Ders Onbir: Teşekkürü Kendine Et

Crimson Circle’de (Kırmızı Çemberde) sunulmuştur

Babalar Günü, 17 Haziran 2001

TOBIAS: Ve öyledir, sevgili dostlar, Shaumbra olan ailemizle yeniden biraraya gelmekteyiz. Çemberimizde biraraya gelmekteyiz. Sizinle burada oturup, gerçek kimliğinizin gerçeği ve umudu ve sevgisinin ortaya çıkmasını sağlayacak tanrısal iradeyle ilgili, bu yeni enerjiye geçmek ve bu yeni alana geçmekle ilgili konuşmalarımızı sanki daha birkaç dakika önce yapmışız gibi. Ve şimdi, bu Yaratıcı Dizisinin, Onbirinci Dersi için geri gelmiş bulunuyoruz. Aileyle birlikte geri geldik.

Bazen, alanınıza ilk girdiğimizde, sevgimizi ifade edebilmek bize zor gelmektedir. Buradaki enerji o kadar tatlı ki! Hatta, gelmekte olan sevgiyi, buradaki sevgiyi ifade edebilmeye çalışmak bile bize zor gelmektedir. Bu gerçekten çok, çok tatlı (bir enerji). Biz burada, inanılmaz bir yolculuk yapmış insanlarla dolu bir alanda, bir çemberde bulunmaktayız. Yuvayı terk edişiniz, sanki binlerce yıl önceymiş gibi. Siz bu çalışmalara, birçok meydan okumalara karşın, sevgiyle dolmak için devam etmektesiniz. Bu gibi zamanlarda, birbirinizle – insanla insanın – ve şimdi gelmekte olan meleklerle biraraya gelebilmek için toplanmaktasınız. Bu ne kadar tatlı bir yeniden-kavuşmadır! Sizinle konuşacağımız çok şey vardır.

Onbirinci Ders, yüzeysel olarak oldukça basittir, ama kesinlikle de meydan okuyucudur! Bunu size açıklamak için sabırsızlanmaktayız. (kahkahalar) Ama şimdi, sevgili dostlar, derse başlamadan önce, bir-iki dakikalığına konuşmak istiyoruz. Bugün ikinci çembere gelmekte olan varlıklar, bu odaya akmakta ve size katılmaktadır. Buraya gelen çok, pek çok varlık vardır ve onlar özel bir enerjiye sahiptir; birkaç dakikaya kadar bundan söz edeceğiz.

Onlar şimdi ikinci çembere girmektedir. Sizler, yani insanlar, birinci çemberdedir. Sizler, onur çemberindesiniz. İkinci çembere girmekte olan diğerleri, gözlemleyen varlıklardır. Onlar, davet edilmiş misafirlerdir. Şimdi burada bulunmalarının özel bir nedeni vardır. Burada bulunmalarının özel nedeni, bu dersin enerjisiyle ilişkilidir. Bu çembere girmektedirler. Bu alana gelmektedirler. Sizinle birleşmektedirler. Enerjilerini hissedin, çünkü o tanıdıktır. Bu, bildiğiniz bir enerjidir. Geçmişin güçlü izlerini taşımaktadır.

Bu materyeli okurken, size bir enerji armağanı getirdiğimizi bilin. Bu enerji şimdi, siz bunu okurken burada ve erişilir haldedir. Bunu size, zamanın geri kalanında sizinle kaynaşırken ve siz bu dersi özümserken getirmekteyiz. Bu enerjiyi getiren melekler, DNA’nızın ve varlığınızın en derin düzeylerinde çalışan, ve kim olduğunuzun Tümü’nde en derin düzeylerde çalışan bu melekler, ikinci çemberde toplanan varlıklardır. Böyle toplanmışken, bu sevgi ve onur enerjisini alın. Biz size bu kutsal ve kutsanmış enerjiyi vermekteyiz. Bunu getirmekteyiz ve siz bu enerjiyi en derin düzeylerinizde deneyimleyebilirsiniz. Bu, aslında Babalar Gününde verilmiş bu mesajla birlikte, bizim size armağanımızdır.

Ben, bireysel olarak, bu baba enerjisinin özel gününde beni, Tobias’ı buraya davet ettiği için, Cauldre’ya (Geoffrey Hoppe) teşekkür ediyorum. Cauldre ve benim, baba ve oğul olarak Dünya üzerinde yürüdüğümüzden bu yana uzun bir zaman geçti. Ben o dönemleri hiç bir zaman unutmadım! Onlar hep özel olmuştu. Ben, Tobias için bugün çok dokunaklı ve çok duygusal bir gündür. Sana teşekkür ediyorum oğlum, utanmana rağmen. (kendi kendine güler)

Şimdi, şu anda ikinci çemberinize kimlerin geldiği hakkında konuşalım. Bu enerji, bu yaşamda babanız olarak tanıdığınız enerjidir. Babanız belki hala yaşamaktadır, belki de perdenin bu yanında bize katılmıştır. Belki de yeniden dünyaya gelmiş (enkarne olmuş) ve şimdi sizin torununuzdur! Onun şimdi burada bulunmasının önemli bir nedeni vardır. Eğer onun enerjisini hissedemiyorsanız, eğer geçmişte baba olarak bildiğiniz enerjiyi aranmaktaysanız, yönünüzü biraz değiştirin. Biraz farklı bir alana bakın. Onun enerjisi, sizinle dünyada yürüdüğü zamanlardan anımsadığınız özellikte değildir. Perdenin bu yanında, onun enerjisi farklıdır. O, bu Dünya üzerinde yürüdüğü zamanlarda birleştiği enerjilerin çoğunu bırakmış ve temizlemiştir. Yönünüzü biraz değiştirin ve onu hissedebileceksiniz. Bu bildiğinizden daha “temiz”, daha az “çöp” dolu bir enerjidir. Ama o bu zamanda, çok iyi bir nedenden ötürü gelmektedir.

Bu ziyaretin, bazılarınızı acıttığını bilmekteyiz. Pek de hoş olmayan zamanlar geçirdiğinizi bilmekteyiz. Babanız yüzünden, yaşamınız sırasında çok şifalardan geçtiğinizi bilmekteyiz. (çok duygusal bir şekilde) Ama o bugün, kendisi için de çok önemli olduğu için gelmektedir. Onun için de ilerlemek zamanıdır. Bu Baba enerjisinin daha derin bir anlayışına sahip olmak zamanıdır. Böylece, o sizin alanınıza gelmekte ve yanıbaşınızda durmaktadır. Getirdiği sevgiyi – o koşulsuz sevgiyi – kabul edin.

Babanızla belki harika bir ilişkiniz oldu. Yaşamınızdaki bu enerjiye belki hayrandınız. Siz babanızdan, güçlü olmayı ve sağlam durmayı ve bilgeliği ve sevgiyi öğrendiniz. Babalarıyla çok sevgi dolu ve çok pozitif bir ilişkiyi seçmiş olan kişiler vardır.

Babanız belki hala insan bedeni içinde Dünyada bulunmaktadır. Onun ruhu kesinlikle şu anda da sizinle birliktedir. O yanınızda oturmaktadır. Onun bilinçli insan yanı, aranızdaki gerçek ilişkiyi o kadar da iyi anlamamaktadır, ama tanrısal olan yanı, meydan okumaları ve sonuçta, ilişkinizin bir parçası olan sevgiyi bilmekte ve anlamaktadır. Şimdi gelmekte olan babanızı, hala Dünyada olsada, hoş karşılayın. Ve, size apaçık gelen şeyin ötesinde daha büyük bir iyiliğin ve gerçekleştirilen daha büyük bir hizmetin olduğunu anlayın.

Eğer biyolojik babanızı hiç tanımadıysanız, eğer yaşamınızda bu biyolojik babanın enerjisi olmadan büyüdüyseniz, bunun böyle olmasının nedenleri olduğunu anlayın. Bu ders boyunca sizinle geçireceğimiz zamanın sonunda, bunun neden böyle olduğu hakkında daha büyük bir anlayışa sahip olacaksınız. Ama bu şimdi biyolojik babanız olan, belki hiç karşılaşmadığınız ama hala enerjisel olarak size bağlı olan varlıktır. Bu baba şimdi burada sizinle birliktedir, yanınızda oturmaktadır.

Bu alan şimdi çok güçlü bir eril enerjiyle doludur. Bunu kabul etmek, sizin açınızdan zor olabilir. Bu belki de içerlemelerin ve kızgınlığın ve duyguların yükselmesine neden olmaktadır. Bunun nedenleri vardır. Bu, size şimdi geliş nedenimizin bir parçasıdır.

Şimdi, sevgili dostlar, birlikte paylaştığımız bu anı, baba dediğiniz bu varlıktan gelen sevgiyi ve enerjiyi kabul etmekle değerlendirin. Bu zamanı, bu enerjiyi içinize getirmek için kullanın. Bu zamanı, tüm bu sevgi ve duygusallık enerjilerini dengelemek amacıyla şimdi gelmekte olan koşucularınızın ve meleklerin sevgi ve enerjilerini kabul etmek için kullanın. Bu enerji hep sizinle birlikteydi ve Yuvayı terk ettiğinizden beri de, sizin için önemli bir dengeyi oluşturmuştur. Bu enerjiyi varlığınıza getirmek için bu zamanı kullanın. Onu nefesinizle içinize çekin. Tüm varlığınıza derin nefesler alın, bunu okurken bile. Bu zamanda size gelmekte olan çok sevgi ve çok iyilikler vardır. Yuvayı terk ettiğinizden beri, birçok zorluklardan geçtiniz. Size çok onur ve sevgi duyulmaktadır.

Şimdi bir an için duraklayın. Derin nefesler alın ve size getirdiğimiz sevgi armağanlarını kabul edin.

(duraklama)

Şimdi bir dakika kadar yolculuğunuz hakkında konuşalım. Bu “baba” enerjisini bu yere neden davet ettiğimiz, ve yolculuğunuzun bir parçası olarak onun neden önemli olduğu, ve bunu neden Yaratıcı Dizisinin Onbirinci Dersine bağladığımız hakkında konuşalım.

Biz krallıktan söz ederken, kullandığımız “Yuva” meselini daha derinden anlamayı isteyen kişiler vardır. Biz, Kral ve Kraliçeden özellikle ve kasten söz ettik. Biz, prens Jack’in öyküsü hakkında konuştuk. Bir kral ve bir kraliçenin olmasının neden önemli olduğunu soran kişiler vardır. Başka kişiler de, Jack’in neden kadın değil de, erkek olduğunu sormuştur. Kadın olsaydı, “Jacqueline” olurdu. (kahkahalar) Nedenini anlayabilmenize yardımcı olabilmek için, baba enerjisiyle yüklü bu günü bekledik.

Bizim birçok benzetmeler ve simgeler ve mecazlarla konuştuğumuzu anlayın, çünkü bazen bu bilgiyi insan diline çevirmek zordur.

Krallıkta, herşey Bir’di. Herşey tekildi. Krallıkta tekil bir ifade vardı. Ama bu Bir’liğin, Yuvanın sevgi ve mutluluğunun bir noktasında, Ruh, Tüm Olan, Ebedi Olan, Tanrı, içsel bir bakış edinme zamanı olduğunu anladı. Varlığın, neden var olduğunun daha büyük bir anlayışına gelmek zamanıydı. Tüm Olan için, Kendinin, yaratılışın tümünün, yapılmış olan herşeyin hesabını çıkartmak zamanıydı. O noktaya kadar herşey, tekil ve dışa dönük bir ifadeydi.

Ruh içine bakmayı düşündüğü an, aynada Benliğine bir göz atmayı düşündüğü an, bir olan iki oldu. Tanrı, artık Benliğine bakmak yeteneğine sahipti. Krallıkta tekil olan enerji, şimdi Kral ve Kraliçe olmuştu. Bu, sizin deyiminizle, bir “eril” enerji, ve bir de “dişil” enerji haline gelmişti. Ve bu ikisi arasında bir “evlilik” meydana gelmişti. Hala birlik vardı, hala teklik vardı. Ama şimdi, Ruhun içine bakmak ve Benliğiyle ilgili derin düşüncelere dalmak isteği, anında, Dünya üzerindekinden farklı bir dualiteyi, bizim Kral ve Kraliçe, Ana ve Baba dediğimiz iki enerjiyi yaratmıştı.

