ŞAUD 9: “Yeni Dünya Güncellemesi… ve Dahası”

Tobias’ın katılımıyla, Kanallık, Geoffrey Hoppe

Kırmızı Çembere sunulmuştur
4 Nisan 2009
www.crimsoncircle.com   –   http://kirmizicember.org

Ve öyledir, sevgili Şambra, benim sevgili dostlarım. Sizin huzurunuzda olduğum zaman hissettiğim sevgiyi, kabulü ve onuru sözler bazen ifade edemiyor. Bugün konuşacak çok şeyimiz var. Ah, konuşacak çok… çok şey ve bunu yapmak için çok az zaman var.

Ben bugün dört farklı konu hakkında konuşmak istiyorum, ama bu dört saatlik bir Şaud olmayacak, merak etmeyin. (kahkahalar) Biz, temelde iletilmesi gereken herşeyi iletmek, aydınlatılması gerekenleri aydınlatmak için birlikte çalışacağız. Bunu kısa yoldan yapacağız, çünkü bu gerçekten Yeni Enerjidir. Bugün üzerinde konuşacağım konuların her biri bir saat kadar sürebilecekken, biz bunu çok kısa bir sürede gerçekleştirebileceğiz. Bir zamanlar o bilinç ırmağının ya da akışının bizimle sizin aranızda akmasını sağlamak için habire konuşur dururduk, ki bu bir saat, bir saat yirmi dakika alırdı, oysa şimdi bunu birlikte sadece bir nefeste gerçekleştirebiliyoruz. Sadece bir nefeste. Bugün de herhalde bir saatinizi alacağım, çünkü ben bu enerjiye geldiğimde, birlikte bu salonda olduğumuzda, gerçekten büyük keyif alıyorum. Yalnızca burada değil… bu arada, bu kokulara bayılıyorum – kendi sözümü kestim. Bu kokulara bayılıyorum.

Burnunuzdan derin bir nefes alın, hatta bu güzel yerde olmayanlar da. Kokuyu alabilirsiniz. Ve biz bundan Boyutlararası Atölye Çalışmasında epey bir söz ettik. Enerjilerin kokusunu alabilirsiniz, yalnızca koku alan insan duyunuzla değil, tanrısal duyunuzla. Ah, bu salonun ve yiyeceklerin kokusuna bayılıyorum. Ben aslında insanların kokusuna bayılıyorum. Ah, evet, sizler çok belirgin, çok kendine özgü bir koku taşıyorsunuz. Bunu bugün (burada olan) köpek dostumuza sorun. O, tek tek her birinizi tanıyor, ama adınızdan değil, kokunuzdan.

Belirgin kokulara sahip insanlar. Siz bunu fark etmiyorsunuz, çünkü, eh, insansınız. Siz kendi kokunuzu sürekli alıyorsunuz. Ama biliyor musunuz, küçük bebekler, yeni doğduklarında, onların içinde canlanan ilk duyu, kokudur. Daha duyma ya da dokunma – fiziksel anlamda dokunma – duyusundan çok önce, tad alma duyusundan çok önce, koku alma duyuları devreye girer, ve insanların kokusunu anında alırlar. Annelerinin kokusunu ve çevrelerinin kokusunu alırlar. Ve, daha önce insan olmuş parçalarıyla buradan yeniden bağlantı kurarlar.

Bugün bu salondaki kokular – insanlar, doğa, bugün çok güzel bir doğa var dışarda. Az önce dışarda, karda duran birkaçınızla konuşuyordum. Ah, insan olduğunda hayat güzeldir. İnsan olduğunda hayat güzeldir, ve bir seçim yaptığınızı ve seçimler yapmayı sürdürebileceğinizi ve bu deneyimi sevebileceğinizi fark ettiğinizde, çıkmazlara saplanmazsınız. Geçmişiniz sizi bağlamıyor. Geleceğiniz hiç de alın yazısı değil. Bu ne şaşılası bir şey.

Gözyaşları

Böylece, bugünün konularına geçmeden, birkaç şey daha. Ağlamanın eşiğinde olanlarınız, ağlayın. Bırakın çıksın. Buraya bağlanmış olan, bu Şaud’un bir parçası olan birçoğunuzu hissedebiliyorum. Ağlamak istediniz, ama sonra zihninizi devreye sokup şöyle dediniz, “Neden ağlamak istediğimi bile bilmiyorum, bu yüzden de ağlayamam ya da ağlamam.” Kalbinizdeki acıyı hissettiniz. Boğazınızdaki o kasılmayı hissettiniz ve sadece ağlamak istediniz – ve bu pekâladır. Sizler, dostlar arasındasınız. Şambra ile birliktesiniz, aileyle – yuvanın ailesiyle. Meleksel ailelerle. Sizler, bu inanılmaz dönüşümden geçmenin nasıl bir şey olduğunu anlayan insanlarla birliktesiniz.

Böylece, ister kendi başınıza evinizde oturuyor olun, ister burada bu toplantıyı yaptığımız salonda olun, ağlamanıza izin verin, çünkü bu çıkmak isteyen bir duygudur ve aynı zamanda bir hisler paketidir. Ve bu, kendinize vermeye hazır olduğunuz bir salıverme armağanıdır, ama onu bastırıyorsunuz. Şimdi, bu salıvermeyi ve enerji temizliğini gerçekleştirmenin birçok yolu vardır ama, şu anda birçoğunuzun sadece ağlamaya ihtiyacı olduğunu söyleyebilirim. Ve biliyor musunuz? Biz de, meleksi varlıklar olan bizler de sizinle birlikte ağlayacağız. Üzüntüden değil, buna ne dendiğini bile bilmiyoruz. Belki siz de bilmiyorsunuz da sadece salıverme diyebiliyorsunuz.

Bu, daha önce de çok, birçok kez sözünü ettiğimiz gibi, Dünya üzerinde inanılmaz bir zamandır ve Dünya şu ara çok değişimlerden geçiyor. Ve siz bunların büyük bir bölümünü bedenlerinize alıyorsunuz – bedenlerinize ve zihinlerinize ve ruhunuza. Birlikte paylaştığımız bu sürede, ben sizden kendi içinize dönmenizi isteyeceğim. Siz Gaia’dan, Toprak Ana’dan, geçmişten – gerek kendi geçmişinizden gerekse Dünya tarihinden – bu muazzam enerjileri içinize alıyordunuz. Yaşamınızda olup da sizi kuşatan insanları hissediyor ve içinize alıyor ve hatta belirli miktarlarda işlemden geçirmeler de yapıyordunuz. Ah, o insanlar nasıl da size bel bağlıyorlar. Nasıl da size güveniyorlar. Ve aynı zamanda sizden nasıl da besleniyorlar. İtiraf edemedikleri bir biçimde nasıl da tapıyorlar size, ama siz bunu biliyorsunuz. Bu bir tür sevgidir. Bir tür rahatlık ve güvenliktir, ve siz bunu onlarla birlikte içinize alıyorsunuz.

Şifacı, danışman, uygulayıcı olanlarınız, kendinize her ne diyorsanız, sizler rehbersiniz. Başkalarına yardım ediyorsunuz. Ha, ve onlardan geldiğini hissettiğiniz acıyı ne kadar temizlemeye çalışsanız da, onların sorunlarını çözmeyi ve herşeyi onlar adına yerli yerine oturtmayı ne kadar derinden isteseniz de, ve bunu onların gerçekleştirmesi gerektiğini bilseniz de, bunun bir kısmını içinize alıyorsunuz. Ve bu, özellikle de bedeninize gidiyor. Sonra bedeniniz ağrıyor, ama siz zorlukla yürüyüp geçmeyi sürdürüyorsunuz. Bunlar zihninize de giriyor ve sizinle küçük aptal oyunlar oynuyor. Ah, bu oyunlar… en büyük oyun da, bunun kendi düşünceniz olduğunu düşünmenizdir, oysa değildir.

Ben burada bir bildiride bulunacağım, belki biraz aceleci davranıyorum ama, siz gerçekten düşüncenin ötesine geçiyorsunuz. Zihnin tüm takılmaları, tüm o sesler ve diyaloglar ve sizin teyp (ses bandı) dedikleriniz ve devreye giren o küçük sesler – bunların çoğu artık size ait değil. Siz gerçekten düşünceyi – beyin aktivitesini – aşıyorsunuz, ama bunu hâlâ başkaları adına işlemden geçiriyorsunuz. Hâlâ başkaları adına çalıştırıyorsunuz. Ha, onu kendinize dönüştürmede harikasınız. Hatta sizin sesinizmiş gibi geliyor kulağa, ama gerçekten değildir.

Bu değişen Dünya’nın ve insanlığın birçok enerjisi…  sizden geçiş vergisi alıyorlar demek istemiyorum ama, zihinsel aktivitenizin ve kendi ruhunuzun büyük bir kısmını işgal ediyorlar. Sizin kendi ruhunuz – ben şu anda ona bakıyorum – o öyle… öyle sevecen ki. Evet, sevecen bir insan olduğunuzu düşünmeseniz bile. Zaman zaman umursamaz olduğunuzu düşünseniz bile, ve ben bazılarınızın böyle düşündüğünü biliyorum. Katı yürekli olduğunuzu düşünüyorsanız, ben onun gerisinde yatanı görebiliyorum. Bunun bir engel ya da savunma olduğunu biliyorum. Ben sizin ne kadar sevecen olduğunuzu biliyorum ve bunun kanıtına da sahibim. Kanıt, sizin burada, Dünya’da olmanız, gerçekten sizinle ilgili olmayan bir yolculuk yapıyor olmanızdır. Kendiniz için farketmez, ama siz birçok yaşamı paylaştığınız insanlara duyduğunuz sevgi yüzünden; insanlığa duyduğunuz şefkat ve sevgi yüzünden; hayvanları sevdiğiniz için buradasınız. Her türlü hayvanı seviyorsunuz. Onlarla daha önce çalıştınız. Dünya üzerindeki birçok türün yaratılmasına yardımcı oldunuz. Onların önemini biliyorsunuz ve onların nimetini de biliyorsunuz. Siz, Dünya’yı – toprağı, kayaları, okyanusları, gökyüzünü – sevdiğiniz için buradasınız. Onun için, ben sizin ne’den meydana geldiğinizi biliyorum. Sevgiden.

Ha, ve şu ara Dünya’daki enerjiler çok yoğun. Çok yoğun. Doğrusunu isterseniz, ben birkaç kez durdum, sevgili dostlar. Durdum ve Dünya’ya geri gelmek konusunu yeniden düşündüm! (kahkahalar) Ben… ben belki de bunun kolay bir iş olacağını söylerken, kendimi aldattım. Geri geleceğim, sizin yükselmiş üstat dediğiniz olarak, ve farketmediğini hatırlayacağım. (kahkahalar) Ha, bunun kolay olduğunu düşünen herhangi bir yükselmiş üstada da, eyvahlar olsun.

Ben şu anda Dünya üzerindeki enerjinin ne denli güçlü ve ne denli ağır ve baştan çıkarıcı olduğunu biliyorum – yalnızca Sam bedenlenmesi olarak değil, ama To Bi Wah, bir ruh, bir öz olarak da bunun nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Bazen kendinize… neydi o insanca deyiminiz, “Bu, nefret bir şey” (kahkahalar) Sanırım böyle dediğinizi duyuyorum. “Neden buradayım?” Ama biliyorsunuz, şu ara bu Dünya enerjisi çok baştan çıkarıcı. Oynanan her oyun… her oyuncu, ah, onlar şu anda buraya geri döndüler. Bu ayrıca, sizin burada olmanız gerektiğini söylemesinden ötürü de bu kadar baştan çıkarıcıdır. Baştan çıkarma budur ve bu ne doğru ne de yanlıştır. Yalnızca baştan çıkarmadır.

Bu, sizin gibi sevecen bir ruh için, Dünya’da birçok hayat yaşamış biri için, ya da Dünya’nın spiritüel fiziğini ve bunun diğer alemlerdeki spiritüel ailelerle olan ilişkisini anlayan biri için çok baştan çıkarıcıdır. Çok baştan çıkarıcıdır. Sizi bir anda buraya geri çeker, çünkü meydana geldiği yer burasıdır. Tüm evrenler içinde, tüm boyutlar içinde, sıcak bölge burasıdır. Eylem noktası burasıdır, ve cennetlerin ve Dünyaların ve diğer boyutların da dönüşümlerini gerçekleştireceği yer burasıdır.

Bu sadece fiziksel bedenler içinde olup da kapanlarından kurtulmaya çalışan, cennete geri dönmeye çalışan küçük bir insan güruhuyla ilgili değildir. Bu, yaratılmasına yardım ettiğiniz tüm yaratının dönüşmesiyle ilgilidir. Şu anda aklınızın hayalinizin bile alamayacağının çok ötesinde olan bir hareket ya da değişim, dönüşümdür. Bu nedenle, onu zihinsel olarak hayal etmek yerine, yalnızca hissedin. Onu kalbinizde hissedin.

Şimdi bana, nasıl hissedileceğini bilmediğinizi söylemeyin. Nasıl hissedileceğini biliyorsunuz. Sadece, hissetmek zorunda kalmamak için hislerinize kilit vuruyorsunuz. Belki de, şu ara ortaya çıkmak isteyen hislerin içinde ağlama ihtiyacı duyan, bu histir. Belki de, “Artık beni kilit altında tutma. Beni bir yerlere kapatma” diyen, o yanınızdır. Aslında gerçekten hisseden ve duyumsayan o parçanızdır, gerçekten farkında olan parçanız. O çıkmak istiyor ve çıkmak istiyorum diye ağlıyor.

Şimdi birkaç dakikamızı, bu güvenli alanda yalnızca o derin nefesi almaya ayıralım. Bedeninize, zihninize, ruhunuza, her bir parçanıza izin verin. Birlikte olduğumuz bu oturum boyunca sadece gevşemesine izin verin. Belki de bu, biraraya geldiğimizde gerçekleştirdiğimiz şeyler arasında en değerli olanıdır. Bu bir ferahlamadır. Bu, yalnızca bir salıverme zamanı, silahları bırakma, sizi kuşatan her türlü koruyucu engelleri indirme zamanıdır. Ve ben onları neden oluşturduğunuzu anlıyorum. Şu ara dışarısı çok, çok gergin. Ve o gerginlik… ben konuşurken sadece nefes alın. Kendi içinize dönün. Kendinizi hissedin. Tüm dışsal enerjileri değil de, şu anda yalnızca kendinizi hissedin. Bunu yapmak pekâladır. Bencillik değildir. Doğrusunu isterseniz, bu, kendinize verebileceğiniz en büyük armağanlardan biridir.

Bir an için bunları bırakabileceğinizi biliyorsunuz, enerjileri bırakıp, ve çocuklarınıza ve eşinize ve işinize ve iş dünyasına ve şu an Dünya’da olan büyük değişime olan bağlantınızı bırakıp, yalnızca kendi içinize dönün.

Kendinize geri dönün, beden dediğiniz o kutsal kaba, zihin denen o kutsal aygıta geri gelin.

Kendinize geri dönün… ruhunuza, bu âna.

Bugünün geri kalan kısmında biz konuşurken sadece nefes almayı sürdürün ve kendinizi hissedin.

Dışarısı gergin, yoğun. Bu, Dünya üzerinde muazzam bir zaman, ama evet, çok da yoğun.

Biz, Dünya’daki farklı özellikleri ölçmenin belirli yollarına sahibiz – enerjiyi, bilinci, genişlemeyi ya da daralıp büzülmeyi. Biz, insanlığın gittiği yönü, oldukça kısa bir sürede ölçme yoluna sahibiz, ama yüzlerce yılı değil. Ve bu gerçekten mümkün değildir, ve bunun mümkün olduğunu düşünen herhangi biri, yalnızca tek bir potansiyele bakıyordur. Şu anda bizim için yaklaşık üç ya da dört yıl ötesini görmek zordur. Şu, 21 Aralık 2012 tarihi yüzünden değil. Sadece, şu anda (herşey) çok akışkan olduğu için, ve şimdiye dek hiç olmadığı kadar fazla potansiyel olduğu için. Bu yalnızca yolun sağ taraftaki potansiyeline ya da sol taraftaki potansiyeline dönmek değildir. Bu, çok, birçok farklı yol potansiyelidir. Bu nedenle, herhangi bir meleksi varlık için birkaç yıldan fazlasını görebilmek zordur.

