Crimson Circle’de (Kırmızı Çemberde) sunulmuştur
TOBIAS: Ve öyledir sevgili dostlar, bu enerjide yeniden biraraya gelmekteyiz. Biz Cauldre’yı (Geoffrey Hoppe) şimdi hissedebiliyoruz. O şimdi ürpermektedir, ama aslında bugün burada, Shaumbra ile toplanmaktan dolayı ürperen biziz. Sizinle birlikte burada bulunmak, bizim için çok sevindirici bir şeydir! Bizi davet ettiğiniz zaman yarattığınız bu enerji kapısından geçip gelmek, çok sevinç verici bir şeydir. Biz şimdi sizin çok yakınınıza gelebilmekteyiz. Bu ne müthiş bir andır! Birkaç dakikamızı, enerjilerimizi, bu Yuvanın, Ruh’un, tanrısallığınızın enerjisini birleştirmek için harcayacağız – perdenin bu yanında olanlar, sizinle birleşmektedir. Bu şekilde biraraya gelebilmek, inanılmaz bir şeydir. İnanılmaz!
Dünyadaki günlerimde, ki bu birkaç bin yıl önceydi, biz biraraya gelirdik gerçekten, ama Ruh’un, tanrısallığımızın enerjisini, şimdi gerçekleştirebildiğimiz gibi, içimize çekemezdik. (O zamanlar) arada bir, şimdi burada akmakta olan enerjiyi bir an için bile olsa, bir an için bile olsa görebilseydik, çok mutlu olacaktık. Biz Tanrı’ya dokunduğumuzu hissedecektik.
Ve şimdi bir bakın kendinize! Getirebildiğiniz şeye bir bakın. Dünya üzerinde bulunduğunuz alanla, perdeden geçerek, bizim alana doğru yaratabildiğiniz bu yola bir bakın. Gerçek ve tanrısal varlığınıza yolunu bulan direkt bir hat. İnanılmaz! Ben, Tobias, Dünya üzerindeki yolunuzdan sizi izleyeceğim, biyoloji içinde bulunarak, tanrısallığımı tutmanın ne anlama geldiğini deneyimleyeceğim zamanı iple çekiyorum. Bunu iple çekiyorum.
Derin nefesler alın sevgili Shaumbra, derin nefesler alın. Nefes alırken, gerilimlerinizi salıverin, endişe ve sorunlarınızı salıverin. Tüm varlığınıza derin nefesler alın. Ayaklarınıza kadar nefes alın. Şimdi zihninize, size o kadar iyi hizmet etmiş olan zihninize nefes alın. Duygularınıza nefes alın. Duygularınıza derin nefesler alın, çünkü siz sık sık oraya gitmeyi unutmaktasınız. Siz sanki duygularınıza erişebilmek için, zihninizin yolunu kullanmaktasınız, ama şimdi derin nefesler alın. Tanrısallığınızın bu nefesinin, beyninizden geçerek, hiç bir süzgeçten geçmeden, neyin doğru ya da yanlış olduğunu, ya da nasıl davranacağınızı, ya da nasıl bir tutum takınacağınızı söylemeden, doğrudan duygusal varlığınıza ulaşmasına izin verin. Sizler, ortaya çıkmakta ve olgunlaşmakta olan spiritüel varlıklarsınız. Artık zihninizin nasıl davranacağınızı söylemesine ihtiyacınız yoktur. Derin nefesler alın ve zihnin yargısı olmadan, içinizde bulunan o duygusal, o harikulade, coşkulu varlığın ortaya çıkmasına izin verin.
Şimdi….(duraklama) bugün bu yere bir göz gezdiriyoruz. Çevreye bir bakıyoruz. (Cauldre’nın, balo salonunda bir sahne üstünde oturduğunu farkeder) Biz, sahnenin üstüne yükseldiğimizi görmekteyiz! (kahkahalar) Ve biz Cauldre’ya ve sevgili karısına, bugün ayakta fazla kalmayacağımızı söz veriyoruz (Tobias, kanallık sırasında, son zamanlarda hep ayakta durmuştu), çünkü buraya konan enerjiyi, ayağa kalkıp da sahneden düşeceğimiz korkusunu görmekteyiz! (kahkahalar) Bugün bunu yapmayacağız, onun için gevşeyebilirsiniz, ve sen de kendi bölgene gidebilirsin. (bunu, kanallık sırasında dışarıya çıkmak alışkanlığını edinmiş olan Linda’ya söyler) Derin spiritüel yolculuğuna çıkabilirsin burada. Tobias’ın sahnede dans edeceğinden endişelenmene gerek yoktur. (kahkahalar) Bunu bir başka zamana saklayacağız.
Başlamak, bize genellikle zor gelmektedir burada, çünkü biz sadece sizinle birlikte oturmak ve bu alandaki enerjinin keyfini çıkartmayı isterdik. Böyle zamanlarda, oturup sizi izlemekten keyif almaktayız. Dakikalar azar azar ilerledikçe, sizin gitgide parladığınızı ve aydınlandığınızı görebilmekteyiz. Siz, o içsel gülümsemenin çıkmasına izin vermektesiniz. Gerçekten, siz güvenli bir alanda bulunduğunuzu biliyorsunuz. Siz, kutsal bir alanda bulunmaktasınız. Bazen, biz sadece burada oturup, sizin büyümenizi izlemek isterdik.
Ama bugün konuşulacak çok şey vardır. Açıklayacağımız yeni bir ders vardır. Bu çok basit bir ders olacaktır, fazla ev ödevi gerektirmeyen, ama sizi şaşırtacak bir ders olacaktır. Bunu nasıl kucaklayacağınızı merak edeceksiniz. Bugün size vereceğimiz bilgiyle ne yapacağınızı merak edeceksiniz. Ama o basittir. Biz sizin bu derse, bunun artık pek de sizinle ilgili olmadığı bakış açısından bakmanızı rica ediyoruz.
Biz bugün konuşurken, bu dersi öğrencilerinize nasıl öğreteceğinizi düşünün. Bugün açıklanacak bu dersi, anlamalarına nasıl yardımcı olabileceğinizi düşünün. Onlara basitliği ve gerçeği nasıl açıklayacaksınız? Onun için bugün, bu bakış açısına göre dinleyin. Kendinize şöyle deyin, “Bana gelecek olanlara ben bunu nasıl öğreteceğim. Kendi tanrısallığının bu basit ama yine de meydan okuyucu ve önemli kavramını nasıl açıklayacağım?”
Şimdi bir dakikalığına bir şey söyleyelim. Bir dakikalığına, yükselmeniz hakkında konuşalım. Şimdi, son toplantımızdan bu yana, bize bir anlamda çok ruhsal ileti, çok “düşünce iletileri” gelmiştir. Biz bir ay önceki kanallığın içerdiği bilginin (Yükseliş Dizisi, Ders Bir: Bu Artık Sizinle İlgili Değildir), yazılı olarak daha İnternete konmamış olmasına, biraz da müteşekkiriz. Bize gelen düşünce iletileri kesinlikle çok artacaktı. (kahkahalar) Bütün bunlarla başa çıkabilmek için burada yeterli sayıda yardımcılara sahip olamayabiliriz!
Çoğunuzun merak içinde şöyle dediğini duyduk, “ Tobias, bununla, bu yükselişle olmakta olan şey nedir? Yükselişin anlamı nedir?” “Tobias, bu hiç de beklediğim gibi değil. Sen bize yükseldiğimizi söyledin ama ben bana konuştuğunu sanmıyorum.” Biz sizin hayal kırıklığınızı hissettik. Bazılarınız da kızdı, ve biz buna gülümsedik, çünkü sizi anlıyoruz. Siz bir tanımlama istediniz. Bununla ilgili daha fazla içgörü istediniz. Bugün, sizinle biraz daha paylaşacağız.
Yükseliş. Yaşamlar arasında ölmenize gerek kalmaması, yükseliştir. Fiziksel bedeni bırakmazsınız. Bu zor ve meydan okuyucu, doğmak ve ölmek deneyiminden geçmek zorunda kalmazsınız. Bunların hepsi, siz hala aynı paketin içindeyken gerçekleşir. Yükseliş, bir yaşamdan ötekine geçmektir. Bir yaşamda tek bir kontrat dizisiyle çalışmak, onları tamamlamak ve sonra da bu dünyadan ayrılmak ve birlikte götürüleni anımsamamak, geçmişte önemliydi.
Bu geçtiğimiz haftalarda burada yapılan kurslarda, insan yolculuğunun bazı önemli yanları hakkında konuşmuştuk. Uzun uzadıya konuştuklarımızdan biri de ölümdü. İnsanoğlu ölümden geçerken, bununla bağlantılı olan o kadar çok duygu ve korku vardır ki. Çok az anlayış vardır. Herkesin ölüm beklentisi, sadece ölüm döşeğinde yatan kişinin değil, herkesinki……bu beklenti, bir anlamda, şimdi salıverilmesi gereken, muazzam bir korku duvarı örmektedir. Yükseliş halinde sevgili dostlar, ölmek zorunda değilsiniz. Siz devam edersiniz. Ölüm işlemiyle bağlantılı olan bu endişelerin hiç birine sahip olmazsınız.
Gerçekten de kederleneceğiniz bir dönem olacaktır. Ve derin, içsel değişimlerden geçeceğiniz uzun bir dönem olacaktır. Bu sözlerle bu ya da şu şekilde bağlantı kuran hepiniz, bu çeşit şeyleri deneyimlemektedir. Ama ölmek zorunda değilsiniz. Bedeninizi terk etmek zorunda değilsiniz. Bir sonraki yaşamınıza geçersiniz. Bu yeni yaşamınızla, diğerleri arasındaki fark, bir kontrata bağlı olmayışınızdır.
Dünyadaki bu yaşamınıza gelmeden önce bile, uzun bir dizi amaçlara ve amaçlara ait şeylere sahiptiniz. Geniş bir spiritüel kontrata sahiptiniz. Üzerinde çalışacağınız şeylerin dökümüne sahiptiniz. Bu bir anlamda, son arınmaların yapılacağı bir yaşamdı. Şimdi, yükseldiğinize göre, dönüşüme uğramaktasınız. Artık kontratlar yoktur. Yükselmekle ölmek arasındaki fark, şimdi kitabı yazacak olmanızdır. Şimdi, istediğiniz şey(ler)i ve olmayı seçtiğiniz kişiyi yaratabilirsiniz. O zaman yeni yükseliş halinizde, şeylerin boş olması, nötr olması, sizi beklemesi, bir tepkide bulunmanızı beklemesi şaşırtıcı olmamalıdır. İçinden geçtiğiniz dönüşüm işlemi……bir zaman sürecektir. Yolculuğunuzun inişleri ve çıkışları olacaktır, ama bunların sadece işlemin, sürecin bir parçası olduğunu anlayın.
Bugünün erken saatlerinde Cauldre’yı duyduğumuza göre, bu sabah gözlerinin bu kadar çok ağrıması, meleklerin ona bir ders vermesinden, ya da Ruh’un ona bir şey öğretmeye çalışmasından kaynaklanmamaktaydı. O bir insan olarak sadece gözlerinde taşıdığı o şeyleri (kontakt lens) çıkartmayı unutup, onlarla uyumuştur. Burada büyük bir ders yoktur. Bu noktada hepiniz için büyük dersler yoktur. Sadece yaşamınızda olagelen şeyler vardır. Bu, sizinle ilgili değildir artık. Kontratlar yoktur. Dersler yoktur. Melekler ve rehberler ve Ruh ve Tobias, dikkatinizi çekmek için kapınıza vurmaya çalışmamaktadır. Bu, pek de sizinle ilgili değildir.
Yaşamınızın önceki yıllarında üzerinde gayretle çalıştığınız arınma işlemlerinin, oldukça başarılı olduğu anlaşılmaktadır. Eski karmaları temizlediniz. Siz tek bir yaşamda, önceki on yaşamınızın toplamından çok daha fazla karma üstlendiniz, çok daha fazla temizlik gerçekleştirdiniz ve çok daha fazla dersler öğrendiniz. Onun için bu size şimdiye kadar bu denli yoğun gelmiştir. Ve geçmiş yaşamları temizlediğiniz bütün bu zaman boyunca, aynı zamanda atalardan kalma karmayı da temizlemekteydiniz. Oh, bazılarınızın kemiklerine kadar yorgun olmasına şaşmamalı! Kemiklere kadar yorgun. Bazılarınızın, ilerlemeye artık gücünün kalmadığını düşünerek , Yuvaya geri dönmek istemesine şaşmamalı. Ama sevgili dostlar, Ben, Tobias, ve bugün gelen tüm diğer varlıklar, ilerlemenin, artık geçmişte olduğu gibi olmayacağını söylemek için burada bulunuyoruz. İlerlemek, derslerle ve kontratlarla ve karmayla dolu olmayacaktır. Nokta.
