Crimson Circle’de (Kırmızı Çemberde) sunulmuştur
TOBIAS: Ve öyledir sevgili aile, sevgili Shaumbra, kutsal ve tanrısal alanımızda yeniden biraraya gelmekteyiz. Sizler, Yeni Enerji Dünyası dediğimiz şeye adım atan ilk kişilersiniz. İkinci Şaud için, kendi kendinize kanallık ettiğiniz bu süre için bugün burada bulunmak, Ben, Tobias’a büyük mutluluk vermektedir.
Alanınıza girdiğimiz bu anı, sizinle toplandığımız bu anı, bizi alanınıza davet ettiğiniz ve yüreklerinizi gerçekten açabildiğiniz bu anı seviyorum. Müziğinizin sesini seviyorum (kanallıktan önce çalan müziğin). Yolculuğunuzun öyküsünü anlatıyor. Birlikte geçireceğimiz zamanın beklentisi içinde oturmanızı seviyorum!
Kanallık sırasında birlikte olduğumuz süre çok kısa gibi görünmektedir, ama sevgili dostlar, biz aslında her zaman sizinle birlikteyiz. Deneyimlerinizi ve zamanınızı paylaşarak, sizin yanınızda yürüyoruz. Bazen sadece burada oturup, yaydığınız sevgiyi, yüreğinizden gelen sevgiyi solumak isterdim.
Bu tarafta bulunan hepimiz, yaptığınız yolculuğun zor ve meydan okuyucu olduğunu anlıyoruz. Herşeyi bıraktığınızı sandığınız anda, bırakılacak daha birçok şeyi gördüğünüzü biliyoruz, çevrenizde sizi pek de bırakmak istemeyen insanları gördüğünüzü biliyoruz. Tam herşeyi bıraktığınızı düşündüğünüz an, atalardan kalma karmanın olduğunu öğreniyorsunuz. Dünyaya gelmenizden çok öncesine ait zamanların olduğunu, ve bunları varlığınızın en derin düzeylerinde hala beraberinizde taşıdığınızı öğreniyorsunuz.
Ama, devam ediyorsunuz. Yolculuğa devam ediyorsunuz. Gerçekleştirdiğiniz çalışmanın, kendi varlığınız, kendi özünüz için çok önemli olduğunu bilerek devam ediyorsunuz. Bu çalışma, bu zamanda Dünya üstünde bulunan diğer insanlar ve sizden sonra gelecek insanlar için çok önemlidir. Çalışmalarınız, Tüm Olan için, Ruh için, ve tüm diğerleri için çok önemlidir.
Siz, gerçekte kim olduğunuzla ilgili yeni bir anlayışa gelmektesiniz. Aynada, bir insan görmemektesiniz. Eti ve kemiği görmemektesiniz. Belli bir adı olan insanı görmemektesiniz. Hayır, bundan çok daha fazlası, çok daha fazlası söz konusudur.
İşte, sizinle paylaştığımız bu zamanı seviyoruz. Ve bugün sizinle konuşacak, sizinle paylaşacak çok şeyimiz var.
Şimdi sevgili dostlar, enerjilerinizi bizimle birleştirmenizi rica ediyoruz. Bugün bu odada toplanan meleklerin elini tutmanızı rica ediyoruz. Bir dakikaya kadar onların kim olduğunu ve neden burada bulunduğunu açıklayacağız. Ama sizden rica ediyoruz, onlara şimdi ellerinizi uzatın, size dokunmalarına izin verin, ellerinizi tutmalarına izin verin, Tanrısal bir İnsana dokunmalarına izin verin ve bir an için titreşiminizi hissetmenin, sizi hissetmenin neye benzediğini algılamalarına izin verin. Onlar bugün sizden öğrenmek için, böylesine inanılmaz bir yolculukta olmanın, bu noktaya varmanın, kendinizle ilgili yeni anlayışlara gelmenin nasıl bir şey olduğunu öğrenmek için buraya geliyorlar.
(duraklama)
Ve şimdi sevgili dostlar, Ben, Tobias, yanıbaşınızda oturan insanlara ellerinizi uzatmanızı rica ediyorum. Onların ellerini, değerli bir an için, tutun. Enerjilerini hissedin. Yolculuklarının neye benzediğini hissedin. Oh, zihninizle değil….yüreğinizle hissedin. Oh, siz bir başkasına uzanırken, onun elini tutarken, ona bir an dokunurken, öylesine bir enerji hareketi oluştu ki burada! Bu, bu odada bulunan tüm Shaumbra’nın enerjisini biraraya getirmektedir.
Ve şimdi sevgili dostlar, kollarınızı uzatın. Şu anda siteden bize bağlananların ellerini tutun. Hissedin onları. Ve zamanın bu anında bizi dinlemekte ya da okumakta olanlar, burada bulunan Shaumbra ile gerçekten birleşmek üzere, siz de ellerinizi uzatın. Ve şimdi hepiniz, uzattığınız kolları öylece tutun. Gelecek günlerde bu sözleri okuyacak ya da duyacak herkes için bu anın enerjisini yayın. Onların da, bu anı sizin kadar paylaştığını, yalnız olmadıklarını, tanrısal olan başka insanların da olduğunu bilmelerine yardımcı olun. Yeni Enerjiye onların yanısıra yürüyerek giren başka insanlar da vardır. Oh, biz burada bulunan ve buraya bağlanan herkese, zamanın bu anını bizimle paylaştığı için teşekkür ediyoruz.
Bazen, insana ait sözcükleri kullanmaktansa, farklı bir biçimde iletişim kurabilmeyi isterdik. Ama siz öğreniyorsunuz…bunu gerçekleştirmeyi öğreniyorsunuz. Şu yüreğinizi açmayı öğreniyorsunuz, sadece zihninizle değil, tüm varlığınızla yeni bir düzeyden anlamayı öğreniyorsunuz.
Şimdi, sevgili dostlar, Cauldre’nın (Geoffrey Hoppe) şu kurslardan ve seminerlerden söz ettiğini duyduk. Bu kurs ve seminerler Şimdi’de olmaktadır. Onlar Şimdi’de olmaktadır. Bundan iki ay sonra, ya da altı ay sonra meydana gelecek bir kursu önceden planlamak zordur. Oh, bu konuşmaya bir başlık koymak isteyebilirsiniz. Sayfaya sözcükleri sıralamak isteyebilirsiniz. Ve Cauldre, bütün slaytlarını göstermek isteyebilir. (kahkahalar) Ama Yeni Enerjinin tarzı bu değildir. Yeni Enerji, an ile ve Şimdi ile ilgilidir.
Önünüzdeki günlerde ve haftalarda ve aylarda yapılacak kurslar için bir başlık söz konusuysa eğer, bu sadece “Azimli (Kararlı) Olmak” olabilirdi. (kahkahalar) O an’a vardığınız zaman, “Azimli Olmak”. Bütün bunları planlayabileceğini sanan ahmak insan, Cauldre! (yoğun kahkahalar) An’da yaşamanın onu huzursuz ettiğini ve sizi de Shaumbra, huzursuz edeceğini biliyoruz.
Hala arka cebinizde tuttuğunuz planlarınız var. Ya da belki de şu bilgisayarınızda bazı slaytlar olsun isteyeceksiniz. Ama gerçekten neye ihtiyaç olduğunu, zamanın o anına girdiğiniz zaman bilecek ve farkedeceksiniz. Siz zamanın ilerisinde neye ihtiyaç olduğunu bildiğinizi, sadece sanabilirsiniz. Oysa o ihtiyaç, o an’da MEYDANA GELECEKTİR.
An’da ve korkusuz olduğunuz zaman, ve kendi ruhunuza ve tanrısallığınıza açık olduğunuz zaman….tüm yanıtlar o an’da ortaya çıkacaktır. Çözüm, şimdiden oradadır. Ve sadece sizin oraya varmanızı beklemektedir. Ne demek istediğimizi anlıyor musunuz?
Sizler ve diğer kişiler oraya varana kadar, Shaumbra seminerlerinin, kurslarının ve kanallıklarının tümü, o an’da, yani – Azimli Olmak – anında olacaktır. Önceden belirlenmiş bir tema yoktur. Önceden belirlenmiş bir tartışma yoktur. An’da olmak vardır. Altın kıvılcıma, aydınlanma küresine, içsel bilişe, doğru yerde olduğunuzu size söyleyen “hah, evet!” hissine ancak böyle sahip olursunuz.
Şifacı ve öğretmen olanlar için de aynısı geçerlidir. Aynısı geçerlidir. Daha müşteri kapıdan girmeden, birçoğunuzun, ne yapılması gerektiğini bilmek amacıyla analizler yapmaya, okumalar yapmaya çalıştığını biliyoruz. Bize soruyorsunuz. Bu müşteri ya da bu sınıfla ilgili “Bilmem gereken nedir” diye, onların Yüksek Benlikleri’ne soruyorsunuz. Ve o an’da, “Azimli Olmak”tan başka bir yanıt duymayacaksınız. (kahkahalar)
Belki de Shaumbra, bu sizi biraz korkutmaktadır. Yaşantınızdaki herşeyi planlamak üzere eğitildiniz. Ama şimdi, gerçekten an’da yaşamak zamanıdır. Ve bir müşteri kapınızı çaldığında, ve seansınıza başlamadan önce onlarla oturduğunuzda, işte ancak o zaman bileceksiniz. (Biliş) altın ışınlar gibi o zaman akmaya başlayacaktır. Herşey o an’da açığa çıkacak, açıklanacaktır size. Onların neden orada bulunduklarını tam olarak bileceksiniz. Onların söylediği nedeni değil, gerçek nedeni bileceksiniz.
(Bütün dünyada yapılan) Crimson Circle kursları için toplandığınız zaman, bunlara katılma nedeninizi bildiğinizi sanabilirsiniz. Ama oraya gelip de kalbinizi açtığınız zaman, gerçek sorunlar ortaya çıkacaktır. Kendinizi, o zaman açarsınız. Ve o zaman, orada bulunuşunuzun gerçek nedeni açığa çıkar. Siz herhangi bir kursa, bolluğu öğrenmek için gitmezsiniz. Bu, zihninizle ilgili bir işlemdir. Bir şema, ya da yöntem, ya da program, ya da işlemi (zihninizle) anlamaya çalışırsınız. Oysa bu, bu şekilde çalışmaz.
Ruhsal (spiritüel) bolluk, zihninizde oluşturacağınız bir planla gerçekleştirilemez. Bolluk, kendinizle başbaşa oturduğunuz zaman, tanrısallığınızı kabul ettiğinizde, kendinizi açıp da herşeyin an’da bütün ve tamam olduğunu farkettiğinizde gelir. An’da kaldığınız zaman, o an bollukla dolar.
(Tobias, meditatif ve ritmik bir biçimde konuşmaya başlar)
Şimdi, içinde oturduğunuz tam bu an….dünün sorunlarını ve yarının endişelerini salıverdiğiniz bu an….kendi içinde bütün ve tamdır. Bunu ….içinde oturduğunuz bu anı, hissetmek için kendinize izin verin. Bu an, geçmişte olanlarla ilgili değildir….ya da yarın olacaklarla…ya da yığılmış faturalarla…ya da herhangi başka bir şey için endişelenmek değildir… ya da yanıtları verelim diye bize seslenmekle ilgili değildir…bu an, bu Tanrısal An’da oturmakla ilgilidir. Bu an, bollukla doluDUR…ve şifayla…ve bilgelikle…ve sevgiyle. Burada Shaumbra olarak birlikte otururken, bunu hissetmek için kendinize izin verin. Herşey uygundur…herşey dengededir…herşey Şimdi’dedir.
