Kuthumi’nin Mesajı – 15 Temmuz 2006

Yaz Ortası Yeni Enerji Konferansı – 15 Temmuz 2006

Yaz Ortası Yeni Enerji Konferansı –
Breckenridge, Colorado, 15 Temmuz 2006
Kuthumi’nin katılımıyla, Geoffrey Hoppe kanallığı

www.crimsoncircle.com – www.kirmizicember.org

Namaste! (izleyiciler tezahürat yapıp alkışlayınca, Kuthumi güler) Ben, Kuthumi lal Singh – ve siz kimsiniz?! (izleyiciler güler ve yanıtlar “Biz de Tanrı’yız) Gerçekten de öylesiniz! Ve yeniden Şambra ile birlikte olmak büyük bir mutluluk, ben bu sabah biraz tutuğum. (kahkahalar) Uzun, çok uzun zamandır yoktum, Şambra’nın hoş enerjisini özlemişim. Bu sabah biraz gergin olduğumu görüyorum. Cauldre çok gergin, o benim gelmeyeceğimden korktu. (kahkahalar) Kuthumi enerjisinin neye benzediğini biraz unutuyor.

Ben bugün bir dakika kadar sizi dinleyeceğim. Son seferde sizi koklamıştım, pek güzel değildi, (Kuthumi bir mimik yapar ve izleyiciler güler) şimdi sizi kulaklarımla soluyorum. Sizi duyuyorum. Siz bu sabah seslerinizi kullandınız, kendinizi ifade etmenize izin verdiniz ve şimdi ben sizi sadece dinliyorum. Bu, hepimizin yapması gereken çok önemli bir şey. Cauldre, benim komik küçük el kol hareketleri yapmamdan korkuyor, (kahkahalar) ama biliyorsunuz, bu benim, o değil! (yoğun kahkahalar) O bundan gerçekten nefret ediyor! Ah Cauldre, sen ne erkek adamsın! (yoğun kahkahalar) İzleyicilerin arasında bundan kuşku duyan tek bir kişi bile yok. Belki bizi on-line dinleyen ve merak eden bir kaç kişinin dışında, izleyiciler bundan hiç kuşku duymuyor.

Ben hepinizi, dünyanın her yanından buraya bağlananları duyacağım. Ben, Tobias ve Saint-Germain’i duyacağım – tabi, beni bu kadar uzun süre dışladıkları için onlara sövdükten sonra. Bunların tümünü içime alacağım. (Kuthumi derin bir nefes alır.) Bakın, sadece burnunuzdan ve ağzınızdan nefes almak zorunda değilsiniz, kulaklarınızla da soluyabilir ve duyabilir ve hissedebilirsiniz ve sonra, nefesinizi sesinizle verebilir, kendinizi ifade edebilirsiniz – kendinizi ifade etmeniz gerektiği biçimde. Siz kendinizi geri tutuyorsunuz. Bazılarınızın boğazı tahriş oluyor, bazılarınız bazen doğru dürüst konuşamıyor, çünkü ifadeyi geri tutuyorsunuz, ve son seansınızda, onun akıp gitmesine izin vermeyi öğrendiniz. Onun çıkmasına izin verdiğinizde, söylediklerinize şaşacaksınız. Çok şaşacaksınız! (kahkahalar)

Ben, Kuthumi’nin böyle uzun, çok uzun bir süre nerede olduğunu herhalde merak ettiniz. Kitap yazıyordum. Ben dört kitap yazdım, ve tıpkı çoğunuz gibi bu kitapları kullanıma sunacağım. Ama onları biraz farklı sunacağım – kendi semavi web sitemden. (kahkahalar) Onları, istediğiniz zaman o siteye girip, hiç bir bedel ödemeden indirebilirsiniz. Şu adrese gidebilirsiniz: wow.kuthumisings.NOT! (yoğun kahkahalar, Kuthumi de güler) Cauldre bugünkü saçmalıklarımın hiç birine gülmeyeceğine dair kendine söz vermişti ama, o da kendini tutamıyor. (kahkahalar)

Gülmenizi duymak ne büyük bir mutluluk! Çok fazla sorununuz var. Böyle coşkuyla güldüğünüzü duymak – ne kadar güzel. İşte bu, Şambra Üniversitesidir. Diğer şeylerin tümü arkadan gelir, ama bu kahkahalar – üniversitenizi kuracak olan budur. Bu sizin mevcudiyetinizi… sadece Dünya gezegeninde değil… her yerde yapılandıracaktır. Yaptığınız şey her yerde etkilidir.