Bazılarınızın şöyle dediğini duyduk, “Karmamı temizlediğimi nasıl söylersin, çünkü ben korkunç şeyler yaptım. Daha borçlarımı ödemeye bile başlamadım.” O zaman, sizin için öyle olsun! Bunu seçiyorsanız eğer, karmanıza devam edin. Biz, sizi severek ve onurlandırarak, yanınızda yürüyerek orada olacağız. Ama karma atlı-karıncasını durdurma düğmesine bastığınız anda, nerede olursanız olun, bilinçli olarak durdurmayı seçerseniz, ondan inebilirsiniz. Daha önceden belirlenmiş bir miktarda acı çekmek gerekliliği, söz konusu değildir. Buna artık ihtiyacınızın olmamasını seçmek, aydınlanmanızın bir parçasıdır. İneceğiniz zamanı…….bu karmik atlı-karıncadan inebileceğiniz zamanı seçersiniz.
Yükseliş halinde –hepinizin içinde bulunduğu bu halde – yeni topraklardasınız, haritası çıkartılmamış topraklarda. Diğer alemlerden bugün ve burada size katılmak için gelen hiç birimiz, sizin bulunduğunuz yerde bulunmadık. Biz gözlemleyenleriz. Biz danışmanlarız. Biz rehberleriz. Ama BİZ, SİZİ izlemekteyiz. Hiç birimiz bu yeni yükseliş halinde bulunmadık. Fark, kontratların, ya da karmanın, ya da derslerin olmamasındadır. Fark budur. Seçtiğiniz herhangi bir şeyi yaratmak, size kalmış bir şeydir. Ve şimdi içinde bulunduğumuz yeni dizide, şimdi size sözünü ettiğimiz……kendi varlığınızdan size geri bildirimde bulunduğumuz bu yeni dizide…bu çok komiktir. Bu basittir. Biz sadece sizin düşüncelerinizi alıp, bunları size geri bildirmekteyiz. Yükseldiğinizi size söylememizi isteyen sizlerken, bunu söylediğimiz için bize nasıl kızabilirsiniz ki? Yükseldiğinizi bize bildirdiğinizde mutlu olduk ve şimdi de bunu size açıklayabiliyoruz.
Yükseliş halinde, ne yöne gideceğiniz ve ne yapacağınız ve ne yaratacağınız size kalmış bir şeydir. Kullanacağınız araçlar gelmektedir ve gelmeye de devam edecektir. Çok kez söylediğimiz gibi, birlikte çalışın. Bu yükseliş halinin ne olduğunu anlamak için birbirinize yardım edin. Siz çok eşiklerden atladınız. Siz, sizin zamanınızla elli ya da altmış yıl önce olabilecek bir yıkım eşiğinden geçtiniz. Siz, sizin zamanınızla iki ya da üç yıl önce olabilecek bir yıkım eşiğinden geçtiniz.
Siz, sizin zamanınızla gelecek yıl(lar)da bir başka eşikten daha geçmek üzeresiniz ve bu da, tanrısallığınıza gerçekten sahip olabilmeniz için, olduğunuz tüme gerçekten erişmek için yaratılmış bir enerjisel dokumanın tamamlanması olacaktır. Kryon’un enerji ağlarıyla gerçekleştirdiği çalışma budur. Siz bu eşiği de atlayacaksınız. Siz çok, çok eşiklerden geçtiniz. Ama önemli olan, eskiden yeniye geçtiğinizdir. Siz bir yaşamdan, bir sonradan geçtiniz. Siz yükseldiniz. Bu belki de beklediğiniz gibi görünmemektedir size – ama ne bekliyordunuz ki? (kahkahalar)
Şimdi, bugün gelmekte olan varlıklar vardır. Her zaman olduğu gibi, davetli misafirlerimiz vardır. Ve biz, sizin, insanların, “erenlerin” – İlk Çemberde, onur çemberinde oturduğuna dikkatinizi çekeriz. Siz, bugün İkinci Çemberde oturan davetli misafirler tarafından çevrelenmiş bir haldesiniz. Ve bir şeye daha dikkatinizi çekmek isteriz, çünkü bu bize yakınlarda sorulmuştur, bildirdiğimiz varlıklar (davetli misafir varlıklara atıfta bulunur) “özellikle bu grup için midirler?” Bir anlamda evet, enerjisel olarak bu denli sizin yakınınıza gelebilen yegane varlıklar olmaları açısından. Ama uzaktan izleyen çok, çok varlık vardır. Onlar bu kadar yakına gelememektedir. Onlar, enerjilerinin hiç bir şekilde buraya gelmesine izin veremezler. Bu, sizin dünyanızda, doğrudan orada bulunmaktansa, (olayı) televizyondan izlemek gibi bir şeydir.
Bu yaşamdan tanıdığınız ve bu tarafa geçmiş kişiler, ve Dünyada yaşarken sizi en çok zorlayan kişiler olmalarına karşın, sizi en çok da destekleyen bu varlıklar…..izleyenler onlardır. Geçmişten, geçmiş yaşamlarınızdan olan kişiler – onlar da izlemektedir, aslında onlar bugün bu odada bile bulunmaktadırlar. Bu, perdenin bizim yanında en popüler olan şovlardan biridir! (kahkahalar)
Biz o kadar çok ilgi ve merakla izlemekteyiz ki. Bizim çok umudumuz vardır. Sizin attığınız adımları izlemekteyiz. Sorduğunuz soruları merakla beklemekteyiz. Biz sizi her yönden yüreklendirmekteyiz. Bize en zor gelen şey…..hepimize….. bunu sizin yerinize yapamayacağımızı bilmektir. Hiç birimizin karışmak ya da müdahale etmek hakkı yoktur. Biz sizi sadece sevebiliriz.
Mucizelerin meydana gelmesi, alışılagelmişin dışında bir şeylerin olması, meleklerin işe karıştığından, ya da müdahale ettiğinden, ya da sizin yerinize yaptığından değildir. Bunun nedeni, meydana gelmekte olan durumun tüm gerilimine ve stresine karşın, bir an için melekleri ve Ruh’u yardıma çağırmanızdır. Olan şey şudur, siz savunmanızı indirirsiniz. Siz, zihninizin yoldan çekilmesini sağlarsınız. Siz o anda, perdeden akıp gelen sevgi enerjisine açarsınız kendinizi. Arabayı kaldırıp da, altındaki kişinin çıkmasını sağlayan melekler değildir. Ettiğiniz dualar duyulmuştur, ama bir mucize gerçekleştiğinde, bizim sevgimizin gelmesine izin veren SİZsiniz.
Bizim tarafta, olup biteni görmek için, deneyimlediğiniz şeyleri görmek için gelişiminizi izleyen çok varlık vardır. Bu alana gelen davetli misafirlerimiz, burada bulunabilmek için rezervasyon yapmak zorundadır. Ve bugün gelenler…..onları açıklamadan önce, bir an için zihninizi bir kenara koymanızı rica edeceğiz. Burada herhangi bir şeyi analiz etmeye çalışmayın, sadece onların enerjisini nefesinizle içinize çekin. Onu nefesinizle içinize çekin. Tahmin etmeye çalışmayın. Zihinselleştirmeye çalışmayın. Onların enerjisini nefesinizle içinize çekin. Üstlerine hiç bir etiket koymadan gelen bu varlıkları hissetmek için kendinize izin verin. Sadece nefesinizle içinize çekin.
Çünkü bugün gelip de size bu odada katılan varlıklar, size oldukça tanıdık gelecektir. Onlar bugün özel bir nedenden ötürü, size dokunmadan ama bir çeşit enerjiyle, takdir içinde buraya gelmektedir. Bu alana gelen, çok, çok yakınınızda ve tanıdık bir pozisyonda yanınızda duranlar….onlar, sizin bir zamanlar rehberleriniz olan varlıklardır. Onlar, bir ya da iki ya da üç yıl öncesine kadar sizin rehberleriniz olan varlıklardır. Onlar, alanın dengesini, dünyanızla, yerkürenizle, perdenin bizim tarafı arasındaki uygun enerjileri yaratan dengeyi tutan ve o denge alanında bulunan varlıklardır. Rehberleriniz, sizinle fazla konuşmayan, ama her zaman sizinle birlikte olan varlıklardı.
Bu rehberler, ve Dünyaya yaptığınız yolculuklar sırasında geçmişte size rehberlik etmiş başka varlıklar, bugün bu alana gelmektedir. Onlar yanınızda durmaktadır. Bir zamanlar kapıyı tutan kutsal ve aziz varlıklar olarak, enerjiyi tutan kutsal ve aziz varlıklar olarak aldıkları pozisyonu, sizinle yanyana yeniden almak üzere yanıbaşınızdalar. Ve size gülümsemektedirler bugün. Bu dönüşüm döneminden geçmenin size zor geldiğini bilmektedirler. Yükseliş koridorunu bir başınıza yürümenin size zor geldiğini bilmektedirler. Ama bunun bu şekilde olması gerekiyordu. Bu yolculukta size eşlik edemezlerdi.
Onlar bugün, artık yükseliş koridorundan geçtiğiniz için geri gelmekte ve yanınızda durmaktadır. Ama şimdi, enerjinizi tutan varlıklar olmak yerine, sizi alkışlayan varlıklar, onlardır. Size minnettar olan varlıklar, onlardır. Sizin mezuniyetinize herkesten çok onur duyanlar, onlardır. Ve onlar bugün yeniden biraraya gelmek ve ziyaret etmek amacıyla gelmektedir. Çoğunuzun yanıbaşında şu anda iki varlık bulunmaktadır, bu mesajı okuyanların bile. Bazılarınızın yanında üç varlık bulunmaktadır. Bu rehberleri destekleyen diğer varlıklar – açıklaması zor – şu anda önünüzde duran rehberlerden bile önce size rehberlik etmiş olan varlıklar da vardır. Oh, bir anlamda, tümüyle bir rehberler zinciri oluşmuştur, ama şu anda sizin hemen çevrenizdeki ikinci çemberi dolduran varlıklar, gittiklerinde candan özlediğiniz, özlem duyduğunuz kendi rehberlerinizdir.
Onlar bugün, sözünü edeceğimiz özel bir nedenden ötürü gelmektedir, ama zamanın şu anında bir duralım. Biz kucaklaşmaya, yeniden tanış olmaya, bir an için onlarla gevezelik etmeye, bugün size getirdikleri armağanı paylaşabilmelerine izin vereceğiz. Her armağan bireye özeldir. Her biri sizin içindir. Siz bunu anında farkedebilirsiniz. Ama bir süre de bu armağanın farkında olmayabilirsiniz. Bu sözlerin ulaştığı herkes, duraklama zamanı olduğunu, gözlerinizi kapatıp, ellerinizi gerçekten açmak ve nefes almak zamanı olduğunu bilin.
Bu yeniden-birleşme gerçekleşirken ve armağan(lar) size verilirken, bir an duraklayacağız. Ve bu arada, bu armağanı paylaşmanızı da rica ediyoruz. Burada bulunan, konuştuğunuz diğer kişilere bunu söyleyin. Bu toplantıdan sonraki günlerde ve haftalarda, size verileni başkalarıyla paylaşmak zamanı olduğunu bilin. Diğerlerine bu armağanın ne olduğunu söylemek uygundur.
Şimdi, biz bu yeniden-birleşme ve armağanların verilmesi meydana geldikten sonra, bir dakikaya kadar geri geleceğiz.
(duraklama)
Siz insanlar bunu nasıl ifade ediyordunuz, biz bu anı şişeleyebilmek isterdik. Onu şişeleyebilmek isterdik, ve sizin şişeleyebilmenizi isterdik. Size gelecek öğrencilerin onu içebilmesini isterdik. Ve şöyle diyebilmenizi isterdik, “Yükselişe giden yolu kendi başınıza yürüdüğünüz bu zor zamanların bir karşılığı olduğunu bilin, bunun tatlı bir yanının olduğunu bilin.” Ve siz şu anda doldurulmuş olan şişeyi onlara uzatıp, bu şişeden içmelerini isteyecek, ve onlar da bu şekilde biraraya gelebilmek için o uzun yolu yürümenin ne kadar tatlı bir şey olduğunu görecek ve hissedeceklerdir.