Sözümüz, dünya üzerindeki bu yaşamında dişi bir biyoloji içinde bulunan kişilere, krallıktaki tahtta ağırlıklı olarak “dişi” enerjinin oturduğu gerçeğini siz takdir edeceksiniz. Bu, eril ve dişil olarak 50/50 dengelenmemiştir. Sizin düşünce tarzınıza göre, Ruh ve Tüm Olan’da ağırlık, dişil enerjidedir. Ve tekrarlıyoruz, burada dikkatinizi çekmek istediğimiz bir şey vardır. Biz, en kolay şekilde anlaşılması için bazı terimleri kullanmaktayız.

Dişil enerji, bildiğiniz gibi, doğurgan bir enerjidir. Yaratıcı bir enerjidir. Sevgiyle dolu ve besleme, büyütmeyle dolu bir enerjidir. Krallık, öncelikle besleyici, öncelikle yaratıcı ve öncelikle doğurgandır. Onun için biz, Yuvanın enerjisinin ağırlıklı olarak dişil olduğunu söylemekteyiz.

Sizin toplumunuzda Tanrı ve Ruh’tan “Baba” olarak söz etmeniz, ilginçtir değil mi. Bu aslında “Ana” olmalıydı! Bu, Ana olmalıydı. Ve biz onun için bu enerjide şimdi bundan söz etmekteyiz. Zaman, bir şifanın oluşma zamanıdır. Enerjinin değişme zamanıdır. Sizin içine girmekte olduğunuz yeni enerji, sevgili dostlar, ağırlıklı olarak “dişil” bir enerjidir. Bu dengelidir, ama Krallıkta bildiğiniz enerjiye geri dönmektedir.

Krallıkta birlik vardı, ve o sonra ikiye geçti. Bunlar Kral ve Kraliçeydi. Birbirlerinin gözünün içine baktıkları an, birbirlerine ve yarattıkları herşeye besledikleri sevginin en büyüğünü gördüler. Birbirlerinin kalbine baktıkları an, sevginin ne olduğunu anladılar; Ruhun bunu anlaması, daha önce hiç bir şekilde mümkün olmamıştı. Aşk öykülerinin aslı buydu. Şimdi birbirine bakabilen Kral ve Kraliçe, aşık olmuştu. Ve aşık olunca da, Kraliçe, Jack adını verdiğimiz bir oğlan doğurdu. Bu, insanlar olarak Dünya üzerinde bile kullandığınız, baba, ana ve çocuk üçlüsüdür.

Kral ve Kraliçenin sevgi ürünün, enerji olarak erkek olmasının çok nedenleri vardır. Erkek (eril) enerji genellikle – ve tekrarlıyoruz, biz mecazlar ve simgeler kullanmaktayız – yolculuğa çıkan bir enerjidir. Bu enerji arar ve yolculuk yapar. Krallıkta bile güce ve sağlamlığa sahip olan, erkek enerjiydi, yolculuk yapan yine oydu. Böylece, Kral ve Kraliçe, onlar adına yolculuk yapabilmesi için, erkek enerjiden oluşan bir oğul doğurdu.

Şimdi bu gerçekten, biyolojik olarak bir erkek miydi? Hayır. Biz burada anlamanıza yardımcı olacak terimler kullanmaktayız. Biz burada, başkalarına öğretirken kullanabileceğiniz ve anlamalarını sağlayacağınız terimler kullanmaktayız. Kral ve Kraliçe arasındaki sevginin sonucu, yolculuk yapacak bir oğlandı. Kral ve Kraliçe, Jack’in bir gün Krallığı terk edeceğini biliyordu. Bu, aşk planının bir parçasıydı. Jack daha bunu bilmezken, onlar biliyordu.

Onlar, Jack’in bir gün şu “Ateş Duvarı” dediğimiz şeyin içinden geçeceğini biliyordu. O Yuvayı terk edecekti. O İlk Çemberi terk edecek ve hiçbir şeyin var olmadığı boşluğa girecekti. Kral ve Kraliçe’nin, İlk Çemberin dışında, Ruhun asıl yaratımının dışında, neyin var olduğuna dair hiç bir fikri yoktu. Ama ana-babası oldukları yegane oğulları, oraya yolculuk edecekti. Bu onları bir anlamda da korkutmaktaydı, çünkü evlatlarına ne olacağını bilmiyorlardı. Bir başka anlamda da, yolculuğun arkasında yatan sevgiyi anlıyorlardı.

Her biriniz Jack’siniz. Her biriniz, Krallığı terk ederek ötesine….ötesine giden gezginlersiniz. Siz, Tüm Olan’ın dışına çıktınız. Uzun bir süredir bunun hakkında konuşmamıza rağmen, siz hala bunun altında yatan şeyleri tam olarak anlamamaktasınız. Ama sevgili dostlar, bu sizin ve Jack’in yaptığı inanılmaz bir yolculuktu, ve hala da inanılmaz bir yolculuktur. Siz Tüm Olan’ı terk ettiniz.

Şimdi size bakıyoruz. Tüm Olan adına gerçekleştirdiğiniz şeylerin altında yatanları bile anlayamamaktasınız. Ruh için, tüm yaratılış için, siz olmasaydınız gerçekleştirilemeyecek şeyleri keşfetmek için, yolculuğa devam etmek için, Krallığı terk ettiniz. Yaşamının küçük bir anlamı olduğunu düşünenler, onun gerçekte ne denli büyük bir anlama sahip olduğunu anlamamaktadır. Size neden bu kadar büyük bir onurla geldiğimizi daha anlamamaktasınız. Belki şimdi, Tüm adına yaptığınız şeyleri anlamaya başlarsınız.

Böylece, Jack adında bir oğul doğuran Kral ve Kraliçe vardı. Jack bir gün tahtın sahibi olacaktı. Ama Jack bunu yapmadan önce, deneyimlenmesi gereken şeyler vardı. Genişlemesi ve dengelenmesi gereken şeyler vardı. Ve evet, oh evet, bilim adamlarınız ve fizikçileriniz, buraya gelebilmek için kullandığınız enerjisel yolu görmeye başlamaktadır! Onlar, evreninizin yaratılışının başlangıcını görmeye başlamaktadır. Onlar, Ateş Duvarından geçip de uçarak gelirken yaydığınız en temel titreşimsel tonları anlamaya başlamaktadır. Onlar bu şeyleri araştırmaya ve zihinlerinde tartmaya devam edecektir, ama sevgili dostlar, eninde sonunda, bunun tek bir olay olmadığını – tek bir big bang (büyük patlama)- olmadığını anlayacaklardır. Bu daha çok, Jack olan hepiniz Ateş Duvarından geçip de, kendinizi boşlukta bulduğunuz zaman meydana gelmiş bir olaydır. Siz ve tüm diğer varlıklar Krallığı terk ettiğinde tek bir büyük patlama değil, birçok büyük patlamalar meydana gelmiştir.

Şimdi Jack’in yolculuğuna geri dönelim. Jack’in ve hepinizin enerjisi, ağırlıklı olarak erildi. İlk Çemberin, Krallığın dışına yolculuk edebilmek için bu eril enerjiye gereksinim vardı. Her biriniz, biyolojik olarak dişi olsanız da, güçlü bir eril enerji taşıdınız. Şimdi bunu şifalandırmak zamanıdır. Şifalandırmak zamanıdır. Bunun yeniden dengelenme zamanıdır. Yeni enerjiye girdikçe, varlığınızda çok daha fazla bir “dişil” dengeye sahip olacaksınız.

Gelecek birkaç yıl içinde, yeni enerjide doğacak çocukların babası olacak erkekler – biz onlara berrak babalar demekteyiz, çünkü eski enerji niteliklerine fazla sahip olmayacaklardır- yeni bir güce ve yeni bir dengeye sahip olacaktır. Bu yeni, berrak babalar, kendi biyolojik çocuklarıyla daha yakın ve güçlü bir sevgi ilişkisine sahip olacaktır. Onlar çocuklarıyla oynamak için geçmişteki babalardan daha fazla zaman ayıracaktır. O çocukları büyütmede ve onlarla ilgilenmekte yardımcı olacaklardır, çünkü varlıklarında daha iyi bir dengeye sahip olacaklardır. Eril ve dişil enerjinin daha iyi bir dengesine sahip olacaklardır.

Şu anda babalarınız ve onların babaları ve onların babaları, size katılmaktadır. Bu enerjiye yardımcı olan melekler, yara almış bir şey üzerinde onlarla ve sizinle çalışmak için şimdi gelmektedir. Bu, siz Yuvayı terk ettiğinizden bu yana şifalanmak ve dengelenmek ve uyumlanmak ihtiyacında olan bir şeydir.

Hazır babalardan söz etmekteyken bir dakika karma hakkında konuşalım. Kendi ruhsal karmanızı bir yaşamdan ötekine taşıyıp durdunuz. Bildiğiniz gibi bu, geçmişteki deneyimlerinizi temel alarak, size zorluklar hazırlardı. Ve yine bildiğiniz gibi, karma döngüsünden çıkmayı seçebilirsiniz. Herhangi bir zamanda karma döngüsünden çıkmak seçimini bilinçli olarak yapabilirsiniz. Karmik döngüden çıkmak için, önceden belirlenmiş bir sayıda yaşamlardan geçmek ya da belirli miktarda bir ıstıraba katlanmak zorunda değilsiniz. Bu atlıkarıncanın durması için gerekli olan tek şey, hazır olduğunuzun bilinçli kabulüdür. Hepsi budur! Geri gidip de Dünya üzerindeki her bir yaşamı ve Dünyaya gelmeden önceki zamanı temizlemek zorunda değilsiniz. Bunu yapmak zorunda değilsiniz! Karmik döngüden çıkmaya hazır olduğunuz her sefer, şimdi zamanı olduğunu söyleyerek bunu yapabilirsiniz.

Şimdi, bunu şimdiden yapmış kişilerin bildiği gibi, çok şey meydana gelmektedir. Bazı şeyler oldukça harikadır, ama yaşamınızda her zaman da kolay olmayan bir dizi değişimler oluşur, çünkü hızlı ve yoğun değişimlerden geçmektesinizdir. Bu bedeninizi de etkileyebilir, çünkü karma enerjisi, bedensel varlığınızda depolanan bir enerjidir. Siz şimdi karmayı artık taşımak istemediğinize göre, onun bedeninizden çıkacak bir yol bulması gerekmektedir. Bu geçici bir süre için, acı verici olabilir. Bir süreliğine sizi tüketebilir ve yatağa bağlayabilir. Yaralara ve çıbanlara neden olabilir, çünkü bu eski enerji dışarı çıkmaya çalışmaktadır. Ama siz bu şeylerle başa çıkmayı ve bunları bırakmayı iyi öğrenmektesiniz.

Şimdi başka bir karma çeşidinden söz edelim. Bu, “atalardan kalma bir karma”dır. Bu DNA’nızda, biyolojinizde kayıtlıdır. Bu bir “ailesel” karmadır. Bundan söz etmemizin nedeni, babalarınızın, ve onların babalarının, ve onların babalarının ve onların babalarının burada bulunmasındandır. Onlar şimdi bu karmayı şifalandırmak için burada bulunmaktadır. Siz ruhunuzun karmik döngüsünden çıkmayı seçtiniz. Ama hala gitmemek için oyalanan başka bir karma vardır. Bu, atalardan kalma karmadır.

Bu alan, sadece, atalardan kalma karmayı da bırakmak zamanıdır, demenizi bekleyen çok varlıkla doludur. Varlığınızda ve yaşamınızın kurgusunda, sadece ruhsal karmanızın değil, ailesel karmanın da olduğunu biliyor musunuz? Bu, beş kuşak önce, ve on kuşak ve yüz kuşak önce yapılmış şeylerin karmasıdır. Bu, bir kuşaktan ötekine biyolojinin içinde taşınmaktadır. Siz bunu aslında, belirli kan bağlarında hüküm süren hastalıklarda görmektesiniz. Ailenizde şeker hastalığına bir eğilim varsa, bu karmik olarak DNA’nızda taşınmaktadır. İçinizde taşınan duygular – atalardan kalma karmik duygular- da vardır. Şimdiki yaşamınızda şifalandırmaya çalıştığınız, babanızın ataları tarafından beşyüz ve bin ve ikibin yıl önce yaratılmış olaylar vardır. Ve siz, yaşamın neden bu kadar zor ve meydan okuyucu olabildiğine şaşmaktasınız? Söylediğimiz gibi, bu artık sizinle ilgili değildir.