Bunlar çok basit derslerdir, sevgili dostlar…hem sizin için, hem de hepimiz için çok basit derslerdir. Bunu karmaşık hale getirmek eğilimindesiniz. Bir cümleyle ya da paragrafla söylenebilecek şeyleri alıp, kitap haline getirmeye çalışıyoruz. Bir dakikada söylenebilecek bir şeyi alıp, saatler süren bir derse dönüştürmeye çalışıyorsunuz. Şimdiye kadar gördüğümüz en iyi ders verme biçimi, Şimdi’de oturup, bunu solumanız, ve sonra da sözcükler olmadan, zihninizi ve işlemleri devreye sokmadan, orada sadece bir saat oturmaktır. Sadece Şimdi’yi solumaktır.
Böylece, Yeni Enerjiye yaptığınız yolculuğa devam ederken, bazı şeyler hem sizin için, hem Cauldre için, hem de diğer insanların tümü için farklı olacaktır. Artık önceden tasarlanmış planlar olmayacaktır. Oh, elbette, biliyoruz, Cauldre şu anda bize bağırmakta! (kahkahalar) Hazırlıklar, anlaşmalar var, biliyoruz. Masalarınızın üstünde suyunuzun olması gerekir, ve o harika, güzel sahnenizin ve tüm o teçhizatlarınızın olması gerekir. Bu uygundur. Bu uygundur. Yapın bu şeyleri, ama o an’a girdiğinizde, bir gündeminiz ya da beklentiniz olmasın. O an’ın olmasına izin verin. Onun olmasına izin verin.
Bu aylık toplantılardan birkaç gün önce, Cauldre bize neden söz edeceğimizi, neyi paylaşacağımızı sorar. Bir şeylerin OLACAĞINDAN emin olmak ister! Ama o…ve sizler…an’da olmayı öğrenmek zorunda kalacaksınız. Biz o an’da belki de daldan dala atlayıp konuyu dağıtacağız. (kahkahalar) Belki de altını çizdiğimiz önemli bir nokta olmayacaktır. Mesajın adını oluşturacak gösterişli bir başlık olmayacaktır. Mesajın başlığı belki sadece Şaud 2 : ??? olacaktır. (kahkahalar) “Tobias’ın ne söylediğini bilmiyoruz, ama iyi geldi!” diyeceksiniz. (yoğun kahkahalar)
Önemli olan, toplantımızın zamanı, alanı, enerjisi ve sevgisidir. Bu sözler….bu sözlerin fazla bir anlamı yoktur.
(duraklama)
Sessizlikte söylenen o kadar çok şey vardır ki. İnsanlar, sessizlikte zorlanır. İnsanlar, duraksamaları sevmez. Neden? Rahatsız eder, çünkü duraksamada, sessizlikte, içinize bakmak zorunda kalırsınız. Dikkatinizi çelen dışardaki gürültüye ve gevezeliğe, zihninizi ve ellerinizi meşgul tutan şeylere sahip olmazsınız. Oh, insanlar sessizliği sevmez.
Yeni Enerjide, sessizlik öylesine altın gibi olacaktır ki. Kendinizi sessizlikte yenileyeceksiniz. Mantralar ve ilahiler söyleyerek değil, kitaplar okuyarak, kasetler dinleyerek değil. An’da oturmakla olacaktır bu. Hatta dualar ederek ya da meditasyon yapmaya çalışarak da olmayacaktır bu. Biz, meditasyon yapmaya çalışan ama kendini çıkmaza sokan onca iyi-niyetli insan gördük! Sessizlikte nefes vardır…nefes alıp vermek…yaşam gücünün devam ettiğinin bilişi vardır…yaradılışın genişlemeye devam ettiğinin bilişi vardır.
Bu çok tatlı. Sizinle birlikte burada olmak, çok tatlı. Bugün buraya gelen birçok başka varlık var. Bu özel insan grubu – nasıl desek – aslında, az önce insan olmuş olanlar burada toplanmaktadır. Bugün burada toplananlar…..yüzlerce ve yüzlercesi burada….daha pek saymadık. Onlar dünyanızın her yanından, tüm farklı inanç sistemlerinden ve ırklarından ve cinsiyetlerinden gelen, ve şu son birkaç dakikadır ben sizi konuşmamla oyalarken, bu odayı dolduran yüzlerce ve yüzlerce insandır. Onlar, şu son üç gündür “bu tarafa geçen” varlıklardır. Onlar, bedenlerini bırakıp da, bizim tarafa gelen insanlardır. Bunlar, sizin bildiğiniz türden Shaumbra değildir. Bunlar, sizin gittiğiniz türden ruhsal bir yolu izleyen insanlar değildir.
Bir insanın fiziksel bedenini terk etmesinden sonraki üç gün, çok hassas bir süredir. Bu çok hassas bir süredir. Önceden belirlenmiş olup da, meydana gelen bir süreç yoktur. Bu süreç, insanların bilinç düzeyini, ve yaşamlarıyla ölümlerini çevreleyen olayları temel alır.
Biz melekler onları karşılamaya gittiğimizde – ve bu tarafa geçenleri karşılamaya giden çok, çok iyi eğitilmiş melekler vardır – bazen açılan kollar ve gözyaşlarıyla karşılanırız, ve bazen de, geçişi yapan insanın beklentisi farklı olduğu için, reddediliriz. Hatta geçişi gerçekleştiren insanın, melekleri görmediği zamanlar vardır, çünkü bu insanlar, insan olmaya o kadar odaklanmıştır ki, önlerindeki melekleri bile göremezler.
Bugün burada bulunan grup, melekleri kendi tarafına kabul etmişti….o anda onlara ne olduğunu bilmek istemişti….nerede olduklarını….nereye gittiklerini…bundan sonra ne olacağını. Bu grupta, bir tür yargılanmayı bekleyen, meleklerin onları yargılanacakları bir yere götürmesini bekleyen birçok insan vardı. Bazıları, bu alandan yayılan altınımsı sıcak parlaklığı hissettiğinde, yargılanacakları alana getirildiğini sandı.
Oysa, sevgili dostlar, onlar bugün bu odaya getirildiler! Sizin yarattığınız bu alana ve enerjiye getirildiler, böylece bir sonraki yaşamları için var olan potansiyeli görebilecekler. Onlar bugün sizi ziyarete gelmektedir, ve birçoğunun da aklı karışmıştır, neden buradadırlar, neden burada oturan ve bu kadar çok sevgi yayan bir grup insan vardır. Şu anda bulundukları yerin, Dünyada bir yer olduğunu anlayamamaktadırlar. Oh, bu gerçekten de yeni Dünyadır. Bu, yeni Dünyanın bilincidir. Ama şu anda burada bulunanların çoğu, cennette bir yerde olduğunu sanmaktadır, çünkü bu kadar açık ve sevgi dolu olan ve kendini yolculuğuna adamış birçok insan görmektedirler. Son zamanlarda sizin çektiğiniz acıları ve sancıları görmemektedirler. Onların gördüğü şey, sizin bilincinizdir ve bu bilinç sevgidir, Ruh’a adanmışlıktır, tanrısallığa adanmışlıktır.
Onlar, büyük potansiyeli görebilmeleri için, yolculuğun neye benzediğini görebilmeleri için, değişimlere rağmen, dönüşümlere rağmen yaşamın devam ettiğini görebilmeleri için, bugün buraya davet edilmişlerdir. Yaşam devam etmektedir. Bugün bize katılan ve geçenlerde dünyadan ayrılan yüzlerce varlık, kafasını kaşımaktadır. Biliyor musunuz, onlar hala kendilerini fiziksel bedenle bir tutmaktadır, ve bunu nasıl kaçırdıklarına şaşmaktadırlar, sizin gibi biriyle, sizin gibi bir öğretmenle neden hiç karşılaşmadıklarına şaşmaktadırlar. Onlar, çok, birçok yaşamını Ruh’a adamış olan, tanrısallığa adamış olan, insan olmanın tüm bencil yanlarını bırakmış, kendinden vazgeçmiş ama yine de kendine sahip çıkmış bir grup insanı gözlemlemek için burada bulunmaktadır.
Böylece, sizin için bir mahsuru yoksa sevgili dostlar, onlar bugün bizimle birlikte olacaktır! Sizin enerjinizi hissedeceklerdir. Sizden birşey öğreneceklerdir. Dünyadan ayrılan dostlarını ve akrabalarını ve diğerlerini ziyaret edecekleri başka alemlere gitmeden önce buraya gelirken, melekler onlara eşlik etmiştir. Onlar, yeni bir potansiyeli anlamaları için buraya getirilmişlerdir. Onun için, onları bugün Kırmızı Çembere kabul edin. Onların korkusunu hissedebileceğinizi anlayın. Onlarda oluşan soruları hissedebilirsiniz. Ne yapmalı, sevgili dostlar? Sadece onların size dokunmasına izin verin. Ellerinizi onlara uzatın. Dünyada yürüyen, ama aynı zamanda başka alemlerde de yürüyen Tanrısal İnsanın gücünü hissetmelerine izin verin. Ve bu, sizlersiniz Shaumbra.
Onlar bugün Şaud’u duymak için, tanrısallığınızın konuşmasını duymak için gelmektedir.
Burada bulunan birçok kişi bana, perdenin bizim yanının neye benzediğini sormuştur. Kendimizi meşgul tutmak için neler yaparız? Ne tür işlere sahibiz? Bu yana gelmek nasıl bir şeydir? Nereye gidersiniz? Bunlar kesin, belirli bir şekilde açıklanamaz. Ama size az da olsa, bir bakış açısı sunmaya çalışacağız.
Açıklamamızın bu bölümünde, genel olarak insandan değil de, daha çok Shaumbra’dan söz edeceğiz. Bedeninizi bırakıp da bizim tarafa geçtiğinizde, biz oradayızdır. Biz, Kırmızı Çemberin melekleri oradayızdır, çünkü sizi binlerce yıldır tanırız. Bizim yüzümüz size, bu yaşamdaki dostlarınızın ve akrabalarınızın yüzlerinden daha tanıdık gelir.
Biz sizi karşılar ve selamlarız. Ve gözünüze baktığımız anda, bir bilişin, bir bağın olduğunu bilirsiniz. Kırmızı Çemberden olup da yakınlarda bu tarafa geçen bazı varlıklar vardır ve bu o kadar candan bir andır ki, çünkü bizi anında tanıdıklarını size söylemek zorundayız. Hiçbir soru yoktur. Korku yoktur. Onlar bizi bu toplantılardan ve rüyalardan hatırlamaktadır. Ve doğru yere geldiklerini bilirler.
Bu noktada hala daha insan olmanın titreşimleri ağır basar. Biz onlarla sessiz bir yere gider, ve birlikte yaşamlarını gözden geçiririz. Ve bir gün de sizinle….evet, bir gün siz de buraya geri geleceksiniz. Bunu kesin olarak biliyoruz! Biz sizinle oturacağız, ve yolculuğunuzu tartışacağız. Öykülerinizi dinleyeceğiz ve yaşamınızın hatırlanabilir bazı hikayelerini dinleyeceğiz. Bunları ifade etmeniz, bizim tarafta dengelenmenize yardımcı olur.
