Şaud 1: “Şeytanlar Sizindir”

Tobias’ın katılımıyla, Kanallık, Geoffrey Hoppe

Kırmızı Çembere sunulmuştur
4 Ağustos 2007
www.crimsoncircle.com – www.kirmizicember.org

Ve öyledir, bu yeni dizinin başlangıcında hepinizle ve tek tek her birinizle burada birlikte olmak büyük bir sevinç. Bu ânı gerçekten bu alana gelmek için, ve her birinize bana şu anda izin vereceğiniz oranda yakınlaşmak için kullanıyorum. Belki yanınızda oturacağım, arkanızda duracağım. Belki de sizinle birlikte o fiziksel bedenin hemen içinde olacağım.

Biz birlikte çok, çok uzun yıllardan ve çok, çok yaşamlardan geçtik. Birlikte, bu Kaya Ailesi olarak oturuyoruz. Sağlamlık ailesi, denge ailesi, ve şimdi de Dünya’da bilinci teşvik eden aile. Ben bu ânı, hepinizi ve tek tek her birinizi hissetmek ve koklamak ve duyumsamak için kullanıyorum. İster bugün bu dağın tepesinde oturuyor olun, ister dünyanın başka bir bölgesinde olun, bugün hepimiz enerjilerimizi birleştirebiliriz.

Bugün bazı temel gerçekleri gündeme getireceğiz. Bazı blokajlara neden olan bir başka katman ya da düzlemden, bilincin genişlemeyi sürdürmesine izin verecek bir başka katman ya da düzlemden geçeceğiz. Daha önce de söylediğim gibi, sizler Yeni Bilincin öncülerisiniz. Bunu, sizi yağlamak için söylemiyorum, her tarafınızda yazılı olduğu için söylüyorum. Alnınızın ortasında yazılı, neredeyse dövme gibi – “Yeni Bilincin Öncüsü”. Böylece bugün, çok, çok kalın, çok, çok ağır olan bir başka bilinç katmanından geçeceğiz. Bu bilinç katmanının bir kısmına inanıyorsunuz. Birçoğu ise sadece kitle bilinci, insan bilincidir, ama bu bilinç, bir sonraki düzeyi özgürleştirmeye hazırdır.

Bugünün konuklarına hazırlık

Böylece bugüne başlarken, konuklarımızın enerjisini yavaş yavaş buraya getireceğiz. Sizden bu enerjileri hissetmenizi isteyeceğiz, ama tahmin yürütmeye kalkmayın. Bu önemli bir farktır. Tahmin etmek, zihinde olan bir şeydir ve zihin bir tür psişik bir dedektiflik oyunu oynamaya çalışır. Zaten zihin psişik olma yeteneğine sahip değildir. Yalnızca öyleymiş gibi davranır. Gerçekte psişik olan sizin özünüz, sizin tanrısallığınızdır – ve bu, duyumsayabilir ve sezebilirsiniz, algılayabilirsiniz anlamına gelir. Siz yalnızca içinde bulunduğunuz bu lineer üçüncü boyutun değil, birçok farklı düzlemlerin ve katmanların enerjilerini fark edebilirsiniz.

Böylece bugüne hazırlanırken, sizi bir kez daha o derin nefesi almaya, Sen’in bütününü birleştiren o nefesi almaya davet ediyorum. Çünkü biz son Şaud’umuzda ‘Sen’den söz ettik – tüm o farklı veçhelerinizden, tüm o parçalarınızdan, gerek bildiklerinizden gerekse uzun süredir unuttuklarınızdan söz ettik – bunların hepsi Sen’in parçalarıdır. Hepsi temelde ortak bir paydaya, her birinde benzer olan bir unsura sahiptir. Her birinde o ortak payda Sen’sindir, özün, varlığın.

Sen

İlginç olan şu ki, varlığınız, özünüz, şu anda bir yerlerde bir bulutun üzerine oturmuş arp çalmıyor. (bazı gülüşmeler) Amaçsızca eterik düzlemlerde sürüklenmiyor, ki bunu geçmişte yaptınız. Hatta bir dağın tepesinde gurulara özgü bir pozisyonda oturup da bundan sonra olacaklara ilişkin meditasyon da yapmıyor. O hemen burada – eh elbette, burası bir dağ ama – siz hemen burada Şimdi’desiniz. Siz, Siz’siniz. (Sen, Sen’sin.) Ne kadar da basit ama derin bir söylem, ve bunu başkalarıyla paylaşacak olursanız, belki de kulağa biraz ahmakça gelir. Siz, Siz’siniz. Çok açık görünüyor, ama bunda bile birçok katman vardır.

Sen nedir? Sen Kimsin? Bunların tümü, bu temel soruların bazısına geri gider. “Sen kimsin?” Siz, yuvayı terk ettiğinizden beri bu soruyu araştırıyorsunuz. Saint Germain, Rüya Yürüyüşü Yükseliş Okulu’nda bu konuyu ele alıyor – “Ben kimim?” sorusunun peşine düşüyor. Ama şimdi, şimdi “Sen Sensin”i anlamak zamanıdır. Sen, Sensin. Tüm o unsurlar, tüm o veçheler, tüm o geçmiş yaşamlar Sensin. Tüm o hayaller ve gezginler ve imgelemeler Sensin.

Bazılarınız şu anda çabalıyor ve merak ediyor, “Peki ama ben neyim? Gerçeğim nedir?” Herşeyden önce, yukarıdakilerin hepsi. Yukarıdakilerin tümü. Siz o veçhelerin her birisiniz, o yaratıların her biri. Siz öylesine bir yaratansınız ki, hemen şimdi oturup – bir an için, bir oyun oynayarak – gerçekten kötü, aşağılık, sahtekâr ve yozlaşmış bir varlık olduğunuzu hayal edebilirsiniz. Bu, bazılarınız için imgelemesi zor bir şey değil! (kahkahalar) Ama bunu bir an için hayal edin. Korkmayın, imgeleyin, ve onun nasıl yaratıldığını görün, çünkü o sizin bir parçanızdır. O, içinizden gelen ve “Tümüyle aşağılık, tümüyle kötü olmak acaba nasıl bir şey. Bu nasıl bir şey” diyen sorudur.

Şimdi, benim sizinle bu oyunu oynayabilmemin nedeni, hepinizin bunu daha önce yapmış olmasındandır. O çok, birçok yaşamlarınızın bir noktasında merak ettiniz. Bazılarınız bu oyunu bu fiziksel gerçeklikte oynadı, bazılarınız da onu başka alemlerde oynadı. Bazılarınız, Arkturuslular denilen fiziksel evrenin muhteşem sahnesine gidiyorsunuz. Bu bir gezegensel gruplaşma türüdür. Oraya gitmek çok ilginçtir. Orası, oyunları büyük bir yoğunluk ve dram içinde oynamak için eterik – sizin deyiminizle – meleksi bir sahnedir. Sizin kendi başınıza ya da başkalarıyla birlikte bu eterik sahneye gitmenize izin veren enerjisel bir nokta, enerjisel bir kapı türü vardır.

Bazılarınız bu oyunu her yerde, her an oynayabiliyor. Fiziksel olmayan alemlerde küçük bir yer seçiyor ve düşüncelerinizi ve arzularınızı bu düzeylerde eyleme sokuyorsunuz. Birçoğunuz bunu hemen burada, bu insan bedeni içinde, bu gerçeklikte eyleme sokuyor. Bunu başka bir yerde oynamanın farklı sonuçları, farklı anlamları ve kesinlikle farklı bir enerjisi olur. Bu öyle bir enerjidir ki, çok gerçek gibi hissedilebilir, o kadar ki, Siz’i ele geçirme eğiliminde olabilir. O tek etki, o tek yaratı, şimdi gelip de kim olduğunuzun tamamını ele geçirme eğiliminde olabilir. Ama yine de, bu parçaların her biri yalnızca Siz’dir. Onların tümü, sizin gerçeğinizin bir parçasıdır. Hiçbiri gerçek-olmayan (yalan) değildir.

Bazılarını belki diğerleri kadar sevmiyorsunuz. Bu veçhelerden bazısı İnsan Siz’e, ki bu da sadece Siz’in bir veçhenizdir, yürekler acısı gelir. O İnsan Siz, bu veçhelerin bazısından hoşlanmaz, çünkü İnsan Siz’in mutluluğunu, sevincini, bolluğunu, ve tüm şu diğer şeyleri bozar. Böylece yarattığınız o diğer Siz veçhelerinden biri, sadece güvence ve rahatlık isteyen o Küçük İnsan Siz’i şimdi kenara itmeye çalışır, kahretsin! O Küçük İnsan Siz yalnızca şunu ister… ah biz bunu sürekli duyuyoruz, “Ben yalnızca mutlu olmak istiyorum.” Biz bunu hep duyuyoruz, ve sizinle küçük bir sır paylaşalım: Ben değil, ama Saint Germain bunu söylediğinizi her duyduğunda gülüyor. (bazı gülüşmeler) İşte Küçük Siz budur.

Oysa Küçük Siz gerçekte şunu diyor, “Ben bu büyük ve kötü dünyadan korkuyorum. Ben bu 3B gerçekliğinin bir kurbanıyım. Zayıfım. Herşey kontrolüm dışında. Ben sadece mutluluk istiyorum. Hepsi bu. Sevgili Tanrım, ben yalnızca mutluluk istiyorum.” İşte bu, bağırıp duran Küçük İnsandır. Olduğunuz o büyük tanrısal varlığın mutluluğa gereksinimi yoktur. Bunu fırlatıp atın. Bu bir anlamda sahte bir terimdir. Yüklü bir terimdir.

“Mutluluk” – onu kuşatan insan enerjisini alırsanız ve hissederseniz – aslında çok yüklüdür, çünkü koşulludur, çok koşulludur. “Mutlu olacağım eğer…” ve sonra sizi mutlu edecek şeylerin listesini çıkartırsınız. Ve aslında liste ulaşılamazdır. Hatta gerçekçi bile değildir, kendi Küçük İnsan benliğiniz için bile. Ve mutluluk, o noktada, öylesine koşullarla yüklenmiş haldedir ki, kendini aslında gerçekleştiremez, anlıyor musunuz.

Olduğunuz Tanrısal İnsan – ki o Küçük İnsan yanınız da onun bir parçasıdır – Tanrısal İnsan mutluluk denen o şeyi gereksinmez. Şu anda bu iskemlelerde oturan o Tanrısal İnsan, sadece olur. Sadece olur. Şimdi, Küçük İnsan diyor ki, “Peki ama olmak nedir? Tanımla. Parçala, böl.” O yalnızca olur! O tümüyle, sizin hoşnutluk diyeceğiniz şeydir. Tümüyle izin verme. İlk mesajlarımızdan birini anımsayın: Herşeyi olduğu gibi kabul edin.

Tanrısal İnsan, Var-oluşu, kabulü anlar. Küçük İnsan, Tanrısal İnsana şöyle der, “Ama bu kulağa çok sıkıcı geliyor. Sanki öylece oturup duruyormuşsun gibi geliyor.” Tanrısal İnsan Küçük İnsana bakar ve şöyle der, “Gerçekten anlamıyorsun. Dramlara, dualiteye öylesine yakalanmışsın ki; mücadelelerine ve kavgalarına öylesine yakalanmışsın ki, hayatta kalman gerektiğini düşünüyorsun.” Tanrısal İnsan, Sen, varolduğunu anlar. Gerçekleşme olduğunu, tamamlanma olduğunu, her şey olduğunu anlar. O senin tüm sorumluluğunu alır.

Biz yine anlambilimi ve kelime oyunları oynayabilirdik, ve o Küçük İnsan, sürekli sorduğu sorularla ana-babasını sinirlendiren küçük bir çocuk gibi direnmeyi ve reddetmeyi sürdürmeye çalışır. Bir noktada yalnızca şu geçerlidir: Var-oluşunu deneyimleyebilir misin? Şimdi ânı denilen bu harika yeniden-birleşmeye geri gelen senin her bir parçanı, tümünü (deneyimleyebilir misin). Her bir parçanın yeniden kabul edildiği, ama hiç birinin seni kontrol etmediği ya da sana hükmetmediği ya da seni gerçekliğinden saptırmadığı o tanrısal bütünleşme.

Şu anda, Eski Enerjinin azaldığı bu anlarda, Şambra’da olmakta olan ilk ve en önemli şey, kendi gerçeğine bakmaktır. Gerçeğiniz nedir? Bununla gerçekten birçok yıldır yüzleşiyorsunuz, ama şu son otuz gündür gerçeklik sorunu (öne çıkıyor). Kimsiniz? Kim olduğunuzu düşündüğünüz kişi değilsiniz, çünkü çok daha fazlasısınız. Peki öyleyse kimsiniz?

Temel bir gerçeğin peşindeydiniz, üzerine kurabileceğiniz bir şeyin, “Bu benim gerçeğim. Ben buyum. Ve bunu temel alarak Yeni Enerji’ye ilerleyeceğim” diyerek güvenebileceğiniz bir şeyin arayışı içindeydiniz. Ve bilin bakalım ne oluyor? O temeli bulamıyorsunuz. Ve şu son birkaç haftadır kendi gerçeğinizi arayıp durdunuz. Siz kimsiniz? Neredesiniz? Doğrunuz ve yanlışınız nedir? Ve bulamıyorsunuz. Ve bulamayacaksınız da, çünkü ona biraz da Eski Enerji gözleri ve Eski Enerji yargısıyla bakıyorsunuz. Ama aynı zamanda, bir Gerçek olmadığını anlamaya başladığınız için de bulamıyorsunuz. Gerçeğin ta kendisi olan tek bir felsefe, tek bir din, tek bir spiritüel grup yoktur. Sizinle ilgili tek bir Gerçek yoktur. Siz çok, çok, çok, çok gerçeklersiniz. Ve hatta kendinizle ilgili aldanmalarınız bile kendi içinde gerçektir.

Belki, eğer tek bir gerçek varsa, o da var-oluştur, Ben Ben’im’dir. Bu gerçek çok temel bir şeye, binlerce yıldır duyduğunuz bir şeye geri gider: O zaten içinizde. İhtiyacınız olan herşey – zaten içinizde. Şifa – zaten içinizde. Bilgi, sonsuzluk, zihnin çok ötesinde. İdrak, ayırt etme. Sezginizin ayrılmaz bir parçasıdır. Oradadır. Onu yalnızca kullanmanız gerekir. Enerjiyle çalışma yeteneği – bu sizde doğal olarak var. Siz bunu Yuva’yı terk ettiğinizden beri gerçekleştiriyorsunuz. Enerjiyle çalışmada ve onu hareket ettirmede ustasınız, ama bunu bazen reddetmeyi seviyorsunuz. Geri durmaktan hoşlanıyorsunuz. Herşey – Yeshua bunu çok kez söyledi – herşey zaten içinizdedir.

