Şaud 9: “Tanımsızlık”

Tobias’ın katılımıyla, Kanallık: Geoffrey Hoppe

Kırmızı Çembere sunulmuştur
7 Nisan 2007
www.crimsoncircle.com – www.kirmizicember.org

Ve öyledir. Ben, Tobias’dan başka kimi bekliyordunuz? (kahkahalar) – ve biz şimdi Şambra’yla, Öğretmenlerle, bu Yeni Enerji sınıfında bulunan hepinizle biraraya geliyoruz.

Aslında, yalnızca bir dakika öncesine kadar bu Şaud’u kimin vereceğine karar verilmemişti. Ben Kuthumi’yle biraz kol güreşi yaptım – ve kazandım! (kahkahalar, Tobias da kıkırdar) Bugün konuşulacakların doğası yüzünden bu konuşmayı ikimiz de yapmak istedik, o nedenle kendi – nasıl desek – küçük çarpışmamızı – iyi anlamda – yaşadık, ve her birinize olan yakınlığım yüzünden… ha, Kuthumi de yakın tabi, ama siz ve ben, biz birlikte çok zaman geçirdik. Ömürler, Tien Tapınakları’nda ömürler, Yeshua zamanında ömürler, daha sonra ömürler ve şimdi de burada, Dünya’da. Siz, Kuthumi’nin deyimiyle, o aptal aptal insanlar olarak bedenlendiniz; ben ise bedenlenmiş gibiyim – bunu daha çözmüş değilim, kâh burada, kâh oradayım (ya da bir parçam burada, bir parçam orada). Ama bu günü sizinle paylaşmak için gerçekten buraya gelmek isteyen bendim.

Şu derin nefesimizle başlayalım, çünkü bugün yeni yerlere gideceğiz.

(duraklama)

Kabul

Bakın, bildiğiniz gibi, kendinizi şu anda, bu güvenli ve kutsal alanımızda yaptığınız gibi kabul ettiğinizde; kim olduğunuza ilişkin rahat olduğunuzda; bedeninizde rahat, insanlığınız içinde rahat ve ruhunuzda rahat olduğunuzda; işte o zaman gerçekten, biz gerçekten buraya gelebiliyoruz. Ben çok, çok yakına gelebiliyorum. Kendinizi kabul ettiğinizde, beni de içebilirsiniz. Bu güvenli ve rahat alanda olduğunuzda, benim bedeninize akmama izin vermeniz çok daha kolay oluyor.

Kaygılanacak bir şey yok, onu (bedeninizi) almaya çalışmayacağımı biliyorsunuz. Benim kendi bedenim var. Herhangi bir enerjiyi çalmaya kalkmayacağımı biliyorsunuz. Buna ihtiyacım yok. Sizi herhangi bir şeye ikna etmeyeceğimi biliyorsunuz, çünkü bakın, ödün vermiyorsunuz. Kim olduğunuzu biliyorsunuz.

Bu alanda, şu an birlikte yarattığımız bu küçük boyutta otururken, kendinizi gerçekten bildiğinizi hissediyorsunuz – ve işte o zaman enerjiler değişiyor. Ben çok yakına gelebiliyorum. Ben sizinle birlikte hemen bedeninize girebiliyorum. Bilincinizle birleşip dans edebiliyorum ve siz, kim olduğunuzla asla bağlantıyı koparmıyorsunuz, ama biz yine de enerjilerin bu güzel birleşmesini oluşturabiliyoruz. Bu dansı önce siz ve ben birlikte yapıyor, sonra diğer Şambra enerjilerini – hepimizin enerjilerini buraya davet ediyoruz. Bilincin şu anki haliyle şimdi dünyanın her yanından buraya bağlananları, gelecek günlerde bunu dinleyecek ve okuyacak olanları.

Şu an yaptığınız gibi kendinizi hissedip kabul ettiğinizde, başka alemlere açılabilirsiniz, Şaud’larımızı kolaylaştırma işlemine dahil olan meleksi varlıklara açılabilirsiniz, çünkü bakın, bu, yalnızca insan düzeyinde edilen sözlerden çok daha fazlasıdır. Bugün hissettikleriniz, bilincinizin bugün gittiği yerler, başka alemlerde de hissediliyor. Fiziksel bir kası hareket ettirmeseniz bile, şu anda burada gerçekleştirdiğiniz şey, her yerde tüm bilinci değiştiriyor.

Derin bir nefes alalım. Kendini bil…

(duraklama)

…. ve bizim her birimizi iç.

(duraklama)

Yeniden Dirilme ve (Burada) Kalma Seçimi

Böylece Şambra, bugün buradayız, bu özel bir gün. Özel, çünkü Dünya üzerindeki birçok din ve spiritüel hareketler için sizin Paskalya dediğiniz bir zaman bu. Ölüm zamanı ve yeniden diriliş zamanı. İnsanların bunu kabul etmesi, İsa’nın öyküsüne kabul vermesi, dönüşümü mümkün kılan, bir anlamda eski benliğin ölümünü mümkün kılan belirli enerjiler yaratıyor. Ama bildiğiniz gibi gerçek anlamda ölüm yok, ama artık üstada hizmet etmeyen bir enerjinin ölümü var. Bırakmak, salmak – ölüm budur. Yalnızca bırakmak. Eski biçimleri, eski alışkanlıkları, şeyleri algılamanın eski yollarını bırakmak. Onun ölmesine izin vermek ki, enerjisi kendi saf ve doğal haline geri dönebilsin.

Ve sonra yeniden diriliş. Sizin döne döne yeni bir bilinç düzlemine tekâmül etmenize izin veren yeniden diriliş. Bazen bu yeniden diriliş – bu değişim – meydana okuyabilir, bunaltıcı olabilir. Ama bildiğiniz gibi, doğal bir süreç meydana gelmektedir, ve siz onun olmasına izin verirseniz, o sizi – siz kendinizi – bilincin ve anlayışın bu yeni düzlemine getirir.

Ölüm ve yeniden diriliş öyküsünü birçok insan kabul ettiği için, şu anda bu enerjiler tüm çevrenizdedir. Zamanın geçen ayı boyunca da çok etraftaydılar. Onları hissettiğinizi biliyoruz. İnsan bilincinin – onun eski bir parçasının öldüğünü, yeni bir parçasının uyanmaya hazır olduğunu hissettiniz.

Ama bilinç, bu insan bilincinin bir sonraki düzeyi uyanmaya hazırlanırken, huzursuzluk ve endişe de var. Korku var. Eski biçimlere geri dönme arzusu var. Ah, siz bu deneyimleri birçok kez yaşadınız. Kendi yükselişinizin deneyimini yaşarken kaç kez geri gitmek istediniz. Maceraya yalnız başınıza atıldınız, zaman zaman yalnızlık çektiniz, artık eski benliğinizle bağlantıda değildiniz, çünkü yenisi doğuyordu. Kaç kez geri gitmek istediniz? Bu deneyim yolculuğuna çıktığınız için kaç kez pişman oldunuz? Başka insanların içinden geçtiği de budur, özellikle de Paskalya dediğiniz – yeniden diriliş – yılın bu zamanında, ve siz bunu hissettiniz. Siz bunu deneyimlediniz.

Şunu da eklemek ilginç olacak, Şambra enerjisine baktığımızda ve – Melek Zirvesi’nden – olan bitene genel bir bakış attığımızda, yılın bu zamanının Dünya enerjisinde ölümden, kıştan, uyanışa, yeniden dirilişe değiştiği bir zaman olduğunu görüyoruz. Takvimin aslında – ve daha doğru olarak – İlkbahar’da başladığını biliyor muydunuz? Onun neden ölü kışın Ocak ayına değiştirildiğini hiç anlayamadık!

Böylece, şu anda bu değişim, dönüşüm enerjisi meydana gelmektedir. Bu son ay, sizin zamanınızdır Şambra. Size bir soru soruldu, ben Tobias, ya da Saint Germain ya da başka herhangi bir varlık tarafından değil, ama bu soruyu kendinize siz sordunuz. Biz geride duruyoruz, izliyoruz. Siz sorduğunuzda, biz size önerilerimizi ve yorumlarımızı iletiyoruz. Şu son ay izliyorduk. İlginçti, çünkü birçoğunuz rüyalarınızda ve uyanıklık halinde kendinize şunu sordunuz, “Bu fiziksel beden içinde, bu gerçeklik yanılsaması içinde, daha ileriye gideyim mi? (Yoksa) burayı şimdi terk mi edeyim?” Bu arada, terk etmenin bir cezası yoktur. Herhangi bir şey kaybetmezsiniz, hatta bir anlamda bazı şeyler kazanırsınız. “Bu yaşamı şimdi sonlandırayım mı?” Belki sessizce, belki bir dramla, fark etmez.

Ama son Şaud’umuzdan beri birçoğunuz kendine bu soruyu sordu. İşinizi yapıp yapmadığınızı merak ediyordunuz. Fiziksel gerçekliğin bazı zorluklarından geçmeyi neden sürdürdüğünüzü merak ediyordunuz. Geri gelip de Saint Germain’le, benimle, Einstein, Tesla, ve geri gelmenizi bekleyen tüm diğer büyük varlıklarla birlikte olmanın nasıl bir şey olacağını merak ediyordunuz. Biz burada güzel partiler veriyoruz. Burada keyif çatıyoruz. Şeyleri fazla ciddiye almıyoruz. Bir kendini-sevme, şefkat, mahremiyet alanında kalıyoruz. Burası muhteşem. Muhteşem.

Birçoğunuz kendine şunu sordu, “Şu anda neden Dünya’dayım?” Bunu daha önce de duydunuz. Bu sesi duydunuz, ama bu kez biraz farklıydı, çünkü siz bunu kendinize soruyordunuz. O dışardan gelen bir ses değildi. Bu şimdi iç sesinizdi – “Kalayım mı, gideyim mi?” Biz gözlemledik, biz izledik. Enerjinizin hareket ettiğini ve değiştiğini ve bazen çarpıştığını ve bazen düşüverdiğini hissettik, ve aslında şaşırdık. Melek ordularımız yakın alemlerde sizin buraya geçmenizi bekliyordu! Ah, bu elbette harika olurdu. Onurlandırılırdınız. Siz – biz sizinle parti yapardık.

Şaşırdık. Dünya’daki çok, çok az Şambra – çok azı – şimdiye kadar bunu yaptı. Çok az Şambra geri gelmeyi seçti. Çoğunuz kaldınız. Ve tekrarlıyoruz, buna zorunlu değilsiniz. Ölümün kendisi hiç de o kadar zor değildir. Sizin geçişiniz Şambra – işlemin nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz. Yakın alemlerden korkmuyorsunuz. Aslında var olmayan ve cehennem denen bir yerden korkmuyorsunuz. O nedenle, geçişiniz kolay olurdu. Ama çok az kişi bunu gerçekleştirdi. Ve bu bize ilginç geldi ve araştırdık, “Nedir peki? Neden?” dedik.

Enerjinize ve Şambra enerjisine göz attık ve kendi yaşamınızdaki sevinci, neşeyi bulmaya başladığınız sonucuna vardık. Enerjinin nasıl çalıştığının dinamiklerini ve gerçekte ne olduğunu ve ne olmadığını anlamaya başlıyorsunuz. Yaratanlar olduğunuzu anlamaya başlıyorsunuz – artık yalnızca bu sözleri duymakla kalmıyorsunuz, bunu yalnızca iletmekle kalmıyorsunuz – ama gerçekten bu sözcüklerde ve o enerjilerde varoluyorsunuz.

Birçoğunuz da, buraya kadar gelmişken şimdi neden gitmeli diye hissetti. (bazı gülüşmeler) Çoğunuz şöyle hissetti, “Kuantum Sıçraması’na şunun şurasında birkaç ay kaldı, en azından o zamana kadar bekleyeyim. (kahkahalar) O Dünya partisine gitmek istiyorum!” İnanın, biz de orada olacağız – bir güç olarak. Kuantum Sıçraması kutlamalarında insandan çok, melekler olacak, biz de onu bekliyorduk.

Ama siz kendinize ve yaşama ve başka insanlarla olan ilişkilerinize farklı bir bakışla baktınız. Bu yükseliş sürecinin en kötü dönemlerinden geçtiniz. Ölüm kısmından geçtiniz ve şimdi uyanış ve yeniden-diriliş kısmındasınız, ve evet, zaman zaman hâlâ zor olabiliyor, çünkü başka insanlar gibi şeyler işin içinde. Dualitedeki enerjiler arasında olagelen çok eski çatışmalar – çok, çok, çok eski enerji – gibi şeyler işin içinde, ve siz bunu duyumsuyorsunuz ve hissediyorsunuz. Ama kalmayı seçtiniz. Bunu sürdürmeyi seçtiniz, ve ben bu ânı, size teşekkür etmek ve sizi onurlandırmak için kullanmak istiyorum. Kalmak zorunda değilsiniz. Siz spiritüel hizmetten azad edildiniz – ondan çıktınız. Eski kontratlardan çıktınız. Hatta Şambra enerjisinden bile çıktınız, en azından bir görev olarak. Şambra enerjisiyle olmayı isteyip istememek bir seçim oldu. Burada olmak zorunda değildiniz.

Ve sizin kalma seçiminiz, Dünya’daki varlıklar olma seçiminiz, bizim tarafta biraz gözlerimizi yaşarttı. Bunun Yeni Enerji sınıfı – Yeni Enerjinin BU sınıfı olduğunu biliyorsunuz. Biz farkındayız ve dünyanın her yanında başka gruplarla da çalışıyoruz, spiritüel gruplarla, yeni çağ gruplarıyla, metafizik ve dinsel gruplarla. Bu gruplara rehberlik edilmesine yardımcı olan meleksi varlıklarla çalışıyoruz. Ama Melek Zirvesi’ndeki bakış noktamızdan, Şambra gibisi yok. Yok.

