Crimson Circle’e (Kırmızı Çembere) sunulmuştur
Ve öyledir sevgili Şambra, bu Yeni Enerji sınıfında biraraya geliyoruz. Ah, ne geleceğini bile bilmeden (bazı gülüşmeler) bizi bugün buraya ne kadar tatlı ve şefkatli bir biçimde getiriyorsunuz. Biz bugün buraya tam anlamıyla kendi dalgalarımıza, kendi (eski zamanlarda kullanılan iki tekerlekli savaş/yarış) arabalarımıza binerek geliyoruz. Ah evet, siz daha buraya gelmeden, haftalar öncesinde sizinle birlikte olmaya başladık. Şu son günlerde sizinle birlikteydik.
Ama, şimdi gerçekten sizinle birlikte olabiliriz, sadece yanınızda ya da arkanızda değil, içinizde de oturuyoruz, çünkü sizler bu noktaya geldiniz. Siz bedenlemenin tümüne izin verdiniz. Kendinizi o kadar açtınız ve korkuları saldınız ki, her bir şeyi korkusuzca bedenleyebiliyorsunuz. Bizi kabul edebiliyorsunuz. Sizden bir şey alacağından korkmadan, ilginizi dağıtacağından korkmadan, sizi bir şekilde yok edeceğindan korkmadan, her türlü şeyi kendi alanınıza, kendi gerçekliğinize kabul edebiliyorsunuz. Ah, işte bu, tıpkı sizin şu anda yaptığınız gibi bedenleyebilmek, Tanrısal İnsan’ın gerçek işaretidir.
Biz sizin içinizden konuşuyoruz. Her yanınızdan konuşuyoruz. Şambra’nın bu yıllık toplantısında sizinle, bu salonda bulunan herkesle, şu anda bizi dinleyen herkesle, gelecek günlerde bu Şambra enerjisinin dokunacağı herkesle değerli bir an paylaşıyoruz.
Bugünkü Şaud’umuz, belki de alışık olduğunuzdan biraz farklı olacak. Aslında bu tümüyle size bağlı. Tümüyle size bağlı. Şu anda, Mark, Oama, White Eagle, Meclis, Kuan Yin enerjileri sizinle birlikte bu salonda toplanmış bulunuyor. Gerçekten, bu öyle bir enerji ki, Meryem’i de – Meryem’in o kutsanmış, kutsal, dişil enerjisini de – bu salona davet ediyor. Meryem, bu toprakların anaç enerjisidir. Yerliler bile, İlk Ulusun insanları, Meryem’in bu enerjisiyle iletişim kurmuşlardır. Onlar ona farklı bir ad vermişlerdir ama, aynı varlık söz konusudur. Bu enerjilerin tümü, bu dizinin 12. Şaud’unda bizimle birlikte olmak için şu anda salona akıyorlar.
Şimdi, biz geliyor ve bir şaud için Şambra enerjilerini topluyoruz. Bunlar gerçekten sizin sözcükleriniz, sizin enerjileriniz, sizin bilincinizdir. Biz bunu sadece topluyor ve destekliyoruz. Biz, size hizmet etmek için buradayız. Sık sık – hatta günler öncesinden – söylenecek şeyleri hissediyorsunuz, çünkü söyleyen sizsiniz. Bu, bugün biraz farklı olacak, çünkü bu 12.Şaud için yazılmış olan iki senaryo var. Ve hangisinin sunulacağına daha karar verilmedi (bazı gülüşmeler).
İki senaryo var, Şambra. Biz bunlardan birini sunacağız, ikisini birden değil. Birini sunacağız. Hangisi olacağı, bu Şimdi anında size bağlıdır. Bu konuda net olun. Bu konuda net olun. Bu, size bağlı. O derin nefeslerinizi alın. Şimdi, siz o iki senaryonun ne olduğunu size anlatmamızı istiyorsunuz. Ve bunu yapamayız. Onun, sizin hissedişinizden gelmesi gerekiyor.
(bu noktada ani bir enerji değişimi olur):
Namaste….namaste….namaste. Gelen Ben’im, Kuthumi (kahkahalar), Tobias kanallığını kesiyorum. Namaste….(izleyicilerin karşılık vermesini bekler).
İZLEYİCİ: Namaste.
KUTHUMİ: Bir şeyler ters gitmiş. Ben, Kuthumi, bu konferansın programına bakıyordum, ve Tobias’ın adını gördüm, ve tüm diğer varlıkların adını gördüm…. White Eagle…ve Mark. Ve hatta Oama da bu yıl davet edilmiş (yoğun kahkahalar). Ve tek tek bütün sayfalara baktım ama Kuthumi’yi göremedim (yoğun kahkahalar). Dedim ki, “Kuthumi nerede? Bir yanlışlık olmalı!” Ve Tobias’a başvurdum. Ve o beni görmezden geldi (yoğun kahkahalar).
Tüm bu olan bitenden biraz rahatsız olduğumu söylemek için kestim. Davet edilmediğim bir Şambra olayını düşünemiyorum bile, onun için de şimdi çıkageldim (kahkahalar). Olayların gidişatına öyle kızdım ki, kendi seminerimi yaratmaya karar verdim. Ve bunu hemen şimdi burada ilan ediyorum (kahkahalar). Tobias’ı bir kenara attım.
Ve ben, burada olan biten yüzünden çok kötü hissettiğim için bir seminer düzenleyeceğim. Ve bu seminerin adını da….onun adını da “Neyim Ben…. inek pisliği mi?” koyacağım (yoğun kahkahalar). Bu, kendi-değerliliğimizle ilgili bir seminer olacak. Ve biz…. İnternetten düşmek (kahkahalar) nasıl bir histir….çok, çok aç olup da bir lokantaya gidildiğinde, lokantanın kapatmaya karar verip, yemek servisi yapmaması nasıl bir histir…..eşinizin sizi terk etmesi nasıl bir şeydir gibi konuları kapsayacağız.
Hey….neyim Ben….inek pisliği mi? Şu anda böyle hissediyorum…. kendimi bu noktada değerliliğimden yoksun hissediyorum çünkü konferansa davet edilmedim. Bu yüzden de kendi olayımı yaratacağım. Şu, kendi-değerliliğini ele alacak “Hey, Neyim Ben…..İnek Pisliği mi?” seminerini yapacağız. Onu Cleveland’de yapacağız (yoğun kahkahalar), kışın ortasında (kahkahalar).
Ve katılacak olanlara sesleniyorum….bu seminer çok, çok pahalı olacak, öyle ki, bu parayı ödeyemeyenler kendilerini iyice dışlanmış hissetsin (kahkahalar). Ve benim seminerimden mezun olduğunuzda bir diplomanız olacak. Resmi bir yoksunluk-abidesi olacaksınız (yoğun kahkahalar)….gerçekten, gerçekten, tıpkı yoksun-luk canavarı gibi (Kuthumi kelime oyunu yapıyor, Loch Ness Monster bir efsanedir, ona göndermede bulunuyor)….ki o da benimdir. Yani, çıkagelmem gerekiyordu. Tobias’ı kenara itmem gerekiyordu ki, konferansta hazır bulunayım. Namaste…
İZLEYİCİ: Namaste….
(Bu noktada Tobias’ın geri gelişiyle yeniden bir enerji değişimi olur.)
TOBIAS: Bugün iki seçime sahipsiniz (sanki hiç bir şey konuşma akışını kesmemiş gibi Tobias’ın kaldığı yerden devam etmesi, kahkahalara neden olur)….. ve hangisini seçeceğiniz size bağlı. Biz sizden, içinizin derinliklerine inip her iki seçimi de hissetmenizi istiyoruz. Bu bir kavşaktır. Sadece Şambra olarak sizin değil, aynı zamanda sizi izleyecek olanların da gerçekleştirebileceği gibi, farklı yönleri hissetmek üzere içinize dönmek zamanıdır.
Derin bir nefes almanızı isteyeceğiz. Belki de içinize dönerken zihninizden çıkar, kalp enerjinize girersiniz. Diğerinden daha iyi ya da kötü olan bir seçenek yok. Her iki seçim de sizi aynı yere götürecek, ancak iki farklı yoldan Şambra, iki farklı yoldan. Burada bir doğru ya da yanlış söz konusu değil. Sadece iki seçenek var. Her ikisi de bugün için çok iyi yazılmış. Şimdi, devam etmeden önce, enerjinizi, tüm Şambra’nın enerjisini hissedelim.
Geçen 12 ay ve 11 Şaud boyunca bedenleme hakkında konuştuk. Bedenlemenin, korkusuzca kabul etmek…. o engelleri kaldırmak…. sizi geri tutan o şeyleri bırakmak olduğundan söz ettik…. kendinizle ilgili herşeyi bedenlemekten….sevilen ve sevilmeyenleri bedenlemekten….. geçmiş yaşamların enerjilerini bedenlemekten….hiç oynanmamış, hiç tezahür ettirilmemiş tüm o potansiyelleri bedenlemekten söz ettik. Bedenleme, o korkusuz kabuldür.
Ve 12 aydır gerçekleştirdiğiniz budur. Bu, olduğunuzu sandığınız öyküyü salmaktır. O güzel bir öyküdür. Onu siz yarattınız. O bir başyapıttır. Ama öyle bir noktaya gelinir ki, onu bile salıvermek zamanıdır….ah, onu sokağa atmak değil, reddetmek değil. Biz “salıvermek” dediğimizde – her “salıvermek” dediğimizde – yaratılarınızın enerjisel yapılarını, sınırlılıklarını ve kontrolleri bırakmaktan söz ediyoruz.