Bildiğiniz gibi, enerjiler aşırı yüksek bir halde, ve siz bunu hissediyorsunuz. Bunu unutmayın. Kendinize biraz zaman ayırmayı unutmayın, ve ben sadece bir ya da iki derin nefesten söz ediyorum. Ben bir ya da iki saatten söz ediyorum. Bedeninizin buna ihtiyacı var. Zihninizin buna ihtiyacı var. Ruhunuzun da.

Tobias’ın Başyazısı

Bugünün Şaud’una girmeden önce, önceden konuştuğumuz tüm konuları biraraya toplayıp, güzel ve tek bir paket halinde sunacağız… bu arada, bugün çok zordu. Biz hepinizin enerjilerini toparlarken, bu materyali sonradan okuyacak olanların enerjilerini toparlarken, üzerinde konuşulacak o kadar farklı konular, öylesine farklı şeyler vardı ki. Biz, ne konuşacağımızı belirlemede çok zorlandık.

Ama o enerjilere girmeden önce, burada küçücük bir başyazı (başmakale) sunmak istiyorum. Bunu pek sık yapmam, ve dikkatinize sunmak isterim ki, bu sadece BENİM başyazımdır, yani ille de bir Şaud’un, ki o hepimizdir, enerjisi değildir.

Ben, Sam vasıtasıyla giderek farkına vardığım bir şey hakkında yorumda bulunmak istiyorum, ve bu yorum, Tek Bir Dünya Düzeni kavramıyla ilgili. Geçenlerde şu G20 toplantısında konuşuldu. Şu anda insanlığa bir göz attığınızda, uzun, çok uzun zamandır ilk kez, belki Dünya tarihinde ilk kez de denebilir, enerjiler çok küresel (global) bir biçimde biraraya geliyor. Geçmişte, uluslar, dilden tutun da, hükümetlere, finansal sistemlere kadar herşeyde ayrılmışlardı. Savaşlarla, yıkıcı eylemlerle korunuyor ve savunuluyorlardı. Herkes kendi bölgesini tutuyordu. Bu bir güç biçimiydi. Bu çok tanımlanmış bölgeyi ve o bölgenin içindeki kültürü korumak pahasına çok savaşlar yapıldı, ve çok insan yaşamı yok edildi.

Şimdilerde ise, modern teknolojinin gelişmiyle birlikte, dünya küreselleşmeye başlıyor. Şimdi, sağduyunuza dayanarak şöyle diyebilirsiniz, “Ee evet, elbette, biz bir gezegeniz. İnsan olarak ve melekler olarak ortak bir bağımız var, ve küreselleşmek tabii ki mantıklı olurdu. Gerek farklılığımızı gerekse ortak yanlarımızı tartışmak için biraraya gelmemiz tabii ki mantıklı olurdu, ve şu anda finansal sistemlere bir göz atmamız, hükümetlere ve hükümetlerarası ilişkilere bir göz atmamız tabii ki mantıklı olurdu. Şu anda tüm bu farklı noktalara bakmamız ve bir konsensusa ya da anlaşmaya varmamız, ama aynı zamanda kültürlerarası farklılıkları onurlandırmak ve kabul etmek, ama kapıları da kapatmamak ya da yeni duvarlar örmemek mantıklı olurdu.”

Böylece, bu ara bu konuşmalar yapılıyor, Tek Bir Dünya Düzeni hakkında bir süre önce başlayan konuşmalar. Ve şimdi bu Tek Bir Dünya Düzeni tartışmaları – nasıl desek – aşağılanıyor ya da öcü gibi gösteriliyor. Ve şöyle diyenler var, “Buraya kadar. İşte ifşa ediliyor. Bu, dünyanın sonu. Bu noktada şeytan kontrolü ele alıyor.” Ve bazıları da diyor ki, dünya için ortak bir para birimi söz konusu olduğu an, sonun başlangıcı olacak, çünkü güç peşinde olanlar, şu anda gücü elinde tutanlar, şimdi tüm insanlığın kontrolünü ele geçirecek.

Ve ben iki kuruşumu, ya da yerine göre iki euro’mu (kahkahalar) ortaya koyuyor ve her birinizden ayırd edici olmasını (muhakeme gücünü kullanmasını) istiyorum – tabii kendi tarzınızda, ama ayırd edici olun. Ama bu konuda kendi sesimi ifade etmem gerekiyor. Dünyanın biraraya gelme zamanıdır. Savaşların bitmesi zamanıdır. Koruyucu olmaya çalışanların ve – kültürel olarak, politik olarak ve her türlü başka açıdan – çok içine kapanık kalmaya çalışanların şunu fark etme zamanıdır; anlaşmazlıklar üzerine bile olsa, bir konsensusa ve bir anlaşmaya varılması, Dünya’yı ileriye taşıyacaktır. Dünyada bu yeni dil – küresel bir dil –  yerleşmeye başladığında, dünya ilerleyecektir. Ve bu, herkesi (bu yeni normlara) uydurmaya çalışmakla ve onları tam olarak aynı kılmakla ilgili değildir, ama bazı adaları köprülerle birbirine bağlamakla ilgilidir. Bu, savaş ve farklılık çağını sonlandırmakla ilgilidir.

İnsanlar ve hükümetler hepimizin ne kadar benzer olduğunu bir kez anladı mı, ve hepimizin yolculuk yapan insanlar olduğunu – yalnızca Çinli ya da yalnızca İsrailli, yalnızca Brezilyalı ya da Kanadalı olmadığımızı – bu muhteşem gezegende insan olduğumuzu bir kez anladılar mı…. İnsanların tümü, büyük bir çoğunluğu, tümü aynı şey için çalışıyor – bu gezegeni O gezegen yapmak, bu gezegeni, meleksel aileler için, dışardaki o evrenlerin geri kalanı için, boyutların geri kalanı için, o parlak örnek haline getirmek. Tüm yaratının geri kalanı şu anda Dünya’da olan biteni izliyor. Ve Dünya’da olanlar, diğer herşeyi etkiliyor. İnsan melekler olarak bizlerin birbirimizle bazı ortak bağlar geliştirmesi, mantıklı olmaz mıydı?

Şu anda, herhangi bir Tek Bir Dünya Düzeni türünün, bazı gruplar ya da aileler tarafından kontrol edilen yeni bir faşizan durum doğuracağından, ya da dünyanın yönetimini ele geçirme komplolarından söz eden insanlar var. Peki bunun yararı nedir? Şu anda dünya açlıktan ölüyor, hızla enerjiyi – enerji kaynaklarını – tüketiyor, hızla temiz su kaynaklarını tüketiyor, ve üstelik bir dolu da karmaşadan geçiyor. O zaman merak ediyorsunuz, neden biri dünyayı ele geçirmek istesin ki?

Ben Dünya’da, şimdiye kadar hiç görmediğim bir hareket görüyorum. Bazı esin dolu politik liderler var. Ama bazı çok Eski Enerji liderleri, çok sıkışıp kalmış politik liderler olduğunu da görüyorum, ama siz, hizmet konusunda gerçekten bencil olmayan, ve gerçekten esin dolu yepyeni bir lider türü ve yepyeni bir lider kuşağı/nesli görüyorsunuz. Ve siz onları biliyorsunuz, ve ben de biliyorum, çünkü Yeni Dünya’daki zamanı bizimle birlikte paylaşan onlar.

Eski olanlar – Eski Enerji politika ve iş liderleri – Yeni Dünya’ya gitmezler. Orası onlara çekici gelmez. Ama şimdilerde  hükümetlere yolunu bulan yepyeni ve esin dolu bir insan kuşağı var. Ve onlar şu anda iş dünyasındaki değişimle birlikte iş dünyasında ortaya çıkacaklar. Onlar şu anda tıp ve psikoloji ve spiritüellik alanlarında hak ettikleri ya da kendi yerlerini alıyorlar.

Böylece, sevgili Şambra, ben şu anda Tek Bir Dünya Düzeni ile ilgili birçok kişinin yaymaya çalıştığı bu sert tepkiyi, bu korkuyu ve bu komployu görüyorum. Tekrarlıyorum, buna bir de kendiniz bakın, ama uzun, çok uzun zamandır ilk kez dünya birleşiyor. Ve dünya birleşmek için mükemmel bir fırsata sahip, çünkü, biliyorsunuz, çoğu insan – çoğu insan, büyük bir çoğunluk – başka bir şeyin olduğuna inanıyor. Bir ruh dünyası var. Bir, sizin Tanrı diyeceğinizin dünyası var, ve bunlar hep bunun bir parçası. Dünya’daki çoğu insan, onların ölüm sonrası yaşam dediği bir şeye inanıyor, ama bu, ruhun devamıdır – ruhun evrimidir. Çoğu insan meleklere, onlarla birlikte olan – ki evet, öyleler – meleklere, meleklerin onları sevmek için varolduğuna, ve şefkat ve anlayışla  onları kuşattıklarına inanıyor. Ve şu anda insanların gereksindiği şey de gerçekten budur.

Çoğu insan, sizin iyi diyeceğiniz şeye inanıyor. Onlar iyiye inanıyor. Gündemlerinde nefret ya da kontrol olan çok, çok az insan var… biliyorum, şu anda dünyada utanç verici iğrençlikte bir dolu şeyin olduğunu görüyorsunuz, ama tam kırılma noktasında olan bazı insanlar var, ve onlar artık ne yapacaklarını bilmiyorlar.

Güç ve kontrol avına çıkmış az sayıda seçili insan var – az sayıda seçili insan. Kötü niyetli ve entrikacı olanlar var, ama size hemen şunu söyleyeyim, bu işe yaramayacaktır. Yarayamaz. Yarayamaz. Bu ister bir hükümet, bir din, bir iş, ister güce susamış bir grup varlık olsun, ya da evet, Dünya’ya gelerek ve insan biçimi üstlenerek kendi kültürleri her neredeyse, kendi gündemlerini geliştirmeye çalışan yabancı ya da uzaylı varlıklar olsun – ki bunlar çok sayıda yok ama yine de varlar. Bu işe yaramayacaktır.

Dünya bilinci şu anda fazlasıyla yüksek. Dünya’daki insanların kalbindeki ve ruhundaki sevgi ve iyilik şu anda fazlasıyla iyi ve fazlasıyla yüksek. Bu Yeni Enerjiye ilerleme arzusu, ve Yeni Enerji ve Kuantum Sıçrayışı dalgalarına binme ve bu dalgada sörf yapma arzusu fazlasıyla ileri gitti ve şu anda fazlasıyla yüksek.

Kontrol etmeye çalışan herhangi bir insan, manipüle eden herhangi bir insan, Dünya üzerindeki insanların özgür iradesine ve sevgisine karşı komplo kuran herhangi bir insan, fazla uzağa gidemeyecektir. Onlar belki bağırıp çağıracak, tehdit edip korku yayacaklardır. Ama, sevgili, sevgili Şambra, şu anda insanlık bilinci öyle bir noktada ki, bu manipüle eden açgözlü enerjilerin herhangi biri, onlara hemen geri dönecektir. Onlara hemen geri dönecektir. Siz bu enerjileri onlara geri atmak zorunda olduğunuz için değil, herhangi bir şey yapmanız gerektiği için değil, ama insanlık gerçekten esinlenmiş olduğu için.

Biliyorum, başlıkları okuduğunuz ya da haberleri dinlediğiniz günler var, ama ben sizden bunları bir süre kenara koymanızı isteyeceğim. Onlardan uzak durun. Birçoğunuz şimdiden bu seçimi yaptı. Haberlerden, hatta gazetelerden, radyo haberlerinden – bunların her türlüsünden – bir hafta uzak durun, ve ben sizin gidip insanlığı hissetmenizi, Dünya üzerindeki insan bilincini hissetmenizi istiyorum. Haberleri unutun, çünkü onlar bazı daramatik kısımlara, beslenmeye dayalı kısımlara odaklanıyor. Haber medyası, bu Tobias başyazısında bana göre, beslenen haline geldi – maalesef. Seksüel enerji virüsü ya da adına her ne demek isterseniz, bunun içine sızdı, çünkü bu, seksüel enerji virüsünün beslenmesini sağlayan bir ziyafettir, ve o da anında medyaya girdi.

Böylece, sevgili varlıklar, insan bilincini hissedin. Hadi bunu şimdi birlikte yapalım. Dünyanın her yanındaki sevgili ruhların insan bilincini hissedelim. Onların yüzlerini hissedin, enerjilerini hissedin, iyiliklerini hissedin.

Biliyor musunuz, sizin fiziksel evreninizin bazı başka yaşam biçimlerinde kullanılan bir deyim var. Onlar bu Dünya’ya, iyilik gezegeni diyorlar. Iyilik gezegeni. Onlar burada olan iyiliği hissediyorlar. Buraya gelenlerin, gelişmiş varlıklar olduğunu biliyorlar. Ve evet, herhangi bir varlığın doğru yoldan ayrılacağı ya da kolaya kaçacağı ya da güçle oynayacağı zamanlar vardır. Ama genel olarak burası, iyilik gezegenidir.

Ben sizi şu anda, korku yayacakların, kuşku tohumlarını ekeceklerin enerjisini hissetmeye davet ediyorum. Ve ben sizi gidip insanlıktaki iyiliği hissetmeye davet ediyorum, çünkü bu, yalnızca bu, bizi bu mucizevi yeni zamana taşıyacaktır.

Başyazının sonu, teşekkür ederim. (alkışlar)

Ah, sevgili varlıklar, aslında burada ısındığımı size söylemem gerekir, çünkü Sam büyük bir hatip olacak. O… biz bunun  üzerinde ve bunun enerjileri üzerinde çalışıyoruz, çünkü o da insanları benim sevdiğim kadar seviyor, çünkü o zorlukları ve meydan okumaları olduğu kadar, o inanılmaz çok sevgiyi de anlıyor.

Ben şimdi devam edip bugünün konularına geçeceğim.

Günün Konuğu

Önce, günün konuğu, bu, çok iyi tanıdığınız, tek tek her birinize yakın olan, sevdiğiniz bir konuk – düzenli olarak Yeni Dünya’ya giden sizin veçheniz. Ah, sevgili varlıklar, siz oradasınız. Siz aktifsiniz ve siz meşgulsunuz. Geceleriniz yoğun geçiyor, çünkü Yeni Dünya’da gerçek çalışmanızı bu zamanlarda gerçekleştiriyorsunuz.

Evet, biliyorum, uykunuzdan şikayetçisiniz, ve garip rüyalar falan görüyorsunuz, ama siz birçok açıdan oraya çekiliyorsunuz. Ben bundan bir dakikaya kadar söz edeceğim, ama şu anda onu davet edin… ah, onun, sizin bir ikiz parçanız olduğu bile söylenebilir. O, sizin bir ifadenizdir.

Siz oraya gündüzleri hayal kurarken gidiyorsunuz. Siz oraya, bu arada, arabanızı sürerken de gidiyorsunuz. Garip nedenlerden ötürü bir şeyler yediğiniz zamanlarda da oraya gitmekten hoşlanıyorsunuz. Ah, bu harika bir zaman. Kalkıp Yeni Dünya’ya gidiyor, ve sonra midenizi dolduruyorsunuz, ve bu birçok açıdan iki misli doyum sağlıyor. Bu, orada olan bitenleri çok, çok bütünleyen bir parçanız. Bu, insanlığı ve bu iyi Dünya’yı, bu sevgi alanını seven bir parçanız. O nedenle, orada çok zaman geçiriyorsunuz, görev duygusuyla değil, sadece çünkü. Sadece deneyim için ve sadece sevgi için.