Böylece, biz bu Yeni Enerjiye doğru ilerlerken bu sorun, sizi geri tutan bir şey olmasına izin verdiğiniz sürece tekrar tekrar ortaya çıkacaktır. Siz içinizde ona sahipsiniz. O zaten orada.

Böylece, birlikte derin bir nefes alalım bugünde.

Birçok Yüz/Faseta

Bugünkü enerjinin ilginç bir dinamiği var. Numerolojik açıdan bakıldığında öyle çok da etkileyici değil, (bazı gülüşmeler) ancak birlikte yeni Dizimize başlıyoruz. Bugün bir başlangıç günü. Bu dizi için bir çalışma başlığı kullanacağız – açıklamasını sonra yapacağız – ama belli ki bu Kuantum Sıçraması Dizisi (olacak). Başka bir önerimiz de var ama buna sonra değineceğiz. Çalışma başlığı: Kuantum Sıçraması Dizisi.

Böylece, bu bir başlangıç. Ama yeni Dizinin başlangıcı olan bu Şaud’un aynı zamanda Eski Enerjinin son Şaud’u olması da hem ilginç, hem de çok uygundur. Bu Şaud aynı zamanda hem bir başlangıç, hem de bir sondur. Başlangıçtır; bitiştir. Çok yakında gelecek olan 18 Eylül tarihinden sonra göreceğiniz şeyleri belirtmektedir.

Biz bunu bugünkü Şaud’umuzun ana noktalarından birine öncelikli bir örnek olarak kullanmak istiyoruz. Herşey çok-yüzlü, çok-fasetalıdır. Bu yine çok basit görünüyor. Ama biz Yeni Enerjiye geçerken bunu anımsamak çok büyük bir önem kazanıyor, çünkü şu anda Dünya’da şeylerin tek bir yüzü/fasetası olduğu yanılsaması hakim.

Bir ağaca bakarsınız. O bir ağaçtır. Yüzü böyledir. Bir an için kışın da yapraklı olan bir bitkiyi ya da bir çam ağacını imgeleyin. Orada yine de çok, birçok yüz vardır. Ortalama insan, gözüyle gördüğü şeyleri olduğu gibi kabul eder. Topraktan çıkan bir ağaç görürler. Görmedikleri, ama bu çok-yüzlü nesnenin ayrılmaz bir parçası olan ise, yüzeyin altında yatandır – kökler. Toprağın üzerindeki herşeyi besleyen ve susuzluğunu gideren kökler. Gözlerin görmediği, kabuktan geçip de ahşaba, iğne yapraklara gidildiğinde, ağacın içindedir. Herşey oradadır. O, çok-yüzlüdür.

O aynı ağacın, bu fiziksel gerçekliğin dışında varolan başka parçaları var. O ağacın dokunulamaz ya da görülemez ya da hissedilemez binlerce bileşeni olduğu söylenebilir, çünkü bunlar o ağacı kuşatan enerjisel bir koridor ya da yumurta-biçiminin içindedirler. Ve onlar gerçektir, ve hepsi de ağacın bileşenleri ya da unsurlarıdır, ama çoğu insan, ağacı görmenin ötesine geçmeyecektir, belki arada bir ona dokunacak ya da onu koklayacaktır.

Bu, Yeni Enerjiye geçerken çok önemli bir noktadır: Herşey birçok yüze sahiptir. Biz burada bulunan herkesi, yalnızca yüzeyde görüneni değil, diğer herşeyi de gözlemeye başlaması için yüreklendiriyoruz. Kryon bunu şöyle ifade ediyor, “Herşey her zaman göründüğü gibi değildir.” Ki anlamı da şudur, algıladığınız gerçeklik dilimi, hiç de öykünün tamamı değildir. Tıpkı bu sandalyede oturduğunuzu varsaymanız gibi, ne zaman konuya gireceğimi merak ederek uyuklamanız gibi, burasının ne kadar sıcak olduğunu düşünmeniz gibi – ve bu arada bunu düşünen yalnızca Cauldre! Siz bile değilsiniz! (yoğun kahkahalar, Tobias kıkırdar) Siz yalnızca tek bir veçheyi algılıyorsunuz, ve belki de o veçhe, sizin ayrılmaz bir parçanız olan ama Siz’in tamamınız olmayan o Küçük İnsan veçhesidir.

Yeni Enerji varolmaya başladıkça, siz de onun parçalarını ve o parçaların tezahürünü o eski algılarınızla – gözlerle, kulaklarla, beyinle – algılayabileceksiniz, bilgileri, verileri almaya, hareket ettirmeye ve şeyleri yorumlamaya alışık olduğunuz biçimlerde. Ama özellikle Yeni Enerjide değişen şey, çok-yüzlü boyut olacaktır, özellikle de 18 Eylül tarihinden sonra bu gerçekliğe gelecek şeyler için.

O tarihten sonra doğacak çocuklar, o tarihten sonra büyüyecek yeni bir ağaç, o tarihten sonra bir bitkiyle yapılacak bir şey, Yeni Enerjinin unsurlarını taşımaya başlayacak. Ve çoğu insan onun Eski Enerji yüzünü ya da boyutsal niteliklerinden birini algılarken, siz Şambra olarak çok-boyutlu yüzleri görmeye başlayabilirsiniz. Sadece yüzeyin üzerinde olanın ötesini görmeye ve aşağısını taa yukardan, her türlü farklı taraftan ve yönden algılamaya başlayabilirsiniz.

Ve bunu, yalnızca bu seçimi yaparak ve herşeyin çok-yüzlü olduğuna kabul vererek gerçekleştirirsiniz. Herşey çok, birçok katmana ya da yüze sahiptir. Ve tüm bu farklı yüzler size tüm gerçekliğin doğasına ilişkin daha tam bir resim, ve özellikle de Siz’le ilgili, tüm yüzlerinizle ilgili çok daha iyi bir anlayış sunacaktır.

Herşeyin çok-yüzlü doğasını araştırdığınızda, örneğin yere, yer olarak bakmamak konusunda bilinçli olmanıza izin verin, anlıyor musunuz. O yerin, tabanın altında bir şeyler var. O tabanın yanında da bir şeyler var. Bu yer ya da taban üçüncü boyuttadır, ama aynı anda yaklaşık dokuzyüz başka boyutta da mevcut olmasaydı, burada da varolamazdı. Boyutlar, bu arada, lineer değildir. 1den 2ye 3e 4e 5e gitmezler. Boyutlar sürekli döner ve hareket eder ve değişirler. Birbiriyle kesişirler. Bazen birbirlerine benzeseler de, ayrılıp da kendi yollarına gitmeden önce farklı boyutlar haline gelirler.

Şeylerin çok-boyutlu doğasını çok, çok gözlemlemeye başladığınızda… biz burada herşeyi hafife almanızdan konuşmuyoruz, biz Yeni Enerji fiziğinden söz ediyoruz. Çok-boyutlu yüzleri farkında olma, öteye geçme seçimini yaptığınız zaman, son Şaud’umuzda sözünü ettiğimiz ve şimdilerde yuvaya gelen kendinizin veçhelerini görmeye başlayacaksınız. Artık kendinizi Küçük İnsan ihtiyaçlarına ve Küçük İnsan dramlarına sahip olan ve mutlu olmayı gereksinen bir Küçük İnsan olarak algılamayacaksınız – ki bu da, ıstırapsız hayatta kalmak anlamına gelir. (kahkahalar)

Gerçekte kim olduğunuzu görmeye başlayacaksınız ve bu, Yeni Enerjide, muhteşem bir çiçeğin açması gibi olacak, Kuthumi’nin diyeceği gibi, bazı şeylerle ilgili ne kadar aptalca davrandığınızı fark edeceksiniz, çünkü ilgiyi çeken, algıladığınız gerçekliği yaratma yeteneğine sahip olan tek faseta ya da yüz, Küçük İnsandı. Mücadele etmek zorunda kalmayacağınız yaratılarınızda, yaratılarınız yüzünden acı çekmenizin gerekmediği yerlerde, gerçekten ne kadar muhteşem olduğunuzu görmeye başlayacaksınız. Yaratılarınızın bu kadar yorucu ya da bezdirici olması gerekmiyor. Onlar çok yumuşak ve etkili bir biçimde gerçekleştirilebilir.

Ama kendi içinizde çok ilginç bir soruya da parmak basacaksınız, ve işte bu noktada Siz’in meclisinizi – Siz’in tamamını toplayıp biraraya getireceksiniz. Yalnızca Küçük İnsanı değil, o kötü bir meclistir. (bazı gülüşmeler) Tüm veçhelerinizi, ki bu, geçmiş yaşam veçhelerini de içerir. Bildiğiniz gibi, onlar muazzam bir bilgeliğe sahiptir. Onları geri getirip bakmanın zamanıdır: Sizin için şimdi önemli olan nedir?

Küçük İnsan, ihtiyaçlarınızı ve arzularınızı yönlendirdi, onu mutlu kılacak şeylerin listesini yaptınız, ama Küçük İnsanı mutlu eden şeylerin Ruhu mutlu kılmayabildiğini fark ettiniz mi? Bakın, sık sık Küçük İnsan, Küçük İnsan planları yapar ve Küçük İnsan hedefleri koyar ve bir Küçük İnsan gününün anbean nasıl olması gerektiğini belirler. Ve sonra da bunlar gerçekleşmez. Ve sonra Küçük İnsan bunalır ve nelerin yanlış gittiğini anlamaya çalışır.

Sonra, Küçük İnsan “Eh, ben sadece Küçük bir İnsanım. Oralarda bir yerlerde olup da benim bir parçam olmayan o Büyük Tanrı’ya dua edeceğim” söylemine geri döner. Küçük İnsan, Büyük Tanrı’yla pazarlığa başlar, ve bu bile iyi sonuçlar vermez. Ve sonra Küçük İnsan gerçekten depresyona girer. Bir ruhu olduğunu hissetmez, (çünkü) Ruh onu dinlemiyordur. Aslında o Büyük Tanrı’ya inanıp inanmadığını bile bilmez, ama oldukça korktuğu için az da olsa o Büyük Tanrı’ya inanması gerekir. Ama aslında büyük Tanrı, Küçük İnsanda düş kırıklığı yaratmıştır. Büyük Tanrı duymamıştır. Büyük Tanrı, Küçük İnsanı bugün kayırmamıştır. Belki Küçük İnsan yarın yeniden deneyecektir. Ama bir süre sonra Küçük İnsan bu oyundan bıkar. Küçük İnsan, Büyük Tanrı’nın ya da dinleyecek her türlü insanın – ana-babanın, arkadaşların, patronların, hükümetin, polislerin, askerlerin (kahkahalar) – dikkatini çekmek için, herhangi birinin dikkatini çekmek için elinden geleni ardına koymaz, çünkü Küçük İnsan kendini güvende hissetmiyordur. Küçük İnsan mutlu değildir.

Açıkçası, Küçük İnsanın Büyük Ruhu, Küçük İnsanın tüm manipülasyonlarından ve kontrollerinden gerçekten rahatsız oluyordur. Ama Büyük Tanrı zaten varolmadığına göre nasıl umurunda olabilir ki… Büyük Tanrı derken, şu anki geçerli Tanrı anlayışınızı kastediyoruz. Büyük Tanrı, Büyük Ruh’tur. O zaten oradadır, zaten sizin parçanızdır. Ama en fazla zamanı ve dikkati Küçük İnsan çekmiştir. Herşeyin, kendi fasetasına dikkat çekmesi için ayarlanmasını talep etmiştir, ama o yalnızca tek bir faseta, tek bir yüzdür. O, Siz değildir – bir parçanızdır – ama Siz değildir.

Yeni Enerjiye geçtikçe, Siz’in için önemli olana bakmaya başlayacaksınız, Küçük Siz için önemli olana değil. Küçük Siz’in, Olduğunuz Tüm’ün başını nasıl derde soktuğunu, ve nasıl stres yarattığını fark ettiğinizde, gerçekten rahatsız olacaksınız!

Cauldre şimdi anlamaya çalışıyor ve diyor ki, “Bu kötü bir George Carlin gösterisi gibi!” (yoğun kahkahalar, Tobias güler) Biliyorsunuz değil mi, biz de kanallık yaparız!

Yeni Enerjiye girerken farketmeye başlayın Şambra, herşeyin birçok yüzü vardır, buna Siz de dahilsiniz. Yuvaya, Şimdi ânına, bu güzel, çok güzel yeni bilinç zamanına gelmeye başlayan kendinizin diğer yüzlerine kendinizi açmaya başlayın. Ruh olan sizi, geçmiş yaşam olan sizi, spiritüel olan sizi, hiç spiritüel olmayan sizi gözlemeye başlayın. Bunların tümü Siz’in parçalarınızdır, ve siz bununla eğlenmeye ve oynamaya, ve yalnızca o Küçük İnsandan çok daha fazlası olduğunuzu fark etmeye başladığınızda, gerçekten ne kadar muhteşem olduğunuzu da fark edeceksiniz. Şu son sekiz yıldır sizi yalnızca birkaç saatliğine mutlu kılacak kelimelerle beslemediğimizi fark edeceksiniz. Biz Siz’in içinize, o cevhere, birçok yüzü, birçok veçhesi olan o pırlantaya bakıyorduk.

Özellikle de Yeni Enerjide içinizden şu soru çıkacak: Şimdi önemli olan ne? Bu arada o Küçük Siz, Yeni Enerjiye giren o Küçük Siz, iki şey yapıyor. Bir yandan isyan ediyor. Bundan hoşlanmıyor, çünkü bu, değişimi de içeriyor, ve Küçük Siz değişimden nefret ediyor, çünkü Küçük Siz, her türlü değişimin artık afacanın, (bazı gülüşmeler) o Eski Enerji tiranının bağıramayacağı anlamına geldiğini anlıyor.

O nedenle, değişime direnen Küçük Siz’dir, çünkü o tıpkı istediğini yaptırmak için tepinen küçük bir çocuk gibidir. Küçük Siz, gelmekte olan bu değişimden hiç hoşlanmıyor, ama siz, Yeni Enerji denen şeye açılmaya başladıkça, “Önemli olan nedir”e bakmaya başlayacaksınız. Ve şimdiden deneyimlediğiniz gibi, ilk olacak olan, artık hiçbir şeyin önemli görünmemesidir. Hiçbir şeyin. Siz tutkuyu kaybetmekten söz ediyorsunuz, oysa tutku aslında Küçük Siz’in arzularıydı. Tutku falan değildiler, sadece Küçük Siz, kendi küçük imparatorluğunu tutmaya çalışıyordu. Tutku, Küçük Siz’in tuttuğu mutluluklar listesiyle kısıtlandığında, gerçekten bilinçli olarak tutkulu olmak zordur.

