Şaud 7: “Nhahyu”

Adamus Saint Germain’in katılımıyla, Kanallık, Geoffrey Hoppe

Kırmızı Çembere sunulmuştur
1 Mart 2008
www.crimsoncircle.com – www.kirmizicember.org

Ben O Ben’im, O Ben’im Ben O Ben, kıyaslanamaz, (dine karşı) saygısız, kutsal değil ama bütün olan Adamus Saint Germain. (izleyiciler alkışlayarak tezahürat yapar) Bugün erken başlayacağımızı bildiren mesajımı almayanların, vay haline! (kahkahalar) Şambra, Şambra, Şambra. Ben onu (mesajı) gönderdim, siz onu hissettiniz, ve duymamış gibi davrandınız. (Saint Germain günün kanallığına normal zamandan yaklaşık 90 dakika önce başladı.)

Biz bugün hisler hakkında konuşacağız. Biz, zaten bildiğiniz şeylere dayanarak davranmaktan, hislerinize dayanarak davranmaktan söz edeceğiz. Bugün, türlü nedenlerden ötürü bu Şaud’un erken yapılacağını duyurduk, ki nedenini de bir dakikaya kadar açıklayacağım. Ama bunu yapmadan önce, Issah’dan dönen Linda’nın doğumgününü kutlamak ve mutluluklar dilemek istiyorum. Sevgili Linda, seni böyle pırıl pırıl parlarken görmek ve ama o uzun uçak yolculuğundan ve saat farkından ötürü de böyle yorgun görmek ne mutluluk. (kahkahalar) (Linda, “teşekkür ederim” der) Böyle uçak-yolculuğu-yorgunu olduğun zamanlarda sende şöyle bir hoşluk oluyor; sen yüreğine dönüyorsun, kafandan çıkıyor, görkemli gerçek benliğinin ışıyarak ortaya çıkmasına izin veriyorsun. Böylece gerçekten, mutlu yıllar ve bir dolu değişimin olması dileğimizle! (kahkahalar)

Böylece, sevgili Şambra, bugün bu Şambra toplantısını türlü nedenlerden ötürü erkene aldım. En sevdiğim konulardan ikisi üzerine bazı bilim adamlarıyla birlikte yaptığım kapsamlı çalışmaların tam ortasındaydım. Biri, yeni enerji, evet, öncelikle de suyla. Şu anda, suyun gerçekte ne olduğunu, moleküllerin ve atomların ve hatta bazı atom-altı özelliklerin ne olduğunu anlamaya çok, çok yaklaşan bazı bilimsel gruplar ve bazı bireyler var, ve bu anlayış Dünya’daki eski enerji sorularına yanıt olacaktır. Ve ben yalnızca yakıttan söz etmiyorum. Ben bilinçten söz ediyorum. Bakın, onlar birbirleriyle çok yakından ilişkilidir.

Şunu söyleyeyim ki, kendi yaşam sürecinizde, suyun ve bilincin gerçek kapasitelerinin ve onlarla neler yapılabileceğinin nasıl muhteşem bir şekilde açığa çıktığını göreceksiniz. Şu an geçerli olan tüm Eski Enerji sistemleri ve yapılaşmaları kökünden sarsılacak, ama biliyorum, onu alaşağı etmek için yuhalayacaksınız. Çünkü Dünya’daki birçok şeyin yapılma/gerçekleştirilme biçimi altüst olacak. Siz bu yüzden finans sistemlerinde, hatta politikada, eski tarzda yapılan birçok şeyde çok hızlı bir değişim görmektesiniz.

Şambra, sizin öncü bilinç çalışmalarınız bunu mümkün kılıyor. Bunu bilseniz de, bilmeseniz de, bilinç çalışmalarınız, sizin hissettiğiniz ve anladığınız şeylerin birçoğunu anlamayan bu bilim adamlarına ve araştırmacılara, sizin deyiminizle enerji ya da özü sağlıyor. Böylece, gerek sizinle gerekse bu bilim adamlarıyla birlikte çalışmanın sonunda bu yeni enerji kaynağı yakında ortaya çıkacaktır.

Yakın işbirliği içinde çalıştığım bir başka grup daha var. Bu, özellikle de fiziksel bedenin – fiziksel organların – yenilenmesi üzerine çalışan bilim adamlarından oluşan bir grup. Onlar şu anda, garip ama, kök hücre araştırmaları dediğiniz şey üzerinde, ve öncelikli olarak da bedenin yeniden saç üretme yetisi üzerinde çalışıyorlar. Saç. Özellikle erkeklerin sahip olduğu bir görünüş sorunu – saçın dökülmesi sorunu – üzerinde çalışıyorlar. Ama bu araştırmanın sonucu olarak, çok, çok basit ama derin bir düzeyde, bedenin kendini nasıl yenileyebildiğini keşfedecekler. Bu yine, bilinç enerjisiyle birlikte iyi bir bilimsel araştırmanın, ama öteye geçen bir araştırmanın bileşimini talep ediyor.

Ben ayrıca erkekler için saç çıkartıcı olarak piyasaya çıkacak bu ürünün pazarlanmasında aktif bir rol üstlenmek istiyorum. Bu ürüne şöyle bir ad koymalarını öneriyorum; “Adamus: Yeniden erkek olmak isteyen erkekler için.” (yoğun kahkahalar, Adamus güler) Ama benim bu iki grupla yaptığım çalışma, şu anda dünyada olagelmekte olan bir durum yüzünden kesildi. Bu durumun Orta Doğu’da olduğunu söylemek zorundayım, ve bu öyle bir durum ki, önünüzdeki dört ya da beş gün içinde ortalık cehenneme dönebilir.

Güncel Olaylar

Şimdilerde çok sayıda eski gerilimler/gerginlikler yüzeye çıkıyor. Biz gerek Yerküre içindeki gerilimlerden gerekse insanlar arasındaki gerilimlerden söz ediyoruz. Bu, benim Paskalya öncesi türünden diyeceğim bir enerji, ama muazzam miktarlarda eski öfkeleri, eski pişmanlıkları ortaya çıkartıyor ve özellikle Eski Enerjiye tutunuyor. Bu, İsrail’deki Şambra toplantısının – ve biz burada elbette Şambra’yı suçlamıyoruz – hemen ardından yüzeye çıktı. Böylece ben bu Orta Doğu ülkesinde Şambra’yla ve birkaç başka spiritüel grupla çalışıyordum ve şu anda patlamaya çok hazır olan bu durum için yeni çözüm potansiyellerinin yolunu açmaya uğraşıyordum.

Bu noktada şunu söylemem gerekiyor; öncelikle İsrailli olup da bunu dinlemekte olan tüm Şambralar, özellikle de şu son iki haftadır hissettiklerinizin nedeni budur. Siz, bu muazzam gerilimin ve çatışmanın yüzeye çıktığını hissediyorsunuz. Ve birçoğunuz şu anda benimle çalışıyor, tüm bu insanca ıstıraplardan ve savaşlardan ve cinayetlerden geçmek zorunda kalmadan açık, net bir çözüm potansiyelinin ortaya çıkartılmasına yardım ediyorsunuz.

Bu duruma kendi arzularını dayatmaya çalışmak ya da kendi düşüncelerini dayatmaya çalışmak, çok farklı bir şeydir. Bir an için kendinizi geri çekin. Burada, Orta Doğu’daki insan bilincinde çok değişken, çok patlamaya hazır bir durum var. Bu bölgede yüzyıllardır üstüste binen eski katmanlar – özellikle de dini katmanlar ve güç katmanları – mevcut.

Bu nedenle, kendi kişisel iradenizi ve arzunuzu, hatta barış diyeceğiniz şeye duyulan arzuyu, ya da bir tarafın diğer tarafa hükmetmesi ya da bunun gibi bir arzuyu dayatmak istemezsiniz, çünkü kendi enerjinizi – yüklü bir enerjiyi – çok patlamaya hazır bir duruma eklemiş olursunuz. Ama şunu yapabilirsiniz, bir çözüm potansiyelini – potansiyelini – ortaya çıkartır ve onu genişletirsiniz. İşte o zaman liderler ve savaşçılar – bu bölgelerde yaşayan insanlar – seçimleri bu yönde olursa bu potansiyelleri alıp kabul edebilirler. Siz, daha yüksek bir bilinç potansiyelinin onlar için orada olmasına izin vermiş olursunuz.

Ve aslında, o eski savaşçı yollarını mı seçmek isteyecekleri, ya da bilinçte geri geri mi gitmek isteyecekleri, yoksa şeyleri yapmanın/gerçekleştirmenin daha-yüksek-bir-bilinç tarzını mı seçecekleri, onlara kalmış bir şeydir.

Böylece, hepiniz Şambra, ister İsrail ülkesinde ve onu kuşatan ülkelerde olun, ister bugün burada oturuyor olun, derin bir nefes alın. Bir an için daha-yüksek-bir-bilinç çözümünün enerjisini hissedin.

(duraklama)

Şimdi onu genişletin…

Genişletin. İttirmeyin. Kimseye zorlamayın. Kimsenin zihnini ya da bedenini manipüle etmeye kalkmayın. Bunun psişik kontrolle ilgisi yoktur. Bu, yeni ve daha yüksek bir potansiyelle ilgilidir.

Bu aslında çok basit bir şeydir ve sizin bir bağlantı kurabilmeniz gerekir. İnsanlar bazen daha yüksek bir yolun olabileceğini anlamıyorlar. Kendi eski inançlarına, kendi eski çözüm düzeylerine öylesine sıkışıp kalıyorlar ki, şeyleri yapmanın ya da gerçekleştirmenin yeni ve daha yüksek bir bilinç yolunun olabileceğini hayal bile edemiyorlar.

Ama sizin ve başka Şambra’ların onu almak isteyen herkese gönderdiğiniz bu küçük potansiyel baloncuğu geliyor ve hemen onlara doğru süzülüyor. Bu insanlardan bazısı şu “Haa” anlarından birini yaşayacak. Bazısını da pas geçecek, çünkü bu insanlar kendi tarzlarına ya da biçimlerine öylesine sıkışıp kalmışlar ki. Ama bazısı da, belki bir lider, belki ordudaki bir general, belki şu anlarda, gerçekten, bir roketi fırlatmaya hazırlanan bir terörist, yeni ve farklı bir yolu içeren o potansiyellik baloncuğunu alır, ve yeniden düşünmek için bir an durur. Ve o roketi fırlatmak yerine, kendi ruhuyla ve sonuçta kendi benliğiyle konuşmaya başlar.

Böylece, görüyorsunuz, sizin gibi üstatların çalışmaları yalnızca kendi daha-yüksek bilinç düzeylerini değil, ama bunun dünyada hazır olan insanlarla paylaşılmasını da kapsıyor.

Yani bugün bu toplantıyı erkene aldık, çünkü ben her zamanki gibi oldukça meşgulüm. (bazı gülüşmeler) İşime geri dönmek zorundayım. Tobias… Tobias nerede, diyorsunuz. Tobias’ın, Hollanda’daki o yoğun çalışmalardan sonra bir tatil yapması gerekti. Ayrıca İspanya ülkesinde, en sevdiğim yerlerden biri, yakında vereceği Tutku okulu için de hazırlanıyor. Ve ben, Adamus Saint Germain, kanallık seminerini yöneteceğim – yani bu atölye çalışmasına yazılmış olanların vay haline! (Saint Germain güler)

Aslında Tobias şu an arada bir çıkıp da Dünya üzerindeki insan bilincinin ölçümünü yapan Kırmızı Meclis’ten bir grupla çalışıyor. İnsan bilincinin şimdiye kadarki en yüksek yerde olduğunu eklemek ilginç olacaktır. Biz, bizim tarafta bir ölçü kullanıyoruz – büyük değişimler zamanı 2.000 yıl öncesinin ölçüsü – ve biz bu ölçüye basitçe “bir” diyoruz. 1 rakkamı. Bu, çağdaş zamanlarda ölçmeye başlamamızdır.

Hayal edebileceğiniz gibi, 2.000 yıl önce bilinç oldukça düşüktü. Insanların zihinlerine ve kalplerine bakabilseydiniz, düşüncelerin pek ilkel olduğunu görürdünüz. Deyim yerindeyse, sanki düşünceler hiç bir boyuta sahip değildi. İnsanlar ayaklarının altındaki toprağın ve önlerindeki yemeğin ötesindeki bir şeyi anlamakta zorlanırdı. Böylece biz bunu bir “1” olarak kullanıyoruz. Ve son kez bir ölçüm yapıldığında, yaklaşık yedi ay önce, ölçüm, 2.000’in üzerindeydi. Ve bu – nasıl desek – devasa bir sıçrama, 2.000 yıl öncesiyle kıyaslandığında Dünya bilincinde bir kuantum sıçramasıdır. Hani neredeyse, o zamandan beri bilincin 2.000’le katlanarak arttığı söylenebilir.

Bu değişim, dünya çapındaki bilinçte meydana gelen bu hızlı değişim, türlü şeylere yol açıyor. Bugünün başında da tartışıldığı gibi, şu anda şeyleri yüzeye çıkartıyor, bunlar tam anlamıyla ister mağaralara, ister toprak altına ya da denize saklanmış şeyler olsun. Bu değişim yalanların da yüzeye çıkmasına neden oluyor – eski yalanların – hani… neyse, o kilisenin adını vermeyeceğim… (Adamus ağzında çabucak “Katolik” diye geveler ve izleyiciler çok güler)

Bu şeyler şu anda yüzeye çıkıyor, ve hatta iş dünyasında ve politikada ve psikolojide, tüm bu alanlarda çok çağdaş olan şeyler bile. Bunların hepsi şimdi yüzeye çıkıyor çünkü bilinç çok yüksek, yüksek bir düzeyde.

Böylece Tobias ve Meclis’ten bazı başka varlıklar şu an Dünya bilincinin, bizim meleksel bilimsellikle diyeceğimiz ölçümünü yapıyorlar. Tobias’ın, bir sonraki Şaud için geri geldiğinde sizlere bundan söz etmek isteyeceğini biliyorum.