O parçanızı bugün Şaud boyunca sizinle birlikte oturmaya davet edin. O veçheyi davet edin. O veçhe, yeni bilincin kalıpları dediğiniz şeyin gelişmesine yardımcı oluyor. Sizin yeni gıda kaynakları, yeni tarım teknolojileri geliştirmenize yardımcı oluyor – ve biliyorum, siz tohumlar ve toprak ve çimlenme ve polen alış-verişi ve melez bitkilerle ilgili hiç bir şey bilmiyorsunuz. Farketmez.

Yeni Dünya ille de zihinsel bir teknoloji gerektiren bir yer değil. Yeni Dünya bir imgeleme yeri. Orası bir esin ve bilinç aşılama yeri. Orası, örneğin tarımla uğraşanlarınızın gittiği yer, çünkü bunun insanlık için şu anda önemli olduğunu anlıyorsunuz. İhtiyacımız olan son şey, yiyecek kıtlığı yüzünden isyanların çıkmasıdır –  ki bu biraz olacak – ama ihtiyacımız olan son şey, bunun bunaltıcı bir hale gelmesidir. İhtiyacımız olan son şey, gıda kaynaklarının manipülasyonudur. Yani siz geniş ölçüde tarım teknolojileriyle çalışıyorsunuz.

Peki ne yapıyorsunuz? Siz hayal ediyorsunuz. Siz besinler imgeliyorsunuz. Siz Dünya ile, şimdilerde sorumluluğunu aldığınız Gaia arasında bağlantılar imgeliyorsunuz, ve boyutlararası enerjilerle bu minicik tohum arasındaki bağlantıları imgeliyorsunuz. Bir bitkiye dönüşmek için Yerküreden besin çekmeyi gereksinen ve bu yüzden yerkürenin tükenmesine neden olan tohumlara enerji yüklemenin bazı çok eski arkaik (artık kullanılmayan/modası geçmiş) yollarından uzaklaşmayı imgeliyorsunuz. Siz çok daha muhteşem bir şey hayal ediyorsunuz – hava gibi görünen şeyden prana ya da enerjiyi çeken bitkiler (imgeliyorsunuz). İşte yaptığınız budur!

Ben burada biraz tutku dolu konuşuyorum, (kahkahalar) sonra da Cauldre, benim çok hızlı konuştuğumu söylüyor. Ve biliyorum, birçoğunuz İngilizce dilinden değilsiniz, ve onu çeviriyorsunuz. Sizler de enerjiyi hissedin.

Böylece, bugün o veçhenizi hemen yanıbaşınızda oturmaya davet edin, ve o veçhenizi bu dünyasal alemde tanımaya başlayın. Onu tanımaya başlayın. Muhteşem bir yeni enerjiyi imgelemek amacıyla kalkıp giden sizin o parçanızı tanımaya başlayın. Yalnızca bundan söz etmek için değil, ama onu buraya, Dünya’ya geri getirmek, bu yeni bilinci bir boyuttan ötekine yönlendirip hemen buraya geri getirmek için.

Derin bir nefes alın…

Sizin o veçheniz, o ikiz parçanız, sık sık diğer alemlere gidiyor. Buraya davet edilme şansına gerçekten pek sahip olamadı, ve bugün bunun için ne güzel bir fırsat. Siz bunu yaparken, o bilinci buraya, bu gezegene geri getirmeyi sağlayacak koridorları da
açıyorsunuz.

Farketmez

Birinci konu: farketmez. Gerçekten de etmez.

Önünüzdeki birkaç yıl boyunca bu zorlu zamanlardan geçerken, sizi yalnızca “farketmez” sözünü değil, ama onun arkasında yatan özü de hatırlamaya davet ediyorum. Sizler zamanda yolculuk edenlersiniz – hepiniz. Siz zaten oraya vardınız. Zaten bunu gerçekleştirdiniz. Şimdi bunu deneyimliyorsunuz.

Farketmez. Cauldre bize diyor ki, bu kulağa ciddiyetten uzak ve ilgi ya da şefkat eksikliği gibi geliyor. Hiç de değil. Farketmez. Bu sözcükteki enerji ve bilinç paketi, sizin anahtarınızdır. Zihninizde kapana kısılmaktan sizi alıkoyan anahtardır. Ve bu, şimdilerde en büyük eğilimlerden biri olacak – yani zihninizde kapana kısılmak.

Şu ara Dünya üzerinde, insanları zihne geri çeken kapsayıcı bir enerji var. Bu, tüm şu dualite işleminin/sürecinin bir parçasıdır. Bu, sizi oraya geri getirmek isteyen varlıkların – enerjilerin – (sürdürdüğü) bir işlemin parçasıdır. Ve bu, aynı zamanda sizin Atlantisi hatırlamanızın da bir parçasıdır. Siz temelde… buna hipnotize olmak diyebilirsiniz, ya da zihninize gitmeye öylesine odaklısınız ki, bu kalıpları hâlâ tekrar tekrar yinelemeyi sürdürüyorsunuz.

Atlantis’te bulunmuş olsunlar ya da olmasınlar, şu anda Dünya’daki her bir insanda bir enerji yansıması ya da aşısı var. “Korku içindeyken, kuşku içindeyken, ya da herhangi bir kafa karışıklığı olduğunda, zihnine git.” Bu sanki sizi oraya geri fırlatan bir lazer ya da ışın gibi. Bu çok, çok eski bir aşı, ve şu anda, bunun ötesine geçmeyi seçebilirsiniz. Ama şu anda, bu korku ve kafa karmaşası ve kuşku zamanında çoğu insana olan şudur; onlar otomatik olarak zihne gitmeye tetikleniyorlar.

Şimdi, zihinlerindeyken kafaları daha da karışıyor ve daha da kapana kısılıyorlar. Zihindeyken, yaratıcı enerjilerden çok yoksun oluyorlar. Ve zihne gittikleri zaman, kendi hapishanelerinde oluyorlar. Bunun bir komplo olduğunu söylemek istemiyorum. Bu sadece geçmişten kalan bir artıktır. Eski bir kalıptır.

Yani anahtarınız – kendinizi kargaşa içinde bulduğunuz her sefer, kendinizi kalbinizden ya da enerjinizin tümünden çıkmış bulduğunuz her sefer –  hatırlayın, farketmez. Anahtarınız bu olacak. Farketmediğini hatrlamanız için anahtarınız bu olacak! Farketmez. Siz zaten oradasınız. Peki şimdi bununla ne yaparsınız? Şimdi nereye gidersiniz?

“Farketmez” ruhun kurtuluşudur. Ama çıkıp da Dünya’daki herkese farketmediğini söylemek için, herhalde daha biraz erken, çünkü birçoğu bunu duymaya pek hazır değil. Ama sizin için, anahtar budur, tabi onun anahtar olmasını seçerseniz. Sıkışıp kaldığınız zamanlarda, artık ne yapacağınızı bilemeyecek kadar tükenip yorulduğunuz zamanlarda bu sözcük imdadınıza yetişir. Hatırlayın, derin bir nefes alın, farketmez. Kendinizi kurtarın. Kendinizi özgürleştirin. Kendiniz için seçim yapın.

Enerji ‘Saldırısı’

İkinci konu: bir alınyazısı ya da yazgı yok. Bu yine bir telkin olup… Tekrarlıyorum, ben telkin derken, gizli bir topluluktan ya da bu tür bir şeyden söz etmiyorum.

Ve bu arada, bu noktada bir dakika duracağım. Birçoğunuz şu anda bir enerji saldırısı türü hissediyor. Hepiniz değil, ama birçoğunuz. Ve biz, bunu hissettiğinizi hissedebiliyoruz. Diyorsunuz ki, “Bu nedir?” Kendinizi suçluyorsunuz. Peki, nedir bu? Şu anda ben konuşurken neler oluyor? Diyorsunuz ki, “Ama ben güvenli alandayım. Neden böyle kafam karışıyor ve bir enerji saldırısı algılıyorum? Neden dikkatimi buraya veremiyorum? Neler oluyor?”

Şu anda Dünya üzerindeki dualite enerjisi çok güçlü, geriye tutunmak ya da geri gitmek isteyen çok enerji var. Bastırılmış çok öfke ve saldırganlık var, ve karanlık olarak tezahür eden kapana kısılmış çok korku var, ve bu sizi – sizin bilincinizi – hissedebiliyor, ve bazı şeyler yapıyor.

O sizi incelemeye çalışıyor, ama aslında nasıl inceleneceğini bilmiyor. Onlara etrafta dolanan varlıklar ya da hayaletler ya da sadece başka insanların bilinci diyebilirsiniz. Onlar şu anda salondalar. Evde sizinle birlikte oturma odasında oturuyorlar, ya da her neredeyseniz, ve sizi inceliyorlar. Ama sizi incelediklerinde, çok çileden çıkıyor ve sinirleniyorlar, ve kızıyorlar. Ve sonra küçük çocuklar gibi bağırmaya başlıyorlar, ve sizin dikkatinizi çektiklerinde, bilincinizin bir kısmı onlara yöneliyor ya da onlara odaklanıyor. Sizin dikkatinizi çektiklerinde, tehdit etmeye çalışıyor ya da manipüle etmeye çalışıyorlar, ve siz çoğu zaman (bu tuzağa) düşüyorsunuz. Bunun sizin zihniniz olduğu kalıbına geri dönüyorsunuz – oysa değildir. İşte ben böyle zamanlarda sizden kendinize geri gelmenizi istiyorum.

Kendiniz, o anda kim olmasını seçiyorsanız, odur. Nokta. Nokta! Diyorsunuz ki, “Ama bunlar benim geçmiş yaşamım ve benim kötü kararım.” Bunu seçiyorsanız, o zaman ÖYLEDİR. Ama eğer enerjinizin, şu anki kimliğiniz olmasını seçerseniz, o zaman tüm bu saldırgan enerjiler sizi manipüle etmeyecektir. Oyundan bıkacak ve başka bir yere gideceklerdir. Ama şu anda sizi bağlayıp etkisiz hale getirebilirlerse, bunu yapacaklardır.

Onlardan korkacak bir şey yok. Sizi ele geçirmek ya da size kilitlenmek gibi yetenekleri yok, tabi siz izin vermedikçe. Bazılarınız aslında onlara izin veriyor. Bazılarınız bu enerjilerin ve bu varlıkların vampir gibi size kilitlenmesine izin verme oyununa bayılıyor. Sizden beslenilmesine o kadar alışıksınız ki, tüketilmeye o kadar alışıksınız ki, bu enerjilere gerçekten izin veriyorsunuz. Ve sonra bununla başa çıkmak için şifacılara ve tanrı bilir daha kimlere gidiyorsunuz, ve onlar da sadece üstünüze daha fazlasını yığıyorlar. Sadece başınıza daha fazlasını topluyorlar.

Siz – SİZ – bir seçim yapmak zorundasınız, siz olma seçimini, bu enerjilerin artık sizden beslenmesine izin vermeme seçimini. Bu, bir seçim yapmak kadar basittir. Ve şimdi konuya geri dönelim.

Bir Yazgı Yok

Bir alınyazısı ya da yazgı yok. Yazgı – buna ne derdiniz – bilince ve insanların zihnine damgalanmış bir inanç sistemidir. Bir yazgı olduğunu, Tanrı’nın sizin için bir planı olduğunu söylemek kolaydır. Eh, bu böyle değil. Ben başka kelimeler söylecektim ama Cauldre beni durdurdu, ve biz kısacık bir gerilim ânı yaşadık – Cauldre ve ben – çünkü o benim “bu boktur” dememi istemedi ve… (kahkahalar) Bunu söylememi istemedi. Aman Cauldre, farketmez. (yoğun kahkahalar)

Tanrı’nın sizin için bir planı yok. Ve bu saçma olurdu, çünkü bir tür kontrol ve şefkatsizlik olurdu. Tanrı, sizin zaten orada olduğunuzu zaten bilirken, neden sizin için bir plan yapsın ki? Siz zaten gerçekleştirdiniz. Şimdi, Tanrı size – siz kendinize – ‘oraya varmayı nasıl deneyimlemek istiyorsun’ armağanını veriyor, ama bir yazgı yoktur.

Ve aynı olumsuzluk, diyebilirsiniz buna, ya da aynı derecede kafa karıştırıcı olan şey, karmik geçmişinizi temel alarak kendinize zorla yüklediğiniz yazgıdır; dün, ya da geçmiş yaşamda, Atlantis zamanlarında, uzaylı zamanlarında, herhangi bir zamanda belirli şeyler gerçekleştirdiğinize inanmaktır, kendinize zorla yüklediğiniz bir yazgının olduğuna, geçmişte yolculuk ettiğiniz yolun,  geleceğinizin yolunu da yaratacağına inanmaktır.

Ve diyorsunuz ki, “Evet, ama benim tüm o geçmiş yaşamlarım oldu, ve ben korkunç şeyler yaptım, harika şeyler yaptım. Bir kurbandım, taciz edendim. Bu yüzden, bu şeyleri temizlemek benim yazgım.” Öyleyse temizlensin. Bugün. Hemen şimdi! Neden beklemeli ki?! (kahkahalar) Temiz olmak için başka ne deneyimlemeniz gerekiyor? Ne tür… Hangi dersleri habire öğrenmek istiyorsunuz? Linda, bugün Adamus burada mı diye merak ediyor. (Tobias güler) Sen bu noktada azıcık şeffafsın, sevgilim. Azıcık şeffaf. (kahkahalar)

Yani bir yazgı yok. Bu, sizi fena halde sınırlayacak bir inanç sistemidir. Bazılarınız diyor ki, “Ama evet, bazı… ha, benim yüksek benliğim. Benim yüksek benliğimin benim için bir planı var, bir yazgısı var.” Hayır yok. Sizin yüksek benliğiniz… eh, herşeyden önce, buna hiç girmeyelim bile. İçinizdeki en basit öğe ya da tamamlayıcı unsur, özünüzdür. Bu, karmaşık ve hiyerarşik bir unsur değildir. O, içinizdeki en basit unsurdur, ve yalnızca deneyim ister ve ifade (bulmak ya da etmek) ister. Hepsi bu.

Siz – burada bundan ayrı parçalar olarak söz etmeyelim bile – siz, sadece Tanrı’nın bir varlığı olarak, deneyim ve ifade arayışında, varolmanın inanılmaz hissinin ve deneyiminin arayışındasınız. Varolmanın. Varolmak, olmasını istediğiniz herşey olabilir. Oysa bunun için sık sık ruhunuzu ya da özünüzü suçluyorsunuz. Diyorsunuz ki, “Evet, ama bir ana plan var.” Ana plan yalnızca sizin kendinizi sevmenizdir. Bu kadar. Ve kendiniz sevmekle, kendinizi anlarsınız. Tek plan budur.

Böylece, insanlarda böyle bir genel inanış var. Büyük bir çoğunluğu yazgıya inanıyor. Bu bir tuzaktır. Bir hapishanedir. Bir deneyimdir. Ama onlar gerçekten, yukarlarda bir yerlerde bazı varlıkların ipleri oynattığına, üzerinden atlamanız gereken engeller oluşturduğuna, her gün içine girmeniz gereken ve sonra da çıkış yolunu bulmanız gereken yeni labirentler yarattığına inanıyor. Bunu düşünmek belki çekicidir ve merak uyandırıcıdır, ama size söyleyeyim, bir yazgı yoktur. Yalnızca seçim vardır. Yalnızca seçim.

Şimdi, bu her ne kadar kulağa harika geliyorsa da, muazzam bir kişisel sorumluluk da talep eder. Bir kurban olup da seçim yapmak zordur. “Evet, bu benim kötü şansım. Bu benim karmik yolum. Bu, yüksek benliğimin benim için istediği şey” demek daha kolaydır. Bu bir bahanedir, kaçmaktır. Bir oyundur. Bir yanılsamadır. Bir deneyimdir, gerçekten de, ama yeterince deneyimlemediniz mi? Bundan gına gelmedi mi? İpleri çeken ya da oynatan kimse yok. (Cauldre’nin elleri, sanki kukla oynatırmışçasına başının tepesinde ileri geri gider ve kahkahalar yükselir) Tepenizde ya da altınızda ipler yok. Ben tek tek her birinizi, öne çıkıp kendi yaşamınızın sorumluluğunu almaya yüreklendiriyorum.