Kendinize bir bakın. Cauldre’nın az önce söylediği gibi, siz kurallarla birarada tutulmuyorsunuz. Oysa çoğu kuruluş böyle. Siz, bir dizi tanımlanmış inanç sistemiyle birarada tutulmuyorsunuz. Oysa çoğu kuruluş böyle. Siz, rapor etmeniz gereken bir hiyerarşi tarafından birarada tutulmuyorsunuz. Oysa çoğu grup böyle. Siz, seçiminiz üzere ve kalbiniz üzere ve öğretmenleri olduğunuz insanlara hizmet üzere biraraya getirildiniz ve birarada kalıyorsunuz. Şambra dediğiniz tüm bu kavram ya da anlayış, inanılmaz, inanılmaz bir şey.

Bu, Yeni Enerji’nin sınıfıdır. Ondan geçen sizlersiniz. Ha, elbette dünyada tek tek insanlar da var. Ama bir grup olarak, yeni bilinçle, uzun süredir bildiğiniz eski dualitenin üç boyutlu fiziğini aşan yeni fizikle oynayan grup, SİZSİNİZ.

Bu, Yeni Enerji’nin O sınıfıdır. Dediğim gibi, ve Cauldre’nın da bugün söylediğini duyduğunuz gibi, “Yeni Enerji, o nedir?” O nedir – ve size hemen şunu söyleyeyim, o tanımsızdır. Tanımsız, ve biz bugün bunu inceleyeceğiz. Tanım olmadan inceleyeceğiz.

Şimdi derin bir nefes alalım Şambra…

(duraklama)

Ödün Vermek Yok

Son toplantımızda ödün vermemekten söz ettik ve ben bu noktada bunun kısaca üzerinden geçmek istiyorum. Her birinizi, o enerjiyi içinizde hissetmek konusunda yüreklendirmek istiyorum. İçsel düzeyinizde ödün vermek nedir?

Ödün vermek, ya da uzlaşmak, temelde bir sınırlılıktır. Ödün vermek, korku ya da belirsizlik ya da hatta bizim belki doğru ve yanlışa ilişkin, ne yapmanız ve ne yapmamanız gerektiğine ilişkin eski inanç sistemleri diyeceğimiz şeylerle gelebilir. Ödün vermek, kendinizi sulandırdığınızda, gücünüzü teslim ettiğinizde, başkalarının sizden almasına izin verdiğinizde meydana gelir. Ödün vermek, kendinizi içinizde hissetmenin nasıl bir şey olduğunu bilirken – merkezinizin ve özünüzün nerede olduğunu bilirken – bilmiyormuş gibi davranmaktır. Ve o zaman dış koşulların ve durumların, yaşamınızı yönlendiren güçler olmasına izin verirsiniz.

Ödün vermek, “Ben Yaratanım” deyip de, aslında küçük bir yaratan – minik bir yaratan olduğunu hissetmektir. Yaşamınızdaki tüm o etkilerin sizden daha büyük yaratanlar olduğunu hissetmektir. Ödün vermek budur. Ya tam ve saf bir yaratansınızdır, ya da bir yaratan değilsinizdir. Eğer bir yaratan değilseniz, kurbansınızdır. Eğer bir yaratan değilseniz, kesinlikle bir kurbansınızdır. Diğer herşeyin bir kurbanı – başka insanların, kitle bilincinin, yabancı varlıkların, sizin dışınızdaki herhangi bir şeyin – bir kurban haline gelirsiniz. Enerjinizi teslim edersiniz.

Ödün vermemek demek, kim olduğunu anlamak, anımsamak ve kabul etmek demektir, sizin de Tanrı olduğunuzu kabul etmek demektir, bu konuda uzlaşmamak, yolun yalnızca bir kısmını yürümemek demektir.

Bu noktayı gündeme getiriyoruz – bu çok, çok önemlidir, ve son Şaud’da da buna odaklandık – çünkü, tekrarlıyoruz, Yeni Enerjiye bir sonraki adımımızı attığımızda, ki o tanımlanamazdır, orada ödün vererek gidemezsiniz. Orada yolun yalnızca bir kısmını yürüyemezsiniz. Kendinizi ona tümüyle açarsınız.

O nedenle, ödün vermemenin enerjisiyle çalışmaya devam edin. Yaşamınıza bir göz atmaya devam edin, çünkü bazen… bazen o kendini saklar. Bazen sizinle oyun oynar. Bazen kendinizi, hayatta kalmak adına uzlaşmanız gerektiğine inandırırsınız. Bazen bu ödün verme enerjisi, kişisel enerjinizi o kadar düşürür ki, bunu yaptığınızı bile fark etmezsiniz.

Ödün vermek, zihninizde fark edeceğiniz bir şeydir, ama onu en çok da hislerinizde ve kalbinizde fark edeceksiniz. Bazen, tam olarak nelerin olduğunu anlayamayacaksınız, ama ödün verdiğinizi gerçekten hissedebilirsiniz. Son Şaud’umuzda söylediğim gibi, enerjiniz düşer. Kendinize ihanet etmiş hissedersiniz. Muhteşem olmak yerine, kendinizi küçücük hissedersiniz. İşte ödün verdiğinizde bu olur.

Kendi kişisel yaşamınıza bir bakın, iş durumunuza. Orada verdiğiniz ödünlere bakın, ve neden ödün veriyorsunuz ki? Size daha önce de söyledim ve şimdi tekrar söylüyorum – er ya da geç, Şambra, kendiniz için çalışmak zorunda kalacaksınız. Er ya da geç.

Böylece, ödün verip duruyorsunuz. Sizi besleyecek, ailenizi besleyecek o çek için o işi gereksindiğinizi düşünüyorsunuz. Sizin için yapacak başka bir şey olmadığı için onu gereksindiğinizi sanıyorsunuz. Ödün veriyor ve şöyle diyorsunuz, “Eh, şu ya da bu olursa, o zaman belki giderim. Şu iş bana gelirse ve yeni maceramda yapacak bir dolu işim olursa, o zaman giderim.” İşte bu, ödün vermektir. Bu, ödün vermektir.

Ve enerjinin çalışma biçimi yüzünden olacak olan şudur, bu düşündüklerinize asla kavuşamayacaksınız, ve o zaman da hüsrana uğrayacaksınız. Enerjiniz çok düşecek, fiziksel bedeniniz buna uygun olarak tepki verecek – ve siz o zaman geri gelip bizimle partiye katılacaksınız. Ama sizi buraya getiren olaylardan mutlu olmayacaksınız. Bir sonraki düzeye geçerken, tüm bu ödün verme enerjisi, büyük bir önem kazanmaktadır. Biz bugün onun biraz tadına bakıyoruz.

Bugün, konuklar yok. Bu da size bir şey söyleyecektir. Konuk yok, yalnızca ben Tobias. Birlikte yarattığımız bu boyutun enerjisini desteklemeye yardım eden meleksel varlıklar, fiziksel olmayan varlıklar var. Bugün konuk yok. Yeni bir şey keşfetmek için böyle bir enerjiye ihtiyacımız var.

Bir an için durun, nefes alın, bu Şimdi anına topraklandığınızı hissedin.

(duraksama)

Şambra Hizmet Merkezi’ne Ziyaret

O nefesi alırken kendinizi hissedin. Kendinizi hissedin. Analiz etmenize gerek yok, yalnızca kendinizi hissedin. Bu sizsiniz – bedeniniz, zihniniz, ruhunuz – hepsi bu alanda.

Ve şimdi, bu Şimdi anından genişleyelim. Bedeninizi geride bırakmayın, sadece bilincinizi genişletin, anlıyor musunuz. Bu, suya taş atmak gibidir. Bakın, eş merkezli daireler dışa doğru açılır da açılır. Kendi enerjinizle de işte bunu yapabilirsiniz. Siz taşsınız, siz merkezsiniz, ve şimdi enerjilerimizi genişletelim. Bugün sizi başka alemlere götürmek istiyorum. Sizi, Şambra Hizmet Merkezi’ne geri götürmek istiyorum.

Şambra Hizmet Merkezi nedir? O, Şambra’nın enerjisidir. Sizin grup enerjinizdir. Şambra Hizmet Merkezi, istediğiniz an gelebileceğiniz bir yerdir – yenilenmek için, öğrenmek için, öğretmek için. Orası sanal bir yerdir, ancak Şambra bilinci ve tüm Şambra arasında yapılan anlaşma gereği, bir gerçekliktir (realitedir). O, oradadır.

Gerçeklik algınız yüzünden – gerçekliğe bakış açınız yüzünden – her birinize biraz farklı görünecektir. O nedenle, bir Şambrayla konuşurken size, “Şambra Hizmet Merkezi şuna benziyor” dediğinde, bir başka Şambra, “Ama o şöyle görünüyor” diyecektir. Peki o nasıl bir görünüme sahip? Yukardakilerin tümü. Enerjinin neden türlü yüzü olmasın ki, anlıyor musunuz? Bir şey neden, ona bakana ya da onu gözlemleyene bağlı olarak farklı görünmesin ki? Şambra Hizmet Merkezi, sizin için bile, neden nasıl göründüğünü ve hissedildiğini zamanın her anında değiştirmesin ki?

Siz üçüncü boyutta çok kilitlenmiş bir bilinçte, çok odaklı bir bilinçte yaşamaya alışıksınız, ve örneğin, salonun önündeki çiçeklere baktığınızda, onların nasıl göründüğüne ilişkin genel bir kabul var. Oysa gerçekten öyleler mi? Gerçekten öyleler mi, anlıyor musunuz. Ve bu çiçekler değişebilir. Çiçekler öyle şeyler yapmaya başlayabilir ki, göze kafa tutarlar ve zihne kafa tutarlar, çünkü onlar yalnızca bir saksı dolusu çiçekten çok daha fazlasıdır. Rengin kutlanmasından çok daha fazlasıdırlar. Onlar şarkı söyleyebilir, ve benden daha iyi herhalde. Değişebilir ve dönüşebilirler.

Şimdi, zihin bunu nasıl kabul edeceğini bilemez. Zihin şöyle der, “Ama Tobias, çok ezoterik terimlerle konuşuyorsun. Pratik gerçeklik şu ki, çiçekler değişmez. Belki öldüklerinde değişirler ama, burada böylece dururken değişmezler.” Ama işte bu, bu, sevgili dostlar, bugünün asıl konularından biridir. Gerçekte olan biten nedir? Gerçekte neler oluyor?

Böylece, Şambra Hizmet Merkezi, son kez buraya geldiğinizden farklı görünebilir size. Farklı niteliklere sahip olabilir. Tek fasetalı olması gerekmiyor. Çok fasetalı olabilir, anlıyor musunuz. Yalnızca tek bir kimliği olması gerekmiyor, aynı anda çok, çok, çok fasetası olabilir. Bugün orada gerçekleştireceğimiz çalışma için, Kırmızı Meclis’in meleksi varlıkları, Şambra Hizmet Merkezi’ndeki enerji platformunun hazırlanmasına yardım ettiler. Şimdi bırakalım enerjilerimiz oraya birlikte aksın. Eğer orası sizin için bir kapıysa, ya da isterseniz pencereden… geçip girelim. Belki de hiç bir girişi yoktur, duvardan geçip girebilirsiniz. Fark etmez. Onun ne olması gerektiğine ilişkin algılarınızı salın ki, olduğu herşeyi gerçekten olabilsin.

Hadi Şambra Hizmet Merkezine gidelim, hepimiz. Ha, içerde fazlasıyla yer var, tıkış tıkış olmayacak yani.

(duraklama)

Kelimeler Odası

Şu an içinde olduğumuz odanın enerjisini hissetmek için bir an durun. Son kez buraya geldiğimizde sudan söz ettiğimizi anımsıyor musunuz? Su, önemli bir dinamiktir, yalnızca sizin tarafınızdaki alemde değil, ama bizimkinde de. Bizim suyumuz, Dünya’da sahip olduğunuz suyun fiziksel niteliklerinden oluşmuyor; buradaki su akışkan, serin, sakinleştirici bir enerjidir. Dünya üzerinde bir hayat yaşamış olanlarımız, bu alemlere – meleksi alemlere – su denen enerjinin daha sezgisel ya da daha derin bir perspektifini getirebilir. Ama tüm melekler – meleklerin çoğu – su ile çalışır. Burada su, şifa, akış, sakinlik anlamına gelir. O burada bile bir enerji türüdür. Yani, Hizmet Merkezi’mizde bol bol su var.

Hadi gidin ve istiyorsanız biraz oturun. Biraz gevşeyin. Hizmet Merkezi’nde birlikte olduğumuz bu ânın tadına varın.

Burada, bu odada, ben kelimeler kullanıyorum. Su gibi şeyleri tanımlamak amacıyla kelimeler kullanıyorum. İskemleyi tanımlamak, “iskemleye oturun” demek için kelimeler kullanıyorum. Bu noktada bir gerçeklik oluşturmaya yardımcı olsun diye kelimeler kullanıyorum.

Kelimeler çok ilginçtir, beraberlerinde belirli enerjiler taşırlar. Bu odadaki duvarları tanımlamak için kelimeler kullanıyoruz. Bazılarınız, kayadan oluşan bir duvar görebilir, bazıları da bu odada renklerden oluşan bir duvar görecektir.

Bu odada bir dolu çiçek var, onlar sizin için buraya getirildi. Egzotik çiçekler. Kokulu çiçekler. Rengârenk açan çiçekler, siz iskemlelerde otururken, renkleri parlayan, enerjilerini yayan, enerjilerini size ileten çiçekler.

Birlikte bulunduğumuz bu odanın zemini… zemin sizin için şu an bir destek görevi görüyor. O bir platformdur, bir temel. Bazılarınız, seramik döşenmiş güzel bir zemin görebilir. Bazılarınız da şu an çok tüylü ve kalın bir halıyla kaplanmış zeminde oturmayı seçiyor olabilir. Bazılarınız yalnızca toprak bir zemini tercih edebilir, çünkü Gaia enerjilerine, Dünya enerjilerine olan bağlantısını sürdürmek isteyebilir. Birkaç kişi, bulutlardan oluşan bir zeminde yüzüyor. Görüyor musunuz, hepiniz, aynı deneyimin farklı perspektiflerine sahip olabilirsiniz.