Böylece, burada olmamın nedeni bu, bugün böyle acelemin olması da bundan, ve Şaud’a başlamadan önce size bir sorum var. Kolay yolu mu istiyorsunuz? (kahkahalar) Yoksa zor yolu mu istiyorsunuz? (İzleyiciler yanıtlar, “kolay”)

Şimdi, ben ne söylediğinizi duyuyorum, kolay yol diyorsunuz, ki bu da bunu kısa ve basit tutacağız anlamına geliyor, ama topluluklarda her zaman zor yolu isteyen biri çıkar. Her zaman biri çıkar.

Ben bir an durup, çıkan o sese konuşmak istiyorum. Neden zor yolu istiyorsun? Yaşadığını hatırlaman için hayatındaki şeylerin zor mu olması gerekiyor? Istırap çekmiş olduğunu hissedebilmen için mi şeylerin zor olması gerekiyor? Meydan okumaları mı seviyorsun? Yaşamı çiviler döşenmiş bir yolda geri geri giderek mi yaşamak istiyorsun? (bazı gülüşmeler)

Biz bazen grupta bulunan ve zor yolu isteyen bu hastalıklı insanlara şaşıyoruz. Kolay yol sanki onların kulağına fazlasıyla – sizin deyiminizle – sıkıcı ya da yavan, kolay geliyor. Bu nedenle de zor yolu istiyorlar. Zor yolu seçtiğin zaman sana bir rozet daha takmazlar ya da bir ödül ya da kurabiye ya da herhangi bir şey vermezler!

Şimdi derin bir nefes alalım… seni bugün okuldan sonra göreceğiz (kahkahalar)… geri kalanınız için, haydi kolay yoldan gidelim.

Alıp Kabul Etme Nefesi

Birlikte derin bir nefes alalım. O alıp kabul etmenin nefesiyle başlayalım… alıp kabul etme nefesiyle. Alıp kabul etme nefesini, sabahları ilk iş ve gün bitiminde de son iş olarak yapmanız konusunda sizi yüreklendiriyorum. Bu, yapacağınız en kolay şeylerden biridir.

Alıp kabul etme nefesi, zorlanmaz. O bir seçimdir. Alıp kabul etme nefesini aldığınız an, kendinizi fiziksel Dünya’nın, fiziksel evrenin, cennetlerin ve tüm boyutların sunmaya hazır olduğu armağanlara açarsınız. O alıp kabul etme nefesini aldığınız zaman, enerjilerin, bilincin, ve sonra tüm belirli veçhelerin, tüm belirli unsurların gelip size hizmet etmesini sağlayan tüm yollar ve tüm koridorlar açılır.

Bu hiçbir çabayı gerektirmemelidir. Basit ve bilinçli tek bir nefes olmalıdır, ya da seçiminiz buysa birçok nefes. Onun için yalvarmanız gerekmiyor. Tekniğiniz hakkında kaygılanmanız gerekmiyor. Bu, yüreğinizden gelmelidir.

O alıp kabul etme nefesini aldığınız an, inanılmaz bir işlem başlar. İşlem, bir yüksek bilinç düzeyinde başlar, çok-boyutlu, kişisel bir içsel düzlem sizi açmaya başlar. Bu, bilinç formunda gerçekleştirilir ki herhalde herşeyin en yüksek formu budur. Ve yine, bilincin kendisinin enerji olmadığını anımsayın. Bilinç, enerjiyle birlikte çalışır. Bilinç, enerjinin ustasıdır. Bilinç, nötr halde dinlenen ve bilinçten gelecek emirleri bekleyen enerjinin uyarılmasını sağlar.

O alıp kabul etme nefesini aldığınız zaman, aktive eder. Tüm enerjileri aktive eder, ve bilinçten elektrum (altın ve gümüş alaşımı) diyeceğiniz enerjiye… en sonunda kristalin hallerden de getirilecek enerjiye doğru yol alır. Kristalin haller, alıp kabul etme seçimiyle aktive olan fikir/düşünce halleridir. Bilinçten gelerek kristalinden geçer, elektrumdan geçer ve sonra maddeye, sizin bilinen gerçekliğinize girer. Ve yolunu da, seçiminiz bu yöndeyse, nefesle bulur ve bu yoldan hayatınıza çok basit ve çok etkili bir biçimde girer. Ve sonra sizin yapmanız gereken çok az bir şey kalır. Bazılarınız… (su, lütfen) bazılarınız… (Saint Germain güler). Bunu isteyeceğimi hissettin değil mi. (Linda, “Evet, efendim” der)

Bazılarınız bunu deneyimliyordu. Ne kadar az iteklerseniz, o kadar çok şey olur. Şeyler hakkında ne kadar az kaygılanır da zorlamaktan kaçınırsanız, o kadar kolaylaşır. Şeylerle ne kadar az savaşırsanız, yaşamınız da o kadar yumuşak akar. İmgeleme ve mantra ve onaylama ve zihin oyunları gibi o eski küçük hokus pokus şeylerini ne kadar az yaparsanız, şeyler de o kadar kolaylaşır. Yaşamınızda sadece seçimler yapabilir ve hayatınızın keyfine varabilir ve herşeyin size nasıl geldiğini izleyebilirsiniz. O tezahür eder.

Bu, sizin teori diyeceğiniz bir şey değildir. Bu, bilincin ve enerjinin çalışma biçimidir. Onlar hep bu şekilde çalıştılar ve hep de bu şekilde çalışacaklardır. Bilinç, tanrısaldır. Tanrısal, Üstattır, ve Üstat bilince hizmet etsin diye tüm enerjileri toplayıp özetler. Siz bilinçsiniz. Siz Üstatsınız. O alıp kabul etme nefesini alırsınız…. haydi bir kez daha yapalım – bilinçli alıp kabul etme nefesi…

(duraklama)

Şimdi, işte bu noktada başınızı derde sokuyorsunuz. Zihniniz hemen devreye giriyor ve formülleştirmeye çalışıyor, ve kontrolü ele almaya çalışıyor, şöyle demeye başlıyor, “Ben şimdi bunu doğru mu yapıyorum? Enerjiyi kristalinden elektruma, oradan da maddeye doğru biçimde mi getiriyorum?” Bunu bırakın. Herşey çok doğaldır.

Zihnin oyunu başladığı an, özgün seçiminizin tüm dinamiğini değiştirmeye başlar. O yüksek düzeyli seçimi karmakarışık eder ve aslında burada, bu üçüncü boyuttaki gerçekliğinizde de onu engeller, çünkü bir anlamda ruhun sizi, istediğiniz oyunu oynamanıza izin verecek kadar çok sevdiği de söylenebilir. Zihin oyunları oynamak istiyorsanız, kolay, doğal enerjileri engellemek istiyorsanız, bunları yapmanıza izin verecektir.

Tanrısallık – sizin tanrısallığınız – her zaman insan yanınıza şefkat duyacak ve onu onurlandıracaktır, bu nedenle de insan yorulana dek ve bu oyunları oynamaktan vazgeçtiğine dair açık, net bir seçim yapana dek, bu doğal bilinçsel ve enerjisel işlemin olmasına, yalnızca olmaya, yalnızca olmaya izin verene dek, insanın oyun oynamasına izin verecektir.

Alıp kabul etme seçimini, bu bilinç seçimini yaptıktan sonra, hayattan zevk almanızı sağlayan şeylere dönün. Yürüyüş yapın… ha, biz ille de televizyonlarınızın karşısında oturmanızı önermiyoruz, ama yürüyüş yapın. Arabaya binip gidin. Harley’inize binin! (dışarda gürleyen bir motorsiklet sesi izleyicileri güldürür) Keyif aldığınız bir şey yapın, ve sonra da şeylerin eşzamanlı olarak yaşamınızda nasıl olmaya başladığını izleyin.

Şimdi, eşzamanlılık meydana geldiği zaman, tüm bu şeyler gelmeye başladığı zaman, evet, kendinizin insan veçhesi olarak eyleme geçmek isteyeceğiniz bir noktaya ulaşacaksınız – o enerjilerle oynamak, çalışmak, onları bir yaratım haline sokmak – ama bunun aslında çok kolay olduğunu göreceksiniz. Eğer herhangi birinizin yaşamında şu an zorluklar varsa, iki nedenden biri şudur: temelde çevrenizdeki insanların bilincinizi kontrol etmesine izin veriyorsunuzdur, onlara boyun eğiyorsunuzdur; ya da enerjilerin sizin adınıza iş görmesine izin vermiyorsunuzdur, çünkü hâlâ bunu zor yoldan yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuzdur.

Bunu çok küçük çapta da olsa, anlayabiliyorum, çünkü binlerce yıldır zor yoldan gerçekleştirmenin kalıplarına sahipsiniz. Kendinize bunu kolay yoldan gerçekleştirme, çabalamaktan vazgeçme fırsatı verin, ve şu an bazı zihinleri duyabiliyorum – “Ama Adamus, anlamıyorsun…” Hayır, anlıyorum. Siz bir oyun oynuyorsunuz, salaklık ediyorsunuz, (kahkahalar) oyundan hoşlanıyorsunuz! “Evet ama, ama, ben farklıyım.” Evet öylesin, ama bir oyun oynuyorsun. Enerjilerin doğallıkla ve kolaylıkla sana hizmet etmesine izin verecek bir fırsat ver kendine. “Evet, bugün bunu zor yoldan yapalım” demek için yükselen o ses ve kalkan o el olma. Buna gerek yok ve bir sebep de yok.

Bir alıp-kabul-etme nefesi daha alalım, ama bu kez kolay olanını. Bırakın doğrudan bu gerçekliğe aksın. Ve evet, bu arada, buna değersiniz. Değersiniz. Bırakın doğrudan içeriye aksın.

(duraklama)

Gerçekten de. Şimdi bugünün konusundan söz edelim. (İzleyicilerin arasından biri “İyi” der, Saint Germain gülmeye başlar) Seni de okuldan sonra göreceğiz. (kahkahalar) Ben arabalardaki arazlar konusunda çok iyiyimdir, bilmem ne demek istediğimi anlıyor musun. (yoğun kahkahalar) Su. İsrail’de, burada olduğundan daha kolaydı. Bu epey zorlu bir izleyici!

Hissetmek

Şimdi, son zamanlarda Tobias’ın sizinle epey tartıştığı bir konudan konuşalım. Bu, bundan sonra size olacaklar için bir anahtar araçtır ya da anahtar unsurdur. Bu, Tobias ve zavallı üzgün Kuthumi’nin size sözünü edeceği ana unsurlardan biridir. Kuthumi çok üzgün, Şambra’ya şaşıyor. Mart ayında Ohio’da yapılacak ‘inek pisliği’ haftasonu atölye çalışmasına kimse yazılmamış. (İzleyiciler “Tüh” der) Neler ters gitti diye merak ediyoruz, Kuthumi.

Böylece… (kıkırdar) Kuthumi, benden bunun acısını çıkartacağını söylüyor. (kahkahalar)

Biz hislerden söz ettik… hisler. Şimdi, bu belki de tam doğru kelime değil, çünkü farklı bir kelime var, temelde “his” ve “bilinç” ve “farkındalık” ve “duyarlılık” kelimelerini birleştiren eski bir Lemurya kelimesi. Bilinç. Farkındalık. Duyarlılık. Hisler. Bu kelimelerin özünü hissedin – bilinç, farkındalık, duyarlılık ve hisler – ve işte temelde siz busunuz.

Bunun için kullanılan o eski Lemurya kelimesi “yu” idi. Ve belki de bu kelime kullanılırken özellikle bilinç ve his unsurlarına değinilmek istendiğinde daha doğru bir ifade için “nhahyu” kullanılırdı. Nhahyu. Bu belki bazılarınıza tanıdık geliyordur. Nhahyu. Temelde bu, bu ingilizce kelimeleri birleştiriyor. Hisler ve farkındalık, algılama, duyarlılık anlamına geliyor.

Son zamanlarda size bundan söz edip duruyoruz, çünkü bu çok, çok önemli bir konu. Siz nhahyu’sunuz – hisler – ve şu anda tüm o hisleri alıyorsunuz, tüm bu nhahyu yaşamınıza akıyor. Siz nhahyu’ya direndiniz, tüm çevrenizdeki hislere ve bilinç farkındalığına direndiniz. Bunu kendinizden uzaklaştırıyordunuz çünkü aslında insan veçheniz korkuyordu, dışardaki hislere – başka insanların hislerine, dünyadaki hislere ya da Gaia’nın hislerine – derinlemesine dalarsanız, kendi kimliğinizi kaybedeceğinizden korkuyordunuz.

Böylece bugün ben nhahyu’nun çiçek açmasından – sizin bu parçanızın açılmasından söz etmek istiyorum. Siz birkaç his katmanını açtınız, ama şimdi bunu tam yapmak zamanıdır, çünkü iş hislerde bitiyor. Zihin, eski haber. Zihin yorgun ve yıpranmış halde ve siz de bunu biliyorsunuz. Zihin fazla çalıştı, fazla kullanıldı ve ona fazla güç yüklendi. Ama herşey nhahyu ile, hislerle ilgilidir.

Biz sizden, birlikte yarattığımız bu güvenli alanda, benim size bugün sunacağım örneklerin, gerçek-yaşamın gerçek örneklerinin derinlerine dalmanızı isteyeceğiz. Kendinizi unutacak kadar derine dalmanıza izin verin, çünkü kendini geri tutan o benlik, kendini unutacağından korkan o insan veçhesidir. Oysa unutamazsınız. O insan veçhenizi unutacak kadar hislerin derinlerine dalsanız bile, “Ben Ben’im”e sahipsiniz – kendi Ben Ben’iminize. Buna ister ruhunuz deyin, ister tanrısallığınız, ya da mevcudiyetiniz. Ben ona Ben Ben’im diyorum.