Bize çok soru sorarsınız. Neyi yanlış ya da doğru yaptığınızı sorarsınız, ve yanlış dönemeçlere sapıp sapmadığınızı sorarsınız. Ve bizim yanıtımız her zaman aynıdır. Yanlış yoktur. Sadece anın deneyimlenmesi vardır ve sahip olduğunuz yeni bilgelikle ne yaptığınız söz konusudur.
Yaşamınızla ilgili bize çok soru sorarsınız. Daha iyisini gerçekleştirebilir miydiniz? Daha iyi kararlar alabilir miydiniz? Bunu sorduğunuz zaman, genellikle gözlerimiz dolar. Sevgili dostlar, yaptığınız herşey uygundur! Herşey. Yaşantınızda tanrısal bir rehberliğin olduğunu daha farketmiyorsunuz. Bu zaten mevcuttur.
Birkaç günlük bir süreden sonra, kendi cenazenize sizinle birlikte katılırız. Bu eğlenceli bir şeydir, sizin için eğlenceli, ve biraz da bizim için eğlencelidir.
Bu, diğer insanlarla, onların cenazesine gittiğimizde böyle olmaz. Oh, orada keder vardır, ve acı vardır, ve pişmanlık ve vicdan azabı vardır. Tipik bir insan, suçluluk ve utancın ağırlığı altında ezilir. Aile üyelerine uzanmak ister, özellikle de zarar verdiği, ya da aşık olduğu insanlara. O insana geri gitmek ve ona sarılıp onu tutmak ve sarsmak ister. Ama o insan genellikle onları (ölmüş olan bu insanları) hissetmez.
Tipik bir insan, kendi cenazesinin ortasında bulunduğunu hisseder. İnsana ait titreşimlerle hala o kadar doludur ki, tıpkı sizin şu anda bu odada oturduğunuzu hissetmeniz gibi, onlar da o cenazede oturduklarını hissederler. Ve neden hiç kimsenin onları duymadığını da anlayamazlar. Bunu anlayamazlar. Ve üstelik bunu daha da meydan okuyan bir hale getirmek için, insanların düşüncelerini algılamaya ve hissetmeye ve duymaya başlarlar. Ve bu onların canını sıkar, çünkü insan bedenindeyken, başkalarının düşüncelerini duyamazlardı.
Ama şimdi, çok az da olsa, duymaya başlarlar. Ve bazı insanların, doğal olarak kendi kendilerine, “Gittiğine sevindik” diye düşündüğünü duyarlar. (kahkahalar) Ve başka bir insanın, “keşke ona daha iyi davransaydım” dediğini. Ve yine başka bir insanın, “keşke ona daha iyi bir evlat ya da koca olsaydım” dediğini. Ve bir başkasının, “Ah, ondan boşanmamalıydım” dediğini. (yoğun kahkahalar) Bu şeyleri duymaya başlarlar ve bu, olayı daha da korkutucu ve kafa karıştırıcı bir hale sokar.
Ama sevgili Shaumbra, siz kendi cenazenize gittiğinizde, bunun bilincinde olacaksınız. Bu size biraz eğlenceli bile gelecektir. Keyifli olacaktır. Bu bir kutlama olacaktır! Onların genelde sizi duyamadığını bileceksiniz. Bunu bilirsiniz. Ama gider, arkalarında durursunuz ve ellerinizi omuzlarına koyarsınız ve onları rahatlatır ve iyi olduğunuzu söylersiniz.
İnsanların bu kadar çok korktuğu şeyin ne olduğunu biliyor musunuz? Dinlerin neden olduğu şu kökleşmiş, yargılanacağı inancı. Öldüğünüz zaman, günahlarınızın ödeneceği, bir tür yargılamanın olacağı öğretildi size. Bizim tarafa geçen insanların çoğu, bu korkuyu beraberinde getirir. Bizim için baş etmesi en zor şey budur. Yargı yoktur. Sizi bekleyen bir jüri yoktur. Yeshua, ya da herhangi başka bir varlık sizi yargılamak üzere beklememektedir.
Böylece, kendi cenazesinde, kendi kederinden geçtikten sonra buraya gelen insan için, bir sonraki adım ilginç ve meydan okuyucudur. Bu noktada, herşey yaratılabilinir. Fiziksel bedeninizin olmadığını imgeleyin. Sadece hislerden ve bilgelikten oluştuğunuzu imgeleyin. Bununla ne yaparsınız?
Bu noktada bazı insanlar, bir cezalandırılma sürecine girmek zorunluluğunu hisseder. Kendilerini karanlığa sokarlar. Kendilerini, çirkin ve yoğun hislerle çevrilmiş, yine kendilerine ait bir alana sokarlar. Bir anlamda, yanlış yaptıklarını sandıkları şeyler için kendi kendilerini cezalandırmak üzere, kuvöz gibi bir şeye girerler. Ve biz çevrelerinde durup da, onları sevdiğimizi ve yanlış yapılan bir şeyin olmadığını anlatmaya çalıştığımızda, dinlemek istemezler. Biz buna saygı göstermek zorundayız. Bir noktada – ve burada belirli bir süre söz konusu değildir – bir noktada, buradan çıkarlar. Kendilerini açarlar. Ancak o zaman onlarla çalışmaya başlayabiliriz. Hala, insana ait titreşimin ağırlığı altındadırlar. Hala, yoğun bir biçimde Dünyaya bağlıdırlar. Bundan çıkarlar ve biz o zaman onları bir tür sınıfa götürürüz.
Onlardan önce dünyadan ayrılmış insanlarla ve bizim taraftaki meleklerle toplanırız. Sonra herşeyi gözden geçirmeye başlarız ve gerçekte kim oldukları hakkında konuşmaya başlarız. İnsan olarak sahip oldukları kimlikleri bıraktıkça değişen enerjilerini görebiliriz. Komiktir, buraya gelirler ve asıl kimliklerinin, o yaşamda odaklandıkları insan kimliklerinden çok daha muhteşem olduğunu farketmezler.
Biz onların anlamasına ve yeniden dengelenmesine yardımcı oluruz. Yeniden dengelenmeye ve anlamaya başladıklarında, kimlikleri o kadar büyür ki, o kadar büyür ki….oh, bir anlamda anılar ortaya çıkar, kendilerini tazelemek için geçmiş yaşam kasetleri ortaya çıkar…ve ondan önceki yaşamlara ait anılar….ve ondan öncekine ait olanlar. Ve insana ait titreşimlerin ağırlığını salmaya başladıklarında, garip bir şey olur. Dünyaya hemen geri gelmek isterler! Geri gelmek isterler! Yolculuklarını anladıkları noktaya geldiklerinde, hemen geri gitmek isterler. Biz o noktada, onları vaz geçirmeye çalışırız. (kahkahalar) Burada, bizim tarafta biraz daha zaman geçirmelerini, biraz daha fazla anlayışa sahip olmalarını, daha da dengelenmelerini isteriz. Yolculuklarını anladıkları noktaya anca gelirler. Ve şimdi geri atlayıp, daha fazlasını deneyimlemek isterler.
Bu, lunaparklarda rayların üstünde inip çıkan eğlence trenine binmek gibi bir şeydir, hem korkudan ödleri patlar, hem de bunu yeniden hissedebilmek için tekrar binerler. Bu noktada, birçok insan Dünyaya geri döner. O yaşamda nereye gitmek istediklerini derin bir biçimde düşünmeden, geri giderler. İnsan olmak dramının tam içine, önceden birlikte yolculuk ettikleri aynı aile soyuna, aynı dost çevrelerine – ve düşman çevrelerine – geri giderler. Ve biz gülümseriz. Ve birkaç gözyaşı dökeriz. Ama anlarız.
Bazılarınız ise bekler. Bir süre bekler. Perdenin bizim yanında ve şu sınıflarda zaman geçirirsiniz. Yolculuk ederek zaman geçirirsiniz, çünkü biz burada boyutlararası yolculuk edebiliriz. Fiziksel evreninizin başka bölümlerine ve bu evrenin çevresindeki tüm boyutların başka bölümlerine gidebiliriz. Siz çevrede dolaşırsınız. Kim olduğunuzu anımsarsınız. Bir bakış açısı edinmek üzere, geçmiş yaşamlarınızı gözden geçirirsiniz.
Bir noktada, Dünyaya geri çekilirsiniz. İnsan olmak deneyiminin tadına bir kez baktınız mı, geri gelmek istersiniz. Dünyaya bağlısınızdır. Aslında hala Dünyada olan, geçmişinizin veçheleri ve enerjileri bile vardır. Er ya da geç Dünyaya geri çekilirsiniz.
Ben, Tobias, uzun bir süre için geri gelmemeyi seçtiğimde, zorlu bir dönem geçirdim. Bir yanım, geri gelmek için, sizinle birlikte insan biçiminde olmak için çok derin bir çekim hissediyordu. Bu yürüyüşü sizinle birlikte yapmayı çok istiyorum. Ama sevgili dostlar, size rehberlik etmek ve dostunuz olmak için şimdiki rolümün, bu tarafta bulunmak olduğunu da biliyorum. Ama, benim hala Dünyaya bir bağım var. Ve bir gün geri geleceğim.
Bir ruh, bir melek, bir kez insan biçimi edindi mi, devre tamamlanana kadar, bu devre tamamlanana kadar orada kalır. Tekrar tekrar geri çekilirler. Perdenin bu yanına geri geldiğinizde, dökülen çok gözyaşı vardır. Çok öyküler vardır. Çok fıkralar, espriler vardır. Ama bu süreç içinde, sizin gözlerinizden okuruz. Geri gitmek istersiniz, Dünyaya geri gitmek, insan biçimine geri gitmek, daha fazla öğrenmek için geri gitmek istersiniz. Çünkü yaşamınız ister kısa, ister uzun olsun, her bir yaşamda kazanılan o kadar çok şey vardır ki, ruhunuza getirdiğiniz o kadar çok bilgelik, o kadar çok sevgi vardır ki. Onun için aranızda, “bu benim Dünya üzerindeki son yaşamım olacak” diyenlerinize….sevgili dostlar, bir çekim vardır. Bu, sizi bir kez daha deneyime geri getiren, ruhsal yerçekimi gibi bir şeydir.
Perdenin bizim tarafında, sizin bildiğiniz şekliyle zaman yoktur. Ama olayların sıralanması vardır. Zamanın geçtiğini gösteren bir saat takmadığınızı ya da gündüz için güneşin, gece için karanlığın olmadığını düşünün. Bütün bunlar burada yoktur. Ama, olayların ve deneyimlerin sıralanması vardır. Bazılarınız, bizim tarafta zamanın olmadığı, herşeyin eşzamanlı meydana geldiği teorisini oluşturmuştur. Bu, pek de doğru değildir.
Biz geçmişe ulaşabiliyoruz. Kolaylıkla geçmişe geri gidebiliyoruz. Geçmişin bir parçası olamıyoruz, ama geçmişe geri gidip, enerjisini hissedebiliyoruz. Bir geleceğe gidemiyoruz, çünkü o daha yaratılmamıştır. Olabilecek şeylerin potansiyellerine bakabiliyoruz. Sizin gittiğiniz yönlere bakabiliyoruz. Ama, biz burada bu oyunu bile oynamasını sevmiyoruz. Bu oyunu oynamasını sevmiyoruz. Bu, Şimdi’de yaşamak değildir. Şeylerin nasıl olacağını düşlemektir. Gelecekle ilgili kehanette bulunmamayı, çok zaman önce öğrendik. İnsanların bunu ne zaman öğreneceğini merak ediyoruz!
