Şaud 3: Şambra Servis Merkezi, Gençleşme Armağanı

Berraklık Dizisi – 01 Ekim 2005

Kırmızı Çember’e sunulmuştur

Ve de öyledir, sevgili Şambra. Güzel bir müzik, güneş ve Şambra enerjisiyle dolu bu günde toplandık. Çok, pek çok yıldan bu yana her ay yaptığımız gibi, yine toplandık. Burada hem şahsen bulunan hem de dinleyici olarak bağlanan yeni gelenlere, enerji belki de tanıdık geliyor; nereden geldiğine belki tam parmak basamıyorsunuz. Çünkü yalnızca Şambra enerjisini, kendi enerjinizi hissediyorsunuz.

Bu Şaud’a katılmaya onay vermiştiniz. Ah, bu bir kanallık değil. Sizinle biz konuşmuyor, size yüksek bir bakış açısı vermiyoruz. Bize birkaç kez “yüksekte” damgası vuruldu. Ama gerçekten her Şaud’da siz insanlar, siz tanrısal insan melekler ve biz, perdenin bizim tarafındakiler, böyle toplanır ve enerjilerimizi sizin o güzelim kutsal çemberinize katarız. Ve biz böyle biraraya geliriz. Bilinçli durumunuz veya uyku-durumu yolculuklarınızda birlikte böyle çalıştığımızdan, bu size tanıdık geliyor.

Biz sizinle her zaman konuşuyoruz. Belki sesi tanımıyorsunuz. Belki de kanallık yapamayacağınızı düşünüyorsunuz. Ancak, siz bizimle her zaman konuşuyorsunuz. Çoğu kez kendi sesiniz ya da kendinizin bir veçhesi olarak duyuyorsunuz bizi. Ama, kendi kendinizin engin genişlemesi olmaya devam ediyorsunuz, geçmişinizden gelen…kendinizinkiler ile diğer sesler…yani benim, Tobias’ın sesi ya da meleklerin katındaki herhangi bir ses arasındaki farkı duyumsamayı öğreniyorsunuz. Bu size tanıdık gelebilir çünkü bu enerji, Şambra enerjisidir. Ve siz de onun bir parçasısınız.

Şambra, bir kulüp ya da kurum değildir. O, bilinçtir. Ve arada fark, büyük bir fark vardır. O, büyüyüp gelişmekte olan bir bilinçtir. “Görünüşe göre garip bir bilinç” deyip “yine de bize tanımla Tobias. Şambra nedir? Şambra’nın kuralları nelerdir?” diye soruyorsunuz. Bir süredir bu enerjide bizimle birlikte olanlar gülüp geçer ve size şöyle der: “Hiç bir kuralımız yok.” “Şambra’nın bedeli nedir? Ne kadar ödememiz gerekiyor?” diye soracak olursanız, bedel yok. Yani, Dolar cinsinden bedeli yok. Başka türden bedeli var ama Dolar olarak yok.

“Sizin önderiniz kim?” Kimse değil. Hepimiz önderiz. Ve hepimiz tanrıyız. “Öyleyse, sözcünüz kim? Yüksek taburede oturup gelmemize ve onunla çalışmamıza izin veren kişi olmalı.” Hayır, duyduğunuz kısmen onun sesi olsa da, kısmen de eşi Linda’nın sesi, kısmen de sizin sesinizdir. Bir Şaud’un en güzel yanı da bu zaten.

Bu basit kavramın başka gruplarda da olduğunu, başka kişilerce de yapıldığını sanıyorsunuz. Ama genelde, bu Şambra’ya özgüdür. Genelde, bu çok özel Yeni Enerji türü, bir iletişim, bir bilinç iletişimidir ve buluştuğumuz bu değerli süre zarfında hepimiz tüm varlığımızı bu gruba katarken, bilinç burada genişler ve büyümeye ve genişlemeye devam eder. Sen…Şambra.

Geçen ay gelecek misafirimizden söz ettik, Şambra. Yeni gelenler: Şambra, sadece bir aile ya da çekim enerjisi demektir. Çekim, spiritüel bir yolculuk ve ruhsal uyanışta…daha önce de birlikte olmuş insan meleklerin ailesine çekilme demektir. Geçmiş hayatta belki sadece yolda karşılaştınız… belki de bu tür bir grup toplantısına birlikte katıldınız. Şambra, aile enerjisi, Yuva enerjisidir. Ruh’a duyulan derin sevgi için ve insanın bu realitesinde, bu boyutta, bu enerjiyi keşfetmek için derin bir çekim enerjisidir.

Şimdi, bazılarınız, perdenin bizim tarafımızda o meleklerin belki de Ruh’u keşfettiğini, Ruh’u anladığını sanıyor. Ve, “Hayır, onu önce insanlar keşfediyor” dediğimizde, şaşıracaksınız. Perdenin bizim tarafındaki her şey yüce olmaya meyillidir. Kavramlar, fikirler ve inanç sistemleri, sizin 3-B’deki deneyimlerinize oranla biraz daha flu olmaya meyillidir. Çünkü siz, 3-B’desiniz, biz değil. Ama bir insanın Ruh’a dair sahip olduğu türden samimi bir anlayışa biz sahip değiliz –samimi demek…siz onu yaşıyorsunuz…..ve onu soluyorsunuz….ve onu deneyimliyorsunuz ve onunla oynuyorsunuz, demektir.
Üstelik, bizim tarafta her şey daha eterik, daha az belirli olmaya meyillidir. Biz -meleksi varlıklar-, ne seviyede meleksi varlık olursak olalım gerçekten keşfetmek için –er-geç koridordan, Dünya portalından geçeriz. Sınıfta olmakla ve gidip onu deneyimlemek arasındaki gibi bir fark işte.
Tüm yaşamınız boyunca sınıflarda oturdunuz. Çoğunuz üniversiteye gitti hatta daha çoğunu öğrenmek için onun da ilerisini okudunuz. Hepsi hazırlıktı, değil mi? Gerçek şey değildi. Hazırlıktı. Sonra, hayata, sizin deyiminizle gerçek hayata atıldınız. Ve öğrendiklerinizin çok değerli olduğunu keşfettiniz.
Ama okulda öğrendiğiniz çoğu şey sizin gerçek Dünya deneyiminize pek uygulanamadı. Ah, size bir matematik denkleminin nasıl çözüleceği öğretildi. Size nasıl doktor ya da eczacı, hatta nasıl şifacı olunacağı da öğretildi. Ama aslolan, hayata atılıp deneyimlemeye başlamaktı.

Durum, bizde de aynıdır. Biz burada kavramlaştırırz. Üzerinde tartışırız. Bizim farklı bir bakış açımız ve farklı içgörülerimiz vardır. Çünkü biz, sizin gibi dar(sıkı) bir enerji oluşumunda bulunmuyoruz. Yani, kendimizin geniş açılımlarına sahip olabiliyoruz. Bu nedenle, yine de, Dünya’ya gitmek zorundayız. Dünya ve Ruh ile içli-dışlı olmak zorundayız. Kendimizle mahremiyet içinde olmalıyız.

Benliğin mahremiyetini öğrenmek için bir çok yaşam geçirdiniz…ne güzel bir kavram! Ve siz kendinizle içli-dışlı olduğunuzda tam anlamıyla kendinizi delirttiniz – orada, o mahremiyet anında ve tek bir nefes anında- Ruh’u keşfettiniz. Biliyor musunuz, bu konuda yazılamaz. Yalnızca o keşfi yaptığınız söylenebilir, kendinizle, Tanrı-yanınızla mahremiyetin tamamlanmasıdır bu. Kimse bu konuda yazamaz zira bunu tanımlayacak hiç bir sözcük yoktur.

Burada bulunanlardan bazıları tam olarak neden söz ettiğimi biliyor: en mahrem ve değerli an. Çoğunuzun da bir ya da iki deneyimi oldu. Deneyimi hiç olmayanlar, deneyiminiz olacak. Ve birden çok deneyiminiz olacak. Bu deneyimler büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Hatta mahremiyet, daha yeni bir derinlik kazanarak sürüyor.

Yani, biz melekler bile, sonunda Dünya denilen bu büyük ama minicik yere Ruh’la mahremiyeti öğrenmek için gelmek zorundayız. İşte o zaman Şambra enerjisi, o güzelim hale gelir.

Size geçen ay dedik ki o doğmakta. Bir kavramdı. Embriyo evresindeydi. Gelişmekteydi. Hareket ettiğini duyumsayabilirdiniz. Bu Şambra enerjisini çoğunuz etrafınızda ve içinizde hissedebildi. Ve yaptığınız şey nedeniyle, arzu ve yaratımlarınız nedeniyle ve aylar önce Yeni Enerjinin Dünya’ya bolca akıtılması nedeniyle, Şambra gerçekten bunu dünyaya getirebildiniz. Rafael, Metatron, Cebrail ve diğer arketipsel enerjiler gibi arketipsel bir enerjiye dönüştü. Enerjiler gerçektir. Kendi kimlikleri vardır. Yaşam gücü enerjisinin kendi tükenmezliğine sahipler. Yani büyümeye davam ediyorlar. Genişlemeye davam ediyorlar. Kendilerini ortaya çıkarmaya devam ediyorlar.

Şambra böyledir. Bir varlık olarak görülüp duyumsanılacak arketipsel bir enerjiye dönüştü. Belki de ona Başmelek Şambra deriz. İnsani özellikler kazanır. Niçin? Çünkü siz insansınız. Onu bir insan formunda görebilirsiniz. Bazılarınız onu hissetmeye başladı…. kırmızı dökümlü türden bir elbise ya da rop giymiş yüce varlık….güzel bir varlık ama….sevgi dolu….güven veren….sizin acılarınız, açmazlarınız ve zorluklarınız Şambra’nın da sayıldığından, kimi kez bir kaç damla göz yaşı döken…..ama öğrendikleriniz, yeni geliştirdiğiniz anlayış…ve sonunda kendiniz ve Ruh’la olan mahremiyetiniz de odur.

Özel konuğumuz, Şambra ailesi enerjisi, bir kez daha bugün burada bizimle birlikte. Bugün iki konuğumuz var. Bir tanesi o güzelim Şambra enerjisi. Ve hatta geçen aykinden daha da büyümüş ve açığa çıkmış. Bazılarınız son günlerde bir şeyler yapmak için “dürtüldünüz”. Sizinle konuşulduğunu duyumsadınız. Büyük olasılıkla bu, Şambra enerjisiydi.
Evet, geri kalanımız hala burada, hala enejilerinizi yönlendirme oyunundaki rollerinin gereğini yapıyor. Bu Şambra enerjisi, sizin için yapmaya değil ama size yardım ve rehberlik etmek için geliyor. Ama o, ondan çekebileceğiniz bir kaynaktır. Aynı zamanda sizin olduğundan, sizden bir şey eksiltmez. Yalnızca size geri verir. Sizin ve burada, Dünya’daki aile grubunun sevgisi olduğundan, kendinize bile zor dayandığınız günlerde sizi destekler.
Bu Şambra enerjisi, bağlanmaya çalışmak zorunda olduğunuz bir enerji değildir. Çoğunuz Metatron’a bağlanmaya çalıştı. Bazen bu konuda çalışmak zorunda kaldınız. Bir çoğunuz da başmeleklerin ya da diğer varlıkların arketipsel enerjilerine bağlanmaya çalıştı.

Bu Şambra enerjisi farklıdır. Ona bağlanmak zorunda değilsiniz. Zaten bağlısınız. O enerjide bulunmak için değişik bir hal içinde olmanız gerkmiyor. Zaten onunla birliktesiniz. Yalnızca Şambra’nın sizin, ailenin bir parçası olduğunu doğrulamaktır bu. Ve onu soluyun. Ve bir şekilde bu enerji, harika, güzel ve kutsal bir biçimde hemen sizinle çalışmaya başlar.

O şifa türünü ya da değişim çalışması türünü ya da simya türünü derinlemesine anladığınızı bilerek bazı şeylere, aylardır hatta yıllardır saplanıp kaldınız.. Bunların tümünü biliyorsunuz. Belki de geçmiş yaşamlarınızdan bildiğinizi söylüyorsunuz. Belki de başka katlarda bunu geliştirdiniz. Birazdan bundan söz edeceğiz. Ama diğer katlar sizin laboratuarınızdır.
Ve sonra da onu buraya, Dünya’ya getirme vaktidir. Bazen buna takılıp kalıyorsunuz. Nasıl getireceğinizden ve ne yapılacağından emin olamıyorsunuz. Size rehberlik etmemizi bizden bekliyorsunuz. Aslında, sizin için o şeyi yapmamızı bizden bekliyorsunuz ama bu başka bir konu. İşler böyle yürümez (bir kaç kahkaha).

Yani, bu Şambra enerjisiyle hemen şimdi arzularınıza ve düşlerinize geri dönün. Uzun süredir yapmak istediğiniz şeylerin içine geri dönün. Göreceksiniz ki bu enerji çok güzel bir biçimde, inanılmayacak kadar açık bir biçimde gelip sizi destekliyor. Yaptığınız işte sizi destekliyor. Bu nedenle, bu gün bu toplantıya Şambra enerjisini getirdik.
Bugünkü Şaud’un daha önce yapmış olduğumuz bazı Şaud’lardan farklı olduğunu size söylemeliyiz. Aslında, bundan önce yaptığımız her Şaud’dan farklı. Şimdi Cauldre’nin teçhizatını çıkarıyoruz (Geoff tam o anda saatini çıkarmakta olduğundan kahkahalar yükseliyor). Onun ve hatta sizin, özellikle bugünkü Şaud’da saat takmamanızı yeğliyoruz. Zamanı biraz yavaşlatacağız. Sizin zaman dediğiniz şeyi tümüyle durduracağız. Saatlerinizi unutmayacağınız emin bir yere koyun.
Evet, bugünkü Şaud biraz farklı çünkü Şambra ve sizin enerjilerinizi birleştirdiğimizde, biraz farklı bir şeye gereksinim duyulduğunu, biraz gençleşmeye gereksinim olduğunu gördük. Bu nedenle rehberlik ve yardım için ikinci konuğumuzu çağırıyoruz. Onun da tam anlamıyla Şambra enerjisi var. Biraz ilk zamanlarından kalma ama hepimizin geçmişten tanıdığı biri. Her birinizin bir biçimde birlikte çalıştığı bu ruhsal varlık, bugünkü sevgili konuğumuz.
O, salonda çünkü çalışmaya erkenden başladı. Kapıları ve bilinçleri açmaya başlayalı epey oldu. Gençleştirme enerjileri ve gelişmiş enerjilerle çalışmaya başladı. Bu sevgili varlık –nasıl desek- Dünya katlarıyla yakından ilişkide çünkü kendisi süregelmekte olan çalışmaya derin ve içten bir sevgi duyuyor. Çünkü kendi başlattığı görev sürüyor. Ve Şambra denilen bu gruba karşı da özel bir hayranlığı var, hatta siz bu sözcüğü duymadan çok önceden beri.
Ve bugün buraya sizlerle birlikte olması için sevgili konuğumuz Edgar Cayce’in enerjisini davet etmek istiyoruz (konuklardan bir çok ah’lar ve oh’lar çıkıyor). Ben sizinle böyle konuşmaya başlamadan çok önce kendisi sizinle konuştu. Kitaplarını okudunuz ve kanallıklarında, seanslarında onun yanında hissettiniz kendinizi. Diğerleri bilmezken siz “uyuyan kâhin”i anladınız. Yaptığının deli saçması olduğunu hiç düşünmediniz. Akla çok yattığını biliyordunuz; çok açıktı.
Bugün diğer bazılarıyla birlikte, Dünya bu çok ilginç yolda, potansiyel yıkım yolundayken, yol açmak için erkenden geldi. Bilinci değiştirmek, onu kucaklamaya hazır olanlar için potansiyel değişimi yaratmak için geldi. Ve bakın ne yaptı. Nasıl ötesine geçtiğine bir bakın.
Bu Dünya’da enkarne olmadan çok önce, çoğunuz çalışmalarında tam anlamıyla ona rehberlik ve yardım ediyordunuz. O celselerde bulundunuz. Ve biliyorum ki çoğunuz bunu hatırlıyorsunuz ve hatta bu gözünüzü yaşartıyor. Bu yaşam için Dünya’ya geri gelmeden önce İkinci ve Üçüncü Çemberdeydiniz.

