Geoffrey Hoppe’nin Shaumbra dergisinin Aralık sayısına yazdığı makale.
Tasarlamak, Yaratmak ve Tezahür Ettirmek
Yazan, Geoffrey Hoppe
Çeviren : İlker Ünlü
Shaumbra arasındaki en büyük sorulardan biri ‘yaratım ve fikirlerimi nasıl tezahür ettirebilirim?’ sorusudur. Bu makaleyi tam da ateşleyen de bu konu üzerinde yakın zamanda yaptığımız bir sohbet oldu.
Bilinçli yaratım süreci genellikle esinle gelen bir fikirle başlar. Bir gün duşta olabilirsiniz ve aniden yeni bir şarkı yazma, daha iyi bir fare kapanı kurma, yeni bir yazılım geliştirme ya da özel bir restoran açma fikri geliverir. Bu, insanlığa yardım edecek ya da hayatınızdaki küçük bir problemi çözecek bir fikir olabilir. Bu, size zenginlik ya da ün getirecek potansiyele sahip olan veya tutkunuzu körükleyen bir şey olabilir.
Bu esin tanımlayıcı bir andır. O, sizin kendi ‘rüya’ âleminizden gelmiştir. Diğer bir deyişle diğer âlemlerde, çoğu fikrin doğduğu kendi yaratıcı alanınızda bu ilhamı tasarlamakta ve keşfetmekteydiniz. Şimdi insan gerçeğinizdeki bilincinizi bu fikri ‘hatırlamak’ üzere açmış oldunuz. Bu anlar genellikle sevinç, akış, coşku, iyimserlik ve büyük resmi görme yeteneği ile doludur. İlham öylesine dinamiktir ki onu nerdeyse tadıp hissedebilirsiniz.
Fikir, bilinçli aklınıza gelmek için doğru fırsatı bekleyerek yaratıcı âlemlerinizde süzülüp durmaktaydı. Yaratıcı âlemlerde, fikir yoğun 3B sınırlamalarıyla ya da insan gerçeklikleriyle engellenmiyordu. Fikir, zaman, maddi kaynaklar, insani süreçler ya da reddedilme korkusu tarafından sınırlanmayan özgür bir kuş gibiydi. O sadece doğmayı bekleyen mükemmel ve ham bir fikirdi.
Bundan sonra olan şey çok önemlidir: Fikri fiziksel olmayan âlemlerde tutmaya devam edebilirsiniz ya da tezahür etme sürecini başlatmayı seçebiliriniz.
Bu anda, net ve bilinçli bir seçim yapma yeteneği, tezahür ettirmede en önemli faktörlerden biridir. Çoğu insan, hâlâ içlerinde coşkuyla dolu olsalar da, bu seçimi yapmakta başarısız olurlar. Sonra tezahür etme süreci zihinselleşmeye/sınırlanmaya başlar ve insan gerçekliği tecrübesinin bir parçası olma gerçek şansına bile sahip olamadan yaratıcı âleme geri döner.
Tutkulu enerjilerin yanı sıra tezahür ettirmek için net bir seçim yapmak, fikri bu fiziksel gerçeklikte demirler. Şimdi onunla bağlantılı enerjiler, bu âlemde diğer destekleyici enerjileri toplamaya başlayabilir. Diğer bir değişle, onu bu hayata getirme sürecinde yardımcı olacak diğer insanlar ve kaynaklarla bağlantı kurmaya başlayabilir. Pek çok fikir, yaratıcıları enerjilerini burada dünyada demirlemek yerine diğer boyutsal alanlarda tuttuğu için gün ışığını asla göremez.
Bu aşamaya ulaştığımda genelde defterimi çıkarır fikirleri yazmaya başlarım. Zihinsel ve sınırlı olma eğilimine karşı dirençli olurum. Zamanın ve paranın nerden geleceği konusunda endişelenmem. Düşünceleri organize bile etmeye çalışmadan fikrin kâğıt üzerinde genişlemesine izin veririm. Sadece anahtar kelimeleri not alır, küçük resimler çizer ve rastgele aklıma gelen şeyleri kaydederim. Bazen karalamalar ve notlarla bir düzineden fazla sayfayı doldururum.