Ha, siz ve ben şöyle bir küçük tartışma içindeyiz. “Tobias, bir keresinde bir seçim denedim ve işe yaramadı. O yüzden… (Linda, ‘Soruları mı okudun’ der) … teslim oluyorum. Seçime sahip olduğumuzu neden söylediğini bilmiyorum çünkü işe yaramıyor.” Vaay! Bir an durun. Herşeyden önce, birçok yaşam boyunca seçime sahip olmadığınız yönünde bir programınız ve deneyiminiz vardı. Bu biraz alıştırma ve seçimlerinizde biraz da özgüven isteyecek.

Saint Germain bana Cauldre’nın kulağının yanıbaşından diyor ki, seçimlerinizin yaklaşık yüzde 88.2’si (kahkahalar) başka insanlarla ilgiliymiş. Böyle bir oyunda kesin kaybedersiniz! Ben seçimden söz ettiğimde, sizin kendiniz için yaptığınız seçimden söz ediyorum.

Şimdi şunu demeyin, “Eh, benim kendim için seçimim, biriyle bir ilişkimin olması.” Hah… başka birini devreye soktunuz işte. Siz egemen, mutlak bir varlıksınız. Seçimi sizin için, kendiniz için yapın.

Ve diyorsunuz ki, “Peki, ben bolluk seçtim, hani nerede?” Ha, yolda, geliyor. Gerçekten yolda, ama eski inanç sistemlerinizin bazısının doğal olarak dönüşmesini gerektiren, yıkanıp temizlenmesi gereken bir parçanız olduğunu fark ediyorsunuz. Ve bolluk bazen de önünüzde altın bir kap olarak belirmez. Bir bolluk yoksunluğu içinde olmuş olan her bir veçhenizin bir tür dönüşümden ya da bütünlenmeden geçmesini öngören bir işlem ya da süreç var.

Bazen seçimleriniz öylesine belirleyici ki. Öylesine odaklı ki. Şöyle diyorsunuz, “Bugün birinin bana yepyeni bir takım elbise vermesini istiyorum, öylesine, damdan düşer gibi.” Oyunlar oynuyorsunuz. Kendinizi deniyorsunuz, ve bunu yaptığınız zaman Saint Germain’in de sabrını deniyorsunuz. (kahkahalar)

Biz geniş seçimlerden söz ediyoruz. Biz, şu anda bu denli belirleyici olmayın’dan söz ediyoruz. Şu seçim meselesinde iyi olduğunuzda, seçebileceğinizi anımsadığınızda, ayrıntılara da girmeye başlayabilirsiniz. Ama şimdilik, şeyleri kendiniz için seçin.

Şimdi, gözle görünen temel şeylerden bazısı bolluk. Neden bolluk içinde olmayasınız ki? Sağlık. Neden sağlıklı olmayasınız ki? Sizin tutku diyeceğiniz şey. Tutku doğaldır. Tutku, gerçek ifadedir. Siz tam anlamıyla gerçekten iyi bir seçmen olmadığız konusunda kendinize neredeyse meydan okumaya çok yatkınsınız.

Bizim Yeni Dünya’da seçim işlemini anlamaya ayrılmış koca bir kampüsümüz var, altbaşlığı da şöyle “Bir Seçim Yapıp Onu Tezahür Ettirmek İnsanlar İçin Neden Bu Kadar Zor.” Eğer oraya gitmediyseniz, orada biraz zaman geçirmenizi öneriyorum. Bazen seçimle ilgili çok tanımlanmış bir terminolojiye ya da kavrama sahipsiniz. Onun çok maddesel olmasını istiyorsunuz, onun çok hızlı olmasını istiyorsunuz, ve tekrarlıyorum, onu, kendinizi ya da Tanrı’yı test etmek için kullanıyorsunuz. Kendiniz için derin bir seçim yapmanın ve farketmeyeceğini anlayacağınız bir seçim yapmanın, gerçekten nasıl bir şey olduğunu anlayın. Bu, hayatı nasıl deneyimlemek istemenizdir.

Derin bir nefes alalım…

Yeni Dünya

Üçüncü konu… evet, bunun üzerinden çok çabuk geçeceğiz. Üçüncü konu: Yeni Dünya – neler oluyor.

Eh, söylemek gereksiz, Yeni Dünya üzerinde, Dünya gezegeninde meydana gelen muazzam değişimler yüzünden muazzam miktarlarda aktivite var. Yeni Dünya öncelikle üç şeydir. Yeni Dünya, fiziksel biçim içinde daha önce hiç Dünya’da bulunmamış meleksel varlıkların eğitim alabileceği bir sınıftır. Öğretmenler sizsiniz, Dünya üzerinde hayatlar yaşamış sizler. Gelen öğrenciler, öncelikle sizin spiritüel ailelerinizden geliyor, ama başka spiritüel ailelere de ders veriyorsunuz. Orada kendi öykülerinizi anlatıyorsunuz – eğlenceli öyküler, doğrusu. Derin ve bilge öyküler.

Şimdi, buradaki insan halinizin içindeyken hiç de önemli görünmeyebilir, ama Dünya’ya hiç gememiş bir meleğe bir öğün yemenin nasıl bir şey olduğunu anlatmak – onlar bunu anlamazlar. Böyle bir kavram yok. Bu gerçekten çok zordur, bu yüzden de enerjilerle – sözlerle değil de enerjilerle –  çalışmanız ve anlamalarını sağlamanız gerekiyor. Onlar size şöyle sorular yöneltiyor, “Peki, neden yemek yemen gerekiyor? Peki, neden yemezsen ölüyorsun?” Ve bu aslında Yeni Dünya’nın başka düzlemlerinde bazı çok, çok güzel tartışmaları tetikliyor. İnsanlar artık neden yemek yemeyi gereksiniyor? Bu çok eski bir kalıptır. Çok eski bir durumdur, ve siz bunu az çok kabul ettiniz – yani yemeniz gerektiğini.

Bedenlenmelerden geçmeye başladığınızda deyiverdiniz ki, “Pekâla, yemem lazım.” Ve yemeniz gerektiğine inanıyorsunuz,  değil mi?

Gerçekte, yemeniz gerekmiyor. Bedeninizi harekete geçirmek ve beslemek ve desteklemek için çok kaba ve arkaik kaynaklardan – bitki ya da hayvanlardan – enerji çekmeye çok alıştınız. Ama aslında yeme ihtiyacınız yok. Bunu gerçekleştirmenin yeni yolları var, ve bu melekler, daha önce hiç insan biçimine girmemiş bu varlıklar – hadi bunlar için “Kristal” kelimesini kullanalım – bu soruları sorduğu zaman, birçoğumuzun, “Hmmm. Hmm, biz bunu neden böyle yapıyoruz?” demesine neden oluyorlar.

Yeni melekler, varlıklar, ilişkilerden söz ediyor. Şimdi, meleksel ilişkilerde de bir bağıntı (korelasyon) ya da bir paralellik var, ama meleksel varlıkların bir – nasıl diyorsunuz – kendi karşıtlarına, bir dişinin bir erile ihtiyacı yoktur. Onların sizin gibi fiziksel ara dönemleri yoktur. Meleksel alemlerde ilişkiler vardır – bunun daha çok, kalıcı ya da ebedi bir dostluk ve onurlandırma türü olduğunu söylemeliyim – ama onlar insan ilişkilerini anlamada zorlanıyorlar, tıpkı bizim gibi. (kahkahalar, Tobias kıkırdar)

Bir an için düşünün – bu çok, çok gerçektir – öğretmek üzere geceleri Yeni Dünya’ya gittiğinizde, meleklerden biri der ki, “İnsanlar neden seks yapar?” Anlamazlar. “Neden insanlar, başka bir insanla ilişkisi olmasını arzular, bir ilişkinin peşinde koşar – sonra da birbiriyle kavga eder… ve sonra da birbirini boşar… ve sonra başka bir yaşamda yine biraraya gelir?” (kahkahalar) Ve siz bunu onlara açıklamaya çalışırsınız. Böylece Yeni Dünya, buraya gelmekte olan Kristaller için bir sınıftır.

Yakın zamana kadar, Dünya’da yaşamış olup da öğrenmek için Yeni Dünya’ya gelen çok, çok az insan vardı. Bu varlıklar genelde Adamus’un Yakın Dünya alemleri dediği yerlere giderler. Ama şimdi, kapana kısılmış ve sıkışıp kalmış çok insanın yeni esinlenmeler peşinde olduğunu görüyoruz. Onlar, yaşamları arasındaki (dönemde) Yeni Dünya’ya gelmeye başlıyorlar. Ve siz, “Yeni Bilinç 101 – Aynı Zamanda Bir İnsan Ve Bir Melek Nasıl Olunur” adı altında sınıflar/dersler hazırlamaya başlıyorsunuz. Onlarla, öğrendiğiniz şeyler hakkında konuşmaya başlıyorsunuz. Onlarla, seçim hakkında konuşmaya başlıyorsunuz. Onlarla, egemenlik/mutlakiyet hakkında konuşuyorsunuz. Onlarla, inanç sistemlerinin geniş çaplı matriksi ve kendini bundan nasıl özgürleştireceğin hakkında konuşuyorsunuz. Yeni Dünya’da gerçekleştirilen inanılmaz bir çalışma var, ve yukardaki o yer… dışardaki o yer, ya da her neredeyse… çok, çok hareketli bir hal alıyor.

Yeni Dünya aynı zamanda birçok insanın bilgeliğini içeren – nasıl dersiniz – çok sofistike ya da gelişmiş bir kütüphane olmakta. Olmakta…. Bu, Akaşik Kayıtlar değil. Çünkü o farklı bir evrensel fizik ya da boyutlararası fiziktir. Ama burada bu, Yeni Dünya üzerinde, Dünya üzerindeki tüm yaşamlarınızın ve tüm deneyimlerinizin bilgeliğini içeren, yaşayan bir kütüphanedir. Bu, herkesin bakabileceği bu bilgiyi toplayan bir yerdir, ve o kendi bir bilinç haline geliyor.

Yeni Dünya, kendi içinde bir varlık haline geldiği noktaya ulaştı – ki biz bu varlığın adından başka bir zaman söz edeceğiz – ama o, kendi varlığı haline geldi, tıpkı Gaia’nın bir anlamda Dünya’nın varlığı olması gibi, ya da şimdiye kadar olmuş olduğu gibi.

O, diğer boyutlara ve fiziksel evrenin diğer bölgelerine uzanan bir ışık feneridir, ve bu ışık feneri, diğer uygarlık türleri, yaşam biçimleri ve bilinç biçimleri için bilinç ışınları taşıyor. Saint Germain, Temmuz’dan sonra bu açıklamaların birçoğunu yapacak. Diğer yaşam biçimleri nelerdir? Neden oradalar? Onların esin kaynağı kim? Ama hiç kuşkusuz, Yeni Dünya bu canlı kütüphanedir.

Ve her biriniz için daha da önemlisi, Yeni Dünya şu anda, Dünya’nın yeni bilincinin bir döngü içerisinde tekrar tekrar tasarlandığı ve beslendiği ve doğurulduğu yerdir. Yalnızca tek bir kere değil, ama süregelen bir döngü halinde.

Oraya düzenli olarak gidenleriniz var – neredeyse hepiniz. Siz insanların karşılaştığı sorunları anlıyorsunuz. Yeni bir Enerjiye geçmenin zorluklarını anlıyorsunuz, çünkü siz bunu kendiniz fiziksel bir biçim içinde gerçekleştirdiniz, onun için de anlıyorsunuz. Sizin kendi bedeninizle, zihninizle ve ruhunuzla yaşadıklarınız, Dünya üzerindeki insanlığın da içinden geçeceği şeylerdir.Siz bunu gerçekleştirdiniz ve onlar da izleyecek diye değil, ama onların nelerden geçeceğinin deneyimini kendinize verdiğiniz için. Ne tür eziyetler? Ne tür güzellikler? Ne tür bir cehennem? İnsanlık ne tür bir kurtuluştan geçecek? Kendilerini nasıl sabote edecekler? Kendilerini nasıl aldatacaklar? Bu büyüklükteki herhangi bir dönüşüm ne tür güçlükler ya da gerilimler içerir? Siz bunu (bu deneyimleri) önce kendinize verdiniz ki, anlayabilesiniz.

Böylece şimdi Yeni Dünya’ya gidiyor ve potansiyel çözümlerin geliştirilmesine yardımcı oluyorsunuz. Böylece siz, içinde bulunduğunuz bilinç haliyle, insanlık için bir Yeni Enerji yakıt kaynağının geliştirilmesine yardım ediyorsunuz. Bunu bir laboratuvarda keşfeden ve sonra da patentini alan siz olmayabilirsiniz. Bu konu hakkında diğer insanları esinlendirecek kitapları yazan siz olmayabilirsiniz. Ama burada, Dünya’da görülmeyen bilinç düzeylerinde çalışan ve bundan sonra esin kaynağı olacak şeylere yardım eden sizsiniz.

Peki ne yapıyorsunuz? Dünya’nın ihtiyaçlarına bakıyorsunuz. Şu anda onun tüm koşullarına bakıyorsunuz; Gaia’nın gidişine bakıyorsunuz; insanoğlunun sorumluluğuna bakıyorsunuz; ruhun evrimine ve Ruh’un genişlemesine bakıyorsunuz – aslında tüm bu farklı şeylere dinamik bir biçimde bağlanıyor, onları ölçüp biçiyor ve hissediyorsunuz – ve sonra kendinize şöyle diyorsunuz, “Çözüm nedir – teknik-olmayan, zihinsel-olmayan anlamda – bunun yaratıcı ya da esin dolu bilinci nedir?”

Kendi bilincinizi imgeliyor ya da genişletiyorsunuz, özel şeylere değil, rüzgar gücü gibi şeylere ya da ekin falan gibi şeylerden enerji çıkarmak gibi şeylere değil. Ama siz bilincinizi çok kasıtlı ve çok iyi öğrenilmiş bir biçimde tüm alemlere, yalnızca Dünya’nın fiziksel yapısına değil, ama tüm alemlere genişletiyor, ve enerjiyi hissediyorsunuz. Onun etkisini, gücünü hissediyorsunuz. Bilinçle enerji ve aradaki bilincin tüm noktaları arasındaki farkı hissediyorsunuz, ki bu arada, arada kalan tüm bilinç noktaları, aktive edilmeyi bekleyen, görülmeyen ya da saklı enerjidir. Ve siz bir bilinç halinde onun içine girip, saklı enerji potansiyelini aktive etmenin nasıl bir şey olduğunu hissediyorsunuz.

Yeni Dünya üzerindeki araştırmacı olarak, şu anda Dünya’da uygulanan insan psikolojisini çok aşan düzeylere giriyor, ve çok, çok karmaşık ve çok zihinsel bir konu olan insan psikolojisine bakıyorsunuz. Siz dinamik bir biçimde onun enerjisinin noktalarına giriyorsunuz. Onu ölçüyorsunuz. Bu konuda çok eğitimlisiniz, ölçüm tekniklerinin geliştirilmesine yardımcı oldunuz. Bir dakikaya kadar sorunuza cevap vereceğim. Merak ediyorsunuz, “Buradaki boşluk nerede?” Hm, buna geleceğiz. İnsan psikolojisini anlamaya yardım ediyorsunuz, ve sonra da onun çözümlerini hissediyorsunuz – Yeni Enerji çözümlerini. Şu anda Dünya’daki bir kitabın içinde yazılı olan çözümler değil, çünkü, bunun çok az istisnası olsa da, bunlar daha orada değil. İnsan psikolojisinin yanıtlarını, gittiğiniz bir kütüphanede 1953’de yazılmış bir şeyde bulamayacaksınız.