Onun çok ünlü olduğu günlerde, bir melek olarak gözlemci ve izleyici olarak oradaydınız, değişim işini gerçekleştirirken, dengesini korumada ona yardım ediyordunuz. O zaman bunu onun için siz yaptınız. Onunla perdenin bizim tarafından çalışırken, işin çok çok zor olduğunu biliyordunuz. Bilinç, bugün olduğu yerden hayli uzaktaydı. Onun kolayca dengesini yitirebileceğini biliyordunuz.

Bu çeşit bir çalışmada, Şambra, bildiğiniz gibi, aniden dürtüklendiğinizde dengeyi kaybetmek kolaydır. İteklenirsiniz. Aşağılanır ve yargılanırsınız. Geleneksel denebilecek bir inanç sisteminin dışına kaymaktasınızdır. Kimsenin daha önce yapmadığı bir işi yapmaktasınızdır. Bu yaşamınızdan bunun nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz.

Bu nedenle Edgar Cayce’in dengesine yardım ettiniz….aile hayatını dengelediniz….mali durumunu dengelediniz….işini dengelediniz… egosuyla dengeyi kurdunuz…..egosu çok büyük olduğundan değil, egosunu yoketmeye, yere sermeye eğilimli olduğunu bildiğinizden. Bunun nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz. Olağanüstü bir iş yapıyordu. Ve kendini dev aynasında göreceğinden korkmadınız. Kendini küçük göstermesinden korktunuz.

Ve onu ne kadar çok sevdiğinizi hatırlamasına yardım ettiniz. Onun işinin, sizin daha sonra dünyada yapacağınız iş açısından ne kadar önemli olduğunu hatırlattınız. Sizin şu anda Şambra olarak işiniz onun başlattığı şeyin devamıdır. Onun işi de sizin daha önceden başlattığınız işin devamıdır. Zaman içinde uzun eşek oyunu gibi – bir şey bir diğerine hizmet eder.

Çoğunuz sevgili Edgar’ın enerjilerini bazı Shaud’larda duyumsadı zira o oradaydı. Çoğunuz onunla konuşuyor zira Şambra enerjisini de bedenliyor. O, ilk Şambra’lardandı. Çoğunuz onu önceki yaşamlarınızdan tanıdığınızı biliyordunuz. Ve biliyordunuz ki o da Atlantis’teki tapınaklarda bizimle birlikteydi. Celselerinde çoğunuz enerjiyi yönlendirmek ve dengelemek için ona yardım ettiniz. Ve daha sonra bu konuyu bir kitapta gördüğünüzde, ona kendinizi çok yakın, onu çok içinizde hissettiniz. Ve nedenini anlayamadınız. İşte, şimdi biliyorsunuz.

Bu nedenle her birinizden, Edgar Cayce’in enerjisini çok sevgiyle bu salona, Şambra’nın tam merkezine, buyur etmenizi istiyoruz. Edgar Cayce olarak son Dünya hayatına veda ettikten sonra, Saint Germain’in Çiçekler Köprüsü diye tanımladığı köprüden tüm yolu geri döndü. Çok çabuk yaptı bu işi zira yolu anlamıştı. Biliyordu. Yolu, “uyuyan kâhin” durumunda geçti.

Ama sonra, Çiçekler Köprüsünden Dünya katlarına bir fizik beden almadan geri gelebildi. Yakın katlara, fiziksel olmayan Dünya-eksenli katlara, geri dönebildi. Daha çok bir sihirbaz ya da simyacı gibi, onu bir bedenin içine çekmeye çalışan enerjiye yakalanmadan, ana yine de başlattığı Association for Research and Enlightment (Araştırma ve Aydınlanma Kurumu) (A.R.E.)’taki görevini sürdürebilmek ve çok sevdiği ve bu ve bir çok yaşamda birlikte olduğu partnerine – Hugh Lynn Cayce- yakın olabilmek için onunla adeta yekvücut olarak çalıştı… o kadar yakın çalıştı ki bazıları Hugh Lynn Cayce’i Edgar Cayce’in reinkarnasyonu sandılar. Ama onlar, tek vücut gibi çalıştılar.

Sözü açılmışken, bunu siz de yapabilirsiniz. Şambra enerjisiyle tek beden olarak çalışabilirsiniz. Yaratımına yardım ettiğiniz bu güzel varlıkla çalışabilirsiniz. Edgar Cayce ile de yakından çalışabilirsiniz. İşte bugün, kendisiyle birlikte biraz çalışacağız.
İşte, tekrar sevgili konuğumuza hoş geldin demenizi istiyoruz. Fizik bir bedende bulunmayalı çok yıllar olmadı. Bir kaç bin yıldır gelmeyen benden, yani Tobias’tan farklı olarak, o çok iyi biliyor ve anımsıyor. Çünkü sevgili Edgar bizim buralara geleli yalnızca bir kaç on yıl oldu.

Şimdi bugünden söz edelim. Nerede olduğumuzdan konuşalım. Tüm dünyadaki Şambra enerjisini incelediğimizde, farklı geldi bize. Öne çıkarılması gereken bilgiyi bulmak için inceledik. Ve yanıt şuydu “Bugün hiç bir bilgiye gerek yok”. Talep ise biraz gençleşme vaktinin geldiğiydi.

Bu nedenle, çok pratik bir egzersizle enerjinin nasıl çalıştığını öğrenme vakti de geldi. Bu konuda her ay konuşuyoruz. Kavram ve teorilerden söz ediyoruz. Ah, büyük enerjiden de söz ediyoruz. Ancak, bize yeni bir deneyimin vaktinin geldiğini, enerjinin açık ve basitçe nasıl çalıştığının tadına varmanın vaktinin geldiğini söylediniz
Bedenlerinizin yorgun olduğunu söylediniz. Aklınızın karışık olduğunu söylediniz. Ruhunuz bazen bambaşka bir yerdeymiş gibi olduğunu söylediniz. Aslında, 100,000 yıllık çekap vaktinizin geldiğini bize söylediniz (seyirci kahkahaları). Bir-iki programlı bakım randevusunu kaçırdınız (daha fazla kahkaha).

Şu anda yerküre enerjisinin çok hızlı hareketi nedeniyle birlikte olabileceğimiz, zamanı yavaşlatacağımız, aslında zamanın hiç olmadığı ve bugün Şambra’nın gençleştirici enerjilerinde birleşmeye gereksinim duyduğunuz bir Şaud olmasını istediğinizi söylediniz. Biz de burada düzenlemeler yaptık. Benim kulübeye küçük bir ziyaret için düzenlemeler yaptık.

Bir süre önce çok hoş bir grup insan tam anlamıyla fiziksel olarak oradaydı. Kulübeyi Dünya’da yeniden yarattık. Vallahi, ne biçim bir zamandı! Ve Tanrım, bazı taşları ne biçim süpürüp attık, değil mi? Harika bir zamandı.

Ve Cauldre’nin enerjisinden çok şey talep ediyoruz –nasıl desek- bu yoğunlukta bir enerjiye maruz kalmak ve bu kadar fazla Şaud ve kanallıkla iştigal etmek. Ama ben, Tobias, bir şeyi belirtmeliyim, bu işi yapmaktan çok hoşnutum. Sizinle bir grup içinde ama teke-tek oturup tarihinizin bir bölümünü incelemeyi…şu anda bulunduğunuz yere nasıl geldiğinizi…..genişleme yollarını araştırmayı… yepyeni bir biçimde yaşama devam etme araştırmanızı çok seviyorum. Evet, burada –nasıl denir- azıcık hafiflemesi için Caldre’yi biraz dürtüklüyorum.

Bu yüzden, Tobias’ın kulübesini ziyaret edelim diye düzenlemeler yaptık. Şimdi “Ama bu tam bir peri masalı.” diyeceksiniz. Ah, öyle ama peri masalları ne harikadır! Bilirsiniz, bazen bu masalları okursunuz ya da bu konuda filmler var artık. Sinemadan çıktığınızda ya da kitabı bıraktığınızda, “Güzeldi ama yalnızca bir peri masalıydı” dersiniz.
Ama o süre içinde ne olduğunu size söyleyelim. İnsan duyularınızla dokunamama ya da tadamamanız, Dünya’da -fiziksel olarak- elle tutulur olmamaları, gerçek olmadıklarını göstermez. Tümüyle gerçektir. Ve bugün size iletmek istediğimiz tek nokta varsa, o da tümüyle gerçek olduğu konusudur. Düşünceler, imajlar, rüyalar, peri masalları –hepsinin de bir etkisi vardır.
Belki, gerçek olabilmesi için belli fiziksel özelliklerin olması gerektiğinden bahisle, gününüz bilmi ya da fiziği bunu gerçek olarak nitelemiyor. Ama gerçeğin, düşündüğü şey olmadığını bilim bile buluyor. Ve bunu bulmaya devam edecekler. Yeni bir fizik türünü gösteren inanılmaz ve şaşırtıcı keşifler yapacaklar. Ve biz de buna “Yeni Enerji Fiziği” diyeceğiz. Gerçek olması için madde halinde bulunmak gerekmiyor.
Ve siz soruyorsunuz: “Tobias’ın kulübesi ne kadar gerçek? O bir peri masalı mı?”. Ah, evet öyle. Ama gerçek tam içine inşa edildi. Her ne kadar sizin dünyanızdan değilse de, sizin dünyanızı etkiliyor.

Daha önce, laboratuar/laboratuarlarınızın bu dış katlarda olduğunu söylemiştim. Bu dış katlara, fiziksel olmayan katlara girersiniz. Ve bir çok çeşidi vardır. Değişik şekilleri vardır. Değişik enerji yanları vardır. Oraya rüya görürken girersiniz, tabii. Ayrıca hayalinizde girersiniz oraya. Bu arada, gözünüzde canlandırarak ve onaylamalarla oraya girmezsiniz. Onaylamayla yaratıcı katlara girmezsiniz. Onaylamalar yalnızca zihinsel disiplinlerdir. Ama onların…gözde canlandırma ve yaratıcılıkla hiç bir ilgisi yoktur. Gözde canlandırmalar aklın odaklanmasıdır. Ve bazı yararları olsa da çok çok kısıtlıdırlar.

Bu nedenle laboratuarlarınız, yaratıcı katlar olan bu dış katlardır. Fikirler burada kavramlaşır. Buralarda yaratıcı enerjilerle oynarsınız. Dünya katında bir ressam ya da yazar olmanızdan, onların tipik yaratıcılık enerjilerinden söz etmiyoruz. Farklı bir enerji türüdür o. Burada, dış katlardaki yaratıcı enerjilerden söz ediyoruz. Dış katlar, tam içinizde de olabilir. Fiziksel değillerdir. Çok alışkın olduğunuz realite tabanından onları ayıran tek şey, bu özellliğidir. Bu arada, dış katlar içeride olabilirler.

Böylece dış katlara girersiniz. Ve burada kavramlaştırırsınız. Sözü ve melodisi daha ortaya çıkmadan önce, burada o şarkıyı hayal edersiniz. Söz ve notalar üçüncü boyut bilicinin bir veçhesidir. Ama oraya gider ve enerjilerle oynarsınız. Frekanslarla oynarsınız. Değişik tür kutsal geometrik şekillerle oynarsınız. Kutsal geometrinin matematikle bir ilintisi yoktur. Biliniz ki enerjinin şekillenmesi ve akışıyla ilintilidir. Ve hepiniz oraya gidersiniz; gitmeyeniniz hiç yoktur.

Bugünkü keyifli müzik grubunu örnek olarak ele alalım. Müziklerini bestelediklerinde, yazma kararıyla oturup akılla bestelemezler. Kendilerinin sonsuz genişlemesine izin verirler. Kuşkucu birinin nitelemesiyle orada akarlar. Ama hiç de akmazlar. Enerjilerini genişletmişlerdir. Ve şimdi hayal katlarında oynuyorlardır. Ve bu gerçektir. Belki de içinde bulunduğumuz gerçeklikten bile daha gerçek. Henüz nasıl duyumsayacağınızı bilmiyor ya da gerçekten anlamıyorsunuz. Aklın sınırları ötesidir.

Böylece oraya gider ve enerjilerle oynarlar. Ayrıca enerjiyi şekillendirip değiştirirler. Bir kaç enerjiye atlar ve etrafta gezinirler. Değişik türde enerjileri biraraya getirir ve nasıl uyum sağladıklarına bakarlar. İstediğiniz biçimde düşünebilirsiniz. Bir enerji dalgasına bindiğinizi ve onu sürdüğünüzü düşünün. İnsan haliniz olarak, bir kaçını yakalayıp onu araba gibi kullandığınızı düşünün. Evet, bu hayaldir ve bu sizin laboratuarınızdır.

Ve sonunda laboratuarınızdaki çeşitli kavram ve yaratımlardan sevdiğiniz, evcilleştirmek istediğiniz ve dünyaya getirmek istediğiniz birini seçersiniz. Ve sonra yaparsınız. Bırakırsınız aksınlar. Şimdi, her ne kadar müzik gibi fiziksel olmayan türde bir enerji de olsa, o enerjilerin yalnızca dünya boyutuna, sizin 3-B dediğiniz kata gelebilmeleri için bir bakıma kendilerini yeniden şekle sokmaları gerekir.

