böylece, onlar epey bir süredir deneyler yapmaktaydı. Bağlantılar kurmaktadırlar. Bazen bu bağlantıların yabancı varlıklarla kurulduğunu düşünüyorlar. Hâlâ pek emin değiller. Ama onlar titreşimleri hissediyor ve aslında titreşimleri duyumsayabiliyorlar. Onlar, gelen enerji dalgalarını hissediyorlar. Ve bu evrensel enerjilerin ne olduğunu anlamaya, ve her şeyden de öte, bunları Dünya’ya geri getirmeye çalışıyorlar.

Geçmişte bu enerjileri toplamaya çalıştıklarında…..burada sözünü ettiğimiz enerjileri bir anlamda, çok belirli titreşim ve ton modelleri olarak düşünün. Bunları daha iyi anlayabilmek için kodlarını çözmeye çalıştılar. Bunun bir dil olduğunu düşündüler, oysa değildir. Bunun başka uygarlıklara, yabancı diyeceğiniz uygarlıklara ait bir dil olduğu tahmin ediliyordu. Ama değildir. Bu frekanslara ve bu titreşimlere girdikleri zaman, bunun çok güçlü, ancak çok güvenli bir enerji saldığını keşfettiler.

Sevgili dostlar, uzaya gitmek için gerçekleştirilen onca çalışma var. Onların oraya sadece, daha büyük mısırın nasıl yetiştirileceğini öğrenmek için mi gittiğini sanıyorsunuz? (kahkahalar) Ya da farelerin birkaç gün daha fazla yaşayıp yaşamadığını görmek için mi? Hayır. Onlar bir anlamda Yeni Enerjiyi keşfettiler. (izleyiciler iç çeker) Evet. Ve bunu şu anda deneylerinde kullanmaktadırlar.

(kendi kendine güler) BİZİM bildiğimizi anlıyorlar. Hatta buradaki konuşmalarımızı bile dinliyorlar. Bizim zaten bildiğimiz şeyi anlamaya çalışıyorlar, bilmeleri gereken şeyi daha iyi anlamalarına yardımcı olmamızı (istiyorlar). Böylece, biz onları bugün selamlamak istiyoruz. (kahkahalar) Dinlediğiniz için teşekkürler! (sonradan, toplantı sırasında U.S. silahlı kuvvetlerinin 70 kez Internete girdiği tespit edildi)

Uzaydaki bu enerjiyi toplamaya çalışmak için, su-bazlı bir madde türü kullanıyorlar. Bunun çok güçlü olduğunu biliyorlar. Uzaydaki görevlerini sürdürürken, Dünya’nın güçlü manyetiklerinin dışındayken bu enerjiden yararlanabilir, onu kullanabilirler. Ama bunu Dünya’ya getirme çabaları geçmişte başarısız olmuştur.

Şimdi, bildiğiniz gibi, enerji ağı değişmiştir. Daha bir ay önce, şeyler farklı olmaya başlamıştır. Onlar çok yakınlarda bunu bilerek uzaya gitmiştir. Sevgili dostlar, enerji ağının değiştiğini anlıyorlar.

Böylece şimdi, bu çok güçlü Yeni Enerjiyi Dünya’ya getirmeye çalıştılar. Tabakalardan geçmeye çalıştılar. Onu Dünya’nın atmosferine getirmeye çalıştılar. Ve bu pek başarılı olmuyor. Pek başarılı olmuyor. Bu, hâlâ, büyük anlayışlara gereksinim duyan bir şeydir.

Bir anlamda şöyle diyebilirsiniz, insanlık bilinci, onun buraya geri getirilmesine izin vermeyecektir. O, insanlığın kullanımı için fazla güçlüdür şu anda. O, sizin nükleer silahlarınızın kaba, kaba ve küçük görünmesine neden olacaktır. Gezegeniniz, onun şimdi buraya getirilmesinin ve beklentisi (gündemi, agendası) olanların eline verilmesinin büyük felaketler doğurabileceğini bilecek bilince ve titreşime yeterince sahiptir. Columbia’da olanlar, bir anlamda, evet, bugün yaşamlarını feda ederek, bunun bu zamanda buraya getirilmemesini sağlamışlardır.

Araştırmalar olmaya devam edecektir, ama bu enerjiyi dış alemlerden Dünya’ya getirmenin zor olduğunu dünya hükümetlerinin anlaması için, şimdilik daha az güvenli ya da inandırıcı olacaktır. Onlar, deneylerine devam edeceklerdir.