Hislerin derinliklerine dalabilirsiniz, tıpkı dipsiz bir okyanusa dalar gibi, ve etrafınızdaki ve hatta içinizdeki herşeyi hissedebilirsiniz. Bunun bilincinize işlemesine izin verin. Ve herhangi bir zamanda, kaybolmuş, bunalmış ya da enerjiler tarafından tüketildiğinizi hissettiğiniz an, yapmanız gereken tek şey, basitçe, kendinize Ben o Ben’im diye hatırlatmaktır. Başlangıç ve son sizsiniz ve kimse bunu sizden alamaz.

Şimdi, bu noktada bazılarınız panikliyor, çünkü, doğrusunu söylemek gerekirse, geçmişte psişik etkilere, kara büyüye ya da mistik kontrole maruz kalmıştınız. Ama bu karanlık enerjiler tarafından ister Dünya üzerindeki bir geçmiş yaşamda, ister başka alemlerde istismar edildiyseniz, size hatırlatmam gerekir ki, aynı oyunları sizler de kullandınız.

Bilinç inanılmaz bir şeydir. Her iki yana da gider. Her iki yana, her zaman. Eğer başka bir insana, bilinç araştırması diyeceğiniz bir yayın yaparsanız, yani ona karışmak amacıyla değil de sadece enerjisini hissetmek adına bilincinizi ona gönderirseniz, anında o insanı hissetmenize izin verir, ama o aynı zamanda çift yönlü bir sokaktır. Eğer farkındalarsa, onlar da sizi hissedeceklerdir. İşte nhahyu tümüyle böyle çalışır.

Bu nedenle, bazılarınız, dalın dediğimiz zaman, biraz terliyor, biraz tedirgin oluyor, çünkü geçmişte bu karanlık büyü oyunlarını oynadınız. Onlarla oynadınız, onların tacizine uğradınız, ve o bilinç hapishanesine yakalanmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz. Geçmişte başkalarının sizi kontrol etmesine neden olacak kadar derine dalmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz. Bazen tek bir yaşam da değil, birkaç yaşam birden, hatta başka alemlerde bile sizi psişik olarak kontrol ettiler. O nedenle diyorsunuz ki, “Dalmaya korkuyorum, çünkü başka bir varlığın gelip de beni kontrol etmesini istemiyorum. Dalmaya korkuyorum, çünkü bu insan veçhesini kaybetmek istemiyorum.”

Ama sevgili dostlar, ilerliyorsunuz ve nhahyu’ya ihtiyacınız olacak. Hislere, farkındalığa, duyarlılığa ihtiyacınız olacak, ve ayırt edebilmeye ihtiyacınız olacak. Biz bundan daha önce de söz ettik – neler sizdir ve neler sizin dışınızdadır. Nhahyu ile, bilinç ve farkındalık enerjisiyle ne kadar çok çalışırsanız, neyin siz olduğunu ve neyin de siz olmadığını o kadar kolay ayırt eder hale gelirsiniz.

Size bugün türlü örnekler sunacağız. Sizden, dalmanızı, hissetmenizi, farkında olmanızı isteyeceğim. Vereceğim her örneğin sayısız katmanı ya da enerji katmanları var. Yalnızca tek bir enerji değil de, birçok.

Ben sizi, istediğiniz kadar çok katmanı ya da enerji katmanını hissetmeye ya da kucaklamaya davet edeceğim. Bunlardan bazısı güzel/iyi bir hisse sahip olmayacaktır. Bazısı hem iyi hem de kötü hissedilecektir. Bazen, nhahyu’nun derinliklerine daldığınızda, fiziksel bedeninizin, eğer uygun kondisyona sahip değilse, çok midesi bulanacaktır. Bırakın bulansın. Yapabileceğiniz en kötü şey, deliklerinizden birinden bir şey sızdırmak ya da boşaltmak olacaktır! Ve bu pekâladır. (bazı gülüşmeler) Büyük bir olasılıkla yaşayacaksınızdır. Burada önemli olan, şu diğer parçalarınızın – bedenin ya da zihnin – nhahyu, his yeteneğinizi kontrol etmeye başlamasına izin vermemektir.

Şimdi birlikte derin bir nefes alalım… ve bir de, hissetmediklerini söyleyenlere seslenmek istiyorum. Açıkçası, siz kendinize yalan söylüyorsunuz. Açıkçası, konu duyarlılık olunca öylesine iyi bir insansınız ki, engeller oluşturdunuz. Kendinize hissetmediğinizi söylediniz, oysa aslında hissediyorsunuz. Hislere girmeye başladığınızı – zihnin ötesine geçip de hislere girdiğinizde – hemen biliyorsunuz, ve kaçıyorsunuz. Öbür tarafa gidiyorsunuz. Sanki hissetmeyecekmiş gibi davranıyorsunuz, ve bu hissi de tanıyorsunuz. Bunun bazen çok hasta ya da belki biraz yönünü kaybetmiş bir his olduğunu biliyorsunuz.

Nhahyu’nun çiçek açmasına ya da hislerinizi açmaya izin verdiğinizde böyle bir yönsüzlük hissine kapılmanızın nedeni, zihnin artık kontrol etmemesinden kaynaklanır. Siz kendinizi, benliğinizin çok daha yüksek düzeylerine açıyorsunuzdur. Ama sonra panikliyorsunuz, kapıyı kapatıyor ve zihnine geri koşuyorsunuz. Zihniniz, küçük rahat bir şeydir, kendinden kaçan size garip bir sığınak sağlar. Çok garip gerçekten, çok, çok garip. İnsanları anlamada çok zorlanıyorum, sevgili Linda da öyle. Çok, çok garip.

Dalış – 1

Şimdi, ilk nefesi alalım, ve ben… yumuşak yumuşak başlayacağım. Sonra daha yoğun olanlara geçeceğiz.

Derin bir nefes alın ve nhahyu’nun Endonezya’daki bir terörist gruba çiçek açtığına dalın ya da bunu hissedin ya da buna izin verin. Ve bu çok gerçek, ben bunu uydurmuyorum.

(duraklama)

Hissedin… kendinizi tümüyle onların içine girmeye bırakın.

(duraklama)

Şimdi, zihniniz herhalde devreye girerek onların kaç kişi olduğunu saymaya ve yerlerini ve ne yaptıklarını saptamaya çalışıyor. Sadece nefes almayı sürdürün… zihnin şifreleri çözmeye çalışması pekâladır, ama burada önemli olan, hislere dalmaktır.

(duraklama)

Şu anda yayılmış oturan bu grubu, bu terörist grubu, bilinçlerinin derinliklerini hissedin. Siz bu noktada zorla onların bilincine girmiyorsunuz, çünkü onları değiştirmeye kalkmıyorsunuz. Onları manipüle etmeye çalışmıyorsunuz.

(duraklama)

Onların motivasyonunu hissedin. Şu anda midenizde, tam şuralarda (solar plexus’un birkaç santimetre altına dokunur) az bir baskı olmalı.

(duraklama)

İyice derinlere dalmanıza izin verin…

(duraklama)

Hissettiğiniz hiçbir şeyi geri tutmayın. Kendinizi değerlendirmeyin ya da yorumlamayın…

(duraklama)

Şimdi, burada tüm bu enerji ve bilinç ve hisler sizi kuşatıyor. Neredeyse hepinizin kendini bir dereceye kadar geri tuttuğunu biliyorum. Size bir eşek şakası yapıyorsam diye kendinizi sağlama alacak kadar geri tutuyorsunuz, ama en azından bazı hislere de izin veriyorsunuz. Ama şimdi bazılarınız sanki bu hisle, bu enerjiyle ya da bilinçle kaplanıyormuş gibi hissediyor. Sanki her yanınızı saracakmış gibi hissediyor, tıpkı bahar mevsiminde kıra gittiğinizde polenlerin her yanınızı kaplaması gibi. Bu kirli enerjinin, bu terörist enerjisinin, her yanınıza bulaşacağından korkuyorsunuz.

Derin bir nefes alın, ve her an Ben o Ben’im ile geri gelebileceğinizi hatırlayın. Derin bir nefes alın – Ben o Ben’im.

Şimdi görüyor musunuz, derin – oldukça derin – bir düzeyden hissetmek için kendinize izin verdiniz, ve Ben o Ben’im’e geri geldiğiniz an, o bilincin tümü ve enerjisi de gitmeye başlar. Hislerle ilgili bir anıya sahip olacaksınız ama, o bilinç ya da onların enerjisi artık içinizde olmayacaktır.

Bu çok önemli bir noktadır. Siz dalmaktan kaçındınız çünkü herkesin titreşimini ve rezonansını ve bilincini üstleneceğinizden korkuyorsunuz. (Bu yüzden de) kendinizi izole ettiniz – geri tuttunuz. Bırakmak, onların enerjisini salıvermek, “Ben o Ben’im” demek kadar basittir. Kendi özünüze bu kadar çabuk dönersiniz – bunu zorlaştırmayın – bu kadar çabuk kendinize geri dönersiniz.

Şimdi bunu kendi içinizde dile getirin. Bu bir tür… arınma diyebilirsiniz, ama aslında özünüze dönmektir.

Dalış – 2

Sonraki örnek: New Jersey’de çok kirli bir ırmak. Bu gerçek bir ırmak. Çok, çok uzun yıllar istismar edildi – kimyasallar, bağlanmış gangster bedenleri, çiftliklerden kaçanlar – bu ırmağı çok çeşitli şeyler kirletti. Şimdi bu ırmağa atlayın. Kendi nhahyu’nuzun iş görmesine izin verin. Dalın.

(duraklama)

Bunu zorlaştırmanız gerekmiyor, sadece dalın. Ayyy! (bazı gülüşmeler)

(duraklama)

…. Ve hissedin. Nhahyu, bilinçtir, histir ve duyarlılıktır. Farkındalık. Bırakın çiçek açsın. Evet, bırakın bu pis, kirlenmiş yer bile çiçek açsın, ve şimdi enerjiyi hissedin.

(duraklama)

Zihninizden çıkın.

(duraklama)

Nhahyu çok doğal bir şeydir, bu arada. O hep sizin bir parçanız oldu. Siz şimdi yalnızca onunla yeniden çalışmaya başlıyorsunuz.

Tümüyle enerjiyi hissedin… bırakın tümüyle bilincinize emilsin.

(duraklama)

Kirlenmiş ırmağı deneyimlemenize izin verin.

(duraklama)

Çok daha iyi…

(duraklama)

Derin nefes… kendinize geri gelin. Ben o Ben’im.

Bu arada, asla, asla Ben o Ben’im’i unutmayın. Bilincin en derin ve en zorlu düzeylerine dalabilirsiniz; esrarengiz, büyülü bir enerjinin, bir seansın ya da yapılan bir ayinin ortasına dalabilirsiniz, ve tümüyle o hissin içine dalabilir ve her zaman da geri gelebilirsiniz. Kimsenin size, bu basit ‘Ben o Ben’im’ ifadesini unutacağınızı söylemesine asla izin vermeyin. O hep oradadır. Her zaman. İstediğiniz kadar derine dalabilirsiniz.

Dalış – 3

Sonraki örnek: Londra, uyuşturucu bağımlısı, erkek, 32 yaşında, umutsuz halde. Onun içine dalın, bedenine, zihnine, bilincine. O, sizin orada olduğunuzu bilmeyecek, güvenin bana, bilmeyecek. Dalın. Ona bir zarar vermiyorsunuz.

(duraklama)

Nhahyu, hisleriniz.

(duraklama)

Şunu eklemek ilginç olacak, birçoğunuz hemen onun zihnine gittiniz, ki o aslında orada değil, çünkü siz hâlâ kendi zihin enerjinizle çalışıyorsunuz. Ve benzer benzeri çeker. Onun bilincine, onun duygularına dalın. Evet, onun duygularına gidin. Dalın. Hissedin, düşünmeyin.

(duraklama)

İlginç değil mi? Büyüleyici. Biz şu anda sanki içsel bir yolculuk yapıyoruz. Onun bilincindeyiz, onun bedenindeyiz, onun gerçekliğindeyiz. İnanılmaz.

Görüyor musunuz, burada olabiliyorsunuz. O bilmiyor. Ona hiç bir şekilde zarar vermiyorsunuz, çünkü herhangi bir gündem ya da beklenti söz konusu değil. Burada tam bir şefkat var. Bırakın o bir uyuşturucu bağımlısı olsun.

(duraklama)

Etkileyici değil mi… etrafı hissetmek. İnanılmaz bir yaşam öyküsü… inanılmaz bir umutsuzluk…

(duraklama)

Ah, bazılarınız onun… ruhunu gördü… hissetti. Burası gerçi çok karanlık ama, onun içindeki ışığı, o ufacık ışığı gördünüz.

(duraklama)

Derin bir nefes alın… Ben o Ben’im’e geri gelin… salıverin. Görüyor musunuz ne kadar kolay?

Şimdi, onun enerjisine ilişkin bazı duyumsamalarınız ve anılarınız olabilir, ama bunlar sizin içinize örülmezler. Onun içinde olmanın neye benzediğini hissedebilirsiniz, ama onun enerjisi size bağlanmaz. Bunun neye benzediğini anımsayabilirsiniz, ama o siz değildir. Ah! İnanılmaz.

Derin nefes.

Dalış – 4

Sonraki örnek: zavallı Kuthumi. (izleyicilerin arasında birileri kıkırdar) Kuthumi’nin enerjisini hissedin.

(duraklama)

O bugün bizimle birlikte çok, çok mevcut. O bizim üzgün konuğumuz, Şambra’nın onu neden aldattığını ya da terk ettiğini merak ediyor. “Şambra nerelerde ah nerelerde?”

Şimdi Kuthumi’nin tüm katmanlarını hissedin…

(duraklama)

O, doğrudan onun bilincine gitmenize izin verecek, çünkü ona bulaşamayacağınızı, onu değiştiremeyeceğinizi biliyor. O o O’dur.