Böylece, ben dört kitap yazdım. İlkinin başlığı, “Aptal, Aptal İnsanlar – Salak Kalmak İsteyen Salakların Rehberi!” (yoğun kahkahalar, Kuthumi ve Cauldre de güler) Şimdi biz kanallık yapanın kafayı yemesini istemeyiz, o nedenle… (kahkahalar)

Bu kadar çok insanın tam anlamıyla budala ve aptal olarak kalmayı yeğlemesine, bizim bu tarafta çok şaşıyoruz! Küçümsemek istemiyorum, ama insanlar aynı sorunları ve aynı krizleri sürekli tekrarlayıp durmayı seçiyorlar. Bir kötü evlilikten ötekine gidiyorlar. Bir işi kaybetmekten öteki işi kaybetmeye gidiyorlar, bir sağlık sorunundan ötekine – ve bunu seçiyorlar. Biz de onun için onlara kitaplarımızla yardım etmek istiyoruz, “Aptal, Aptal İnsanlar.” Daha iyisinin nasıl yapılacağı, gerçekten sorunlar olduğunda, onlarla nasıl mücadele edilmeyeceği. Bu sorun dolu yaşamın tadına nasıl varılacağı – seçiminiz buysa.

Yazdığım ikinci kitap yakında yayına hazır. Adı, “İyi Nefes Vermek… (çvr.notu: Kuthumi burada kelime oyunu yapıyor, ingilizcesi “blow job” olan “sakso çekmek” deyimini kullanarak çift anlamlı konuşuyor ve izleyicileri gülmekten kırıp geçiriyor.) Ben Andra’yı üzmek istemem, çünkü o nefesle harika bir iş çıkartıyor, ama benim nefesim biraz farklı!

Ama gerçekten Şambra, yaşantınızda şeyler bazen zorlaştığında ve meydan okuduğunda, bildiğiniz gibi, sadece güzel, derin bir nefes alın. Ve sonra da onu üfleyerek verin. Bazen bunu o kadar zorlaştırıyor ve karışık hale getiriyorsunuz ki, ama şöyle bir nefes alabilirsiniz…. bunu şimdi birlikte yapalım… (Kuthumi derin bir nefes alır ve üfleyerek verir) Bu, enerjiyi harekete geçirir.

Hadi bir daha yapalım, ama bu kez gerçekten nefesi içinize çekin, bir an tutun, ve sonra üfleyerek verin! (Kuthumi yeniden derin bir nefes alır ve üfleyerek verir.) Bir derin nefes daha… (ve yine Kuthumi derin bir nefes alır…) İyice üfleyerek verin! (Kuthumi üfleyerek nefesi verir.) Aynı zamanda hem üflemek, hem de gülmek zor, değil mi! (kahkahalar) Gerçi ben bu ikisini aynı anda yapabilen birkaç fahişe de tanıdım! (yoğun kahkahalar, Kuthumi de güler) Bu gerçekten spiritüel bir toplantı (gülüşmeler) ve mizah, bunun bir göstergesidir. Mizah, bunun bir göstergesidir.

Yazdığım bir sonraki ve yakında yayınlanacak kitap, “Çirkin bir Dünyada Nasıl Güzel/Yakışıklı Görünülür.” (kahkahalar ve alkışlar) Ve siz benim kitaplarım hakkında espri yaptığımı düşünüyorsunuz ama, onlar kanallık olarak yayınlanacak. Gerçekten, biz şu Crimson Circle Yayınevi’nden bu kitapları büyük bir gururla yayınlamasını isteyeceğiz. (kahkahalar)

Ben hepinize bakıyorum da, siz de tıpkı benim gibi güzel/yakışıklı görünüyorsunuz. Ama bazen, aslında hiç size ait olmayan ve içinizde olup biten şeylerin bazısını yansıtıyorsunuz. Bazen, çevrenizdeki dünyada olan biteni yansıtıyorsunuz, ve bazen de, çevrenizde olan biten bu şeyleri çirkin sanıyorsunuz ya da öyle yargılıyorsunuz. Onu kabul etmede zorlanıyorsunuz. Ve kitabımda, çirkin bir dünyada nasıl güzel/yakışıklı görüneceğiniz konusunda biz gerçek şefkatten söz ediyoruz, ve ben bunu Kuan Yin ile birlikte yazdım. Çevrenizdeki herşeye şefkat göstermek, orada olan ama farkedilmemiş olan güzelliğe bakmak.