Şimdi, söylediğimiz gibi, bugün tartışılacak çok şey vardır, ama bu oldukça basittir. Oldukça basittir. Oldukça basittir.
Rachael adında bir Işık İşçisi vardır. Ve Rachael adını verdiğimiz bu kişi….bu onun gerçek adı değildir ama o gerçek bir kişidir. O, aynı zamanda hepinizin bir bileşkesidir. O hepinizin parçalarını ve yanlarını temsil etmektedir. Biz Rachael’in öyküsünü, bugünün dersini anlamanıza yardımcı olması açısından anlatmaktayız.
Rachael, sizin gibi, Dünyaya geldi. O Dünya üzerinde daha önce bin-on hayat yaşamıştı – tekrar tekrar geri gelmeyi seven bazılarınızla kıyaslandığında, bu çok değildir. (kahkahalar) O, bin-on hayat yaşamış ve bu yaşamı da, son arınmaların yaşamı olarak seçmişti. Bu yaşamını, ya insan eliyle, ya da sizin deyiminizle Tanrı’nın eliyle Dünyanın sonunun getirileceği potansiyelinin var olduğunu bilerek seçmişti. Ama aynı zamanda biliyordu ki – çünkü rehberleri ve perdenin bizim yanındaki meleklerle uzun uzadıya konuşmuştu – bütün bunları atlatma potansiyelinin güçlü olduğunu, bu yıkım potansiyelinin, yükseliş potansiyeline, ilerleme potansiyeline dönüştürülebileceğini de biliyordu.
Hangisi gerçekleşirse gerçekleşsin, Rachael son arınmalar için bu yaşama gelmişti. Ve o çoğunuz gibiydi. Şöyle dedi, “Bu benim son yaşamım olacak. Dünyaya tekrar geri gelmeyeceğim.” Ve biz burada oturup da sizin yükseliş halinizle geri geldiğinizi görünce, şakalaşıp, gülüyoruz!
Şimdi, Rachael dediğimiz bu kişinin zor bir çocukluk dönemi olmuştu, çünkü annesi onu çok küçük bir yaşta terk etmişti. Babası sevecen olmaya çalışmıştı ama dört çocuğa bakmak onu bunaltmıştı. Onlara doğru düzgün bir destek sağlamak için o işinin arasında, bir de (ruhsal olarak) onları beslemek zamanını bulamıyordu, onun için de çocuklar çok zaman yalnız kaldılar. Dadının ne olduğunu bile bilmiyorlardı, çünkü ona verecek paraları yoktu. Rachael’in babası işteyken, o diğer kardeşlerinin bakımını üstlenmek için evde kalırdı. Ama daha da önemlisi, kendi içine dönebilmek, kendi oyunlarını yaratmak, kendi eğlencesini yaratmak, kendi ifade tarzlarını yaratmak için fırsatı değerlendirirdi.
Babası ona çok az yol gösterirdi. Aslında gençlik yıllarında gücenmeler bile olmuştu, çünkü aile parasal açıdan yeniden biraraya gelmeye başlamıştı. Onlar orta halli bir şehirde, orta halli komşuların olduğu, orta halli bir ev sahibi olabilmişti. Ama şimdi babaları, kaçırdığı şeyleri yakalamaya çalışıyordu. Geceleri çıkıyor ve kadın arkadaşları oluyordu. Çocukları ve Rachael ile az zaman geçiriyordu. Bundan dolayı da gerçekten çok öfke ve gücenmeler söz konusuydu.
Gençlik yıllarından geçip de yirmili yıllarına geldiğinde, Rachael babasından görmediği sevgiyi, başka erkeklerde aramaya başladı, ama bu ilişkiler pek iyi sonuçlanmadı. (Erkeklerden) hiç biri, içindeki bir şeyi tatmin edemiyordu. Çocukken meydana gelmiş bir şey vardı. İçsel bir çınlama meydana gelmişti. Habire ortaya çıkan bir iç ses vardı. Bu tatmin olmak gereksinimindeydi. Bunun bir eşe gereksinimi vardı. Yaşamının bu bölümünde, Rachael erkeklerle olan ilişkisinde aradı bu partnerliği.
Şimdi, o gerçekten çok akıllı olan, kendini-destekleyebilecek hale gelmek için üniversiteye giden biri oldu. Ve mezun olduktan sonra, ilişkileri yetersiz olduğu için kendini iş hayatına attı. Çok çalıştı. Büyük şirketlerde çok çalışarak, yükseldi. Ama tüm bu süre boyunca, içinde tatminsiz olan bir şey vardı. Söylediğimiz gibi, bunu ilişkilerde aradı, ama bu ilişkiler pek uzun sürmedi. Yaşamındaki erkeklerden çabuk bıkıyordu, çünkü onlar aradığı rolün yerini dolduramıyordu.
İşte oldukça başarılıydı. Otuzlu yılların başında kendi işini açtı ve bu da iyi gidiyordu, çünkü Rachael’in içinde bir dürtü ve bir ışık vardı. Ama yine de daha fazla bir şeylerin olması gerektiği, bir şeylerin eksik olduğu duygusu, hissi sürekli içini kemiriyordu.
Ve bir gün bir iş arkadaşı, Ruh denilen bu şeyden söz etti ona. Oh ve ışık işçisi Rachael buna hemen tepki verdi ve dini kurumlarla pek de ilgilenmediğini söyledi. Babası onu kiliseye göndermiş ve akrabalar ve arkadaşlar da kiliseye giderken onu beraberlerinde götürmüş ve onu kendi yanlarına çekmeye çalışmıştı. Onlar Rachael’in kendi gittikleri kiliselere kaydolmasına çalışmış, ama bunların hiç biri onu ilgilendirmemişti.
Ama şimdi, iş arkadaşıyla Ruh ve kendisi hakkında yaptığı tartışmalardan sonra, oldukça ilgilenir olmuştu. Kitaplar okumaya başlamıştı, çoğunuzun yaptığı gibi, ve toplantılara gitmeye başlamıştı. Uzun, çok uzun zaman sonra ilk kez içinden ışımaya başlamıştı.
Yolda giderken, bir koca da buldu, eğer bazılarınız bunu merak ediyorduysanız. Bir koca buldu ve birkaç tane de çocuğu oldu, ama bunu yapmasının nedenlerinden biri de, kendini yapmak zorunda hissetmesiydi. Bu sanki, insanların sahip olduğu programın bir parçasıymış gibi geldi ona. Böyle bir eşe sahip olmanın işi açısından önemli olduğunu düşünüyordu, böylece insanlar onun garip ya da farklı olduğunu düşünmeyeceklerdi.
Rachael bu spiritüel işlerin içine iyice daldı. Bunun derinine indikçe, kendini de daha fazla gördü ve çocukken kendi başına geçirdiği o zamanlarda…..o zamanlarda olmakta olan çok şeyin olduğunu gitgide farketti. (O zamanlar) Ruh’la iletişim içinde olduğunu farketti. Meleklerle konuştuğunu. Rehberlerini hissettiğini. O zamanlar olmakta olan o kadar çok şey vardı ki. Bu materyelleri okuyup araştırdıkça, bunları anımsadı.
Ama yine de, bu Yeni Çağ materyelleriyle bile bir çaresizlik hissetti. Çaresizlik hissediyordu, çünkü bunların hepsi bir süreliğine ona iyi geliyor ama yine de içinde hissettiği o arzuyu tatmin etmiyordu. Hala Tanrı’yla nasıl konuşacağını bilmiyordu. Tanıştığı onca harika insana rağmen, ve duyduğu onca harika sözlere rağmen, Ruh’la o derin, içsel bağa hala sahip değildi. Ruh hala anlaşılması zor, ele geçmez ve dışsal bir şeydi. İçerdeki jeton hala düşmemişti.
Yaratıcı olmakla ilgili tüm o sözleri duyuyordu, ve bir dereceye kadar da bunun ne anlama geldiğini zihninde anlamaya başlıyordu. Yaratıcı Dizisini okudu ve bunları çok değerli buldu. Ama yine de, ışık işçisi Rachael’in içini kemiren bir şey vardı. Hissetmek istiyordu. O her neyse, onunla olan bağlantıyı istiyordu. “Bu nedir?” diye geceleri merak ederdi. “Bu, uzak bir yerlerde olan Tanrı mıdır? Önceki rehberlerim midir? Melekler midir?” Bunu hissedemiyordu. Düşünebiliyor ama hissedemiyordu.
Sevgili Rachael’in kafası bu işlemle çok karışmıştı ve bu bağı çok derinden istiyordu, ve biz öte yanda oturmuş onu ve sizleri izliyorduk. Gözlerimiz yaşlarla dolmuştu, çünkü sizin niyetinizin ne kadar saf olduğunu en derin düzeylerden anlıyoruz. Arzunuz o kadar saf ki. İstediğiniz tek şey Ruh’un size dokunması ve Ruh’un sevgisinin farkında olmaktır. Bunu farkediyoruz. Dünyasal şeylerden hiç birini istemediğiniz dualarınıza kulak verdiğimizde, bunu farkediyoruz. Siz – çoğunuz – otuz ya da kırk yaş daha genç olmayı istemiyorsunuz. Bir Einstein’in beynine sahip olmak istemiyorsunuz. En derin, en derin dualarınız ve arzunuz ve isteğiniz, sadece Ruh’un size dokunmasıdır.
Şimdi, biz Rachael’i izliyoruz. Biz sizi izliyoruz. İlerleyişiniz üzerinde çok gayretle çalıştığınızı biliyoruz. Ama biz tek bir şey görüyoruz – ve bu son toplantımızdan bu yana bize çok açık gelmiştir, çok açık sevgili dostlar – bütün bu şeyler size olmaktadır. Şimdiye kadar hiç olmadığı bir biçimde, enerjiye ulaşmak imkanına sahipsiniz. Daha önce de söylediğim gibi, ikibin yıl önceki günlerimde bu şekilde biraraya gelip de, burada (şimdi) sahip olduğunuz enerjiye sahip olamazdık. Buna benzer bir şeye hiç sahip olmadık! Bunların hepsine ulaşabilirsiniz. Hatta yükseliş haline geçtiğinizi bile size bildirmemizi bizden istediniz. Yaratmak için araçlara sahipsiniz.
Oh evet, öğrenilecek ve anlaşılacak çok şey vardır. Ama bir adım daha ilerlemeden önce, ve ışık işçisi Rachael gerçek arzusuna kavuşmadan önce, her birinizin çok yakından bakması gereken ve içinizdeki en derin düzeyden bağlantı kurmanız gereken bir şey vardır. Sevgili dostlar, bu oldukça basittir. Burada bir hokus-pokus söz konusu değildir. Yapmanız gereken hiç bir şey yoktur. Yükseliş Dizisinin İkinci Dersi, “Tanrısallığına Sahip Çık”tır. TANRISALLIĞINA SAHİP ÇIK! Ona şu anda, hemen şimdi sahip çıkın.
Ve siz diyorsunuz ki, “Tobias, ama ona nasıl sahip çıkarız?” Onu sahiplenmek basittir. Bir eve, ya da bir arabaya, ya da yeteneğinize, ya da sevginize nasıl sahip çıkarsınız? Onu sadece varlığınızın içine kabul edersiniz. Burada bulunan tanrısal haklarınıza ve kendi tanrısal soyunuza sahip çıkmak neden bu kadar zor olmuştur?
Yükseliş Dizisinin İkinci Dersi, daha ileriye gitmeden : Tanrısallığına sahip çık. Onu sahiplen.
Geçen aydan bu yana onu sahiplenmek istemediğinizi gördük. Onu pencereden dışarıya atmak istiyorsunuz! Onun varlığını yadsımak istiyorsunuz! Sahip olduğunuz gücün kendisini yadsımak istiyorsunuz. Siz bir meleğin önünüzde belirmesini istiyorsunuz – ve bugün onlar geldiler, ve hala inanmayan bazı kişiler vardır! Siz bir meleğin önünüzde belirmesini ve sizi kollarına alıp gitmesini istiyorsunuz. Dünya üzerindeki yaşamınızda bunun olduğunu görebileceğiniz yegane zaman, öldüğünüz zamandır. Bundan başka herhangi bir zamanda bir meleğin gelip de sizi almasını ve götürmesini görmeyi beklemeyin.
Bizim uzakta kalmamızın bir amacı vardı. Sizin önünüzde tezahür etmedik. Bizi görebileceğiniz biçimde ortaya çıkmamamızın bir nedeni vardı. Oh evet, bizi gören, başkalarını da gören kişiler vardır. Bizim taraftan bazı varlıkların belirdiği kişiler vardır. Biz size bunu yapmadık. Ve nedenini biliyorsunuz. Çünkü sizi seviyoruz. Çünkü sevgili dostlar, sizi kendi yolculuğunuzdan alakoymak istemiyoruz.