(duraklama)

Kuthumi’ye dalın…

(duraklama)

Bu nhahyu’nun belki de yeni psişik yetenek diye adlandıracağınız şey olduğunu söylemem gerekir. Ben “psişik” kelimesini hiç sevmem, ama siz onunla bir bağlantı kuruyorsunuz. Onu anlıyorsunuz. Psişikler hiç ilgimi çekmedi. Ama burada böyle bir yetenek var, hissetme ve algılama/sezme ve şeylerin farkında olma, bunlara dalma, bir parçaları olma ve kim olduğunu kaybetme kaygısını hiç taşımama yeteneği. Nhahyu… farkındalık.

Derin bir nefes alın, kendinize geri gelin, Ben o Ben’im.

Şimdi, bazılarınızın kaygıları var, bilinç araştırması yapmak için çıktığında, yani nhahyu’da olduğunda, birinin size küçük dolaplar çevireceğinden, size – ne diyorsunuz bunlara – küçük gizli enerji aletleri takacağından, ve kendinize geri geldiğiniz zaman, deyim yerindeyse, onlardan bu virüsleri kapacağınızdan kaygı duyuyor. Bu, geçmişte birçoğunuza oldu, ama çok daha eski zamanlarda ve sizin de oyunlar oynadığınız çok farklı bir bilinçte. Bu başka varlıkların, karanlık büyü enerjileriyle uğraşanların, sizi manipüle etmesini ve sizinle oynamasını mümkün kıldı. Ama siz artık başka insanlarla oyunlar oynamadığınız için, manipüle etmediğiniz için, küçücük bir virüsü – bilinç virüsünü – bile herhangi birinden geri getiremezsiniz.

Dalış – 5

Derin bir nefes alın…

(duraklama)

Bu güzel bir tane: Hawaii sahillerinin açıklarında bir grup yunus yüzüyor, oynuyor. İçinde yaklaşık 25 kişinin olduğu bir tekneyi takip ediyorlar. Oynuyorlar, insanları eğlendirmeye bayılıyorlar – bir noktaya kadar.

Yunusların enerjilerini hissedin, ve bu örnekte bir hatırlatma yapalım, yunus bilinciyle, şu an eğlendirdikleri insanların bilincini ayrı tutun. Her ikisine de yönelmek kolaydır, ama siz şimdi kendinizin– nhahyu’nuzun – yunuslara girmesine izin verin. Derinlere dalın… onlar sizi kabul ediyorlar.

(uzun bir duraklama)

Burada herhalde ilginç bir şey fark ediyorsunuz. Doğru ya da yanlış bir yanıt yok. Aslında bilinçte, varsa bile çok az yargı vardır. Ayırt etme vardır… hissin farklı düzlemlerini saptama yetisi vardır…

Çok derinlere dalın…

(uzun bir duraklama)

Onların kahkahalarını, gevezeliklerini duyuyorsanız… çok uygundur. Onlar buna alışıktır, bu arada. Meleksel varlıklar Dünya’ya ilk kez böyle geldiler. Bilinçlerinin, yunusların, balinaların ve başka okyanus hayvanlarının enerjisinin derinlerine inmesine izin verdiler. Bu nedenle, yunuslar buna çok alışıktır. Bu onlar için kolaydır.

Peki, yunuslara elinizi sallayarak hoşçakal deyin. Geri gelin. Ben o Ben’im.

Ne kadar zevkli olursa olsun, her zaman kendinize geri gelmeyi hatırlayın. Ben o Ben’im. Sevinç, neşe dolu olsa bile, kendinize geri gelmeyi hatırlamak istersiniz. Ben o Ben’im.

Dalış – 6

Sonraki örnek – buna çok derin dalın. Biraz karmaşık gelebilir ama bu dalmanın bir parçasıdır – yani karmaşıklığı hissetmek…

Şu an, mali kriz, Birleşik Devletler. Bunun derinine dalın. Ah! Korkusuzca. Bu sizi etkilemeyecektir, tabii siz istemedikçe. Gerçekten, siz izin vermedikçe sizi etkilemeyecektir.

Böylece, dalın onun içine… o enerjiler neyle ilgili. O şu an bir bilinç…

(duraklama)

Bakın, bazılarınız, ona dalacak olursanız onu yaşamınıza geri getireceğinden korkuyor. Yanlış. Eski Enerji. Kötü Şambra! (güler) Onu geri getirmek zorunda değilsiniz. Onu hissedin.

Mali kriz… Amerika… nhahyu’nuzla ilerleyin, hislerinizle…

(duraklama)

Bakın, onu manipüle etmeye çalışmayın. Hatta anlamaya bile çalışmayın. Yalnızca hissedin.

(duraklama)

Epey kir pas var… ama şimdi tüm katmanları hissedin.

(duraklama)

Derin nefes, geri gelin, Ben o Ben’im. Bırakın o enerji gitsin, siz istemedikçe size ait değil o. Bırakın gitsin.

Görüyor musunuz, inanılmaz değil mi? Ve de basit değil mi? Bazılarınız bu noktada biraz takılıp kalıyor, çünkü her türlü gizem okuluna gittiniz, hatta geçmişte benimkine bile. Bu yaşamda her türlü zihin sınıflarına katıldınız – utanın, bunu yapmayacağınıza dair bana söz vermiştiniz – aldığınız bu çeşitli sınıflar zihninizi tam anlamıyla karmakarışık etti. Bunun ne kadar basit olduğunu unuttunuz. Nhahyu’nun özünü – farkında olma, herhangi bir şeyin içine dalabilme, herhangi bir şeyi hissetme yeteneklerini unuttunuz.

Dalış – 7

Sonraki örnek: anne az önce doğum yaptı. Bu örnek için beklememiz gerekti, onun bunu bitirmesini bekledik! Anne az önce Avustralya’daki bir hastahanede doğum yaptı…

Annenin hislerine dalın ve burada, anne bilinciyle yeni bebeğinkinin çok, çok yakın olduğunu hatırlayın. Ama yalnızca annenin bilincine gidin. Ona müdahale etmiyorsunuz, bu onun sağlığını etkilemeyecek. Siz yalnızca hissediyorsunuz.

Siz gözleyensiniz… ve hisseden…

(duraklama)

Derinlere dalın… kendinizi geri tutmayın.

(duraklama)

Bu sevgili anne şimdi çok geniş bir duygu yelpazesine sahip, çok geniş.

(duraklama)

Bazılarınız onun büyük sevincini, ruhla bağlantısını, yaşam denen mucizeye hayranlığını hissediyor…

Derinlere dalın…

Bazılarınız, onun kaygılarını da duyumsuyor. Bakın, her insan, her bilinç, bir anda birçok katmana sahip olabilir. İyi bir anne olacak mı? Parası olacak mı? Günün birinde büyükanne olacak mı? Kocası iş bulacak mı?

Derinlere dalın…

(duraklama)

Derin bir nefes alın… salıverin… Ben o Ben’im. Kendinize geri gelin.

Görüyor musunuz, tüm o şeyleri size geri sürüklemek zorunda değilsiniz. Onlar size ait değil. Şimdi onun bazı hisleriyle bağlantı kurabilirsiniz. Bugün yaşadığımız hislerin herhangi biriyle bağlantı kurabilirsiniz.

Bu arada, şu an (İnternetten) buraya bağlananlar için üzgünüm, arayı daha sonra kapatırsınız. (kahkahalar)

Ben mesajı yolladım, siz onu almadınız. Şimdi katılmaya çalışmayın, fazlasıyla yol aldık. Bunu sonra yeniden dinleyin. Üzgünüm.

Şimdi…

Evet, söylediğim gibi! Git, git! (Adamus defeder gibi elini sallar, kahkahalar) Fazla ilerledik. Saint Germain, ben buyum işte! (yoğun kahkahalar)

Böylece… böylece, o hisleri beraberinizde getirmeniz gerekmiyor…

Git! (yan tarafa bakar, katılmak isteyen her kimse onunla konuşur) Hey Allah’ım, hiç dinlemiyorlar değil mi?

O hisleri beraberinizde geri getirmek zorunda değilsiniz. Kendinize, gerçek hislerinize geri dönebilirsiniz, ve şimdilerde, neyin sizin hisleriniz ve neyin başka bir şey olduğunu söylemeye başlayabilecek kadar kendi bilincinizde ilerlemiş olmalısınız. Tobias bu konu hakkında Aspektolojide daha da derinlemesine söz edecek. Hatta hisleriniz, 10 yaşındayken ya da 20 yaşındayken ya da geçmiş yaşamlarınızdaki sizi de tanımlamayabilir. Onlar aslında siz değildir. Onlar yalnızca bir veçhedir.

Böylece siz, sizsiniz, hemen şu anda – neyi seçiyorsanız – ve sadece (bu seçtiğiniz) sizdir. Diğer herşey bir oyundur. Diğer herşey siz değildir. Size geri dönmek, kim olduğunuzu anımsamak isterseniz, bu, Ben o Ben’im (demek) kadar basittir.

Dalış – 8

Günün son örneği – derin derin hissedin. Çok derin hissedin: İkibin küsur yıl öncesi, İsa çarmıhta. Paskalya, Paskalya zamanı – yortudan önceki cuma, özellikle – bu enerjiyi hissedin. Kendinizi geri tutmayın.

(duraklama)

Bu, gerçekti, bu arada. Neler oluyordu? Dalın, onun umurunda değil…

(uzun bir duraklama)

Bırakın nhahyu’nuz bu noktada çiçek açsın. İçinden geçtiğiniz bilinç alanlarının ne kadar karanlık ya da ne kadar zor olduğunun önemi yok, kendinize nhahyu için, farkındalığın nimeti için izin verin…

(duraklama)

Bakın, bu bazen sizi gerçekten ağlatabilir ya da bunalıma sokabilir. Ve kendi bilincinizi başka bir şeye yerleştirebilmek ve o şeyi, gözlerinizi yaşla dolduracak ya da sizi güldürecek kadar derinden hissetmek, gerçek histir… artık yalnızca bir düşünce değildir, artık yalnızca bir yargı değildir, siz ona katılmışsınızdır, ortak olmuşsunuzdur. İşte bu derindir. İşte bu nhahyu’dur.

(duraklama)

Derin bir nefes alın… geri gelin, Ben o Ben’im.

Buraya geri gelin. Bakın, hâlâ hatırlayabilirsiniz, ama o hisleri sahiplenmek zorunda değilsiniz. Kendinize geri dönersiniz, olmayı seçtiğiniz size. Ve bu arada, siz – olmayı seçtiğiniz – herhangi bir şey olabilirsiniz. En harika veçheleri yaratan en muhteşem aktör olabilirsiniz, benim yaptığım gibi. Ben rol yapmaya bayılırım. Her zaman bu kadar kendini beğenmiş değilimdir, (kahkahalar) sadece genelde. Ben rol yapıyorum. Oynuyorum. Ben o Ben’im’in keyfine varıyorum. Kendimin o kadar farkındayım ki, tüm o veçheleri yaratabiliyor ve onlar beni aldatacak diye, kışkırtacak diye, ruhumu almaya çalışacak diye asla kaygılanmıyorum, çünkü ben, Ben o Ben’im, anlıyor musunuz.

Nhahyu mucizesini öğrendiğinizde, kendinizi ve varlığınızı herşeye, her türlü bilince bedenlemeyi öğrendiğinizde, yalnızca seçim yaparak ve oraya gitmek için kendinize izin vererek, ister 2000 yıl önce olmuş olsun, ister dünyanın öte yanında, ve herkesin, diğer herşeyin içine dalmanıza izin verdiğinizde, insanoğlunun ve tanrısallığın o muhteşem sanatçı doğasını gerçekten, gerçekten anlamaya başlayacaksınız. Kendiniz için şeyleri hiç çabasız, çok kolayca nasıl yaratabileceğinizi, o enerjilerin – seçimlerinizin – size istediğiniz gibi hizmet etmesini nasıl sağlayabileceğinizi, şimdi anlayacaksınız. Ve işte bu, sevgili Şambra, bir Üstattır… bir Üstattır.

Bugünün Ev Ödevi

Ev ödeviniz – Tobias ev ödevi vermeye bayılıyor ve benden de vermemi istedi – bu önünüzdeki ayda, bir şey yaratmaktır, somut, elle tutulur bir şey, hayal gücünüzle yaratacağınız ve sonra onu madde dünyasına getireceğiniz bir şey. Buzlu şeker çubuğunu kullanarak bir oyuncak yaratabilirsiniz. Bir şarkı, bir resim, herhangi bir şey yaratabilirsiniz, ama hayal gücünüzle yarattığınız ve sonra bu fiziksel gerçekliğe getirdiğiniz bir şey olsun. Biraz çamur satın alın. Şu şeye burada ne diyorlar – şu çocuklar için olan da işe yarar – oyun hamuru. Mum boyalar alın ya da ne olursa. Herhangi bir şey yaratın, ama hayal gücünüzden yarattığınız ve bu maddesel fiziksel dünyaya getirdiğiniz bir şey olsun. Bir şiir yazın. Ne olursa. Yaratıcı bir şey.

Ve sonra bilincinizin tamamını ona yerleştirin. Onu yaratıyor olacaksınız. Evet, onu yaratan sizsiniz, ama sonra kendinizin ona akmasına izin verin. Nhahyu’nuzun, enerjinizin, özünüzün ve bilincinizin ifadesinin o yaratıya akmasına izin verin. Bırakın, çabasızca ve kolayca aksın. Bir takı parçası yaratın. Ama onu kendiniz yapın, ve sonra içine girin. Bırakın, bilinciniz içine girsin ve onu tümüyle keşfedin ve bir parçası haline gelin.

Ve sonra neler olduğunu izleyin. Neler olduğunu izleyin.

Ben, her birinizi bu ev ödevini yapmak konusunda yüreklendiriyorum. Genelde Tobias’ın verdiği ev ödevlerini duymazdan geliyorsunuz. O da bunu biliyor. Ben sizi yüreklendiriyorum çünkü bir sonraki Şaud’umuzda biz buradan devam edeceğiz – Tobias buradan devam edecek.