Bazı en kötü durumlarda bile, bir güzellik vardır. Ben buradaki ağaçların, birçoğunuzun fark ettiği gibi, kahverengiye döndüğünü gördüm. Ölüyorlar, ve bazılarınız ağaçlara üzüldü. Ama biliyor musunuz, bu işlemde bir güzellik vardır, çünkü ölümün olduğu yerde, yeniden doğum da vardır. Eski enerjilerin temizlendiği bir yerde, çok geçmeden bir yenilenme olur. Herşeyde bir güzellik vardır.

Ve siz bazen kendi güzelliğinize ve çevrenizdeki şeylerin güzelliğine bakmayı unutuyorsunuz, ve sonra ne oluyor? Eh, bedeniniz tam anlamıyla herşeyi tezahür ettirir. Bedeniniz bir ayna gibidir, özellikle de yüzünüz ve gözleriniz, ve sonra da pek güzel görünmediğinizi hissedersiniz. Güzel görünüyormuş gibi davranmazsınız, ve çirkin bir öğretmen olmak çok zordur. (kahkahalar) İçinizdeki ve çevrenizdeki herşeyin güzelliğini yansıtmak istemelisiniz.

Bu kitapları yazmak inanılmaz bir deneyimdi, çünkü ben hepinizin ve her birinizin enerjisine girdim. Ve kitaplar…. ve gerçekten, bu kitapların gerçekleşeceğini söylemek zorundayım, hani benim şu kimsenin vermediği “Sen Bir İnek Pisliği misin” seminerim gibi olmayacak. (kahkahalar) Kimse, kışın ortasında Cleveland’e gitmek istemedi. Oysa şimdi kalkıp Tahoe Gölü’ne gidiyorsunuz.

Bu kitaplar gerçektir. Bu kitaplar, Şambra’nın öyküleriyle dolu. Ben, bir süredir ortalıkta olmadığımı söyledim…. epey bir süredir konuşmuyordum , ama ben sizin çevrenizdeydim. Sizi dinledim, öykülerinizi duydum, bilgeliğinizi topladım, ve çıkacak kitaplara onları koydum. Ha, onlar zaten yazıldı, iş onları indirmeye geldi, parmaklarınızı bilgisayarınıza koyup, akıp size gelmesine izin vermeye kaldı. Ben gerçekten Cauldre’ya ve ilgilenen herkese, bunun nasıl yapılabileceği hakkında yardımlarımı sunacağım.

Ve dördüncü kitabım…. dördüncü kitabım. Basit bir kitap. Çok uzun değil, kolay okunan bir kitap ve ben bugün bu kitap hakkında konuşmak istiyorum. Basit bir adı var, “Sorunlarınız Yok, Siz Sadece Sıkılıyorsunuz.” (bazı gülüşmeler ve alkışlar) Başka bir şey söylemeye cesaret edemiyorum çünkü başlığı yeterince açıklayıcı.

Ne olduğunu biliyorsunuz. İnsanlar tüm bu problem sendromuna yakalanıyorlar, bu bağımlılık yaratan bir enerji. Bağımlılık yaratan bir enerji. Aslında sorunların olmasını seviyorlar. Bir oda dolusu insanı anında nasıl susturacağınızı biliyor musunuz? Onlara, sorunlar hakkında konuşamayacaklarını söyleyin! (kahkahalar) İnsanların yaptığı budur – sorunlar, problemler hakkında konuşmak. Bir sorundan ötekine geçerler ve problemler kendiliğinden yok olduğunda da yeni sorunlar yaratırlar – çünkü sıkılırlar! (kahkahalar)

Zihin, kendini meşgul tutmak için sorunlar üzerinde çalışmaya öylesine programlanmıştır ki. Bu, yaratıcı olmanın yapay bir uyarlamasıdır. Zihin, bir problemi ele alır ve onu tartışmaya başlar, çok analitik bir bakış açısından bakar, her türlü farklı yönden ele alır, tüm farklı potansiyelleri analiz eder, tüm olası sonuçları analiz eder. Ama zihin sonradan, bu sonuçları göz önüne alarak, bu sonuçlara varma sürecinde olabilecek yeni sorunları da eskisine katmaya devam eder. Böylece sorunlar aralıksız sürer, tekrar tekrar ortaya çıkmaya devam ederler. Bu, bağımlılık yaratan bir enerjidir.