Şimdi, sizce bu neden sabah haberlerinizde manşet olup, muhabirlerin bu kazayla ilgili, “her hangi bir enkaz görürsenin, dokunmayın. Yaklaşmayın” demesine neden oluyor. Çünkü ne olduğundan emin değiller. Haberlerinizde, casusluk projeleri ve her türlü şeyle ilgili geniş kapsamlı spekülasyonlar yapılacaktır. Bu da bir amaca hizmet eder, çünkü gerçek kapılarını açar. Evet, araştırmalar yapılacaktır. Ve evet, onların uzaydayken, buraya döndükleri zaman sözünü bile etmedikleri şeyler gerçekleştirdiğini, bazı kişiler keşfedecektir.

Şimdi, sevgili dostlar, buna fazla takılmamanızı rica ediyoruz. Biz, daha derin düzeylerde olan biteni anlamanızı sağlamaya çalışıyoruz. Yaşamınızdaki dualiteyi, ve beklentileri (gündemleri, agendaları) ve dramı saldığınız zaman, bunları paylaşmak çok kolaylaşacaktır, çünkü o zaman, buna odaklanmak için fazla zaman harcamayacağınızı bileceğiz.

Ama evet, biz onların Yeni Enerjinin ne olduğunu anlamaya başladığını, size aylar önce, aylar önce söylemiştik. Siz Yeni Enerji yaratıyordunuz. Biz size daha o zaman, şu anda bu enerjinin tarafınızdan kullanılamayacağını, ama Yeni Enerji yaratmakta olduğunuzu, ve bunun evreninizde biçimlendiğini söylemiştik. Burada, bunun bir örneğini görüyorsunuz.

9.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Merhaba Tobias. Baltalamak (sabotaj) ve özellikle de kendini –baltalamak hakkında konuşabilir misin? Eğer ben Tanrı ve bir meleksem, bunu neden yapıyorum?

TOBIAS: Korku var….güçlü olmak korkusu vardır. Aynı zamanda da, güce sahip olmamak korkusu vardır. Bu, senin içinde olan bir çelişkidir. Ve sen yalnız değilsin. Bunu deneyimleyen çok kişi vardır. Eğer kendini açacak olursan, içindeki canavarın belki ortaya çıkacağını, geçmişte evrenleri yok etmiş olan, seni yok etmiş olan canavarın çıkacağını hissediyorsun. Böyle bir çelişki söz konusudur. Böyle bir kendini-baltalama söz konusudur.

Shaumbra, kapıların açılması gerektiğini biliyorsunuz. Duvarları yıkmak zorunda olduğunuzu biliyorsunuz. Ama siz sadece kapıyı biraz aralıyorsunuz. Ve sonra bir şey hissettiğinizde, biraz rahatsızlık duyduğunuzda, geçmişin eski şeylerini hissettiğinizde, kapıyı hemen kapatıveriyorsunuz. Böylece son zamanlarda, epey bir kapı açıp kapamalar olmuş, epey menteşeler aşınmıştır! (kahkahalar)

Kendini-baltalamakla ilgili soruyu bugün sorman uygun olmuştur, çünkü sevgili Shaumbra, sen şimdi, gücün bir illüzyon olduğu anlayışına ulaştın. Güç kavramını salıver. Artık, kendini baltalaman için bir neden yoktur.

Kendini en kapsamlı, en muhteşem biçimde içinde bulunduğun anda ifade edebilmek için, kendine izin ver. Bunun seni başlarda biraz rahatsız etmesine izin ver. Geçmişe ait eski hislerin geri gelip seni ziyaret etmesine izin ver. Geçmişe ait eski hislerin, insanların ya da deneyimlerin seni neden ziyarete geldiğini, şimdi biliyorsun. Onlar senin sahip olduğun şeyi görmek istiyorlar. Senin aydınlanmış halini hissetmek istiyorlar. Tanrısallığını hissetmek istiyorlar.

Böylece biz sana, bunların tümünü salıver diyoruz. Gücün bir illüzyon olduğunu, senin sadece var olan olduğunu anla. Baltalama ve kendini-baltalama yok olacaktır. Senin bununla çok çelişkide olduğunu biliyoruz. Ve bu seni her şeyden çok yormaktadır….çok, çok yorgunsun. Bunu bırakmak zamanıdır.

Sevgili Shaumbra, birlikte olduğumuz bir gün daha geçirdik……anda olduğumuz bir gün daha geçirdik….yeni anlayışlarla….yeni paylaşımlarla….yeni risklerle…. Yeni Enerjiyle bir gün daha geçirdik.

Hiç bir zaman yalnız değilsiniz.

Ve öyledir!

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.