Buradaki zamanımızın çoğunu, sizinle çalışmakla, yanıbaşınızda yürümekle, deneyimleri paylaşmakla, sizi rahatlatmakla geçiriyoruz. Bizim tarafa geçtiğinizde, sizi selamlamak üzere burada oluyoruz. Bizim tarafta kaldığınız kısa sürede, enerjileri paylaşmak ve sevgiyi paylaşmak için burada oluyoruz.
Biz, bu tarafta (bir şey) yemek zorunda değiliz. Bazılarınız, sizin yaptığınız gibi, bizim de gıdalarla beslenmemiz gerektiğini düşünmektedir. Biz yemek yemeyiz. Biz enerji toplarız….birkaç yoldan birini kullanarak enerjiyi kendimize alırız. Bu yollardan biri, başka bir varlığın enerjisini tüketmektir, gidip onları didiklemek ve enerjilerini almaktır! Ama sevgili dostlar, hepimiz, sizler dahil, bunun bir işe yaramadığını, uzun, çok uzun bir zaman önce öğrendik. Bu işe yaramaz, çünkü başka bir varlığı tüketmeye çalışmak, tatmin edilemez bir açlık doğurur.
Yaptığımız başka bir şey de, kendimizle baş başa anımızda ve alanımızda oturmak ve nefes almaktır. Evet, biz nefes alırız! Biz enerjileri içeri ve dışarı soluruz. Siz hava solursunuz – ya da hava soluduğunuzu sanırsınız. Aslında soluduğunuz şey, enerjidir. Biz, Tüm Olan’ın, Yuva’nın nabzıyla nefes alırız. Bunu burada hissedebiliriz. Biz burada Yuva’nın nabzını hissedebiliriz. Böylece onu nefesimizle içimize çeker ve salarız. Bu bizi besler. Bizim yiyeceğimiz ve gıdamız budur.
Bazen, bu tarafta bulunan ve insan biçimi üstlenmiş olanlarımız…..bir ziyafet hazırlarız. Dünyada bulunduğumuz zamanlarda en sevdiğimiz yiyeceklerden oluşan bir menü hazırlarız. Örneğin Ben, Tobias, kuzu etini çok severdim. Ve biz sebzeleri, ve meyveleri, ve tatlıları…ve elbette şarapları sağlarız! Ve, sofrayı kurarız. Titreşimimizi ve anlayışımızı temel alarak, deneyimi yeniden yaratırız. İnsana ait yemek deneyimini yeniden yaratırız. Ve bu bize çok mutluluk verir.
Ve bizim tarafta bulunan, insan biçimini deneyimlemiş, ya da bu tarafa yeni geçmiş dostları davet ederiz. Yemek masamıza gelirler. Biz yiyecekleri tüketirken, insan biçimini hiç üstlenmemiş olan varlıklar, bunun çok acaip bir şey olduğunu düşünür. Ama sevgili dostlar, bizim aldığımız zevk, insanın yemek yerken aldığı zevkin yanında hiç kalır.
Yemek masanızda oturduğunuz ve an’da olduğunuz zaman, yemeği kutsamak ve ellerinizi tüm yemeğin üstünde gezdirmek zorunda değilsiniz. Sadece o anın keyfini çıkartın. Titreşimin keyfini çıkartın. Onu, fiziksel bedeninize almak deneyiminin, besinlerin ve enerjinin bedeninizde yaşam bulması deneyiminin keyfini çıkartın.
Sevgili dostlar, yiyeceklerde olduğunu sandığınız olumsuzlukları, ya da etleri, ya da ne olursa, dönüştürmek zorunda değilsiniz, ya da negatif olan unsurları temizlemeye çalışmak zorunda değilsiniz. Siz, Tanrısal Bir İnsan’sınız! Siz, yiyecekler titreşiminize ulaştığı an, onları o an dönüştürürsünüz. Bir tören yapmak zorunda değilsiniz. Tören VARDIR. Ve bu, ŞİMDİDİR. Bu, her zaman sizinledir.
Perdenin bizim yanında, biz başka varlıklarla birleşiriz. Perdenin bizim yanında, bir anlamda bundan kaçındığımız bir zaman olmuştur. Çok, çok uzun zaman önce, daha Dünya yaratılmadan çok önce, bu birleşmeden korktuğumuz bir zaman olmuştur. Bu, varlıkların, başka varlıkları tükettiği ve onlarla savaştığı zamanlardı. Kendi enerji kabuğumuzun dışına çıkmaya korkardık. Ama şimdi, burada bulunanların çoğu, bu birleşmenin nasıl yapılacağını öğrenmiştir. Bu çok kutsal bir şeydir. Ben içime dönebilir ve başka bir varlığı hissedebilir ve onların da beni hissetmesine izin verebilirim. Biz, kendimize has kimliklerimizi koruruz, ama bir an için kimlikleri birleştiririz.
Perdenin bu yanında, yaratmak istediğimiz herşeyi yaratabiliriz. Güzel bir kulübe yaratabiliriz. Ben, Tobias’ın, insan olma deneyimimden yararlanarak, yaratmaya bayıldığım bir yerim vardır. Bu, çevresi ağaçlarla dolu, güneşli, ve arkasında deresi, ve etrafta hayvanları olan, kırsal alanda bir kulübedir. Ben insanken, hayvanlarımı çok severdim. Onun için, bu yeri yeniden yaratırım.
Ama sevgili dostlar bunu yapmak, insan olarak gerçekleştirebildiğiniz, maddesel şeyleri yaratabilmenin yanında hiç kalır. İnsan deneyimiyle kıyaslandığında, yani maddesel biçimlerin içinde olup da, bunu gerçekten deneyimleyebilmekle kıyaslandığında, bizimkisi rüzgar gibidir. Bunu bir insan olarak en mükemmel şekilde, an’da yaşayarak deneyimleyebilirsiniz; geçmiş endişesiyle ya da yarınların ne getireceği endişesiyle değil.
Burada, perdenin bizim yanında, gerçekten hala, kim olduğuyla mücadele eden varlıklar vardır. Onlar hala korkmaktadır. Hala başka boyutların bazı bölgelerinde, anlamaya çalışarak, Yuva’ya geri dönmeye çalışarak, savaşmaktadırlar, birbirleriyle ve kendileriyle hala savaşmaktadırlar. Çalışmak ya da konuşmak için onlara gittiğimizde, bizimle de savaşmak isterler. Onun için, epey bir zaman önce, onları kendi hallerine bırakmayı öğrendik. Onlar, bu enerjisel varlıklar, dışarlarda bir oyun oyunmaktadır. Bir oyun oynamaktadırlar. Ve biz, bunun için onlara saygı duyarız. Oyunu oynamalarına izin veririz.
Bizim tarafta, kaybolmuş varlıklar da vardır. Onlar kaybolur. Bakın burada, insan aklınızın alamayacağı boyutlar mevcuttur. İstediğiniz herşeyi yaratabildiğinizi düşünün, maddesel olarak değil, enerjisel olarak. Bu labirentin içinde, kendi yaratılarının içinde kaybolan varlıklar vardır.
Perdenin bu yanında, aramızdan çok varlık, yollarını yeniden bulabilmeleri için onlara gidip, yardımcı olmaya çalışır. Biz, onların fenerleriyizdir. Ve bu labirentten bir çıkış olduğunu bir kez anladılar mı… oh, sevgili dostlar, çok rahatlarlar. Biz onları, güvenli bir enerjisel alana geri yönlendiririz.
Biz burada yaratabiliriz, ama bu, sizin taraftaki realiteye benzemez. Onun için insan olmak bu kadar değerlidir. Bu öyle bir armağandır ki. Bazen buna söversiniz. Genel bir bakışa sahip olmak istersiniz. Büyük görüntüye sahip olmak istersiniz. Geçmiş olan herşeyi ve gelecek olan herşeyi bilmek istersiniz. İnsan olmak deneyimini takdir edebilmek için, an’da yaşamayı unutursunuz.
İnsan olmakla, sevgili dostlar, kim olduğunuz hakkında özel bir şey öğrenebilirsiniz. Titreşimlerle akarak, hislerle akarak, birçok deneyimden geçebilirsiniz. Ama siz yine de, bunların tümünü göz ardı etmek istersiniz. Siz geçmişte, ya da daha yaratılmamış gelecekte yaşamak istersiniz.
İnsan olmak bir armağandır, çünkü kimliğinizi anlamanıza yardımcı olur. Siz bir insanın, yaşamında sahip olduğu kimliğe odaklanırsınız. Ama asıl armağan, ehliyetinizin üstünde yazan isimden çok daha fazlasını olduğunuzu, insan biçimindeyken anlamaktır. Siz çok daha fazlasısınız. İnsan şartlarını üstlenerek ve fiziksel bir bedeni edinerek, kendi büyüme işleminizi, Dünyaya hiç gelmemiş varlıklara oranla, on kat ve yüz kat hızlandırırsınız.
Dünyaya hiç gelmemiş çok varlık vardır, çok, çok, çok varlık vardır Dünyaya hiç gelmemiş olan. Çoğu, Dünyaya gelebilecekleri zamanı beklemektedir. Diğerleri ise, evreninizde gerçek Yeni Dünya’nın yaratılacağı zamanı beklemektedir.
Bakın, şu anda, sadece tek bir Dünya gezegeni vardır. Ama gelecek günlerde, Dünya titreşimine sahip çok yer olacaktır. Sizin şimdi gerçekleştirdiğiniz çalışma, Yeni bir Dünya, arkasından Yeni bir Dünya daha yaratacaktır. Ve evren açılmaya başlayacak, ve başka varlıklara, insan bilincini ve sonunda Tanrısal İnsan bilincini, deneyimleme fırsatı sağlayacaktır.
Şimdi, sevgili dostlar, gerçekleştirdiğiniz çalışmanın önemini anlıyor musunuz?
İnsan olmak deneyimi için fırsat kollayan çok varlık vardır. Ve, insan olmak deneyiminden korkan çok varlık vardır. Sizde gördüklerinden biliyorlar ….insan olmak deneyiminin zor ve acıtıcı olduğunu biliyorlar. İnsan olmak deneyiminin içinde kaybolunabileceğini biliyorlar. Ona o kadar odaklanabilirsin ki, (herşeyi) tümüyle unutursun.
Perdenin bizim yanına geldiğiniz zamanlarda bile unutursunuz. Ölüp de, bizim tarafta hala gözlerini açmayan varlıklar vardır. Onlar Dünyaya bağlı kalır. Siz onları hayalet olarak bilirsiniz. Dünyada dolanıp dururlar. İnsanlıkları içinde kaybolmuşlardır. Bazen yeniden enkarne olmanın bir yolunu bulurlar. Ama genellikle, kendilerine ya da başkalarına kızgın bir halde, ve insanlık titreşiminin içinde kalmayı seçerek, hayalet olarak Dünyada dolanmaya devam ederler.