Şambra, ne gibi sorunlarınız var? Yok. Siz sadece sorunlarınızın olması gerektiğini düşünüyorsunuz, çünkü zihniniz meşgul olmak zorundadır. Onu meşgul tutmanız gerekir, ve sorunların zihin için eğlenceli bir oyun olduğunu da biliyorsunuz. Zihniniz, şeyler üzerinde çalışmak, yargıya varmak üzere tasarlanmıştır. Zihin, sürekli meşgul olmak üzere tasarlanmıştır, böylece sorunları hırsla yiyip bitirecektir. Onları tekrar tekrar çiğneyecektir, tıpkı bir köpeğin kemiği çiğneyip durması gibi, ve onları hiç bırakmak istemeyecektir.

Ama işin aslı şu ki, gerçek problem – gerçek sorun – şu ki, siz çözüm oluşturmuyorsunuz. Sorunlarınız var ama çözümleriniz yok, çünkü çözümler eğlenceli değildir. Onlar çıkmaz sokaktır. Zihnin bu denli çok çalışmayı ve çabalamayı kesmesi demektir. Onu besleyecek oyunlarının olmaması demektir, onun için de doğal olarak bir sorun oluşturmayı sürdürecektir. Sıkılmak istemez, hiçliğe itilmek istemez, onun için de sürekli bir sorun yaratmaya devam edecektir. Bu, bir kısır döngüdür, insanı çok yoran bir döngüdür, ve bizim – sizin sonlandırabileceğimiz bir döngüdür.

Sorunlar, “dei un gnost” ya da “gnost” denen şeyi de çalışmaktan alıkoyar. Çünkü zihin sürekli sorunlarla meşgul olduğunda, iskemlenin bu dördüncü ayağı, gnost, kendini geri çekecektir. Sizin sorunları seçtiğiniz gerçeğini ve bu sorunlarla çok kaba saba, basit ve ilkel yollardan zihninizle başa çıkmayı seçtiğiniz gerçeğini onurlandıracak ve buna saygı duyacaktır. İnsan sorunları, gnost’u tam anlamıyla uzak tutar.

Yani konu, tüm bu sorunları bırakmaktır. Hatta, sorunlara sahip olduğunuz inancını da bırakmak. Şimdi bazılarınız, sorunlarınızın olduğunda ısrar ediyorsunuz. Yanınızdaki insana konuştuğumu düşünüyorsunuz, ama ben aslında size konuşuyorum. Diyorsunuz ki, “İyi ama Kuthumi, anlamıyorsun.” Ah, ben anlıyorum, ben sizi inceledim. Bu geçen yıl boyunca sizi dinledim ve bazen de kokladım (kahkahalar), ve siz bu sorunları seçiyorsunuz.

Siz ilişkilerin sorunlu olmasını seçiyorsunuz. Bir çözüm seçiyor musunuz? Yoksa çözümden korkuyor musunuz?

Ve sağlığınız – bir çözüm seçiyor musunuz yoksa sizin yerinize bir başkasının seçmesine mi izin veriyorsunuz? Sağlığınız için bir çözümü seçiyor musunuz, gerçekten seçiyor musunuz, yoksa bu sorunun sizi meşgul tutmayı sürdürmesine izin mi veriyorsunuz? Şimdi, bu söylediklerim yüzünden biraz alınabilir ya da incinebilirsiniz. Ama ben bunu çok sevecen ve dürüst bir biçimde ortaya koyuyorum. Sorunları nasıl sürdürdüğünüze bir bakın.

Bazılarınız tekrar tekrar parasal sorunlar yaşıyorsunuz, çünkü gerçek bir çözümün gelmesine izin vermiyorsunuz. Onun için de döngüleri yineleyip duruyorsunuz – para yok, para yok, para yok. Sadece hep size yetecek kadarına sahip olduğunuzu hiç fark ettiniz mi? O azıcık miktar nereden geliyor? Eh, siz sadece sorununuzu beslemeyi sürdürecek kadarının gelmesine izin veriyorsunuz. Bu inanılmaz bir şey. Siz hep ucu ucuna sadece yetecek kadarına izin veriyorsunuz, çünkü o zaman sorununuzun sürmesini sağlamış oluyorsunuz. Hiç para gelmeseydi ve ölseydiniz, hiç bir sorununuz da kalmayacaktı! (kahkahalar) Onun için de sadece yeteri kadarına izin veriyorsunuz.