Şu anda bu alana gelmekte olan binlerce varlık vardır. Tanıdığınız babalar ve tanımadığınız büyük babalar bir sıraya dizilmiş, bu şifanın gerçekleşmesini beklemektedir.

Krallığı terk etmek için eril ağırlıklı bir güce ihtiyacınız vardı. Buna ihtiyacınız vardı. Ama bu eril ağırlıklı güç, bu gezginci enerjisi, aynı zamanda savaşçı enerjisiydi de. Krallığı terk edip de boşluğa geldiğinizde, gerçekten birbirinizle savaşmaya başladınız. Kendinizde taşıdığınız bu eril enerji, kesinlikle bir yapıya ve disipline sahipti. Bu kalp enerjisi olmaktan çok, akıl enerjisiydi. Bu bir savunma ve yolculuk yapma enerjisiydi. Siz hepiniz bunu kendinizde taşıdınız. Bu Babalar Gününde bunu şifalandırmak ve dengelemek ve bırakmak zamanıdır. Buraya gelmekte olan misafirlerin burada bulunma nedeni budur.

Onlar şimdi, kan bağınızın bir parçası olan bu atalardan kalma karmayı şifalandırmaya ve bırakmaya hazır olup olmadığınızı sormaktadır. Sessizliğinizin içinde ve yüreğinizden bunu şimdi bırakmanızı sizden rica ediyorlar. Bu onları da özgürleştirecek ve şifalandıracaktır. Kendinizle getirdiğiniz bu eril enerjiyi, bu baba enerjisini hissedebilmek için bir an sessiz olun. Siz bu enerjiyi, Yuvayı terk ettiğinizden beri kendinizde taşımaktasınız. O şimdi dengelenmek ve şifalanmak ihtiyacındadır. Karma, bu Baba enerjisi şifalanmak istemektedir. Ve bunu yapmak sevgili dostlar, sevgi dolu, besleyici, yaşam-verici Ana enerjisinin daha dengeli bir biçimde öne çıkmasına izin verecektir. Sadece Babanın enerjisini değil, atalarınızın enerjisini de bırakmak ve şifalandırmak size uygun geliyorsa, bunu şimdi gerçekleştirin.

(duraklama)

Şimdi burada durmakta olan atalarınızdan oluşan uzun bir sıra var. Size daha önce de söyledik,

“Bu artık sizinle ilgili değildir.” Şimdi artık yeni enerjide çalıştığınıza göre, bunun gerçekliğini gittikçe daha çok görmektesiniz. Bu artık sizinle ilgili değildir. Siz kendi geçmişinizi şifalandırdınız ve şifalandırmaktasınız. Ve şimdi de, diğerlerinin geçmişini şifalandırmaktasınız.

Bu kavramı anlayan dini kuruluşlarınız bile vardır. Onlar ataları için dua etmektedir. Hangi günah işlenmiş olursa olsun, atalarının cennette onlara katılmasına dua etmektedirler. Onlar bir dereceye kadar, bunun arkasında yatan enerjiyi anlamaktadır. Atalardan kalma bir karma olduğunu anlamaktadırlar.

Ah dostlar, burada çok değişim meydana gelmektedir. Çok, çok değişim. (duygusal bir duraklama)

Eril ağırlıklı enerjinin bir niteliği de, güçlü bir egodur. Kadınların buna sahip olmadığı anlamı çıkartılmamalıdır. Biz egoyu, eril ağırlıklı bir enerji olarak sınıflandırmaktayız. Ego. Sevgili dostlar, Jack’in eril enerjiler üstlenmesi önemliydi. Bunu yapmakla, egonun vurgulanmasına neden olmuştur. Bu, Jack’in yapacağı uzun yolculuk için önemli ve gerekliydi.

Siz egoyu çok iyi öğrendiniz! O size, insan bedeni içindeyken, hatta daha buraya gelmeden önce, iyi hizmet etmiştir. Ama siz, bu egonun kötü bir şey olduğuna dair bir hisse sahipsiniz. Spiritüel çalışmalar içinde olan öyle kişiler vardır ki, egonun öldürülmesi gerektiğine inanmaktadırlar. İlerleyebilmeniz için, egonuzun yok edilmesi, ortadan kaldırılması gerektiğine inanmaktadırlar. Bu gerçek değildir. Egonun sadece birleşmeye ve şifalanmaya ve dengelenmeye gereksinimi vardır. Bu eril ağırlıklı enerji size iyi hizmet etmiştir.

“Ben” anlamına gelen latince bir kelimeden türemiş olan Ego…. I-go (Ben gidiyorum). I go. Jack’in de yaptığı buydu. Kral ve Kraliçeye veda için el salladı ve “Ben gidiyorum şimdi ( I go now)” dedi. Ve siz ve Jack, Ateş Duvarından geçerken, ego gelişmişti bile. Gelişmiş olması gerekiyordu, çünkü daha önce hiç ayrılık diye bir şey olmamıştı. Hiç bir zaman, kim olduğunuzla ilgili bir kimlik kaybı olmamıştı. Bu ego geliştirildi ve o önemliydi. O sizin için bir kimlik, ait olma duygusu yarattı.

Egonuz zamanla saflaştı. Dünyaya gelip de fiziksel bir beden edindiğinizde, egonuz arttı. Egonuz, sevgili dostlar, geçmişe dayandırabildiğiniz tek şeydi. Egonuz, Ateş Duvarından geçtiğiniz zamandan ve boşluğa yaptığınız yolculuklardan, Dünyaya gelişinize kadar sizinle birlikte olan tek şeydi. Kralı ve Kraliçeyi ve Krallığı terk ettiğinizde muazzam bir kayıp ve ayrılık duygusu hissettiniz. Egonuz, sizinle birlikte gelen yegane sabit, değişmez olan şeydi. Ego. “I go, (Ben gidiyorum)” dedi Jack. “Ben boşluğa gidiyorum, Ben bir maceraya gidiyorum.” Ego.

Egonuzla savaşmak için bu kadar çok zaman harcamanız ilginçtir. Onu suçlamaktasınız. Onu öldürmeye ve yok etmeye çalışmaktasınız. (kendi kendine güler) Ve bunu yapamadığınızı gördünüz! O sizin ayrılmaz bir parçanızdır. O Yuvaya olan yegane bağlantınızdır. O, her zaman sizinle olan, Yuvanın anısıdır.

Siz yeni enerjiye geçtikçe, ego da dönüşmektedir. O değişmektedir. Siz değişmekte ve dönüşmektesiniz. “I go (Ben gidiyorum)” yerine, “I AM (Ben Benim)” olmaya başlıyorsunuz. BEN BENİM. Yeni enerji budur. Eril ve dişilin, Kralla Kraliçenin yeni dengesi budur. Yeni denge budur. Sevgili dostlar, egonuza sevecen ve yumuşak davranın. O içinizde olan bir baba ya da eril ağırlıklı bir enerjidir. Onu, bu yaşamdaki kendi biyolojik babalarınızı, ve onlardan önce gelmiş babaları ve doğmanızı sağlayan Krallıktaki Babanızı seveceğiniz ve kutsayacağınız kadar sevin ve kutsayın.

Düşünüp taşınılacak ve gözden geçirilecek çok bilgi vardır. Biz kısa bir öykü anlatacağız. Biz bir erkeğin, bir ışık işçisinin, bir Shaumbra’nın öyküsünü anlatacağız. Bu, James adını verdiğimiz kişinin öyküsüdür.

James çoğunuz gibiydi. James bu yaşama, temizlik, son bir temizlik ve tamamlama için gelmişti. James, geçmişte de birlikte olduğu bir aile soyu seçmişti. Burada bir dakikalığına konunun dışına çıkmamıza izin verin.

Dünyada yeni bir beden ve yeni bir yaşam edinirken, ailenizi kesinlikle siz seçersiniz. Ama ulaşılır olan milyonlarca ve milyonlarca ailelere bakıp da “Ben bunu ya da şunu seçiyorum” demezsiniz. Bu, bu kadar da basit değildir. Geldiğiniz kan soyuna bir yakınlığınız vardır. Genellikle, geçmişte birlikte olduğunuz bir aileye geri dönmeyi seçersiniz.

Bir ülkeden ötekine, bir ırktan diğerine sıçradığına inanan kişiler vardır. Sevgili dostlar, bu o kadar da geçerli değildir. Siz kalıpları izleme eğilimindesinizdir. Geçmişte bir parçası olduğunuz aileleri izlersiniz. Kendi büyük büyük büyük babanız olabileceğinizi biliyor musunuz? (kahkahalar) Bu o kadar alışılmadık bir şey değildir, çünkü siz belli soylara, belli kan bağlarına geri gelmeyi seçersiniz. Bunun, şu anda ayrıntılarına girmeyeceğimiz, çok nedenleri vardır.

Kutsal Yazılarınızda, Dünya üzerindeki oniki kabile ve aileden söz eden öyküler vardır. Bunlar bir anlamda geçerli ve gerçektir. Bu oniki kabileden, belli bağlantılar türemiştir. Sizler, çok yakın yıllara kadar bu bağlantıların içinde kalmak eğiliminde oldunuz. Aşağı yukarı 50 yıl öncesine kadar, oldukça sıkı kan bağları içinde kalmak, alışılmış bir şeydi. Bu şimdi değişmektedir ve değişmesinin de çok nedenleri vardır. Şimdi bunu tartışarak değerli zamanımızdan almak istemiyoruz. Ama aynı ailesel kalıplar içinde kalmak eğiliminde olduğunuzu anlayın. Onun için kendi genlerinize hayranlık dıyarsınız. Aile ağacınızda, kendinizi birkaç kez bulabilirsiniz! (kahkahalar)

Şimdi, James Dünya üzerinde bir yaşam daha seçmekteydi. Daha önce birlikte olduğu bir aile seçti. Oldukça aşina olduğu bir soy seçti. ( “aile ve “aşina” sözcüklerinin arkasında yatan ortak enerjiyi fark edin.) (çvr. aile = family, aşina, tanıdık = familiar) Dünyadaki bu yaşamına, çok sıkı ve çok sert bir baba seçerek geldi. Babası katı-kalpliydi.

James bu yaşamına, sevecen ama zayıf bir anneyi seçerek geldi. Tekrarlıyoruz, bu dersin arkasında yatan enerjiye bakarsanız, gözünüze çarpandan çok daha fazlası olduğunu görürsünüz. Kontolü ve disiplini elinde tutan, talepkar ve katı bir baba. Az sevgi veren, ama çok kurallar, prensipler veren bir baba. Sevecen ama korkan bir anne….babanın bu eril enerjisinden korkan bir anne. Yüreğini tam olarak açmaktan korkan bir anne. Anne zayıftı.

James büyüyüp de ergenlik yaşına geldiğinde, bu sıkı baba enerjisinden hemen uzaklaşmak istediğini farketti. Çünkü bu aynı zamanda, hiç bir bağ kuramadığı kiliseye gitmesini de talep eden bir enerjiydi. Bu kiliseye hiç bir yakınlık duymuyordu. Çünkü o bu kilisede, sert bir Baba, kötü bir Baba, yargılayıcı bir Baba, ve cezalandıran bir Babayı öğreniyordu. Tanrı’nın bu şekilde olduğunu öğreniyordu. Baba olan Tanrı’nın. Kinci, kızgın, anında parlayan, acımasız ve sıkı. Onun öğrendiği buydu. Bunu, sıkı bir eril enerji tarafından kontrol edilen, seçtiği biyolojik ailede öğreniyordu.

Ergenlik yaşına geldiğinde, ailesini hemen terk etti. Hemen terk etti ve kendi başına bir yolculuğa başladı, çünkü bu yaşamını şifalandırması gerektiğini, ruhsal düzeyinde biliyordu. Kendini ve geçmişini şifalandırması gerektiğini biliyordu, ama tüm aile soyunun karmasını da şifalandırması gerektiğini bilinçaltında biliyordu.

Oh ve bildiğiniz gibi James, hepsi de onu yeni düzeylere çıkartan, hepsi de ona iyi hizmet eden birçok farklı şeyleri ve birçok farklı düşünce okullarını denedi. Ama yaşamında hala çok zorluklar vardı. İlişkilerle ilgili zorluklar vardı.Yaşamındaki kadınlara kalbini nasıl açacağını pek bilemiyordu. Dişi enerjiyle nasıl bir ilişki kuracağını bilemiyordu, çünkü gördüğü örnek zayıftı. Annesinden bildiği dişi enerji, sevgisini zar zor ve yetersiz bir biçimde ifade edebiliyordu. James diğer kadınlarda sevgiyi bulmaya çalışıyor ama bununla nasıl başa çıkacağını bilemiyordu. Bu öyküde, göze çarpandan çok daha fazlası vardır, sevgili dostlar.