Daha ellerini kaldırmamış varlıklar da vardır, bu deneyimi üstlenmek için daha hazır olmayan melekler vardır. Er ya da geç, sizin yürüdüğünüz yolu yürüyeceklerini biliyorlar. Onlar, insan biçimi edineceklerdir. Kendi ruhlarının evrimi için, gidilecek yolun bu olduğunu biliyorlar. Ama şu anda geride duruyorlar ve dostlarını…sizi…derinden onurlandırıyorlar. Sizler, insanlık yolunu yürüdünüz, ve şimdi de Tanrısal İnsan yolunu yürümektesiniz. Siz, sizden sonra çok varlığın deneyimleyeceği şeyleri yaratmak amacıyla, Yeni Enerjiye girmektesiniz.
İşte, perdenin bizim yanının neye benzediğini sordunuz bize. Zaman zaman bundan söz edeceğiz. Kendi deneyimlerimizi sizinle paylaşacağız. Buraya, bize geri geldiğiniz zaman, sizi selamlayacağız. Gerçekten, kutlayacağız. Gerçekten, sizinle birlikte yaşamınızın, hem bu yaşamın, hem de birçok başka yaşamın olaylarını gözden geçireceğiz. Kutlayacağız.
Oh, ve biz göreceğiz….biz göreceğiz. Bu, bugünkü oturumumuza başlamadan önce çalan şarkı gibidir. Bu şarkı bir köpekle ilgiliydi, gezinmeyi seven bir köpekle, gezgin yıldızla. Rahat bir ev bulacak ve bir süre orada kalacaktır. Ama sonra, rüzgarın onu nereye sürükleyeceğini bilmeden, yağmurdan korkmadan, an’dan korkmadan, gezinmeye devam etmek zorunda kalacaktır. Şarkı bununla ilgiliydi.
Ve bu bize, sizi hatırlatır Shaumbra. Buraya geri gelirsiniz. Burada herşey kolaydır. Burada herşey rahat ve sıcaktır, çünkü hepimiz burada bu alanı yaratmışızdır. Ama biliyoruz….biz biliyoruz. Gözlerinizdeki o bakışı görüyoruz. Shaumbra tarafından yazılmakta olan, bir başka yol şarkısını daha görüyoruz.
Oh, hepinizi o kadar çok seviyorum ki!
(duraklama)
Sevgili dostlar, sizin konuşma zamanınızdır. Şaud’un meydana gelme zamanıdır. Kırmızı Meclis’ten ve To-bi-wah Düzeni’nden Ben, Tobias, geri çekileceğim. Cauldre, kendi enerjisini doğrudan sizinkiyle birleştirecektir. Sonra da, kendi sesinizi duyacaksınız.
Böylece, biz enerjileri uyumlarken, nefes almak için birkaç dakikanızı ayırın. Geçenlerde dünyadan ayrılmış olan ve şimdi bu alanda bulunan insanları, kabul etmek için birkaç dakikanızı ayırın. Onlar da, söyleyeceklerinizi duymak için sabırsızlanmaktadır!
(Uzun bir duraklamadan sonra Şaud başlar)
Şaud : Ben Shaumbra’yım. Ben aileyim. Ben tek bir sesim ve çok sesim. Ben, sizin özünüzüm. Ben sizin ruhunuzum. Ben sizin tanrısallığınızım. Bu alanda konuşabilirim. Bu alanda, insan ile tanrısallık arasında bir ayırım yoktur. Bunlar birdir, ve onun için de, özünüzün konuşmasına izin vermektesiniz. Özünüzün hissetmesine, ve deneyimlemesine, ve olmasına izin vermektesiniz. Ben Shaumbra’yım, tek bir titreşimim, ve çok titreşimim. Ben özünüzüm, ve ölüm yokTUR mesajını paylaşıyorum. Sadece yaşam VARDIR. İçimizdeki insanlıkta, ölüm kaygısı vardır, hiçliğe girmek kaygısı vardır, herşeyin bir noktada biteceği kaygısı vardır.
Ben, özünüz, ölümün olmadığını hatırlatıyorum size. Ben ilerlemeye hep devam ediyorum. Sizinle birlikte yolculuğa devam ediyorum. Son yoktur. Bitiş yoktur. Yaşam vardır ve yaşamak vardır. Ben, özünüz, sizi yaşam için harekete geçiririm, ne yaparsanız yapın, ben sizi yaşam ve yaşamak için harekete geçiririm, ve her bir değerli anı, dolu dolu an’da yaşamanız için sizi harekete geçiririm.
Ben, özünüz; beni beslemenizi istiyorum. Ben içinizdeyim ve tüm çevrenizdeyim. Ben sizin başlangıcınızım, ama bizim bir sonumuz yoktur. Ben, özünüz, doğurduğunuz bir çocuğu besler gibi beni beslemenizi istiyorum. Ben, özünüz, beni hissetmenizi istiyorum. Ben şimdi ve her zaman varım.
Ben, özünüz, sizden ayrıydım, ya da öyle görünüyordu. Ama şimdi, yeniden birleşiyoruz. Biz sadece an’da yeniden birleşebiliriz. Ben, özünüz, sizinle geçmişte yeniden birleşemem. Ben sizinle, potansiyel bir gelecekte yeniden birleşemem. Ben sizinle sadece an’ı paylaşabilirim.
Ben, özünüz, ruhunuz, canınız; yeniden bana aşık olmanızı, bizim bir ve aynı olduğunu anlamanızı istiyorum. Kendinize aşık olun. Kimliğinize, bana aşık olduğunuz için suçluluk ya da utanç duymayın. Beni sevdiğiniz zaman, herşeyi sevmeyi öğrenirsiniz. Herşeye olan sevginizin yolu benden geçer. Sevgiyi, aşkı, öncelikle dışarda bulamazsınız. Onu öncelikle içerde bulursunuz.
Ben, özünüz, ruhunuz, ışığınız; geliyorum size. Siz beni arıyordunuz. Kaybolmuş parçanızı arıyordunuz. Ama ben geliyorum size. Ben realitenize, bilincinize, bir his olarak, bir dalga, bir esinti, bir nefes olarak giriyorum. Ben, hazır olduğunuz zaman geliyorum size. Tüm suçluluk duygularını saldığınız zaman geliyorum size. Kendinizi affettiğiniz zaman geliyorum size. Tanrısallığınızı kabul ettiğiniz zaman geliyorum size.
Ben, özünüz, içimde var olan güce ve ihtişama hazır olduğunuz zaman geliyorum size. BEN siz’im, hiç kaybolmamış, hep burada, hep Şimdi’de oturup da benimle olacağınız anın beklentisi içinde.
Ben, özünüz; beni beslemenize ihtiyacım var. İlginize ve sevginize ihtiyacım var. Anlayışınıza ihtiyacım var. Ben sadece hislerden oluşuyorum, hislerden. Sizi hissetmeye ihtiyacım var. Orada olduğunuzu ve benim için var olduğunuzu hissetmeye ihtiyacım var. Ben, özünüz, soluduğunuz nefeste yaşıyorum. İçinde oturduğunuz an’da yaşıyorum.
Ben, özünüz, ayrı değilim. Ben sizin belirli bir anlayışa gelmenizi ya da daha fazla şeyler öğrenmenizi beklemiyorum. Ben şimdi buradayım ve sizin için hazırım.
Ben, özünüz, bir yaşamın kimliği değilim. Ben, Olduğunuz Tüm’ün kimliğiyim, Yuva’yı terk ettiğinizde bize armağan olarak verilmiş olan kimliğim.
Ben, özünüz, size tamamlanmayı, bütünlüğü getireceğim. Ben size anlayışı getireceğim. Ben size bilgeliği getireceğim. Ben size, şimdiye kadar hiç bilmediğiniz sevgiyi, aşkı getireceğim. Ben size gücü getireceğim, ve ben size dengeyi getireceğim. Ben size hissetmeyi getireceğim. Ama herşeyin ötesinde, ben size yaşamı, ebedi yaşamı, tatmin edici yaşamı getireceğim.
Ben, özünüz, sizi bekliyorum. Siz oynamaya gittiğinizde, bir deneyimden ötekine kimliğinizi değiştirmeye gittiğinizde, ben binlerce yıldır sabırla bekledim. Işık biçiminde olmayı, insan biçiminde olmayı deneyimlediğinizde, bir yaşamdan ötekine geçtiğinizde, bedenlerinizi değiştirdiğinizde, titreşim halinizi değiştirdiğinizde, boyutsal varlığınızı değiştirdiğinizde, insan olarak yaşadığınız yerleri, melek olarak yaşadığınız yerleri değiştirdiğinizde, ben sizi bekledim. Ben sizi bekledim.
Ben, ruhunuz, size anlayışları zihninizden değil, varlığınızın özünden sunacağım. Ben, ruhunuz, an’da ve uyandırıcı soluğunuzda hazır olduğunuz zaman size geleceğim.
Ben, özünüz, size geleceğim, ama beklediğiniz yerden değil. Ben size yeni bir yerden, yeni bir deneyimden ve yeni bir titreşimden geleceğim. Beni bulmak için eski yerlere değil, sadece an’a bakmanızı istiyorum.
Ben Shaumbra’yım. Biz, aileyiz.
(Uzun süren bir duraklamadan sonra Tobias geri gelir)
Tobias : Ben, Tobias, birkaç söz için geri geliyorum, sadece birkaç söz için sevgili dostlar. Söyleyeceğim ilk şey, hissetmek için kendinize izin vermenizdir. Bu (başlıbaşına) bir temadır. Bu, sürekli geri geleceğimiz bir konudur. Kendi ruhunuz, hissetmenizi istemektedir sizden. Biz, hissetmenizi istemekteyiz sizden.
İnsan zekasının yerini alan tanrısal bir zeka vardır. Düşünmenin çok ötesine geçen bir işlem vardır. Kalbinizde, ve ruhunuzda, ve özünüzde, zeka mevcuttur. Bu, insan beyniyle bildiğinize hiç benzemez. Bu, yeni bir zekadır, ve biliştir, ve anlayıştır, ve bilgeliktir. Biz tekrar tekrar, kim olduğunuzu hissetmenizi, çevrenizdekileri hissetmenizi ve bizi hissetmenizi isteyeceğiz. Şu his merkezlerini açın.
Evet, biz bunu Lake Tahoe’deki Shaumbra ile geçenlerde tartıştık. Enerjiyi orada oluşturduk. O grup, tekrar tekrar yapacağımız tartışmaların enerjisini oluşturmuştur.
Kim olduğunuzu HİSSEDİN. Biz sizin zihinsel bir işlem yaptığınızı görüyoruz, kimliğinizin tüm varlığını analiz etmeye çalışıyorsunuz, bir sonraki adıma nasıl geçeceğinizi analiz etmeye çalışıyorsunuz. Bunun, analizle ortaya çıkmayacağını anlamaya başlıyorsunuz. Bu, incelemekle, çalışmakla ortaya çıkmaz. Kendini açmakla ortaya çıkar. Salıvermekle ortaya çıkar. An’da yaşamakla ortaya çıkar. Nefes almakla ortaya çıkar. Biz onun için, “Törenleri bırakın. Duaları bırakın. Eski yöntemleri bırakın” dedik.
Özünüz şimdi sizinle birliktedir. “Peki öyleyse neden görmüyorsunuz ya da hissetmiyorsunuz” diye soruyor bazılarınız. “Hani, nerede Tobias?” Hala, burada, kafanızdasınız. Oysa o şuradadır.
