Şaud 1: Berraklığın Basitliği

Berraklık Dizisi – 08 Ağustos 2005

Crimson Circle’e (Kırmızı Çembere) sunulmuştur

Ve öyledir sevgili Şambra, burada yarattığınız bu kutsal alanda ailemizle, insanlar ve meleklerle biraraya geliyoruz. Ve benim…. 1999’da ilk kez resmen biraraya geldiğimiz günle, bugün arasında ne büyük bir fark var. Ah, o zaman küçük bir grup olarak, 30 kişi ya vardı, ya yoktu, dağın tepesinde bir çadırda oturup, sise boğulmuştuk.

Ama bu ne kadar da uygun…. sis, arınma işleminin, salıverme işleminin bir parçasıdır. Sis, aynı zamanda, bulutlanmayla, berrak bir biçimde görememekle de ilgilidir. Ve o yaz öğleden sonrasında, ilk Şaud için gelip de çadırda oturanların o sisle, o değişim sisiyle, salıverme sisiyle dolması, ne kadar da uygundur.

Ah, o gruba, rehberlerinin gitmekte olduğunu söylediğimizi anımsıyoruz. Ve çadırdaki sisin daha da arttığını düşünüyoruz. Öylesine çok kaygı ve korku vardı ki. Tam da rehberlerinize güvenirken, enerjinizin çoğunu rehberlerinizle harcarken, onların gittiği nasıl söylenebilirdi ki? Onlar çok uzun bir zamandır, yaşamlar boyunca ve Dünya üzerindeki yaşamlar boyunca sizinle birlikteydi. Ve şimdi de gelmiş, onların gitme zamanının geldiğini söylüyoruz.

Bu tıpkı, ana-babanızın bisikletinizdeki yedek tekerlekleri çıkartması gibidir. Ve siz, “Ama ben nasıl hayatta kalacağım? Düşmekten nasıl korunacağım?” diye düşünüyorsunuz. Böylece Şambra, yedek tekerlekler çıkartıldı, ve biz sizinle, şu geçen altı yıl boyunca çok şeylerden geçtik. Şimdi, o kutsal yedinci yıla birlikte giriyoruz.

Geçen altı yılda siz çok salıvermelerden geçtiniz…. ah, katman, katman. Biz, salıvermeyle ilgili Şaud üstüne Şaud yaptık. Biz Şaud’un adlarını değiştirdik, ona farklı adlar taktık, ama bunların tümüne “Salıverme, Bırakma” denilebilirdi. Zor olduğunu biliyoruz, çünkü öykünüzün enerjileri size o kadar yakın…. o kadar içinize işlemiş…. o kadar kim olduğunuzun bir parçası ki…. bu yaşamda sahip olduğunuz kimliğin öyküleri…. tüm yaraları ve acılarıyla birlikte…. ama aynı zamanda tüm sevinçleri, neşeleri ve o sevecen anların tümünü….. ve tüm o zamanları, ah, kendinizi daha iyi tanımak için harcadığınız onca değerli zamanı içeren öyküler.

Tekrar tekrar söylediğimiz gibi, bu yaşamdaki salıverme çok daha zordu, çünkü bu salıvermeler sadece bu yaşamla ilgili değildi. Siz, tüm yaşamlarınızın, asırlardır, yüzlerce ve binlerce yıldır olmuş olduğunuz türlü insan öykülerinin seçilmiş “yükseliş adayı”sınız.

Şimdi artık tümüyle o insan değilsiniz, ama o sizin bir parçanız haline geldi. Ve o geçmiş yaşamlar da kendi yaralarına sahiptiler. Onlar da kendi sınavlarına ve kendi sıkıntılarına sahiptiler. Kendi kimliklerini koruma arzusuna sahiptiler. Bu yüzden, siz altı yıldır onları da salıverme işlemlerinden geçtiniz.

Biz bugün enerjinizi hissediyoruz, odada oturanların ve gezegenin her yanından katılanların enerjisini. Ve o, o kadar farklı ki. Derin bir nefes alın. Berraklaşın ve sizdeki farkı hissedin, şimdi, 1999’da olduğunuzdan ne kadar farklı olduğunuzu hissedin.

Ah, 1999 bir kilometre taşıydı, çünkü milenyumun – nasıl desek – sadece takvimlerdeki değil, ama Dünya üzerindeki enerji değişikliğinin, enerji dinamiklerindeki değişikliklerin yaklaşmasıyla, Dünya’nın kendi kendini yok edeceği korkusu ve o bunaltıcı potansiyeli hâlâ mevcuttu. Ağustos 1999’da, herşeyin parçalanma potansiyeli vardı.

Derin bir nefes alın ve berraklaşın ve taşıdığınız tüm o yüklerle…. sahip olduğunuz korkularla…. belirsizlikle….ama yine de…. yine de, içinizde güzel bir kristal enerjisiyle…. arayış içinde olan…. kendini bulmak isteyen…. çözüm bulmak isteyen Mesih-tohumu enerjisiyle, o zamanlar olduğunuz kişiyi hissedin. O salıvermelerden ve işlemden-geçirmelerden, yaşamınızda karşılaştığınız o belirsizliklerden ve kuşkulardan geçmenizi sağlayan, altı yıl boyunca, en zor zamanlarda devam etmenizi sağlayan, işte bu parçadır – çözüm bulmak isteyen o Mesih-tohumu. O sizin devam etmenizi sağladı.

O tanrısal tohum, dünyanın her yanındaki Şambra’nın tanrısal tohumuyla da birleşti. Siz Şambra enerjisini alıp, altı yıl içinde onu açan bir çiçeğe dönüştürdünüz. İlk kanallıklardan birinde sözcüklerle konuşup da size, “Siz Şambra’sınız. Birbirinizi Tien Tapınakları’ndan beri tanıyorsunuz. Siz birbirinizi Yeshua, Dünya üzerindeki İsa zamanlarından beri tanıyorsunuz” dediğimizde, bu size çok az şey ifade etti.

Şimdi, Şambra’nın üçüncü-gruplaşması olarak geri geliyorsunuz. Siz şimdi bu zamanda geri geliyorsunuz. Bu sözleri dinlediğiniz zaman, bu size az şey ifade etti, ama bunlar aynı zamanda tetikleyen sözlerdi. Evet, gerçekten de, “Şambra” sözünü ifade ettiğimizde, bu sözcük, size neden burada olduğunuzu anımsatan tetikleyici bir sözcüktü. Size, dünya çapında sahip olduğumuz bu aileyi anımsattı. Size, Mesih-tohumunu anımsattı. Size, içine girmekte olduğumuz yeni zamanları anımsattı.

Siz, Şambra enerjisinin büyümesine izin verdiniz. O enerji, insanlık bilincine doğru gelişti, oysa altı yıl önce anlamı azdı ya da hiç yoktu. Eterik alanlardaydı. Bir potansiyeldi, diyebilirsiniz. Ama o zamanki bilinçte anlamı azdı.

Ve bugün, Şambra, bilincin bir parçası haline geldi. O – nasıl desek – bilincin… daha yüksek bir öğrenimin…. aydınlanmanın…. salıvermenin…. kabul vermenin…. bedenlemenin… ve şimdi de Dünya üzerinde yürüyen tanrısallığın bir dolu odasından bir tanesidir. Şambra’nın artık bir anlamı var. O, kendi potansiyelinden çıkıp, gerçek haline geldi.

Ve, Dünya’da bulunan diğer insanların da şu anda onunla iletişim kurmaya başladığını biliyorsunuz. Onlar “Şambra” sözcüğünü hiç duymadılar. Ama onun çekirdek enerjisiyle bağlantı kurmaya başladılar. Siz, ya da Kırmızı Çember, ya da Ben, Tobias onlara tanıdık değildir. Yine de bağlantı kurmaya başladılar. Onlar, uyanmakta olan, “Yaşama ilişkin daha fazla bir şeyler olmalı. Daha açık, daha geniş ve daha ifade edilir bir şey olmalı. Ben o kutunun içinde yaşamaktan sıkıldım, ve anlamaya başlamak için hazırım” diyen yeni kişilerdir.

Ah, bunu gerçekleştirdikleri zaman, zihinlerini ve kalplerini böyle açtıkları zaman, Şambra enerjisine çekilirler. Ve o enerji de onlara çekilir. Sizin, zamanın altı kısa yılında yarattığınız şey, şimdi akıp onların yaşamına geliyor. İçinden geçtiğiniz zorluklar ve meydan okumalar için bulduğunuz çözümler, bir potansiyel olarak şimdi onların yaşamına giriyor.

Bazen neden burada, Dünya’da olduğunuzu anlamıyorsunuz. Ne yapmanız gerektiğini anlamıyorsunuz. Ve biz de diyoruz ki, “Siz zaten yapıyorsunuz.” İçinden geçtiğiniz işlemden-geçirmeler, gerçekleştirdiğiniz salıvermeler, sizinle ilgili değildir. Siz öyleymiş gibi davranıyorsunuz. Siz…. ah, onu öylesine bir tutku ve öylesine bir derinlikle yapıyorsunuz ki. Ama o sizinle ilgili değildir. Siz onu başkaları için yaptınız… başkaları…. evet, geçmişinizin…. geçmiş yaşamlarınızın parçaları için. Ama onu başka insanlar için de gerçekleştirdiniz.

“Şambra”(sözcüğü), perdenin bizim yanındaki astral alemlerde, melekler koridorlarında bir anlama sahiptir. Ah o, Atlantis zamanlarında ilk kez birlikte olduğumuzdan beri hep büyük bir anlama sahipti. Ama şimdi, oldukça farklı bir anlamı var.

Perdenin bizim yanına geldiğiniz zaman – ve biz sizi davet edip hemen gelin demiyoruz – ama geri geldiğinizde, burada – nasıl desek, ve biz şimdi mecazi konuşuyoruz – ama burada bir Şambra evi vardır. Bir Şambra evi vardır. Ve biz ille de fiziksel bir evden söz etmiyoruz. Ama o, meclis gibi bir şeydir. Ama aynı zamanda bir yerdir de. Ve siz onu algılayabilirsiniz, seçiminiz buysa, Dünya’da gerçekleştirdiğiniz çalışmalarla inşa ettiğiniz o evi, o büyük evi, büyük bir saray olarak algılayabilirsiniz. Ev, kırmızı ve altın renkleriyle bezenmiştir. Buraya geri geldiğiniz zaman, onu hemen tanıyacaksınız, çünkü enerjiniz onun bir parçasıdır.

Dünya üzerindeki Şambra enerjisinin bir parçası olmayı seçmiş kişiler bizim tarafa geri geldiklerinde, anında tanınırlar. Onlar da kırmızı ve altın renkleriyle donanmıştır ve sadece Kırmızı Meclis’te olanlar tarafından değil, ama tüm diğer meclislerde ve diğer semavi evlerde olanlar tarafından da anında tanınırlar. Gerçekleştirdiğiniz çalışma sayesinde, Şambra (sözcüğü), cennetlerin her yanında boydan boya bir anlama sahip oldu.

Bundan sonra, dibe vurup da, “ama şu anda neden Dünya’da olduğumdan emin değilim. Ne yaptığımdan emin değilim” dediğinizde, bunu anımsamanızı istiyoruz. Yaptığınız şeyin, kendiniz için iyi bir iş yaratmak olması gerekmez. Gidip de, tam anlamıyla fiziksel olarak başkalarına yardım etmek olması gerekmez. Yeni bir şey icat etmek olması gerekmez. Gerçekten yaptığınız – gerçek çalışmanız, yürekten gelen çalışma – enerjiyi dönüştürmektir, değiştirmektir ve hareket ettirmektir.

Ah Şambra, biz bu yüzden, hatta içimizde melek olanlar bile, gerçekleştirdiğiniz şeyleri gördüğümüzde gözyaşlarıyla dolup taşıyoruz. Ve, daha fazlasını yapmanız gerektiğini düşünerek ya da kaybolmuş hissederek kendinize karşı acımasız olmanız, kendinize karşı bu kadar acımasız olmanız, özellikle de Ben, Tobias’ı rahatsız ediyor, çünkü ben size bakıp gerçekleştirdiğiniz gerçek çalışmayı berrak bir biçimde görebiliyorum. Belki buna karşılık fiziksel bir ödeme almıyorsunuz ama, gerçekleştirdiğiniz şeye karşılık enerji sürekli size geri döner.

Bu gece yatağınıza yattığınızda, başınızı yastığa koyduğunuzda, daha önceki Şaud’larda da söylediğimiz gibi, bir an durup kendinize teşekkür etmenizi istiyorum. Gerçekleştirdiğiniz şeyler için kendinize teşekkür edin. Geri çekilin. Neden şu anda Dünya’da olduğunuzu açıkça görün.

Böylece, okul yeniden başladı. Ağustos ayı. Yeni dizimize başlama zamanı. Sadece yeni bir dizi adı değil, ama yepyeni de bir yaklaşım zamanı. Ben burada konuşup dururken – bir nedenden ötürü bazılarınızı tam anlamıyla ipnotize etmeye çalıştım, ki bunu daha sonra açıklayacağız – ben burada konuşurken, belki de enerjide bir fark hissettiniz. Ya da belki de benimle eski biçimde bağlantı kurmaya çalışıp, işe yaramadığını gördünüz. Sözlerimi duyabiliyordunuz. Bir biçimde enerjimi de hissedebiliyordunuz, ama o aynı yerden gelmiyordu.

Bazılarınız, bugün kimin geleceğini, hangi konukların, hangi meleklerin odada olacağını hissetmek için, ortalığı taramaya çalıştı. Ve zorlandınız. Çünkü o enerji orada değildi. Size ortalık boşmuş gibi geldi. Ah, öyle olmalıydı…. öyle olmalıydı…. anlıyor musunuz. Siz titreşiminizde değiştikçe, kendi aydınlanmanızda ilerledikçe, herşeyin daha berrak, daha ışıklı olduğunu göreceksiniz.

Bakın, bazen ortamı tararsınız; dış enerjileri hissetmeye çalışırsınız, ve bazen enerji yoğunluğunu, görünmez olanın gerçekliği ile bağdaştırırsınız…. anlıyor musunuz. Başka bir deyişle, bizim tarafta çok yoğun ve ağır bir şey hissederseniz, onun orada olması gerektiği hissine kapılırsınız. Bu sanki daha gerçektir. Ama ortamı taradığınızda size berrak, boş gelirse, belki de bir şeyi doğru yapmadığınızı düşünürsünüz. Ah…. bu düşünceyi de değiştirmek zamanıdır.

Biz bu alana geliyor ve şimdi berrak bir enerji getiriyoruz. O, titreşimsel bir düzeyde bile değildir artık. Biz konuşurken, şeyleri titreşimsel olarak tanımlamanın ötesine geçmek istiyoruz, çünkü bu bir Eski Enerji kavramıdır.