James sonunda, sevgisini ifade edebilen ama kendi doğrusunda da durabilen bir kadın buldu. O, eril ve dişilin sağlıklı bir dengesine sahipti. Ama James çocuk istemiyordu. Başka bir insanın da, kendisinin çektiği acılardan geçmesini istemiyordu. Böylece o bir seçim yaptı ve karısı da bu yaşamda çocuk sahibi olmamayı kabul etti.

Arayışa birlikte çıktılar. Birçok sınıflara gittiler. Birçok gruba dahil oldular ve yol üstünde çok şey öğrendiler. Ama yine de, dertlerinin çoğu devam etmekteydi. James’in yaşamında bolluk sorunları vardı. Bir işte tutunma sorunları vardı. Ve karısıyla olan ilişkisi olgunlaşıp da eskimeye yüz tuttuğunda, onunla, yani bu dişil enerjiyle ilişki kurmak sorun oldu. Kendi kendine, derin düşüncelere dalarak, onu pek de fazla anlamayan, ama yapmayı bildiği tek şey bu olduğu için, Baba olan Tanrıyla konuşarak çok zaman geçirdi. Acımasız ve kızgın olduğunu öğrendiği bu Tanrı Babayla konuşarak çok zaman geçirdi. Ama Ruhla başka nasıl bir ilişki kurulur, bilmiyordu. Ruh hep Baba enerjisi olagelmişti.

Çok mücadelelerden ve öğrenimlerden ve zorluklardan sonra, bir noktada James Kırmızı Çemberin materyelini okumaya başladı. Aile enerjisiyle bir bağlantı kurmaya başladı. Öncelikle, neden Dünyada bulunduğunu anlamaya başladı. James’in yaşamı yeni bir anlama sahip olmaya başlıyordu. Oh ve kesinlikle, eski yöntemlerin çoğunu bırakmak zordu. Ama neden burada bulunduğunun yeni anlayışlarına gelmeye başlamıştı.

Yaşamında bazı iyi şeyler olmaya başlamıştı. James her zaman takdir eden bir insan olmuştu ve her zaman oturup, Baba olan Tanrı’ya ve Meleklere ve Rehberlerine şükranlarını ve dualarını sunardı. Ama sonra, çoğunuzun deneyimlediği gibi, sanki o zor günler yine geri gelmiş gibi olurdu.

Kırmızı Çemberin derslerini gayretle çalışan James, bir gün işine gitti ve büyük bir zam aldı. Hiç ortada yokken, ona büyük bir zam yapılmıştı. Mutlu olmuştu ve kendi kendine şöyle dedi, “Bu gerçekten işe yaramaya başladı. Ben gerçekten bir yaratıcı olmaya başladım, Ben gerçekten tezahür ettirmeyi öğreniyorum, yaşamımda olan şu şeylere bir bak!”

James o gece evine gitti, meditasyon odasına girdi, kapıyı kapattı, mumları ve tütsüleri yaktı, ve kristalleri parlattı. (kendi kendine güler) Tüm söylediğimiz şeylere rağmen, o bunları hala tutuyordu. (kahkahalar) James dua etti ve şükretti ve şöyle dedi, “Sevgili Baba, işimde gelen takdir ve zam armağanı için sana teşekkür ederim, çünkü şimdi artık faturalarımı zamanında ödeyebilecek bolluğa sahip olacağım. Şimdi sevgili karıma, her zaman vermeyi istediğim bazı şeyleri alabilmek bolluğuna sahip olacağım.” James devam etti, “Sevgili melekler, sevgili melekler, bunu ayarladığınız için size teşekkür ederim. Ve ah evet, sevgili koşucular, sizi daha pek anlamıyorum ama yarattıklarımı sağladığınızı anlıyorum. Size teşekkür ederim. Mutluyum ve öğreniyorum. Ben bir yaratıcı olmayı öğreniyorum. Yaşamımda daha fazla bolluk yaratıyorum.”

Ve Kral ve Kraliçe ve rehberler ve melekler ve koşucular tarafından temsil edilen Ruh ve hepsi bunu duyabiliyordu. Çünkü onlar sizin bütün sözcüklerinizi duyarlar. Ve onlar gülüp, kafalarını kaşıyorlardı. Ve evet, Ben, Tobias’da oradaydım. Ben de şaşkına dönmüştüm ve “James neden Ruha, meleklere ve rehberlere, pek de anlamadığı ve hatta korktuğu bir Tanrı Babaya paye vermekte. James neden kendi başarıları için başkalarına paye vermekte? Bizim güzellikleri, iyilikleri, ortada hiç bir neden yokken, Shaumbra’ya öylesine sadaka gibi dağıttığımızı mı sanmakta?” diye düşündüm.

Ve biz güldük ve eğlendik ve dedik ki, “Derslerden birinde aileye bundan söz etmeliyiz. Bu, en önemli derslerden biri haline gelecektir. Biz James’e ve her birine – teşekkürü kendinize edin – diyeceğiz.”

Onbirinci Ders: Yarattığınız şeyler için Teşekkürü Kendinize Edin. Bu basit bir derstir ama size meydan okuyacaktır. Yaşamınızda yarın iyi bir şey olduğunda, şöyle demek isteyeceksiniz, “Oh sevgili Tanrı Baba, teşekkür ederim.” Onun yerine, kendinize teşekkür edin!

Ders Onbir: Kendine Teşekkür Et. Bunun bu kadar önemli olmasının bir nedeni vardır. Kendinize ettiğiniz teşekkürün enerjisi, tanrısallığınızın besini gibidir. Bu, içinizde büyümekte olan Mesih Tohumuna verilen gübre ve su gibidir. Kendinize teşekkür ettiğinizde, bu içeriye bir takdir ve kabulü iletir. Herhangi başka birine ya da herhangi başka bir şeye teşekkür ettiğinizde – Kral ve Kraliçeden tutun da, rehberlerinize ve meleklerinize, koşucularınıza ve Tobias’a ya da arada bir yerde bulunan herhangi birine kadar – gerçek anlamda gücünüzü teslim etmiş olursunuz. Onu bir başkasına vermektesinizdir. Bize teşekkür ettiğinizde biz bunu kesinlikle duymaktayız. Teşekkürleriniz ve alçak gönüllüğünüz, yaşamlarımıza pırıltılar katmaktadır. Bizimle konuşmanıza bayılıyoruz, ama sevgili dostlar, teşekkürü kendinize edin! Varlığınızın içinde çiçek açmaya başlayan bir tanrısallık, bu Mesih Tohumu var. Bunu içinizde görmekteyiz.

Siz uyanmaktasınız. Bu Mesih Tohumunun ihtiyacı olan enerji, tanrısallığınızın ihtiyacı olan enerji, kendi sevgi ve takdir enerjinizdir. Onu bize vermeyin. Bizim ona ihtiyacımız yoktur. Biz sizi derinden sevmekteyiz, ama kendinizi besleyin. Teşekkürü kendinize edin. İlk kez bazı şeylerin hallolmaya başladığının, gerçekten hallolmaya başladığının örneklerini yaşamınızda görmeye başlayacaksınız. Yeni anlayışlara gelmeye başlayacaksınız. Cansız nesnelerin size konuştuğunu duymaya başlıyorsunuz. Oh evet, daha geçen gün kahve kavanozu Cauldre’ya konuştu! (kahkahalar)

Bu ne kadar komik görünürse görünsün sevgili dostlar, her nesnenin, cansız gibi dursa da, bir titreşim düzeyi vardır. Onun kendine ait bir kimliği vardır. Daha önceki oturumlarda da söyledik size, kayalar sizinle konuşmaya başlayacaktır! Ve bu gerçektir. Onlar kendilerine ait bir titreşim kalıbına sahiptir ve sizinle iletişim kurabilirler. Yaratıcı olmanın nasıl bir şey olduğunu anlamaya gerçekten başladıkça, yaşamınızda bunu hep daha fazla deneyimleyeceksiniz. Bunun yaşamınızda tezahür ettiğini göreceksiniz.

Teşekkürü kendinize edin, teşekkürü kendinize edin. Bu, katlanarak artacak ve aynı zamanda kendi uyanış yolunuzu da yumuşatacaktır. Bizim bunlara, bu teşekkürlere, bu sevgiye, bu takdire ihtiyacımız yoktur. Onu kendinize geri getirin.

Biraz önce egodan söz ettik, çünkü gidip de kendinize teşekkür ettiğinizde meydana gelecek ilk şey, bu egonun eril ağırlıklı enerjisinin fırlayıp ortaya çıkması olacaktır. Kendi kendinize şöyle diyeceksiniz, “Ben kendime teşekkür edemem.” Bu, ortaya çıkmakta olan eril egonun enerjisidir. O, ilk kez Ateş Duvarından geçtiğinizde, boşluktaki savaşlara neden olmuştur. O Dünya üzerindeki savaşlara neden olmuştur. O, Ruhun sıkı ve katı ve hatta acımasız bir Baba olarak yanlış anlaşılmasına neden olmuştur.

Siz kendinize teşekkür ettiğinizde, kendi egonuz anında korkacaktır. Onun için bu ders hem bu kadar basit, hem de bu kadar uygundur. Onun için biz bu konuyu gündeme getirmek için, bu Onbirinci Ders için Babalar Günü olan bugünü seçtik. Bunların hepsi içiçe dokunmuştur. Baba enerjisi, kalıtımsal geçmişiniz, ego ve kendinizi ruh olarak onurlandırma yeteneği.

Bu ders ne kadar basit ve kolay görünürse görünsün, bunu yapmaya karşı koyacaksınız. Bunu diğer kişilere öğrettiğinizde, onlar karşı koyacaktır. Bir engel vardır, bastırmaya ve ondan kaçmaya ve öldürmeye çalıştığınız bu eril-ego enerjisi vardır. Bu enerji hepinizin içindedir, kadın ya da erkek. Bu hepinizin içindedir. Kendinizi onurlandırın ve takdir edin. Kendinize teşekkür edin. Yaşamınızda iyi bir şey meydana geldiğinde – ve bunlar şimdi gittikçe daha sık olacaktır – iyi bir şey meydana geldiğinde, kendinize teşekkür edin.

Oh, bu başlarda biraz garip gelecektir. Elinizi alın, sağ ya da sol, hangisi olduğu o kadar önemli değildir. Göğsünüzün üstüne koyun – kendinize teşekkür edin. Kendinizi onurlandırın, kendinizi hissedin. Bunu yapmak biraz alıştırma isteyecektir, ama sevgili dostlar, bunu yaptıkça, içinizde uyanmakta olan Tanrısallığı besler ve büyütürsünüz.

Yaratılarınızı takdir etmezseniz, payeyi Ruha ya da meleklere ya da herhangi başka birine verirseniz, bu içerden büyüyen bir tohum gibi olan Tanrısallık, sıcak bir yaz günündeki bitki gibi solmaya başlayacaktır. Onun sizin sevginize ihtiyacı vardır. Tanrısallığınız, gerçek benliğinizdir. O uzun, çok uzun zamandır, bir kozanın içinde bulunmaktaydı. Gerçekte olduğunuz odur ve size bir çocuk olarak geri gelmektedir. Sevginize ihtiyacı vardır. Onun, içinizdeki Kral ve Kraliçenin dengeli sevgisine ihtiyacı vardır.

Oh, bu dersin çok daha fazla anlamları vardır, gözle görünenin ötesinde, meydana gelmekte olan dinamiklerle ilgili çok daha fazla şeyler vardır. Sevgili dostlar, Yaratıcı Dizisinin Onbirinci Dersi – sizi bir yaratıcının yeni düzeylerine çıkartacak ders – Teşekkürü KENDİNİZE Etmenizdir. Kendinizi onurlandırın ve kendinizi sevin. Biz bundan böyle birinizin bile bize teşekkür ettiğini duymak istemiyoruz! (kahkahalar)

Oh, sevdiğiniz birçok şeyi attık, ama ilerlemek zamanıdır. (duygusallaşır) Zamanıdır. Bize teşekkür ettiğinizi duyarsak, bunun artık pek uygun olmadığını…..babacan bir biçimde…(kahkahalar)….size hatırlatacağız…..(kahkahalar). Onun yerine, teşekkürü kendinize edin.