Sonra hepsini birkaç gün kenara bırakırım. Bu, aklım onun üzerinde meşgul olmaksızın ya da niçin gerçekleşemeyeceğine dair tüm o nedenlerin içine gömülmeden, fikrin bu gerçeklikte adeta kuluçkaya yatmasına izin verir. Fikre birkaç gün sonra geri döndüğümde, potansiyellerin ayakları daha yere basan sezgisel hissine, kendi hevesimin daha iyi bir kavrayışına ve hepsini gerçekleştirme arzusuna sahibimdir. Bu bir diğer önemli karar anıdır: Bu projeye gönülden bağlanmaya hazır mıyım, yoksa onun yaratıcı âlemlere geri dönmesini kabulleniyor muyum? Fikri takip edeceğimi farz ederek fikrin ilk çıkış yaptığı orijinal hisse geri dönerim. Projenin 3B zorlukları daha sonra beni baskıladığında, onu daha sonra devam ettirebilmem için bu hissin sağlam bir şekilde yerleşmesine ihtiyacım olacaktır.
Şimdi tezahür ettirme zamanıdır. Fikre bağlı olarak, paraya, profesyonel yardıma, zamana, bir kitap yazmak için sabra, pazarlama asistanına vs ihtiyaç duyabilirisiniz… Bu liste böyle uzayıp gider. Tüm bunları nasıl bir araya getireceğinizi merak ederken bu noktada kolaylıkla hevesiniz kırılabilir. Bunun sizi durdurması yerine, fili her seferinde bir ısırık alarak yemeğe başlayın. Yaratımın bir noktasında çıkmaz sokakla karşılaştığınızda, bir diğeri üzerinde yoğunlaşın. İnternete girin ve araştırmaya başlayın. Sezgilerinizin sizi doğru web sitelerine nasıl yönlendirdiğine inanamayacaksınız. Size rehberlik edebilecek ya da sizi bir başkasıyla tanıştırabilecek kişilerle konuşmaya başlayın. Proje sizin tahmin ettiğinizden iki kat daha fazla zaman ya da para gerektirecek gibi görünmeye başlarsa ümidiniz kırılmasın. Genellikle öyle olur. Kişisel tecrübeme dayanarak hemen her ana projede aksaklıklar çıktığını size söyleyebilirim. Birileri sizin tahmin ettiğiniz gibi çıkmayabilir. Kanuni ya da maddi sorunlar baş gösterebilir. Paranız çabucak bitebilir. Bu noktada moral bozukluğuyla havlu atmak, hatta bunun zaten çılgınca bir fikir olduğunu düşünmek çok kolaydır. Bu tam da fikir ilk geldiğinde hissettiğiniz o ilk coşkuya geri dönme zamanıdır.
Fikirleri bu gerçekliğe taşımak bir sanattır. Herkese yaşamının şu ya da bu anında esin gelebilir, fakat çok az insan gerçekten onu tezahür ettirebilir. Onların en büyük korkusu işe yaramayacağıdır. Ancak gerçek bir Yaratıcı aslında bunun hiç de önemi olmadığının farkındadır. Gerçek keyif, yaratma sürecinin kendisindedir. Çoğu insan birkaç engelle karşılaştığında vazgeçer; oysa gerçek Yaratıcı engellerin kendi yaratıcı becerilerini geliştirmek için sadece yeni fırsatlar olduğunu bilir.
Yaratımı, bir Yaratıcı olduğumu bana hatırlattığı için seviyorum. Erişkin hayatımdaki fikirlerimin yaklaşık yarısı başarılı olmuştur ve diğer yarısı da yarı yolda kalmıştır. Fikirlerin çoğu bir noktada başka insanları da içermiştir, ve diğerleri kendi başıma tezahür ettirebildiğim fikirlerdir. Bu fikirlerden biri bir gün bir müşteri ile öğle yemeğinde gelmişti. Onu, bir peçetenin arkasına not almıştık. Bugün o fikir, 300’den fazla çalışanıyla uçaklara internet ve iletişim sağlayan önde gelen bir şirkettir. Eşim Linda ve Joe Rumbolo ile birlikte geliştirilen başka bir fikir ise şu anda doğum aşamasındadır ve bir aydan kısa bir süre içinde ortaya çıkacaktır. Bu fikir, uluslararası spiritüel haberler ve bilgi radyo ağı olan the Awakening Zone (Uyanış Alanı)dır.
Yaratmanın keyfi gibisi yoktur. Temel prensipleri anlamak korku ve belirsizliğin çoğunu alıp götürmektedir. Bunun akıllı ya da şanslı olmakla ilgisi olmadığını anlamaya başlarsınız. Her şeyin, kendinizin bir Yaratıcı olmasına izin vermenizle alakası vardır.