Burada bulunan bir kişi neredeyse her gece ona görünmemiz için, bir işaret vermemiz için yalvarmaktadır, ancak o zaman inanacaktır. Eğer ona görünür ve bir işaret verirsek, o zaman inanacağını söylemektedir. Ama sevgili dostlar, bu inanmak değildir. Bu, inanmak değildir. Bu, pazarlık etmektir. Bu, pazarlık etmektir. Kendi tanrısallığınıza sahip çıkın. Bunu gerçekleştirdiğiniz zaman….bunu gerçekleştirdiğinizde, o zaman size görüneceğiz ve elinizi sıkacağız. Gerçekleştirdiğiniz çalışmadan ötürü size teşekkür edeceğiz.
Nasıl sahip çıkarsınız? Ne yaparsınız? Çılgın gibi zihninizde şimdi bunları sorduğunuzu duyuyoruz. “Bu tanrısallığı nasıl sahiplenirim?” Herşeyden önce, ona hiç bir zaman zihniniz yoluyla sahip çıkamayacaksınız. Ona hiç bir zaman zihniniz yoluyla sahip çıkamayacaksınız. Tanrısallığınızı – ve o buradadır – biz tüm çevrenizde görebiliyoruz. Çoğunuzda da, onun içerden ortaya çıkmakta olduğunu görüyoruz, çünkü onu nefesinizle içinize çekiyorsunuz.
Bunu okumakta olan ve söylediğimiz her şeyi zihinselleştirmeye çalışan bir kişi var. O üç kez nefes aldı, ve büyük mucizeler gerçekleşmediği için de kızdı. O şöyle demektedir, “Tobias, gördüğün gibi bu pek bir işe yaramıyor.” Ve biz ona hatırlatıyoruz – bu süreci olan, bilinçli bir işlemdir.
Tanrısallığınız tüm çevrenizdedir. Burada bulunan her biriniz, bunu okuyan ya da dinleyenler de buna dahildir…… içinizden onun ortaya çıkmaya başladığını gerçekten görüyoruz. Bu bir kavram değildir. Bu sadece yaratıcı imgeleme değildir. Onu görebiliyoruz. İçinizden yükseldiğini görebiliyoruz. Bazılarında bu, içinizdeki bir alev gibi görünmektedir. Başkalarında, büyümekte olan güzel bir bitki türü gibi görünmektedir. Ve yine başkalarında, ortaya çıkmakta olan bir ışık topu gibidir. Her biriniz biraz farklısınız. Yükselen tanrısallığın tek bir ifade biçimi yoktur. O her birinize hastır. O oradadır. Sahip çıkın.
Ona, bu tanrısallık denen şeye nasıl sahip çıkarsınız? Nasıl sahip çıkarsınız? Bu, zihniniz yoluyla olmaz. Bunu oturup da kağıt üzerine geçirmeye çalışırsanız, onu o şekilde anlamaya çalışırsanız, acıtacaktır. Başınızın çok ağrımasına neden olacaktır.
Bu tanrısallık denen şey bir çocuğa çok benzer. O siz olmasına rağmen, Yuvayı terk ettiğinizden beri sizin özünüzdür. O tanrısallığınızdır. O Benliğinizin Tümüdür. Ve burada bir an kesmek zorundayız, Altın Meleğinizi, Gerçek Benliğinizi, üç metre boyunda, kanatlı ve dışsal bir varlık olarak düşünmekten vazgeçmenizi her birinizden rica ediyoruz, çünkü o öyle değildir. Onu o şekilde düşünmeye devam ettiğiniz sürece, üç metre boyundaki bir varlıkla içinizde birleşmek zor olacaktır! (kahkahalar) O dışsal bir varlık değildir. O içinizdedir. O dışsal bir melek değildir. O, kimliğinizin özüdür. O, bedeninizden, DNA’nızdan, hücrelerinizden yolunu bulmaktadır. O, bedeniniz kanalıyla ifade bulmak istemektedir.
Bedeninizle oyun içinde olarak, tanrısallığınıza bedeniniz kanalıyla sahip çıkın. Siz o kadar ciddileşiyorsunuz ki! Siz rejimler yapıp kendinizi acıtıyorsunuz. Şişman olmanıza neden olan şey nedir biliyor musunuz? Bu lanet rejimler! (kahkahalar ve alkışlar) Bunları yapmakla kendinize ve bedeninize acı veriyorsunuz. Tanrısallığınız bedeninizin içinden çıkmaktadır. Bedeninizle oynayın! Ona o çukulatalarınızdan yedirin! (dinleyicilerden alkış) Oh, biz birçok kişiden, “Oh, Tobias, tıp tarihi ve bilim, bu şeylerin kötü olduğunu ispatladı” diyen düşünce iletileri alacağımızı biliyoruz. Ama hayır, kötü olan, sahip olduğunuz bazı düşüncelerdir, bazı kurallarınız ve düzenlemelerinizdir. (dinleyicilerden alkış)
Bazen, Dünyanıza bir fiziksel beden içinde dönmediğime üzülüyorum, ama bazen de, kendi kendinizi soktuğunuz bu sıkıntılardan geçmek istemezdim. Bedeninizin keyfini çıkartın, hangi büyüklükte ve biçimde olursa olsun. Bedeninizi sevin. Bedeniniz için belli bir kalıp yaratmaya çalışmaktan vaz geçin. Tanrısallığınız onun içinden yükselmektedir. Tanrısallığınızın size gelme yollarından biri de budur. Bedeninizle oynayın.
Eğer ihtiyacınız olan şey, bir ya da iki gün, hiç bir şey yapmadan yatakta kalıp çukulatalı bisküviler yemekse, öyle olsun! (kahkahalar ve alkışlar) Çabucak eğlenceyi bırakacak ve yapılacak işlerin olduğunu farkedeceksiniz. Bedeniniz – ona sadece kulak verirseniz, onu sahiplenirseniz – hangi yiyecek çeşitlerinin size iyi geleceğini söyleyecektir. Her türlü marketlerinizde bulunan ve televizyon kanallarınızda sözü edilen, hakkında birçok şey yazılmış yöntemlere göre hareket etmeyin. Bedeninize kulak verin. Bedeninizle oynayın. Bu lüksü kendinize tanıyın.
Şu anda başlarını sallayıp da, “Tobias, ne dediğinden haberin yok” diyenler bile var. Ve biz size diyoruz ki, “ Peki. Kurallar ve düzenlemeler ve bedeninize eziyet etme oyununuza devam edin öyleyse.” Diğer kişilere de, “Gidin ve eğlenin!” diyoruz. Tanrısallığınızın çıkmasına izin verin. Onu bu şekilde sahiplenirsiniz. Siz onu, onunla oynamakla sahiplenirsiniz, onunla oynamakla.
Tanrısallığınız bir çocuk gibidir. Özünüz olmasına rağmen, olduğunuz tüm olmasına rağmen, o yeniden doğmaktadır. Siz öldünüz. Siz öldünüz ve şimdi yeniden doğmaktasınız, ve içinizde meydana gelen şey de budur. Siz kendi tanrısallığınızı bedeninizde, zihninizde, duygularınızda doğurmaktasınız. Oynayın onunla!
Bir çocuğa nasıl davranırsınız? Bir-günlük bir çocuğa, ya da altı-aylık ya da bir yaşındaki bir çocuğa, eline bir kurallar ve düzenlemeler listesi mi verirsiniz? Bazılarınız bunu yapabilir! (kahkahalar) Ama çoğunuz bu çocuktan keyif alacaktır. Çoğunuz onun sorumluluğunu üstlenecektir, onu kollarında tutacak, sevgiyle yüzüne bakacak, yedirecek, besleyecek ve onunla oynayacağı her anın beklentisi içinde olacaktır. Tanrısallığınıza işte böyle sahip çıkarsınız.
Oh, siz onu o kadar zihinselleştirmeye çalışıyorsunuz ki. Bu tanrısallığı ve onu sahiplenmeyi bu kadar zihinselleştirirseniz nasıl öğreteceksiniz? Öğrencilerinize bunun ne olduğunu anlatmaya çalışmak için 100 tane kitap yazmaktansa, dışarıya çıkıp da tanrısallıklarıyla oynamalarını söylemek daha kolay değil midir? Sözcükler boş laf olurdu. Her birinize söylüyoruz, tanrısallığınıza sahip çıkın. Onunla oynayın. Nasıl oynanacağını unuttunuz değil mi? Unuttunuz! Biliyorduk. Işık işçimiz Rachael nasıl oyun oynanacağını unuttu, çünkü gençliğinde, yaşamında oynanacak şey o kadar azdı ki. O kadar azdı ki. O, hepinizde olduğu gibi, o kadar ciddi bir kontrata sahipti ki.
Biz bugün sizinle şakalaşıyoruz. Sizin ciddi kontratlarla, ağır kontratlarla, meydan okuyan kontratlarla geldiğinizi biliyoruz. Şimdiye kadar üstlendiğiniz şeylerin en zorlularını üstlendiğinizi biliyoruz. Onun için oynamayı unuttunuz. Çocukken, gençken o kadar az oyuna sahiptiniz ki. O kadar erken bir dönemde, yaşamı o kadar ciddiye almak ve o kadar çok çalışmak zorunda kaldınız ki.
Varlıklı ailelerden gelenler bile, siz bile….. kendinizi erkenden yaşamda ispatlamak durumunda kaldınız. Şimdiki gençlere bir bakın. Onlar böyle değiller. Yirmisekiz, otuz yaşına gelmiş ve hala ana-babasıyla yaşayan ve hala yaşamında ne yapmak istediğini bilmeyen kişilerin olduğunu gördüğünüzde, hayret ediyorsunuz.
Ağır kontratlara sahip olan sizdiniz ve bunları belli bir zaman çerçevesinde ve nasıl tamamlayacağınız konusunda da çok titizdiniz. Ve siz kendinizi itelemeye devam etmektesiniz. Tanrısallığınıza da aynı şekilde yaklaşmaktasınız – onun çok araştırılması, çok çalışılması gerekmektedir, ona layık olabilmek için tükenmeniz gereklidir, (işlemin, sürecin) acı vermesi gereklidir şeklinde yaklaşmaktasınız.
Hayır, biz, bunun artık bu şekilde olmasının gerekmediğini söylemek için burada bulunuyoruz. Siz yükseldiniz. Siz o eski yöntemleri geride bıraktınız. Oynamak zamanıdır. Ve çoğunuz bundan kesinlikle suçluluk duyacaktır. Kendinize günde beş dakika izin vereceksiniz. Onu yapılandıracak ve organize edeceksiniz. Ve biz özellikle Cauldre’yı dürtüyoruz bunu söylerken. (alkışlar ve kahkahalar)
Siz tanrısallığınıza, ona sevdiğiniz bir çocuk gibi davranarak, onu besleyerek, ona bakarak, sorumluluğunu üstlenerek ve onunla oynayarak sahip çıkarsınız. Siz küçük bir çocuğa, kitaplarınızdaki ve okullarınızdaki herşeyi hemen öğretmeye kalkmazsınız. Bu, beslemek ve eğlenmek zamanıdır.
Bu o kadar basittir ki. Biz bugünün açıklamalarına başlarken, bunun basit ve ama zorlayıcı olacağını söylemiştik. İkinci Ders, yükseliş halinizin bir sonraki büyük adımı, uzun, çok, çok uzun bir zamandır arayışı içinde bulunduğunuz bu şeyi sahiplenmektir. Rachael’in öyküsünde…..o onu aramıştır ve sonunda ona gelmesini kabul bile edememektedir. O büyük bir meleğin gelmesini beklemiştir ve bu da, onun yükseldiğinin bir göstergesi olacaktır.
Hayır, o içerden gelmektedir. Ona, içerden sahip çıkılmalıdır. Bu işlemde daha ileriye gitmeden ve yükselişin bütün yararlarının ve iyi taraflarının gerçekten keyfini çıkartmadan önce, tanrısallığınızı sahiplenmeniz gerekmektedir. Bunu gerçekleştirmenin yolu, ona bir çocukmuş gibi davranmaktan, onunla oynamaktan, onu beslemekten ve her gün ona zaman ayırmaktan geçer. Hergün sevgili dostlar, kendinizle geçireceğiniz bir zaman ayırın. Çok zaman ayırın.