Yıl boyunca söylediğimiz gibi, Ruh, Ruh’un ham enerjisi yarattığı zaman, sınırlılıklar asla olmaz. Ruh yaratır, sonra yaratıyı kutsar ve hiç bir kontrol olmadan, eski yükleri ona yüklemeden, beklenti ve kısıtlamalar olmadan o yaratının genişlemeyi ve gelişmeyi sürdürmesine izin verir. Anımsamakta olduğunuz, böyle yaratmaktır.
Bir öykü yaratırsınız. Ona bu yaşamda bir ad verirsiniz ve hareket etmesi için bir beden biçimi verirsiniz. Sonra, onun artık siz olmadığını fark ettiğiniz bir noktaya gelinir; o sizin bir veçhenizdir. Ve o öyküyü salıverirsiniz. Ah, tabii bunu yaptığınızda şeyler değişiverir.
Ama bu gerçekten sizin genişlemenizi ve bir sonraki düzeye gitmenizi sağlar. O, içinde bulunduğunuz 3-B’nin ötesine, çok gerçek hissedilen ve çok gerçek görünen, ama sadece bir realite olan 3-B’nin, bir süre sonra kasvet basacak kadar yoğunlaşan, ağırlaşan bu 3-B’nin ötesine geçmenizi sağlar. O, netliğini, berraklığını kaybeder. Siz, onunla ilgili berraklığınızı kaybedersiniz. Yolu kaybedersiniz.
Böylece bedenlemek, olduğunuz her şeye ve çevrenizdeki her şeye, herkese, her şeye kabul vermektir….ah, bu, kendini yeni bir biçimde ifade etmek isteyen enerjiyi açığa çıkartır. O enerji, Yeni Enerji’ye geçmek ister. Ve sizin bir yıldır gerçekleştirdiğiniz budur. Ve biz sizi bunun için seviyor ve onurlandırıyoruz.
Kendinize bakmayı öğrendiniz. Bu sözleri size söylememizin gerekmesi bile garip geliyor. Ama gerekti. Siz kendinize bakmayı unutuyordunuz. Bedeni onurlandırmayı, zihni onurlandırmayı ve ruhu onurlandırmayı unutuyordunuz.
Yolculuğunuzu onurlandırın. Kendinize bakın. Bir öğretmen olarak kendinize bakmak durumundasınız. Kendinize armağanlar sunmak durumundasınız. Kendine dönük olmanın, kendini sevmenin yanlış bir yanı yoktur. Hiç yanlış bir yanı yoktur. İnsan bilinci bunu bir şekilde yanlış bir şey haline getirmiş.
Buradan çıktığınızı ve dünyadaki herkesin kendini sevdiğini gördüğünüzü bir düşlesenize. Bu ne büyük bir nimet olurdu! Eh, bu hemen şimdi burada, sizinle başlayabilir. Kendinize bakın. Kendinizi sevin. Kendinizi besleyin. Bunda yanlış olan hiç bir şey yoktur.
Kendinizi fazla kaptıracağınızdan korkuyorsunuz. Siz bunun ötesine geçiyorsunuz. Geçmişte belki de kendinizi fazla kaptırdığınız için bundan korkuyorsunuz. Dengesiz bir haldeydiniz. Ama şimdi enerjiniz dengeye geri geliyor.
Ne söylediğimizi anımsayın, “Enerji çözüm arar. Enerji, kendi denge biçimini arar.” Enerji dengesiz olduğunda, doğal olmayan bir varoluş hali içindedir. Kendinizi sevmekten korkmayın. Geçmişte olanlardan, kendinizi fazla kaptırdığınızı düşündüğünüz zamanlarda olanlardan korkmayın.
Bazılarınız hâlâ alkolik olma enerjisini taşıyor. O engeli tutuyorsunuz. “Ben bir alkoliğim” demeyi sürdürüyorsunuz. Şu anda içinde bulunduğumuz bu güvenli ve kutsal yerde onu bırakabilir ve kendinizi sevebilir misiniz? Siz bir alkolik değilsiniz. Siz, sık sık çok sarhoş olan bir meleksiniz (kahkahalar). Ve şimdi, bunun ötesine geçiyorsunuz. O şekilde sarhoş olmanın artık size hizmet etmediğini biliyorsunuz.
Fazla yemek, herşeyin fazlası, size hizmet etmez. Şimdi bir denge biçimi söz konusudur. O denge şu anda içinizde ve sizinledir. Ve bu arada, bazılarınız için şunu söylememiz gerekir – denge sıkıcı değildir; denge, tamamlanmadır ve benzersiz bir ifade biçimidir.
Yıl boyunca ruhun özgürlüğü hakkında konuştuk. Birkaç kez Adamus’u dinlemek fırsatını yakaladınız – nasıl desek – enerjinin akabilmesi için, Saint Germain’in o enerjisinin, o simya ve değişim enerjisinin akabilmesi için, birkaç kez Adamus tarafından sarsılmanız gerekti. Biz geniş bir biçimde ruhun özgürlüğünden söz ettik. Ve, olmayı seçtiğiniz, olmayı istediğiniz o ışıyan eşzamanlı varlıklar haline ruhun özgürlüğü içinde gelirsiniz.
Ah, siz şu anda ışıyorsunuz. Size gelen ve tarafınızdan kutsanarak yayılan öyle bir enerji var ki, dinleyenlerin tümü için ve bu salonda muazzam bir ışımaya neden oluyor. Sizler ışıyan güzel varlıklarsınız.
Eşzamanlı yaşamla ilgili bugün – ve dün – çok şey duydunuz. Eşzamanlı yaşam, kendinizi açtığınızda olur…bedenlediğinizde….kendinizi sevdiğinizde….kendinize özgürlüğü bağışladığınızda….kaygıyla düşünmek tarzından çıkıp da Yeni Enerji tarzında varolmaya geçtiğinizde….herşey eşzamanlıdır. O, o anda olur. Olayların tümü sanki akıp gelir. Gerçekten, daha soru sorulmadan yanıtlar oradadır.
Bu aslında Yeni Enerji’nin gerçek ve doğal biçimidir. Daha soru sorulmadan yanıtlar oradadır. Olması gereken de budur. Kutuplaşmadan nasıl çıktığından pek emin değiliz. Daha ihtiyaç duyduğunuzu bile bilmeden tüm ihtiyaçlarınızın karşılandığı olma haline geri dönmek zamanıdır. Eh, o zaman ihtiyaca olan ihtiyaç da gerçekten saf dışı bırakılmış olur.
Geçtiğimiz yılı, bedenlemek, salıvermek, izin vermekle geçirdiniz. Şaud 12’de, bu Şaud için şimdi bir yön seçtiğiniz noktaya geldik. Bunun özel bir gün olduğunu söylemek zorundayız. Bu, üçlü yedi günüdür. Rakkamlar tarafından yönetildiğiniz ya da kontrol edildiğiniz için değil, ama bazen bir zamanı – üçlü yedide olduğu gibi -, bir olayı alıp belli enerji yollarını seçiyorsunuz, belki de ona tören ya da ayin bile diyorsunuz. Biz bugün böyle bir noktadayız – bugün hemen burada sizinle birlikte olan önemli bir potansiyele sahip olduğunuz anlamına gelen üçlü bir yedi. Kutsal, gizemli, dönüşüm içeren yedi…. sanki buraya akan ek bir potansiyele sahipsiniz. Bugün, bu zamanda, burada oturuyor olmamıza şaşmamak gerek.
Şimdi, gerçekten burada olmamızın asıl nedenine değinmeden önce, üç önemli unsur hakkında, bunların tümüyle ilintili olan üç önemli nitelik, gelecek yıl boyunca tam anlamıyla beraberinizde taşıyacağınız üç şey hakkında konuşalım. Bunlar çok basittir, ama gerçekleştireceğiniz çalışma için de çok anahtardır.
Öncelikle Şambra, Tanrı’nın güç olmadığını anlayın. Şu anki insan bilinci Tanrı’yı güç ile bir tutuyor. Tanrı’nın bulutlar ve şimşekler ve ağaçlar yaratabileceğini söylüyor. Tanrı, nesneleri hareket ettirebilir. Tanrı, tüm bu kudretli şeyleri gerçekleştirebilir.
İnsanlık hâlâ Tanrı’nın güç olduğu bilincinde. Bu iki kavram arasında – Tanrı ve güç – doğrudan ilişkilendirilen enerjisel bir bağ var. Aslına bakarsanız, dünya dinleri hâlâ Tanrı’nın güç olduğunu sanıyorlar. Onlar Tanrı’dan ve gücünden korkuyorlar.
Bu küçük bir şeymiş gibi görünüyor Şambra ama, büyük bir şeydir. Sizin bilinci anlamanıza yardımcı olacaktır. İnsanların içinde bulundukları tutumlarda nasıl davrandıklarını ve gördüğünüz şeyleri nasıl gördüğünüzü anlamanıza yardımcı olacaktır. Eski Enerji der ki: Tanrı güçtür. Yeni Enerji, yeni bilinç, Tanrı’nın sadece ifade….ifade olduğunu….sürekli yarattığını, ve arkasında bir güce gereksinim duymayan bir yaratı olduğunu söyler. Güç, bir Eski Enerji kavramıdır.
Şimdi, biz sizinle enerjinin fiziğini irdeledik. Kısa bir anımsatma yapalım. Enerji yoktur. O mevcut değildir. Potansiyelden başka hiç bir şey yoktur. “Alan”, o ağ – adına her ne demek isterseniz – ister bir grup ya da aile, ister bir birey olsun, bilinç tarafından aktive edilmeyi bekleyen ve nötr bir halde bulunan potansiyelden başka bir şey değildir.
Herşeyin gerçek kaynağı, nötr bir haldedir, tümü potansiyeldir, tümü nötrdür. Beklentileri, gündemleri hiç yoktur…. arzuları hiç yoktur…. bilinç tarafından aktive edilinceye kadar hiç hareket etmez. Aktive edildiğinde, enerji nitelikleri üstlenir. Türlü farklı dengeler üstlenir, sizin pozitif ya da negatif, artı ve eksi, eril/dişil dediğiniz….ya da bunu nasıl adlandırmak isterseniz. Ama o dualite niteliklerini üstlenir. Ve sonra çalışmaya başlar.