Egonun eski endişelerinin üstesinden gelmek biraz zaman alacaktır. Bununla çalışmaya ihtiyacınız olacaktır. Kendi eril ve dişil dengenizi sağlamak zorunda kalacaksınız. Bu biraz çalışma isteyecektir. Bazılarınıza bu o kadar zor gelecektir ki, belki de vaz geçip, eski yöntemlerinize geri döneceksiniz. Biz sizi, bu sözünü ettiğimiz eril enerjiyle dolu egonun eski hislerinin ötesine geçmeniz için zorlayacağız. Egonun size iyi hizmet ettiğini anlamak için, bunun ötesine geçin. “I GO (BEN GİDİYORUM” olarak tanımlanabilecek yolculuktan, “I AM (BEN BENİM)” olan yeni enerjiye geçtiğinizi anlayın.

Bu alanda şimdi çok gözyaşı var. Bunlar, sonunda meydana gelen anlayış için babalarınızın döktüğü gözyaşıdır, atalarınızın gözyaşıdır. Bu baba enerjisinin dengelenmesi anlaşıldığı için (dökülen gözyaşlarıdır bunlar). Siz şimdi, okullarınızda size öğretildiği gibi, Cennette bir Babanın oturmadığını anlamaya başlıyorsunuz. Biz size şimdi, Kralın ve Kraliçenin ve enerjinin, ağırlıklı olarak dişil ya da Kraliçe olduğunu söyleyeceğiz. Tüm Olan’ın enerjisi, ağırlıklı olarak doğurgandır ve besleyicidir ve sevgi doludur. Jack olarak sizin enerjiniz, bir gezginci enerjisiydi. Gücün enerjisiydi, ilerlemenin enerjisiydi. Bu alanda toplanmış olanlar, kederden gözyaşı dökmemektedir, tersine, şimdi onları da özgür bıraktığınızı, kendi ailenizde damgalanmış karmanın çoğunu bıraktığınızı bilmekten gelen gözyaşlarıdır bunlar. Evet, burada alkol karmasına, ensest karmaya, duygusal dengesizlik karmasına sahip olmuş aileler vardır. Siz sevgili dostlar, sevgili Shaumbra, sadece kendinizi değil, sadece kendi ruhsal geçmiş yaşamlarınızı değil, kendi soyunuzu da şifalandırmak için bu yaşama gelmekle, zorlukların en zorunu seçtiniz. Şimdi burada meydana gelmekte olan çok şifa vardır. Bu, içinizde olmaktadır; bu burada toplanan herkesin içinde olmaktadır.

Sevgili dostlar, bu şimdi o kadar basittir ki. Onu karmaşık bir hale getirmeyin. Yaşamınızda değişimler olduğunda, bu Yaratıcı Dizisiyle yaptığınız çalışmaların tezahürünü görmeye başladığınızda, kendinize teşekkür edin. Kendinizi onurlandırın. Bu Egodan kaçmayın. Onu içinizde bütünleştirin.

Sizi derinden sevmekteyiz. Sizi öğretmenler olarak görmekteyiz. Biz sizi, Shaumbra’yı, bu dünyaya açılacak ve diğer insanların yeni enerjiye geçmelerine yardımcı olacak kişiler olarak görmekteyiz. Bu, onların kendi tanrısallıklarına geçeceğini söylemenin başka bir yoludur. Onların insan kılığında rehberlere ihtiyaçları olacaktır. Onların size ihtiyacı olacaktır.

Biz gelecek şeylerin kehanetinde bulunmayız, biz geleceği görmeyiz, çünkü onu yaratan SİZlersiniz. Ama söylediğimiz gibi, biz size kanallık etmekteyiz. Biz sizin diğer insanlar için bilge ve sevecen ve güçlü ve merhametli bir öğretmen olduğunuzu görmekteyiz. Siz kendi başınıza zor bir yolda yürüdünüz. Öğrencileriniz bir zamanda gelecek ve şöyle diyecektir, “Sevgili öğretmen, yaşamımda meydana gelmeye başlayan birkaç iyi şey var. Ben daha fazla para kazanmaya başladım. Uzun zamandır uzak olduğum biyolojik ailemle yeniden biraraya gelmeye başladım. Biz duygusal ve fiziksel olarak yabancılaşmıştık. Hatta yeni bir romantik ilişkiye bile sahibim.” Öğrenciniz size şöyle diyecektir, “Sana yeni bir ilişki istediğimi söylediğimi hatırlıyor musun? Şimdi bu yeni ilişkilerin keyfini sürmeye başlıyorum.” Ve öğrenciniz size diyecektir ki, “Yaşamıma giren herşey için Tanrı’ya teşekkür ediyorum.”

Ve siz kahkahalarla gülmeye başlayacaksınız! (kahkahalar) Ve diyeceksiniz ki, “Tanrı’ya teşekkür etme, Baba’ya teşekkür etme”, ve onlar bunu pek anlamayacaklardır. Sizin onlara bir deli ders daha verdiğinizi sanacaklardır. Ama burada bulunan her biriniz, iyi öğretmenler olmak potansiyeline ve sevgisine ve gücüne sahipsiniz. Onlarla oturacak, bizim şimdi sizinle oturduğumuz gibi, ve Onbirinci Dersi – Teşekkürü Kendine Et – onlara açıklayacaksınız. İçinizde uyanan Mesihi takdir ve kabul edin. Bu şeyleri şimdi yaratanın kendi tanrısallığınız olduğunu, kendi enerjiniz olduğunu takdir ve kabul edin. Bunu yaptığınız zaman, bir bitkiyi sulamak ve gübrelemek gibi olacaktır. O zaman da, öğrencileriniz yaşamaya başlayacaktır.

Bunun olduğunu gittikçe daha çok görmeye başlayacaksınız. Yaratılarınız daha berrak ve daha güçlü ve daha tanımlanabilir bir hal alacaktır. Tanrı’ya teşekkür etmek eğiliminde olacağınızı bilmekteyiz, çünkü size öğretilen buydu. Kapınızı kilitlemek ve ışıkları söndürmek ve yatağınızın yanına diz çökmek eğiliminde olacaksınız, çünkü size öğretilen buydu. Ama sevgili dostlar, herşeyin üstünde, Teşekkürü Kendinize Edin. Ve hatırlayın Shaumbra, hiç bir zaman yalnız değilsiniz.

Ve öyledir!

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.

www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.

Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.

Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.

Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.

Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.

Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.

Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.

Sorular ve Yanıtlar

Yaratıcı (Yaratan) Dizisi – 17 Haziran 2001
Ders Onbir: Teşekkürü Kendine Et

Crimson Circle’de (Kırmızı Çemberde) sunuldu

TOBIAS: Ve öyledir, sevgili dostlar, bu soru ve yanıtlar zamanı için çemberimizde devam etmekteyiz. Bir kez daha tekrarlıyoruz, son toplantımızda yaptığımız gibi, sorulan soruları dinlemenizi ve uygun yanıt için içinize bakmanızı rica ediyoruz. Zihninize değil, bilişin yeri olan kalbinize. Bu soruları siz de yanıtlayın. Kendiniz için yanıtlayın. İçinizdeki o alanı dinlemeyi öğrenin. İçinizdeki gerçeklik alanından, Tanrısallık alanından dinlemeyi öğrenin. Bugün bu sorular sorulurken, içinizdeki gerçeğin ortaya çıkmasına izin verin.

Ve sonra da Ben, Tobias, bugün burada toplanmış olan herkes adına soruları yanıtlayacağım. Verdiğimiz yanıtların, ille de sizin sözlerinizi değil, ama aynı enerjiyi, aynı özü içereceğini bilin. Böylece, içinizden yükselen yanıtı dikkatlice dinleyin.

Sevgili dostlar, Yaratıcı Dizisinde ilerlerken ve onbirinci dersin sonuna gelirken, insanların yeni enerjiye geçerken karşılaştıkları zorluklardan bir tanesinin de, yaratmaktan korkmak olduğunu anlayın. Hepinizin içinde bir çekirdek korku vardır. Bu çekirdek korku, Dünya üzerindeki ve buraya gelmeden önceki geçmiş deneyimlerinizden kaynaklanmaktadır. Sonuçlar, sizin beklediğiniz şekilde gelişmemiştir. Bu çekirdek korku, Yuvayı terk ettiğinizde yanlış bir şey yaptığınız hissinden, bir suçluluk – spiritüel suçluluk- duygusundan kaynaklanmaktadır. Bu korku, asıl düzeyinizde, gerçekte ne kadar güçlü olduğunuzu bilmekten, herhangi bir şeyi yaratmak gücüne sahip olduğunuzu bilmekten gelmektedir. Herşey mümkündür. Sonra olan şudur; bu eski korku, bu eski spiritüel suçluluk, frene asılır ve istediğiniz şekilde yaratmanıza izin vermez.

Bunlar çekirdek sorunlardır. Siz diğer temel sorunları hallettiniz. Onlardan geçtiniz ve işlemleri tamamladınız. Biz şimdi çekirdek sorunlara gelmekteyiz. Yaratıcı olmak korkusu sorununa. Bugün, ego, eril enerji, savaşçı enerjisi hakkında çok konuştuk. Bunların hepsi, içinizden yükselecek korku sorunlarıdır.

Siz bir anlamda, “kıdemsiz bir yaratıcı” ya da “alt-kademeden bir yaratıcı” olmak isterdiniz. Siz, yaratmak yeteneğinizin sınırlarını kısıtlayan ya da kontrol eden, sizden daha yüksek ve güçlü ve üstün bir enerjinin olmasını isterdiniz. Sevgili dostlar, bunun bu şekilde olması öngörülmemektedir! Sizden daha üstün bir varlığın olması öngörülmemektedir. Jack’in öyküsünde söylediğimiz gibi, Jack birgün tahtın varisi olacaktır.

Sizin yaratma yeteneğinizi kısıtlayacak başka bir varlık yoktur. Sizi koruyacak ve yaratılarınızı ayarlayacak ve dışınızda bulunan bir Baba/Tanrı enerjisine sahip olmamaktan kaynaklanan, çekirdek bir korku vardır. Siz frene asılmak eğilimindesiniz. Biz size şimdi, bunların yeni enerjide farklı olduğunu söylemekteyiz. Kendi tanrısal benliğiniz, uygunsuz bir şekilde yaratmanıza izin vermeyecektir. Bu tanrısal denge içinizden gelmektedir. Bu, tüm geçmiş deneyimlerinizin bilgeliğinden gelmektedir. Bu, Gerçek Benliğinizden gelmektedir.

Gerçek Benliğiniz şimdi uyanmaktadır. Uzun zamandır uykuda olduğu kozadan şimdi çıkmaktadır. Uyanmakta ve ortaya çıkmaktadır. Ama ilginç olan, daha tamam ve bütün bir Benlik olmasına rağmen, bu Benlik aynı zamanda içinizden parıldayan çocuğunuz, bir Mesih Çocuk gibidir. O size aittir, ilgilenmeniz ve beslemeniz ve büyütmeniz için. Onun, “tamamlanmış” siz olması, Gerçek Benlik, Tanrısal Benlik olması ilginçtir. Gerçek Benliğiniz üzerindeki kontrolü elden bırakmanın uygun olacağını düşünürdünüz, değil mi? Onun, size geri gelen Baba/Ana Tanrı enerjisi olacağını düşünürdünüz. Oysa o Çocuktur. O, Çocuk enerjisidir. O sizin yarattığınızdır. Ve sizin onu beslemenize ihtiyacı vardır.

Şimdi, başka bir zaman bundan daha söz edeceğiz. Ama buraya ve buraya gelmek için yaptığınız uzun yolculuktan ve birçok deneyiminizden, tanrısallığınız denen kendi çocuğunuzu yarattınız, tıpkı Kral ve Kraliçenin sevgisinden Jack’in yaratılması gibi. Bu, üzerinde düşüneceğiniz bir noktadır!

Şimdi, bugünün sorularını alalım:

SORU: Tobias, tüm yaşamım boyunca, içimde neden bu kadar derin bir keder taşıdım? Bu çok cesaret kırıcı bir şey. Kalbimi hissetmekte bu kadar zorlanmamın nedeni bu mudur? Neşem, sevincim nerede? Bu garip dünya ve evrendeki yerim nedir?