Ama kendi özünüzün de dediği gibi, o size yeni bir yerden gelmektedir. Farkedeceksiniz. Anlayacaksınız. Bir gün bir suyun kenarında oturacaksınız. Arabanızla yolda gidiyor olacaksınız. Bir gece uykuya dalıyor olacaksınız, ve anlıyacaksınız. Kendi özünüzü eski yerlerde aradığınızı bileceksiniz. O yeni bir yerden gelmektedir. O burada, bu odadadır.
Burada oturan ve gözleri büyümüş, ağızları açık kalmış yüzlerce ve yüzlerce varlığın olduğunu söyleyelim size. Hala daha insan olmanın titreşimlerine sahipken bile, hissetmeye ve duyumsamaya başlayabiliyorlar. Onlar, belki de sizin göremediğinizi görüyorlar – şu anda içinizde parıldayan tanrısallığı. Şu anda, o buradadır. Onlar, ruhu, Ruh’un özünü, bu boyutla, Dünyayla, insan biçiminizle, bütünleştirme potansiyelini görüyorlar. Bu potansiyeli görüyorlar, çünkü şu anda ona bakmaktalar.
Sevgili dostlar, Bugün onların bu alanda bulunmasına izin vermekle, onlara büyük bir hizmette bulundunuz. Sizin kendi özünüz, şu anda buradadır, aldığınız nefestedir.
Sizi candan seviyoruz. Bu zamanı bizimle ve daha birçoklarıyla paylaştığınız için, size teşekkür ediyoruz. Sorularınızı yanıtlamak ve biraz da birlikte eğlenmek için birkaç dakikaya kadar geri döneceğiz. Sorularınızı sormak için, öndeki mikrofona gelmenizi rica ediyoruz. Sizinle doğrudan konuşmak istiyoruz. Utanmayın. Ah, bir ay önce kendinize de söylediğiniz gibi, “İfade edin. Kim olduğunuzu ifade edin. Tanrısallığınızı ifade edin.”
Böylece, sizinle soruları ve bazı düşünceleri paylaşmak için birkaç dakikaya kadar geri geleceğiz. Bu arada, yolculuğunuz sırasında çok varlığın çevrenizde bulunduğunu anlayın. Hiç bir zaman yalnız değilsiniz.
Ve öyledir!
Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.
Sorular ve Yanıtlar
TOBIAS: Ve öyledir sevgili dostlar, bu alanda ve günlerdir, hatta haftalardır oluşmakta olan bu enerjide, yeniden toplanmaktayız. Hepimiz, paylaşmak, ve öğrenmek, ve hissetmek için biraraya geliyoruz.
Bugünkü Şaud’da kendinize neler söylediniz? Kendinizle paylaştığınız bilgelik neydi? Ölümün olmadığını (söylediniz kendinize). Ölüm yoktur. Sadece yaşamak vardır, ve bu, an’da yaşamaktır. Tam yaşamaktır. Sevinçle yaşamaktır. Bu, doğrular ve yanlışlar olmadan, iyi ya da kötü bir şey yapıp yapmadığınızı düşünmeden, koşulsuz bir biçimde yaşamaktır.
Bunu, varlığınızda hissedeceksiniz. Özünüz bunu sizinle paylaşacaktır. Özünüz, sizi yönlendirecektir. Özünüz, sizinle birliktedir. O, sizDİR. Ölüm yoktur.
Bugün burada toplanan konuklarımız, geçenlerde fiziksel Dünyadan ayrılmıştır. Onlar ölüme çok inanmaktadır, yargılanmak gibi şeylere, iyi ya da kötü gibi şeylere çok inanmaktadır. Onlar bugün, ölümün olmadığını onlarla paylaşan bir insan grubu gördüler. Fiziksel beden bir noktada belki ayrılacaktır. Ama şimdi, sevgili dostlar, şimdi, özünüz sizinle bir olurken ve bir olmasına izin verilirken bile, olduğunu sandığınız ölüm yoktur.
Bakın, bugün burada İkinci Çemberde toplanıp oturan varlıkların…onların gerçekten endişelendiği şey, insan olarak sahip oldukları kimliğin ölmesidir. Oh, fiziksel ölüm, çoğu kişi için en çabuk olan şeydir. (kendi kendine güler) Bir an oradasınızdır, sonra da burada! Ama ölüm, kimliğin kaybedilmesidir, tutunduğunuz herşeyin – olduğunuzu sandığınız ve ehliyetinizin üstünde yazan adın kaybedilmesidir. Ama sizler Shaumbra, aynaya bakan ya da bu sandalyede oturan kişiden çok daha fazlası olduğunuzu öğrendiniz.
Bütün ve tam olabilmek için, kimliğinizin sınırlarını kaldırmayı öğrendiniz. Eski insan kimliğinizi salmakla, kendinizin tümünü kabul etmeye başlarsınız. Olduğunuz herşeyi kabul etmenin, ruhunuzu, şimdiye kadar sahip olduğunuz tüm deneyimlerinizi….herşeyi kabul etmenin yolu böyle açılır. Ve o zaman, ölüm korkusu da gider.
Ve şimdi yaşayabilirsiniz. Her anı dolu dolu yaşayabilirsiniz. Aldığınız her nefeste yaşayabilirsiniz. Geleceğin size ne getireceğine artık endişelenmeden, her anı yaşayabilirsiniz. Bunların hepsi size gelecektir.
Bolluk….gelecektir. O, yaşamanın sonucudur. Bolluk, zamanın her anında kendini ifade etmenin sonucudur. Gelecektir. Bolluk üzerine odaklanırsanız, sizden kaçacaktır. Siz de hep bolluğa sahip olmaya çalışacak, ya da hep mutlu olmaya çalışacak, ya da hep sağlıklı olmaya çalışacaksınız. Hep çalışacaksınız ama hiç olmayacaksınız, hiç farketmeyeceksiniz.
Ölüm yoktur. Sadece bir geçiş vardır. Sadece bırakmak ve yenilenmek vardır. Ölüm yoktur. Sadece değişim vardır. Sadece yenilenmek ve yaşamak vardır.
Şimdi burada, bu anda yaşayalım.
(Tobias’ın sesi meditatif, hipnotik bir ritme dönüşür)
Bu anı nefesinizle içinize çekin.
Bu anı…..çekin içinize, sevgili dostlar……sonra bırakın…..nefesinizi dışarı bırakın.
Yaşamayı çekin nefesinizle içinize. Yaşamayı, nefesinizle tüm bedeninizden geçirin.
Yenilenmeyi çekin nefesinizle içinize. Bırakın yenilenme, tüm fiziksel varlığınızdan ve bilincinizden geçsin.
Şimdi’de yaşamayı, çekin nefesinizle içinize. Ne kadar kolay olduğunu görün.
Nefes alırken, ikinci bir nefes duyun. Bu, özünüzdür, ruhunuzdur, tanrısallığınızdır. O da nefes almaktadır. Aldığınız her nefesle size teslim olmaktadır. Verdiğiniz her nefesle, siz de olduğunuz tüme teslim olmaktasınız. Nefesinizle, tanrısallığı çekmektesiniz içinize. O da sizi çekmekte içine.
Yine çekin onu nefesinizle içinize. Şimdi o, bir sonraki nefesi sizin yerinize almaktadır. Ve yine nefesinizle, tanrısallığı çekin içinize. Ve şimdi o, siz olmaktadır.
Siz ve Ruh. Tek bir nefes. Alın, verin. Hissederek. Yaşamla dolarak. Endişelendiğiniz şeylerin tümü…. tümü, paylaştığımız zamanın bu anında dengelenmiştir.
(Tobias normal konuşma sesine döner)
Bu, bu kadar basittir sevgili dostlar. Bu kapıdan çıkıp gidecek, ve belki bazı Dünyasal durumlarla, insansal durumlarla karşılacaksınız. Bir an için unutabilirsiniz. Ama yarın ya da belki bir sonraki gün, duyduğunuz ve burada birlikte yaptığımız şeyi hatırlayacaksınız.
An, nefes, Şimdiki an, bolluk noktasıdır. Denge noktası budur. Kendinle bir olma noktası budur. Yüksek Benliğiniz uzaklarda bir yerde ya da başka bir galakside değildir. Olduğunuz tümden sizi ayıran bir duvar yoktur. An’da olmak, sizi yeniden bir eder. Bu, bu kadar basittir. Öyledir. Tüm diğer şeylerin size geldiğini göreceksiniz. İnsansal yaşamınızda ihtiyacınız olan herşeyin size geldiğini göreceksiniz. Gelecektir. Ölümün olmadığını farkedeceksiniz. Sadece yaşam vardır.
Ve böylece, sorularınızı yanıtlamaktan mutluluk duyacağız.
1.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Tobias, multiple sclerosis’i (MS) olan bir arkadaşım, birkaç hafta önce intihar etti. Benim sorum şu, intihar eden kişiler öteye geçtiğinde, onlara ne olur? Bize olanlardan farklı bir şey mi deneyimlerler?
TOBIAS: Toplumunuzda intiharla ilgili o kadar çok tartışma vardır ki. Bunu basit tutacağız. İnsanoğlu, kendi varlığına sahiptir! Onunla ne isterse yapabilir. İntihar etmeyi seçerse, başka türden bir ölümü seçerek ölen kişi kadar hoş karşılanır bu tarafta. Bizim açımızdan intiharla ilgili bir yargı, kesinlikle söz konusu değildir.
Bu tarafa geçmeyi seçtikleri anda sahip oldukları bilinç, bizim tarafa geldiklerinde sahip olacakları titreşim düzeyini belirler. Eğer kızgınlık ve öfkeyle doluysalar, bizim tarafa geldiklerinde, bu kızgınlık ve öfke burada da olacaktır. Eğer kendilerine duydukları şevkatle doluysalar, buraya geldiklerinde, bu şevkat ortaya çıkacaktır. Yaşadıkları onca hüzün ve acıya rağmen, intihar eden insanların çoğu kendilerine şevkat duyar. Onlarla çalışmak, bizim için oldukça kolaydır.
Doğal olarak biraz suçluluk duygusuna sahiptirler. Onlar, intihar etmekle belki de yanlış bir şey yaptıklarını düşünürler. Ama, sevgili dostlar, bizim açımızdan bir yargı söz konusu değildir. Bu, sizin yaşamınızdır. Onu oynayabilirsiniz, ya da yaşayabilirsiniz, ya da istediğiniz biçimde alabilirsiniz. Ne olursa olsun, biz sizi severiz.
2.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Erkek arkadaşımda bir beyin tümörü vardı. Sağlığı nasıl olacak ve ilişkimizin geleceği nedir?
TOBIAS: Bu başka bir AO’dur! (kahkahalar) Azimli Olmak! İnsan olarak, hepinizin kendine sunduğu deneyimler vardır. Yaşamındaki bu sevgili varlık, beynindeki tümörle kendine deneyimler sunmaktadır. Ama tekrarlıyoruz, herşey anda olmaktadır. Kendini şifalandırmayı seçebilir. Bu durumun ağırlaşmasını seçebilir. Yeni anlayışlara gelmeyi seçebilir. Şimdi, o kendindeki bu dengesizliği, bir an için durmak, sessiz bir ana girmek ve yaşamı sırasında gittiği yönü değerlendirmek için yaratmıştır. Gerisi ona kalmış bir şeydir.