Eğer bu odadan, bu yerden belirli bir ödevle gitmek zorundaysanız, ki çoğunuz böyle bir gereklilik içindesiniz, ödeviniz, tanrısallığınızla oynayacağınız zamanı her gün bulmak ve yaşamın tadını çıkartmaktır. Siz hala bu çok çalışmak ve zorluk ve meydan okumalar ve “gününüzü planlamak” enerjisiyle çevrilisiniz. Ben Dünyaya geri geldiğimde, HİÇ BİR ZAMAN “günü planlamayacağıma” yemin ettim! (coşkulu alkışlar ve kahkahalar) Bu, yaşamın, var olmanın mükemmel ve güzel bir biçimde akan ifadesini bozmaktadır.
Çoğunuza, bu yeni yükseliş halinde olduğunuz gerçeğini kabul etmek zor gelmektedir. Siz bunu yadsımaya çalışıyorsunuz. Ama bu böyledir. Bu gerçeğin kendisidir. Bu buradadır. Bunu kabul etmek zamanıdır. Siz onunla oynadıkça, o da bir ifade kazanacaktır. O, bütün benliğinizde hareket eden bir ifadedir ve o çevrenizdeki herşeye doğru da hareket eder.
Ve son dizimizde (Yaratıcı Dizisi) sözünü ettiğimiz gibi, sonra da uygun olan şeyleri size geri getirir. Bu kadar çok mücadele etmeyi bırakın. Bu şeyleri kendinize çekebilmek için mücadele etmeyi bırakın. Onlar gelecektir. Şimdi, sahip çıkın.
Bu, Yükseliş Dizisinin İkinci Dersi olarak tasarladığımız dersin ve açıklamaların aslı değildir. Başlangıçta, müfredat üzerinde çalışırken, başka bir konu vardı. Ama bu zamana yaklaşırken ve son açıklamalarımıza gelen tepkileri görünce, duruma bir göz atmaya başladık. Sizden, ne söylenmesini istediğinize dair bilgi almaya başladık. Bunu araya koymamız gerektiğini hepimiz anladık. (Tanrısallığınıza) sahip çıkmadan, yolunuzda ilerleyemeyeceğinizi siz bile anladınız.
Şu anda sevgili dostlar, her biriniz, tanrısallığınızı ayaklarınıza kadar nefesinizle içinize çekin ve ona sahip çıkın. Dışarıya akmasına izin vermeyin, ona sahip çıkın, onu kucaklayın. Spiritüel varlıklar olduğunuzu anlayın. Geçmişin, geçmiş olduğunu anlayın. Onun artık size yapışmaya devam etmesine gerek yoktur. Bir şeylerin geçmişte zor olmuş olması, bu yeni enerjinin ve bu yükselişin yeni yolunun da öyle olması gerektiği anlamına gelmez. Ve şimdi onu bu kez nefesinizle içinize çekerken, bir çocuğa sahip çıkacağınız gibi, onu kucaklayacağınız gibi ve onu besleyeceğiniz gibi sahiplenin, kucaklayın ve besleyin. Derin nefesler alın ve tanrısallığınıza sahip çıkın. Yeni yükseliş halinize sahip çıkın.
Bazen soruyoruz, “Ne bekliyorsunuz? Ne bekliyorsunuz?” diye. Ve sonra görüyoruz ki, siz büyük bir varlığın görünmesini bekliyorsunuz. Bu odada değil ama, öyle insanlar vardır ki, o küçük metal gemileri ve onlardan inecek yeşil varlıkları beklemektedir. Ve biz kendi kendimize diyoruz ki, “Daha çok beklerler. (kahkahalar) Bu insanlar hala kendi dışındaki bir şeye gücünü teslim ediyor.” Ve bu bizi eğlendirmektedir, çünkü biz tanrısallığınızı doğrudan içinizde görebilmekteyiz. Biz sizin ne kadar güçlü olduğunuzu, ne denli ışık varlıklar olduğunuzu görebilmekteyiz.
Şimdi, o aleve sahip çıkın. Onunla oynayın. Onun keyfini çıkartın. Onunla eğlenin. Bugün bu odadan yeni bir tutumla, yaşamın zevkini çıkartmak tutumuyla ayrılın. Siz hedeflerinize eriştiniz bile. Siz kontratlarınızı tamamladınız. Zevkini çıkartmak için kendinize izin verin. Bunu yaptığınızda, enerji döngülerini değiştirirsiniz. Dış dünyanın size verdiği tepki biçimlerini değiştirirsiniz. Ve o farklı biçimde tepki vermeye başlayacaktır. Dış dünya daha sevinçli bir biçimde size geri gelmeye başlayacaktır. O size daha bir tamamlanmışlık duygusuyla geri gelecektir. Size gelen şeyler o kadar zor ve meydan okuyucu olmayacaktır. Bunu enerji oluşumunuzdan şu anda bırakabilirsiniz. Bu yaşama getirdiğiniz bu zorluk ve meydan okuma kurgusunu bırakabilirsiniz. Artık buna ihtiyacınız yoktur. Bu herşeyin üstünde ve her biriniz için, oynamak zamanıdır ve zevk almak zamanıdır. Ve tanrısallığınızı da gerçek olarak bu şekilde sahiplenirsiniz.
Şimdi, bugün gelen ve (bir zamanlar) rehberleriniz olan varlıklar yanınızda durmakta, sizi sevmekte ve size teşekkür etmektedir. Enerjinizi tutmak zorunda oldukları zamanı hatırlamaktadırlar. Bu dengeyi yaratmaları gerekiyordu. Onlar bugün bir çeşit mezuniyet töreni için burada bulunmaktadır, çünkü artık buna kendinizin sahip çıkabileceğini bilmektedirler. Rehberleriniz olan varlıklar bugün İkinci Çembere, tanrısallığınıza sahip çıkabileceğinizi, bu alanı tutabileceğinizi onaylamak için gelmektedir.
Oh, onlar sizi terk ettiğinde bazı sallantılı günler olmuştur, bu enerjiyi tutabileceğinizden ne sizin, ne onların, ne de bizim emin olmadığımız sallantılı günler. Ama bunu gerçekleştirmektesiniz. Hala biraz ürkek, biraz çekingensiniz ama her geçen gün biraz daha güçlenmekte ve ona biraz daha sahip çıkmaktasınız. Onun için bu varlıklar bu özel günde buraya gelmektedir. Bu bir mezuniyettir. Onlar size, uzun bir zaman tuttukları bu alana sahip çıkmanızı da söylemektedir. Bunu yüreğiniz kanalıyla içeriye getirmenizi, her sabah olduğunuz Tümü onaylamanızı, her gece BEN BENİM’i, zihninizle değil de, yüreğinizle anlamanızı ve onaylamınızı söylemektedirler.
Yüreğinizle düşünmek de, size meydan okuyan başka bir alandır. Bunu pek anlamıyorsunuz. Bu hala zihninizden geçmektedir. Zihniniz, bir anlamda, bir sayfa üzerindeki sözcükler gibidir. Bir kitaba çok benzediğinizi biliyor muydunuz? Fiziksel beden, sayfalar gibi ve bunların ciltlenmesi gibi ve kapak gibidir. Sonra bir de yazılmış olan sözcükler vardır. Bu da zihniniz gibidir. Sözcük aralarıdır. Kullanılan karakterlerdir. Paragrafların ayrılmasıdır. Virgülleriniz ve ünlem işaretlerinizdir. Hatta harflerin tek tek yazılış biçimidir ve sözcük olarak, sonra da cümle olarak biraraya gelişleridir. Bunun için bir enerjiye gereksinim vardır ve bu enerji onları akan bir dizi simge haline getirir. Zihniniz bir anlamda, kitabın içindeki sayfalar üzerindeki sözcükler gibidir. Ancak sayfalardan fırlayan şey, sizin ilginizi ve dikkatinizi çeken şey, hisler ve duygular ve ruhtur. Kitaplarınızda bir ruh vardır. Bu, tek tek harflerin içinde ya da ünlem işaretlerinin içinde, ya da satır aralıklarında değildir. Bunlar sadece kitabın ruhunu ifade etme yollarıdır.
Siz de aynen böylesiniz. Sizi çevreye götürecek, şimdinize odaklayacak bir bedene sahipsiniz. Bütün bu simgeleri alıp, biraz mantıklı bir düzene sokan bir zihine sahipsiniz. Ama şimdi şarkı söylemek, ortaya çıkmak ve kendini ifade etmek gereğinde olan sizin Ruhunuzdur, sizin yüreğinizdir. Tanrısallığınız, zihniniz yoluyla ortaya çıkmaz. Zihin sadece düzenlemenin ve anlamanın bir yoludur. Tanrısallık, tüm varlığınızdan akar.
Burada onun sadece bir alanda, kalpte olduğunu söylemeye çalışan kişiler de vardır. O, tüm alanlardadır. O, satır aralarındadır. O, her sayfadadır. O, kapaktadır. O her yoldan şarkısını söylemeyi seçmektedir. Bütün bunları, yolunuzu belirlemeye çalışmayın demek için söylemekteyiz. Bu işlemi zihinselleştirmeye çalışmayın. Oynamak, zihinselleştirmemektir. Oynamak, sadece ifade etmek adına eğlenmek demektir. Aynı şeyi tanrısallığınızla da yapın. İfade etmek adına oynayın onunla. Sahip çıkın. Sahip çıkın.
Ve bugün konuştuğumuz tüm sözler hakkında ve sizin bunlara verdiğiniz tepkiler ve duygularınız hakkında düşünün. Ve bir gün size gelecek kişilerin karşısında nasıl oturacağınızı, ve onlara nasıl açıklayacağınızı, tanrısallıklarına sahip çıkmak zamanının geldiğini onlara nasıl açıklayacağınızı düşünün. Size korkuyla bakacaklardır, çünkü bu alanı onların yerine tutmanızı sizden bekliyor olacaklardır. Onlar sizden, tanrısallıklarına giden yolu gösterecek bir rehber olmanızı bekliyor olacaktır.
Ve bir gün siz bağları keseceksiniz, ve bu sizi acıtacaktır. Bu acıtacaktır, çünkü onları candan seven bir parçanız olacaktır. Oynadığınız öğretmenlik rolünü bile seven bir parçanız olacaktır. Kendi tanrısallıklarına sahip çıkmak zamanının geldiğini ve dışarıya çıkıp oynamalarını söyleyeceğiniz bir gün olacaktır. Ve onlar size çok garip bir biçimde bakacaktır. Siz onlara dışarıya çıkmalarını ve oynamalarını ve bütün kuralları da fırlatıp atmalarını söyleyeceksiniz.
Oh, öğrenciler gelecektir size. Onlara söylediğiniz bütün büyük lafları – kuralları, ve lanet rejimleri ve geri kalan tüm akılcı yöntemleri – içeren defterleriyle ve daha da çok defterlerle geleceklerdir. Aynı sizin yaptığınız gibi, onlar da nasıl yaşanacağını söyleyen şeyleri kesip asacaklardır. Siz bütün bu not-defterlerini alacak ve hepsini çöpe atacaksınız, sonra da dışarıya çıkıp oynamalarını ve tanrısallıklarına sahip çıkmalarını söyleyeceksiniz.
Bu o kadar basittir ki sevgili dostlar. Artık daha fazla bir şey söylemek gereğini duymamaktayız. Bu o kadar basittir. Onu sahiplenmek, onunla oynamak ve onu ifade etmek zamanıdır. Onu beyninizde tutmuştunuz. Onu o kadar uzun bir zamandır aramaktasınız ki, neredeyse aradığınızın ne olduğunu unuttunuz. Neredeyse tüm mizah duygunuzu kaybettiniz. Onunla sadece oynamak zamanıdır.
Konuştuğumuz sözlerden pek hoşlanmayacak kişiler vardır. Öğrendiğiniz şeyleri atmak zamanıdır, dememizden hoşlanmayacaklardır. Bu şeylerin size çok iyi hizmet etmiş olduğunu hatırlatırız. Onlar sizi bu yere getirmiştir. Onlar sizi bu noktaya getirmiştir. Ama onları bırakmak zamanıdır. Bedeninize kulak verin. Tüm varlığınıza kulak verin ve tanrısallığınızla oynayın.
Sizi candan sevmekteyiz, ve rehberleriniz biraz daha burada kalıp sizinle oynayıp oynayamayacaklarını soruyorlar! (kendi kendine güler) Sorularınız için bir dakikaya kadar geri geleceğiz.
Ve öyledir!
Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Sorular ve Yanıtlar
Crimson Circle’de (Kırmızı Çemberde) sunuldu
TOBIAS: Ve öyledir, sevgili dostlar, sorular ve yanıtlar zamanı için geri gelmekteyiz. Sizin güldüğünüzü görmek ve kendinizi açtığınızı görmek, ve bu tanrısallık enerjinizin kendini, yüzünüzden ve kalbinizden ve belinizden ve tüm varlığınızdan ifade etmesine izin verişinizi görmek, bize çok mutluluk vermektedir. Bu gülüşleri görmeyi seviyoruz.
Işık İşçisi Rachael’in öyküsünde (kanallık sırasında anlatılan öykü), onun tek bir harika kahkahasının, çok da uzun olmayan bir zaman önce attığı o çok içten, açık kahkahanın, tek bir yaşamın bütün acılarını ve acı-çekmelerini ve karmasını temizleyerek saldığını söylemiştik. Tek bir kahkahayla! Bu size gülmenin, gülümseyebilmenin ve bırakmanın ve çok da endişelenmemenin gücü hakkında bir fikir vermelidir.
Çok, çok yaşamlar boyunca, özellikle de Yeshua ile birlikte geldiğinizden bu yanaki yaşamlarınızda bu kadar ciddi bir öğrenci olmak, içinize damgalanmıştır. Sizler ciddi, büyük hedefleri olan ciddi öğrencilerdiniz. Biz bu hedefi onurlandırmaktayız. Şimdiye kadar ve bu yaşamda gerçekleştirdiğiniz tüm çalışmaları onurlandırmaktayız.
Ama şimdi içinde bulunduğunuz yükseliş halinde, bunun farklı olduğunu söylüyoruz size.
Öğrenmeniz, araştırmanız gereken çok fazla şeyler yoktur. Bu artık sizinle ilgili değildir. Siz artık öğretmenlersiniz. Diğer insanların salıvermesine yardımcı olacak kişiler sizlersiniz, onun için şimdi sizin bırakmak ve yaşamın zevkini çıkartmak zamanınızdır. Siz, geçmişte olmuş şeylerin temeline, geleceğin potansiyelini oturtmaktasınız. Geçmişte meydana gelmiş belli tepkilerin, gelecekte de olacağını varsaymaktasınız. Dünya üzerinde yeni fizik kuralları, yeni bir enerji vardır. Bu, artık geçmişte olmuş şeylerin, gelecekte de meydana geleceği (varsayımını) kendinde barındırmamaktadır. Biz burada bir dereceye kadar, ama sadece bir dereceye kadar abartmaktayız.
Geçmişte belki de bütün gün oturup çukulatalı bisküviler yemenin size iyi gelmediğini anlamış olabilirsiniz. Bunun geçmişte böyle olması, gelecekte de böyle olacağı anlamına gelmemektedir! Hala geçmişin fizik kurallarına ve anlayışlarına tutunan ve bunların, yeni enerjinin bir parçası olacağını sanan kişiler vardır. Bu doğru değildir. Bir insanın, zihnini uyuşturan hapları bırakmasını daha anlayamayan kişiler vardır. Kendileri eski enerjideyken ya da hala eski enerjide bulunan kişilerle çalışırken gözlemledikleri şeylere dayanarak belirli tepkilerin olacağını sanmaktadırlar. Sizin ve bu insanların daha gözlemlemediği şey ise, yeni enerjideki tepkilerdir. Bunlar farklıdır. Bunlar çok farklıdır. Siz daha sadece ayak parmağınızı suya soktunuz. Kendinize tümüyle deneyimlemek için izin vermediniz. Bu anlaşılır bir şeydir, çünkü siz bu yükselişe temkinli yaklaşmaktasınız. Ama siz eski enerjide, bir şey belirli bir şekilde meydana geldiği için, şimdi de bunun böyle olması gerektiğini sanmaktasınız. Bu doğru değildir. Çoğu şey farklı olacaktır.
Para nasıl kazanılır, bolluğu kendinize nasıl çekersiniz’e olan yaklaşımınızın büyük bir bölümü, geçmişte öğrendiğinizden farklı olacaktır. Saat başına para almak öğretildi size. Bu, yeni enerjide mantıklı değildir. Bu farklıdır. Bu bir anlamda, sözünü çok sık ettiğimiz bu 4 rakkamı çevresinde dönen, tümüyle yeni bir fiziktir. “Dörtsel matematik”, hepinizin içinden geçmekte olduğu kuantum sıçrayışına bağlanmaktadır. Bilimin, teknolojinin, bilginin ve spiritüelliğin birleşmesi, çok hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Bunlar, sizin zamanınızla gelecek birkaç yıl içinde birleşecektir. Eski enerjide öğrendiğiniz şeylerin, yeni enerjide de geçerli olacağını varsaymayın. Dünya üzerinde yeni bir fizik vardır.
Her birinize çekirdek düzeyinizde “meydan okumaktayız”. Onun için de bugünün dersi olan “sahiplenmeyi” gündeme getirmek zorundaydık. Siz, tanrısallığınıza nasıl sahip çıkacağınızı anlamamıştınız. Siz dışardan gelen birisinin size bir ünvan ve lisans vermesini bekliyordunuz. Biz onun için bu dersi araya koyduk. Yeni bir spiritüel fizik, bir enerji fiziği de meydana gelmektedir. Bu, bir eğri çizmek gibidir, çünkü biz çoğu insanın bu çizimleri yapmayı sevdiğini bilmekteyiz. (kahkahalar) Bu şöyle bir şeydir : Yeni enerjiye girdikçe, eski enerji yöntemlerine ne kadar çok tutunursanız, işlem de o kadar yavaş ve acı olacaktır. Tersi de geçerlidir, eski enerji yöntemlerinizi ne kadar çabuk bırakır ve oynamayı öğrenirseniz, bu yükseliş sürecinin de o kadar yumuşak ve o kadar güzel ve o kadar keyif verici olduğunu göreceksiniz.
Tutunmaya devam etmeyi seçerseniz, birisinin size gelip de yükseldiğinizi söylemesini isterseniz, bir meleğin görünmesi gerektiğini ya da belli bir şeyin meydana gelmesi gerektiğine inanmayı seçerseniz, tanrısallığınıza meydan okumayı seçerseniz, ona meydan okumaya devam edip durursunuz. Ve tanrısallığınız ortaya çıkmayacaktır. Onu sahiplenmeyi ve kabul etmeyi ve onunla oynamayı ve yeni enerjideki her anın keyfini çıkartmayı seçerseniz, öyle olsun. Siz bir zevk alma hali içinde olursunuz. Bu size kalmış bir şeydir. Bize değil. Hangi oyunu oynayacağınızı seçmek, size kalmıştır. O zaman, bugün neyi seçiyorsunuz? Bunu da söyledikten sonra, ilk soruyu alalım.
SORU: Tobias, “bu artık seninle ilgili değildir” ifadesinin, kendinle ilgilenmemek anlamına gelmediğini, insanın kendisiyle ilgilenmesinin, kendisine bakmasının bencillik olmadığını açıklarmısın lütfen.
TOBIAS: Buna birçok yönden bakılabilinir. Biz kendinize bakın, kendinizle ilgilenin diyoruz, ama tekrarlıyoruz, bu yeni bir biçimde olacaktır. Bu, daha önce öğrendiğiniz biçimlerde olmayacaktır. Kendinize, oyun oynarmış gibi bakın. Siz o kadar sistematik, disiplinli ve katı oldunuz ki. Siz, hepiniz, kendinize karşı, şikayet ettiğiniz ana-babalarınızdan çok daha katı davrandınız! Siz kendinize böyle davrandınız. Kendinize sevgi dolu ve oyuncu bir şekilde bakın. Bu gece eve gidin ve ne bilmeniz, ne okumanız ve ne yapmanız ve ne yemeniz ve ne düşünmeniz ve nasıl hareket etmeniz gerektiğini içeren, yazdığınız kurallar listelerinizin her birini atın. Bunların hepsini atın! Bunlar eskidir – hepsi. Kendinize neşe ve sevinç içinde bakın, cezalandırarak değil.
“Bu artık seninle ilgili değildir” ifadesi, aynı zamanda, bunun artık sizin karmanızla ilgili olmadığı anlamına da gelir. Bu artık derslerle ilgili değildir. Biz, dikkatini çekmek için Cauldre’nın başına vurmadık. (gün içinde anlatılan bir öyküye göndermede bulunmaktadır) O sadece bir tahtaya yanlış bir biçimde basmıştır. Bu, onunla ilgili değildi. Bu, öğrenilmesi gereken derslerle ilgili değildir. Ruh’un size ne söylemeye çalıştığını merak ederek günlerce ve haftalarca ıstırap çekmek gerekli değildir. Bir dahaki sefere Cauldre bir başka testere kullanacaktır! (kahkahalar) Bu, bu kadar basittir. Bu, onunla ilgili değildir. Bu, sizinle ilgili değildir. Siz salıverdiniz. Siz geçip gittiniz. Siz, kontratları tamamladınız. Kitabınızın yeni sayfaları boştur. Daha fazla dersle kendinize neden karşı gelmek isteyesiniz ki? Neden kendinize daha fazla ağırlık yüklemek isteyesiniz ki? Bu, sizinle ilgili değildir, tabi buna tutunmaya devam etmek istiyorsanız, o başka. Ve o zaman biz izleyeceğiz, ve siz bunu salıvermeye hazır olana dek, sevgi ve onurların en büyüğü içinde bekleyeceğiz.
SORU: Tobias, yani biz öğretmen olacaksak, hazır olduğumuzu nasıl bileceğiz? Bu ne zaman uygun olacaktır? Ben arkadaşlarıma okuduklarımı açıklıyorum. (Öğretmeye) Başladım mı?
TOBIAS: Başlamak istediğin zaman, başlayabilirsin. Sana gelip de söylememizi bizden bekleme. Tanrısallığına ve olduğun tüme sahip çıktığın zaman, ve öğretmen olmayı sahiplendiğin zaman, öğrenciler görünmeye başlayacaktır. Şimdi başla. Bekleme. Daha fazla temizlik için, daha fazla kurs için, bunların daha fazlası için bekleme. Şimdi başla. O tanrısallığı sahiplen. Sonra da ne olacağını belirleme, çünkü bu yeni bir şey olacaktır. Bunların sana belli bir şekilde ya da belli bir zamanda geleceğini sanma. Belki de sana gelecek en iyi şey daha hazır değildir. Bu, seninle ilgili değildir. Bu, onlarla ilgilidir. Bu, onlarla ilgilidir.
Tanrısallığına bugün sahip çık. Bu andan itibaren sevinç içinde yürü git. Neyin olacağını ve ne zaman ve nasıl olacağını ve yapman gerekenin ne olduğunu, burada (Tobias, Cauldre’nın başını işaret eder) düşünmekten vazgeç. Hepiniz kendinizi o kadar çok sıkıyor ve aklınızı karıştırıyorsunuz ki.
Yükselişte, yaşamın zevkini çıkartabilirsiniz. Onun sunacağı herşeyin keyfini çıkartabilirsiniz. Yaşamları temizlemekle, bu yaşamda salıvermekle o kadar meşguldünüz ki, nasıl keyif alınacağını unuttunuz. Yükselişte, keyif alabilirsiniz. Bunu anlıyor musunuz? Tersini seçmedikçe, başka hiç bir şey yapmak zorunda değilsiniz. Ayakkabıları omuzunuzda taşıdığınız halde, çok bozuk bir yolu yalınayak yürümeyi seçebilirsiniz, ve bozuk yolun paralelinde de, kaygan bir yol vardır…..bu, sizin yürüyen yan yollarınızdan biridir….fazla hareket etmenize bile gerek yoktur. Ama biz sizi bırakacağız bu bozuk yolda, kanayan ayaklarla ve acıyla ve zorluklarla yürüyesiniz diye, ve başımızı sallayıp, kolay yolu neden şimdi seçmediğinize şaşacağız.
SORU: Tobias, bana kanallık yapabileceğim söylendi. Ben buna karşı koyuyorum ve ilerlemek istiyorum. Bunu nasıl gerçekleştirebilirim?
TOBIAS: Sen, ne yapacağını sana söyleyen başka insanların olduğunu, ama içsel varlığının da kendini bununla ilgili rahat hissetmediğini söylüyorsun. Biz senin sorunu anlamıyoruz. Soru, kendini yanıtlamaktadır. Soru, kendini yanıtlamaktadır. Diğer insanlar sana her türlü çılgın şeyi yapmanı söyleyebilir. İçerde olan şeye kulak ver. İçerde olanı dinlediğinde….neye kanallık ettiğini biliyor musun? Kendine. Kendine.