Bakın, şu anda tarama yaptığınızda…. ve siz, sizi hemen çevreleyen ve genelde belki de dördüncü ya da beşinci boyutlar diyeceğiniz boyutların bazısını tam anlamıyla tarayabilirsiniz. Onları tarıyorsunuz – bu arada taramak, sadece hissetmek demektir. Ve nasıl hissedileceğini bilmiyorsanız, bir nefes alın ve hissedin. Siz her an enerjileri hissediyorsunuz.

Eğer bazı daha Dünya’ya bağlı boyutları tarıyorsanız, bir yoğunluk, bir ağırlık, bir titreşim hissedeceksiniz, çünkü onlar titreşimsel bir gerçeklikte iş görüyorlar. Yeni Enerji’de, zaten içine geçtiğiniz enerjide – ve şimdi de oraya nasıl vardığınızı deneyimliyorsunuz – o berrak bir enerjidir. Titreşim kullanmaz. Saf ifade kullanır. Geçenlerde de dediğimiz gibi, güç kullanmaz. İfade ya da genişlemeyi kullanır. Kendini yansıtması gerekmez, ya da kendini sürdürmesi gerekmez. O sadece gerçekleştirir.

Bu yüzden, odayı taradığınızda, enerjimizi hissetmeye çalıştığınızda, ve belki de enerji nerede diye aklınız biraz karıştığında, bu, biz şimdi farklı bir düzeyde size gelebildiğimiz için böyle oluyor. Biz daha berrak bir biçimde sizinle olabiliyoruz. Ve bu başlarda boş gibi hissedilir. Ah, ama biz sizinle bu dizide, bugünkü Şaud’da, berraklığın içinde olanı nasıl göreceğinizle ilgili, titreşimin ötesine ve ifadenin içine nasıl bakacağınızla ilgili çalışacağız.

Bedenleme Dizisinin sonunda, son Şaud’umuzda dedik ki, bu yeni dizide ve Yeni Enerji’de, anlaması çok önemli olacak kavramlardan biri de, Tanrı’nın güç olmadığıdır. Bir dakika kadar şimdi bundan söz etmek istiyorum. Bunu size iyice yerleştirmek istiyoruz.

Bakın, zihin koşullandırılmış ve programlanmıştı. O, kutulara konmuştu. Bir anlamda, Tanrı’nın güç olduğunu düşünecek kadar ipnotize olmuştu. Siz, Tanrı’nın herşeyi yapabileceğini düşünüyorsunuz – güç, şimşekli bir fırtına, belki de denizleri yarmak – tüm bu şeyleri yaptığını, Tanrı’nın güç olduğunu düşünüyorsunuz.

Son Şaud’umuzda dediğimiz gibi, bu kavram hâlâ…. Tanrı’nın güç olduğu kavramı… ve Tanrı gücünün sevgi olabileceği… ya da cezalandırma, yargılama olabileceği…. ve Tanrı verir, Tanrı alır kavramı….hâlâ bilinçlerdedir….hâlâ bilinçlerde hapsolmuş haldedir. Bırakın, bu kavramın ötesine geçelim. Bırakın, şu anda Dünya üzerinde olan bu insan melekler grubu, Eski bilince Yeni bir tohum yerleştiren ilk grup olsun. Bırakın, Tanrı’nın güç olduğu kavramını salıverelim. Ve Ruh’un saf ifadesini içinize soluyun. O saf ifadeyi içinize soluyun.

Tanrı’nın güç olmadığını anlamaya başladığınızda…. Tanrı almaz ve Tanrı vermez. Tanrı sadece vardır. Tanrı, bireysel bir varlık değildir, o daha çok herşeyin içindedir. Ruh herhangi bir beklenti ya da gündeme sahip değildir, arzuladığı sonuçlar yoktur. O sadece vardır. Tanrı – Ruh – sizin ifadeniz, sizin deneyiminizdir, diyebilirsiniz.

Bırakın, Ruh’un sadece ifade olduğunu bilince yerleştiren ilkler olalım. Ve, Yeni Enerji’deki ifade, arkasında herhangi bir kuvvete ya da güce gereksinim duymaz. Şimdi içinde bulunduğumuz bu yeni dizide – ki ona “Berraklık Dizisi” diyeceğiz – kuvvetin, gücün, dualitenin artık gerekli olmadığını anlamak çok temeldir. Ah evet, birazdan onunla ilgili konuşacağız – siz hâlâ bunlarla çevrelenmiş bir dünyada iş görüyorsunuz.

Ama kendi yaşamınızda ve kendi yaratılarınızda, güce gereksinim yoktur. Şimdi, bu başlarda size garip gelecektir, çünkü bir şey yaratmak istediğinizde, ister zihniniz olsun, ister yaratıcı doğanız, ya da hatta bedeniniz, içsel makinelerinizi vitese takmanız gerektiği fikri sizde çok yer etmiş durumdadır. Yaratmak ve ifade edebilmek için, ona güç uygulamanız gerektiğine inanıyorsunuz.

Hiç güç uygulamamak size çok garip geliyor. Yin ve yang yok. Pozitif ve negatif yok. Bu inanılmaz ve basit bir prensiptir. Ama belki de bu yepyeni yaşama ve hissetme biçimine alışmak, biraz zaman alacaktır. Ah, siz bunun ne kadar kolay ve basit olduğunu göreceksiniz. O neredeyse – nasıl desek – ne kadar basit olduğu hayret bir şeydir.

Ama insan bilincinin koşullanması ve programlanması, güç kullanmanız gerektiği yönündedir. Zorlamanız gerekir. Bu yüzden, bırakın şimdi bunun ötesine ve yeni bir varoluş biçimine geçelim.

Bazılarınız bu noktaya geliyor ve, “Ne yapmam gerek? Düşüncelerimi nasıl organize etmeliyim? Neye odaklanmak zorundayım? Neye konsantre olmam gerekir? Bunu kabul etmek için kendimi nasıl bir kutuya koymam gerekir? Ne yapmam gerekir?” diye düşünüyor. Hiç bir şey…. hiç bir şey.

Sadece nefes alın, onu içinize kabul edin, ve – eğer zihniniz ille de bir şeyi sakız etmek istiyorsa – bunun daha doğal bir yaşama biçimi olduğunu anlayın. Bu, Ruh’un doğal biçimidir. Yaratıcı doğanıza, yaratıcılığınıza güç uygulamak – çok, çok önceleri, daha melek haline gelindiği dönemlerde – hiç doğal değildi. Doğal yöntem, güç uygulamamaktır…. hiç güç kullanmamak.

Böylece Şambra, biz şimdi, Tanrı’nın bir güç olmadığı anlayışıyla Berraklık Dizisi’ne geldik. Siz bir güç değilsiniz. Sorunlara güç kullanmak zorunda olmadığınızı öğrenmeye başlayacaksınız. Bolluk gibi şeylere ve özellikle de kendi şifanıza güç uygulamak zorunda olmadığınızı öğreneceksiniz.

Biz, “sessiz dua” ya da “güvenli alan şifası” gibi şeylerden söz ettik. Basite indirgersek, bir güç söz konusu değildir. Sessiz dua, dua değildir. O, herşeyin zaten orada olduğunun ve onu kendi gerçekliğinize davet etmeniz için beklediğinin kabulüdür. Dua etmek, genelde zorlamaktır. Dua, güç kullanmaktır.

Hayır, biz sizin Ruh’la yaptığınız konuşmalardan ve dialoglardan söz etmiyoruz. Ama Ben, Tobias, bununla da ilgili bir şey söyleyeceğim. Ruh’la olan dialoglarınız…. onların çoğu öylesine ayrılık bilinciyle yapılıyordu ki. Ruh’la sizin aranızda öylesine bir uçurum vardı ki, çünkü Ruh hakkında sahip olduğunuz kavram, Ruh’un, bazen sizi kayıran ve bazen de sizi takdir edemeyecek kadar meşgul olan, uzak, çok uzaklarda oturan o haşmetli varlık olduğu yönündeydi. Bırakın, bunun da ötesine geçelim.

Ruh, ifadedir. O bir yaşam enerjisidir, ama bir yaşam gücü enerjisi değil. Ve siz Ruh’sunuz…. siz Ruh’sunuz. Yaptığınız o konuşmalar, hep kendinizle yaptığınız konuşmalardı, anlıyor musunuz. Ah, ve bunlar, insan benliğinizle ruhsal benliğinizin nasıl ayrıldığını gösteriyordu.

Böylece Şambra, bu noktada bir nefes alıp berraklaşalım. Nefes alalım. Ve berraklaşmak, yaşamınıza berraklığın, açıklığın girmesine izin vermek demektir, şeyleri gerçek haliyle algılamak için kendinize izin vermek demektir…. onlar gerçekmiş gibi göründükleri bir yanılsama içindeler, ve bu yanılsama yerine, onları gerçek halleriyle algılamaya başlamak, ne kadar farklı bir anlayış olacak…. herşeyle çalışmak ne kadar kolaylaşacak.

Biz bu konuya tekrar tekrar geri döneceğiz. Onun üzerinde duracağız. Tanrı, bir güç değildir. O bir ifadedir. Ruh, yaşam ifadesidir – sadece bu Dünya üzerindeki yaşamın değil – ama yaşam, var olma yeteneği, ifade etme yeteneği, ruhunuzda yaratma yeteneğidir. Bu, bu kadar basittir. Bu kadar basittir. Şimdi, siz, size tersini söyleyecek bir dünyayla çevreleniyorsunuz. Ve o bunu hergün söylemeye çalışıyor. Hergün.

Dünya’ya geri gelmek, bu bedenlere enkarne olmak için bu eşsiz zamanı seçtiniz. Bu, Dünya üzerinde dualitenin çok ağır bastığı bir dönemdir….anlıyor musunuz. Ama inanılmaz değişimlerden geçiyor. Ah, siz çok çalkantılı, çok, çok hızlı giden, çok, çok yanıltıcı bir dönemde Dünya’da olmayı seçtiniz. Ama öte yandan, inanılmaz bir güzellik ve inanılmaz bir akış da söz konusudur.

Siz, şeylerin geçiş içinde olduğu bir dönemi seçtiniz. Dünya, şu anda muazzam bir geçiş içinde. İnsanlar muazzam bir geçiş içinde. Ve temelde, uzun zaman önce, çok yaşam önce kendiniz için ortaya attığınız bir soruyla şimdi insan bilincinin karşılaştığını söyleyebilirsiniz. İnsanlığın büyük bir bölümüne şimdi şu soru soruluyor, “Yeni bir yolu kucaklamaya hazır mısın? Eski atlı karıncadan inmeye hazır mısın? Gerçekte olduğun varlık olabilmek için, sahip olduğun her inancı, içinde bulunduğun her türlü kutuyu bırakmaya hazır mısın?”

Size bu soru, çoğunuza, daha Yeshua zamanından çok önce sorulmuştu. Size bu soru yol boyunca sorulmuştu. Ve siz kesinlikle, “Evet” demiştiniz. Bu nedenle buradasınız. Diğer insanların insanlığına şimdi bu soru soruluyor.

Peki ne olur? Kendi deneyiminizi ve geçmiş yaşamlarınızı anımsayın. “Değişime hazır mısın” sorusuyla karşılaştığınızda ne olur? Bir parçanız “Evet” der, ve bir parçanız da yere sıkı sıkı tutunup “Hayır” der. Ah, korku yükselir. Ve bazılarınızın, “değişim için hazır mısın” sorusuyla karşılaştığı geçmiş yaşamları anımsadığını biliyoruz. Ve bazen faka bastığınız hissine ya da algısına kapılırsınız, belki de eski tarzlara geri dönmeli, belki de çok ileri gittim algısına kapılırsınız…. ah, evet, bunlar Ateş Duvarı’nın…. Yuva’yı terk etmenin anılarıdır.

Böylece, insanlık şu anda bundan geçiyor. Onlara, “bir değişikliğe hazır mısın” diye soruluyor. Yeni Dünya’nın şu anda inşa ediliyor olması – doğası gereği fiziksel olmayan, ama fiziksel Dünya gezegeninin niteliklerine sahip olan Yeni Dünya’nın inşa halinde olması, bu insanlarda gitgide artan bir baskıya neden oluyor.

“Bir değişime hazır mısın?” Bu baskı büyüyor. Bu baskı, insanlar arasında daha çok farklılaşmalara, daha çok bölünmelere neden oluyor. Bu yüzden, siz bunu gelecek birkaç yıl daha görmeye devam edeceksiniz…. doğrucuların, daha da doğrucu olmalarını…. yanılgı içinde olanların, daha da yanılgıya düşmelerini…. karanlıkta olanların, daha da karanlık yerleri istediklerini göreceksiniz. Bu, değişimin doğasıdır. Bu, yeni bir zamana girmenin doğasıdır.

Onun için, sizin bu işlemden geçmiş olmanız ilginçtir. Siz kendi karanlığınızın karanlığına girdiniz. kendi doğruculuğunuza girdiniz. Ve kendi eski-tarz çukurunuza girip, kim olduğunuzun, neden burada olduğunuzun, ve Dünya üzerinde olmanın nasıl bir nimet olduğunun yepyeni anlayışıyla öbür taraftan çıktınız.

Ama siz bir anlamda, aynı anda her iki dünyada birden yaşıyorsunuz. Siz Eskisinde yaşıyor, ama Yenisini de deneyimlemeye başlıyorsunuz. Bu çok zor bir görevdir, ama çok da sevinç dolu olabilir. Öyle bir noktaya gelebilirsiniz ki, kendinizi neredeyse bir büyücü gibi hissedebilirsiniz, çünkü potansiyelleri yaşamınıza nasıl getireceğinizi, onları nasıl enerjiye ve sonra da gerçekliğe dönüştüreceğinizi göreceksiniz, ve diğer insanlar hâlâ çabalarken, hâlâ şeyleri yapmanın o çok Eski ve ağır işçilik gerektiren dualizminden geçerken, siz bunu ne büyük kolaylıkla gerçekleştirdiğinizi göreceksiniz. Böylece Şambra, zor, meydan okuyan zamanlarda yaşıyorsunuz.

Geçen hafta bazılarınız…. bazılarınız, biliyoruz – nasıl desek – büyük dozlarda korku ve kaygı deneyimledi. Bu, Dünya üzerinde belki 3 ½ gün sürdü, hafta başında başladı ve bu belli zaman dilimi içinde, Perşembe günü doruğa ulaştı. Nasıl desek – büyük bir korku enerjisi giriş yaptı, bazılarınızın karanlık ya da kafa karıştırıcı enerji diyeceği bir enerji, Dünya bilincine yolunu buldu.

Bazılarınız bunu, kendi korkularıymış gibi algıladı. Ve ne olup bittiğini anlamaya çalıştınız. Neden böyle hissettiğinizi anlamaya çalıştınız. Şimdi, bakın, bunu kişisel aldınız. Ve biz size tekrar tekrar ve tekrar dedik ki – bu, sizinle ilgili değildir. Siz hissetmediğinizi söylüyorsunuz ama, korkular yine de üzerinizden geçiyor. Ah, onu yaşamınızla ilişkilendirmeye çalışıyorsunuz ve belki de yanlış bir şey yaptığınızı düşünüyorsunuz. Belki de, yeniden dengenizden çıktığınızı düşünüyorsunuz…. ki bu iyi bir şeydir (bazı gülüşmeler).