Sen….sen bir ışıksın onun için. Sen bugün bu yerden, kendinle ve yaşamakla ilgili öğrendiğin herşeyi beraberinde götürerek, çıkıp gidebilirsin. Ve fazla konuşmak zorunda kalmadan, onun yanında olabilirsin. Yaşamanın ne olduğunu, sende görecektir. Sonra da seçim yapmak, ona kalmış bir şeydir. Yaşamı doyasıya yaşamayı seçebilir, ya da perdenin bu yanına geri gelmeyi seçebilir.
İnsanların karşı karşıya kaldığı en büyük meydan okumalardan birinin de bu olduğunu, biliyor musunuz? Bu bizi çok şaşırtmaktadır. Yaşamayı ve yaşamı neden seçMEZsiniz? Artık ihtiyacınız kalmadığı halde, neden acı çekmeyi seçersiniz? Karma yoktur. Günahlar yoktur. Ama insanlar bazen kendilerini o kadar suçlu hisseder ki, bunları üstleniverirler.
Sevgili varlık, sen sevgilinle oturabilir, ve Şimdiki an’da yaşamanın, sevinç ve bütünlük içinde yaşamanın nasıl bir şey olduğunu ona gösterebilirsin. Yaşamak o kadar kolay olabilir ki. Ama insanlar onu o kadar karmaşık bir hale getiriyorlar ki! Böylece, sorunun yanıtı, Azimli Olmak’tır. Yanıt ona kalmış bir şeydir. Ve, senin bir Shaumbra olarak, ışık ve yaşam yansıtan biri olarak onun yanında olman….seçimini çok daha berrak bir şekilde görmesine yardımcı olacaktır. Teşekkür ediyoruz ve ikinizi de onurlandırıyoruz.
3.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Tobias, otostopçularla ilgili bilgi verebilir misin bana? Anladığım kadarıyla bunlar ışığımıza çok çekilen varlıklar, bize yapışıyor ve bizden geçinerek yaşıyorlar. Onlardan korunmak ya da onları uzaklaştırmak için önerilerin var mı?
TOBIAS : Elbette, ve bu yanıtlamaktan mutluluk duyacağımız bir soru. Sen, insanlara yapışan, ya da senin deyiminle, sizin yaşamınızda otostopçuluk yapan varlıkları soruyorsun. Onlar, bir anlamda, siz buna izin verdiğiniz için yaşamınızın bir parçası haline gelmektedir. Şimdi, fiziksel bedenini geride bırakmış, ama Dünya boyutlarını terk etmemiş ve Dünyaya bağlı kalmış çok varlık vardır, ve daha önce de değindiğimiz gibi, bunlar Dünyada dolanıp durmaktadırlar. Bu varlıklar, izin veren ve işbirliği yapan insanlara yapışırlar.
Bunlar genellikle, sizin gibi iyi bir denge kurmuş ve aydınlanmış insanlara yapışmaz. Daha çok, titreşimi düşük insanlara yapışırlar. Uyuşturucunun çok kullanıldığı barlara ya da ona benzer yerlere çekilirler. Bu varlıkları bu yerlerde bulabilirsiniz, çünkü o tür bir titreşimde kendilerini rahat hissederler. Ve bir anlamda, içeri girip, yapışma fırsatına sahip olurlar.
Şimdi, bir de yolculuğunuzdan etkilenen ve bunun bir parçası olmak isteyen varlıklar vardır. Size tutunurlarsa, onların da yükselmelerine ve dönüşmelerine yardım edeceğinizi sanırlar. Ama, biz onların uzun zaman tutunamadıklarını gördük. Bu, elinizle sıcak bir tavayı tutmak gibidir. Kısa bir süre sonra acıtacaktır, ve bırakacaklardır.
Tüm Shaumbra’ya, bu varlıklarla ilgili endişelenmemelerini öneririz. Eğer bir şey varsa….etkilendiğiniz herhangi bir şey varsa, bu, bu dünyaya bağlı kalmış varlıklardan kaynaklanmamaktadır. Bu daha çok, bırakmak istemeyen kendi geçmiş veçhelerinizle ilgilidir. Bu veçheleriniz, kendi kimliklerine tutunmaya çalışmaktadır, ve ölmüş olmalarına rağmen, sizde ve sizinle yaşamaya devam etmeye çalışmaktadır, ve yaşamınızı etkilemeye çalışmaktadır. Shaumbra için bunun böyle olma olasılığı daha fazladır.
Bu otostopçuların etkisini hissedecek olursan, sadece bırak gitsinler. Eğer gitmezlerse, o zaman, enerjinden defolup gitmelerini emret! (kahkahalar) Ve mecbur kalacaklar. Mecbur kalacaklar. Sen kendi içinde güçlü olduğun zaman, gitmek zorundalar. Bağırıp çağırabilirler. Ve yaşamında bazı rahatsızlıklara neden olabilirler. Ama sen kendi tanrısallığına sahip çıktığında, gitmek zorundalar. Gitmek zorundalar.
Oh, onlar doğal olarak sana başka şeyler söyleyecektir. Onlar sana, kalabileceklerini ve seni kontrol ettiklerini söyleyecektir. Ama, tanrısallığına sahip çık. Ve onlara, gitmek zorunda olduklarını söyle. Onların korkusu, kimliklerinin ölmesidir. Öldüklerini biliyorlar, ama eski kimliklerini yaşamaya devam etmek istiyorlar. Kimlikleriyle ilgili, düşündüklerinden çok daha fazlası olduğunu farketmiyorlar. Onlar, sandıklarından çok daha muhteşemler. Onlara, gitmelerini söyle.
4.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Selam Tobias. Ben biraz yardımını ya da ip ucu vermeni rica edeceğim. Sen kendine çok güzel bir yuva kurmuşsun. ( Tobias’ın, bugünkü mesajında sözünü ettiği kulübesi) Ben kendim için yeni bir ev arıyorum. Benimle paylaşacağın herşey, makbule geçecek. Teşekkür ederim.
(Soruyu soran kişi mikrofondan uzaklaşmaya başlar)
TOBIAS: Şimdi, biz senden geri gelmeni ve bize “Ne istediğini” söylemeni rica ediyoruz.
4.SHAUMBRA: Ha, oh!
TOBIAS: Bize evini tanımla.
4.SHAUMBRA: Ağaçları ve arkasında akan bir deresi ve çevrede hayvanları olan küçük bir kulübe. (Tobias’ın az önceki mesajında sözünü ettiği eve benzeyen bir ev) (kahkahalar)
TOBIAS : (kendi kendine güler) Bu ev satılık değil! (kahkahalar, en çok da soruyu soran kişi güler!)
Kendin için küçük olandan fazlasını yaratmanı isterdik, sınırsız bir şeyi, şimdiye kadar olduğun herşeyin ve olduğun tümün yansıması olan bir şeyi. Bunu, sevgili varlık, yaşamına getirmeye hazır mısın?
4.SHAUMBRA: Evet, hazırım.
TOBIAS: Hiç bir şartın olmadan mı?
4.SHAUMBRA: Hiç bir şartım olmadan.
TOBIAS: Hiç suçluluk duymadan mı?
4.SHAUMBRA: Duymadan.
TOBIAS: Peki. Öyleyse yarat onu, ve biz de senin için orada olacağız. Sen kendin için bunu yaratırken, tüm Shaumbra orada olacaktır. Ama bunu, sınırları olmadan gerçekleştir. Sınırları olmadan gerçekleştir. Sen, olman gereken yerdesin. Buradasın, çünkü herşey hazırlanmıştı. Herşey, bu zaman için biraraya geldi. Onun için, sen bir kraliçesin ve kraliçe gibi yaşamanı rica ediyoruz senden.
4.SHAUMBRA: Teşekkür ederim.
5.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Merhaba İsrail’deki Joseph. Ve selam Tobias. Erkek kardeşimin gerçekte kim olduğunu açıklayacak bir kitabın yazılması fırsatı çıktı karşıma. Onun öldürülmesini ele alan duruşmalar, kardeşimin kimliğiyle ilgili çok yaygın ve yanlış bir izlenim yarattı. Ben bunun bir beklenti ya da gündem mi, yoksa gerçeğin ortaya çıkmasına niyet etmek mi olduğunu merak ediyorum. Benim niyetim, onun kim olduğunun onaylanmasıdır, böylece kızları bu gerçekle yaşayabilecektir. İnsanların buna nasıl tepki vereceği ya da kardeşimle ilgili fikirlerini değiştirmeleri, gerçekten umurumda değil. Ama sanki, onun gerçekten kim olduğu hiç söylenmedi. Aslında, tam tersi oldu. Onun için, bunun bir beklenti ya da gündem gibi görünüp görünmediğini merak ettim. Ve bu olan bitenlerle ilgili Johnny’nin hissettikleri nedir?
TOBIAS: Ve biz de sana soruyoruz, “Sen nasıl hissediyorsun? Bu projeyle ilgili hislerin nelerdir?”
5.SHAUMBRA: Benim hislerim olumlu. Ben, bir beklentim ya da gündemim olmadığından eminim. Ben, onun kimliğiyle ilgili gerçeğin – çünkü o harika bir insandı – o kitapta olmasını isterdim. Çok yanlış bilgi yayıldı. Öte yandan, babamın yoğun bir şekilde…..onun kalp krizi geçirmesinden korkuyorum. Bunun yapılmasını istediğini söylemesine rağmen, (bu kitabın yazılması) içindeki öfkeyi falan yeniden alevlendirecektir. Ama ben tam olarak…..Johnny nasıl hissediyor, ben bunu merak ediyorum, bilmek mümkünse tabi.
TOBIAS: Sen bu konuyla ilgili endişelere sahipsin. Gerçi hislerinin berrak olduğunu söylüyorsun. Ama biz bunu görmüyoruz. Bu konuda kafan çok karışık, ne yapacağına dair kafan çok karışık. Nasıl bir yol izleyeceğin hakkında, – oluruna bırakmak, ya da bir kitapta açıklamak, ya da ne gibi çözümler üretiyorsan – bunlar hakkında bir fikir yürütmeyeceğiz.
Ama biz burada senin bu sevgili kardeşinle birlikte oturuyoruz, ve o senden basit ve tek bir şey istiyor. (kısa bir duraklama) Öncelikle sana sevgilerini yolluyor. Ama senden, kendi yaşamına devam etmeni istiyor. O kendi yaşamıyla dengede. Çok yakında, çok yakında Dünyaya geri geliyor. Ve senin yaşamanı, ve bu tür şeylerle endişelenmemeni istiyor. Bu olanların tümü uygundu. Bunların tümü, tümü uygundu. Gerçekten, o en az diğer oyuncular kadar bu kurgunun bir parçasıydı. Dünyaya geri gelip, seni candan bir akraba olarak görmek istiyor, geçmişe tutsak olmamış, bu an’da yaşayan candan bir akraba. O seni böyle görmek istiyor.
6.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Bugünkü katkıların için teşekkürler Tobias. Benim yaşantım bollukla dolu, çok arkadaşım ve çevrem var, birçok maddi şeye ve her türlü sevgiye sahibim. Ama zor olan, paranın akması. Son dakikaya kadar bekliyor. Ve şu son, kısacık sürede bile hala gelmiyor, son dakikada bile. Bununla ilgili bir şey söyleyebilir misin diye merak ediyordum.