“Peki ne yapmak istiyorum? Neyi seçiyorum?” sorusunun peşine düştüğünüz zaman, bunun bir süre boş göründüğünü fark edeceksiniz, ta ki siz, kim olduğunuzu, sahip olduğunuz potansiyelleri, Küçük Siz’i barındırmaya gerek kalmadığı gerçeğini… ya da Küçük Siz’in size söylediği herşeyi dinlemek zorunda olmadığınız gerçeğini farketmeye başlayana dek. Burada, Dünya’daki yaşamınızın öncelikli motivasyonu artık yiyecek, giyecek ve barınak değil. Bu motivasyon bazı çok, çok daha muhteşem bölgelere kayabilir.

Temel ihtiyaçlara ek olarak – yani yiyecek, giyecek ve barınak – onların unuttuğu bir şeyin de bilinç olduğunu biliyorsunuz. Bilinç. İnsanlar bunu bir hayatta kalma unsuru olarak görmüyor, oysa kesinlikle öyledir. Bilinç, nefes gibidir. Nefes almazsanız, nefes almayı durdurursanız, yaşamayı durdurursunuz. Bilinci durdurursanız – akışı, bilincin doğal akışını – bu, yaşamı durdurur. Bu, sizin doğal Siz enerjilerinin, insan formu içinde Dünya’da yaşamak dediğiniz o koridordan akmasını durdurur.

Ama konuya geri dönelim – herşey çok-yüzlüdür, siz dahil. Bunu fark ettiğinizde, şimdi bu Yeni Enerjide ne yapmanız gerektiğine baktığınızda, önemli olan şudur, ilk olarak neyin önemli olmadığını fark edeceksiniz. Son zamanlarda birçoğunuzun bundan geçtiğini biliyoruz. Yaşamınızdaki şeyler, tekrar tekrar, sürekli yineleyip durduğunuz kalıplar, siz onları tekrarlıyorsunuz.

Hiç farkına vardınız mı, kötü bir kalıbı tekrar ve tekrar ve tekrar yineleyip durmanız, onu ille de doğru kılmıyor. Eğer eski kalıbı tekrarlayıp duruyorsanız, bundan iyi bir şeyin çıkacağını nasıl düşünürsünüz? Tıpkı bir atlı karınca gibi. Sürekli dönüp duracaksınız. Atlı karıncadan inmek seçimini, o Küçük Siz bilincinin alemlerinden çıkmak, bir değişim gerçekleştirmek, yeni bir tutku hissetmek seçimini yaptığınız zaman, işte herşey o zaman hareket etmeye başlar.

Ve biliyoruz Şambra, siz bunu yapıyordunuz. Bu mesajın bir bölümü sizin için; bu mesajın bir bölümü, yeni bilinç yoluna koyulup da bu yola doğru gelecek ve buraya nasıl vardıklarına şaşacak herkes için Yeni Enerji kapısının eşiğinde olan sizler için. Ve bugünkü Şaud’un bir bölümü güzel ve basit bir mesaj ekiyor, o kişiler için, kendi Küçük İnsanlıkları içinde kaybolmuş olanlar için, ıstırap çekenler için, arayış içinde olanlar için, yaşamlarında yeni bir bilince doğru ilerlemek amacıyla bir ayağını bu arzuya atmış, ama öteki ayağıyla korku içinde – ilerleme korkusuyla Eski Enerjiye kazık çakmış insanlar için.

Böylece bugün siz, Şambra, onlara bu notu yazıyorsunuz. Onlar bu noktaya kadar geldiklerinde, ve burada tıkanıp kaldıklarında, ki çoğu tıkanır – birçoğunuz bunun nasıl bir şey olduğunu deneyimlediniz – bu not onlara şöyle diyecektir, “Herşey çok-yüzlüdür. Şu anda algıladığın, anda olanın tümü değildir. Çok daha fazlası var. Çok lineer biçimde korkularını görüyorsun ki, bunlar hiç göründükleri gibi değillerdir. Sen de Tanrı’sın. İstediğin herşeyi seçebilir ve yaratabilirsin. Biz senin Küçük İnsan olduğunu söylemedik. Biz senin Tanrı olduğunu söyledik. Sen, Sen’sin.”

Şambra Hizmet Merkezine Ziyaret

Böylece Şambra, şimdi grup olarak birlikte Şambra Hizmet Merkezine gidelim. Burada toplanmış olan herkes; dünyanın her yanından katılanlar; bunu sonradan okuyanlar; kendi spiritüel bilinç yoluna koyulanlar – bu noktaya gelenler – bize katılın. Belki beraber gelmeniz bir ya da iki yıl alacak. Belki buraya varmanız bir 50 yıl daha, beş yaşam daha alacak, ama bugün bizimle birlikte gelin. Biz gidip bazı yeni alemler keşfedeceğiz.

Şambra Hizmet Merkezi…. hayli çok-boyutlu bir yer ve özgün Şambralar tarafından yaratıldı. Onlar inşa etti. Onu enerjiden ve sevgiden ve gerçek tutkudan oluşturdular. Yeni Enerjiden önce, yaralandıklarında, incindiklerinde, yenilenmeye ve şifaya gereksinim duyduklarında, orada oturdular. Şimdi hepinizi bize katılmaya davet ettiğimiz ve Şambra Hizmet Merkezi denen bu yer, bu cesur öncüler tarafından yaratıldı.

Bazılarınız daha önce burada bulundu. Bazılarınız, bu inanılmaz çok-boyutlu alanın yaratılmasına yardımcı oldu. Ve belki bugün oraya yolculuk ederken fark ediyorsunuz ki…. bu arada, oraya bilinçli bir seçim yaparak ulaşırsınız. Derin bir nefes almak, bilinçli bir seçim yapmak, işte bu kadar kolay. Bunu zorlaştırmayın. Oraya ulaşmak için bir yön ve kurallar listesi yapmayın. Bunun belli bir günde ya da belirli bir diyet ya da oruçtan sonra yapılması gerekmiyor. Yalnızca bir seçim yaparsınız. Yeni Enerji bu denli basittir.

Böylece, hepimiz – geçmişten, şimdiki zamandan ve potansiyel gelecekten bize katılacaklarla – Şambra Hizmet Merkezi denen bu yerde biraraya geliyoruz. O, ne olmasını seçiyorsanız, odur. Büyük olabilir, küçük olabilir. Bir an için açık havada olabilir, ve bir sonraki an, en azından paylaştığımız bu zaman boyunca enerjinin içerde kalmasını sağlayan, şimdiye kadar gördüğünüz en güzel cam işçiliğiyle kuşatılmış olabilir. Su unsurlarına sahip olabilir, ve birçoğunuz için de ateşin dönüştürücü unsurlarına, Yerküre unsurlarına ve eter/hava unsurlarına sahip olabilir. Bunların hepsine sahip olabilir, seçtiğiniz her türlü şeye.

Şambra Hizmet Merkezi sihirlidir çünkü sizin yerinizdir. Aynı zamanda başka Şambra’ların da yeridir, ama burada kurallarımız yok. Kapı önünde ayakkabınızı çıkarmak zorunda değilsiniz. İçerde istiyorsanız sigara içebilirsiniz, kimseyi rahatsız etmez. Yiyebilir, içebilir, meditasyon yapabilirsiniz. Hatta istiyorsanız burada dua etmenize bile izin veririz! Burası, ne olmasını seçiyorsanız odur.

Ve bu Şambra Hizmet Merkezinin ilginç bir yanını fark edeceksiniz. Herhangi birinin alanına tecavüz edeceğim diye kaygılanmanız gerekmiyor. Burada, şimdi olduğumuz gibi, çok, birçoklarıyla birlikte olabilirsiniz, ve bu, özellikle de Yeni Enerjide, çevrenizdeki kimsenin yaratılarını ya da seçimlerini bozmaz. Bunun nasıl olduğu çok şaşırtıcı. Hiç Dünya’da yaşamaya benzemiyor. (Dünyada) sürekli herkesi farkında olmanız gerekiyor, alanlarına tecavüz ediyor musunuz ya da daha çok, onlar sizin alanınıza tecavüz ediyor mu diye. Komik horlama sesleri çıkartıyorlar mı, belli beden kokuları yayıyorlar mı ya da işte her türlü başka şey. (Dünyada) her türlü alana tecavüz sorunu mevcut, ama burada, Şambra Hizmet Merkezinde öyle değil.

Böylece, Şambra Hizmet Merkezinde bu güzel Şimdi ânında bir Şambra grubu olarak toplanıyoruz. Birlikte derin bir nefes almayı seçmeniz ve güvenli ve kutsal enerjileri hissetmeniz, bizim için çok uygun olurdu.

Burada, Şambra Hizmet Merkezinde, siz, siz olabilirsiniz. Küçük İnsanınızın, gereksindiği şeyleri zorla kabul ettirmesi gerekmiyor – yani, aç olabileceği gerçeği, tuvalete gitmesi gerektiği gerçeği, uykuya ya da daha fazla paraya ihtiyaç duyduğu gerçeği – ya da Küçük İnsandan sürekli gelen başka can sıkıcı şeyler. Burada, Hizmet Merkezinde, Siz’in tümünü olabilirsiniz. Güven içinde, kurallar olmadan, sen Sen olabilirsin. İşte bu yüzden bu yer bu kadar şaşırtıcı. Bu yüzden sahip olduğu o yenileme enerjilerine sahip. Bu yüzden Şambra Hizmet Merkezinde geçirilecek birkaç dakika birkaç yılınızı ya da birkaç yaşamınızı değiştirebilir.

Bugünün Konukları

Bugün Şambra Hizmet Merkezine konuklarımızı getiriyoruz şimdi. Bugünkü konuğumuz Lusifer’i buraya getirirken (izleyiciler mırıldanır) hepinizden ve her birinizden enerjileri hissetmenizi istiyoruz. Şimdi enerjiyi hissedin. “Lusifer” kelimesini söylediğimiz anda bile. Biz bunu, sizi sarsmak için yapmıyoruz. Bazı enerjilerden geçme zamanı geldiği için yapıyoruz.

Çoğunuzun ilk yıllarınızdan beri bildiği bu varlığın enerjisini hissedin. Lusifer; Şeytan; kötü adam; kovulmuş melek. İlginç. Kovulmuş melek. Hmm, birçoğunuzun bu Lusifer enerjisiyle özdeşleşip özdeşleşemeyeceğini merak ediyorum, çünkü bir noktada siz de kovulmuş bir melek gibi hissettiniz.

Lusifer’le ilgili çok mitler var. Adıyla başlayalım. “Lusifer” adı Latinceden türemiştir – ki Latincesini söylemeyeceğim – ve Latince terimin anlamı “ışığı taşıyan ya da getiren”dir. İncil’de Lusifer’den neredeyse hiç söz edilmemiştir. Akademik olanlarınız gidip de gerçekten sayacak olursanız, bu adın neredeyse hiç geçmediğini görürsünüz. Ama yine de Lusifer’in, Şeytanın, kötü adamın, hilekârın enerjisi şu anda insan bilincinde çok güçlü. Bu, iblisin sembolik bir betimlenmesidir.

Başmelekler Düzeni’ndeki ailelerden biri de Luceffa Düzeni’dir. “Işıktan, çok-boyutlu veçhelere indirilmiş” anlamına gelir. Başka bir deyişle, siz olarak şu anda Dünya’da yürüyen ışık, bilgelik. Ve bu, kötü ya da negatif ya da kovulmak anlamına getirildi. Birçoğunuz bu tuzağa düştü, böyle bir varlığın ortalıkta dolandığı ve sizin ruhunuzu, enerjinizi çalmaya çalıştığına inanmak tuzağına düştü. Ama özünde, Lusifer, Işığı Taşıyan ya da bunu Yeni Enerji biçiminde ifade edecek olursak, Bilincin Genişlemesi anlamına gelir. O, hepinizin ve her birinizin ayrılmaz bir parçasıydı ve korkacak hiç bir şey yoktur.

Burada ilginç bir şey eklemem gerekiyor. Ben, Tobias, çoğu zaman Saint Germain, Kuthumi ve Kuan Yin ile aynı fikirdeyim ve bu diziye gerçekten Lusifer Dizisi demek istedim. (kahkahalar) Bu sabah Cauldre ile oturdum… o da suçu Linda’ya atıyor elbette ve Linda’nın bunu hayatta kabul etmeyeceğini söylüyor, ama biz tabi ki kimin gerçekten kaygılandığını biliyoruz. Cauldre iyi ve ilginç insanca bir noktayı gündeme getirdi, ki biz bunu hiç düşünmemiştik, çünkü, eh, biz insanca noktalara pek önem vermeyiz! (yoğun kahkahalar, Tobias güler) Buna Lusifer Dizisi, Işığın Taşıyıcısı dizisi denmesinin kişisel olarak onlarla (Geoffrey ve Linda) ve Kırmızı Çemberle ilişkilendirilen fiziksel ve maddesel mülklere vs potansiyel olarak zarar verebileceğini (söyledi). Böylece bunu erteledik ve bu diziye (abartılı bir uysallıkla konuşarak) genel olarak “Kuantum Sıçraması Dizisi” diyeceğiz. (Linda “teşekkür ederim” der ve Tobias kıkırdar)

Ama burada önemli olan, bizim vurgulamak istediğimiz, gerçekten takılıp kalmış bazı insanları sarsmanın zamanı geldiğidir, ve bu da, bunu yapmanın bir yoludur! Bu insanlar bazı şeylerinde, korkularında ve şeytanlarında öylesine takılıp kalmışlar ki. Ve bu arada, şeytanlarına da bayılıyorlar. Kendi şeytanları onların tanrıları, çünkü onları yönetiyorlar. İnsanları yönetiyorlar. O nedenle, buna Lusifer Dizisi demenin ilginç bir – nasıl desek – dinamik yaratacağını düşündük, çünkü insanların durup fark etmelerini sağlayabilirdi. Bu yola girecek ve bu noktaya varacak kişiler, “Şimdi Kırmızı Çemberin Lusifer Dizine giriyorsun” diyen büyük bir levha gördüğünde, en azından sarsılarak trans halinden çıkarlardı. Bir an için durmalarına neden olurdu.