Ama Şambra, geçtiğimiz hafta, büyük bir potansiyel miktarı Dünya’ya geldi. Şimdi, o, yabancı varlıklar tarafından buraya getirilmedi. Melekler aleminin karanlık ya da kötü güçleri tarafından getirilmedi. O buraya insanlar tarafından getirildi. Bakın, şu anda insanlık bilincinde öylesine bir belirsizlik, bu Yeni zamanlarla ilgili, değişimle ilgili öylesine bir belirsizlik hüküm sürüyor ki, bu bilinç tam anlamıyla, bu gerçekliğe yolunu bulan potansiyel bir enerjinin gelmesine izin veren bir kapı açtı.

Başka bir deyişle, büyük bir pencere açıldı ve bazı çok karanlık enerjiler Dünya’ya aktı. Bu, kendi içlerinde değişimden korkan insanların getirdiği bir potansiyeldi…. bu, kendinden tiksinen insanların….. kendinden gerçekten nefret eden insanların getirdiği bir potansiyeldi. Ah, ve bu insanlardan çok var. Onların yaptığı, kendilerine ilişkin içsel hisler yüzünden…. ve kendi karanlık yanlarını anlamamaları yüzünden, tam anlamıyla gerçektir. Sürekli ıstırap çekmeleri, sürekli tövbe etmeleri gerektiğine ilişkin hisleri yüzünden…. kendi özlerinde günahkâr olduklarını hissederler ama, başkalarına da günahkâr diyen ilk insanlar onlardır, ve bu yüzünden…. kendi karanlıkları yüzünden, bakın kendilerine neler çekiyorlar? Buraya ne getiriyorlar – bir karanlık fırtınasını…. potansiyellerin nasıl iş gördüğü, enerjinin nasıl iş gördüğü ilginçtir.

Biz bir dakikaya kadar bundan, enerjinin yapı taşlarından söz edeceğiz.

Böylece, bu enerji hızla akıp geldi. Ah, bunaltıcıydı. Siz, kometler ve asteroitler geçtiğinde gelen enerjilerden, Uyumlu Birleşme gibi kutsal günlerde gelen enerjilerden söz ediyorsunuz. Bunlar, şu anda Dünya’da yapılanan bu korkunun açtığı pencerenin yanında küçük kalır.

Ah, siz onu kendinize aitmiş gibi hissettiniz, ama değildir. Onu sahiplenmeyin. Siz bir Enerjiyi Hareket Ettirensiniz. Bırakın geçsin gitsin. Bırakın, geçsin gitsin. O size ait değildi. Siz sadece, başka insanların getirdiği şeyi hissettiniz.

Şimdi, duruş açımızdan ilginç olan, insanların bununla şimdi ne yapacağıdır. Biliyor musunuz, aslında ilginç bir biçimde onların kendilerine bir armağan verdiği de söylenebilir, gerçi karanlık bir armağan ama yine de bir armağan. Onlar çıkmış, potansiyellerle oynarken, en çok çekildikleri potansiyel, en karanlık olanıydı diyebilirsiniz. Onlar kendileriyle ilgili böyle hissediyorlar, bu yüzden de bunu yaratıyorlar. Onu buraya getiriyorlar.

Şimdi, bu ilginçtir. Bu olay olurken, bu dinamik yapılanırken, biz dikkatle izliyorduk. Bu tıpkı – nasıl desek – bir ocak gibiydi, o kadar ısındı ki, patlayacak hale geldi. Ve patladığında, kapıyı da sarsarak açtı, ve o enerjinin tümü Dünya’ya geldi. Ve şu anda da çevrede dolanıp duruyor. Bazı kişiler onu yaşamlarına sokuyorlar. Şu anda Dünya üzerinde muazzam bir enerji potansiyeli var, ve bu potansiyel daha bir hafta ya da bir ay önce yoktu. Ve o karanlık…. o karanlık.

Bu, gelecek birkaç ay içinde çok ilginç şeylere neden olabilir. Ve siz bununla ilgili ne yapmalısınız Şambra? Hiç bir şey (bazı gülüşmeler)…. hiç bir şey! Bu bir armağan ve bir nimettir. Siz kendinize bir berraklık armağanı verdiniz. Birisi bunu sizden almaya kalksa, hoşunuza gider miydi? O insanlar da kendilerine bir karanlık ve yanılgı ve nefret ve tiksinme ve Tanrı yargısı armağanı verdiler. Onlar kendilerine, Dünya’ya getirilmiş bir cehennem armağanı verdiler. Hiç bir şey…. anlıyor musunuz…. hiç bir şey, çünkü bu yanılsamayı hiç de kabul etmek zorunda değilsiniz.

Bu aslında sizin için Şambra, size hizmet edecek muazzam miktarlarda enerjinin gelmesi olabilir. Onun yaşamınıza, karanlık bir fırtına kisvesi altında girmesi gerekmiyor… anlıyor musunuz. Siz onu enerji olarak, saf enerji olarak yaşamınıza sokabilirsiniz.

Biz bir dakikaya kadar enerjiyi yapılandıran taşlardan, berraklıktan, bu şeylerin tümünün artık yaşantınızda kullanılıp uygulanmasından söz edeceğiz….. artık sadece bunun hakkında konuşup durmayalım…. artık salıvermeyle ilgili Şaud üstüne Şaud üstüne Şaud yapmayalım. Eğer hâlâ salıverme sürecindeyseniz, bırakın gitsin (kahkahalar). Artık salıvermeye ihtiyacınız yok.

Bazılarınız, o izde saplanıp kalıyorsunuz. Bu neredeyse, o izin içinde kendinizi kovalamaya benziyor. Ve bunu yaptığınız zaman, izin deliklerini gitgide büyütüyorsunuz. Ve, “salıvermeyi sürdürmem gerek. Salıvermeyi sürdürmem gerek” deyip duruyorsunuz. Hemen şu anda, kendinize Hayır diyebilirsiniz, “salıverme bitti, salıverme bitti.” Bakın, enerjiler yine de sizden akacaktır. Bazı şeyleri hâlâ hissedeceksiniz. Ama onlara tutunmak zorunda değilsiniz. Sizden kolaylıkla akmasına, kayıp gitmesine izin verebilirsiniz.

Son Şaud’umuzda anımsayın, 1 No’lu Kapıyı ya da 2 No’lu Kapıyı açtırma seçeneğiniz vardı. 1 No’lu kapı zordu. 2 No’lu kapı kolaydı. İsterseniz, zoru seçebilirsiniz, tıpkı, büyük bir insan grubunun geçen hafta muazzam miktarlarda karanlığı kendi gerçekliklerine getirmeyi seçtikleri gibi. Ama bunu yapmak zorunda değilsiniz. Ve artık yapmak istemediğinizi de biliyoruz.

Bu Şaud’a çoktan başladık, yine de bugünkü konukları tanıtmak istiyoruz. Ve onlar – nasıl desek – içeri girebilmek için, enerjilerini göstermek için geride durmuş bekliyorlardı. Onlar buraya daha önce de geldiler, ama şimdi farklı bir biçimde geliyorlar, çünkü biz, gerçekleştirdiğimiz çalışmanın daha pratik, daha keyif veren, kolay ve tamamlayıcı uygulamalarına geçeceğiz. Ah, Dünya üzerinde bir melek olduğunuzu ve insan olmaya ait herşeyin tadını çıkarttığınızı, ama bunlardan da geçip gidebildiğinizi bir düşünün…..ah, ne anlayış ama!

Böylece, sevgili bir öğretmenin, sizinle çalışmış olan, bazı en zor ve meydan okuyan zamanlarda yanınızda olmuş olan sevgili bir dostun, bizim Hossaf (“ho-SOFF” olarak telaffuz eder) dediğimiz varlığın enerjisini getirmek istiyoruz. Hossaf, Kırmızı Meclis’in harika bir öğretmenidir. O (eril için kullanılan o “he”)….. daha çok o (dişi için kullanılan o “she”)….o ne eril, ne de dişil bir enerjidir. Biz enerjinin yapı taşlarını keşfetmeye başlarken, Hossaf da sizinle çalışmak için geliyor. Biz, anlamanızı sağlamak için, açıkça görmeniz ve hissetmeniz ve bilmeniz için – nasıl desek – enerjiyi sanki geri vitese takacağız.

Böylece Hossaf odaya giriyor. O, birçoğunuzla çalıştı, sizinle zaman geçirdi, bazı zorluklarda yanınızda oldu. O, kendi içinde, enerjiyi değiştiren bir varlıktır, Adamus, Saint Germain enerjisiyle yakın işbirliği içinde çalışır.

Yani onun şimdi gelme nedeni, biz yeni bir şeye başladığımız içindir. O – nasıl dersiniz – iyi bir talim çavuşudur, kötü bir çavuş değil, iyi bir çavuştur. Size yardım amacıyla geliyor. O özellikle, Eski programlara ve Eski biçimlere geri dönme eğilimi olduğunda, dün ya da beş yıl önce ya da 20 yıl önce nasıl yaptığınıza sığınmak istediğinizde gelir. Bunu yapmak o kadar kolay ve doğaldır ki. Sanki sizi geri getiren bir olay vardır.

Ama o, farklı bir biçime, yaşamı anlamanın tümüyle farklı bir biçimine dönüşme zamanının geldiğini size göstermek için buradadır. Böylece Hossaf gelecek ve sizinle olacaktır….bulanıklığı nasıl aşacağınızı, enerji sisini ve yanılgısını nasıl aşacağınızı anlamanız için, sizinle yakından çalışacaktır.

Ayrıca bugün, Ruh’daki sesiniz, Metatron enerjisi de Hossaf’a eşlik ediyor. Ah, bazılarınız geçen hafta Metatron enerjisini hissettiniz. Ve ilginçtir ki, değişmek istemeyen insanların bilinciyle açılan kapıdan, ilginç bir biçimde Metatron enerjileri de yepyeni bir şekilde geçip gelebildi.

Şimdi, Metatron nasıl olsa burada olacaktı. Yoğun enerjisiyle, berrak enerjisiyle Metatron bu toplantıda olacaktı. Ama Metatron’un bu çok karanlık olan dalgaya binip de gelmesi ilginçtir, çünkü sonuçta o karanlık dalga da bir yanılsamadır. Dünya’ya gelen enerjinin yoğunluğu sayesinde, Dünya’yı bombardıman eden bu enerji sayesinde, bu Metatron enerjisi, Ruh’un sesi ve sizin Ruh’taki sesiniz, buraya gelebildi. Böylece bir anlamda, Metatron’la hep bir bilinçli ayırım olduğunu söyleyebilirsiniz, Ruh’un saflığı olan Metatron’la….. o enerjiyle Dünya arasında hep bir ayırım oldu. Bazen – nasıl desek – Metatron enerjisini buraya getirebilmek hep biraz zor olmuştu.

Ve bazen de, çoğunuzun deneyimlediği gibi, Metatron devreleri yakma eğilimi göstermiştir. Evet, bazılarınız Metatron enerjisiyle tam anlamıyla çalışmış ve – nasıl desek – bilgisayarlarınızın patladığını, İnternet sorunları yaşadığını, dokunmadığınız halde ampullerin patladığını deneyimlediniz, çünkü Metatronsal enerjilerin, insan enerjisiyle kaynaşıp birleşmesi zordu. Ama tüm bu fırtınamsı karanlık enerjinin geçen hafta gelmesinin, aynı zamanda daha fazla Metatronsal enerjinin gelmesini de sağlaması ilginçtir. Bakın, herşey kendi kardeş yanına da sahiptir. Herşey – nasıl desek – başka bir ifadeye de sahiptir. Yanılsamaya inanmayın…. anlıyor musunuz.

Şimdi…..ah, derin bir nefes alalım diyor Metatron ve onu buraya getirelim….ve onu kendi varlığınıza getirin….ah, evet. Ve bir derin nefes daha alıp berraklaşın. Ah, evet, Metatron’un ilk gelişiyle şimdi arasında bir fark hissediliyor, çünkü siz farklısınız. Metatron enerjisini kanallıklarımıza ilk getirdiğimizde, onun başlarda hızla içeri gelmesi, bazılarınız için çok bunlatıcı oldu. Bazılarınız haftalarca hasta oldunuz…. şaşılası…. onun, hasta olduğunuz haftalar boyunca yaptığı temizlik şaşılasıdır.

Böylece, Metatron enerjisi geliyor. Hossaf, yeni düzeylerde sizinle çalışmaya hazır.

Ve şimdi de, berraklıkla ilgili konuşalım. Berraklık hakkında konuşalım. Bakın, hiç bir şey göründüğü gibi değildir. Üstünde oturduğunuz sandalye, hiç de bir sandalye değildir. Siz sadece onun bir sandalye olduğu inancını ve yanılsamasını kabul ettiniz. Siz, üzerinde oturduğunuz sandalyeyi bir ikon olarak kabul ettiniz, bedeninizi, ki o da bir yanılsamadır; bedeniniz de bir enerji bohçasıdır; sandalyeyi, bedeninizi yerleştirmenize izin veren bir enerji bohçası olarak kabul ettiniz. Ve sonra da, bohçanızı bir sandalyeye koyabilirsiniz (bazı gülüşmeler). Bunların tümü bir yanılsamadır.

Şimdi, bazılarınız yanılsamadan geçip gitmek için zorlamaya çalıştı. Maddenin üstesinden gelmek için sayısız saatler harcayanlarınızı izledikçe, gülesim geldi…. anlıyor musunuz. Ama yaptığınız neydi? Maddeye kuvvet uyguluyordunuz. Aslında yanılsamayı büsbütün arttırıyordunuz….anlıyor musunuz. Maddenin üstesinden gelme çabalarınıza, bu ağır ve meyve vermeyen çabalara, Saint Germain’le birlikte güldük. Belki de siz biraz fazla kurgu-bilim ya da büyücü filmleri izlemiştiniz.

Bunu gerçekleştirmenin kolay bir yolu var. Bu, enerjinin ve onun yapı taşlarının gerçek doğasını anlamak ve kabul etmektir. Siz berraklaştıkça, saf bir enerjiye, Yeni Enerji odağına geri geldikçe, sandalyeyi sadece sandalyenin ikonu, onun bir yanılsaması olarak görmemeye başlayacaksınız. O, sandalyenin metali haline gelir. O, ham organik malzemeden bir sandalyeye dönüştüğü şey haline gelir. O, sandalyede oturmuş herkes haline gelir. Bunların tümü mevcuttur. Göremeseniz de, o mevcuttur.