Pozitiften eksiye kadar hep denge vardır. Genelde, önceki Şaud’larda da söylediğimiz gibi, üçte-iki/üçte-bir’lik bir denge vardır. Ama o hep değişir. Ve ister pozitife doğru, ister eksiye doğru olsun, hep üçte-iki/üçte-bir’lik dengeye gelme eğilimi gösterir. Ama bu bir Eski Enerji niteliğidir. Bu, Eski Enerji dünyasının tam anlamıyla iş görme ve beslenme biçimidir.
Ama şimdi, Yeni Enerji’de, Tanrı sadece ifadedir. O’nun güce gereksinimi yoktur. Hatta o eski negatif ve pozitife bile gereksinimi yoktur. Bir an için, negatif ve pozitifi aktive etmek gereksinimi duymayan dünyanızda var olduğunuzu ve yarattığınızı düşleyin. Onun Eski Enerji dengelerine gereksinimi olmadığını. Yeni Enerji türünden bir ifadeyle iş gördüğünü düşleyin.
Bakın, ifade ve kuvvet, ya da güç, iki farklı şeydir. Burada sözcüklerin anlamlarıyla debelendiğimizi biliyoruz. Ve ingilizce dili bazen çok kısıtlıdır. Ama, bir an için, gücün olmadığı eşzamanlı bir yaşantıda iş gördüğünüzü düşleyin….hissedin. O sadece saf, berrak ifadedir. Bu, anımsamanız gereken çok önemli bir şeydir. Tanrı, güç değildir. Tanrı, ifadedir.
Ve bilinç bu anlayış noktasına ulaştığında, dinleri değiştirecektir, ve insanlığın birbiriyle iş görme biçimini değiştirecektir. İnsanların birbiriyle iletişimini değiştirecektir. Şimdiye kadar bir güç mücadelesi vardı. Herkes, ya kendi öyküsünü yapılandırmak için, ya da Yuva’ya dönebilmek için, bazen de her ikisi yüzünden, gücü emmeye, toplamaya ve çalmaya çalışıyor.
Anımsanacak ikinci nokta Şambra…. bizim Ateş Duvarı’ndan bir benzetme olarak söz ettiğimizdir. Yuva’yı, ona ne demek isterseniz – büyük merkezi güneş, Krallık, Ruh ile birliktelik – Yuva’yı terk ettiğinizde, ve Yuva’yı terk etmeyi seçtiğinizde, Ruh’un bilmediklerini gidip de araştırasınız diye Yuva’yı terk etmeniz için Ruh sizi kutsadığında, bizim Ateş Duvarı dediğimiz o şeyden geçtiniz. Ve Ateş Duvarı’nın içinde sizin bireysel kimliğiniz yaratıldı. Sizin ruh varlığı, Yaratıcı-lığınız dediğiniz şey yaratıldı.
Ama Ateş Duvarı’ndan geçerken, aynı zamanda milyarlarca parçaya da bölündünüz. Ve o Ateş Duvarı olayından, bölünme olayından geçme deneyiminde, olabilecek her potansiyeli de deneyimlediniz. Şimdi, bu çok şey…. çok şey demektir. Siz potansiyeller içinde potansiyeller deneyimlediniz. Bunların tümünün tek bir zaman noktasında ve tek bir deneyim olarak size geldiğini imgeleyin. İçinden seçeceğiniz tüm potansiyellerin size aktığını. Bunu bir imgeleyin.
Şimdi, biz sizi şaşkına çevirmek istemiyoruz. Ve bunun bu gece masa başında bazı tartışmalara neden olacağını da biliyoruz. Ama bir anlamda, siz hâlâ Ateş Duvarı’ndasınız Şambra. Hepimiz öyleyiz. Biz hâlâ Ateş Duvarı’nı deneyimliyoruz.
Siz bir potansiyel seçip ona atladınız. Ve bu potansiyel, Ateş Duvarı’nı terk etme, ve bu büyük maceraya atlayıp fiziksel evreni ve tüm o boyutları yaratma, ve sonunda soluğu Şambra’nın bu toplantısında alma realitesi olarak görünüyor. Ama bu, potansiyellerin içinden seçtiğiniz bir potansiyeldi. Dengenin eşitliği ya da önemi açısından daha çok, pek çok potansiyel vardır.
Siz onun için, bir anlamda, hâlâ Ateş Duvarı’ndasınız. Potansiyeller hâlâ oradadır. Potansiyeller bir rüya seli gibi size akıyor ve sizden akıp gidiyor.
Evrenin tüm meleklerinin, başmeleklerinin hissetmeye ve bilmeye başladığı şeylerden biri de, bunların tümünü bir noktada yavaşlatmamız gerektiğiydi. Kendimizle ilgili daha gerçek, daha büyük bir anlayışa gelebilmek için….kendimizi özgür kılmak için…. ya da bir anlamda, bu Ateş Duvarı içinde yeniden-birleşmek için…..varoluşun bu maddesel biçimine….Dünya dediğiniz….maddeye….yavaşlatılmış enerjiye….üçüncü boyuta girmek zorundaydık.
Böylece, şu anda tam anlamıyla deneyimlemekte olduğumuz şeylerden biri de, hâlâ Ateş Duvarı’nda olduğumuzdur. Ve başka bir potansiyel daha seçiyoruz, bölündüğünü, bir amaç uğruna bölündüğünü, büyük bir sevgiyle bölündüğünü hissettiğimiz tüm o parçaları yeniden-birleştirmenin bir yolu olarak üçüncü-boyutta olmayı, seçimimiz olan maddesel realitede bulunmayı seçiyoruz. Ama onları yeniden biraraya getirmek için, 3-B yolunun, maddesel bir dünyanın en iyisi olacağını hissettik.
Hâlâ Ateş Duvarı’nda olduğunuzu düşünmek belki de başınızı fazla döndürecek. Ama kalbiniz, sözünü ettiğimiz şeyi anlıyor. Kalbiniz anlıyor.
Bu, gelecek yıl dönüp size gelmeyi sürdürecek önemli niteliklerin ikincisidir. Söylediğiniz şeylerin ve bizim bugün söylediklerimizin anlamını çok daha fazla anlayacaksınız.
Anımsanacak bir sonraki nitelik – ve bu gerçekten başınızın dönmesine ama kalbinizin de açılmasına neden olacak – siz şimdiden oraya vardınız. Siz bunların tümünü şimdiden tamamladınız. Bu çok gerçektir. Sizin şimdi yaptığınız, oraya varma deneyimiyle eğlenmektir….anlıyor musunuz.
Siz zaten vardınız. Siz zaten yükseldiniz. Siz zaten birleşip bütünleştiniz. Bunu gerçekleştirdiniz. Ah, biz mecazi konuşmuyoruz. Biz tam anlamıyla konuşuyoruz. Siz zaten Yeni Enerji’ye geçtiniz. Zaten Yaratıcı-lığınızın….ya da buna ne demek isterseniz…. tümünü taşıyorsunuz. Daireyi tamamladınız. Çemberi kapattınız.
Ve diyorsunuz ki, “peki ama, neden herşey göründüğü gibi görünüyor? Neden tamamlanmamış görünüyor?” Çünkü o sizin parlak ve muhteşem yaratıcı arzunuzun bir parçasıdır. Siz şimdi onu deneyimlemek istiyorsunuz…anlıyor musunuz. Bu yüzden de o deneyimden geçiyorsunuz.
Şimdi, bu sizi biraz rahatlatmalı. Belki de şimdi, hergün kaygılanmak yerine bu deneyimin keyfini çıkartabilirsiniz. Siz zaten oraya vardınız Şambra. Şimdi deneyimin tadını çıkartın. Burası ile orası arasındaki yol üzerinde tuzaklar yok. Öcüler yok. Sizi yiyip yutacak hiç bir şey yok. Sizden çalıp çırpacak hiç bir şey yok.
Peki, ne kadarını deneyimlemek istiyorsunuz? Nasıl deneyimlemek istiyorsunuz? Aslında daha önce sorduğumuz soru budur. İki senaryo….. gerisi size kalmış.
Aslında senaryolar – kısa kesmemizi isterseniz – senaryolar: zor yol ya da kolay yol idi (kahkahalar). Bu tabii bunu çok basit bir hale sokmaktır. Ama bir yol daha zordu. Bir yol, mazlumun (bir amaç uğruna ıstırap çeken kişinin) yoluydu, omuzlarınızda çarmıhı taşımanın yoluydu. Bir yol, ıstırabın yoluydu. Bir yol, büyük travmalardan ve dramlardan geçmenin yoluydu.
Ve biliyor musunuz, bu bazen de eğlenceli olabilir (yoğun kahkahalar). Ama kendi tuzağına düşmek de olabilir. Ve biz “hayır”ı duymaya bayılıyoruz. O tuzak olabilir. Olabilir…. sizin sıkışıp kalmanıza neden olabilir. Ve biz sizin bunu yeterince, yaşamlar boyu yaşadığınızı düşünüyoruz. Ve belki de ilerlemek zamanıdır (izleyicilerin birçoğu “evet” der).
Diğer yol, kolaylığın ve eşzamanlılığın yoludur (izleyicilerden daha çok “evet”ler yükselir)….. basitliğin yolu….korkusuzluğun yolu….bolluğun yolu….ışıyan bir öğretmen olmanın yolu. Siz şu anda, burada olmayı seçtiğiniz için bu gezegendesiniz. Burada olmak zorunda değilsiniz. Buradasınız, çünkü bir öğretmen olmayı seçtiniz. Bunun sizi daha iyi bir öğretmen yapacağını düşünerek kendinize azap dolu bir deneyim verdiniz (bazı gülüşmeler). Adamus oyununu oynadınız – benim ıstırabım sizinkinden çok daha kötüydü (yoğun kahkahalar); benim sorunlarım daha büyük” – çünkü siz A) bu oynaması eğlenceli bir oyun, ve B) bu size birlikte çalışacağınız insanlar için en büyük empatiyi ve sevgiyi ve bilişi sağlayacaktır diye hissettiniz.