Peki ama – Işığın Taşıyıcısı, Bilinci Genişleten – ne anlama geliyor? Lusifer yok. En azından, bunu insanlar üzerinde bir kontrol aracı olarak kullanan kiliseler tarafından betimlendiği haliyle yok. Varolan tek Lusifer ya da Şeytan, kuruluşlar ya da kiliseler ya da buna inanmak isteyenler tarafından bilinçte yaratılmış olandır. Böylece evet, bu, tıpkı İsa enerjisi gibi bizim grup veçhesi dediğimiz şeyi yaratır. Bu arada, uzun, çok uzun zaman önce… İsa ya da Yeshua terimleriyle ilgili konuşmalar yapıldı… Lusifer ve Yeshua, birbiriyle yer değiştiren terimlerdi. Bir an için bunu hissedin. Ben iki kelime söyleyeceğim ve onların enerjisini hissedin:

Mesih.

Lusifer.

Aynı enerjidir. Işığın Taşıyıcısı. Yeni Bilinci Getiren.

Yine de buna Kuantum Sıçraması Dizisi diyoruz. Ama hepimiz biliyoruz ki, biz aslında şunu söylemeye çalışıyoruz, “İblislerinizden kurtulmak zamanıdır. Öyledir. Biz bu yüzden bugün Lusifer’in konuk olduğu Şambra Hizmet Merkezindeyiz. İblislerinizden kurtulmak zamanıdır.”

Bir dakika kadar bununla ilgili konuşalım. Lusifer dediğiniz bu enerji aslında mevcut değildir. O, bir grup bilincinin veçhesidir, bu tümüyle-güçlü kötü olan ve ruhlarını yok edecek, ama aslında varolmayan varlığa inanmayı seçen kişilerin veçhesidir. Böyle bir şey yok. Şeytan… Şeytan (Satan), “muhalif; karşı çıkan kimse” anlamına gelen İbranice bir kelimeden türemedir. Cehennemde ya da herhangi bir başka yerde yaşayan bir Şeytan yoktur, ama bunlar hep kabul ettiğiniz iblislerdir. Birçoğunuz onları salıverdi, ama hâlâ içinizde öyle ya da böyle iblislere sahipsiniz.

Bugün Şambra Hizmet Merkezinde şu iblislere bir bakalım. Onların ne yaptıklarına, neden orada olduklarına, neden onları beraberinizde taşıyıp durduğunuza bakalım.

İblisler

İblisler gerçekten de büyük bir çeşitlilik gösteriyor. Siz onlara kendi veçhelerinizde ya da kendi fasetalarınızda farklı adlar ya da farklı ilişkiler veriyorsunuz ama, onlar sizin iblislerinizdir. Biz sizden onlarla yüzleşmenizi isteyeceğiz, yani onları kabul etmenizi, bugün, ve onları neden iblis haline getirdiğinizi anlamanızı, onların size ait olduğunu anlamanızı isteyeceğiz.

İnsanların yapmaya yatkın olduğu şeylerden biri de kendi iblislerini reddetmektir. Onları başkalarına yamarlar. “Bu benim iblisim değil. Bu Lusifer, kovulmuş bir melek” derler. Lusifer’in kendi kulübü var. Lusifer, Şeytan, adına her ne demek isterseniz. Böylece iblislere adlar takarlar ve kendilerinin dışına atarlar, ama gerçek şu ki, o sizindir. Başka adların olduğunu da biliyorsunuz. Biz Lusifer ve Şaytan’dan konuşuyoruz ama (bu konuda) her türlü terminoloji var. Sonuç olarak onlar sizindir. Onlar sizin iblislerinizdir.

İblislerin size yamanmış bazı enkarne olmamış varlıklar olduğunu ve sizin enerjinizi tükettiklerini ifade eden “Ama bu cehennem denilen yerden geliyor” (gibi bir şey) söylediğiniz an; onun yabancı bir iblis olduğunu söylediğiniz an ve onu büyütüp kendinizden daha “varolan” bir hale getirdiğiniz an, iblis kontrolü ele alır. O sizin bir parçanızdır ama sizi kontrol eder. Hatta o Küçük İnsan veçhesinin ötesine bile geçer. O Küçük İnsan veçhesinin artık dikkat çekmesine izin vermez. Dikkati o çeker.

Şeytanlar, iblisler sizindir, ve biz size günün bu noktasında, Yeni Enerjinin bu kapı eşiğinde, onların sizin olduğunu kabul etmenizi isteyeceğiz. Başka hiç kimseye ait değiller.

Kendini size yamayan büyük bir ruh – negatif kötü bir ruh – yoktur. Artık sizin üzerinizde şeytani kontrollere sahip olan gruplar yok. Radyo ya da ışık frekanslarını manipüle ederek dışsal bir iblis olarak yaşamınızda yer alan ve size musluk suyu içiren (bazı gülüşmeler) bir hükümet yok. Her iblis size aittir. Artık sizi kontrol eden finansal bir sistem yok. Her türlü iblis sizindir.

Bakın, onu kendi dışınıza yerleştirdiğiniz an, ona inanılmaz miktarlarda güç veriyorsunuz. Oysa o hâlâ içinizdedir, ama siz onu dışarıya koydunuz, çünkü Küçük İnsan, dışarsının, içeriden daha büyük olduğuna, dışarsının daha güçlü olduğuna inanmak eğilimindedir. Her türlü iblis sizindir.

Yarattığınız başka iblislerin bazısına da bir bakalım. Ölüm şeytanı, işte bu iyi bir tane. Bu herhalde en yaygın ve korkutucu olanlardan biri, çünkü ölümle ilgili çok az bilgi var. Ölüm büyük bir kara delik, böylece iblis de çok korkutucu hale geliyor. Ölümden kaçmak için – ölüm iblisinden kaçmak için, yaşamınızın kaç yılını harcadınız? Ondan kaçınmaya çalışarak, ona oyun oynamaya çalışarak, ölümü temsil eden o suratında bir gülücük, elinde bir tırmıkla dolanan iskeletten saklanmaya çalışarak, fiziksel hastalıklara yakalanmamaya çalışarak, bir araba tarafından ezilmemeye çalışarak. Yaşamınızın kaç boşa harcanmış saatini ölüm iblisinden kaçınmak için harcadınız? O iblis sizindir. O, ötede olanla ilgili kendi korkunuzdur. O, hiç bir değişim istemeyen o Küçük İnsandır, sonsuza kadar sürekli devam etmek isteyen o Küçük İnsandır.

Bu, yaşamdan-daha-büyük ölüm iblisini siz yarattınız. Buna bir bakmak zamanıdır. O size aittir. Ölüm yoktur. Geçiş vardır ve evrim vardır, ama ölüm yoktur. O zaman korktuğunuz nedir? Ben sizin neden korktuğunuzu biliyorum. Ve bunu size söylemeden önce bir yudum su içeceğim… (Tobias/Cauldre bir yudum alırken gülüşmeler) … bu ölüm iblisini tam olarak neden yarattınız ve neden korkuyorsunuz: Çünkü yargılanmaktan (mahşer gününden) korkuyorsunuz. Öldüğünüzde Büyük Tanrı ve Büyük İsa (bazı gülüşmeler) tarafından yargılanacağınıza inandırıldınız, hatta kendiniz tarafından yargılanacağınıza da korkuyorsunuz. Ama öyle ya da böyle yargılanacaktınız. Böylece bu (inanç) bu ölüm iblisini yaratıyor ve o size aittir. Bunun ötesine geçmek zamanıdır.

Yoksunluk iblisleri yarattınız. Biz bundan daha önce söz ettik – bolluk yoksunluğu, ilişki yoksunluğu, herşeyden yoksunluk. Siz bunu, bu yoksunluk iblisini manipüle etmeye çalıştınız. Onu reddetmeye çalıştınız. Yoksunluk iblisinin yarım adım önünde olabilmek adına çok fazla çalıştınız. O bir canavar. Öyle olduğunu biliyorum.

Geceleri uykuya dalmaya çalışırken ondan korkuyorsunuz. Ödenmemiş bir fatura olarak karşınıza çıkıyor. Bir tahsildar olarak karşınıza çıkıyor. Herşeyinizi elinizden alacak büyük, kötü bir finans kuruluşu olarak karşınıza çıkıyor. Ve siz onu, bu yoksunluk iblisini kendi dışınıza koyuyorsunuz, ve size ait değilmiş gibi davranıyorsunuz, ve ona muazzam ve inanılmaz bir güç veriyorsunuz, ve o yaşamınızı kontrol etmeye başlıyor. Böylece Küçük Siz ile yoksunluk iblisi arasında sürekli bir savaşın, sürekli bir kovalamacanın başladığı noktaya geliyorsunuz. Bu şeytanla ne kadar zaman harcadınız?

Yalnızlık iblisleriniz var, yalnız kalmaktan korkuyorsunuz, bu iblisin üzerinizden geçeceğinden ve derin karanlık bir uçurumun dibinde kaybolup sonsuza dek kendinizle başbaşa kalacağınızdan korkuyorsunuz. Kulağa oldukça korkutucu geliyorsa da, o sizin kendi dışınıza yerleştirdiğiniz bir iblistir, çünkü kendinizle başbaşa kalmak size zor geliyor. Yalnızlık çekiyorsunuz. Yalnızlık çekmenizin nedeni dışardaki insanlar değil, kendi içinizde kendinizle olamamaktan kaynaklanıyor.

Küçük İnsan yalnızlık içinde etrafta dolanıyor, arkadaşlar edinmeye çalışıyor, onu sevecek birini bulmaya çalışıyor. Dışarıya çıkıyor, kendi dışına çıkıyor, ve sonra da başka insanlardan beslenmeye çalışıyor. Küçük İnsan ve Siz’in tümünüz yeniden birleşseydi, bu Şimdi ânında birlikte yuvaya dönecek olsaydı, Küçük İnsanın bu iblisi olmayacaktı.

Delilik iblisleriniz var – bir dolu delilik şeytanları – delireceğinizden korkuyorsunuz, ve size hemen şunu söyleyebilirim, öylesiniz (kahkahalar) çünkü delilik, zihninizin nasıl çalıştığıyla ilintilidir. Böylece bu iblis bir anlamda, zihnin karşıt parçası olarak, hatta zihnin bir uzantısı olarak yaratıldı. Ve siz, acaba deliriyor muyum diyor, kendinize deli olmadığınızı anlatmaya, bu iblisten kaçmaya sayısız saatler harcıyorsunuz. Ve aslında er ya da geç zihninizden çıkmak zorundasınız çünkü zihin, olduğunuz Tanrı’yı kavrayamaz. Zihin, olduğunuz muhteşemliği kavrayamaz. O nedenle evet, er ya da geç, bu kontrolü bırakmak, delirmenize izin vermek gerekecektir.

Delilik iblisi, sizden güveni uzaklaştıran iblistir. Sizi, Küçük İnsanı, kendinize olan güvenden ayırır. Delilik iblisi sizin kim olduğunuza güvenmemenize neden olur. Kendinizden kuşku duymanıza neden olur. Doğru kararlar, yanlış kararlar, iyi kararlar, kararsızlık hakkında kuşkuya düşmenize neden olur. Sizi, kendinize gerçekten güvenmekten alıkoyar.

Siz herşeyle ilgili şeytanlara sahipsiniz. Sizinle alay eden başka insanların şeytanları. Böylece bu şeytanı yaratıyor, kendi dışınıza yerleştiriyor, başka insanları güçlendiriyor ve alay edilmekten korktuğunuz için de aslında onun enerjilerini kullanıyorsunuz. Çünkü temelde Küçük İnsan kendi kimliğini, dışardaki varlıklar, başka insanlar kanalıyla kazanıyor. Bu yüzden de Küçük İnsan kendisiyle ilgili farkındalığı dış dünya kanalıyla – başka insanların tepkileri, başka insanlarla olan ilişkiler kanalıyla geliştirmeye çalışıyor. Böylece, bu alay edilme, gülünme, küçümsenme, eğlenilme iblisini yaratıyor. Bu bir iblistir, ama sizindir. Suçu kendi dışınızdaki herşeye atmaktan vazgeçin.

İblisler listesi uzar da uzar da uzar, ama onların hepsi size aittir. Sizin dışınızda olup da sizi gerçekten incitebilecek tek bir şey bile yok. Sizin dışınızda iblisler yok. Başka insanların kendi iblisleri var, ama onların iblisleri sizin iblislerinizi yutup yok etmeyecektir. İblisler sizindir.

İblislerle Yüzleşmek

Buna bir bakmanın zamanı geldi. Onların enerjisini hissetmenin zamanı geldi. Onları hemen şimdi içeri – oturduğumuz Şambra Hizmet merkezine davet etmenin zamanıdır. İblisleriniz nelerdir? Nelerden korkuyorsunuz? Fiziksel ıstıraptan mı korkuyorsunuz? Istırap iblisi. Siz acının, ıstırabın kendi dışınızdan geldiğini, başka biri tarafından size yamanabileceğini düşünüyorsunuz, o yüzden de ondan kaçıyorsunuz. Ama acı/ağrı/ıstıraptan kaçmak için ne kadar sayısız saati ve günü ve yılı harcadınız? Ve bu, bu arada, bir yanılsamadır. Acı/ağrı/ıstırabın kendisi bir yanılsamadır.

İblisleriniz nelerdir? Burada, bu güvenli alanda otururken, onları tıpkı Lusifer’i davet ettiğimiz gibi, içeri davet edebilir misiniz?

Komiktir ama, benim zamanımda bu negatif dışsal ruhun bir adı vardı: Beelzebub. Şimdi, iğrenç kötü bir ruh için bu ne kadar inandırıcı olabilir ki? Bub! (kahkahalar) Beelzebub. Ne ad ama. Değişmesi gerektiği açık, belki Lusifer daha iyi bir addır – Şeytan/Satan – ama en azından Beelzebub değil. Böylesine korkunç bir iblis olması gereken şeye bu kadar toy bir ad.

İblisleriniz nelerdir Şambra? Nedir onlar? Hemen şimdi saymaya başlayın. Hepsi orada, onları hissedebiliyorsunuz. Sağlık mı? Nedir korktuğunuz?

Birçoğunuz neredeyse tanımlanamaz olan bir iblise sahipsiniz, bir şeyin sizi tüketeceğini – dışsal bir şeyin – gelip de sizi çabucak yiyip bitireceğini (sanıyorsunuz). Kiliseler bunu, ruhunuzu sonsuza dek alacak bir varlık olarak Şeytan ya da Lusifer adıyla betimliyor.