Siz berraklaştıkça, yanılsamanın ötesini görürsünüz. Ona ne derseniz deyin, görecek ve hissedeceksiniz. Diğer katmanlarda neler olduğunu algılayacaksınız. Ve berraklaşmayı sürdürdükçe, sandalyeye dönüşen o metalin de nasıl Yeryüzü’nden çıktığını ve Yeryüzü’nün de o metali, ya da kayayı, ya da elementleri nasıl potansiyelden çekip tezahür ettirdiğini de göreceksiniz. Ve bu yapı taşlarının nasıl iş gördüğünü anlamaya başladığınızda, artık yanılsamanın bir kölesi olmayacak, ama yeni yaratıda bir üstat olacaksınız.

Ve bu oldukça basittir. Biz bu yüzden bugünün Şaud’una – Berraklığın Basitliği ya da Basit Berraklık başlığını koymak istiyoruz. Berraklaşırken anımsayacağınız ilk şey – onun tümüyle basit, kolay olduğudur. Anımsayın, 2 No’lu Kapı: Kolay.

Böylece, herşeyi karmaşık hale getirmeye ve açıklamaya çalışma eğilimi vardır. Zihine, akıla, anlamaya çalışması görevini verme eğilimi vardır. Ve bildiğiniz gibi, bu bir işe yaramaz. Siz sadece Eski Enerji biçimlerine daha batmış ya da daha da sıkışıp kalmış olursunuz.

Böylece, basitliğe geri dönüyoruz. Herşey basittir. Berraklık basittir. Berraklık, özgün yapı taşlarına geri dönmektedir.

Böylece, şimdi enerjiyi biraz geri vitese takalım. Bakın, bir örnek kullanalım….ah, evet, bir parça çukulata. Biz bunu örnek olarak kullanacağız. “Çukulata” dediğimizde, onu hemen algılarsınız, hatta görürsünüz, ikonu anında algı alanınıza girer, görüntüyü görmeseniz de, ya da belki tatmasanız da. Ama o, onun içine yapılandırılmış bir ikona, bir simgeye, çukulatanın bir simgesine sahiptir.

Çukulatanın içinde bir dolu malzeme vardır…. belki süt… belki tereyağ….belki, ondan türediği asıl çekirdek. Bunların tümü çukulatayı oluşturur. Bunları görmezsiniz. Ama onlar yine de oradadır. Ve onların anlaşılması önemlidir. Onu basitliğine indirgeyin. Derin bir nefes alın…. hissedin…. çukulatayı algılayın. Ve şimdi de berraklaşın. Özüne geri gidin. Onu oluşturan malzemeye geri gidin. İmalat aşamasında nasıl biraraya getirildiğine ve nasıl biçim verildiğine geri gidin.

Şimdi, bu malzemelerin aslı, bunların tümü bir biçimde, ister bir bitki olsun, ister bir hayvan, Yeryüzü’nden çıktı. Ve bitkinin ya da hayvanın her bir unsuru, güneşi içeren, oksijeni içeren, ve Yerküre’nin tüm unsurlarını içeren bir işlemle geldiler. Ama şimdi bunun bilimselliğine takılmayalım. Bu bilimsel bir tartışma değil. Siz bilim adamları değilsiniz. Bilim adamları – bu harika bir şey – maddesel gerçeklik dünyasını araştırıyorlar. Ama enerjinin özgün yapı taşlarını araştırmıyorlar.

Böylece, daha şeyler gerçekliğe getirilmeden önce, daha maddeye dönüştürülmeden önce, onlar görünmez tarafta var olurlar. Biz, perdenin öbür yanı demek istemiyoruz; bu doğru olmazdı. Ama onlar nötr bir halde, bazen doğrudan üçüncü-boyut gerçekliğinizin temelinde, bazen de onun dışında var olurlar. Ama bir potansiyel içinde var olurlar. Ve sonra da tümü buraya getirilir, ve tezahür ettirilir.

Yani, çukulata örneğine geri dönecek olursak, malzemedir söz konusu olan. Ama daha da derine inelim. Evet, gerçekten de, atomlardır – dediğinizi duyuyoruz bazılarınızın – moleküllerdir. Onu oluşturan bu şeylerin tümüdür. Ama bunların altında bambaşka bir yapı daha yatar. Bir anlamda, atomik yapının fiziksel evren için ifade ettiği şeye benzeyen, potansiyellere ait bir enerji yapısı vardır.

Potansiyeller…. bunları baloncuk olarak, daireler olarak imgeleyelim. Her biri, fiziksel gerçekliğin dışında var olup, buraya getirilmeyi bekler. Her biri, bir anlamda, kendi başına bir baloncuktur ve farklı bir potansiyeli temsil eder. İnsanoğlu, onları deneyimlemeyi seçtiğinde, ve şeyleri gerçekliğe getirmeyi seçtiğinde, bu potansiyellik baloncukları tam anlamıyla birleşmeye başlar, bilimsel yapılarınızda moleküllerin içindeki atomların yaptığı gibi.

Bu küçük potansiyellik baloncukları, biraraya gelmeye başlar. Büyük bir potansiyel baloncuğu oluştururlar. Ve o da, o çok ince katmandan, sizin deyiminizle fiziksel realiteyi görünmez olandan ya da eterik taraftan ayıran o çok ince katmandan geçmenin yolunu bulur. Potansiyeller biraraya gelirler.

Onlar, sizin yaşamda seçtiğiniz şeylere çekilirler ve gelmeye başlarlar. Bazen, hâlâ bir potansiyellik hali içinde tüm çevrenize yapışıp, ifade edilmeyi beklerler. Bazen de…. Dünya gerçekliğine gelir, maddeye ya da bir fırsata ya da bir kavrama dönüşür, ve sonra yollarını size bulurlar.

Ama onlar özlerinde, küçük potansiyellik baloncuklarıydılar. Onlar enerjiydi – ve bunu düzetmemiz gerek – daha enerji bile değillerdi; potansiyeldiler. Ve size çekilmeleri, onları, enerji haline gelmeleri için aktive eder. Sonra o enerji, kendini tezahür ettirmeye başladı. Çukulatanın içinde sadece potansiyel olarak var olan, şimdi çok ilginç ve özenle işlenmiş bir hareketler dizisi olarak size yolunu bulur. Siz bir noktada çukulatayı talep etmişsinizdir, ve o da size gelmenin yolunu bulmuştur.

Şimdi, bu mantık değil bu arada. Bu, mantık değildir. Mantık, bilim adamlarının işidir. Bu, mantık değildir. Bu, bugüne kadar zihnin anlayabildiği herşeyin ötesine geçer. Hatta bu, metafizik bile değildir. Bu, “bütünsel-fiziktir”, “bütünsel-fizik”. Ve eğer siz, gerçekliğinizdeki herşeyi geri vitese takarsanız, onun ne olduğunu açıkça, berrak bir biçimde görmeye başlayacaksınız…. onun yaşamınızda o yanılgı haliyle neden var olduğunu… ve olduğu nesnenin…. ya da düşüncenin…. ya da herneyse…. onun nasıl yanılsaması olduğunu görmeye başlayacaksınız. Yanılsama, aynı zamanda istediğiniz gibi parçalara bölünebilir, sökülebilir ve yeniden inşa edilebilir…. anlıyor musunuz.

Böylece biz burada – nasıl desek – Cauldre’yı övmek durumundayız…. çünkü biz Metatron kanalıyla, burada bulunan tüm Şambra’nın kanalıyla çok şey iletiyoruz. Ve bu, bir anlamda, karmaşık bir bilgi gibi görünebilir, ama aslında çok basittir. Ah, zihniniz dönüp dolaşıp onu anlamaya çalışabilir.

Ama çok basit olarak şunu söylüyoruz, siz berraklaştıkça, enerjilerin tümünü oldukları gibi görmeye başlayacaksınız. Bir ağacın, bir ağaç olmaktan çok daha fazlası olduğunu ve yiyeceğin, yiyecek olmaktan çok daha fazlası olduğunu göreceksiniz.

Size söylediğimiz gibi, herhangi bir yiyeceği alıp….ah, bazılarınız belli şeyleri yemekten korkuyor. Alıp…. o yiyeceğin o enerjisini berraklaştırın. Onun aslına geri dönün. Yeryüzü’nde geldiği yere geri dönün. İşlem görmüş olsa bile, fazla pişmiş olsa bile, – nasıl desek – her türlü katkılarla ya da kimyasallarla işlenmiş olsa bile, Yeryüzü’nün bir yerinden gelmiş olmalıdır.

Siz bunların hemen ötesine geçebilirsiniz. Onu temizleyebilirsiniz. Ah, biz şimdi abur cubur yemeniz gerektiğini söylemiyoruz. Ama şunu söylüyoruz, eğer tabağınızda olan sadece buysa, ve onu yemekle, yememek arasında gidip geliyorsanız, o enerjiyi temizleyin, berraklaştırın. Onun abur cubur olduğu yanılsamasının ötesine geçin. Onun bedeniniz için zararlı olduğu ya da kötü olduğu yanılsamasının ötesine geçin.

Şimdi, bu tür şeyler yediğinizde öleceğinizi kanıtlamak için, doktorların ve bilim adamlarının, ellerindeki tüm verilerle çıkageleceğini biliyoruz. Ama Şambra, bu Eski Enerji mantığıdır. Bu, Eski Enerji düşünme tarzıdır. Ve eğer bunları gerçekten kabul ederseniz, gerçekten de ölürsünüz. Ve, yağlı bir cheeseburgerin sizin için kötü olduğunu kanıtlayan kağıt parçalarındaki istatistiksel bulgulardan biri daha olursunuz. Ama siz onda berraklaşabilirsiniz. Enerjinin özüne kadar berraklaşabilirsiniz.

Orada olan etin ötesine berraklaşabilirsiniz. Ah, diyorsunuz ki, “eh, o bir hayvan; Ben bir hayvan yiyorum.” Siz bir potansiyel yiyorsunuz…. hepsi bu. Evet, arabaya-servis-veren bir lokanta açıp, ona “Şambra Potansiyel Burgeri” demelisiniz (kahkahalar)…. saf enerji.

Bakın, bunların tümü bir yanılsamadır. Siz anında berraklaşıp ötesine geçebilirsiniz. “Peki ama nasıl berraklaşılır?” diyorsunuz. Sadece nefes alırsınız. Berraklaşmayı seçersiniz. Berraklaşmaya çalışmayın. Berraklaşmak için zorlamayın. Berraklaşmayı seçin. Enerjiden geçip gidin.

Şimdi, biz çukulata ya da hamburger örneğini kullanıyoruz. Ama bu herşey için geçerlidir. Özellikle de insanlarla başa çıkmada geçerlidir. Yanılsamayı berraklaştırın. Ötesine geçin.

Siz, o insanın geçmiş yaşam veçhesini algılamaya başlayacaksınız. Onu hissetmeye başlayacaksınız. Şimdi, burada anımsanması gereken önemli şey şudur: bu noktada mantığınızı devreden çıkartın.

Onların öykülerini hissetmeye başlayacaksınız. Öyküleri, kendini oynamaya başlayacaktır. Ve siz belki de onlarda fiziksel değişimler göreceksiniz, çünkü berraklaşıyorsunuzdur; kaynağa, öz enerjiye geri gidiyorsunuzdur. Ve öz enerjiye geri giderken de, o anki yanılsamayı yapılandırmış olan herşeyi göreceksiniz.

Ama, öykünün kendini oynamasına izin verin. Onu zihninizin filtrelerinden geçirip dışlamayın. Ne kadar anlamsız ya da garip görünürse görünsün, bırakın kendini oynasın. Diyelim ki, eşinizin oradan çıkagelip de sizinle konuşmaya başladığı geçmiş yaşam veçheleri olabilir. Şimdi, onların laflarını kabul de etmeyin. Sadece bırakın, kendini oynasın; bırakın oynasın. Şu anda oraya girip de onu şifalandırmaya ya da bu tür bir şey yapmaya kalkmayın. Yaptığınız tek şey, kendiniz adına berraklaşmaktır, o berrak çekirdek enerjiyi görmektir.

Şifa yöntemleriyle çalışanlara; berraklaşmayla çalışırken, derin bir nefes alın. Kök enerjiye gidin. Yanılsamanın ötesine geçin. Ah, onlar size gelecek ve şöyle diyeceklerdir, “Ben bir enkazım. Bir dolu sorunum var. Ve kollarım ve bacaklarım ağrıyor. Ve deliriyorum. Ve yoksulum; bu seans için sana para veremem” (bazı gülüşmeler) Berraklaşın…. seans için size ödeme yapmalarını sağlayın (yoğun kahkahalar). Onlar enerjiye sahiptir. Ve bunu paylaşmakla dengelenirler.

Ama, berraklaşın. Onların size büyük bir öykü anlattığını görmeye başlayacaksınız. Ah, bazılarınız bunu şimdiden yaptığı destek çalışmalarından biliyor. Ama, berraklaşın. Öze gidin. Kötü bir sırt gibi görünen, aslında kötü bir sırt değildir…. anlıyor musunuz.

Bizim bu Şaud’da söylediğimiz şey, sizin çekirdek kök enerjiye geri dönmenizi istemektir. Oraya mantıkla varamazsınız. Oraya ancak kendinize izin vermekle, enerjinin yapı taşlarını anlamakla ulaşırsınız.

Bu, bir potansiyel olarak başlar. Herşey…. herşey potansiyel olarak başlar. Sonra, potansiyeller, tıpkı baloncuklar gibi, gerçekliğinize akarlar, çünkü siz onları çağırıyorsunuzdur. Siz potansiyelleri o ya da bu yolla çağırıyorsunuz. Bu potansiyel baloncukları, maddesel olanı, maddesel olmayan dünyadan ayıran o ince çizgiyi geçtiğinde, değişmeye, enerjisini dönüştürmeye başlar. Potansiyelden enerjiye dönüşür. Enerjiden de maddeye dönüşebilir. Maddesel olan bir şeye dönüşebilir. Kendi yaşamınızda kullanabileceğiniz basit eterik enerjiye de dönüşebilir.

Ama herşey potansiyel olarak başlar. Ona geri gidin. Ona geri gidin. Köke geri gidin.

İşiyle ilgili ne yapması gerektiğini bilmeyenlerinize, ve sık sık şu soruyu soranlara, “Sevgili Ruh, işimle ilgili ne yapmalıyım? Öylesine belirsiz bir haldeyim ki.” Nefes alın. Kökünüze geri gidin. Ah, o iş yerinin oynadığı rolü değerlendirmeye çalışmaktan vazgeçin.

Kökünüze geri dönün. Öz enerjinize geri dönün. O işi, o ya da bu biçimde kendinize siz çektiniz. Ve onun neden orada olduğunun basit temel anlayışına geri gidebilirsiniz. İşte o zaman, o işi bırakıp bırakmamanız gerektiğine karar verebilirsiniz.

Ruh’un umurunda değildir. Ruh’un umurunda değildir…. anlıyor musunuz. Umurunda olduğunu düşündünüz. “Ruh benim burada olmamı istedi.” Sizin orada olmanızı siz istediniz. Geri gidin…. berraklaşın…. o enerjiye geri gidin. Kurduğunuz o işi neden kurmuştunuz?