Ben burada tanımlamak için kelimeler kullanıyorum çünkü insanlar böyle iletişimde bulunuyor. Kelimeler çok ilginçtir – ve çok kısıtlı. Dünya’da farklı dilleriniz olabilir. Diller, enerjiyi beraberinde getiren kelimeleri geliştirir, bu ister bir resim, ister bir his olsun, ama kelimeler çok belirli bir titreşim iletirler. Ve ben şimdi size kelimelerle konuşurken, biz değişiyoruz, titreşimlerle, kelimelerin sembolojisiyle oynuyoruz. Dil, zihinden gelir, ve kelimeler, dilden gelir. Böylece kelimeler, zihne ait bir şeydirler.

Kelimeler çok kısıtlıdır, ama insanların iletişim kurma biçimi budur, ve bu şekilde iletişim kurmanız gerektiğine inandırılmışsınızdır. Kelimeler, gerçek enerjiyi sınırlar, ama siz yine de, yaptığınız her şeyde kelimeler kullanırsınız. Böyle yaparsınız. Hatta aslında kelimelerle ifade edilemeyecek alanlar da bile kelimeler kullanırsınız. Şeyleri tanımlamak için kelimeler kullanırsınız. Bir şeyin enerjisine biçim vermek için kelimeler kullanırsınız.

Dil, olağanüstü bir araştırma-inceleme dalıdır. Kelimeler, olağanüstü bir enerjidir. Onlar semboldür. Ben burada konuşurken, bazılarınız… kelimeler şimdi çok flulaşıyor. Sanki ne söylediğimi bile anlayamıyorsunuz, çünkü biz kelimelerin ötesine geçmeye başlıyoruz. Diyorsunuz ki, “Şu an Cauldre’nın ağzından yalnızca hırıltılar çıkıyor.” Çok tanımlanmış 3B boyutunda olduğunuzda, yalnızca 3B’de algıladığınızda, kelimelerin çok belirli anlamları vardır. Ama genişledikçe, kelimeler de sanki bulanıklaşmaya başladı. Fazla anlamlı olmamaya başladılar. Semboller artık pek tutarlı değil, çünkü siz farklı bir düzeyde çalışmaya başlıyorsunuz. Kelimelerin ötesine geçmeye başlıyorsunuz.

Düşünce Odası

Şambra Hizmet Merkezini tanımlamak ve bu odayı – şu an içinde bulunduğumuz kelimeler odasını tanımlamak için, kelimeler kullandık. Şimdi birlikte bir sonraki odaya geçelim. Derin bir nefes alın. Oraya nasıl gidersiniz? Hiç umurumda değil. Yürüyün, süzülün, kendinizi yansıtın, genişleyin, ama birlikte bir sonraki odaya geçelim. Derin bir nefes alın…

(duraklama)

… ve girelim. Bu gerçek mi, bu arada? Gerçek mi? Kesinlikle – eğer öyle olmasını seçiyorsanız. Eğer gerçek olmasını seçmiyorsanız, hayır, gerçek değildir. Ve eğer gerçek olmasını seçiyorsanız, o zaman biz bunu bir düzeyde tam anlamıyla gerçekleştiriyoruzdur – çünkü bir bilinç anlaşması içindeyiz. Sonraki odaya geçiyoruz. Şambra Hizmet Merkezi’ndeyiz.

Bazen gülmek zorunda kalıyorum – insanların neye gerçek ve neye gerçek-dışı dediğine. Houdini ve diğer büyük illüzyonistlerin bazısı ve sihirbazlar ve Merlin enerjisiyle çalışanlar, hiç bir şeyin gerçek olmadığını kesinlikle anlarlar. Hiç bir şey. Herşey sadece bir yanılsamadır. Ya da daha doğrusunu söylemek gerekirse, herşey geçici bir yaratıdır. Çünkü sizin ve başkalarının yarattığı yaratılar bile, değişecektir. Enerji genişlemeyi sürdürecektir.

İşte Ruh’un, Tanrı’nın, o toplam enerjiye her ne demek isterseniz, bir yanı da budur. O bir yanı hep genişlemeyi ve ifade etmeyi arzular. Ruh’un bir yanı budur – hep kendini ifade etmek ve sonra da genişlemek ister. Kendini ifade ve genişlemek. Neden biliyor musunuz? Çünkü Ruh sevinç içindedir. Ruh aşıktır, ve sevgi enerjisinin yaptığı da budur – genişlemeyi ve ifade etmeyi sürdürür.

Böylece şimdi bir sonraki odaya genişledik. Burası, düşünce odası. Düşünce. Şimdi, bir süreliğine kelimeler kullanmayı sürdürmek zorundayım, çünkü insanlar enerji dinamikleri ile böyle bağlantı kuruyor ve onlara böyle kabul veriyor. Sizden şimdi bu düşünce odasında olmanızı, ama kelimelerin ötesine, burada iletilen sözlü dilin ya da yazılı dilin ötesine genişlemenizi isteyeceğim.

Düşünce odası ilginçtir. Düşüncenin kelimelere gereksinimi yoktur. Siz sürekli düşünürsünüz, ama sözlü olarak dile getirilmesi gerekmez. Eğer her düşünce sözlü olarak ifade edilseydi, habire konuşup dururdunuz! Ama düşünceye ilişkin gerçek ve sınırlayıcı olan bir şey varsa, o da, düşünceye kelimeler ya da bir dil yapıştırmanızdır.

Derin bir nefes alın. Ve hemen şu an bir şey düşünün.

(duraklama)

Örneğin, Tesla’yı düşünün. Düşüncelerinizi tanımlamak için anında bir dizi kelimeden geçtiniz. Belki şöyle düşündünüz, “Tesla – sihir, yaratıcılık, icat, enerji, Edison.” Ama siz düşünürken, beyniniz de düşüncenize bir kelime yamıyordu, anlıyor musunuz. Düşüncelere kelimeler yamamak konusunda çok eğitimlisiniz. Kendinizle böyle iletişim kuruyorsunuz ya da kuruyordunuz. Bununla oynamak, bundan sonra, düşünceleri kelimelere nasıl yerleştirdiğinizi izlemek, sizin için ilginç olacaktır.

Düşünmek için bir an durun, bir an, içinde bulunduğunuz bu Şambra Hizmet Merkezi’ni düşünün.

(duraklama)

Enerjileri düşünce yoluyla zihninizde tanımlıyor ve kelimelere oturtuyorsunuz. Böyle yapmak zorundasınız. Böyle eğitildiniz. Onu dile getirmeseniz bile, bir kelimeye oturtmak zorundasınız. Düşünce yine de bir kelimeye tercüme ediliyor. Düşünmek, kelimelere aktarılıyor.

His Odası

Şimdi derin bir nefes alın ve bir sonraki odaya genişleyelim. Oraya süzülün, atlayın – sadece orada olun. Kendinizi bir anda, göz açıp kapayıncaya kadar oraya transfer edin, ve şimdi Şambra Hizmet Merkezi’nin üçüncü odasındasındayız.

Derin bir nefes alın…

(duraklama)

Burası, his odası. His. Şimdi bu odadaki enerjileri hissedin…

(duraklama)

… yargısızca ve sınırsızca. Bu odadaki enerjileri hissedin.

(duraklama)

Sevgi olabilir. Rahatlık. Şefkat. Bazılarınız enerjilerin oldukça değişken göründüğünü, hızla hareket ettiğini, ok gibi ileri geri fırladığını hissediyor. Bu his odasındaki enerjileri bir an için hissetmeyi sürdürün.

(duraklama)

Bazılarınız renk hissediyor. Bazılarınız, salıverme gibi şeyler hissediyor. Birkaçınız acı hissediyor. Bazılarınız Yeni Enerjiyi hissediyor.

Görüyor musunuz, bu his odasında bile, ki o zihnin ötesine, düşüncenin ötesine geçiyor, hissettiklerinizi tanımlamak için kelimeler kullanıyorsunuz. Burada algıladığınız hisler düşünceye, zihne geri akıyor ve sonra onlara kelimeler iliştiriyorsunuz. Tekrarlıyoruz, ilk günlerinizden beri, bir yaşamdan ötekine, algılarınızı tanımlamak amacıyla simgeler yarattığınız bir dil kullanmaya eğitildiniz.

Her türlü düzeydeki algılarınızı tanımlamak için kelimeler kullanılıyor, ve işte enerji çalışmasının engellerinden ya da yanlışlarından biri de budur. Çünkü zihinden geçip kelimelere akıyor. Neredeyse kontrol edilemez halde. Enerjiniz bu şekilde eğitildi ve bu size iyi hizmet etti. Şeyleri anlamanıza yardımcı oldu. Enerjileri tanımlamanıza yardımcı oldu. Hislerinizin ve düşüncelerinizin tanımını kendinizle ve sonra da başka insanlarla paylaşmanıza yardım etti. Bu, genel olarak kabul gören bir alıştırma oldu. Hisleri ve düşünceleri alıp kelimelere oturtuyoruz. Bu kelimeler bazen dile getiriliyor, bazen yazılıyor, ama er ya da geç hepsi kelimelere dönüşüyor. Sanki bir huniden geçiriyormuş gibi – enerjiler huniden geçirilerek aşağıya doğru indiriliyor ve indiriliyor ve indiriliyor, taa ki bir kelimeye oturtulana kadar.

Şimdi, bir kelime birçok enerji düzeyi içerebilir. Örneğin, “ağaç” gibi bir kelime söylediğimde, o birçok düzeye sahiptir, ama o yine de bir kelimedir. Yine de bir tanımlamadır ve yine de sınırlılıklara sahiptir. Bu enerjisel ifadenin sınırlılığı, size iyi hizmet ettiyse de, şimdilerde sizi çıldırtıyor. Onun ötesinde olan bir şey var, ve siz bunu biliyorsunuz, sadece bunu kelimelere nasıl dökeceğinizi bilemediniz. Onu hissettiniz, nasıl tanımlanacağını bilemediniz, çünkü insanlara, hatta meleklere de, bilincin belli sınırlamalara sahip olduğu öğretildi.

Tanımsızlık Odası

Derin bir nefes alın ve şimdi bir sonraki odaya geçelim.

(duraklama)

Oyalanmayın lütfen. Gerçekleştirilecek bir Şaud’umuz var. Derin bir nefes alın ve bir sonraki odaya geçelim.

Şimdi, bu odayı algılamanızı isteyeceğim. İçinde bulunduğumuz bu odayı algılayın.

(duraklama)

Birçoğunuz, büyüklük, boşluk, karanlık algılıyor, pek emin değilsiniz. Bazılarınız, enerjilerin o kadar hızlı değiştiğini algılıyor ki, sanki onlara bir kulp takamıyor gibisiniz. Sanki enerjileri tanımlamak amacıyla düzenleyemiyor, sakinleştiremiyorsunuz.

Derin bir nefes alın ve bu odanın enerjilerini algılayın.

(duraklama)

Burası, tanımsızlık odası. Hiç bir tanım yok. Bu yüzden büyük ve karanlık ve boş, ya da çok hızlı değişiyormuş gibi görünüyor. Oda tanımlanamaz halde.

Ve bu Yeni Enerji’dir. O tanımlanamaz.

Biz şimdi tanımlanamaz olanı tanımlamak zorundayız ve bu biraz çelişkili görünecektir, ama aslında yaptığımız şey, burada öteye geçmektir. Anımsayın, bu o sınıf. Bugün, dünyanın her yanındaki Şambra ile birlikte, öteye geçiyoruz.

Size bir şey söylemem gerekiyor. Bu tanımsızlık odası ve tüm kavramlar… biz ona tanım-sızlık diyeceğiz. –sızlık, -maksızın…. tanımsızlık, meleksi alemlerde çoğu meleğin bile cesaret edemediği bir şeydir. Meleksi varlıkların çoğu tanımlamayı sürdürür.

Meleksi varlıklar dünyada yaşamaya başlayıp da insana dönüştüklerinde, ve meleklere çok yabancı ve çok garip gelen şeyleri açıklamak amacıyla diller geliştirildiğinde, ilginç bir şey oldu. Diller geliştirildikten sonra ve insana dönüşmüş meleksi varlıklar ölüp de fiziksel olmayan alemlere geri geldiklerinde, diller de onlarla birlikte geri gelmeye başladı. Özellikle de, Yakın Alemler olarak tanımladığımız yerlere – bu alemler hâlâ Dünya enerjileriyle bağlantılıdır ve onlardan çok vardır. Yakın Alemlerde – dünyaya bağlı fiziksel olmayan gerçekliklerde çok meleksi varlık vardır.

Yaşamlar arasında buraya gelenlerle birlikte diller de geldi, o kadar ki, Yakın Alemlerde meleksi varlıkların genelde diller konuştuğunu görürsünüz. Genelde, bir önceki yaşamlarında konuşmaya alışık oldukları yerel dile çok bağlıdırlar. O nedenle, Yakın Alemlerde, tam anlamıyla, birbirini anlayamayan meleksi varlıklar vardır. Bazısı Almanca konuşur. Bazısı İngilizce. Bazısı Japonca. Böylece, meleksi alemlerde bile enerjiyi tanımlamak için kullanılan, hisleri ve düşünceleri tanımlamak için kullanılan diller olduğunu görürsünüz. O kadar ki, dil enerjisi Yakın Alemlerden dışarı sızıp Kristalin alemlere ve ötesine bile ulaşmıştır.

Şimdi, bu dil enerjisi, sizin daha genişlemiş alemler olarak düşüneceğiniz yerlere giderken, ille de belli bir dünya dili biçiminde değildir, ama fiziksel olmayan alemlerde his ve düşünceleri iletmek için kullanılan çok belirli uyarlanmış türler vardır. Biz şunu söylüyoruz, bu yalnızca insana ait bir şey değil, diğer alemlere de uzanıyor.

Şu an içinde bulunduğumuz bu tanımsızlık, tarifsizlik odasında, kelimeler yok. Şeyleri tanımlayabilecek kelimeler yok.