Hiç bir ruh başka bir ruhu alamaz. Bu olamaz. Sadece olamaz. Evet, bir süreliğine böyle bir yanılsamayı yaratabilirsiniz ama sonuçta kimse sizin ruhunuza sonsuza dek sahip olamaz. Aslında kimse de bunu sonsuza dek istemez! (kahkahalar) Onca ruhla ne yapacaklar ki? Aptal bir ruh partisi mi verecekler? (yoğun kahkahalar, Tobias da güler)

İyi haber şu ki Şambra, biz burada, Hizmet Merkezinde oturabiliyor ve kötülük, şeytanlar, Lusifer, Satan hakkında konuşabiliyor – ve gülebiliyoruz. Ne kadar yol aldığımızı fark ediyor musunuz? Daha birkaç yıl öncesine kadar bu varlıklardan, bu iblislerden kaçarak yaşamınızı harcadığınızı fark ediyor musunuz? Ve biz şimdi burada oturabiliyor ve şöyle diyebiliyoruz, “Hey, bunlar benim şeytanlarım! Muhteşem varlıklarmış.”

Ama biliyor musunuz, bu büyük bir çirkin şişme bebeğin havasını boşaltmaya benziyor, ve şu anda yaptığımız da budur. Ruhunuza sonsuza dek el koyacak kadar devasa, öylesine korkutucu, öylesine korkunç görünen bu iblisler, büyük sıcak hava balonlarından başka bir şey değiller. Ve biz şu anda o havayı boşaltabiliriz. Ama bunu yapabilmek için onların size ait olduğunu kabul etmek önemlidir. Şu şeylere, şu komplolara, yabancı varlıklara bulaşırsanız… bana gelip de, size yapışmış kötü bir varlığın sizi heryere izlediğini, sizde geliştiğini söylemeye başlarsanız… kafamı sallamak ve şunu demek zorunda kalırım, “Ama o sadece sen. O yalnızca sen – sevmediğin bir yanın, büyük bir güç verdiğin bir yanın – ama o yalnızca sen.”

Şöyle demeye başlarsanız, “geçmişten gelen ve şimdi yaşantımı kontrol eden, yaratıcı ve başarılı olmamı imkansız kılan bir grubum olmalı”, ben de size, “ama o senin iblisin. O sensin” demek zorunda kalırım. Ha, bu herhalde geçmiş bir yaşamdan geliyordur, herhalde bir yerlerde yaşadığınız kötü bir deneyimden geliyordur – paranı kaybetmek ya da paranla aptalca bir şey yapmak, kumar oynayıp kaybetmek, gerçekten kötü bir şeye yatırmak gibi – ama o sizindir.

Bu tür bir gücü ve kontrolü dışsal bir varlığa, şimdi şeytan/iblis dediğimiz şeye, verdiğiniz an, onun kontrolüne girersiniz. Küçük İnsan hayatta kalma korkuları ve arzuları yüzünden o dışsal iblisin yaşamında gerçekleşmesine izin verdiği an, o da gerçekleşir. Sizi elde edecektir. Yaşamınızda tüm o dramatik komplolarla ilgili şeyler olacaktır.

Ama durduğunuz an, hemen şimdi Şambra Hizmet Merkezinde, benim tarafımdan ve Kuan Yin ve Şambra – ve Lusifer de – tarafından kuşatılmışken, bu şeytanların size ait olduğunu kabul ederseniz, en sonuncusuna kadar tümünün sizin üzerinizde herhangi bir kontrole sahip olan dışsal bir etkisi söz konusu değildir, buna ne kadar inanmak isteseniz de, dışsal bir etki yoktur. Küçük İnsanınızı kontrol etme algısı vardır ki, bu yalnızca bir algıdır.

İblisleri Kabul Etmek ve Özgür Bırakmak

Şimdi sizden bugün gerçekten büyük bir adım atmanızı isteyeceğim, tabi bunu seçerseniz – ve herşey elbette seçimler doğrultusundadır. O şeytanları kabul edin ve sonra da özgür bırakın. Bırakın gitsinler. Bırakın gitsinler. Onlar yalnızca inanılmaz karmaşık bir oyun oynayan ya da yaratılarınız olan Siz’in yüzlerinizdir, ve bu yaratılar öylesine büyük, öylesine karmaşık, ve öylesine gerçek hale gelmişler ki, ona inanıyorsunuz. Siz onun bir yüz olduğuna inanıyorsunuz, ama herşeyin çok- yüzlü olduğunu anımsayın. Bir an için o çok-fasetalı gerçeklik küresini çevirin. Yalnızca tek bir yüzüne bakmaktan vazgeçin, çevirin. Ona her açıdan bakın, anlıyor musunuz. İşte o zaman, Kryon’un “Şeyler her zaman göründüğü gibi değildir” demesini anlarsınız.

Şeytanlar/iblisler yoktur. Sizi yok edecek kötü komplolar yoktur, ta ki siz bunun olmasını isteyene kadar. O iblisler sizindir. Yeni Enerjiye adım atmadan önce, bunu kabul etmek önemlidir. Sadece birkaçını değil, sadece birçoğunu değil, tümünü. Her bir şeytan sizindir.

Şimdi, savunmaları duyabiliyorum. “Ama Tobias… ama Tobias…” Kim o konuşan? Küçük İnsan. Bu şeylere inanmak isteyen Küçük İnsan. Ve aslında şeytanlardan ve canavarlardan oluşan bu şeylerden büyük sevinç duyan ve tatmin olan Küçük İnsan. Biliyor musunuz, aslında tüm bu şeytan kavramı, Küçük İnsana güvenirlik sağlıyor. Küçük İnsanın yaşamını daha gerçek, daha keyif verici, daha dramatik kılıyor ve çokça enerji emiyor. Küçük İnsan enerji emiyor, “şeytanlar beni ele geçirecek.” Ve herkesin Küçük İnsana yardım etmesi gerekiyor. O, benliğinizin tüm diğer fasetalarını ve veçhelerini bu yanılgıya, tüm bu öyküye inandırmaya çalışıyor.

Öyküleriniz, evet birçoğu, onlar da iblisleriniz. Hepinizin öyküleri var. Kimseninki Saint Germain’in öyküleri kadar olamaz (kahkahalar) ama hepinizin öyküleri var. Geçmiş yaşam öyküleri, Dünya’dan öncesine ait öyküler, bu yaşamın öyküleri. Öyküler, deneyim temelinizin bir parçasıdır. Yalnızca sizin, o Küçük İnsanın öyküsü yok, fasetalarınızın ve veçhelerinizin her birinin de öyküleri var. Ama Küçük İnsan özellikle öyküleri alıp da – geçmiş deneyimleri – onları iblis haline getirmede çok, çok iyidir, o öykünün elden çıkmasına, kendi veçhesinin yönetimine o kadar izin verir ki, o Siz’i, bu yaşamdaki sizi ayaklar altına alır ya da bana göre aslında boğar. Böylece öyküleriniz sizi öylesine yönlendirmeye başlar ki, onlara şeytanlarınız da diyebilirsiniz. Öyküler Eski Enerjide o kadar büyüdü, o kadar elden çıktı, o kadar ayartıcı, o kadar takılıp kalmış hale geldi ki, o öyküyü sonuna kadar yaşamak zorunda olduğunuzu düşünüyorsunuz. O bir iblistir. Size aittir. Belki bunu da bırakmak zamanıdır.

Yeni Enerji kapısından girerken, bu tür şeylerin tümünü bırakmak zamanıdır. Bunu yaptıkça, biraz da kurbağayı öpmeye benzediğini göreceksiniz. (bazı gülüşmeler) Sonuçta o kadar da çirkin bir şey olmadığını göreceksiniz. Sizin ona verdiğinizden başka hiç bir güce ya da kontrole sahip olmadığını göreceksiniz. Her bir şeytanınızın, her bir öykünüzün, aslında içinde bir yeni enerji incisi barındırdığını, şeytanlarınızı benimseyerek olarla yüzleşmedikçe belki de bulamayacağınız bir kutsama ya da nimet barındırdığını göreceksiniz.

Geceleri rüyalarınızda kaçtığınız herşey, geceleri karanlıkta uyku tutturamadan yattığınız zamanki herşey; birinin sizi kovaladığı, izlediği korkusu; sahip olduğunuz şeytanlar; şimdi Siz’in için – o Küçük İnsan için değil, ama Siz, bu sandalyelerde oturan o Tanrısal İnsan için – derin bir nefes almak zamanıdır. Mecazi olarak, eğer bunu seçiyorsanız, o enerjinin kilidini açtığınızı imgeleyin. O, takılıp kalmış eski enerjidir. Anahtarı elinde tutan şeytan değildi, anahtar yol boyunca hep sizdeydi. Seçtiğiniz an onun kilidini açabilirdiniz. Ama bir parçanız, o Küçük İnsan, bu oyunda fazlasıyla eğleniyordu.

Bu eşikten geçip de Yeni Enerjiye girebilmek için, o oyunu bırakmak, şeytanlarınızın o eski ve takılı kalmış enerjisini bırakmak önemlidir. Şeytanların o sıkışıp kalmış enerjisini açtığınız zaman, öyküleri bıraktığınız zaman, daha büyük şeytanlar haline gelmezler, daha büyük öyküler haline gelmezler. Siz’e geri dönmeye başlarlar, bir anlamda artık sizi tüketmeyen ya da korkutmayan, kontrol etmeyen saf enerjinize, ve aslında size hizmet için burada bulunan saf enerjiye geri gelirler. Bu saf enerji size (o zaman) Yeni Enerji biçiminde hizmet edecektir.

Buna bu uzun Şaud’un başlarında da değindik, özellikle 18 Eylül (2007)den sonra doğacak, yaratılacak, imgelenecek ya da geliştirilecek şeylerin bir Yeni Enerji unsuruna ya da potansiyeline sahip olacağını söyledik. Bu, sizin yapacağınız herşeyi de içeriyor. Her bir düşünce, geceleri görülen her rüya, ellerinizle ya da sesinizle yarattığınız herşey, hatta zihninizde yarattığınız herşey, artık Yeni Enerji unsurlarına sahip olacak.

İblislerinizden kurtulduğunuzda, onları kabul ettiğinizde, onlarla yüzleştiğinizde ve sonra da salıverdiğinizde, onlara sahip çıkmış olursunuz. Eğer onları yarattığınızı anlarsanız, yok edebilirsiniz de. Ve bu, çok yaratıcı biçimlerde kullanılmak üzere muazzam miktarlarda enerjiyi serbest bırakır. Buna bugün başlayabilirsiniz, ama birkaç kısa haftada bunun nasıl iş gördüğünü gerçekten görmeye başlayacaksınız.

Ve böylece Şambra, bu Hizmet Merkezinde, birlikte derin bir nefes alalım. Nefesinizi bir an tutun ve o nefesi verirken öyle bir verin ki, sanki yarattığınız o şeytan balonlarındaki hava sönsün. Bırakın gitsinler. Enerjiyi bırakın gitsin. Şeytanlar yoktur, yalnızca Sen’in tümü vardır.

Ve şimdi kısa bir an için bu Hizmet Merkezinde birlikte oturalım.

(duraksama)

Siz, Şambra, bunun yaratılmasına yardımcı oldunuz. Bu yoldan çok, çok kişi geçecek. Onlar buraya Şambra Hizmet Merkezi demeyebilirler, ama onun güvenli bir alan olduğunu bilecekler. Çok güvenli bir alan. Kendileri olabilecekleri bir alan. Yeni bilincin bu çok uzun ve bazen de çok meydan okuyucu yolunda güvenli bir alan.

Derin bir nefes alalım…

(duraksama)

…. şeytanları salıverin…

(duraksama)

… ve hazır olduğunuzda, onlarla ve Lusifer’le vedalaşın.

Ve şimdi enerjimizi yeniden buraya, her nereden başladıysanız oraya odaklayalım. Sandalyelere, bu Şimdi ânına geri gelelim. Ve evet, Şambra Hizmet Merkezinin enerjisini beraberinizde hemen buraya getirebilirsiniz.

Kuantum Sıçraması Dizisinin ilk Şaud’unda, ve öyledir.

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Kırmızı Çember, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan küresel bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 50.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Kırmızı Çember her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Kırmızı Çember toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Kırmızı Çember bolluğunu, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışlarıyla sürdürür.
Kırmızı Çemberin en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.

Sorular ve Yanıtlar

Kuantum Sıçraması Dizisi:
ŞAUD 1: “Şeytanlar Sizindir”
Tobias’ın katılımıyla, Kanallık, Geoffrey Hoppe

Kırmızı Çembere sunulmuştur
4 Ağustos 2007
www.crimsoncircle.com – www.kirmizicember.org

Ve öyledir Şambra, bu sevinç dolu, hareketli ve akan toplantıya geri dönüyoruz. Bu noktada, bunun Eski Enerjideki soru ve yanıtlar için son fırsat olduğunu da belirtelim. (kahkahalar, Tobias kıkırdar)

Birçoğunuz bunu zaten sordu, birkaçınız da şimdi soruyor, “Eski Enerjinin azaldığı bu anlarda şimdi neler olacak?” Kişisel yaşamlarınızda, enerjinin değiştiğini, yönünün değiştiğini göreceksiniz. Bakın çoğu kez, yaşamınızda kalıplar vardır ve bu kalıpları değiştirmek ve dönüştürmek üzere fırsatlar çıkagelir. Ve bu kolayca, yumuşak bir biçimde gerçekleştirilebilir, bazen de ama zor ve engebelidir, ve çoğunuzun şu son sekiz yıldan bildiği gibi, bazı zamanlar çok, çok, çok zor olmuştu.

Ama kuantum değişiminden önceki şu birkaç haftada yaşamınızın birçok farklı düzeyinde çok değişimler olacak. Bazısını öyle hemen farketmeyeceksiniz. Çok farkedilir olmayacaklar. Bazısı da bilincin çok farklı düzeylerinde meydana gelecek. Bu, sizi Yeni Enerjiye girme seçiminize hazırlayan enerjilerin yeniden uyumlanması ya da yeniden değişip dönüşmesi olacak.

Önünüzdeki birkaç hafta boyunca kendinizi çok uzak, hiç eski benliğinize benzemeyen bir halde hissedeceğiniz zamanlar olacak, çünkü enerjiler, bir Yeni Enerji Siz’ine, daha bilinçli bir Siz’e yolu açmak için dönüşüyorlar.

O nedenle, paniklemek yerine, yanlış bir şey mi yaptınız diye kaygılanmak yerine, süreçle birlikte nefes alın ve gerçekten çok, çok büyük ve önemli bir değişime yardımcı olmanın bir parçası olduğunuzu anlayın. Her düzeyde değiştiğinizi anlayın – biyolojik, zihinsel, spiritüel. Bilinciniz değişiyor. Bunun zor olması gerekmiyor. Travmatik olması gerekmiyor. Bu zerafetle ve kolaylıkla gerçekleştirilebilir, özellikle de nefes yardımıyla.