Böylece siz kolay yolu seçtiniz, öyle değil mi? Ve hâlâ o derin bilgeliğe sahipsiniz. Onu feda etmediniz. Hâlâ bir biliş okyanusuna sahipsiniz. Hâlâ içinizde bir his evreni var. Öyleyse biz de kolay gideriz. Ve bu iyi işte, çünkü biz o zor yoldan biraz sıkılmaya başlamıştık (yoğun kahkahalar).
Böylece, bir sonraki düzeye geçelim. Bu bir armağan zamanı, o kolay öykünün içinde kendiniz için paketlediğiniz bir armağanın zamanı. O, zor öyküde yoktu, ama kolay öyküde var. Zor öyküde sizin için paketlenmiş olanı bilmek bile istemezsiniz (yoğun kahkahalar). Ama az önce duyduğumuz o kendi-değerini-bilme-yoksunluğu ile ilgili küçük sınıfla ilintiliydi (yoğun kahkahalar). Bizim tarafta bile eğlenip şakalar yapmaktan keyif aldığımızı söylememiz gerekir. Biz bu gün için Kuthumi’yi kilit altına aldığımızı sanıyorduk (kahkahalar).
İşte zaman geldi. Bu oldukça basittir. Bu bir armağan zamanıdır. Bu, NETLİK/BERRAKLIK…. berraklık armağanı zamanıdır. Onu hak ediyorsunuz Şambra. Siz onu kendinize bugün verdiniz. O bu salonun ortasında, yarattığımız bu güvenli alanın ortasında, güzel, parlayan, ışıyan bir değerli taş olarak oturuyor. O, aynı zamanda her birinizin içinde olan bir armağandır.
Siz bu berraklığı bir kenarda tuttunuz. Siz onu, doğru zaman gelene dek uzağınızda tuttunuz. Ve şimdi, bu üçlü yediler gününde, doğru zamanın geldiğini hissediyorsunuz. Ve doğru zaman olduğunu biliyorsunuz. Ve siz bu armağanı seçtiniz. Berraklık…. o bu arada sadece uyanış değildir. Uyanış belki de berraklığın ilk adımıydı. Ama bu yaşamınızda farklı bir berraklıktır, Yeni Enerji berraklığı.
Daha önce de söylediğimiz gibi, şeyler bazen çok kasvetlidir. Onları oldukları gibi görmek zordur. Bazen hiç berrak olmazsınız. Yaptığınız şeylerde bazen çok kaybolursunuz.
Ama şimdi, kendinize berraklık armağanını veriyor, onu kendinize bağışlıyorsunuz. Ve o size farklı yollardan gelecektir. Onun gelme yollarıyla ilgili herhangi bir beklentiye girmeyin. Bu bazılarınız için tam anlamıyla görmede ya da duymada bir berraklık olacaktır. Birçok kişi için de sadece bilişte bir berraklık olacaktır, apaçık olduğunu düşündüğünüz şeylerin ötesini görmek, bu realite ve boyutun ötesini görmek olacaktır.
Bakın, bir ağaç bile…. bir ağaca bakıyor…ve diyorsunuz ki, “kabuğu var, ve kökleri ve yaprakları var.” Ah…. onun ne olduğuna dair berrak olalım. Başka bir katmana ya da düzeye gidelim. O ağacın sahip olduğu ve sizin o ağaçla ilgili sahip olduğunuz yanılsamalardan bazısını bir kenara itelim. Ağacın içinde dinamik bir yaşam gücü enerjisi vardır. Ve eğer kendinize bir realite düzeyinden atlayıp da – 3-B dediğinizden – başka realitelere genişleme izni verirseniz, bunu görebilir ya da hissedebilir ya da bilebilirsiniz.
Ve evet, geçen gün sözünü ettiğimiz o enerji akışlarından birine atlarsanız, o kutunun içinden çıkarsanız, bunlara kolaylıkla genişleyebilirsiniz. Bir spirale sıçrayın. Bir çember isteyin. Çıkan ve inen bir enerjiyle birlikte akın. Bazıları da bildiğiniz gibi girer ve çıkar. Bu enerjilerden bazısı girer ve çıkar, bir an için buradadır, bir sonraki an yok olur. Girdiğinizi hissedersiniz, ve çıktığınızı da. Bunlardan birine atlayın.
Basit olun….basit olun. Kendinize berraklığı seçtiğinizi ve ağacı gerçekte neyse o haliyle görebileceğinizi söyleyin. Bu yanılsamanın – onun kabuğa, köklere ve yapraklara sahip olduğunun – sadece katmanlardan ve düzeylerden biri olduğunu, bir yanılsama olduğunu göreceksiniz.
Ah, bazen insanlarla baş ederken, zaman zaman çok karışık, zor anlaşılır olursunuz. Siz sadece onların dışarıya yansıttığı bir enerjiyi görürsünüz. Ve bu enerjinin, onların tek veçhesi olduğunu düşünürsünüz. Berrak olun. Berraklığı talep edin. Söylediğimiz gibi, o salonun ortasında duran değerli bir taştır. Ve şimdi, konuştuğumuz şu anda sizin tek çakranıza akmaktadır.
Bu salonda oturmuyor ya da bunu dinlemiyor olsanız bile, bunu daha sonra okuyor ya da dinliyor olsanız bile, bir nedeni vardır; bunu siz istediniz. Bu berraklık sizindir. O size aittir. Onu siz yarattınız. Ve şimdi de onu içinize almayı seçtiniz.
Berraklık size, ilişkide olduğunuz insanlarda apaçık olanın ötesini görme yeteneği sunar. Ah, onlar oyunlar oynar. Maskeleri vardır, öyle değil mi? Berraklık, onların enerjilerini görmenize izin verir. Berraklık, onların gerçekte kim olduklarını görmenize izin verir. Berraklık, sonra da onlara göre sizin kim olduğunuzla ilgili berrak, net olmanıza izin verir.
Berraklık, enerji ve güç adına mücadele etmenin şu eski oyununu…. birbirinden (enerji) çalmayı, ve birbirini manipüle etmeyi saf dışı bırakır. Başkaları sizin enerjinizi sizden alamayacaktır, ya da siz onlarınkini. Buna ihtiyacınız yoktur. Ve sonuçta onların da ihtiyacı yoktur.
Berraklık, şu an yaşamınızda var olan tüm potansiyelleri görmenizi sağlayacaktır. Bu potansiyeller sizi çevreliyor. Çevrenizde dönüp duruyor….. bir sonraki an olacakların potansiyelleri…. gelecek günlerde yaşamınızda ifade edilebilecek şeylerin potansiyelleri.
Birçoğunuz berrak değilsiniz, çamur ya da katran katmanları, tüm çevrenizde böyle katmanlar var. Ve bize sesleniyorsunuz. Ve soruyorsunuz, “bilmem gereken nedir?” Biz de sizi sevdiğimizi söylüyoruz.
Şimdi berrak olabileceğinizi bilmenizi istiyoruz. Bu sihirli bir şey değildir. Bu, yönelmeniz ya da gerçekleştirmeye çalışmanız gereken bir şey değildir. Birşeyleri yapmaya çalışmaktan vaz geçin Şambra. Bu sözcüğü sözlüğünüzden çıkartın…..artık bir şey yapmaya çalışmayın. O sadece vardır. Bir potansiyeldir. Siz ruhunuzun berraklığı ile bu ve daha birçok realitede ifade etmeyi seçtiniz….anlıyor musunuz….artık birşeyler yapmaya çalışmayın. Bir şeyler yapmaya çalışmak, çaba ve mücadele enerjilerini getirir. Ve siz şimdi kolayı seçtiniz. Yani kolay yaşantıyı istiyorsunuz.
Bu, bir şeyler yapmaya çalışmakla ilgili değildir. Bu, seçmekle ilgilidir. Bu, izin vermekle, gelmesine izin vermekle, kendi seçimleriniz ve potansiyelleriniz hakkında berrak olmakla ilgilidir. Şu an çevrenizde neredeyse sonsuz sayıda potansiyel dönüp duruyor. En yakın olanlar, büyük bir olasılıkla seçeceğiniz potansiyellerdir. Ama seçmek zorunda değilsiniz. Bir anda değiştirip başka bir potansiyeli de seçebilirsiniz.
Ve evet, biliyoruz, sık sık “potansiyeli seçmeden önce, onun neler içerdiğini tam olarak bilmek zorundayım (bazı gülüşmeler). Senaryoyu okumak istiyorum. Bitmiş halini bilmek istiyorum. Tüm ayrıntıları ve sonuçları bilmek istiyorum. Seçimi yapmadan önce bunların tümünü analiz etmek istiyorum” diyorsunuz.
İşte o anda potansiyeli kaybediyorsunuz. O, onu yakalama noktasından uzaklaşıyor…. anlıyor musunuz….çünkü siz şimdi onu kafanızla kendinize çekmeye çalışıyorsunuz; analiz etmeye çalışıyorsunuz; ayrıntılarıyla incelemeye çalışıyorsunuz. Ve o, Şimdi anını kaybediyor, içerdiği o kendiliğinden olma halini ve eşzamanlılığı kaybediyor.