Bu ilginç bir kavramdır ve sizin onunla çalışmaya başlamanızı isteyeceğimiz bir kavramdır. Bir şeyi kelimelere nasıl dökmezsiniz? Kelimelerle tanımlanmamış bir düşünce ya da hisse nasıl sahip olursunuz? Siz ve zihniniz ve hatta bedeniniz, en sonunda kelimelerle size geri getirilmeyen bir şeyi nasıl kavrar? Ve bu, Şambra’ya çok güzel ve harika bir meydan okumadır.

Uzun zaman önce, burada, Dünya’da bulunan bazı spiritüel ve dindar çevrelerde ve gruplarda, Tanrı ya da Allah kelimesi dile getirilmezdi. O’nun adı söylenmezdi. Kötü olduğu için değil. “Allah” ya da “Yahweh” ya da “Yehova” ya da bu tür adların herhangi birini söyledikleri için cezalandırılacakları için de değil. İfade etmeye çalıştıkları, birkaç kişinin uzun zamandır bildiği bir şeydi, onun Tanımlanamaz olduğuydu. O Tanımlanamazdı. Onu, insanca bir kelimeye yerleştirerek nasıl çarpıtabilir ya da yozlaştırıp saptırabilirdiniz ki, çünkü bir kelimeye oturttuğunuz an, onu yapılandırmış olursunuz, enerjisini hapsetmiş olursunuz – ve gerçek Ruh hapsedilemez.

Gerçek enerji tümüyle nötrdür. Enerji, siz onu hisler ya da düşünceler ya da belli niyetler ya da seçimler yoluyla aktive edene kadar, ve o böylece aktive olmuş olana kadar, nötrdür. Ama o orada o büyük Yapısızlıkta, o büyük Tarifsizlikte oturur… biz bilinmezlikte demek istemiyoruz çünkü bu yanlış bir enerjiye sahip, ama o, o büyük Olma halindedir.

Görüyor musunuz? Oralarda neler oluyor görüyor musunuz? Tanımlamak çok zor. Hatta onun var olduğunu bile söylemezsiniz, çünkü o aynı zamanda var olmayandır. Büyük olduğunu söylemezsiniz, çünkü o hiç bir şeydir. O nötr enerjidir. Onu yapılandırmaya başlayamazsınız. Hatta onu tanımlamaya ya da tarif etmeye bile başlayamazsınız, çünkü bunu yaptığınız an, nerede olursunuz? Zihninize geri gelirsiniz, düşüncelerinize ve sınırlılıklarınıza geri gelirsiniz.

Bu, güzel, harika ve basit bir kavramdır, ve Şambra’nın şu an yaşamında bulunduğu noktada, en dönüştürücü şeylerden biri olacaktır. Ama aynı zamanda en meydan okuyucu kavramlardan biri de olabilir.

Tanımsızlık

Ben Tobias, ve Kırmızı Meclis’ten olan varlıklar, her gün sizden Tanımlanamaz’a, tarif edilemeze, yapısızlığa, açıklanamaza gitmenizi isteyeceğiz. Başlarda bunun çok zor olduğunu göreceksiniz, çünkü kendi zihninizle bir oyun oynamaya başlayacaksınız. O tanımlamak isteyecektir, ve şu an tam olarak bulunduğumuz yerde tanımlıyor. Biz, tanımsızlık odasındayız, ama zihin ne yapmaya çalışıyor? Onu tanımlamaya. Onu hapsetmeye. Yakalamaya. Yapılandırmaya. Biçimlendirmeye çalışıyor. Bu, sizin eğitiminizdi, koşullandırılmanız. Ama, Yeni Enerji sınıfı için artık öteye geçmenin, tanımlama ihtiyacını salıvermenin zamanı geldi.

Şimdi burada ilginç bir şey oluyor, çünkü… bazılarınız bunu şu anda yapmaya çalışıyor – zihni silmeye çalışıyor. Hiçsizliğe gitmeye çalışıyorsunuz, ve onun enerjilerini yeniden hissetmeniz gerek. Bu, hiçbirşey değildir – bu, herşeydir. Bu, engin, uçsuz bucaksız potansiyeldir. Bu, enerjinin sınırsız rezervidir. Bu, bu muazzam enerji kabıdır.

Biz bunun Tanrı ya da Ruh olduğunu söylemiyoruz, o farklı bir şeydir. Biz bunun Tanımlanmamışlık olduğunu söylüyoruz, ama olanlar burada oluyor. Burası, tüm potansiyellerin en muhteşemidir, çünkü zihin yoluyla kelimelere dökülüp kısıtlanmamışlardır. Hislerin kelimelere dökülmesiyle kısıtlanmamışlardır. O nedenle, sizden her gün Tanımlanamaz’a gelmeye başlamanızı isteyeceğiz.

Şimdi Şambra, bazılarınız şu anda kafasını sallıyor ama, bu ev ödevlerinin yapılacak diğer şeylerin arasına konduğunu – ve göz ardı edildiğini – biliyoruz. Ama size hemen şunu söyleyelim, Yeni Enerji’de hepimizin gittiği yerde bu deneyimi isteyeceksiniz. Bu güzel genişlemeyi her gün, on dakika kadar yapmak isteyeceksiniz.

Bazılarınız, bunu geceleri uykuya dalarken yapmanın harika olduğunu görecek. Bazılarınız bunu sabahları, uyandığında yapacak. Araba kullanırken ya da makine vs kullanırken yapmaya kalkmayın. Bunu sessiz bir anda yapın.

Şimdi bu, size verdiğimiz inanılmaz bir bilmece gibi, ama çözümlenecek bir bilmece değil. Yalnızca, deneyimlenecek bir bilmece. Buradaki meydan okuma, enerjiyi nasıl tanımlamayacağınızdır. Onu nasıl kelimelere dökmeyeceğinizdir. Ve diyorsunuz ki, “Ama Tobias, o zaman onu nasıl deneyimleyeceğim? Onu nasıl anlayacağım?” İşte, gerçekleştirdiğimiz şeyin güzelliği burada yatıyor.

Deneyimlemenin farklı bir yolu olduğu açıktır. Enerjiyi algılamanın farklı bir yolu olduğu açıktır. Siz bunu gerçekleştirmenin tek bir yolunu kullanıyordunuz – düşünce yoluyla kelimelere, yapısallaştırmaya döküyordunuz ki, anlayabilesiniz. Dediğim gibi, bu size Dünya’da iyi hizmet etti. Çevrenizde olan bitenin dinamiklerini anlamanıza yardımcı olmak için iyi hizmet etti. Biz (bunun) ötesine geçeceğiz.

Size birkaç şey söyleyeyim. Bu, olacağını düşündüğünüz şey olmayacak, çünkü düşünme tarzınız önyargılı bir fikre ya da anlayışa sahip. Bu, zihninizi devreden çıkarttığınız, ve bir anlamda, varolmanıza izin vermekten vazgeçtiğiniz meditatif bir hal değildir. Bu, tümüyle farklı bir alemde varolma halidir. Bu, hakkında yazabileceğiniz ve şu anda mesaj tahtasına yollayabileceğiniz bir şey değildir, çünkü bunu yaptığınız an, onu çarpıtmış, ya da saptırmış olursunuz, onu düşünüyor olursunuz. Bu, içinden geçeceğiniz çok kişisel ve çok mahrem bir deneyimdir. Bu, sizi şaşırtacak ve allak bullak edecek ve ben Tobias’a çok kızmanıza neden olacak bir şeydir. Ama tanımsızlıkla – tanımlamamakla – çalışmayı sürdürdükçe, o da kendini ortaya çıkarmaya başlayacaktır. Anlayışınız yeni ve farklı bir yerden gelecektir – ille de bedeninizden değil, hele zihninizden hiç değil.

Tanımsızlık halindeyken, bazılarınız çıldırdığını düşünecek, ama çıldıran düşüncenizdir. Ve gerçeklik algınız çok gevşek olmaya başlayacaktır. Gerçeklik algınız, düğümlerle sıkı sıkı bağlanmış haldeydi. Sanki çeliğe kazınmıştı. Çok katıydı, ve siz tanımsızlık haline girdiğinizde, öteye, öteye geçtiğinizde, gerçeklik algısı da su gibi olacaktır. Suyun bizim buradaki hali gibi – çok akışkan ve akıcı ve açık – ve zaman zaman hiç topraklanamadığınızı hissedeceksiniz. Derin bir nefes alın. Şimdi ânında olduğunuzu anımsayın, ama çok genişlemiş bir Şimdi ânındasınız.

Zaman zaman, kendinizle bağlantınızı kaybetmiş gibi hissedeceksiniz, çünkü kendinizle olan bağlantı beyninizdeydi. Bağlantınız – kendinize ilişkin bilinciniz – kendinizi tanımlamak ve biçimlendirmek adına kullanılan kelimelerle kısıtlanmıştı. O nedenle, bu zaman zaman rahatsızlık hissi verecektir. Bazen de belki biraz bunaltıcı olacaktır. Ama Şambra, şunu da söylememiz gerekiyor ki, bizim taraftan size yardımcı olan, bu deneyimden geçmenize rehberlik eden çok varlık var. Darmadağın olacak hiç bir şey yok. Benlik duygusunu kaybedeceğim diye kaygılanmanız gerekmiyor, çünkü bununla yepyeni bir benlik duygusuna tekâmül ediyorsunuz.

Bu tanımsızlık enerjisiyle, günlük yaşamınızda bile, çalışmayı sürdürdükçe, onu Dünya’ya geri getirin, ve her zaman tanımladığınız bir şeyi tanımlamamaya çalışın. Vazodaki çiçekler – sadece bir göz atsanız bile, zihniniz hemen analiz eder, ona bir kelime türetir ve bir yapı oluşturur. Renklere takılırsınız. Cismine ya da hacmine takılırsınız. Bunların tümü düşünce ve kelimeyle gerçekleştirilir. Tanımsızlıkta, öteye geçildiğinde, tümüyle farklı bir algılama düzeyine ve zihnin ötesine geçen tümüyle farklı bir gerçeklik anlayışına geçersiniz.

Kelimelerin olmadığı bir şey hakkında konuşmak için kelime kullanmak zorunda olmak, bizim için çok alışılmadık bir şey. Hatta enerjiyi, sizinle hep yaptığımız gibi, düşünce biçiminde iletmek bile bize zor geliyor. Hatta hissi bile iletmek zor geliyor, çünkü hisler bile kendi sınırlılıklarına sahiptir. Bu, yapısallık ihtiyacının, tanımlama ihtiyacının, kısıtlı bir algı ihtiyacının ötesine geçen yepyeni bir enerji alanıyla, yepyeni bir boyutla ilgilidir.

Bu, Yeni Enerjidir. Bu, Yeni Enerjidir. Yeni Enerji, bu zamanda, herhangi bir tanım ya da yapı ne istiyor, ne de gereksiniyor. Yeni Enerjiyi saf haliyle alıp da onu bir Eski Enerji dualite çevresine zorlayamazsınız, çünkü ikisi çok farklı özelliklere sahiptir.

Yeni Enerji bir potansiyeldir. Şu anda, yaşamınızda çok mevcuttur. Kendinizi ne kadar Şimdi’de algılıyorsanız, o da o kadar Şimdi’dedir. O, sizinle buradadır. Onu görmüş ya da hissetmiş değilsiniz, çünkü o tanımlanamaz. Siz Yeni Enerji’yi tanımlamaya çalışıyordunuz, ve birçoğunuzun şöyle dediğini duyuyoruz, “Bu Yeni Enerji ve şu Yeni Enerji.” Oysa o geçerli araçlarınızla, şeyleri tanımlamak için sahip olduğunuz geçerli kaynaklarla tanımlanamaz.

Bu tanımsızlıkta, Bilinmez ve Tanımlanamaz’da hergün gerçekleştireceğiniz çalışma, bilincinizi çok genişletecektir. Ve ayrıca yaşamınızda tümüyle farklı algılama araçları, değerlendirme araçları ve anlama araçları kullanmaya başlamanıza da izin verecektir. Bu araçlar – biz bunlara anlamak amacıyla kullandığınız araçlar, şeyleri algılama yollarınız diyeceğiz – zaten sizinledir. Sadece, enerjiyi açıklamaya ve tanımlamaya çalışmanız yüzünden göremiyorsunuz onları. Burada konuştuğumuz şeydeki çelişkiyi görüyor musunuz? Şu anda sahip olduğunuz enerji araçları ya da kaynakları ile yapılandırılamayacak, tanımlanamayacak ya da tarif edilemeyecek bir şeye girmekten söz ediyoruz.

Vazgeçmeyin Şambra. Bir kez deniyorsunuz, iki kez deniyorsunuz ve diyorsunuz ki, “Bu işe yaramıyor. Çabalayıp duruyorum. Beynim anlamaya çalışıyor ve ben beynimi devreden çıkartamıyorum.” Beyniniz, ondan istenilen şeyi yapıyor. Beyniniz, nasıl yapılacağını bildiği yoldan bilgiyi işlemden geçirmeye çalışıyor. Yapılandırmaya ve tanımlamaya çalışıyor, tıpkı bir çömlekçinin çamura biçim vermeye ve onu tanımlamaya çalışması gibi.

Günün birinde çömlekçinin parmakları çamurdan kaysa ve çamur tanımlanamasa ya da biçimlendirilemese, çömlekçi kendini çok kötü hissederdi. Başarısız olduğunu hissederdi. Çok sinirlenir, hayal kırıklığına uğrardı, çünkü çamura her dokunduğunda, çamur bir yapı kazanmak yerine tanımını kaybedecekti, ve bir vazo yaratmak yerine, farklı unsurlara ve malzemelere dönüşecekti. Çömlekçinin gözü önünde eriyip gidecekti, ve işte tanımsızlıkla çalışmak, böyle bir şeye benzeyecek – şu anda sahip olduğunuz algının dışında kalacak.

Sanki şeyler parçalanıyormuş, çatlaklardan akıp gidiyormuş gibi hissedilecek. Sanki bir şeyi kollarınızla sarmaya çalışıyormuşunuz da yapamıyormuş gibi hissedeceksiniz. Bunun, size oynadığımız bir oyun olup olmadığını merak edeceksiniz, ve değildir. Bu, öteye geçmektir, yeni alemlere geçmek.