TOBIAS: Bunların hepsi güzel sorulardır ve çekirdek düzeyde sevgili varlık, ve bu hissi deneyimleyen hepiniz için, bu derin keder, özellikle konuştuğumuz şeyle ilgilidir. Sen, ruhsal karmanın temelinde yatan diğer sorunları temizledin. Biz bugün atalarından kalma karmanın temizlenmesinden söz ettik. Ama senin çekirdek sorunun, çekirdek kederin, Yuvayı terk ettiğin zamana dayanmaktadır. Bu travmatik bir deneyimdi. Ateş Duvarını geçtiğinde, milyarlarca parçalara bölündün. Binlerce yıl gibi görünen bir süre boyunca, tamamen parçalanmış bir haldeydin.

Ateş Duvarını terk ettiğinde, bir boşluğa girdin. Orada hiç bir şey yoktu. Üşüdün. Krallıktan kovulduğunu sandın. Ruhtan, spiritüel ana-babandan ayırılmıştın. Tanrı’dan ayırılmıştın. Daha önce hiç böyle hissetmemiştin. Bu, hislerin en alçağıydı. Günahların aslı dediğiniz şey budur. Siz buna günah dersin, biz demeyiz; biz daha iyisini biliyoruz. Ama bu kaybolmuşluk ve ayrılık hissi, ana-babası tarafından terk edilmiş küçük bir çocuğun, neden sevgiye değer görülmediğini, neden soğukta bırakıldığını merak etmesi gibidir. Sen, anneyle çocuk arasındaki sevgi bağlantısını kaybetmiş gibi hissettin. Sen, baba sevgisiyle olan bağlantıyı kaybetmiş gibi hissettin.

Sen bu yaşamında diğer şeyleri çok temizledin ve şimdi bu son çekirdek sorun ortaya çıkmaktadır. Çekirdek sorun, yuvayı terk etmekten kaynaklanan kederdir. Bu seni zorlayacaktır, ama öncelikle bu kederi yaratan şeyi anlamak, işini kolaylaştıracaktır. Shaumbra’yı bu sorunlara geri getirmenin bir yolunu bulmak, bu ayrılık süresine bakmanızı sağlamak, onu bizim gördüğümüz gibi, aynı sevgiyle görmenizi sağlamak amacıyla Cauldre (Geoffrey Hoppe) ve doktorlarla ve Linda (Benyo) ile çalıştık. Sevgili dostlar, sizi Yuvayı terk ettiğiniz noktaya geri getirmek için, bu terk edişin nedeni olan gerçek sevgiyi anlamanızı sağlayabilmek için biz kutsal bir alan yaratabiliriz.

Shaumbra’nın yolculuğu çok zor olabilir. Sizler eski ve belki de biraz rahatınıza gelen enerjilerden ayrılmaktasınız. Eski enerjiden yeni enerjiye geçmek, iş, aile, sevdikleriniz, uzun süredir içinde yaşadığınız eviniz ve hatta düşünce tarzınız gibi size yakın olmuş ve sevdiğiniz şeylerden ayrılmayı talep eder. Bu zor bir yolculuktur.

Kapınıza gelip de sizden yardım ve rehberlik isteyen bir öğrenciyle birlikte oturduğunuzda sevgili dostlar, onlara bakacak ve zorlu bir yolculuğa adım atmak üzere olduklarını göreceksiniz. Bunu, onların yapması gerektiğini bileceksiniz. Öğretmenleri olarak, düşündükleri gibi olmayacağını anlamalarını isteyeceksiniz. Oh, bu gerçekten harikadır. Bu, Tanrısallığınızı bir kez daha keşfetmektir. Ama sevgili dostlar, bildiğiniz gibi, bu zor ve meydan okuyucudur. Bu, şimdiye kadarki yaşamlarınızda gerçekleştirdiğiniz şeylerin en zorlusudur. Diğer yaşamlarınızda belki zorluklara sahip oldunuz, ama şu anda karşılaştığınız düzeyde bir zorluk hiç olmamıştır. Siz Kılıçlar Köprüsünü geçmektesiniz. Siz eski enerjiden yeniye olan uçurumu geçmektesiniz, ve bunu tek başınıza yapmaktasınız, rehberleriniz olmadan.

Öğrencinizin önünde otururken, bunun en zorlu yolculuk olduğunu ona anlatmaya çalışacaksınız. Onlar parlayan gözleri ve büyük bir gülümsemeyle karşınızda oturup da,

“Oh, o kadar da zor olmayacaktır, ben herşeyi yapabilirim” dediklerinde, kendi kendinize gülümseyeceksiniz. Bunun en zorlayıcı şey olacağını ama şimdiye kadar da deneyimledikleri en ödüllendirici şey olacağını bilerek, kendi kendinize gülümseyeceksiniz.

Sorunu doğrudan yanıtlayacak olursak sevgili varlık, sen ayrılığın acısını hissetmektesin. Senin için meydana gelmekte olan bir şifa vardır. Sana konuştuğumuz sözcüklerde şifa vardır. Ama bununla doğrudan yüzleşeceğin bir an gelecektir. Bu ayrılık zamanıyla rüyalarında ya da deneyimlerinde yüzleşeceğin bir an gelecektir. Bu arada, sen güzel ilerlemeler kaydetmektesin. Vaz geçme, ama fazla mücadele de etme – yanıtlar sana gelecektir.

SORU: Birçok ışık işçisi bedeninde ciddi ağrılar ve başka zorluklar deneyimlemektedir. Şifalanmak için Reiki kullanabilirmiyiz? Eğer kullanamıyorsak, nasıl şifalanacağız?

TOBIAS: Bedendeki bu ağrı ve acılar, yeni enerjiye geçişin belirtileridir. Bunlar, varlığının en temel ve en derin düzeylerinde, hatta DNA’dan bile daha derinlerde meydana gelmekte olan değişimlerin belirtileridir. Bu değişimler ve bu ağrı ve acılar bir süre daha devam edecektir. Bunları yatıştırmak için çok, birçok metot vardır, ve biz, size en çok yarayanı bulmanızı önermekteyiz. Bununla mücadele etmene gerek yoktur. Eğer Reiki’nin seni rahatlattığını ve sana çare olduğunu görüyorsan, bu uygundur. Bazı kişiler de çareyi, sadece doğanın içinde geçirecekleri zamanda, ormanlarda, dağlarda, deniz kıyısında sessizlik içinde yürümekte bulabilirler. Çoğu zaman, yerkürenin kendisi bu enerjilerin dengelenmesini sağlayacaktır. Bazı kişiler de, konuştuğumuz gibi, sadece tuzlu suda banyo yapmanın yaradığını görecektir. Biz sizden bu tekniklerin hepsine bakmanızı rica ediyoruz. Tekrarlıyoruz, biz sizden öğrenmekteyiz. Biz, sizin işe yaradığını saptadığınız şeylerden bilgi topluyoruz. Ama bu bedensel ağrıların, sadece yeni enerjiye geçişin ve içinizdeki en derin yerlerde meydana gelmekte olan bütün değişimlerin belirtisi olduğu, bilinmelidir.

SORU: Tobias, ben hala kilo sorunlarıyla uğraşıyorum ve sonra da, spiritüel şeylere daha fazla odaklanacağıma, nasıl kilo vereceğimi planlamak ve endişelenmekle harcadığım zaman ve enerjiden dolayı suçlanıyorum. Ben nasıl kilo verebilirim, ya da kilo vermek ihtiyacının üstesinden nasıl gelebilirim? Teşekkür ederim.

TOBIAS: Sevgili varlık, bu çoğunuzu zorlayan bir sorundur ve birkaç nedeni vardır. Herşeyden önce, kilonun, içinizin en derin düzeylerinde yaşadığınız değişimleri yatıştırıcı bir etkisi vardır. Fazla kilolar, meydana gelmekte olan değişimlere gerçekten destek olur. Bunun için kendine kızmanı önermiyoruz. Bedenin, kendini nasıl ayarlayacağını çok iyi bilir. Çok iyi bilir. O, bu kilolara sahip olmanın uygun olduğunu söylemektedir.

Kendini olduğu gibi sevemeyen sen ve diğer kişiler bizi biraz endişelendirmektedir. İnsanların yarattığı görüntü, mükemmel bir biyolojiye ve dış görünüşe sahip olan bir varlık olmak, o kadar önem kazanmıştır ki, aynaya baktığınızda kendinizi sevmemektesiniz. Bunu bugün açıkladığımız Onbirinci Derse bağlarsak, kendinize teşekkür edin. Olduğunuz herşey için, gerçekleştirdiğiniz mucizeler için, gerçekleştirdiğiniz yaratılar için kendinize teşekkür edin. Belli korunmaları sağlama, kendisi için belli dengeleri yaratma bilgeliğine sahip olduğu için bedeninize teşekkür edin. Sizin bu kadar çok suçluluk duymanızı görmek ve bu ideal görünüme sahip olmak için bu kadar çok mücadele verildiğini görmek, bizi üzmektedir. Kendinizi, olduğunuz gibi kabul edin. Bunu yaptığınızda, içinizde o kadar da çok mücadele etmediğinizde, kilolar, dengelenmenin bir sonraki düzeyine geçecektir. Bu, bedeninizin, kendini sizden ve suçluluk duygularınızdan korumak için taşıdığı ağırlığı bırakabileceği anlamına gelmektedir.

SORU: Tobias, bize seksten söz et. Bununla ilgili enerji nedir? (kahkahalar)

TOBIAS: Hmmm, hmmmm. Biz burada bir öykü anlatacağız ve Cauldre bizim bu paylaşımımızdan pek hoşlanmamaktadır. (kahkahalar) Perdenin bizim yanında biz seksten çok söz ederiz, en az sizin kadar. Biz sizin seks yaşamınız hakkında konuşuruz (kahkahalar) ve evet, öyle zamanlar vardır ki sevgili dostlar, siz sevişirken biz orada bile bulunabiliriz. Oh, biz oralarda durur ve gülümseriz. (coşkulu kahkahalar) Zaman zaman, birbirine yoğun duygular besleyen iki insanın sevişmesi sırasında muazzam bir enerji semfonisi meydana gelir. Ve şu anda (telepatik olarak) soruyu soran kişiye yanıtımız, bunun kadın ya da erkek, ya da aynı cinsin iki üyesi olması bizim için hiç farketmez. Biz bu konuda önyargılı değiliz. Bizim keyfini çıkarttığımız şey, insanlar arasında gerçekleştirilen sevgidir. Oh, bu en güzel müzik gibidir, ve biz izlemekten keyif alırız. (kahkahalar) Ama düşündüğünüz anlamda değil. Bu bizi içeri çeker, ve biz yarattığınız şeylere hayranlık duyarız. Sevginin ifadesi, şefkat, bunların hepsi hayranlık uyandırır.

Sevgili dostlar, bugün daha önce de söylediğimiz gibi, Ruh ve Tüm Olan kısa bir an için bile olsa, “Ben Kimim?” diye düşündüğünde, iki ayrı varlığı, Kralı ve Kraliçeyi yaratmıştır, anında yaratmıştır. Onlar, birbirinin gözünün içine bakmış ve kalplerinde birleşmiş ve birbirini o kadar çok sevmiştir ki, Jack adında bir evlat yaratmıştır. Siz Jack’siniz. Ruhun sevgisi sizi ortaya çıkartmıştır. Siz bu niteliği, biyolojik anlamda Dünyaya getirdiniz. İki insan birbirini sevdiğinde, Ruhun sizi yaratması gibi, bir döl yaratabilirler. Bir döl yaratılmadığı zaman bile, yaratılan muazzam bir sevgi ve muazzam bir enerji vardır.

İki insanın sevişmesi sırasında yaratılan enerji, sonradan havaya karışmaz, ya da yok olmaz ya da bir yere gitmez. İnsanların birbiriyle sevişmesinden oluşan enerji, sevgili dostlar, melekler tarafından toplanır. Ve sonra da, şu anda bile yaratmakta olduğunuz yeni yaratılışa, yeni evrene uygun bir şekilde teslim edilir. İçinde bulunduğunuz ikinci çemberin yaratılmasında kullanılan enerjilerin içinde, en güçlü olanı budur. Siz bir boşlukla başladınız, şimdi de ikinci bir çember inşa etmektesiniz. Söylediğimiz gibi, ilk çember, ilk yaratılış, sizin şu anda inşa ettiğiniz ikinci çembere, ikinci yaratılışa geçecektir. Bunun en güçlü enerjisi de, iki insanın sevişirken yarattığı enerjidir. Biz onun için izlemekten keyif almaktayız! (kahkahalar)

Tam tersi de geçerlidir sevgili dostlar, sevgi içermeyen bir seks söz konusuysa; bir başkasını kontrol etmeyi ya da sömürmeyi, taciz etmeyi içeren bir seks söz konusuysa; birinin diğerine üstünlük taslaması ve buna bağımlılık söz konusuysa; bu da kendine enerji çekmektedir. Bu, sizin birlikte çalışmayı sevdiğiniz melek türlerini ve varlıkları çekmez. Bu, enerjilerinden pek hoşlanmayacağınız, daha çok dünyaya bağlı varlıkları çeker. Siz buna “karanlık” dersiniz. Onlar bu kontrol türündeki seksin çevresinde toplanacak ve onun enerjisinden de beslenecektir.