Bazılarınızın iş yerinde sorunları var. Bazılarınız ya fazla çalışıyor, ya da diğer kişilerle iyi geçinemiyor. Peki ama, çözüm nerede? Neden hâlâ oradasınız? Şöyle düşünüyorsunuz, “Ama Kuthumi, anlamıyorsun. Sadece yeterince olan o parayı kazanmak için o işe sahip olmalıyım ki bu sorunu sürdürebileyim.” Ve o işte kalıyorsunuz, çünkü parası için o işin olması gerektiğini düşünüyorsunuz. Oysa bu parayla ilgili değildir. Bu, sorunun kendisiyle ilgilidir. Siz o sorunu seviyorsunuz.

Peki çözüm nereden gelir? Zihninizden değil. Zihniniz, çözümler için korkunç bir yerdir. Zihniniz, analiz etmek, yargıda bulunmak, miktar, volüm gibi şeylerin değerini biçmek için harikadır. Ama gerçek çözümler zihinden gelmez, onlar gnost’tan gelir. Gnost – dei un gnost – çözümdür. Yanıt, gnost’tadır. Onun gelmesini zorlayamazsınız, ve zihin, gnost’u içeriye almak ve sonra da onu kontrol etmek isteyecektir. Ama bunu yapamaz.

Sizin parasal durumunuz için diyelim, bir çözüm var. Bu çözümü bulmak için zihninizde dolanıp durduğunuzu biliyorsunuz. O çözümün orada olmadığı sizi hiç şaşırtmadı mı? İlişkileriniz için bir çözüm bulmaya çalışıyorsunuz ve birlikte olduğunuz o ‘salak’ kocanızla ne yapacağınızı düşünüp taşınıyorsunuz, ama bu sorunu hiç bırakmıyorsunuz. Hiç çözüm getirmiyorsunuz, onun için de sorunun içinde yaşayıp gidiyorsunuz.

Oysa bir çözüm vardır. Bir çözüm vardır. Kolay düğmeye basmak zamanıdır. (Linda, “İşte bu kolaydı!” diyen, elindeki bir düğmeye basar) Görüyor musunuz?! (kahkahalar) Gnost, büyük ve kolay bir düğme gibidir, ama önce sorunu salıvermeniz gerekir. Önce problemi bırakmanız gerekir. Aslında bir sorun olmadığını, sadece çözümün daha gelmediğini, kendinize itiraf etmeniz gerekir. Bunun nasıl çalıştığını görüyor musunuz? Gerçekten bir sorun yok. Sağlığınıza ilişkin bir sorununuz yok – sadece çözümüne daha sahip değilsiniz! (kahkahalar) İçinden geçtiğiniz bir durum, bir deneyim var, ve çözümün gelmesine daha izin vermiş değilsiniz. Çözüm, gnost kanalıyla gelir. Zihinsel değildir, çaba değildir.

Şimdi, sizin akıl yoluyla şeyleri anlamaya çalışmak dediğinizle, gerçek gnost çözümü arasındaki fark şudur. Zihinsel, akılsal olanda: mücadeleyi hissedersiniz, zihninizin sürekli koşuşturduğunu hissedersiniz; birçok farklı potansiyellere ve senaryolara baktığınızı hissedersiniz; korku ve belirsizlik hissedersiniz; ve Tanrı’dan, sizi incitmeyecek bir şey bulmanızı dileyerek sanki körebe oynadığınızı, ya da kör kör karanlıktan bir şey çekip çıkardığınızı hissedersiniz. İşte bu, zihinseldir. Bu, anlamaya çalışmanın zihinsel yoludur. Ve bildiğiniz gibi, daha önce de söylediğim gibi, zihin anlamak istemeyecektir, çünkü o zaman yapacak bir şeyi kalmayacaktır. Sıkılacaktır, ya da öyle olacağını sanıyor. Ya da öyle olacağını sanıyor.

O nedenle, sorunu bırakırsınız. Kendinize, sağlığınızla gerçekten bir sorun yaşamadığınızı, sadece bir deneyimden geçtiğinizi söylersiniz. Ve derin bir nefes alıp gnost’a – çözüme – yolu açarsınız. Ona yolu açarsınız. Bir bakıma, kendinizi boşaltırsınız. Kendi güvenli ve kutsal alanınızı yaratırsınız. Konuğunuz için, konuğunuz gnost için evi temizleyip hazırlar ve sonra da onu salıverirsiniz.

Gnost, sizin olan, yalnızca size ait olan güzel bir enerjidir. O size bizden gelmiyor. Ruhtan gelmiyor. O sizindir. Gnost yumuşak ve zarif bir biçimde gelir, kolaylıkla gelir. Belki en uygun zamanda gelir, belki içinde bulunduğunuz o dakikada, o anda gelmez, çünkü gnost bazen başka alemlerden enerji toplar. Ve gnost bazen de, tam olarak doğru enerji düzeylerinin ve titreşimlerinin ve durumlarının oluşmasını bekler.