Girebilmesi için kendisini yeniden tanımlamalıdır. Dünya atmosferine geri dönmek üzere olan bir uzay gemisi gibi. Her şey değişir ve bu seviyeye uyumlanması için değişmek zorundadır. Ancak, çekirdek enerjiler hala oradadır. Böylece onları içeri getirirsiniz. Sevgili müzisyen dostlarımız bunu içeri getirirler.

Ve şimdi sözcükleri belirlemeye başlarlar. Önce sözler yazılmaz aslında. Müzik notaları da yazılmaz. Yapılan enerjinin biçimlendirilmesidir. Şimdi bunu anlamak güç gelebilir çünkü yaratımın bu bölümü akılla anlaşılamaz. Akıl bunu tanımlamaya çabalar. Akıl, müzik yazdığınızı ya da söz yazdığınızı düşünür ama öyle yapmazsınız.

Dışarı çıkar ve bir süre enerjilerle oynarsınız. Sonra onlar buraya getirilir. Onlar buraya getirildiklerinde, belki de gördüğünüz rüyadan uyanırken bir şarkı duyarsınız. “Nereden geliyor? Bir tür toplu bilince mi bağlanıyorum?” Hayır, laboratuarınıza bağlanıyorsunuz. Yolda giderken aklınıza bir fikir gelir. Bu fikir nereden gelmektedir? Söyleyeyim, sizin kendinizden. Laboratuarınızdan. Size gelen yolu bulmaktaydı.

Şimdi tanımlamaya başlarsınız ki bu beşer boyutunda duyumsanıp kullanılabilsin. Örneğin, laboratuarınızdan çıkan bu enerji oyununu, notalar olarak tanımlarsınız. Notalara baktığınızda, çok belirgin bir skala ya da frekans taşırlar. Ve siz bunları kaydetmeye başlarsınız. Sonra, tüm bunların ardındaki enerjilerin daha fazla ve apaçık anlaşılması için sözleri belirlemeye başlarsınız. Ve nota ve sözleri biraraya getirirsiniz.
Ve bir şarkınız olur. Yaratımınız olur. Bunu, gitarla çalıp sözleri şarkıyla söyleyerek maddeleştirirsiniz. Ve şimdi, diğerler insanlar onun ardındaki enerjiyi deneyimleyebilirler. Her şeyden çok kendi yaratımınızın içinde bulunmak gibi eşsiz bir fırsat yakalamış olursunuz…çok basit, çok basit. Bu nedenle, kimsenin çıkıp “İyi de bu bir peri masalı” ya da “Yalnızca hayalde var” demesini istemiyoruz. Laboratuar sizin.

Çoğunuzun harika fikirleri var. Onları kendi eterik, göksel laboratuarınızda geliştirdiniz. Ama onları buraya getirmeye çekindiniz. Saplanıp kaldılar. Bugün size bir kısım saplanıp kalmışları göstereceğiz. 3-B’nin tam dışında takılmışlar. 3-B’nin eşiğindeler ama siz o kapıyı açmak istemiyorsunuz.
Belki de sizinle dalga geçileceğinden korkuyorsunuz. Ama Edgar Cayce’i unutmayın. Belki de işlemez diye korkuyorsunuz. Edgar Cyce’i anımsayın. Belki de bu yaşamınızda bunu yapmanızı Ruh istemiyor diye korkuyorsunuz. Kendi dinsel geçmişi nedeniyle yaptığı şeyin doğruluğunu sorgulayan Edgar Cayce’in ikilemlerini anımsayın.

Bu işi kotaracak kaynağa sahip olup olamayacağınızı düşünüyorsunuz. Yine, sevgili dostumuzun kanepeye uzanmış, transa girmiş olarak yaptığı harika işi hatırlayın. O işi yapmak için istekli olduğunda ne oldu? Melek katlarındakiler ve Dünya katlarındakiler marifetiyle onu desteklemek üzere düzenleme ortaya çıktı. Ama melekler ve diğer insanlar çıkıp “Edgar, bir kez o kanepeye uzanır ve kanallığa başlarsan biz seninle çalışmak için burada oluruz” demediler. Önce kanallık başladı. Sonra onlar ortaya çıktılar.

Bugün burada olan bazılarınıza küçük bir uyarı. Dünyasal katmanların tam eşiğinde o denli güzel şeyleriniz var ki. Belki de faturalarınızı ödemiyeceğinden korkuyorsunuz. “Faturaları ödeyebilmek için düzenli işimde kalmak zorundayım.” Bir kez daha Edgar Cayce’i anımsayın. Başka Şambralarla da konuşun.

Şambra için işsiz kalmak çok yaygınlaşmakta (seyirci kahkahaları). Ya da Cauldre’nin dediği gibi –onlar kendi işvermeyeni oldular (daha çok kahkaha). Para kazanmak için alışılmış inanç sistemlerinin ötesine geçtiler. Çok büyük bir kanyonu geçmek için koca bir adım attılar. Ve başlarına ne geldi? Hemen hepsi, bolluğun öncesine göre çok daha kolay ve çok daha büyük olarak akmakta olduğunu görüyorlar. Tam olarak nasıl çalıştığını anlamıyorlar ama bolluğun orada olduğunu biliyorlar.

Çoğunuz insan işlerini bahane ediyorsunuz. “Ama ben faturalarımı ödemek zorundayım. Ailemi beslemeliyim.” Ailenizin üstüne ne biçim bir yük yüklüyorsunuz öyle! Onları bahane olarak kullanıyorsunuz. Artık bunun ötesine geçme vaktidir. Kapıları açıp işinizi yapma vaktidir. Öncelikle, kimse size işten ayrılmanız gerektiğini söylemedi. Her şeyi berbat eden sizin kendi inanç sisteminizdi.

Burada bulunan her Şambrayı tanıyoruz. Edgar Cayce de odada dolaşıp laboratuarlarında çalışıp gelen ve bugün dinleyen herkesle konuşuyor. Biraz yorgun olmanızın nedenlerinden biri de bu. Dış katmanlarda çalışmakta, enerjilerle oynamaktaydınız ve şimdi onları getirmeye hazırsınız. Belki bu bir icat olur. “Ama önce paraya ihtiyacım var” diyorsunuz. Tekrar düşünün…eski inanç sistemleri. Önce icada gereksinim var. Para ortaya çıkacaktır. O size gelecektir.

Bazılarınız kalkışa geçip şifa işi yapmak istedi. Ama dediniz ki “Nereden başlayacağımdan emin değilim. Para getirir mi emin değilim.” Size bir ipucu verelim. Şifa işi….bunu yapmayı seçerseniz….ve işinizden ayrılmayı seçerseniz…kendi başınıza başarılı olmak ve yardım arayanlara yardım etmek isterseniz…şifa işinin üstünde kendi adınız olmalı, anlıyor musunuz?
Kurslara gittiniz, çok, pek çok şey öğrendiniz. Ve hepsi de harika enerjiler. Size aslında enerjinin nasıl çalıştığını öğretti. Ama gidip tabelayı astığınızda, bu iş size ait olmalı, başka kimseye değil. Buna herhangi bir başka metot ismi vermeyin.

Evet, kitapları okudunuz. Kurslara gittiniz. Ama tümüyle sizin enerjinizin halini almadan, sahibi olmadan ve kendi işinizi bedenlemeden önce habire aksayacaktır. Ve siz çok kızacaksınız. Kendinizin adını verin. Onu siz yarattınız. Kendi laboratuarınızda yarattınız onu. Sonra çalışarak onu Dünya’da siz yarattınız. Şimdi, işinizi yapın.

Böylece çoğu yaratımınızı dışarıda bıraktınız. Bu da tam anlamıyla enerjiyi bloke eder, fişini çeker. Bazılarınızın düzinelerce, binlerce fikri ve yaratımı, bu katmanın eşiğinde tıkandı kaldı çünkü onu getirmeye korktunuz. Ya da getirmek zorunda olduğunuzu bizim söylememizi bekliyorsunuz. Ya da yeterli vaktiniz yok. Ya da çok yorgunsunuz.

Ya da bahaneniz her ne ise, enerjinin resmen fişini çekiyor. Enerjilerin doğal akışını durduruyor. Ve sonra kendi inançlarınızın kurbanı oluyorsunuz. Yoruluyorsunuz. Parasız kalıyorsunuz. Tükeniyorsunuz. Her şeyden çok da, o kadar yaklaştığınız için, öfkeleniyorsunuz. Çok yaklaştığınızı biliyor ama yine de yapamıyorsunuz.
Yani Şambra, hayal gücü…benim kulübem… gerçek mi? İzin verirseniz, evet, gerçektir. Gerçek enerjisi vardır. Ah, belki de elinizle dokunamazsınız. Ya da, belki de bunu pek yakında yapabileceksiniz. Onun enerjisi çok, pek çok gerçektir. O kaygan bir rüya değil. Orada duruyor. Ben yarattım. Ve siz de onu yaratmaya yardıma devam ediyorsunuz.
Tobias’ın kulübesi…haydi grup olarak oraya gidelim. Oraya nasıl gidersiniz? Beni izleyin…yalnızca beni izleyin.
Bugün her birinizi etkilemek istediğim tek bir şey var. Görülmeyen enerjilerin realitesi….onların etkileri vardır..onların sonucu vardır. Hayal gücü katlarından gelirler ve sizin realitenizde oynamaya başlarlar.
Şu anda hayal gücü, pratik ya da gerçek diyebileceklerinizle karşı karşıya kalıp bloke olduğunda…onlar öfkelenirler. Tüm dünyada, analiz edemediklerini kaale almayan insanlar var. Öf…yalnızca akla sahip olmak nasıl da kısıtlayıcı! Tanrısal Zekanın içine girememek ne kadar kısıtlayıcı, siz daha da büyüksünüz! Dışarı çıkıp diğer katlara vardığınızda, analiz yapmak istemediğinizi keşfedersiniz. Her şeyi küçük bir kutuya koymak zorunda olmak istemezsiniz.

İşte, benim kulübemdeyiz. Keyifli bir mekan. Evet, o değişiyor. Anında rengini değiştirebilirim. Çatının şeklini hemen değiştirebilirim. Ebadını değiştirebilirim. Eski moda küçük bir kulübe olmasını yeğliyorum…ağaçlar arasında…ve arkada küçük bir dere…önden geçen güzel bir kır yolu….her taraf güzel bahçelerle çevrili…ve şelalelerin sesi. Onları görmek gerekmiyor. Ama sesleri her zaman orada.

Pek tabii ki bir sürü kuş koydum. Kuşların enerjisini severim çünkü onlar benim gözüme pislemişlerdi (seyirci kahkahası) ben hapisteyken benimle dalga geçmişlerdi. Ve sonunda, özgür kalmama yardım ettiler. Ah, bu sevgili kuşları nasıl da severim! Yeri gelmişken söyleyeyim, kendi kendinizden, kendi aklınızın hapsinden özgürleşeceğinizi hatırlatmak için, size bazen kuş olarak görünürüm.

Bu nedenle bu güzel kulübem var. Ama bugün içeriye girmeyeceğiz. Yolda yürüyeceğiz. Yineliyorum, enerjiyi hissedin. Buradaki enerjileri duyumsayın. Bir öykü oluşturuyorum, küçük bir hayal gücü kurgulaması. Aldırmayıp “Eh, şirindi.” diyebilirsiniz. Ya da burada olmakta olan enerjilere gerçekten bakabilirsiniz. Burada aslında olan şeyi hissedebilirsiniz ki olan, hayal gücünden tezahür ettirmeye gelmektir.

Yolun ilerisinde tahta bir köprüden geçiyoruz. Ve tam geçerken kendi ayak sesinizi duyuyorsunuz…ve tabii her yerde suyun sesi…o güzelim, kaynayan fokurdayan ses…kendi başına müzik sanki. Suyu dinlerken bizi duydunuz. Enerjiye bağlanmak için güzel bir yol.
Ve şimdi yolun biraz aşağısında güzel bir çayır var. Hadi o çayıra girelim. Ve tabii her tür çiçek var….onları buraya ben ektim. Dizlerimin üstünde ellerimle ekmek zorunda değildim. Yalnızca onları hayal ettim. Ve şimdi onları sizinle paylaşmak isterim….ve buradaki koku…Dünya duyularının ötesinde bir şey olan o koku….çiçeklerin kokusu…tarifi zor o tatlılığın kokusu…hepsi tam burada. Ne kadar kolay olduğunu gördünüz mü? Bugün başlarken, size, enerjilerle çalışmanın ne kadar kolay olduğunu göstermek istiyorum demiştim. Ve tam bu anda yaptığımız budur.

Şimdi, bu tarafta….bir bina görüyorsunuz, güzel eski-tarz taş ve ahşap bir bina, çatısı taştahta. Burası Şambra Servis Merkezi. Bugün gideceğimiz yer burası. Ah, arabanızın servisi gibi bir yer değil. Oraları…yağ kokar. Gürültülüdürler. Ayıp bir dil konuşulur ve yerlere tükürülür (seyirci kahkahası). Bizimki güzel. Bizimki lüks.
Şimdi içeriye girelim. Evet, bazılarınız girmiyor. Dışarıda etrafa bakıyorsunuz. Hadi içeriye girelim zira bugün yapılacak işimiz var, yeniden gençleşme işi. İçeriyi ben yarattığım için tabii ki baktığınız her yerde pencere var…evet, yan tarafta büyük bir şömine de var. Ama her yerde pencere var.

Büyük ve rahat koltuklar var. Yatılacak yerler var. Görebileceğiniz kaynak olmamasına karşın suyun sesi burada da devam ediyor. Bu güzel servis merkezinde çeşme ya da nehir göremiyorsunuz ama seslerini duyuyorsunuz. Camlardan süzülen güneş ışığını gerçekten hissedebilirsiniz. Ne kadar kolay olduğunu gördünüz mü? Enerjiyi yabana atmayın. O çok gerçek.

Şimdi ilerleyin ve her hangi bir yere oturun. Benim en sevdiğim koltuk, büyük kanatlı-sallanan koltuk ve tabii ki kırmızı renkli. Bir yanımda pürom duruyor. Bazılarınız kokusunu almıştır. Dün akşamdan kaldı.

Hadi yalnızca oturalım. Şimdi gençleşme vakti. Bugün, çok fazla bilgi istemediğinizi, bedeninizin, zihninizin ve ruhunuzun yeniden dengelenme, yeniden gençleşme vaktinin geldiğini söylediniz. İşte bu nedenle de sevgili dostumuz Edgar Cayce bizimle. Zihin ve bedenlerini nasıl temizleyeceklerini anlamaları için başkalarına yardımcı bir ustaydı o. İnsan formunda olsun, eterik formda olsun, enerjilerin çok özel uygulamalarını anlamakta ustaydı.