Tekrarlıyoruz, burada kullandığımız terimlere dikkatinizi çekeriz, çünkü biz çoğu kez simgelerle konuşmaktayız. Ama bu tür bir seks, bu tür bir durum, sizin deyiminizle karanlık varlıkları besleyecek bir enerjiyi üretecektir. Ve biz soruna teşekkür ederiz. Ve bizim her zaman yatak odana geleceğimize dair endişelenmene gerek yoktur. (kahkahalar)

SORU: Tobias, benden, elleri bedenin üzerine koyarak yapılan bir şifa grubuna katılmam istendi. O gruptaki herkes çeşitli konu ya da konularda uzmanlaşmış. Benim hiç bir uzmanlık alanım yok. Hepsi de hala “eski enerjide”. Ben bu gruba katılırsam, bu nasıl yürüyecek ve benim yeni enerjiyle orada bulunmam uygun mudur?

TOBIAS: Özellikle bunun için senden katılman istenmiştir. Onlar, senin yeni bir şeyler getireceğine dair, içsel bir bilişe sahiptir. Sen onların birçok inanç sistemini zorlayacaksın, ve tekrarlıyoruz, bizim burada kristal bir küremiz yoktur ve biz kehanette bulunmamaktayız, ama bir kurgu gördüğümüz zaman da onu anlarız. Ve burada, bu şifacıların çoğuna yeni bir yol olduğunu gösterebilmen için seni içeren bir kurgu vardır. Ama, senden orayı hemen terk etmeni isteyebileceklerini de anlamalısın! Sen onlar için bir meydan okuma olacaksın, onların eski düşünüş tarzlarını ve inançlarını sarsacaksın. Onun için bunu kişisel alma, ama sadece onlar tarafından sana bir çağrıda bulunulduğunu anla. Ama onları kızdırabileceğini de bil. Oh, sen bu durumu çok ilginç bulacaksın ve biz geri bildirimde bulunmanı sabırsızlıkla bekleyeceğiz. (kahkahalar)

SORU: Tobias, neden önce sen konuşmuyorsun. (Kırmızı Çember toplantısının başında söz alan konuşmacılardan önce) Ben uzun bir yoldan geliyorum ve bugünkü konuşmacıların çoğu “eski enerjiden”di.

TOBIAS: Sevgili dostlar, bu Cauldre’nın seçimidir ve biz onun seçimine saygı duymaktayız. Onunla aynı fikirde olmadığımız ve bunu da ona söylediğimiz zamanlar çoktur. Ama epeyi inatçı olabiliyor! Oğlumken bile inatçıydı. (kahkahalar) Ve onun seçimi budur. Biz bununla ilgili ona empati beslemiyoruz, ama olmasına izin veriyoruz. Soru için sana teşekkür ediyoruz, ama bunu onunla halletmelisin. (kahkahalar)

SORU: Kötü yaratılar olarak anladığımız şeylerin etkisi nedir? Bunun için kim suçlanacaktır?

TOBIAS: Bu mükemmel bir sorudur, çünkü şeylerin düzeninde, herşey gözönüne alındığında, “kötü” yaratı diye bir şey yoktur. Ve sen bunu zaten içinde duymaktaydın. Siz, neyin iyi ve neyin kötü olduğuna dair bir yargıya sahipsiniz. Sana bir örnek verelim: Bugün bu fiziksel odada oturmayan, ama bu materyeli okuyacak bir ışık işçisi vardır. Bu ışık işçisi, bu Shaumbra, geçmiş bir yaşamda, birçok kişinin korkunç bir biçimde ölmesinden sorumludur. Bu da, o zamandan beri bu aile üyesinin kabusu olmuştur. Bu birey, Ruhla bağlantısı koptuğundan beri hiç duymadığı kadar muazzam bir suçluluk duygusuyla, muazzam bir vicdan azabıyla, çok zor ve çok ağır bir yolda gitmiştir. Bu ışık işçisi, yakın zamana kadar, cehennem denilen bir yere gideceklerine, varlığının en derin düzeylerinden inanmıştır. Ama şimdi yeni şeyleri anlamaya başlamaktadırlar. Onlar, öğretmenlerin içinde en güçlü ve en iyi olanlardan biri olacaktır. Çok hızlı yükseleceklerdir, ve öyle bir içgörü ve deneyimlere sahip olacaklardır ki, diğerleri bu içgörü ve deneyimlerin yanına bile yaklaşamayacaktır. Onlar ve bu kişi tarafından katledilmiş olanlar, böyle yoğun bir deneyimi seçmişlerdir. Onlar, karanlığın en karanlığını yaşamayı seçmiştir.

Sevgili dostlar, şeylerin ilerlemesini sağlamak amacıyla, karanlığın en karanlığına gitmeye gönüllü olmak durumunda kalan varlıklar vardır. Onlar, çukura girmek için gönüllü olurlar. Onlar, en dibe inip, bunun nasıl bir şey olduğunu anlamak için gönüllü olurlar. Gerçekleştirilen tüm bu çalışma onurlandırılmaktadır. O zaman da, neyin doğru ya da yanlış olduğuyla ilgili bir suçlama ya da yargıda bulunulmamalıdır.

Buna, bu açıdan bakmanızı rica ediyoruz. Yargıyla dolu bu zamanınız boyunca, siz resmin tamamını ve tümün yararına olan şeyin tamamını daha görmediniz. Biz sizin yaratılarınıza ve herşeydeki eylemlerinize bakmakta, ve bunların tümünün inanılmaz güzellikte ama bir o kadar da girift bir dokumayı oluşturduğunu anlamaktayız. Sizin kötü yaratılar olarak tanımlayacağınız şeylerin, kötü eylemler olarak tanımlayacağınız şeylerin hepsi, harika bir dokumanın parçalarıdır.

Siz sadece aydınlanmanızda, herşeyi olduğu gibi görmeye başladığınız bir noktaya gelmektesiniz, ve bunu yapmakla ve daha büyük bir spiritüel bakış açısına sahip olmakla, artık yapmayı seçmeyeceğiniz şeyler vardır. Girmeyi seçmeyeceğiniz derinlikler vardır, çünkü bunu seçmenize gerek yoktur. Yaratılışınızın nasıl oluştuğuyla ilgili yeni anlayışlar edinmektesiniz.

SORU: Sevgili Tobias, birilerini öldürmüş bir insanın yaşamını elinden almak, onu öldürmek, toplumun hakkı mıdır? Eğer böyleyse, nedenini açıklayabilir misin, yok değilse, aydınlanmış bireylerin bunu nasıl değişime uğratabileceğini açıklayabilir misin?

TOBIAS: (duraklama) Bizim burada duraklamamızın nedeni, yanıtların sizin içinizden de gelmesini sağlamak amacıyladır.

Buna bakmanın birkaç yolu vardır. Öncelikle, bildiğiniz gibi, ölüm ve yaşam diye bir şey yoktur. Senin deyiminle birinin yaşamı, bir başkasının elinden son bulduysa, bu varlık sadece perdenin bizim yanına gelmekte ve bir şifa döneminden geçmektedir. Onlar bir tefekkür döneminden geçer ve sonra Dünyaya geri gelir. Böylece daha yüksek bir düzeyden (bakıldığında) sevgili dostlar, siz bir ruhu öldürmemektesiniz. Onları cennet ya da cehenneme gitmeleri için lanetlememektesiniz. Siz onları sadece, kendi seçecekleri zamandan biraz daha erken göndermektesiniz!

Bu eylemin uygunluğu hakkında biz herhangi bir yargıda bulunmamaktayız. Ama böyle bir şey olduğunda, bir başkasını suçlayan insanlar olduğunda, bu insanlar karma kovalarını doldurmaktadır. Bu insanlar, hakimden tutun da, jüriye ve adalet mekanizmasında çalışan yetkililere kadar ve hatta topluma kadar, yargıyla ilgili olan herkes olabilir. Hatta, gazeteleri okuyup da, bu insanın haklı ya da haksız, öldürülmesi ya da yaşaması gerektiğini yargılayan insanlar bile buna dahildir. Ruhunuzun içinde, buna karmik bir tepki oluşur. Onun için, suçlamadan ya da yargılamadan önce dikkatli olmanızı rica ediyoruz.

Buna felsefe açısından bakıldığında, gerçek konu, bir insanın, bir diğerini öldürmesi değildir. Bu, toplumu değiştirmekle ilgilidir. Bu, bir aydınlanma ve kişisel güçlenme ve tanrısallaşmak zamanına geçmekle ilgilidir. Gezegenin bilincini değiştirmek konusunda burada bulunan her birinizin gerçekleştirdiği çalışma, gazetede bir idamı yayınlamaktan çok daha fazla bir etkiye sahiptir.

Bu insana ne yapılmalı sorusu, aslında, topluma ne yapılmalı sorusu olmalıdır. Daha aydınlanmış bir insanlık için ne yapılabilinir? Geçmişi şifalandırabilen ve salıverebilen, sizin gerçekleştirdiğiniz şeyleri yapabilen bir insanlık. Toplumunuzun tümünü o zaman öldürür müydünüz? Hayır, hiç sanmıyoruz. Bir insanı öldürmeli misiniz? Bunun yanıtını siz verin.

SORU: Eski enerjiye sahip olan çok erkeksi babalarımıza nasıl davranmalıyız?

TOBIAS: Bu çok meydan okuyan bir şeydir. Biz gerçekten anlamaktayız. İçinizden bazıları, sadece çekip gitmeyi seçecektir. Bazıları, ilişkisini kesmeyi seçecektir. Bu babaca babayı değiştirmeye çalışmamanın daha kolay bir yol olduğunu göreceksiniz, hatta geçmişi tamir etmek ve şifalandırmaya çalışmanın da, çünkü siz bunu denediniz ve bir işe yaramadı, yaradı mı? Hep size geri geldi!

Kendi varlığınızın iyiliği için, sadece ondan uzaklaşacağınız bir süre olabilir. Onu değiştirmek zor olacaktır, çünkü o bu yolu seçmiştir. Eğer onunla birlikte olamıyor ve enerjisini kabul edemiyorsanız, belki de uzaklaşmak zamanıdır. Ama bu çok zordur, anlıyoruz. Bu kurgu, kendi içindeki alanlara bakmana neden olmaktadır, çünkü sen de, seni zorlayan çok güçlü eril baba enerjileri taşımaktasın. Babanın yansıtmaları, senin kendi içine, derinlere bakmana neden olmaktadır. Bu noktada belki de ondan bir süreliğine uzaklaşmak iyi olacaktır.

SORU: Tobias, ego nasıl oluşur, yapısı nedir? Senin, cansız nesnelerin bile bir egoya sahip olduğunu söylemen, beni şaşırttı. Bir demirin örneğin, egosu nasıl olabilir?

TOBIAS: Bunların hepsinin, egodan biraz farklı olan bir enerji kimlikleri vardır. Askı, kase, demir gibi cansız nesnelerin hepsinin titreşimsel kalıpları vardır. Titreşimin parmak izi gibi bir şey. Onlar, sizin sahip olduğunuz spiritüel enerji türüne sahip değildirler. Onların, sizin gibi yaratıcı olma yetenekleri yoktur. Onlar, bir zamanlar sizin sahip olduğunuz özgür iradeye (kahkahalar) sahip değildir ve kendi tanrısallığının gelişmesi yeteneğine sahip değildir.