TOBIAS: Shaumbra olan kişilerin karşılaştığı bu finansal bollukla ilgili meydan okuma, bu genel bollukla ilgili meydan okuma, gerçekten bir meydan okumadır. Ve hepiniz öğreniyorsunuz. Siz bu bolluğa sahip olmaya çalışırken hala eski yöntemleri kullanıyorsunuz. Bunun, an’da olmak kadar basit olduğunu söylüyoruz size, hepinize. O anda ihtiyacınız olan şey, gelecektir size. Sahip olmayı umduğunuz şeyler değil, yolculuğunuz sırasında ihtiyacınız olmayan şeyler değil. Ama işinizi görmek için rahat bir eve ihtiyacınız varsa, olacaktır. Yolculuğunuz için paraya ihtiyacınız varsa, olacaktır. Size gelecektir. Bu, hepiniz için en çok meydan okuyan şeylerden biridir. Siz, enerjinin en son dakikada gelmesine izin vermeyi öğreniyorsunuz. Yaşadığınızı, ve yaşamaya devam etmeyi planladığınızı gerçekten onaylamak, gerçekten kabul etmek, budur!
Shaumbra, ölüm hakkında çok düşünüyorsunuz. Gitmeyi, dünyadan ayrılmayı düşünüyorsunuz. O zaman ne olacaktır? Akış, kesilmeye başlayacaktır! Bizim tarafa geri gelmeyi düşündüğünüzde….biz intihardan söz etmiyoruz. Ama söylediğimiz şudur, geri geleceğiniz, ya da belki gelmek isteyeceğiniz zamanı bileceksiniz, sadece bileceksiniz. Yaşamınızdaki şeyler ölmeye başlar, tıpkı ağaçtaki yaprakların ölmeye başlaması gibi. Enerji kaynağıyla olan bağlantılarını kaybederler, ve düşmeye başlarlar. Kalmayı ya da gitmeyi düşündüğünüz zaman, akışı kesersiniz.
Zamanın her anında yaşamaya başladığınız zaman, tüm enerjiler ağaçtan, dallardan, yapraklara kadar, geri gelmeye başlar. Ve siz, bir kez daha bolluğa kavuşursunuz. Bunun nasıl işlediğini görüyor musunuz? Bu, o kadar basittir ki, sevgili dostlar. Burada olduğunuzu bilin. Her bir anda yaşadığınızı bilin. Bolluk gelecektir size.
7.SHAUMBRA’NIN SORUSU: İyi akşamlar, Tobias. Başkanlık seçimlerinden beri, haber olan herşeye büyük bir kuşkuyla baktığımı farkettim. Ve Bush’un Irak’la savaşmak istemesiyle ilgili verebileceğin bilgiler, gerçekten çok makbule geçecek.
TOBIAS: Bu tamamen insan bilincini simgelemektedir. Bu noktada, savaş tehditleri savurup, gözdağı veren, dualitede sabitlenmiş insanların olmasına ihtiyaç vardır. Bu uygundur bir anlamda, çünkü bu, enerji ağında yapılan çalışmaların bitiş zamanıdır. Çözülmemiş tüm sorunlar, yüzeye çıkmaktadır. Ve dünya üzerinde çözülmemiş çok sorun vardır. Çok sorun vardır. Bunların tümü, haberleri okuyan ya da haberleri dinleyen her insanın, “savaş” denen bu şey hakkında düşünmek zorunda kalacağı, eşsiz bir fırsat sağlamaktadır. Savaşlar olmuştur. Çok, çok uzun zaman önce, siz daha Dünyaya gelmeden çok önce savaşlar olmuştur. İnsanların şimdi gerçekleştirdiği şey, burada, Dünya üzerindeyken, uzun zaman öncesinin deneyimlerinden geçerek, yeni anlayışlara ve yeni bir bilgeliğe varmaktır. Dualiteye bakmak, savaşların değerine – ya da değersizliğine – bakmak, global bir toplum olarak birlikte nasıl yaşanacağına bakmak için eşsiz bir fırsata sahipsiniz.
Biz Shaumbra’dan, ne biri, ne de diğeri için dua etmemesini rica ettik. Biz sizden, kendi tanrısallığınızda dengelenmeniz için, içinize dönmenizi rica ettik. Bu, bilincin değişmesini herşeyden çok etkileyecektir. Bir taraf için dua ettiğinizde, sadece dualiteye katkıda bulunursunuz. Tüm bu eylemlerin bitmesi için dua ediyorsanız, belki de olup bitenin değerini anlamıyorsunuzdur. Ama içinize döndüğünüzde, kendi içinizde dengelenmek ve tamamlanmak için içinize döndüğünüzde, bilinç, belki de savaşların artık gerekmeyeceği bir noktaya varacaktır.
Bu anlaşmazlıklar, bu yılın sonuna kadar, belki gelecek yılda da devam edecektir. Bu sadece, bu noktada yapılan son enerji ağı uyumlamalarına bağlı olan değişimlerin tümüyle ilgilidir. Seçtiğiniz liderler, hatta diktatörleriniz bile, kendi bilincinizin bir yansımasıdır. Onları seçen sizsiniz. Onları makamlara yerleştiren sizsiniz, diktatör olabilecekleri alana izin veren sizsiniz. Liderlerinize baktığınızda, aslında kendinize, bir anlamda, ulusunuza, ve toplumunuza bakmaktasınız. Sizin kimliğiniz neyse, onlarınki de odur.
Bu gerçi burada bulunan hepiniz için çılgın bir süreç olabilir, ama biz gelecek aylarda ne olacağına dair kehanette bulunmuyoruz! Biz bir yanı ya da ötekini tutmuyoruz. Bu sadece dualitenin bir ifadesidir. Bu zor zamanlar sırasında, bu savaş potansiyeli sırasında, finansal iniş çıkışlar sırasında, çevrenizdeki birçok insanın dengesini kaybettiği bu zamanlarda, kendi içinizdeki merkezinizde kalmanızı öneriyoruz hepinize.
8.SHAUMBRA’NIN SORUSU: Selam Tobias. Bu, son sorunun devamı gibi. Dünyadaki politikaların şimdiki haliyle ilgili, ve gerçeğimizle, barışa olan inancımızla dünyaya çıkıp, bunları hem fiziksel, hem de içsel biçimde ortaya koyacak Shaumbra’ların ve Işık İşçilerinin oynayacağı rolle ilgili.
TOBIAS: Ve, bunu nasıl gerçekleştirmeyi düşünüyorsun? (kahkahalar)
8.SHAUMBRA: Ortaya çıkıp, gerçeğimi ifade ederek.
TOBIAS: Ve gerçeğin neye benziyor? (hem izleyiciler, hem de soruyu soran güler) Gerçeğin, bir gündemi, bir beklentiyi içeriyor mu? Gerçeğin, bir kitabı mı temel alıyor? Yoksa gerçeğin, kendin için keşfettiğin şeyi mi temel alıyor? Kendi kendine ve kendi içinde keşfettiğin şeyi nasıl ifade edersin ve nasıl paylaşırsın?
8.SHAUMBRA: Ben bunu, herkese, işin içinde olan tüm taraflara sevgimi yayarak paylaşırım. Ve benim sorum…..sadece gerçeğin içinde oturmakla, dış dünyada eyleme geçmek arasındaki ince çizgiyle ilgili.
TOBIAS: Peki. Ve bu süreçte olan şudur, kapına gelene kadar yapmak zorunda olduğun bir şey pek yoktur. Ama kapına geldiğinde, onunla dans etmek zamanıdır. Bununla söylemek istediğimiz, tetikte olman gerekmediğidir. Dışarı çıkıp da, dünyaya şunu ya da bunu yapması gerektiğini bildirmek zorunda değilsin.
Başından beri Shaumbra’ya söylediğimiz şey, kendi tanrısallığına tutunmayı öğrenmesidir. O zaman insanlar tek tek, sonra gruplar halinde, ve daha sonra daha büyük gruplar halinde, size gelecektir. Sahip olduğunuz şeyin ne olduğunu görmek için geleceklerdir. İnsan halinizde ifade bulan tanrısallığınız, kitaplara, sözlere, eylemlere oranla, çok daha fazla etkileyecektir onları.
Bu, Yeni Bir Enerjidir, ve Eskisinden farklıdır. Dışarı çıkıp da, işaretler vermek ya da bayraklar sallamak zorunda değilsiniz. Dünyayı kurtarmaya çalışmak zorunda değilsiniz. Bu dünyanın hali iyidir. Dünya kendi kendine eğlenerek, bir oyun oynamaktadır şu anda. Buna saygı duyun. Oyunu oynamaktan bıkanlar size geldiği zaman, çalışmanın başlama zamanıdır. Zaman, o zamandır.
Biz, birşeyler YAPMAK istediğiniz için, Shaumbra’yı bu kadar seviyoruz. Etkin olmak istiyorsunuz. Dışarı çıkıp, dünyayı değiştirmek istiyorlar. Ama sevgili dostlar, değişime hazır olan dünya size gelecektir. O zaman, o anda ne yapmanız gerektiğini bileceksiniz.
Birçoğunuz şu soruyu sormaktadır, “Kapıya vurulduğunu duyduğumda ve insanlar bana gelmeye başladığında, ne yapmalıyım Tobias? Ne yapmalıyım?” An’da olmalısınız. Eğer o anda hala ne yapacağınızı bilmiyorsanız, bu bilgi size gelmediyse, onlarla birlikte an’da oturun ve yaşamı nefesinizle içinize çekin. Bu, harika bir şeydir. Ondan sonra ne yapacağınızı bileceksiniz.
Biz size saygı duyuyoruz, çünkü dünyadaki acıyı ve ıstırabı görüyorsunuz. Ve dünyanın gerçek bir sevgi alanı olma potansiyelini görüyorsunuz. Dünyanın, her insanın kim olduğunu, ve nasıl birliğin bir parçası olduğunu bildiği bir yer olmaya başladığını görüyorsunuz. O gün gelmektedir. Sadece biraz çalışma gerektirecektir. Onun için buradasınız. Onun için tüm Shaumbra buradadır – birbirine yardımcı olmak için, ve sonra da birçoklarına yardımcı olmak için. Gelecekler size. Gelecekler.
Bu arada Shaumbra, sıkı tutunun, sıkı tutunun. Önünüzde hala zor zamanlar var. Bizim taraftan görebildiğimiz çok dengesizlikler var. İnsanların, deneyimlemek için ne seçeceğini tam olarak bilmiyoruz. Ama bunun, biraz çalkantılı bir dönem olabileceğini görüyoruz. Tanrısallığınıza sahip çıkın. Ve anlayın sevgili dostlar, ölüm diye bir şey yoktur. Her anınızda yaşamla dolu olun.
Sizinle paylaşmak için, birlikte olmak için, gelecek ay geri geleceğiz. Bu arada, geçeceğiniz deneyimlerde yanınızda yürüyeceğiz. Sizinle paylaşmak için burada olacağız. Ama bu arada, bugün buraya gelen ve yakınlarda dünyadan ayrılmış olan yüzlerce ruhun, daha önce dünya üstünde hiç görmedikleri bir şeyi burada gördüklerini anlayın. Siz bir fark yarattınız. Onlar, perdenin bizim yanında bundan söz edeceklerdir. Ve insan biçimini alıp da Dünyaya geri geldiklerinde, bu enerjiyi hatırlayacaklardır.
Sizi candan seviyoruz, ve hiç bir zaman yalnız değilsiniz.
Ve öyledir!
Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir.
Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.
e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.