Ve siz ve ben, çokça konuşmak durumundayız. Adamus, Kuthumi, ben ve sizler arasındaki mücadelelerden biri de – siz sürekli geri gidip eski insan tarzında araştırmak istiyorsunuz. Ve biz de size sürekli olarak, araştırmanın şu anda Yeni Dünya’dan yönetildiğini söylüyoruz.

Su. Su, Dünya için çok önemli bir unsurdur. İnsanların gördüğü ve erişebildiği temiz, berrak su kaynakları, kuruyor. Ve susuzluktan başka hiçbir şey bir isyanı en hızlı şekilde başlatamaz. Şimdi, insanlar gidip türlü şeyler yiyebilirler – topraktaki otu, ya da aç olduklarında kendilerini geçici olarak doyurmak adına ağaç kabukları ya da neredeyse herşeyi yedikleri biliniyor. Ama susuzluk olduğunda – insan sistemine giren temiz su olmadığında – bu oldukça ateşli anlaşmazlıklar yaratacak. Bu nedenle, bu temel prensibi anlayan birçoğunuz Yeni Dünya’da su üzerinde çalışıyor.

Tabii, Dünya’da bilim adamı ve kimyager ve fizikçi olmuş, ama ille de spiritüel olmayıp da bir şekilde yolunu Yeni Dünya’ya bulmuş varlıklardan da yardım alıyorsunuz. Böylece bu, onların teknik uzmanlıklarının sizin bilinç uzmanlığınızı desteklediği bir karışım oluyor ve yeni su kaynaklarını araştırmaya yardımcı oluyor. Su nasıl temizlenir, tuzdan nasıl arıtılır, ve ayrıca, daha da önemlisi, suya olan bağımlılık nasıl azaltılır. Bu biraz zaman alacak, ama ekin muazzam miktarlarda su çeker. Sizler muazzam miktarlarda su çekiyorsunuz, ve buna ihtiyacınız yok.

Şimdi, biliyoruz, size su içmeniz falan söyleniyor. Bedeniniz, gereksindiği şeyi boşluktan (havadan) çekebilir. Boşluktan, havadan. Ben size, kendiniz için suyu kısıtladığınız bir programa girmeniz gerektiğini söylemiyorum, ama burada sözünü ettiğim şey, sizin yeni su çözümleri üzerinde çalıştığınızdır.

Gıdadan daha önce söz ettik – nasıl beslenileceği ya da insanlara nasıl besin verileceği. Siz, ekinleri çok aşan çözümler üzerinde çalışıyorsunuz. Diğer alemlerin derinliklerine gidiyorsunuz. İçine aldığı hemen herşeyi dışarıya atmadan, yiyecekleri kabul etmede ve hazmetmede ve işlemden geçirmede bu denli ilkel olmak zorunda kalmadan, insan DNA’sı, geniş bir kitlesel ölçekte, kendini nasıl yeniden uyumlar? Çünkü kendinizi besleme biçiminiz çok, çok Eski Enerji tarzıdır.

Siz şu anda, enerjisel fiziksel bedeninizi – gerçek biyolojik bedeninizi değil de, onun enerjisel bileşenini – başka bir aleme nakletmenin (taşımanın) çok, çok gelişmiş yolları üzerinde çalışıyorsunuz. Onun kendini birçok verimli enerjiden – spiritüel enerjilerden, ışık enerjilerinden, buna her ne demek isterseniz, ama fiziksel-olmayan enerjilerden –  beslemesi ya da yeniden şarj etmesi (üzerinde çalışıyorsunuz) – ki, enerjisel beden fiziksel bedene geri döndüğünde, fiziksel beden o kadar da yiyeceğe bağımlı olmasın. Bu aslında şu anda çoğu insanın kabul etmeyeceği parlak ve basit bir plandır. Ama başka insanların bunu gerçekleştirdiğini görünce, potansiyeller de açılacaktır.

Yeni Dünya çok, çok hareketli. Ve biz son seferinde ondan derinlemesine söz ettiğimizde, ve Yeni Dünya ile eski Dünya’nın birbiriyle birleşmesinin, enerjisel olarak kesin bir birleşmenin meydana gelmesinin 30 yıl kadar alabileceğini söylediğimizde, hayal kırıklığına uğradığınızı biliyorum. Ama bunların hepsinde bir hayır var, çünkü şu anda Yeni Dünya’da sizler ve diğerleri hiç dikkatiniz dağılmadan çalışabiliyorsunuz.

Eğer ikisi – fiziksel olan ve enerjisel olan Dünya – birleşmiş olsaydı, bu, bazı çok büyük enerji aksamalarına ve karışıklığına neden olacaktı. Şu anda bu muazzam miktarlardaki araştırmalarla, bilinç araştırmalarıyla – ve bunlar inanç sistemleri falan hakkında değil, ama tüm saflığıyla gerçek bilinç – muazzam, muazzam yeni sezgiler geliştiriliyor orada.

Tek bir büyük zorluk var. Zorluk ya da meydan okuma, enerjinizi genişleterek insanlık için şu anda bazı çözümler  araştırmak değil. Zorluk, bunun Dünya’ya nasıl getirileceğidir.

Gitmenin nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz. Her gece rüya halinizde gidiyorsunuz, ama bu aslında şimdi deneyimlediğinizden daha gerçektir. Diğer alemlere gidiyorsunuz ve şimdi çok, birçok gece Yeni Dünya’ya gider oldunuz, çünkü orası ilginizi çeker oldu. Onun potansiyelleri sizi büyülüyor, ve ayrıca orada eğleniyorsunuz da. Orası dertsiz bir yer. Açık bir yer. Genişleyici bir yer ve orada fazla korku da yok.

Böylece, kalkıp Yeni Dünya’ya gidiyorsunuz. Her gece, sözlerime dikkat edin – nasıl desek – o rüya haline daldığınızda, her gece şöyle diyorsunuz, “Bu gece, geri geldiğimde hatırlamam gerekiyor.”
Her gece her biriniz – “Hatırlamam gerekiyor. Bunu beraberimde getirmek zorundayım” diyorsunuz. Ve her sabah uyandığınızda, bulanık bir kafa karışıklığı içindesiniz. Rüyalarınızı bölük pörçük anımsıyorsunuz, ve üstelik bunlar hiç bir anlam ifade etmiyor gibi, ve diyorsunuz ki, “Ben nasıl Yeni Dünya’da olmuş olabilirim ki? Garip garip rüyalar görüyorum.” Bu, zihnin yorumlama biçimidir ya da, daha doğrusu, bu denli yüksek bir bilinci nasıl yorumlayacağını zihin bilemez. Ve bu küçük fragmanları ya da bu küçük – benim deyimimle küçük çizgi filmleri uyduruyor, oysa bunlar gerçekten olan biteni yansıtmıyorlar. Ve sonra siz ipin ucunu kaçırıyorsunuz. Aslında kaçmıyor tabii, sadece diğer alemlerde kalıyor. Hâlâ orada, Yeni Dünya’dadır ama, buraya getirilemiyordur.

İşte biz bu yüzden bugün bununla ilgili konuşmak istedik ve Yeni Dünya veçhenizi, o ikiz benliğinizi, Dünya’ya ve insanlığa büyük bir sevgi ve şefkat besleyen o yanınızı (buraya getirmek) istedik. Onun sizinle birlikte burada olmasını istedik. Biz sizin bir insan ve bir meleksel varlık olarak, bu bilincin Dünya’ya sizin vasıtanızla – herhangi bir enerji kapısı vasıtasıyla değil, herhangi bir uzay gemisi vasıtasıyla değil, herhangi başka biri vasıtasıyla değil – ama sizin vasıtanızla getirilebileceğini anlamanızı istedik.

Bunu iradeyle gerçekleştirmezsiniz; bunu, onu seçmek yoluyla gerçekleştirirsiniz. Bunu bir teknik ya da manipülasyon yoluyla ya da yapısal yoldan gerçekleştirmezsiniz; bunu sadece nefesinizle içinize alır ve seçersiniz. Onu talep etmezsiniz; sadece hissedersiniz. Bu çalışmayı gerçekleştirdiğinizi bilirseniz, ve bunun ulaşılır olduğunu bilirseniz, bu bilincin Dünya’ya getirilmesine de yardımcı olabilirsiniz.

Peki o zaman onunla ne yaparsınız? Hiçbir şey. Onu burada bırakın. Daha önce, Yeshua zamanında bilinç tohumları ektiniz. Mesih’in kaybolmuş çocukları, ikibin ya da daha fazla yıl önce Dünya’ya gelip de, filizlenmesi ikibin yıl alan yeni bilinç tohumlarını ekti. Sizler, tohum ekenler olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz.

Onu buraya, bu Dünya bilincine getirmekten başka yapacak bir şeyiniz yok. Bunun gerçekleştirilmesi için insana ihtiyaç vardır. Hiç Dünya’ya gelmemiş meleksel varlıklar bunu yapamazlar. İşe yaramaz. Bu bir insanı gerektirir, ve Yeni Dünya’nın dinamiklerini anlayan, insanlığı anlayan, kendini egemen/mutlak spiritüel bir tanrısal varlık olarak anlayan insana gerek vardır.

Böyle bir çalışma için Dünya’da kaç insanın nitelikli (vasıflı) olduğunu biliyor musunuz? Pek fazla değil. Gerçekten anlayan fazla insan yok. Biz bunu sayıya dökeceğiz, Adamus şu anda araştırmasını yapıyor. (kahkahalar) Hesap makinesini çıkardı, ve bana  kesin rakkamı bildireceğini söylüyor. Yeni Dünya dinamiklerini ve bilinci ve eski Dünya’yı anlayıp da, tüm bu fikirlerin ve buluşların ve insanlık için çözümlerin tohumlarını taşıyabilecek olanların sayısı, bir milyondan az – çok daha az, diyor Adamus.

O bilinçli seçimi yaparak ve o seçimi içinizin derinliklerine soluyarak ve kendinizi severek – kuşku duymak değil, ama severek – sizler o yolları, o koridorları açmaya başlayabilirsiniz. Siz kapının kendisi olabilirsiniz. Gidip de Pasifik Okyanusunun ortasında bir kapı aktive etmek zorunda değilsiniz. Siz bir kapı haline gelebilirsiniz.

Aslında şu anda yeni bilinç tohumları, tam anlamıyla bedeninizde – fiziksel bedeninizde – mevcuttur. Bunlar fiziksel bir biçimde değildir. Bunlar, küçücük parlak ışık noktaları gibiler. Ama bir engel vardı, şu uçurum. Onlar içinizde mevcutlar, ama siz onların şimdi burada, Dünya’da kalmasına, onları şimdi Dünya’da biriktirmeye itibar etmediniz.

Bu ne nimet. O bilinç tohumlarını, Yeni Enerji bilincini doğrudan Yeni Dünya’dan, doğrudan sizin gibi meleksel varlıkların esin dolu kalplerinden ekmek için, bugün ne güzel bir zaman – ve evet biliyorum, süremizi uzattık, ama konuşacak çok şeyimiz vardı.

Bazılarınız kendini o sese açmaya ve kalbin şarkısını söylemeye tereddüt ediyor. Bazılarınız tereddüt ediyor. Bu bilinç tohumlarının taşıyıcısı ve ekeni olmaya değer misiniz? Birçoğunuz kendi yaşamı, kendi kararları, kendi dengesiyle ilgili kaygı içinde. Diyorsunuz ki, “Belki de ben bu tohumları Dünya’ya ekmeye daha hazır değilim.” Ama biz şimdi böyle bir zamanda bu şekilde biraraya gelirken, bu şimdi çok kutsal ve güvenli bir zamandır. Bu bilinç tohumları fiziksel bedeninizin içindedir. Aslında onları orada bırakabilirsiniz. Onları bu Dünya aleminde bırakın. Onları bu boyutta bırakın. Onları, diğer insanlar için, Tanrı’ya bile inanmayan araştırmacılar için, bu büyük değişim zamanında gerçekten, gerçekten insanlıkla çalışmaya çalışanlar için bir potansiyel olarak burada bırakın.

Birçoğunuzda bir direnç, bir gönülsüzlük var. “İnsanlık hazır mı? Bu bilinç tohumlarını kötüye kullanacaklar mı?” Ve bir dereceye kadar bazıları kullanacaktır. “Bu bilinç tohumlarını manipüle edecekler mi?” Bazısı deneyecektir. “Bilincin bu tohumu etkili/güçlü bir tohum mu? İnsanlık ona hazır olmayabilecek kadar etkili/güçlü mü?” Bunun yanıtını kendinize yalnızca siz verebilirsiniz. Ama siz araçsınız. Siz taşıyıcısınız. Bu tohumları Yeni Dünya’dan buraya, insan benliğinizin haberi olmadan, ama kalbinizde çok iyi bilerek siz taşıdınız.İşte bu, konuşmamın başında sözünü ettiğim açmazın ve gözyaşlarının bir parçasıdır. Bir parçanız ağlıyor, çünkü emin değilsiniz. Hazır olduğunuzdan ya da Dünya’nın hazır olduğundan emin değilsiniz.

Bu Şaudun amacı size hatırlatmaktı – Yeni Dünya’da ne yaptığınızı hatırlatmak ve beraberinizde ne taşıdığınızı hatırlatmaktı.

Yeni Bir Biçimde Bağlantı Kurmak

Dördüncü konu, bunu kısa keseceğim. (kahkahalar) Bu çok, çok kısa olacak, çünkü siz bunu zaten biliyorsunuz.

Yanıtlar aynı yerlerde değil. Enerjiler, bağlantılar yer değiştirdi, değişti ve dönüştü. Eşinizle ya da partnerinizle bağlantı kurmaya çalıştığınızda, fişi, onlarla eskiden bağlantı kurduğunuz eski yere sokmaya çalışıyorsunuz – gerek enerjisel gerekse fiziksel olarak, her türlü – ve sonra da nedir yanlış giden diye şaşıyorsunuz. Kendi yaratıcı kaynağınıza girmeye çalıştığınızda, fişi eski prize sokuyorsunuz. Mecazi anlamda eski RJ11 fişi yerine bir RJ45 fişi geldi. (kahkahalar) Bu fişleri takas etmeye çalışmaktan vazgeçin.

Kendi içinize, tanrısallığınıza, spiritüelliğinize bağlanmaya çalıştığınızda, birçok yaşam öncesi varolan bir şeye bağlanmaya çalışıyorsunuz. Siz o zamanlar bir rahip, bir rahibe, bir haham ya da spiritüel lider deneyimine sahiptiniz, ve size ruhsallık sağlasın diye yeniden onunla bağlantı kurmaya çalışıyorsunuz. O fişin tozla ve kir pasla kaplı olduğunu ve artık iş görmediğini fark etmediniz mi?

Danışanlarınıza bağlanmaya çalıştığınızda – bunu danışmanlık ya da rehberlik yapanlarınıza söylüyorum – daha önce eğitimini aldığınız bir yerden bağlanarak yeni bilinç dalgalarını ya da akımlarını öyle göndermeye çalışıyorsunuz, ve eski bağlantı çalışmıyor. Yeni bir priz var – aslında o kablosuz. (kahkahalar) Bu, yeni bir bağlantı noktasıdır.

Yediğiniz yiyeceğin enerjisine bağlanmaya çalıştığınızda, çok, çok, çok eski bir şeye bağlanıyorsunuz. Kablosuzu kullanın. Farklı bir noktadan bağlantı kurun.

Biyolojinize bağlanmaya çalışıp da derdinin ne olduğunu ya da size ne söylemeye çalıştığını anlamak istediğinizde, eski bir telefon hattını kullanıyorsunuz. O hat, o bağlantıyı kurmak için çok yavaş, fazlasıyla yavaş kalıyor, ve siz bedeninizin mesajını bu çok arkaik sistemle yorumlamaya çalışıyorsunuz. Kablosuzu kullanın. Bedeninizde yeni bilinci kullanın. Bilincin farklı bir noktasına girin.