Böylece, sorulara geçelim.

1.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): O güzel öğretilerini, özellikle de Seksüel Enerji Okulu’nu bizimle paylaştığın için teşekkürler. Soru şu: Ben iyi bir sağlığa ve güçlü bir bedene alışkınım, ama şu son birkaç yıldır öyle çok kan kaybediyorum ki, bedenim bu kayıpla baş edemiyor ve güncel şeylerimi yapmaya bile neredeyse hiç gücüm yok. Seksüel enerji virüsünü bildiğimden, ve seçimim bu yönde olduğu için bunun buradaki son yaşamım olduğunu da bildiğimden, bu yaşamın tadını çıkarmayı seçiyorum. Peki benim bir veçhem neden sadece hayatta kalmayı seçiyor? Lütfen benimle bu konuda görüşlerini paylaş.

TOBIAS: Gerçekten. Bunun bir bölümü, çok derin bir yenilenme ya da arınma işleminden kaynaklanıyor. Bazen bedenin kendi uyumlamalarından geçer ve bu, sanki yolunda gitmeyen bir şeyler varmış gibi görünür, ancak bedenin gerçekten nasıl arınacağını bilir. Senin durumunda beden, felaketle sonuçlanmak, bu yaşamı sonlandırmak zorunda kalmayacak yollardan çok derin ve eski geçmiş yaşam enerjilerini temizliyor. Bunu, uygun olmayan dengesiz enerjileri nasıl toplayacağını ve salıvereceğini bildiği biçimlerde gerçekleştiriyor.

Böylece senin bir parçan, neyi yanlış yaptığını ya da ilk elden ne yaptığını merak etmek yerine, aslında bedenini kutsuyor, işlemi ya da süreci kutsuyor. Elbette, burada da söylediğin gibi, yaşamı seçtiğin için. Yaşamı seçtiğin zaman, bu seçim bedendeki, zihindeki ve ruhdaki tüm dinamikleri değiştirir. Bu, sana hizmet etmeyen şeylerin dışarı akmasına ya da salıverilmesine izin verir, ve bu, yeniden-dengelenmiş bir biyoloji olarak sonuçlanacaktır.

Bu yalnızca bir seksüel enerji virüsüyle ilgili değil. Bu bir yığılmayla – bugünkü Şaud’umuza geri gidecek olursak – şeytanların birikmesiyle, korkuların yığılmasıyla ve karanlığın – sizin karanlık diyeceğiniz şeyin – ya da uygunsuz olup da şimdi salıverilmesi gereken enerjilerin birikmesiyle ilgili. Onun için, bedenine sövmek yerine, onu kutsa.

2.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Merhaba Tobias. Sana sormak üzere yazdığım bir soru vardı ama kaybettim, o nedenle sanırım onu şimdi salıvermem gerekiyor. Belki de 49uncu paralelin kuzeyinde doğduğum için, buralarda yaşayan insanlar kadar güçlü dinsel enerjilere maruz kalmadım, o nedenle, sorumu bağışla. Ama ben gerçekten “Lusifer Dizisi” adını sevdim. Gerçekten sevdim. Birincisi, onun içinde benim adım da saklı.

TOBIAS: Gerçekten de, Işık Dizisi.

2.ŞAMBRA: İkincisi, ileriye bakıp da önümüzdeki birkaç yıl içinde olacaklara baktığımızda, bu ad daha ağır basıyor. Üçüncüsü, bildiğin gibi, Şeytan yok. Böylece benim sorum aslında şu, Kırmızı Meclis kendinden ödün vermiş olmuyor mu? Ve eğer öyleyse, korktuğu nedir? (kahkahalar) Teşekkür ederim.

TOBIAS: Gerçekten de Işık Luc (soruyu soran kişiye atıfta bulunur), bize farketmiyor. Titreşimsel olarak ister Kuantum Sıçraması ister Lusifer Dizisi olarak bilinsin, enerji şimdiden diziye yerleşti. Ama bazı durumlarda bu kuruluşu yönlendirmeye yardımcı olan bazı Şambraların fikrine uymak zorundayız. Bazı kişilerin bu adın kullanılmasıyla ilgili fanatik hale gelebileceğini, buna çok karşı çıkabileceklerini anlıyoruz. Ve aslında onların yaptığı bunun dramından beslenmektir ve niyetimiz hiç de bu değildir. Niyetimiz, o eski iblislerin ve enerjilerin nimetlerini ya da ışığını göstermektir.

Ama özellikle Cauldre, Linda, Norma, Garret ve diğerleri gibi ortada görünen kişilere baktığımızda, bunun uygun olmayabileceğini anlıyoruz. Yineliyoruz, bizim açımızdan bir önemi yoktur. Bizde böyle işimize karışan fanatik dinci, bağnaz gruplar yok, ama işte sizler insan formu içindesiniz ve bu tür şeylerle uğraşmak zorunda kalıyorsunuz.

LİNDA: Teşekkür ederim.

2.ŞAMBRA: Kırmızı Meclis’in umurunda olduğunu zaten sanmıyordum ama, yine de sormak istedim. Teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz.

3.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Selam Tobias. Eril ve dişil veçhelerimi bütünleştirirken, çok güçlü bir dişil enerjimin olduğunu farkettim. Bu enkarnasyonda erkek olmayı seçmişim ve hemen bir önceki yaşamımda güçlü ve başarılı bir kadın olduğumu ve yaşantımı sevdiğimi de biliyorum. Ayrıca, gay ya da homoseksüel olmadığım halde, eril ve dişil yanlarını birleştirip bütünleştirmeye çalışan cinsiyet ötesi bir birey olduğumu da keşfettim. Ve bu yaşamımın geri kalan kısmını bir kadın olarak yaşamak isteyebileceğimi de hissediyorum. Bunda yanlış olan bir şey var mı? Ve her türlü yorumun ya da önerin çok takdir edilecektir. Teşekkür ederim.

TOBIAS: Gerçekten. Herşey, enerjideki dengeye bağlı. İster erkek ister kadın olsun, o biyolojik varlığın fiziksel niteliklerine odaklanmak için, senin cinsiyet değişikliği diyeceğin şeyden geçecek çok kişi olacak. Bu seçimi yapan birçok kişi, şaşkınlık olarak niteleyeceğimiz (bir ruh hali içinde) bu seçimi bazen korkuyla ve bazen de çok uygunsuz… ah, bir tür uygun olmayan arzulara kapılarak yapıyor. Ama böyle bir seçim gerçek bir denge yerine, dengesizliği temel alıyor.

Bazı kişiler de var ki, belki senin gibi, ve yalnızca sen o seçimi yapabilirsin, bu seçimi erille dişili gerçekten dengelemek arzusunu temel alarak yapıyorlar. Ancak sana hemen şunu söyleyebiliriz, bir cinsiyet değiştirme ameliyatı bu dengeyi ille de getirmeyebilir. Denge, biyolojine aldırmadan içinde meydana gelir. Eril bir biyolojinin içinde olabilir ve muazzam miktarlarda dişil enerjiler taşıyabilirsin. Sonuçta bu, biyolojik veçhelerle ilgili bir şey değildir. Bir erkek ya da kadın olmakla ilgili değildir, eril ve dişili yeniden bütünleştirmekle ilgilidir.

Bizim sana burada önereceğimiz şey, eril ve dişil yanlarının senin seçiminle yeniden bütünleşmesine ve bunun doğal yollardan olmasına izin vermendir. Onlar birbirlerine geri dönmek istiyorlar. Bunun olması için senin herhangi bir yerini kesmen ya da herhangi bir ek yaptırman gerekmiyor. Erille dişilin yeniden biraraya gelmesine nefesinle, seçiminle izin verebilirsin ve Sen’in tüm veçhelerini yeniden birleştirmesine yalnızca izin verebilirsin. Bunu yaptıktan sonra, işlemi zorlamak yerine ona izin verdiğine dair için çok rahat olduğunda, işte o zaman, herhangi bir fiziksel ameliyat ya da müdahale sorusunu yeniden ele alabilirsin. Ama şu anda, doğal bütünleşme işleminin senin için iş görmesine izin ver. Teşekkür ederiz.

3.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

4.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias. Eminim bunu biliyorsun. Bizim üç güzel oğlumuz var – Tyler, Kirby ve Jared – ve on gün önce en küçük oğlum, Jared, 15 yaşında bu alemi terk edip öte tarafta sizlerle olmayı seçti. O çok şefkatli, sevecen, büyük bir ruhtu, ve yaşam ile ölüm kavramlarını anlamama rağmen, onun enerjisinin ve özünün gitmesiyle gerçekten zor (günler yaşıyorum). Ve sürekli neden diye sorup duruyorum, oysa nedenini biliyorum. Gençken tipi olduğunda ve ben dansa gittiğimde, endişelenen anneme hep şöyle derdim, “Anacığım, eğer zamanım gelmişse, gelmiştir.” Ve oğlumun zamanının geldiğini biliyorum, bana sadece nerede ve nasıl olduğunu söyleyebilir misin.

TOBIAS: Elbette. Burada durman, özellikle de Jared daha fiziksel bedenini terk etmeden önceki günlerin, ve onun gidişinden beri geçen bu on günün meydan okumaları ve zorluklarından sonra gelip burada durman ve tüm Şambra’yla bu kadar açık ve böylesine sevgi dolu bir biçimde paylaşman, büyük cesaret işidir. Herşeyden de çok, bu Şimdi ânında Jared ile birlikte burada olmak cesaretine sahip olmak. Onun enerjisi, diğer herkes kadar burada mevcut. O, bu ânı bekliyordu.

Geçen bir buçuk haftanın derin duygularla, üzüntüyle, kayıp duygusuyla, kızgınlıkla dolu olduğunu, gerek senin gerekse eşinin, neleri nasıl farklı yapabilirdiniz diye sorguladığınızı biliyor. O nedenle, herşeyden önce, gerek bizim gerekse Jared’in, onurunuz ve cesaretiniz için size teşekkür etmek istediğimizi anla.

Belki de insani deneyimlerin en zoru, çocuğunu kaybetmektir. Çünkü öylesine sevgi hisleriyle, ana-babalık etme hisleriyle, ilgi ve şefkatle dolusundurki. Bir çocuğunu kaybetmek, bir eşi ya da partneri, ana-babayı ya da ailenin herhangi bir başka üyesini kaybetmekten çok daha zordur. Sen şu anda insan deneyimlerinin en zor, en travmatik ve meydan okuyucu olanından geçiyorsun. Zihnin ve spiritüel olarak öğrendiklerin, bunun uygun olduğunu, bir seçim olduğunu söylüyor. Ama yüreğin acıyor, yaşamının 15 yılı boyunca mevcudiyetini hissettiğin o varlığın mevcudiyetini özlüyor, hissetmek istiyor. Yüreğin, Jared’in iyi olduğunu bilmek istiyor, ve yapabileceğin herşeyi yaptığını ve doğru yaptığını bilmek istiyor.

Biz bu konuda bir dolu basmakalıp laf etmek istemiyoruz. Sana Jared’in iyi olduğunu söylemek istemiyoruz. O iyi. Aileniz için senin ve eşinin açtığı spiritüel yolun, oğlunun bu tarafa geçmesini çok, çok kolaylaştırdığını uzun uzun anlatıp durmak istemiyoruz, ama bu yol (onun geçişini) kolaylaştırdı. Bunun aslında çok bilinçli bir seçim olmasını sağladı, ki bilinçli bir seçimdi. Buraya kadar varan olaylar zincirini tekrar tekrar gözden geçirsen de, bu kazara olmadı. Hiç de kazara olmadı. Bu bir seçimdi. Belki seni, aileyi öfkelendiren ve neden bu şekilde oldu diye düşündüren bir seçimdi. Ama işte tümüyle şefkatli olmak sana bu noktada geri gelir.

Sen onlarca ve onlarca yaşamında spiritüelliği, dini, metafiziği inceledin. Ama şimdi, tüm durumların en zoruyla karşılaşman, sana farklı bir düzeyde meydan okuyor. Yalnızca zihninden ya da kitaplardan öğrendiklerinde değil de, belki de şimdiye kadar karşılaşacağın en zor şeylerden birinde meydan okuyor.

Bu sadece Jared’in öteye geçmesiyle ilgili değil, ki o iyi, bu şefkatle ilgili. Bu, onun seçimlerini çok onurlandırmakla ilgili. Yeni Enerjinin neredeyse burada olduğunu bilerek, geçmiş yaşamlardan bu yaşama getirdiği ve ele almak istediği birçok sorunun olduğunu bilerek yaptı bu seçimi, ve bu sorunları birçok farklı yollardan ele aldı. Ama, o sorunlarla yüzleştikten sonra – kendi içinde çözümü hissettikten sonra – Yeni Enerjide bir Yeni Enerji çocuğu olarak geri gelmenin daha kolay olacağını hissetti. Eski yüklerin, eski karmaların tümünden özgürleşmiş biri olarak temiz bir başlangıca sahip olacağını; hepinizi ve her birinizi yeniden göreceğini – her birinizle yeniden birlikte olacağını bilerek, senin aile kuşağına geri dönme seçimini yapabileceğini hissetti, ve bu seçimi şimdiden yaptı.

Bu her ikiniz için de – yani üçünüz için – muazzam bir meydan okuma. Bunun bir seçim olduğunu, bir yanlışlık olmadığını, Jared’in gitmeyi seçtiğini, önceden bunun işaretlerini verdiğini anlayacak şefkati şimdi besleyebilir misin? Bu işaretlerin hepsi oradaydı. Hepsi planlanmıştı. O, elinden geldiğince, ruhunun yapabildiği kadarıyla, gideceğini size bildirmeye çalıştı.

Böylece, bu kederin ortasında şu an sorulacak gerçek soru şudur; sen de şefkatli olabilir misin? Ben senden kederi salıvermeni istemiyorum; keder, tüm bu sürecin önemli bir parçasıdır, ama bu seçimin Jared tarafından ruh düzeyinde yapıldığını bilecek şefkate sahip olmak.

O şu anda her ikinizin de yanında duruyor. Enerjisi tümüyle mevcut. Bu Şambra grubunun önünde senin, onun yaşadığını, onun yaşayan bir ruh, yaşayan bir varlık olduğunu kabul etmeni istiyor. Belki bir insan bedeni içinde değil, belki onun sesini duymayacaksın, ama onun ruhunun çıkardığı sesi duyabilirsin. O, senin bu şefkatini ve bu kabulünü hissetmek istiyor. Bu şekilde, bu çok güzel örnekle yoluna devam edebilecek, ki şimdi bunu yapmak istiyor. Yapacak çok şeyi var. O nedenle, birlikte paylaştığımız bu değerli ânı, ona sarılmak ve bir öpücük vermek için kullanır mısınız.