Her bir potansiyeli hissedebilirsiniz….anlıyor musunuz….daha önce de yaptığınız gibi, bu güzel, çok güzel bir deneyimdir. Bugün senaryolar için iki potansiyele sahiptiniz. Hissetmek için kendinize izin verdiniz. Evet, zihninizin biraz devreye girdiğini biliyoruz, ama kalbinizde ve tek çakranızda zaten biliyordunuz…..zaten biliyordunuz. Onu hissettiniz…. yani, potansiyellerinizde berrak olun, net olun.
Kafanızı bir kenara koymanız gerektiğini söylemek zorundayız. Ruh ve çakra hissi olarak size en iyi geleni seçin, en iyi geleni. Onu seçin ve ifade edin.
Berraklık, çevrenizdeki tüm enerjilerle ilgilidir. Ve çok, çok enerji vardır. Çevrenizdeki insan bilinci ve 3-B realitesinde çok enerji, dışsal enerjiler vardır. Bu sanki tıkalı bir otoyol gibidir. Ve aklınızı karıştırır, ve zor bir hale ve sinir eden bir hale gelir, ve sizi tam anlamıyla bitkin bırakır.
Bu ilginç bir dinamiktir. Berraklığınızı ne kadar kaybederseniz, o kadar yorgun olursunuz. Ne kadar yorulursanız, berraklığı da o kadar kaybedersiniz. Berraklığı kaybettiğiniz ölçüde yorulursunuz. Bu bitmez tükenmez bir döngüdür. Bazılarınız tam anlamıyla bitkin durumda.
Şimdi, öyle bir an gelir, o denli bitkin olursunuz ki, bırakmak zorunda kalırsınız. Kontrolü elden bırakmanız gerekir. İçinizdeki ruh kaynağına geri dönmeniz gerekir. O sizi bir süre için ferahlatır, ve siz derin bir huzur nefesi alırsınız. Ve sonra anında o eski döngüye geri dönersiniz.
Şambra, şimdi artık bundan çıkalım. Berrak olalım….berrak. Berraklık, daha şeyler olmadan bilmek yeteneğidir. Berraklık, ister maddesel, ister maddesel-olmayan olsun, herşeyi görebilme, ve onun asıl özünü anlama, onun öz enerjisini anlama yeteneğidir…. anlıyor musunuz. Bu çok basittir. Bunu anlamak için beyninize başvurmayın. Bu kadar basittir.
Ve biz gülüyoruz. Bakın, herşey enerjiden oluşmuştur….herşey. İçine konuştuğumuz şu mikrofon….belli bir fiziksel biçimde, belli fonksiyonlarla iş görmek üzere yaratılmış enerjiden yapılmıştır. Ama bir an için onunla ilgili berrak olun. Berrak olun. O, göründüğü şey değildir.
Sadece o göründüğü şey değildir. Aynı zamanda başka şeylerdir de. O, ona konuşmuş tüm insanların enerjisidir. O – var oluşunun en berrak haliyle – şu anda yaptığı gibi, enerjileri insanın duyma sınırlarının bile ötesine taşımak ve dağıtmak yeteneğidir….anlıyor musunuz. Berrak olun. Onun içine girin. Katmanlarına ve daha da katmanlarına girin. Basit çekirdek enerji katmanlarına kadar inin.
Herşeyi olduğu gibi görmeye başlayacaksınız. İster insan olsun ya da bir nesne ya da bir ağaç ya da bir bitki, o artık sizi varlığıyla kandırmayacaktır. Görmeye başlayacaksınız…. o kadar berrak görmeye başlayacaksınız ki, ne olursa olsun….ister bir insan….ister bir nesne….ya da hatta şu anda çevrede süzülen sayısız meleklerden biri…. her şeyin içindeki asıl Yaratıcı enerjiyi görmeye başlayabileceksiniz.
Berraklık, evet, hayal gücünüzü devreye sokmanızı ister. Hayal gücü sadece yaratıcılığın ifade bulması için bir araçtır. Bu yüzden hayal gücünüze baş vurun.
Diyorsunuz ki, “Ama Tobias, anlamıyorum. Berrak olmayı nasıl gerçekleştiririm?” Berraklığı seçin….net olarak görün….net olarak bilin. Gelecek günlerde, haftalarda ve aylarda her nesneye ya da insana bakın. Ve sonra berrak olun…. ve bunu nefesinizle gerçekleştirebilirsiniz…. berrak. Ve bunu, eski bakış biçimini, herhangi bir şeyi gözlemlemenin o eski şartlanmış, üç-boyutlu bakış tarzını yok etmek için kullanın. Berrak olun. Bu bir anlamda, size kendini sunduğu görüntüdeki katmanı ya da maskeyi yok edecektir. Ve şimdi onu daha derinden görebilirsiniz. Yeniden berraklaşın, ve daha da derinleri ve ötesini görebileceksiniz.
Bu psişik bir alıştırma değildir. Bu, içeriye girip de istilâ etmeye çalışmakla ilgili değildir. Bu, şeyleri kendi en gerçek ve basit enerji biçimleriyle görmekle, kalıpları kırmakla, 3-B kutusundan, şimdiye kadar sahip olduğunuz bakma biçiminizden çıkmakla ilgilidir.
Bugün kendinize verdiğiniz bu berraklık armağanı….ah, o bir nimettir. O, uzun zamandır beklenen bir nimettir. Önünüzdeki dönemlerde gelecek olan şeyler için size hizmet edecektir. Gerçek şu ki, buradan nereye gideceğiniz berraklık talep eder. Artık görünümler sizi kandırmayacaktır, realitenin ne olduğu ve olmadığına ilişkin düşüncelerinize kanmayacaksınız. Herşeydeki enerjisel yapı bloklarının en basit temeline inmek için, berraklığa sahip olma yeteneği çok önem kazanacaktır. Bu çok önemli olacaktır.
Berraklaşmak için bizi çağırmayın. Bu, kendi kendinize verdiğiniz bir armağandır. Bu, kendinize verdiğiniz bir armağandır. Ve onu bugün alın. Onu aktive etmek için herhangi bir şey yapmanız gerekmiyor. Onu yeniden-aktive etmeniz gerekmiyor. Onu değiş tokuş etmeniz gerekmiyor. O şimdi hep oradadır. Sadece onu kullanmayı anımsamanız gerekiyor. Bu biraz zaman alır, ve gitgide daha doğal hale gelmeye başlar. Berraklık…. ne kadar çok kullanırsanız, o kadar orada olacaktır….örneğin, bir kitap yazarkenki berraklık.
Ah evet, bazılarınız o kadar çamurlu, o kadar berrak-olmayan bir hale geldiniz ki, bilincin dışsal enerjilerinin tümünün içinize girmesine tam anlamıyla izin verdiniz ve, bir anlamda, şeyleri kasvetli ve karmaşık hale getirdiniz, çünkü bilinç şu anda bu haldedir. O çamurlu, bulanık bir ırmak gibi. Ve bu pekâladır. O bulanık bir ırmak olmayı seçiyor. Ama siz, berrak ırmak olmayı seçiyorsunuz.
Bu bize bir Şambra öyküsünü anımsatıyor, kısa bir öykü (Tobias’ın oldukça uzun öykülerini kısa olarak nitelendirmesi gülüşmelere yol açar). Ve (bu kez) yedi Şambra yoktu, sadece bir tane vardı. Ve onun adı Clare idi. Ve o bir partiye davet edilmişti. Bir arkadaşı onu arayıp, “hepimiz toplanıyoruz. Bir parti veriyoruz. Onlarca kişi gelecek. Ama bu bir maskeli parti. Senden bir kostüm giyip gelmeni istiyoruz” dedi.
Böylece Clare söyleneni gerçekten yaptı. Kostümünü giydi. Bir cadı oldu, ki sanırım bu Şambra için oldukça uygundu (bazı gülüşmeler). Ve partiye gitti. Geceyi orada geçirdi. Ve kostümlerini giymiş diğer insanları gözlemledi.
Ve ertesi gün, kahveye gittiği bir arkadaşı ona, “eee Clare, parti nasıldı?” dedi. Ve Clare, “harika yemekler, harika içecekler ve güzel bir müzik vardı. Ama zordu. Orada bulunanlardan kimseyi tanımıyordum” dedi. Oysa orada bulunanların tümü onun arkadaşı olmasına karşın, kılık değiştirmişlerdi. Ve o, kimseyi tanımıyormuş gibi hissetti. O kadar kendi realitesinin ve yanılsamasının içine düşmüştü ki, çoğunu yıllardır tanımasına karşın kimseyi tanımadı.
Bu, Şambra, Dünya üzerindeki yaşamın da hep böyle olageldiğini söylemenin bir yoludur. Dünya üzerindeki yaşam bir maskeli baloydu. Herşey hep bir şey kılığında geçit yapıyor…..insanlar kimlikleri olarak geçit yapıyor…. bitkiler ve hayvanlar, bitkiler ve hayvanlar olarak geçit yapıyor (bazı gülüşmeler)…. herşey, bir şey olarak görünüyor. Ama tümü bu değildir, ve hele asıl enerjisi, çekirdek enerjisi hiç bu değildir. Berraklık içindeyken doğrudan yanılsamanın ötesine, geçit töreninin ötesine geçersiniz. Bu yüzden, kendi yaşamınızda ve tüm çevrenizde olan bitenle ilgili çok berrak olun.
Bu arada, berraklık aynı zamanda kolaylıktır da. Çok kolaydır. Onu kullanmaya başlayın. Onunla çalışmaya başlayın. Gruplar halinde toplanın. Berraklıkla çalışmak için birkaç ipucu….çaba olmaması gerekir. Bu sadece bir seçimdir. Bu, yanılsamanın ötesine geçip asıl çekirdek enerjiye gitme, yüzeydekinin ötesine geçip gerçek realiteye girme seçimidir. Nesnelere bakın. İnsanlara bakın. Yapmanız gereken tek şey, derin bir nefes alıp “ben berraklığı seçiyorum” demektir.