Bu arada, nhahyu’nuzla, bilincinizle çalışmayı sürdürün. O her türlü yere gidebilir ve her türlü şeyi yapabilir, ve siz her zaman kendinizi bu Şimdi anındaki Ben Ben’im’e geri getirebilirsiniz.

Ve ben, gerçekten, Adamus Saint Germain’im.

Ve öyleydi.

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Kırmızı Çember, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan küresel bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 50.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Kırmızı Çember her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Kırmızı Çember toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Kırmızı Çember bolluğunu, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışlarıyla sürdürür.
Kırmızı Çemberin en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.

Sorular ve Yanıtlar

Kuantum Sıçraması Dizisi:
ŞAUD 7: “Nhahyu”
Adamus Saint Germain’in katılımıyla, Kanallık, Geoffrey Hoppe

Kırmızı Çembere sunulmuştur
1 Mart 2008
www.crimsoncircle.com – www.kirmizicember.org

Ben O Ben’im, Adamus Saint Germain, ve siz değilsiniz. (kahkahalar) Ama siz de olduğunuz kişisiniz – bilincin yükseldiği bu önemli zamanda Dünya’da olmayı seçen mutlak/egemen bir Üstat. Sizler, Yeni Enerjinin Bayrakları olarak, yeni bilincin öncüleri, tam anlamıyla enerji bilimcileri olarak burada olmayı seçtiniz. Siz busunuz – enerji bilimcileri – yalnızca zihinsel olanın ötesine geçen şeylerle uğraşan, bilinçle uğraşanlarsınız.

Bugün, olağan Şaud’umuzu kaçıranlar, mesajı almalıydınız ve onu hissetmenize izin vermeliydiniz. Bir şeyler hissediyordunuz. Bir şey pek de doğru gelmiyordu. Biraz sabırsızlık hissediyordunuz – benimkini tabii. Bir şeyleri kaçırıyormuş gibi hissediyordunuz – ve kaçırdınız da. (bazı gülüşmeler) Şaud’u kaçırdınız. Ben şimdi sizden hislerinize özellikle dikkat etmenizi isteyeceğim. Bu Şaud’un konusu buydu – bilinç, farkındalık, duyarlılık, hisler – bizim nhahyu dediğimiz bir şey, bilincinizi tam anlamıyla Dünya’daki şeylere yerleştirmek, bilincin, gerçekliğin içinde varolmanıza izin verecek kadar bunların derinine dalmak için kullanılan eski bir Lemurya terimi.

Bu çağdaş Yeni Enerji terimlerine göre de, bilincinizin her türlü şeye girmesine ve içine girdiğiniz o şeyi tümüyle hissetmenize korkusuzca izin verebilirsiniz, anlamına gelir. Yalnızca zihninizle değil, her bir parçanızla, o kadar ki, bilincinizi yerleştirmeyi seçtiğiniz şeyin bilincine sizin bilinciniz tümüyle dalar. Böylece bunu bedeninizin her bir parçasında, zihninizin her bir bölümünde, ruhunuzun her bir parçasında hissedebilirsiniz. Yani ondan uzak durmazsınız, kendinizi geri tutmazsınız. Herşeyin derinlerine dalmanıza izin verirsiniz.

Yeni Enerjinin bu çok temel prensibini anladıkça, bu, çevrenizdeki dünyada neler olduğunu da anlamanızı sağlayacaktır. Bu, psişik olmak dediğiniz şeyin yeni biçimidir. Bu, farkında olmakla ilgilidir. Bu, size ait olanla, başka birinden geleni, ya da öbür tarafta bulunan ve fiziksel olmayan bir varlıktan geleni ayırt etmenize izin verecektir. Grup bilinciyle bireysel bilinci ayırt etmenizi sağlayacaktır, ve en sonunda bunların hepsi, kendi bilincinizin ne olduğunu – kim olduğunuzu – anlama yetinizi keskinleştirecektir.

Bugün yaptığımız şeyi öğrenmelisiniz, bilinç kaynaşmasının usta üstatları olabilmek için bununla tekrar tekrar çalışmalısınız. Ve gerçek benliğinize o çok basit düşünce ya da hisle hep geri gelin – Ben o Ben’im – ve az önce böylesine derinlemesine içiçe olduğunuz o hisleri ve tüm o diğer enerjileri hiç üstlenmeden kendinize geri dönersiniz. Ama yine de, bilincinizi ve hislerinizi başka bir şeye yerleştirme deneyiminden değerli bir şey öğrenirsiniz.

Böylece, duvarları yıkın ve girişimde bulunmanıza, kendinizi açmanıza, çevrenizdeki diğer herşeyin derinlerine dalmanıza izin verin. Biz ilerlemeyi sürdürürken, bu basit araca ihtiyacınız olacak.

Şu anda gerek Dünya’da gerekse cennetlerde muazzam, muazzam miktarda faaliyet var. Spiritüel aileleriniz – çok uzaklardaki, çok eskiden gelen gerçek spiritüel aileleriniz – kendi biçimlerinde, yeniden uyanmaya başlıyorlar. Onların bile bir zamanlar yerleşmiş ya da artık-genişlemez olan enerjileri, şimdi uyanmaya ve yeniden harekete geçmeye başlıyor. Ve siz bunu hissediyorsunuz. Buna o kadar yakından bağlısınız ki, (bu hareketleri, uyanışı) kendinizin sanıyorsunuz, oysa değil. Bunlar sadece spiritüel ailenizdi.

Şu an Dünya üzerinde muazzam değişimler var, enerji hareketleri, bilinç değişimleri. İnsanlar bilinçlerinin ne olduğundan emin değiller, artık neyin gerçek olduğundan ve neyin olmadığından, neyin doğru neyin yanlış olduğundan emin değiller. Herşey değişiyor, ve sizin bunu anlamanız gerekir. Son sekiz, dokuz, on yılda bunlardan geçtiniz.

İnsan bilinci şu an çok huzursuz. Kendini bulmaya çalışıyor, bazen de büyük bir umutsuzluk içinde bulmaya çalışıyor. Ve ister bireysel ister grup bilinci olsun, kendini bulmaya çalışan, sanki kaybolmuş gibi hisseden bilinç, bir zamanlar bildiği şeye geri dönme eğilimindedir. Eski biçimlere geri dönmek ister. Yeniye geçerken kendini kaybolmuş ya da güvensiz hisseder, bu da muazzam bir çelişki yaratır. Bu çelişkiler dünyanın her yanında her alanda ortaya çıkıyor – iş dünyasında, dinde, ülkeler arasında, kişilerde. Eğer sizin ne olduğunuzun ve sizin dışınızdakilerin farkında değilseniz, enerjilere girip sonra kendinize nasıl geri döneceğinizi farkında değilseniz, çok zorlanacaksınız. Kendinizi kaybetmenin çok kolay olduğunu göreceksiniz.

Biz bugün başka enerjilere – başka insanlar, Yerküre, hayvanlar – girmenin, onların derinliklerine dalmanın bir dizi örneğinden geçtik. Bu, geçmişte farklı bir yoldan da olsa yaptığınız ve nasıl yapılacağını bildiğiniz bir şeydir. Ama korktunuz, özellikle de bu yaşamda, bu gerçeklikte, bu dışsal bilinçlerin birinde kaybolacağınızdan korktunuz. Ama artık korkmayın. Siz Yeni Enerjidesiniz. Siz, mutlak ve bağımsız bir bilinç varlığısınız. Siz, olduğunuz sizsiniz.

Derin bir nefes alın ve sizin için varolan herşeyi alıp kabul edin.

Ve sorulara geçelim.

1.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Sevgili Adamus, geçenlerde kendime şu soruyu sordum; bu hayatta mı yoksa daha sonraki bir enkarnasyonda mı yükselmeyi seçecektim, ve ben bu hayatta yükselmeye karar verdim. Aslında bu bir soru da değildi, çünkü öylesine yoğun hissediyorum ki, artık eski dünyanın bir parçası olamıyorum, tıpkı senin betimlediğin gibi, bir ayak eskide, öbür ayak Yeni Enerjide. Bu yüzden, geriye gitmek de mümkün olmadığına göre tek bir yön kalıyor. Böylece iş, Dünya üzerindeki son hayatımı nasıl yaşamak istediğimi seçmeye ve yaratmaya ve bana en büyük sevinci verecek şeyi yapmaya kaldı. Ve bu noktada kendi arzumu, ruhumun ya da veçhelerimin arzularını açıkça göremiyorum. Bir şarkıcı/sahne sanatçısı olma vizyonumu gerçekleştirmek isterdim, ama sanki bir adım bile ilerleyemiyorum, ve aynısı başka projelerim için de geçerli. Öte yandan, gerçekleştirememe nedenim buna yeterince tutku yüklememekse ya da artık eski enerjiyle birlikte çalışamamaksa, nasıl yaratabilirim ya da en azından nasıl talihli girişimlerde bulunabilirim, çünkü sadece bu yönde karar vermiş olmak yeterli olmuyor gibi görünüyor.

ADAMUS SAINT GERMAIN: Gerçekten. Burada birkaç şey söz konusu. Senin de açıkça ifade ettiğin gibi, öncelikle bir seçim yapmak gerekir. Bir seçim yapmak. Sen, yaşamın keyfini çıkartma seçimini yaptın. Bu önemli bir seçimdir. Sen, yükselişin doğal işlemine/sürecine izin verme seçimini yaptın, ve şimdi hayatının kalan yılları için soru şu, ne yapmayı seçiyorsun? Bu noktada ayrıntılara girmen gerekmez. Seçimler daha yüksek düzeylerden olmalı. Bazı yanların yalnızca yaşamın keyfini çıkartmayı, kendi huzurunu bilmeyi, kendinin tamamını yeniden birleştirmeyi, veçhelerinle büyük bir aile toplantısı yapmayı seçebilir.

Sonra, az önce konuştuğumuz o alıp kabul etme nefesini almak meselesi var. Tüm enerjiler, yüksek düzeyli seçimleri destekleyeceklerdir. Araçların ve kaynakların ve fırsatların kendilerini sana sunmaya başladıklarını göreceksin.

Ama zihninin derinliklerine girersen ve izin verip… sende burada şöyle bir şey var; geçmişte başarısızlık hissetmiş olan birkaç farklı veçhen var, ve sen, onların devreye girip de zihninde çalışmasına ve seni durdurmasına, seni engellemesine izin veriyorsun. İşte böyle zamanlarda o nefesi alıp kendine hatırlatman gerekir, “Ben o Ben’im, benim seçimlerim, burada, Dünya’da gerçekleşmesini istediğim şeylerdir” der, sonra da doğal işlemin meydana gelmesine izin verirsin.

Hiçbir şeyle mücadele etmen gerekmiyor. Eğer çabalıyorsan, büyük bir olasılıkla doğrusunu yapmıyorsun demektir. Örneğin, bir şarkıcı olmayı seçiyorsan, o enerjiyi nefesinle içine çek ve alıp kabul et. Tüm fırsatların nasıl sana gelmeye başladığını izle. O hayal kırıklığına uğramış şarkıcının, o başarısız olmuş insanın, o kafası karışmış insan veçhesinin kusur bulan küçük sesini duyduğunda, kimin patron olduğunu kendine anımsat. Teşekkür ederiz.

2.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Selam, sevgili varlık. Ben gerçekten, gerçekten Kırmızı Çemberle birlikte ne yapmam gerektiğini bilmek istiyorum. Ben daha fazlasını yapmak ya da olmak, daha fazla ifade etmek yönünde güçlü bir itilim hissediyorum, ve tedirgin olduğumu hissediyorum çünkü yaptığım yeterli değilmiş gibi bir tedirginliğe ya da korkuya sahibim. Böyle bir hisse kapıldığımı hissediyorum, çünkü bu his geldiği zaman gidip eğlenceli bir şey yapıyorum ya da kendimi kandırmak ya da kaçamak gibi gelen şeyler yapıyorum. Ve sonra genellikle kendime geliyorum ama şeylerin olmaya başlaması da neredeyse korkutucu. Yani bilmiyorum. Ben sadece bilmek istiyorum – sanırım herşeyin iyi/tamam olduğunu hissetmenin, kendime daha fazla güvenmenin bir yolunu arıyorum.

ADAMUS SAINT GERMAIN: Bu iyi bir yanıt olurdu. (kahkahalar)

2.ŞAMBRA: (gülerek) Peki bu şekilde hissetmeyi nasıl beceririm?

ADAMUS SAINT GERMAIN: Herşeyden önce, yapman gereken herhangi bir şey yok. Hissettiğin şey, muazzam bir heyecandır, ama bunu nasıl ifade edeceğinden emin değilsin. Bir parçan, başarman gereken belli şeylerin, görevlerin olduğunu düşünüyor. Aslında şu anda sadece burada, Dünya’da olmak bir tutkudur ve bir gerçekleştirmedir. Sen başka insanlar adına bilinç potansiyeline çok şey katıyorsun. Dans ettiğinde odayı aydınlatıyorsun. İnsanların gülümsemesini sağlıyorsun. Sevinç ve mutluluk potansiyelini genişletiyorsun, ve bu bile kendi başına çok anlamlıdır. Ama küçük bir parçan var ki, görevler yerine getirmen, bir şeyler yapman gerektiğini düşünüyor. Kendinle bir konuş.

Herşeyden önce sana hatırlatmak zorundayım ki, Kırmızı Çember – sizin deyiminizle – öğretmenlerin üye olduğu evrensel bir oluşumdur. Onun için bir şey yapman gerekmez. O bir toplanma yeridir, gerek fiziksel gerekse bilinçsel olarak. Dünyanın her yanındaki benzer ya da yakın ruhlar için bir vaha gibidir. Yani senin Kırmızı Çembere hizmet etmen söz konusu değildir. Onun enerjisi – nasıl desek – kendini çok destekleyen, besleyen bir enerjidir.