4.ŞAMBRA’NIN EŞİ: Eh, uygun olacak tek şey, ona bir Jared sandviçi yapmak; biz bunu hep yaptık – onu aramıza aldık – ve birbirimizi birarada tuttuk. Ve tüm Şambra’ya sevgileri ve destekleri için teşekkür etmek isteriz. Bizi sarıp sarmaladılar ve yükselttiler. Ve bizi Yeni Enerjiye taşımak üzere Jared’in orada olacağını da biliyoruz.

TOBIAS: Ve o şu an hemen burada.

4.ŞAMBRA’NIN EŞİ: Seni seviyoruz oğluş.

TOBIAS: O şimdi çok, çok derinden sizinle bu (sevgi) enerjisini paylaşmak, iyi olduğunu size bildirmek istiyor. Ama planları var, birçoğumuz gibi geri gelme planları var.

4.ŞAMBRA: Teşekkür ederiz.

5.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Bana, Bayrak Teknolojisi Seminerinden sonra kanser teşhisi kondu. Seminer sırasında da, sonrasında da kendimi sağlıklı hissediyordum ve kendimi, senin kanser potansiyeline sahip olduğunu söylediğin gruptan saymadım. Ne sürpriz ama. Bunu ruhsal benliğim mi seçti? Şu anda çok kızgınım ve her türlü ruhsal seçimi bırakmaya hazırım. Bunu yapabilecek kadar görkemliyim ve yalnızca, hepinizin sınırlı dediği insan perspektifinden seçim yapabilirim, çünkü insan benliğim bunu seçtiği için, bedenimin geri kalanının sağlıklı olduğunu hissediyorum. Bir insan olarak kendimi gerçekten kısıtlı hissettiğim tek zaman, senin bana, benim kısıtlı olduğumu söylediğin zamanlar. Saint Germain o kristalden ruhsal benliğinin yardımıyla mı çıktı, yoksa bunu gerçekleştiren sadece insan benliğinin aydınlanması mıydı? Teşekkürler.

TOBIAS: Saint Germain, tam bir sinir olma ve öfke halinden sonra, kendisinin ve geri kalan şeylerin gerçekten sınırlı olmadığını bildirdiği mektupları Kırmızı Meclis’e yolladıktan sonra (kahkahalar) kristalden çıktı. Ama ciddiyim, Bayrak Teknolojisinden önce fiziksel bedeninde çok derin bir dengesizlik vardı ve o zaten iş başındaydı. Türlü farklı hastalıklar, türlü kanser çeşitlerinin tezahürleri olarak iş başındaydı. İyi haber şu ki, buna bir bakacak olursan, bu kanserin erken teşhis edildiğini ve birinci aşamada olduğunu görebilirsin. Oysa, bu enerjiden ve bedenini arındırma sürecinden geçmek için kendine izin vermeseydin, teşhis edilemeyecek ve senin için ölümcül hale gelebilecek noktaya kadar gidecekti.

O nedenle, sahip olduğun nimetleri saymak için bu ilginç bir zaman, ve bu nimetler senin adına iş görüyor. O eski dengesiz enerji yüzeye çıkıyor. Bunun bir son anlamına gelmesi gerekmiyor. Bunun, cezalandırıldığın ya da yanlış bir şey yaptığın anlamına gelmesi gerekmiyor. Herşey çok-yüzlüdür. Sen kanserine kötü bir şey diye bakıyorsun. Ben bu güzel fasetanın öbür yanına bakıyor ve diyorum ki, “Ama o yüzeye çıktı. Teşhis edildi ve artık şifalanabilir.”

O, bedeninin nasıl yapılacağını bildiği şeyi yapmasına – yani kendini şifalandırmasına – izin vermekle şifalandırılabilir. Ve eğer sen şimdi buna gereksinim duyuyorsan – ve kendini şifalandırma sorumluluğunu üstleniyorsan – bir doktora gidersen, ameliyat olursan, herhangi bir terapi görürsen, bunlar, senin kendin için gerçekleştirdiğin kişisel şifayı arttıracaktır.

Böylece biz hepinizi, herhangi bir rahatsızlığı olan herkesi, yaşamında ister fiziksel, ister parasal, duygusal ya da herhangi başka bir durumu olan her birinizi, yaşamınızdaki bu deneyimin öbür yüzlerine de lütfen bakmaya davet ediyoruz. Tıpkı parlak ve çok-, çok-, çok-fasetalı bir pırlantaya bakar gibi. Diğer yüzlerin bazısına da bakın. Belki de bu kanser, seni öldürmekten çok, kurtaracak bir şeydir. Teşekkür ederiz.

6.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Ben Ben’im, görkemli Kerri.

TOBIAS: Devam etmeden önce… hemen burada bir duralım. Güzel. Güzel.

6.ŞAMBRA: Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.

TOBIAS: Şimdi bunu hem söyleyebilir, hem de anlamını kastedebilir misin?

6.ŞAMBRA: (Yüksek sesle) Ben Ben’im, görkemli Kerri!!! Vaay!!!! (izleyiciler alkışlar)

TOBIAS: Canlandırıcı, değil mi.

6.ŞAMBRA: Teşekkür ederim, teşekkür ederim. Teşekkür ederim, teşekkür ederim. Eski Enerji sorularının sonu ışığında, iki tane dualite sorusu soracağım. Neyse, sana bir keresinde kızkardeşimin iyileşmesine enerjiyi hareket ettirerek yardımcı olmayı sormuştum ve sen de bir rapor istediğini söylemiştin.

TOBIAS: Evet.

6.ŞAMBRA: O, “F” (geçersiz not) aldı. “F” aldı ve hâlâ o incinmeyle/yarayla mücadele edip duruyor. Ve benim sana sorum enerjiyi hareket ettirmeyle ilgili; biliyorsun, birilerinin yanındayken ve içime bir his geldiğinde şöyle düşünebiliyorum, “Eh, yalnızca nefes alayım. Bir şey söylemem gerekmiyor, sadece nefes alıp enerjiyi hareket ettirebilirim.” Ve ben onlara bunu zorla vermiyorum ama onlar benim yalnızca çevrelerinde olmamdan bir şey alıyorlar mı? Yoksa…

TOBIAS: Onlar bir potansiyel alıyorlar. Sen onlara hiç bir şeyi zorla vermiyorsun. Sen onlara bir şey yaptırmıyorsun, ve bu da, Eski Enerji şifa biçimlerinin aldatmacalarından ya da yanlışlarından biridir. Sen yalnızca bir potansiyel sağlıyorsun. Onlar bu potansiyelden seçebilecekleri gibi, seçmeyebilirler de. Sanki sen bunu önlerine koyuyorsun. Ve şimdi onunla ne yapacakları, onlara kalmış bir şeydir. Verdiğin “F” notu, kendine verdiğin “F”, çünkü senin şifanın etkili olmadığını hissediyorsun. Ama sen potansiyelini sundun ve onu seçip seçmemek onlara kalmıştır.

Hatta bir insanın “Ben iyileşmeyi/şifalanmayı seçiyorum. Daha iyi olmayı seçiyorum” dediği zamanlar – aslında çok zamanlar – var. Ama bunu söylemesine rağmen, o Küçük İnsan, bir nedenden ötürü bunu yine de gerçekleştirmeyi seçmez. O kelimeleri söylerler çünkü o rahatsızlığı ya da ağrıyı istemezler, ama bir parçaları yine de gerçek şifanın meydana gelmesine izin vermeyebilir. Şifalanabileceklerine inanmayabilirler. Yazgı Tohumlarıyla doldurdukları ve hâlâ katlandıkları ya da uydukları bir eski kontrat oluşturmuş olabilirler. Biz uzun süre önce Yazgı Tohumlarından söz ettik. Bunları istediğin an salıverebilirsin. Ama şifalanmak isteyip istememek, sonuçta kişiye kalmış bir şeydir.

6.ŞAMBRA: İkinci soru: Ve sen sonra dedin ki, “Gözünü aç, sana doğru gelen bir iş fırsatı var. Onu kaçırma.”

TOBIAS: Evet.

6.ŞAMBRA: Onu kaçırdım.

TOBIAS: Kaçırdın.

6.ŞAMBRA: Neydi peki? (yoğun kahkahalar, Tobias da güler)

TOBIAS: Gerçekler bilinsin, aslında birkaç tane vardı.

6.ŞAMBRA: Hay Allah! Hepsini mi kaçırdım? Bunu nasıl yapabildim?

LİNDA: Bu ikinci sorundu! (gülüşmeler)

6.ŞAMBRA: Üç oldu gibi.

TOBIAS: Pekâla, burada birkaç şey var. Fırsatlar geldi. Biz şimdi fazla ayrıntılara girmek istemiyoruz ama Cauldre ve sen sonra konuşursanız, o sana daha fazlasını açıklar. Sen o ara başka şeylerle çok meşguldün.

6.ŞAMBRA: Ne zaman başka şeylerle çok meşgul değilim ki!?

TOBIAS: Sürecin bir bölümü de, farkında olmak için kendine izin vermendir. Enerjiler gitmedi, yalnızca bir süreliğine yörüngene çıktılar (kahkahalar) ve yeniden geri gelmek eğilimindeler. Yani kaybolmadılar, ama bir dahaki sefere geri geldiklerinde daha farkında olmak, senin yükümlülüğün. Onlar konukseverlik işiyle ilgili, ve bu fırsatlar yollarını sana bulacaklar.

6.ŞAMBRA: Peki. Teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz.

LİNDA: Teşekkürler. Son soru.

TOBIAS: Hayır, üç, dört tane daha.

LİNDA: Gelip bizi buradan atacaklar!

TOBIAS: Seni zaten atacaklar! (Tobias kıkırdar, izleyiciler güler) Lusifer Dizisi! Ne sanıyordun!! (yoğun kahkahalar)

7.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba. Bugün olan şeylerle kıyaslandığında, bana meydan okuyan şeyler oldukça önemsiz kalıyor. Burada, Denver’de olmaya bayılıyorum. İkinci kez burada yaşadık ama çaba gerektirdi. Küçük insanlarımız Denver’de kalabilmek için çabalayıp duruyor. Şeyler bizi çekmeye ve Chicago’ya doğru akmaya başladı ve ben düşündüm ki…

TOBIAS: Ve sorunların seninle birlikte Chicago’ya geri gidecek mi?

7.ŞAMBRA: Bilmiyorum. Hayır, sahip olduğum sorunlar…

TOBIAS: Bavuluna atlayacaklar mı?

7.ŞAMBRA: Evet. Ama sanıyorum, bunlar bugün duyduklarımdan sonra, ortalıkta dolanan ve her bir gün kimin kazanacağına dair kavga eden şeytanlarım.

TOBIAS: Sorunu böldüğümüz için kusura bakma ama ilginç bir durumun var. Evet, bunun, şeytanlarından kaynaklandığını söyleyebilirsin. Bunlar öyle durumlar ki, gerçekten gitmek istediğin yerlere gitmekten seni alıkoysunlar diye, kendi yoluna yine senin yerleştirdiğin durumlar. Bu, kendine meydan okumanın biraz garip bir yolu ve aslında artık sana hizmet de etmiyor. Ve seninle kocan arasında çelişen bir dinamik var. İkiniz de aynı lafları etmeye yatkınsınız ama çok farklı yollarda yürüyorsunuz. Ve sanki enerjiler sürekli karşı karşıya geliyor, birbirinizle tartışmasanız da sürekli enerji farklılıkları var ki, bu, ikinizin de tamamlanmamasına ya da ihtiyaçlarınızın karşılanmamasına yol açıyor. İkiniz de hiç bir yere varamıyorsunuz. O nedenle, ister burada, ister Chicago’da, Los Angeles’te, ya da herhangi bir başka yerde ol, yine de o özdeki temel değerler farklılığına sahip olacaksınız.

Bunu halletmenin birkaç yolu var. Birbirinizden ayrılın. Bu biri. Ve biz izleyicilerden gelen aa’ları ve oo’ları duyabiliyoruz ama, bazen bunu yapmak gerekir, enerjisel olarak o diğer insandan uzun bir süre – yalnızca bir ya da iki gün değil – uzaklaşmak gerekir. Bir diğer şey de, gerçekten önemli olanı derinden derine araştırmaktır. Şimdi sen araştırdın, ama yüzeyde önemli olanı araştırdın. Küçük insan arzularının neler olduğunu araştırdın. Ama o büyük arzulara gir ve orada bir dolu engelin olduğunu göreceksin.

Ama ben bu reçeteye bir şey daha ekleyeceğim, ikiniz arasındaki tartışmalara/konuşmalara yardımcı olacak birini – bir Yeni Enerji kişisi – bul, çünkü bazen… sizin birbirinizle öyle bir geçmişiniz var ki, eski biçimlerden/yollardan çıkmak zor olacaktır. Bir Yeni Enerji moderatörü/dengeleyicisi gerçekten bu sorunlardan bazısını irdelemenize yardım edecektir. Görüyor musun, nereye gidersen git, aynı koşullar ve engeller seti karşına çıkıyor. O nedenle, bavullarını toplayıp gitmeden önce, bunlarla yüzleş.

Ve sorunun geri kalanı neydi? (Tobias kıkırdar)

7.ŞAMBRA: Yükseliş öğretmenliği eğitimine başlamakla ve onu burada yapacağımı düşünmemle, ama öte yandan buna Chicago’da ihtiyaç duyulduğunu ve yer de olduğunu, ve orada başlayabileceğimi hissetmemle ilgiliydi, ama bir önemi kaldı mı ki? Hadi bakalım, buyrun buradan yakın.

TOBIAS: Teşekkür ederim.

Ve bir şeyi daha belirtmem gerekiyor. Yanlış telaffuz edilen bir şey var dı ki, bu konuda belki ben, Cauldre’dan daha hassasım, ama…

LİNDA: Beelzebub mı?

TOBIAS: (güler) Cauldre, Be-elzebub kelimesine kanallık edip onu telaffuz etmede gerçekten zorlandı. (Şaud sırasında Be-lee-zebub olarak telaffuz edildi.) Yani bunların tümünü yazıya dökenlerin kafasını çok da karıştırmak istemiyoruz. Be-elzebub.

LİNDA: Ben bunu merak etmiştim. Evet, etmiştim.