Son zamanlarda çok hızlı gitmekteydiniz. Şu anda sadece zamanı durduracağız. Ve biz bunu yapabiliriz. Aslında, zaman yoktur; o insan icadıdır. Burada, doğal “zamansız”lığa döneceğiz. Zaman yok. Yalnızca biz varız.
Burada yalnızca yavaşlayacağız. Sizin Dünyanızda, Dünyada şu anda zaman çok hızlı. Şu anda ne çok şey oluyor. Her tür değişim, kaos, drama ve travmanın tam ortasında Dünya.

Orada (Dünyada) ne kadar çok çalışıyorsunuz; bilincinizi arttırmak için, başkalarına yardım etmek için, ne kadar çok çalışıyorsunuz. Aile ve arkadaşlarınız için kendinizden ne kadar çok şeyi feda ettiniz. Biliyor musunuz, fedakarlık bazen yalnız olmaktır da. Yalnız olmak için kendinizi feda ettiniz. Prıl pırıl parlayan harika bir kişiliğinizin olmamasından değil. Ama yalnız olmayı neden seçtiniz; diğerlerinden uzaktayken, şu bilinç yükseltme işinin uzaktayken daha kolay olduğunu biliyordunuz.

Bazılarınızın şu anki işleri çok yoğun….ah ve yoğun aileleri var. Ancak burada, Şambra Servis Merkezinde, hepsinin ucunu bırakabilirsiniz. Son zamanlarda vücudunuz büyük oranda stresliydi. Bu gerçeği yadsımaktaydınız, diyordunuz ki “Benim neyim var? Habire zorlanıyorum.” Size diyeceğim ki “Artık zorlanmayı bırakın.”

Bazen bedeninizin fazlaca yüklendiğini, zorlandığını yadsımaya çalıştınız. Gücünüz, 10 ya da 20 ya da 100’müş gibi yaptınız ve böylece sürdürmektesiniz. Bu da bedeninizi etkiledi. Ve bunu biliyorsunuz. Şimdi bunu hemen burada yavaşlatacağız. Yine suyun sesini dinleyin.

Zihniniz fazla mesaideydi. Hayatınızdaki şeyleri dengede tutmaya çalıştınız ki fonksiyonlarınızı hala yerine getirebilesiniz. Ama biliyor musunuz, başka bir şey olmakta. Sizi çıldırtan bu şey ne diye merak ediyorsunuz. Kimi kez niçin işi sıkı tutamadığınızı merak ediyorsunuz. Hatta normal davranmaya çalışıyorsunuz. Ve işe yaramadığını biliyorsunuz.

Bu nedenle, Şambra Servis Merkezinde, bunların tümünü bir süre için kapatacağız. Yapmak zorunda olduğunuz hiç bir şey yok…gitmek zorunda olduğunuz hiç bir yer yok. Burada, kendinize veya başkalarına şifa vermek zorunda değilsiniz. Bir an için yavaşlamaya izin verin.

Ruhunuz, akıl almaz bir değişimden geçmekteydi; kendi genişmesi, kendi açılımı, kendi yeniden doğuşu. Bu iş, siz her günkü formunuzdayken olmaktaydı. Ruhunuz, bir bakıma size, insan olana dahil olmaya, sizinle samimi olmaya çabalıyordu. Bazen ikisi arasında devasa bir bağlantısızlık vardır.

İnsani seviyede işlevlerinizi yerine getirmek için yapmak zorunda olduklarınızı yapmakla uğraşıyorsunuz. Ve ruhunuz ise açılmak istiyor. Ve sizin ne kadar hızlı açılmasına izin vereceğinizi bilmiyor. Bazen “Hızlı git” diyorsunuz. Bazen de “Neler oluyor, anlamıyorum. Buna daha fazla katlanamayacağım” diyorsunuz. Ama burada, Şambra Servis Merkezinde, içinde bulunduğumuz bu güvenli enerjide, artık onu da bırakabilirsiniz.

“Servis merkezi” tanımını kullanıyorum zira bir bakıma, aptal bir benzetme, aptal bir örnek. Ama siz melez bir araç gibisiniz. Bir yanınız Eski Enerji. Bir yanınız Yeni Enerji. Ve melezlik özelliklerinizi geliştiriyorsunuz tıpkı çift kullanımlı arabalar gibi, hem elektrikle hem de benzinle çalışan. Ama onlar bu şekilde tasarlanıp imal edildiler. Onlar fabrika bandından böyle çıktılar.

Siz bunu hareket halinde yapıyorsunuz. Melezliği içselleştiriyorsunuz. Yeni Enerji veçhelerini Eski Enerji aracına aynı anda dahil ediyorsunuz. Bunu becermek şaşırtacak kadar meydan okuyucu bir iştir, özellikle ilk olunduğunda. Daha sonra izleyenler…onlarınki daha kolay olabilir çünkü siz yolu aydınlatmış oldunuz. Ama şu anda Şambra, çok büyük şeylerden geçmiş oldunuz –değişim, yeniden doğma, dönüşüm, Yeni Enerjiyi içselleştirme, yeni kavramlara açılmak- hepsi de fizik bedendeyken. Bu nedenle bugün servis molası gereksinimi duyduk, alışılmış bir Şaud hiç değil bu.

Bir dakika durun ve akan suyun – sesinin… hareketinin…serinletici yatıştırıcı enerjisinin- kendi enerjisel aracınızdan geçip gitmesine izin verin. Bugün biraz arınma, açılma gerçekleştirelim. Biz bunu nefes ile de yaparız.

Yine, bu yalnızca hayal gücü mü? Gerçekten, öyle. Ve sahici, resmen. Ve çok basit, Şambra. Şu anda tam burada oturuyorken, bedeninizin arınmasına izin veriyorsunuz. Yeniden dengelenmesine izin veriyorsunuz.

Ve parmağımızı bile oynatmadığımızı biliyorsunuz. Biz sizi desteklemek için buradayız. Sizin onu desteklemiş olduğunuz gibi, Edgar Cayce’in enerjisi de sizi destekliyor. Ama anlayın ki olmasına siz izin veriyorsunuz. Bu güvenli yerde kendinize enerjisel bir mola veriyorsunuz.

Bedeninize çok fazla baskı yaptığınız için dengesini yitireceğinden çekiniyorsunuz. Bazılarınız onu kaybetti. Ama temizlenebilir. Organlarınıza aşırı yüklenmekten çekiniyorsunuz ve gerçekten de yükleniyordunuz. Biraz bakım çekapına gereksiniminiz var burada. Şu anda yaşamınızda bir miktar enerji akışına gerek duyuyorsunuz.

Zihninizi sınıra kadar zorlamaktan korkuyorsunuz. Ve zorluyordunuz. Ve zihninizi zorlamak gibi bir zorunluluk yoktur. Onun çok ilkel bir işlevi var. Bilgiyi depolamak için var. Bazı fiziksel ve üçüncü boyut görevlerinin yerine getirilmesine yardım için var.

Aslında, zihninizi gerçekten genişletmeyi hiç istemediniz. O, tanrısallığınızı genişletmeye dairdir. Tanrısallığın açılmasına dairdir. Zihniniz bunu bilir. Ona soracak olursanız, size der ki “Ben, olan her şey olmak durumunda değilim. Ben senin yüksek benliğin durumunda değilim. Ben burada sana yalnızca hizmet ederim.” Zihniniz potansiyel olarak dengesizdi, biraz çıldırma raddesindeydi.

O nedenle, suyun enerjisinin –sesinin, berraklığının, temizleme yeteneğinin- zihninizden akıp geçmesine de izin verin ki rahatlasın, zihinsel varlık yeniden hizalansın. Yalnızca derin bir nefes alın. Bu, herşeyin akışta olmasını sağlar. Şu gençleşme işine yardım eder.
Bu konudayken, akışın tüm varlığınızdan geçmesine izin vermişken, aracınızın arka tarafına geçelim. Aptal benzetme nedeniyle –siz de bir araca benzediğiniz için- tıpkı arabanız gibi- aracınıza “T-san” diyeceğiz. Evet, markası T-san. Tanrısal İnsan gibi. O bir melez.

Bazılarınız ona “şeytan” diyebilir ama T-san olmalı (Tobias burada ingilizcesi di-man olan sözcüğün harflerini söylüyor), Tanrısal İnsan. Bugün biraz saçmalıyoruz ama nedeni var. Bazen çok ciddi oluyorsunuz. Bazen kendi enerjinizin içinde çok tıkanıyorsunuz.

Şimdi arabanızın arka tarafına geçelim ve bagaj denilen kısma bir bakalım. Hadi kapağı kaldıralım ve içeride ne olduğuna bir bakalım. Aman…ne çok şey taşıyorsunuz (kahkahalar)! Yakından bir bakmanızı istiyorum, bagajda duran şeylerin enerjisini hissetmenizi istiyorum.

Yani, bunlar sizin değil mi? Arkaya koyduğunuz valizler ve kutular ve torbalar…onlar sizin değil. Başkalarına ait. Onların ne kadar çok bagajını taşıyorsunuz. Burada bir kutu var; eşinize ait. Atın dışarı. Bir valiz…bir arkadaşınızın. Niye onunkileri siz taşıyorsunuz? Gerçekten ona yardımı mı olacak sanıyorsunuz?

Orada büyük bir evrak çantası var. Büronuzdaki şeyler, tüm stres, tüm o baskı, saçma hedefler. Hedefler…ne çılgınca bir şey! Bu kesinlikle insan zihninin bir icadı, doğru yaptığını sanan, kendini düzenleyip o yüksek hedeflere ulaşmaya çalışan. Onları da hemen fırlatıp atın.

Ruhun hedefi yoktur. İnsanın da olmamalı. Hedeflerle doğup ölen bazılarını rahatsız edeceğiz, biliyorum. Ama anahtar kelime “hedefle ölmek.” Burada yukarıda, hedeflerle yaşamanız mümkün değil. Ah evet, kendinizi her gün düzenleyebilirsiniz ama her gün bir hedef belirliyorsanız, yaşamıyorsunuzdur.

Büroya gidiyorsunuz. Tüm o çılgın hedeflerinizle. Hatta hedeflerinizin kaydı için yazılımınız bile var. Hedeften saptınız mı? Onu doğru zamanda mı yapıyorsunuz? Yaratım için amma da kolalı bir enerji! Bazıları karşı çıkıp “Tüm bunlar olmadan başarmak zorunda olduklarımızı mümkün değil başaramayız” diyecek. Yani, orada takılmışlar. Israr ediyorlar. O inanç sistemine kapılmışlar.
Şambra, siz daha iyisini biliyorsunuz. Onların etraflarında çemberler yaratabilirsiniz. Analitik olanın, hedef enerjisinin dışına çıkarsınız, hedef enerjisi çok belirleyici ve kısıtlayıcıdır.

Öyleyse, o valizi de fırlatıp atın. O çantaya ihtiyacınız yok. Artık onu taşımak zorunda değilsiniz. Yol boyunca başkalarından yüklendiğiniz çöp torbaları var. Yanınızda sürüdüğünüzün farkına bile varmadınız. Şimdi buyurun onu da atın. Hiç biri size ait değil.

Şambra Servis Merkezinin güvenli enerjisinde olmayı sürdürdükçe….tüm akışın….akışın özellikle bedeninizden geçmesine izin verin. Bedeninizin şimdiki gereksinimi bu. Beden enerjilerin devinmesine gerek duyuyor. Onunla debelenmek zorunda değilsiniz. Yalnızca bir kaç derin nefes alın. Suyun sesini dinleyin.

Bu arada, su bizim bakım-tutum aletimiz. Suyun sesi, suyun enerjisi, yalnızken ne yapacağınıza dair ipucu vermiştir, banyo olsun, duş olsun, göl ya da nehir kenarında oturmak olsun, suda muazzam akış enerjisi vardır. Bu arada, suyun yapmayı sevdiği iş budur, akmaktan hoşlanır. Buharlaşmayı o kadar da sevmez. Akmaktan hoşlanır.

Bırakın bedeninizin içinden aksın. Ve ona rehberlik etmeye, onu yönetmeye çalışmayın. Ona, dizlerinize ya da omuzlarınıza ya da belirli bir yere gitmesini söylemeyin çünkü o zaman doğal akışı değiştirirsiniz. O nereye akacağını bilir. Bırakın oraya gitsin.
Geçen ay sert taşlardan söz ettik. Çoğu kişi sert taşlarını sürüklemeye, onlarla yaşamaya davam ediyor. Bir çok bakımdan insan hayatı sert bir taşa benziyor. Onların yaşam biçimlerinin bir benzetesi bu, sert taşlar, öyle yoğun, öylesine sivri, öylesine katı. Onu da bırakabilirsiniz. Nefes almaya devam edin. Burada meditasyon yapmaya çalışmıyoruz. Şifa bile yapmaya çalışmıyoruz. Yalnızca enerjileri topluyor ve bir dakika için yavaşlama zamanının geldiğini söylüyoruz.

Bakın, bırakırsanız, bedeniniz kendini yeniden dengelemeyi zaten biliyor. Mantralara, el işaretlerine, yağlara, pürolara ya da buna benzer diğer şeylere gerek yok (kahkahalar). Bedeniniz kendini nasıl gençleştireceğini biliyor. Bunun olmasını sağlayan şey de sizin akışa izin vermeniz.

Bazılarınız çok hızlı gidiyordunuz ancak nereye gittiğinizi de bilmiyordunuz, yukarıda, burada denildiği gibi daireler içinde koşup güneşi kovalıyordunuz. Sabah uyandıktan gece uyuyana kadar şunu yapmaya, bunu yapmaya çalışıyorsunuz. Biliyor musunuz, bir şeyleri kovalamak, hayli yetersiz bir çalışma biçimidir. Toplandığımızda gruplarımızdan birine …tüm enerji size hizmet eder deriz. Ve bırakırsanız, eder. Kovalarsanız, size nasıl hizmet edebilir?
Biliniz ki şeyler, başlarının çaresine kendileri bakar. Şaka yollu anlattık ancak çok da gerçek, son zamanlarda… bakın, eviniz, kendini bir tür temizleyebilir. Gerçekten temizler. Sabahtan akşama kadar sürekli toz kovalayanların evi daha çok kirlenir. Pek tabii ki tabakları kaldırmak zorundasınız. Ama tabaklarınız bile bir şekilde biraz daha temiz görünür.
Yerler biraz daha temiz kalır gibidir. Bahçedekiler kendi başlarına bir parça daha iyi büyürler. Bu doğal enerji akışıdır, Şambra. Enerji tutulduğunda –kısıtlandığında, lanetlenildiğinde ya da her ne demek istiyorsanız- etrafınızdaki her şeyi etkiler. Sizin fiziksel çevrenizi, evinizi, dairenizi etkiler. Bakın, böyle akarken ve gençleşirken, duvarlarınızdaki boya bile daha temiz ve daha parlak kalmaya eğilimli olur. Eviniz daha temiz ve aydınlık kalmaya hatta su tesisatı bile daha iyi çalışmaya eğilimli olur.