Şimdi, tekrarlıyoruz, burada çok önemli bir noktayı vurgulamak istiyoruz – bu, bir mantık alıştırması değildir. Bu, bir enerji alıştırmasıdır. Bu, “bütünsel-fizik”tir. Bu, köksel nedenlere, köksel enerjilere ve köksel gayelere geri gider.

Şimdi, kendiniz ya da başka şeyler için sahip olacağınız bu – nasıl desek – berraklıkla şeylerin kök enerjisine geri geldiğinizde, enerji ya da potansiyellerin yol üzerinde nasıl takılıp kaldığını görmeye başlayacaksınız. Onlar kapana sıkışmış haldeler. Belki de 15 yıl önce kurduğunuz bir işte, şimdi nasıl sıkışıp kaldığınızı göreceksiniz. Oradan nasıl çıkacağınızı bilmiyorsunuz.

Berraklaştığınızda – zihninizde değil, kalbinizde – berraklaştığınızda, o anlayışa gelmeye başlayacaksınız, yol boyunca enerjileri gerçekten görmeye ya da algılamaya başlayacaksınız. Bu noktada geri vitese taktığınızda, sıkışıp kalmış enerjileri göreceksiniz. Onlar tıpkı, otoyolda bozulan bir araba gibidirler. Araba bazen….. arabanın şöförü bazen, kenara çekilip akışın devam etmesine izin verecek kadar ileri görüşlüdür…. anlıyor musunuz. Ama bazen de araba otoyolun tam ortasında durur ve herşeyi engeller…. anlıyor musunuz. Şimdi, berraklaşıp da kendi kök enerjilerinize geri döndüğünüzde, yolda sıkışıp kalmış bazı araçlar, bazı enerjiler göreceksiniz. Siz onları bir nedenden ötürü oraya koymuşsunuz. Onları temizleyebilir, bir açıklık kazandırabilirsiniz.

Peki onlara nasıl açıklık kazandırırsınız? Eh, güç kullanarak değil, çünkü bunu yaparsanız, takılı kalmayı sürdüreceklerdir. Herhangi bir enerjiye güç kullandığınızda, yaptığı tek şey, o enerjiyi onaylamak, doğrulamak olur. O enerjiyi geçerli kılmak olur. Ve biz burada Eski ya da dengesiz enerjileri doğrulama işinde değiliz – siz de bu işte olmak istemezsiniz. Siz onları salıvermek istiyorsunuz. Saldığınız zaman, bu o eski hurda olmuş, bozulmuş arabayı, otoyolun orta şeridinden çekmeye benzer. Onu saldığınız zaman, herşey yeniden akmaya başlayabilir. Bizim de burada yaptığımız budur.

Berraklık, açıklık, herşeyi gerçekte nasılsa, öyle görmenize izin verecektir. Şu anda çevrenizdeki herşey bir yanılsamadır. Saint Germain’in de dediği gibi, siz sandalyenin sandalye olduğuna inanacak kadar derinden ipnotize olmuş haldesiniz. Ve oturduğunuzda, ve onu hissettiğinizde, ve “ah, evet, bu bir sandalye olmalı” dediğinizde, çevrenizdeki herşey bunu size doğrular.

Ah, ama yaşamınızda berraklaşmaya başlayın. Onu herşeyde kullanın – yiyeceklerde. Ağaçlarda berraklaşın. Ağaçlar berraklaşmanıza bayılırlar, çünkü sadece bir ağaç olarak görülmekten hoşlanmazlar. Ah, onlar o kadar daha fazlası, Gaia’nın öylesine değerli bir parçasıdırlar ki. Bir ağaç gördüğünüzde, berraklaşın. Başka bir şey görmeye çalışarak kendinizi zorlamayın. Sadece berraklaşın, çünkü berraklaştığınızda, enerjinin özü şimdi odağa gelebilir.

Onun için, gidip de, “ah ağaç, ben berraklaşıp senin Gaia enerjini görmek istiyorum” demeyin. Siz şimdi zorluyor olursunuz. Sadece berraklaşın, ve neler oluyor izleyin. İzleyin ve gözlemleyin. Siz bir kutunun, bir yanılsamanın içinde, kendi benliğinizin, kendi öykünüzün, kendi yaşantınızın yanılsaması içinde yaşadığınızdan, daha önce hiç algılamadığınız şeyleri algılayın. Ah, ama biz şimdi o kutudan çıkacağız. Şeyleri, gerçekte oldukları halleriyle görmeye başlayacağız – tezahür ettirilmiş potansiyeller, size hizmet etmek için hep burada olmuş enerjiler olarak görmeye başlayacağız. Biz bunun nasıl kolaylıkla gerçekleştirilebileceğini öğreneceğiz.

Şimdi, bu berraklaşma işlemi…. sadece fiziksel nesnelerde geçerli değildir. Herşey için geçerlidir – kavramlar, fikirler. Ah, siz bir dolu fikirlere sahipsiniz, hatta hislere. Hisleriniz ikonlar gibidir. Bir kutunun içindeler. Onlar, bir anlamda, belli bir enerji dinamiğine ve niteliğine sahip olmak üzere biçimlendirilmişlerdir. Berraklaşmak, enerjiye yeni özgürlüğünü verir, sizin onu istediğiniz gibi yeniden yapılandırmanıza izin verir.

Biz sizden, geçtiğimiz altı yıl içinde yaşantınızın en büyük sorunlarını – fiziksel, duygusal, ruhsal – oluşturmuş şeylere bir bakmanızı istiyoruz. Her birini kendinize yine siz getirdiniz. O bir poransiyeldi, bir baloncuk, sonradan diğer potansiyellik baloncuklarıyla birleşen, güzel, berrak bir potansiyellik baloncuğu. Onlarla birleşen ve sonra gruplaşan, ve sonra da size hizmet etmek üzere realitenize yolunu bulan, hep ruhsal enerjiydi. Biz sizden bir bakmanızı isteyeceğiz. Biz, açıkça sorun olan bir şeyden ya da dengesizlikten geçip berraklaşacağız ve çekirdek enerjilere geri gideceğiz….. berraklaşın.

Herhangi bir berraklaşmayı gerçekleştirmede: onu basit tutun, çok basit. Bunun mantıksal bir yol olmadığını anımsayın. Ve bunun bazılarınızın canını sıktığını biliyoruz. “Ama biz burada mantıklı olmak zorundayız” diye düşünüyorsunuz. Hayır, hiç de değil…. biz mantığın ötesine geçeceğiz. Mantık, kendi içinde çok sıkışıp kalmış bir enerjidir. Ve, mantığın yanılsamasına inanıp da onu sonuna kadar savunacak kişiler var. Mantık, boğucudur. Mantık, aynı zamanda çok Eski’dir. Mantık, geçen haftadır (bazı gülüşmeler).

Böylece, tüm bu berraklaşma işlemi, mantıkla ilgili değildir. Siz, sizi öz enerjiye götüren mantıklı bir yol bulmaya çalışmıyorsunuz. Siz sadece, herşeydeki çekirdek enerjiyi hissedebilmek için yolu açıyorsunuz. Bunu basit tutun. Eğer bununla ilgili beyninizde takılıp kalırsanız, sadece derin bir nefes alın, ve berraklaşmak için kendinize izin verin. Çekirdek enerjilere geri gidin.

Siz bunu, herşeyi değiştirmeye çalışmak için yapmıyorsunuz. Berraklaştığınız zaman – özellikle de başka insanlarla başa çıkarken – onları değiştirmeye kalktığınız için berraklaşmıyorsunuz. Aslında gerçekten berraklaştığınızda, onları öylesine onurlandıracaksınız ki, gözünüzden yaşlar gelecek. Onları, oldukları halleriyle onurlandıracaksınız. Onlarla ilgili tek bir şey bile değiştirmeye çalışmayacaksınız…. tabi onlar istemedikçe…. hazır olduklarını söylemedikçe…. size gelmedikçe. Böylece, bu gidip de değiştirmeye çalışmakla ilgili değildir. Berraklaşma, inandığınız yanılsama yerine, şeyleri gerçek halleriyle görmenizi sağlar.

Bakın, berraklaşmayı öğrendiğinizde…. bu arada Metatron, bunu da gerçekleştirme çabasına girmemenizi söylüyor. Çabalamayacaksınız. Berraklaşmayı zorlamayacaksınız. Siz sadece berraklaşmayı seçeceksiniz. Siz, berraklaşma seçeneğini tıklayıp, şeylerin berraklaşmasına izin vereceksiniz.

Şimdi, bu, deneyimlemeniz gereken bir şeydir. Başka bir deyişle, biz sizden buna odaklanmanızı isteyeceğiz. Ama odaklanmak da güç kullanmak değildir. Biz sizden bunu bilinçli olarak her gün yapmanızı isteyeceğiz. Sabahları ya da akşamları, berraklaşmak için biraz zaman ayırın. Bu başlarda sizi sinir edebilir.

Ve işte o zaman, Hossaf enerjilerini içinize çekmenizi istiyoruz. Bu berraklaşmayla çalışırken, Hossaf enerjilerini içinize getirin.

Bakın, bazen berraklaşmaya ilk başladığınızda, herşey daha da bulanıklaşır. Ama çok geçmeden yerine oturacaktır. 12’den vuracaktır. Siz, enerjinin kendini nasıl yapılandırdığını, potansiyellerin nasıl hiçsizlikten çıkıp geldiğini, nasıl potansiyelliklere dönüşerek tezahür ettiğini görmeye başlayacaksınız. Ne basit bir prensip…. ne kolay bir prensip. Bunu yaşamınızda kullanmayı öğrendikçe – tezahürle ilgili tüm sorunlar, ve şifayla ilgili tüm o diğer şeyler, ve diğer herşeyle ilgili şeyler – gitgide kolaylaşacaktır.

Geçenlerde Saint Germain bize, taşları altına dönüştürmekten söz etti. Ve bazılarınız gidip denedi. İşte bu noktada, o ve ben epey güldük, çünkü siz zorlamaya kalktınız; siz tam anlamıyla dönüştürmek için kendinizi zorlamaya kalktınız. Bu da çok Eski’dir. Bu, yolunuzu açmakla, berraklaştırmakla ilgilidir. Bakın, o taşın içinde altın potansiyeli mevcuttur. O taşın içinde, altının tüm malzemeleri mevcuttur. Sadece daha potansiyellik haline geçmemişlerdir…. anlıyor musunuz.

Ama güç kullandığınızda…. o taşları alıp da oturduğunuzda…. ve biz bazılarınızı bunu yaparken yakaladık (bazı gülüşmeler). Siz onlarla oturdunuz. Bir müzik koydunuz. Mumları yaktınız ve oturup taşlara güç kullanmaya başladınız. Yaptığınız tek şey, taşları daha da taş haline getirmekti; hepsi bu (kahkahalar). Taşlar, onların “taşlaşmış halini” onaylamanıza bayılırlar. Ve onlar daha da iyi taşlar haline geldiler. Siz onların taş olmalarına bunca enerjiyi verirken, neden altına dönüşmek istesinler ki?

Onun için Şambra, bunu basit tutun. Enerjiyi zorlamayın. Mantık kullanmayın. Bundan sonrası mantıksız bir yoldur…. anlıyor musunuz. Biz daha önce bazılarınızın listeler hazırladığını gördük, sevdikleriniz ve sevmedikleriniz. Bu, şeyleri yapmanın mantıklı bir yoludur. Oysa burada, berraklaşmak söz konusudur. Bu…. evet, berraklaştıkça algıladıklarınızı da içeren bir liste yapın. Ama bunlar mantıklı şeyler olmayacaktır. Kendinize deneyimleme özgürlüğü verin.

Bu, yoğun bir ay olacak. Ama yoğun olması, kötü olması anlamına gelmez. Yoğunluk, ister inanın, ister inanmayın, kolay da olabilir. İnsan bilinci tarafından buraya getirilen enerjiyle – temelde sizin karanlık enerji olarak gördüğünüz bu saldırıyla – bu, Dünya üzerinde yoğun bir ay olacaktır.

Bunu kabul etmek zorunda değilsiniz. Diğer insanlar tarafından, çok zor bir yoldan buraya getirilmiş olan bu enerjiyi aynı biçimde kullanmanız gerekmez. Şu anda süregelen bu enerji dalgasının üstüne tam anlamıyla binebilirsiniz. Tıpkı, Metatron’un birkaç gün önce ona binip de buraya gelmesi gibi, siz de ona binebilirsiniz. Bu seçim size aittir.

İşler zorlaştığı zaman, bulanık ya da kafa karıştırıcı hale geldiği zaman, ne yapacağınızı biliyorsunuz. Berraklaşın…. derin bir nefes alın…. kök enerjiyi çağırın, yanılsama enerjisini değil, ama kök enerjiyi çağırın. Siz şeyleri gerçekten oldukları haliyle görmeye başlayacaksınız. Bu inanılmaz bir şeydir.

Hepinizin burada, Dünya’da kalmayı seçmiş olmanız inanılmaz bir şey. Vaay! Ah, zordu. Hepiniz, geçtiğiniz yıllarda gitmek seçimine sahiptiniz. Hepiniz, bizim tarafa gelmek seçimine sahiptiniz, ama Dünya’da kalmayı seçtiniz. Siz bu inanılmaz değişim dönüşüm zamanında burada olmayı, ve tüm Eski tarzlardan çıkmayı, Eski insan örneğinden çıkmayı, bu Dünya oyun alanında sadece oynayan güzel bir melek olmayı içeren Yeni kavrama geçmeyi seçtiniz.

Şimdiye kadar bildiğiniz gelişme dönemlerinin en hızlılarından biri olacak bu gelecek ay, ilginç olacaktır. Ve anımsayın – yalnız değilsiniz. Metatron, Ben,Tobias, Hossaf ve tüm diğer varlıkların enerjileri burada ve sizinle birliktedir.

Ve öyledir!

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.

Sorular ve Yanıtlar

Berraklık Dizisi – 08 Ağustos 2005
Şaud 1: Berraklığın Basitliği

Crimson Circle’e (Kırmızı Çembere) sunulmuştur

Ve öyledir sevgili Şambra, bu soru ve yanıt zamanı için geri geliyoruz. Bugün soru soran kişilerin kendi içlerinde yanıtlara gerçekten sahip olduklarını biliyoruz, ama bu sadece – nasıl desek – bunu realiteye çıkartabilmek, ifade edebilmek, seslendirmek meselesidir. Bu, yanıtlarla ilgili daha açık, daha berrak olmanıza yardımcı olur.

Soru ve yanıtlara geçmeden önce, bugünkü Şaud ile ilgili birkaç şeye değinmek istiyorum. Herşeyden önce şunu söylemek istiyoruz – bir süredir keşfettiğiniz gibi – kendinizi açmaya başladığınızda, kendinizi berraklaştırmaya başladığınızda, yaşamınızı ele alışınızın, yaşamınızla baş etmenizin o Eski tarzı, mantık denen o şey, değişmeye başlar. Size mantık dışına çıkmayı düşünmek bile çok zor gelir, çünkü mantık…. eh, mantık çok mantıklıydı (bazı gülüşmeler). O, çok odaklanmış ve sınırlı enerji standartlarından ya da sınırlı kriterlerden yola çıkarak kesin bir anlama sahip olmak üzere tasarlanmıştı. Ve sizin bu gerçeklikte iş görmenizi sağladı.