Ama gnost geldiği zaman, çözüm de gelir. Siz o inanılmaz yaratıcı bilişe sahip olursunuz. Sadece biliyor olursunuz. O anda bunu başkalarına açıklamaya kalksanız, zor olurdu, çünkü o yaratıcı bir biliştir. Bir “Haa”dır. Sıcak ve altındandır. Daha soru sorulmadan gelen yanıttır.

Yaşantınıza giriverir, ve evet, zihin hemen atlayıp onu bir o yana, bir bu yana çekiştirmeye, inceden inceye incelemeye ve ona meydan okumaya çalışacaktır, ama siz sadece derin bir nefes alın. Bakın, zihniniz gnost’a alışacaktır. Gnost’un en iyi dostu olacaktır. Gnost’u sevecektir, çünkü o, zihni o eski yüklerinin ve sorumluluğunun birçoğundan kurtaracaktır. Bu arada zihniniz de sıkılmayacaktır, çünkü yaşam deneyimlerinin yeni bir düzeyi – yepyeni bir düzeyi – size gelecek ve zihninizi çok meşgul tutarak, yapmak üzere tasarlandığı şeyi en iyi şekilde yapmasına olanak sağlayacaktır, yani bilgi depolamak, fiziksel 3B dünyasında size rehberlik etmek; uygun zamanlarda gereken bilgiye sahip olmak ve onu sağlamak.

Çözüm, gnost’tur , ve o gelecektir ve siz de ne yapacağınızı bileceksiniz. Siz neyi nasıl yapacağınızı sadece bileceksiniz. Neden bildiğinizi bile bilmeyeceksiniz. Ayrıntıları bilmeyeceksiniz. Hatta sonucu bile bilmeyeceksiniz, ama bunları bilmek zorunda olmadığınızı bileceksiniz. Sadece öyledir.

Zihninizin size teşekkür ettiğini göreceksiniz. Zihniniz sizi yepyeni bir biçimde sevmeye başlayacaktır ve siz, kaybetmeye başladığınız belleğinizin bir kısmını geri kazanmaya başlayacaksınız. Zihniniz, yeni bir arkadaşa ve yoldaşa, oynayabileceği birine sahip olduğu için çok müteşekkir olacaktır. Zihniniz çok yalnız kalmıştı, öyle değil mi, öylece kendi başına kendi sınırlı gerçekliğini yaratıp duruyordu. Bir arkadaş edinmeyi çok isterdi. Tobias bu nedenle dün, gnost içsel çocuğunuz gibidir, dedi. O, zihin için bir oyun arkadaşıdır.

Çoğunuzun, sorunlarım var diye düşündüğünü biliyoruz, ve ben bugün, özel bir ekibi yardıma çağırdım. Biz o sorunları paketleyip göndereceğiz. Ben aslında semavi bir çöp kamyonu ayarladım (kahkahalar) …. evet, gerçekten, gerçi o biraz kokuyor, çünkü bir süredir sizin bazı şeylerinizi taşıyor. Ben, çok uygun düşeceği üzere, Saint-Germain’in kamyon şöförü olmasını istedim. (kahkahalar) Maruz kaldığım bazı davranışlardan sonra, bu işin ona çok uygun olduğunu söyleyeceğim. (kahkahalar)

Biz, ilahi bir arp müziğinin de bize eşlik etmesini isteyeceğiz. Bu bir aktivasyon değildir, yönlendirilmiş bir meditasyon değildir (kahkahalar), bu, çok, birçoklarıyla birlikte – dünyanın her yanından Şambra ile birlikte edineceğiniz bireysel bir deneyimdir. Hadi şimdi bir sorun seçin, herhangi birini. Bir sorun seçmeyi de sorun haline getirmeyin! (kahkahalar) Hiç farketmez!

Evet, bir sorun seçin, istediğiniz herhangi birini. En büyük sorun olması gerekmiyor, en önemli sorun olması da gerekmiyor. Sadece birini seçin.

Şimdi kamyonlar yanaşsın….

Derin bir nefes alın…

Sorunu ellerinizde tutun. Avuçlarınızı birleştirin.

Üçüncü gözünüzle o soruna bir bakın. Analiz etmeyi bırakın! Sadece bakın.