Ama cansız nesneler, belli miktarlarda bir titreşime ve akıla sahiptirler. Onlarla kolaylıkla iletişim kurulabilinir. Biz bazen kafamızı kaşıyıp, sizlerin neden daha fazla ağaçlara ve kaselere ve daha fazla kayalara ve nesnelere konuşmadığınızı merak ediyoruz. Onlarla konuşmak çok keyiflidir! Bazen insanlara konuşmaktan daha keyiflidir. (kahkahalar)

Her şey kendine has bir yaşam gücü ve titreşimine sahiptir. Onların hepsi birbiriyle bir bağlantı halindedir. Siz ayrısınız -her biriniz ayrı ve bağımsızsınız- ama yine de, bir şekilde hepiniz birbirinize bağlısınız. Bu cansız nesnelerin, sizinki gibi bir egoya sahip olduğunu düşünmeyin, onların daha çok ayrı bir kimlikleri olduğunu düşünün. Onlar sizin verebildiğiniz türde kararlar veremezler, sizin sahip olduğunuz spiritüel akla sahip değildirler ve tanrısallıklarını sizin yapabildiğiniz gibi büyütüp geliştiremezler. Ama herşey, çekirdek düzeyde, asıl düzeyde, aynı yerden gelmektedir ve onun için de siz bu şeylerin keyfini çıkartabilirsiniz.

SORU: Sevgili Tobias, yetişkinlik çağımın büyük bir kısmını depresyonda geçirdim. Çareyi ilaçlarda buluyorum ve ilaçların, spiritüel gelişimimi engelleyip, engellemeyeceğini merak ediyorum.

TOBIAS: Şimdi, Cauldre bizim tıbbi önerilerde bulunmamamızı istemektedir ama biz burada onu anlamamazlıktan geleceğiz! (kahkahalar) Sevgili dostlar, ve özellikle de soruyu soran sen, çoğunuz bu ilaçları bir korunma katmanı yaratmak ve zihninizin yoğunluğundan çıkmak için kullandınız. Gözlemlediğimiz şeylere dayanarak, tanrısallığınıza bütünüyle geçebilmek için bu uyuşturucuları bırakmak zorunda kalacağınızı, bırakmak ihtiyacında olacağınızı ve bırakmak isteyeceğinizi söyleyebiliriz. Onlar size bir örtü sağlamaktadır. Onlar, kendi eski enerji yöntemlerinizden sizi koruyan bir engel oluşturmuştur.

İlerlemek için bunları salıvermeye ihtiyacınız olacaktır. Şimdi, uyuşturucular bir süreliğine, maalesef, içinizde kalıntı olarak kalmaya devam edecektir. Bunları almayı bıraktığınızda, hemen gitmeyecek, yok olmayacaklardır. Bedeninizde kimyasal bir yapı oluştururlar, ama bundan da öte, uzun süreli bir örtü, duygusal bir örtüye neden olmuşlardır, ve bunu salıvermek biraz çalışma gerektirecektir. Salıverebilmek için çok sevgiye ve çok ilgiye ihtiyaç duyan bir katman vardır. Anti-depresan ve herhangi başka bir psikiatrik uyuşturucu (ilaç) almakta olan herkese ve sana, bunları bırakmanın bir yolunu bulmanızı önermekteyiz. Biz bunların kötü olduğunu söylemiyoruz, ama bu ilaçlar, sizinle tanrısallığınız arasında bir engel olmaya devam edecektir.

Bizim sana önerimiz, konuşabileceğin bir Shaumbra destek grubu edinmendir, çünkü bunları bırakırken, oldukça zor ve meydan okuyucu bir süreçten geçeceksin. Bu uyuşturucular kanalıyla kapatmaya, üstünü örtmeye çalıştığın bazı yanlarını açmaya başlayacaksın. Bu da zor ve meydan okuyucu bir sürece neden olacaktır. Shaumbra’dan oluşan bir destek grubu edin. Eğer onlar senin bulunduğun yerde değillerse, o zaman onların olduğu bir yere taşın! Onlarla çalışmayı öğren, ve onlar sana yolculuğun sırasında zaman ve ilgi ve sevgi ve yardım sundukça, sen de onlara geri ver; birşeylere yardımcı ol. Enerji alış-verişinde bir dengenin olması gerekir.

Perdenin bizim yanında biz, sizde olduğu gibi, paraya sahip değiliz, ama her zaman enerji alış verişinde bulunuruz. Siz ilk kez Ateş Duvarından geçip de boşluğa girdiğinizde, Krallığa geri dönebilmek için gerekli yakıtı ve sırrı sağlamak amacıyla başkalarının enerjilerini çalmaya kalkan varlıklar vardı. Enerjiyi çalmak, ilk kez böyle başlamıştır!

Soruna geri gelelim. Senin destek grubunda olup da, seninle çalışan ve seni besleyen ve seven kişilere, enerjiyi geri ver. Eğer gerekiyorsa, evlerini temizlemede yardımcı ol. Evin günlük işlerinde yardımcı ol, onlara iyilik yap, ama enerjiyi geri ver. Biz bu tarafta, dengelenmiş enerjiyle çalışırız. Başkalarının enerjiyi çalıp da geri vermemesinin ne anlama geldiğini anladık. Aynını Dünya üzerinde de yapın.

Bu uyuşturan ilaçlar size bir destek sağlamış ve belki de uygun olmuşlardır, ama yeni enerjiye geçmekte olan kişilerin, bunları bırakmak isteyeceğinizi görmekteyiz. Cauldre da duygularımızı hissedebilmekte ve bu uyuşturan ilaçları pek sevmediğimizi bilmektedir! Siz bu ilaçlar kanalıyla, yüzleşmektense, sorunlardan saklanmaktasınız. Yeni enerjiden olan iyi bir yardımcı, bu ilaçların yapabildiğinden çok daha fazla denge ve şifa gerçekleştirebilir. Burada söz konusu olan ve ortaya çıkmak isteyen çekirdek konular, sorunlar vardır. Yeni enerji doktorları ve danışmanları bu dengesizliklere ilk elden neden olan, derin içsel sorunlara yaklaşarak yardımcı olabilirler.

SORU: Tobias, psikiatrik ilaçları birdenbire bırakan insanlarda önemli tepkiler oluşur.

TOBIAS: Biz bunu anlıyoruz. Sen genel olarak hala eski enerjide bulunanlardan söz etmektesin. Biz ise, yeni enerjide bulunan ve Shaumbra olanlardan söz etmekteyiz. Biz bunun – Cauldre bizi sık sık kesmektedir ama devam edeceğiz- bu ilaçları bırakmanın tepkilere yol açacağını anlamaktayız. Ama siz, bir yeni enerji ışık işçisinin bu ilaçları bıraktığında nasıl bir tepki vereceğini daha anlamamaktasınız. Tepkiler, eski enerjide bulunan bir insandan çok daha farklı olacaktır. Evet, onların denetlenmeye ihtiyacı olacaktır, onun için bir destek grubuna ihtiyaçları olacağını söyledik. Onların, uzman olan yeni enerji doktor ve danışmanlarının rehberliğine ve danışmanlığına gereksinimleri olacaktır. Ama sevgili dostlar, meydana gelmekte olan doğal ve tanrısal işlemleri değiştiren bir kimyevi karışımla yeni enerjiye giremezsiniz. Nokta!

(Geoffrey Hoppe’nin Notu: Kanallık sırasında, sorulan bu sorulardan çok rahatsız olduğumu anımsıyorum. Onun “tıbbi” önerilerine karşı koymama rağmen, verdiği yanıtlarda Tobias’ın çok empati hissettiğini anımsıyorum. Bu ilaçların, tanrısallıkla doğal bir biçimde bütünleşmeyi engellediği konusunda ısrar etmektedir. Kanallıktan sonra bu konu üzerinde konuşurken, Prozac gibi ilaçların yararlarını kabul ettik, ama bu yaşamdaki ve geçmiş yaşamlardaki enerjisel travmaların salıverilmesiyle, ışık işçilerinin yavaş yavaş bu ilaçları bırakabileceğinin de üzerinde durduk. Tobias, bu ilaçları bırakmayı seçen kişiler için bir geçiş programının geliştirilmesi konusunda, Shaumbra’yı zorlamıştır. Bu programlar, homeopatik ilaçları, yoğun danışmanlıkları, destek gruplarını ve (Crimson Circle Okulu 1’de sunulanlar gibi) “şifa yolculukları”nı içerebilir. Shaumbra olan kaç kişinin şu anda anti-depresan ya da başka psikiatrik ilaçlar kullandığı hakkında kabaca bir fikir edinmek istiyorum.

Lütfen bana, Cauldre@aol.com. adresine kısa bir e-posta yollayın. Adınızı ya da başka kişisel bir bilgi yazmanız gerekmez. Bana sadece hangi ilaçları ve bunları ne kadar zamandır kullandığınızı bildirin. Yazışmalarınız kesinlikle gizli tutulacaktır. Bu ilaçların kullanımıyla ilgili genel bir fikre sahip olduğumda, “yeni enerji”den olan tıp doktorlarını, homeopati uzmanlarını ve psikologları biraraya toplayıp, bu konuyu ele almaya ve çözümler üretmeye çalışacağım. Bu ilaçları bırakmayı seçen Shaumbra’ya yardımcı olacağımı bildiriyorum.)

SORU: Tobias, mesajlarının çoğunda, fiziksel beden ve biyolojideki değişimlerden söz ettin. Ben bu değişim ya da dönüşümlerden hiç birini, yeni çağ nezlesini bile kendimde fark etmedim. Lütfen, biyolojinin yeni enerjiye verdiği tepki hakkında konuş.

TOBIAS: Sen, bu değişim ve dönüşümlerden biyolojisi fazla etkilenmeyen şanslı kişilerden birisin. Kendini şanslı say! Bu, Shaumbra’nın çoğunun doğrulayacağı gibi, hoş bir şey değildir. Sen, gereksiz olan enerjiyi işleyip, onu fiziksel ve fiziksel olmayan yollardan uygun bir şekilde dışarıya atan, mükemmel bir biyolojik sisteme sahipsin.

SORU: Mesleğim, James ve benim yarattığım bir şifa merkezini içerecek midir?

TOBIAS: Biz kahin değiliz, kehanette bulunmak bizim işimiz değildir. Yaratıcı olan sizlersiniz. Yapmak istediğin şey için içine bak. Yapmak istediğin türde iş, öğretmenlik ve seni tatmin edecek şeyler için içine bak. Biz hepimiz, gerçekleştirdiğiniz çalışmalarda sizi desteklemekteyiz, ve eğer varlığının içinden, bir şifa merkezinin uygun olduğunu hissediyorsan, öyle olsun. Onu yarat!

Senin bunu sorman ilginçtir. Bir şifa merkezini yaratmanı sana söylecek bir kitabın, Yaşam Kitabın’da bunun yazılı olduğunu sanman ilginçtir. Hem senin için, hem de Shaumbra olan herkes için Yaşam Kitabı boştur. Sizinle birlikte, Yaratıcı Dizisinin onbir dersinden geçtik. Bu boş sayfalarda arzularınızı yaratmak için boyalara ve her türlü araçlara sahipsiniz. İnsanca korkuların ortaya çıkıp, “Ama ya bir şifa merkezi yaratmam gerekli değilse?” dediğini biliyoruz. Neyin gerekli olup olmadığını size kim söyleyebilir? Yüreğinizde şakıyan şey nedir? Yaratmayı seçtiğiniz şey nedir?

Biz her birinizi zorlamaktayız. Yaratıcı olarak yaşamınızda öngörülen şeyler, kalıplar yoktur. Sayfalar boştur. Eğer bir şifa merkezine sahip olmak arzun ve tutkun varsa – belki de bu kimyasalları bırakmak işleminden geçecek kişileri şifalandırmak için- onlar için bir merkez ya da kendi eril enerjileriyle mücadele eden kişiler için ya da dişil enerjileriyle mücadele eden kişiler için bir merkez kurmak tutkusuna sahipsen, bu kişilerden herhangi biri için bir şifa merkezi kurmak arzusuna sahipsen, öyle olsun! Yarat onu!

Burada bulunan herkese, Shaumbra olan herkese söylüyoruz, ipleri çeken biz değiliz. Siz artık geçmiş tarafından, karma tarafından kısıtlanmış değilsiniz. Geleceği yaratmak sizin elinizdedir. Ve biliyor musunuz sevgili dostlar? Siz o kadar güçlüsünüz ki, herhangi bir şeyi yaratabilirsiniz. Ama ilk adımı atmanız gerekmektedir. Ruhun onu kucağınıza teslim etmesini bekleyemezsiniz. Ruh, sizin eyleme geçmenizi beklemektedir. Ve geçtiğinizde, ve iyi bir şey olduğunda, ve gurur duyduğunuz bir şey yarattığınızda, kendinize teşekkür edin!

Ve öyledir.

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.

www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.

Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.

Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.

Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.

Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.

Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.

Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir.

Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.

e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.

Leave a Reply