Şimdi burada söz konusu olan gerçek soruna geri dönelim. Kendin için ne yapmayı seçiyorsun? Bir parçan – büyük bir parçan – hâlâ kendin için bir şeyler yapmana direniyor. Şimdi, kendin için ne yapmak istediğine bakmanı sağlayacak, bunu bencil hissetmeden yapabilmeni sağlayacak harika fırsatların olacak… ama sana sık sık şöyle deniyor ve sen de başka insanların bu söylediğine inanıyorsun, “Neden kendin için hep bu bencilce şeyleri yapıyorsun?” Çünkü yapabilirsin! (kahkahalar) Çünkü bu iyidir! Çünkü bu kendini gerçekleştirmektir. Çünkü kendin için bir şeyler yapman, aslında herkese hizmet eder. O nedenle, buna gerçekten derin bir nefes al. Yapman gereken hiçbir şeyin olmadığını anla. Sen zaten yapıyorsun.

Peki, ne sana sevinç verirdi? Ne sana tutku verirdi? Bir şeyler yapmak zorunda olduğunun o çok ağır enerjisini üzerinden at ve sadece (yapmak istediğin için) yap. Teşekkür ederiz.

2.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

3.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Sevgili Tobias ya da Saint Germain, Kuantum Sıçramasının hemen ardından Oprah’nın, Eckhart Tolle’nin “A New Earth: Awakening to Your Life Purpose – Yeni Bir Dünya: Yaşam Amacına Uyanmak” adındaki son kitabını temel alan 10 haftalık bir kurs yapması tesadüf mü. Bu kursa şimdiden yüz binlerce insan yazıldı. Bilinci değiştirmede Oprah’nın, Eckhart Tolle’nin, ya da yeri gelmişken, Dalai Lama’nın rolüyle ilgili yorumda bulunabilir misin. Kırmızı Meclis bu kişilerden herhangi biriyle çalışıyor mu, yoksa onlar Şambra’dan farklı bir yol mu izliyorlar? (çvr.: Oprah, bir ABD televizyon kanalında çok izlenen programlar yapan bir hanımdır.)

ADAMUS SAINT GERMAIN: Tüm bu varlıkların, sözünü ettiğin Şambra dahil, bilinci açmak, enerjiyi – tıkanıp kalmış enerjiyi – hareket ettirmek, bizim Yeni Enerji diyeceğimize geçmek üzerinde çalıştığı söylenebilir. Bazıları özellikle Şambrayla özdeşleşiyor. Bazıları, senin değindiğin kişiler, çok, çok benzer işler görüyor, ama bunların hepsi aynı şeyin parçasıdır.

Bunu anlamanın yolu, önce kendi kullandığın kelimelere, sonra da onların kullandığı kelimelere bakmak ve benzerliği görmektir. “Yeni Dünya” gibi, yıllardır sözünü ettiğimiz kavramlara bakmaktır. Bunlar şimdi ana görüşler ya da akımlar haline geliyor. Bu bir tesadüf değildir. Bu, hepinizin gerçekleştirdiği öncü bir çalışmadır. Çok yakında yeni bilinç ve yeni farkındalık hakkında giderek artan tartışmaların yapıldığını göreceksiniz, ve bu size eskimiş gelecektir, çünkü siz epey bir zamandır bununla çalışıyorsunuz. Çok da uzun olmayan bir süre önce Şambra’ya yeni gelen şu Aspektoloji teriminden söz edildiğini duyacaksınız. Bu, birkaç yıl içinde yolunu psikoloji toplumuna bulacak, yolunu danışmanlık dünyasına ve sizin ana akımlar dediğiniz şeylere bulacak.

Yaşamının şu son yıllarında neler yaptığına bir bak ve sonra bunun nasıl genişlediğini ve geçerli görüşler haline geldiğini izle. Sizler çok eşsiz bir rol üstlendiniz. Yeni bölgelerin açılmasında, deyim yerindeyse, okun ucu görevini gördünüz. Ve diğerleri, Oprah gibi bazı kişiler, bilinç potansiyelini alarak onu geliştirmeyi ve başkaları için genişletmeyi sürdürürler.

Şimdi, burada bulunanlar bir Oprah olamaz, dünyaca ünlü bir yazar olamaz, bu çalışmalardan hiç birini yapamaz demiyoruz. Siz hem öncü çalışmalar hem de aynı zamanda genelgeçerliliği olan işler yapabilirsiniz. Ama burada sorulan sorunun yanıtı, bunların hepsinin, gerçek bir evrensel oluşum içinde birlikte çalışan spiritüel ve bilinç varlıklarıyla ilgili olmasıdır. Teşekkür ederiz.

3.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

4.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Adamus. Ben o Ben’im, ve sanırım sen bugün benimle konuştun. Ben, herşeyi gerçekten zorlaştıran o yüzde birin içindeyim. (kahkahalar) Ve ben hâlâ, o iki ya da dört kelimenin (Ben o Ben’im), beni başka bir şeye ya da başka birine zarar vermekten alıkoyabileceğine inanmıyorum. Ve burada (buna inanmayan) tek kişi ben olduğuma göre, bana konuşmak isteyebilirsin. Teşekkür ederim.

ADAMUS SAINT GERMAIN: Kötü kız! (kahkahalar, Adamus güler) Şöyle söyleyeyim, sen geçmişte karanlık enerjilerle ve o tür şeylerle uğraşan biriydin, ve hâlâ o suçluluk-duyma ve değersizlik oyununu oynuyorsun, ve herşeyden de çok, yine o psişik türden enerjilere geri dönüp de enerjini tam anlamıyla herşeye yerleştirmeye kalkarsan diye korkuyorsun. Bu konuda çok iyisin, ama geçmişte bunu manipülatif ya da çok karanlık biçimlerde kullandın.

Bunu hissediyorsun, bunu biliyorsun, kendini geri tutmak için yaşamında çok, çok şeyler yapıyorsun. Kolay yollar için kendine izin vermiyorsun, çünkü açıkçası, bir oyun oynuyorsun – bir cezalandırma ve kendine kötülük etme oyunu – ve bunu da yalnızca kendin için değil, birlikte çalıştığın diğer insanlar adına da yapıyorsun. Onlar karmalarıyla yeterince uğraşmadılar, karanlık eylemleri için yeterince ıstırap çekmediler diye hissediyorsun ve onların da enerjilerini üstleniyorsun. Bu harika bir şeydir, güzel bir şeydir. İnanılmaz bir ıstırap-çekme işi görüyorsun, ama soru şu, bu sence ne zaman bitecek? Ne zaman bunu yapmaktan gerçekten vazgeçeceksin?

Sana bir şey söyleyeyim. Bu seni daha iyi bir insan, daha akıllı, daha bilge bir insan ya da böyle bir şey yapmayacaktır. Bu yaptığının hiçbir değeri yok, senin bu oyunu oynamayı sevmenden başka. Hiçbir şey kazanmıyorsun. Istırap çekmeye karar verip de kendini dövmen, ya da daha yüksek bir bilincin yeni bir yerine gitmeye karar vermen, Tanrı’nın umurunda değildir. Sana daha önce de söyledim, sen ve ben konuştuk, ve ben sana dedim ki, şu anda geçmişin hatalarını – ya da senin hata olarak gördüklerini – tekrarlamak gibi bir tehlike söz konusu değil, çünkü senin içindeki ve dünyadaki ve diğer herşeydeki enerji çok farklı. Sen gerçekten geri gidemezsin. Şu an, istesen de bir başkasını lanetleyemezsin. Bu, iş görmeyecektir. Sen yapmazsın zaten ama, yapsan da işe yaramayacaktır.

Bunların hepsini salıver gitsin. Özgür olmana izin ver. Sen bir tür hapishane içindesin ve ben hapishanelerin neye benzediğini bilirim. Uzun, çok uzun süre bir hapishanenin, bir kristalin içindeydim. Ama sen şu an kendi hapishanendesin, zihinsel, fiziksel bir hapishanenin. Oradan ne zaman çıkacaksın? Kavramları, düşünceleri anlıyorsun. Daha yüksek bilinci anlıyorsun, ama bunu yaşamak için kendine izin vermiyorsun. Seçim senin. Teşekkür ederiz.

….kötü kız. (yoğun kahkahalar)

LİNDA: Yeni Dünya hakkında neden hiç güncellemeler yapılmadı?

ADAMUS SAINT GERMAIN: Yapılacak. Şu anda pek uygun değil.

LİNDA: Neden? (kahkahalar)

ADAMUS SAINT GERMAIN: (derin derin iç çeker) Tobias yakında bu konuda konuşacak.

LİNDA: İyi bahane.

5.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Ben tiroid bezimi yeniden oluşturmak istiyorum ve bana yardımcı olabilecek herhangi bir önerinin olup olmadığını bilmek istedim.

ADAMUS SAINT GERMAIN: Var. Bunun fiziksel yanı seni kaygılandırmasın. Fiziksel yanı için kaygılanma. Onu zihin yoluyla ya da hayal gücünle ya da başka bir şeyler yeniden-yaratmaya çalışma. Bedeninin onu tümüyle yeniden-yaratmasına çok, çok kolayca izin verebilirsin, ve o bazen çok fiziksel bir doğaya sahip olacaktır, bazen de enerjisel bir merkez olacaktır. Tiroidinin çalışmaktan vazgeçmesinin ya da senin bir parçan olmaktan vazgeçmesinin bir nedeni var, çünkü sen aslında bir Yeni Enerji varlığı olarak tiroidin belirli bir enerjisel işlevini yaratıyorsun ama, daha yüksek bir düzeyde. Yani, eskisini yeniden-yaratmaya çalışma, diyorum. Yenisinin yeniden-yaratılmasına izin ver.

Sadece bedenine hazır olduğunu söyle ve bilincine, özüne, hazır olduğunu söyle. Bırak, bizim Bayrak Teknolojisi dediğimiz şeyin prensibi işe koyulsun. Bedenin ve zihnin, ruhun ve gnost, hepsi, sen bir seçim yaptığında, seçiminin ne olduğunu bilmelerine izin verdiğinde, ne yapacağını bilir. Sonra da beklentilerden uzak dur, çünkü bir yanın, fiziksel bir organın kendini yeniden-üretmesini bekliyor. Ama senin ve birçok Şambra’nın bileceği gibi, onun ille de fiziksel olarak yeniden-oluşması gerekmiyor. Çok daha dinamik olan enerjisel bir işlevsellik devreye girecektir. Bu bir çakra da değildir. Bu bir… biz buna çok daha işlevsel olup da fiziksel olmayan Yeni Enerji tiroidi diyeceğiz. Böylece, nasıl yapılacağını zaten bildiği şeyi yapması için bedenine izin ver.

5.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

ADAMUS SAINT GERMAIN: Biz teşekkür ederiz.

6.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Sevgili Şambra ve Kırmızı Çemberin büyük bilgeleri, ne kadar takdir edildiğinizi ve fikirlerinizle öğretilerinizin yoluma devam etmemde nasıl yardımcı olduğunu biliyorsunuz, özellikle de şu son zamanlarda. Bunun için teşekkür ederim. Ama… (kahkahalar)

ADAMUS SAINT GERMAIN (gülerek): Hemen burada durabilirsin! (yoğun kahkahalar)

6.ŞAMBRA (Linda devam eder): Güney Afrika ve bir bütün olarak Afrika, sanki Yeni Enerjiye yükselmek yerine daha da 3B’ye gömülüyormuş gibi görünüyor. Sanki ırkçı ve politik çatışmalar ve haksızlıklar için Nelson Mandela’nın bedenlediği yeni çözüm yolları yok oluverdi. Yozlaşma, şiddet, suç, etnik ve ırkçı hoşgörüsüzlük sanki artıyor. Bu sadece ping pong mu? Bu yörenin insanları tarafından bu neden seçiliyor ve yaratılıyor? Bunu benim sorunum haline getirmemek ve kısa duvarın arkasında durmak için elimden geleni yapıyorum. Ama bazen bunu söylemek, gerçekleştirmekten daha kolay. İçgörülerin çok takdir edilecektir.

ADAMUS SAINT GERMAIN: Gerçekten. Mükemmel bir soru ve biz burada seni… sen tek bir bilinç düzlemine bakıyor ve onu hissediyorsun. Ve insan olarak çoğu kez daha karanlık ya da daha zor olan enerjileri – daha kederli enerjileri – hissetmeye çekiliyorsun, çünkü bunlar enerjisel olarak daha yüksek sesle bağırırlar. Daha ortadadırlar. Ama Afrika’nın enerjisine dalarsan, o enerjiye dalarsan, çok, çok güzel ama derin bir düzeyde spiritüel bir yenilenmenin meydana geldiğini keşfedersin, ve bu yalnızca Afrika için geçerli değil.

Afrika’nın, insanlığın doğduğu yer olduğunu söyleyenler var. Görünen yüzeyin altında başka bir doğum – spiritüel bir doğum – gerçekleşiyor. Bu muazzam bir potansiyele sahip, ama şu anda yüzeyde olanlar, dikkat çekenler, haksızlıklar oluyor, yoksulluk oluyor, rahatsızlıklar ve hastalıklar oluyor. Daha derin bir düzeye in. Orada çok, çok güzel bir şey oluyor. Nhahyu ile – bilincini açmakla, farkında olmakla – ilgili şeylerden biri de, yargısız olmaktır ve ayrıca, sadece tek bir katmana gitmemektir. Buna (o tek katmana) çekilmek kolaydır, ama tüm katmanlara git, çünkü bu Afrika topraklarında bazı çok güzel şeyler oluyor.

Afrika, çok uzun bir süredir Dünya’nın ve insanlığın kendisinin çok karanlık enerjlerinin büyük bir bölümünü emdi, ama yüzeyin altında inanılmaz bir dönüşüm oluyor. Geri git ve bak. Geri git ve bak, ve sözünü ettiğim şeyleri tam olarak görecek ve hissedeceksin. Bu bölgede neler oluyor izle. Teşekkür ederiz.