Ve şimdi kokusunu içinize çekin… nasıl da kokuyor… ve şimdi onu kamyonun arkasına atın!

Onu bırakabilirsiniz. Bırakabilirsiniz. Ya bırakırsınız gider, ya da ben onu sizden alırım! (kahkahalar) Bırakın gitsin!

İşte böyle… bu çok daha iyi. Hey Allah’ım, şu aptal, aptal insanlar sorunlarına nasıl da yapışıyorlar. “Bir sorun olmasaydım, ne olurdum” diye düşünüyorlar.

Derin bir nefes alın.

İçinize dönün ve bir sorun daha bulun. Herhangi biri olabilir. Herhangi biri – hiç farketmez. Bu kez onu sadece sağ avucunuza koyun. Sağ avucunuzu açın…. herhangi bir sorun.

O sorunu sadece gözlemleyin. Size gerçekten hizmet etti mi?

Gerçekten o kadar önemli miydi?

Onu bırakmaya hazır mısınız?

Güzel, derin bir nefes alın…. ve onu çöp kamyonunun arkasına üfleyin. (Kuthumi üfler ve sonra da çalmakta olan arpın müziğine gülümser) Bu arp da neyin nesiydi? Bir kez daha deneyin, onu yeniden üfleyin… (Kuthumi, arpla birlikte yeniden üfler) Harika! (kahkahalar)

Şimdi Şambra, bu sorunların gitmesine izin verdiğinizde… ve evet, bunu gerçekleştirebilirsiniz, isterseniz sadece bu aptal sorunu….. bu sorunların gitmesine izin vermeniz, gnost’un gelmesini sağlayan tanrısal bir alan ya da boşluk yaratır. Yani çözümün. Ve burada ilginç bir şey olur. Siz gnost’la birlikte bir şey keşfedeceksiniz… ben onun yaratıcı bir çözüm olduğunu söylüyorum ve siz onun, şu anda bıraktığınız sorunla hiç bir ilgisi olmadığını göreceksiniz.

Görüyor musunuz, siz hep teke-tek bir ilişki peşindesiniz. Bir sorununuz var, onu bırakıyorsunuz ve gnost’un o soruna bir çözüm getireceğini sanıyorsunuz. Ama gnost, Yeni Enerjide farklıdır. Biz farklı bir düzeye geçiyoruz. Gnost geldiğinde, herşeyden önce, o sorunun gerçekte bir sorun olmadığını fark edeceksiniz. O asla lineer bir çözüm gereksinmemişti, sadece farklı bir enerjinin o alanı doldurmasına ihtiyacı vardı.

İşte Yeni Enerji fiziği budur Şambra, ve çok güzeldir, çok basittir. Sorun asla var olmadı, sadece enerjisel bir alan kaplamıştı. Ve gnost, o yaratıcı çözüm geldiğinde, siz o sorunun, sizin düşündüğünüz şekilde aslında hiç varolmadığını fark edeceksiniz.

Biliyorum, bu biraz aklınızı karıştırıyor, tıpkı bir bilmece gibi, ama Tobias’ın da dün söylediği gibi, gnost bir anlamda bir ikilemdir, çünkü gerçek olduğunu düşündüğünüz şey, hiç oluverir. Sorun olduğunu düşündüğünüz şey, asla bir çözüm gereksinmemiştir. İçinizde enerjisel bir yer kaplamasının önemli olduğunu düşündüğünüz şey, başka bir enerjinin, çok daha güzel ve engin bir enerjinin gelmesine izin verebilir.

Böylece, bir sorun daha seçin. Bir sorun daha seçin.

Derin bir nefes alın…

Bazılarınız birkaç tane birden seçiyor, ama peki, olsun.

Şimdi onu yere, sağ ayağınızın önüne koyun.

Derin bir nefes alın, ve bir futbolcu gibi ayağınızla vurun ve onu kamyonun arkasına yollayın! Kafayla değil! (kahkahalar)

Şambra, bu çok basittir. Sadece dei un gnost’un gelebilmesi için yer açmanız gerekiyor ve böylece, aslında gerçekten hiç bir sorununuz olmadığını, sadece aptal gibi sıkıldığınızı fark edeceksiniz.

Şimdi farklı bir konuya geçelim, Tobias, Kırmızı Çember Enerji Şirketinin yönetim kurulu üyesi olarak Ben, Kuthumi lal Singh’den…. (kahkahalar ve alkış)…ve bakın, yönetim kurulu diyorum! (kahkahalar) Yönetim kurulu… (Kuthumi kendi kendine güler), bir yönetim kurulu üyesi olarak sizin iletişim sesiniz olmamı ve sizinle bu biçimde çalışmamı istedi.