Sevgili dostlar, size öğrenci olarak gelecek birisine vereceğiniz en güçlü şey, bir insan olarak kim olduğunuzu onlara göstermektir. Bir insan rehber olarak yapabileceğiniz en güçlü şey, bir başka kişinin önünde oturup şöyle demektir, “ Yürüdüğün yolu anlıyorum ve buna empati ve merhamet duyuyorum, çünkü ben de oradan geçtim. Ama şimdi bana bir bak. Ben çukulatalı bisküviler yiyorum ve fazla kilolu da değilim. (kahkahalar) Her sabah kalkıyorum ve kuşların şarkılarını duymanın keyfini çıkartıyorum. Yürüyüşe çıkıyorum, çıkmak zorunda olduğum için değil, istediğim için. Kendi iç benliğime kanallık ediyorum, çünkü o tüm varlıkların içinde en muhteşem olanı. Tanrısallığımın ortaya çıkmasına izin veriyorum. Ona sahip çıkıyorum. Onu, çevremdeki dünyada ifade ediyorum ve bunu da sevinçle yapıyorum. Her gün yaşantımda bolluk var. Bu bolluk bana, planlamaya çalışmadığım yollardan geliyor. Belirlemeye ve kontrol etmeye çalışmıyorum. Bolluk ve sevinç bana sadece, gelmesine izin verdiğim için geliyor.” Bir başkasının önünde oturduğunda ve bilge olduğunda ve onlara iyi şeyler söylediğinde, Tobias gibi ölmüş, yaşlı birine kanallık etmektense, ister inan, ister inanma ama, kendine kanallık etmen çok daha güçlü bir şeydir. (kahkahalar)
SORU: Tobias, DNA vs. içinde bulunan atalardan kalma kalıpları salıverdiğimizde, çocuklarımızdan da salınmış olur mu? Teşekkür ederim.
TOBIAS: Bunun çocuklarının içinde salınmasına izin verecek daha büyük bir potansiyeli başlatmış olursun. Sen bunu onlar adına yapamazsın. Onlar soydan gelen bu şeylerin bazılarını hala taşırlar, ama sıradaki birinin bu atalardan kalma karmayı salmak işlemine başlaması gerekir. Birisinin başlaması gerekmektedir, sonra diğerleri onu izler. Birisinin ilk olarak yeni enerjiye girmesi gerekiyordu, diğerleri sonradan onu izleyecektir. Atalardan kalma karmayı salıvermek de böyledir. Sen bunu şimdi gerçekleştirdiğine göre, arkandan gelecekler için bunu yapmak daha kolay olacaktır. Onlar bunu gerçekleştirdiklerini bile farkına varmayabilirler. Onlar, senin geçtiğin zorluklardan geçmek zorunda kalmayabilirler.
Ama bu harika bir sorudur, ve bu bize, her birinizin gerçekleştirdiği çalışmanın ne denli önemli olduğunu size söylemek fırsatını vermektedir. Bu, artık sizinle ilgili değildir. Sizin gerçekleştirdiğiniz şey, diğer kişiler için bir işlemi başlatmaktır. Bu yükseliş haline girmekle, zor olmasına karşın, ve gizemli olmasına karşın, ona girmekle, siz bunu başlattınız. Siz kendi varlığınızdan, atalarınızın varlığından, geçmişinizden olan karmayı salıvermenin zincirleme tepkisini başlattınız. Gerçekte yapmakta olduğunuz şey sevgili dostlar, bunun ötesine de giden bir şey, bizim açıkladığımız bir şeydir. Bunu sözcüklerle ifade etmek zordur, onun için biz sizden sadece bunun enerjisini hissetmenizi rica ediyoruz. Biz – nasıl desek – biz bu enerjiyi (size) geçiriyoruz. Yanınızda duran rehberler kanalıyla, size söylediğimiz şeyin arkasında yatan enerjiyi hissedebilmeniz için, bunu size geçiriyoruz. Sözcükler yetersiz olduğundan, bunun anlaşılması için rehberlerin yardımını istiyoruz.
Yaratılışta, bu yaratılışta, bir anlamda herşeyin enerjisel olarak tıkandığı bir kördüğüm noktasına gelindiğini söylemiştik. İlerlemek mümkün değildi. (Yaratılış) durmuştu, çünkü çözülmesi gereken bir şey vardı. Bu enerji düğümlenmesine bir çözüm bularak, ikinci yaratılışın tümünün ilerlemesini sağlamak amacıyla, enerjilerini geleceğe yansıtmaktan sorumlu olan Başmelekler Makamının yaratılması, bu tıkanıklığın sonucunda olmuştur. Sizin gerçekleştirdiğiniz şey, çok muhteşem görünmesine karşın, aynı zamanda meydan okuyucu ve zor olan şey….Işık İşçileri olarak, insanlar olarak gerçekleştirdiğiniz çalışmalar, bu kördüğümün çözülmesine yardımcı olmaktır. İlerleyişin devam etmesine katkıda bulunmaktır.
(Tobias güçlü ve yavaş bir biçimde vurgular) BU ARTIK SİZİNLE İLGİLİ DEĞİLDİR. Sizler, yaratılışın ilerleyebilmesi için çözümlerin bulunmasında çalışmaktasınız.
Biz çözümün şimdiden burada olduğunu biliyoruz. Daha önceki oturumlar sırasında, üstü kapalı bir biçimde bundan söz ettik. Ve şeylerin ilerlediğini ve bunu da kozmik olaylarınızda görebileceğinizi, söyleyebiliriz. Siz bunu, insanlarınız yıldızlara bakıp da, bunlarla ilgili şimdiye kadar yazılmış şeyleri değil de, başka, yeni fenomenler görmeye başladığında, anlayacaksınız. Bu gözlemlerin belgelenip yayınlanması, enerjideki kördüğümün çözüldüğünün ve ilerlemenin devam edebileceğinin bir göstergesi olacaktır, bunu anlayın. Biz şimdi konudan biraz ayrıldık ama, bu bize size konuşmak ve size duyduğumuz büyük onuru biraz daha açıklamak fırsatı vermiştir. Siz kendinizi, pek de sevmediğiniz bir işe gitmek için trafikle boğuşan ve zorluklardan geçen insanlar olarak görmektesiniz. Biz ise sizi, başmeleklerin bile hesaba kattığı ve güvendiği varlıklar olarak görmekteyiz. Sizi candan sevmekteyiz ve bu sorun için sana teşekkür ederiz.
SORU: Tobias, sen anti-depresant ‘ilaçlar’ hakkında konuşmuştun. Ben diğer uyuşturucuların, yeni enerjiye girmeyi engelleyip engellemediğini merak ediyorum. Alkol, esrar ya da haluzinasyona neden olan diğer maddeler hakkında konuşabilir misin?
TOBIAS: Biz bunun hakkında konuşmaktan biraz korkuyoruz, çünkü Cauldre’nın ve onun sağında oturanın (Linda Benyo), bunun için bizi azarlayacağını biliyoruz. (kahkahalar) Ama bu bizi bugüne kadar durdurmamıştır.
Bu zihin uyuşturcularının birkaç etkisi hakkında konuşmuştuk. Bunlar güçlü kimyasallardır ve bu bizim…..Cauldre bizi şimdi durdurmaktadır. O kehanetlerden pek hoşlanmamaktadır, ama biz bir kehanette bulunuyoruz; bu uyuşturucular hakkında anlaşılan ve öğrenilen şeylerle, ve üzerinde çalışılan alternatiflerle, hatta bu gruptan ve aileden olan bazı kişiler de bu konuda çalışıyor olabilir…..gelecek üç, beş yıl içinde bu uyuşturucular pazarlarınızdan çekilecektir, çünkü onların yarattığı zorluklar keşfedilecektir. Bunlar daha önce çekilebilirdi, ama alternatif bir çözüm bulmadan bunun yapılamayacağını bilen kişiler vardır. Biz bunların artık satılmadığını ya da pazarlanmadığını görmekteyiz. Biz, bunlarla başa çıkmanın başka yollarını görmekteyiz. Bu bir kehanet değildir, bu daha çok bizim anlayışımızı yansıtmakta ve bir anlamda size bunu önceden haber vermektir.
Burada değindiğin diğer şeylere gelince, bu öncelikle onları nasıl kullandığına bağlıdır. Alkol, bildiğiniz gibi, korkudan kaçmanın harika bir yolu, harika bir yoludur. Kısa bir zaman için, korku canavarından daha güçlü olmanın harika bir yoludur. Siz ondan daha hızlı bir hale gelirsiniz, ama biliyor musunuz, ki burada bulunan bazılarınız bunu bilir, ertesi gün….oh, o çılgına döner! (kahkahalar) Canavar geri gelir. Ancak, bu doğru bir niyetle ve doğru bir yaklaşımla alındığında sevgili dostlar, bu tür şeyler uygundur. Bu, bu tür şeylerin öncelikle dudaklarınızdan neden geçtiğine bağlıdır. Ben, Tobias, bir ya da iki bardak şarabın keyfine varmakla tanınırdım. (dalga geçerek) Ve söylemeliyim ki….Cauldre’ya, benimle ilgili yazılan öykünün o kadar da doğru olmadığını söylemeliyim. Benim, masamda oturan her misafir için bir bardaktan fazla şarap içmediğim yazılıdır. Ve Cauldre benim haftanın her gecesi yemeğe çok misafirimin olduğu söylentisini yaymıştır. Ben gerçekten şaraptan zevk almışımdır. Bunun insanı gevşettiğini görmüş ve yaşamın birçok güzel şeylerinden biri olduğunu farketmişimdir.
Sevgili dostlar, bu tür şeyler dudaklarınızdan geçerken, bunu neden yaptığınız hakkında düşünün. Örneğin bir sigara içtiğinizde, bunu duvar örmek için mi yapmaktasınız? Bunu, saklanmak için mi yapmaktasınız? Bunu içinize o kadar yer ettiği ve artık bunu yapmak gereğinde olmadığınızı unuttuğunuz için mi yapmaktasınız? Biz Cauldre’ya da söylüyoruz – ondan söz etmemizden pek hoşlanmamaktadır. O bu şeylerden içmektedir….ve bırakmak istemektedir. Onun eski enerji yöntemlerini kullanmaya çalıştığını şimdiden söyleyebiliriz. Yumruklarını sıkıp, bunlarla savaşmaktadır, ve bu bir işe yaramayacaktır. Biz kimin kazanacağını biliyoruz!
Yeni enerji, kim olduğunuzu sahiplenmeyi öğrenmektir, şeyleri nasıl bırakacağınızı ve onlarla nasıl konuşacağınızı anlamaktır. Bu, yeni enerjinin en büyük şeylerinden biridir sevgili dostlar. Bunlarla konuşun, ister korkular olsunlar, ister sigara, ister bir problem olsunlar. Konuşun onunla.
Eğer sigarayı bırakmaya hazırsanız ve nasıl yapılacağını bilmiyorsanız….. nasıl mücadele edeceğinizi bilmiyorsanız, sadece konuşun onlarla. Onlar size hizmet etmek için buradadır. Onlar, siz istediğiniz sürece bağımlılık yaratan bir güç oluşturacaktır, çünkü onlardan yapmalarını istediğiniz şey buydu. Şimdi onlardan çabasız bir şekilde ve acı vermeden gitmelerini isteyebilirsiniz. (Biz Cauldre’dan, sahip olduğu önyargıları bırakmasını rica ediyoruz. Bizim bundan söz etmemiz onu çok üzmektedir.) Bu tür şeylere konuşmak ve söyleyecekleri şeylere kulak kabartmak zamanıdır. Örneğin sigara şöyle bir şey söyleyebilir, “Ben şu şekilde gitmek istiyorum. Ben şu şekilde terk etmek istiyorum.” Bütün bu şeylere konuşun : duygulara, nesnelere, diğer insanların tanrısal benliklerine. Yeni enerjide bunun en etkili araç olduğunu göreceksiniz. Anlayabilmek için zihninizle mücadele etmekten vaz geçin, ve varlığınız kanalıyla konuşmaya başlayın. Bu sözünü ettiğin diğer maddeler için de geçerlidir, çok güçlü bazı kimyasal maddeler hariç. Bu, bu tür maddeleri nasıl algıladığınız ve onlarla ne yapmak istediğinize bağlıdır.
SORU: Tobias, evlilikleri parçalanmakta olanlarımız için ne gibi önerilerin var?