Zihninizi kullandığınızda, onun çok, çok eski değerlerine ve mekanizmasına bağlanıyorsunuz, ve bu sizi çileden çıkartıyor. Zihniniz, Atlantis zamanında yüklenmiş ya da damgalanmış ve kiliselerce ve yol boyunca diğer manipülatif kuruluşlarca  güçlendirilmiş sınırlamaların ötesine genişlemek istiyor. Farklı bir noktadan bağlantı kurun. Zihniniz genişlemek istiyor. Yaratıcılığınızın bir parçası olmak istiyor. İfadenizin bir parçası olmak istiyor. Artık kendi zihninin kapanında kısılı kalmak istemiyor. Analizden yoruldu, programlamaktan yoruldu, yapılaşmadan yoruldu, ve kendi zihninden çıkmak istiyor. Zihninizle farklı bir yerden bağlantı kurun.

Çevrenizdeki herşeyle, bu ister arabanız olsun – ki sizin arabalarınızla bağlantılarınız var – farklı bir noktadan bağlantı kurun. Farklı bir noktadan bağlantı kurun.

Ben size bağlantınızın nerede olduğunu söyleyemem. Bunu kendiniz keşfetmelisiniz, çünkü bu herkes için farklı ve benzersizdir. Ama onun farklı bir yerde olduğunu size söyleyebilirim. Bu, genişlemiş bir yerdir, ve Yeni Dünyayla ilgili konuşmalar, ve buraya getirmekte olduğunuz bilinç tohumlarıyla ilgili konuşmalar, nereye bağlanmanız hakkında size bir ipucu vermelidir.

Zamanımın dolduğunu duyuyorum, onun için bunu toparlayayım.

Sevgili Şambra, hepimiz sizi çok seviyoruz. Gerçekten ne yaptığınızı çok iyi anlıyoruz. Içinden geçtiğiniz zorlukları çok iyi anlıyoruz. Ve bu azıcık zamanı sizinle geçirip de, size kim olduğunuzu hatırlatırsak, size duyduğumuz büyük saygıyı hatırlatırsak, belki bu, sizin uyanmanıza yardımcı olur.

Ve öyledir.

Sorular ve Yanıtlar

TOBIAS MATERYALLERİ
Geri Dönüş Dizisi:
ŞAUD 9: “Yeni Dünya Güncellemesi… ve Dahası”
Tobias’ın katılımıyla, Kanallık, Geoffrey Hoppe

Kırmızı Çembere sunulmuştur
4 Nisan 2009
www.crimsoncircle.com   –   http://kirmizicember.org

Ve öyledir, sevgili Şambra, soru ve yanıt zamanı geldi. Ama birkaç kısa yorumda bulunabilir miyim. (kahkahalar)

Gerçekten de, sizlerle birlikte bu şekilde biraraya gelme zamanım doluyor. Birlikte, gerek Şaudlarımız gerekse atölye çalışmalarımız sırasında dikkate değer zamanlarımız oldu, ve ayrıca siz ve ben özel olarak konuştuğumuzda da.

Konuşmalar devam edecek, belki şimdi birlikte gerçekleştirdiğimiz biçimiyle Şaudlar değil ama konuşmalar (tartışmalar) devam edecek, ve ayrıca hazır yapabiliyorken, size olabildiğince çok bilgi aktarmak istedim bugün. Böylece siz aslında çoklu Şaudlar deneyimlediniz. Ve bu kulağınıza lineer ya da sistematik bir formatta iletiliyor gibi geldiyse de, aslında tümü birlikte geliyordu. Zihin bunu, belli bir sıralamada söylenen belli kelimelerle belirli bir düşüncenin iletilmesi olarak yorumlar, ama sizinle birlikte gözden geçirdiğimiz şeyin bir bölümü de, yalnızca bugün sözünü ettiğimiz dört konuyu değil, ama başka bilgilerin de içine örüldüğü bilgilerin tümünü nasıl hissettiğinizdi. Böylece siz çoklu Şaudlar aldınız – bunlar yolculuğunuzun bu kısmında kendinizle ilgili yine sizden gelen hatırlatmalardır.

Bunu da söyledikten sonra sorulara geçelim.

1.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Tobias, sen gidiyorsun. Başkaları aracılığıyla mı mesaj vereceksin?

TOBIAS: Buraya gelişimi ya da geri dönüşümü duyurduğum zaman da söylediğim gibi, artık aracı vasıtasıyla konuşmayı (ya da mesaj vermeyi) seçmiyorum. Ben – öncelikle de – Sam bedenlenmesiyle meşgul olacağım. Ve evet, gerçekten de, başkaları vasıtasıyla konuşabilirdim ama bunu yapmamayı seçiyorum. Sam’le çalışmayı ve sonunda birçoğunuzla Sam kanalıyla karşılaşmayı seçiyorum. Ayrıca, burada başlattığımız çalışmayı sürdüreceğimiz Yeni Dünya alemlerinde de sizinle birlikte çalışmayı seçiyorum. Elbette konuşacağız, ama şimdi burada gerçekleştirildiği biçimde değil.

Adamus’la yaptığım asıl anlaşmanın bir parçası da sizinle çalışmaya başlamamdı. Hislerimin ve düşüncelerimin çoğunu paylaşacak ve Şaud enerjisinin toparlanmasına yardımcı olacaktım. Buradaki hedefim, buradaki arzum, bu Şambra grubunu biraraya getirmekti.

Adamus geldiği zaman, Kırmızı Meclis’i – çok yerinde bir kelime olmasa da sizin deyiminizle – yönetecek olan odur. Meleksel alemlerden rehberlik edecek, her birinizle çalışacaktır. Onun mesajı farklı olacak, başka başka dönemeçler alacak, ama ben şimdi bunu uzatmak istemiyorum. Yani sorunun cevabı, hayır, Tobias’ın kanallık mesajları devam etmeyecek, ama sorduğun için teşekkür ederiz.

Ve bu arada, söyleceklerimin hepsi zaten tüm bu Şaudların içinde.

2.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Bana Hawai’de – içine doğduğum bu aileye – annem için, müziğine esin kaynağı olmam için geldiğimi söylemiştin. Ve ben bazen hâlâ onu çok yakınımda hissediyorum, çünkü o hep, meleklerle birlikte şarkı söylemekle ilgili şarkılar söylerdi. Ve ben gerçekten onun ne yaptığını bilmek istiyorum.

TOBIAS: Öbür tarafta geçirdiği çok kısa bir zamandan sonra Dünya’ya geri gelmeyi seçti, bedenlendi bile, buraya geri döndü bile, ha, ve – herhalde tahmin edebileceğin gibi – kilise gruplarıyla çalışıyor (kahkahalar) ve yeniden müzikle – bir tür kilise müziğiyle çalışıyor (gospel – çvr. bizdeki karşılığı ilahiler olan mistik bir müzik türü). (Annen) kilise ortamında kalacak olmasına rağmen, olağanüstü yeni biçimler ve yeni sezgiler devreye sokacak, ve bunların birçoğu da senin ilham ettiğin şeyler.

2.ŞAMBRA: Ah, çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim.

TOBIAS: Ve sonraki sorun da şuydu – onunla karşılacak mısın? Çok, çok, çok yüksek bir olasılıkla, evet.

2.ŞAMBRA: Ah! Teşekkür ederim! (kahkahalar)

LİNDA: Bu soru, bir dolu Şambra’nın (hissettiklerinin) göstergesi, bu nedenle hem bu (soruyu soran) kişiyi hem de diğerlerini temsil ediyor.

3.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Tobias, içimde, burada Şambra olarak gerçekleştirdiğim çalışmanın sona erdiğine dair bir his var. Son zamanlarda, gün be gün Şambra çevresinden ve genel olarak Şambra bilincinden uzaklaştığımı hissediyorum. Bu, herhangi bir hayal kırıklığı ya da incinme ya da buna benzer bir şeyden dolayı değil. Bu yalnızca içimde büyüyen bir his ve ben onu sadece gözlüyor ve ona izin veriyorum. Bunun, senin Tobias olarak ayrılmanla bir ilgisi var mı diye merak ediyordum. Bu sadece bana özgü mü, yoksa ben acaba genel olarak Şambra bilincinin daha büyük bir dönüşümünü ya da çözülmesini mi algılıyorum? Sen gidince ne olacak?

TOBIAS: Gerçekten, soruna ve sezgilerine, algına teşekkür ederiz. Ve ben sorunu, yanıt vermeyerek cevaplayacağım. Bu, Şambraya vereceğim son mesajlarımdan birinin içeriği olacak, ve şu anda buna girerek o mesajı berbat etmeyeceğim. Ama söylemeye bile gerek yok, algıların çok yerinde.

4.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias. Bugün yiyeceklerden söz ederken, sanırım yanıtladın… bir bakalım… hissediyordum ki sanki su… sanki tükürük… neyse, nefes boruma kaçıyordu, yiyecekler de (sanki gitmesi gereken yere gitmiyor) ve ben bunu geceleri bile hissediyorum. Bu, senin anlattığın şeyin bir parçası mı? Bedenim değişmeye başladı da sahip olduğumuz 3B biçimindeki gıdayı kabul etmez mi oluyor?

TOBIAS: Ben senin sorunu yanıtlayacağım ama bu aynı zamanda herkes için geçerli – DNA’da varolan DNA’nın fiziksel-olmayan sarmalları, zaten fiziksel gıdaya olan bağımlılığı azaltma anlayışına sahiptir, ya da bu – nasıl diyorsunuz – sizin tarafınızdan aktive edildi. Şimdi bu, oturup da bir yemeğin keyfini çıkaramazsın anlamına gelmiyor, ama (bedeninin) bu tür fiziksel yiyeceklere ilişkin manyetik bağımlılığı değişiyor.

Biliyorum, büyük bir çoğunluğunuz şimdiden belli yiyeceklerle ilgili arzularınızın değiştiğini hissediyor ve neler oluyor diye merak ediyordu. Çelişkinin bir bölümü de, haberlerde ya da medyada belli yiyeceklerin iyi ve belli yiyeceklerin de kötü olduğunu duymanızdan, ama dönüp de kendi bedeninizin arzularına baktığınızda, bunların söylenenlerle uyuşmadığını görmenizden kaynaklanıyor. Sonra da, acaba yanlış mı okudum diye şaşıyor, belli şeyleri azaltmanız mı gerekiyor, ya da hatta arındırıcı ve antioksidan ve bu tür diyetler mi yapmanız gerekiyor diye merak ediyorsunuz. Bu konuda zihinselleşiyor ve bunları yapmanız mı gerekiyor diye merak ediyorsunuz, ama bedeniniz bazen size çok, çok farklı bir şey söylüyor.

Böylece, şunu söyleyelim, evet, DNA’n, tüm hücresel yapın şu anda değişmekte. Ve biz bu yüzden yıllardır, bedeninizi dinleyin, deyip durduk. Bedenin akşam yemeğinde çukulatalı kek istiyorsa, ona akşam yemeği olarak çukulatalı kek ver. Gıdaları nasıl işlemden geçirdiği hakkında varsayımlarda bulunma, çünkü gıdalar yalnızca fiziksel yiyeceklerin içinde değildir.

4.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Evet, ve ben bu fırsatı tüm Şambra’ya ve dinlemeyi seçen herkese şunu tekrarlamak için kullanacağım. Şu diyetler (beslenme tarzları) – ki bin türlü farklı diyet var, milyon çeşit farklı diyet – bunlar gerçekten işe yarıyor olsaydı, her ay onca yeni diyet ortaya çıkmazdı! (kahkahalar) Diyetler bir bağımlılıktır. Onlar psikolojik ve fizyolojik bir bağımlılıktır. Bu nedenle, en iyisi bedenine kulak vermektir.

LİNDA: Bu soru aslında bir Şambra grubundan geldi, ve soruları şöyle:

5.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Bu soru birkaçımızdan geliyor. Neden şu ara herşey zor görünüyor? Seçimlerimiz net ve yaşamlarımız başarılıydı, sonra herşey altüst oldu. Para yok oldu. Sağlık başaşağı gidiyor, hatta hayatın günlük şeyleri bile sanki ters gidiyor. Yine de seçimlerimiz aynı kalıyor. Bizler gezegende olmanın tadını çıkarmak istiyoruz, ama para ve sağlık olduğunda bunun tadı kesinlikle daha fazla çıkıyor. Biz muhteşem yaratıcılar olduğumuzu biliyoruz ama yine de hayal kırıklığı yaşıyoruz, çünkü istediklerimizi yaratabiliyorduk, oysa şimdi sanki hiçbir şey işe yaramıyor. Yani, gözden kaçırdığımız şey nedir? Bu, Yeni Enerjiyle nasıl çalışılacağını anlamadığımızdan mı böyle oluyor? Senin bakış açın çok makbule geçecek.

TOBIAS: Gerçekten, burada birkaç şey söz konusu. Herşeyden önce, Eski Enerji yaşantınız, Eski Enerji tezahürleriniz, Eski Enerji tutkalıyla birarada tutuluyordu. Değişmek için bir seçim yaptığınızda, farklı bir bilinç seçimini yaptığınızda, o tutkal çözülmeye başlar ve, elbette, sizin de fark ettiğiniz gibi, diğer herşey de. Peki, gerçekliğinizi, yaptığınız yeni seçimleri, ki grup olarak çok yeni seçimler yaptınız, nasıl inşa ederdiniz. Siz yalnızca eski bolluğu seçmiyordunuz. Siz çok özgürce akan, an’da olan, çabasız bir bolluk seçiyordunuz. Eski Enerjinin para yapma ya da iş ya da her türlü başka yollarına bağlı olmayan bir bolluk. Bu yüzden eski yapının içinizde yıkılması çok doğaldır.

Yine bu nedenle – bizim açımızdan, sizin değil – ama bizim açımızdan, işinizi kaybetmeniz, daha önce sahip olduğunuz tüm yapısallıkları kaybetmeniz mantıklıdır. Çoğu kez sağlık da bir değişimden geçer, çünkü bolluk içinde sağlıklı yaşamayı seçtiğinizde, bedeninizde bir dolu eski enerjinin ve bir dolu hastalığın depolandığını, bunların bazısının uykuda olduğunu, bazısının da çok aktif olduğunu fark etmelisiniz. Siz bedeninize, kendini fiziksel ve enerjisel düzeyde temizlemesi için izin verdiniz – ve o da bunu yapıyor. Yapıyor. O, bir dönüşüm işleminden/sürecinden geçiyor. Bu yalnızca sizin yaşamınızda açıkça görülen bir şey değildir, şu anda dünyanın her yanındaki insanlar böyle bir şeyden geçiyor.

Bu, insanın gerçeklik algısı için zor ve meydan okuyucudur, ama ben sizi aslında bunun bir de öbür yüzüne bakmaya davet ediyorum. Aslında siz tek bir yüzüne bakıyor ve “Aman Tobias, bu çok zor” diyorsunuz. Ben bu enerjinin öbür yüzüne bakmanızı istiyorum, onun aslında zor olmayan yüzüne – ve biliyorum, benimle bu konuda tartışacaksınız, çünkü daha önce de tartıştınız. Siz madalyonun tek bir yüzüne bakmaya odaklanıyorsunuz. Enerjisel olarak çevresinde dolanıp ya da içinden geçip öbür yüzüne de bakın, ve şu anda meydana gelen şaşırtıcı şeylere bakın. İnsan zihni bağırıyor ve diyor ki, “Ama ben para istedim, kahrolası! Onu istiyorum! Ben sağlık istedim! Onu istiyorum.” Onu alıyorsunuz. Tezahür etmeye başlıyor.

Onu çok daha yumuşak bir biçimde nasıl tezahür ettirebilirsiniz? Ve siz yine benimle tartışacaksınız ama, onu içinize soluyun. Gerçekten yardımcı olur… nefes almak sanki… ateş, simya ve dönüşüm için ne anlama geliyorsa, nefes de sizin yolculuğunuz için o anlama gelir. Enerjileri değiştirir. Ve değişim istediğiniz zaman, ona sahip olacağınızı da anlayın.