7.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Adamus. Herhalde bildiğin gibi, büyükannem kısa süre önce göçtü, ve Şaudlardan birinde, onun masaların üzerinde dans ettiği ve kağıt oynadığı söylendi. Ve kağıt oynamak en sevdiği şeylerden biriydi. Benim sorum şu; göçtüğünden beri vasiyeti hakkında benimle tekrar tekrar iletişim kuruyor – bir vasiyet uydurdu. Ve biliyor musun, sabahın 2’sinde, en derin uykumdayken, gerçekten tam uykumun ortasında, ve Bam! Gözlerim açılıveriyor ve aklıma ilk gelen şey, büyükannemin vasiyeti. Benim ne yapmamı istediğini söyleyebilir misin? Şimdi benimle, hayatta olduğu zamanlardakinden daha çok konuşuyor!

ADAMUS SAINT GERMAIN: Bunun birkaç nedeni var. Bir tanesi, kendini yalnız hissediyor ve sen uyuyorsun. Konuşmak için ne mükemmel bir fırsat! (bazı gülüşmeler) Sen farkındasın ve ailenin çoğu üyesi, üzgünüm ama, farkında değil. Yani o sadece takılıyor. Konuşmak istiyor. Şu vasiyetle ilgili şeye geçmeden önce, onunla her türlü konuda lafla. O şu anda kabul edildiğini hissetmek istiyor. Öbür tarafta, başlarda birlikte kağıt oynadığı ve dans ettiği varlıklar, yollarına devam ettiler. O da öylece takılıp duruyor. Neden takıldığı, neden (oralarda) kaldığı hakkında konuş onunla, sonra bir noktada, sana şu vasiyetiyle ilgili daha çok şey söylemekten mutlu olacaktır. Benim şimdi buna girmem uygun değil diye düşünüyorum. Bunu ikinizin konuşması daha iyi olur sanıyorum. Ama onun, yoluna devam etmesinin pekâla olduğunu söyleyecek birine ihtiyacı var, ve bu senin için bir ipucudur.

7.ŞAMBRA: Teşekkür ederim.

ADAMUS SAINT GERMAIN: Biz teşekkür ederiz.

8.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Tobias, sana ölüm hakkında sormak istiyorum. Perdenin bu yanında ölüm çok keder yüklü, insanların yaşamlarında çok yıkıcı etkileri oluyor, özellikle de ruhsal seçimleri anlamayan kişilerde, ama anlayanlarda da oluyor. Dünya’daki yaşamımızı planlarken, sevdiklerimizi kaybetme deneyimini de seçiyor muyuz? Bazı insanlar sanki çok fazla kayıp deneyimliyor, ve resmin bütünü anlaşılsa bile, insan hayatının geri kalanında çok derin bir kayıp ve keder izi bırakabiliyor. Perdenin sizin tarafında bunun çok farklı deneyimlendiğini ve buna çok farklı bakıldığını biliyorum, ama insanların, sevdiklerinin göçmesini gerçekten yürekten kutlayabileceği bir zamanı hayal edemiyorum. Kendi kaybetme deneyimime gelince, deneyimi ruhsal açıdan hissedebilmeme ve anlamama rağmen ve kişinin gitmeyi seçtiğini bilmeme rağmen, bir yıl sonra hâlâ etkisini hissediyorum. Enerjisel olarak onunla iletişim kurabileceğimi biliyorum ama aynı şey değil gibi. Hâlâ bu denli güçlü ve kısa-yaşanmış bir ilişki deneyimini neden seçtiğimi merak ediyorum. Bu, bu bağlamda bana çok anlamsız geliyor. Ve bu deneyimi ben bile yüreğimde tam işlemden geçiremiyorsam, uyanmamış olanlar nasıl baş edecek? Ve Yeni Enerjinin, insanlara kederlerinde nasıl yardımcı olabileceğini merak ediyorum.

ADAMUS SAINT GERMAIN: Kaybetme ve keder, çok, çok gerçek bir şeydir, ve onun var olmadığını söylemek ya da onu baskılamaya çalışmak, onu çok yadsımak olurdu. İnsandan-insana bir bağ olduğu gibi, ruhtan-ruha da bir bağ vardır, ve bu, her Şambra’yı, her insanı, bu kaybı hissetmeleri doğrultusunda yüreklendireceğimiz şeylerden biridir. Genelde, yas duygusu sürüp gidiyorsa, senin durumunda olduğu gibi, o kaybı tümüyle hissetmene izin vermiyorsun demektir. Bir yanın güçlü olman gerektiğini, bırakman gerektiğini, spiritüel olman gerektiğini söylüyor, tüm şu Şambra eğitimlerinden geçtin, öyleyse neden kaybetme duygusu hissediyorsun ki, diyordur. O kaybın derinlerine dalmana izin ver.

Şimdi, bu, en zorlardan biri olacak, çünkü onun içine daldığında, seni tükettiğini hissedeceksin. Seni ve o kaybı tümüyle emdiğini hissedeceksin, zaman zaman da, senden daha büyük olduğunu hissedeceksin. Ama kendine onun içine girme ve onu deneyimleme izni vererek, ilişkinin nimetlerini, kaybın kendisindeki nimeti, ve bu sevgili varlığın hiç de kaybedilmediğine ilişkin gerçekten yürekten gelen bir anlayış keşfedeceksin.

Seninki zor bir durum, çünkü sizin bağınız, bizim çok, çok eski diyeceğimiz, taa ilk zamanlarda Ateş Duvarının başlangıcında karşılaştığınızda oluşan bir bağ, ve siz hep çok yakın oldunuz. Ve şu anda, yalnızca bir insanı kaybetme hissinden – ki onu kaybettiğini düşünüyorsun – daha fazlası söz konusu, şöyleki, sen bilincin daha yüksek düzeylerine geçtikçe, ki bu yaşamdan sonra yükselmen çok gerçek bir potansiyel, bu meleği, bu ruhu bir daha hiç göremeyebileceğini hissediyorsun. Onların bir süre daha fiziksel ya da dünyasal alemlerde olacağını hissediyorsun ki, büyük bir olasılıkla olacaklardır. Onların başka enkarnasyonları olacak ve sen yükselişe geçeceksin, bu yüzden de bu noktada büyük bir korku ya da kopukluk hissediyorsun. Ve sorunların birçoğuna da bu neden oluyor. Kendine onun içine girme ve onu çok derin bir düzeyden hissetme izni ver. Onun seni tüketmeyeceğini, yalayıp yutmayacağını, ama senin için burada çok güzel bir şeyin olduğunu anla. Ve eğer kendi yükselişine onlarsız gidiyorsun diye kayıp ve keder ve korkunun seni bunalttığını hissedecek olursan, hatırla, Ben o Ben’im. Teşekkür ederim.

9.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Merhaba Saint Germain. Benim bir sorum var, bir kısmını daha önce yanıtladın.

ADAMUS SAINT GERMAIN: Dört tane kadar sorun var! Ama devam et. (Saint Germain kıkırdar)

9.ŞAMBRA: Ben her ay kalkıp seninle konuşacağım. Ne denir bilirsin, kendi yaşamın senin sanatındır. Birkaç yıl önce bir deneyimim oldu ve ben onunla çalıştım. Onu tümüyle anladığımı söyleyemem. Bugün sen enerjiye girip, barış, huzur potansiyelini oraya getirmemizi söylediğinde, bu belli deneyimle ne yapabileceğimi anlamama yardım ettin. Ve belki de sadece buydu, ama ben soruyu kendim ve tüm Şambra adına soracağım. Birkaç yıl önce deneyimlediğim durum, bir terörist zanlısıyla aynı uçakta bulunmak ve bu durumu çocuklarımla yaşamaktı. Böylece bu, hmmm, bugünkü dünyada neler oluyor, bu konuda neler yapabiliriz gibi sorulara bakmak için çok ciddi bir fırsattı. Ve şimdi, o potansiyelin içine girip onu genişletebileceğimiz çok açık. Bu deneyime daha yüksek bir açıdan bakmama yardımcı olabilir misin? Bu konuda yapabileceğimiz başka şeyler var mı? Ve ayrıca bu tür deneyimleri olmuş olan – olacak olan – tüm Şambra adına (soruyorum), ne yapacağız bu deneyimlerle? Ve bu deneyimleri çok küçükken ve çok açıkken yaşayan çocuklarımıza nasıl yardım edebiliriz?

ADAMUS SAINT GERMAIN: Dediğim gibi, dört soru – hepsi de tek bir sorunun içinde. (kahkahalar) Gerçekten, eğleniyorum. Bunu çok basit tutacağım. Senin – bu tüm Şambra için, ama ben senin durumunu bir gerçek hayat öyküsü olarak kullanıyorum – senin durumlar sırasında oradaki varlığın (mevcudiyetin), tam anlamıyla, durumun sonucunu belirleyen potansiyelin değişmesini sağlıyor. Potansiyel bir teröristle aynı uçakta olabilirsin, ve sadece senin orada olman, orada varolman, sonuca ilişkin potansiyeli değiştirebilir. Sen o duruma kendi isteğini ya da iradeni zorlamaya çalışmıyorsun, ama – nasıl desek… bu biraz kaba bir ifade ama – karanlık olabilecek bir duruma (orada varolman) bir ışık yayıyor. Yeni bilinç yolları açıyor, ki bu yollar, sen orada olmasaydın, belki de açılmayacaktı.

Sık sık Şambra, kendinizi ansızın, örneğin, bambaşka bir yolda giderken ve kaybolmuş halde buluyorsunuz ve neden orada olduğunuzu da bilemiyorsunuz. Belki gerek fiziksel bedeniniz gerekse enerjisel varlığınız orada olmayı gereksiniyordur. Kendinizi alışılmadık koşullarda buluyor ve oraya nasıl geldiğinize şaşıyorsunuz. Çünkü, bir Eski Enerji durumuna, çatışma/anlaşmazlık içindeki ve büyük bir olasılıkla zarar verebilecek bir duruma, bir Yeni Enerji unsuru katabileceğiniz bilindiği için, o duruma götürülüyorsunuz. Şu anda ben konuşurken bile, gerçekten, İsrail’de ve Orta Doğu’da kendilerini bir yerlerde bulan ve nedenini de bilemeyen Şambralar var. Onlar kendilerini, çok zor bir duruma kendi yeni bilinçlerini katarken buluyorlar. Bu, gerçekleştirmeyi kabul ettiğiniz şeyin bir parçasıdır – hepinizin – orada bulunmak. Bir tür insan melek olarak orada bulunmak, zor insan durumlarına yeni bir ışık yaymak.

Siz bir düzeyde, çözüm için çağrıda bulunan, yol göstersinler diye meleklere – sizin göksel/tanrısal melek dediklerinize – çağrıda bulunan bir insan ya da bazen de bir grup insan tarafından oraya çağrılıyorsunuz, ve bu çağrıyı, sadece orada olmakla yanıtlıyorsunuz. Bazılarınız, yalnızca varlığınızın, durumun tamamını nasıl değiştirebildiğini anlamada zorlanıyorsunuz. Bir şeyler yapmanız gerektiğini, aktif olmanız ya da görüşüp pazarlık etmeniz/ arabuluculuk etmeniz ya da herhangi bir şey yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz. Oysa yalnızca orada olmak o kadar, o kadar önemli ki ve öylesine çok potansiyel sunuyor ki.

Fiziksel düzeyde orada olabileceğiniz gibi, genelde Şambra, tam da bizim bugün sözünü ettiğimiz nhahyu –hissedebilmek amacıyla enerjilerin içine girme yetisini kullanarak bilinç düzeyinde de bir yerlerde olabilir. Durumlara bu şekilde, fiziksel olmayan yollardan gidebilme yetisine sahip olmanız, fiziksel olarak orada bulunmadığınız halde kendinizi bilincinizin çağrıldığı durumların içinde bulmanıza neden olacaktır. Böyle durumlarda bir şey yapmanız gerekmiyor. Bir şeyleri tamir etmeniz gerekmiyor. Barış/huzur enerjisini ya da başka bir şeyi oraya zorla yerleştirmeniz gerekmiyor. Mesele sadece bilincinizle orada olmaktır, ve Yeni Enerji, Eski Enerji unsurlarının ve Eski Enerji titreşiminin çalışma ve karşılık verme biçimlerini değiştirecektir.

Çocuklarına gelince – sadece orada ol. Bu, bizim Bayrak dediğimiz şeydir. Yalnızca orada olmak. Ben Ben’im Varlığının mevcudiyetini kabul etmek ve herşeyin gerçekten mükemmel bir düzende olduğunu bilmek. Teşekkür ederiz.

9.ŞAMBRA: Çok teşekkür ederim. Bir şey daha ekleyebilir miyim?

ADAMUS SAINT GERMAIN: Evet.

9.ŞAMBRA: Bu bir soru değil, ve olsaydı da özür dilemezdim. Bu türden bir deneyimi seçen Şambraya, hazır hislerden konuşuyorken, kendi deneyimimi temel alarak kulağınıza küpe olsun diye söylüyorum. Ben bu deneyimi yaşarken, belki de deneyimin kendisinden daha da etkileyici olan şey, insanların kendi hislerinden ne kadar kopuk oldukları ve konuyla ilgili hislerin nasıl reddedildiğiydi. Ve ben üç gün boyunca bir tür travma sonrası şoka girdim, çünkü etrafımdaki herkes “Eh! Havaya uçurulmadık. Ne olduysa oldu. Şimdi iyisin ya, ona bak.” diyordu. Ve ben de, “Hey, bir dakika! Aah!” diyordum ama kimse anlamıyordu. O yüzden, böyle bir şeyden geçecek olursanız ve çevrenizdeki insanlar da anlamayacak olursa, bu sizinle ilgili değildir. Gerçekten, siz tamamsınızdır, iyisinizdir. Siz hisseden bir varlıksınız ve belki de çevrenizdeki insanlar bu düzeyde bağlantıda değildir. Yani böyle bir deneyiminiz olursa, siz tamamsınızdır, iyisinizdir ve ben bunu bilmenizi istedim.