TOBIAS: Parçalanmasına izin verin. Bu basittir. Size ya da eşinize artık hizmet etmeyen bir şeye neden bu kadar tutunuyorsunuz? Bir evliliğin sonsuza kadar sürmesi gerektiğini hangi kural söylemektedir ki? Geçmiş yaşamlarınızda, evlenmek üzere bir eş verilirdi ve onunla da sonsuza kadar birlikte kalmanız gerekirdi. Bazı durumlarda bu çok da eğlenceli değildi. Eğer şimdi evliliğinizin yürümediğini görüyorsanız, bırakın gitsin. Bıraktığınız zaman komik bir şey olur. (Evlilik) olduğu her şeyi olmak ya da hiç bir şey olmamak için özgür kalır. Onu, işe yaramayan, yapay bir şey haline getirmekten vaz geçin. Siz böylelikle bir anlamda, geçmişin kalıplarını, eski enerji kalıplarını salıverirsiniz. Ve biz sizin bu insanı, en derin düzeylerinizden sevdiğinizi biliyoruz, ama onları, sevginin en derin biçimiyle bırakın. Onları bırakın ve kendinizi bırakın. Onları bırakmanın, yeni enerjide ve temiz bir sevgiyle aslında onları size nasıl getirdiğine şaşabilirsiniz.
SORU: Metal takılar takmak, kanallık yapabilmeyi ya da enerji almayı sağlar mı? Takılar, enerji alanını etkiler mi? (çvr. burada metalden kasıt, aynı zamanda değerli-değersiz taşlardır)
TOBIAS: Sevgili dostlar, metaller size sahip değildir. Metaller siz izin vermedikçe, sizi etkilemez. Eğer taktığınız metal bir bilezik ya da kolyenin sizi etkileyeceğine inanıyorsanız, öyle olsun. O zaman etkileyecektir. Tanrısallığınıza sahip çıkmayı ve bu aptalca şeylerin yolunuza çıkmamasını ne zaman anlayacaksınız? Bu metaller ve bu kurallar ve sahip olduğunuz bu diğer şeyler….aynı miktarda enerjiyi alın ve bunu içinizde yatan içsel güce odaklayın. Eğer pek de anlamıyorsanız ya da inanmıyorsanız, o zaman takıp takıştırın, doldurun kendinizi metallerle. Herşeyle doldurun kendinizi. Belki o zaman daha iyi kanallık edersiniz. Belki o zaman daha büyük içgörülere sahip olursunuz. Bunları, sanki takılmak için yolunuzun üstüne koyuyorsunuz. Ve sonra da dirseklerinizin ve dizlerinizin acımasına şaşıyorsunuz!
Eğer çok emin değilseniz, bu metal şeylere de sorabilirsiniz. Sorun onlara. Onların hepsi enerjisel titreşimlere sahiptir. Onların hepsi kimliklere sahiptir. Onların hepsinin bilinçleri vardır, ama dışsal nesnelere bir soru yönelttiğinizde, bu ister insan, ister nesne, ister hayvan olsun, yanıtın gerçeğin ve sevginin içinden gelmesini her zaman talep edin, çünkü onlar bazen sizinle oynamayı severler. Onlar, gerçekte ne kadar farkında ve ne kadar tanrısal olduğunuzu görmek için sizi kandırmayı severler. Onun için, yanıtın gerçeğin ve sevginin içinden gelmesini, Tanrı olarak talep edin. Bu nesnelerle konuşun. Emin olmadığınız zaman, onlara sorun. Onlara sorun. Tanrısallığınıza bu şekilde sahip çıkmaya başlarsınız. Bir nesneye ya da bir şeye ya da bir insana ya da bir duyguya ya da bir korkuya konuşmak için tanrısallığınızı kullandığınızda, o zaman tanrısallığınıza sahip çıkmış olursunuz, çünkü onu kullanıyor olursunuz, onunla oynuyor ve kendini ifade etmesine izin veriyor olursunuz. Biz ne çeşit mücevher takacağınızı, takıp takmamanızın uygun olup olmayacağı gibi soruları artık duymak istemiyoruz! Sizi seviyoruz, ama kendi gücünüzü kullanmaya başlamanızı rica ediyoruz.
SORU: Tobias, 1974’de Birleşik Devletler uzaya kodlanmış bir mesaj yolladı. İki hafta içinde, İngiltere’deki tarlalarda oluşan o daireler ya da oyuklar, sanki bir yanıt gibi algılandı. Lütfen yorum yapar mısın. Kim yanıt verdi, ya da ne yanıt verdi?
TOBIAS: Bu dairesel şekiller…..onlar gerçekten güçlü simgelerdir, çok güçlü simgeler. Ve ben size şimdi onların tam olarak ne olduğunu söyleyeceğim. Bununla ne yapmak istediğiniz, size kalmış bir şeydir.
Topraklarınızın belirli yerlerine çizilen bu simgeler, Dünya üzerinde gerçekleştirdiğiniz çalışmaların, enerji düğümünü açmaya başladığının, en yüksek alemlerdeki başmelekler tarafından onaylanmasıdır. Düğüm çözüldükçe, şükranla size yanıt vermektedir. O size bir tür kodlanmış bir mesaj iletmektedir. Bu, öbür taraftan gelen bir “teşekkür ederim” kartıdır. Bunu takdir edebilmek ve topraklarınıza ne çeşit yararların çizildiğini anlamak için, buna sadece bir bakın. Orada bulunmanız bile gerekmemektedir. Orada olduğunu bile bilmek zorunda değilsiniz, çünkü bu size yeni enerji olarak, şükran dolu bir enerji olarak gelmektedir. Bu, ne yapmanız gerektiğini size söylemeye çalışan yabancı varlıklar değildir. Bu, 1974’de gönderilen kodlanmış bir mesaja gelen yanıt değildir. Bu, gerçekleştirdiğiniz çalışma için cennetin size “teşekkür ederim” demesidir. Bu bir anlamda, başmeleklerden, Başmelekler Makamından Dünyaya geri gelen bir “teşekkür ederim” kartıdır.
Ama bu aynı zamanda, Dünyanıza ve dünyanın enerji ağına damgalanmış olan ve onu kullanmaya hazır olduğunuzda, ona erişmeye hazır olduğunuzda, her biriniz için ulaşılır bir halde olan yeni ve muktedir kılan bir enerjiyi de beraberinde taşımaktadır. Bu, Dünyanın yeni enerjisidir. Bu, uzun, çok uzun bir zamandır bu düğümün içinde kalmış olan sizin ve bizim sırtınızı sıvazlamasıdır. Bunun oluşumu için bazı yabancı varlıklara paye vermeyin. (Bu mesajları uzaya attıkları için) Kendi hükümetinize bile paye vermeyin, çünkü onlar bu şeyleri hiç anlamamaktadır. Payeyi kendinize verin, gerçekleştirdiğiniz çalışmalar için.
Tanrısallığınızı ve olduğunuz tümü sahiplenin. Onu bir başkasına vermeyin. Sahip çıkın. Onunla oynamaktan keyif alın sevgili dostlar. Ev ödeviniz, gidip hergün onunla oynamaktır. Siz bir çocukla her gün oynamaz ve bunun için zaman ayırmaz mısınız? Biz sizden, tanrısallığınızla oynamanızı rica ediyoruz. Buradaki şu duvarla konuşun. Dışardaki ağaçlarla konuşun. Ayakkabınıza konuşun. Yolculuğunuz hakkında size anlatacak ilginç öyküleri vardır! Yanınızda oturan diğer insanların tanrısallıklarına konuşun ve konuştuğunuz kadar da dinleyin. O kadar çok ve ilginç öyküler vardır ki. İnsanın yolculuğuyla ilgili o kadar harika öyküler vardır ki. Konuşmaya ve dinlemeye başlayın. Bunu yapmak, sahip çıkmak demektir. Oynamaya başlayın. Sahip çıkmak bu demektir. Bu andan itibaren tanrısallığınıza sahip çıkın. Bu, size kalmış bir şeydir. Bunu yapmayı seçmezseniz, biz geri gelmeye ve uzun, uzun bir süre daha bu şekilde sizinle konuşmaya devam etmek zorunda kalacağız. Tanrısallığınıza sahip çıkın. Ona sahip çıkın sevgili dostlar, ve böylece hepimiz ilerleyebiliriz.
Sizi candan sevmekteyiz. Size, zaten bildiğiniz ama daha bilinç düzeyinde kabul etmediğiniz şeyleri geri yansıtmayı seviyoruz. Kendi kendinize söyleyebilmeyi istediğiniz şeyleri size geri bildirmeyi seviyoruz. Dünya zamanınızla birkaç kısa hafta sonra sizinle yeniden birlikte olacağız, ama bu zaman içinde sizin yanıbaşınızda olacağız. Gücünüzü bize ya da başka bir şeye vermeye kalktığınız her sefer, poponuza vuracağız. (kahkahalar ve alkışlar) Gücünüzü vermeye kalktığınız her sefer, Cauldre’ya olduğu gibi, başınıza vuracağız.
Ve öyledir!
Kırmızı Meclis’in varlıklarından Tobias, Golden, Colorado’da yaşamakta olan Geoffrey Hoppe tarafından sunulmaktadır. Tobit’in mukaddes kitabında bulunan Tobias’ın öyküsü, Crimson Circle sitesinde bulunmaktadır.
www.crimsoncircle.com. Tobias materyelleri, bedelsiz olarak dünyanın her tarafında bulunan ışık işçileri ve Shaumbra’ya, Ağustos 1999 tarihinden beri sunulmaktadır. Bu tarih Tobias’ın, insanlığın yıkım potansiyelini aşıp, Yeni Enerjiye girdiğini söylediği tarihtir.
Crimson Circle, Yeni Enerjiye geçiş yapacak ilk insan (kılığındaki) meleklerden oluşan global bir ağdır. Bu kişiler, yükseliş halinin sevinç ve zorluklarını deneyimlerken, diğer insanların da yolculuğuna, paylaşım, ilgi ve yol göstererek yardımcı olmaktadır. Crimson Circle’in sitesine her ay 40.000’in üzerinde ziyaretçi, son materyelleri okumak ve kendi deneyimlerini tartışmak amacıyla girmektedir.
Crimson Circle her ay Denver, Colorado’da, Tobias’ın, Geoffrey Hoppe kanalıyla son bilgileri sunduğu yerde biraraya gelmektedir. Tobias, kendisinin ve Crimson Council’ın (Kırmızı Meclisin) diğer semavi varlıklarının, aslında insanoğlunun kanallığını yapmakta olduğunu bildirmektedir. Tobias’a göre, onlar bizim enerjilerimizi okumakta ve biz içimizde deneyimlerken, dışardan da bakabilmemiz için, kendi bilgilerimizi bize geri tercüme etmektedirler. Crimson Circle toplantıları herkese açıktır, ama LCV takdir edilir. Katılımı gerektiren hiç bir şey ve ödenmesi gereken bir aidat yoktur. Crimson Circle, dünya çapındaki Shaumbra’nın açık sevgisi ve bağışları yoluyla bolluğu kabul etmektedir.
Crimson Circle’ın en yüksek amacı, insan melekler ve öğretmenler olarak, içsel spiritüel uyanış yolunu yürümekte olan kişilere hizmet etmektir. Bu hıristiyanlıkla ilgili bir misyon değildir. Tersine, içsel ışık, merhamet ve ilgi bulabilmeleri amacıyla, insanları senin kapına getirecektir. Kılıçlar Köprüsü’ndeki yolculuğuna başlayan bu kendine has ve değerli insan sana geldiğinde, o anda ne yapman ve öğretmen gerektiğini bileceksin.
Eğer bunu okumaktaysan ve gerçek olduğunu ve bir bağın olduğunu hissediyorsan, sen gerçekten Shaumbra’sın. Sen insan (kılığında) bir öğretmen ve bir rehbersin. İçindeki tanrısallık tohumunun bu anda ve gelecek tüm zamanlar için çiçek açmasına izin ver. Hiç bir zaman yalnız değilsin, çünkü tüm dünyada bir ailen ve çevrendeki semavi boyutlarda melekler vardır.
Bu metni lütfen ticari amaç olmaksızın ve bedelsiz olarak dağıtın.
Lütfen bu bilgiyi, dipnotlar dahil bütünüyle kullanın. Tüm diğer kullanımlar, Geoffrey Hoppe, Golden Colorado’dan alınacak yazılı onayı gerektirir.
Telif hakkı 2001, Geoffrey Hoppe, P.O.Box 7328, Golden, CO 80403.
e-posta: tobias@crimsoncircle.com. Tüm haklar mahfuzdur.