Ah, bunları bilgisayarlarınızda deneyimlediniz. Bu konudan daha fazla söz etmeye gerek yok. Kaos yaşıyorken, bilgisayarınız da kaostadır. Donanım bozulduğunda, lanet imalat hatasıdır…hayır lanet imalat hatası DEĞİLDİR….daha çok sizinle ilgilidir. Enerjiniz o kadar güçlüdür ki elektronik donanımın devrelerini etkileyebilir.
Arada sıra bakım için bu şekilde gelmelisiniz, yalnızca burada olmak hiç çaba gerektirmez, bu arada. Servis merkezi 24/7 açık (kahkahalar). Buraya her zaman gelebilirsiniz. İyi olur. Bakım işini, düzenli servis döngüsünü yapmalarına izin verin. Yalnızca burada, bu enerjide oturun.

Burada komik bir şey var. Hiç çabalama yok. Hiç zorlama yok. İhticanız yok. Niye çabalamaya gereksinim duyasınız ki? Bir şeyi zorlayarak bir sonuca ulaşmak, Eski Enerji biçimiydi, Eski Enerji inanç sistemiydi. Yeni enerjiye geçtiğinizde, ittiğinizde neler olduğunu görürsünüz; o da sizi geri iter. Yani, zorlama yok. Buna gerek de yok. Her taraftan su sesinin duyulduğu, suların aktığı bu güzel servis merkezinde, kendi bedeninizi, zihninizi ve ruhunuzu gençleştirmek için manipülasyon çabasına gerek yok. İtmeye ya da zor kullanmaya hiç gerek yok. Doğal olarak gerçekleşir.
Buraya ne zaman isterseniz geri dönebilirsiniz. Önümüzdeki bir kaç yıl içinde özellikle tavsiye ediyoruz. Orası, yerküre katları daha yoğunlaşacak. Daha hızlanacak. Daha talepkâr olacak. Daha ittirici olacak. Bu arada, daha da kötüleşecek. Evet.

Biraz kötülükten (şer) söz edelim….bu konudan söz etmek için komik bir yer burası, yani servis merkezinde enerjilerimizin elden geçmesini beklerken. Yapılacak başka bir şey yok…bari beklerken kötülük hakkında biraz konuşalım.

Kötülük, aslında enerji çalmaktır, enerjiyi almaktır. Basit bir şey olarak başladı. Bir varlık diğerinden enerji almak istedi. Kendisini daha güçlü ya da daha zeki yapar ya da Yuvaya nasıl dönüleceğinin yanıtını verir umuduyla yaptı. Ve birini tüketirken ya da yakalarken, çalınan enerji işe yaramadı, başkalarını denediler. O da işe yaramadığında, gruplar veya aileler olarak toplandılar. Ve melek katlarındaki diğer grup veya ailelere gidip saldırdılar. Ve bu iş, biz yuvadan ayrıldığımızdan beri sürüyor. Enerji çalmak…bu kötü bir şey…. bir başkasından ona ait bir şeyi almak.
Şimdi, o iyonlarca yıldan bu yana hayli mükemmelleşti ve arıtıldı.

Kötülük…görece basit bir iş türünden, tümüyle korkunç bir şeye dönüştü. Şu anda Dünya’da çok kötülük var. Bazılarınız kötülüğü yadsıyor. Bazılarınız ondan korkuyor. Bazılarınız yadsıyarak diyor ki “Dünya harika. Hepimiz Tanrıyız. Hepimiz meleğiz.” Evet, bu doğru.
Ancak, bazı tanrılar, tanrı olduklarını unuttular. Bazı tanrılar melek olduklarını unuttular. Kendi triplerine ve öykülerine öylesine yakalandılar ki habire kötülüğe yatırım yaptılar. Enerji çalmayı sürdürmek zorundalar. Ve bunun sonucunda “kötü” ya da “karanlık” dediğiniz şey ortaya çıktı. Ve o burada. Tüm çevremizde.

Kötülük bizim toplantılarımıza girer çıkar. Ondan söz etmekten hoşlanmayız zira ona odaklanmak istemeyiz. Ama, oradadır; içeri girer ve dışarı çıkar. Bazılarınız onu bazen hissedersiniz. Kendi içinizde ya da dışınızda.

İngilizcede “kötü” (evil) sözcüğünün “canlı” (live) sözcüğünün tersten okunuşu olması ilginçtir. Ayrıca “perde” (veil) sözcüğünün de tüm harflerini taşıyor. Bir diğer deyişle, onun tersi. Onun anti tezi. Ama, o burada. Her yerde.

Bazılarınız ondan çok korkuyor çünkü geçmiş yaşamlarınızda onunla uğraştınız. Öyle ya da böyle, onun kölesi oldunuz. Ya da, köleleştirmek için onu kullanan siz oldunuz. Yani, ne kadar güçlü olabileceğini bildiğinizden, ondan korkuyorsunuz. Ne kadar değişik kisvelere büründüğünü bilirsiniz. Kötülük size parlak gözlü, pırıl pırıl saçlı bir çocuğun masumluğunda gelebilir…ve bu varlık bir an en masum olur…sonra tüm bir şehri yok edebilir.

Kötülük, bu son yıllarda Dünya’da yoğunlaştı ve bir kaç yıl daha yoğunlaşması sürecek. O, her yanda. Bazılarınız ondan o kadar çok korkuyor ki, resmen fizik bedende güçsüzleşiyor ve zihinleriniz eski tür bir teslimiyet içine giriyor. Bunu nasıl aşacağınızı merak ediyorsunuz.

Kötülük yanınıza geldiğinde, bilirsiniz. Onun varlığını hissettiğinizde, hipnotize olduğunuzdan zihniniz teslim olur. Hala o tabakayı taşırsınız. Donar kalırsınız ve artık kendi başınıza düşünemezsiniz bile. Daha önce orada bulunmuş olduğunuz için, nasıl olduğunu bilirsiniz.

Burada hayali ama gerçek bakım merkezindeyiz. Şu anda o tabakayı bırakabilirsiniz. Suyun enerjisinin alıp götürmesine izin verebilirsiniz. Bırakın gitsin. Ah, onu sizden söküp atmak için çarpmamız, vurmamız, somunları sıkmamız gerekmiyor. Yalnızca salıverin.

Kötülükten korkacak bir şey yok, hiç yok. Şimdi gidip de onunla oynamayın; bu çok aptalca bir şey olur! Niye kötülükle oynansın? Bu arada, bazılarınız ona çekiliyor, onun tarafından baştan çıkarılıyorsunuz. Bazılarınız diyor ki “Ben inanılmaz bir Işık işçisiyim. Kötülükle oynayacağım ve belki de onu değiştireceğim.” Şu anda cinsel bir enerjiyle uğraşıyorsunuz.Ve şimdiden oyunu kaybettiniz.

Kötülük sizi baştan çıkardığı anda…ah, cinsel organlarınızın seksinden söz etmiyoruz. Cinsel enerji… evet, cinsel organlarınızı etkiler. Dünya’da sizi tutsak kılar. Cinsel enerji tümüyle başka bir şeydir. Ruhsal seviyede zehirleyici ve cezbedeci bir enerjidir. Bu yalnızca bedensel bir eylem değildir. Ve bu nedenle daha önce cinsel enerjiden ve insanları nasıl avlayıp tutsak ettiğinden söz ettik. Ah, fiziksel olarak, tabii ki…ama gerçekten ruh seviyesinde etkiler.

Böylece, bazılarınız kötülükle gidip oynamak istiyor. “Işığımı kötülüğün üstüne tutacağım” demek hoşunuza gidiyor. Öncelikle, oynadığınız enerji, sizinle dalga geçiyor zira bunu yaptığınız anda ışığa karşı dengesiz olursunuz. Işık dengeniz bozulduğunda bilin ki karanlık dengeniz de gider. O kadar naivleşirsiniz ki ışığa karşı dengesiz kalırsınız. Her ikisinin içselleşmesini konuşuyoruz.

Kiminiz diyor ki “Ama Tobias, sen dersin ki karanlık benim tanrısallığımdır.” SİZİN tanrısallığınız, başkalarınınki değil. Onlar henüz bunu farketmediler.
Yani kötülük, karanlık, karanlık enerji, enerjiyi tümüyle ele geçirmekte, hipnotize etmekte –nasıl bir terim kullanırsınız- “tutsaklaştırmak”ta çok kurnaz ve çok deneyimlidir. Kötülük, bir başkasından enerji almanın en kolay yolu olan fizik bedene işkence ederek tutsaklaştırır. Cinsel yol en kolayıdır. Bir çoğunuz tutsaklaşmıştı –ya da cinsel taciz nedeniyle hala tutsaksınız. Çok önceden başladı bu. O zamandan beri siz tutsak olarak tutuluyorsunuz.

Cauldre diyor ki “Bugün gençleşeceğimizi sanıyordum.” Gençleşiyoruz, Şambra. Ah, evet. Bu güvenli yerde salıverebilirsiniz.
Biliyor musunuz, size yapılan her hangi bir hipnoz, konulan bir tabaka ya da yapılan bir büyü, olmasına izin verdiğiniz içindir. Olmasına izin veriyorsunuz. Ah, onunla sarıldınız ve kurtulmanıza imkan yokmuş gibi geliyor. Ondan saklanmaya çalışıyorsunuz. Onu o kadar iyi sakladınız ki belli yaşamlarınızda sizi tutsak kılanlardan bile saklamaya çalıştınız. Sizi gittiğiniz yerde takip ediyor bunlar zira sizi bir kez ele geçirdiler, ya da size sahip olmayı sürdürmek istiyorlar, ta ki siz “Buraya kadar” diyene kadar. Enerjiniz size geri döner.

Öyleyse, şimdi, servis merkezimizde hemen halledelim bu işi. Edgar’dan aynaları çıkarıp herkese bir tane vermesini rica edeceğim. Hepinizin artık bir aynası var. Şimdi kendinize bakmayın. Onu geri yansıtacağız, sizi tutsaklaştıranın yüzüne geri yansıtacağız.

Diyorsunuz ki “Ama bu korkunç. Şimdi kendi enerjilerini geri alacaklar ve bu onları yakıp kavuracak!”. Ah, sevgili, evet (kahkahalar). Bunu istiyorlardı. Aslında gerçekten bunu istiyorlardı. Birinin gelip yaptıklarına son vermesini istiyorlardı.

Şimdi, cinsel, fiziksel ve duygusal tacize uğrayanlar, aynayı yukarıya tutun. Kime tuttuğunuzu bilmenize bile gerek yok. O enerji doğruca gidip size kancalarını geçirmeyi sürdürene geri dönecek. Enerji komik şeydir ve çok da basit. Onu kabullenir ve ona inanır ve bu inançların sizi etkilemesine izin verirseniz, çalışır.

Kimileri sizi hipnotize etti, size kancalarını öylesine güçlü geçirdiler. Ve kancaları dedi ki “Bundan asla kurtulamazsın. Ebediyen benimsin.” Siz kaçıp saklanmaya çabalayıp kendiniz değilmişsiniz gibi yaptınız….değişik kişiliklerin…öykülerin…yaşamların hepsi kaçmak için. Ve hala onları tam burada buluyorsunuz.

Şimdi, sevgili Tanrı, bağlantıyı kesmenin, bırakmanın tam vakti. Bırakın kendi kötülükleri kendilerine kalsın.
Tüm dünyada şu anda, grup, kişi, hatta memleketlerin, birbirlerine en korkunç şeyleri yaptıklarını göreceksiniz. Sadece enerji çalıyorlar; hepsi bu. Bunu o kadar uzun bir süredir yapıyorlardı ki, nasıl durdurulacağını bilmiyorlar.
Beslenmeye devam eden bir tiryakilik gibi. Tanrısal enerjiden besleniyorlar. Ruhsal enerjiden besleniyorlar. Ruhları topluyorlar. Ve onları öylesine hapsediyorlar, öylesine uyutuyorlar ki. Ve beslenmeyi sürdürüyorlar. Ve bilin bakalım ne oluyor? Asla yeterli gelmiyor. Bu nedenle, daha çoğunu aramaya çıkıyorlar.

Orada; bu gerçek. Ve siz yakalanmak zorunda değilsiniz. Onları kurtarmak zorunda değilsiniz. Kurtarılacakları hiç bir şey yok. Aslında bu, onları ve oynadıkları oyunları onurlandırmaya, ancak yakalanmamaya ilişkindir.
Kimi kez bu kötü enerji sinsice gelir, hele siz aşırılı duyarlı ve kırılgan durumdayken. Tahammül etmek zorunda olduğunuz şeyler yüzünden. Nasıl desek, zihniniz geçiş sürecinde olduğundan onların ağına düşersiniz. Bedeniniz yorgundur. Şu anda ruhunuz, kendi çok çok önemli değişimlerinden geçmektedir.

Böyleyken gelirler sizi cezbeder ve kandırırlar. Şambra, size hiç bir şey yapamazlar. Artık daha fazla güçleri yok…size varlık lejyonlarının olduğunu söyleseler bile…evrende büyük yerlerden geldiklerini söyleseler bile…sizin bir pinpon topu, zavallı bir insan olduğunuzu söyleseler bile. Artık kesinlikle sizden daha fazla enerjisel güçleri yok.

Sahip oldukları tek şey, çok güçlü ikna enerjileri. Bu prosesten geçmemeniz için iknaya çalışacaklar…..sizi karmaşık enerjide kalmaya ikna etmeye çalışacaklar…kendilerinden başka herkesin hatası olduğuna ikna etmeye çalışacaklar. Kötülük böyle çalışır. Size hep başkasının hatası olduğunu söyler.
İşte o, civarda. Bazılarınız onu hissediyordu. Ona izin verdiğiniz için fizik bedenizden hıncını almaktaydı. Siz gazeteleri okurken, haberleri izlerken içinize girer. Bu değişik medya organlarından sizin realitenize girer.
Hayır, “Gazete okumayın ya da haberleri izlemeyin.” demiyorız. Dediğimiz şu: “Kötülüğü, mürekkep ve hava dalgalarından sızan kötülüğü tanıyın.” Ve onu hiç te kabul etmek zorunda değilsiniz. Size hiç bir etkisi yok. Size kancalarını geçirmişse, servis merkezimizde şimdi onları atabilirsiniz.
Siz tanrısalsınız….ve krallarsınız….ve kendiniz Tanrısınız, unutmayın. Tanrısal nitelik, erkin ya da kuvvetin niteliği değildir. Sizi, Tanrı eşittir güç’e inandırmaya çalıştılar. Hayır, değildir. Tanrı, yalnızca Ruhun, sizin, bir ifadesidir. Tanrı yalnızca ifade ve genişleme arar.