Böylece, bunun çok karmaşık ve zor bir soru için çok kısa bir yanıt olduğunu biliyorum, ve şu anki düzen içinde sizi tümüyle tatmin edebileceğimiz bir yanıt da değil. Ama, Şambra’nın kitaplarla ortaya çıkıp, bunun nasıl iş gördüğünü çok kişisel bir açıdan açıklamaya çalıştığını göreceksiniz.

Siz aynı zamanda, bunun hakkını vermem gerekir, hepiniz bunun öncülerisiniz. O nedenle, bir yolculuğun öncülüğünü üstlenmek biraz zordur, çünkü bir sonraki kuşağın ya da bir sonraki Yeni Enerji varlıklarının sizin ayak izlerinizi takip etmesi gibi değildir. Ve sizi izleyenler bu yolculuğun aldığı bazı dönemeçleri anlayacaktır. Yani ben sizden bu süreçle sabırlı olmanızı, süreçle nefes almanızı, ve seçiminizin tezahür etmekte olduğunu anlamanızı istiyorum. Teşekkür ederim.

6.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selam Tobias. Ben, kentsel tarım projemiz Feed Denver’de (Denver’i Besle) olan bitenleri anlatmak için geri geldim.

TOBIAS: Mükemmel.

6.ŞAMBRA: Bunun Şambra için yararlı olacağını düşünüyorum, çünkü (projenin) nasıl gideceğini planlayamıyoruz. O sadece gidiyor. Ve grubumuzdaki kişiler ve ben şunu öğrendik, ürün yetiştirmek için yapman gereken ilk şey, iyi bir toprağa sahip olmak. Böylece biz iyi (verimli) bir toprak için çalışıyoruz, ama, bilirsin, iyi toprak, aynı zamanda içinde bulunduğun topluluğun, içinde bulunduğun şehrin toprağı anlamına geliyor, ve şu anki çalışmalarımızın büyük bir bölümünü aslında yurttaşlık yapısıyla çalışmak ve valiliğe (yerel meclise) girip orada ne tür olanaklar olduğunu araştırmak oluşturuyor. Ve ilginç olan, onların da (valilik ya da yerel meclistekilerin) bundan çok memnun olmaları. Buna çok açıklar. İnsanın aklına hemen çıkartacakları engeller geliyor, oysa tüm engeller kalkıyor, ki bu da gerçekten heyecan verici.

Sana şunu sormak istiyordum, biz bu projenin enerjisi kendi gitmek istediği yere gidiyor diye hissediyoruz, bu yüzden enerjiyle çalışmak için bir hazne, bir konteyner yapmaya çalışıyoruz. Bu nedenle ben önerilerini isteyecektim ve doğru yönde olup olmadığımızı ve gerçekten önemli olabilecek bir şeyi atlayıp atlamadığımızı bize söylemeni rica edecektim.

TOBIAS: Gerçekten. Hazne ya da konteyner derken ne kastettiğini açıkla.

6.ŞAMBRA: Enerjisel konteyner – bilirsin… bunun yalnızca içimizden gelebilecek bilgi ve güven olması değil, aynı zamanda türlü kaynakları da kapsaması. Bize gelen tüm kaynaklar ve onları fark edebilmemiz ve kullanabilmemiz gibi.

TOBIAS: Ben bunu sizlerle ve buna pek de açık olmayabilecek bazı diğer kişilerle paylaşacağım; ama bugünün başlarında Yeni Dünya ve özellikle de Yeni Dünya’daki tarımın önemi hakkında konuştum. Ve gerçekten, o Şaud sırasında da fark ettiğiniz gibi, orada çok iş görüyorsunuz. Böylece, sizi cesaretlendireceğim şeylerden biri, tarımla ilgili bazı eski anlayışları bırakmanızdır. Ben ve başkaları, iyi ekin yetiştirmek için iyi toprağa ihtiyacınız olduğu konusunda sizinle aynı fikirde değiliz. Çok kaba anlamda, evet, ama enerjisel olarak, hayır. Sizin çok kötü diyeceğiniz bir toprakta da çok iyi ekinler yetiştirebilirsiniz.

Suda ve özellikle tuzlu suda yetiştirilebilen ekinler de olacak, ve bunlar Yeni Dünya’da sizin katıldığınız teknolojilerdir. Ben, hepinizin tohum taşıyıcıları – şu anda bilinç tohumları taşıyıcıları – olduğuna değinmiştim, yani sizin buraya getirdiğiniz  tamamlayıcı parça ya da bileşen, bu grup ve onun gerçekleştirdiği çalışma için çok temel bir unsurdur. Siz şimdiden bu tohumların – bu enerjisel tohumların – dağıtımına ve buraya getirilmesine yardımcı oluyorsunuz. Şimdi bırakın, diğer insanlar onu hissetsin – sadece onlara nefes alsın, onları hissetsin.

Ben şunu öneriyorum, normal ve geleneksel olarak kabul ettiğiniz şeylerin ötesine geçin. Sizinle dalga geçecek ve neden söz ettiğinizi bilmediğinizi söyleyen insanlar olacak, ve onlar toprağın kimyası falan gibi konulara girecekler. Ama bildiğiniz o Findhorn’daki insanlardan fikir edinin; onlar tarımla ilgili, topraktan daha önemli olan birçok bileşen ya da tamamlayıcı unsur olduğunu gerçekten anlıyorlardı. (Önemli olan) enerjidir. Ayrıca, doğa unsurlarıyla çalışmaktır, ve bu, buna açık olan insanlar için bir başka önemli bileşen olacaktır.

Hâlâ çok aktif olan ve aslında bazı ekinlerin yetiştirilmesinde sizinle çalışmaktan mutlu olacak büyük bir grup var – bazılarınız onlara peri ya da doğa güçleri diyorsunuz.  Onlar uzak tutuldular ve dikkate alınmadılar ve aşırı gübrelendiler ve daha niceleri, ama burada, Dünya’da hâlâ büyük bir grup var – çok, çok büyük bir grup. Onlar sizinle çalışmak ister. Onlar – açıklaması zor nedenlerden ötürü – Yeni Dünya’da çalışmıyorlar, çünkü bu fiziksel Dünya’ya çok bağlılar. Ama kendinizi onlarla konuşmaya açın.

Bunu, Yeni Dünya’dan edindiğiniz bilgiyle birleştirin, belli türde bir  toprağa ve belli türde kimyasal bileşenlere sahip olmanız gerektiği düşüncesinin engellerini aşın, o zaman yeni ekinlerin birçok farklı yoldan ve şu anda olduğundan çok daha fazla gıdayla yetiştirilebileceğini anlayacaksınız. Yani ben senden, bu doğa güçlerinin bazısıyla (iletişim kurmada) küçük küçük kendi kanallığını gerçekleştirmeye başlamanı istiyorum.

6.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz. Ve bu arada, gruptaki bazı insanlar buna çok açık olmayacaktır, ama sen daha önce de eleştirilerle karşılaştın. Bununla yeniden karşılaşabilir ve ondan geçip gidebilirsin.

LİNDA: Benim bir sorum var; kısa bir süre önce Geoff ve Linda tesadüfen yıllar önce bağlantıda oldukları Medina adındaki eski bir tarım şirketiyle ilgili rüyalar gördü. Bunun rastlantısal bir yanı var mı?

TOBIAS: Hiç de yok. Siz Yeni Dünya’daki çalışmanızı gerçekleştirirken, bu ürünün – ve ben burada utanmadan onlar adına reklam yapacağım – ama bu ürün zamanının ilerisinde olan şaşırtıcı bir üründü ve hayal kırıklığı yaratan da belki buydu. Ama asıl (orijinal) formül, ki bu orijinal formülün Marcaine Water olarak bilindiğini de söylemeliyim – ki Marcaine, doğa gücü ya da deva anlamına gelir – bu orijinal formül bazı çok önemli enerjisel bileşenlere sahiptir, ve bu şu ara ekinlerle ve üretimle yapılacak her türlü çalışmaya çok, çok uygulanabilir halde olabilir. Ve Cauldre ile Linda sana daha sonra bununla ilgili daha fazla bilgi verebilir ya da buna nasıl erişileceğini söyleyebilir, ama bu, orijinal bileşeniyle çok Yeni Enerji ürünüdür.

LİNDA: Yani Medina’daki insanlarla bağlantı geçmek yararlı olabilir, öyle mi?

TOBIAS: Gerçekten. Gerçekten.

LİNDA: Harika.

7.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Tobias, nihayet madalyonun öbür yüzünü azıcık görmeye başlayabildiğimi hissediyorum, ve benim Şimdi ânındaki yaşantımla ilgili bugün bana herhangi bir öneride bulunup bulunamayacağını bilmek istiyordum. Ve kitabımla ilgili herhangi bir yorumun var mı? Teşekkür ederim.

TOBIAS: Benim sana bir sorum var. Özel şeyleri dikkate almazsak, yani bedeninde ağrıların ya da sızıların olmasını ya da ilişki konusunu ya da parasal sorunlarını dikkate almazsak, yaşamında sevinç var mı?

7.ŞAMBRA: Evet.

TOBIAS: Gerçekten. İşte bu. Bu, başlangıçtır. Bu… biliyor musun, bazen insanca sorunlar yüzünden çok boğulup gider, ama yaşamının en önemli malzemesi sevinç/neşedir. Eğer buna sahipsen ve ses gibi şeylerle, Hannibal’in yaptığı yaptığı şeyler gibi ya da herhangi bir yaratınla onun ortaya çıkmasına izin verirsen, o zaman bu insanca sorunlarla ilgili herşey sanki ansızın yok oluverir.

Bunu keşfeden çok sayıda Şambra var. Onun için sevinci al ve onu sürekli nefesinle içine çek, onun yaşamının her bir parçasına genişlemesine izin vermeyi sürdür. Ve evet gerçekten de, senin de söylediğin gibi, madalyonun öbür tarafını görmeye başlıyorsun. Aynı enerji kitap projen için de geçerli. İnsanca ayrıntılar için kaygılanma, onun yerine bu projenin içerdiği mutlak sevince (odaklan).

7.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz, ve bunu gündeme getirdiğin için de teşekkürler.

8.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Selam Tobias. Birkaç yıl önce burada sorduğum ilk soru, benim farklı bir kiliseyle ilgili vizyonum hakkındaydı. Ve sen bana, eski kiliseler parçalanırken insanların gitmek için ihtiyaç duyacağı yerler olacağından söz ettin. Ayrıca, sahip olduğum ve üzerinde çalıştığım bazı fikirlerin de hâlâ eski olduğundan konuştun, ve ben şu son yıllarda onların ne olduğunu öğrendim. Ve Santa Fe’de çalıştığım bir grupla edindiğim deneyimlerin bazısı, bir yanımın, artık bunlarla uğraşmak istemediğini hissetmesine neden oldu! (kendi kendine güler) Ama aynı zamanda içimde muazzam bir tutku var, ve sen Uyanış Evi’nden söz ettiğinde, bu Uyanış Evi’ni Dünya’da yaratmak için muazzam bir tutku hissettim. Bana bu konuda ne söyleyebilirsin?

TOBIAS: Sana şunu söyleyebilirim; herşeyden önce, şu son yıllarda sana katıldığım bu yolculuk, inanılmazdı. Bazen, sanki çarpışan bir arabada yolculuk ediyormuşum gibiydi (kahkahalar), ki bu canlandırıcı bir şeydi, bilirsin, BENİM için!

8.ŞAMBRA: (gülerek) Tadını çıkarttığına sevindim.

TOBIAS: Gerçi bu senin için o kadar ilginç değildi, ama sen kendine muazzam şeyler öğrenme deneyimini verdin, ve öyle zamanlar oldu ki, ben bu gerçekliğe indirmene izin vermediğin derin bilgeliğine gerçekten hayran oldum. Ve şimdi, bunu getirmek için o kanalları açmaya başlıyorsun.

Ve bununla birlikte, birçok Şambra’nın öğrendiği gibi ve senin de burada ifade ettiğin gibi, bazen insanlarla böyle büyük hayal kırıklıkları olur, ve bazen, özellikle birlikte çalışmak istediğin insanlar, sana sırt çevirir. İnsanlığa hizmet amacıyla gerçekleştirmeye çalıştığın çalışma, onların alıp da bir kılıca dönüştüreceği ve seni deşeceği çalışmanın ta kendisi olur. Bu böyle gider. Ve sen o yolculuğu seçtin.

Bunu söyledik ama, şu anda birlikte çalıştığın kişilerin çoğu – hepsi değil, ama çoğu – ilerlerken birlikte çalışacağın insanlar olmayacak.

8.ŞAMBRA: Anlıyorum.

TOBIAS: Evet. (Tobias güler) Şambra’nın büyük bir çoğunluğunun birlikte çalışacağı insanlar, şu anda 20 yıldır metafizikle uğraşan insanlar olmayacak. Bunlar, kiliselere gitmiş olanlar olmayacak. Bunlar, eski dinlerin bazısıyla enerjisel bağı olmayan, bizim yeni uyananlar dediğimiz insanlar olacak.

Cauldre ve Linda, bazı ülkelerde, şimdilerde uyanmakta olan ülkelerde Kırmızı Çember gibi gruplara ve başka Yeni Enerji metafizik gruplara çok daha fazla ilgi duyulmasına bazen şaşıyorlar – ve ben de, onların duydukları şaşkınlığı anlamamalarına şaşıyorum. Ama (bu yeni uyanan ülkeler) uzun yıllar boyunca kiliseye olan inancın ya da hatta uzun yıllar boyunca yeni çağ inançlarının içerdiği ağır katmanlara sahip değiller. Bu nedenle de çok, çok açıklar. Ellerini kaldırıp öne çıkacak ve gerçekleştirdiğiniz çalışmayla ilgilenecek insanlar bunlar olacak.

Sen şu son yıllarda yapısallığı salıvermeyi ve yöntemleri bırakmayı öğrendin. Ve bu senin için çok zor ve meydan okuyucu, çünkü, eh, sen yöntemlere bağlı bir adamsın. Ve bundan kurtulmak, o özgürlüğe kavuşmak…. bazen tüm gücünle buna tutunuyordun, bazen de bu senden (zorla) çekilip alınıyordu. Ama sen spiritüelliğin – ya da buna bilinç çalışması diyelim – kaos, karmaşa olduğunu anladın. Bunu öğrendiğini sen de kabul etmez miydin?

8.ŞAMBRA: Evet.

TOBIAS: Ve aynı zamanda da sövüp durduğunu.

8.ŞAMBRA: Evet.

TOBIAS: Ama, insana özgü bir bakış açısıyla ya da organize olmuş doğrusal bir zihnin bakış açısıyla bakıldığında bu kaostur. Sen, madalyonun öbür tarafına dolanıp gitmeye ve kaosun hiç de göründüğü gibi olmadığını öğrenmeye zorlandın. O, özgürlüktür. O, pek çok potansiyeldir. Bu Yeni Enerjinin bir yapıya gereksinimi yoktur, ve bu da, senin sinir olmana neden olan şeylerden biriydi. Sen Yeni Enerjiyi yapısallaştırmaya çalışıyorsun, ve o da sana her seferinde kafa tutuyor. Ayvayı yediriyor, inanç sistemlerini yediriyor. (kahkahalar)

Böylece sen ve başka Şambralar bu Yeni Enerji bileşeniyle çalışmayı ve kendini yapısallığın ya da matematiğin eksikliğine uyumlamayı sürdürüyorsun. Yeni Enerji, şu anda Dünya üzerindeki herhangi bir matematiksel formüle girmez – hatta, HİÇBİR matematiksel formüle girmez, diyecek kadar ileri gideceğim – ve onu bu kadar güzel kılan da budur. Yeni Enerji asla almaz. O hep vericidir. Hep. Oysa siz enerji almaya alışıksınız. Hâlâ bir yerlerde, ister insanlar aracılığıyla ortaya çıksın ya da bilgisayar programları aracılığıyla ortaya çıksın, ya da bir kalıp, sistem ya da yapı aracılığıyla ortaya çıksın, enerjinin – özellikle de Eski Enerjinin – aldığı, sizden bir şeyler aldığı dinamiklerle çalışıyorsunuz. O bir dereceye kadar sana bir şeyler verebilirse de, sonuçta hep alır.