Yeni Enerji

Yapabildiğiniz zaman… şimdi burada yine kelimeler iletmek istediğimiz şeyi kısıtlıyor, ama yapılandırma ve tanımlama ihtiyacının ötesine geçebildiğinizde, gerçekten Yeni Enerji’desinizdir. Ve Yeni Enerji’de olduğunuz zaman, artık gerçekten onun yaşamınızda, dünyanızda, gerçekliğinizde nasıl uygulanacağını anlarsınız. Ve tekrarlıyoruz, kelimeler onu tarif edemez.

Kendiliğinden farklı bir dile mi yöneliyoruz? Evet, ama zihinden akan bir dile değil. Farklı bir iletişim yoluna mı yöneliyoruz? Evet, ama şu anki kısıtlamalara sahip olmayan bir iletişime. Tümüyle yeni bir gerçeklik anlayışına mı geçiyoruz? Kesinlikle. Kesinlikle.

Şambra, Yeni Enerji sınıfı, şimdiye kadar gitmiş olduğunuz yerlerin tümünün ötesine geçmek için kendinize izin verebilir misiniz? Bu, sanrılar gördüren bir yolculuk değildir. Bu bir zihin oyunu değildir. Bu bir yarışma değildir. Bu, kendine izin vermektir, tarif edilmeye, betimlenmeye kafa tutan alemlere gidebilecek kadar kendinden emin hissetmektir. Oraya daha önce hiç gitmediniz, bunu hemen söyleyeyim. Oraya daha önce gitmediniz. Bazı olağanüstü alemlere gittiniz – Kristalin alemlere, Doğurgan alemlere. Sizin yabancı diyeceğiniz alemlere gittiniz, ama buraya hiç gitmediniz. Bu, Yeni Enerji’dir. Tümüyle farklı bir odadır.

O yüzden son toplantımızda, Şambra, kendinizden ödün vermeyin derken, bu kadar empatik davrandık. Çünkü bu sonraki aleme geçerken, ödün vermediğiniz bir yerde durmuyorsanız, Açıklanamaz ve Tanımlanamaz Olan’ın sizi parçaladığını göreceksiniz. Elbette kelime anlamında değil, ama zihinsel düşüncenin güvenli bir alanı, rahatlık düzeyiniz, Şimdi ânında olma haliniz olarak hissettiğiniz şeyleri yerle bir edecektir. Ve gerçekliğinizin tüm çevrenizde yerle bir olduğunu hissettiğinizde, gerçekliğinize anında geri dönecek ve onu yeniden-biçimlendirmeye, ona yeniden-tutunmaya çalışacaksınız.

Ruh

Size, buranın, betimlenemez olanın bir başka niteliğinden söz edeyim. Evet, ona büyük Bilinmeyen, büyük Tanımlanamayan diyebilirsiniz. Burası ayrıca, bir ruhun – ruhunuzun – ne olduğunu gerçekten anlamaya başlayacağınız yerdir. Ruh bir kimliktir, benzersiz bir kimlik – sizin Tanrı ya da Can diyeceğinizin size has, eşsiz ifadesi. Ruhunuz budur. Ama ruhunuz aynı zamanda tanımlanamazdır, yapılandırılamaz, kontrol edilemezdir. Zihniniz, ruhunuzu ele geçiremez – böyle tasarlanmıştır, anlaşma budur.

Böylece, sizin ruhsal benliğiniz diyeceğiniz şey – ve bu yine geliştirilmesi gereken bir kelimedir – ama gerçek siz, bu alemlerdedir. O, kısıtlı, fazlasıyla yapılaşmış, zihnin hüküm sürdüğü kontrol edici ve baskıcı bir çevreye ve fazlasıyla belirli ve fazlasıyla esneklikten yoksun bir çevreye gelemediği gibi, bir anlamda da bunu istememiştir. O nedenle, Tanımlanamaz Olan’da siz kendinizi yepyeni bir açıdan bilmeye başlayacaksınız.

Onunla çalışın Şambra. O, Bilinmeyen’dir, Açıklanamaz Olan. Bu enerjilerle çalışın. Çok istiyorsanız sinirlenin, kendinizi engellenmiş ya da yılgın hissedin, bunları baskılamak zorunda değilsiniz. Ve bu, bu arada, işte ödün vermektir. Kızabilirsiniz. Bozulabilirsiniz. Sinirlenebilirsiniz, ama onlarla çalışmayı sürdürün. Muazzam bir desteğe sahip olacaksınız.

Bu, bu arada, son toplantımızdaki Şaud’umuza bağlanıyor, Tesla enerjilerine, yeni icatların, yeni anlayışların enerjilerine. Tümü birbirine bağlanıyor. Bu basittir, size verilen görev, ev ödevi, buna her ne demek istiyorsanız – genişlemeniz – Tanımlanamaz’a gitmektir.

Zihne ne oluyor? Kelimelere ve tanımlamalara duyulan gereksinime ne oluyor? Kavranamaz olanı kavramaya çalıştığınızda ne oluyor? Oraya gidin ve araştırın, keşfedin Şambra.

Asla yalnız değilsiniz, çünkü biz, Yeni Enerji yolculuğunda sizinle birlikteyiz.

Ve öyle değildi.

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Kırmızı Çember, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan küresel bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 50.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Kırmızı Çember her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Kırmızı Çember toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Kırmızı Çember bolluğunu, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışlarıyla sürdürür.
Kırmızı Çemberin en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.

Sorular ve Yanıtlar

Öğretmenlik Dizisi:
Şaud 9: “Tanımsızlık”
Tobias’ın katılımıyla, Kanallık: Geoffrey Hoppe

Kırmızı Çembere sunulmuştur
7 Nisan 2007

www.crimsoncircle.com – www.kirmizicember.org

Ve öyledir, sevgili Şambra, soru ve yanıt alanına geldik. Burada White Eagle ile oturmak, gerçekte ne sorduğunuza bakmak, sizin benliğinize bakmak, ben Tobias için bir onur. Şimdi, çoğunuz şunu anlamıyor, biz size bu yanıtları verdiğimizde, çoğu kez size yalnızca kendi yanıtlarınızı yansıtıyoruz. Biz kendi yanıtlarımızı yaratmıyoruz, sadece, sizin daha keşfetmediğiniz ve zaten içinizde olan yanıtları size geri veriyoruz. Bu yanıtlar sizindir. O yanıta siz sahipsiniz. Biz yalnızca onu daha iyi anlamanıza yardım ediyoruz.

Şambra’nın dönüm noktası diyeceğimiz bu toplantının bugünkü mesajı basittir: Tanımsızlık – zihinden çıkmak, kelimelerden çıkmak, enerjiyi yapılandırma ihtiyacından çıkmak – uzun, çok uzun zamandır ne fiziksel, ne de fiziksel olmayan bir alemde deneyimlemediğiniz bir yeni özgürlük türüne girmek.

Enerji, kendi doğası gereği, tanımlara girer ve çıkar. Bu, evrensel bir fizik ya da evrensel bir prensiptir. Enerji, tanımlara girer ve çıkar. Peki enerji, yapısı çözüldüğünde nereye gider? Tanımlanmamış-olana, yapısız-olana. Kendi içine geri döner. Sizin insanca sözlerinizle, varoluşun nötr hali diyeceğiniz hale geri döner, ama bu bile onu fazlasıyla tanımlamak demektir. Enerji sürekli tanımlara girer ve çıkar.

İnsan ve hatta melek bilinci tanımlanmıştır. Siz yalnızca tanımı ya da yapısı olan enerjileri algılıyor ve onlarla uğraşıyorsunuz. Böylece şimdi, Tanımsızlığın çok yeni ve farklı bir alemine genişleyeceksiniz.

Bunu algılamanın başlangıç aşamalarından geçerken, sahip olacağınız en muhteşem araçlardan biri de nefestir. Solumak, zihni yatıştırır, bedeni yatıştırır. Solumak, sizi aynı zamanda tanımlanmamış, betimlenmemiş ya da tarif edilmemiş, ve yapılanmamış enerjilerin potansiyellerine açacaktır. O nedenle, nefes almayı kullanın. Bu yepyeni Yeni Enerjiye girerken solumayı kullanın.

Böylece, bugünün sorularına başlamaktan mutlu olacağız.

1.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Geçenlerde, Viktor Stepanovich Grebennikov adında bir Rus bilim adamının yazdığı makaleye rastladım…

TOBIAS: hmm… (konumuzla) ilgili bir soru….

LİNDA: Yeterince ilgili. Yeniden denememi ister misin? ….. ve onun şimdilerde öldüğünü sanıyorum, ama Sibirya arısının altında bulduğu bir yapıyı kullanarak, yerçekimine karşıt bir yöntem keşfetmiş.

Bu arının yalnızca Sibirya’da olduğu söyleniyor, ama adı makalede açıklanmamış. Ayrıca sanırım bu araştırmaya hükümet ya da hükümetler engel olmuş. Bu bilim mi, yoksa bilim kurgu mu? Eğer gerçekse, Bay Grebennikov’u çağırıp bize bunun hangi arı olduğunu ve yazısında yalnızca kısmen anlatılan taraklı kısmın alt karın bölgesinin neresinde bulunduğunu söylemesini sağlayabilir misin, ve ayrıca, gerekli ayrıntılar göz önüne alınarak inşa edilip çalıştırıldığında, yer çekimine karşı koyacağını iddia ettiği ve yazısında gösterdiği uçuş platformunu nasıl inşa edebiliriz?

TOBIAS: Gerçekten, bugün için çok uygun bir soru, çünkü biz bir kez daha, enerjinin tanımlara girip çıkmasından söz ediyoruz. Şimdi, gidip de sevgili bilim adamı dostumuzu buraya geri getirmek, şu anda gerçekten hiç birimizin işine yaramayacaktır. Ve hatta orijinal yazılara geri gitmeye çalışıp da… hükümetin bunlara el koymuş olması ya da onların kaybolmuş olması ya da her neyse, önemsizdir. Burada önemli olan, bu anti-madde – anti-çekim- bilincine girilmiş olmasıdır. Gerçi bu, insanlık bilincinin gerçekten de uzak bir köşesine tıkılmıştır ama, çok keşfedilir, erişilir haldedir.

Anti-madde fiziğine ve daha doğrusu, enerjinin tanımlara girip çıkma gerçeğine, yerçekiminin bir enerji formu olarak uygulanması hakkında epeydir konuşuyorum. Bilim adamları ve fizikçiler ve metafizikçiler, anlamak amacıyla bir kez gerçekten enerjilerini genişletmeye başladılar mı, bunların hepsi kesinlikle mümkündür, ama her zaman tanımlanamayacaktır, ve o zaman, bunlar pratik uygulamalar için bu gerçekliğe daha çok gireceklerdir.

Son toplantımızda sözünü ettiğimiz gibi, Tesla, buluşlarının bazısında ilerlemek amacıyla belli bir grupla çalışmak için geri geldi. Ve o, şu anda fiziksel olmayan bir biçim içinde Dünya’ya geri gelip de türlü gruplarla çalışan, sizin deyiminizle bilimsel bir varlık ya da mucit değildir. Yeni Enerjinin gelmesi için bir çağrıda bulunuldu, ve o, bilinç yoluyla geliyor, bugün burada yaptığımız gibi. O, icatlar yoluyla geliyor ve türlü farklı kapılardan geliyor, ve bu arada, bu kapıları gidip de açmak zorunda da değilsiniz. Onlar, bilincin kendi talepleri doğrultusunda açılır. Bu araçların hepsi şimdilerde Dünya’ya geliyor. Hiç bir hükümet, din ya da zengin ve varlıklı grup bunu durduramaz, çünkü bilinç, kendi genişlemesini talep ediyor. Teşekkür ederiz.

2.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Geçmişteki deneyimlerim, içsel bilişimle gerçekten güçlü bir bağlantıya sahip olduğum ve herşeyin yolunda gittiği yönündeydi. Ama şu son üç yıldır, içsel bilişimle daha az bağlantıda olduğumu hissetmesem de, herşey o kadar da yolunda gitmiyor. Böylece bu, iki kademeli bir soru. Birincisi, bundan ne çıkarmalıyım? Ve doğal olarak ikincisi de, hallolacağını düşündüğüm gibi hallolmadığında, güvenmeyi nasıl sürdürürüm? Ya da nasıl hallolacağını düşünmesem de, çünkü (sonuçlara) çok da bağlı olmadığımı hissediyorum, ama… her neyse, sorum bu.

WHITE EAGLE: Bu soruyu biz alacağız. Aziz White Eagle. (yoğun kahkahalar) senin sorun tam olarak Tobias’ın sözünü ettiği, o tanımlanamaz olan yerle ilgili. Çoğunuz bilişinizi, onu bulmaya alışık olduğunuz aynı odada aradınız, oysa şimdi tanımlama bağlarını bırakıp, bilişinizi bütünsel bir yerde aramak durumundasınız. Kendinizi evrenin her yerinde bulacaksınız. Ve böylece tatlı melek, bilişini aradığın o yeni yerde aktif bir sabır sergilemen önemlidir. Ve bu da şu anlama gelir, gördüğünü görmeye çalışıp durmak değil, bu tanımı olmayan yerde bir şey görmediğinde, rahat olmayı sürdürmek, salıvermeyi sürdürmek, bütünsel olmayı sürdürmektir.

Sen, bağlı-olmamak kelimesini kullandın – bu mükemmel bir tutumdur. Ve bilişin ortaya çıkacaktır, ama o yeni odada, eskiden olduğu gibi, geleceği görmek için iradeni kullanamazsın. O nedenle sevgili varlık, önce yeni beceriler gereksineceğin ve o bilişi bilmeni sağlayacak o yere gitmeye çalış ve sonra yanıtlar gelecektir, ama kelime olarak değil. Tepeden inen simgeler halinde de olmayacaklar. Yanıtlar o kadar süptil, o kadar ince olacak ki, en aydınlanmış varlıkların bile gözünden kaçabileceklerdir. Ama sen o sessizlikte, o dinginlikte olduğunda, kulakların uyumlanacak ve sen, “Ben gerçeği duyuyorum” diyeceksin. Ve gerçek, bir şarkı ya da bir ses tonu olacak. Bir kelime olmayacak başlarda. Ve sonra, sen o şarkıya ya da ses tonuna genişlediğinde, yalnızca yanıt gelmekle kalmayacak, başarmanın enerjisi de orada olacaktır.