TOBIAS: Arada bir disleksisi olan bir kanalımız oluyor!! (kahkahalar)

8.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Tobias ve dostlar, böcekler/haşereler kim? Dünya’da hangi amaca hizmet ediyorlar ve bir kenenin herhangi bir yararı var mı? (kahkahalar)

LİNDA: (Gülmeme) engel olamadım.

TOBIAS: Dünya’daki her varlık, her böcek – kene dahil – herşey, Gaia’nın çalışmalarının bir parçasıdır ve hepsi birbiriyle ilişkilidir. Belki farketmişsindir, Dünya’nın bu yaratanlarının birçoğu, yenilenme işleminin sürekliliği ile bağlantılıdır. Bir şey eskiyip de yıprandığında, ya da köhnediğinde, böcekler gelir, ondan beslenir, enerjisini yeniler ki yeniden doğabilsin. Bunların hepsi, hepiniz için “Fazla takılıp kalmayın ya da fazla eskimeyin!” demenin bir yoludur. (bazı gülüşmeler)

LİNDA: Güzel.

9.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selam Tobias. Bugün bazı şeytani balonları patlatmama izin verdiğin için teşekkür ederim. Sana San Diego’da bir soru sormuştum ve ilk şoktan sonra yanıtlar zamanla yok oldu, çoğunu hatırlamıyorum. Benimle lütfen bu konudaki görüşlerini biraz daha paylaşır mısın, çünkü başka insanlar da buna bağlı?

TOBIAS: Soru.

LİNDA: Soru neydi?

9.ŞAMBRA: Benim sorum, çukulata işimle ilgiliydi. Şunu sormuştum… çukulata yapmaya bayılıyorum ve dünyanın en iyi çukulatasını yapmak istiyorum – ve sanıyorum yapıyorum da. Ama meteliksizim. Hiç para kazanmıyorum. Bu konuda katkını rica etmiştim. Teşekkür ederim.

TOBIAS: Gerçekten. Burada yine, çelişkili türden diyeceğimiz arzuların olduğu bir durumla karşı karşıyayız, ya da, enerjinin içine gerçekten girecek olursan, bir tür başarısızlık korkusu var. Bu tür bir tutkuyu her hissettiğinde, gerçekten de yapmak istediğin bir şey oluyor ve engellerin var, bu engellerin neden orada olduğuna bir bak. Onlar kaldırılamaz değil. Başka bir deyişle, çözümlenebilirler, ama orada gerçek bir başarıya ulaşmakla ilgili bir sorun mu var – çukulatacı olarak başarılı olmaya ilişkin?

Biz seninle daha önce de konuştuk ve bunun belki de senin için şimdilerde en iyi yol olmadığından söz ettik. Çukulata tutkun olmasına rağmen, yaşamında ele alınması gereken başka şeyler vardı. Oluşturduğun bir engel var. Yaşamındaki bazı meselelerle yüzleşmedikçe, bu tutkunun tamamlanmasına izin vermeyecek bir şey var. Meselelerin ne olduğunu biliyorsun, onların etrafından dolandın. Onlara baktın ve “Evet ama, çukulata yaparsam bunların hepsi gidecek ve ben mutlu olacağım” dedin. O nedenle de bir düzeyde bu para engelini oluşturuyorsun.

Geri git ve yaşamının bu çok, çok temel meselelerin bazısına bir göz at, bunlar küçüklüğünden beri sahip olduğun, seni taciz eden ya da aklından hiç çıkmayan iblisler. Sen iblisleri çukulatanla – nasıl desek – tatlandıramazsın. Tatlı yapıyormuş gibi davranarak onları aldatamazsın. Çukulatayla enerjiyi bütünleştirmede kesinlikle çok yeteneklisin, ama bir an için dur. Meselelerine karşı direnmekten vazgeç. Geri gel. Kendinle biraz zaman geçir. İki tane temel sorunun var, ve sen bunları biliyorsun. Bilmiyormuş gibi davranamazsın. Öncelikle bunları ele al. Çukulata, tutku, para, bunların hepsi başlarının çaresine bakacaklardır.

Bu, hepinizin yaşamı için güzel bir örnek. Belli tutkularınız ya da arzularınız var, ama sanki çözüm bir türlü gelmiyor. Bir an için kısa duvarınızın arkasında durun. İblisler nelerdir? Onu gerçekleştirmekten sizi alıkoyan sorunlar nelerdir? Sorunun o bir dolu fasetalarına bakın. Sadece o an önünüzde durana bakmayın, tüm sorunlara ve yüzlere bakın. Altta yatan daha derin şeylerle yüzleşin, ve o zaman, çukulata dükkanınız için para ya da internet üzerinden iş gibi şeylerin, kendi başlarının çaresine baktıklarını göreceksiniz. Teşekkür ederiz.

9.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

10.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Benim acil bir sorum var. Ben, ruhumun bana rehberlik ettiği bir kadınım ve Colorado’da yaşıyorum. Yalnızca bir yıldan biraz fazla bir zamandır burada olmama rağmen, Tanrı’nın beni, başkalarına yardım amacını gerçekleştireceğim bir yaşam sürdürmem için buraya gönderdiğinden çok emindim. Sosyal işlerde çalıştım ve başkaları için çok şey yaptım. O dönemde kutsal bir adamın müridiydim ve üçüncü göz çakram bir süreliğine açıldı. Sonra karanlık bir dönemden geçtim ve şimdi ışığa geri dönüyorum.

Beni Georgetown, Colorado yakınlarındaki evine alan eski ama sorunlu bir arkadaşımla yaşıyorum. Artık orada yaşayamam ve gidecek yerim yok. Yaptığım herşeyde çok çalışırım ve iki üniversite bitirdim ve evde çok iyi bir aşçıyım ama şu ara ne arabam, ne de ehliyetim var. Yaşamak için bir yer gereksiniyorum ve kim olursa olsun, biri beni evine alacak olursa, bundan çok memnun kalacaklar. Bunu biliyorum. Bana bir şey söyleyebilir misin, bir öneride bulunabilir misin? Bu kulağa kaçık birinin lafları gibi gelse de, ben çok ciddiyim. Grubunuzda benim iyiliğimi ve sevgi ve saf niyet titreşimimi algılayıp da bana bir süre için yaşayacak bir yer ve iş verebilecek biri, ya da tanıdığınız herhangi biri var mı – bir başka ışık işçisi için bir güven sıçraması yapın.

Çocukluğumdan bu yana metafiziği araştırdım ve yaşadım ama birkaç yıl önce çok kötü bir evlilikte ve başka sorunlarda kayboldum, ama şimdi yeniden başlıyorum. Hayatımın büyük bir bölümünde çok insana, gerek kişisel olarak gerekse profesyonelce yardım ettiğim zamanlar oldu, ve şimdi benim yardıma ihtiyacım var. (Tobias geri planda ıslık çalmaya başlar) Yanıtını bekliyorum.

LİNDA: Daha fazla soru almak isteyen sendin!… sevgi ve ışıkla.

TOBIAS: Şişirilmiş bir spiritüel ego. Burada söyleyebileceğim tek şey bu. Sen çok ilginç bir dinamiğe sahipsin, fazla alışılmadık değil, ama biz bu konuda seninle çok dürüst olacağız. Senin Küçük İnsan benliğin, sınırlı insan benliğin, gelip şu spiritüellik anlayışının tümünü ele geçirmiş. Ne kadar spiritüel olduğuna ilişkin, tüm o iyi şeyleri nasıl yaptığına ilişkin kendini şişirip durmuşsun. Küçük İnsanı bastırmak ya da susturmak adına insanlığının spiritüelliği ele geçirmesine, onu çarpıtmasına ve eğip bükmesine izin vermişsin.

Küçük İnsan şimdi bu şeyle şahlanmış, sana bir yere gitmeni Tanrı’nın söylediğini iddia ediyor. Senin nerede yaşadığın Tanrı’nın umurunda değildir! Bu herhangi bir yer olabilir! (bazı gülüşmeler) Sen Tanrı’sın. Seçimleri sen yapar, kararları sen verirsin. Başkalarına yaptığın o iyiliklerden söz edip duruyorsun. Bu, dikkat çekmek için bağırıp çağıran senin Küçük İnsanın. Sahip olduğun yeteneklerden ve becerilerden ve diplomalardan söz ettin. Bu, bunun aslında ne kadar iyi olduğunu bağırip duran senin Küçük İnsanın, sınırlı insanın.

Sen, egosuyla etrafta dolaşan Küçük İnsanın şu şişirilmiş spiritüel egosuna sahipsin ve bu, başına büyük dertler açıyor. Kendini bir köşeye çektin, Tanrı’ya şükür, (kahkahalar) çünkü en azından Ruh düzeyin ya da senin Tüm düzeyin diyeceğin şey – yani veçhelerinin tümü – sahip olduğun bu çılgın küçük spiritüel benliğin, Sen’in tümüne büyük zarar ve acı vereceğini anlıyor. Dikkatlerin tümü sana odaklanmış halde, ama senin yalnızca küçük bir veçhene, tümüne değil.

Böylece, gerçekten de bir durum yaratmışsın. Dibe vurmuşsun, gidecek yerin yok, yaşayacak yerin yok, seni içeri almak isteyen kimse yok. Bunların hepsi ne söylüyor? Şunu söylüyor, “Hayır!” Bu, senin o şımarık, spiritüel, sınırlı insan çocuğuna hayır diyor. Bir parçan diyor ki, “Biz buna daha fazla hoşgörü göstermeyeceğiz.” Senin kendinle yüzleşmen gerek. İçine dön ve kendine bir bak.

Derecelerini bir kenara koy. O kutsal adamdan aldığın eğitimi bir kenara koy. O, o kadar da kutsal değil, sana onunla ilgili ne öyküler anlatabilirim! (yoğun kahkahalar) Onun SES’e (çvr: Tobias’ın Seksüel Enerji Okulu’na) gitmesi gerekiyor, o kesin! (yoğun kahkahalar) Başkaları için yaptığın tüm o iyi eylemleri bir kenara koy, bu iyi işleri yaparken onlardan besleniyordun. O spiritüel yüceliğini bir kenara koy, çünkü o artık sana hizmet etmiyor. Herşeyi salıver gitsin, çünkü (sen bunu yapmazsan) zaten yapmaya zorlanacaksın. Bunlar birkaç haftaya kadar sende patlayacak, ve salıvermek yerine infilâk edecek. Ve biz seninle tümüyle farklı bir konuşma yapıyor olacağız ve sen, az önceki soru gibi bir mektup yazacak, neden kimsenin seni hiç dinlemediğini, Kırmızı Meclis’in neden gelip de sana o muhteşemlik armağanlarını bahşetmediğini soracaksın.

Senin spiritüel gerçekliğin, Küçük İnsan benliğin tarafından boğulmuş ve çarpıtılmış ve manipüle edilmiş halde. Senin ciddi bir profesyonel, spiritüel Yeni Enerji yardımına ihtiyacın var. Buna ulaşabilirsin ama kesinlikle… bu noktada yaklaşık iki haftan var. O nedenle, bu uzun soruları yazmak yerine, telefonu eline almanı ve gereksindiğin yardımı bulmanı öneririz. Teşekkür ederiz.

LİNDA: Eh, tam formundaymışsın! Hmmm. Son soru mu sevgili beyefendi?

TOBIAS: Son soru.

LİNDA: Teşekkür ederim.

11.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selam Tobias. Benim torunlarım, kargaşa içinde, şiddet dolu ve çok mutsuz bir evde yaşıyorlar. Açıklık ve şefkate nasıl sahip olabilirim? Durumu pozitif bir biçimde nasıl etkileyebilirim? Ve bir yararım olamayacaksa oradan nasıl çıkar giderim?

TOBIAS: Gerçekten. Zor durumlar… ailevi durumlar herşeyin en zoru, en zoru olabilir. Burada senin için – böyle bir durumla karşılaşan hepiniz için – en önemli şey, önce kendini dengelemektir. İlk tepkin, torunlarına yardım etmeye çalışmak, huzur ve denge sağlamaya çalışmak, – nasıl desek – enerjisel arabuluculuk etmeye çalışmak oluyor, ama bildiğin gibi, bunu yapmak enerjini tam anlamıyla emip kurutuyor. Şu anda herşeyden çok, kendini dengelemen önemli. Bu ne anlama geliyorsa – yapmak isteyip de yapamadığın şeyleri yapmak, biraz uzaklaşmak, kendin için birşeyler yapmak, ve şimdiye kadar kendin için yaptıklarından fazlasını yapmak.

Kendi dengende olduğunu hissettiğinde, enerjin yeniden toparlandığında, o noktada, kötü ün yapmış olan o kısa duvarın arkasında dur. Aile içindeki dinamiklere bir bak, torunlarına, ailede bulunan, hatta geniş ailedeki herkese bir bak. Ruh düzeyinde yapılmış olan ve yeniden geri gelmeyi, birlikte olmayı içeren seçimlere bir bak. Hatta bizim kontrat ya da birlikte olma anlaşmaları dediğimiz şeye bir bak. Kendin için böyle bir şeyi seçmemiş olabileceğini, ama onların seçtiğini anla.

Onların seçimlerini bir kez hissettinmi, aslında hiç birinin kapana kısılmış olmadığını, bunun içinde hapsolmadığını, deyim yerindeyse, bunun onların seçimi olduğunu bir kez hissettinmi, bu şefkat ve anlayış düzeyine geldiğinde, bu anlayışın kendisi dinamiklerin birçoğunu değiştirmeye başlayacaktır. Enerjide bir değişimin doğal olarak meydana geldiğini göreceksin.

Sonra, bu noktada, olan biteni büyük bir dikkatle izle. Bazıları bu durumdan çıkıp gidebilirler. Durduk yerde senden torunlarına bakman istenebilir. Ya da, bu durum ne kadar görevini yerine getirmiyor gibi görünse de, sen onların kendi deneyimlerine öylesine derinden gömüldüklerini görürsün ki, kendin gitmek zorunda kalırsın.

Ama kendi içindeki bir kuvvet ve denge alanından hareket edersen ve onlara şefkat beslersen, o zaman tüm enerjiler çok doğal olarak hareket etmeye başlar. Ve onlar şu anda gerçekten de çok tıkanıp kalmış haldeler. O nedenle, önce bu şeyleri yap. Enerjilerin nasıl aktığını izle. Teşekkür ederiz.

11.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Ve böylece sevgili Şambra, güzel bir gün oldu. Birlikte olmak harika bir deneyimdi. İblislerinize bir göz atın, onları nasıl kendi dışınıza yerleştirdiğinize ve ne büyük güçler verdiğinize bakın. Şambra Hizmet Merkezine gidin. Bırakın o eski şeytanların havası sönsün.

Ve öyledir.

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.