Şimdi, burada ilginç bir şey olabilir. Zihniniz daha size yetişmiş halde değil. İnsanın fiziksel zihni, size gelen verileri algılayacak düzeye daha gelmedi. Onun için de gelen bazı bilgileri anlamıyor. Bir şeyi zihninizle anlamamak kavramı bile daha size yabancı.
Ama işte bu noktada Yeni Enerji berraklığının başka bir güzel yararı devreye giriyor. Ah… bu sizin Tanrısal Zekâyı, ruh varlığını, içsel bilişi, tek çakrayı kullanmaya başlamanıza neden olacaktır. Bu sizi kafanızdan çıkartıp o merkezlenmiş yere getirecektir.
Başka bir insana baktığınızda bilgi almaya başlayacaksınız. Bir soluk alırsınız…. berraklaşırsınız…. onların özüne girersiniz…. tabi saldırgan bir biçimde değil. Ama onların gerçek doğasını görmek için özlerine girersiniz. Şimdi, başlarda olan biteni kafanızla hiç anlamayabilirsiniz. Ama kalbiniz bilir….kalbiniz bilir. Zihniniz, fiziksel zihniniz – ki o sadece izleyen, kayıt ve analiz eden bir araç gibidir – sizi yakalayacaktır. Ve o da bu arada tam anlamıyla büyüyecektir. Zihniniz buna doğru gelişecek ve genişleyecektir. Bilgiyi sadece alın. O oradadır. O sadece zihinden gelmiyordur.
İlişkide olduğunuz herşeyde berraklık….. bu, buradan sonra gideceğimiz yerde çok önemli olacaktır….anlıyor musunuz. Daha önce de söylediğim gibi, hiç biriniz şu anda burada olmak zorunda değilsiniz. Siz, geçmiş karma yaşam döngülerinden çıktınız. Yeni Enerji’yi getirmek, öğretmek ve sadece yaşamın tadını çıkartmak için burada olmayı seçiyorsunuz. Berraklık, herşeyi gerçekten olduğu gibi görmenize yardımcı olacaktır.
Şimdi, hazır olan tüm Şambra için bir sonraki düzeye geçeceğiz. Ve bu iyi bir şeydir ve kolay bir şeydir. Yolculuğun bir sonraki bölümüne geçmek isteyen tüm Şambra için, bildiğiniz gibi, biz 18 Eylül 2007’ye, insan bilincinin kuantum sıçrayışına hızla yaklaşıyoruz. Son zamanlarda herşeyin böylesine düzensiz ve kargaşa içinde görünmesinin nedeni budur.
Ve yine de biz bunun kutsanmış bir olay olduğunu söylüyoruz. Bu, Dünya’nın sonu değildir. Bu sadece, bildiğiniz bilinç halinin sonudur. Bu, tam anlamıyla yeni zamanların, Yeni Enerji tarzının başlangıcıdır. Bu yüzden, şu anda herşey oldukça değişmektedir.
Biz sizinle altı yıldır çalışıyoruz ve yedinci yıla giriyoruz. Hizmetimiz için ilk çağrı, sizden gelen ilk talep, gelip kişisel ve bireysel uyanışınıza yardımcı olmamızdı. Aynı zamanda tüm bu salıverme ve izin verme dönemine yardım etmemizdi. Bunlar elele gider, uyanış, salıverme ve izin vermeyi talep eder. Salıverme, şeylere yüklediğiniz enerjisel yapıyı salmak anlamına gelir.
Bir anlamda, size olan hizmetimizin sonuna geldiğimizi söyleyebilirsiniz. Bizden talep ettiğiniz şeyleri yaptık. 2007 yılının sonuna kadar sizinle birlikte olma sözü verdik. Ve, sizinle böyle, bu tarzda çalışmayı sürdürüp sürdürmeyeceğimiz aslında o noktada size bağlı olacak. Herzaman gelip sizinle çalışacak varlıklar olacaktır, melekler ve gruplar…her zaman. Ama, kendimizle Şambra arasında kurduğumuz tarz benzersizdir.
Dediğimiz gibi, 2007’nin sonuna kadar sizinle çalışma sözü verdik. Eğer bir sonraki düzeye geçmeyi seçerseniz, kalırız. Ben Tobias, kişisel olarak aşağı yukarı bundan on yıl sonrasına kadar kalacağım….daha fazla değil…..bu söylediğimi dikkate alın. Bugün, on yıl için söz veriyorum, daha fazlasına değil. Burada….bu açıktır. Eğer’ler, ve’ler ya da ama’lar söz konusu değildir. Dünya’daki bedenim şimdiden enkarne oldu. Şimdiden ana-babasını delirtiyor (kahkahalar). Çok uzun zamandır Dünya’ya geri gelmek istiyordum. Ben….ben sizi özlüyorum…ve Dünya’yı özlüyorum….ve yaşamın sunacağı şeyleri özlüyorum.
Eğer Şambra ilerlemeyi seçerse, yeniden-bedene-girmeyi bir süre erteleyeceğim. Ama ilerlemek şöyle bir şeydir. Kutudan çıkmak zamanıdır. Koltuklardan kalkmak zamanıdır. Bir şeyler yapmak zamanıdır Şambra. Dünya bunun için çağrıda bulunuyor. Dünya bunu istiyor. Şambra enerjilerini birleştirmek zamanıdır.
Biz bizim tarafta hazırlık yaptık. Ve aslında Kuthumi’nin bu hazırlıklarda çok başı çektiğini de söylememiz gerekir. Biz bizim tarafta hazırlandık ve bunu bir realite haline getirmek için, sadece ayda bir gerçekleştirilen Şaudların ötesinde, Şambra’yı dinamik bir ifade akışı haline getirmek için birkaçınızla çalıştık.
Ama zaman gelmiştir Şambra. Biz – nasıl desek – bunun ipuçlarını vermiştik. İteleyip duruyorduk ve bazılarınızı da neredeyse deli ediyorduk. Öğretmenler… yazarlar….müziği besteleyenler….oyunları yazanlar….yeni teknolojileri icat edenler…. danışmanlar…. yardımcılar…. ve şifacılar olmak zamanıdır.
Sizin o Gülün Meyvesi’ni, o tutkuyu geri getirme zamanınız gelmiştir. Artık sadece bundan söz etmekle kalamazsınız. Artık sadece bunu düşlemekle kalamazsınız. Artık bunu realitede tezahür ettirmek ve ifade etmek zamanıdır.
Şambra potansiyel düzeylerde bir yapı oluşturmuştur. Ve o – nasıl desek – Dünya’daki yapılara benzemeyen, bir akışa ve bir hareket türüne sahip olan bir Yeni Enerji yapısıdır. O, Şambra tarafından iç düzeylerde yaratılacak bir yapıdır. Ona Şambra kuvözü, doğum aygıtı, Şambra’nın “rahmi” diyelim. O, potansiyel düzeylerde yaratıldı. Sizin realite düzeyinizde bir dolu Şambra buna katıldı. Ve şimdi onu buraya getirmek zamanıdır.
Onu buraya getirmek – nasıl desek – hâlâ Eski Enerji’de bulunanların karşı koymasına neden olacaktır. Onu buraya getirmek bazı – nasıl desek – Şambra içinde bazı kuşkulara, ve kesinlikle Yeni Çağ toplumunda, ve elbette kökten-dinci toplumlarda kuşkulara neden olacaktır. Bu enerjide korkutucu ya da ürkütücü hiç bir şey yoktur. O sadece Dünya’da tezahür etmeye ve ifade bulmaya hazır Şambra enerjisidir.
Bu rahimden hepiniz destek ve bolluk, yaratıcılık çekebilirsiniz. Bu rahmi, kendi yaşamınızda kendi tutkunuzu doğuracak bir yer olarak kullanabilirsiniz. Bugün buraya getirdiğiniz berraklıkla ne yapacağınızı, onu ne zaman yapacağınızı ve nasıl yapacağınızı bileceksiniz. Ve sonra da onun deneyiminden geçersiniz. Çevrenizdeki herşeyi size getiren eşzamanlılık o rahimden gelir.
Evet, hazır olan Şambra’dan şimdi istediğimiz şey…. biz sizden şimdi Dünya’daki ruhsal çalışmanızı, Yeni Enerji ruhsal çalışmasını gerçekleştirmenizi istiyoruz. Ve siz panikliyor ve, “ama bunun ne olduğunu bilmiyorum” diyorsunuz. Ah…berraklık Şambra, berraklık. Berraklık….bu, uzun zamandır orada oturup duran parçaların tozunu almak… tozu temizlemek gibidir. Bu, içsel katmanlara, çok-boyutlu katmanlara girip de enerjinin gerçekte ne olduğunu görmek gibidir.
Tutkunuz oradadır. Ruhsal çalışmanız oradadır. Siz belki de ondan korkuyordunuz. Belki de buna değer olmadığınızı düşünüyordunuz. Eğer durum buysa, o zaman belki de Kuthumi’nin sınıfına gitmelisiniz (bazı gülüşmeler) – “Ne yani….. benim inek pisliği olduğumu mu düşünüyorsun?” Bunu sevdik.
Çıkıp çalışmanızı gerçekleştirmek zamanıdır. Bu, insanları inanca çağırmak değildir. Bu, ifade edip yaratmaktır. Siz hiç kimseyi değiştirmeye ya da inancını değiştirmeye çalışmıyorsunuzdur. Onları tam olarak bulundukları yer için onurlandırıyorsunuzdur. Ama onlar, söylediğimiz gibi size geleceklerdir. Onlar gitgide büyüyen sayılarda, büyük sayılarda size geleceklerdir. Onlar sizin yarattığınız şeyleri….bu ister bir kitap olsun….ister bir müzik parçası….ister bir iş olsun….deneyimlemek isteyeceklerdir.