Ama yine de, genişledikçe, bu durumun mantığa meydan okuduğunu göreceksiniz. Sadece bu biçimde var olmaktan çıkmanız gerektiğini göreceksiniz. Diyorsunuz ki, “Peki ama, yeni bir mantık yolu mu var?” Hayır, yok. Yeni bir olma biçimi var, ama o mantıklı değil. Doğrusal bir yolu izlemiyor. O tümüyle farklı.

Bazılarınız şimdiden tümüyle Yeni bir Enerji’de yaşamayı deneyimliyor, ama yine de onu tanımlamak zordur. Anlamak zordur. Bu yaşam tarzı zihine, dayanabileceğinden çok daha fazla yükleniyor, ya da o sadece gelmekte olan verileri anlamıyor, bu yüzden de donup kalıyor ve bazen de – nasıl desek – tümüyle eriyip yok oluyor.

Bu, bazılarınıza zor geliyor. Sanki zaman ve mekan duyularınız buharlaşıyor. Bazılarınız, zamandaki her bir doğrusal ânı izlemeye o kadar alışmışsınız ki, ve birden, bunların tümü yok oluveriyor. Şimdi, biz, dengenizi kaybediyormuşsunuz gibi, ya da belki aklınızı kaybediyormuşsunuz gibi hissettiğinizi biliyoruz. Ve tam anlamıyla kaybediyorsunuz da, ama aynı zamanda yerine tümüyle farklı bir iş-görme sistemi, enerjilerle ve potansiyellerle halleşmenin tümüyle farklı bir yolu konuyor.

Onun için, özellikle de zamanın bu gelecek ayında, sizden şunu rica ediyoruz: kendinize karşı çok yumuşak, çok şefkatli olun. Kendinizi özgür bırakın. ‘Şeyleri yapmanın Eski biçiminde kalmamaya çalışacağım’ kaygısıyla hareket etmeyin.

Bu bazen gerçekten düzeninizi bozabilir, çünkü siz gerçekten muazzam değişimler gerçekleştiriyorsunuz. Siz bazen – nasıl desek – çok sinirleneceksiniz, çünkü enerjilerle halleşmenin bu yepYeni yolunu içinize nasıl getireceğinizden daha pek emin değilsiniz. Ama o sizin doğal bir parçanızdır. O, tasarlamanız gereken bir sistem değildir. O zaten oradadır. Bu sadece, onun öne çıkmasına izin verip onu kullanmakla ilgilidir. Bazılarınız belki sersem gibi, başı dönüyormuş gibi hissediyor; yönünüzü kaybetmiş gibi hissediyorsunuz. Bazı şeyleri anımsayamadığınızı hissediyorsunuz. Bu, tekrarlıyoruz, mantıktan çıkıp, bilgiyi algılamanın yepYeni bir biçimine geçmeye başladığınız içindir.

Böylece, gelecek 30 gün sırasında, sizden çok açık olmanızı, özellikle de hayal gücünüzün devreye girmesine izin vermenizi istiyoruz, bunların – nasıl desek – delice düşünceler ya da hatta delice sesler olduğunu düşünseniz bile. Onları bastırmayın. Bırakın akıp geçsinler. Onlarla ilgili berraklaşabilirsiniz. Başka bir deyişle, onların köksel enerjilerini anlayın. Ama bastırmayın. Bırakın aksınlar.

Özellikle de şu anki akış çok önemli, biz bu yüzden, özellikle bu gelecek ay, soluma alıştırmaları yapmanızı isteyeceğiz. Bu, akışın sürekliliğini gerçekleştirmenin fiziksel yoludur. Düzenli olarak nefes alıştırmaları yapın. Bu solumalarda size rehberlik edebilecek – nasıl desek – “Soluma Doktoru” tarafından doldurulmuş çok güzel ve harika bir nefes CD’si var.

Ama şu anda, kendini açmak en önemli şeydir. Şimdilerde Dünya’ya gelmiş olan, akıtılmış, aşılanmış olan bu büyük miktarlardaki çok Eski karanlık enerji yüzünden, kendini açmak özellikle önemlidir. Ona yakalanmamak için, akışınızda kalmayı ve solumayı sürdürmenin çok önemli olduğunu göreceksiniz. Bir süre burada dramların arttığını göreceksiniz. Buraya getirilmiş olan bu Eski karanlık enerji, bir şekilde biçim almanın ya da tezahür etmenin yollarını ararken, şeyler artacak, yoğunlaşacaktır.

Burada çabucak değinmek istediğimiz bir başka nokta daha var: berraklaşmayla, açık olmakla çalışırken, her gün açıklığı, berraklaşmayı deneyimlerken…. bu ister yiyeceğinizde berraklaşmak…. ya da kavramlarda…. ya da düşüncelerde berraklaşmak olsun…. ya da belki de iş yerinizdeki toplantılarda…. ya da herhangi bir şeyde…. cinsel yaşamınızda berraklaşmak da iyi olacaktır (bazı gülüşmeler)…. ama bu berraklaşmayı gerçekleştirirken, enerjileri yepyeni bir biçimde görmeye başlayacaksınız. Bu bazen meydan okuyucu olabilir, çünkü geri geldiğinizde…. yanılsamayı yarıp öz enerjiye geri geldiğinizde, bazen öyle bir eğilim olur ki – nasıl desek – bu gerçekliğe geri gelmek istemezsiniz. Ve küçük bir süre, sanki farklı enerji düzeylerinde gidip geliyormuşsunuz gibi olacaktır. Normal insan enerji düzeyinize geri gelmek zor olacaktır.

Bazılarınız kendinde….. birkaç kişi, insan bilincinde ve insan gerçekliğinde kalmak istemediğini…. bizim tarafa geri gelmek istediğini görecektir. Ve çoğunuz da arada kaldığınızı göreceksiniz – ne bizim tarafa geri gelmek isteyeceksiniz, ne de tümüyle insan bilincinize geri dönmek. Bu, içinde kalınacak iyi bir enerjisel alan değildir. Arada olmak, hiç de açık, berrak bir hal değildir. Şimdi anınızda, mevcut insan gerçekliğiniz içinde çok açık, berrak olmak, ama yine de bu gerçekliği oluşturan tüm enerjisel yapı taşlarının berraklığına genişlemiş olmak iyidir. Ama bu sizde açıklığa kavuştuysa, enerjinin yapı taşlarının neyle ilgili olduğu sizde açıklığa kavuşmuşsa, o zaman yanılsama sizi aynı biçimde etkilemeyecektir.

Bunu da söyledikten sonra, sorularınızı almak bizi mutlu edecektir.

1.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selamlar Tobias, bize yardım ettiğin için sana karşı çok şükran doluyum. Bize sunduğun yardım…. o kadar candan ve o kadar büyük ki….. sana bunu ifade edecek sözleri bile bulamıyorum. Ama, teşekkür ederim, teşekkür ederim, teşekkür ederim. Ve ben, bunun bir parçası olabilmek için Kırmızı Çember’e gelmem gerektiğini hissettim. Seninle bir tanışıklık ve kabul hissediyorum. Birlikte yaşadığımız deneyimler var mıydı diye merak ediyorum, ya da ilişkimiz….. şimdi daha berrak olmama ve akışta kalmama yardımcı olabilecek nasıl bir ilişkimiz oldu?

TOBIAS: Gerçekten de…. ve sen beni öpüp bunu söylemememi istedin (yoğun kahkahalar).

1.ŞAMBRA: Birazcık söyleyebilir misin? (izleyiciler daha da güler)

TOBIAS: Gerçekten…. biz…. hepimiz…. tüm Şambra, birçok farklı düzeylerde birbiriyle bağlantılıdır, bu ister Dünya üzerindeki yaşamlardan, ister bizim taraftaki Kırmızı Meclis çalışmalarından olsun. Bu yüzden, soyumuz çok uzun ve çok eskidir.

Nasıl desek – daha etkili zamanlardan bazıları, en özel olanı, Tien Tapınakları’ndaki zamandı, sen, şimdi rahip ya da rahibe denen kişilerden biriydin. Sen, enerjiyle çalışanlardan biriydin. Ve ben bir dönem, öğrencilerinden biri oldum ve belki de o zamanlar hak ettiğinden çok daha fazla başını ağrıttım. Ama ben, çok inatçı diyebileceğin türden bir öğrenciydim. Ama, senin yardımınla sahip olduğum engelleri bir kez kırabildikten sonra, Tien Tapınakları’nda bir öğretmen olabilmeyi başardım. Böylece bu, belki de birlikte geçirdiğimiz en ilginç zamandı.

Ama bir anlamda, hepimizin enerjileri birbirine örülüdür. Ve şimdi hepimiz birkaç şey gerçekleştirmek için geri geldik: a) yeni bir bilince uyanmaktı. Sen ve Şambra’nın ilk misyonu buydu: bu yaşamda uyanmak, aslında kozada uyanmak ve ondan çıkmak. Sonra, uyanıştan salıvermeye geçmek, ve yeniden akabilmesini sağlamak amacıyla Eski Enerji’nin yapısını kaldırmak.

Ve sonunda, Şambra olarak gerçekleştirdiğimiz çalışmanın şimdi üçüncü aşamasına geldik. Ve bu da, tüm araçları, birlikte öğrendiğimiz her şeyi ifade edip bu gerçekliğe getirmek, çok-boyutlu yaşayabileceğiniz gerçeğini Dünya’ya getirmek, insan deneyiminin ıstırapla ve hastalıkla ve rahatsızlıkla dolu olması gerekmediğini Dünya’ya getirmek. Ve şu anda, bunun artık güçle ilgili olmadığı kavramını da Dünya’ya getirmek çok önemli. Yeni Enerji, güç-olmayan-bir-güçtür. Biz bunu vaaz vermekle ya da dine davet etmekle ya da inançları değiştirmeye çalışarak yapmak zorunda değiliz. Biz bunu sadece olmakla gerçekleştiririz.

Ve sen de yaşantında bunu yapıyorsun. Sen ve ben bazen konuşuruz. Ve sen, ne yapman gerektiğini merak edersin. Ve ben de sana canım, tekrar tekrar söyler dururum. Sana şunu derim, “Tatlım (kahkahalar), sen şu anda yapıyorsun zaten. Güç-süzlüğün büyük potansiyelini bilince getirmeye yardımcı oluyorsun.”

Gücün olmadığı bir Dünya düşün. Biz basit, yalnızca fiziksel olandan söz etmiyoruz. Ben, ruhsal güçten söz ediyorum. Ben, şeylerin kolaylıkla tezahür ettirildiği zihinsel güçten söz ediyorum. Bak, Tanrı’nın güç olduğu kavramının ötesine geçtiğimizde, o zaman ansızın, sadece keyfine varacağın zaman yapacağın fiziksel bir işçiliğe gereksinim duyacaksın. Güç kavramı kapıdan çıkıp gittiğinde, teknolojiyi kullanışlı ve pratik bir araca dönüştüren bilincin içeri girmesini sağlayan başka bir kapı açılır. Ve biz bununla ilgili konuşmayı uzattıkça, uzatabiliriz.

Ama sen çalışmayı şimdi gerçekleştiriyorsun. Ben senden özel olarak, berraklaşmaya zaman ayırmanı rica ediyorum. Kendi çalışman ve kendi tutkunla ilgili burada bir dolu çamurlu katman oluşturmuşsun (kahkahalar). Ve bir de – nasıl desek – onun baskı uygulaması gerektiğine ilişkin bir hisse sahipsin. İşçiliği, işi hissetmen gerekiyor, bedeninle, aklınla her ne yapıyorsan, onun zor olması gerekiyor. Ben senden bunların tümünü temizleyip berraklaştırmanı ve şu an yaşamındaki kendi tutkunun köksel özüne geri gitmeni rica ediyorum. Yanıt o kadar basit ve o kadar da orada ki. Ama, onu senin bulmanı sağlamam gerekiyor. Bunu senin yerine ben yapamam. Böylece, gerçekten de, biz birçok zamanı paylaştık. Teşekkür ederim.

1.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

2.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Sevgili kardeşim Tobias, İsrail ve İsrail’li Şambra’ya neler oluyor? Ve, potansiyel nedir?

TOBIAS: Gerçekten…. gerçekten Ben Tobias’ın, sevgimin ve kalbimin büyük bir bölümü bu İsrail ve Orta-Doğu bölgesinde. Ve orası şu anda Dünya enerjilerinin, dualitik enerjilerin en güçlü olduğu yer. Ve, Şambra bunu kendi enerjisine katıyor. Şambra, birlik ve sevgide biraraya gelmek yerine, Şambra, o toprakların bir parçası olan dualitenin kendisini, öfkenin kendisini tezahür ettirmenin yollarını buluyor.

Bir süre önce oraya gittiğimizde, toprakların öneminden söz ettik. Ve o bölgede, Tanrı’nın yeni bir anlayışını kapsayan ve kristalin bir halde orada var olan tüm potansiyeller hakkında konuştuk. İnsan bilinci ve onların Tanrı’yı algılama biçimi değiştiğinde, bunun öncelikle o bölgeden geldiğini göreceksin. Orası, din savaşlarının, dinsel mücadelelerin ve çekişmelerin, dinsel güç oyunlarının olduğu bir bölgedir.

Biz Şambra’nın şimdi burada, bu anda, bunun üzerine yükselmesini rica edeceğiz. Siz ona yakalandınız. Onun bir parçası oldunuz. Ve sonra da, daireler içinde dönüp dolaştığınızı görüyorsunuz. Kendinizi tükenmiş hissediyorsunuz. Kızgın, yorgun ve bolluktan yoksun olduğunuzu görüyorsunuz, çünkü o toprakların o enerjilerinin sizi etkilemesine izin veriyorsunuz.

Ben, kişisel olarak sana – ve İsrail’de yaşayan birçoklarınıza – kendi içinize dönmenizi, ve bunun sizin için uygun olup olmadığını hissetmenizi öneriyorum. Geri geldiğinizde etkili olabilmeniz için, birçoğunuzun oradan çıkması gerekiyor. Siz oranın enerjilerine sıkışıp kalmış haldesiniz. Bu enerjiler sizi tıpkı – nasıl desek – Kryon, katran çukurundan söz etti. İsrail, sizin katran çukurunuz gibi. Bir süre oradan çıkmanız gerekir ki, yeni bir biçimde geri gelebilesiniz. Orada yapılacak çok iş var.

Biz kendimizi oraya yeniden davet edeceğiz. Şambra birleşmiş olsun ya da olmasın, kendimizi oraya davet edeceğiz. Ve bu kez – nasıl desek – daha önce olduğumuz kadar nazik olmayacağız. Biz gerçekten bazı enerjileri hareket ettireceğiz. Ve bu, orada bulunan herkese göre olmayabilir. Ama orası şu anda Dünya için çok kritik bir bölge. Ve Şambra’nın gerçekleştirdiği çalışma büyük bir etkiye sahip olabilir. Ama sen kendini kendi katran çukuruna sokmuşsun. Teşekkür ederiz.