Güç hakkında değil. Bu nedenle, kötülük size gelip daha fazla gücü olduğunu söylediğinde, yalan söyler. Tanrıda güç yoktur. Ona yalnızca, sevgi, denge, ifade ve “var-oluş” denilebilir.

Burada biz söyleşirken suyun bu enerjileri…..bugün suyu kullanıyoruz çünkü öylesine temizleyici bir şey ki. Onun enerjilerini…..dokusunu…..dokunuşunu…ve sesini tanıyorsunuz. Bu nedenle bugün onu kullanıyoruz..

Şimdi sizden yalnızca nefes almanızı isteyeceğim. Bırakın enerjiler bedeninizden tümüyle aksın. Bu şifalandırıcı suyun enerjilerine izin verin…hadi ona “Şambra suyu” diyelim. Sizi susatıyor, değil mi? Onun içimize akmasına izin vereceğiz.

Buraya istediğiniz zaman dönebilirsiniz. Bazı şeylerin yeniden hareketlenmesine izin verin, hareket belki de diğer katmanlarda olmakta. Diğer katlarda siz o inanılmaz yaratımı gerçekleştirdiniz ama bu kata gelmesine izin vermediniz.
Şimdi bunu da akıtalım. O kapıları açın. Tüm işiniz, yaratımlarınız bırakın Dünya’ya gelsin. Ve uygun olanlar, siz, onu toplayın ve onunla çalışmaya, oynamaya başlayın. Belki de çok para getirir. Belki de sizi mutlu edecek, doyuma ulaştıracak.

Belki de Şambra, tutkunuz orada, yukarıda bağlı duruyor, kim bilir. İnsan realitesiyle, kendi büyük genişleyici realitelerinizin arasındaki kapıyı kapattınız, darboğaza koydunuz. Belki tutkunuz da yukarıda bir yerdedir. Hadi o kapıları açalım ve Şambra Servis Merkezinden akıp geçmesine izin verelim. Enerjilerin tüm yolu geçip bedeninize, zihninize ve ruhunuza girmesine izin verelim.

Realite komik şey. Enerji şaşırtıcı bir şey. Realite, neyi seçerseniz, odur, gerçek ya da değil. Bugün yaptığınız şey gerçekti. Pek çok gerçekti. Onunla çalışmak zorunda bile değilsiniz. Yalnızca bu güzel gençleşme merkezinde bizimle birlikte olmalıydınız. Bu arada, biraz Tien Tapınakarına benzedi –kiminiz öyle düşünüyor ise- enerji, aynı enerjidir.

Buna ihtiyacınız vardı, Şambra. Çok, haddinden çok çabalayarak sabrınızı her konuda hayli zorladınız son zamanlarda….çok çabalamaktaydınız. Bunu – çok çabalamayı- burada belirtmek zorundayız. Bilir misiniz, şeyler öylesine olur. İzin verirseniz, öylesine olur. Hiç bir şey için çabalamayın. Siz bir Yaratıcısınız. Bir Yaratıcı neden çabalasın?
Tanrı’nın çabaladığını mı sanıyorsunuz? Tanrı sadece yapar. Tanrı, sonuçların ortaya çıkmasını izler. Tanrı’nın yaratının ortaya nasıl çıkacağına dair bir gündemi yoktur. Tanrı yaratır ve sonra özgür bırakır, her neye istiyorsa yaşam ve enerji ve yaratı üfler ve sonra ona özgürlük verir. Bu yüzden buradasınız. Tanrı, kendi veçhesi olan size hayat ve özgürlük verdi ve dedi ki “Dışarı çık; hiçliğe çık ve ne istersen yarat. Sıkışacak olursan, beri ara.” (kahkahalar)

Evet, sevgili Edgar Cayce bir kaç kez daha geri gelmek istiyor. Kendi grubuyla çalışmayı seviyor. Aslında, hemen gidip su kenarındaki o güzel merkezinde – Virginia Sahilinde- diğer insanlarla birlikte bir Şambra toplantısı için düzenlemeler yapacak, evet ne yer ama. Biz de şu anda çoğunuzu, onun yaptığı ve şimdi sizin yapmakta olduğunuz işi onurlandıran enerjide bulunmak için oraya davet ediyoruz. Bu güzel mekana bazılarınız gitti, bazılarınız ise çekildi….hepimizin birlikte çalıştığı Şambra enerjisi orada da var, ister Şambra enerjisi deyin, ister A.R.E, hepimiz birlikte çalışıyoruz.

Bugün Şambra Servis Merkezinden ayrılmadan önce derin bir nefes daha alın. Buraya sık sık gelin. Ama başkasını sakın buraya sürüklemeyin. Bu konu başkasıyla değil, kendinizle ilgili. Buraya danışanlarınızı getirmeyi düşünmeyin. Buraya gelirseniz, kendiniz için gelin. Kendiniz için gelin. Bunu danışanlarınızla paylaşırsanız, buraya gelsinler. Ama onlar için herhangi bir şey yapmanız gerekmiyor.

Bedeni gençleştirmenin vaktidir. Önümüzdeki günlerde bolca içecek tüketin. Bazılarınızın programları çok telaşlı olacak. Bırakın telaş gitsin. Bırakın hızlı tempo gitsin. Siz, Şimdi’nin herhangi bir yerinde ve anında, çok dengede ve rahat ve akışta olun.
Ve bugünkü Şaud, siz farklı olmasını istediğiniz için biraz farklıydı.

Gençleşmeyi siz istediniz. Hayal gücünün içeri girip realitenizle oynamasını siz istediniz. Bugün sizinle burada olmak bizim için bir onurdu.
Ve öyledir!

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.

Sorular ve Yanıtlar

Berraklık Dizisi – 01 Ekim 2005
Şaud 3:Şambra Servis Merkezi, Gençleşme Armağanı

Kırmızı Çembere Sunulmuştur

Ve öyledir sevgili Şambra. Bugünkü oturumumuza devam ediyoruz. Aklın ve bedenin ve ruhun gençleşmesiyle sürdürüyoruz. Yinelersek, temizlenmek için o yerde –zaman demek istemiyoruz- o yerde bulunmak önemlidir. Şu anda çok meydan okuyucu, hızlı tempolu bir kültürde yaşıyorsunuz. Her günün enerjileri size akın ediyor. Onların görünmez olmaları, orada olmadıkları anlamına gelmiyor. Her yönden geliyorlar. Kendiniz için gidip o servisi arada bir almak, sizin için önemlidir. Suyun enerji ve sesinin, sizden sadece akıp geçmesine ve sizi arındırmasına izin verin. Bedeninizin buna gereksinimi var –kesinlikle var- ve bunu talep ediyor. Zihniniz, ruhunuz, hepsi o gençleşme zamanını istiyor.

Hemen soru ve cevaplara geçeceğiz zira gün uzadı. Ama müzik çalarken Cauldre’nin korkunç keyiflendiğini belirtmeliyiz. Ve beni müziğe uymuş sahnede dansederken gördüğünde, neredeyse gülecekti (kahkahalar). Bu tür çağcıl danslara alışkın değilim. Belki de biraz komik kaçtığını düşündü –benim gibi eski bir Yahudinin keşiş giysisiyle, üstelik müziğin ritmini kaçırarak dansetmesi (daha fazla kahkaha).

O halde sorulara başlayalım çünkü görüyoruz ki bugün çok –nasıl denir- çok ilginç sorular var.

1. ŞAMBRANIN SORUSU (internetten, Linda okuyor); Tobias, havayı manipüle etme teknolojisinden bize söz eder misin? Ve son üç kasırga insan eliyle mi yapıldı? Ve insan eliyle kotarılan daha başka felaketlerin olasılığını görüyor musun? Bu teknolojinin gerisinde kimler var?

TOBIAS: Bu, insan-eliyle’yi tanımlamayı gerektiriyor (kahkahalar). Gerçekten hava koşulları, özellikle kasırgalar, insanlık bilincinin bir sonucudur. Bu kasırgalar temizliğe yardım için gelirler. Ve örneğin son yılda çok fazla tayfun oldu. Bunlar, Bahamalar ve Küba bölgesinden başladı ve etkiledi ve şimdi de Körfez’e doğru gidiyor. Bunlar, Atlantis enerjileri olup eski sıkışmış enerjileri temizliyor ve yeni tür bir Atlantis’in yükselmesine izin veriyor. Yani, gerçekten insanlığın bilincinden geliyor.
Dünyayı ele geçirmeyi isteyen kötü güçlerin kasti ve hesaplı bir planlaması sonucu mu? Değişir. Size bağlı. Öyle olanı seçerseniz, o relitede yaşayacaksınız. O kötü güçlerle her köşe başında birlikte yaşayacaksınız. Ve günlerinizi ve vaktinizi, yeni komplolara endişelenerek geçireceksiniz.

Perdenin bizim tarafında biz buna gülmek zorundayız çünkü her zaman, “Kötü güçler dünyayı gerçekten ele geçirirlerse ne olur? Miras kalan sorunlara bir bakın. Bunu niçin istesinler ki?” deriz (kahkahalar).

Nasıl denir, komplolar vardır. Zenginlik ve para ve güç bulmak için çalışanlar var. Ama insan bilincinin güzel dengesi nedeniyle ve Şambra sevgisi dahil, ondaki sevgi nedeniyle, her hangi bir kişi ya da grubun bugün ve bu çağda herkesin kontrolunu ele geçirmesi çok zor.

Dünyada yeteri kadar bilge insan var –Şambra ve diğerleri- onların oyunları olduğunu biliyor, kontrol etmeye çalışanların oyunları olduğunu biliyor ve kendileriyle ilgili bulmuyorlar.
Dünyada “matris” ya da kaplama görüntü diyebileceğiniz şeylere dahil olmayan sadece bir düzine insan olsa, bu aslında görüntüleri kırmaya yeter. Bu sayı, enerjilerin hareketini ve saf kalmasını sağlar. Bu nedenle, farkında olan tüm Şambra grubunu ele alırsak –belirli kasti uğraşlar, havayı kontrol ya da başka bir şey hakkında-bilinç, şimdi buna izin vermez.

Kontrole çalışan o yüzler –korku kaynaklı ya da kötülük kaynaklı- kendi işlerine devam etmeye çalışacaklar, özellikle önümüzdeki bir kaç yılda. Terorist ya da politakacı olsunlar –ayrıca ikisinin arasında çok fark yok (kahkahalar)- veya başka varlıklar, büyük ya da küçük şirketler, sonunda sizin farkettiğinizi farkedecekler: Kendi kendinizin kralısınız. Başka birinin enerjisini çalmak zorunda değilsiniz. Başka birinden zorla almaya gerek yok. Güç adına, bir başkasının enerjisini almaya çalışmaktansa, bir kral olarak, kendinizinkini yaratmak daha kolaydır. Sonuçta, bir Yaratıcı olarak, kendiniz için ne seçerseniz onu almanız, başkalarından almak zorunda kalmaktan daha kolaydır.

Diğer insanların enerjilerini tutsak ederek onları hipnotize eden o karanlık ya da kötü diyebileceğiniz güçler, şimdi kurbanlarının her birinin sorumluluğunu ve yükünü taşımakta. Onlar bir sorumluluk almakta. Yapılan her büyü için kendilerine de büyü yapılıyor. Büyü olsun, hipnoz olsun, bu tür işlerin açmazı buradadır. Enerjiyi kesenlerin enerjileri de kesilir. Çok basit bir enerji prensibidir bu. O yüzden bunu yapmak çok anlamsızdır.

Kendi varlığınız içinde gereksindiğiniz her şeye sahipsiniz. Bizim tavsiyemiz sevgili dost, enerjini, günlerini, komplolar hakkında endişelenerek geçirme. Çoğu komplo teorisi tanıdık gelebilen drama enerjisiyle doludur. Komploların gerçekleşmesi için aşırı miktarda dramaya ihtiyaçları vardır. Komplo teorileri, korkuya çekilme ve drama ile çalışır.
Kendi varlığınızda gereksindiğiniz her şeye sahipsin. Bizim tavsiyemiz sevgili dostumuz, enerjini ve günlerini komplolar hakkında endişelenerek harcama. Çoğu komplo, senin de aşina olabileceğin –drama- enerjisiyle doludur. Komploların işleyebilmesi için aşırı miktarda drama enerjisine sahip olmaları gerekir.

Komplolar korku ve dramaya çekilme şeklinde çalışır. Ve bir hipnoz olup komplolarını ara-sıra kullanmaya çalışan kişilere uygulanan tür hipnozdan hiç farkı yoktur. Seni sımsıkı bağlayan ve seni komplo realitesinin kendisinden bile daha çok boşaltacakları için, o tür enerjilerle hiç ilgilenmemeni yeğleriz.
Evet, bazıları var ki daha çok zenginlik peşinde. Bazıları var ki hükümetleri ve işleri kontrol etmeye çalışıyor. Ama genelde işe yaramıyor. Gerçekten hava koşullarını kontrol etmeye çalışanlar oldu. Ve çabaları, insan bilincinin havayı etkilemesine oranla pek ufak kaldı.
Ve buna, fosilleşmiş akaryakıt enerjileri de dahildir. Şu anda çözümüne katkı için yardımınız gereken bir konu varsa, o da Dünya’daki enerji krizidir. İnsanlara söylenilenden daha az petrol rezervi vardır. Hidrojenden olsun ya da diğer su bazlı yakıtlardan olsun, güneşten olsun, ya da ulaşılabilir durumda diğer dikkate değer enerjilerden olsun, eldeki yeni enerji kaynaklarının geliştirilmesi şarttır.

Yerküre, hava sorunları yaratıyor. Kabul etmek isteseler de istemeseler de, global ısınma var. Güneşten ya da başka katlardan gelen enerjinin alınışını ve atılımını engelleyen kirleticilerin Dünya’yı saran tüm o katmanı yüzünden olmakta. Tüm bunlar, Gaya’nın narin dengesinde bozulmalara neden oluyor.
Gaya, bu bozulmaları okuyor. Hava değişimlerini, ısı değişimlerini Gaya okur ve bilir ki şimdi gidip temizlik yapmasının vakti gelmiştir. O enerjiyi iteler, kendi ordularını getirir -ki bunlar kasırgalar ve depremler ve yangınlardır- ve süregelmekte olan değişim ve temizlikten yararlanılmasını sağlar.

Komploların dramasına bağlanmayın.

2. ŞAMBRANIN SORUSU (mikrofonda bir hanım): Selam Tobias. Servis merkezine teşekkürler. Gerçekten ihtiyaç vardı.

TOBIAS: Gerçekten, bunu bize sizler söylediniz.

2. ŞAMBRA: Bildiğin gibi, yakında yine yollarda olacağım. Yeni serüvenim hakkında bana söylemek istediğin bir şey var mı?