ADAMUS SAINT GERMAIN: Kesinlikle. Ve bu da bana hepinize şunu anımsatmayı hatırlatıyor; çok yoğun ve dramatik durumların içinde bulunabilirsiniz ve onları sanki deneyimliyormuşçasına kesinlikle hissedebilirsiniz, ama onu sahiplenmek zorunda değilsiniz. O size ait değildir, ve özünüze, varlığınıza sadece Ben Ben’imle geri dönebilirsiniz. Ben o Ben’im. Gerçi herşeyi hissetmiş ve deneyimlemiş olursunuz ama, o sizin kitabınızın bir parçası haline gelmeyecektir. Yaşamınızın yalnızca bir başka bölümü haline gelmeyecektir. Görüyor musunuz, burada bir güzellik var – bir şeyi gerçekten hissetmek yeteneği, ama onu sahiplenmemek.

Şimdi, bazı Şambralar bunun, aslında onu fiziksel olarak hissetmemek, ya da zihinsel olarak kafa karışıklığını hissetmemek ya da derin bir düzeyde spiritüel spirali hissetmemek anlamına geldiğini sandılar. Hayır, bunları hissedeceksiniz, ama kendinize sadece bunların size ait olmadığını anımsatacaksınız. Onlar deneyimlerdir, ama size ait değillerdir. Mükemmel. Teşekkür ederiz.

10.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Tobias/Saint Germain, ben Dora’yım, Macaristan’dan, ve sizi Mayıs’ta bekliyoruz. Macaristan garip ve çelişkilerle dolu bir yer, ve ben ondan hem nefret ediyorum, hem de onu seviyorum. Hem gitmek istiyorum, hem de kalmak. Bana bu ülkenin durumu hakkında sizin bakış açınıza göre bir şeyler söyleyebilir misiniz, ve bu Yeni Enerji işleminde/sürecinde kendi kişisel durumumla ilgili bir şey söylerseniz çok müteşekkir olurum, çünkü şu ara çok kaybolmuş hissediyorum. Hepinizi öyle çok seviyoruz ki. Dora.

ADAMUS SAINT GERMAIN: Eh sevgili Dora, ziyarete geleceğiz ve gerek Tobias gerekse ben orada yanında olacağız. Sana şimdilik şu kadarını söyleyeyim; Macaristan yaralı bir ülke, yaralı insanlar. Çok gururlu, ancak çok da yaralı. Macaristan, benim kurban diyeceğim bir ülke, ama kendi haklarına sahip çıkmada da çok güçlü. Sanki kolları ve bacakları kopartılmış da, birinin bunları geri vermesinin zamanı gelmiş gibi hissediyor. Macaristan ayrıca ortaya çıkmakta olan ve uyanan ülkelerin içinden geçtiği o geleneksel kalıpların ya da tarihsel kalıpların – nasıl desek – üzerinden atlamak gibi muazzam bir potansiyele sahip. Böylece biz, özellikle de bu sorunların bazısını ele almak için oraya geliyoruz.

Senin çalışmana gelince, sen o ülkede çalışmayı seçtin. Bir Bayrak ve bir Şambra olmayı seçtin, ama tıkanıp kalmış ve öfkeli ve kendini kurban gibi hisseden insanların enerjilerini fazla üstleniyorsun. Bu seni tüketiyor ve seni yoruyor, çünkü sen bu hisleri seninmiş gibi sahipleniyorsun, oysa değiller. O nedenle, derin bir nefes al, kendine aç olmadığını hatırlat… ha, anladın mı? (kahkahalar ve Saint Germain kıkırdar) (çvr: St.Germain kelime oyunu yapıyor; İngilizcede Macaristan (Hungary) ve aç olmak (hungry) kelimelerinin, yazılışı kadar sesleri de benzerdir.)

LİNDA (soğuk bir şekilde): Bu gerçekten komik. Gerçekten komik.

ADAMUS SAINT GERMAIN (gülerek): Mizahı Kuthumi’ye bırakıyorum. Kendine Macaristan olmadığını hatırlat, gerçekten. Sen kendinsin. Ve sen kendine oraya gitmek ve bir Bayrak olmak iznini verdin, ama tüm sorunları üstlenmekten de vazgeç. Bu seni tüketiyor. Yakında orada olacağız. Teşekkür ederiz.

LİNDA: Çok akıllıca.

11.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Bugünkü alıştırmanın değerini anlıyorum. Yine de bir sorum var, ve becerebilirsem şu son birkaç haftadan bir örnek vereceğim. Hislerden geri gelmek, derin bir boşluk duygusuyla ve korkuyla uyanmak, bunu hissetmek için kendime izin vermek, bunun içinden geçmeyi seçmek ya da seçmeye çalışmak, bazen başarılı olabiliyorum. Ama bu hisleri onurlandırmayı istemek ve dışarıya doğru ifade etmek, işte bu noktada (biraz karışıyorum), çünkü bana göre geçmişte, bu hisleri onurlandırmak, belki de bir gün kadar kendime zaman ayırmak anlamına geliyordu. Ama bunlar birkaç hafta devam ettiği zaman, hayattan iki haftalık bir zaman çalmak pek de iyi bir fikir olmuyor. Böylece, biz bugün bunları salıvermek üzerine çalıştık, ve sanırım benim sorum da bu – bunun gerçekten nasıl bırakılacağı, ya da o ifade ya da kendine bakmak (kendine ilgi göstermek) ne zaman, bilirsin işte, ne zaman dışarıya dönük bir ifade haline gelir, ve ne zaman onu salıverip de ondan geçmek gerekir, ve bu nasıl gerçekleştirilir?

ADAMUS SAINT GERMAIN: Bu mükemmel bir gözlem, ve tüm Şambra için de çok önemli. Üstat, kesinlikle bir şeyi hissedebilen, hatta üzüntü, boşluk, bunalım gibi şeyleri hissedebilen kişidir. Şimdi bunlar çok zor, ama çok güçlü enerjilerdir. Onların içerdiği… depresyon ve keder ve hatta boşluk, garip bir şekilde muazzam miktarlarda his ya da duyumsal enerjiler içerir, ve o kadar bunaltıcı olabilirler ki, seni kesinlikle boşluk içindeymişsin ve depresyondaymışsın gibi hissettirirler. Bu olağanüstü bir şeydir.

Sen, özellikle de bu konuda, kendi veçhelerinle, kendi benliklerinle oynuyorsun, aslında çok da mutlu olmadığın yanlarınla, seninle bu oyunu oynayarak canlı kalabilen yanlarınla oynuyorsun. Onlar ölmekten korkuyor, senin dikkatini çekmezlerse kendi kimliklerini kaybedeceklerinden korkuyorlar. Ve, kendi Ben Ben’im Varlığını (tümüyle) kabul edip üstlendiğin an – yani kendine hükmedebildiğinde ya da kendi egemenliğine sahip çıkabildiğinde – onların da yok olacağından korkuyorlar, ve senin de korkun bu, ki bir anlamda yok olacaklar da. Aslında yok olmayacaklar, seninle bütünleşecekler. Hafızandan – nasıl desek – gitmeyecekler, silinmeyecekler. Sen karanlığın ve kederin ve bunalımın nasıl bir his olduğunu yine de hatırlayacaksın, ama artık onları sahiplenmeyeceksin. Hisleri ya da bugün sözünü ettiğimiz duyumsamaları hissetmekle, onların seni kontrol etmelerine izin vermemek arasındaki farkı görebiliyor musun? Kendine geri dön. Kendi egemenliğine, üstünlüğüne geri dön.

Böylece aslında sana şu an bir kez daha meydan okunuyor, kim olduğunu belirlemen, kendi Ben Ben’im özünü belirlemen konusunda meydan okunuyor. Veçhelerinin, ruhunu çalmaya çalışmalarına devam etmelerine izin mi vereceksin? Yoksa kendi egemenliğine/üstünlüğüne sahip mi çıkacaksın?

Bu harika bir oyundur. İnanılmaz bir oyundur, ama gerçekten onu bitirmek zamanıdır. Ve sen bu konuyu çok ciddiye alıyorsun, seni çok bunaltıyor, ama biliyor musun, bu da sadece bir his. “Ciddiyet” büyük bir histir. Çok ciddi bir histir! (Saint Germain güler) Ama, ama o bir histir. Şu ara Şambra ile üzerinde çalıştığımız o önemli şey, hislere hakim olmaktır, gerçekten farkında olmanın hakimiyetidir, ama onların yaşamını yönetmesine de izin vermemektir. Bunun ne kadar güzel… bu çok ince bir çizgi gibi görünüyor ama, Yeni Enerjide güzel, çok güzel bir ustalıktır. Herşeyi hissedin; yalnızca kendinizi sahiplenin. Teşekkür ederiz.

12.ŞAMBRA’NIN SORUSU (İnternetten, Linda okur): Benim yaşadığım yerde sanki hepimiz aileler içinde ve çocuklara karşı korkunç suçların arttığını deneyimliyoruz. Bunun ne olduğunu bize söyleyebilir misin?

ADAMUS SAINT GERMAIN: Gerçekten. Bu şu anda yalnızca bir insanlık hali. İnsanlar, genelde, bu kadar derin düzeylerde meydana gelen değişimlerle nasıl başa çıkacağını bilemiyor. Bir şeyleri saklamak zor oldu, buna kendin ve veçhelerin ve ikilemlerin ve ıstırapların ve acıların da dahil. Herşey yüzeye çıkıyor – bilinç de şimdilerde yükseliyor – ve halledilsin diye ortaya çıkıyor. İnsanlar farkına varsın diye ortaya çıkıyor, ama senin çok aşikâr diyeceğin bir dolu çatışmaya neden oluyor.

Biz tüm Şambra’dan bunu hissedebilmesini, farkında olmasını, ama sahiplenmemesini isteyeceğiz. Bu, kısa duvarın arkasında durmaya harika bir örnektir. Ne kadar zor görünürse görünsün, şefkat duyun. Ve tekrarlıyoruz, her birinizin gerçekleştirebileceği en güzel şey, kendi varlığınızı mevcut kılmaktır. Bu, acı verici ya da zor olabilecek duruma, yeni potansiyeller sağlar.

LİNDA: Üstat Adamus, kaç soru daha istersin? (Saint Germain bir parmağını kaldırır.)

13.ŞAMBRA’NIN SORUSU (mikrofona gelen bir kadın): Teşekkür ederim. Bu aslında çok güzel oldu, çünkü sorumun bir kısmı, o uçak deneyimini yaşayan hanıma verilen yanıtla yanıtlanmış oldu. Bir buçuk, belki iki yıl kadar önce, Orta Doğu’daki bir girişimi duydum; o bölgeye barış ve huzur ve birlik getirmek amacıyla 600 millik bir yürüyüş. Ve yürüyüşe yalnızca birkaç hafta kala bunu gerçekten keşfetmeye çekildiğimi hissettim. Ve bunun iyi bir fikir olduğuna dair net olamadım. Orada, Orta Doğu’da ya da burada olup da bunu yapmakla ilgilenen Şambra’ya ne söylerdin?

ADAMUS SAINT GERMAIN: Burada ilginç olan, senin önemli olanı es geçmendi. Dedin ki, bunu yapmaya çekildim. Şimdi, ben bugünkü örneği kullanacağım – ben tüm Şambra’ya bir mesaj yolladım ve o sıkıcı slaytları (diaları) izlemeyi boş vereceğimizi söyledim (kahkahalar)… slaytların Şeytan işi olduğunu düşünüyorum… (yoğun kahkahalar ve Saint Germain de güler)

LİNDA: Aaaa… Geoff bunlara çok zaman harcıyor ve bu sevgiyle yapılan bir iş!

ADAMUS SAINT GERMAIN: … biz işimize bakalım, çünkü ben çok meşgulüm, ve birçok Şambra bir şeyler hissetti ama duymazdan geldi. Ve sen burada bir şey hissediyorsun, buna çekildiğini hissediyorsun. Onu görmezden/duymazdan gelme. Onu hisset. Beyninden çık. Bunları yapmamak için bir dolu zihinsel bahanen var. Hisleri izle. Ama bunu da bir dipnotla birlikte söylüyorum. Orada gerçekten ne olduğunu görmek için hislerine gir. Hislerin farklı düzeylerde olacaktır. Sen burada bu projeye çekiliyorsun. Bu proje fazlasını içeriyor. Onunla ilgili kendi hislerinin içine dalarsan, başka bir şeylerin olduğunu (da göreceksin). Bu yalnızca o uzun, çok uzun parkuru gerçekleştirmekle ilgili değil. Başka dinamikler de var – karşılaşacağın insanlar, yaşamına girecek yeni fırsatlar ve senin, başkalarının yaşamında varolman – bunların hepsi o başka şeyleri içeriyor. O nedenle, burada kendi hislerinin peşinden git.

Ve böylece Şambra, ben, umarım yakında, hissetme deneyiminin öğretmenleri olacağınız o günü dört gözle bekliyorum; diğer insanlara, kesinkes nhahyu’ya, hislere, engellemeden, filtrelerden geçirmeden, kaçmadan deneyimin kendisine nasıl girileceğini öğreteceğiniz; tam bir sevinç halinden tam bir depresyon haline kadar herşeyi deneyimleme yetisini öğreteceğiniz – ki bunlar yalnızca hislerdir, yalnızca bilinçtir – ama bu hislerin ya da bilinçlerin hepsine girebilmeyi ve kim olduğunuzu da hep bilmeyi öğreteceğiniz günü bekliyorum. Bu hisleri/bilinçleri kendiniz adına sahiplenmemek, onların hayatınızı yönetmesine izin vermemek, ama nhahyu deneyimine sahip olmak ve kendini hep bilmek.

Böylece, özünüzü kabul edip onaylayan o en önemli sözü hep birlikte yüksek sesle söyleyelim. “Ben o Ben’im.”

Ve öyledir.

Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Kırmızı Çember, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan küresel bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 50.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Kırmızı Çember her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Kırmızı Çember toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Kırmızı Çember bolluğunu, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışlarıyla sürdürür.
Kırmızı Çemberin en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir. Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.