3.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selam Tobias, öncelikle herkese teşekkür etmek istiyorum. Burada okuduğum kanallık bilgileri yaşantımın çok yükünü üzerimden aldı. Ve ben şimdi yaşamak istiyorum. Ve ikinci şey de, bir sonraki düzeyimiz için kendini bizimle kalmaya adadığın için teşekkür etmek istiyorum. Sorum şu: son beş yılda göçen (ölen) iki kızım var. Ve ben öykümle birlikte, onları da salıvermeye çabalayıp duruyorum. Ve, ben…. belki öğrenemediğim şeyi ya da bundan öğrenmem gereken şeyi anlayabilseydim….ve bir de, şimdi onlarla nasıl bir ilişkim var? Onlar, bir daha onları göremeyeceğim bir boyutta mı? Yoksa, yeniden bir aile olabilecek miyiz?

TOBIAS: Gerçekten…. ve bu, bir insanın içinden geçebileceği en meydan okuyan şeylerden biridir: kendi çocuklarını kaybetmek, bu dünyaya getirdiği ve beslediği ve baktığı çocuklarını kaybetmek. Önce şunu söyleyelim, ikisi de – nasıl desek – onlar Dünya alemlerinde çalışmıyorlar. Bir tanesi şimdiden Dünya’ya geldi bile. Öbürü – sizin deyiminizle – Dünya alemlerinin çok ötesine gitti – sözcükler bazen zor geliyor – ama o, çok-boyutlu enerjilerle ilgili bir inceleme/öğrenme programına katılıyor, ama bu Dünya alemleriyle bağlantılı değil.

Şimdi, bu sevgili varlıklarla sahip olduğun o çok özel alan yüzünden, uzakta, çok uzakta olsalar bile, bir bağlantı hep vardır. Ama bu – nasıl desek – orası, gidip de onlara danışmanlık yapabileceğin, ya da onların sana danışmanlık yapabileceği bir yer değildir. Bu bağlantı, gittiğin bu yer, sadece enerjilere dokunmak için ve sevgiye dokunmak içindir.

Her ikisi de öncelikle, kendi berraklaşma türlerinden geçebilmek için kısa bir süre Dünya’da olmayı seçtiler. Ve her ikisi de, daha uygun bir zamanda geri gelebilmek için Dünya’yı terk etmeyi seçti. Dediğim gibi, bir tanesi geldi bile. Öbürü, daha büyük olan, daha gelmedi, ama bu gelecek – biz yıl demeyi sevmiyoruz – ama sizin deyiminizle, belki zamanın beş ya da altı yılı içinde geri gelecektir.

Şu anda öylesine yapılanmış bir enerji ve keder ve yas ve suçluluk duyguları var ki, bunlar senin içinde sanki bir top gibi. Artık zihinsel olarak bunun üstesinden gelmeye çalışmak değil de, o enerjiyi özgürleştirecek duygusal bir salıvermeyi gerçekleştirmek zamanıdır. Senin bir parçan bunu istemiyor. Bir parçan, gerçekten salıverme konusunda suçluluk hissediyor.

Ve şimdi içinde bulunduğun durum, bu enerjiyi bırakmaya çok hazır olduğun bir durum, ama yine de öylesine bir tomar haline gelmiş ki, bir danışmanla çalışmanı önereceğiz. Ve bugün bu salonda bir dolu danışman var. Bundan geçip gidebilmen çok çalışmayı gerektirmeyecektir. Ama bu, ilerleyebilmen için şimdi önemli bir adımdır. Ve bu oyunun ne kadar güzel oynandığını anlamaya başlayacaksın. Böylece, uygun – nasıl desek – danışmanlar, seni geri tutan bu son enerji artıklarını salmak hakkında, ve herşeyin çok uygun olduğunu bilmek konusunda seninle sonra konuşacaklar.

3.ŞAMBRA: Peki, şunu da sorabilir miyim: Dünya’ya geri gelmiş olan, torunlarımdan biri mi yoksa başka bir aileye mi geldi?

TOBIAS: O torunun değil. Bu zamanda tanıdığın biri değil, ama gerçek bir duygusal salıverme yapabilirsen, zihinsel değil, ama bununla ilgili travmanın bir bölümünü ve kederi duygusal olarak salabilirsen, bu varlıkla karşılabilirsin….

3.ŞAMBRA: Ah, harika.

TOBIAS: …..yaşamının daha sonraki bir zamanında. Ve söylenen sözlerle, birbirinizi tanıdığınız çok açık olacaktır.

3.ŞAMBRA: Tamam, harika, teşekkür ederim.

TOBIAS: ama bu varlık aileye geri gelmemeyi seçti, çünkü, senin de bildiğin gibi, onu geri tutabilecek bazı çok Eski, ağır atasal karmik enerjiler var.

4.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Tobias, şu anki işimde 5 ½ yıldır çalışıyorum. Bu şirketle birçok güzel deneyimim ve fırsatım oldu. Ama oradaki zamanımın dolduğu çok açık. Bir değişikliğe hazırım ama bundan biraz da korkuyorum. Buna biraz açıklık getirmede yardımcı olabilir misin?

TOBIAS: Gerçekten de…. korku harika bir enerjidir, çünkü yoğundur. Çok güçlüdür ve aslında çok da açık, berraktır. Ama sen bunu burada, işini kaybetme korkusunun bir yanılsaması olarak görüyorsun, ya da korkun her neyse. Ama biz gerçekten bu dizinin Şaud’larında korku enerjisi ve ondan nasıl geçip gidebileceğiniz, ve onun sizin için katalizatör gibi çalışarak inanılmaz Yeni Yaratıcı-lık düzeylerine geçmenizi sağlaması hakkında konuşacağız.

Bu yüzden, o korkunun içine gir. Derin bir nefes al. Onu açıklığa, berraklığa kavuştur. Senin için orada yatan inciyi göreceksin. Ve evet, biz anlıyoruz bu arada, güvenli bir işin varsa, ve geçimini de sağlıyorsa, çıkıp gitmek kokutucu olabilir. Ama enerjiyi berraklaştırdıkça, onu neden kendine çektiğini ve korkunun neden orada olduğunu anlayacaksın. Ve bu da, senin için tümüyle farklı bir iş fırsatının yolunu açacaktır.

5.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias, ben bu enerjide yeniyim, sanki bilmezmişin gibi.

TOBIAS: Hiç de değil…. sen bu enerjide yeni değilsin. Sadece bu enerjide yeni olduğun yanılsamasına sahipsin. Ama sen daha önceleri bizimle birlikte Atlantis’teydin. Ve sen tam anlamıyla, yaşantılarımdan birinde benimle birlikteydin, Tobias olduğum yaşamda değil, ondan önceki bir yaşamda. Onun için, oldukça eskisin.

5.ŞAMBRA: Bana da öyle söylendi zaten.

TOBIAS: Ama çok genç görünüyorsun.

5.ŞAMBRA: Bir dolu sorum var. Herşeyi sormak istiyorum. Neden çok, çok kez elektrikli aletleri patlattığımı bilmek istiyorum. Tutuşuyorlar bile.

TOBIAS: Çünkü bunu yapmak eğlencelidir (bazı gülüşmeler).

5.ŞAMBRA: Çok isyankâr bir kızım var. Ve bir oğlum var ki o çok…. o daha hafif bir enerji taşıyor. Herşey değişiyor. Ben…. herşey yeni….ben şimdi bir öğrenci oldum. Bir nedenden ötürü rahat olduğum alan ayaklarımın altından çekildi. Neden? Nereye gitmem gerekiyor?

TOBIAS: Gerçekten…. her değişim…. ve bu arada, sen yaşamındaki değişikleri kabul ettin. Ve bu yüzden herşey bu kadar hızlı hareket ediyor ve bazen de zıvanadan çıkmış gibi görünüyor. Ama, senin için Yeni Enerji’ye geçmek zamanının geldiğini kabul ettin. Onun için de herşey ters-yüz oluyor. Burada bulunan herhangi bir Şambra’ya yaşamını ve şu son yıllarda olan biteni sorabilirsin. Ama yaşam ters-yüz olurken….. o ters-yüz oluyormuş yanılsamasına sahip, çünkü bir spiral gibidir, ama her türlü farklı yöne dönen bir spiral gibi.

O seni tam anlamıyla, kendini Tanrı olarak, Ruh olarak, şu anda Dünya’da bulunan inanılmaz bir insan melek olarak anlamanın yeni anlayışına götürüyor. Bunların çoğu da, artık yaşamında sana hizmet etmeyen şeyleri bırakmakla ilgilidir. Bu – nasıl desek – sana hizmet etmedikleri için yaşantından çıkıp giden şeyler, hiç de Ruh tarafından cezalandırılmak gibi bir şey değildir. Düzenli solumayla bunları çok daha kolay gerçekleştirebilirsin. Nefes, sadece herşeyin akışta olmasını sağlar, ve nasıl olması gerektiğine ilişkin düşünceleri bırakmaya, ve bu uyanış deneyimini eğlenceli bir biçimde yaşamana yardımcı olur.

5.ŞAMBRA: Teşekkür ederim. Sana bir soru daha sorabilir miyim?

TOBIAS: Tabii.

5.ŞAMBRA: Beyaz gözleri olan kişiler…. onlar kim? Beni durdurup öylece bakıp duruyorlar. Gözleri çok berrak; bana beyaz gibi geliyor, mavi falan değil, beyaz. Neden?

TOBIAS: Gerçekten…. sen – nasıl desek – sen onları bu şekilde algılıyorsun. Aslında, bu gerçek olan bir şey değildir. Ama senin onları bu şekilde algılaman, ruhtan ruha bir bağ olmasındandır. Sen onları daha önce türlü biçimlerde tanıdın. Seninle onlar arasında meydana gelen bir farkediş var ki bu da – nasıl desek – deyim yerindeyse, onların gözlerinin ötesine bakıyormuşsun yanılsamasını doğuruyor. Bu kişiler, daha önce tanımış olduğun kişiler. Ve sen onlarla yeniden bağlantı kuruyorsun.

5.ŞAMBRA: Çok teşekkür ederim.

6.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Tobias, ensest ilişki güçlü bir sır, ve birçokları için de yaygın bir konu. Bir açıklama getirebilir misin?

TOBIAS: Gerçekten…. bu ensest enerji, belki de başka bir insanın enerjisini alan ya da hapseden en kuvvetli güçlerden biridir. Ama bu sadece insani enerjilere değil, çok daha ötesine, onların ruhsal enerjilerine kadar gider. Bu, köleleştirmenin ya da tuzağa düşürmenin bir yoludur. İki insan arasındaki en kötü karmik enerjileri oluşturur.

Nasıl desek – sadece bunu ele alan özel bir seans yapacağız. Ama sadece ensest enerjilere değil, ama o hapisten nasıl çıkılacağına da odaklanacağız. Onları salmaya ve affetmeye ya da bunlardan kurtulma yolunu bulmaya çalışan ama hâlâ bu çok karanlık enerjilere sahip olan Şambra’ların olduğunu biliyoruz, bu enerjiler hâlâ oradalar.

Ve bu konuya kısa bir yanıt vererek saygısızlık etmek istemiyoruz, ama şunu söylemek istiyoruz, cinsel enerjilerin işin içine girdiği her sefer, bu, birbirinden enerji çalmanın en kolay yoludur. Ve bu, bir yaşamdan ötekine geçer durur. Bu bir yaşamda cinsel taciz ya da ensest ilişki olarak tezahür etmiş olabilir, ve bu enerji taşınır durur. Bir başka insanın ya da bir başka ruhun köleleştirilmesi, yaşamdan yaşama taşınır.

Bazılarınız, başka yaşamlardan bu yaşama cinsel tacize dayanan enerjiler taşıdı, taşımıştı, ve sonra da kendini yeniden onun tuzağına düşmüş buldu, belki de bu kez bir başkası size yapıyordu. Bazılarınız da, fiziksel olmayan varlıklar tarafından, fiziksel olarak gerçekten taciz edildiğiniz fikrine manipüle edildiniz. Bu size rüya hallerinde geliyordu ya da farklı hallerde bulunduğunuz zamanlarda, çünkü geçmiş yaşamların bu eski bağlantıları hâlâ içinizde kayıtlıdır.

Ve biz çok özel bir seans yapacağız, ama unutmayın, bu doğru zamanda ve doğru mekanda olmak zorunda. Bu seans cinsel enerjileri ele alacak. Biz, “Nefes Dktoru” kanalıyla Kuan Yin enerjilerini getireceğiz, çünkü bunu ele alırken, bu enerjilere ihtiyacımız olacak. Ve bu özel seansı yaparken, ensest ilişkinin kurbanı küçük bir grubun bize katılmasını da rica edeceğiz. Bu, kapalı ve özel bir seans olacak, ama kayıt edilecek, böylece bilgiye ulaşabileceksiniz. Ama bu başka bir seansın bünyesinde yapılmayacak. Kendi başına bir seans olacak.

Aslında bu tam anlamıyla, ruhu kapana kıstırmanın en kolay, en hızlı ve en aşağılık, en şeytani yollarından biridir. Ve biz bu özel seansta ruhun özgürleşmesini sağlayacağız. Ama bunun doğru zamanda olması gerekiyor.

7.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selam Tobias, nasılsın? Benim iki sorum var. Biri şu: Dün bana görünen Saint Germain miydi? Ve öteki de….

TOBIAS: Biz seni önce burada bir durduracağız. Senden, derin bir nefes almanı ve berraklaşıp enerjileri hissetmeni isteyeceğiz. Ve orada olan, kimdi?

7.ŞAMBRA: Ben Saint Germain olduğunu düşünmüştüm….

TOBIAS: İşte aynen böyle (bazı gülüşmeler). Biz senin, hepinizin, artık hislerinize güvenmeye alışmanızı istiyoruz. O gerçekten – nasıl desek – o….Saint Germain enerjileri kanalıyla geldi. O, Saint Germain’in enerjisiydi. Ve çok belirli bir nedenden ötürü oradaydı, deyim yerindeyse, senin yanlış bir yöne sapmanı engellemeye yardımcı olmak için. Ama evet, biz şimdi senden berraklaşmanı ve bilişini hissetmeni isteyeceğiz. Bak, sen bu şarkıyı daha önce de çaldın. O şarkı “Have A Little Faith In Me – Bana Biraz Güven, İnan” diyordu. O şarkıyı sana kimin söylediğini sanıyorsun? Kendin.

7.ŞAMBRA: Öbür soru şu: yine…. sana ilişkilerle ilgili bir dolu soru soruluyor. Ben çok eski, uzun süredir devam eden bir ilişkiye sahibim, ama bu sanki çok kadim ve çok eski bir ilişki. Ben bunu sanki bitiremiyorum. Bu sanki….