Ah, ve dün duyduğunuz gibi, siz bir susturucu tamir atölyesi işletiyor olsanız da, o ruhsal olabilir. Biliyorsunuz, bunların tümü benzetmelerdir. Susturucu, bazı – nasıl desek – insanlığın uyanış sürecinde oluşan o çok zor ve gürültülü egzostan kurtulmayı sağlar. Bazılarınızın gerçek bir susturucu dükkanına ihtiyacı var, çünkü siz mecazi ve ruhsal susturucu tamirini de yapıyor olacaksınız. Çıkan gazlardan ve emisyonlardan bazısını kontrol etmeniz gerekecektir (yoğun kahkahalar).
Bu ille de seminerler vermek anlamına gelmiyor. Resim de olabilir. Şambra tarafından yapılmış bir resmin ne çok enerji içerdiğini biliyor musunuz? Bu matematiktir. Burada bir an için berraklaşın….. bir an berraklaşın…. enerjinizi bir resme koyun….gördüğünüz bir resme….yakınlarda gördüğünüz bir resme. Berraklaşın…. daha derindeki kök enerjilere gidin. Bu bir dizi matematik ve kutsal geometridir. Sadece bir tuval üzerindeki renkler değildir. Bundan çok daha fazlasıdır. Bu bir şifa olabilir. Başka bir realiteyle ilgili bir öykü olabilir. Ressamın kendini şifalandırma biçimi olabilir. Çok daha fazlası vardır. Bir kez berraklaştınız mı, apaçık olanın ötesini göreceksiniz.
Şambra, ruhsal çalışmanızı gerçekleştirmek zamanı gelmiştir. Biz – Cauldre’nın hoşgörüsüne sığınarak – yarın bununla ilgili bazı açıklamalar talep edeceğiz. O biraz – nasıl desek – bu konuda çekingen davranıyor. Ama zaman gelmiştir. Onun da berrak olma zamanı gelmiştir. Onun da herkesle bunu paylaşma zamanı gelmiştir.
Biz hazırız. Metatron’un o muhteşem sözleriyle soru şudur, “hazır mısınız? Yeni Enerji’ye ve kolay yola hazır mısınız?” (izleyiciler “evet”le yanıtlar) O evet’i ağızlarından pek çıkartamayanlara sesleniyoruz – kolaylıktan utanmayın. Bizim tarafta kolay ya da zor olmasına ilişkin bir yargı yoktur. Zoru seçtiğinizde daha fazla puan toplamazsınız (izleyiciler güler ve alkışlar). Bizim tarafta daha iyi bir odanız olmaz. Lokantalarımızda daha iyi bir yere oturtulmazsınız. Ve benim kulübemde özel bir haftasonuna sahip olmazsınız.
Aslında siz zor yolu seçtiğinizde başımızı sallar ve bazen de birkaç gözyaşı akıtırız. Öyle olmak zorunda değildir. Tanrı, zor yolu seçenlere daha fazla iyilik ya da sevgi akıtmıyor. Aslında zor yolu seçenler genelde Tanrı’yla iletişimi kaybediyor.
Böylece Şambra, iki yıllık hazırlanma süremiz var. Bu korkulacak bir şey değildir. Bu sevinçli bir şeydir. Bu herhangi bir talep değildir. Siz arkada bırakılmayacaksınız. Bu sadece başka gruplarda olur (Tobias’ın “Geride Bırakılan” adlı kitap dizilerine göndermede bulunması izleyicileri güldürür).
Sizin için Şambra masasında her zaman bir koltuk olacaktır….her zaman…. her zaman….bir süreliğine kalkıp başka yerlere gitseniz de. Geri gelmeyi seçtiğiniz an, sizin için bir koltuk hep olacaktır. Ve biz size hizmet etmek için hep orada olacağız.
Asla yalnız değilsiniz, çünkü siz Şambra’sınız.
Ve öyledir!
Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.
Sorular ve Yanıtlar
Tobias’ın New Mexico, Santa Fe’de yapılan Yaz Ortası Yeni Enerji Konferansı’nın Kapanış Kanallığı
17 Temmuz 2005’de sunulmuştur
Ve öyledir sevgili, sevgili Şambra, Yeni’nin bu sınıfında bu enerjiyle sürdürüyoruz; şu anda bu kutsal alanda hepinizle birlikte oturuyor, çalınan harpin o güzel müziğini, soluğunuzu dinliyoruz. Ben Tobias, ölüp de cennete gittiğimi sandım (kahkahalar). Ve sonra öyle olduğunu anımsadım (yoğun kahkahalar).
Biz bu şekilde bir grup olarak birlikte oturmuştuk, bazen tam bu grup olarak, bazen çok daha küçük bir grup olarak, bazen de çok, çok daha fazla kişilerle. Biz geçmişte böyle birlikte oturduk. Ah, Tien Tapınakları’nda buna benzer bir alanda çok-boyutlu, tanrısal, insan olarak onlarca ve binlercemiz birlikte oturduk. Ama biz böyle tam anlamıyla haftalarca otururduk. Artık bunu bu kadar uzun yapmamız gerekmiyor.
Daha önce, Yeshua zamanında da mağaralarda böyle birlikte oturduk. Daha önce, sizin deyiminizle Karanlık Çağlarda, toplantı salonlarında böyle birlikte oturduk. Birlikte küçük gruplar halinde oturduğumuz başka yaşamların da üzerinden fazla geçmedi…. sadece oturduk…. sadece anın tatlılığı içinde içtik…. melek olduğumuzu, hepimizin…. ışık olduğumuzu…. ve karanlık olduğumuzu… ve insan olduğumuzu….ama herşeyden öte, Tanrı da olduğumuzu sadece anımsamaya zaman ayırmıştık…. ah, bu inanılmaz bir deneyimdi.
Bu yüzden, şimdi burada, bu toplantı salonundaki bu anı alıp…. yaptığımız tüm diğer toplantıları…. sadece bir ara verdiğimiz…. günlük eylemlerimize…. randevularımıza…. gündelik işlerimize…. ve işimize…ve ailemize küçük bir ara verdiğimiz o diğer kutsal anları bu ana kaynaştırıp birleştirelim….Şambra olarak birlikte olmak için sadece o anı kullanın.
Geçen yıl boyunca bedenlemeden, tüm var olanın korkusuzca kabulünden, özellikle de kendinizi korkusuzca kabulden geçtiniz – ah, kendini korkusuzca kabul etmek bir insanın yapacağı en, en zor şeydir. Neden? Çünkü maddesel bir biçim içinde bulunduğunuz zaman herşey çok daha yoğundur. Daha çok yapışır. Size daha çok tutunur. Yaralar daha gerçektir. Ve öyle olmalıdır da. Acı daha sancılıdır. Siz onun daha çok farkındasınızdır. Ve bu üç-boyutlu gerçekliğin çalışma biçimi budur. Bu üç-boyutlu gerçeklik sizin, eterik düzeylerde hissedeceğinizden çok daha fazlasını hissetmenizi, bilmenizi, duyumsamanızı sağlar.
Kendini bedenlemeyi, kendinle ilgili herşeyi bedenlemeyi öğrenmek…… zordur, ama yine de en büyük armağandır…. kendini bedenlemek….kendin olmak…. tüm parçaları ve bölümleri sevgiyle geri getirmek…. onları merkeze geri getirmek…. sevginizin çemberine geri getirmek…. artık reddetmemek…. artık bölmemek…. ama onların tümünü geri getirip birleştirmek. Aa, ve şimdiye dek çok kez söylediğimiz gibi, tümünü geri getirdiğinizde, o zaman o yaratıların ve o yaratıların da altında yaratılanların her birinin yapısını kutsayıp özgürleştirebilirsiniz. Ve şimdi inanılmaz bir yolculuğa çıkıyor, inanılmaz bir ifadeye başlıyorsunuz. Siz onları salıverirseniz, herşey kendi uygunluğuna denk düşen bir sonraki düzeye gidebilir.
Siz her biçimde bedenliyor, yaşamınızda size yakın olan insanları bedenlemeyi öğreniyordunuz. Ve bazen de bedenlemenin, onları kabul etmenin, onların sizin eşiniz, ya da çocuğunuz, ya da hatta bazılarınız için ana-babanız olmasını kabul etmenin aslında salıvermek olduğunu anladınız. Siz onları bedenlediniz. Ve sonra da onları salıverebilirsiniz. Onlarla o bağlantılara, o Eski Enerji bağlantılarına sahip olmamak ne büyük nimettir…. onları bırakabilmeniz ne büyük nimettir, çünkü onları bırakabildiğinizde, kendinizi de bırakabilirsiniz.
Bunlar enerjinin güzel, basit prensipleridir…Yeni Enerji’nin….Ruh’un güzel, basit prensipleri…. sürekli yaratı…. sürekli bir bedenleme hali….ve sürekli salıverme. Bu akıştır. Eşzamanlı yaşamı sağlayan budur.
Geçen yıl boyunca ruhunuzu nasıl özgürleştireceğinizi, onu içine hapsettiğiniz kristalin yapıdan ya da kapandan, topraktaki deliklerden nasıl çıkartacağınızı öğrendiniz. İçinde olduğunuzu düşündüğünüz gerçekliğin ötesine uçup gitmek için kendinize nasıl izin vereceğinizi öğrendiniz. Ve şimdi gerçekten bunların tümünü kullanmak zamanıdır. Bunları öğrendiniz. İçinize soludunuz. Bedenlediniz. Ve şimdi buları yaşamınzda ifade etmek zamanı gelmiştir.
Anımsayın, Tanrı güç değildir. Tanrı bir ifadedir. Böylece Tanrı, senin için bunların tümünü alıp yaşamında ifade etmek zamanı gelmiştir.