TOBIAS: Doğru, bir macera olacak. Sen de zaten belirttin. Geldiğin yerdeki enerjiyi kendine geri vereceksin. Buraya kendi gençleşmen ve kendi öğrenimin için gelmiştin. Ve ayrıldığında –nasıl denir- ve buraya, henüz farkına varmadığın bazı derin meseleleri halletmeye gelmiştin. Yüzeydeki konuların daha çok farkındasın. Ama derinde eski meseleler var. Yola çıktıktan sonra bunun farkına varacaksın. Ama her şeyden fazla, sen kendin yeni bir öğretmene dönüşeceksin. Burada –nasıl desek- beceremediğin için eve dönüyor değilsin. Eve dönüyorsun çünkü burada başardın. Ve şimdi işini yapma zamanıdır. Geri döndüğünde, ne kadar ilerlediğini farkedeceksin.

2. ŞAMBRA: Çok teşekkür ederim.

3. ŞAMBRANIN SORUSU (internetten, Linda okuyor): Tobias, allerjilerin altında yatan duygusal enerjiler nelerdir? İlaçların çoğu, belirtileri baskılıyor ve zehirleyici. Astım, sinüsler, egzama ve alerjiler için nasıl nefes alınacağı hakkında Şambraya tavsiyede bulunur musun?

TOBIAS: Evet…..sen burada zaten reçeteyi verdin. Bunların tümü için de nefes alma ve verme. Beden, özellikle Şambra bedeni, her seviyede çok, pek çok hassas hale geldi. Hem fiziksel hem de fiziksel olmayan enerjilere çok hassaslaştı. Ve bu da, allerjik reaksiyon gibi görünen bir şeye yol açıyor. Ama bu, aslında kimi enerjilerin reddedilmesidir. Bunların çoğunun suçlusu olarak, polenler, toz ve bazı…bitki ya da gıdalar gösterilir.

Ama, meselenin özüne inersen, saf enerjinin, bilinçlilik enerjisinin reddi olduğunu göreceksin. Duyarlı ve hisseden bir varlık, nasıl böyle yoğun bir enerji ortamında olduğunu anlayamıyor. Ve hapşırmaya başlıyorsun. Vücudunda kızarıklıklar çıkarıyorsun. Tüm diğer alerjik reaksiyonların oluyor.

Alerjilerin bir dayanağı bu.
Öteki dayanak –alerjilerin nedenleri- da bir tür temizlik işlemi. Bedenin, eskiden beri sıkışıp kalmış enerjileri salıvermesinin çok başka yolları daha var. Biri, terleme ve cilt kabartılarıyla mümkün olabiliyor. Hapşırma ve burun çekme, bedende sıkışmış enerjilerin salıverilmesine yardımcı oluyor. Alerji belirtileri gösteriyorlar ancak altta yatan aslında salıverme. Böylece, bu iki faktöre sahip oluyorsunuz.

Nefes, alerjiyi yok saymaya değil, onun nedeninin kaynağına ya da kalbine inmenizi sağlar. Aşırı duyarlı olma ya da salıverme ya da her ikisinde de, buna sahip olmanızda bir neden bulunduğunu anladığınızda, o kadar da sorun olmayacaktır. Artık özünde yatan nedenle uğraşabilirsiniz.

Örneğin, çok yoğun bir ortamda yüksek bir duyarlılığı nasıl sürdürebilirsiniz? Ve yeni anlayışlara nasıl ulaşabilirsiniz? Burun akması, göz sulanması, hapşırma, kaşınma ve diğer şeyler olmadan , bedenden Eski Enerjileri nasıl salıveririsiniz? O enerjilerden kurtulmanın daha iyi yolları vardır –ve yine nefesle, bugün yaptığımız gibi Şambra Servis Merkezine gidip suyun enerjilerine izin vermek gibi.

Ama şu anda reddediş var; enerjilerin geri itilmesi var. Ve bu da alerji dediğin şeye neden oluyor. Bizim önerimiz, ana sorunu maskeledikleri için ilaç alımını sınırlamandır. Zaten tam cevaplamıyorlar. Ve yalnızca ilaç alacağın için ama Eski Enerjilere hala duyarlı olduğun için ya da onlardan kurtulmak istediğin için yine de elin-kolun bağlı.

Ara sıra, durum hayli ciddileştiğinde bazı ilaçları kullanmak isteyeceksin. Ama sana tavsiyemiz, diğer Şambra şifacılarıyla -ya da kendi üzerinde- nefes çalışması yaparak yalnız gözleri, burnu ve bedeni değil, tüm enerji yollarını açman olur. Böylece enerji akışının esas yerine gelmesine izin vermiş olursun. Tıpkı bugün bizim burada yapmış olduğumuz gibi. Teşekkür ederiz.

4. ŞAMBRANIN SORUSU (mikrofonda bir hanım): Selam Tobias. İki sorum var. Birincisi, bir-iki haftaya kadar güzel Güney Afrika’ya gidiyor olacağım. Ve aşılar ve ilaçlar konusunda aklım karıştı. Vücuduma ilaç almamakla barışıktım. Ve son haftalarda, ailem ve arkadaşlarım bunun güvenirliğinden endişe ettiler. Bu nedenle tavsiyeni istiyorum.

TOBIAS: Evet…burada, bedeninin alışık olmadığı ve –nasıl denir- bedenin çalışması ya da belli enerjileri , bakteri ve hastalıkları almaması için bir kereye mahsus yapılan aşı ya da verilen ilaçtan söz ediyoruz. Bir-kerelik kullanımın, seni daha güçlü ve daha dengeli kılacağını düşünüyoruz. Alerji ya da depresyon nedeniyle sürekli kullanılacak ilaçlardan hoşlanmama eğilimindeyiz zira bu tür ilaçlar bir kalıp ya da devre yaratırlar. Ancak bir kez kullanımla böyle bir kalıbın oluşacağını hiç sanmıyoruz.

4. ŞAMBRA: Öyleyse almayı seçmezsem kendimi tehlikeye mi atmış olacağım?

TOBIAS: Bedenin, karşılaşacağın kimi yabancı ya da değişik bakterileri kaldırabilir. Ama diğer bazı türlerde zorlanabilir. Burada ille de hastalanacağını söylemek istemiyorum. Ancak kendini bu tür şeyleri almaya açık hale getiriyorsun. Ve yineleyelim, bir kerelik bir şeyse, aslında olasılıkla senin beden sistemini yerinde tutacağından dışarıdaki bu enerjilerin saldırısını önleyecektir.

Kendi kendini arındırabilirsin. Yapacağın şey diğer tür bakteriye bir tür kabul vermektir. Ancak, kimi zaman beden istediğin hızda kendini ayarlamaz. Ve burada görmüyoruz ….. hiç bir yargıda bulunmuyoruz, öyle ya da böyle zararsızdır. Ama yinelersek, bir kez olan, bir kalıp oluşturmayan, bedeninin doğal işleyişini bozmaz.

4. ŞAMBRA: Peki…diğer sorum şu: Annem yeni geçiş yaptı. Babamla birlikte mi ve nasıl olduğunu söyleyebilir misin?

TOBIAS: Bunu kontrol etmek için bir dakika. Bulmak için bazen diğer aracıları kullanmak zorunda kalıyoruz…bize deniyor ki kocası ile birlikte değilmiş, bir toplantı olmuş, birbirleriyle yeniden iletişim kurmuşlar ama aralarındaki bazı dengesizlikler nedeniyle annen, kendi başına devam etmesinin daha iyi olacağını hissetmiş. O, diğer hayatlarından tanıdığı başka bir varlık grubuyla birlikteymiş. Cok yakında, dördüncü boyut ya da Dünya eksenli realitelerin ötesine geçmek için hazırlanmakta. Ama burada, Dünya’daki bazı varlıklarla bağlarını salıvermek ona zor geliyor. Bu nedenle, tam anlamıyla bunları halletmeye çalışıyor. Zorluk çekmiyor. Bize söylenen, şu andaki tek isteği buymuş.

Onun enerjilerini altı ay kadar daha hissedebilirsin. Ancak ondan sonra enerjilerini hiç hissetmeyeceğin bir zaman gelecek. Ve bu bağlantıyı kaybettiğin için olmayacak. Bir süreliğine başka katlara gitmiş olduğu için böyle olacak.

4. ŞAMBRA: Peki, teşekkür ederim.

TOBIAS: Evet.

5. ŞAMBRANIN SORUSU (internetten, Linda okuyor): Bizim hakkımızda değilse, kimin hakkında? (kahkahalar)

TOBIAS: Başkalarının bilinç yüklerini Şambra o kadar sık yüklenir ki. Kendini, kendi enerji merkezini diğerlerinden ayırmakta hayli zorlanırsın. Herkesinkini kendi alanına getirmeye çalışırsın. Onlarını enerjilerini, haberlerden, yakınlarından, insanlarla toplantılarından alırsın. Yolda arabayla giderken öteki insanları gördüğünde alıverirsin.

Sen, bir bakıma, mıknatıs gibisin. Onların enerjilerini içine alıyorsun. Onları, kendi yüklerin addediyorsun. Bu nedenle, açıkçası, başkaları hakkında. Doğal bir şifacı ve doğal bir öğretmen olduğundan ve doğal olarak çok empati taşıdağından, diğer enerjileri topluyorsun.

Ama hepinize anlatmaya çalıştığımız şey, sizinkiler ve diğerleri arasındaki farkı anlamanız. Ve yine ünlü basit turnusol testi burada diyor ki: “Benim yaşamımda seçtiğim bu mu?” Bir şey hakkında kötü hissediyorsan ya da öfke sorunu yaşıyorsan ya da her hangi bir tür duygusal reaksiyonun varsa, yalnızca içe dön ve “Bunu seçer miyim? Bu ben miyim?” de. Çoğu kez yanıt şu olur: “Hayır”. Sonra, kişi ya da kitle bilincinden aldığını anlarsın.

Bazen, enerjileri hala Dünya’da gezinen enkarne olmamış varlıklardan, fiziksel olmayan varlıklardan alırsınız. Yardım aradıkları için, size çekilirler. İçinde bulundukları cehennemi salıvermek için bir çare aramaktadırlar. Bedenlerini geride bırakmışlardır ancak bıraktıklarının tümü budur. Belki hala alkoliktirler, enerjik olarak tabii. Belki de hala taciz yüzünden acı çekmektedirler. Ve size giden yolu bulurlar.

Ama kendi his ve düşüncelerinizi, başkalarınınkinden ya da hatta bizimkilerden ayırmayı henüz keşfetmediniz. Çoğu kez içeri girip sizinle konuşuyoruz ve kendi sesinizmiş gibi duyumsuyorsunuz zira herşeyi sahiplendiğiniz o işlemden geçirme merkezini kullanıyorsunuz. Sürekli olarak “Bu benim mi…bu benim sesim mi…bunlar benim seçimlerim mi…bunlar benim arzularım mı” diye sorarak kendiniz ve dış enerjiler arasındaki ayırımı yapabileceksiniz. Teşekkür ederiz.

6. ŞAMBRANIN SORUSU (mikrofonda bir bey): Selam Tobias, ben bilgisayarcıyım ama son günlerde bir tür İran yemekleri restoran olanağının bana yaklaştığını farkettim. Ve potansiyeli görüyorum. Ve hayal gücüm çıldırıyor. Rehberliğinize ihtiyacım var.

TOBIAS: Yemek (kahkahalar)…sen bir bilgisayarcı değilsin. Yalnızca bilgisayarcı olarak kılık değiştirmişsin (daha çok kahkaha). Bir bakıma, bilgisayar görüntüsünün arkasına saklanıyorsun. Harika bir öyküydü ve bırakacağın için sana teşekkür ederiz (daha çok kahkaha). Şimdi, yiyecekle….şifa yapabilirsin. Yemeği tasarlayan hazırlayan ve sunan insandan enerjiler, yemeğe doğal olarak akarlar. Ve –nasıl desek- bu senin tutkun. Şifalandırmak için pişirmek, yemeğe potansiyel şifa enerjisi katmak ve sadece insanlarla birlikte olmak. Bu nedenle büyük açılışa davet edilmekten mutluluk duyacağız.

6. ŞAMBRA: Yani “Yiyecek….muhteşem yiyecek” mi demeliyim?

TOBIAS: Gerçekten….gerçekten. Biz….bunu senin kim olduğuna daha uygun görüyoruz.

6. ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

TOBIAS: Ama bilgisayarcı olarak kalmak istersen, ona da pek ala (kahkahalar).

LINDA: Tobias, telif hakları gereksinimi ve kısıtlamaları, özellikle de Geoffrey Hoppe’nin kanallıklarına ilişkin bir çok soru geldi ve bu konuda açıklama istiyorlar gibi görünüyor.

TOBIAS: Evet..nasıl denir – burada sorulan şey…telif hakkı denilen şu beşeri şey. Bu, insanların kullandığı ilginç –nasıl desek- bir tür enerji niteliği. Bu bizim zamanımızda kullanılan bir şey değildi. Bizim zamanımızda biri hırsızlık yaptığında, sadece öldürülürdü (seyirci kahkahaları) ya da gözleri ya da anatomilerinden başka parçalar çıkarılırdı (daha fazla kahkaha). Ama sizin daha uygar toplumunuzda, “telif hakları” ve “marka” denilen şeyler var. Bunlar ilginç enerjisel yapılar, bir bakıma, materyelin izinsiz kullanımını önlüyor. Ama onlar bir bakıma da açıklığı kısıtlıyor.

Yani, Cauldre ve ben birlikte çalışmaya başladığımızda, anlaşmamız şuydu: o bana, Tobias ve diğerlerinin açıkça ve özgürce içeri girmesine, bazen kendisini pek üzse de izin verecekti. Bazen bizi durdursa da, materyelin filtresiz ve açık biçimde verilmesine izin verdi. Onunla anlaşmamıza göre, kendi işini, ki bu noktaya gelmek için hakikaten tam 25 yıl eğitim aldı, işini yönetmesine izin verecektik. Onun iş anlayışının, Dünya’daki Kırmızı Çember’e yol göstermesine izin verecektik. Yani bizim fikrimizi sormak pek doğru olmaz cünkü Cauldre’nin fikirlerine saygı duyarız ve onları onurlandırırız.

Şu anda bunu paylaşmamıza izin vermeyi kabul etti. Telifle ilgili tüm mesele kafasını karıştırdı zira bir bakıma, örneğin “Şambra” kelimesinin hepiniz demek olan bir şey olduğunu anlıyor. Ama diğer yandan, birinin çıkıp “Şambra” marka bir ilaç, örneğin psikotropik bir ilaç yaptığını görmek ister miydiniz? Bu nedenle, “Şambra” teriminde belirli bir sahiplik var. Şambraya aitse ve uygun enerji amaçları için kullanılacaksa, bu terim, çok –nasıl denir- bu terimin kendisi kendi enerji dengesini korur. Anladığımıza göre, Dünya’da kendi telif haklarınızı korumazsanız, bir kişi veya herkes tarafından kullanılabilir.