TOBIAS: Ve buna düşünce-olmayan bir düşünce ekleyecek olursak (kahkahalar), sen ilginç bir yorumda bulundun. Dedin ki, “hallolmuyor.” Kime göre? Bunun altında yatan nedir? Üstünde yatan nedir? Gerçekte olan biten nedir? İnsanın, küçük insanın, “işe yaramıyor” demesi, açıkça sonuca ilişkin beklentiler yüzündendir. Sen onun olduğu gibi olmasına güvenmiyorsun, anlıyor musun. O küçük insan benliği, olduğun o güzel pırlantanın yalnızca tek bir fasetasına bakıyor. Teşekkür ederiz.

3.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Mesaj tahtasındaki rolümün amacı, daha büyük resmi nedir? Son birkaç yıldır, aramızdan, sayısı beş ile elli arasında değişen kişi, mesaj tahtasının ışık sütunlarını oluşturdu. Yazdığım mesajların sayısına ben bile inanamıyorum. Sanki oraya yazmak hiç enerji gerektirmiyor. Çok keyifli ve kolay. Şimdi bunları yazarken Şaud mu yapıyorum? Yazdığım şeylerin kendimle ilgili olduğuna mı inanıyordum? Çok derinlerde, sanki yazdıklarımı yalnızca kendim için yazıyormuşum gibi hissediyorum. Yazmanın dışında başka şeyler yapmaktan zevk alıyorum. Ayrıca, güvenli Şambra alanının dışında yazdığım zaman, okuyucuların ya da alıcıların benden beslendiğini hissetme dinamiğinden de hoşlanmıyorum.

TOBIAS: Gerçekten de. Buna bir rol olarak bakmayalım, çünkü bu belli bir yük ya da sorumluluk getirir, ama buna, kendini başkalarıyla paylaşmanın, kendini ifade etmenin bir sevinci, bir fırsatı olarak bakalım. Ve bu mesaj tahtası genelde enerjinin sürekli tekâmülüyle ilgili, gözlemlemek yoluyla hareket etmekle ve sonra algılardan geçerek bir sonraki, ve bir sonraki düzeylere geçmekle ilgili. Bu da, bildiğin gibi, tartışmadan tut da, anlaşmazlığa, dramlara kadar herşeyi beraberinde getirir. Ama… o bir… bu mesaj tahtasına, hepinizin türlü roller oynadığınız, enerjilerinizi dışa vurduğunuz bir Yeni Enerji sahnesi ya da tiyatrosu diyelim. Böylece orası, orada yaratılmış olan güvenli alandır.

WHITE EAGLE: Biz, güvenliğin bir karar olduğunu da eklemek isteriz; eğer sen, Şambra’nın güvenli alanı dışında kalan enerjilerin senden beslendiğine karar verdiysen, öyle olacaktır. O nedenle, güvenlik senin kendi içinden gelir. Dış koşullardan sağlanmaz. Ve bu hepiniz için geçerlidir, bu Yeni Enerji dünyasına geçtiğinizde, güvenlik için dışarda kanıt aramayın, onu cesaretle kendi yüreğinizde taşıyın.

4.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias ve White Eagle. Ben gizemli bir Şambra cinayet öyküsü yazdım ve onunla ilgili önerini almak istiyordum. Ama özellikle de onu yayınlamak ve üstelik kendim yayınlamak hakkındaki görüşlerini. Ayrıca bir de Dale’in sormamızı istediği bir soru var. Soru şu, “O kulübede inzivaya çekilen (ya da çalışma yapan) grup olarak bize ve o enerjiye ilişkin güncellemelerde bulunabilir misin? Bir grup olarak yapmamız gereken bir şey var mı, ve neden hepimiz biraraya getirildik?”

WHITE EAGLE: Tobias, buna sen başla istersen.

TOBIAS: Gerçekten de, nasıl bildin! (kahkahalar) Evet, bu ilginç. Yayıncılık yoluyla ifade etme fikri – ah, biz bununla ilgili saatlerce konuşabilirdik – ama Şambra artık bu konuda kendi potansiyelini yaratıyor – elbette bizim önerilerimiz ve yüreklendirmemizle – çok yakında, adı Crimson Yayıncılık ya da Crimson Press olacak bu haberi duyacaksınız. Bu, Şambra’nın kendi çalışmalarına, bu ister müzik, ister yazı olsun, bir çıkış kapısı sağlayacak.

Yayıncılığı kendin mi üstlenirsin yoksa dışarda başka birine mi gidersin, bunu belirlemek bize düşmez, ama yine de enerjisel önerimiz, herkesin kendi yayıncılığına soyunmaya başlamasıdır. Bu, çalışmanızı bir tür sahiplenmenizi yaratır. Yarattığınız şeyi ortaya serdiğinizde oluşan şey, ister basılı metin, ister müzik olsun, ortaya serdiğiniz şey meydana gelen enerji dinamiklerini anlamanıza izin verir ve onun ortaya çıkıp açılmasına izin vermenizi sağlar.

O nedenle, şu anda herşeyden çok, senin için bir uçurumu aşma zamanının geldiğini söylemek zorundayız. Bir yazar olmaktan bir yayıncı olmaya geçmek ve ifadelerinin dünyaya açılmasına izin vermek zamanıdır. Bu, mesajı dışarıya açabileceğini kabul etmekle ilgilidir. Birçok Şambra, “Ama ben sadece yaratıcı kısmını yapabilirim, diğer işlerden – pazarlamadan, enerjiyi genişletme kısmından – anlamam” diyerek yapay bir engel oluşturuyor. Oysa anlarsınız, ve Kırmızı Çember’in içinde buna yardımcı olacak ve şimdiden oluşturulmuş olan bir mekanizma var, ve çok yakında onunla ilgili haberleri duyacaksınız.

Kulübedeki çalışmaya ve gruba gelince, bu grup, daha önce birlikte olmuş bir gruptur, birkaç yıl önce çok güçlü bir bağ kurmuş olan bir gruptur, sizin uyku hali dediğiniz haldeyken, ya da pek de düşünceler içinde olmadığınız bir haldeyken, başka alemlerde birbirini destekleyen bir gruptur, ve bu grup – nasıl desek – sizin belli bir göreviniz yok. Yapmanız gereken belli bir işiniz yok, ama birbirinizle çalışmanız, çok sevecen bir dinamik yaratıyor. Gerçekleştirilmesi gereken belirli bir çağrı yok, anlıyor musun.

Bu grupta gördüğümüz bir şey de, grubun enerjisine biraz fazlaca odaklanmış olmanız. Biraz daha özgürlük sağlanmalı. Ben şimdi şöyle bir şey önereceğim, birlikte zaman geçirdiği için birbiriyle yakın bir bağ geliştirmiş olan bu grup, şu tanımsızlık kavramını araştırsın – gerek bireysel olarak, gerekse bir grup olarak – ve bu yeni alemlere giderek, birbirinizle oluşacak o inanılmaz değişimi izleyin. Teşekkür ederiz.

WHITE EAGLE: Bizim bir sorumuz var. Kitabının adı ne?

4.ŞAMBRA: Adı ya “Yeni Çağda Cinayet” ya da “Ölüm Çemberi” olacak.

WHITE EAGLE: Peki. Ve tabi, o iki adı yanyana koy ve hangisi en fazla enerjiyi yayıyor bak, ve sonra arkadaşlarından da adın kendisine enerjilerini koymalarını iste, çünkü bu da ifadenin bir parçasıdır. Bir projesi olan herkes, projenize bir ad verin ve onun için bir sembol, bir simge oluşturun ve ışığınızla onu ziyaret etmeyi sürdürün ki, ona enerji vermiş olun.

5.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Görünüşe göre, Tesla, hayatının son on yılını New York’ta 3327 no’lu bir otel odasında yaşamış. Tesla’dan söz ettiğin Şaud 8, 3/3/2007 tarihinde yapıldı. Bu sayının bir anlamı var mı… yoksa tesadüf mü?

WHITE EAGLE: Seninki de bir tesadüf. (bazı gülüşmeler)

TOBIAS: Buna fazla bir anlam katma. Hem evet, hem hayır. Doğal olarak meydana gelen eşzamalılıklar vardır. Bunlar, enerji kendini uyumlarken, doğal olarak meydana gelirler. Ama bunun gerisinde bilinmeyen ya da gizemli büyük bir anlam aramaya başlarsan, bunun yalnızca bir eşzamanlılık olduğu gerçeğini kaybediverirsin. Kendini, kendine güvendiğin bir düzeye ve Yeni Enerji akışına bıraktığında, eşzamanlılıklar da doğal olarak meydana gelir. Bunlar, “Tamam, anladın işte. Enerjileri uyumluyorsun” diyen küçük dürtüklemelerden başka, gizemli bir şeyler anlamında değildir.

WHITE EAGLE: Bir şey söyleyebilir miyiz? Söyleyebiliriz. Söyledik bile. (kahkahalar) Biliyorsun, bugün o farklı odalara gittik. Düşünce odaları ve kelimelerin odaları, ve en zeki insanların, zekâları yüzünden geri zekâlı olduğunu görüyoruz. (kahkahalar) Ve kelimeler odasından hızla geçip gidebilirsiniz, bu size, orada durmak ve herşeyi tanımlamaktan çok daha yararlı olacaktır. Ve bazen, sizin fazla düşündüğünüze inanıyoruz. O nedenle, anti-yerçekimi için arıların altına bakma (kahkahalar) dürtüsünü hissetseniz bile, belki de sadece Tanrı’ya gitmeniz ve yanıtı orada aramanız gerekir. Teşekkür ederiz.

6.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Hoşgeldiniz tüm büyük varlıklar. Benim sorum şu, artık kalmak istediğime göre, işim, Şambra’yı ve Yeni Enerji’yi destekleyecek mi, yoksa yeni bir birikim mi çıkacak önüme, yoksa bugün yalnızca dinleyen biri miyim?

WHITE EAGLE: Biz başlayalım. Birikiminin yeni bir yola döküleceğini, arkasında pek de yapılanmamış bir yeni enerji olduğunu hissediyoruz. Daha fazla özgürlük olması gerekiyor – üstelik biz senin sözünü ettiğin şeyin ne olduğunu bile bilmiyoruz, onun yalnızca enerjisine bakıyoruz. Genişlemeyi ve daha çok özgürlüğü gereksiniyor, ve sevgili varlık, orada hayatta kalma dürtüsüyle ilgili ya da belki fikrin hayatta kalmasıyla ilgili hâlâ bir korku var, ve biz seni derinden kutsuyoruz. Zerafet ve kutsama içinde yürü, ve sonra bırak fikirler o tanımsızlık alanından gelsin, böylece onlar, aşağıdan ittirilmek yerine, yukardan süzülerek gelir, anlıyorsun değil mi.

TOBIAS: Hemfikiriz.

7.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Tobias, herşeyden önce, hepimizi böyle esinlendirdiğin için çok teşekkürler. Seni dinlemeye bayılıyorum. Umarım bunun özel bir soru olması sorun yaratmaz, ama biraz çaresiz bir haldeyim. Bende osteoporoz var ve iskeletimin parçalandığını hissediyorum, ve bunun neyle ilgili olduğunu ve ne yapabileceğimi bilmek istiyorum. Ortada hiç bir neden yokken kemiklerimi kırıyorum. Burada, Dünya’da kalmaya ve bir Öğretmen olmaya yardım etmeye karar verdiğimi hissediyorum, ama sanki tüm temelim parçalanıyor. Neler oluyor? Nefes alıyorum ve Bayrak Teknolojisi’ni uyguluyorum. Teşekkür ederim.

TOBIAS: Gerçekten. Bu bizim için zor ve üzücü, çünkü… insan bedenine olanlar, yaşamın zevkini çıkarma yeteneğini de etkiliyor. Şu ara gördüğün şey, belki de tüm şu yapılanmaların parçalanması kavramının fazlasıyla tezahür etmesidir. Ve bu bir anlamda, enerjisel olarak fiziksel sistemine girmiş halde. Ve öyle olması gerekmiyor.

Nefesle çalışmak, en önemli şey. Sen o sürece girdin ve ona kesinlikle devam etmen konusunda seni yüreklendireceğiz. Bayrak Teknolojisiyle çalışırken, daha pek anlayamayacağın sezgilere, içgörülere sahip olacaksın. Biz bu çalışmayı geçenlerde İsrail’de başlattık, ve bugünden itibaren bir hafta boyunca da sürdüreceğiz. Kendini-şifalandırman konusunda sana özel rehberlik alacağız, ama sonuçta önemli olan, bedeninin, kendini nasıl tamir edeceğini, yenileyeceğini ve temizleyeceğini bildiğine, tümüyle ve koşulsuzca güvenmendir.

Bedeninde, tüm bu bozulma, yıkılma işlemini kesinlikle durduracak tüm bileşenlere, zerrelere, tüm enerji dinamiklerine sahipsin. Ve bunlar yalnızca durdurmakla kalmaz, birçok yapıyı yeniden inşa edebilir. Senden, çıkacak olan Bayrak Teknolojisi kursunu dinlemeni, anlamanı ve yaptığın şeye güvenmeni isteyeceğiz, çünkü sana enerjisel olarak baktığımızda, nefes çalışması yaptığın ve Bayrak Teknolojisinin bazı çok temel ögeleriyle çalışmaya başladığın halde, inanılmaz bir korkunun hâlâ var olduğunu, ve – herşeyden çok – bunu yapabileceğine ilişkin muazzam bir güven eksikliği, kendine karşı kesin bir güvensizlik olduğunu görüyoruz.

Senin hâlâ biraz hile yaptığını, dışarıya bel bağlayıp Ruh’tan talep ettiğini görüyoruz… şu ara şifacılara ve durugörüsü olan kişilere gidiyorsun, yani dışarda arıyorsun. Bayrak Teknolojisi, bedeninin kendini yenileyebileceğine güvenmeni tümüyle talep eder. Bedenin bunu nasıl yapacağını bilir. Teşekkür ederiz.