TOBIAS: Onu bitiremiyor musun? Bu çok kolaydır. Kapıdan çıkıp gitmek gibi (bazı gülüşmeler), ya da isteğin doğrultusunda herhangi başka bir şekilde iş gören mekanizmalar olduğunu anlıyoruz. Biz burada bir noktayı açıklığa kavuşturacağız. Sen bir seçime sahipsin…. bir seçime sahipsin. Ve ilişkinin eski, kadim olduğu bir yanılsamadır. Ve ayrıca o sandığın kadar da eski değil. Ve bu ilişkiden çıkamayacağın da bir yanılsama. Ama karmanın kendisi zaten bir yanılsama. O ilişkiden çıkamadığın gerçeği bir yanılsama. Ondan çıkmak çok kolaydır…. anlıyor musun.

7.ŞAMBRA: ben tekâmül ettikçe, ilişki de tekâmül ediyor.

TOBIAS: Gerçekten de….gerçekten, ve belki de o ilişkiyi varlığının özünde tümüyle salıvermek zamanıdır. Öncelikle, o ilişkinin neden var olduğunu anlamak için öz enerjilerine gir. Ve ondan sonra onu sal. Onu, sanki elindeki iki kuşu salarmışçasına salıver. Onu, sanki en sevdiğin hayvanını salıverirmişçesine sal. Onu, gerçekten sevdiğin bir şeyi, artık kısıtlı ya da sınırlılıklar içinde kalmasını istemediğin bir şeyi salarcasına salıver.

Bir şeyi böyle saldığınız zaman – bu hepiniz için geçerlidir – bir şeyi, onu sevdiğiniz için salıverdiğiniz zaman, artık uygun olmayabilecek Eski Enerjiler de salıverilir. Bu, herşeyin yeni bir biçimde tekâmül etmesine izin verir. Bazen, onun gerçekten, en azından bir süreliğine, tümüyle gidebileceği korkusunun ötesine geçmeniz gerekir. O gerçekten gidebilir. Ama ilişki, senin de kendi sözlerinle söylediğin gibi, engellenmiş olma ya da içinde hapsolma hislerini içeren inanılmaz bir enerjiye sahip. Salıver gitsin ve bak bakalım neler oluyor.

7.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Seni kesmek istemiyoruz, ama senin sorun…. herkes için geçerlidir. Bu senin sorun değil. Sen herkes adına soruyorsun bunu. Bir seçime sahipsin. Bir seçime sahipsin. Ve bu arada, bu çok güzel bir ilişki.

8.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias, ve herkesler. Annemin çok yakında geçiş yapacağını hissediyorum. Ve ben, bu geçişi ona kolaylaştırmak amacıyla, ve bu büyük olaydan geçerken hem onun için, hem de ailem için ne yapabileceğimi bilmek istiyorum.

TOBIAS: Gerçekten…. Saint Germain, bir haftaya kadar bu konu hakkında uzun bir konuşma yapacak. Ama biz sana burada birkaç basit yanıt vereceğiz.

Şu anda hepinizin gerçekleştirebileceği en önemli şey, salıvermektir. Şimdi, bu zordur, çünkü gidip ailene, “onu bırakmak zorundayız” dersin. Ve onlar da senin soğuk ve kalpsiz olduğunu düşünür. Ama bu aslında en büyük sevgi ve şefkat eylemidir.

Şu anda onun geçiş işlemi başlamış durumda, yani bu, şu anlama geliyor; annenin içinde, onu bu geçişe götüren enerjisel hareketler başlamış durumda. Ama, enerjisel olarak hâlâ tümüyle burada var olan insanlar tutunmayı sürdürdüklerinde, bu tutum, geçişi çok zorlaştırır. Bu, bırakmakla ilgilidir. Ve asıl dönem geldiğinde, yani geçişin son dönemi, geçiş yapan kişinin elini tutup onunla birlikte solumak, yapılabilecek en iyi şeydir. Onların soluğuna uyabilirseniz, ve onlar da sizin soluğunuza uyabilirlerse, geçiş kesinlikle sevgi dolu olacaktır.

Ve sonradan üzülmek, yas tutmak için de kendine izin ver, ama bu yası kendin için tuttuğunu da anla. Bu, burada Dünya’da olan ve fiziksel olarak paylaşımda bulunduğun bir varlık için tuttuğun ve sana ait olan bir yas. Ama onlara tutunmadan yas tut. Saint Germain, Rüya Yürüyüşü Okulu sırasında, birine öbür tarafa geçerken nasıl eşlik edeceğinizin ayrıntılarına girecek. Ama, temel bir anlayışa sahip olmak isteyenler için, bu, salıvermekle ilgilidir; bu, kişiyle birlikte solumakla ilgilidir. Ah, onlar öteye geçerken bir soluma-alıştırmasının yapılması harika bir şeydir. Ve sonra da, kendi yasını tutmak için kendine izin vermek önemlidir.

8.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz. Ve biz bunun bu noktada, çok zor bir geçiş olacağını görmüyoruz.

8.ŞAMBRA: Peki.

9.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Tobias, Eylül’de Wisconsin’deki toplantıya gitmek için büyük bir çekim hissediyorum. Ama, zaman doğru olduğu için mi, yoksa yanıtları kendi dışımda aradığım için mi bunu yapmak istediğime karar veremedim.

TOBIAS: O zaman senden derin bir nefes almanı ve bu konuda biraz berraklaşmanı isteyeceğiz. Zihninden çık, zihninden çık ve kalbine yönel. Berraklaş…. öz enerjiyi hisset, sadece o toplantıyı değil, ama şu anda nerede bulunduğunun, yaşamında olagelen ve olacak olan değişimlerin çekirdek enerjisine git. Berraklaş, ve şu anda yaşamında var olan tutkuları hisset. Kafandan çık. Odağını daha aşağıya getir. Berraklaş. Şimdi, soruyu yeniden sormanı isteyeceğiz.

9.ŞAMBRA: Peki.

TOBIAS: Soruyu anımsamıyor musun?

9.ŞAMBRA: Evet….Tobias, Eylül’de Wisconsin’deki toplantıya gitmeye çok çekiliyorum.

TOBIAS: Bunu söylerken nasıl hissediyorsun?

9.ŞAMBRA: Beni çok heyecanlandırıyor.

TOBIAS: Ve burada, yanıtları sadece kendi dışında aramanın ötesinde olan bir şey de var mı?

9.ŞAMBRA: Olabilir diye düşünüyorum….

TOBIAS: Hayır, düşünme.

9.ŞAMBRA: Peki, ben şu anda bunun zamanlaması mükemmelmiş gibi hissediyorum….

TOBIAS: Ooo…..

9.ŞAMBRA:….ihtiyacım olan yanıtları almak için.

TOBIAS: Şimdi, biz bugün stüdyodaki konuklara soracağız (bazı gülüşmeler): Bu yanıt, açık mıydı, bulanık mı? Açık olduğunu hissedenler, “evet” deyin.

DİNLEYİCİLER: birçok “evet” gelir.

TOBIAS: Yanıtın bulanık, açık olmadığını hissedenler “evet” deyin.

DİNLEYİCİLER: Birkaç “evet” gelir.

TOBIAS: Ah, “açıklık” kazandı (kahkahalar). Bu çok sallantıda “bulanık” bir yanıttı. “Açık, berrak” diyen evetler çok güçlüydü. Biz sizinle sadece şaka yapıyoruz. Bir şey hissediyorsunuz, ama sonra ne oluyor? Sen herkes için çok güzel bir örnek sergiledin. Bir şey hissediyorsun. Bir arzu, istek hissediyorsun, ama zihin anında devreye giriyor. Kuşkular devreye giriyor. “Ay, belki de bunu, kendi dışımda bazı yanıtlara ihtiyacım olduğu için yapıyorum. Belki de, olabileceğim kadar güçlü değilim.” Görüyor musun, açıklık şunu diyor, “bir tutku ve bir arzu var.” Ama açıklık, berraklık şunu da diyor, “korkuların nasıl da devreye girdiğini gör.” Korkunun ne olduğunu biliyor musun?

9.ŞAMBRA: Hayır.

TOBIAS: Evet, biliyorsun. Ama ben yine de sana söyleyeceğim.

9.ŞAMBRA: Peki.

TOBIAS: Bunun yaşantını değiştireceğinden korkuyorsun. Çok uzun zamandır tutkuyla istediğin bir şeye seni fırlatıp atacak diye korkuyorsun. Ama bu tutkunu gizlemiştin. Sen tıpkı, açmaya hazır o inanılmaz çiçek gibisin, ama kuşkular devreye giriyor ve herşeyi bulanıklaştırıyor. Köksel enerjilere, hissettiğin o kök enerjilere geri git.

Tutkunun orada olduğunu hissettiğini söyledin. Neden? Çünkü biz orada üç yoğun gün yaşayacağız. Ve bazı temizlikler, açığa çıkartmalar yapacağız. Biz bazı boyutlar-arası çalışmalar gerçekleştireceğiz. Burada, Dünya’da var olmayan bazı çok ilginç yerlere gideceğiz. Onun için, sen bunları hissettin, ama sonra düşünmeye başladın. Görüyor musun: hislere karşılık düşünmek. “Eh, belki de gitmemeliyim” diye düşündün. Aslında kuşkunun ardında yatan gerçek enerji, bunu hak etmediğindi. Bu yüzden geri git ve bir dolu soluma yap ve bir dolu da temizlik. Ve sonra seninle orada görüşeceğiz.

9.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

LINDA: Son soru.

10.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Tobias, Geoff 26 Ağustos’ta 50 oluyor, ve ben de 18 Ağustos’ta 50 oluyorum. Ve geçenlerde bana, kanunları uygulama aşamasından bunları konuşma ve yazma aşamasına geçerken, dünyaya ışığı taşımada bedenimi egzersizle güçlendirmenin çok yararlı olacağı söylendi. Ve ben nasıl bir…. yaşantımızın bu bölümünde farklı yollardan dünyaya açılan bizim gibi “hızla büyüyen bebelere” söyleyecek neyin var diye merak ediyordum.

TOBIAS: Gerçekten…. bunu çok açık ifade edebilirim. Bu, artık yaşla ilgili yanılsamaları kabul etmemekle ilgilidir. Bu, bunu…. bununla ilgili herşeyi değiştiren ilk grup olabilir. Ah, biz öyle çok şey görüyoruz ki: Eski algılar ve kavramlar…. bedeninizin tutumu ve tepkilerinden tutun da….ve yine, ne yiyeceğinize ve yemeyeceğinize…. ve özellikle de cinselliğe kadar varan şeyler.

Ve şunu görüyoruz, sen – sadece sen değil, ama tüm Şambra – bu bilgiyle donatıldığın için, şimdi daha da fazlası gelecektir, çünkü – nasıl desek – daha zarif ve daha olgun büyüyen bir yanın var. Yaşlanmaya başladığını….elinin ayağının tutmaz olduğunu…. aklını yitirmeye başladığını…. ve bedeninin kontrolünü kaybetmeye başladığını söyleyen ipnotik mesajlarla boğulacaksın.

Biz o reklamları ve ilanları sizin kanalınızla izliyoruz. Ve sizin onlara inanmanıza ve kabul etmenize şaşıyoruz. “Aman Tanrım, televizyondaki kişi bağırsaklarının kontrolünü kaybediyor, demek ki ben de böyle yapmalıyım!” (kahkahalar) sizin yaptığınız, yanılsamayı kabul etmektir. Bu yüzden sizden şunu isteyeceğiz, öncelikle, herhangi bir reklam gördüğünüzde: berraklaşın, onun gerçekte ne olduğunu (size gösteren) öz enerjiye gidin. Bu reklamlar kötü olduğundan değil, ama onlar ipnotiktir. Siz onlara inanıyorsunuz. Onun için, sizden bunların tümünü açığa çıkartmanızı istiyoruz.

Fiziksel beden, aslında içinde bulunduğun döngüde ve yıllarda, en esnek, hızlı iyileşme yeteneğine sahip ve enerji dolu hallerden birinde olabilir. Kas kütlesi gitmeye başlıyor, ve bunun iyi bir nedeni vardır. Kas, daha eski bir enerji dokusudur. Ve onun yerini, görünmeyen başka bir enerji katmanının dokusu almaktadır. Bu, fiziksel bir doku değildir. Ama onu kendi bedenine dahil edebilir, birleştirebilirsin. Kasa, kas kütlesi denen şeye ihtiyacın yok. Artık o kütleye ihtiyacın yok. Çok esnek olabilirsin.

10.ŞAMBRA: Yani bu artık jimnastik salonlarında çalışmanın gerekmediği anlamına mı geliyor?

TOBIAS: Çoğu insanların bedenlerini çalıştırdıkları gibi değil. İnsanlar gidip bedenlerini zorluyor ve suyunu çıkartıyorlar. Eğer egsersiz sırasında gülümseyemiyorsan, bedenini çalıştırma (bazı gülüşmeler). Bu sana neşe vermeli. Bu sana…. eğer şu anda bedenini çalıştırıyorsan, enerjiyi temizleyip eski kas kütlesini salmalısın ki, onun yerine yepyeni bir enerjisel yapı katmanını koyabilesin. Bu gelen ve birleşmeye başlayan enerji görünmezdir, fiziksel olmayan bir enerjidir. O, senin dokularınla ve özellikle de – senin tüm bölümlerinle – kemik yapınla kendi bağlantı ağını yaratır. Onu kendi kemik yapına davet et ki: a) kemiklerin yapının Eski tarzına bağımlı olup bu kadar kırılgan olmasın, ve şimdi çok daha esnek hale gelebilsin.

Ama bu, ilerleyen yaşla birlikte bedenin güçten düşüp zayıflaması ya da bozulması gerekmediğini gösterecek ilk gruptur. Biz şimdi bu noktada çok empatiyle konuşuyoruz. Ama biz hepinizin, bedenleriniz içinde yaşamanın keyfini çıkartmasını istiyoruz. Ve sonra, artık onun içinde yaşamamaya karar verdiğinizde, aylar ya da yıllar süren bir hastalık döneminden geçmeyin. Bedeninizden çıkıp gidin. Onu bırakıverin. Sanki bir çift eski iç çamarıymış gibi geride bırakın (kahkahalar). Böylece, şu anda beden zayıflıyor ve hastalanıyor ve yaşlanıyor ve yaşamın son yılları acınacak bir halde geçiyor. Doğrudan bedeninden çıkıp gidebilmelisin. Tamam mı?

10.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Ben teşekkür ederim.

Böylece Şambra, bu Şaud’u bitiriyoruz. Bugün burada olmak Hossaf ve Metatron için bir onurdu. Hossaf, sizinle çalışmayı ve enerjisini sürdürecek. Ve size yine, berraklaşma deneyimini her gün yaşamınıza sokmayı anımsatıyoruz. Onu zorlamayın. Onunla mücadele etmeyin. Ama sadece o deneyimi içinize alın. Herşeyi yepyeni bir biçimde algılamaya başlayacaksınız.

Ve öyledir!

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.