Bu nedenle, şu anda Cauldre’nin ikilemi –telif hakları ve tescilli markalar sorununa nasıl yaklaşacağıdır. Ve kesinlikle bu konu hakkında kendisine bir şey önermeyeceğiz. Genel bakışımızı verelim, burada enerjiler her iki yönde de çalışıyor. Cauldre’yi onurlandıracağız…bize gülümsüyor. Ve tam anlamıyla tüm dünyadaki Şambranın fikirlerine kendini açıyor.

Bir bakıma, bu sizin hepinizin materyali. Payı olan her bir Şambraya ait. Ondan….başlangıçta Cauldre’den, açıklıkla sunulan bu aylık toplantıları, Şaudların, kelimesi kelimesine korunması, düzenlenmemesi, değiştirilmemesi ve kredinin her zaman Kırmızı Çembere ya da size dönmesi ve herkese açık olması koşulunu biz istedik. Ve Cauldre bunu yaptı.

Diğer bazı sahip olunan materyale gelince, yine onun kararını onurlandıracağız. Ve yine fikirlerinizi istiyor. Gerçekten, Şambra olan herkese ait. O, -nasıl desek- mahkemeler hepinizi tanımaz. Yalnızca sesin duyulduğu kişiyi muhatap alır.

Bu nedenle, sorunu hepinize geri veriyoruz – Şambraya nasıl davranmak istiyorsunuz? Enerjisel olarak nasıl tutulmasını isterdiniz? Bakın, aşağıda tutulmak zorunda değil. Ancak, Şambrayı nasıl kucaklamak isterdiniz? Sahiplik meseleleri nelerdir? Kendiniz “Şambra” terimine sahipsiniz.

Ama bunun Dünya’da nasıl durmasını isterdiniz? Herhangi birine kullanımı için açıklıkla sunulabilsin. Ve “Şambra” teriminin, o kadar da iyi örnekler olmadığını düşündüğümüz yanlış kullanımlarını gördük, çünkü herkese yardım etmeksizin bundan çıkar sağlayabileceklerini sanıyorlardı. Bunu biraz hafif şeyler için kullanıyorlardı. Ama, diğer yandan, ne kadar kontrol edilmeli? Ve “kontrol”un kötü bir söz olduğunu söylemiyoruz. Şambranın sahibi olmayı ister misiniz?

Bu nedenle sizi, fikir ve önerilerinizi Cauldre’ye iletmeye davet ediyoruz (biraz kahkaha). Burada belirli bir karar isteyeceğiz ki mesele uzamasın.

Kararınızı iki ay içinde isteyeceğiz ki bu tarih de Şambra Aralık toplantısına denk geliyor. Ve o noktada, Cauldre’den kararını açıklamasını isteyeceğiz. Ve biliyoruz ki bazıları bundan hoşnut olmayabilir. Ancak kararı ne olursa olsun, bu çalışmayı tümüyle desteklemeye devam edeceğiz. Konuyu açtığın için teşekkürler.

7. ŞAMBRANIN SORUSU (mikrofonda bir hanım): Tobias, evimi Loveland, Colorado’ya taşıyorum. Ve iki nedenden oraya çekildiğimi hissediyorum. Birincisi, sanat çalışmalarımı yapmak. Ve tekrar atlarla çalışmaya çekildiğimi çok yeni hissettim. Ve bu yüzden, yeni evimde yaratacağım şeyler için vereceğin bilgi var mı merak ediyorum.

TOBIAS: Evet….sen …zaten sen sorunun yanıtını verdin. Belirli bir nedenden oraya çekildiğini söyledin. Bu bize çok açık geldi. Ve bu, senin tutkunu izlemene dair. Eskiden edinilmiş bazı kavramları, eski inanç sistemlerini sonunda bırakmana dair. Sonunda, yüreğini ve tutkunu izlemeye başlıyorsun. Ve bu çok çok açık. Öyle yapmaya devam et.

Ara sıra eski inanç sistemlerinin içeri girdiği durumlar sunulacak sana. Bolluk olsun, aşk olsun, ya da herhangi birinde, enerjilerin kısıtlılığı hakkında bazı çok inatçı inançların vardı. Kendini sevme ve saygı duymakta yetersiz kalmandan dolayı böyleydi. Kendini soktuğun bazı çok zor ve meydan okuyucu durumlarla sonunda kendini sevmek zorunda olduğunu daha iyi anladın. Kendini sevmek istiyorsun. Bu çok güzel ve basit bir şeydir.

Hakkın olan sevgiyi kendine vermeye başladığında…sevgi-olmayan sınırlayıcı inanç kalıplarını salıvermeye başladığında….eh, işte o zaman hayatın tümüyle tadını çıkaracaksın. Ve göreceksin ki senin içine akıyor hayat. Gerçekten sana akıyor. Yani, pek iyi yapıyorsun. Bu noktaya gelebilmek için kendini ne çok şeye maruz bıraktın. Yanıt çok basit – sadece kendini sev.

LINDA: Son soru.

TOBIAS: Bir kaç tane daha alacağız (kahkahalar).

8. ŞAMBRANIN SORUSU (mikrofonda bir hanım): Selam Tobias. Rüya yürüyüşüyle ilgili biraz yardıma ihtiyacım var. Buna daha fazla açıklık getirmemde yardımcı olur musun?

Son Rüya Yürüyüşü Okulu’ndan bana yeni bir danışan geldi. Ama tam nerede olduğumu bilmiyorum. Anlamama yardım eder misin?

TOBIAS: Evet….hayır edemem. Şu rüya yürüyüşü, şey olmalı…Saint Germain ile vardığımız anlaşmaya göre nerede durduğunu söyleyemeyiz. Söylersek, senin olduğun kişi olmanı engelleriz –ve özellikle sen- bu alanda çok güçlüsün. Bu senin iyi bildiğin bir şey. Daha önce yapmıştın. Şimdi de yapıyorsun ama bu değişmiş enerjide farklı bir biçimde.

Ama nerede durduğunu sana söylememek üzere bir anlaşmamız var. Kendi yolunu kendin duyumsamalısın. Ve acımasız olduğumuz için yapmıyor değiliz. Ama bir bakıma, sen karanlık bir odadasın. Işıklar kapalı. Ve sen odayı hiç bilmiyorsun. Daha önce bu odayı hiç görmemişsin. Daha önceden orada hiç bulunmamışsın. Ama eşyaların nerede durduğunu….ve duvarların…ve yerdeki deliklerin…ve merdivenin nereye düşeceğini sana söylemeye başlarsak (kahkahalar)…sen habire bize geri dönmeye başlarsın. Her ay buraya gelir ve bir danışanını sorarsın.

Danışan, kendine güvenmeni istiyor. Danışan, senin kendi yolunu bulmanı istiyor. Tüm sorularınla bize gelmeni istemiyorlar çünkü yapabilseydik, rüya yürüyüşünü biz yapmaya çalışırdık.
Yani karanlık odada kendi başınasın.

Şimdi, duygularının derinine in. Hep tik tak çalışan şu zihninin ötesine geç. Duygularının çok derinine in. Neredesin? Şu anda sana soruyorum –rüya yürüyüşünde neredesin? Biliyorsun. (Duraksama). Bu soru sana geri dönüyor (kahkahalar).

8. ŞAMBRA: Şu anda net göremiyorum…

TOBIAS: Evet net olarak görebilirsin. Enerjini netleştirmenle ilintili. Şimdi nefes al. Bir nefes al. Temizlendi. Yalnızca söylemeye korkuyorsun. Seni ilgi odağı olarak tuttuğumuzu biliyoruz ama böyle tutulmayı onaylamıştın (kahkahalar).

8. ŞAMBRA: Danışanın benimle olduğunu hissediyorum. Ve hatta….geçiş yapıp yapmadığını bilmiyorum ama benimle.

TOBIAS: Gerçekten nasıl hissediyorsun? (Duraksama). Asıl cevabında kararsızlık vardı. Ve sana dönüp yine soracağız – gerçekten nasıl hissediyorsun?

8. ŞAMBRA: Bu dakikaya kadar geçiş yapmadı.

TOBIAS: Senden hislerinin içine iyice girmeni isteyeceğiz. Şu anda zihnindesin. Sen biliyorsun, biz biliyoruz. Şu rüya yürüyüşü alanında çok iyisin ama zihninin dışına çıkman gerek. Duyguları hissedebiliyorsun ama hepsini zihnine yerleştiriyorsun. Ve kendinden kuşku duyuyorsun. Sana küçük bir ipucu verelim (daha fazla kahkaha). Danışan, düşündüğünden daha yakın.

8. ŞAMBRA: O 4. boyutta.

TOBIAS: Aynen öyle ama şu anda senin daha yakınında. Onu hissettin ama kendinden kuşkulandın. Sadece bir teyit istiyordun. Enerjiyi etrafında hissedebilirsin. Ve sonra zihnin devreye giriyor ve analiz etmeye çalışıyorsun. Bu salt hissetmeyle ilgili. Rüya yürüyüşünde olmak salt hissetmektir. Hislerin oradaydı. Şimdi, onlara git. Danışanın ilerlemek istiyor (daha fazla kahkaha).

8. ŞAMBRA: Teşekkür ederm.

TOBIAS: Burada duracak kadar cesur olduğun için biz sana teşekkür ederiz zira bu soruyu yalnızca sen sormuyordun. Bu, tüm Şambranın sorduğu bir soru –nasıl bileceğim? Nasıl farkedeceğim? Kendime o kadar güvenip nasıl zihnimin dışına çıkacak ve duyguların içine gireceğim? Teşekkür ederiz.

9. ŞAMBRANIN SORUSU (internetten, Linda okuyor): Tobias, senin mağrur bakış açına göre, Şambra Haber Bülteni ve Şambra nasıl daha etkili desteklenir hakkında yorumlarını rica ediyorum. Teşekkür ederim.

TOBIAS: Evet….benim mağrur bakış açım her zaman da o kadar mağrur değildir. Şambra Haber Bülteni, iletişimin harika bir yöntemi. Ve yine burada Cauldre ile söyleşiyoruz. Bizim Şambra ile aylık toplantımızdan başka sürekli bir bilgi akışına gerek var. Tüm Dünyada Şambra ne yapıyor? Hangi projeleri alıyorlar? Şambra Üniversitesi konusunda neler oluyor? Bununla ilgili çok haber var ama paylaşacak çok az zaman oldu.

Ve burada, diğerlerinin öne çıkıp bu alanlarda çalışmasının çok önemli olduğunu söylemek isteriz. Tam olarak, çoğunuzun bildiği gibi, Cauldre ve Linda ve Andra-Norma-ve Garrett enerjilerden o kadar yorgun düştüler ki, hepinizden öne çıkıp, haber bülteni olsun, Şambra toplantıları olsun, projelerden biri olsun, sizi kendilerine yardım etmeye çağırıyorlar. Enerjilerinizi şimdi birleştirme zamanıdır. Bunu yapmaya gönüllü olduğun için sana teşekkür ederiz (kahkahalar).

LINDA: Son soru.

TOBIAS: Gerçekten.

10. ŞAMBRANIN SORUSU (mikrofonda bir hanım): Selam Tobias. İşim, kanallıklarım ve şifa vermelerim arasındakilere açıklık getirebilir misin…önereceğin her hangi bir şey?

TOBIAS: Evet….sana her hangi bir açıklık veremem. Kendin sahip olmalısın. Ama şu anda aradığın belirli açıklık…hepsini bir potada nasıl eritebilirsin?

10. ŞAMBRA: Şey, eritme ve….bir buçuk yıl önce kanallık yapacağımı bana söylemiştin. Bir yıldır kanallık yapıyorum. Ama bunu nereye götürmeliyim bilmiyorum….

TOBIAS: Yani bu kanallığa yenisin.

10. ŞAMBRA: Evet ama bunu nereye vardırmalıyım ya da bir şey yapılır mı bilmiyorum.

TOBIAS: Diğer bilgi kaynaklarına açılmaya doğal bir yeteneğin var. Nereye gideceği hakkında “yapmalıyım” diye bir şey söz konusu değil. Ama hangi yolu tutarsan tut, her neresi sana açık geliyor ise, orada çalışmaya başla.
Kanallık, kendi genişlemiş varlığına açılmanın harika bir yoludur. Kanallık yapmak için açılmalısın. Saf ve basit. Sana tümüyle yeni bir araç verdiğinden daha çok açılırsın. Kanallık bilgisi olması, dünya ile paylaşmak gerektiği anlamına gelmez. Belki küçük bir grup olur. Belki bir kitap olur ve belki de yalnızca bir tür bilgi ağı olur.

Belki, kanallık yapmayı iyice öğrendiğin için genişlemiş enerjileri ve hisleri alabileceğin için yararlı bir biçim alabilir. Şimdi müşterilerinle teke-tek çalıştığından onların enerjilerini daha iyi okuyabilirsin. Diğer bir deyişle, ne demeyi seçersen seç, onların tanrısal yüksek benliklerine bağlanabilirsin. Kanallığın, nihai amaç olmak zorunda değil. O araçtır.

Bir başka deyişle, şimdi kanallık yapmaya başadın diye bu senin mesleğin olmak zorunda değil. Seni çok daha başka potansiyellere açar. Senin gibi bir kişinin kanallığa açılması, kendine güvenmeyi öğrenmeyi de beraberinde getirir. Ayrıca, seni, şifa, restoran açmak ya da müzik yazmak gibi devasa miktarda başka yaratıcı enerjilere de açar. Yani, kanallığın son durak olması gerekmiyor.

Aslında, sizin toplumunuzda kanallığa çoğunlukla sağduyuya aykırı bir gözle bakılıyor ve çoğu insan bu konuya kuşkuyla bakıyor. Bu nedenle, kanallığın Eski Enerji olduğunu, kendi sesinle konuşma vaktinin geldiğini söyleme eğilimindeyiz. Ama bir yıllık eğitimin, hayatındaki diğer görevlerine çok yararlı olacak. Ve aynı anda kanallık yapmaya da devam edebilirsin.

10. ŞAMBRA: Peki, teşekkürler.

TOBIAS: Teşekkür ederiz. Ve bununla, Şambra, bugünü kapatıyoruz. Ama tanrısal merkezden, bizim servis merkezinden, gençleşme enerjisini bir kaç gün daha tutmaya devam edeceğiz. Her hangi bir dramanın içine girmemeye çalışın. Hiç zaman çılgınlığına kapılmayın. Bol su içmeye çalışın ya da mümkünse suyun yanında bulunun ki tüm benliğiniz temizlenip dengeye gelebilsin. Şu anda inanılmaz bir zamandasınız. Sürekli olarak enerjilerinizi yeniden ayarlamanız gerekiyor.

Ve öyledir.

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.