WHITE EAGLE: Biz bir şey eklemek istiyoruz. Temellerinin çöktüğünü hissedenlere sesleniyoruz, bu ister bedeniniz, ister parasal durumunuz, ister ilişkileriniz olsun, Tobias’ın söylediği bir şeyi geliştireceğiz. O çömlek hamurundan söz etti. Ve çömlek hamuru ve çamuru ile, bitmiş bir ürün arasındaki fark, ateştir, fırındır. O nedenle, bir şeylerin parçalandığını görüyorsan, nasıl bir ateşe dokunmaktan ve onun içinden yürüyüp geçmekten korkuyorsun? Başka yöne bakmana neden olan şey nedir? Ateşinin ne olduğunu bul, ve büyük bir olasılıkla ondan korkuyorsundur. Tanrı, korkunun öbür yanındadır. Ve o ufalanan çamur, bu ateş sayesinde güçlü ve fırınlanarak bitirilmiş bir parça haline gelir. Teşekkür ederiz.

8.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir adam): Selam Tobias ve White Eagle. Bu soru, işimle ilgili. Yaklaşık 15 yıldır duygusal şifa ve bunun mentorluğunu ve koçluğunu yapıyorum ve tüm bu süre boyunca işim hep dönüşüp durdu. Ve ben bu işi sürekli geliştirdim, kendi bulunduğum noktayı temel alarak sürekli değiştirdim ve şimdi öyle bir noktaya geldi ki, eski terminolojiyi kullanmadan çalışmayı nasıl tanımlayacağımı bilemez oldum. Ve ben hep yapıya bakıyorum – ya da geçmişte öyle yapıyordum – ve şimdi nasıl…. sanki biraz kum ayaklarımın altından kayıyormuş gibi ya da belirsiz, tarafsız bir bölgedeymişim gibi hissediyorum, ve sadece, bununla nasıl başa çıkacağım konusunda yardım istiyorum.

WHITE EAGLE: Biz başlayabiliriz.

TOBIAS: Elbette.

WHITE EAGLE: Bu kanal, gözleri kapalı olduğunda, ne zaman konuşacağını bilmekte çok zorlanıyor (kahkahalar) (çvr. Linda’dan söz ediyor) Kocası, onun gözlerini daha sık kapamasını arzuluyor! (yoğun kahkahalar)

Sevgili aziz dost, geliştikçe işinin de gelişmesine izin vermekle ve kendine çektiğin insanların sana, eriştiğin bir sonraki gelişme düzeyini yansıtmasına izin vermekle, harika bir iş görüyorsun. O yüzden, kelimelere ve betimlemelere fazla güvenme. En iyi kelimeleri bul ve onlara enerjini yerleştir. Etiketleme biçimin ne olursa olsun, ona enerji ve ışık yerleştir. İnsanlar, kelimelerin tanımlanması yüzünden sana gelmeyeceklerdir, onlar, seni düşündükleri zaman ya da biri senden söz edip de adını andığı zaman, onlara çarpan ışık varlığın yüzünden geleceklerdir.

Böylece hepiniz, tekrarlıyoruz, en iyi kelimeleri bulun ve sonra salıverin – en iyi kelimeler bile yeterince iyi değildir – ve bu yine doğrudan Tobias’ın söylediği şeyle bağlantılıdır. Enerjinizi, ışığınızı yerleştirin… ve biz, şu anda mikrofon bizde olduğu için, sizden, hepinizden, ışık “işçileri” ve ışık “tutucuları” olmaktan hemen şimdi vazgeçmenizi isteyeceğiz, böylece daha çok “olabilecek” ve bunun “işiyle” daha az ilgili olacaksınız. Böylece sevgili kardeşimiz, kesinlikle doğru yoldasın, ve aslında o kadar da önemli olmayan bir şey için kaygılandığını düşünüyoruz. (bazı gülüşmeler)

TOBIAS: Buna bir eklemede bulunacağız. Danışmanlık ve şifa sürecinin şu aralar sürekli ve ne kadar hızlı değiştiğini anladığın için seni övüyor ve saygılarımızı sunuyoruz. 20 yıl önce yeni olan yöntemler şimdi ya eskidi ya da uyumlanmayı ve değişmeyi öğrendi, çünkü şu an herşey – bilinç, herşey – büyük bir hızla değişiyor. O nedenle, White Eagle’a katılıyoruz, adın pek de önemi yok. Ancak yine de, çok iyi olmayan, pek uymayan bazı adlar var, ama çalışmanı tanımlamak için, daha açık bir yapıya sahip olan kelimeler kullan. Kalbinden gelen kelimeleri kullan, ve herşeyden çok, bunu seçtiğin an, bir adın bile gelişebileceğini ve değişebileceğini anla. Herhangi bir şey yüzünden o adın içinde kilitli kalmış değilsin. Ve tekrarlıyoruz,Şimdi Şifa Uygulamaları’nda, yöntemini sürekli değiştirdiğin için sana saygılarımızı sunuyoruz. Ki bu fena bir ad değil.

8.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

9.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Sevgili varlık, bugün her kim buradaysa… (Tobias kıkırdar ve izleyiciler güler)

WHITE EAGLE: Bu sen olmalısın! (hem izleyiciler hem de Tobias daha çok güler)

9.ŞAMBRA: …. ben muhteşemim. Ben olan muhteşemliğim, benim tanrısal fahişe dediğim bir yanı da içeriyor. Bu yanım, cinsellik simyasını bilen ve aynı zamanda DNA’ya şarkı söylemeyi de bilen parçalarımdan oluşuyor. Ben bütün ve tamamım, ama yine de başkalarıyla, bir kişiyle bir rezonans hissettiğimde – erkek ya da kadın – birleşmekten haz alıyorum. Birleşmekten haz aldığım ve bedenleri olmayan dostlarım da var. Bütün olduğum için de, bunu deneyimden haz almak için yapıyorum, ama enerjilerimiz karıştığında başka şeylerin de olduğundan hiç kuşkum yok. Sorum şu: Tüm Şambra bunu yapmak potansiyeline sahip mi, yoksa bu ruhsal aileme özgü bir şey mi?

TOBIAS: Cinsellik enerjisinin gerçek görkemini anlama potansiyeline ve herşeyden de çok, bunun sadece kendini sevmek olduğunu anlama potansiyeline tüm Şambra sahiptir. Bu ille de fiziksel olmak zorunda değildir, hatta ille de, senin haz diye tanımladığın şey olmak zorunda da değildir.

Haz – biz bununla ilgili uzun bir söylev çekebilirdik – ama haz… hâlâ, Atlantis’ten kalma olup da hazza yüklenmiş olan çok eski kalıplar var. Haz bir tetikleyicidir. Uygun olmayan biçimlerde kullanıldığında, başkalarından enerji çalmaya, onları kapana kıstırmaya, manipüle ve kontrol etmeye yarayacak bir yöntem olabilir. Bu nedenle, bu ince çizgi, bu ince denge hep söz konusudur. Bu soruyu kendi içinde yanıtlaman gerekecek.

Ama sana bir ipucu verebilirim. Eğer bu yalnızca seks ise, ister fiziksel bir insanla fiziksel bir eylem, ister insan olmayan bir varlıkla fiziksel bir eylem algısı olsun, ben olsam buna bir daha bakardım, çünkü seksle ilgili, fizikselden çok daha fazlası söz konusudur. Seksten haz alınabilir… Saint Germain diyor ki, bir insanı, hiç fiziksel olmadan ya da hatta sizin cinsellik dediğiniz şey bile olmadan, orgazm noktasına getirebilirmiş. Bu, eşit ve dengeli bir enerji alış-verişidir, ama herşeyden çok, yuvada (kendinde) başlaması gerekir. Bu, kendini sevmekle ilgilidir.

Kendini sevdiğin bir alanda değilsen, dışarı çıkıp da fiziksel ya da hatta fiziksel olmayan cinsel ilişkiler kurduğunda… başkalarından beslendiğini görürsün. Tamamlanmak istiyorsundur. Kendini tam olarak sevdiğinde, işte ancak o zaman bu enerji alış-verişine ilişkin herşeyi tam olarak anlar ve artık “tanrısal fahişe” gibi terimler kullanmaz olursun. Teşekkür ederiz.

WHITE EAGLE: Aynen böyle! (kahkahalar)

10.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias. Santa Maria topraklarından selamlar getirdim. Sana şunu soruyorum, senden, yaşantımın bu anında bana ne söylemeni ya da hatırlatmanı istedim?

TOBIAS: Sence bir sakıncası yoksa, bu soruyu ben yanıtlayayım.

WHITE EAGLE: Olur.

TOBIAS: Özel olarak, hemen şimdi bu noktada, konuşmak üzere anlaştığımız şey, değişim zamanı olduğudur. Bu, uzun süredir ileriye atıp durduğun bir şey. Beklediğin, ama korktuğun bir şey. Arzuladığın ama yine de kaçtığın bir şey. Bu değişim kaçınılmazdır, çünkü onu zaten seçtin. Bu sanki şöyle bir şey, bir yolda ya da yönde gidiyorsun, ama şimdi sadece yönü değiştirmek değil, yolu da değiştirmek zamanı. O nedenle, sana geri soracağım soru şu: Zaman bu zaman mı? Bu değişimi şimdi mi istiyorsun, yoksa birkaç yıl sonra mı ona geri gelelim?

10.ŞAMBRA: Bilmiyorum.

TOBIAS: Bu senin seçimin, benim değil. Bana fark etmiyor. Bunu şimdi seçersen, buna gerçekten inanırsan – sadece şimdilik dile getirmen değil de gerçekten inanırsan – değişim meydana gelecektir. Soru şu, meydana gelecek şeylerin iyilik içerdiğini, tekâmül içerdiğini ve zaman zaman – nasıl desek – zorluk ya da meydan okuma olarak görünebilecek şeylerin, aslında sadece yeni bir yapılanma olduğunu kabul edebilir misin. Çünkü kendi enerjinin büyük bir bölümü, şu anki tanımından çıkmaya, başka bir yere gitmeye ve sonra yeni bir tanımlama için geri gelmeye hazır. Onun için, bu sana kalmış bir şey. Ama bu, burada bulunan ve dinleyen tüm Şambrayla birlikte Şambra Hizmet Merkezi’ndeyken, yeni yönünle ilgili kendi sahnende yer alman için güzel bir zaman. Teşekkür ederiz.

WHITE EAGLE: Ve, sevgili varlık, ve değişim isteyen hepiniz, o atlayışı gerçekleştirmeye hazır olduğunuzda, solar plexus’unuza bir bakın, çünkü dünya ile kurduğunuz ilişkilerin çoğu ve düşünceleriniz, solar plexus’unuza bağlıdır. O bölge, ak ve karanın ve yapının ve iyinin ve kötünün ve korkunun ve kontrolün alanıdır. Ve oradaki kabloları sökün ve onları ait oldukları yere, sizi kontrol etmeyecekleri, sizi kanatmayacakları ve yeni adımlarınıza çelme takmayacakları yere, kalbinize bağlayın. Böylece sevgili varlık, senin varlığını ve dünyayı, hâlâ solar plexus’a bağlı tutan oldukça kalın kablolar görüyoruz. Ve hepiniz bunlara sahipsiniz, ama bu bağlantılar en çok da, yeni bir adım atmaya hazırlanırken size çelme takarlar – bir de neden bu kadar kiloluyum diye şaşıyorsunuz. (kahkahalar)

LİNDA: Son soru.

TOBIAS: Hmmm, sanırım White Eagle ve ben birkaç tane daha almak istiyoruz.

LİNDA: Bunu Geoff mi söyledi?

TOBIAS: Imm, o gitti. (yoğun kahkahalar)

11.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Pekâla, selam Tobias ve White Eagle. Kelimelerin olmadığı o yeni boyuta gitme kavramı, benim için yeni bir şey değil, ve sen bu enerjiyi tarif ederken, tanımın olmadığı o odayı, biraz rahatsız oldum, çünkü seni doğru duyduysam, bunun Ruh olmadığını, Tanrı olmadığını söyledin. Ve ben, tüm enerjinin yalnızca Tanrı’nın ya da Ruh’un bir tezahürü olduğunu düşündüm. O nedenle, seni doğru duyup duymadığımı bilmiyorum ama, sanırım bunun daha açık ifade edilmesine ihtiyacım var. Beynim bir tür açıklama istiyor.

TOBIAS: Zavallı beyin (kahkahalar). Beynini beslemek için yanlış yere geldin.

WHITE EAGLE: Sanırım o kelimeler odasında kaldı.

TOBIAS: Evet, önce ben başlamak istiyorum ve sonra White Eagle’ın söyleyeceği çok şey var. Seninle hemen şimdi şunu paylaşmak zorundayım. “Ruh”, “Tanrı” – herşeyden önce, Tanrı aşkına şu kelimelerden kurtul! (Tobias ve izleyiciler güler) Bunu bile – at onu! Ama senin Ruh, Tanrı olarak adlandırdığın, her neyse, hiç de enerji değildir. Tanrı enerjisel bir varlık değildir. Enerji yalnızca bir araçtır. Senin ruhun herhangi bir enerji içermiyor. Enerji sadece bir araçtır, ya da yakıt diyelim.

O nedenle, şimdi onunla derin bir nefes al! Görüyor musun? Şimdi beynin gerçekten karıştı! White Eagle, sen devral. İkinci raund.

WHITE EAGLE: Enerjinin ötesinde bilinç vardır. Bilinç, Tanrı’nın yapısına daha çok benzetilebilir çünkü o, enerjinin biçimi yarattığı düzlemdir, alandır, hiçliktir. Ve bu alanda, yalnızca o tanımlanamaz olan yere gitmene izin verdiğinde, gerçek Ruh’a geçmek için kendine izin vermiş olursun, ki gerçek Ruh, eski yollardan deneyimlenme yeteneğinin üstündedir. Eğer deneyim ihtiyacına tutunacak olursan, kendini deneyimsel bir dünyaya mahkum edersin.