Biz dün berraklık hakkında, şu armağan, şu güzel berraklık armağanı hakkında konuştuk. O hâlâ havada uçuşuyor. Bu berraklık cevheri bu salonda dolanıp duruyor. Hâlâ size iniyor, hâlâ sizi bu armağanla besliyor. Bazılarınız bu berraklığın ne olduğunu, sizin için ne anlama geldiğini merak edip dün onunla oynadı.
Her düzeyde görmeye ve duyumsamaya başlayacağınız şey….. bir şeye baktığınızda, örneğin fiziksel gözlerinizle…..arkamızdaki perde kıvrımlarının kırmızısına bakıyorsunuz. O farklı bir kırmızı, yeni bir kırmızıdır. Öncesine göre daha fazla derinliğe ve daha fazla renge sahiptir. Berraklık budur. Bu kırmızı kumaşı yeni bir titreşim ve yoğunlukla gördüğünüzde, derin bir nefes alıp da berraklaşırsanız, o zaman sadece kırmızı bir kumaş olanın ötesini görürsünüz. Onun içindeki diğer nitelikleri görmeye başlarsınız. Çok-boyutlu görmeye başlarsınız. Renkler belki değişmeye ya da hatta daha parlak olmaya başlar. Belki de o kırmızı kumaşın içinde meleklerin olduğunu görürsünüz. Evet, onlar tüm haftasonu boyunca orada oturuyordu.
Yeni berraklıkla, harpin tellerinden çıkan müzik…. yeni bir yoğunluk ve güzellik, belki de şimdiye kadar hiç duymadığınız bir tatlılık üstlenir. Ah….işte bu berraklıktır…. anlıyor musunuz…. yeni bir berraklık. Ve şu an derinizde duyumsadığınız…. bakın, onun zorlanması ya da itelenmesi gerekmiyor. O hep oradaydı. Ah, ve belki de bazılarınız, bazı şeyleri görmek adına kendinizi zorlamak için bir tür çok-boyutlu tarza kendinizi yansıtmanız gerektiğini düşündünüz. Ah, bunu hiç yapmanız gerekmez.
Berraklık, yediğiniz yiyecekle bile gelir; kendi içinde yeni bir tat ve yeni bir titreşim üstlenir. O hep oradaydı. O hep bir potansiyel olarak ulaşılır haldeydi. Siz sadece ona açık değildiniz.
Yiyeceklerin berraklığından söz etmişken, yediğiniz herşeyi, ağzınıza koymadan önce arındırın. Berraklaştırın. Başka bir deyişle, dengesiz ya da kirli, katışık olabilecek herşeyi, bedeninize girmeden önce temizleyin. Bunu gerçekleştirmek güç gerektirmez. Bunu gerçekleştirmek, yemeden önce 10 dakikanızı almaz. Sadece tabağa bakın, yiyeceğe bakın, ve berraklaşın. Yiyecek daha hazmolmadan, bedeniniz için özgün enerji haline geri gelmiş olacaktır.
Yani, ağzınıza koyduğunuz büyük yağlı bir burger ise, ve siz tüm o – nasıl desek – dengesiz enerjilerden korkuyorsanız, temizleyin onu, güç kullanmadan, sadece arındırın. Onu, kendi özgün enerji haline geri getirin ve sonra da tadını çıkartın. Bazılarınızın buna karşı çıkacağını, alışılagelmiş şeylerden geçmeniz gerektiğini düşündüğünü biliyoruz. Ama sevgili dostlar, Yeni Enerji’nin potansiyeli budur. Ve o şu anda sizin için oradadır.
Aslında anımsarsanız, biz bunları, özellikle de Lemurya’da çok yaptık; ağzımıza koyduğumuz bitkileri ve hatta bazen hayvan ürünlerini arındırmak zorundaydık. Bedenlerimiz, fiziksel bedenlerimiz bu tür enerjilerin bazısını, sizin şimdiki fiziksel bedenlerinizin hallettiği gibi halledemiyordu. Fiziksel bedeni inceden inceye ayarladık. Yiyecek ve suyu arındırabilir, berraklaştırabilirsiniz.
Odalardaki enerjiyi berraklaştırabilirsiniz. Bir dolu insanın olduğu bir odaya giriyorsunuz. Ve evet, bildiğiniz gibi, enerji karmakarışık ve dengesiz olabilir, ve size başağrısı verebilir, ve sizi yorgun düşürebilir. Sadece berraklaştırın. Onu kendi özgün enerji haline geri getirin…. kendiniz için. Siz, odada bulunan herhangi birini değiştirmeye çalışmıyorsunuz. Siz kendiniz için arındırıyor, berraklaştırıyorsunuz.
Siz geçit töreninin, maskenin, yüzeyin ötesine geçip, özgün çekirdek enerjiye geri geliyorsunuz. Odayı arındırın, tabi yargı olmadan. Ah, işte o zaman insanları farklı bir biçimde görmeye başlayacaksınız. Enerjiler sizi, eskiden olduğu gibi negatif etkilemeyecektir. Odayı sadece berraklaştırın.
Evet gerçekten, arabanızı da arındırabilirsiniz. Çevrenizdeki havayı arındırabilirsiniz. Ah, ve hani fiziksel olmayan varlıklar tarafından rahatsız edilen bazılarınız için, peşinizi hiç bırakmayan, sizi karışıklık içine iten o varlıkları da arındırabilirsiniz. Onları kendi özgün çekirdek enerji hallerine, saf bir dengeli enerji haline geri getirin.
Yineliyoruz, onları değiştirmek söz konusu değildir, tabi değişmeyi seçmedikleri sürece. Sadece enerjiyi algılama ve içinize alma biçimini değiştirirsiniz…. arındırmak, berraklaşmak, basit, çok basit prensiplerdir. Arkamızdaki kırmızı perdenin kıvrımlarındaki enerjiyi arındırırsınız, ve onu yeni bir biçimde görmeye başlarsınız, parlak ve dinamik, daha derin.
Ah, arındırmayı sürdürdükçe, berraklaşmaya izin verdikçe, herşeyin değişmeye başladığını farkedeceksiniz. Ve yineliyoruz, size anımsatmamız gerek: arınmayı, berraklaşmayı zorlamayın. Siz sadece değiştiriyorsunuz; sadece özgün enerji hallerine geri dönüyorsunuz. Hangi nesne olursa olsun, onun özünü görmek istediğinizi söylüyorsunuz. Bulanık yüzeyi görmek istemiyorsunuz. Onun arkasındaki gerçek enerjiyi bilmek istiyorsunuz.
Böylece Şambra, bu, kendinize verdiğiniz bir armağandır, ve mücadele etmeniz gereken bir şey değildir. Onu sadece yaşamınızda uygulamaya koyulun. Kendiniz için aldığınız kararlarda uygulayın. Berraklaşmak…. yaşamınızdaki bolluğa uygulayın. Arındırın….ah, bazılarınız bollukla ilgili öyle bulanık sorunlara sahip ki. Berraklaştırın bunları. Onu asıl enerji kaynağına geri getirin. Berraklaşmak, derin bir nefes almak ve o parçayı arındırmak istediğinizi kabul etmek kadar basit olabilir.
Buluştuğumuz bu harika salondan çıkıp da dualite dünyasına geri döndüğünüzde…. ah, gerçekten, sizi itip kakacak şeyler olacaktır. Bunun nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz; daha önce de oldu. Çevrenizdeki dünyaya, Eski Enerji dünyası dediğiniz dünyaya çıkarsınız, ve anında onun enerjileri, dengesizlikleri, mücadeleleri ile bombardıman edildiğinizi hissedersiniz. Kendinizi anında onun içine geri çekilmiş hissedersiniz.
Daha önce de söylediğimiz gibi, yorgun, bitkin ve yıpranmış hissedersiniz. Bu, Eski Enerji bilincinin gerçekten, gerçekten sahip olduğunuz şeyi istemesinden ötürüdür. O bir Yeni Enerji bilinci, yeni bir varoluş hali istiyor. O bunu istiyor, gerçekten istiyor. Ama bazen o eski bilinç unutur. Ve sizin sevginizi ister. Enerjinizi o kadar ister ki sizi geri çeker, ve geri çekmekle sizi aynı zamanda boğduğunu bilmez.
Böylece, çevrenizdeki dünyaya geri döndüğünüzde, ailelerinize ve işinize geri döndüğünüzde, o derin nefesi alın ve berraklaşın. Kendi berraklığınızda olduğunuz zaman onun sizi geri çekemeyeceğini anlayın. Onun sizi sevmeye çalıştığını, ama bunu daha nasıl yapacağını bilmediğini anlayın. O sizi sevmeye çalışıyor, ama bunu nasıl yapacağını bilmiyor.
Kulağa ne kadar garip gelirse gelsin, bir anlamda kendi dağınızın tepesinde durun. Bunun kendini beğenmekle ilgisi yoktur; üstünlükle ilgisi yoktur. Bu sadece kendi berrak alanında kalmakla ilgilidir. Bir dağın tepesinde durduğunuz zaman havanın temiz, berrak olduğunu bilirsiniz. Güneş daha yoğundur. Renkler daha parlaktır. Kendi dağınızın tepesinde durun. Alanınızı koruyun. Berrak kalın.
Gelecek yıl, birlikte yaptığımız Şaud’ların çoğunda berraklığın bu güzel armağanını kullanacağız. Onu, yaşam içindeki aydınlanmanızın birçok pratik uygulamasında kullanacağız.
Sizinle çalışmaya devam etmek bizim tarafta bulunan hepimiz için, Kuthumi dahil (bazı gülüşmeler), bir onurdur. Böylece sevgili Şambra, biz bu toplantının enerjisini toparlarken, sizin de birbirinizi kocaman, berrak bir biçimde kucaklamanızı istiyoruz. Ve evet, gerçekten de Cauldre, kucaklaşmak için yeniden izleyicilerin arasına inmek isterim.
Ve öyledir!