Böylece hepiniz Yeni Enerjinin kaos olduğunu ve hep verdiğini ve yapılaşmaya, kalıplara, mantığa ya da ona sahiplenme duygusuna kafa tuttuğunu keşfediyorsunuz.

Böylece, senin kaydettiğin ilerlemeden etkilendiğimi söylemem gerek, ve tekrarlıyorum, zor zamanlar yaşadın ama, bu zor zamanlar senin şeylere yepyeni bir açıdan bakmanı sağladı.

8.ŞAMBRA: Evet.

TOBIAS: Hatta daha önce gerçekleştirdiğin çalışmalardan bıkmak ve şeyleri aşırı tanımlamaya çalışan herşeyden ve herkesten bıkmak gibi şeylere bakmanı sağladı.

8.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz.

LİNDA: Son soru. (Tobias başını sallar) Saat 5:33, emin misin?

TOBIAS: Kısa yanıtlar. Kısa kısa yanıtlar.

LİNDA: İyi o zaman. (kahkahalar)

9.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias. Bu Yeni Enerjiyi kullanmak beni heyecanlandırıyor ve ben okuluma yeni bir bölüm eklemeye başlıyorum. Bu, Şambramsı bir eklenti olacak. Ve biz her bir çocukla gelen parlaklık tohumlarını burada bulacağız. Ve biz onların eğitimini ihtiyaca göre düzenleyeceğiz ki, kendi özgün benliklerini yaşayabilsinler, geleceğin yaratıcı problem çözücüleri olabilsinler. Ve ben geçenlerde, bunu gerçekleştirmeme yardım etmeye gönüllü olan bir hanımla bağlantı kurdum, ve benim ilk sorum şu, bu hanım, birlikte çalışmam için iyi bir kaynak mıdır?

TOBIAS: Şöyle diyeceğim, o şefkatli basamak felsefesini kullan. Bu, sürecin/işlemin bir parçasıdır, ama sadece bir basamaktır. O zamanda bu kişinin yaşamında olmasını onurlandır – ve bu hepiniz için geçerlidir. Yaşamına girecek insanlar ya da kuruluşlar olacak, ama eskiden olduğu gibi onların sonsuza dek etrafında kalmasını bekleme. Ve anla ki… ben bunu kısa tutmaya çalışıyorum. Birlikte çalıştığın herkesin, her işlemin… hayır, işlem değil, ama yol üstündeki her gelişmenin, kendi içinde bir boyut olduğunu anla. Ve biz Boyutlararası Atölye Çalışması’nda bunun ayrıntılarına giriyoruz. Bunun bir ön kapısı, bir de arka kapısı vardır. Herşeyin, Kaynak hariç. Kaynak, yalnızca tek bir kapıya sahiptir. Ama sen bu insanla çalışarak ya da her ne yapıyorsan, bir boyut yaratmakla uğraşırsın, ve bunun hem bir ön kapısı hem de bir arka kapısı vardır. Bu da senin özgürce enerjilerle akmana izin verir. Ve bunu okuluna uyguladığında, gelişen bir işlemin parçası olduğunu anla.

9.ŞAMBRA: Peki, ikinci sorum da şu; ben resmi Şambra gençlik akademisini kurmak istiyorum, ve örneğin, teknik uzmanlık alanında bağlantı kurabileceğim birileri var mı diye merak ediyordum, böylece bizlerin bağlantı kurması için bir forum hazırlamam gerekmez, en azından (bu akademi) resmi olarak kurulana kadar birbirimizi destekleyebileceğimiz ya da evden eğitim verebileceğimiz ya da desteklenmek isteyen ve başka insanların neler yaptığını duymak isteyen başka okullarla iletişim kurabileceğimiz ve çocukların da bu yoldan birbirlerine ilham verebileceği bir sistem.

TOBIAS: Gerçekten. Bu, Adamus’un odaklanacağı şeylerden biri olacak, ve Adamus bir noktada şimdilerde (ortaya çıkan) farklı alanlardan söz etti. Ve Adamus Şambra ile bu farklı alanları organize etmede çalışacak, ve tabi eğitim çok önemli olduğundan, bize bu gelişim sürecinden geçerken biraz sabır göster. Ama bu yakında ele alınacak.

9.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

LİNDA: Tobias, biz onun bilgilerini toplarız, çünkü boş bir zamanımızı bekleyen bir grup var. Ve bu arada, bunu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Saat altıya kadar devam edebiliriz, ben zaman tutan kişi olmaya çalışmıyorum. Sadece bana verilen talimatları yerine getirmeye çalışıyorum.

TOBIAS: Ve ben de burada önemli olan soruları hissediyorum.

LİNDA: Saat altıya kadar devam etmek ister miydin?

TOBIAS: Hayır, hayır. İki soru daha. Cauldre, yaptığım o kısa kanallıktan sonra tükenmek üzere.

LİNDA: Peki. Bu sana kalmış bir şey. Gerçekten senin seçimin, yeter ki bunu Cauldre ile hallet.

10.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Ve şimdiye kadar yanıtlananlar için Tobias, sana teşekkür ediyorum. Ama ben ayrıca, Yeni Dünya’da sahip olduğumuz ilhamları ve sezgileri bu düzleme getirmenin daha hızlı, yumuşak ve daha bütün olarak getirmenin bir mekanizması var mı diye merak ediyordum.

TOBIAS: Gerçekten, ve bu belki de şu anda hepimiz için en büyük engel ya da zorluk. Yeni Dünya’nın büyülü bir yer olduğu, her an ilhamların aktığı söylenebilir. Onu bu aleme geri getirmek, işte zorluk burada. Şimdi, bunun kolay olacağını düşünebilirsin, ama onu zor hale sokan birçok dinamik var. Bu nedenle sen ve hepiniz geceleri çıkıp gittiğinizde – her gece şöyle diyorsunuz, “Ve ben hatırlayacağım. Ben hatırlayacağım.” Ama Dünya üzerindeki bilinç yoğunluğu yüzünden, ki buna böyle denebilir, sanki yok oluveriyor.

Siz tohumları buraya getirmeye başlıyorsunuz, ama anıları değil. Ve biz bugün bu Şaud’da şunu söylüyoruz; bu bilinç tohumlarını Dünya’ya geri taşıdığınızı hatırlamanız bile, ve o bilinçli seçimi yaparak onların insan bilincine ve Dünya’ya akmasına izin vermeniz bile, bu işlemi yumuşatmaya başlayacaktır. Bu tür konuşmalar bile, sadece Şambra’nın ya da aydınlanmış varlıkların biraraya gelmesi – zihinsel felsefeden uzak durmamız, gerçekten bazı saf enerjilerle uğraşmamız bile bu işlem için bütünleyici ya da tamamlayıcıdır.

10.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz.

LİNDA: Eğer kısa tutabilirsen, üç soru daha almamız gerçekten harika olurdu.

TOBIAS: Tamam, kısa kısa.

LİNDA: Tamam, ama yanıtlarını kısa tut. Bu, sıralamanın icabına bakar.

TOBIAS: Elbette.

11.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Merhaba Tobias. Benimki kolay. Buraya yeni taşındım. Ama burada ne arıyorum?! (kahkahalar)

TOBIAS: Her ne seçersen. (yoğun kahkahalar ve bazı alkışlar) Biraz daha belirleyici olayım. Buraya biraz da Kırmızı Çember’in enerjisi yüzünden çekildin, ama bazı yeni fırsatlar için de buraya çekildin, yeteneklerini geçmişe göre çok daha iyi bir biçimde kullanabilmek için. Bu fırsatlar doğal olarak ortaya çıkacak. Onlar için kafa patlaman gerekmiyor, her gün kafanın üstünde durup da, bilirsin işte, bazı manipülasyonlardan geçmen gerektiğini düşünme. Bunlar yaşamına girecek. Bunlar sana akacak ve geldiklerini de tam olarak bileceksin.

Şunu da söyleyeceğim, sen sezgilerini kullanıyorsun, ve gerçekten derinlere iniyorsun, ve bunu izlemeye devam et.

11.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Gerçekten, biz teşekkür ederiz.

LİNDA: Teşekkür ederiz.

12.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Namaste, kardeşim. Benim sorum, tutumlardaki değişimler ve bölgesel değişimlerle ilgili. Ben biraz San Andreas (fay hattıyla) – San Diego’da yaşayan insanlarla ilgili bilgi almak istiyorum. Palm Spring and San Diego’nun dış bölgelerinde yaklaşık 40-60 kadar 3.4 şiddetinde ve daha şiddetli depremler oldu, ve ben bu dalganın yakınlarda (sözünü ettiğim yerleşim bölgelerine de) gelip gelmeyeceğini merak ediyordum.

TOBIAS: Gerçekten, ve büyük bir sarsıntı yerine böyle küçük küçük birçok sarsıntının olması bir nimettir. Gaia ve insanlar, enerjinin salıverilmesinin Big Bang gibi olması gerekmediğini, tümünün aynı anda olması gerekmediğini aslında anlamaya başlıyorlar. Böylece bu salıverme düzenli bir şekilde derece derece oluyor. Bu bölgede muazzam bir gerginlik var, gerek jeolojik olarak gerekse bilinç gerginliği olarak, ama bu güzel bir biçimde salıveriliyor.

Bu nedenle, dramlardan ve felaketlerden söz etmeyelim. Nefes almayı ve bu gerginliklerin pek harika bir biçimde salıverildiğini anlamayı sürdürelim.

12.ŞAMBRA: Yani gayri menkulü boşaltmam gerekmiyor mu? (kahkahalar)

TOBIAS: Eğer gerçekten iyi bir fiatın varsa, belki buradan bir alıcı çıkar. Ama hayır … bunu yapmana gerek yok.

12.ŞAMBRA: Tamam, teşekkür ederim.

LİNDA: Son soru.

13.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selam Tobias. Uzun süredir sana bu soruyu sormayı düşünüyordum, ve sanırım biz bu yüzden epey bir konuştuk. Bu, benim oğlumla ilgili. Sanırım bizim çok özel bir ilişkimiz var. Ama onun çok korkuları var. Ben gerçekten onunla birlikte nefes almaya çalışıyorum ama daha beter oluyor. Şimdi bir de derisi falan tepki verdi ve ben evde çocuklarıyla yaşayan bir Bayrak oluyorum – yaşayan tüm Şambra ve Bayraklar gibi – ama ona ne olduğunu anlayamıyorum.

TOBIAS: Evet, ben senden yapması çok zor bir şey isteyeceğim, ve bazı Şambra kesinlikle buna karşı çıkacaktır, ama… Sen kesinlikle haklısın. Oğlunda muazzam bir korku var, ve bu birkaç şeyden kaynaklanıyor. Herşeyden önce, senin bu sevgili varlığın çok duyarlı – çevredeki tüm enerjilere çok, çok duyarlı. Ama öncelikle de kendi enerjilerine karşı çok duyarlı, özellikle de geçmişten getirdiklerine. Ve bunlar onun yakasını bırakmıyor, ve senin gerçekleştirmeye çalıştığın hemen her çalışma bunu tamamlamayacaktır. Bunlar, geçmişten gelen onun kendi hayaletleri ve tüm bedeninde bu muazzam tepkiye neden oluyorlar. Ve bu deride tezahür edecek. Gözlerde bazı durumlara ve başka bazı tezahürlere neden olacak.

Benim önerim, herşeyden önce, senin kendi enerjini geri çekmen olacak. Çünkü (senin enerjin) bu durumu aslında daha da kötüleştiriyor. Bunu duyduğun sevgiden yaptığını biliyoruz, ama… senin bu sevecen enerjin, bu arzun, aslında bir beslenme türü haline geliyor ve durumu daha da zorlaştırıyor.

Biz senden şimdilerde nefes yapmanı ve oğlunun içinden geçtiği yolculuğa kesinlikle şefkat beslemeni isteyeceğiz. Evet.

13.ŞAMBRA: Peki, şimdi biliyorum. Şimdi kesinlikle daha iyisini yapabilirim.

TOBIAS: Evet. Şimdi bunu da söyledikten sonra, artık bunların bazısının fiziksel olarak oğlunun geçmişten gelen kendi hayaletleri olduğunu ve onlarla onun başa çıkması gerektiğini biliyorsun. Bu noktada önereceğim şeylerden biri Aspektoloji’yle ilgili anlayıştır, ama o Kırmızı Çember sınıfına gitmek değil, çünkü bunu yapmak oğluna zor gelir. Ama birisiyle teketek bir çalışma yapabilir. Biz senden, bu toplantının sonunda bu konuda ve bunun ne tür yararlar sağlayabileceğini Cauldre ve Linda’yla hemen konuşmanı isteyeceğiz. Ama temelde oğlun kendi veçheleriyle uğraşıyor ve şu anda onlar kazanıyor.

13.ŞAMBRA: Tamam, teşekkür ederim.

TOBIAS: Teşekkür ederiz, ve burada olduğun için de teşekkürler.

LİNDA: (uzun bir duraksamadan sonra) Evet?

TOBIAS: Birkaç soru daha almak ister miydin?

LİNDA: Tatlım, saat altıya çeyrek var. Ama istersen daha sorularım var.

TOBIAS: Bir tane daha alalım.

LİNDA: Gerçekten mi?

TOBIAS: Evet.

LİNDA: Pekâla.

14.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Biz seni Sam olarak hissetmeye alışmalıyız. Seni kalbimde taşımak benim için bir onurdur. Birçoğumuz, tutkumuzu yaşamak için işlerimizi bıraktık. Neden kendimizi bu kadar kaybolmuş ve yalnız hissediyoruz? İnsanlığa gerçek bir hizmet verme zamanı mı? Çünkü benim yolumun üzerinde kimsecikler yok. Bir sonraki adımımız nedir? Ben kendi tutkumda yaşamayı seçiyorum, o zaman bolluk da arkadan gelecek mi? Yanıt, güvenmek midir?

TOBIAS: Ben bu soruyu, bugünkü toplantımızı bitirmenin bir yolu olarak kullanacağım. Aslında yanıt, kendini gerçekten sevmek ve gerçekten onurlandırmak ve kendinle olmaktır. Sen aradığın şeyi kendinde bulana kadar, başka insanlarda bulamayacaksın. Bir yalnızlık duygusu var ama, bu yalnızlık duygusu aslında kendinle olman için sana ilham vermeye çalışıyor.

Bunda da büyük bir kargaşa var. Ve ben bunu tek bir noktaya indirgemek istiyorum – kendini sev. Kim olduğunu sev. Kendinle olmayı sev. Kendini deneyimlemeyi sev. Diğer herşey kuru gürültüdür. Insanlığı kurtarmayı düşünmek, tutkunun ne olduğunu düşünmek, ve burada, Dünya’da ne yapman gerektiğini düşünmek ve geri kalan herşey kesinlikle kuru gürültüdür. Kesinlikle dikkatin dağılmasıdır, çünkü o seslerin her biri ve o enerjilerin her bir parçası sana hatırlatmaya çalışıyor. Onları oraya sen koyuyorsun, onlar sana hatırlatmaya çalışıyor – kendini kesinlikle koşulsuz sev, hiçbir beklentin olmadan, ve hayal edebileceğin en büyük şefkatle.

Böylece Şambra, dünyaya geri dönmek zamanı, kendi muazzam değişimlerinden geçen bir dünyaya. Oraya, kalbinizde sevgiyle, derin bir nefesle ve gerçekten farketmediğini bilerek çıkın.

Ve öyledir.