TOBIAS: Ve…

WHITE EAGLE: Devam et.

TOBIAS: …. ve bilincin ötesinde bilinç-sizlik vardır. Ötesi, tanımsızdır. Bak, bilinç, bir şey alınmış ve tanımlanmış, ve belli bir biçimde yapılandırılmış demektir. Gerçi bilinç muazzamdır ve engindir, ama bilincin ötesinde ne yatıyor? Ve işte bu tam olarak bugün yaptığımız şey değil mi – bilinen her türlü bilincin ötesine geçmek, hatta Tanrı ya da Ruh tarafından bilinen bilincin bile ötesine. Ve bu, Yuvayı terk ettiğinizde, Ateş Duvarı’ndan geçtiğinizde hepinizin tam olarak yaptığı şeydi. Siz hiçliğe girdiniz, boşluğa. Ve şimdi burada yine tüm tanımları koymaya çalışıyorsun – buna Tanrı’nın ve Ruh’un tanımı ve kelimeleri de dahil – oysa bunun hiç bir tanımı yoktur.

Tanrı ya da Ruh’un olmadığı bir yere – korkusuzca – gidebilir misin? Ah, ah… çünkü… neyse, buna değineceğiz… şimdi felsefe yapmaya başladık. Kuthumi gerçekten gelip beni dövecek! (yoğun kahkahalar)

11.ŞAMBRA: Tamam, sabahları ve akşamları 10 dakikamı ayırıp hiçliğimi genişleteceğim.

TOBIAS: Ah, evet.

WHITE EAGLE: Aynen.

12.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias, merhaba White Eagle. Ben uzun bir yoldan geldim. Avrupa’danım – Avusturya’dan – son birkaç yıldır birleşik devletlere çekildiğimi hissediyordum. Birkaç kez geldim ve bu sefer, nedenini bilmediğim halde Taos’a gelmem konusunda özel bir çağrı aldım. Anazasi ruhuyla çok güçlü bir bağlantımın olduğunu biliyorum, ama bu kez çok daha süptil (ince) bir nedenin olduğunu ve yeniden Anazasi ruhuyla bağlantı kurmanın gerekliliğini hissediyorum, ve bu konuda beni biraz daha aydınlatabilir misiniz diye merak ediyordum.

TOBIAS: White Eagle?

WHITE EAGLE: Evet, biz başlayalım. Hepiniz, ruhunuzun an’daki bilişine güvenin, eğer Taos’a çekildiyseniz, bu yeterlidir. Sonra biletinizi alır, otelinizi ayarlarsınız, ve sonra da, ancak oraya vardığınızda ustalığın/maharetin etrafınızda kanat çırpacağını bilirsiniz. Bunun, bir Anazasi olduğunuz geçmiş bir yaşam mı, yoksa kabak çiçeği takılarından hoşlandığınız için mi olduğuna karar vermeye çalışmanız gereksizdir, ne olduğunun önemi yoktur. O nedenle, hepiniz içgüdülerinizi izleyin ve sonra da salıverin, çünkü gerçek yalnızca çiçek açması gereken anda çiçek açar. Senin Taos’a gitmen gerekiyor, ve bu, çok daha mucizevi şeylere yol açacak.

TOBIAS: Gerçekten, ve burası büyülü enerjilerin olduğu bir bölgedir. Her yerde büyülü enerjiler var. Ayrıca bu bölgeye çekilmenin bir nedeni de, Kuantum Sıçrayışı kutlamalarımızın merkezi olacağı içindir, ve enerjileri oraya çekmek adına şimdiden orada büyülü şeyler oluyor. Ama evet, senin de söylediğin gibi, Anazasiler ile bir bağın var, ama Anazasi enerjisinin geri çekildiğini, ve her insan için, Dünya üzerinde Yeni Enerjiyi hareket ettirme zamanının geldiğini de biliyorsun. Teşekkür ederiz.

13.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Eh, ikinizle birlikte burada olmak gerçekten keyifli. Ne armağan ama!

TOBIAS: Bizim için de ikinizle olmak bir armağan! (Tobias güler)

13.ŞAMBRA: Ya da kaç kişiysek! İkiniz de burada olduğunuz için benim iki sorum var. (Linda işaret eder “tek soru”) Yalnızca tek soru mu? Yalnızca bir tane mi sorabilirim?

TOBIAS: Tamamdır.

WHITE EAGLE: Her birimiz bir yarısını alırız!

13.ŞAMBRA: Pekâla, başlıyorum. İlki şu, ben gerçekten, gerçekten Toprak Ana’yla bağlantıdayım – onu seviyorum – ve arılar konusunda kaygılıyım. Çoğu zaman ya da bir dolu yerde, arıların olmadığını duyuyorum. Şimdi bu ilginç, geçen gün evimin avlusuna çıktım ve arılar için erken olmasına ve karlı bir hava olmasına rağmen, küçük havuzumun çevresinde arılar vardı. Buna çok şükrettim, ama neler olduğunu açıklayabilir misiniz?

TOBIAS: Bir sonraki sorun kuşlarla mı ilgili olacak? (kahkahalar)

13.ŞAMBRA: Hayır, hayır! Yanlış tahminde bulundun! (yoğun kahkahalar)

TOBIAS: Arıların, enerjisel olarak çok duyarlı yaratıklar olduğunu söylemeliyim, Dünya’daki birçok hayvandan ve böcekten çok daha fazla. Elektromanyetik örüntüye çok hassaslar, ve arılar yönlerini değiştiriyorlar. Dünya’yı terk etmiyorlar, yalnızca şu anda oynayacakları alanı değiştiriyorlar.

13.ŞAMBRA: Tamam, peki. Buna ekleyeceğin herhangi bir şey var mı White Eagle?

WHITE EAGLE: Hayır, bu yanıt yeterince iyi. Onlar için kaygılanma, onları yalnızca sev ve gördüğün zaman da değerini bil.

13.ŞAMBRA: Ah, iyi. İkinci sorum, kocam uyku apnesi geliştirdi, ve biz bunun kaynağına baktık, üzerinde enerji çalışması yaptık. Ama sanki bunu nasıl çözeceğimizi bulamadık. Bu konuda bize yardımcı olabilir misiniz? White Eagle.

WHITE EAGLE: Bir şey var… onun başına bakıyoruz ve… hmmm… belki hafif bir mini-felç durumu olmuş, bunun için kullanılan kelime her neyse, bu başka bir değişime neden olmamış ama kocanın bazı kalıpları değişmiş. Ve tekrarlıyoruz, uyku sırasında olan şeyler için, kendi değerini bilme hislerine ve korkusuzca uykuya dalmak konusuna bir göz at. Nefes sorunları olduğu zaman, genelde çok derinlerde yatan bir korku söz konusudur, ve kocan, uykusu sırasında bu korkuyla bağlantı kuruyordur.

TOBIAS: Ve ben de buna bir kelime ekleyeceğim. White Eagle’in söylediği kesin, korku var. Uyku sırasında meydana gelen, ve insan benliği ile benliğin diğer düzeyleri arasındaki bağlantı açısından çok önemli olan, doğal bir kalıp vardır. Kocan, uykusunda gezinirken bir blokaj oluyor ve geceleri enerjisinin tümüyle genişlemesine izin vermiyor. Ve White Eagle’in de dediği gibi, buna kesinlikle meydana gelen bir korku neden oluyor. Ve bu da, normal uyku düzeninde bir kesintiye neden oluyor, ve biz oldukça garip bir şey önereceğiz, ve yalnızca bu durum için. Bu, bütün uyku apneleri için geçerli olan ve iyileştiren bir şey değil, ama şöyle diyelim, burada enerjisel ve aromatik bir tetik söz konusu. Biz kocanın tarçın kullanmasını önereceğiz, en azından her gün, yaklaşık yarım çay kaşığı dolusu tarçın yemeğe ya da herhangi bir şeye karıştırılmalı. Ve buna en az 21 gün devam edilmeli. Tarçın tedavi değildir, tarçın bir tetiktir.

13.ŞAMBRA: Tamam. Teşekkür ederim, teşekkür ederim.

TOBIAS: Biz teşekkür ederiz.

14.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Tobias ve White Eagle. Ben bilimsel bir grupla çalışıyorum ve senin bu enerjilerin ve teknolojilerin, hükümetlere aldırmadan ortaya çıkacağını söylemen, beni cesaretlendirdi. Ama benim sorum, grup içindeki iki ayrı görüşle ilgili. Bazıları, tarihimizde mucitlere uygulanan baskı ve şiddet yüzünden, bir muhakemeye ya da ayırt etmeye ihtiyaç duyulduğunu hissediyor. Grubun başka bir bölümü ise, bilirsin işte, kaygılanmayın çünkü kendi gerçekliğimizi kendimiz yaratıyoruz, ve işte, doğru şeyi imgeleyecek olursak, karşı çıkacak bir dinamik oluşturmayız ve doğru olan olur, gibi hissediyor. Ve ben sanırım, bu bakış açılarından biri mi yoksa her ikisi de mi geçerli diye merak ediyorum. Ve bunlar dua eden ve imgeleyen ve sezginin ve bu tür şeylerin değerini bilen insanlar.

TOBIAS: White Eagle, önce sen mi?

WHITE EAGLE: Biz yalnızca bir şey söyleyeceğiz. Bu duruma bağlı… ayırt etme kötü bir şey değil, ayırt etme önseziden mi geliyor, yoksa korkudan mı? Ayırt etme, yaptığın şeyi organize etme biçimidir, o nedenle de kişinin önsezilerinin çok etkili bir ifadesidir. Ama eğer ayırt etme solar plexus’tan geliyorsa, korkudan geliyorsa, o zaman o önseziyi kapatıverir. Böylece yanıt, ayırt edici olmak ve geleceği yaratmayı sürdürmektir.

TOBIAS: Ve gerçekten, Dünya enerjisinin, bilincin, daha birkaç yıl öncesine göre çok farklı olduğunu da anla, hele icatlarda bir açılımın olduğu ve bir dolu mucitle alay edilen 50 yıl öncesine göre kesinlikle çok daha farklı. Yani enerji şimdi farklı. Siz Dünya üzerinde öyle bir bilinç yarattınız ki, şeyler anında olabiliyor, insanlar artık şeylerin ötesine geçmeyi arzuluyor, teknolojiye duyulan gereksinim – ona duyulan arzu ve onun açıklığına duyulan arzu – şu anda çok, çok fazla, ve artık herhangi bir kuruluşun, grubun ya da hükümetin herhangi bir şeyi gizlemeye çalışması çok zor.

Hâlâ korku içinde yaşayan, hiç endişelenmemeleri gereken şeyler hakkında endişelenip duran, şu gizli hükümetler ve kuruluşlarla ilgili kaygılanan insanların olduğunu biliyoruz. Ama, dünyanın potansiyelini değiştirecek bir şeyi icat edebileceğini ve onu tam anlamıyla 30 saniye içinde tüm dünyayla paylaşabileceğini farkında mısın? Buna artık engel olunamaz. Bilinç buna izin vermeyecektir.

WHITE EAGLE: Harika.

15.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Ben, SR denilen bir şifa yöntemiyle çalışıyorum, ve bu yöntem, temelde bedende yapılan enerjisel uyumlamalarla ilgili, ve çoğu zaman yaptığım şeyden çok eminim ve birkaç kişide çok başarılı oldum. Ama son zamanlarda bazı sorunlar deneyimliyorum. İnsanlar, sırt ağrılarından ve bilek kemiklerindeki sorunlardan ve işte bu tür şeylerden kurtuluyorlar, ama birkaç gün sonra telefon edip “Bu işe yaramıyor” diyorlar. Ve ben bu kuşkunun benim içimde mi, yoksa üzerinde çalıştığım kişilerin içinde mi, yoksa her iki tarafta mı olduğunu merak ediyorum.

TOBIAS: Buna ben başlamak isterim! Gerçekte şifalanmak istemedikleri için, bir tekniğin ya da yöntemin ya da hapın ya da en son moda olmuş geçici hevesin peşinde oldukları için. Ama onlara basit bir soru sor. Siz şifacılar, çalışmanıza başlamadan önce, alıcınıza, hastanıza sorun, “İyileşmek istiyor musun?” Yanıt sanki açıktır ve sanki basittir, ama size hemen yanıt verirlerse, onlara tekrar sorun, “Gerçekten iyileşmek/şifalanmak istiyor musun?” Yanıt verdiklerinde üçüncü kez sorun, ve yanıtların nasıl değiştiğini izleyin. “Gerçekten iyileşmek/şifalanmak istiyor musun?” “Evet, ama…” derlerse, iyileşmeyeceklerdir. “Evet, ama…” demek, bunun koşullu olduğu anlamına gelir. Böylece hangi teknikle, yöntemle çalışırsanız çalışın, burada önemli olan, onların gerçekten şifalanma arzusu ve inançlarıdır. White Eagle?

WHITE EAGLE: Biz sadece şunu ekleyeceğiz, sizin alanınızdan bir kez çıktılar mı, artık bedenlerinden onlar sorumludur ve sizin işiniz bitmiştir. (kahkahalar ve alkışlar)

LİNDA: Geoff bana bittiğini söylüyor.

TOBIAS: Geoff bitmiş! (Tobias kıkırdar)

WHITE EAGLE: O zaman biz de bittik!

TOBIAS: Burada bulunan tüm Şambra’yla uzun ve harika bir gün oldu. Bu enerjiyi sonlandırma zamanının geldiğini anlıyoruz. Ve Şambra, tekrarlıyoruz, bugün burada konuştuklarımızın, Yeni Enerji’de genişlemek için gerekli olduğunu, bir temel olduğunu düşünüyoruz. O kendi… onunla eğleneceksiniz, belki size biraz meydan okuyacak, ama herşeyden çok, onun size inanılmaz içgörüler ve bazı sürpriz özgürlükler kazandıracağını biliyoruz.

O nedenle, öteye geçin. Tanımsızlığa gidin.

Ve öyle olabilirdi. (kahkahalar)

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.