İletişimin, bir Öğretmen olarak hepiniz ve her biriniz için hayati önemi vardır. Basit ve açık bir biçimde iletişim kurmak, çok önemlidir. Dünyadaki yaşantılarım sırasında öğrendiğim şeylerden biri de, herşeyi çok basit tutmak, az kelime kullanmaktı.

Bazen Şambra, herşeyi fazla ifade etme ve fazla açıklama eğiliminde oluyorsunuz. Bu, ne aldığına güvenmeyen bir zihnin işlevidir. Yani, sadece birkaç kelime ve birkaç cümle kullanmak yerine, saatlerce ağzınızı oynatıp duruyorsunuz. Danışanları/alıcılarınızı nasıl kaybetme eğiliminde olduğunuzu hiç fark ettiniz mi? Onlar, onlara sunduğunuz bu kudretli güç ya da enerji sayesinde yüksek meleksi alemlere gitmiyorlar. Sıkılıyorlar! Basit tutun, kısa tutun.

Bu sabah, sesin gücünü biraz öğrendiniz. Ses, çok enerji taşır. Ben bugün burada birkaç kelime söyledim, ama yine de çok şey verildi. Siz de aynını yapın. Aynını yapabilirsiniz. Birkaç kelime söyleyin, kısa tutun ve basit tutun.

İster bir danışanla olsun, ister böyle sahnede olun, iletişim kurduğunuz zaman, dört basit fikirden fazlası olmasın. Bazılarınız, kapsamak istediğiniz konu hakkında sayfalar yazıyorsunuz. Dört basit nokta – hepsi bu – ve her bir nokta da sadece bir paragraf ya da cümle uzunluğunda olsun.

Ve sonra, basit tutun. Olan şudur, gnost, sizin yaratıcı özünüz gelir ve kalan yeri doldurur. Biz şimdi her zaman tek bir paragraf ya da cümle halinde konuşun demiyoruz, ama bir grubun önünde, ya da danışanınızla konuşacağınız zaman, sadece dört basit noktaya parmak basın diyoruz. Herşeyi söylemek için, her bir fikri, her cümleyi ve her kelimeyi ifade edebilmek için, muazzam bir zihinsel aktiviteden geçtiğinizi fark edeceksiniz. Ses kanalıyla gelen şeyin etkisini kaybediyorsunuz.

Aydınlanmamış ya da spiritüel değil dediğiniz danışanlar ya da izleyiciler bile, sesin normal frekansının dışında gelen şeyleri alacaklardır. Siz muazzam miktarlarda bilgi, enerji ve sevgi veriyor olacaksınız, ve bunların hepsinin kelimelere dökülmesi gerekmiyor.

O nedenle, çok, çok basit tutun ve çok dinleyin. Dinlemek, bir sanattır. Dinlemek, tanrısaldır, ve siz giderek daha fazla dinlediğinizde, çok sınırlı bir biçimde dinlediğinizi ya da duyduğunuzu göreceksiniz. Ama danışanlarınıza odaklanıp da onları, her bir parçalarını dinlediğinizde, çok daha fazlası meydana geliyordur. İzleyicilerinizi dinleyin. Anında ortaya çıkmayan, belki de daha önceleri kaçırdığınız şeyler keşfedeceksiniz.

Böylece, ifade-eden olduğunuz kadar, dinleyici de olun. Çok kısa tutun. Basit tutun. Birkaç kelime.

Her biriniz bir öğretmen, ifade-edensiniz. Bir boya fırçasıyla iletişim kurabilirsiniz, söylenen bir kelimeyle, kağıda dökülen kelimelerle iletişim kurabilirsiniz, ama Yeni Enerjide, kısa ifadenin kutsal olduğunu öğreneceksiniz. Kısa ifade kutsaldır. Basit tutun. Kısa tutun. Sonra, böyle yaptığınızda, ve zihinsel bir işlemle kısıtlanmadığınızda, bir kez daha gnost devreye girer. Ve o anda gnost, dostunuz olarak, kelimelerin çok ötesine geçerek boşlukları doldurur ve enginleşir.

Ben de kısa tutacağım. Şambra ile çalışmayı sürdüreceğim, özellikle de iletişim alanında. Mizah dolu iletişim, açık, berrak iletişim, kalplere dokunan iletişimler.

Ve şimdi, biliyorsunuz.

Namaste